Print Friendly and PDF

Translate

Sicario (2015)

|

121 dk
Yönetmen:Denis Villeneuve
Senaryo:Taylor Sheridan
Ülke:ABD 
Tür:Aksiyon, Suç, Dram
Vizyon Tarihi:18 Eylül 2015 (Türkiye)
Dil:İngilizce, İspanyolca
Müzik:Jóhann Jóhannsson
Nam-ı Diğer:Borderline
Oyuncular: Emily Blunt, Benicio Del Toro,
Victor Garber,Jon Bernthal
Devam Filmleri
2015 - Sicario(344,723)7.6
2018 - Sicario: Day of the Soldado(109,079)7.1

Özet

Meksika'da Sicario tetikçi demektir...İdealist bir FBI ajanı olan Kate Macer, özel görev kuvveti sorumlusu Matt tarafından Amerika ve Meksika arasındaki kanunun işlemediği sınır bölgesindeki uyuşturucu savaşına destek için görevledirilir. Sorunlu bir geçmişe sahip olan Alejandro'nun hikâyeye dahil olması ile Kate, gizli kapaklı yapılan operasyonla ilgili her şeyi sorgulamaya başlayacaktır

Alt Yazı

Sicario, Jerusalem partizanlarından çıkma bir kelimedir.
Yurtlarını işgal eden Romalılar'ı avlayan katillere denir.
Meksika'da Sicario, kiralık katil demektir.
  - Yere yat!
  Yere yat!
  - Sakın kımıldama!
  FBI!
  Sakın kımıldama!
  Yere yat!
  Yere yat!
Rehineler nerede?
  Rehineler nerede?
- FBI, Polis!
  Sakın kımıldamayın!
  - Yerde kal!
  Yerde kal!
Bacaklarını ayır!
  Bacaklarını ayır, ellerini havaya kaldır!
Polis!
  Sakın kımıldamayın!
  Polis!
  Sakın kımıldamayın!
Yere yat!
  Yere yat!
  - Temiz!
  - Polis!
  Arama emri var.
  Sakın kımıldamayın!
  - Dışarı çıkıyorum!
  - Polis!
  Sakın kımıldamayın!
Polis!
  Sakın kımıldamayın!
  Arama emri var!
  FBI!
  - Vuruldun mu?
  - Bir şeyim yok.
  Sokayım!
Ön oda temiz!
  Ekip lideri konuşuyor.
  Durumunuz nedir?
- Ön taraf temiz!
  - Bu taraf da temiz efendim!
İki şüpheli tutuklandı!
  - İyi misin Macer?
  - Evet.
  Neden ateş etti ki?
  Rehine falan yok burada.
  Bu ne lan?
  Tanrım!
  Aradığımız rehineler değillermiş.
  Evet.
  Başka bir şeylerdi.
  - Macer?
  - Efendim?
  Bölge avukatı açıklama istiyor.
  Ne diyeyim?
  Gerçeği.
  Sonora'nın işine benziyor.
  Evet.
  Kaç kişi var toplamda?
  Salonda 15 tane bulduk.
  Arka odada ise 20 tane.
  Tavan arasını ve aşağıları kontrol etmedik henüz.
  Adalet Bakanlığını arayın.
  Bulduklarımızı söyleyin.
  Manuel Diaz'ın evlerinden biri mi burası?
  Onun olduğuna dair bir kanıt yok ama onun evi.
  Yüce Tanrım!
  Dışarı çık Reg.
  Bir sorun olmaz.
Vickers!
  Demir makasını getir!
Vickers!
  Polisler bir şey buldu.
  Sakin ol.
  Sakin ol.
Phoenix'e yakın bir bölgede büyük rakamlarda ceset bulunması kartellerin ne kadar büyük bir çekişmede olduğunu kuşkusuz gözler önüne seriyor.
Amerikan'nın bağrında böyle bir zulmün nasıl yaşandığını öğrenmek için bütün gözler Washington'a çevrilmiş durumda.
Bulunan cesetler bir bölge savaşının kurbanlarına veya para karşılığı kandırılan kaçak göçmenlere ait olabilir.
Kurbanların kimliklerine dair temiz bir resmin alınması birkaç hafta sürecektir  - Neler oluyor?
  - Bilmiyorum.
3 yıldır rehine kurtarma ekibine liderlik ediyor.
Geldiğinden beri türlü badireler atlattı, bir kez olsun geri adım atmadı.
Hep öncü oldu.
Bu adamların yakalanmasını Kate'ten çok kimse isteyemez.
  Hevesli biri yani.
  Bugünkü saldırı 5.
  silahlı saldırısıydı.
  5'te 0.
  Bir çömez için hiç fena değil.
  Daha önce davalarda görev aldı mı?
  Geldiği günden beri baskın yapıyor.
  Sevmeye başladım.
  Peki ya ortağı?
  Çatışmalara falan girdi mi?
  - Geleli daha 18 ay oldu.
  - Özgeçmişi nedir?
  Sağlam çocuk.
  YSEB bursuyla Maryland'a gitmiş.
  Irak'ta görev almış.
  Hukuk diplomasını KCÜ'den almış.
  Ortalama ama yeterli bir seviyede.
  Avukatlara yer yok bu trende.
  Kızı istiyorum sadece.
  - Her şeyi kurala uygun yaptık değil mi?
  - Tabii ki de.
  - Başlıyoruz.
  - Ne oldu?
  Siktir.
  İçeri gelebilr misin Kate?
  Büyük bir şey buldunuz bugün, iki polisin ölmesi yanında hiç kaldı.
  Doğru diyorsunuz efendim.
  Manuel Diaz operasyonu ile ilgili neler biliyorsun?
  Şirketi Sun Oasis'in yaklaşık yüzde 80'i ipotekli mallardan oluşuyor.
  Başka meşru işleri de bulunuyor.
  Ama Meksikalı kartellerden biriyle bağlantısının olduğu söyleniyor.
  Manuel Diaz, Sonora Karteli'ne çalışıyor.
  Kartelin Birleşik Devletler'deki kolu neredeyse.
  Kardeşi hakkında ne biliyorsun?
  Kardeşi olduğunu bilmiyordum.
  Guillermo.
  Kardeşinin adı Guillermo.
  Kuzeni hakkında bir şeyler biliyor musun peki?
  Kuzeni olduğunu da bilmiyordum.
  Bunların hiçbiri dosyasında yoktu.
  Kuzeninin adı Fausto Alarcon.
  Kim olduğunu bilmiyorum.
  Kimse bilmiyor.
  İzini kaybettirmiş.
  Sonora Karteli'nin üç numaralı adamı.
  Bunlar benim birimime girmiyor efendim.
  Dediğim gibi, Ajan Macer narkotiğe çalışmıyor.
  Rehine kurtarma ekibini yönetiyor.
  Evli misin?
  - Evli mi?
  - Kocan var mı yani?
  Boşandım.
  Çocukların?
  Yok.
  Başka bir şey var mı?
  Hayır.
  Teşekkürler Kate.
  Dışarı çıkabilirsin artık.
  - Evet?
  - Hiçbir fikrim yok.
Kim bu insanlar?
  Tanıyor musun?
Tanımıyorum.
Geldiğiniz için teşekkürler beyler.
  İçeri gelebilir misin Kate?
  Adalet Bakanlığı, Diaz'ın peşinde olan   dikkatini kartellere vermiş danışmanlar istiyor.
  Bu Matt Graver.
  Ekibi o yönetecek.
  Phoenix saldırısı ile ilgili değil mi bu yani?
  Evet, araştırmanın ölçeğini biraz büyütüyoruz da.
  - Bir bağlantı görevi göreceksin.
  - Ne demek oluyor bu?
  Senin gibi saldırı tecrübeleri olan bir ajan arıyorlar.
  Dışişleri Bakanlığı, yoğun kartel saldırılarına   cevap verebilecek kabiliyette bir aktif ajan seçmek istiyor.
  Ekibe sen de katılacaksın.
  Luke'ta buluşacaksınız.
  Yarın mıydı?
  - Ondan sonraki gün.
  Sabah.
  - Hava Kuvvetleri Üssü'nde mi?
  - Gidip Guillermo ile görüşeceğiz.
  - Diaz'nin kardeşi olanla mı?
  Evet.
  - Nerede kendisi?
  - El Paso bölgesinde.
  Amacımız ne?
  Çarpıcı bir şekilde tepki göstermek.
  Kurumlararası bir saldırı ekibi için gönüllü olman gerekiyor Kate.
  Cevap vermeden önce iyi düşün.
  Bu ekibe katılmak istiyor musun?
  Bugün yaşananlardan sorumlu adamları yakalayabilecek miyiz?
  Bunlardan sorumlu adamları yakalayacağız, evet.
  Gönüllü oluyorum.
Baba!
Uyan hadi.
Beni futbol maçıma götürecektin.
- Futbol oynuyor musun ki sen?
  - Evet.
- Doğruyu mu söylüyorsun?
  - Evet.
- Hayır.
  - Evet baba.
  Gitmemiz gerekiyor.
Peki, gidelim hadi.
Babama kahveyle yumurta hazırla anne.
Tamam canım.
  Gözün, parmak arası giyen tombalağın üzerinde olsun.
  Sakın güveneyim deme.
  - Nasılsınız efendim?
  - Kimlikler lütfen?
  Kızın ismi listede, sizinki ise yok.
  - Nasıl gidecek peki?
  - Buradan dönmeniz gerekiyor.
  Bir şey olmaz.
  Giderim ben.
  - Döneceğimiz zaman ararım seni.
  - Tamam.
  - Günaydın.
  - Günaydın.
  Geç mi kaldım?
  Hayır, biz de yeni indik.
  Gel hadi.
  Buradaki avcı köpeğimin adı Alejandro.
  - Bununla mı gidiyoruz?
  - Evet.
  En iyisiyle.
  Savunma Bakanlığı sizi özel uçakla uçuruyor demek?
  Evet.
  Sizde yok mu ki bunlardan?
  Anladım.
  Yemek verilecek mi bari?
  Arkada çok güzel yer fıstığı var.
  Ama kalkıp kendin alman gerekiyor.
  Kate Macer.
  Daha önce hiç Juarez'e gittin mi?
  Hayır da  El Paso'ya gidiyoruz, değil mi?
  Evet, süper.
  Tamam.
  İyi misin?
  Evet, iyiyim.
  Ee  Uzman olduğun konu bu mu?
  - Pardon?
  - Meksika'daki karteller mi uzmanlık alanın?
  Evet, öyle.
  Bilmem gereken bir şey var mı?
  Sen bana bir saat nasıl çalışır diye soruyorsun şimdi.
  Şimdilik saate bakalım yeter.
  Peki.
  - N'aber?
  - Nasılsın, nasıl gidiyor?
  - İyidir dostum.
  Senden n'aber?
  - İşediğimde yanma hissi oluyor.
  Belsoğukluğu vardır belki.
- İdrarın ne renk?
  - Kırmızı lekeli sarı.
Kırmızı leke mi kan mı?
Savunma Bakanlığı'ndan Fiji'yi batırmak için yapılan komployu araştırmak için izin almaya çalışıyorum.
- Fiji mi?
  - Evet.
  - Fiji'yi rahat bırakın teröristler!
  Evet, aynen.
  Orada bir, iki ay geçirirsem işleri yoluna koyarız.
  Bugün oraya kim gidiyor?
  Federaller, Narkotik  Senin için bir ekip çıkardım Matt.
  "Ekip" demene bayılıyorum dostum.
  Kanımı kaynatıyor.
  Onlar da kafası kırık tipler.
  Afganistan'dan yeni döndüler.
  - Herkes nerede toplanıyor?
  - Ordu İşbirliği Merkezi'nde.
  Güzel, güzel, güzel.
  Meksika Federal Polisi sizinle sınırda buluşacak   ve burada bulunan adliyeye kadar size eşlik edecek.
  Bu yüksek seviyeli bir hedef.
  En olası müdahele noktaları alışveriş esnasında   ve dönüşteki sınır geçişinde olacaktır.
  Federaller girecek  Kevin, Keith, kalkar mısınız?
Federallerin müdahele ekibi Laredo'da olacak  Teksaslıları seviyorum.
Delta'dan arkadaşlarımız yanımızda olmak için gönüllü oldular Federalleri alışveriş sırasında koruyacaklar.
  Şimdi de günün adamı karşınızda.
  Geliyor musun yoksa bekleyecek misin?
  Sizinle göreve katılırız.
  Birkaç mantar tabancası ödünç verirsiniz.
  Bu iş All-Star ilişkisine doğru evriliyor.
  Keith, alışveriş esnasında yardım edecek birini daha ister misin?
  - Ayık mısın?
  - Oraya vardığımızda olurum.
  Ellerin titrerse falan kamyonda bir şişe var.
Sana her zaman güvenebileceğimi biliyorum Keith.
Tamamdır, burada işimiz biter bitmez size silahlarınızı veririz.
Matt, ilk giren sen olabilirsin, böylece Delta'dan adam almayız.
Geri dönüşte dikkatli olun.
Federallere saldırı düzenlenecekse geri dönüşte olacaktır.
Delta'nın Birinci Ekibi baştaki araçta olacak.
İkinci Ekibi yük arabası ile takip aracı arasında bölebiliriz.
  Bu tamam mıdır?
Güzel.
  Delta, şimdi kendinizi tanıtın ki eğer işler boka sararsa herkes kimi geriye saklayacağını bilsin.
En olası saldırı noktası dönüşteki sınır geçişinde olacak.
Yol üstünde herhangi bir yerde, bu odada olmayan biri potansiyel suikastçidir.
  Buraya sağ salim dönene kadar operasyon tamamlanmadı sayılır.
  Anlaşıldı mı?
  Tetikte olun, dikkatli olun ve uyanık olun.
  Hadi bakalım.
  Ne?
Seni hapiste sanıyordum.
Çıkardılar.
  Bu iş için adam lazımmış.
İyi halden mi kötü halden mi çıktın?
  - Hiç oraya gittin mi?
  - Juarez'de görev yaptım.
  - Narkotik adına mı?
  - Hayır.
  - Kimin adına?
  - Meksika adına.
  Savcıydım.
  - Amerikalı değil misin?
  - Hayır.
  Şimdi kimin adına çalışıyorsun?
  Nereye yollanırsam oraya gidiyorum.
  Nereden yollandın?
  Cartagena.
  Kolombiya.
  Dinle  Amerikalı kulakların duydukları hiçbir şeye inanamayacak.
  Yaptığımız her şeyden de şüphe duyacaksın.
  Ama sonunda anlayacaksın.
  Al, bunu dene.
  Üstüne olacak mı bak bakalım.
  CIA'den mi o?
  Sen CIA'den misin?
  - Savunma Bakanlığı danışmanı, benim gibi.
  - Hayır, değil.
  Alejandro'nun dediklerini dinle ve bir şeyi yapmanı söylüyorsa yap yeter.
  Alejandro'nun emirlerini uygulama yetkim yok.
  - Özellikle de Meksika'da!
  - İyi, o zaman burada kal.
  - Ama kalmak istemiyorsun, değil mi?
  - Sadece neye girdiğimi bilmek istiyorum.
  Kate, bu işe dahil olmak için gönüllü oldun çünkü   Phoenix'te bir şey yapmadığının farkındasın.
  Tek yaptığın oluşan pisliği temizlemek.
  Altı ay içinde baskın yaptığın her eve patlayıcılar döşenecek.
  Sorumluları bulmak istiyor musun?
  Evet mi hayır mı?
  Evet.
  - Evet mi?
  - Evet!
  Başlangıç noktamız burası.
  Yeleği dene.
İşte burada.
  Canavar.
Juarez.
  Bir şey diyeceğim   1900'lerde Başkan Taft, Başkan Diaz'ı görmeye gitmiş.
Yanında dört bin adam götürmüş.
  Neredeyse bütün olay mahvolacakmış.
  Bir elemanın silahı varmış.
Taft'ın yanına gidip kafasına sıkacakmış.
Ama engellenmiş.
  Dört bin asker!
Sizce güvende hissetmiş midir?
  Juarez'e hoşgeldiniz.
  Yaptıkları şey mükemmel.
  Bir vücudu öyle kestiklerinde, insanlara   o kişilerin pis işlere bulaştıklarını yaptıkları bir şey yüzünden   böylesine bir ölümü mutlaka hak ettiklerini düşündürtüyorlar.
  Yaptıkları şey mükemmel gerçekten.
Şunu duydunuz mu?
Fişek sesi değil bu.
Meksikalılar rotamızla oynuyor.
İleride hareketlilik var, başka yoldan dolaşmalıyız.
Herkes sıkı tutunsun.
  Burada hiçbir şey olmayacak.
  Her şeyi denerler, çatışma sınırda olacaktır.
  Gözün eyalet polisinin üzerinde olsun.
  Her zaman iyi adamlardan olmazlar.
  Gözcü aracı, sol tarafta.
  Sol tarafta.
Saat dokuz yönünde gözcü aracı.
Heyecanlanıyorum.
- O bizden mi?
  - Sağ tarafa dikkat, sağ tarafa dikkat.
Hayır, tek başına o.
Çatılara dikkat edin.
Bir şey yok.
  Çatılar temiz.
Köprü, bir kilometre ötede.
Yol temiz.
  Gazlayın beyler.
Herkes bu yolda kalsın.
  Sınırdaki ajanlarımız, bizi olabildiğince çabuk almak için trafiği yönlendiriyorlar.
Herkes soğukkanlı olsun.
Tamam, sıçtık.
  Şimdi ne yapacağız?
Mevzu şu, ileride bir araç bozulmuş.
Hallediliyor ancak biraz zaman alacak.
  Beklemede kalın.
  Görev silahını çıkar.
  Bana göre saat on yönünde, iki şerit ötede, kırmızı Impala.
  Anlaşıldı.
  Kırmızı Impala, iki şerit solda.
Anlaşıldı.
Üç şerit solda.
  Saat yedi yönünde.
  Yeşil Civic.
  Camını indir.
  - Silah.
  - Silah!
  Sol tarafta silah.
Buradaki kurallar nedir?
Çatışmaya girmeye hazır olmalıyız.
Araçtan inip çevrede güvenlik önlemi almaya izin var mı?
Araçtan çıkmayın.
Onlar ne yaparsa siz de onu yaparsınız.
  Çıkarlarsa siz de çıkarsınız.
Hazır olun.
  Yolun açıldığını görebiliyorlar.
Çıkacaklarsa şimdi çıkacaklardır.
- Yürüyün!
  - Durun, durun.
  - Arabadan in.
  - Sokayım ya!
  Sakin ol.
  Arabadakiler gibi otur oturduğun yerde.
Kıpırdama!
  Sakin ol!
  Dur dur dur!
Kımıldama sakın!
  Kımıldama sakın!
Silahını yere bırak!
Ölmek mi istiyorsun?
  Ne halt yiyoruz lan biz?
  Sokayım!
Yol açıldı!
  Yol açıldı!
  Bakma bana!
  Ellerini kafana koy!
  Hadi!
  Ellerini kafana koy!
- Güvenli!
  - Hallettim.
Hadi hadi hadi!
  Gazla, gazla, gazla!
Amerka'daki her gazetede manşet olacak bu.
  Hayır olmayacak.
  El Paso'da gazetelere çıkmayacak bile.
  Güvenli!
  Gel buraya.
  Biraz delirdin sanki.
  Delirdim mi?
  Evet, evet.
  Orada yapılan yasal değildi lan.
  Savaş mı başlatmak istiyorsun?
  Tam bir manyaksın amına koyayım!
  - Bir de o!
  O kim peki lan?
  - Burada kalabilirsin demiştim.
  Tanrım, Tanrım  Her yere kurşun yağdırdınız.
  Etraf sivil kaynıyordu lan.
  Ben asker değilim!
  Benim işim bu değil!
  Kendini küçümseme bu kadar tamam mı?
  Reggie'nin getirmememin sebebi, buna hazır olmadığını bildiğimdendi.
  Ama çabucak hazır olsa iyi olur çünkü gelecek bu, Kate!
  - Juarez'de hayat bu.
  Bu!
  - Burada ne işim var?
  Burada yaptığın şey ağacı sallayıp kaos çıkarmamıza yardım etmek.
  Bunu yapıyoruz burada!
  Bunu yaparken de gördüklerine ses çıkarma.
  Öğren.
  Bu yüzden buradasın.
  Guillermo  Ona gereğinden fazla su veriyorsun seni şeytan.
  Seni buraya getireceğimizi düşünmemiştin, değil mi?
- İngilizce konuşamıyorum.
  - Konuşamıyor musun?
  İngilizce bilmiyorum demelerine bayılıyorum.
  Eski bir dostunu da getirdim.
  Eminim onun dilini biliyorsundur.
  Hayaletlerin susadığından haberim yoktu.
  Birinin onu bizim için sağ bıraktığını biliyordum.
  - Bu kadar kolay olacağını sanmıyordum.
  - Bu günlerde ne kolay ki?
  Dönüşte olanlar için üzgünüm.
  Kontrol edebildiklerimi kontrol ettim.
  Senin suçun değil.
- Karın nasıl?
  - İyi.
  İki oğlumuz oldu.
Biri altı biri sekiz yaşında.
- Juarez'deler mi?
  - Hayır, Monterey'de.
- Çok daha iyi.
  - Daha huzurlu bir yer.
Evet.
  Bir tünel olduğunu söylüyorlar.
  Fausto'nun Arizona'ya gitmek için kullandığı yol.
  Düşündüğüm şeyi yapıyorsanız eğer sınırı geçmek için en yer orası.
  Bulabilirseniz tabii.
  Zaman aleyhinize işliyor.
  Üç gün sonra ortalıkta kimseyi bulamazsınız.
  - Girelim mi?
  - Hayır, sen girmezsen iyi olur.
  Odada bir şeyler olursa   görmedim demen daha kolay olacaktır.
- Hâlâ mücadele ettiğini görmek güzel.
  - Başına gelenler için üzgünüm.
Kendine iyi bak.
  Seni hatırlıyor galiba Alejandro.
  Dışarı çıkıyorum ben.
  Timmy.
Amerika'da cehennem nasıl oluyormuş öğreneceksin şimdi.
Yapma Medellin.
  Ne diye bana bakıp duruyorsun?
  İngilizce bilmiyordun, unuttun mu?
Yapma.
  Yapma.
  Bir tane verebilir misin?
  Teşekkür ederim.
  - Havai fişekleri sever misin?
  - Efendim?
  Güzel bir şey görmek ister misin?
  Gel hadi.
  Başladı.
  Tam şuraya bak.
İnanamıyorum.
Tavuğun kafasını kesince bunlar oluyor işte.
  Evet.
  Görebiliyorum.
  Hepsini bir yere toplayabilir misin?
  Phoenix'e yeni geldik.
  Vaktim az, bekleyemem.
  Tamam, Bob Fisks'e ulaş.
  Söyle ona, konaklama bölgesinde tutsun onları.
  - Tucson'a gitmemiz ne kadar sürer?
  - Buradan iki saatten fazla sürer.
  Anladım.
  Saat iki gibi orada oluruz.
  Evet.
  Tucson'a mı gidiyoruz?
  Evet, uçakta uyumayı öğrenmen gerekiyor artık.
  Araba lazım olduğu zaman üsse girmeme izin veriyorlar demek.
  İyi misin?
  - İyi işte.
  - Sana sormadım.
  Yine de cevap verdim.
  Kate   bu kim?
  Tucson'a gidiyoruz.
  Neler oluyor Matt?
  Nakliyemi neden bekletiyorsun?
  Sakin ol Bob.
  Çok kısa sürecek.
  Denetçi, 8 bin dolarlık Domino's Pizza faturasına ne diyecek sence?
  Bu kadar mızmız olma.
  Bu FBI'dan Kate Macer.
  Bu onun ortağı ismi lazım değil.
  Bekletmek Kate'in kararıydı.
  Benim kararım değildi.
  Bir tane verebilir misiniz?
  - Bitirmeden içeri gelme.
  - Tamamdır.
  Kate.
  El Paso'da neler olduğunu anlat.
  El Paso'ya gitmedik.
  Meksika'ya gittik.
  Herhangi bir prosedüre uymadığımız belli.
  Ne yapmak istiyorsun?
  Nogales Bölgesi'nde yakalananlarla konuşmak istiyoruz.
  Peki.
  Şu grup.
  Bu grup.
  Ve oradaki grup.
  Tamam.
  Onlar kalsın, diğerleri gidebilir.
  Josef!
Nogales bölgesinden olan Grup A, D, E
Grup A, D, E
 olduğu yerde kalsın.

Diğer herkes otobüslere.

Hemen.
Otobüslere.
  Hadi.

Hemen!
  Ne arıyoruz?
  İzle yeter.
Bu gruptakilerden daha önce kimler Amerika'da bulundu?
Çekilin.
Neresinde?
- Arizona'da.
  - Arizona demek.
- Evli misin?
  - Evet, efendim.
- Çocuğun var mı?
  - Evet.
- Nerede?
  - Chihuahua'da.
Ellerini göster bakalım.
- Dövmen falan var mı?
  - Yok efendim.
Yok mu?
- Peki ya sen, senin adın ne?
  - Alejandro.
- Alejandro ne?
  - Alejandro Rodriguez.
- Sen nereye geldin peki?
  - Teksas'a.
  - Teksas'a demek.
- Sen nereye geldin?
  - Arizona'ya.
  - Arizona demek.
  Anlat bana.
  Ne yapıyoruz burada?
  - Sana verecek bir cevabım yok.
  - Bulalım o zaman.
  Bunları ben sormadım mı sanıyorsun?
  Daha iyi bir fikrin var mı?
  - Evet.
  - Durma o zaman.
  Matt, biraz konuşabilir miyiz?
  Ne oluyor?
  Her şey yolunda mı?
  Çok ciddi görünüyorsun da.
  Sorun bizden bir şeyler gizlemeniz ve bize davranma şekliniz.
  Amacınız ne öğrenmek öğrenmek istiyorum, yoksa giderim, nokta.
  Git o zaman.
  Buraya gelmeni ben istemedim.
  O istedi.
  Ben de giderim.
  - Neyi öğrenmek istiyorsun?
  - Her şeyi.
  Siz avukatlar yok musunuz!
  Peki.
  Guillermo   Sasabe yakınlarında, Nogales'in doğusundaki bir tünelden bahsetti.
  Tüneli bulabilmek için göçmenlerin hangi bölgeden uzak durduğunu   öğrenmeye çalışıyoruz.
  Oldu mu?
  Guillermo ise size  Guillermo ise size öylece uyuşturucu tünelinin yerini mi söyledi?
  Söyledi mi yani?
  Guillermo'nın başka bir seçeneği yoktu.
  Tekrar sınırın ötesine gönderdik onu, ölü sayılır artık.
  Ömrünün 30 yılını, güvenliği tartışılır Amerikan hapishanesinde   geçirebilir artık.
  - Gerçekleri söyle dostum.
  Manuel Diaz'ın Meksika'ya çağrılıp   patronunun karşısına çıkmasını sağlayacak kadar patırtı koparacağız.
  - Gerçek bu işte.
  - Sonra ne olacak peki?
  Sonra patronunun nerede olduğunu öğrenmiş olacağız.
Patronunun adı Fausto Alarcon.
  İnfazcı.
  Her gün, bu sınırın ötesinde   bizzat onun veya adamları tarafından insanlar kaçırılıp öldürülüyor.
  Onu yakalamak aşıyı keşfetmeye eşdeğer.
  Bunun değerini anlarsınız.
  Bir sorun yok o zaman.
  Bizden bir şey gizlemeyin yeter.
  Harika!
  Korkuyor musun gizli şeylerden?
  Bugün harika geçti.
  Evinize gidin.
  Biraz dinlenin.
  Biz başka araba buluruz.
  Yarın görüşürüz!
  - Daha yeni 160 km araba kullandım.
  - Büyük lütuf, inan bana.
  - Sigaraya yeniden mi başladın?
  - Evet.
  Guillermo da kim be?
Gel de yemeğini ye.
  Okula hazırlan.
- Babam nerede?
  - Çalışıyor?
- Ne zaman dönecek?
  - Bilmiyorum.
  Yeni bir sütyen alman lazım bayan.
  İhtiyaç listemde var.
  Benden söylemesi.
  Şöyle dantelli bir şey al.
  Senin dışında biri beni sütyenle görmeyeli epey oldu.
  Tanrı aşkına bana öyle bakma.
  Bana acımana gerek yok.
  Geçen gün Evan'la nasıl gitti bakalım?
  Bilmem  - Onu özlüyor musun?
  - Başka bir şey sor.
  Irak'ta Matt gibileri çok gördüm.
  Bu tip insanlarlayken dikkatli olmalısın.
  CIA'in sınırın bu tarafında çalışmaması gerek.
  - Adam Savunma Bakanlığı danışmanı.
  - Sen de buna inandın mı?
  Arkanı kollayacak birine ihtiyacın var çünkü inan bana onlar kollamıyor.
  Aslında   bizim yaptığımız şekilde yüzeyi bile kazımıyoruz.
  Arkamı da kolluyorlar.
  Puştların bizden daha iyi olduklarına eminsin yani.
  Parola ne?
  Gerzek.
- Los Caballeros, buradan sınırı geçebilir misiniz?
  - Siz geçebilirsiniz.
Ama burada sahtekâr kaçakçılar var.
  Oradan kadınlar geçemez.
  Burası bizim noktamız olacak.
Hayatta olmaz!
  Hayır, hayır.
Burası uyuşturucu toprağı.
  Buradan sadece kuryeler ve kaçakçılar geçiyor.
Sınır devriyesi uzakta tutuluyor.
Tünellerin olduğu yerden asla sınır geçilmez.
- Bu bölgeyi biliyor musun?
  - Yıllardır sınırın geçildiği en iyi yerdi.
Buradan 86.
  Otoyol'a kolayca yürünebilir.
- Su da var gölge de.
  - Sen anlıyor musun?
  - Evet.
Tünellere giden yolu gösterebilir misin?
Girişi eski bir arabanın arkasına saklıyorlar.
  Bak tam burada.
Evet.
  Sınırı geçme yolumuz burası işre.
  Guillermo doğruyu söylüyormuş.
  Güzel bir gün olacak.
  Phoenix SWAT Ekibi'nde tanıdığın var mı Kate?
  Evet, onları her zaman güvenliği kırmada kullanırız.
  Güzel, çünkü yardımlarına ihtiyacımız olacak.
  - Ne için?
  - Manuel Diaz'ın cüzdanını patlatacağız.
Para aklayıcımız bu beyler.
  Sarı saçlı, beyaz çantalı.
  - Heimlich Manevrası'nı bilir misin?
  - Evet.
  Mevduat makbuzunu yemeye çalışırsa hemen Heimlich yapıp çıkar.
  Anlaşıldı.
  Çıkıyor işte.
  Gidip yakala hadi kaplan.
  Alıyoruz.
Yat yere!
Hareket etme!
  Hareket etme!
  - Delil için banka bilgisayarlarını ister misin?
  - Hayır, sadece parayı.
  Ama bütün hesaplarını dondur.
  Her şeyi.
  Köpeğine bile banka hesabı açmışsa dondurmanı istiyorum.
  Ne varmış?
  Seyyar bir para aklamacısı.
  Topla.
  Hadi.
  Kalk ayağa!
  - Geliyor musun?
  - Hayır, bankaya gitme sakın.
  Dava açabileceğimiz bir şey bu.
  Bankaya gitme Kate!
  Al buyur, bankaya gidiyor.
  Hepsi Manuel Diaz'ın hesapları mı?
  Evet.
  Nakit mevduatları günlük 9 bin dolar artış göstermiş.
  - Rapor edilmesine gerek yok yani.
  - Doğru.
  Bunlara el koyabilir misin?
  Koydum bile.
  Ayrıca havale edilen hesapları   ve hesap numaralarını da donduracağım.
  Buyurun.
  - Vay be akıllıca.
  - Ne?
  Kredi borç limiti bu.
  Yani borcunun ödemesini yapıyorsun   ama nakit olarak yansımıyor, negatif bakiye borcu olarak yansıyor.
  Hiç kimseye rapor edilmemiş.
  Ne Gelirler İdaresi'ne ne de narkotiğe.
  - Bu para görünmez.
  - Ne kadar parası var?
  Al bir bak.
  Aman Tanrım.
  17 milyon dolara el koydular.
  - Bu bir düzmece iflas Kate.
  - Ne?
  - Buna dava açamazsın.
  Hesaba para yatıran kişiyi kimse kontrol edemez.
  Avukatın biri parayı birkaç ayda geri alır ama bundan önce çok kelle gidecektir.
  Ama Manuel'i şimdilik tutuklayabiliriz.
  Onu sokaklardan temizleyebiliriz.
  Manuel'in Meksika'dan çağrılmasını sağlamamız gerek.
  Amacımız bu.
  Meksika yetki alanımızda değil ki.
  Hiçbir yetkimiz yok.
  Şu anda bir şey yapmalıyız.
  Tutuklayamayız.
  Ne?
  Ne zaman?
  Bekle bir dakika.
  9 bin dolar her gün nakit olarak bu hesaba yatırılıyor   hem de beş yıldır.
  Bu yasadışı değil.
  Şüpheli ama yasadışı değil.
  Bence Gelirler İdaresi yasadışı olarak düşünebilir.
  Ne istiyorsun Kate?
  Burada ne yapmak istiyorsun?
  Prosedürlere uygun hareket edilmesini istiyorum.
  İstediğim bu.
  Dava açılabilir bir dosya oluşturmak.
  Bu bölgede geçen yıl, daha önceki iki yılın toplamından daha fazla   uyuşturucu suçu davası yürüttük.
  Sokaklarda bir etkisini gördün mü?
  Kazandığımıza dair içinde bir his var mı?
  Yok.
  - Senin peki?
  - Hayır, yok efendim.
  Matt gibi danışmanlar, gelir ve ortalığı karıştırır   suçluların tepki verip hata yapmasına sebep olurlar.
  Bu savaşta gerçekten bir fark yaratacak şekilde   bu kişilere karşı bu şekilde dava oluştururuz.
  Gerildikleri, adamlarına güvenmeyi bıraktıları   paralarını hareket haline geçirdikleri zamanlar bu zamanlardır.
  Bütün bunlar darbe vurmak için birer fırsat.
  Matt gibilerin amacı budur.
  Bu, kendi kafamdan uydurduğum bir şey değil Kate.
  Danışman alma adına yetkim yok   ya da kurumlararası göreve katılma adına   veya Hava Kuvvetleri Üssü'ne ajan gönderme adına.
  Beni anlıyor musun?
  Bu kararlar buradan çok uzakta, kurula seçilen   görevliler tarafından veriliyor, atananlar tarafından değil.
  Eğer korkun çizgiyi aşmaksa   sana aşmadığını söylüyorum.
  O çizgi kaldırıldı.
  Anlaşıldı mı?
  Anlaşıldı efendim.
  Kafayı çekmem gerek.
  - Nereye gitmek istersin?
  - Nere olursa.
  Ben masa bulayım.
  - Sanırım ben ısmarlıyorum.
  - Sağ ol.
  - Ne vardı?
  - İki bira.
  Afiyet olsun.
  Çok fena sigara istiyor canım.
  - Macer?
  - Evet?
  Bu konuya girmekten nefret ediyorum   ama bence şu sütyen mevzusu sorunlarının en küçüğü.
  İyi bari  Çünkü berbat görünüyorsun.
  Aynen öyle.
  Berbat haldesin.
  Ekipteki herkesin dilinde.
  "Kate eskiden 10 numara kızdı.
  Bir de şimdi bakın.
  Kazulete döndü.
 " diyorlar.
  - Şu haline bak.
  Kaşların karman çorman.
  - Hayır değil!
  Tırtıl gibiler, sanki vahşi canavar gibi.
  Kilo veriyorsun  Yemek yiyorum.
  Haline baksana.
  Üzerindeki bir haftalık mı?
  En azından kişisel temizliğine dikkat et olur mu?
  - Annem gibi konuştun.
  - Belki annenimdir.
  İlk önce kişisel temizliğine bakalım, sonra da alış verişe gideriz.
  Biraz patates alırız.
  Biraz yemek ye ya  Nereye getirdin beni?
  Neresi burası?
  - Bar işte.
  - Kovboydan geçilmiyor.
  - Ben de kovboyum.
  - Köylü değil miydin sen?
  Köylüyüm.
  Karavanım ve karım var.
  Ne diyorsun sen ya?
  Karavanım var, karım var.
  Kendisi kız kardeşim olur.
  Koca Reg.
  - Ted!
  - Ne haber dostum?
  - Uzun zaman oldu.
  Nerelerdeydin?
  - Seni görmek güzel dostum.
  Seni de öyle.
  Nerelerdeydin?
  Kurtlarını döküyorsun demek.
  Hayır dostum.
  Daha yeni başlamıştık.
  Az önce geldik.
  Peki.
  Beni tanıştıracak mısın?
  Ted, Phoenix Polis Merkezi'nden.
  Kate, ortağım.
  Nasılsınız?
  Ted desen yeter.
  - Seni bir keresinde softball oynarken görmüştüm.
  - Softball mu?
  - Kendisi de maçtaydı Ted.
  - Maçta mı?
  Yavaş atışlı softbolda üç vuruş yapmıştın.
  - Oldukça iyi oynadın.
  - Çok sağ ol.
  Ben bara doğru yol alayım.
  Bir tek daha ısmarlayayım mı size?
  - Elbette.
  - Olur.
  Tamam.
  Ted iyi adamdır.
  Boşandı.
  Biraz izin ver, hemen geliyorum.
  Peki.
  Bekle, dur, bekle biraz.
  Ne, ne, ne?
  Fazla mı ileri gittim?
  Bir saniye izin ver.
  Bekle az.
  Tamam.
  Özür dilerim, özür dilerim.
  Kate?
  Gel buraya.
  Dur, dur.
  Konuş benimle.
  Konuş tamam mı?
  Sakin ol.
  Biraz sakin  Hop, siktir!
  Kate  Ne oldu?
  Sorun nedir?
  Dur.
  Dur.
  Dur.
  Derdin ne senin?
  - Yapma.
  - Ne yapıyorsun lan?
  Hay anasını!
  Beni vurmak mı istiyorsun?
  Deli misin nesin amına koyayım?
  - Kes şunu!
  - Bırak beni!
  Sikeyim.
  Lanet olsun Kate!
  Dur amına koyayım!
  Dur!
  Dur kaltak!
  Dur!
  Sikerler!
  Dur dedik lan!
  Dur.
  Siktir!
  Senin yüzünden oldu tamam mı?
  Senin suçun.
  Sen yaptın.
  Beni yem olarak kullandınız.
  Yok, sen kendini yem olarak kullandın.
  Bankaya girme demiştim.
  Onu buraya getirdin gerçi.
  Zekice bir hareketti.
  Evet.
  Her şeyi ben planlamışım gibi davranmamız çok hoş.
  Raporuna böyle yazsana.
  Hadi!
  Her şey iyi gidiyor!
  Yakında Manuel'i ararlar.
  Amaç da bu değil mi?
  Her şey yolunda Reg.
  - Dost olduğunu sanmıştım.
  - Ben de.
  - Bu gece kalayım mı?
  - Hayır, iyiyim böyle.
  - Emin misin?
  - İyiyim böyle.
  Devamlı bana vurmaya devam ederken konuşmamı nasıl bekliyorsunuz?
  Sınırın bu tarafında daha kaç rüşvetçi piçle çalışıyorsun?
  Tamam.
  Bak  Her şey anlattığım gibi.
  Onlar sadece  Bana gelip davamız hakkında bilgi istediler   ve evet, anlattım.
  Bilgi verdim ama kimsenin incinmesini istemedim.
  Böyle zarar geleceğini bilsem o puştlarla ortak olmaz  Siktir!
  Tamam!
  Tamam!
  Siktir!
  Tamam!
  "Tamam, tamam, tamam" bizim için yeterli bir cevap değil Ted.
  Pestilinin çıkmasının güzel yanı ne biliyor musun?
  Kimse fazlasını fark etmeyecek çünkü.
  Şartlar değişti Ted.
  Kızının federal koruma alıp almayacağına karar veren benim.
  Siktir.
  Eski eşinin adresinin İnternete verilip verilmeyeceğine karar veren de.
  Missouri'deki bir çalışma kampında hapis mi yatacaksın   yoksa Corcoran'daki bir ölüm evine mi gideceksin ben karar veririm.
  Tamam.
  Hayatta kalmak için pazarlığa tutuşacağın bölüme geldik dostum.
  Peki.
  Bak  Bütün bu olanlar elimde değil  Sıçtım.
  Kabul, batırdım ve şu an dayanamayacak durumdayım.
  Üzgünüm  Siktir!
  Çek elini!
  Çek lan!
  Siktir!
  Çek elini!
  Çek lan!
  Amına koyduğum!
  Ebeni sikeyim!
  Siktir!
  Poliste kaç tane adamları var?
  Bütün öğrenmek istediklerinizi anlatacağım.
  Kızımın güvende olacağına söz verin yeter.
  Söz verin.
  - Gerçeği söyleyeyim mi?
  - Lütfen.
  Rüşvet verdikleri bütün   orospu çocuğu polislerin ismini ver.
  - Tamam, tamam.
  - Anlaştık mı?
  - Tamam.
  Pekâlâ.
  Hangi telefonla başlayalım şimdi?
  Şunda, kötü olan.
  - Kötü olan bu mu?
  - Evet efendim!
  Nasılsın?
  Daha iyiyim.
  Herifi vuracaktın.
  Kiralık katilimle sevişmeye kalktım.
  Yok ya.
  Suikastçı falan değil.
  Tek istediği bildiklerini öğrenmekti.
  Bizim peşimizdeler, senin değil.
  Teşekkür ederim.
  Benim için çok özel olan birini hatırlatıyorsun.
  Dinlen biraz.
  Yarın Manuel Diaz'ı Meksika'ya çağıracaklar   ve onlara büyük darbe indireceğiz.
Alo Altmış?
Hedefi görüyoruz.
Daha yakından görüntü alabilir miyiz?
Tepenin doğusunda, 10 metre aşağıda.
Baba?
Yumurta.
- Biberli mi?
  - Tabii ki.
Bugün işin var mı?
Bu gece var.
Parkta futbol oynayalım mı?
- Futbol mu?
  - Evet baba.
Kahvemi uzatsana.
Tamam oynarız.
Hayır!
Sakın dokunma ona.
  Anlaşıldı mı?
  İçeri gelin.
  Lezzetli içeceklerimizden ister misiniz?
  Hadi çocuklar.
  - Neler oluyor?
  Plan nedir?
  - Ava çıkıyoruz.
  Anlaşılan Manuel Diaz Meksika'ya çağırılıyor.
  Onayı bekliyoruz.
  Tünel de tam şurada.
Kulak verin.
  Operasyonun üstünden geçelim.
Mekâna arabayla gideceğiz, yayan devam edeceğiz  - Nasılsın?
  - İyiyim.
  Sen nasılsın?
  - Ben de iyiyim.
  - Boynun nasıl?
  - Daha iyi, teşekkürler.
  - Güzel, güzel.
Bu şemalar haritalanan diğer tünellere bağlı olarak hazırlandı.
Yaklaşık yerini bilin diye, kesin değiller.
  Sınırın Meksika tarafına geçince ufak bir toplanma yeri olacak.
  Sonra başka bir geçit bizi ana depoya   ve Meksika'ya dönen yola götürecek.
  Kuryeleri ortadan kaldırdık mı bir düzineden fazla haydut çıkmaz karşımıza.
  Nakliye için Meksika polisini kullanıyorlar.
  Tünelde üniformalı birini görürseniz onu da haydut olarak görün.
  Peki.
  Angajman kurallarından bahsetmek ister misin?
  - Yok, onu sonra konuşuruz.
  - Tamam.
  Girip çıkacağız.
  Ortalığı temizleyip ajan yerleştireceğiz.
  Amacımız dikkat dağıtmak.
  Dikkat dağıtmanın dibine vurmanızı istiyorum beyler.
  Aşırı ses çıkarmalısınız.
  Steroid etkisindeki 4 Temmuz gibi.
  Pekâlâ.
  Silahlarınızı kontrol edin.
  Gidelim beyler.
  Onayımız geldi gibi.
  - Adamına takip cihazı yerleştirmeliyim.
  - Aynen, öyle yap.
  Özel Kuvvetler'den bahsediyoruz.
  Cidden dahil olacak mıyız?
  - Yok.
  İşe uygun giyinmemişsiniz.
  - Bize söylemedin ki.
  Siz ikiniz dün babacığınıza ağlamaya gittiniz   ve babacığın her şeyi bilmesini istemiyoruz.
  - Hadi be sen de!
  Peki, size fazladan teçhizat veririz.
  - Arabada operasyon ekipmanlarımız var.
  - Güzel.
  - Oraya gidince geride durursunuz.
  - Ne diye gidiyoruz peki?
  Çünkü CIA, işin içinde iç teşkilattan bir ajan olmadan   Amerika sınırlarında operasyon yönetemez.
  - İşe yararsın demiştim.
  - Demek bu yüzden buradayım.
  Evet.
  Bu yüzden buradasın.
  Uyuşturucu bulursak el koyabilirsiniz.
  Bugün büyük bir gün olacak.
  Yok artık!
  - Baş ve kıç.
  - Kate.
  Hadi ama Kate.
  Bu adamları siktir et.
  Başından beri bizi kullanıyorlardı.
  - Yapmak zorunda değiliz.
  - Neden kullandıklarını öğrenmeliyim.
  - Önemi yok.
  - Hayır, var!
  Bence eve gidelim.
  Gidelim ve operasyonlarını siktir edelim.
  Olmaz, öğrenmem gerek.
Siyah Mercedes.
  Plaka numarası R-I-N-3-1-B-7.
  Güneydoğudan güneye gidiyor.
  Nerede?
  Tamam.
  Vardığımız gibi hemen tünele gireceğiz.
  Heyecan verici, değil mi?
  Hedefin konumu nedir?
Nogales'in 22 km güneyinde, batı yönünde hızla ilerliyor.
  Emniyetiniz açık olsun, namlular aşağıya baksın.
  Arkada kalın.
  Ekibimden kimseyi vurmayın.
  Anladınız mı?
  Ekipman kontrolü?
  - Termal kamera, tamam.
  - Gece gözlükleri, tamam.
  - Bulun o adamları.
  - Alpha ekibini sen al.
  - B ekibini ben alayım.
  - Tamamdır.
  Yapalım şu işi.
  - Gidelim beyler.
- Kontrol, duyuyor musun?
  - Anlaşıldı, Alpha, duyuyoruz.
50 metre kaldı.
  Saat üç yönünüzde, Alpha.
Beklemede kalın.
  Hedefe yaklaşıyorsunuz.
Alpha, Bravo, bilginiz olsun.
  12 metreniz kaldı.
  Merkezi bulana kadar sessizce sıvışmamız gerek.
  Koruyucuları kendine doğru çek iyice gürültü yap.
  Beni takip etmeyin.
  Bana bir şey olmaz.
  - Çatışma kuralları ne?
  - Ateş etmek serbest, dostum.
  Ateş etmek serbest.
  - Ateş etmek serbest beyler.
  - İyi şanslar.
Tanrım!
  - İyi misin?
  - Silahım!
  Bırak kalsın.
  Arkamda dur.
Çabuk ol!
Yardım et!
  Gidelim buradan.
  Hadisene!
Gidelim.
  Anahtarları ver.
- Anahtarları ver!
  - Sakin ol.
Ellerini havaya kaldır.
  Arkanı dön.
Medellin?
  Kımıldama!
  - Ondan uzaklaş.
  - Silahını indir.
  Ciddiyim!
  Uzaklaş hemen ondan!
  Bir daha sakın bana silah doğrultayım deme.
  Biraz soluklan ve geri dön.
İki elin de direksiyonda olsun.
- Sınırı geçtim.
  Konumumu belirlediniz mi?
  - Olumlu, belirledik.
Hedef, kuzeydoğunda.
56.
  Otoyol'dan 17'ye doğru gidiyor.
  17.  Otoyol'da devam ederse yolunu keseriz.
56'dan çıkıp, doğuya 2.
  Otoyol'an doğu git.
  Anlaşıldı.
- Adın ne?
  - Silvio.
56.  Otoyol'dan çıkacaksın Silvio.
Bir oğlum var.
Şu anda yaptığını, ailen için yapıyorsun zaten.
- Sınırı geçti mi?
  - Geçti.
  GPS ve ses çalışıyor.
20 dakika içinde yolunu kesecektir.
  - Sorunsuz bir operasyondu dostum.
  - O iki salak hariç.
  Yurtdışındaki operasyonlarda daha iyisin.
  Çocuk bakıcılığı yapmana gerek yok.
  - Kate nerede?
  - Seninle sanıyordum.
  - Geri dönmeliyiz.
  - Lanet olsun.
  Beyler kayıp var.
  Gidelim.
  Arkana yaslan canım.
  Bırak dövüşsünler.
  - Kımıldamayı kes.
  - Çekil üstümden!
  Kes debelenmeyi!
  Dur!
  Kes şunu.
  Sakin ol.
  Sakin ol.
  Uslu duracak mısın?
  Uslu duracak mısın dedim?
  Pekâlâ.
  Beni iyi dinle.
  Yanlış tünele girdin.
  Görmemen gereken şeyler gördün.
  - Medellin ne?
  - Medellin mi?
  Medellin, bir zamanlar   uyuşturucu ticaretinin bütün alanlarını kontrol eden grubun sağladığı   bizim de kontrol edebildiğimiz düzenin adıydı.
  Ta ki biri, nüfusun %20'sini   kokain çekmemeye ve o mereti içmemeye ikna edene kadar.
  Düzen'in olması, olabilecek en iyi şeydir.
  Orada gördüklerin, Alejandro'nun o düzeni tekrar sağlamak için yaptıklarıydı.
  Alejandro, Kolombiya Karteli'ne çalışıyor demek.
  - Rekabet adına çalışıyormuş.
  - Alejandro, onu bu hâle getirenleri   bulmasını sağlayan herkese çalışır.
  Bize.
  Onlara.
  Ona sınır koymayacak herkese.
  Bu sayede, karısının kafasını kesip   kızını asit tankına atan kişiyi bulabilsin diye.
  Aynen öyle.
  Bunlarla uğraşıyoruz işte.
  Bunu yapamazsınız.
  Yapamazsınız.
  Bütün bunların arkasına sığınacak biri olmadığına adım gibi eminim.
  - Biraz soluklanmalısın.
  - Söyleyeceğim.
  - Hayır, söylemeyeceksin.
  - Evet.
  Yaptıklarını herkese söyleyeceğim.
  Büyük bir hata olur bu.
  Hedef önümüzdeki mi?
  Onaylayın.
Olumlu.
  60 metre önünüzdeki siyah Mercedes.
Gaza bas.
Işıklarını aç.
  Arabayı sağa çektir.
  Orospu çocuğu.
Aferin.
Megafonu kullan.
  Arabadan inmesini söyle.
Arabadan inin.
- Bir daha söyle.
  - Arabadan in, pislik herif!
Ceketini kaldırıp arkasını dönmesini söyle.
Ceketinin kaldır ve arkanı dön.
- Kim olduğumu biliyor musun sen?
  - Açmazsa onu öldüreceğini söyle.
Seni gebertirim şerefsiz herif!
  Ceketini kaldır ve arkanı dön.
- Silahını bırakmasını söyle.
  - Silahını yere koy.
İyi bir polis oldun Silvio.
Şimdi arabadan in.
Arabadan in Silvio.
Ne istiyorsun?
- Kımıldama, orospu çocuğu!
  - Kim olduğumu biliyor musun?
- İş adamıyım ben!
  - Yere yat!
  Yere yat dedim!
Kim olduğunu biliyorum.
  Sen, Manuel Diaz'sın.
Ama şu anda, beni patronuna götürecek kişisin.
Kalk ayağa!
Bir şey yapmaya kalkışırsan, kızların 20 kişi tarafından tecavüze uğrar.
Arkanı dön!
Arabaya bin.
  Kim olduğunu biliyorum.
  Manuel geldi, bir şey yok.
  Eve geldiğimizde ne olacak?
  Sen arabayı durduracaksın, ben de ineceğim.
  Bana ne olacak peki?
  Yavaşla.
Bay Diaz?
Altı kişi kaldı.
Görsel teması kaybediyoruz.
Afiyet olsun!
Sakin olun yoksa ölürüz.
- Çocukların İngilizce biliyor mu?
  - Hayır.
O hâlde İngilizce konuşacağız.
Yesenize!
  Her akşam aileleri katlediyorsun.
  Ama buna rağmen yemek yiyorsun.
  Bu akşamın da farklı olmasına gerek yok.
Yiyin hadi.
  Seni buraya gönderenlerin farklı olduğunu mu sanıyorsun?
  Bunları kimden öğrendik ha   gözü yaşlı avukat?
  Sence karın şu anki hâlinle gurur duyar mıydı?
  Kızımı da unutma.
Doğru ya.
  Küçük kızın.
Kişisel bir şey değildi.
Benim için öyle ama.
  Oğullarımın önünde olmaz.
Tanrı'yla tanışma zamanı geldi.
  Hadi, yemeğini bitirsene.
Bir süreliğine balkonlarda durmamanı tavsiye ederim Kate.
  Otur.
  Korktuğunda küçük bir kız gibi görünüyorsun.
  Benden kopardıkları kızımı hatırlatıyorsun bana.
  Bu evrağı imzalamanı istiyorum.
  Kısaca, her şeyi kurala uygun yaptığımız yazıyor.
  İmzalayamam.
  İmzala.
  - Sorun değil.
  Bir şey yok.
  - İmzalayamam.
  Tanrım!
  İntihar ettiğini sanarlar Kate.
  Hadi.
  İmzala.
  Hukuk kurallarının hâlâ var olduğu   küçük bir kasabaya taşınmanı tavsiye ederim.
  Burada sağ kalmazsın.
  Sen bir kurt değilsin ve burası artık kurtların bölgesi.
Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar