Print Friendly and PDF

Translate

Que Dios nos perdone (2016) May God Save Us/Tanrı Bizi Bağışlasın

|


127 dk
Yönetmen:Rodrigo Sorogoyen
Senaryo:Isabel Peña, Rodrigo Sorogoyen
Ülke:İspanya
Tür:Suç, Dram, Gerilim
Vizyon Tarihi:02 Ekim 2016 (İspanya)
Dil:İspanyolca
Müzik:Olivier Arson
Oyuncular: María Ballesteros, Alfonso Bassave, Josean Bengoetxea,Jesús Caba,

Özet

Que Dios Nos Perdone (May God Save Us/Tanrı Bizi Bağışlasın), Amerikan sinemasının çok sevebileceği bir seri katil hikayesini, Avrupalı bir dille anlatıyor. Madrid’in tam “15-M Hareketi”ne sahne olduğu dönemde, şehir aynı zamanda bir seri katilin brutal eylemlerine de sahne olur. Söz konusu seri katil, yaşlı kadınlara tecavüz etmekte ve onları döverek öldürmektedir. Adli tıpta görev yapan kadın doktorun söylediğine göre bu yaşlı kadınlar “olağanüstü derecede büyük, dev bir penis ile” tecavüze uğramışlardır. Başlı başına ne büyük bir metafor!
Dava dedektif Luis Velarde (Antonio De La Torre) ve Javier Alfaro’ya (Roberto Álamo) verilmiştir. Katile ulaşamamanın stresiyle ezilen bu iki dedektif, bir yandan Madrid sokaklarında seri katil peşinde gezerken, bir yandan da kendi saldırgan doğalarını sergilemekten geri durmazlar. Dedektif Javier Alfaro’nun öfke kontrolü problemi vardır ve saldırgan tavırlarıyla dikkatleri çeker. Dedektif Luis Velarda ise, kadınlarla ilişki kurmakta pek başarılı biri değildir.

Alt Yazı

OĞLUN SENİ HİÇ UNUTMAYACAK
MADRİD, 
2011
 YAZI
 POLİS KARAKOLU
- Bu sensin, değil mi?
 - Evet.
 Burada konuşmaya başlıyorsunuz.
 Burada da ikinizi görüyoruz.
 En sonunda seni adamın üstünden alıyorlar.
 Söylesene bana   bu olaydan sonra bir değişiklik fark ettin mi hiç?
 Ne?
 Bir değişiklik fark ettin mi diyorum.
 Üstünden tam t...üç ay geçti.
 29 Nisan.
 - Değişen bir şey oldu mu?
 - Ne gibi?
 Atmosfer olsun, insanlar olsun, ne bileyim.
 Hiç mi bir şey değişmedi?
 Yani, mevsim yaz, hava sıcak, bir de normalden daha bir leş kokuyoruz sanki.
 Ziyaretine gittin mi?
 Hayır.
 - Meşgul müydün?
 - Çok.
 Pişman mısın?
 Pişmanım tabii.
 Deliler gibi.
 O derece?
 Evet, ayrıca gene böyle bir şey olsa   harekete geçmeden önce durup bir düşünürüm.
 Senin gibileri burada istemiyoruz.
 Şu herifle konuştum ve sana söylediklerimin aynısını ona da söyledim.
 İki ay önce.
 İki ay terapi ve bir ay ücretsiz görevden uzaklaştırma.
 Yetmez.
 - Yetmez mi?
 - Hayır, yetmez.
 - Artık yeni bir politikamız var.
 - Ne politikası?
 Kontrolümü kaybedip bir hata işledim.
 İki aydır ruh doktoruna gidiyorum   bana haplar veriyor  Neden tartışıyordunuz?
 Neden tartışıyordunuz?
 Oluyor öyle.
 İşin yorgunluğundan falan.
 Oluyor öyle demek.
 Adamın tek gözünde yüzde 85'lik görme kaybı var.
 Olur öyle diyorsun?
 Neden tartışıyordunuz?
 Birbirimizden hazzetmiyorduk.
 Ama nasıl koşuyor görecektiniz.
 15 metre önünde.
 Böyle tavşan gibi.
 Kaslı falan böyle.
 - Tam teçhizatla mı?
 - Yok, uzay kıyafeti, kask, bir de koruyucu.
 27,5 kiloyla Jacinto Benavente'de koşturuyor.
 Atocha'ya dönünce sonlara doğru aralarında 7 veya 8 metre mesafe kaldı.”
Bu zibidi elimden kaçamayacak" dedi.
 Copunu çıkardı, nişan aldı   ve bacaklarına doğru fırlattı.
 - Çocuk yüzüstü yere düştü tabii.
 - Aynen.
 Yanına vardı, nefes nefese, her yerinden terler boşanıyor   çocuğun önünde durup ona vurmaya başladı.”
Ne dedin o... çocuğu?
" "Seni o... evladı.
 Anan bütün gün çalışmaktan seni doğru düzgün yetiştirememiş.”
 Sonra çocuğun sesini duydu  Yüzü kaldırıma dönük, dediğinden bir şey anlamıyor.”
Ne dedin?
 Anlamıyorum seni.
 Anana söyle ağzındaki üç yarağı çıkarsın da gelsin benimle konuşsun.”
 Çocuğun yüzü kanıyor, bizimki de kan görmüş pirana gibi iyice abanıyor.”
Ne diyorsun ...?
 Dur bakayım ne diyormuş.”
 Yüzü böyle yere gömülü hâlde.
 Bizimki yere çömeldi  -   başından havluyu çekti  - Filistinli.
 Çocuk da dedi ki   "Vurma baba.
 Vurma baba.”
 - "Vurma baba.”
 - Oğlu muymuş?
 Hikâye böyle, evet.
 Aliete'yi tanımıyor bu.
 Yani diyorsun ki, Aliete meydanın ortasında onca insanın içinde onu dövmüş  Lan geri zekâlı, oğlu olmasa size hikâyeyi anlatmazdım.
 Benim içkiyi ödersiniz.
 - Sen bu palavralara inandın mı şimdi?
 - Sen inanmadın mı?
 Gene çalışmıyor.
 Bıktım artık.
 İki hafta önce dedik klimayı tamir etsinler diye.
 Canıma okuyor.
 Haberin var mı, bakmışlar mı?
 İki hafta ya, olacak iş değil.
 Burada pişsek umurlarında değil.
 Burada yanacağız, o olacak.
 Oturduğumuz yerde alev alacağız.
 Javier, ne olmuş?
 Bağır biraz, duyamıyorum seni.
 Buraya gel de anlat.
 - Şimdi gelemem güzellik.
 - Sensin güzellik.
 Boyunda gözle görülür morluklar.
 Günaydın.
 - Günaydın.
 - Günaydın.
 Bu da mı Atletico taraftarı?
 Affedersiniz Amirim.
 - Nasıl olmuş?
 - Kadın evdeymiş   biri kapıyı çalmış, kapıyı açmaya gitmiş   anlaşılan saldırgan soygun için gelmiş, kadın kendini savunmuş  -   ve merdivenlerden düşmüş.
 - İsim?
 - Anlamadım?
 - Kadının ismi ne?
 İsmi  İsmi, Bernarda Gil de Lafuente.
 Dâhi çocuğa yer açın da rahat çalışsın.
 - Başlıyoruz gene.
 - İlla şovunu yapacak.
 Pekâlâ, Majesteleri ne zaman hazır olursa.
 İşi bitince bana haber verin.
 - Başüstüne Amirim.
 - Güle güle Amirim.
 Amparo, bir ara seninle bir şeyler içelim.
 Olur, ne zaman istersen.
 Sana asılmıyorum, yanlış anlama.
 Patron gitti.
 Sigara içebilir miyim artık?
 Küllere dikkat et.
 Işık açık mıydı?
 - Geldiğimizde kapalıydı.
 - Söndür.
 Gördüğünüz gibi, kapı açıktı, ama kilit zorlanmamıştı.
 Görünüşe göre kadın zilin sesini duymuş, kapıyı açmaya gitmiş   soyulmaya geldiğini anlamış, kapıyı kapatmaya çalışmış, ama adam zorla girmiş.
 Adam kadının çantasının burada olacağını düşünmüş, kanepede boğuşmuşlar ve  Kadın, çantasının yatak odasında olduğunu söylemiş.
 Adam buraya girmiş, kadın da bu arada kaçmaya kalkmış.
 Anlaşılan kadının peşinden koşup çığlık atmasını engellemeye çalışmış   ve kadın merdivenlerden düşmüş.
 O panikle onu fark etmemiş.
 Çantadaki para yeterli olur diye düşünmüş.
 B  Bitirmişler mi?
 Velarde.
 Adli tabip cesedi kaldırıyor.
 Hadi gidelim.
 A  Altında külot var mı?
 Beyler lütfen.
 Ne olduğu belli değil mi?
 Bakalım Velarde ne diyecek.
 Hadi ama Velarde.
 Hırsızın şansı yaver gitmemiş işte.
 S  Soygun değil bu, k  kadına t  tecavüz etmiş.
 Hay sikeyim.
 S  Sperm kalıntısı b  bulacaksınız.
 Ben olsam hayatta orasına bakmazdım.
 O yüzden onu yanımda getiriyorum ya, andaval.
 Kadın nereden baksan 24 senedir dul.
 Hiç çocuğu olmamış.
 Hiç arkadaşı ya da erkek arkadaşı falan var mıydı, biliyor musunuz?
 Mayıstan beri, mayıs ortalarından beri daha doğrusu   ziyaretine gelen bir adam vardı.
 Her gün saat 11, 11:30 arası asansörle yukarı çıktığını duyardım.
 İki saat kalıp gidiyordu.
 Bazen akşamları da geldiği oluyordu.
 Gelenin erkek olduğunu nereden biliyorsunuz peki?
 Birkaç pazar önce yumurta istemek için kapısına gittim   çünkü bende kalmamıştı.
 Çin dükkânına da gidebilirdim   ama o yumurtalara güvenmiyorum.
 - Çinliler'e güvenmiyorum.
 - Ben de.
 Ben de üst kata çıktım.
 Yanında birisi olacaktı ki beni içeri almak istemedi.
 Yumurta almaya gittiğinde de içeride erkek ayakkabısı gördüm.
 Teşekkür ederiz hanımefendi.
 Çok sağ olun.
 - Sonra yine konuşuruz.
 - Birkaç gün önce de   aramızda tuhaf bir konuşma geçti.
 - Biraz açıklayabilir misiniz?
 - Açıklayabilirim tabii.
 Âşık olduğunu anlattı bana.
 Liseli kızlar gibi.
 Kahrolası kedi!
 Bayan, hayvancağız üzgündür şimdi.
 Üzgün mü?
 Kedi onun değildi ki.
 Hem Bernarda hayvanlardan nefret ederdi.
 Tomasitoma tuzaklar kurardı.
 Öpücük ver bakayım tatlım.
 Öpücük ver.
 Kimse ne bir şey görmüş ne de duymuş.
 Kurban Bernarda Gil, kimseyle konuşmayan, huysuz, ihtiyar bir kadın   ama her nedense meraklı komşusuna gönül macerasını anlatıyor.
 - Ç  Çiçekler.
 - Oraya geliyorum.
 Erkek arkadaşı çay içmekten bıkıyor ve yaşlı kadından külodunu göstermesini istiyor.
 Kadın göstermek istemiyor, kadına vuruyor, öldürdüğünü zannedip panikliyor ve   soygun süsü vermek için çantayı alıyor.
 Ama o panikle mücevherleri orada bırakıyor.
 Yaşlı kadın hâlâ hayatta, yardım istemek için ayağa kalkıyor   merdivenlerden aşağı yuvarlanıyor ve mortu çekiyor.
 Tecavüz ve taksirle adam öldürme.
 Bir zahmet dünyaya in de işimize bakalım.
 Kurbanla bağlantısının izini sürmemiz gerekiyor.
 Bu adamın sabıka kaydı yok ve korkudan ödü bokuna karışmış durumda.
 Kâseden süt içen k  kedi peki?
 Ne bileyim ben?
 Herhâlde televizyon seyrediyorlardı, kedi habersizce içeri girdi   herif de kedinin karnını doyurdu.
 Doğru, kadın kedileri sevmiyormuş.
 Bilmiyorum.
 Sende başka ne var?
 Hadi.
 DNA s  sonuçlarını beklememiz gerekiyor.
 Üç gün?
 O zaman ben kaçtım.
 Fazla çalışmak geri zekâlıların işi.
 Geliyor musun?
 B  Benzer vakaları incelemem gerekiyor.
 Karısını döven 3000 tane adam çıkacak karşına.
 20 kâğıdına bahse girerim.
 Ee?
 Bana 20 kâğıt borçlusun.
 Nico, yapma.
 Isıracak şimdi.
 - Anneni dinlesene, karpuz kafa.
 - Sensin karpuz kafa, şişko!
 Ne dedin sen bakayım?
 Şimdi kıçını tokatlarım senin!
 Dikkat et!
 Günün nasıl geçti?
 Kötü mü?
 Evde hiç yoğurt var mı?
 Bilmem.
 - Selam.
 - Selam.
 - Elena, yemek yiyecek misin?
 - Olur.
 Selam.
 Selam.
 İyi misiniz?
 - Çok iyiyim.
 - Emin misiniz?
 Ölüm sebebi, kafa kaidesine alınan ağır darbe.
 Kaburga ve bacaklardaki kırıklar da düşme sırasında meydana gelmiş.
 Kollar, bilekler ve bilhassa boyun, saldırganın marifeti.
 Çok büyük bir penisi varmış bu arada.
 P  Peki   vajinal a  akıntıdan olamaz mı?
 Bu dediğin yüzeysel yırtıkları etkilemiş   ama iç kısımdaki ağır hasara devasa bir penis yol açmış.
 - Başka bir şeyden olamaz mı?
 - Aşırı büyük bir penis.
 Başka peki?
 Kurbanın tırnak arasında deri kalıntıları.
 - Mücadele sırasında mı girmiş?
 - Evet.
 Adli Tıp deri yüzeyinde alfa oksidasyon losyonu buldu.
 O ne ...?
 Seboreik keratöz tedavisinde kullanılan bir losyon.
 - O ne ...?
 - Hafif bir deri hastalığı.
 Yaşlılarda çok sık görülür.
 Ben sana demedim mi?
 Kart zampara işte.
 Sizin ihtiyar kadının kişisel eşyaları.
 - Parmak izi yok.
 - Sağ ol Şefim.
 Var mı bir şey?
 T  Tiyatro biletleri.
 Üst üste sekiz cumartesi.
 Şey g  gibi saklamış  Liseli kızlar gibi.
 Tanıyor musunuz?
 Belki düz saçla  Tanıdık geldi mi gelmedi mi?
 Belki dün öğleden sonra  Çok fazla dokunmayın.
 Buraya bir sürü insan geliyor sonuçta.
 Tabii, doğru.
 Çok teşekkürler.
 Güle güle.
 Diyorum sana, bu insanlar bir değişik.
 Kahve içer misin?
 Kahve alır mısın?
 K  kahve i  içer misin a  ...?
 Evet, sağ ol.
 Bana 800 kâğıda mal oldu.
 - Eve sığdı mı?
 - Sığdı tabii.
 İstediğin ebatta, 800 avro.
 Arkadaşım temin edebilir.
 Ben sadece televizyon istiyorum.
 - Çamaşır makinesi istesem  - 20 sentiniz var mı?
 Pardon?
 20 sentiniz var mı diye sordum.
 Hayır, yok.
 Ne diyordum?
 - 800 kâğıt  - Çok iyi.
 - Dümen bu.
 - Hey.
 Bakmadan nasıl anladınız olmadığını?
 Belki vardır.
 Doğru, belki vardır.
 Bakacak mısın, bakmayacak mısın?
 Hayır, bakmayacağım.
 - Ben bakayım mı?
 - Konuşma bitmiştir.
 - Ben bakarım, belki hoşuna gider.
 - Konuşma bitmiştir.
 - Hoşuna gider belki.
 - Konuşma bitmiştir.
 - Burada yok.
 - Dur biraz, geri al.
 - Bir şey yok.
 - Diğer kameraya geç.
 - Zaten baktık.
 - Sikimde değil, tekrar aç.
 İşte.
 Bu o olabilir.
 Hadi, devam et.
 İşte bu.
 Devam et  Siktir.
 Eğleniyor muyuz?
 Bunlar sizin.
 - Neredesin şimdi?
 - Sabahtan beri arşivdeyim.
 Aşağısı felaket.
 - Neden?
 - Dosyalar karman çorman.
 Düzene sokmak imkânsız.
 O bir şey değil.
 Sen bir de şunun hâline bak.
 Noel Baba aradığını getirmiş mi sana?
 - Adamın kaydı yok.
 - Neyse hanımlar.
 Sonra görüşürüz.
 Baksana, nedir bu dosya yığını?
 Hangi göt istedi senden bunu?
 Ortağın.
 O masum!
 Lütfen bırakın onu!
 Durun!
 - Durun!
 - Götürün.
 Cesedi götüremezsiniz.
 Bu benim davam.
 Hayır dedim!
 Bu benim davam, tecavüzle ilişkili cinayet vakalarına ben bakıyorum.
 Olay yerine ilk kim gelirse dava onundur.
 Açıkla şuna gözünü seveyim.
 Burası ne yeri ne de zamanı.
 Ne yapıyorsun sen?
 Götürün cesedi buradan!
 Götürün!
 Hemen!
 Ne yapıyorsun sen?
 Sokak ortasındayız.
 - Tecavüze uğramış mı?
 - Bilmiyorum Velarde.
 - Şu an nasıl bilebilirim?
 - İşe yaramaz herif!
 Ne dedin sen?
 Ne dedin sen?
 Seni iyi duyamadım.
 Ne dedin?
 İşe yaramaz, sana işe yaramaz dedi.
 Gel, gidelim hadi.
 Ortam daha da çirkinleşmeden.
 Durun!
 Durun!
 Durun!
!
 O... çocuğu!
 O... çocuğu!
 İyiyim ben, iyiyim.
 ....
 Seni hapse tıkmak lazım!
 - Seni hapse tıkmak lazım.
 - Tamam, iyiyim ben!
 - Ne yapıyorsun?
 - Tamam.
 Kesin şunu!
 Lütfen, durun!
 Durun!
 Durun!
 - Lütfen sakin olun!
 - Durun!
 - Hemen!
 - O... çocuğu!
 - O... çocuğu!
 - Yeter artık!
 - Yeter bu kadar!
 - Gel lan buraya!
 O... çocuğu!
 - Zibidi!
 - Yeter!
 Nasıl bu kadar aptal olabiliyorsun?
 Kes artık şunu!
 Günaydın.
- Böyle mi?
 - Evet.
 Hayır, dirsek altı aşağı bakıyor.
 Yere doğru, evet öyle.
 Şimdi anlatıyorum.
 Katil maktulle beraber gelmiş.
 Concha Max, 73 yaşında.
 Kadını oğlu bırakmış.
 Aile toplantısından dönüyorlarmış.
 Katil onu buraya zorla getirmiş.
 Kimse bir şey duymamış.
 Kadını boğmuş ve kafasını şuradaki kirişe çarpmış.
 Kan, saç ve beyin dokusu kalıntıları bulduk.
 Nerede?
 - Şurada ve şurada.
 - N  Neden   işaretlenmemiş?
 Alonso şey düşünmüş çünkü  Adamı biliyorsun işte.
 - Ç  Çantası kayıp mıymış?
 - Hayır.
 Her şey yerindeymiş, soygun gibi durmuyor.
 Tecavüz?
 Bilmiyorum.
 Sen n  ne düşünüyorsun?
 Olabilir Velarde, bilmiyorum.
 Söylesene, ç  çocuğun üstünde kan var mıymış?
 Sabah 7'de partiden eve dönmüş ve cesedi bulmuş.
 Kadının düştüğünü sanıp yardım etmeye çalışmış   öldüğünü anlayınca da polise haber vermiş.
 O k  kadar geç saatte burada ne işi varmış?
 Ailesiyle burada yaşıyor.
 İşte, bak.
 Onlar hariç birkaç kişiyle daha.
 Siktir.
 Katil aynı kişi.
 - Çocuk mu?
 - Hayır.
 O şahıs y  yaşlı kadınlara tecavüz etmiyor.
 Yaşlı kadınlara tecavüz.
 Bak Velarde, hava sıcak, kriz var, manyağın teki kadını öldürmüş, bu kadar.
 Tamam, diyelim aynı adam.
 Neden geçen seferki gibi çantayı çalmamış?
 B  Bu insanlarla konuşmam lazım.
 Nasılsın?
 İyi, iyi.
 Ne isterlerse yaparlar.
 10 kişiden fazla rahatlıkla sığışabilirler.
 - Oda için ne kadar kira alıyorsun?
 - 300 avro.
 - Manzarası için mi?
 - Burası şehir merkezi.
 Arkadaşım gelip seninle bir konuşsun da 300 avro için ne düşünüyor söylesin.
 Arkadaşının muhtemelen haberi vardır, sizin nasıl yok hayret.
 - Dün gece evde miydin?
 - Evet.
 - Şahidin var mı?
 - Köpeğim, ama konuşamıyor.
 Affedersiniz Dedektif, maktulün oğlu geldi.
 Önümüzdeki birkaç gün Madrid'den ayrılmamaya çalış.
 - Elbette.
 - Güzel.
 Dedektif Alfaro, Dedektif Velarde.
 Rafael Max.
 Bir saattir bekliyorum.
 Kusura bakmayın.
 Birkaç şey öğrenmek istiyoruz, birkaç soru soracağız, sonra eve gidebilirsiniz.
 - Annenizi buraya siz getirdiniz, değil mi?
 - Buna cevap vermiştim zaten.
 Her gün olduğu gibi annemi arabayla getirdim.
 Miting nedeniyle yol kapalıydı, o da yürümek için ısrar etti.
 Şeyi soracaktık   annenizin kendiyle aynı yaşlarda  -   bir arkadaşı var mıydı?
 - Erkek arkadaş mı?
 Bakın, evime dönüp ailemin yanında olmak istiyorum sadece.
 Sizi çok iyi anlıyorum.
 Annenizin görüştüğü birinin olup olmadığını öğrenmek bizim için önemli.
 Hayır, yoktu.
 73 yaşındaydı.
 8 senedir dul yaşıyordu.
 Beni burada bir saat bekleteceğinize şu kansızları sorgulasanıza.
 Ne yaptığınızı sorabilir miyim?
 A  Annenize t  tecavüz edeni arıyoruz.
 - Ne dedin sen?
 - Beyefendiyi zorlamayalım Velarde.
 - Ne dedin sen?
 - Siz onun kusuruna bakmayın.
 Kusurumuza bakmayın Bay Max.
 Özür dileriz.
 Özür dilerim.
 - Ne sikime ona söyledin ki?
 - Adamı duydun.
 - Ne?
 - Çok hoş görünüyorsun.
 - Hafta sonu gelebilecek misin?
 - Bilmiyorum.
 - Niye ki?
 - Bana kalmış bir şey değil Juana.
 Nico'ya yardım etsene.
 Arkaya koy.
 Bırak kalsın.
 Atla hadi.
 Emniyet kemerini bağla.
 - Senin niye hiç tatilin olmuyor?
 - Okuduğum okul boktan.
 Çamaşır makinesini boşaltıp bulaşık makinesini çalıştırırsın.
 - Boşaltıp çalıştıracağım, tamamdır.
 - Ne zaman dönüyorsun?
 - Diğerleri ne zaman dönerse.
 - 12:30'da.
 Babana iyi bak, bir şey lazım olursa da beni ara.
 Yavaş kullan, tamam mı?
 Annenin sözünden çıkma, karpuz kafa.
 Kızına iyi bak lütfen.
 - İyi eğlenceler.
 - Derslerine çalışsın.
 Seni seviyorum.
 - Merhaba.
 - Merhaba.
 Dikkat edin, yoksa kendinizi yerde bulursunuz.
 Şaka yapıyorum.
 Buyurun geçin.
 - Önemli değil, acelem yok.
 - Daha paspaslamadım, buyurun geçin.
 Dert etmeyin siz.
 Düşüş nasıldı?
 İyi.
 B  Burada sadece  -   gece mi çalışıyorsun?
 - Burada evet.
 Sabahları başka bir apartmanda temizlik yapıyorum.
 Adım Rosario.
 Luis.
 Memnun oldum.
 Hoşça kal.
 Bu niye hâlâ burada?
 Cenazeye sahip çıkan olmadı.
 Ne?
 İşim başımdan aşkın.
 Raporu okuyun, sonra gidin başımdan.
 Alonso'yla Bermejo'ya diyeceğimi dedim zaten.
 Kendiniz çözün.
 Senin güzel sesinden duymak istiyoruz.
 - Tecavüze uğramış mı?
 - Evet.
 - Peki yaralanma?
 - Söyleyecek pek bir şey yok.
 Kadını kirişe çarparak öldürmüş.
 - Önceki otopsiyle b  benzerlik var mı?
 - Sen söyle.
 Bunun için maaş alıyorsun.
 Bir de ben aldığım maaşı söylesem  - Şu alfa, beta, gama losyonu kalıntısı?
 - Alfa oksidasyon.
 - Hayır.
 - Bu b  bir şey ifade etmez.
 DNA testi sonuçlarını beklememiz gerekecek yani.
 Katil aynı adam çıkınca Alonso'yla Bermejo'nun suratını görmek istiyorum.
 Sizce katil aynı adam mı?
 Ortaya aynı anda yaşlı kadınlara tecavüz eden iki adam çıkacak değil ya.
 Fevkalade Julio, teşekkürler.
 Affedersiniz.
 Dün gece   gözyaşlarına boğuldum.
 Lucas'ı yatağına yatırırken onu ne boktan bir dünyaya getirdiğimi düşündüm.
 Bana ya da annesine bir şey olsa hâli ne olurdu?
 Yüzüme baktı ve canım yanıyor mu diye sordu.
 Çocukcağız korktu tabii.
 - Sizin çocuğunuz var mı?
 - Evet, var.
 Beni anlıyorsunuz o zaman.
 Oğlumu ben koruyamazsam kim koruyacak?
 Bankalar mı?
 Siyasetçiler mi?
 IMF mi?
 Birleşmiş Milletler mi?
 Biz koruyacağız beyler, biz.
 Dik durup üzerimize ne atarlarsa atsınlar göğüs germek zorunda olanlar bizleriz.
 Devriye polisleri.
 Çalışırken canından olan çevik kuvvet mensupları.
 Özel kuvvetler, hepsi birden.
 Ama hepsinden önce   siz koruyacaksınız beyler.
 Cinayet masası.
 Dördünüzden önce de   ben.
 Ama bunu tek başıma yapamam.
 Size ihtiyacım var.
 Size ihtiyacım var beyler.
 Yaşlı kadınlara tecavüz!
 - Elimizde ne var?
 - Pek bir şey yok.
 Elimizde sadece çok asabi bir adam var.
 Dava kimde?
 - Bizde.
 - Sizde demek, iyi.
 Ama bu işte beraberiz.
 Yanınızdayım arkadaşlar.
 Alonso ve Bermejo da sizin yanınızda.
 Aranızdaki bu sidik yarışını derhâl bitiriyorsunuz.
 Beşimiz bu meseleyi halledeceğiz ve buradan kalktığımızda hiçbir şey yaşanmamış olacak.
 Tam da o koduğumun Papa'sı ziyarete geldiği sırada   böyle bir şeyi kaldıramayız.
 Tam bir gizlilik istiyorum beyler.
 Kahve almaya gittiğimde dallamanın birinden kadının tekini   nasıl bacakları açık hâlde bulduğumuza dair hikâyeler duymak istemiyorum.
 Size bir kere söyleyeceğim.
 Kimse yaşlı kadınlara tecavüz etmiyor.
 Velarde.
 Anlaşıldı mı?
 Bu işi böyle yürüteceğiz.
 Niye yemiyoruz?
 Hadi soğutmayın, çok lezzetlidir.
 Bunca gizem nedir yahu?
 - Gizlilik istediler.
 Rubio, Velarde.
 - Memnun oldum.
 Ortalığı birbirine katmışsın diye duydum.
 Ya sen, hâlâ çavuşu mu tokatlıyorsun?
 Hayır, Lucia Ramos'la görüşüyorum.
 Sen de tanıyorsun galiba.
 - Lucia'ya mı çakıyorsun sen?
 - Evet, gelecek ay beraber eve çıkıyoruz.
 Vay puşt, o kız akademide benim kız arkadaşımdı.
 - İşimize b  bakabilir miyiz?
 - Tabii, tabii.
 Yaşlı kadınla yaşanan travma, çocukluk çağında olabilir.
 Anne, büyükanne, okuldaki rahibe, ya da eş, kayınvalide  Belki de teyze.
 Aşırı büyük penis gençlik yıllarında sorun yaşatmış olabilir.
 Zamanında utanç duymuş, şimdiyse kadınların ona yaşattığı acıya karşılık   onlardan aldığı intikamın simgesi hâline gelmiş.
 Lucia'yı bir arasam  İlk kadın kazara öldü.
 Ama ikincisine işkence etti.
 Tecavüz etmek artık yetmiyor, öldürmekten zevk almaya başladı.
 Dur biraz, hiç mantıklı değil.
 Ne var Alfaro?
 Gideyim istersen.
 - Lucia mevzusuna dönelim  - Madem her şeyi biliyorsun  Başka?
 Katil kurbanlarına karşı acımasız, çünkü otorite konumunda   ama zayıf canlılara karşı merhametli.
 Çocuklar, köpekler, kediler, ev hayvanları  Merhametli, değil mi?
 Anladım.
 Merhametli.
 Neye gülüyorsun sen?
 Hadi gidelim.
 Profili az önce yazdım ve ev hayvanları gibi detaylar ekledim.
 - Sen nereye?
 - Sahi, pardon.
 Gizlilik.
 Bir sürü ıvır zıvır, resmen zaman kaybı.
 Nefesi de leş gibi kokuyor.
 Dişini fırçalasana ....
 Bana bilmediğim bir şey söyle.
 K  Kedi konusunda haklıydı.
 Şans.
 Geç saatte geldim, değil mi?
 Merhaba.
 Sana bunu getirdim.
 Gazpaço.
 Kayıp düşmene ben sebep oldum sayılır.
 Şey  Yani  - Ben gideyim.
 - İçeri g  gelmek ister misin?
 Yok, sağ ol.
 Ben yedim.
 Güzel olmuş mu?
 Temizlik yaparken koridordan müziğin sesini duyuyorum.
 Çok hüzünlü.
 Ne diyor?
 - Şarkıda?
 - Bilmem.
 Bekle  Hayır, ciddiyim.
 Ciddiyim.
 Dursana be!
 MALAGA'DA BİR KİŞİ ADAM KAÇIRMA SUÇLAMASIYLA TUTUKLANDI Siktir.
 Hayır, oraya gitme.
 Ciddiyim ben, siktir.
 Siktir.
 Çünkü yalancı puştun tekisin, daha önce iki kere yalan söyledin zaten, tamam mı?
 Bekle.
 - Ne yapıyorsun orada?
 - Hiçbir şey.
 - Bekle, kapatma.
 - Ne oldu?
 - Telefondayım.
 - Anladım da mesele ne?
 Git başımdan, rahatsız oluyorum.
 Telefonda konuşuyorum!
 Defol git!
 Ulusal, yerel, serbest basın  Hiçbirinde bir şey yok.
 Tek bir referans bile yok.
 Çok tuhaf ....
 Birileri illa haberi sızdırır normalde.
 Gazeteci, komşu, kim olursa.
 Bu sefer hiçbir şey yok.
 Ne sikim işler dönüyor anlamadım.
 Gel şuna bak.
 Bak şuna.
 Yaşlı kadının ismini girdim.
 Hiçbir şey çıkmıyor.
 Baş harfleriyle dahi yok.
 Bir t  tanesi yarım.
 T  Tahmin et kim imzalamış.
 Geri zekâlıya bak.
 O neyin nesi Velarde?
 Doğruca disiplin kuruluna gidebiliriz.
 Valla  Orası senin kalantor dostlarının olduğu yer, değil mi?
 Yaşlı bir k  kadın cinayete kurban gitti.
 Cinayet değil, kalp krizi.
 Çantası kayıptı.
 Her şey soyguna işaret ediyor.
 Keşin biri içeri dalıyor ve tak.
 Kadın korkudan ölüyor.
 İşim zaten başımdan aşkındı   davayı kapattım.
 İki gün sonra ortaya bir adli tıp raporu çıkıyor   ve evet, kadın tecavüze uğramış.
 Kadının hiç ailesi yoktu, kimsenin de sikinde değildi.
 Mirası için ortaya çıkan uzaktan bir yeğeni hariç.
 - Falan filan işte.
 - Sen de raporu götüne soktun.
 Hayır, hayır.
 Öyle olmadı.
 Karının götüne soktum, çok da hoşuna gitti.
 Raporda eksik olan n  ne?
 Her şey.
 Ama üstünden aylar geçti.
 Düşün biraz.
 - Şehir merkeziydi.
 - Onu biliyoruz zaten.
 T  Tam olarak Carretas.
 Ben dün akşam ne yediğimi hatırlamıyorum, koca raporu nasıl hatırlayacağım?
 Polis değil misin sen?
 Düşünsene biraz.
 - Cesedi dairesinde bulmadık.
 - Bulduğunuz daire kime aitti?
 Daire kadına aitti.
 Ama kiraya vermişti.
 O yüzden neredeyse boştu.
 Kadın Salamanca taraflarında kendine ait başka bir dairede yaşıyordu.
 Tecavüzün şekli nasıldı?
 Vahşice.
 Zavallı kadın enkaza dönmüştü.
 Kadından DNA örneği aldınız mı diye soracaksanız da söyleyeyim  -   almadık.
 - İşte örnek polis.
 - Aferin size.
 - Gidelim.
 Yaşlı kadınların parçalanışını hayalinde canlandırmak hoşuna gidiyor demek.
 Sancho bunları öğrenince ne yapacak onu düşünmek hoşuma gidiyor.
 Sancho b  bilmiyor mu sanıyorsun?
 Hadi, gene başını belaya sokma.
 Yürü git.
 Böyle buyurun.
 Çocuğu olmadığı için ev uzak bir akrabasına kaldı.
 Hem bu hem diğeri.
 Burası da amma sıcakmış ha.
 Acil satılık değil, altı aydır evi görmeye gelen olmadı.
 Ya bu?
 Evet.
 Kadın kiraya verdi, ama hiç gelmedi.
 Ölmeden bir sene önce kiralamayı bıraktı ve kendi gelmeye başladı.
 - Taşındı mı?
 - Hayır, hayır.
 Sadece sabahları geliyordu, televizyon izlemeye sanırım.
 Yalnız mı gelirdi?
 Evet.
 Kadın gelmeden hemen önce veya sonra buraya giren yaşlıca bir adam fark ettiniz mi hiç?
 Binada iki tane pansiyon var, o yüzden bilmem mümkün değil.
 Diğer evinin adresi sizde bulunur mu?
 Üzerimde yok, ama ofise gidip öğrenirim.
 - İyi günler.
 - İyi günler.
 Dedektif Velarde, Dedektif Alfaro.
 Önceki ev sahibiyle ilgili size birkaç soru soracaktık.
 - Antonia Alvarez.
 Siz yeğeni misiniz?
 - Evet, yeğeniyim.
 Çocuğunuz çok güzelmiş.
 Kaç aylık?
 - Lütfen.
 - Tamam  - Biraz içeri geçebilir miyiz acaba?
 - Arama emriniz var mı?
 Hayır, sadece birkaç şey sormak istiyoruz, sonra gideceğiz.
 Nedir o şeyler?
 - Yengenizi soran oldu mu?
 - Hayır.
 - Hâlâ size mektupları geliyor mu?
 - Hayır, ara sıra faturalar sadece.
 - Peki evde ?
 - Hayır, hiçbir şey.
 - Pekâlâ.
 - Yengeniz n  nasıl biriydi?
 Nazikti, kafası çok basmazdı.
 Bütün gün kilisede dua ederdi, ne bileyim.
 Neden içeri giremediğimizi söyler misiniz acaba?
 Birincisi, arama emriniz yok.
 Polis erkek arkadaşımı mitinge katıldı diye hastanelik etti.
 - Ben de evimize girmenizi istemiyorum.
 - O olayın bizimle bir alakası yok.
 Oldu.
 H  Hangi k  kilise acaba?
 Çok dindardı derken?
 Her gün ayine katılırdı, kiliseye bağışta bulunurdu   ve haftada en az bir kez günah çıkarırdı.
 - Çoluk çocuk yoktu ve evli değildi.
 - Doğru.
 Bir ilişkisi falan var mıydı, ya da ?
 Böyle bir şeyi ben nasıl bilebilirim?
 Haftada bir günah çıkarıyorsa epey bir şey anlatmıştır.
 Zavallı Antonia genç bir uyuşturucu bağımlısının saldırısına uğramamış mıydı?
 Siz soruma cevap verin.
 Benim bildiğim kimse yoktu.
 Olsa da şaşırırdım.
 Ama tanıdıkları, arkadaşları falan  Antonia sevilen bir kadındı.
 En yakınları, beraber büyüdüğü dört kız arkadaşıydı.
 Onları nerede bulabiliriz?
 Her gün ayinden sonra bir şeyler atıştırmak için Piero'ya giderler.
 Buraya beş dakika mesafede bir kafe.
 Teşekkür ederiz.
 Affedersiniz.
 Sizden ricam, o hanımlar Antonia'nın ölümünü kaza olarak bilmeye devam etsinler, olur mu?
 Genç uyuşturucu bağımlısı?
 Çok şey istemiyorsam şayet.
 - Erkek arkadaşı sizi mi aradı?
 - Çok tuhaf.
 Antonia'nın hiç erkek arkadaşı olmadı.
 Belki vardı da kimseye anlatmadı.
 Antonia yalan söylemeyi beceremezdi.
 Ölmeden birkaç ay öncesinde herhangi bir tuhaflık   ya da bir değişiklik fark ettiniz mi?
 Evet, pek sık gelmez oldu.
 Carretas'taki dairesiyle ilgili sorunları vardı.
 - Ne gibi sorunlar?
 - Bazı öğrencilerle ilgili.
 - Evi sürekli kirletiyorlardı.
 - Kadına çok sıkıntı çıkardılar.
 O kadar nazikti ki, bir kez olsun şikâyet etmedi.
 - Çok mutlu görünüyordu.
 - Evet.
 - Bir değişiklik vardı yani.
 - Evet.
 Daha bir neşeliydi.
 Evet.
 Adamın adı neymiş?
 Belki tanıyoruzdur.
 Size söyleyemeyiz, gizli bilgi.
 Kime söyleyeceğiz ki?
 - Biliyorum, ama olmaz, kusura bakmayın.
 - Zavallıcık.
 Antonia'yı hatırlıyor musun?
 Evet.
 Hatırlıyor tabii.
 Bak, gülümsüyor.
 Yazık.
 Bakın, vakit geldi.
 Karşında böyle adamlar olunca zaman nasıl geçiyor anlamıyor insan.
 Sus bakayım!
 Siz ona bakmayın.
 Öğrenmek istediğiniz bir şey olursa biz her gün öğlen buradayız.
 - Hoşça kalın.
 - İyi günler size.
 Tanıştığımıza memnun olduk.
 Tanrı sizi korusun.
 Tabakları silip süpürdüler.
 Hadi başlayalım.
 Antonia Alvarez ilk kurbandı, değil mi?
 Muhtemelen.
 Belli ki ilişki yaşıyorlarmış.
 Adam oynaşmak istedi, kadın istemedi   adam kadına vurdu, kadın korktu ve kalp krizi geçirdi Adam paniğe kapılıp kadının cüzdanını çaldı.
 Ama dostumuz Alonso sayesinde olay medyaya yansımadı.
 Katil bu arada sakinleşti ve altı ay sonra tekrar öldürdü.
 - İ  İkinci kurban.
 - Aynen.
 Ama bu defa gayet sakindi, kediyi besledi falan  Gazetelere baktı, bir şey yok.
 Adam öldürmek ne kadar kolay, değil mi?
 Birini öldürüyorsun, kimsenin ruhu duymuyor.
 Sonra üçüncüye Concha Max'a aynısını yapıyor ve kadını vahşice öldürüyor.
 Ertesi gün gazetelere, internete bakıyor   hiçbir şey yok.
 S  Sıradaki cinayet çok yakında.
 Kimin sayesinde peki?
 Kolluk kuvveti sayesinde.
 Bu muhitte o pezevengin hiç şansı yok   çünkü yaşlı hanımlar Filipinliler'le geziyor.
 Bu yüzden şehir merkezine gidiyor.
 - Hoşça kalın.
 - Güle güle.
 Çocuk oyuncağı.
 Haklısın.
 Bu sene tatile çıkamayan tek enayi benim.
 Karpuz kafayı benim için öp, bir öpücük de benden sana.
 Seni seviyorum.
 Hoşça kal.
 Hatunlarla aran nasıl?
 Var mı bir şeyler?
 Bu abazalıkla nasıl duruyorsun anlamıyorum.
 İki haftadır evde yalnızım ve patlamaya hazır bomba gibiyim.
 B  Bul bir o....
 B  Bir sürü tanıyorsun.
 Gidelim, ben ısmarlıyorum.
 Hadi.
 Evet diyecektin!
 İbneye bak.
 Yakaladım seni.
 Diyelim bugün o herifi yakalasak   ama bir daha hiç seks yapamayacak olsan, ne derdin?
 Önce mala vurup yarın yakalarız.
 Diyelim o...lar Francisco'yla arkadaşı?
 Dibin düşerdi.
 Hadi, sabahtan beri salak gibi burada oturuyoruz.
 Hadi gidelim.
 Sana bir içki ısmarlayayım.
 Ben ısmarlıyorum.
 Gitmem gerek.
 Başka zaman.
 Hiç akıl edemiyor.
 Annesiyle kardeşlerini alıp Papa'yı karşılamaya gitti.”
Bu sıcakta ne işin var?
" dedim.
 Vay anasını, Pollack geldi.
 Sizi gördüğüme sevindim.
 Nasıl gidiyor?
 - Özlediniz mi beni?
 - Evet.
 - Hoş geldin.
 - Nasılsın patron?
 - Nasıl gidiyor?
 - İyi.
 Geri dönmeye hazır gibiyim.
 Ben aşağı iniyorum.
 Moralin bozuksa eve git.
 Ne dedin?
 Ne dedin sen?
 Soru sordum mu cevap ver.
 Saygılı ol.
 Ben seninle nasıl konuşuyorsam, anladın mı?
 Kekeme olman umurumda.
 Zor bir çocukluk geçirmiş olman umurumda değil.
 Sana bir şey sorduğum zaman cevap ver, tamam mı?
 Evet mi hayır mı?
 Güzel.
 Kediyi besliyordu.
 Sonra kapıyı çaldı.
 Kapıyı açtırmak için ne dedi?
 Duyamadım.
- Kim o?
 - Polis, kapıyı açın lütfen.
 Koduğumun yaşlı karısı.
- Efendim?
 - Postacı, açar mısınız?
 Adam yaşlı değildi.
 30, belki 35.
 Siyah saçlı, uzun ince, başka?
 1,75 boylarında.
 Birimiz asansörle, birimiz merdivenle çıkıp her katı kontrol edelim.
 Hop, nereye?
 Sen merdivenle çık ve şu tatlı dilini kullan.
 Hadi bakayım.
 Al bakalım delikanlı.
 Suyunu getirdim.
 Hanımefendi, böyle gelin.
 Polis.
 İçeri geçin ve ben söyleyene kadar çıkmayın.
 Polis, içeri girin.
 Tamam.
 İyi misin?
 Alfaro, Cinayet Masası.
 Acil destek lazım!
 Arenal and Opera.
 Şüpheli kaçıyor!
 Yayan!
 Polis!
 Burayı derhâl kapatın!
 Kimse girip çıkmayacak!
 Polis!
 Herkes şu köşeye geçsin!
 Hadi!
 Herkes köşeye geçsin!
 Herkes!
 - Hadi!
 - Dokunmasana!
 Yürü!
 Polis!
 Hadi!
 Hadi!
 Erkek, 20 ile 40 yaşları arasında.
 Son derece tehlikeli.
 Açık renk gömlek, koyu renk pantolon.
 Tarife uyan herkesi durdurun.
 Bir daha söylemeyeceğim!
 Herkes köşeye geçsin!
 Bir daha söylemeyeceğim!
 Bütün çıkışları kapatın ve bütün trenleri durdurun.
 Çıkışlar ve trenler!
 Hemen!
 Yürüyün hadi!
 Herkes sol köşeye geçsin.
 Sesmillo, oku.
 Polis aleyhine 96 kamu davası   acile kaldırılan 21 kişi, 2 boyun zedelenmesi.
 567.
000 avro zarar, 7 elçilikten şikâyet ve kalçası kırılan bir adam.
 - Sorumluluğu kabul ediyoruz, ama adam elimizdeydi.
 - Hayır Alfaro, değildi.
 Elimizde ne var bilmek ister misin?
 Sesmillo, oku.
 - Sağır mısın?
 - Hayır.
 Oku o zaman.
 Polis aleyhine   96 kamu davası   acile kaldırılan 21 kişi   2 boyun zedelenmesi, 567.
000 avro zarar  G  Göz altına alınanlar n  nerede?
 Ne diyorsun ...?
 Laf olsun diye sormadım, dediğinden gerçekten bir şey anlamadım.
 Tekrar söyler misin?
 Gözaltına alınanlar nerede?
 Şimdi anladım.
 Harekât Daire Başkanına   103 kişiyi sorgulamak için   sizin burun kanamanızın geçmesini bekleyeceğimizi söylememi mi istiyorsun?
 Sonra da o 103 kişinin ifadelerini teyit edeceğimizi?
 Sadece soruyorum.
 O sinir bozucu kekelemen yüzünden normal bir insan gibi konuşamadığın için   bana ifade etmeye çalışıp da beceremediğin bu mu?
 Söyle, bu mu?
 Bak  Sen söylemek ister misin?
 Ya da cevaplamayayım mı?
 Son 45 dakikadır yaptığım gibi.
 Anladık Sancho, ama herifi elimize geçirdik.
 Hayır, ülkeye yeni ayak basmış Fransız, Alman, İtalyan, Amerikan   Venezuelalı ve Dominikli 23 turisti ele geçirdiniz.
 Ele geçirdiğiniz bunlar.
 Çok yakında yine cinayet işleyecek, çünkü hevesini kursağında bıraktık.
 Önemli olan şu an kontrolümüz altında olması   senin de kıçını kurtarman, o... çocuğu!
 Sesmillo, tekrar et.
 Disiplin Kurulunun kararıyla kovuldun.
 Canın ne istiyorsa yap, ama seni bir daha burada görmek istemiyorum.
 Kuruldaki üç beş dallamanın lafıyla mı kovacaksınız beni?
 Üç beş dallama değil.
 Polis teşkilatının yüzde doksanı, ortağın da dâhil.
 Üçüncü sayfa, sarıyla işaretli kısım.
 Seni de evine gönderirdim.
 Ama kendini öldürür de vicdanıma yük olursun diye yapmıyorum.
 Onun en azından güzel bir karısı ve iki normal çocuğu var.
 Senin durumundaki bir dedektifi nerede değerlendirebileceğimize bakacağız.
 Evet, dinliyorum.
 - Niye evde kalamıyorum?
 - Çok küçüksün.
 Çünkü ben öyle diyorum.
 Hayret bir şey.
 Lauralar'da kalabilirdim.
 Annen, baban ve kardeşinle köye gidiyorsun.
 Hadi.
 Oğlum nerede?
 Hep beraber göle gittiler.
 Javi.
 Sakin ol, olur mu?
 Sakin ol.
 Bak, Elena da burada.
 Sakın bir şey yapma.
 Yardımcı olabilir miyim?
 Kapıyı aç.
 Hangi dairede kalıyorsunuz?
 İsminiz nedir?
 Javier Alfaro.
 Aç hadi.
 Bakın.
 İki gündür köpeğinizin havlamasını dinliyorum.
.
 Tatilde olmasaydınız ceza keseceklerdi.
 İyi misiniz?
 Çok iyiyim.
 Colonel!
 Colonel!
 Colonel  Colonel!
 Colonel  Beyefendi, iyi akşamlar.
 Ne yaptığınızı sorabilir miyiz?
 Kaçmak için tünel kazıyorum, ne yapıyorum sence?
 Burayı kazamazsınız.
 Burası özel mülk.
 Ben de teşkilattanım ulan.
 Javier Alfaro, 8627.
 Gidip kontrol edeceğim.
 Sen başında dur, bir yere gitmesin.
 Beyefendi, köpeğinizi buraya gömemezsiniz.
 Biz köpeği götürelim, siz de biraz uyuyun.
 Evet?
 Dinliyor musunuz?
 Köpeğimden uzak dur!
 Bir daha söylemeyeceğim.
 Bas geri.
 Sadece köpeğimi  Köpeğimi gömmek istiyorum!
 O... çocuğu!
 Saygınız olsun biraz!
 Göt  Bırakın beni!
 Benim köpeğim o!
 - O... çocukları!
 - Tamam, tamam.
 Tamam, yeter bu kadar.
 O... çocukları  Evet.
 Çıkıyorum.
 İşimiz daha bitmedi.
 Benim için bir şey demediler mi?
 Velarde, ne işin var burada?
 Gördüğün gibi.
 Şu an ofiste, soldaki son kapı.
 Baksana.
 Alfaro'dan haber aldın mı?
 Ulaşmaya çalıştım ama  Az gelebilir misin?
Gördüğün üzere, bu iş   bizim boyumuzu bir hayli aşmaya başladı.
 Velarde, sen bu işle daha en başından en çok haşır neşir olan kişiydin   ve başından beri haklıydın.
 O yüzden bize yardım etmek istersen  Dinleme biriminden ayrılırsın, biz sana bütün raporları sunarız   ne zaman istersen bizimle buluşursun.
 Senden bunu kesinlikle gizli tutmanı rica ediyoruz   çünkü resmî olarak yine dinleme biriminde çalışıyor olacaksın.
 Cano ve Bernal beni gördü.
 Yukarıdakiler seni görmediği sürece sıkıntı yok.
 Operasyonu sen yürüteceksin, ama kimse bilmeyecek.
 - Sancho ne olacak?
 - Sancho, şey  Fikir Sancho'ya ait, ama senin bilmeni istemiyor.
 İki tarafın da yararına olacak, sen davada bize yardım edeceksin   o da seni Dinleme'den alacak.
 Velarde.
 Sağ ol.
 - Selam.
 - Selam.
 Bir şey mi bakmıştın?
 Ben icabına baktım.
 Dolapta yemek var.
 - Üç ayrı olay mahallinden, öyle mi?
 - Üçü de aynı b  boyda.
 Bu herifin ya saçı uzamıyor, ya da hafta bir kez kestiriyor.
 - G  Görünüşüne önem veriyor.
 - Mantıklı, herif kadınları ayartıyor.
 Fiziksel görünümünü kurbanlarına yaklaşmak için kullanıyor.
 Ama aklıma yatmayan  Cinsel organa saplanan bıçak fallik bir sembol.
 Kurbanın kadınlığını öldürmek istiyor.
 Kadınlıkla sıkıntılı bir ilişkisi var.
 Hem seviyor hem nefret ediyor.
 Annesi.
 Eminim ki h  her şeyin başlangıç noktası annesidir.
 İşlediği her cinayette annesini öldürüyor.
 B  Belki de çoktan öldürmüştür.
 Bakalım; Dolores Volado, iki kız sahibi.
 6 ay önceki ilk kurban, Antonia Alvarez, hiç çocuğu yoktu.
 Bernarda Gil de aynı şekilde.
 Üçüncü kurban   Concha Max'in iki oğlu vardı.
 - Rafael Max'la konuştuk.
 - Ee?
 - Zayıf ihtimal.
 - Ya diğeri?
 Santiago, M  Madrid'de yaşamıyor.
 Onu arıyoruz.
 Bu çok heyecan verici bir şey Velarde.
 Ben gidip birkaç şişe bira alayım, sonra dava hakkında konuşmaya devam ederiz.
 Gitsen iyi olur.
 Size b  burada sormak zorundayım, k  kusura bakmayın.
 Karakola da gelebilirdim.
 Kardeşinizle en son n  ne zaman görüştünüz?
 Nerededir kim bilir.
 Yardım ederseniz daha çabuk bitiririz.
 B  Benim  Kardeşimi yıllardır görmedim.
 Uyuşturucu sorunu vardı, kimse de onu arama zahmetine girmedi.
 Anneniz bile mi?
 Zavallı annemin yeterince derdi vardı zaten.
 Santi çocukluğundan itibaren anneme çok çektirdi.
 Anlaşamıyorlar mıydı?
 Kardeşim elinden geldiğince hayatını cehenneme çevirdi.
 Sanırım aynısını da annem ona yaptı.
 Çok şükür o pislikleri buradan sepetlemişler.
 Kardeşiniz annesinin öldüğünü b  biliyor mu?
 Aradım ama ulaşamadım.
 N  Nasıl tepki verirdi sizce?
 Bilmem.
 Kötü tepki verirdi herhâlde.
 Bilmiyorum.
 - Birbirlerinden nefret ederler miydi?
 - Hayır, iyi anlaşamazlardı dedim.
 Her Katolik anne ile uyuşturucu bağımlısı evlat gibi.
 Sizce sevinir miydi?
 K  Kardeşinizle tanışma ş  şerefine nail olamadım.
 Sizce annemi kardeşim mi öldürdü?
 Hiçbir ihtimali g  göz ardı edemeyiz.
- Evet?
 - Velarde, dosyaları karıştırırken tuhaf bir şeye rastladık.
Diğer oğlu Rafael ifadesinde park yeri bulamadığı için  annesini binanın birkaç metre ötesinde bıraktığını söylemiş -   ama aynı geceye ait bir park bileti var.
 - Anladım.
Bize yalan söylüyor olmalı.
 Yarın kendisini sorguya alacağız.
- Güzel  - Ne diyorsun sen?
 Velarde  Demiştin ki  O gece annenizi bırakıp eve döndüğünüzü söylemiştiniz, değil mi?
 Doğru.
 O zaman neden   buraya yakın b  bir yerde alınmış   bir park biletiniz var?
 Tamam.
 Annemi kaybettiğim gün karımı da kaybetmek istemedim.
 Anlıyorsun, değil mi?
 S  Sevgili bahanesi ç  çok demode.
 Ne oldu?
 Benimle k  karakola gelmeniz gerekiyor.
 - Karakola mı?
 Niye, ne oldu ki?
 - Olduğun yerde kal!
 Önce kardeşimden şüphelendin, şimdi de benden şüpheleniyorsun.
 Bir türlü emin olamıyorsun, değil mi?
 Silahını yerden al.
 Sevgilisiyle konuştuk, anlattığı her şey örtüşüyor.
 Velarde, oğlu Rafael sütten çıkmış ak kaşık gibi temiz.
 Sevgilisiyle konuştuk.
 Erkek sevgilisiyle.
 Anlattıkları tümüyle örtüşüyor.
 Onca gizemin nedeni anlaşıldı.
 Sen iyi misin?
 Efendimiz.
 Bugün burada, aramızdan tam yedi ay önce ayrılan kardeşimiz   Antonia Alvarez gibi sevdiklerimizin ardından dualarını edenler olarak   bir gün yeniden hep birlikte olma ümidiyle bir araya geldik.
 İsa Mesih'in yüzü suyu hürmetine senden niyaz ediyoruz.
 Günahlarımızı değil, kilisene olan inancımızı gör.
 Kelamınla bize dirlik ve birlik ihsan eyle.
 Sen ki ezelden ebede var olacak olansın, amin.
 - Tanrı'nın selameti üstünüze olsun.
 - Ve de ruhlarınızın üstüne.
 Kardeşlerinizle kucaklaşabilirsiniz.
 Yüce İsa   sen ki bu âlemden günahları çekip alansın, merhametini esirgeme bizden.
 Yüce İsa   sen ki bu âlemden günahları çekip alansın, merhametini esirgeme bizden.
 Yüce İsa   sen ki bu âlemden günahları çekip alansın, merhametini esirgeme bizden.
 - Buyurun.
 - Salyangozlar bir harika.
 - Nefis.
 - Çok lezzetli.
 - Çok lezzetli.
 - Afiyet olsun.
 - Sağ ol Andres.
 - Güle güle canım.
 - İyi günler hanımlar.
 - Sana da iyi günler.
 - Lorna, eczaneye uğramayı unutma.
 - Tamam delikanlı.
 Görüşürüz.
 Al bakalım.
 Biraz daha zorlamalısın, yoksa mümkün değil yediremezsin.
"O günden sonra annesini başka bir gözle görmeye başladı.
"Daha bir insancıl ve sade, fakat aynı zamanda daha içten ve hassas bir gözle.”
Onunla beraberken benliği tuhaf hislere gark oluyordu.”
Kalpleri âdeta bir olmuş, birlikte atıyordu.
 Bir nevi muvazilik ve karşılık ihtiyaç duygusu  " Anneme kötü davrandığını görürsem bir daha bu eve adımını atamazsın.
 Katil k  kesinlikle   30 ile 35 y  yaşları arasında.
 Beyaz.
 Orta boy ve ağırlıkta, yaşlılarla ilişki hâlinde.
 Annesiyle travmatik bir ilişkisi var.
 Bu nedir?
 O ve ben.
 K  Kesin.
 Kurbanlarını nasıl seçiyor, biliyor musun?
 Şehir merkezinde saldırıyor, ama başka yerde yaşıyor.
 Cinayetleriyle günlük yaşamını birbirinden ayrı tutuyor.
Annesiyle travmatik bir tecrübesi var, yaşlı kadınlarla olan  sevgi-nefret ilişkisine ivme kazandıran güçlü bir kadın figürü.
Orta-üst tabakadan, temiz giyimli, dış görünüşün önemli olduğunun farkında.
Aceleci ve sadist.
 Durdurulamaz olduğunu düşünüyor.
Fiziken iyi durumda.
Normal iletişim kurmada güçlük çekmiyor, ama yalnızken yaklaşıyor.
Yaşlı kadınlara tecavüz edip onları öldürürken  bunları aslında annesine yapıyor, ama ona hiç el sürmemiş.
Yardım edecek kimseniz yok mu gerçekten?
 Ara sıra komşular yardım ediyor.
 - Kocanız  - İki sene önce öldü.
 Başınız sağ olsun.
 Hayat böyle işte.
 Her zaman ilk kocalar gider.
 - Erkek arkadaşınız yok mu?
 - Benim yaşımda erkek arkadaş?
 Daha neler!
 Burası.
 Gençliğinizde çok güzeldiniz eminim.
 - Arabayı buraya bırakıyorum.
 - Çok teşekkür ederim.
 - İsminiz neydi?
 - Esperanza.
 Hadi git şimdi.
 Eminim yapacak çok işin vardır.
 Bir saniye.
 Ağırmış.
 - Gücünüz kuvvetiniz yerinde.
 - Kuvvet mi?
 Kendimi zor taşıyorum.
 Çok iyi görünüyorsunuz.
 Asansörünüz yok mu?
 42 yıldır bu merdivenleri çıkıyorum.
 - Hâlâ gençsiniz.
 - Sen de çok tatlı dillisin.
 Size yardım edersem bana bir bardak su verir misiniz?
 Bu sıcakta  Sonra gidip kız arkadaşımı alırım, beni bekliyor.
 Asla bir kadını bekletme, çünkü  Hangi daire?
 Üçüncü kat, sol.
 - Yukarı bıraktım.
 - Teşekkür ederim.
 Esperanza, benim adım Andres.
 Sana iyi günler.
 - Güle güle.
 - Hoşça kal.
 Lütfen!
 Hayır, lütfen  Lütfen  Hayır, lütfen  Lütfen, lütfen  Eve girebilir miyiz?
 - Hayır.
 - Bugün imkânsız.
 - Neden?
 - Onunla mı?
 Sancho canımıza okur.
 Dördümüz birden gideceksek çok erken gitmek zorundayız   siz de saat 8'den önce ayrılırsınız, olur mu?
 - Tamam.
 - Emin misin?
 - Gidelim.
 - Tamam.
 - Bira için sağ ol.
 - Güle güle.
 Biraz dinlenin, dinlenebilirseniz tabii.
 Bir hata yapmadıkça bu herifi yakalayamayacağız.
 Kaç kurban oldu?
 Beş.
 S  Sonuncusu dün.
 İ  İlkiyse Antonia Alvarez'di.
 Carretas'taki, iki t  tane dairesi olan.
 Şehir merkezinde yaşamayan tek kurban, herif de onu tanıyormuş.
 Yarın Salamanca tarafına gidip yaşlı kadınlarla konuşalım.
 Ne?
 Yok bir şey.
 Ne oldu?
 Diyelim şu an t  tam karşında.
 Ne yapardın?
 Ne yapacağımı biliyorsun.
 Sen ne yapardın?
 Bilmiyorsun, değil mi?
 Neyse Velarde.
 Ben kaçtım.
 Yarın görüşürüz.
 Alfaro.
 Affet beni.
 Sen   iyi bir polissin.
 Hayır, değilim.
 Gene de sağ ol aslanım.
 Javier, seni görüyorum.
 Milleti dikizlemekten zevk mi alıyorsun?
 - Sigara içtiğimi ne zamandır biliyorsun?
 - Polisleri aptal mı sandın sen?
 Hadi, yak 'bi tane.
 Hadi.
 - Rahatsız ediyorsam gideyim.
 - Hayır, hayır  Bugün annemle konuştum.
 Eve dönebilir miyim diye sordu.
 Eve dönmelerini istiyorum.
 Ama sorun olmayacaksa.
 Neyse  Sen buna hazır mısın bilmiyorum.
 Dönmelerini isterim.
 O zaman sen  Onunla konuşabilecek kıvama geldin yani?
 Yeni bir köpek almamız gerekecek.
 Buradayım.
 Sana kitap okuyayım mı?
 Tamam, bir yere gitmiyorum.
 Sen uykuya dalıncaya kadar burada kalacağım, tamam mı?
 Gece iyi uyuduğunu nasıl anlıyorum, biliyor musun?
 Sabah odana girdiğimde ilk yaptığın şey bana gülümsemek oluyor.
 Ne?
 Neyin var söylesene.
 Boğazın mı ağrıyor?
 Tamire gönderdim.
 Kopçası gevşemişti.
 Hadi uyu şimdi.
 Anne, geç oldu.
 Lütfen uyu artık.
 Ne zaman bir yere ilk sen gelir oldun?
 Yavaş yavaş yola geliyorum.
 - Kız arkadaşın nerede?
 - Önce karakola gitmesi gerekti.
 - Seninki?
 - Telefonunu açmıyor.
 - Anahtarları versene.
 - Bekle park edeyim.
 - Yukarıda beklerim seni.
 - Olmaz.
 - Hep beraber çıkacağız.
 - Hadi park et o zaman, hayret bir şey.
 Boş versene sen.
 Aç artık şu telefonu yahu.
 Aç şu siktiğimin telefonunu.
 Alfaro!
 Bekleyemedin, değil mi pezevenk?
 Alfaro!
 Neredesin ...?
 Çok üzgünüm Velarde.
 Bir şey b  bulabildiniz mi?
 Hayır, o... çocuğu oraya gittiğine göre alacağını almıştır.
 Bermejo bir şey görmemiş mi?
 30 saniye erken gitsem herif elimdeydi.
 Adam elimizdeyken ortadan kayboldu.
 O kadar  Çok ama çok üzgünüm.
 Hepimiz şok olduk.
 Onun için tören düzenleyeceğiz ve tabii ki görevden alınmadan bahsetmeyeceğiz.
 - Sağ olun.
 - Öyle bir şey hiç olmadı.
 Bir ihtiyacın olursa, ne olursa söyle.
 Senden ricam  İşte, biliyorsun.
 Başınız sağ olsun.
 Sen ortağısın, değil mi?
 Senden çok bahsederdi.
 Onlar   kişisel eşyaları mı?
 Evet.
 Hepsi mi?
 Şu değil.
 Ne?
 Şu zincir.
 Alabilir miyim?
 Peder!
 Peder!
 - Affedersiniz, rica etsem  - Bu buraya mı ait?
 Bizim komünyon ayinlerimizde çocuklara verdiğimiz zincirlerden bu.
 K  kime ait olduğunu b  biliyor musunuz?
 Mümkün değil, 87'den kalma bu.
 Ben o zaman burada yoktum.
 Kaç t  tane çocuk k  komünyon ayinine katıldı?
 - Şu an bir şey diyemem.
 - Bir kaydı olmalı.
 Bir şeyler.
 Kusura bakmayın, çok önemli olduğunu söylüyor.
 Peder, Dedektif Velarde.
 Ciddi bir mesele.
 Bazı bilgilere ihtiyacı var.
 Kendisine bunun bizim kiliseden olduğunu   kilisemizin komünyon ayinine katılan çocuklardan birine ait olduğunu söyledim.
 1987.
 Siz o zamanlar buradaydınız  Bir şey hatırlıyor musunuz, ya da bir kayıt var mıdır?
 K  Kime ait olduğunu öğrenmem g  gerekiyor.
 İlla öğlen 2 ile 2:30 arasında mı öğrenmeniz gerekiyor?
 Sonra gelin lütfen.
 - Yemek yiyoruz.
 - H  Hizmetçinizin   bütün evrakları tam mı?
 Siyah saçlı, 1,80 boylarında, ve atletik yapılı.
 Diğer şey.
 Onu da söyle.
 Muhtemelen annesiyle aralarında   özel bir ilişki vardı.
 Andres Bosque, 87'de komünyon ayinine katıldı.
 Amaya Martinez.
 - Ne?
 - Annesi.
 Bana dil bilgisi ve edebiyat dersi vermişti  Burada ne işi var?
 O sene çocuklara ilmihâl dersi vermişti.
 Ee?
 Söz konusu Andres Bosque ve annesi olunca   özel ilişki tabiri   biraz hafif kalır.
 Peder Raul, siz mi söylersiniz, ben mi söyleyeyim?
 Sence başka  Onu   yalnız bırakmamak için öldürmüş.
 Velarde.
 Bir daha öldürmeyecek.
 İddiaya var mısınız?
 Javier Alfaro harika bir polisti.
 Ama daha da önemlisi, Javier bu şehrin zor zamanlarında örnek bir vatandaştı.
 Javier'le en son aynı odada bulunduğum günü çok net hatırlıyorum.
 Gözlerinde korkudan eser yoktu.
 Gözlerinde heyecan ve tutku vardı.
 3 YIL SONRA Öğlende nereye gidiyorsun?
 - Bilmiyorum.
 - 5 dakikaya çıkıyorum.
 Sağ ol.
 Acelem var.
 Sorun değil.
 Pardon.
 Bu yakınlarda otobüs durağı var mı, biliyor musunuz?
 Bilmiyorum.
 Şu tarafa bir bakın.
 Yok gibi görünüyor.
 Gerçekten hiç bilmiyorum.
 Şehir merkezine gidecek misiniz?
 Evet, sonra.
 Beni de g  götürür müsünüz?
 Acelem yok.
 Sağ olun.
 Dikkat et.
 Nesin sen, t  teknisyen mi?
 Doktor zamanla geçer demişti.
 Ama görüyorsun işte.
 Doktorlar.
 Ben de doğuştan zannetmiştim.
 Benimki aniden oldu.
 Annem beni dövdükten sonra.
 Kadınlar hiç tahammül edemiyor.
 Bir kız arkadaşım vardı, hiç tahammül edemiyordu.
 Yüzüme karşı söylemedi, ama biliyorum.
 Buralardan değilsin, değil mi?
 Buralardan değilsin.
 Ben anlarım.
 Seni bir yerden tanıyorum.
 Bilmem.
 - Madrid'li misin?
 - Hayır.
 Adın ne?
 Amma çok soru soruyorsun.
 Bindiğinden beri tek yaptığın bu.
 Yola koyulsak iyi olur.
 Geç oldu.
 Böyle bir koleksiyonun izini sürmek   ne kadar maliyetli tahmin edemezsin.
 Bırakalım artık   insanlara zarar vermeyi   Andres.
 Bıraktım artık.
 Yemin ederim.
 Artık kimseye zarar vermiyorum.
 Yemin ederim.


Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar