Print Friendly and PDF

Translate

Suspiria (2018)

|


152 dk
Yönetmen:Luca Guadagnino
Senaryo:Dario Argento, David Kajganich, Daria Nicolodi
Ülke:İtalya, ABD
Tür:Fantastik, Korku, Gizem, Gerilim
Vizyon Tarihi:09 Kasım 2018 (Türkiye)
Dil:İngilizce, Almanca, Fransızca
Müzik:Thom Yorke
Çekim Yeri:Varese, Lombardia, İtalya
Altyazı GönderListeme EkleAltyazı TakibiİzledimTavsiye Ekleİzleyeceğim
Oyuncular:Chloë Grace Moretz,Tilda Swinton,Doris Hick,Malgorzata Bela
Özet
Geçtiğimiz yıl çok ses getiren Call Me By Your Name / Beni Adınla Çağır ile izlediğimiz Luca Guadagnino bu kez korku sinemasına el attı ve giallo türünün en bilindik filmlerinden, Dario Argento’nun 1976 başyapıtı Suspiria’yı yeniden çekti. Venedik Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan filmin konusu, orijinaliyle neredeyse aynı: 1977 yılında, Berlin’de, dünyaca ünlü bir dans trupuna karanlık güçler musallat olmuştur; dansçılardan bazıları bu güce yenilir, bazılarıysa mücadeleyi seçer. Duyurulduğu ilk andan beri merakla beklenen Suspiria, Tilda Swinton ve Dakota Johnson’lı parlak oyuncu kadrosu, özünü aldığı kült film, sürekli artan huzursuzluk hissi ve benzersiz görselliğiyle uzun süre zihninizi kurcalayacak. Guadagnino’nun "yeniden çevrim değil, orijinal filmin uyandırdığı inanılmaz hisse bir saygı duruşu" olarak tanımladığı yeni Suspiria’nın müzikleri Radiohead’den Thom Yorke tarafından bestelendi, koreografiler ise sinema, tiyatro, moda ve dans alanlarında tanınmış sanatçı Damien Jalet’ye ait.
Alt yazı
Bölünmüş Berlin'de geçen 6 Sahne ve Bir Kapanış.
 Sahne 1 Baader'e özgürlük!
 Her şeyi görüyoruz!
 Her şeyi görüyoruz!
 Meinhof'a özgürlük!
 Patricia.
 Gidiyorum işte  mevsimlerin en güzel yerinde Gitmeli miyim  yoksa kalmalı mıyım  Beş dakika içinde bir hastam gelecek.
 Daha sonra gelmesini söylerim.
 Gel Iütfen.
 Gidiyorum işte  mevsimlerin en güzel yerinde.
 Bu şarkı, kafama takıIıp kaldı.
 Öyle yüksek ki sesi!
 SEANSTA
 Ne demek istediğimi anlıyor musun?
 Ne demek istediğimi anlıyor musun?
 Her şeye ragmen, onu hayatta tutmaya çalışacaklar.
 Markos mu?
 Çabuk, çocuklar kapmadan önce yer tutmamız lazım!
 Gitarist o kadar tatlı ki  Haklıydım.
 Cadı onlar.
 Sara'ya oradan çıkmasını söylemek zorundayım.
 Aralarında umursadığım tek kız o.
 "Sanrıları ağırlaşıp paniğe dönüşmüş.”
 "Kurguladığı mitolojinin doğrulandığını hissediyor.”
 Onu almadan gidersem, bir sonrakine onu seçebilirler.
 Ya da Olga'yı.
 Olga'yı da uyarmalıyım.
 Aslında Olga birçok şeyin farkına vardı.
 Benimle nasıI ilgilendiklerini gördü.
 O binada görebildiğinden çok daha fazla şey var.
 Savaştan beri yer altında saklanıyorlar.
 Artık seni duyabiliyorlar, öyle mi?
 Başlarda, bana bazı şeyler bahşetmişlerdi.
 Mükemmel denge, mükemmel uyku.
 Düşündüklerini anlayabiliyordum.
 Ama benim saçımı aldılar.
 İdrarımı aldılar.
 Gözlerimi aldılar!
 Artık beni görebiliyor.
 Gidiyorum işte, mevsimlerin en güzel yerinde  Gidiyorum.
 Anne Markos  ruhuma girmek istiyor.
 Onu hissedebiliyorum.
 İstediğimi sanmıştım.
 İmge Buna ben izin verdim.
 Beni anlıyor musun?
 Burada olduğumu anlarlarsa, tereddüt bile etmezler.
 Beni takip edip organımı tabakta yiyecekler.
 Bay Berger sizi bekliyor, Doktor Bey.
 Anne olan bir kadın herkesin yerine geçebilir, ama kimse bir annenin yerini dolduramaz.
 Günaydın Papaz Bey.
 Adınız Bannion mu?
 İyi günler.
 - Bayan Tanner siz misiniz?
 - Evet, buyurun.
 Hadi  Bu sabah sizi otelinizden aramaya çalıştım  başka bir zaman gelmeniz için.
 Neden?
 Kurumsal işlerden ötürü.
 Bugün uygun bir zaman değildi.
 Ama madem geldiniz  Ve beş, ve altı  ve yedi, ve sekiz!
 Dirsekleri kaldırın.
 Ve bir.
 Gel, Suzie.
 Bayan Millus ve Bayan Mandel topluluğumuzun öğretmenleridir.
 Peki ya Viva Blanc?
 Bana onun da burada olduğu söylenmişti.
 Ah, canım, senin resmi bir eğitimin veya referansın yok ki.
 Seçmelere girme isteğin  Madame Blanc'ın iyi gününe denk geldi sadece.
 Aslında burada hiç olmaman gerekiyordu.
 Anlıyor musun?
 Evet?
 İyi.
 O zaman başlayalım.
 Ben müziksiz dans etmeyi tercih ediyorum.
 Teşekkürler.
 Süreyi aklında tutabilirsin değil mi?
 Hipnoz mu?
 İşte şimdi dirsekler arasındaki çizgideyiz.
 Yüzün öne baksın.
 Harika.
 Ve  Morphus.
 Yüzüne çok yakın tutma.
 Elinde kuş tutuyormuşsun gibi.
  onun gibi bir şey.
 Sabah provasını alırken yapmışlar.
 Eşyalarını kargo kutularına koymuşlar.
 Yer altında saklandığını düşünmüyorsun, değil mi?
 Ne olduğu umurumda değil.
 Sadece onu aramak istiyorum.
 Gerçekten endişeleniyorum.
 Bayan Bannion!
 Buraya gelin.
 Madam Blanc ile konuştum.
 İyi iş çıkardınız, Bayan Bannion.
 Eve dönüp işlerinizi yoluna koymak  ve Berlin'e taşınmak için hazırlık yapmak istersiniz diye düşündüm.
 Hayır!
 Hayır, hayır hemen başlayabilirim.
 Güzel.
 Bu, Bayan Gutter  Teknik müdürümüz.
 İyi günler.
 Bu da Bayan Vendegast.
 Burada yaşayan dansçılarımızla ilgileniyor.
 Nereden geldin?
 Ohio.
 Bir çeşit Ruth Bre topluluğu gibiyiz.
 Dansçılarımıza çok para veremiyoruz.
 Ücretsiz olarak yurt tarzında ev verebiliyoruz.
 Hiç ücret almıyor musunuz?
 Bir mark bile.
 Bu toplulukta, bir kadının ekonomik yönden  kendine yetebilmesine çok önem veriyoruz.
 Normalde, yıIın bu zamanı yerimiz olmaz  Ama şimdi bir odamız var.
 Evet.
 Patricia'nın odası.
 Patricia'yı tanıyor musun?
 Hayır.
 Koridorda kızların onun hakkında konuştuğunu duydum.
 Artık bizden biri olduğuna göre, saklamayacağım.
 Patricia, bazı üzücü sebeplerden ötürü topluluğumuzu terk etti.
 Geri dönmeyeceğini düşünüyoruz.
 Yani istersen, bir oda var.
 Eşyalarına yardım etmesi için kızlardan birini göndereceğiz.
 Öğle yemeğinden sonra, uygun olur mu?
 Evet.
 Aslında  Evet  Harika.
 Selam, kusura bakma geç kaldım.
 Yağmur çok fena.
 Berlin'de ne zaman yağmur yağsa, herkes taksiye atlıyor.
 Ben de aptal gibi onları izliyorum.
 Adım Sara.
 Şansımızı sokakta deneyeceğiz gibi gözüküyor.
 Şemsiyen var mı?
 Ah, sen saat 6'ya kadar gelmeyince, odayı bir gecelik daha tutmak zorunda kaldım.
 Susie, kusura bakma.
 Toplulukta her şey birbirine girdi.
 Neden gülüyorsun?
 "Berlin" dediğin zaman, bir saniye önce "Berlin'de herkes" dedin ya  düşündüm de, artık ben de onlardan biriyim.
 - Berlin'de yaşıyorum.
 - Evet.
 Tebrikler.
 Bugün bir sansasyon yarattığını duydum.
 Aileni arayıp onlara haber verdin mi?
 Bayan Blanc seçmelerime geldi.
 Sonra da hemen gitti.
 İnanıImaz biri.
 İşini yansıtma şekli  Enerjisi, sana yol gösterdiği zaman, bağımlıIık yapıyor sanki.
 Doğru kelime bu sanırım.
 GüçIü biri.
 Topluluğu savaş yıllarında ayakta tutmayı başarmış.
 Onlar kadınların sesini kesip bacaklarını açmalarını istedikleri zaman  Blanc oradaymış.
 Teşekkür ederim.
 Gerçekten.
 Ne?
 Fransızca mıydı o?
 Bomba bu!
 Kokusunu alabiliyorum.
 O tarafta bir banka vardı.
 Burada ne olduğunu bilmiyor musun?
 Uçağı kaçıran eylemciler, Stammheim tutuklularının salıverilmesi için pazarlık yapıyorlardı.
 KızıI Ordu Fraksiyonu.
 Baader Meinhof.
 Bir yöneticiyi kaçırdılar.
 Savaş devam ediyordu.
 Bir SS subayıydı.
 Şimdi ise Alman İşçiler Birliği'nin başında.
 Bunun ne kadar korkunç bir şey olduğunu anlıyor musun?
 Özür dilerim.
 Arkadaşım için endişelendim sadece.
 Sahne 2 Gözyaşlarının Sarayları
Şimdi, oylamaya geçelim.
 Hepimiz seçtiğimiz bir ismi söyleyeceğiz.
 Mandel, sen kimi seçiyorsun?
 - Markos.
 - Bayan Killen?
 Blanc.
 - Judith?
 - Markos.
 - Boutaher.
 - Blanc.
 - Millus.
 - Markos.
 - Martincin.
 - Markos.
 - Huller.
 - Markos.
 - Mauceri.
 - Blanc.
 - Marks?
 - Markos.
 - Pavla.
 - Markos!
 - Kaplitt.
 - Blanc.
 - Vendegast.
 - Blanc.
 - Balfour.
 - Blanc.
 - Creusot.
 - Blanc.
 - Alberta.
 - Markos.
 Griffith.
 Griffith?
 - Sona geldik.
 - Seçmek zorundasın.
 Anne Markos.
 Blanc, sen kimi seçiyorsun?
 Çekimserim.
 Ben Markos diyorum.
 Markos üç oy farkla kazandı.
 Karar verildi.
 Anne Markos başta kalmayı sürdürecek.
 Kimse verdiği oydan dolayı yargılanmasın.
 Çoğunluğun isteğine uyulsun.
 Çok yaşa Markos.
 Çok yaşa Markos!
 Uçağı kaçıranların  götürüp götürmeyeceklerine  veya 91 yolcunun durumlarına dair henüz bir bilgi ulaşmadı.
 Dün, Filistinli eylemcilerden biri resmi isteklerini iletti  Stammheim hapishanesinde tutuklu bulunan  KızıI Ordu Fraksyonu üyelerinin salıverilmesi de talepleri arasında.
 Anne seni sordu.
 Dün akşamki işler yarım kaldığı için  devam etmemiz gerekiyor.
 Hepiniz Patricia ile ilgili endişelerimi biliyorsunuz.
 Patricia'ya olanlar korkunçtu.
 Artık oyladığımıza göre, anne yeni birini denemek istiyor.
 Hatta çok yakında.
 AsıI soru bundan sonra kimi deneyeceği değil.
 Kimi seçerse seçsin ritüelin işe yarayacağından emin olmak zorundayız.
 Annenin, bu konu hakkında fikirleriniz olduğuna inancı tam.
 Belki de Sara iyi bir tercih olabilir.
 Evet.
 Amerikalı kızı getirmesi için onu göndermek iyi fikirdi.
 Sara topluluk için iyi bir elçi.
 Burayı evi haline getirdi, öyle değil mi?
 Burada kendini iyi hissediyor.
 Seviliyor.
 Joseph Amca!
 Günaydın canım.
 - Kır evine mi gidiyorsun?
 - Evet.
 Acayip donuyorum.
 Birazdan Clara ile üniversiteye gideceğim.
 - Konuşan kim?
 - Lacan.
 Ah, Lacan!
 - Günaydın, Doktor Klemperer.
 - Günaydın.
 Kır evine mi gidiyorsun?
 Sonraki durak Friedrichstrasse.
 Burası trenin son durağı.
 Doğu Berlin'e girmek için Iütfen kimliklerinizi hazırlayın.
 Anke, bak  her yeri yine yaprak kaplamış.
 Hepsini daha salı günü süpürmüştüm.
 Yatak odaları ikinci katta.
 Neden beni seviyormuş gibi konuşmayı denemiyorsun?
 Değişiklik olurdu.
 Burası benim odam.
 Burası da  senin.
 Komşuyuz.
 Ne zaman bir şeye ihtiyacın olursa kapımı çalabilirsin.
 Bayan Sesame?
 Doktor, Bayan Meier'den irmik aldım.
 KızıI Ordu Fraksiyonu teröristlerinin salıverilmesi için yine eylem yapıyor.
 Ensslin, Meinhof.
 Savaştan önce, Almanya'da çok güçIü kadınlar vardı  karınız Anke gibi.
 GüçIüydü değil mi, Doktor?
 Bugün Iris Stüdyosu'ndaki ilk prova  20 dakika içinde başlayacak.
 Bugün esneme hareketlerinizi kendiniz yapacaksınız.
 Günaydın.
 Günaydın.
 Günaydın.
 Dizin nasıI oldu?
 İyi mi?
 Hepinizi burada görmek harika.
 Bugün, topluluk için sevinidirici bir gelişme daha oldu.
 Yeni bir dansçımız oldu.
 Susie Bannion, aramıza Amerika'dan katıIdı.
 Dün seçmelerdeki dansını izleme ayrıcalığına eriştim.
 Aramızda olduğu için çok şanslıyız.
 Bir şey söylemek ister misin, Susie?
 Bilmiyorum.
 Merhaba.
 Kendimi henüz burada gibi hissetmiyorum.
 Bilmiyorum.
 Ne zaman hazır hissedersen o zaman katıI, acele etmene gerek yok.
 Küçük ailemize hoş geldin.
 - Ben Susie.
 - Selam.
 Pekala bugün yapacağımız provada  tam olarak Volk dansı ile kaldığımız yerden devam etmek istiyorum.
 Olga ile konuştum, Patricia'nın yerini o alacak.
 Sara, senin de Olga'nın yerini almanı istiyorum.
 Herkes bu durumdan memnun mu?
 Tamam.
 Güzel.
 Hayır, hayır, hayır, hayır.
 Müziği durduralım, bir dakika.
 Tamam.
 Ve bir, ve iki ve üç!
 Yerden alıyorsun.
 Tamam mı?
 Yerçekimi, hatırla.
 Herkes buradan alabilir mi Iütfen?
 Ve Tanner.
 Ve bir, ve iki, ve üç.
 Ve bir, ve iki, ve üç.
 Bu saçmalık!
 - Saçmalık.
 - Tamam.
 Neden 10 dakika ara vermiyoruz?
 Kendi yalanlarına bile inanmıyorsun!
 Bayan Ivanova!
 Hayır, hayır.
 Önemli değil.
 Bununla yüzleşelim.
 Patricia gitti, Olga.
 Nerede olduğunu bilmiyoruz.
 Şayet saklanıyorsa bize söylemezdi zaten, değil mi?
 Birine söylemiş olmalı.
 Farklı hedeflere odaklanan kişilerle ilişkisi olduğunu biliyoruz.
 Dün gece Kreuzberg'de bir bomba daha patladığını da biliyoruz.
 O böyle bir şey yapmaz.
 İnançlarına göre yaşamak istedi.
 Bunu takdir etmeyecek kimse var mı?
 Dünya o kadar çok değişti ki.
 Eğer bir mahzende şişelere benzin doldurmak istiyorsa, bu onun seçimi!
 Eğer polis onu vurduysa, hangimiz kötü hissetmeyiz ki?
 Her şeyi çarpıtıyorsun.
 İkiyüzlü olduğun için sana güvenmedi!
 Tanner, Iütfen Olga'yı odasına götürebilir misin?
 Hayır, Bayan Tanner!
 Olga'ya bir taksi çağırın!
 Yeterince çok şey gördü  ve şimdi de eşyalarını toplayıp bu kuduz yuvasından defolup gidecek.
 Cadılar!
 Bunun için özür dilerim.
 Yaptığımız zor bir iş.
 Pekala, başrolü kim alacak?
 Sonia?
 Yapamam.
 Daha değil.
 Caroline?
 Öyle olsun.
 Biz hallederiz.
 Bu durumda sil baştan başIıyoruz.
 Ben yaparım.
 Biliyorum.
 Belgeselde vardı.
 Kütüphanede yüzlerce kez izledim.
 Tatlım, bu bölümü sergilemeden önce 10 ay prova ediyoruz.
 Bunu gözlerimle de gördüm.
 İIk olarak kendi başına yap o zaman.
 Diğerlerini riske atmak istemeyiz.
 İhtiyacımız olan son şey, birinin kaburgalarına tekme yemesi.
 Tamam mı?
 Bayan Marks, müzik Iütfen.
 Tamam, dur, dur, dur.
 Pekala.
 Kafanı boşalt.
 Baştan alalım.
 Esnemelerini yaptın mı?
 Bunun şakası yok.
 Olga, iyi misin?
 Tanrım!
 Olga.
 Buraya gel.
 Gel!
 Bana gel.
 Gel buraya.
 Unutma, "bir" deyince müzik ile başlayacaksın.
 Kendini hasta hissedersen, hemen dur.
 Buradan başla.
 Ve  Daha yüksek!
 Bravo!
 Bravo, Susie!
 Geçecek.
 Kendinden geçen ilk dansçı sen değilsin.
 Hiç başım dönmezdi.
 Ne yazık ki yere yığıIman mesleğin için bir tehdit.
 Ben  yere yığıImadım.
 Şu an yerdesin ve bu dansın bittiği an değil.
 Stüdyonuza kusmamaya çalışıyordum.
 Susie, önemli değil.
 Harikaydı.
 Sara, onu odasına götürebilir misin Iütfen?
 Günün geri kalanında dinlenebilirsin.
 - Çok aydınlatıcıydı.
 - Peki, hadi kızlar, başlayalım.
 - Ve bir, ve iki, ve üç.
 - Ve  Hayır, Susie, Amerika'yı çalışmalıyız.
 Hayır dedim!
 Susanna.
 Her şey yolunda mı?
 Dikkat Iütfen.
 Olga'yı incitmeyin.
 Yavaşça.
 "Sanki biri büyü yapmış gibi bütün gün hareket edemedim.”
 Dışarı.
 Polis Karakolu.
 İyi akşamlar.
 İyi akşamlar.
 Kayıp genç bir kadın ihbarı yapmak istiyorum.
 Ne yaptığını bilmiyordu.
 Maksadımızdan daha fazlasını üstüne aldı.
 Olga'ya öfkelenmek için kendimize müsaade etmeliyiz.
 Hissedebiliyorum.
 Ama kız doğal bir yetenek.
 Patricia gibi.
 Ama nasıI olduysa temiz.
 Aradığımızdan fazlası olabilir  Belki Sara'dan bile fazla.
 Bunu söyleyecek miyiz?
 Hayır, daha değil.
 Pek de iyi görünmüyorsun.
 Yoksa hep böyle beyaz mısın?
 Sizi yalnız bırakayım.
 İyi geceler.
 Amişler Mennonitlerden 17. yüzyıIda ayrıIdılar.
 Mennonitlerin fazla liberal olduklarını düşünüyorlardı.
 "Onlar" mı?
 "Biz" değil yani?
 Dindar düşünceleri geride bıraktın demek?
 Bu konuları konuşmaktan rahatsız mı oluyorsun?
 Neden bunları konuşuyoruz bilmiyorum.
 Seni merak etmemek elde değil.
 İki gün içinde  seçmelere girdin, kabul edildin ve başrolü aldın.
 Bize gelene kadar ki bu yolculuğun nasıI başladı?
 New York'a, Martha Graham Merkezi'ne gittim.
 Orada sizi üç kere görmüştüm.
 Bir kere otobüsle, diğer ikisinde otostop ile gittim.
 Riskliymiş.
 CezalandırıIdın mı?
 Evet.
 Ama sizi görmek zorunda olduğumu hissediyordum.
Bugün neler hissettin  Volk dansını herkesin önünde yapınca?
 Biliyorum, bu gereksiz bir soruydu.
 Başka bir soru sorayım.
 Dans ederken  içinde neler hissettin?
 Bedeninin içinde?
 Sanki şey  gibi hissettim.
 Düzüşüyormuşum gibi düşündüm.
 Bir adamla düzüşmek gibi mi?
 Hayır, aslında  bir hayvan düşünmüştüm.
 Sen, aslında  Caroline'den seni atlayışlar için çalıştırmasını isteyeceğim.
 Atlayışların henüz 'iyi'nin yakınından bile geçemez.
 Seni kuvvetlendirmeliyiz.
 Böylece sizin performansınızda baş dansı yapabileceğim yani.
 Bu seviyede dans ettiğini, zaman zaman yeniden görmeliyim.
 Yapabilirim.
 Olga, Volk'u ağırlık kaldırmak gibi gösteriyordu.
 Volk'un kalbini asla anlamadı.
 İnancı zayıftı.
 Gidince ben de rahatladım.
 Bunun için sana teşekkür ederim.
 Madam Blanc, Volk'ta baş dansı yapmamı istedi.
 Böyle olacağını hiç düşünmemiştim.
 O kadar nazik ki.
 Bu harika.
 Sen iyi misin?
 İyiyim.
 Ben sadece  Ben sadece Olga'nın provada dediklerini düşünüyordum  Patricia hakkında.
 Ne demek istiyorsun?
 Bazı politik gruplarda aktifti.
 Kimse nerede olduğunu, hatta iyi olup olmadığını bile bilmiyor.
 Doğru mu?
 Olga'nın söyledikleri?
 Evet.
 Patricia müdirelere güvenmiyordu.
 Nedenini asla anlamadım.
 Yarın senden bir iyilik rica etsem, yapar mısın?
 Tabii.
 Yakalanabiliriz.
 Tamam.
 Susanna.
 Sahne 3 Ödünç Alma
İçeri gelin.
 Acele edin!
 Ne istiyorsunuz?
 Yetkili biriyle konuşmak istiyoruz.
 Bayan Markos.
 Patrizia adında bir kız hakkında  Patricia Hingle.
 Blanc adında biri var mı?
 Benim.
 Neden içeri geçmiyoruz?
 Lütfen buyurun  Beni takip edin.
 - Günaydın.
 - Günaydın.
 - Günaydın.
 - Günaydın.
 - Evet, yakında görüşmek üzere.
 - Marketa.
 Marketa, gelsene.
 Gel hadi!
 Gel, gel, gel.
 Kimsenin gelmediğine emin misin?
 Eminim.
 Merak etme, buraya hafta sonu kimse gelmez.
 - Burada Patricia yok.
 - Olga'yı bulmaya çalış.
 Olga  O da burada yok.
 Bir numara olsa yeter.
 Ailesi için.
 Veya Berlin'de mi değil mi bana söyleyebilecek birisi de olur.
 Çok garip.
 1961.
 1955.
 1949.
 Çok tuhaf.
 Gel buraya, kedicik, kedicik, kedicik.
 Burada hiçbir şey yok.
 Hadi.
 Bu sabah  içgüdülerimizi ruhumuza yöneltiyoruz.
 Bayan Millus, Bayan Mandell, aynaları kapatır mısınız Iütfen?
 Bayan Marks, müzik yok.
 Yeni bir parça üzerinde çalışmak istiyorum.
 Yeniden doğumlar hakkında bir parça.
 Kullandıkları müthiş çekim gücü  ve onlardan kaçmaya çalışmamız hakkında  Hepimiz şimdi öğreneceğiz, ama Susie  sen doğaçlama girebilirsin.
 Burada senin içgüdülerinle ilgileniyorum.
 Bu parçaya "Wieder öffnen" deniyor.
 "Yeniden açmak".
 Hep birlikte!
 Bir, iki, üç, dört.
 Bir, iki, üç, dört.
 Bir, iki, üç, dört.
 Bir, iki, üç, dört.
 Bir, iki, üç, dört.
 Bir, iki, üç, dört.
 Onun geldiğini bana söylemen gerekiyordu.
 Susie'yi kendisi hissetmek istemiş.
 Sen de onu  alt katta bir depoya mı koydun?
 Helena Markos'u?
 Anne öyle istedi.
 Bu unvanı kullanmayacağımız konusunda hemfikiriz sanıyordum.
 Markos gerçekten Üç Anne'den biri olsaydı, şimdi bu durumda olmazdık.
 Markos'a Bayan Bannion'u sen anlatmalıydın.
 Şimdi, Anne onu istiyor.
 Bir kızı daha bu kadar çabuk harcayacak mıyız?
 Herkes oyunu ona verdi.
 Sen bizim takip etmek istediğimiz ışık değilsin.
 Markos kızı istiyorsa, onu hazırlamalısın.
 - İstiyor mu?
 - Evet.
 Markos yaşayacak.
 Kızı tam zamanında bulduk.
 Tekrar acele etmeyeceğim.
 Markos'a kız hazır olduğunda söyleyeceğim.
 Balfour.
 Tamam.
 Bir şey mi oldu?
 Hayır.
 Sen  Sen  Orada bir şey mi hissettin?
 Birini?
 Ya da sadece bir şeyi?
 - Sana bunu söyleten ne?
 - Bilmiyorum.
 Kafanı mı karıştırıyorum?
 Hayır, ama  Bu çok tuhaf.
 Bu  Patricia'nın söyleyeceği türden bir şey.
 Garip.
 Hadi.
 Üzerimizi değiştirelim yoksa Sonia biz olmadan gidecek.
 Bende giyebileceğin bir elbise var.
 Küçük Susie, yalnız başına uzaklara gitti.
 Susie!
 Eski günlerden kalma bir geleneği gündeme getirmek istiyorum.
 Aklında ne var?
 Bir tanık.
 Yeni polis arkadaşlarımızdan biri mi?
 Penceredeki gençlerden biri de olabilir yani?
 Zaten bir tanığımız olduğunu unutuyorsun.
 Polisi bize gönderen yaşIı adam.
 O adam bizim tanığımız olacak.
 Evet.
 Kızlardan biri olmaz.
 Onlardan birini delirtebilir.
 KatıIıyorum.
 Susie'nin bizi bu şekilde görmesi iyi bir şey.
 Hala dünyanın bir parçası olduğumuzu.
 Belki de ondan istediğimiz şeyi hissediyordur.
 Hisleri çok güçIü.
 Gözlerinin o hisle parladığını görebiliyorsunuz.
 Her gece görüyorum.
 Özellikle de ona rüyalarımızı gönderdiğimde  Bu doğru mu?
 Bu doğru mu?
 Kim olduğumu biliyorum!
 Kim olduğumu biliyorum!
 Sorun yok.
 Tamam geçti.
 O iyi mi?
 - Sadece bir kabustu.
 - Markos topluluğunun özelliğidir.
 Bu kadar uzun sürmesine şaşırdım.
 Tatlım, Valium gerekirse bana söyle.
 O haklı.
 Burada düzgün bir uyku çekene kadar üç hafta boyunca tuvaletteki saç yumaklarıyla ilgili rüya gördüm.
 Yana kay.
 Şimdiye kadar sadece kız kardeşimle yatmıştım.
 Biz de kardeşiz artık.
 Sahne 4 Ele Geçirme
Biraz önce yayınlanan basın bildirisinde  eylemcilerin lideri, Şehid Mahmud  Baader, Ensslin, Möller, ve diğer Fraksiyon tutuklularının  Stammheim hapishanesinden salıverilmesini ve Mogadişu'ya getirilmesini talep etti.
 Günaydın.
 Komiser Glockner veya Komiser Albrecht ile görüşmek istiyordum.
 Adınız?
 - Klemperer, Josef.
 - Bir saniye.
 Niyetlerinin ciddiyetini göstermek için, uçağı kaçıran eylemciler uçağın pilotu Jürgen Schumann'ın cesedini piste attılar.
 Kendisi kafasından vurulmuştu.
 Komiser Glockner'ın ofisi sağ tarafta.
 Oturun Iütfen.
 Sizi çağıracaklar.
 "Terör şüphelisi.
 Bu kadının adını biliyor musunuz?
" Bay Klemperer?
 Lütfen içeri gelin.
 Bize her odayı gösterdiler.
 Kayda değer bir şey göremedik.
 Onlar profesyonel sanatçılar.
 Onların işi illüzyon yaratmak.
 Bu konuda yorum yapabilecek konumda değilsiniz.
 Markos adındaki kadınla konuştunuz mu?
 Patricia ondan  "Anne Markos" olarak bahsediyordu.
 Bu kadın hakkında bir sanrısı vardı  orada bir cadılar meclisine önderlik ettiğini düşünüyordu.
 Bu sanrısı aylardır var.
 Cadılara inanıyor musunuz, Doktor?
 Hayır.
 Ama  insanların suç işlemek için organize olduğuna  adına da "büyü" dediklerine inanıyorum.
 İşte buna inanıyorum.
 NasıI bir hafta yaşadığımızı biliyor musunuz, Doktor?
 Komiser Glockner.
 Sizinle ilk kez karşılaşmıyoruz.
 Friedenau'da görev yapıyordunuz, değil mi?
 Karımın yerini bulmama yardım etmiştiniz.
 Sizin karınız da mı kaybolmuştu?
 Rus işgalinden iki yıI önceydi.
 Anke Meier.
 1943. Polonya'yı geçmeme yardım etmiştiniz.
 Size hala minnettarım.
 Ve bir, ve iki, ve üç.
 Ve bir, ve iki, ve üç.
 Ve bir, ve iki, ve üç.
 Ve bir, ve iki, ve üç.
 Ve bir, ve iki, ve üç.
 Ve bir, ve iki, ve üç.
 - Bu kadar yeter.
 - Ve burada  Atlayışları yapmak istiyor musun?
 Ve  bir ve iki ve üç.
 Ve bir, ve iki, ve üç.
 Evet.
 Dirsekler daha yukarıda.
 Tamam.
 Bir saniye.
 Susie  Atlayışların bir parçası kaslardır ve bu da çalıştıkça artar.
 AnlaşıIan bundan hoşlanmıyor gibisin.
 Bunun nedenini anlamakta güçIük çekiyorum.
 Dünyaya sıkışıp kalmaktan çok mu mutlusun?
 İtmeden önce bir teslimiyet vardır, ki bunu anladığını sanmıyorum.
 Caroline?
 Gelip bizim için bir seri yapar mısın Iütfen?
 Teşekkürler.
 Şimdi sen.
 Her şekilde zeminin üstünde olmak istiyorum zaten.
 Tabii ki.
 Çünkü sanatsal tercihlerle fiziksel zayıflıkları karıştırıyorsun.
 Çünkü yorgunsun.
 Bu aşamada, atlayışlar yapının temelini sarsıyor.
 Ama  Bunun için çok erken, öyle değil mi?
 Zeminin yapısı diğer dansçıları itiyor.
 Bu  bu da  Küçük ama daha yüksek bir atlayış sağIıyor.
 Şimdi zemine yakın durursam  ve atlayışları onlar buradayken yaparsam, o zaman zirveye çıkarım.
 Direnç daha  vurgulu olur.
 Değil mi?
 Bu dans yaratıImadan  40 yıI önce nasıI zamanlardan geçtiğimizin ne kadar farkındasın bilmiyorum.
 Dengeyi sağlamak için yıllar boyu pek çok fedakarlıklar yaptık.
 Uçan her ok  dünyanın çekimini hisseder.
 Ama biz yukarıyı hedef almalıyız.
 Seni havaya çıkarmalıyız.
 Bırakın onu, bırak, bırak, bırak.
 Caroline, korkmamalısın.
 Her şey yoluna girecek.
 DANS Hanımlar!
 Bir saniye, Iütfen.
 Topluluğunuzdaki bir dansçıyı arıyorum.
 Kimi arıyorsunuz?
 Sen Sara'sın.
 Evet, yardımcı olabilir miyim?
 Ben Patricia'nın bir arkadaşıyım.
 Eylemcilerin verdiği bilgiye göre, zaman sınırı aşıIırsa  uçaktaki tüm alkol yolcuların üstüne dökülecek  ve ateşe verilecekler.
 Ancak Batı Almanya Hükümeti'nin Stammheim tutuklularını bırakma sürecinde olduğu ifade edilince, süreyi gece yarısına kadar uzatmayı kabul ettiler.
 Ne yapabileceğimi bilmiyorum.
 Ne tür işlere girdiğini biliyorum  Ancak bunların topluluk içinde olanlarla ne ilgisi olabilir bilmiyorum.
 Devrimci bir organizasyon  ve liderliğin bedelinden bahsediyor.
 Markos çok hasta mıydı?
 Orada yaşıyorum.
 Orada arkadaşlarım var.
 Bunların hiçbirine dair en ufak bir iz görmedim.
 Bildiğim kadarıyla kimse bana veya başka bir kıza bu şekilde yaklaşmadı.
 Bunu oku.
 - Nedir bu?
 - Bu Patricia'nın günlüğü.
 Anne Markos.
 Anne Meinhof.
 Dans provaları, politik hareketler.
 Bu iki alan da Patricia'nın hayatında aynı derecede öneme sahipti.
 Duygusal aktarım bu şekilde sağIanıyor.
 Sanrılar  yaratıIıyor.
 Sanrı, Sara, sana gerçeği söyleyen bir yalandır.
 "Cadılar" diyor.
 Belki de Patricia'nın cadılar hakkındaki fantezisi onu yönlendirme şekilleri  ilgisini cezbetmiştir.
 Topluluk, bir aile gibi.
 Çok fazla sevgi var.
 Sevgi ve manipülasyon, çok sık yan yana gelir.
 Sıklıkla aynı yatağa girerler.
 Kusura bakmayın, ben öyle görmüyorum.
 Yesene.
 Ye.
 Sadece  belki de polis, bir şeyi atlamıştır.
 Patricia, binadaki  gizli alanlardan bahsediyordu.
 Gizli tutulan odalardan.
 Saygısızlık etmek istemiyorum.
 İstemem de.
 Ama siz soruyorsunuz, ben de söylüyorum.
 Orası bir dans topluluğu ve biz de başka şeylerden hiç konuşmuyoruz.
 Sara.
 Lütfen, sadece daha yakından bak.
 Patricia'yı önemsediğiniz için teşekkür ederim ama umarım bir daha gelmezsiniz.
 - İyi geceler.
 - İyi geceler.
 Sara?
 Acele et, yorgunum.
 Banyo yapacağım.
 - İyi geceler, Doll.
 - İyi geceler.
 Daha dönmedi.
 Belki birisiyle görüşüyordur.
 Sorunun bir kısmı da vücudunu boşlukta görememen.
 Aynadaki bir açı veya bir film yeterli değil.
 Hareket asla sessiz değildir.
 Bir dildir.
 Hareketli şekiller dizisidir  havaya yazıIsa da kelimeler gibi bir yapı oluşturur.
 Şiir gibi.
 Dualar gibi.
 Büyüler gibi mi?
 Atladığın zaman  sorun yükseklik değildir  tüm sorun altındaki boşluktur.
 Yukarı her atlayış "coup de foudre" olmalıdır.
 Anlamadım.
 Şimşek çakması gibi.
 Bir sevgi kaçamağı gibi, aslında.
 Bu çok güzeldi.
 Bu dansta iki şey bir arada olamaz: güzellik ve neşe.
 Bugün, güzel olan her şeyin burnunu kırmalıyız.
 Gerçekten bir dansçı olmak istiyorsan Fransızca öğrenmek zorundasın.
 Endişelenmemeye çalış.
 Blanc yeni bir yaklaşım üzerinde çalışıyor.
 Patricia'ya ne olduğunu nasıI bilebiliriz?
 Yapmaya çalıştığımız şey hatıralarımızda yok.
 İşe yarayıp yaramadığını nasıI bileceğiz?
 Şayet bu, kızı öldürdüyse  denediğimiz her kızı öldürebilir.
 - Haksız sayıImaz.
 - Patricia sonlarda isteksizdi.
 Blanc sebebin bu olduğuna inanıyor.
 Zorlamamamız gerekiyordu.
 Bir araç olmak istemedi.
 Ona gücümüzü vermeye çalıştık  o ise mağazaları havaya uçurmayı yeğledi.
 Kız ne kadar aptaldı oysa.
 Başka birinin dansını yaptığın zaman, onun görüntüsünde yeniden doğarsın.
 Kendini tümüyle boşaltırsın ki, onun yaptıkları seninle hayat bulsun.
 Anlıyor musun?
 Evet.
 Artık bir topluluktasın.
 Kendi yerini bulman gerek.
 Bu topluluk için ne olmak istediğine kendin karar vermelisin.
 Baş mı?
 Omurga mı?
 Cinsiyet mi?
 Kalp mi?
 Eller.
 Bu topluluğun elleri olmak istiyorum.
 Daha yükseğe, daha yükseğe.
 Yükseğe, yükseğe.
 Yükseğe!
 Yükseğe!
 Yükseğe!
 Yükseğe!
 Yükseğe!
 Yükseğe!
 Yükseğe!
 Yükseğe.
 Yükseğe.
 Yükseğe.
 Yükseğe.
 Yükseğe!
 Yükseğe!
 Bazen, tek ihtiyacım olan bana iki kere söylenmesi.
 Birinin bizi de patlatma planı yapmadığını nereden bileceğiz?
 Patricia, birilerine bizim hakkımızda bir şeyler söylemiş olabilir.
 YaşIı adama söylediği gibi.
 - Haklısın.
 - Umudumuzu yitiremeyiz.
 Zamanımız var.
 Ne kadar var acaba?
 Eğer Blanc bize Susie'yi getirene kadar Anne ölürse, bu topluluğun sonu olur.
 Markos bizim için dayanacaktır.
 Sen onu gördün.
 Bedeni bir hapishane.
 Hastalık üstüne hastalık.
 Ne kadar dayanabilir 
34, 35, 36  37, 38, 39, 40, 41  57, 58, 59, 60, 61, 62  65, 64, 63  23, 22, 21  10, 9, 8, 7, 6  İki, bir.
 Onu durduramadık!
 Bıçağı çok hızlı çekti!
 Çok hızlı oldu, Anne!
 Vücudu soğumuş!
 Onu durduramadık!
 Patricia'nın yazdıklarına göre  "Üç Anne" zamanda kaybolup  tüm Hristiyan bulgularını tarihe kaydeder.
 Üç Tanrı, üç şeytan.
 Anne Tenebrarum, Anne Lachrymarum  ve Anne Suspiriorum.
 Karanlık, Gözyaşları ve İç Çekişler.
 Bu görüntüleri dün gece porselende gördüm.
 Çok güzel şeylerdi.
 Görseniz çok paraları var dersiniz.
 Patricia derdi ki, Markos  Üç Anne'den biri olduğunu iddia ediyormuş.
 Ama aralarında karşıt görüşIüler de varmış.
 Markos”ççular ve “BBlanc”çılar ile ilgili yazmış.
 İçlerinde bir bölünme varmış.
 Madam Blanc de işin içinde mi?
 Cadı olduklarına mı inanıyorlar?
 Birilerine sanrını aktarabilirsin, Sara.
 Din böyledir.
 Nazi Almanya'sı da böyleydi.
 Nazi Almanya'sında şunlar vardı.
 Nişanlar  Gizli ritüeller.
 Bu Anne'ler, onlar  Kurucu üyelerin kod isimleri olabilir  Mecazi bir tarihe de dayanıyor olabilir, bilmiyorum.
 Ama tehlikeli insanlarla yaşadığınızı biliyorum.
 Patricia hala içeride olabilir.
 Onu binada tutuyor olabilirler.
 Yetkililerin tekrar oraya gelip gelmeyeceği konusunda bir söz veremem.
 bir dolap dolusu porseleni inceleyeceklerini de sanmam.
 Ama bütün bunlar yaşandıktan sonra.
 Yine de deneyebiliriz.
 Bu arada, sen de kendine dikkat etmelisin.
 Belki de ayrıImalısın.
 Gidebileceğin bir yer var mı?
 Başımın çaresine bakarım.
 Bence şunu da yerine koymalısın.
 Ya da en iyisi, burada bırak.
 Sende olduğunu bilmeleri iyi olmaz.
 "Aranızda hasta olan biri var mı?"
"Kilisenin ileri gelenlerini çağıralım ve onun adına dua etsinler  Tanrı adına ona kutsal yağ sürelim  Ve dualarımız onu hastalığından kurtarsın  Tanrımız onu ayağa kaldırsın  ve işlediği günahlardan arındırsın.”
 Kızım  " onu affetsinler.”  en küçükleri  O benim günahım.
 O benim dünyadaki lekem.
 Her şeyden önce, bu çok önemli.
 Bunu hatırlıyor musun?
 Merkezini kullanman gerekiyor.
 Merkezin burada ve kendine alan yaratmalısın.
 Şimdi anlıyorum.
 Bekle, bekle.
 Tamam.
 AsıIı kal.
 Havada asıIı kal.
 Kendine alan yaratmayı unutma.
 Evet, anlıyorum.
 Onlarla bir tür anlaşma yapıyorsun.
 Neden bahsettiğini bilmiyorum.
 KarşıIığında ne isteyeceklerini nereden bilebilirsin?
 Sara, aklından neler geçiyor bilmiyorum, ama yanlış bir şey yok.
 Sen henüz sonucunu görmedin.
 Yanlış bir şey yok.
 Alman Federal Polisi'ne bağIı özel kuvvetler  Lufthansa 181'e gece baskını yaptı ve uçağı kaçıran dört kişiden üçünü öldürerek  yolcuların beş gündür uçakta yaşadığı kabusu sonlandırdı.
 Sabah, Stuttgart-Stammheim Hapishanesi'nin yüksek güvenlik önlemleriyle korunan bölümünde beş Fraksiyon tutuklusundan üçü ölü bulundu  Mogadişu'dan gelen haberle intihar ettikleri sanıIıyor.
 Almanya genelinde ise, tutukluların öldürüldüğünü iddia eden protestocular toplanmaya başladı  Federal Hükümetin Emniyet Genel Müdürü Horst Herold ise şu açıklamayı yaptı: "Baader-Meinhof dönemi resmen sona ermiştir.”
 Beyaz renkten bu kadar korkmana gerek yok, Suzie.
 Seni arka sıralardan da görmeleri gerekiyor.
 Sara nerede?
 Bu sabah erkenden geldi, makyajını yaptı ve gitti.
 İyi akşamlar.
 Hoş geldiniz.
 İIk kez geliyorsunuz, değil mi?
 Lütfen, buyurun.
 Evet, teşekkürler.
 İyi eğlenceler.
 Tam karşınızda.
 Sahne 5 Tımarhane'de (Tüm Katlar Karanlık)
Kızlar, dört dakika!
 Dört dakika!
 Dört dakika!
 Marş marş!
 - Bu doğru mu?
 - Sara.
 - Sara.
 - Patricia!
 Patricia.
 Patricia.
 Biliyordun!
 ÖIdür onu  Bu kadar uzun sürdüğü için özür dilerim.
 Özür dilerim.
 Sana ne yaptılar?
 Her gün buraya geliyorlar.
 Hepsi bitti artık, seni çıkaracağım.
 Yukarıda gösteri başladı.
 Herkes başka yöne bakıyor olmalı.
 Kalk.
 Kalk.
 Patricia!
 Patricia, kalk ayağa!
 Kalk!
 Sara!
 Sara!
 İyi akşamlar.
 Bu bölümü 1948'de yaratmıştık.
 Marketa, Sara nerede?
 Sara?
 - Bilmiyorum.
 - Yukarıda mı?
 - Hayır.
 - Seninleymiş gibi dans et yeter.
 Sara!
 Bu akşam bu dansı son kez sahneliyoruz.
 Markos Dans Topluluğu sunar
 Volk.
 Gidin!
 iyi şanslar.
 İyi şanslar.
 İyi şanslar  - Canım  - Hayır!
 - Sara, kıpırdama uzan.
 - Hayır!
 Sara.
 Lütfen!
 Hayır!
 Hayır!
 Bu kız hazır, Blanc.
 Zamanı geldi.
 Lütfen!
 Yerlerinize oturun!
 Sakin olun ve yerlerinizde kalın!
 Özür diliyoruz.
 Herkes yerlerine otursun.
 Çekilin.
 Merak etmeyin.
 Her şey yolunda.
 Lütfen yerlerinize oturun!
 Yerlerinizden kalkmayın.
 Lütfen yerlerinizde kalın.
 Anlayışınız için teşekkür ederiz.
 Her şey yolunda.
 Her şey yolunda, Sara.
 Tamam.
 Tamam, geçti.
 Özür dilerim kitabın dışına çıktım.
 Bir daha kesinlikle olmasın.
 Daha yeni anlamaya başIıyorsun, Susie.
 Sara'yı performansını zamanında tamamlaması için yukarıya göndermiştik.
Ama o sırada sen raydan çıktın.
 - O insanları incittim mi?
 - Bu sefer değil.
 Sadece dansı gördüler, hepsi bu.
 Bu tam bir felaket, değil mi?
 Dışarıda olanlar, içeride olanlar ve olacaklar  Neden herkes  en kötüsünün geçtiğini düşünüyor ki?
 Sana her şeyi açıklayabilirdim.
 Ama bence bu yanlış olurdu.
 Tercihi bana yaptırmak istemiyorsun.
 Çünkü beni seviyorsun.
 Gözlerini kapat.
 Bu gece daha fazla rüya yok.
 Bundan emin olmak istiyorum.
 Sahne 6 Suspiriorum
Bu gece  Bu gece olmalı
 Ama Doktor, çorba pişti bile.
 İstediğiniz kadar yiyip içebilirsiniz!
 Kim var orada?
 Joseph?
 Anke?
 Karol onlara bizi anlatmış.
 Çıkmak için sadece birkaç dakikam vardı.
 Eve gittim, ama kağıtlarım orada yoktu.
 Sonra yürüyerek Teplitz'e gittim  Mirek'in ailesinden beni almalarını isteyecektim.
 Ama sınırda yakalandım  sonra da Terezin Kampı’na gönderildim.
 Kimse Gartz'da doğduğuma inanmadı.
 Serbest kaldıktan sonra, Zürih'e gittim  sonra da Bristol'a geçtim.
 Orada  yeni bir hayat kurdum.
 Güzel bir hayat.
 Bana, düşman işgali sırasında öldüğünü söylediler.
 Bak ne kadar kirletmiş!
 Acı bana!
 Acı bana!
 Sana neden acıyayım ki?
 Tutuklamalar başlamadan önce  karını Berlin'den götürmek için yıllarca vaktin vardı  Kadınlar sana gerçekleri söylediğinde  onlara hiç acımıyorsun!
 Sanrıları olduğunu söylüyorsun!
 Benim suçum yok!
 Ben masumum!
 Hatırlıyorum!
 Ben masumum!
 Berlin'de suçlu adamlar yok mu?
 Her yerde!
 Ama ben onlardan biri değilim!
 Ben hazırım, madam.
 Korkmuş görünüyorsunuz.
 Senden korkuyor.
 İçinde senden geriye hiçbir şey kalmayacak.
 Sadece bana yer olacak.
 Buraya bunun için geldim.
 Yeterince uzun beklediniz.
 Oluyor işte!
 Oluyor!
 Buraya kendi rızanla mı geldin, Susie?
 Bir şüphen olmamalı, Susie.
 Eğer varsa, seni geri götürebilirim.
 Bunların hepsini aklından çıkarabilirim.
 Her şeyi unutabilirsin.
 Bunun saf olmasını istiyorum.
 Senin ne istediğini hepimiz biliyoruz.
 Bu gösteriş değil!
 Bu  sanat değil!
 Burada yanlış giden bir şeyler var.
 Hissetmiyor musun?
 Bu doğru değil.
 Bunu hemen durdurmalıyız.
 Bunun iki tarafında da biz varız  çok uzun zamandır.
 Markos.
 Markos.
 Markos.
 Markos.
 Markos.
 Markos.
 Markos.
 Markos.
 Markos.
 Markos.
 Markos.
 Markos.
 Eğer beni kabul edersen  seni ezen kadını bastırmak zorundasın.
 Onu sahte Anne olarak düşün.
 Reddet onu!
 Defet!
 İhtiyacın olan tek Anne burada!
 Diğer tüm Anne”llere ölüm!
 Söyle.
 Diğer tüm Anne”llere ölüm!
 Kimsin sen?
 Kim için kutsal yağ ile yağlandın?
 Üç Anne'den hangisi için?
 Anne  Anne Suspiriorum.
 Ben, O'yum.
 Markos.
 Markos!
 Markos.
 Markos.
 Diğer tüm Anne”llere ölüm!
 Markos!
 Markos!
 Markos!
 Markos!
 Anne benim.
 - Ne istiyorsun?
 - ÖImek.
 Anne.
 Anne, çok yorgunum.
 - Ne istiyorsun?
 - ÖImek.
 ÖImek istiyorum.
 Tatlı kız.
 Ne istiyorsun, Sara?
 ÖIümü.
 Evet.
 Dans edin.
 Dans edin.
 Dans etmeye devam edin.
 Çok güzel.
 Çok güzel.
 Çok güzel.
 Adımına dikkat et.
 Kar yağıyor.
 Her şey çok güzel.
 Hadi bir daha, yavaşça.
 Güzel güzel.
 İyi akşamlar
İyi geceler
Güllerle kaplanmış
Karanfillerle donatıImış
Örtülerin altına gir
Yarın sabah, Tanrı'nın izniyle
Bir kere daha uyanacaksın
Kapanış :Dilimlenmiş Armut
 Tanrım, ne geceydi.
 Kesinlikle çok fazla şarap içmişim.
 Tanner ve Balfour'un şarkısına ne diyorsun?
 İnanıImazdı.
 Evet, bayıIdım.
 - Merhaba.
 - Merhaba Caroline.
 Günaydın.
 Kızlar, bunu dinlemeniz gerekiyor.
 Size üzücü haberlerim var ve bunu duyacak kadar cesur olmalısınız.
 Madam Blanc topluluğu bıraktı.
 Cesur olun kızlar.
 Bunu yapmanın yolu bu değil, Doktor.
 Az kalsın polisi kendim arayacaktım.
 İyi değilsiniz, biliyorum.
 Sen de kimsin?
 İçeri nasıI girdin?
 Dışarıda bekle.
 Kızlarımın sana yaptıkları yüzünden pişmanım.
 Engelleyebilecek bir durumda değildim.
 Gerçeği bilmeyi hak ettiğine inanıyorum.
 Karın, güneye gitmeyi başardı  Teplitz'e ulaştı.
 Glashütte'ün hemen dışındaki ormanlıkta  sınır polisleri tarafından tutuklandı.
 Sonra da  Theresienstadt kampına götürüldü.
 Orada 20 gün yaşadı.
 11 Kasım 1943'te  Kampın komutanı, Burger adında bir adam  40.000 tutuklunun dışarıda  sayım işlemi için soğukta bekletilmesini emretti.
 Saatler  saatler geçti.
 Birkaç yüz kişi soğuktan öldü.
 ÖIdüğünde karının yanında iki kadın daha vardı.
 Kadınlar ona arkadaşIık etmişlerdi
 Ona yalnız olmadığını hissettirmişlerdi.
 Son düşündüğü şey ise  doğum günü olmuştu
 Sürpriz yapıp, onu konsere götürdüğün doğum günü  Chopin ve Brahms.
 Ellerini ilk kez orada tutmuşsun.
 ÖIürken üşümüş.
 Ama korkmamış.
 Sadece seni düşünmüş.
 Meier Amca.
 Patricia Hengel.
 Sara Sims.
 Susanna Bannion.
 Kendi hallerindeki tüm kadınlar.
 Bütün hatıralar silinecek.
 Hepsi güneşte eriyip  gidecek.
 Suçluluk hissine ihtiyacımız var  Doktor.
 Ve utanca.
 Ama sizinkine değil.
 Doktor Bey.
 Doktor Bey.
 Sen de kimsin?
 Bayan Sesame!
 - Öyle mi?
 - Evet.

Suspiria 2018


Luca Guadagnino’dan şiirsel bir saygı duruşu
https://ortakoltuk.com/film-elestirileri/suspiria-2018
20.yüzyılda İtalya’da, gerilimi korku ve fantastikle harmanlayan, barok, erotik, aşırı şiddet içeren, ucuz “ paperback” baskılarının değişmez kapak rengi sebebiyle “giallo (sarı)” diye anılan bir edebiyat türü gelişmişti.
Türü ilk kez sinemaya, “La maschera del demonio / Şeytanın Maskesi” (1960) adlı çığır açan başyapıtıyla yansıtan Mario Bava (1914-1980) “giallo’nun babası” olarak anılsa da, türün asıl büyük “auteur”ü 1940 doğumlu Dario Argento’dur.
Lise yıllarından beri film eleştirmenliği ve senaryo yazarlığı yapan Argento, “L’Uccello Dalle Piume di Cristallo / Kristal Tüylü Kuş”(1970) ile başlayan “Hayvan Üçlemesi” ile İtalya’da olağanüstü bir ticari başarı kazanmıştır. Üçlemeyı tamamladığında “giallo”dan bir süre uzaklaşan Argento, eleştirmenlerin yapılmış en iyi “giallo” olarak kabul ettiği, bundan böyle devamlı yaratıcı ilişki içinde bulunacağı, besteci Claudio Simonetti ve yenilikçi İtalyan rock topluluğu Goblin’le ilk çalışması olan “Profondo Rosso / Kopkoyu Kırmızı“yla (1975) ile türe geri dönmüştür. 1977’de Argento, “Profondo Rosso“nun kazandırdığı uluslararası üne de güvenerek, günümüzde geçen, üç kentte yaşamlarını sürdürerek kötücül güçleri ile çağcıl dünyayı etki altına alan üç antik büyücüye adadığı iddialı bir projeye, “Le Tre madri / Üç Ana” olarak adlandırdığı üçlemeye girişir.
Üçlemenin en yaşlı annesi Mater Suspiriorum / İç Çekişlerin Anası’na odaklanan ilk filmi “Suspiria” (1977), öyküyle karakterlerin sesle görüntünün yanında ikincil kaldığı gerçeküstücü bir görsel/işitsel şölendir. Had safhada şiddet içeren bu doğaüstü gerilimin ardından, “ana”ların en genç ve en acımasızı Mater Tenebrarum / Karalığın-Gölgelerin Anası’nı ele alan, ilkinden de soyut ve “arthouse”a daha da yakın “Inferno / Cehennem” (1980) gelir. “Inferno”dan sonra üçlemeye ara veren Argento, “Üç Ana”yı epey çaptan düşmüş olduğu bir dönemde, 2007’de Mater Lacrimarum/ Gözyaşlarının Anası’na adadığı, sanatsal ve mantıksal açıdan en zayıf halkası “La Terza Madre / Mother of Tears” ile sonlandırır.
Yeniyetmeliğinde “Suspiria”yı hayranlıkla izlemiş olan, günümüzün en önemli İtalyan yönetmenlerinden Luca Guadagnino, yılların kült statüsü kazandırdığı bu başyapıtı yeniden ele alıyor.
Guadagnino, bu yeni “Suspiria”nın kesinlikle bir “yeniden çevrim / remake” olmadığını, amacının, filminin uygulayıcı yapımcıları arasında da yer alan Dario Argento’nun özgün senaryosunun ana temalarından esinlenerek, büyük ustaya bir “hommage / saygı duruşu” yapmak olduğunu ifade etmiş.
Guadagnino, senaristi David Kajganich ile altı perde ve bir son deyişe böldüğü öyküsünü ilk “Suspiria”nın çekildiği 1977’ye, giriş kapısı iki Berlin’i ayıran duvara bakan “dünyaca ünlü” Markos Tanz Akademie’ye aktarıyor.
Terörist Kızıl Ordu mensuplarının Lufthansa uçağını kaçırdığı günlerde, okul öğrencilerinden Patricia (Chloë Grace Moretz) psikoloğu Dr Jozef Klemperer’e (Lutz Ebersdorf) akademinin bir cadılar meclisi tarafından yönetildiğini söyledikten sonra ortadan kaybolur. Aynı günlerde, deneyimsiz ama yetenekli genç Amerikalı dansçı Susie Bannion (Dakota Johnson) dünyaca ünlü dans okuluna katılır.
Savaşın son günlerinde ortadan kaybolan karısının acısını hâlâ unutmamış olan yaşlı psikolog, Patricia’nın sanrılarının nedenlerini anlamaya, kızın başına gelenleri araştırmaya çalışırken, Susie okulun devrimci sanat yönetmeni Madame Blanc’ın (Tilda Swinton) rehberliğinde olağanüstü bir ilerleme kaydederek, akdeminin yıldız öğrencisi olmuştur.
Zamanla Susie ve yeni edindiği arkadaşı Sara (Mia Goth), prestijli okulun ve yöneticilerinin karanlık, belki de doğaüstü bir sırrı sakladıklarından şüphelenmeye başlayarak bu sırrı çözmeye çalışacaklardır…
Guadagnino’nun filmini Argento’nunkinden asıl farklı kılan, ikincil öyküler ve yeni alt metinlerle zenginleştirilerek iki buçuk saate çıkan süresi değil, Argento’nun cafcaflı renkleri ve dışa dönük hipnotik anlatımı yerine, köhne ve döküntü bir Berlin’in karanlığında, içe dönük ifade şekli. Orijinalin 100 dakikasından neredeyse bir saat daha uzun olmasının tempoyu katiyen yavaşlatmadığını, Guadagnino’nun filmini soluk soluğa götürdüğünü de kaydedelim. Bu ketum ve ihtiyatlı ifade tarzı, Argento’nun“Inferno” ve “La Terza Madre”de sürdürdüğü gotik aşırılıkları reddetmediği gibi, Berlin’deki akademinin tedirgin edici karanlığı bunları daha da belirgin kılıyor. Kendini bedeniyle ifade etme amacını aşarak, bir pagan ritüele ya da sapkın bir cinselliğin dışa vurulmasına dönüşen dans, bu “Suspiria”nın kilit elemanı olarak öne çıkıyor. Susie’nin okulun salonundaki dans solosunun, aynalı odaya hapsolmuş Olga’yı (Elena Fokina) mahvetmesinin paralel kurguyla verildiği sekans filmin en etkileyici, belki de en ürkütücü sahnesi
Üçlemesinde, gerçekçi ya da inandırıcı öğeleri geri plana çekerek, bir karabasanı filme alırcasına korkunun özüne ulaşmaya çalışan Argento’nun aksine, Guadagnino, izleyicinin derinindeki dehşet beklentilerini yerine getirmektense, mecazi korku ve ürpertinin altında gömülü olan mekanizmayla ilgileniyor.
Belki de en büyük saygı duruşu, ölümcül ya da kötücül de olsalar, bu “ana”ların kadın olduğunu unutmayan Guadagnino’nun bu karanlık şiiri, olağanüstü bir kadın filmi olarak yapmış olması.
Figüranlığın bir basamak üzerindeki bir iki polis hariç (ki karakolda da çok hoş bir kadın polis var), istisnasız bütün karakterlerin kadın olduğu bir film. Yazıyı okurken “El insaf!! Dr Jozef Klemperer’i canlandıran Lutz Ebersdorf da mı kadın?” dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Evet o da kadın! Lutz Ebersdorf bir şaşırtmaca, öyle biri yok! O ağır makyajın altında, Luca Guadagnino’nun yakın arkadaşı, ilham perisi, filmin Mme. Blanc’ı, emsalsiz oyuncu Tilda Swinton var! Daha da yükü bir makyajla filmde Helena Marcos’u da canlandıran Swinton’u seyretmek için bu “Suspiria”nın iki buçuk saati defalarca izlenebilir.
Oyunculukların dört dörtlük olduğu filmde kadınların hepsi çok iyi. Susie’ye gizemli bir derinlik kazandıran, oyunculuğu kadar dansçılığı da öne çıkan Dakota Johnson müthiş. Altmışına merdiven dayamış olmasına karşın1960 doğumlu Tilda Swinton, yıllardır hiç yaş almamışçasına muhteşem bir Mme. Blanc olmuş. Guadagnino’nun “Io Sono Amore”si için İtalyanca ve Rusça öğrenmiş olan Swinton, bu filmde akıcı şekilde Almanca da konuşuyor.
Suspiria” sadece Dario Argento’ya değil, Tilda Swinton’a da bir saygı duruşu.
Mutlaka izleyin derim.


Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar