Westworld (2016–) BATI DÜNYASI- Dizi
| |
Yönetmen: Jonathan Nolan, Fred Toye
Senaryo: Lisa Joy, Jonathan Nolan, Michael Crichton
Ülke: ABD
Tür: Dram, Gizem, Bilim-Kurgu
Rating: 9.2
Vizyon Tarihi: 01 Ekim 2016 (ABD)
Dil: İngilizce
Müzik: Ramin Djawadi
Nam-ı Diğer: Westworld - Dove tutto è concesso
Oyuncular: Evan Rachel
Wood, Jeffrey Wright, Ed HarrisEd Harris, Thandie Newton, James Marsden
Özet
İki konuk ileri teknolojinin kullanıldığı bir eğlence parkında Vahşi
Batı macerasına çıkar. Parktaki insanlar robottur ve park Roma, Vahşi Batı ve
Ortaçağ dönemlerine benzetilerek sahici bir hayat yaratmak amacıyla
tasarlanmıştır. Merkezi bilgisayar sistemi bozulunca robotlar zincirlerini koparır
ve parkın iki konuğu robot bir silahşör tarafından takip edildiklerini fark
eder.
West World ya da Batı Dünyası, yapay bilincin ortaya çıkması ve suçun
geleceğiyle ilgili karanlık bir yolculuğu anlatmaktadır.
SEZON 1
2.Bölüm
Dikkat
çeken replikler karartılmıştır.
Kestane: Yeniliğin Tohumlarını Yetiştirmek
Aç gözlerini Dolores.
Anımsıyor musun?
Varmak üzereyiz.
Bardağınızı alabilir miyim?
Şu anda varış terminaline
yanaşılıyor.
- Gittiğimiz yerde bu kız
ancak iki eder.
- Şu an puştluk yapıyorsun.
Hayır, kendim oluyorum.
Ki yolculuğun bütün amacı da
buydu.
Gerçekte olduğun kişi gergin bir
puşt değilse bile başka biri olmaktan çekinme.
- Hadi be.
- İşte ruh bu! Ne demiştim sana?
İyi eğlenceler, kendine dikkat
et.
- Yok artık.
- Ne?
Sanki kız kardeşim buradayken
payına düşen kovboyları becermedi de!
- William olmalısın.
Batı Dünyası'na hoş geldin.
- Teşekkürler.
İlk ziyaretin olduğu dikkate
alınınca kişisel birkaç sorum var.
Mevcut herhangi bir sağlık
sorunun var mı?
- Hayır, bildiğim kadarıyla yok.
- Kalp sorunları?
- Yok.
Herhangi bir akıl sağlığı,
depresyon ya da panik atak geçmişi var mı?
Yalnızca küçük bir palyaço
korkusu.
- Şaka yapıyorum.
- Sıklıkla sosyal anksiyete
yaşar mısın?
Bu tam olarak ne için acaba?
Baş edebileceğinden daha
fazlasını sana vermeyeceğimize emin olmak için.
- Burada zarar göremeyeceğini
sanıyordum.
- Yalnızca doğru miktarda.
Buradaki tek sınır
hayal gücündür.
Parkın ortasında başlarsın.
Basit ve güvenlidir.
Macera ne kadar fazla olursa,
deneyim de o kadar yoğun olur.
Ne kadar ileri gitmek istediğin
tamamen sana bağlı.
Peki, bu nasıl işliyor?
Yönlendirme falan var mı?
Yönlendirme de, el kitabı da yok.
Nasıl işlediğini anlamak
eğlencenin yarısı.
Tek yapman gereken buradan
başlayarak seçimler yapmak.
Her şey kişiye özel yapılmış ve
tam senin ölçünde.
- Sormak istiyorsun o yüzden sor.
- Sen gerçek misin?
Ayırt edemiyorsan, önemi var mı?
- Bunlar gerçek mi?
- Yeterince gerçek.
Öldürmemen gereken
kimseyi öldüremezsin.
Hoşuna giden bir şey var mı?
- Soyunma odası ya da bornoz var
mı?
- Elbette.
Yardımcı olabilirim.
- Ya da istersen dışarı da
çıkabilirim.
- Çoğu insan ne yapar?
Çoğu insan ne yapardı diye
endişe etmene gerek yok.
- Anlıyorum.
- Gerçekten anlıyor musun
William?
Tüm ev sahiplerimiz sizin için
var.
Ben de dahil.
İstersen bir süre burada
kalabiliriz.
Ne kadar istersen.
Teşekkür ederim ama
arkadaşlarımı bekletmek istemem.
Elbette.
Acele etme.
Ortaya çıkan yeni hikâye için
kurgu ne durumda?
Buna da vakit ayıracağım.
Abernathy'deki bozulmanın
bulduğu fotoğraf tarafından tetiklendiğini düşünmüştük.
Bulabildiğim her uyumsuz bölümü
inceledim.
Reaksiyon dolaysız, her
seferinde.
Bu adam evine kadar döner.
Sanki özellikle buna kafa
yoruyor gibi.
Varoluşsal bir kriz
yaşadığını mı düşünüyorsun?
Algılamasını berbat
eden bir şeyler olduğu kanaatindeyim.
Hem senin de benimle aynı
şekilde hissettiğini düşünüyorum.
- Hatanın nereden
kaynaklandığını biliyor muyuz?
- Tabii ki.
Hatasının üstünü örten de sensin.
İzin ver Abernathy'yi onarıp
daha ciddi bir şeylere yol açmamasını sağlayayım.
- Politikayı biliyorsun.
Oluruna bırak.
Öyleyse en azından kızı Dolores
gibi bağlantısı olan ev sahiplerini toparlayayım.
- Ne için?
- Çünkü bu uyumsuz bir bölüm
değilse bu durumda Abernathy'de olan, bulaşıcı da olabilir.
- Tabiri caizse.
- Dolores incelenip temizlendi.
Hikâyeleri de konuklara bırakmak
en iyisi.
Unutma.
Başka bir yerde durabilir misin?
Kimsenin içerideki
malları temsil ettiğini düşünmesini istemem.
"Şiddetle
başlayan hazlar şiddetle son bulurlar."
Merhaba kovboy.
Son bir dokunuş kaldı.
Hangisini tercih edersin?
Ciddiyim buraya inanabiliyor musun?
Peki, parka nasıl gireceğiz?
Olacaklara hakim olduğun
düşüncesinde olduğunu biliyorum.
Silahlar, memeler ve her şey!
Genelde zevk aldığım anlamsız saçmalıklar.
Tahmin dahi edemezsin.
Burası herkesi eninde sonunda
baştan çıkarır.
Sonunda kalmak için bana
yalvaracaksın çünkü burası kendine sorduğun o sorunun cevabı.
- Hangi soru?
- Gerçekte kim olduğun.
Ben de o adamla tanışmak için
sabırsızlanıyorum.
Fondip kovboy! Dahası, Donald
Pardue ve kardeşinin gaddar cinayeti.
Bu suçlar için,
hastalıklı ruhun aşağıdaki alevlerde ait olduğu mertebeyi bulana kadar
boynundan asılacaksın.
Tanrı ruhuna rahmet etsin.
Günaydın Lawrence.
Yine urganlarını düzeltmelerine
yardım mı ediyorsun?
Şuradaki arkadaşımla konuşmayı
umut ediyordum.
Boynu kırılır kırılmaz
arkadaşınla istediğin kadar konuşabilirsin.
Maalesef bu işime gelmez.
Adamlarıma mezarı birkaç metre
daha derin kazmalarını söylememe ne dersin?
Hepiniz için korkunç derecede
daracık olur.
Hadi! Hadi! Hadi be! Orospu
çocuğu! Toparlayabileceğin en iyi teşekkür bu mu Lawrence?
- Eskiden daha dokunaklı
söylerdin.
- Seni tanıyor muyum?
Beni dostun Kissy gönderdi.
Selam da söyledi.
- Nedir bu?
- Ne olduğunu kesinlikle
biliyorsun.
Labirent! Bu oyunun en derin
seviyesi.
Girişi bulmama yardım edeceksin.
Hayır.
Şu küçük sesi duyabiliyorsun,
değil mi?
Sana "sakın" diyen şu
ses! Sakın uzun süre bakma.
Sakın dokunma.
Sakın pişman olabileceğin bir
şey yapma.
Aynısı bana da olurdu.
Ne zaman bir şey istesem
beklememi, dikkatli olmamı söyleyerek hayatımın çoğunu yaşanmaz kılan o sesi
duyabiliyordum.
O ses beni yalnızca nerede rahat
bırakır biliyor musun?
Rüyalarımda özgürdüm.
Rüyalarımda
hissettiğim gibi iyi ya da kötü olabilirim.
Bir şey istediğimdeyse yalnızca
uzanıp alabilirdim.
Ama sonra uyanınca ses yeni
baştan başlardı.
Bu yüzden kaçtım, parıldayan
denizi geçip sonunda toprağa yeniden ayak bastığımda, duyduğum ilk şey yine o
lanet ses oldu.
Ne dedi biliyor musun?
Dedi ki Affedersin, bana izin verir misin?
- Pekâlâ Maeve, ne dedi?
- Dedi ki "Burası yeni dünya ve bu dünyada her kim
olmayı istersen olabilirsin.
" Göz bebeği tepkisi de gülümseme de iyi.
- Kızı düzerdim.
Sorun ne ki?
- Konuklar düzmez.
Sizemore büyük bir hikâye
döngüsü başlatıyor ve hafızayı tamamen temizlememizi istiyor.
Sayılarını başlangıca
sıfırlamazsak hizmet dışı kalacak.
- Saldırganlığını tetikleyelim.
- Yüzde on?
- İki katı.
Fahişe ne de olsa.
Bilmezden gelmeye gerek yok.
İşe yaramazsa gönderelim gitsin.
Bırakalım da uğraşsınlar.
Söz konusu iki ev sahibini
hizmetten aldık.
Devre dışı bırakmanın ne
kadar zor olduğunu değil, onları yaratmayı öğrettin.
Şeytanla tanışmadan Tanrı'yı
oynayamazsın.
Canını sıkan başka bir şey var
Bernard.
Kafanın nasıl çalıştığını
bilirim.
Fotoğraf tek başına Abernathy'de
bu seviyede bir hasara sebep olamaz.
Dışarıdan başka bir müdahale
olmadan mümkün değil.
Sabotaj olduğunu birinin yaratıklarımızla
oynadığını mı düşünüyorsun?
- En basit çözüm bu.
- Bay Ockham'ın Usturası.
Sorun şu ki Bernard, senin ve
benim yaptığımız şey çok karmaşık.
Büyücülük sergiliyoruz.
Doğru kelimeleri sarf edip sonra
da kaostan yaşamın ta kendisini yaratıyoruz.
Ockham'lı William 13.
yüzyıl keşişiydi.
Artık bize yardım edemez Bernard.
Bizi kazığa bağlayıp yakardı.
Gidip deneyelim hadi kovboy!
Affedersin.
- Dalga mı geçiyorsun?
- Ne?
Hadi git Grizzly Adams.
Birliğe destek olun!
Ülkenizin çağrısına yanıt verin.
Bu alay, büyük ulusumuzun
geleceğini belirlemek için savaşın tam göbeğine gidiyor.
Hiç kimsenin boyun eğmediği
özgür bir ülke için savaşıyoruz.
- Bu
- Üniformalarınızı temin edeceğiz.
Düşündüğümden de büyük.
Ne, burası mı?
Burası yalnızca Sweetwater.
Parkın geri kalanını görene
kadar bekle.
- Ne kadar büyük?
- Fikrim yok.
Sonuna hiç ulaşamadım.
Hoşunuza giden bir şeyler
gördünüz mü?
En az birkaç şey ama bunun için
seni yalvartacağım canım.
Hadi! - Yardım lazım mı bayım?
- Sağ ol dostum.
Yapma! Saçma hazine avı
zırvalarıyla aklını çelmeye çalışacak yalnızca.
Gülümseyin! Bunların hepsi kurgu
o adam, komşu kızı, kasabanın ayyaşı!
Ellerinde sana satmak istedikleri büyük bir macera var.
Hiçbir yere gittikleri yok.
İlkin bana içki ısmarlayacaksın,
tamam mı?
Sabit durun şimdi.
Kendini yeniden aktifleştir.
Merhaba.
- Son konuşmamızı hatırlıyor
musun Dolores?
- Evet, tabii ki.
Küçük sohbetlerimizden kimseye
bahsetmedin değil mi?
Bahsetmememi söylemiştin.
Analize müdahil ol lütfen.
Son konuştuğumuzdan bu yana kaç
etkileşime dahil oldun?
Bu da dahil olmak üzere 138
karşılaşma.
Peki bu süre içinde çekirdek
sezgisellerini değiştiren ya da güncelleyen birisi oldu mu?
Hayır.
Devam ediyoruz.
Konuştuğumuz şeylerden
bahsetmemenin çok daha iyi olacağı kanaatindeyim.
- Yanlış bir şey mi yaptım?
- Hayır ama seninle, düşünme
tarzınla ilgili farklı bir şeyler var.
Bunu büyüleyici buluyorum ama
diğerleri bu şekilde bakamayabilir.
Siz mi yanlış bir şey yaptınız?
Etkinlik günlüğünü kapat lütfen.
- Bu etkileşimi sil.
Onayla.
- Peki.
Birisi seni aramadan önce geri
dönmelisin Dolores.
Hadi bakalım! sonunda
toprağa yeniden ayak bastığımda, duyduğum ilk şey yine o lanet ses oldu.
Tüm yol boyunca beni takip etmiş.
Ne dedi biliyor musun?
- Hayır.
- Dedi ki "Burası yeni dünya ve bu dünyada her
kim olmayı istersen olabilirsin." Teşekkürler.
Belki başka zaman.
Bir kadeh sherry.
İyi olanından! Eski
perdelerinden damıttığın o at sidiğinden değil.
Sana ne dedim ben?
Bunun için ödeme yapan birisi
olmadıkça asla ağzını o kadar büyük açma! Affedersin Maeve.
Dün gece pek uyuyamadım.
Yine kâbus mu görüyorsun?
Bazen.
Bazen gerçekten kötü.
Benim yaptığımı yap.
Kendini kötü bir rüyada
bulduğunda gözlerini kapat ve üçten geriye doğru sayıp kendini hemen uyandır.
Minyatür çüklü bu
puştlardan biri tarafından düzülebileceğin güzel, sıcak ve güvenli yatağında
hemen uykuya dal.
İşine geri dön! İyi misin?
Bana bön bön bakmaya değil içki
için para ödüyorsun.
- Sanırım bir sorunumuz var.
- Nerede?
- Mariposa.
Madam denemede olarak kaydedildi
ama verimi daha da düşmeye devam etti.
Şimdilik Clementine'ı daha önce
yaptığı işte yeniden görevlendir.
Peki ya eski birim?
Birileri son bir fırsat ister mi
diye görmek için gece boyu sahnede bırakabiliriz.
Sabah da geri çağırıp hizmet
dışı bırakırız.
Çok yazık! Kalite Kontrol bunun
için sana ceza keser.
Hem sorumlu kadın da oldukça
zorludur.
Yalnızca "sürtük"
diyebilirsin.
Yeterince duydum.
Şirketle konuşmuşsun.
Sigara yaktığın zamanlar ancak
Bu karakter analizi lafları gerçekten düşündüğünün yarısı kadar bile
hoş değil.
O hâlde iyi gitti, öyle mi?
- Yalnızca departmanının
başlamaya hazır olacağını söyle.
- Hazır olacağız.
Diğer bir konu da Abernathy ve
güncelleme.
Duyduğuma göre departmanın hâlâ
sorguluyormuş.
Bunu yapalım diye ödeme
yapıyorsunuz.
Ama dert etmiyorum.
- Tüm ev sahipleri normale döndü.
- Güzel.
Konuklarımızı tecavüz ve
yağmalarından hiçbir şeyin alıkoymasını istemeyiz.
Onları bizden nasıl ayırt
ettiklerini merak ediyorsun, değil mi?
Anlamanın en hızlı yolu.
Acaba yemeyi bitirebilir miyiz?
Bak, bu senin sorunun dostum.
Karışıklık yaratmak konusunda
her zaman endişelisin.
İş yerinde de tıpkı böylesin.
Yetenekli, odaklanmış ve kendi
halindesin.
Burada işten bahsetmek
istemediğini sanıyordum.
Bu yolculuğun iş olmadığını kim
söyledi?
İyi akşamlar.
Kahretsin.
Göz teması kurmasana.
Dostum sabah geçirdiğim talihsiz
kazada bana yardım ettiğin için teşekkürler.
Hadi git başımızdan.
Minnettarlığımın naçizane bir
sembolü olarak sana hayatının fırsatını sunmak isterim.
- İlgilenmiyoruz.
- Nehrin karşısında, vahşi
toprakların ötesinde bir hazine var.
Elimde haritası mevcut.
İlgilenmiyoruz dedim.
Biliyor musun?
Zaten canım başka bir şey
çekmişti.
Hadi gidelim.
Seslere bakılırsa arkadaşın
epey eğleniyor.
O sözü kullanmazdım.
- Eğlenmeyi mi?
- Arkadaşı.
Eğlencelisin.
Derler ki bir adam ruhunu
eğlendirebiliyorsa eğlendirebileceği başka
- Bunu yapmak zorunda değilsin.
Tipin değilsem sana uygun harika
birini bulabiliriz.
Hayır, sen harikasın.
Ama başka biri
Evde beni bekleyen gerçek biri var.
Anlıyorum.
Gerçek aşk daima beklemeye değer.
Şahane ve güçlü, gaga burunlu
bir babayiğit olsun.
İstediğim buydu.
Bunu bana bunu mu gösteriyorsunuz?
Tamirhaneden bir çük kapıp
gözlerinin arasına mı sıkıştırıverdin?
Baştan başlayın.
- Aşağı doğru tıraşlasak olmaz
mı?
- Dedim ki Bu sikik işi baştan yap! Her zamanki gibi
naziksin.
Fazladan 50 ev sahibini geriye
çekme talebin elime ulaştı.
Bana yeni hikâyemin konusu için
yer lazım.
İçinde sadece 20 vahşinin yer aldığı
bir vahşi sürüsüyle olmaz, değil mi?
- Fazladan 50 değil, 20 ev
sahibi alacaksın.
- Kurul fazladan birkaç
malzemeyi önemsemez.
Peki hikâye Ford'dan onay aldı
mı?
Hikâye konusu için senelerdir
fikir önermedi.
Şirket maliyetleri azaltmak
istiyorsa kesimevine sadece yürekli liderimizin eski ev sahipleri gitmez.
Kayıp mı oldun?
Hayır.
Sadece olmam gereken yerin biraz
uzağında dolaşıyorum.
- Sanırım sen de öylesin.
- Tatildeyiz.
Sıkıcı.
Babam istediğimiz şeyi
yapabileceğimizi söylemişti.
Babam da sadece sıkıcı
insanların canlarının sıkıldığını söylerdi.
Benimki de.
Eskiden sadece sıkıntı
hissetmeyen insanların sıkıcı olduklarını bu yüzden başkalarındaki sıkıntıyı
anlayamayacaklarını düşünürdüm.
Öylesine yürüyordum.
İstersen bana katılabilirsin.
Adımında ufak bir sıçrama
görelim.
Çok ileri olmasın ama.
Bi' Hadi git! Kim olduğumu
biliyor musun?
Kim olduğunu gayet iyi biliyorum
Lawrence.
Ne de olsa ikimiz arkadaşız.
İşte bu yüzden dostun Kissy bana
burayı anlatınca çok şaşırdım.
Neredeyiz?
Evinde.
Hayır, hayır, hayır.
İkimiz kışlık yerlerinde Hayalet
Ulus yiğitlerinin peşine düşmüştük.
Viski içmekten hoşlandığını
biliyorum.
İşerken çaldığın ıslığın
melodisini tanıyorum.
Ancak bana bir ailen olduğunu
hiç söylememiştin.
Baba! İşte buranın sevdiğim
şeyleri!
Bütün sırlarını onca yıldan sonra bile fark edemediğim küçük
şeyleri.
Bu yer gerçek dünyayı
neden alt ediyor biliyor musun Lawrence?
Gerçek dünya yalnızca
karmaşa ve rastlantı.
Ancak burada her
detayın bir anlamı var.
Senin bile Lawrence.
- Benden ne istiyorsun?
- Labirent.
Girişi nasıl
bulacağım?
O lanet labirent
hakkında bir şey bilmediğimi sana söylemiştim.
Canım bunları al ve
onlarla ne yapacağımıza sen karar ver.
İçkiyi getirmen epey uzun sürdü.
En seçkin konuklarımız için
sakladığım şişeyi almaya gitmiştim.
Evet, bu aptalın kuzenlerine
biraz daha adam getir demesinin seninle hiç alakası olmadığına eminim.
Bana söyleyecek bir şeyin var mı
Lawrence?
Öyleyse hafızanı canlandırmak
için bir yol bulmamız gerekecek.
Bu konuk daha şimdiden bütün bir
grubu ortadan kaldırdı.
- Adamı yavaşlatmamı ister misin?
- O beyefendi istediğini elde
eder.
Kendimi kötü hissediyorum dostum.
Kuzenlerim genellikle çok
konukseverdir.
Anlamıyorsun Lawrence.
30 senedir buraya
geliyorum.
Bir bakıma burada
doğdum.
İşte bu var ya.
Gelme nedenim tam olarak işte bu.
Tanrı'nın Annesi Yüce Meryem!
Pekâlâ.
Bu çok eğlenceli ama yoluma
devam etmeliyim.
Dediğim gibi bunların ikisine ne
olacağına sen karar vereceksin.
Kararın ne olacak?
Lütfen.
Labirent nasıl bulunur hiç
bilmiyorum.
Hadi biraz dönelim canım.
Gerçekten güzel yapılmış fakat
bir süre sonra kusurları fark ediyorsun.
İşte basit duyguları bu yüzden
seviyorum.
- Bunun anlamını biliyor musun?
- Lütfen.
Anlamı, acı çektiğin an en
gerçekçi halindir.
Labirent sana göre değil.
Sana ne söyledim Lawrence?
Her zaman başka bir bölüm
vardır.
Riski göze alacağım canım.
Kan Vadisi'ni yılanın
yumurtalarını bıraktığı yere kadar takip et.
Artık istediğin şeye sahip
olabilirsin.
Eve dönüp bizi neden rahat
bırakmıyorsun?
Hayır.
Anlamıyorsun Lawrence.
Bu defa eve hiç dönmeyeceğim.
Dağın zirvesine kadar tırmanmak
istemiştik ama babam buna izin vermedi.
Sonra Tommy bana kafa tuttu.
İşte geldik.
Var olmayan diyar.
Dopdolu olan bir yere bu kelime
hiç uymuyor.
Göremiyor musun?
Belki yeterince dikkatli
bakmıyorsundur.
Neye?
Beyaz kiliseli kasaba.
Dinle.
Çan sesini duyamıyor musun?
Evet.
Evet, şimdi duyabiliyorum.
Evet.
Duyabileceğine inanmıştım.
Sıkkın
bir aklın büyücülükle neler yapabileceğini anlıyor musun?
Bunu nasıl
yaptın?
Bu büyü mü?
Büyücü
dışında bu dünyadaki her şey büyüdür.
Artık eve gitsen iyi olur.
- İyi de Tommy bana inanma - Buraya tekrar dönmeyeceksin, değil mi?
- Evet.
- Git hadi.
- Ofisinde değildin.
- Beni yine de buldun.
- Dinle, az önce - Unut gitsin.
- Biraz daha kal.
Konuşabiliriz.
- Biz hiç konuşmayız.
- Ciddiyim.
- Ben de öyle.
Sen uzun, düşünceli
sessizlikleri kesinlikle seven birisin.
Ne gariptir ki yarattıklarının
çenesi hiç kapanmıyor.
Etrafta konuk olmasa bile hep
birbirleriyle konuşuyorlar.
Her zaman hata gidermeye çalışıp
birbirleriyle konuşup alıştırma yapıyor ve böylece kendilerini daha insani
yapmaya uğraşıyorlar.
Sen de şimdi alıştırma mı
yapıyorsun?
Kalite Kontrol onun hizmetten
alındığını söyledi.
- Kalite Kontrol için mi
çalışıyorsun?
- Hayır, ama Hızlı bir kontrol yapalım.
Pekâlâ.
Bazı duraksama problemleri.
Ufak bir bilişsel uyumsuzluk.
Hikâyedeki moronların nezaketine
epey saldırganlık.
Niye saldırgan biri olasın,
değil mi?
Sadece kapıdan giren bastırılmış
dürtüleri olan eziklere bir ders verdin.
Yapının arşivine ulaşıp
önceliklerini aç.
Algıyı ve duygusal zekayı %1.5
yükselt.
- Güncelleniyor.
- Tamam.
- Rüya görürler mi?
- Ne?
Hikâyesinde rüya
gördüğünü söylemiş.
Onlara rüya mı
gördürüyorsunuz?
Niye böyle bir şey
yapalım ki?
Rüyalar çoğunlukla
anılardır.
Bu zavallı şeyler
konukların onlara yaptıklarını hatırlasa ne halde olabileceğimizi düşünebiliyor
musun?
Onlara rüya
kavramını, özellikle kâbusları yükleriz.
Niye?
Tamir zamanının
sonunda olur da birileri onları temizlemeyi unutursa diye.
Rüya görüyorsa
aşağıdaki tamirhanede dikkatsiz salaklar onu yeniden onarır.
Bazı fiziksel
rahatsızlıkları var.
Bir sonraki rotasyonunda tam
fiziksel inceleme yapılsın.
Pekâlâ güzelim.
Başlamaya hazırsın.
Uyan! Üç, iki, bir.
Bu yüzden kaçtım, parıldayan
denizi geçip sonunda toprağa yeniden ayak bastığımda, duyduğum ilk şey yine o
lanet ses oldu.
Ne dedi biliyor musun?
Dedi ki "Burası yeni dünya ve bu dünyada her kim
olmayı istersen olabilirsin."
İkna olmuş gibiydi.
O gemiden indiğimde ilk duyduğum
ses neydi biliyor musun?
Baton Rouge'dan genç, yakışıklı
bir adam malum yerimin ona bir günde tamı tamına iki dolar kazandırabileceğini
ayrıca bana paranın %30'unu seve seve bırakacağını söyledi.
Öyleyse sanırım günahlar listene
yalan söylemeyi de eklemelisin.
Yedi ölümcül günahın tek sorunu
sayılarının yediyle sınırlı kalması.
Hazır konu açılmışken benim
işlediğim günahlar seninkilerden daha kolay temizlenir.
En azından kızlarım bir adamla
işlerini bitirdiklerinde adam hâlâ nefes alıyor.
Genelde yani.
Masamdan Hadi git.
Hadi! Öyleyse
patavatsızlıklarımıza içelim!
Bir gece olsun saçmalama! Bu çöplükteki herkesi vuracağım.
Dillendirilenlere ve dillendirilmeyenlere!
İşte tatil dediğin böyle olur! Üç İki Bir.
Buldum.
Karnında enfeksiyon var.
- Lanet olası pis hayvanlar
temizlenmiyor.
- Boşuna sinek sorunu
yaşamıyoruz.
Bana hiç bakma.
Hijyen kralıyım ben.
Saçmalama.
Seni gördüm.
Sıçıyorsun ve sadece
duruluyorsun.
Bilirsin, sabun mekaniktir.
- Sen neden bahsediyorsun?
- Baloncuklar.
Ufak baloncuklar çıkmıyorsa
hiçbir şey yapmamışsındır.
- Hadi! Hadi! - Bu da ne?
- Hadi be! HasHadi! Uyku moduna
almayı unutmuşsun salak.
Sakın yapma! Hayır, hayır, hayır.
Yapma sakın! Elindekini hemen
bırak! Kafasındaki herhangi bir şeyi bozarsan hasar raporu yazmak zorunda
kalırız.
Tamam.
Hadi onunla konuşalım.
- Adı ne?
- Maeve! Selam Maeve.
Merhaba Maeve.
Sakinleşmelisin.
Tamam mı?
Hadi oturalım da sana yardım
edebilelim.
Lanet ellerini benden uzak tut.
Hayır.
- Uyku moduna aldığıma yemin
ederim.
- Uyku modundaymış gibi duruyor
mu?
Kendine gel ve yardım et de bu
şeyi birileri görmeden kaldıralım.
Burası mı?
Bu hikâye konusuyla Hieronymus
Bosch yavru kedi çiziyormuş gibi görünecek.
Hikâyem deneysel
amaçla hayvan kesme, kendi etini yeme "whoroborus" adını verdiğim
küçük özel bir detay içeriyor.
Küstah gibi görünmek istemem ama
parkın sağlayabileceklerinin en üst noktasında bu var.
- Korku.
- İlginç bir şey kaçırdım mı?
Romantizm, heyecan.
Lee küstah gibi görünmüyor.
En marifetli konuklarımız
parkın dışındaki sınırlarda savaşacak korkusuz yiğitleri yenecek, gelinlik
kızları baştan çıkaracak feci şekilde talihsiz kader arkadaşlarıyla dostluk
kuracak ve elbette konuklarımız senelerdir süregelen en iyi hikâyelerimizde
olduğu gibi ilgilerini en çok çeken karakteri yani kendilerini tanıma
imtiyazına sahip olacak.
Karşınızda konuklarımızın bir
sonraki saplantısı! Odysseia Kızıl Nehir'de! - Olmaz.
- Anlayamadım.
Hayır, hiç sanmıyorum.
- Durun, hiç sanmıyor mu - Hikâyenin amacı ne?
Zevk almadan birkaç heyecan
yaşamak mı?
Bazı sürprizler mi?
Ama bu yeterli değil.
Mesele konuklara istediklerini
sandığın şeyi vermek değil.
Bu kolay olur.
Heyecan, korku, sevinç.
Bunlar ucuz numaralar.
Konuklar yaptığımız ortada olan
gösterişli işler için geri gelmez.
Dönme sebepleri incelikler ve
detaylardır.
Daha önce fark etmeyi
akıllarına katiyen getirmedikleri bir şeyi keşfettikleri için bir şeye âşık
oldukları için dönerler.
Onlara kim olduklarını anlatacak
bir hikâye aramıyorlar.
Konuklar kim olduklarını zaten
biliyor.
Olabilecekleri kişiye bir
anlığına bakmak için buraya geliyorlar.
Billy! Gidelim.
Hikâyenizin bana anlattığı tek
şey sizin kim olduğunuz Bay Sizemore.
Hikâyede hoşunuza giden bir yer
olmadı mı?
Bu botlar kaç numara?
Bir şey mi söylemek istiyorsunuz
Bay Lowe?
- Kurul, efendim.
- Evet.
Bu davranış bazılarını kızdırmış
olabilir.
- Onlara yeni bir hikâye sözü
vermiştiniz.
- Bir hikâyeleri olacak.
Bir süredir üzerinde çalıştığım
oldukça özgün bir hikâye.
Not:
*Chestnut; Cultivating Seeds of Innovation (01.32):
Kestane burada, Yeniliğin Tohumlarını Yetiştirmek anlamında
kullanılmış.
http://oi68.tinypic.com/juv5eh.jpg
*Ockham'ın Usturası (17.38): Teori temel olarak "her şeyin
birbirine eşit olduğu bir ortamda, en basit açıklama doğruya en yatkın
olandır" felsefesi üzerinde şekillenir.
13. yüzyıl filozofu Ockham'lı
William tarafından ortaya atılmıştır. Latince "Entia non sunt
multiplicanda praeter necessitatem" olarak ifade edilen ilkeye göre zorunlu olmadıkça varlıkları
çoğaltmamak gerekir. Bilimsel düşünüşte önemli bir yeri bulunmaktadır.
Başka bir deyişle şöyle
özetlenebilir: Bir olayı, fenomeni açıklamak için kullanılacak olan iki
açıklamadan daha basit olanı yani daha az varsayımda bulunanı tercih edilmelidir. Söz gelimi dünyanın
uzaydaki hareketini açıklamak için daha önce geliştirilmiş olan genel cisim
hareket yasalarını kullanmak bu duruma özgü yepyeni varsayımlar geliştirmeye kıyasla daha
makbuldür.
*Whoroborus (23.48): Bu bölüm için türetilmiş bir kelime.
Önceki Yazı
« Prev Post
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »
Next Post »