Print Friendly and PDF

Translate

Uzay Yolcuları (2016)Passengers

|

116 dk
Yönetmen:Morten Tyldum
Senaryo:Jon Spaihts
Ülke:ABD
Tür:Dram, Romantik, Bilim-Kurgu
Vizyon Tarihi:13 Ocak 2017 (Türkiye)
Dil:İngilizce
Müzik:Thomas Newman
Oyuncular:Jennifer Lawrence,  Chris Pratt, 
Michael Sheen, Laurence Fishburne, 

Özet

Uzaydan eve dönüşteki rutin dönüş sırasında iki yolcu, gemilerinin arızası sonucunda uykularından 90 yıl erken uyandırılmıştır. Uçakta bulundukları lüks ve şaşalı yaşam ile hayatta kalan Jim (Chris Pratt) ve Aurora (Jennifer Lawrence) yavaş yavaş birbirlerine aşık olmaya başlarlar, fakat geminin ölümcül bir tehlike içinde olduğunu ve gemide kalan diğer 5000 uyuyan yolcuğu kurtarma çabasına girince bu durumu da ikisi reddetme iddiasına girmiştir

Alt Yazı


UZAY YOLCULARI Çeviri: Yağızhan Helvacı & mbuyukler24
AVALON GEMİSİ
HEDEF: KOLONİ GEZEGENİ HOMESTEAD 2
KONTROL: OTOPİLOT
KONTROL BİRİMİ UYKU KAPSÜLLERİ BÖLÜMÜ
MÜRETTEBAT: 258
YOLCULAR:
YOLCULAR: 5000
ANA KALKANA GÜÇ AKTARILIYOR
ÇARPIŞMA ALARMI
FÜZYON REAKTÖRÜ TAMİR EDİLİYOR
JAMES PRESTON 2.
 SINIF MAKİNE MÜHENDİSİ
YOLCU ÇIKARILDI Günaydın James.
 Nasılsın?
 Ne?
 Kafanın karışık olması normal.
 120 yılını derin uykuda geçirdin.
 - Ne?
 - Her şey yolunda James.
 - Adım Jim.
 - Jim.
 Nefes al.
 Her şey yolunda.
 - Neredeyim ben?
 - Avalon gemisinde yolcusun.
 Homestead Şirketi'nin ilk yıldızlararası uzay gemisi.
 Dünya'dan yeni evine olan yolculuğumuzu neredeyse tamamladık   Koloni Dünyası Homestead 2.
 Yeni bir dünya, yeni bir başlangıç.
 - Yaşanacak bir yer.
 - Güzel.
 Avalon son aşamada.
 4 ay boyunca lüks uzay seyahatinin tadını çıkar.
 Yemek, eğlence, arkadaşlar.
 - Arkadaşlarım.
 - Aynen öyle Jim.
 Bileğindeki kimlik bilekliği, Avalon'un harikalarına erişmeni sağlar.
 Turp gibisin Jim.
 Seni dinlenmen için, kabinine götürelim.
 Uyku sonrası baş ağrısı yaşıyor olabilirsin.
 Kapın senin için yanacak.
 Kabinine hoş geldin.
 Hedefimize ulaşana dek evin olacak.
 4 ay boyunca, Homestead 2'deki yeni hayatına hazırlanacaksın.
 Yolcu dostlarınla tanıştıktan sonra inşaat dersleri alıp   koloni hayatını öğreneceksin.
 Mühendislik ve teknik alanda becerileri olan yolcuların sınıfı   38 numaralı Öğrenme sınıfındasın.
 Lütfen bagaj teslimatını onaylamak için kimliğini tarat.
 Jim, lütfen bagaj teslimatını onaylamak için kimliğini tarat.
 Kış uykusunun tesirlerinden kurtulmak için olabildiğince sıvı şeyler iç.
 Avalon'daki yolculuğunun tadını çıkar   Homestead Şirketi Uzay Gemisi.
 Herkese günaydın.
 Avalon gemisinde harika bir sabah.
 Eski evinizi bırakın, Homestead'e bakın.
 Dünya'dayken en sevdiğim gruplardan biriyle başlayalım.
 Yok.
 Böyle de iğrenç oldu.
 Rahat ol, rahat ol Jim.
 Ceketin yakıyor.
 Merhaba yolcular.
 Lütfen oturun.
 Hoş geldiniz, 38 numaralı Öğrenme sınıfı.
 Koloni hayatı rehberiniz.
 Dünya zengin bir gezegendir.
 Medeniyetin başladığı yer.
 Fakat bazılarına göre çok kalabalık, çok pahalı ve abartılı.
 Affedersiniz, galiba yanlış sınıfta  - Bitirene kadar soru sormayın lütfen.
 - Pardon.
 Koloniler bir seçenek sunuyor.
 - Daha iyi bir yaşam tarzı.
 - Diğerleri nerede  Homestead 2'den daha iyi bir koloni yeri olamaz   Canlı Gezegenlerin Cevheri.
 - Anladım.
 Herkes nerede?
 - Hepimiz Avalon gemisindeyiz.
 - Ama burada sadece ben varım.
 Burada 5000 yolcu ve 258 mürettebat üyesi bulunmaktadır.
 - Niye yalnızım peki?
 - Bu işte hepimiz birlikteyiz.
 Merhaba?
 Kimse yok mu?
 Merhaba?
 Lütfen kemerlerinizi bağlayıp kişisel eşyalarınızı korumaya alınız.
 Asansörde geçici süreliğine yer çekimi kaybı olacaktır.
 Ana Meydan.
 Merhaba.
 Ana Meydan'a hoş geldiniz.
 Nasıl yardımcı olabilirim?
 Biriyle konuşmam gerek.
 Canlı biriyle.
 Nasıl biri?
 Kişisel antrenör?
 Seyahat plancısı?
 Terapist?
 Ne bileyim, yetkili biri işte.
 Yolcu sorunlarıyla Gemi Hostesi ilgilenir.
 Ana Meydan'ın 3.
 katında.
 - Teşekkür ederim.
 - Yardımcı olduğuma sevindim!
 İyi olmadı bu.
 - Merhaba!
 - Bu gemiyi kim uçuruyor?
 Gemi mürettebatı, Kaptan; Pilot, Gemi Kılavuzu  Kaptan'la konuşmak istiyorum.
 - Kaptan yolcu sorunlarıyla pek ilgilen  - Acil bir durum, lütfen.
 Kaptan genelde Köprü'dedir, Komuta Güvertesi'nde.
 Köprü geçişi için özel yetki gerekmektedir.
 Köprü geçişi için özel yetki gerekmektedir.
 Şaka bu herhâlde.
 Gözlemevi'ne hoş geldiniz.
 Ne görmek istersiniz?
 Yakında inecekmişiz.
 Ama bir tek ben uyanığım.
 Anlamadım.
 Ne görmek istersiniz?
 Homestead 2'yi göster.
 Homestead 2, Bhakti sistemindeki 4.
 gezegendir.
 Anladım, neredeyiz peki?
 Dünya'dan Homestead 2'ye doğru gidiyoruz.
 - Yaklaşık 90 yıl sonra varacağız.
 - Ne?
 Homestead 2'ye 90 yıl, 3 hafta ve 1 gün sonra varacağız.
 Dur biraz, Dünya'dan gideli ne kadar oldu?
 Yaklaşık 30 yıl.
 Çok erken uyandım.
 Merhaba.
 Dünya'ya nasıl mesaj gönderebilirim?
 Yıldızlararası mesajlar lazer mesajıyla gönderilir.
 Pahalı bir hizmettir.
 - Hadi oradan.
 - Yardımcı olduğuma sevindim!
 Gezegen ve alıcı?
 Dünya.
 HomeStead Şirketi.
 HomeStead Şirketi altında 30.
826 kişi bulunuyor.
 Homestead 2'ye doğru gidiyorum.
 Acil bir durum.
 - Müşteri Yardım Hattı var.
 - İşe yarar gibi.
 Mesaja başlayınız.
 Merhaba.
 Ben Jim Preston.
 Avalon'da yolcuyum.
 Ve  Galiba uyku kapsülümde bir sorun çıktı.
 Çok erken uyandım.
 Hem de çok erken.
 Başka kimse uyanmamış ve   nasıl uyuyacağımı bilmiyorum.
 Sorun şu ki, varmamıza 90 yıl var.
 Bu gidişle ben  Kusura bakmayın, bu sorunu çözmeye çalışıyorum.
 Belki gözümden bir şey kaçmıştır.
 Yardım etseniz iyi olur.
 Bu kadar.
 Teşekkür ederim.
 Mesaj gönderildi.
 Ne güzel.
 - Mesaj 19 yıl sonra ulaşacak.
 - Ne?
 - En yakın cevap 55 yıl sonra gelecek.
 - 55 yıl mı?
 Gecikme için üzgünüz.
 6012 dolar ediyor.
 - İyi günler.
 - Hele şükür.
 Başka bir yüz daha görmek ne güzel.
 Bir tek ben uyandım sanıyordum.
 Böyle güzel bir günde kim uyumak ister ki?
 Başımız belada, burada olmamalıyız yani.
 Siz söylemezseniz ben de söylemem.
 - Ne?
 - Aramızda kalsın.
 Ne istersiniz?
 - Ne?
 - Viski size iyi gider.
 Peki.
 Robotmuşsun.
 Teknik olarak android.
 Adım Arthur.
 - Jim.
 - Memnun oldum Jim.
 Gemiyle ilgili ne biliyorsun?
 Bilmem, birkaç şey işte.
 Uyku kapsülüm arıza çıkarırsa ne yapmam gerek?
 Uyku kapsülleri dayanıklıdır.
 - Asla bozulmazlar.
 - Erken uyandım ama.
 İmkânı yok.
 - Homestead 2'ye varmamıza ne kadar kaldı?
 - Yaklaşık 90 yıl.
 Tüm yolcular ne zaman uyanacak?
 Varışa 4 ay kala.
 Nasıl 90 yıl kala yanında oturuyorum o zaman?
 Burada olmana imkân yok.
 Ama buradayım işte.
 Günaydın, Avalon'da harika bir gün bizi karşılıyor.
 Uyan hadi.
 Rahatlayıp buranın tadını çıkarma vakti.
 Lütfen seçiminizi yapın.
 Üzgünüm, Mocha Cappuccino Extreme birinci sınıf üyeler içindir.
 Üzgünüm, Mocha Cappuccino Extreme birinci sınıf üyeler içindir.
 Mocha Cappuccino Extreme istiyorum, faturasını odama gönderin.
 Yemekler, geminin  Üzgünüm, fazla kavrulmuş  Üzgünüm, kabak aromalı  Üzgünüm, vanilyalı  Üzgünüm.
 Üzgünüm.
 Üzgünüm.
 Üzgün  - Büyük boy kahve.
 Afiyet olsun.
 - Krema ve şeker.
 Yok artık.
 TIBBİ OTODOK BARMEN ROBOT MODELİ UYKU KAPSÜLLERİ Mürettebat kapsüllerine giriş için özel yetki gerekmektedir.
 ULAŞIM HATASI ASANSÖR 2B | KRİTİK ARIZA Lütfen  Kat  Ana Meydan.
 Batırdım Arthur.
 Hem de çok fena.
 Yapma.
 Her şeyde bir hayır vardır.
 Galiba bu gemide yaşlılıktan öleceğim.
 Hepimiz ölürüz.
 Androidler bile sonunda hurda yığını oluyor.
 Tek müşteri benim, niye hep bardak siliyorsun?
 Meslek sırrı.
 Barmenin başında durması, insanı ürkütür.
 Biraz barmen tavsiyesi versene.
 Uzayda kaybolmuş durumdayım.
 İstediğin yerde değilsin.
 Başka bir yerde olman gerekiyormuş gibi hissediyorsun.
 Aynen öyle.
 Parmaklarını şıklatıp istediğin yere gittin diyelim.
 Bence yine böyle hissederdin.
 Doğru yerde değilmiş gibi.
 Demek istediğim, nerede olmak istediğine çok fazla kafa yorarsan   bulunduğun yerin tadını çıkarmayı unutursun.
 Ne diyorsun yani?
 İdare edemediğin şeylerden endişelenmeyi bırak.
 - Biraz hayatını yaşa.
 - Biraz hayatını yaşa.
 Viyana süitine hoş geldiniz.
 İşte böyle.
 Oha.
 - Evet!
 - Evet!
 İkili jumbo karides olsun.
 Hatta üçlü.
 Teşekkürler.
 Dans kapışması.
 Hadi bakalım.
 Senin yaptığını yaptım ya.
 Büyük boy kahve.
 - Margarita alayım.
 - Çok içtiniz bayım.
 N'olur Hector.
 Bir tanecik daha.
 - Getiriyorum bayım.
 - Sağ ol.
 Gidin lan!
 Geri dönün.
 Gelin bakayım.
 Lanet olsun!
 Hoş geldin Jim.
 Lütfen güvenlik tüyolarının yazdığı ekrana bak.
 Bu uzay giysileri, uzayın zorlu çevre şartlarına karşı direnmek üzere tasarlandı.
 Karbon fiber ve poliamid gövde   giysini esnek ve dayanıklı kılıyor.
 Unutma, burada seni uzay giysin koruyor.
 Hava basıncını düşürmek için sağındaki kolu indir.
 Mıknatıslı bot çalışıyor.
 Kolundaki kontrol panelinden etkisiz bırakabilirsin.
 Kapıyı açmak için kırmızı tuşa bas.
 İyi eğlenceler.
 Kablo bağlandı.
 BOT MIKNATISI KAPALI Tekrardan hoş geldin Jim.
 Umarız başka bir nefes kesici deneyimde bize tekrar eşlik edersin.
 İyi eğlenceler.

AURORA LANE Aurora.
 - Yolcu profili aranıyor.
 - Ben Aurora Lane.
 1456 numaralı yolcu.
 Yazarım.
 Bence yalnız olmadığımızı öğrenmek için birbirimize hikâyeler anlatıyoruz.
 İletişim kurmak için.
 Babanız Pulitzer ödüllü yazar Oliver Lane'di.
 Baskı yapmayın.
 Babam derdi ki: "Sıradan bir hayatınız varsa hikâyeleriniz sıradan olur.
 Hayatınızı maceralara atılarak yaşayın.”
 İşte   ben de buradayım.
 Günaydın.
 Hayatımıza her yönden sil baştan başlayacağız.
 Nerede, nasıl yaşayacağımı ve arkadaşlarımı seçmem gerek.
 Okulun ilk günündeyim sanki.
 Otobüsümüz bizi 120 yıl sonraya götürecek tabii.
 - Yeni bir kültür yaratıyoruz.
 - Çok komiksin.
 Okuduğun bir şeyin sırf sana yazılmış olduğunu hissettin mi hiç?
 - Pek kitap okumam.
 - Harika biri.
 - Kim o?
 - Aurora.
 Hatırladım, şu uykucu kız.
 Evrenin kötü olduğunu söylemiyorum   ama çok kötü bir espri anlayışı var.
 Nasıl yani?
 Başka bir gezegene giderken yolda öleceksin.
 Ve aradığın kadının, gözünün önünde olmasına rağmen   ona ulaşamıyorsun.
 Evet, New York'u özleyeceğim.
 Bana bir fincan kahve ile Chrysler Binası'nın manzarasını verin   tüm gün yazayım.
 Homestead 2'de kahve vardır, değil mi?
 Kahveleri olsa iyi olur, yoksa Dünya'ya dönüp almam gerekir.
 UYKU KAPSÜLLERİ Diyelim ki ıssız bir adaya düştün   ve yanına birini alma hakkın var.
 Yalnız olmazsın   ama bir başkasını adaya mahkûm etmiş olacaksın.
 Dileğin ne olurdu?
 - Bilmem, hiç bir adaya gitmedim.
 - İyi, tamam.
 Adayı boş ver.
 Diyelim ki hayatını nasıl daha güzelleştireceğini   biliyorsun.
 Ama kötü bir şey olduğunu ve geri alamayacağını biliyorsun.
 Ne yapardın?
 Bu robotlara göre bir soru değil Jim.
 Aurora'yı nasıl uyandıracağımı biliyorum.
 Gayet iyi fikir.
 Yanında arkadaş olması iyi olur.
 Onu hayatı boyunca bu gemiye mahkûm edeceğim.
 O da kötü olur.
 - Ne yapacağım ben?
 - Ben varım ya.
 Arthur, makinesin sen.
 Bak, hissedemiyorsun işte.
 Çünkü duyguların yok.
 Gördün mü?
 Acımadı.
 Sen de kızmadın.
 O ise insan.
 Aklından bile geçirme.
 Aurora muhabbeti bitti.
 Unuttum gitti.
 Hayatıma devam edeceğim.
 Burada oturup onu düşünecek miyim?
 Hayır, düşünemem.
 Düşünmeyeceğim, bu kadar.
 Kararımı verdim.
 Ne yapacağımı biliyorum.
 Kestirip atacağım.
 Artık onun adını anmayacağım.
 Ondan zerre bahsetmeyeceğim.
 Oldu bitti.
 Yapamam.
 Sakalımı kesiyorum.
 N'olur yapma.
 Günaydın Aurora.
 Nasılsın?
 Kafanın karışık olması normal.
 120 yılını derin uykuda geçirdin.
 - Ana Meydan.
 - Merhaba?
 Kimse var mı?
 Merhaba.
 Merhaba.
 Yolcu musun yoksa mürettebattan mısın?
 Yolcuyum.
 Jim Preston.
 Aurora Lane.
 Neler olduğunu biliyor musun?
 Bölgemden kimse uyanmamış.
 Aynen.
 Mürettebat bizden bir ay önce uyanacaktı ama   onları bulamadım.
 Mürettebat hâlâ uyuyor.
 Başka kimse uyanmadı mı yani?
 - Sadece ben.
 - Sadece sen mi?
 Sadece ikimiz.
 Ama birilerinin gemiyi birkaç hafta sonra indirmesi gerek.
 Yaklaşık 89 yıl sonra varacağız.
 89 yıl mı?
 Diğer yolcular geç kalmadı.
 Biz erken uyandık.
 Birilerini bulmamız gerek.
 Mürettebat nerede?
 Mürettebat, korumalı kış uykusu odasında.
 Önemli olan her şey; kontroller, reaktörler, motorlar   hepsi güvenlik duvarının ardında, girmemiz imkânsız.
 Sen ne zamandır uyanıksın?
 1 yıl, 3 hafta.
 Hayır, olamaz.
 Bu gerçek olamaz.
 Tekrar uyumamız gerek.
 Yapamayız Aurora.
 Kapsüllerimize geri dönüp yeniden başlatmamız gerek.
 Kapsülümü bulamıyorum.
 Kapsülümü bulamıyorum.
 Kapsülümü bulamıyorum.
 Artık önemi yok.
 - Aurora.
 - Bulamıyorum.
 - Dur.
 - Benimkini bulamıyorum.
 Hangisinin benimki olduğunu nereden anlayacağım?
 Dur, artık önemi yok.
 Birini kış uykusuna sokmak için özel ekipmanlar gerekir.
 Bizi onca işleme sokup uyuttukları tesis vardı hani.
 Bu kapsüller, doğru zamanda uyanana dek   bizi kış uykusunda tutmak üzere tasarlanmış.
 Bizi tekrar uyutamazlar.
 Kış uykusuna geri dönüş yolu olmadığını mı düşünüyorsun?
 - Evet.
 - Ama olmak zorunda.
 Olmak zorunda.
 21:00.
 Uyku zamanı.
 Sorunla ilgilenmem gerektiğini biliyorum ama   göz kapaklarım kapanıyor.
 Daha yeni kış uykusundan çıktın.
 Kendine gelmen birkaç gün sürer.
 Dinlen biraz.
 Galiba dinleneceğim de.
 - Kabinine kadar eşlik edeyim.
 - Hayır, gerek yok.
 Bir şey olmaz.
 Tamamdır.
 İyi geceler Aurora.
 Bir yıldan fazla zaman.
 Hayal bile edemiyorum.
 Çok zor olmuştur.
 - Oldu da.
 - İyi geceler Jim.
 Lütfen kemerlerinizi bağlayıp kişisel eşyalarınızı korumaya alınız.
 - Viski.
 Sek olsun.
 - Hemen getiriyorum.
 Günün nasıl geçti?
 - Aurora uyandı.
 - Tebrik ederim.
 Sevinmiş gibi görünmüyorsun.
 Sır tutabilir misin Arthur?
 Jim ben yalnızca barmen değilim, aynı zamanda bir beyefendiyim.
 Aurora'ya onu benim uyandırdığımı söyleme.
 Kaza olduğunu sanıyor.
 Söyleme işini bana bırak.
 Elbette.
 Birini tekrar uyutmanın yolu yok da ne demek?
 Kapsül bozulduysa ne olacak?
 Binlerce yıldızlararası seyahatten hiçbirinde kapsül sorunu çıkmadı.
 - Ben uyanığım ama.
 - Uyku kapsülleri bozulamaz.
 Günaydın.
 Yemek yedin mi?
 Hayır, açlıktan ölüyorum.
 Bu makine de amma salak.
 Yardımcı olduğuma sevindim!

KRİTİK ARIZA
 Birinci sınıf kahvaltı.
 Sade bir zevkin varmış.
 Birinci sınıf yolcu değilim de.
 Puf böreği benim ücret sınırımın üstünde.
 Ne?
 Bunca zamandır mı?
 - Evet.
 - Ne istersin?
 - Gerek yok.
 - Hadi oradan.
 Ciddiyim.
 Tamam o zaman.
 Al bakalım.
 Düşünüyordum da   belki tekrar uyumanın bir yolu vardır.
 Mesela revir.
 Baktım, sadece tarayıcılar ve otodok var.
 Yük ambarında başka bir uyku kapsülü olabilir.
 Ben de öyle düşünmüştüm ama sonra manifestoları okudum.
 Çoğunluğu tarımla ilgili makineler   Mühendislik'teki bilgisayarlar için yedek parçalar falan.
 Kolinin birinden kapsül çıkacak değil.
 - Kendimiz inşa edebiliriz.
 - Edemeyiz.
 - Hiç uğraşmıyorsun Jim!
 - Her yolu denedim.
 Koca bir yıl boyunca   her şeyi denedim.
 Vazgeçmeye hazır değilim.
 Revir.
 Peki ya araştırma makaleleri veya teknik dokümanlar?
 Kış uykusu teknolojisi tescillidir.
 Okuyacağınız makalelerde konu teorik olarak ele alınmıştır.
 Yeni dosya: Yolculuğum.
 Avalon'a aklımda bir fikir ve hedefle bindim.
 Ama artık onlara ulaşamıyorum.
 7 gündür uyanığım   çok erken uyandım.
 Ömrümün geri kalanını burada   1 km'lik çelikten dünyada geçirebilirim.
 Uyanık olan bir yolcu daha var.
 Jim Preston adında bir mühendis.
 Anlaşılan o kaderimize razı gelmiş.
 Bense korkuyorum.
 Sakin olamıyorum.
 Diğer yolcular 90 yıl daha uyuyacak.
 Bense bu gemide hayatımla ilgili söylenip sonsuza dek yolculuk yapacağım   ama asla varamayacağım.
 Tek yoldaşım da bir yabancı.
 Neden yaptın?
 Neyi?
 Göç etmen, Dünya'dan gitmen.
 - Seninle röportaj yapıyorum.
 - Ne?
 Uzay yolculuğu tarihindeki ilk kapsül hatası sensin.
 Bu da senden hikâye çıkarır.
 - Kime anlatacaksın?
 - Gelecek nesillere.
 Dünya'daki hayatından neden vazgeçtin?
 120 yıllık kış uykusu, aileni veya arkadaşlarını   bir daha göremeyeceğin anlamına gelir.
 Yeni bir yüzyılda, yeni bir gezegende uyanacaksın.
 Üst düzey bir intihar adeta.
 - Aynısını ben de sana sorayım.
 - Röportaj benim.
 - Bir şeyden mi kaçıyordun?
 - Hayır.
 - Hiçbir sıkıntı yoktu.
 - Öyle mi dersin?
 Yeni bir dünyada yaşayıp yeni bir sayfa açmak istedim herhâlde.
 HomeStead Şirketi'nin sloganı bu.
 - Öyle mi?
 - Jim.
 Bilmem, galiba haklısın.
 Dünya'da bir şey bozulduğunda tamir etmezsin, yerine başka bir şey koyarsın.
 Kolonilerde çözülecek sorunlar yaşanıyor.
 Benim çözeceğim türden sorunlar.
 Tamircilere gerek duyulur.
 Yeni bir dünya inşa ediliyor.
 Bir ev inşa edip içinde yaşayabilirim.
 Refahlık içinde, yaşanacak bir yer.
 - Yine sloganlara döndün bak.
 - Sloganlar gerçeği anlatamaz mı?
 Homestead Şirketi ilk gezegeninden ne kadar kazandı, biliyor musun?
 8 katrilyon dolar.
 8 trilyon yani.
 Koloni gezegenleri artık en popüler iş kolu hâline geldi.
 - Biletini tam fiyatlı mı aldın?
 - Hayır, benimki çift taraflı anlaşma.
 Yani kafanı hayallerle doldurup   biletine indirim yaptılar ve sen de gezegenlerinin nüfusunu arttırıp   Homestead'e hayatın boyunca kazandığın her şeyin %20'sini vermek için bindin.
 Bu şaşaalı uzay gemisine olacak borcun da cabası.
 Burada gördüğün şey 5000 tane salak mı yani?
 HomeStead Şirketi'nin kâr tablosundaki sıfırları görüyorum.
 Bense hayatını değiştiren 5000 insan görüyorum.
 5000 farklı sebep.
 Onları tanımıyorsun ki.
 Ben gazeteciyim.
 İnsanları iyi tanırım.
 Öyle mi dersin?
 Mesela bu.
 Bankacı mı, öğretmen mi yoksa bahçıvan mı?
 - Bankacı.
 - Hayır, bahçıvan.
 Peki bu kadında Madison tipi mi var, yoksa Donna veya Lola mı?
 Donna ismi, o saç kesimi için çok ciddi kaçar.
 Lola.
 - Madison.
 - Tüh be.
 Pekâlâ.
 Aşçı mı, muhasebeci mi, yoksa ebe mi?
 Kesin ebedir.
 Uydurmana imkân yok.
 Evet, ebe.
 Hâlâ ebelerin olduğunu bilmiyordum.
 İyi görünüyor.
 Onunla arkadaş olabiliriz.
 O zamanları görebileceğini düşünüyor musun?
 - Sen düşünmüyor musun?
 - Düşünüyorum.
 - Gidiş-dönüş bileti demek.
 - Aynen, Homestead 2'ye gittikten sonra   bir yıl kalıp Dünya'ya geri dönecektim.
 Kafam almıyor, ben Dünya'yı yeni bir hayat için bıraktım   sense başladığın yere geri dönüyorsun.
 Geleceğe gidiyorum, 250 yıl ileriye.
 Hoşuna gitsin ya da gitmesin, hâlâ medeniyetin merkezi olan Dünya'da.
 Koloni dünyasına gidip geri dönen tek yazar da ben olacağım.
 - Başkalarının anlatamayacağı bir hikâyem olacak.
 - Ne hikâyesi?
 İnsanlığın yıldızlara uçuşu.
 İnsanlık tarihinin en büyük göçü.
 Gelmiş geçmiş en büyük olay.
 Ama kimlerin okuyup okumayacağını bilemeyeceksin.
 Okuyacaklar ama.
 Okuyacaklar yani.
 Ama   artık yazamayacağım.
 Bir daha yazabilecek miyim bilmiyorum.
 Bizi kurtarmak için aklıma   hiçbir şey gelmiyor Jim.
 Hatta artık düşünmek bile istemiyorum.
 Burada vakit geçirmek için ne yapıyorsun?
 - Ciddi misin sen?
 - Hem de nasıl.
 - Partner modu.
 - Hadi başlayalım!
 Hadi, havaya gir biraz.
 Burada durup yaptıklarını tekrar edeceğiz.
 - Başka bir şey yapamaz mıyız?
 - Yap işte.
 - Yapmak zorunda değilsin.
 - Başaramadın!
 Hadi bakalım.
 Başarabil  - Niye sırıtıyorsun?
 - 2 puan öndeyim çünkü.
 - Bu güzel bayan da kim?
 - Aurora.
 Aurora.
 Tanıştığımıza sevindim.
 - Aferin!
 - Bir daha.
 - Bir daha.
 - Fantastik dram.
 İşte bu!
 Yemin ederim, bir ay boyunca pantolon giymemiştim.
 Tam olarak 7 hafta, 2 gündü.
 Hiç de utanmıyordu.
 Senin de aşağı kısımlarında biraz eksiklik yok değil Arthur.
 Pantolonsuz birine gülmüştüm ama sonra bacaklarım olmadığını fark ettim.
 Bir anlığına hayatımın mahvolduğunu unuttum.
 - Özür dilerim.
 - Niçin?
 Ben yatacağım.
 - İyi geceler.
 - İyi geceler Aurora.
 Çok güzel bir kız.
 Harika seçim.
 Merhaba.
 - Merhaba.
 - Buyur.
 BU AKŞAM YEMEK YİYELİM Mİ?
 - JİM.
 Bana çıkma mı teklif ediyor?
 Kalem vereyim mi?
 Pek etkilenmedi galiba.
 Seve seve.”
Seve seve.”
 Seve seve demiş.
 Ziyaretçiniz var.
 Vay be.
 Sen de bayağı ortalığı yakıyorsun.
 - Alışveriş yapmışsın.
 - Alışveriş hırsızlığı yaptım.
 İyi akşamlar.
 Ne istersiniz?
 Manhattan kokteyli alayım.
 - Buzlu viski.
 - Derhal.
 - Bu akşam çok iyi görünüyorsunuz.
 - Teşekkürler Arthur.
 Randevudayız.
 - Çok güzel.
 - Sorman çok uzun sürdü.
 Sana biraz zaman tanıyordum.
 Zaman, bende bolca var.
 Çok teşekkürler.
 - Çok güzeldi.
 - Yer ayırtmak kolay olmadı.
 Masamızdan vazgeçmemizi isteyecekler galiba.
 - Herkes ters ters bakıyor.
 - Bu akşam bayağı kalabalık.
 - Kitabın ne hakkında olacak?
 - Henüz ben de bilmiyorum.
 Babam kendi hayatını yazarak başlamıştı ama başından geçen hikayeler vardı.
 Antarktika'ya yelken açtı.
 Savaş muhabiriydi.
 Aşıkları vardı.
 Kızı hakkında kitap da yazdı.
 - Peki ya sen?
 - Hayır.
 - Kitaplarında kendimi okuyarak büyüdüm.
 - Nasıl bir şeydi?
 Her zaman kolay değildi.
 Hakkında bilmek istediğinden fazlasını öğreniyorsun.
 17 yaşındaydım ve   kalp krizi geçirdi.
 Orada kaldım.
 Hikayenin sonu.
 Çok ciddi oldu.
 Özür dilerim.
 - Bize daha çok şarap lazım.
 - Hayatını öğrenmek hoşuma gidiyor.
 Teşekkürler.
 - Neden buraya geldik?
 - Şimdi görürsün.
 Buralardaki en güzel manzara.
 - Bunu daha önce yaptın mı?
 - Evet.
 - Güvenli mi?
 - Hayır.
 Makul derecede güvenli.
 Atla.
 Sıra sende.
 Elbisem ne olacak?
 Doğru.
 Arkanı dön.
 Kablo bağlandı.
 - Ne yapıyorsun?
 - Bana güveniyor musun?
 Teşekkürler.
 Şimdiye kadar gördüğüm en güzel kadınsın.
 Beni öldürüyorsun.
 - İyi misin?
 - Evet.
 İyiyim.
 Sadece  Evet, biliyorum.
 Biriyle görüşüyorum.
 Kim olduğunu tahmin bile edemezsin.
 Dünyada bir araya gelmesi imkansız iki kişiyiz.
 Ama buradayız.
 Dünyadaki son iki kişi.
 - Ne dedin?
 - Yazıyorum Arthur, sessiz ol.
 Jim'le kazara meydana gelen bir mutluluğu yaşıyoruz.
 Yabancı kıyılarda ev kurmaya çalışan kazazedeler gibiyiz.”
Yabancı kıyılar" Bayıldım.
 Öyle mi?
 Böyle söylemek zorunda değilsin.
 - Biliyorum.
 - Şunu yemeyecek misin?
 Bu işte bir balık yeniği var.
 Okumaya devam et.
 Çok tuhaf.
 Hepimizin hayalleri var.

DEĞERLİ METALLER
Geleceğimizi tasarlıyoruz ve kaderimizin kaptanı biziz.
 Ama yolcu da biziz.
 Kader bizi nereye götürürse oraya gidiyoruz.
 Arthur!
 Planladığımız hayat bu değil.
 Ama artık hayatımız bu.
 Ve hayatımda ilk defa yalnız hissetmiyorum.
 Birbirimizle karşılaşmamamız gerekiyordu   ama karşılaştık.
 Bu yüzden hayatım bitmiş gibi hissetmiyorum.
 Sanki daha yeni başlıyor.
 - Günün nasıldı?
 - Güzeldi, birkaç sayfa daha yazdım.
 Yardımcı olacak bir şeyler buldun mu?
 - Buldum.
 - Gerçek mi?
 Kendi ellerimle kestim.
 2 şanssız insan olarak kendimizi çok şanslı hissetmeliyiz.
 Dikkat!
 Manzara Odasına gitmek isteyebilirsiniz.
 Avalon, Arcturus yıldızının yanından geçecek.
 Bu harikaydı.
 Çocuk gibiydik.
 - Evrenin sana hediyesi.
 - Ne?
 Doğum günün kutlu olsun.
 Mutlu yıllar sana.
 Mutlu yıllar sana.
 Mutlu yıllar sevgili Aurora.
 Mutlu yıllar sana.
 Doğum günü kızı için doğum günü içkisi.
 Kimliğimi görmek istemiyor musun?
 İçki içecek yaşta olmayabilirim.
 Bir beyefendinin önünde asla yaşınızı sormam.
 Jim beyefendi değil ki.
 Zaten Jim'le gizlimiz saklımız yok.
 - Öyle mi?
 - Hanımefendiyi duydun.
 Hemen dönerim.
 Harika bir doğum günü içkisiydi, teşekkürler.
 Geçen sene bugünü hatırlıyorum.
 Jim seninle tanışmak için sabırsızlanıyordu.
 Ne?
 Nasıl sabırsızlanabilir ki?
 Sizi uyandırıp uyandırmama kararını vermek için aylarca düşündü.
 Sürekli senin hakkında konuşuyordu.
 - Beni Jim mi uyandırdı?
 - Evet.
 Hayatında aldığı en zor karar olduğunu söyledi.
 Ama görünüşe göre çok da iyi bir kararmış.
 Ne oldu?
 Beni sen mi uyandırdın?
 Evet.
 Ben uyandırdım.
 Nasıl?
 Bunu nasıl yaparsın?
 Yapmamayı denedim.
 İyi değilim.
 Göremiyorum.
 - Aurora lütfen.
 - Benden uzak dur!
 Konuşabilir miyim?
 Aurora.
 Söyleyeceğim hiçbir şeyin bu durumu düzeltemeyeceğini biliyorum.
 Ama lütfen dinle.
 Çok uzun süredir yalnızdım.
 Yok oluyormuşum gibi hissediyordum.
 Seni gördüğüm gün şeye hazırlanıyordum  Hayatımı kurtardın.
 Yaptığım şeyin bahanesi olmayacağının farkındayım.
 Yazdığın her şeyi okudum.
 Sesine aşık oldum.
 Düşünce tarzına aşık oldum.
 Sana aşık oldum.
 Birdenbire   kapana kısılmış gibi hissetmiyordum.
 Anlamsız hayatım yeni bir anlam kazanmıştı.
 Keşke yaptığımı geri alabilseydim.
 Ama yapamam.
 Aurora, seni kaybetmek istemiyorum.
 Umurumda değil!
 Ne istediğin umurumda değil!
 Beni neden uyandırdığın umurumda değil!
 Hayatımı çaldın!
 Lütfen bekleyin.
 Dairenizin kontrol merkezi yeniden başlatılıyor.

TANI SİSTEMİ ARIZASI
TANI SİSTEMİ ARIZASI KRİTİK ARIZA
 Sana imreniyorum Arthur.
 - Hangi konuda?
 - Bir amacın var.
 Her zaman mutlusun.
 - Kitap yazma işi nasıl gidiyor?
 - Daha önce kendi hakkımda yazmamıştım.
 Sanırım şimdiye kadar yaptığım en iyi işlerden biri   ve bunu neden yaptığımı bile bilmiyorum.
 Yazdıklarımı okuyabilecek tek bir kişi var ama ona katlanamıyorum.
 Zaman her şeyin ilacıdır derler.
 Ortada kırılan bir kalp varsa iş o kadar kolay olmuyor Arthur.
 Sen anlayamazsın.
 Arthur!
 - Salı, Arthur'la benim günüm.
 - Bugün çarşamba.
 Bar senindir.
 Ne alırsın?
 Viski?
 Kahve.
 - Aurora, seni seviyoruz!
 - Aurora, seni seviyoruz!
 Sensiz ne yapacağız?
 Tanıdığım en cesur kadın.
 - Selam Aurora!
 - Selam Aurora!
 Seni her gün düşüneceğime söz veriyorum.
 Uyandığında orada olmayacağım   ama seni asla unutmayacağımı bil.
 En iyi arkadaşımsın.
 Burada hiç mutlu değildin, biliyorum.
 Hiçbir şey senin için yeterli değildi.
 Gitmek zorunda değilsin, biliyorsun.
 İstersen  Yapman gereken her neyse burada da yapabilirdin.
 Neyse.
 Gittiğinden beri tek bir dileğim var.
 Umarım kalbini dolduracak birini bulursun ve   umarım doldurmasına izin verirsin.
 Umarım mutlu olmak için inanılmaz şeyler yapmak zorunda olmadığını anlarsın.
 Git.
 Eğlen.
 Risk al.
 Pekâlâ.
 Seni seviyorum Aurora.
 Hoşça kal.
 Günaydın Arthur!
 - Kahve lütfen.
 - Geliyor.
 Bar taburemi mi kirletiyorsun?
 Bir şeyler yapmak istiyorsan ellerini pisliğe bulaştırmalısın.
 - Ne yapıyorsun peki?
 - Gelişim.
 Ana Meydan.
 Birinci kat.
 Birinci sınıf kahvaltı.
 Ben Güverte Şefi Gus Mancuso.
 Gemime kim ağaç dikti?
 - Bunu kim yaptı?
 - Ben yaptım.
 - Sen kimsin?
 - Jim Preston.
 Aurora Lane.
 - Başka uyanan var mı?
 - Sadece ikimiz.
 - Ne kadar uzaklıktayız?
 - 88 yıl.
 Uyku kapsül arızası.
 İmkansız olduğunu söylemişlerdi.
 Ama 3 insan.
 3 kapsül arızalandı.
 Buraya girebilmek için ne kadar uğraştığımı bilemezsin.
 Artık içeridesin.
 Hiçbir şeye dokunma.
 Burada mı çalışıyorsun?
 Hayır burası uçuş ekibinin yeri, ben güverte şefiyim.
 Navigasyon masası.
 Yetkisiz personel.
 Pardon.
 Doğru anladıysam hâlâ doğru rotadayız.
 Geminin sorunu her neyse navigasyon sistemini bozmamış.
 - Geminin bir sorunu mu var?
 - 3 kapsül arızası mı?
 Evet, var.
 Sorun olduğu kesin.
 Asıl soru ne olduğu?
 Çok tuhaf.
 Şu anda geminin her yerinden sistem raporu gelmesi lazımdı   ama hiçbir veri yok.
 Tüm sistemleri elle kontrol etmemiz gerekiyor.
 Gemiye terse çeviremez miyiz?
 Dünyaya geri dönelim.
 Işık hızının yarısını kullanıyoruz.
 Geriye dönmek, gitmek kadar zaman alır.
 - Yapabileceğimiz bir şeyler olmalı!
 - Üzgünüm, her türlü oraya gidiyoruz.
 - İyi misin?
 - Uyanma sarsıntısı.
 Her seferinde olur.
 Ana Meydan.
 Demek 2 yıl?
 Bilmem gereken başka ağaçlar var mı?
 Dikkat!
 - Daha önce böyle bir şey görmemiştim.
 - Robotlar sürekli düşüyor.
 - Bu 15.
 oldu galiba.
 - 15 mi?
 - Sabah kahvaltı makinesi de kafayı yedi.
 - Asansör de.
 Geçen hafta kapım bozuldu.
 2 gün boyunca odada mahsur kaldım.
 Öyle mi?
 Böyle şeyler hiç olmaz.
 Hele de bu gemide.
 Her güvertede bunlardan 60 tane var.
 Bu şekilde yapacaksınız.
 Veriler gelecek.
 Anladınız mı?
 - Evet.
 - Tamam.
 Sen 1. ve 2. güverteyi al.
 Sen 3. ve 4. güverteyi al.
 Ben kapsül odasına gidip kapsüllerimizi kontrol edeceğim.
 Bayağı ilginç olacak.
 - Veri toplaman gerekmiyor muydu?
 - Bitirdim.
 Kapsülünü kontrol ettim.
 Sorun çok basit.
 Saatin çipleri yanmış.
 Olmaması gerekiyordu ama çok basit bir şey.
 Benim kapsül daha karışıktı.
 Birkaç sistem hata vermiş, hepsi de aynı anda olmuş.
 Kapsülde kısa devreye sebep olmuş.
 Neden bu kadar kötü olduğumu da açıklıyor.
 Ama Aurora'nın kapsülü  Bunu sen yapmışsın.
 Evet.
 Başından beri Aurora'yla kaldığın için şanslı bir piç olduğunu düşünüyordum.
 - Ama şans değildi, değil mi?
 - Evet.
 - Biliyor mu?
 - Biliyor.
 - Ne kadar süre yalnızdın?
 - Bir yıl.
 Yine de  Vay be.
 Diğerleri gibi.
 Sistemler çökmüş.
 Farklı yerlerde ama hiçbir bağlantısı yok.
 - Uyku kapsüllerini inceledin mi?
 - Evet.
 Yani biliyorsun.
 Jim'in yaptığı şeyi.
 - Evet.
 - Ve?
 - Bu benim görevim değ  - Beni uyandırdı!
 - Hayatımı çaldı!
 - Biliyorum ve çok üzgünüm.
 - Ama yapmam gereken işler 
- Bu resmen cinayet!
 Haklısın Aurora.
 Ama boğulan adamlar yanında birini sürüklerler.
 Doğru değildir ama sonuçta adam boğuluyor.
 Bununla 16 oldu.
 Evet.
 İyi misin?
 - Dinlenmen lazım.
 - Evet.
 Ama yalnızca birkaç saatliğine.
 Sabah ilk iş burada olalım.

YER ÇEKİMİ KAYBI
YER ÇEKİMİ DEVREDE
Yer çekimi gittiğinde havuzdaydım.
 - İyi misin?
 - Gus'ı bulmamız lazım.
 Gus!
 Gus!
 Yer çekimi kaybı, sorun her neyse büyük sistemlere zarar vermeye başladı demek.
 Hiç iyi değil.
 Her arıza bir tükenme süreci sonucudur.
 Sistemlere aşırı yüklenme olmuş.
 Neden?
 Bilgisayar, bu arızaları zamana göre sırala.
 Zaman çizelgesi oluşturuluyor.
 Kademeli olmuş.
 2 yıl önce bir güç dalgalanmasıyla başlamış.
 1 günde 17 arıza olmuş.
 - Kapsül 1498 de dahil.
 - O benim.
 Beni uyandırmış.
 - O gün ne olmuş?
 - Büyük bir şey.
 Bir yerlerde büyük bir sistem çökmüş.
 Geri kalan sistemler yükü devralmak istemiş ama yük çok ağırmış.
 Bunu başlatan her neyse onu bulmalıyız.
 - Ve tamir etmeliyiz.
 - Bu iş ne kadar kötüye gidebilir.
 Bu verilere dayalı bir risk analizi çıkar.
 Çıkarılıyor.
 Emisyon kritik arızası büyük olasılık.
 Çökecek sistemler: Yaşam desteği.
 Füzyon reaktörü.
 - Yani batan bir gemide  - İyon sürücüsü.
  mahsur kaldık.
 Ana Mühendislik.
 Bu gemiyi bu kadar ağır etkileyebilecek çok şey yok.
 Arıza tanılama sistemi olmadığı için arızaları kendimiz bulmalıyız.
 Nereden başlayacağız?
 Gus!
 Tarama tamamlandı.
 Veriler analiz ediliyor.

612
 RAHATSIZLIK BULUNDU
 - Sorun neymiş?
 - Birkaç şey.
 - 612 rahatsızlık bulundu.
 - Çıkarın beni.
 Hastalığın seyri ne?
 Kritik teşhisler doktor veya dişçi dışında kimseyle tartışılamaz.
 Yetki veriyorum,
ID 2317.
 - Söyle doktor.
 - Doku kangreni.
 Aşamalı organ yetmezliği.
 Sebep bilinmiyor.
 Lanet uyku kapsülüm, sebep o.
 - Tedavisi ne?
 - Hiçbir tedavi bulunmuyor.
 Hiçbir şey hastanın ömrünü uzatmaya yetmeyecek.
 Ne kadar zamanım var?
 Ölüm sınırını çoktan geçtiniz.
 Bu yatıştırıcılar son saatlerinizdeki acıyı dindirecekler.
 Gus?
 Biraz zamana ihtiyacım var.
 Uçmakta güçlük çekiyoruz.
 - Gus!
 - Gus!
 - Nerede olabilir ki?
 Güvenliğiniz için lütfen odanıza geri dönün.
 Güvenliğiniz için lütfen odanıza geri dönün.
 Lanet ilaçları unuttum.
 - Gidip getireyim.
 - Hayır, gitme.
 Otur.
 Birbirinize iyi bakın.
 Kimliğim.
 İstediğiniz yere girmenizi sağlar.
 Gemiyi tamir edin.
 Sorunu bulun.
 - Nasıl görünüyorum?
 - Muhteşem görünüyorsun.
 Kadınlar üniformalı erkeklere bayılır.
 Şimdi ne yapacağız?
 Bu hiç iyi değil.
 Mühendislik kısmına dönüyorum.
 - Bunu düzeltebilir misin?
 - Yardımına ihtiyacım var.
 Gidelim!
 Arthur!
 Gidelim!
 Ana Mühendislik.
 Mürettebattan birilerini uyandıramaz mıyız?
 Kendine gelmeleri uzun sürer, o kadar vaktimiz yok.
 - Ne arıyoruz ki?
 - Bozuk bir şey.
 Büyük bir şey.
 Hadi!
 - Bozuk mu?
 - İyi görünüyor.
 - Sırada ne var?
 - Güç kaynağı.
 Bu taraftan.
 Hadi ama.
 Tüm bölüm kapanmış.
 Bir sorun var.
 Biz de sorun arıyoruz.
 Açmaya çalış.
 Dikkat.
 Basınç kaybı.
 Kapı kilitleniyor.
 - Lütfen tüm kapıları kapatın.
 - Dayan!
 Dikkat.
 Tehlikeli oksijen seviyesi.
 Lütfen tüm kapıları kapatın.
 Tehlikeli oksijen seviyesi.
 Lütfen tüm kapıları kapatın.
 Yakala!
 Basınç ayarlama başarısız.
 Basınç dengelendi.
 Oksijen seviyesi ayarlandı.
 Kapıyı açınız.
 Gemide bir delik.
 Birden fazla.
 Bu nasıl olur?
 Geminin meteor geçirmez olması gerekiyor.
 Sanırım bir tanesi geçmiş.
 Sıcak.
 Sanırım bulduk.
 Bu reaktör denetim bilgisayarı.
 2 yıl önce bizi vuran buymuş.
 Jim.
 Bunu nasıl düzeltebiliriz?
 - Öleceğiz.
 - Her şeyin yedek parçası vardır.
 - Işık.
 - Pardon.
 Bunu çıkardığım an bilgisayar kapanacak.
 Sonra ne olacak?
 En kısa zamanda tekrar çalıştıracağım.
 Acele et!
 Jim!
 Denetim bilgisayarı yenilendi.
 Reaktör havalandırılıyor.
 Düzelttik ama!
 Reaktör havalandırma başarısız.
 Elle kumanda gerekiyor.
 Havalandırma başarısız.
 - Hadi ama.
 - Jim.
 - Dış kapı cevap vermiyor.
 - Bu da ne demek?
 Dış kapı sıkışmış.
 O kapıyı açıp reaktörü soğutmamız lazım yoksa gemi havaya uçacak.
 - İyi ama nasıl?
 - Oraya gitmem gerek.
 Dışarıdan açacağım.
 Kapıyı açıp çekilirim, sen de o ateşi uzaya yollarsın.
 - Çekilecek misin?
 - Konuşmak için bunu kullan.
 O kapı açıldığında sana ne olacak?
 Isı kalkanı.
 Yardımı dokunabilir.
 Buna ihtiyacın olabilir.
 Her şey düzelecek.
 Gidiyorum.
 Jim.
 Jim.
 Bana geri dön.
 Bu gemide sensiz yaşayamam.
 Dikkat.
 Isı kritik seviyede.
 Ne oldu?
 Sorun ne?
 İyi misin?
 Yok bir şey.
 Git sen.
 - Emin misin?
 - Evet.
 Havalandırma borusundayım.
 Yeni bağlantı noktası.
 Kablo yenileniyor.
 Kapıyı gördüm.
 Isı seviyesi yükseliyor.
 Dikkat.
 Isı kritik seviyede.
 Ortam kararsız durumda.
 - Neredesin?
 - Kapıdayım.
 - Hazırım, zamanı gelince söyle.
 - Açıyorum.
 Kapı açılmıyor.
 Manuel açmalıyım.
 Isı seviyesi yükseliyor.
 Jim, hadi!
 Lütfen, acele et!
 - Bir daha deniyorum.
 - Çekilince söyle.
 - Hayır!
 - Ne oldu?
 Neler oluyor?
 Jim?
 - Jim!
 - Kapı açık durmuyor.
 Sanırım burada durup kapıyı açık tutmak zorundayım.
 Hayır!
 Olmaz, çık oradan!
 - Çıkamam.
 - Jim  Zamanımız tükeniyor.
 Ortam dengesiz durumda.
 Jim?
 Havalandırmayı aç.
 Hayır, anlamıyorsun!
 Şu an kapıyı açarsam ölürsün!
 Açıyorum.
 Buraya gel, başka bir yol düşünürüz.
 Başka bir yol yok.
 Jim!
 - Önemli değil.
 - Hayır, önemli.
 - Aurora.
 - Dikkat.
 Isı kritik seviyede.
 Böyle olmak zorunda değil!
 - Aurora, gemi patlayacak.
 - Umurumda değil, sen ölürsen ben de ölürüm.
 Bu gemide 5 bin kişi var Aurora.
 Bunu yapmak zorundayız.
 Maksimum basınç seviyesine ulaşıldı.
 Yap şunu.
 Hemen.
 Maksimum basınç seviyesine ulaşıldı.
 Isı düşüyor.
 Jim.
 - Jim.
 - Havalandırma başarılı.
 Yeniden başlatma işlemi başlatıldı.
 Jim, lütfen bir şey söyle.
 Kıyafet basıncı düşüyor.
 Derhal gemiye dönün.
 Aurora.
 İşe yaradı!
 Başardın, gelebilirsin!
 - Evet, o konuya gelirsek  - Ne oldu, yaralandın mı?
 - Havalandırmadan fırladım.
 - Ne?
 Kablo koptu.
 Gemiye geri gelemiyorum.
 Geliyorum.
 Geliyorum.
 - Seni içeri alacağım.
 Dikkat.
 Oksijen kritik seviyede.
 Derhal gemiye dönün.
 Aurora, özür dilerim.
 - Her şey için.
 - Kes sesini, geliyorum.
 Keşke 90 yıl sonra karşılaşsaydık.
 Sana ev yapardım.
 Kitabını okurdum.
 Güzel olurdu.
 Kablo bağlandı.
 Jim Preston'ı bul.
 Jim Preston bulundu.
 Seni almaya geliyorum.
 Jim!
 Üzgünüm, hasta ölmüş.
 Kurtar o zaman!
 Ölüm sonrası operasyonlar tıbbi uzman onayı gerektirmektedi.
Hayır!
 Jim!
 Yetki!
 Yetki veriyorum!
 ID 17  2  2  2317!
 ID 2317!
 CANLANDIRMA DEFİBRİLASYON OKSİJENLEME
irden çok yöntem uygulanması tavsiye edilmez.
 Yetki veriyorum!
 Derhal yap!
 Başlatılıyor.
 Jim.
 Jim.
 - Beni geri getirdin.
 - Evet.
 - Teşekkürler.
 - Kıpırdama.
 Tamam.
 Sana göstermem gereken bir şey var.
 Yönetici modunda otodokun "Stabilize Et ve Askıya Al"   diye bir modu ortaya çıkıyor.
 Bütün metabolizmayı durduruyor.
 Ne diyorsun sen?
 Gus'ın fikriydi.
 Uyku kapsülü gibi olabilir.
 Otodokun içinde yeniden uykuya dalabilirsin.
 Yalnızca bir tane otodok var.
 Evet.
 Uzanıp uykuya dalacaksın.
 Homestead 2'de uyanıp kitabını yazacaksın.
 Yolculuğunu tamamla.
 Yapmak için geldiğin şeyi yap.
 Yalnız olacaksın.
 Önceden de yalnızdım, bir şey olmaz.
 Ama seni bir daha göremeyeceğim.
 Gelip seni ziyaret ederim.
 Salı, Arthur'la benim günüm.
 - Her zamanki gibi çok hoşsunuz.
 - Teşekkürler Arthur.
 - Sen de iyi görünüyorsun.
 - Sayenizde.
 O ne?
 Uzun zamandır sana vermek istediğim bir şey.
 Çok güzel.
 Sorman çok uzun sürdü.
 Şampanya.
 Beklerim.
 Mükemmel bir hayat.
 Mükemmel bir hayat.
 HOMESTEAD 2 88 YIL SONRA
Mürettebat uyandırma işlemi başlatıldı.
 Sevgili yolcular, eğer bunu okuyorsanız   Avalon uzay gemisi hedefine ulaşmış demektir.
 Ana Meydan.
 Siz uyurken çok şey oldu.
 Bir arkadaşım şöyle demişti: "Nerede olmak istediğine çok fazla kafa yorarsan   bulunduğun yerin tadını çıkarmayı unutursun.
 Kendi yolumuzda kaybolduk.
 Birbirimizi bulduk.
 Ve yeni bir hayat kurduk.
 Mükemmel bir hayat.
 Birlikte.
Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar