Print Friendly and PDF

Translate

Riddick (2013)

|


119 dk
Yönetmen:David Twohy
Senaryo:David Twohy, Jim Wheat, Ken Wheat
Ülke:İngiltere , ABD 
Tür:Aksiyon, Bilim-Kurgu, Gerilim
Vizyon Tarihi:04 Ekim 2013 (Türkiye)
Dil:İngilizce
Müzik:Graeme Revell
Çekim Yeri:Montreal, Québec, Kanada
Nam-ı Diğer:The Chronicles of Riddick: Dead Man Stalking
Oyuncular: Vin Diesel, Jordi Mollà, Matt Nable,Katee Sackhoff, Dave Bautista

Devam Filmleri

2000 - Into Pitch Black(2,115)6.6
2000 - Derin Karanlık(218,452)7.1
2004 - The Chronicles of Riddick: Escape from Butcher Bay(2,870)8.7
2004 - Riddick Günlükleri(208,411)6.7
2004 - Dark Fury(10,490)6.6
2009 - The Chronicles of Riddick: Assault on Dark Athena(1,419)8.2
2013 - Riddick: Blindsided(1,481)6.3
2013 - Riddick(148,832)6.4

Özet

2000 yapımı popüler bilim kurgu filmi Pitch Black (Derin Karanlık) ve 2004 yapımı The Chronicles of Riddick (Riddick Günlükleri) ile başlayan ve sinema dünyasında çığır açan destanın son bölümünün senaristi ve yönetmeni yine David Twohy. Filmin başrol oyuncusu Vin Diesel ise yine bilinen galaksideki her ödül avcısı tarafından aranan tehlikeli ve kaçak bir mahkum olan anti kahraman Riddick rolünde.
Meşhur Riddick güneşten kavrulmuş ve üzerinde yaşam olmadığı düşünülen bir gezegende ölüme terk edilmiştir. Ancak Riddick kısa bir süre sonra kendisini uzaylı yırtıcılarla savaşırken bulur. Riddick’in kurtulmak için tek şansı acil durum işaretini aktive etmek ve kendisini yakalamak için gezegene hemen gelecek paralı askerleri alarma geçirmektir.

Gezegene ulaşan ilk gemi diğerlerinden daha ölümcül ve daha sert olan paralı askerler taşırken, gelen ikinci geminin kaptanı ise Riddick’i daha kişisel bir nedenle arayan biridir. Kimsenin kurtulamayacağı fırtına yaklaşırken, kaptanın avcıları Riddick’in kellesini getirmeden gezegenden ayrılamayacaklardır

Altyazı

Kaç kere gözden çıkarılıp ölüme terk edildiğimi bilmiyorum.
Sanırım ilk defa doğduğunuz gün oluyor.
Sonrasında hesabını tutamıyorsunuz.
Yani buBu benim için yeni bir durum değil.
 
Kötü günleriniz olur.
Bir de çok kötü günleriniz olur.
Bu da o günlerden biri olacak gibiydi.
Bütün gezegen bir parçamı istiyordu.
Öylece açıkta kalamam.
Bir saldırıyı daha kaldıramam.
Sizi yere seren yumruk, görmediğiniz yumruk olur hep.
Neden göremedim?
Beni öldürmeye çalışacaklar tabii.
Onların işi bu.
Yani sorun ne olduğu değil.
Asıl sorunbana ne olduğu.
Artık Lord Mareşal sensin.
Nasıl bu kadar yaklaştılar?
Nasıl zaafımı ortaya çıkardılar?
Sınır!
 Bizi sınıra götür!
Necromongerlar.
Kimi başıma bir taçkimi de yağlı ilmek geçirmek istedi.
 Yatağa dön lütfen.
Her Lord Mareşal’in büyük bir yemin etmesi gerekiyordu.
Benim hiçetmeye pek yanaşmadığım bir yemin.
Bu biraz anlaşmazlığa sebep oldu.
Ve birkaç taneden fazla suikastçıya.
Bir çıkış yoluna ihtiyacım vardı.
Yeni bir yere.
Ya da belki eski bir yere.
 Furya.
 Adının ne olduğunu biliyorum.
 Ama nerede olduğunu bilmiyorsun.
 - Krokiye, haritaya ihtiyacım var.
 - Mümkün değil.
 - Bir yöne ihtiyacım var.
 - Hepsi kayıtlarımızdan silindi biliyorsun.
 Ama sen nerede olduğunu hatırlıyorsun Komutan Vaako.
 O kadar gezegen gezdim ki Kalan tek harita sadece benim kafamın içinde Riddick.
 Ne istiyorsun?
 Taç mı?
 Üstünlük.
 Gemiyi hazırla Krone.
 Riddick evine dönüyor.
Vaako.
Furya'yı söz konusu ettiği için onu suçlayamam.
Evin kendine has bir çekiciliği var.
Ama sonrasında olanlar için onu suçluyorum.
 Uzun bir yoldan geldin.
 Bunun için.
Bu boktan suratlı Krone dagüya beni evime bırakacaktı.
Ama Furya yerine sonumuz
Furya haricinde bir yerde bitti.
Bir kez daha biri beni oyuna getirmeye çalışıyordu.
Bu yüzden bir kez daha ölümüne oynadık.
 Öldürdüğün senin olsun Riddick.
 Öldürdüğün senin olsun!

Bir yerlerde bir hata yaptım.
 Dikkatsizleştim.
Kendi üstünlüğümü körelttim.
Ve en büyük suçu işledim:Medenileştim.
O yüzden baştan başlamanın sırası geldi.
Sadece ben ve bu adsız gezegen.
İçimdeki öfkeyi tekrar ortaya çıkarmak zorundayım.
Çok geçmeden ötede yepyeni bir gezegenin olduğunu fark ettim.
Su, ot, hayat.
Yolumda duran sadece tek bir şey vardı.
 Hadi dişlerini göster bana.
 Sen de kaçtın demek?
 Ne var ağzında?
 Hani her şeyi paylaşıyorduk?
 Bırak hadi.
 Bekle.
 Ödül avcıları.
 Bekle.
 Bekle.
 Dur öyle.
 Tamam, şimdi!
 Kulağa hoş geliyor.
 Senin olsun.
 Köpek mamasıymış.
 Okuyabilseydin görürdün.
 Yapma be.
 Pekâlâ, benim yedeğimi getir.
 Seninki nerede?
 Yağmur.
 İyi bir şeydir.
 Daha önce görmemiş olman kötü bir şey anlamına gelmez.
 Sakin ol.
 Anlaşılan buradaki vaktimiz doldu.
ACİL DURUM SİNYALİ KUMANDASITARANIYORPARALI ASKER İSTASYONU P7'DE ACİL DURUM SİNYALİ AKTİF EDİLDİ.
CANLI BİR İNSAN BULUNDUKAÇAK MAHKUM, KATİL RICHARD B.
 RIDDICK OLARAK TANIMLANDIÖLÜ GETİRİLİRSE ÖDÜL İKİ KATI OLACAK.
 Hiçbir şey yok.
 Git bir daha bak Diaz.
BİR GEMİ BIRAKIP GİDİN YA DA BURADA GEBERİN.
 Biri şu Riddick puştuna saymayı öğretsin.
 Bir gemi bırakınmış Dağıtıyoruz ya biz zaten amına koyayım.
 Hadi bakalım.
 Günaydın Cyclops.
 Hey Luna.
 Efendim?
 - Şunu uyarıp gemiden at.
 - Neden ki?
 Çok ağırız.
 - O mahkum.
 Ne olacak ki onun ağ- - Ağırız işte.
 Tamam mı?
 60 kilodan kurtulmamız lazım.
 - Bırak!
 Uzak dur benden!
 - Dur!
 Kes şunu!
 - Şimdi ne istiyorsun?
 - Zincirleri çıkaracağım.
 Tamam mı?
 - Çıkarmanı istemiyorum.
 - Düşündüğün gibi değil.
 Sana kimse elini sürmeyecek.
 Santana'nın başka işleri var.
 Şanslı günündesin.
 - Çek lan elini!
 - Tamam.
 Hangi gezegen bu, neredeyiz?
 Hava ve su var.
 Bu kadarını bilmen yeterli.
 - Ama nasıl hayatta kalacağım ben?
 - Git işte!
 O fikrini değiştirmeden önce.
 Ona bağlanmaya başlamıştım.
 Nerede benim kutum?
 Benim adım Santana.
 Bu ekibin başıyım.
 Her şeyi bilen gören ve yenen adamım.
 Ağzı iyi laf yapıyor, değil mi?
 Tuzağı kurmalıyız.
 Bu kadar yolu kelleni bu kutuya koymaya geldim!
O yüzden iyi bir gün geçir Bay Richard B.
 Riddick.
 Korkarım bugün senin son günün olacak.
 Riddick'i iyi kışkırtıyor.
 Kellesini kutuya koymayı tehdit ediyor daha ne yapsın?
 S..tir!
 İşte komşu geliyor!
 Dünya küçük.
 Tanımlanamayan gemi, Vagos Klanı'ndan Ursa 5 konuşuyor.
 Biz gezegene indik ve acil durum sinyaline cevap veriyoruz, dikkatinize.
 Sıkıntı yok.
 İniş yapmanıza gerek yok.
Tekrar ediyorum; buraya şu an için iniş yapmanıza gerek yok.
Anlaşıldı mı?
Buraya şu an için iniş yapmanıza gerek yok.
 Kime diyorum!
BİR GEMİ BIRAKIP GİDİN YA DA BURADA GEBERİN.
 Uzun yoldan geliyoruz, içeriz bir suyunuzu.
 Yer çekimine alışmak için biraz zaman gerekecek.
 Dediğim gibi, durumu ben hallediyorum.
 Kim olduğunu biliyorsun, değil mi?
 Acil durum sinyalini yollayanın.
 Bilmesem burada olmazdım.
 Desteksiz de hallederim diyorsun yani?
 Adamlarım herkesin icabına bakabilir.
 Şu gösterişli kostümleri olan mürettebatınıza da saygısızlık olmasın tabii.
 - S..eyim.
 Kıyafet zorunluluğu olduğunu bilmiyordum.
 - Aynen!
 Niyetim başka birinin avına karışmak değil.
 İzin verirsen içeri geçip bir konuşmak isterim.
 Peki ya vermezsem?
 Burası ortak bir istasyon, bütün paralı askerlere açık.
 - Bu arada adım-- - Çok Geç.
 Adın bu senin.
 Çok Geç.
 - Ve gelip de işime burnunu sokmanı istemiyorum dostum.
 - Bak ne diyeceğim.
 Gelip yardımımı istemeden kılımı kıpırdatmayacağım.
 Bu nasıl?
 Bu alanı inceledim.
 Güneyinde 5 kilometrelik kısımda mağaralar var.
 Göz atmaya değer.
 Çok Geç!
 Geminden bir şalter söküp benimkinin yanına saklamanı istiyorum, tamam mı?
 Öyle mi, nedenmiş?
 Riddick buradan gidebilmek için sinyali çalıştırdı, öyle değil mi?
 Aslında taksi çağırıyordu yani.
 Yani?
 Yani gemiden iyi bir tuzak olacaktır.
 Geniş bir alan, metal duvarlar, hapishane hücresi.
 Güzel, değil mi?
 Tanıştığın insanların yarısının zekâlarının ortalamanın altında olduğu doğru mu?
 Geldiğinde geminin yerinde olduğundan emin olalım, anlaşıldı mı?
 Hadi bakalım.
 Dahl, git sök hadi.
 Ben yaparım.
DİKKAT PATLAYICI VAR DIŞARIYA DOĞRU İNFİLAK EDER!

Artık gelebilirsin Riddick.
 Gereğinden fazla adamız.
 Şu an kaç kişiyiz, 11 mi?
 En fazla 4 kişi olmalıydık.
 Başımıza uğursuzluk getireceksin dostum, bu hiç hoş değil.
 Ne dedikleri umurumda değil.
 Bir kişi sonuçta!
 Nasıl diyorsan öyle olsun dostum.
 Bir kişi.
 Bu S..ik gezenin de ayı bu galiba.
 Karanlık bir gece olacak.
 Bu onun yararına.
 Belki de çabuk gelmez.
 Uyumamızı bekler.
 Meşgulüm görmüyor musun?
 - Sadece fikrimi söylüyorum.
 - Evet Söylediğine göre S..ik verandamdan nazikçe gitmeni isteyebilir miyim?
 Döndürmeye başlıyorum.
 Haber verirsin, değil mi?
 Kellesini kutuya koyar koymaz veririm.
 29D bölgesi, beklemede kal.
Ne buldun dostum?
 Yaban bir köpek.
 Evet, şimdi gördüm.
- Öldürmemi ister misin?
 - Yere ser, sürpriz tek bir atışla.
 Aferin Diaz.
 Cesaret verici.
 Gözüme bir şey kaçtı ondan.
Ona dürbün deniyor.
 Bir dahaki sefere bakmayı dene.
Hallediyorsunuz, değil mi?
 Frekansımdan çıkar mısın?
 Ne oluyor böyle?
- Tam zamanında!
 - Yürü git be!
 Rubio sana geliyorum.
 Bozuk bir sensörü değiştireceğim.
 Kalan malzeme listesi.
 Durum ne peki?
 İdare eder.
 Morfin kalmamış zaten ilk o biter hep.
 Bu ilginç gerçi.
 1 metrelik yabani hayvan tuzağı.
 Altı tanesi kayıtlara geçmiş, ama hiçbiri yok.
 Yürüyüş yapmak için garip bir malzeme.
 Evet patron ama böyle istasyonlarda her şey kaybolur bilirsin.
 Zor bir yıl geçti mi yağmalarlar hemen.
 Buraya gelmeden önce bölgeyi taradın, değil mi Santana?
 Ne için?
Tuzak falan olmadığından emin olmak istiyorum.
 5Q.
 Ne dediğimi anlıyor musun?
 Tuzak mı?
 Ne tuzağı?
Dişli tuzak.
 Dokunma lan ona!
 Ne?
 Göğüs zırhı.
 S..tir!

Hazırlanın!
 Dur, kal olduğun yerde!
Neydi o çığlık, ne oldu?
 Nunez, tarayıcıyı çalıştır.
 Bak bakalım kaç tane şu lanet tuzaklardan varmış, tamam mı?
 Sanırım burası tamamen mayın tarlasına dönmüş.
 Hemen yapman lazım tamam mı Nunez?
Anlaşıldı mı Nunez?
 Nunez?
 Kötü!
 Çok kötü!
 - Nunez!
 Nunez!
 - Kapa lan çeneni mal!
 Telsizden sesi kesildi.
 Gidin bir bakın.
Size olması gereken yeri söyleyeceğim.
 13H'de.
 Hadi, hadi!
 Burası.
 13H.
 Burada olması gere- Abartıyorlar diyordun?
 11 kişi fazlaydık ha?
 Riddick'in her şeyini biliyordun, değil mi?
 Belki laflarını geri alsan iyi olur!
 Başımıza uğursuzluk açtın.
 Anlıyor musun?
 Uğursuzluk getirmek dışında istediğini yap Falco!
 Benimle oynama oğlum!
 - Ne Ne oldu?
 - Geri çekil.
 - Benim, ben!
 - Falco'yu yakaladı!
 Hazır olun ama buradan ayrılmayın.
 Ben demediğim sürece kimse dışarı çıkmayacak.
Adamımız yaralandı!
 Falco'yu yakaladı!
Onu göremedim bile, bir baktım buradaydı sonra ortadan--- Peki ya gemi?
 Bindi mi?
 - Geminin değil, bizim peşimizde lan adam!
Ateş edin!
 Ateş et lan!
 Daha ilk gecemizden üç ölü.
 - Pek hoşuma gitmiyor.
 - İki ölü, biri kayıp.
 Aynen öyle; üç ölü.
 Bir de şu açıdan bakın çocuklar.
 Artık hepimiz gemiye sığabiliriz.
 Diaz!
 Şuradaki diğer tuzakları da getir.
 Şunların ardından İncil'den bir şeyler oku Luna.
 Belki bu meseleyi çözebiliriz.
 Adın ne bu arada?
 Şimdi mi adımı öğrenmek istiyorsun?
 Söylemek istediğimden pek emin değilim.
 Çünkü senin adını bildiğin herkesin sonu ölüm oluyor Santana.
 Şu pisliği temizleyecek misin?
Sus S..erim ağzını!
 Affedersin!
 Sürpriz saldırılara karşı gözünü dört aç.
 Belki Belki de birleşmenin zamanı gelmiştir ha?
 Böyle mi yardımımı istiyorsun?
 Böyle bazı aletlerine ihtiyacım var diyorum.
 Ama adamlarından bazıları o aletlere fazla bağlanmış olabilir.
 Anlarım.
 Öyle olması gerekir zaten.
 - Aletlerimin yardımını istiyorsun yani?
 - Öyle bir şey.
 Moss?
 Aletler "olmaz.”
 diyor.
 Orospu.
 Aldın cevabını.
 Ne istiyorsun lan?
 Dinle bak.
 Sana yardım edeceğim Santana.
 Ama ben emirlerimi Dahl'a vereceğim, Dhal da sana emir verecek.
 Şu andan itibaren emir komuta zinciri bu.
 Bu planı neden sevmedim acaba?
 Dur bak biliyorum nedenini.
 Neden biliyor musun?
 Çünkü bombok bir plan!
 Onun götünü S..meyeceğimi sanan şu evcil orospundan emir falan-- Ben erkeklerle yatmam.
 İhtiyacım olursa arada bir yatarım.
 Olacaklar şunlar Santana.
 Geride kalacaksın.
 Riddick'i yakalayacağız, söz sana.
 Ama onu canlı istiyorum.
 Bana onunla bir gün vereceksin, sonrasında senindir öldürürsün.
 - Ödülü verecek misin?
 - Ekibimin ve yakıt parasını ödeyeceksin.
 Kalanı senindir.
 Anlaşma bu.
 Riddick'i ne yapacaksın?
 Senin için sıradan bir mahkum değil.
 Ne istiyorsun?
 Neden buradasın?
 Kimsin sen?
 Adım Johns.
 Gemileri kilitleyin şunları da güverteden çekin.
 Ben Moss ve Lockspur ile gideceğim.
 Ölümcül güç kullanılmayacak.
 Başlangıç olarak şok tabancası ve hafif silahlar.
 Bu geceleri avlanan bir adam.
 Onu gündüz yakalayacağız.
 Diaz, Vargas.
 Son öldürdüğü yeri gösterin bana.
 Köpeğe ait gibi.
 Diaz, bir köpek gördüm.
 Dün geceki şu yabani köpek mi?
 Hayır, onu öldürdüğüme eminim.
 Aynı köpek olabilir.
 Aynı köpek işte!
 Dahl, dürbünlü tüfeğini ve baryumlu kurşunları kap gel.
 1500 metre.
 Önüne çıkan ilk deliğe girmiş olabilir.
 Yaralı hayvanlar aşina olduğu yerlere kaçar.
 Ayrıca insan feromonu da alıyoruz.
FURYA
Riddick!
 Tamam, durun.
 Durun!
 Santana'nın adamı.
 - Falco.
 - S..tir!
 Az önce bir esiri öldürdük.
 10 yıldır Riddick'in peşindeyim.
 Esir almak ona göre değildir.
 Falco zaten ölmüştü.
 Bu, zaman kazanmak için çevirdiği bir dolap.
 Orospu çocuğu!
 S..tir!
 Buralarda pisliğini bırakmış.
 Riddick burada değilse Dahl!
 Dahl duyuyor musun?
 Sesimi duyan var mı?
 Orada mısın Dahl?
 Beni mi dikizliyordun sen?
 Bütün hayallerin gerçek olsun bebeğim!
 İki dakikan var.
 Sonra nöbet tutmanı istiyorum.
 Luna!
 Suratıma değil, etrafa bak.
 Bu yüzden buradasın.
 İki adım öteye git.
 İki!
 Unutma, her yerde olabilir.
Johns konuşuyor, istasyonda beni duyan kimse yok mu?
O dolaba göz kulak olmanızı istiyorum.
Şalterllere göz kulak olun.
Riddick oralarda olabilir.
Ben yaklaşık yedi dakikaya oradayım ama gözünüzü dört açın.
 İşte buradasın orospu.
 İki dakikan doldu.
 Dediğim şeyi yapacak mısın?
 Riddick buralarda olabilirmiş.
 Dolabı kontrol edeyim dedim.
 Dışarı çık.
 Dürbününün başına geç ve şu puştun peşine düş!
 Onu burada bulamazsın.
 Aslında bakarsan Dahl sanırım ortak bir noktamız var.
 Ben de erkeklerle yatmam.
 Bunu görmen lazım.
ADİL BİR TAKAS.
 Bunu o mu yazdı?
 Uzun mesafe haberleşme cihazlarımızı almış.
 Hem de hepsini.
 Peki bu kimin kanı?
 Şu, şu ve şuradaki kan.
 Onu bir daha dövmek zorunda kaldım.
 Üzgünüm.
 Pek değilim aslında.
 S..tir et.
 Şuna bakalım.
 Dur!
 - O anahtarı hiç çıkardın mı boynundan?
 - Hiç çıkarmadım.”
Adil bir takas" yazmasının tek nedeni o dolabı açıp içinden bir şey almış olması.
 Bize lazım olan bir şey.
 Şalter gibi.
 Kendi ihtiyacı olan şeyle takas etsin diye.
 Öyle mi?
 Çok uzak bir ihtimal.
 Biraz daha açık konuşayım Santana.
 Eğer bir şekilde bunu açabildiyse tekrar kilitleyip şifreyi değiştirmiş olabilir diyorum.
 Seninki yanlış şifre olabilir Santana.
 Yani diyorsunuz ki şu birkaç saat içinde bana fark ettirmeden bunu boynumdan aldı yaptı yapacağını ve S..ik anahtarı benim ruhum duymadan boynuma geri taktı.
 Bunu mu diyorsunuz?
 Bu fikri nereden çıkardın?
 Unicorn'un götünden mi?
 Riddick'in öyle olmasının bir sebebi var.
 Adam mahkum, Zulu büyücüsü değil.
 Keyfin bilir.
 Delilik bu!
 Delilik lan bu!
 İlk üç sayı doğruydu.
 - Patlamadı.
 - Rus ruleti de öyledir.
 Dördüncü de beynine kurşunu yemeyeceğin anlamına gelmez.
 İlk defa seninle aynı fikirdeyim Santana.
 Bence açabilirsin.
 Kes be!
 Sen!
 Sence sıkıntı var mı?
 - Yok, bence de sıkıntı yok hacı.
 - Çok iyisin, aç işte.
 Açmak senin alanına giriyor lezbiyen!
 - Onu ben açmam.
 - Açarsın!
 S..sen olmaz!
 Beyninizi kullanın lan!
 Riddick'in işini onun yerine yapacak değiliz.
 Silahlarınızı indirin!
 Ve şuna bir bakın!
 O buradaydı!
 Tam şurada!
 Santana kaldır şu kılıcını.
 - Açmayın amına koyayım o zaman.
 - Sorun da bu Santana.
 Onu açmazsak buradan gidemeyiz.
 Tanrım sen beni affet korkmayacağım - Dört!
 - Çekil.
 Beş!
 Ve Bunu ben yapsaydım keşke ya.
 Altı!
 Altı!
 Altı!
 Hakkını vereyim çok cesur bir askersin Santana.
 - Şeytanın bacağını kırdın bu sefer.
 - Yapacağına hiç ihtimal vermemiştim.
 Bu bir işaret.
 Güzel!
 Bence bu bir işaret.
 Tanrı bize bu şalterleri alıp buradan bir an önce gitmemizi söylüyor olabilir.
 O benim muskam.
 Yanlış iştesin evlat.
 O bomba patlayabilirdi.
 Mağaranın burasına bombalar döşedik o yüzden geri dönemez.
 Bilmediği yere giden bir hayvan gibi.
 Ama bu herifi bulacağız.
 Orada 3 ya da 4 katman var.
 Şu andan itibaren telsizleri kapatıyoruz.
 Telsiz yok.
 Listede 3 telsiz olduğunu gördüm.
 Bulun onları.
 Mevzileri normale ayarlayın.
Haberleşmede bir sıkıntı çıkmasın.
Teması kaybetmememiz lazım.
Ne olursa olsun birbirimizi haberdar etmeliyiz.
 Benden korkuyor musun?
 Evet.
 Onlar benden korkuyor mu?
 Evet korkuyorlar.
 Yanlış şeyden korkuyorlar.
 Lockspur araçları kilitlemeni istiyorum tamam mı?
 Şimdi olduğundan daha mobil olmasını istemiyorum.
 Dahl tam sana göre bir yer buldum.
 Şurası bak, şu tepeler.
 Moss.
 - Onu gördüm.
 - Ne?
 Onu gördüm.
 Dahl şu geminin üstüne çık.
 Diaz sen de geminin kilitli olduğuna emin ol.
 Kalanlar bölgeye dağılın ve gözleriniz birbirinde olsun.
 Adam şalterleri almış Santana!
 Biliyorum, geliyor.
 Şalterleri birleştirelim o zaman.
 O gemiden alıp diğerine takalım.
 Amper değerleri aynı, değil mi?
 Sorun amperler değil sorun gemi ne kadarını kaldırabilir.
 Birkaç milijül fark bile olsa her şey yanabilir.
 O zaman farkı hesapla da yap!
 Yap işte bir şekilde!
 Şimdi sana dinamik denge enerji değişimi dersi verirdim ya da sen benim lafımı dinleye-- Tamam anladım.
 Anladım.
 Gemiler birbirine bağlanamaz ya da o şalterler olmadan uçamaz.
 - İçimde neden boku yedik gibi bir his var?
 - Yedik de ondandır.
 Şu araçlardan birini ve iki günlük yiyeceği alıp şu puştu yakalamama ne dersiniz?
 Kötü fikir Diaz.
 Riddick'le teke tek mi çıkacaksın?
 Acil durum sinyalini tekrar çalıştırabilirim.
 Ambulans, ambulans istiyormuş gibi olur.
 Destek, destek istiyormuş gibi olur.
 Yapamayız.
 Biz de burada esir düştük iyi mi!
Destek için daha çok beklersiniz!
Tabii eğer acil durum sinyalini tamir edip yardım istemeyi düşünüyorsanız.
 - Falco'nun telsizi.
 - Destek umurumda değil Riddick.
 Çünkü elimde hâlâ seni mahvedecek bir sürü ekipmanım var.
 O yüzden sen git kendine başka bir mağara bul.
 Kaç, saklan.
 Bana fark yapmaz çünkü sonunda seni bulacağım!
Güneye bakın.
 İnanmıyorum!
 Herifteki cesarete bak lan.
 Buralara göz kulak ol Dahl.
 - Ben ne yapayım?
 - Eğ başını.
 Gel hadi, gel.
 Atın silahlarınızı.
 - Ödül ne kadar bakalım?
 - Bilmiyorum, umurumda da değil.
 Ödül için gelmedim.
 - Eminim şu aygır biliyordur.
 - Evet, gayet iyi biliyorum.
 Ama ölü teslim edilmen hâlinde ödülün iki katı olduğunu biliyorum.
 Bu yeni işte!
 Peki ödül cenazelerinize yetecek kadar mı?
 Ben aslında sistem kodu M344/G olan durgun bir gezegen ile ilgileniyorum.
 Orada 10 yıl önce ne olduğunu bilmek istiyorum.
 Sen onun babasısın.
 - Johns'ın babası.
 - Evet, babasıyım.
 Bu kadar yolu sırf beni görmeye mi geldin?
 Koltuklarım kabardı.
 Senden birini öldürenin kim olduğunu bilmemek biraz garip.
 Sırf sen beni göreceksin diye üç kişinin ölmesi de-- Hayır, hayır!
 Onun vebalini üstüme atamazsın.
 O ölümlerin vebali senin üstünde.
 Bana şu an tek üstümde olan onlar değilmiş gibi geliyor.
 Pekâlâ Dahl.
 Baryumlu, uyuşturucu, patlayıcı mermiler.
 Ne istiyorsun?
 Baryumlu mu uyuşturucu mu?
 At uyuşturucu mermi.
 Tamam.
 Bu eski günler muhabbetinizi kesmek istemem ama bir adım atıp kendimi tanıtayım diyorum.
 - Benim adım-- - Kutucu çocuk.
 Ne dedin?
 Kellemi kutuya koyacağını söyleyen adam sendin.
 - Değil mi?
 - Şey, sadece Kuru gürültü yapıyordum!
 - Ama kutun var, değil mi?
 - Kutum mu?
 Görmüştüm sanki.
 Var tabii.
 Herkesin kutusu vardır ya.
 - Diaz'ın bile büyük bir kutusu var.
 - Güzel.
 Kullanacağız.
 Üçü gitti sekiz adam kaldı.
 Normalde devam ederdim.
 Altı giderdi, dokuz giderdi Anlıyorsun sen beni.
 Ama burada işler değişiyor.
 Kimse 24 saat sonra bu gezegende olmak istemeyecek.
 - Ortak hareket edelim derim ben.
 - Ne istiyorsun, centilmenlik anlaşması mı?
 Bir şalteri açıkta bırakacağım.
 Onu siz alın.
 Diğer şalter ve gemi benimdir.
 Dur, bir dakika.
 Ne oynuyoruz burada?
 Aptala yatma mı?
 - Ne yani?
 Başta gezegene-- - Başı unut.
 Asıl düşünmeniz gereken sonun nasıl olacağı.
 Şunu görüyor musunuz?
 Yağmur istasyona düşene kadar vaktiniz var.
 Vaktiniz bu kadar.
 Kutucu çocukmuş!
 Dahl ateş et!
 Hemen!
 Bir daha!
 Düşmüyor herif!
 Sık bir tane daha Dahl!
 Düş işte be adam!
 Ben hallederim Dahl.
 Riddick.
 Riddick.
 Johns!
 Eli zincirli adam mı dövüyorsun artık?
 Pekâlâ en baştan alıyorum.
 Arşiv kayıtlarından.
 Avcı Gratzner, oğlumun seni hapishaneye götürmek için kullandığı ticari gemi M344/G gezegeni civarından yardım çağrısı yolladı.
 İki güneşli ve üstünde yaşam olan durgun bir gezegen.
 Çarpışmadan canlı kurtuldu mu?
 Burada birkaç saat sonra ortalık hareketlendiğinde ne olursa olsun, sana ne derlerse desinler zincirlerimi çıkarmalarına müsaade etme.
 Onlar mı?
 Onlar kim?
 Kiminle konuştuğunun farkında mısın?
 Bana mı söyledin?
 - Zincirler çıktığında - Hay Allahım!
 kutucu çocuk, beş saniye içinde öleceksin.
 Sahi mi?
 Peki beni neyle öldürmeyi planlıyorsun?
 Ağzınla mı?
 - O parlak kılıçla.
 - Dene de görelim!
 Arşiv kayıtlarına göre hayatta kaldı.
 Sadece ikiniz mi kurtuldunuz?
 Sadece Bu odada gördüğün kişi sayısı kadar kurtulduk.
 - Kaç kişi kurtuldu yani?
 - Üç kişi.
 Ama oğlum kurtulamadı mı?
 Evet.
 Yani geminin çarpışması ve sizin gezegenden kaçtığınız zaman oğlum öldü.
 Ve ölümünün senin elinden olduğundan eminim.
 Haksız mıyım?
 Zamanımı harcıyorsun lan!
 Son arzumu söyleyebiliyor muyum?
 - Sana istinaden söyledim.
 - O zincirlerle çok seksi duruyorsun.
 Ama yok, bu kadar adamın önünde seninle yatacak değilim.
 İlk önce onların hepsini öldürürsem?
 Ağır ol bakalım.
 Daha çok uyuşturucum var.
 Pencereden bakınca ne gördüğünü söyle Dahl.
 Cyclops ekibi, iki gemi ve plastiğe sarılmış birkaç ceset.
 - Başka bir şey görmüyor musun?
 - Başka bir şey yok.
 Görünce söyleyiver.
 Ayak tırnaklarına bayıldım bu arada.
 Öyle mi?
 Avcı pembesi.
 Meme uçlarınla uyumlu olmuş.
 Bu puştu niye dinliyoruz ki?
 Kellesini alsak ya?
 Sana olacakları söylüyorum.
 60 saniye sonra kellen kutuya girecek.
 Hiçbir şey Hiçbir şey seni cehennemden kurtaramayacak.
 Belki hayatının son dakikasında bir vahşi olmayı bırakırsın!
 Bana bir cevap ver!
 Lütfen!
 Az önce bahsettiğim konuya ekleyecek lafın yok mu?
 Vakit doldu.
 Vakit doldu.
 Senindir.
 Eğin şunu.
Son raunt amigo.
 Yabani köpekler olabilir.
 S..eyim.
 Neyin geldiğini biliyorum.
 Seni bulmaya geldiler.
 İblisler.
 Işık getir.
 Dediğim gibi.
 Korkmanız gereken ben değilim.
 Ne oluyor?
 Ne var orada?
 Bilmiyorum.
 Amına koyayım.
 Orada bir şey var!
 İyi bir şey değil ve direkt bize doğru geliyor.
 Her neyseler kolay ölüyorlar.
 Bu ne lan?
 S..tir!
 Başka delik açma lütfen.
 Olacakları anlatayım.
 60 saniye sonra zincirlerimi çıkaracaksınız ve o şalterleri alıp buradan gideceğiz.
 Yolda bir yerde durum kötüleşecek.
 Johns tıpkı küçük Johns gibi düşecek.
 Ve tüm bunlar bitip kalanınız leş olduğunuzda Dahl'a çocuğu koyacağım.
 Tabii o da isterse.
 Nazikçe.
 Durum kötüleştiğinde ne demek?
 Bu durum kötü sayılmıyor mu lan?
 Ne oluyor böyle?
 S..i ne kadar tuttuk?
 Yağmur daha ne kadar sürer kim bilir.
 Ya da kaç tanesinin dışarıda gömülü olduğunu.
 Gördü!
 Kendi gözleriyle gördü ama bize hiçbir şey söylemedi.
 Bir gemi sizin, biri de benim.
 O şalterleri alabilir miyiz bilmem lazım.
 Benim de anlaşıp anlaşmadığımızı bilmem lazım.
 Anlaştık.
 Zincirler kalacak!
 Bırakalım onlar çözsün aralarında.
 Tamam, tamam.
 Kalk bakalım.
 Aferin köpekçik.
 Ha S..tir.
 Evet, onu serbest bırakalım.
 - Tam beş saniye sürdü.
 - Sözümü tutmayı severim.
 Peki ya sen Johns?
 Tanrım, yalvarırım meleklerini imdadıma yetiştir - Kes lan Luna!
 - Yaşadığım sürece Bence melekler buradalar.
 Beni korumak için gelmişler.
 Beni korumak için geldilerse belki de Tanrı-- Oğlum bir sus, ürkütüyorsun bizi!
 Sen sus Vargas!
 Çocuğu rahat bırak!
 Bu nereden çıktı?
 Tanrım!
 Hayır, hayır, hayır!
 Neyin var lan senin manyak puşt?
 Beni öldürebilirdin!
 Onu hakladım ama, değil mi?
 Vargas kalk!
 Kalk hadi Vargas!
 Gidelim!
 - Hadi Vargas kalk, küçük bir şeydi.
 - Küçükler en kötüleridir.
 En zehirlisi onlardır.
 Evlat.
 Tanrıyı bu işe karıştırma.
 Biraz sonra olacaklara o da karışmak istemez.
 Söylemeyi unutmuşum.
 Sana silah yok.
 Bunu sürebileceğinden emin misin?
 Kendim çalmış gibi süreceğim.
 Kanat tarafını tutacağım.
 Riddick bizsiz dönerse hiç durma prensipten öldür onu.
 Onunla yattıktan önce mi yoksa sonra mı?
 Amına koyduğumunun çocuğu öyle oturup seyrediyorsun!
 Seni koruyabilirdim ama sana silah yok dedin.
 Bu şalterleri ne kadar çok istiyorsun Johns?
 Oğlumu gömmeye zaman bulamamışsındır herhalde?
 Buna çok şaşıracaksın Johns ama oğlunu ben öldürmedim.
 O kendini öldürdü.
 - Ne demek şimdi bu?
 - Morfin!
 Oğlun morfin kullanıyordu.
 Günde iki kez.
 Oğlunun bağımlı olduğunu bilmiyor muydun?
 Senin Johns diğer paralı askerler gibiydi.
 Hepsi sağlam, adam gibi görünürler.
 İçlerinde bir şey eksiktir aslında.
 O iradesizdi.
 Bu saçmalığı dinlemek zorunda değilim.
 - Benim oğlum öyle biri değildi.
 - O zaman oğlunu tanımıyordun.
 Kendi götünü kurtarmak için bir çocuğu öldürmek istedi.
 Bana uymadı tabii bu.
 Oğlumun kendi canını kurtarmak için bir çocuğu öldüreceğine inanmamı mı bekliyorsun?
Morfin onun aklını köreltmişti.
İnanmıyorum lan!
 Bu S..ik masalında oğlumun kötü adam olduğuna inanmıyorum!
 Yalan söylemek için bir nedenim yok.
 Johns.
 İkimizin de yok.
 Bunları öldürdüğün için sağ ol Riddick.
 Ama bundan sonrasını ben hallederim.
 Aptal aygır!
 O gömdüğün bıçak benim için miydi?
 Hak eden içindi.
 Bir sorunumuz var Riddick.
 İki şalterimiz ve bir tane aracımız var.
 Yine seninle gitmeyeceğimden çok eminim.
 Tek araç mı?
 Bundan emin misin Johns?
 Şerefsiz türbin pimini sökmüş!
 Yeni mi anladın?
 Diaz şalterleri kendine alıp beni öldürecekti.
 Seni burada bir başına bırakacaktı.
 Şimdi ne olacak?
 Şimdi oyunumuzu değiştireceğiz.
 Ve iradesizlik ailenin genelinde mi bakacağız.
 Doldur!
 Kafana dikkat et.
 Hadi!
 Gelen biri var.
 - Al şunu!
 - Sadece sen mi varsın?
 Şunu tak da bak bakalım çalışıyor mu.
 - Patron!
 - Çalışıyor mu kontrol et!
 Buradan gitmemiz lazım.
 30 dakikaya kalkış yapıyoruz.
 Hadi, hadi!
 Senden bir şey isteyeceğim.
 Nazikçe.
Burada çok fazla iyi insan öldü Riddick.
 Bir dahaki sefere bunu nasıl görmezden geleceğim bilmiyorum.
 Evet, kellemi kutuya koymaya çalışmasalardı işler farklı olabilirdi.
 Şimdi nereye gideceksin Riddick?
 S..tir et, söyleme.
 Bilmek istemiyorum.
Sana şu kadarını söyleyeyim Johns.
Er ya da geç hepimiz eve gitmek zorundayızdır.
Dahl'a söyle yolumu gözlesin.
 Ve Johns iradeni sakın kaybetme.

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar