Print Friendly and PDF

Translate

Cloverfield Paradoksu (2018) The Cloverfield Paradox

|


102 dk
Yönetmen:Julius Onah
Senaryo:Oren Uziel, Doug Jung
Ülke:ABD
Tür:Korku, Gizem, Bilim-Kurgu, Gerilim
Vizyon Tarihi:01 Şubat 2018 (ABD)
Dil:İngilizce, Çince
Müzik:Bear McCreary
Oyuncular: Gugu Mbatha-Raw,David Oyelowo,
Daniel Brühl, Daniel Brühl
John Ortiz,

Devam Filmleri

2008 - Canavar(360,104)7.0
2016 - Cloverfield Yolu No:10(273,265)7.2
2018 - Cloverfield Paradoksu(88,535)5.5

Özet

Bir grup bilim insanı yeni bir enerji kaynağı bulmak adına uzayda çalışmalar yapmaktadır. Uzay istasyonunda "tanrı parçacığı" olarak da bilinen Higgs bozonunu keşfetmeye çalışan bilim insanları yanlışlıkla çok korkunç bir şeyi serbest bırakır. Serbest bıraktıkları şey, uzay istasyonundaki herkesin hayatını tehlikeye atacaktır. Ancak yaşananlar sadece gelecekte olacakların habercisidir.

Alt yazı

Resmî kaynaklara göre dünyanın enerji kaynaklarıbeş yıl içinde tamamen tükenecek.
Uzay İstasyonu bugün tamamlandı.
Riskli bir deney görevi için tasarlandı.
Yörüngedeki laboratuvarda Shepard Parçacık Hızlandırıcı var.
Astronotlar, Shepard'ı çalıştırabilirsekendiliğinden enerji üreterekDünya'nın enerji krizini kökten çözecek.
Fransız yetkililer, enerji kullanımına yeni kısıtlar getirdi.
Uluslararası ittifakların sona ermesisilahlı çatışmalara zemin hazırlıyor.
 bu uluslararası teşebbüs finans ve enerji kaynaklarını tüketiyor  Evet.
 Ona söylerim.
 Tamam.
 Teşekkürler.
 Hiç gidebildin mi?
 Öne mi yoksa yana mı?
 Joe, onu aramanı söyledi.
 Sana sordu mu?
 Korna çalmak istiyorum.
 Tabii, epey işe yarar kesin.
 Ciddi misin?
 Kes şunu.
 Akım başlattın.
 Hadi ama.
 Bugün elektrik dördüncü kez gidiyor.
 Beşinci.
 Sana sordu mu?
 Sonra?
 Cevabımı biliyorsun.
 Seni bırakmam.
 O görev yıllar sürebilir.
 Altı ayda dönebileceğini söyledi.
 Gitmemi istiyor musun?
 Joe başımızdan geçenleri biliyor.
 Yine de seni ekipte istiyor.
 - Tek muhabere subayı ben değilim.
 - Ama seni aradı.
 Niye üsteliyorsun?
 Niye dersin?
 Beni ve isteğimi düşünme, senin kalmanı istesem de.
 Niye dersin?
 Çünkü çok iyi kalplisin.
 Çünkü insanlar açlıktan ölüyor.
 Çünkü enerji kaynaklarımız tükeniyor.
 Ve bu görev, sınırsız bir enerji kaynağı sağlayarak hepimizi kurtarabilir.
 Gidersen   sen ve ben   üstesinden geliriz.
 Korkarım ki gitmezsen   kimse hayatta kalamaz.
TAD gaz kelebeği kontrol, 8636.
Güvenli hat.
Hızlandırıcı sistem durumu?
Ön ateşleme için beklemede.
Shepard ekibi, geri sayıma geçebilirsiniz.
Görev Kontrol'de herkes iyi bir sonuç umuyor.
İlk görevde başarılı olalım.
- Yardımcı roketler?
 - Hazır.
- Kontrol?
 - Hazır.
Güç devrede.
Komutan, Shepard ekibi onayınız için beklemede.
Geri sayım.
Üç, iki, bir, başla.
 BAŞLATILDI GÖREV - 16. GÜN DEVAM EDİYOR STABİL DEĞİL BAŞLATILDI BAŞARISIZ
 Huntsville, ben Komutan Kiel.
 Ateşleme başarısız oldu.
 96.
 GÜN 223.
 GÜN 496.
 GÜN BAŞARISIZ 623.
 GÜN SİNYAL ARANIYOR SİNYAL BULUNDU BAĞLANIYORGünaydın güzellik.
- Uyandırdığım için pardon.
 - Uyandırmadın.
 Bak.
 Çalışıyorum.
 Bugün bir hastamda kompadaktili-artropati- koksa vara-perikardit sendromu vardı.
- O nedir?
 - Ödevimi yapınca söylerim.
 Seni sadece ekranda görmekten bıktım.
- İyi misin?
 - Evet.
Dünyanın geri kalanı için endişeleniyorum.
Haberleri sen de görüyorsun.
Delilik bu.
Petrol savaşları yayılıyor.
Rusya, kara harekâtıyla tehdit ediyor.
İnanabiliyor musun?
Kara harekâtıyla petrolü boşa harcayacaklar.
 Her neyse.
 Normal hayat kalmadı gibi bir şey.
 Ya sen?
 Hepimiz gerginiz.
 Ve yalnızca üç ateşlemeye daha yetecek yakıtımız var.
- Hatırlıyorum.
 - Bu işe yaramazsa Dünya'da ne olur, hayal edemiyorum.
 Sanırım hepimiz   umutsuzuz.
 Seni her gün daha da özlüyorum.
 Onları özlediğim gibi.
Belki de salağımdır  ama umutluyum.
Sırf yaptığın iş açısından da değil.
Zamanda geriye gidip şu an bildiklerimizi bilemeyiz.
Ama düşünüyordum da Belki geri döndüğünde 
SİNYAL KESİLDİ VİDEO DOSYASI YÜKLENİYOR
Amerika sabahına hoş geldiniz.
 İkiye bir.
 EN BERBAT SİMİT MAKİNESİ
Siktir be.
 Altı yüz doksan dört.
 694 gün boyunca O2, CO2 N2, hidrojen, buhar ve metan seviyelerini optimum düzeyde tuttum.
 Kaç basınç sızıntısı oldu dersiniz?
 Sıfır.
 Bakteri büyümesi falan olmadı.
 - Neden dersiniz?
 - Uzatmasan Volkov?
 Çünkü 72 saatte bir güverteleri dezenfekte ediyorum.
 Güverteleri dezenfekte eden benim.
 Ne söyleyeceksen şimdi söyle.
 Bu istasyonda tek bir yer var, çalışmayan tek bir yer.
 Çok ilginç.
 O yer neresi dersin?
 Shepard Hızlandırıcı.
 Sekiz milyar kişi bize güveniyor.
 Ne diyorsun?
 Seninle bir derdim yok.
 Derdim şu sünepe Alman sevgilinle.
 - Kamarana dön.
 - Annem gibi davranma.
 Annem değilsin.
 - Yeter bu kadar.
 - Sakin ol Volky.
 Bu istasyonda iki yıl geçti ama adam hiçbir işe yaramadı.
 Volkov!
 Söylediklerine çok dikkat et.
 Haberleri ikimiz de duyduk.
 Almanya savaşa hazırlanıyor.
 Ve her geçen günde daha fazla Rus, açlıktan ölüyor.
 Belki de Shepard'ı çalıştırmak için acelen yoktur.
 Sakin!
 Yeter bu kadar!
 Biz burada düzgün davranamıyorsak Dünya'da nasıl düzgün davransınlar?
 - Davranmazlar belki.
 - Kapa çeneni.
 Yapacak bir işimiz var.
Cloverfield Uzay İstasyonu'nda bir test daha.
İki yılı geçkin sürede yapılan 47. test EST saatiyle sabah sekizde gerçekleşecek.
Tüm gözler Huntsville konuşuyor.
 Ses ve görüntü var.
 Günaydın Huntsville.
 Anlaşıldı.
 - Schmidt, sistem durumu nedir?
 - Her şey düzgün.
Tam şu dakikalarda parçacık hızlandırıcıyı test ediyorlar.
Bu sayede Dünya'da sınırsız enerji üretmeyi öğrenmeyi planlıyoruz.
 Fakat Cloverfield Paradoksu'nu doğru kabul edenler  Shepard ön ateşleme bekliyor.
 Komutan, Shepard ekibi işaretinizi bekliyor.
 Teşhis modu devre dışı.
 X- Güvertesi modifikasyonu tamamlandı.
 Stabilizatör devrede.
 Qinhuangdao, ön ateşleme sekans iznini teyit et.
Hızlandırıcı ön ateşlemesi izni verildi.
 Huntsville ve Qinhuangdao, sizi elektrik gelince arayacağız.
- Anlaşıldı.
 - Protokol başlangıcı için hazır.
Hızlandırıcı neden size endişe veriyor?
Çünkü şu ana kadar inşa edilenlerden bin kat daha güçlü bir hızlandırıcı.
Onu her test edişleri uzay-zaman düzleminde yırtık oluşma riski yaratıyor.
Birden fazla boyut iç içe geçersegerçekliğimiz tamamen yok olabilir.
Hem de sadece o istasyonda değil,her yerde.
Bu deneyin sonucunda oluşabilecek kaosun boyutu şimdiye kadar görülmemiş bir şey.
Canavarlar, iblisler, deniz yaratıkları Yani şimdi enerji krizini çözme çabaları yüzünden iblisler meydana çıkar mı diyorsunuz?
Evet.
 Aynen öyle.
 Volkov, Shepard'ı devreye sokmaya hazırız.
 - İstasyonun ne durumda?
 - Dur, pahalı pusulamızı ayarlıyorum.
Ve sadece günümüzde değil geçmişte, gelecekte, diğer boyutlarda İnan bana bu konuda yanılıyor olmayı en çok ben diliyorum.
 Monk.
- Bilgi almak için  - Kapat şunu.
  kitabımı okuyun.
 Jiroskop kalibre ediliyor.
 Bu istasyonda sıkıntı yok.
 Schmidt'e sor, onunkinde var mıymış?
 Öf be arkadaş.
 Lütfen Monk Bey, kutsal asanızı bahşedin.
 Yapma ama.
 - Şimdi olmaz  - Schmidt.
 Evden uzaklaştıkça bizden katbekat üstün bir güç olduğu daha da aşikâr hâle geliyor.
 Lütfen merhametini esirgeme.
 Ve Shepard'ın çalışmasına izin ver.
 İhtiyacımız olan enerjiyi sağlasın.
 Ülkeler arası savaşa mahal vermesin.
 Lütfen Tanrım, bizim yanımızda ol.
 Amin.
 Amin.
 Çok güzeldi.
 İşe dönelim.
 Din dersi bitti mi?
 Schmidt, çalıştır.
 Sekans başlıyor.
 Ateşlemeye 30 saniye.
 Komutan?
 Üç  iki  bir   başla.
 Lütfen bozulma be güzelim.
 GÜÇ ÇIKIŞI Evet.
 Evet!
 Çarpışma başarılı.
 Üretim ne durumda?
 Pozitif enerji akımı var.
 İlk defa.
 Şuna bak.
 - Vay be, başardın.
 - Çalışıyor.
 -47 teravoltta sabit.
 - Vay canına!
 Hamilton, izleme modu.
 - Evet!
 - Şuna bak!
 İşte bu.
 Ne güzel!
 AŞIRI YÜKLENME Schmidt, rapor ver.
 Yazana göre 602  Neler oluyor?
 YANGIN TESPİT EDİLDİ X- GÜVERTESİ Herkes el ele tutuşsun!
 - Yangın söndürücü devre dışı.
 - Hava akımını kullanalım.
 Lanet olsun!
 Derhâl 63M açılsın.
 Olamaz.
 Bir terslik var.
 Tamamen karışmış.
 HAVALANDIRMA DEVREDE
- Qinhuangdao, sesim geliyor mu?
 - O2 tanklarında sızıntı var.
 Rezervlerimiz tükenmek üzere.
 - Qinhuangdao, sesim geliyor mu?
 - Sistemler bozuk.
 Vereceğimiz komutların beklendiği gibi sonuç vereceği meçhul.
 İletişim sistemini baştan başlatıyorum.
 Hiç sinyal yok.
 Peki başka?
 Yaşam desteği yüzde 74'te.
 Ana güç hattı yandı.
 Bu yedek.
 Sıcaklık hiç stabil değil.
 Mundy'yle bir göz atmadan hiçbir şey düzelmez.
 Tamir için ekipman var mı?
 Hayır, yok.
 ECL ile malzeme isteyelim.
 Hiç aklım almıyor.
 - Cihaz çok fazla güç sağlıyordu.
 - Tam, alarmı kapat.
 Bir arıza çıktı.
 Öyle mi?
 Arıza mı oldu?
 Kiel.
 Yok.
 Radyo frekansı mı yok?
 Dünya.
 Hiçbir şey bulamıyorum.
 Ateşleme sırasında ters döndük herhâlde.
 Huysuz insanlarla dolu büyük, mavi bir şey.
 Ara, bulursun.
 Radyo hedefini aradım fakat hedef gitmiş.
 Arkadaşlar, sistemler arızalı.
 Hamilton haklı.
 Dünya  burada değil.
 Hiçbir sinyal gelmiyor.
 Koskoca Dünya kaybolamaz.
 Dış kameraları döndür.
 Hepsini.
 Nasıl yani, şimdi bu şey bizi galaksinin diğer ucuna mı yolladı?
 Tehlikeli olduğu belliydi.
 Zaten o yüzden uzaya çıkıp ateşledik.
 Yapmayın yahu.
 Saçmalık bu!
 İLETİŞİM SİNYAL ARANIYOR İLETİŞİM SİNYAL ARANIYOR SİNYAL BULUNAMADI
Bu senin marifetin!
Sana hiç güvenmedim.
Hepimizin suçu.
Dünya yok oldu.
Dünya yok oldu!
Her şeye baktık mı?
Mundy, altı defa sordun.
Çünkü sorulmaya değer.
- Bu senin suçun.
 - Beni suçlamana şaşmadım.
Başka kimin suçu olacak?
İki yıldır çalışıyoruz.
- Volkov haklı.
 Dünya yok oldu.
 - Bunu bilemeyiz.
- Nasıl olduysa biz yaptık.
 - İstediğin pencereden bak.
- Gözden kaçan bir şey vardır belki.
 - Evet, Dünya.
- Bizim suçumuz.
 - Hiçbirimiz  Pekâlâ, işte elimizdeki bilgiler.
 İstasyonun arızaları var fakat tamir için malzeme yok.
 Bu noktada bir barınak aramak bizim için lüks.
 Önce hayatta kalmalıyız.
 Kanıt var ya da yok, şunu dikkate alalım.
 Milyarlarca insanın yaşamına son vermiş olabiliriz.
 Dünya'yı yok etmedik.
 Sadece kaybettik.
 Sıradan bir gün işte.
 Anlaşıldı.
 Mundy, Schmidt'i alıp O2'yi hallet.
 Ben fizikçiyim.
 Artık Mundy'nin elemanısın.
 Şanslı günün.
 Tam ve Monk, tüm güç sızıntılarını bulup tamir edecek.
 Sıcaklığı kontrol altına almayı deneyelim.
 Hamilton, Volkov, tüm devreleri test edin.
 Sonra bir barınak ararız.
 Shepard aşırı yüklendiğinde istasyonun yön sisteminde bir arıza oluştu.
 Devreleri değiştireceğiz.
 Problem oysa tabii değiştiririz.
 Fakat jiroskop da olabilir.
 Şu lüks pusulayı tamir edelim o zaman.
 - Volkov?
 - Efendim?
 - Jiroskobun sorununu buldum.
 - Devreler mi yanmış?
 Burada değil.
 O ne demek?
 Gemiyi ateşlerken buraya koydum.
 İyi görünüyor mu?
 Tam.
 Tam?
 İyi misin?
 Bu ne?
 Duvarın içinden geliyor.
 - Duvarın içinden mi?
 - Duvardan böyle ses gelmez.
 - Açmalıyız.
 - Volkov, aletleri getir.
 Volky!
 Neye hasar verdiğinizi bile bilmeden paneli açmadan önce en azından konuşsak?
 Mundy haklı.
 Tehlikeli olabilir.
 - Açmalıyız.
 - Olmaz!
 Karar senin mi ki?
 Yeter!
 Açıyoruz.
 Bol şans.
 Üç, iki, bir.
 - Geldik.
 Merak etme.
 - Dur!
 - Kesip çıkarmalıyız.
 - Kesemeyiz.
 Vücudundan geçenler elektrik kablosu.
 - Ölüyor!
 - Mundy, elektriği kes.
 - Dur!
 - Ölüyor.
 Başka seçenek yok.
 Seçeneğimiz var.
 Yeter!
 Bunun ne olduğunu bilmiyoruz.
 - Kapat!
 - Elektrik akımı yönelt.
 Mundy!
 Modül 17 elektriği kesildi.
 - Nefes al.
 Geçti.
 - Kesip çıkaralım.
 - Monk!
 - Kan kaybından ölecek!
 Çıkarılmadan bir şey yapamam.
 - Yardım et.
 - Acele edin!
 Yardım et  Hamilton.
 Hamilton.
 Adını mı söyledi?
 Neler oluyor bana?
 Bana neler oluyor?
 Neler oluyor?
 Seni çıkaracağız.
 - Çabuk.
 - Lütfen.
 - Çıkarmalıyız.
 - Bacağını çeker misin?
 - Tamam, oldu.
 - Çabuk!
 Mundy.
 testere.
 Çabuk!
 Dur.
 Bilincini yitirme.
 - Boruya dikkat.
 - Durum fena.
 - Sabitleyin.
 - Dikkatli olun.
 - Geçti.
 - Bacağını tut.
 Hata yapıyorsunuz.
 Işık lazım.
 Tuttun mu?
 Sabitle.
 - Nefes al.
 - Pekâlâ.
 Bağlayın.
 - Sabit tutun.
 - Tamam.
 Geçti.
 Tanrım.
 Sanırım Rusların işi.
 Dünya'nın sonu.
 Şehrin güneyi
YERLE BİR!
 Bomba mı bu?
 HANİ UYARI SİSTEMİ?
 Derhâl şehirden kaçın!
Başta nükleer bir silah sanılan patlamaya neyin sebep olduğu hakkında resmî bir açıklama yok.
Fakat yetkililer nükleer bomba olmadığını söylüyor.
 Görevde misin?
 İyi.
 Evet, gördüm.
 Hastane Turuncu Kod yayınladı mı?
 Shaw'a göre öyle miymiş?
 Aman Tanrım.
- Delilik bu!
 - Sakin ol.
Nasıl sakin olalım?
 Kadın şuracıkta yatıyor.
Kim bu?
 Burada ne işi var?
Adımı biliyordu.
Ya hepimiz delirdiysek?
Son kez söylüyorum.
 Odaklanın.
Başka sorunlarımız da var.
Başka sorunlar demişken,Dünya'yı nasıl bulacağız?
Jiroskop olmadan yerimizi bilemeyiz.
 Fikri olan?
 Benim kafam durdu da.
 Dünya'nın yok olmadığını varsayıyorsun.
 Dünya ortadan kayboldu, istasyon farklı bir hâl aldı, duvarda bir kadın belirdi.
 Artık Kentucky'de olmadığımız kesin.
 - Kansas.
 - Kansas mı?
 Cidden mi?
 Kimin umurunda?
 Kansas halkının.
 Ne olduğunu bilmiyorum fakat bir şey çok açık.
 Bu, Shepard'ın işi.
 Yani bunu geri alabilir.
 İstasyonun bütünlüğü şu anki önceliğimiz.
 Derhâl tamir etmemiz gereken şeyler var.
 Monk bizi haberdar eder.
 İşimize bakalım.
 HÜCRE BÜYÜME HIZLANDIRICI
 On dakika sonra X-Güvertesi'ne gel.
 - Kiel çağırdı  - Kiel'den bıktım artık.
 Eve dönebilmek için ikimiz kontrolü ele geçirmeliyiz.
 Solucanlar yok.
 Millet?
 Solucanlar yok!
 Çekirdek yoğunluğunu yükselt.
 Yükselttim.
 Söyledim ya sana.
 Şunu aklımızdan çıkarmayalım  Saçmalama, hayır.
 Büyük bir sorun olabilir.
 Sorunu çözeceğiz.
 Ya çözemezsek?
 Çözeceğiz dedim!
 Başka kim durumu düzeltebilir?
 Kimse.
 Topla kendini de odaklan.
 Anladın mı?
 Benimle tekrar böyle konuşursan   aramızdaki sorun Shepard'dan bile büyük olur.
 Anlaşıldı mı?
 İngiliz anahtarını ver.
 Ne?
 Ne?
 Efendim?
 Evet.
 Biliyorum.
 GÜVENLİK PROTOKOLÜ DEVRE DIŞI MANYETİK LEHİM TUTKALI Schmidt.
 Şu nem seviyesine bak.
 KİLİT AÇILDI - Burada ne işin var?
 - Hayır.
 Siz ikinizin ne işi var?
 Komutanın emrine uymadınız.
 Benim patronum değilsin Volkov.
 - Öyle mi?
 - Öyle.
 - Patronun kim peki?
 Alman istihbaratı mı?
 - Silahı nereden buldun?
 İndir lütfen.
 - Şansölye Gerlach mı?
 - İndir silahı.
 Emri veren Gerlach  Kes şunu!
 Savaş talimatlarını sana kim verdi?
 Silahı indir.
 Tedavi görmelisin Volkov.
 Kim Shepard'ı sabote ettirdi?
 Delirdin mi?
 İndir silahı!
 - Monk.
 - Yardım et!
 - Ne zamandır bu durumda?
 - Bizi öldürmeye kalktı.
 Tam, silah nereden çıktı?
 X- Güvertesi'nde üstümüze geldi, bununla tehdit etti.
 - Kasaya koyun.
 - Ne zamandır silah var?
 - Neler oluyor Monk?
 - Bu da nesi?
 Bir şey yap Monk!
 - Ne oluyor Monk?
 - Bilmiyorum.
 Yardım etmeliyiz.
 Olamaz.
 Olamaz!
 Solucanları bulduk.
 LABORATUVARHamilton, kadın uyandı.
 Tamam.
 Ava.
 Bu istasyona nasıl geldin?
 Aynısını sana soracaktım.
 Bilmiyorum.
 X- Güvertesi'ne gidiyordum.
 - Mundy'yi bulacaktım.
 - Mundy'yi tanıyor musun?
 Tabii ki tanıyorum.
 İki yıldır istasyondayız.
 Mundy, Kiel  Volkov.
 Tanrım.
 Volkov!
 O hariç herkes.
 Kim o kadın?
 Sen kimsin?
 Ne demek kimim?
 Benim.
 Mina.
 Mina Jensen.
 - Shepard mühendisiyim.
 - Hayır, Tam.
 Shepard mühendisi olan Tam.
 Neden bahsediyorsun?
 Burada ne işin var?
 Dünya'daydın.
 Niye Dünya'da olayım?
 Çünkü sivil koordinatörümüzsün.
 ExoMars 6'dan beri beraber eğitim gördük.
 Arkadaşız.
 Hiç tanışmadık.
 Beni nasıl tanımazsın?
 Kimse tanımıyor mu?
 Hiçbirimiz.
 Anlamıyorum.
 Anlamıyorum.
 Beni nasıl tanımazsın?
 Shepard mühendisiyim.
 Beni dinle.
 Ava  Schmidt'e güvenme.
 Ne?
 Yapan oydu.
 Shepard'ı sabote eden Schmidt'ti.
 GİZLİ YÖNETİCİ ERİŞİMİ Komutan.
 Neler oluyor?
 Kiel, sen kafayı mı  Hata yapıyorsun.
 Karışma!
 İç yüzünü Jensen anlattı.
 Duvardaki kadın mı?
 - İletişim detaylarına ulaştım.
 - Ne olmuş?
 BND'den gelen mesajları çözdük.
 BND mi?
 Sana güvendik!
 İki yıl boyunca Schmidt!
 - Ne diyorsun sen?
 - İki yıl!
 Alman istihbaratından gelen emirle Rusya etkisizleştirilinceye kadar Shepard'ı devre dışı bırakacaktın.
 - Yemin ederim öyle bir emir almadım.
 - Emri de cevabını da gördüm!
 Aklını mı kaçırdın?
 Belki de kaçırıyorumdur.
 Ama hayatta kalıp eve dönebilelim diye elimden geleni yapacağım!
 İkinci bir emre kadar burada kalacaksın!
 Bana değil de ona mı güveniyorsun?
 Bana ihtiyacın var Kiel!
 Kiel!
Tüm şehirden gelen haberlere göremerkezden banliyölere kadar her yer harap olmuş durumda.
- Michael, güvende misin?
 - Hayır, hastaneye gidiyorum.
 Durum çok karışıktır.
 Ava'ya mesajımı iletir misin?
 Önümüzdeki 72 saat triyajda olacağımı söyle.
Michael, dinle.
Cevap bulmaya çalışıyoruz fakat İstasyon ortada yok.
Sinyali kaybettik.
- Ne?
 - Biliyorum.
Her yeri tarıyoruz.
İletişim sisteminde ve radarda yok.
 Parçalandı mı?
- İstasyon arızalandı mı?
 - Bilmiyoruz.
Bir gelişme olursa seni haberdar edeceğim, söz.
Çok üzgünüm.
Umudunu kaybetme.
Bence hâlâ orada.
Bir yerlerde.
Michael?
 Seni sonra ararım.
 İmdat!
 İmdat!
 Ha siktir!
 Bu ne?
 Yardım edin!
 - Mundy.
 - Çıkar beni!
 Yardım et!
 Yardım et!
 Hamilton, yardım et.
 Beni içine çekiyor!
 Çekin beni!
 Tanrım.
 Hiç böyle şey gördünüz mü?
 Arkadaşlar?
 Kolum nerede?
 Kolum nerede yahu?
 - Acımıyor mu?
 - Hayır.
 Fiziksel acı yok.
 Böyle doğmuş gibi.
 Fakat öyle bir şey yok.
 Şu an şokta.
 Çocukmuşum da anne babam bunlarmış gibi konuşma.
 Pardon.
 Ne olacak şimdi?
 Sence kolum   tekrar çıkabilir mi?
 Bilmiyorum.
 Neye inanacağımı şaşırdım.
 Böyle mi özür diliyorsun?
 Kiel?
 Kiel?
Tüm mürettebat derhâl M-Güvertesi'ne gelsin.
 Kapıyı kim açtı?
 Derhâl gelin.
 Ne oldu?
 O ne?
 O şey benim kolum.
 Çabuk, tutun.
 Kolumu kaçırmayın!
 Çabuk, hadi!
 Tutun!
 Zarar vermeyin.
 Kontrolü sende mi?
 Tabii ki değil.
 - Uzakta.
 - Emin misin?
 Eminim çünkü şu an hareket çekiyorum.
 Nasıl canlı olabilir?
 Hiçbir şeye akıl sır ermiyor.
 Aşırı yüklenme yüzünden olduğu açık.
 Kimse gerçek olduğuna inanmadı ama bu, paradoks.
 Anlayamadım?
 Farklı boyuttaki parçacıkların birbiriyle etkileşimi.
 Ben bir oturayım.
 Çoklu evrende iki farklı gerçeklik.
 Aynı alanı kullanmak için yarışıyor ve kaos oluşturuyor.
 Bunlar bildiğimiz şeyler değil.
 Çünkü bize ait değiller.
 Jensen.
 Benim iletişim kayıtlarım.
 Millet, koluma bakın.
 Sanırım kolum bir şey yazıyor.
 Biri kalem getirsin.
 Schmidt.
 Bu delilik.
 Aç!
 Ne ürkütücü!
 "Volkov'u   kesip içini açın.”
  Ne diyorsun sen kol?
 - Yanlış anlama Volky.
 - Mundy.
 - Bizim arkadaşımız.
 - Beni vuracaktı.
 - Ondan önce.
 - Millet.
 Monk?
 Üzgünüm, yapamam.
 Hadi ama.
 Doktor sensin.
 Ben yaparım.
 Bir şey var  Yok artık  - İnanamıyorum.
 - Olamaz!
 İmkânsız.
 Yani birinin midesinden çıkan alet bizi kurtarsın diye umuyoruz, öyle mi?
 Bol şans millet.
 Ekrana yansıtıyorum.
 Bakın, Kraliçe Takımyıldızı.
 Ters dönmüş durumda.
 Biz ters duruyoruz!
 Millet, yer değiştirdik ve ters duruyoruz.
 Güneşin diğer tarafına bak.
 Taranıyor.
 Kolum Dünya'yı bulmamızı sağladı!
 Tüm alıcılara gönderiyorum.
 FREKANS AYARI
Alkışlayabilsem alkışlardım.
 Yok olmadığımızı söyleyelim.
 - Sinyal alıyoruz ama gönderemiyoruz.
 - Çabuk hallet.
 Bir mekik isteyip Shepard'ın durumunu bildirin.
 Bir de şampanya yollasınlar.
 Ya da mantı.
 Durun!
 Dinleyin.
Bugünkü ölü sayısınınBerlin'e yapılan hava saldırısından bile çok olduğu söyleniyor.
-14 aydır süregelen Avrupa savaşı  -14 ay mı?
 sona ermekten uzak.
Çin'in savaş gemileri daha da batıya giderken  Ne diyor bunlar?
 Aşağıda neler oluyor?
 tüm Çin büyükelçiliklerinden Cloverfield Uzay İstasyonu'nun parçalanmasının ardındanülkeler bozguna uğramıştı.
 Hamilton, video var mı?
Güvenli ve yenilenebilir enerji üretme çabaları  - Aman Tanrım.
 - Ekrana yansıt.
 iki gün önce büyük başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Altı kişilik cesur ekibi de kaybetmiştik.
Cloverfield'den artakalanlarAtlas Okyanusu'na çakıldı.
Kurtarma ekipleri yolda.
 Başkan Usman EST saatiyle akşam beşte Beyaz Saray'dan açıklama yapacak.
 Anlayamıyorum.
 Düşündüğümüzden çok daha kötü.
 İki boyuttaki parçacıklar etkileşmekle kalmıyor  Başka bir boyuta geçtik.
 Başka bir boyuta mı?
 Dur bir dakika  Eğer bu bizim Dünya'mız değilse   birisi açıklayabilir mi, eve nasıl döneceğiz?
 Shepard'ı tamir edip ateşlemeliyiz.
 Kuantum dolaşıklık bilgilerimize göre bu, bizi geri götürmeli.
 Belki de verdiğimiz hasarı geri alır.
 Hangi Dünya olduğu fark etmez.
 Oraya inip yardım istemeliyiz.
 Eve gitmemiz gerek.
 Kendi evimize.
 Şunlara bakın.
 Kendi savaşlarını veriyorlar.
 Geri dönmezsek biz de böyle olacağız.
 Monk'a katılıyorum.
 Bence bu Dünya'ya inelim.
 En azından görebiliyoruz.
 Bu istasyondan çıkmış oluruz.
 Orası bizi kurtaramaz.
 Burada geçirdiğimiz her an tehlike arz ediyor.
 Hem bizim hem de evdekiler için.
Tüm devreler meşgul.
 Evine ulaşamıyorum.
 Devreler meşgul.
 Yani arama yapılamıyor.
 Ne demek olduğunu biliyorum.
 GELME.
 HASTANE YERLE BİR OLDU.
 KENDİNE DİKKAT ET.
 Amcam öldü.
 Elinden bir şey gelmezdi.
 Molly.
 Molly.
 Ebeveynlerini bulacağız.
 Şu an önemli olan senin güvenliğin.
 Teşekkürler.
 Hâlâ şehir dışında mısın?
 Araba sürerken mesaj atmamalısın.
 Akıllı çocuksun.
 Acil durumda farklı.
 Bu da acil bir durum.
 EVET.
 VAY BE.
 İNANABİLİYOR MUSUN?
 Barınağını kullanabilir miyim?
 Bunu yapan ne?
 Emin değiliz.
 Kötü şeyler oluyor.
 Ama iyi insanlar durumu düzeltecek.
 Epey iyi insan gerekecek.
 Kapıyı kapatacağım.
 Tekrar koluna bakayım.
 Bu sefer başarılı olacağım.
 Teşekkürler Monk.
 Çalıştırdınız, değil mi?
 Çalıştırdınız.
 Bir şey ters gitti.
 Shepard, bir Higgs bozonunu ezdi.
 Aşırı yüklendi.
 Bir şekilde buraya geldiniz.
 Boyutunuz, benimkiyle çakıştı.
 Elektriği tamir ediyorlar.
 Shepard'ı tekrar çalıştırıp eve dönme umuduyla.
 Bir ricam var.
 Benim boyutumdan kaçmanız beni, sizin boyutunuza hapseder.
 Bunu onlara söyle.
Düşünüyordum da Yangın için havalandırmayı açmıştık.
 Ya Shepard yoğuşma yüzünden aşırı yüklendiyse?
 Havalandırmayla halledebiliriz.
 Sen hesap yap.
 Ben devrelere bakayım.
 O2 STABİL H20 SIZINTISI
 HATA HAVALANDIRMA SİMÜLASYONU AKTİF
HAVALANDIRMA SİMÜLASYONU BAŞARILI
Tam.
 Schmidt!
 M- Güvertesi, 6.
 Kabin'de yardıma ihtiyacım var.
Çıkamıyorum.
 Tam!
 Bekle!
 - Bekle.
 - Sıkışmış.
 Kilidi devre dışı bırak.
 Tam, seni çıkaracağız.
 - Çabuk!
 - İşe yaramıyor.
 Hadi ama!
 Mundy, gel, çekmeyi deneyelim.
 Çek!
 Neler oluyor?
 Çıkarın onu!
 - Tam!
 - Bırak!
 Neyi yanlış yaptığımızı Tam buldu.
 Yoğuşma yüzünden sensörler hata veriyor.
 Havalandırmayı açmalıydık.
 Burada kalamayız.
 Bu boyut bizi canlı canlı yiyor.
 Shepard'ı tamir edip eve dönmeliyiz.
 Tamir edemeyiz.
 Tam'siz yapamayız.
 Belki yapabiliriz.
 Bundan emin misin?
Tüm devreler meşgul.
 Lütfen Tüm devreler meşgul.
- Alo?
 - Jeff, haber var mı?
Henüz yok fakat enkaz da yok.
Umut verici.
Her yere bakıyoruz.
 Söz veriyorum,ne olduğunu anlayacağız.
 Paradoks bu, değil mi?
 İstasyonu bulamıyorsunuz çünkü orada değil.
 Bu da onların işi mi?
 Burada olanlar Michael, sana haber vereceğim.
 Şunu yazmanı istiyorum.
 Lütfen Philadelphia'dan Andrew ve Nancy Pontanuis'u ara.
 Telefonum bağlanmıyor.
 Kızları Molly'nin iyi olduğunu söyle.
 - Tam'in algoritmasını yükleyebilir misin?
 - Evet.
 - Schmidt'in çalışmalarını istiyorum.
 - Tamam.
 - Anlaştık.
 - Kiel.
 Shepard'ı çalıştırdığımızda çalışmalarını ona vereceğiz.
 Onu kaçış kapsülüne koyup bilgilerle eve göndeririz.
 - Neye ihtiyacın var?
 - Güce.
 Çekirdek fazla hasar almış.
 Ateşleme için yetersiz.
 Ne kadar?
 En az sekiz, belki de 12 saniye boyunca 210 kilowatt.
 Ben de içi çikolata dolu küvette - ikizlerle sefa isterim.
 - Bul yolunu.
 Hamilton, Jensen ne isterse ver.
 Şu işi bitirip buradan gidelim.
 Burada giyinebilirsin.
 Teşekkürler.
 Benim giysiler sana olmaz ama  - Bunu dene.
 - Sağ ol.
 Senin burada olman bana epey garip gelse de bu durum senin için daha da garip olmalı.
 Dost olduğun Ava, ben olmayabilirim.
 Hayır, sen osun.
 Sadece biraz üzgünsün.
 O da durumdan ötürü.
 Mina?
 Ailemi tanıyor muydun?
 Tabii ki.
 Michael, Isaac   Ayana.
 Ve senin arkadaşın   kalacak kadar güçlü müydü?
 Nerede?
 Dünya'da.
 Yangından sonra.
 Ne yangını?
 Batarya.
 Eve batarya yerleştirmiştim ki gece kitap okuyabilsinler ve güvende hissetsinler.
 Yangın.
 İkisini de öldürdü.
Selam Mina.
Bak, burada kim var!
Selam Mina teyze!
Seni seviyoruz.
Çok öpüyorum.
Anlat bakalım Mina teyzene  Ava  Bu dünyada ailen hayatta.
 Dünya'dalar.
 O yüzden uzaya gelmedin.
 Dünya'dasın.
 Ailenlesin.
 Yaşam destekleri hariç tüm kaynaklarını kullanarak 170 kilowatt'a çıkabilirim, belki 180.
 - Yetmez.
 -210 ise  Biliyorum.
 Ben de yaşam desteklerinden feda edebileceğimiz var mı diye baktım ve bunu buldum.
 O2'yi kapatırsam 240'a kadar çıkabiliriz.
 O2'yi mi kapatacaksın?
 Altı kişiyiz.
 Aşağı yukarı altı saatlik oksijenimiz olur.
 Oksijeni kapatıp Shepard'ı ateşleriz ve çalıştırmayı başardığımız Shepard'ın ürettiği enerjiyle oksijeni açarız.
 Akıllıca.
 Akıllıyımdır.
 Kiel, bir dakika gelir misin?
 Ne istersen yardım ederim.
 Seni yarı yolda bırakmam.
 İşler çok karışık.
 Odaklanmalıyız.
 Hayattalar.
 Çocuklarım bu evrende yaşıyor.
 Her emrine uyacağım, istediğini yapacağım fakat geri dönmek için Shepard'ı ateşleyebilirsek ben burada olmayacağım.
 - Kaçış kapsülü istiyorsun.
 - Volkov ve Tam olmadığından - herkese yetecek araç var.
 - Ava.
 Kurallara aykırı olabilir ama umurumda değil.
 Gidip onları görmeliyim.
 Michael ne olacak?
 Jensen'ın dediğine göre bu görevde sen yokmuşsun.
 - Yani aynı zamanda Dünya'dasın.
 - Biliyorum.
 Ava, onlar senin ailen değil.
 Onun ailesi.
 Sen oraya varınca ne olacak?
 Benim durumumu asla anlayamazsın.
 Haklısın, anlayamam.
 Ama onları görmek istesen bile bu doğru değil.
 Olay sadece ben değilim.
 Dünya'daki Ava da benim istediğimi istiyor.
 Onu tanıyorum.
 Tıpkı benim yaptığım gibi enerji çalacak ve ailesi hayatta kalamayacak.
 Onları görmek istemem bir yana   onları kurtarmak zorundayım.
 Michael da bunu isterdi.
 Tamam.
 Oksijeni kapatalım.
 Pompaları, bakım bölmesinden - kapatmamız gerek.
 - Evet.
 Yani devasa bir oksijen tankında çalışacaksın.
 - Tek bir kıvılcım  - Bom!
 Evet, anladım.
 Mundy şnitzeli olurum.
 - Komik değil.
 - Telsizim açık olur.
 Zor olacak.
 Oluşabilecek sorunlara bakalım.
 Beni dinle Kiel.
 İnan bana.
 Tek kolum kalmış olsa da bunu başarabilirim.
 Pekâlâ Mundy.
 Durum nedir?
 3. Bakım Odası'ndaki yardımcı O2 pompalarını kapatıyorum.
Söylediğin hiçbir şeyi anlamadım.
 Oksijen transferine hazır sayılırım.
 Tamamdır, başlayabiliriz.
 X- Güvertesi beklemede.
 - M-Güvertesi hazır.
 - Pekâlâ Mundy.
 Tamam.
 Oksijen doluyor.
 Hissedebiliyorum.
 Enerji nerede Jensen?
 OKSİJEN DEVRE DIŞI
Aktüatörü test edin.
 Mundy, iyi iş çıkardın.
 Ne yalan söyleyeyim, burada saf oksijen çok iyi geldi.
 Millet?
 Millet?
 Mundy?
 Arkadaşlar?
 Manyetik sorunlar yaşıyor musunuz acaba?
 Mundy?
 Mundy!
 Hey!
 - Olamaz!
 - Aman Tanrım!
 Bakım güvertesi stabilitesini yitiriyor.
 O şey çok geçmeden istasyonu paramparça edecek.
 Bakım bölmesi, eksenden 17 derece kaymış.
 SAPMA DERECESİ 17,0° KRİTİK DERECE 25,0°
25 dereceyi geçerse   dayanamaz.
 Paramparça oluruz.
 Yani bakım bölmesinin bağlantısını keseceğiz.
 Hayatta kalmak için   buna mecburuz.
 Sen değil.
 Jensen değil.
 Elimizdeki kısa zamanda işi halletmek için   üçümüz yapmalıyız.
 Keşke rahatlatacak bir tavsiye verebilsem ama bu işin sonunu kestiremiyorum.
 Yer çekimi nasıl olacak, bilmiyoruz.
 Dikkatli olun.
 Beni takip edin.
 ŞU ANKİ DERECE 18,3°
Size ihanet eden Schmidt   ben değildim.
 Biliyorsun, değil mi?
 Aman Tanrım.
 Parçalanmasına az kaldı.
 Karşıya geçelim.
 Monk, hadisene!
 Bölme 20,2 derecede.
 Monk, neredeyse vardın.
 21,5 derece.
 Monk, bana bak!
 Kolunu ver!
 22,3 derece.
 Hamilton, acele edin.
 23,1 derece.
 Dayan!
 23,4 derece.
 Devam edin.
Enkazı temizliyorum.
 Hadi.
 Sıkışmış.
 23,9 derece.
 Bölmeyi derhâl ayırmalıyız.
Ne oldu?
Kiel?
 Hidroliği kapatmalıyız.
 Hadi.
24,2 derece.
 Ne yapıyorsun Kiel?
 Bölmeyi ayırmak için bu portal kilitli olmalı.
 Dur Kiel.
 Uzaktan yaparız.
 Bu istasyondaki komutan benim.
 Bunu yapmam gerek.
 İstasyonu eve götür.
 Başarabilirsin.
 Başka yol yok.
 Mecbursun.
 Sorun değil.
 Tanrım!
 Bölme 24,8 derecede.
 24,9 derece.
 BAKIM GÜVERTESİ AYRILDI
- Ne kadar geç?
 - Çok geç.
- Isaac, Jenny'yle mi?
 - Evet, üçte alacağım.
Sağ ol.
 Antibiyotiğini de unutma.
- Evet, unutmam.
 - "Evet, unutmam.”
  mı?
- Hayır mı demek istedin?
 - Unutmayacağım.
- Saçında bir şey var.
 - Şurada mı?
- Yok, diğer tarafta.
 - Oldu mu?
- Şuraya geçti.
 - Oldu mu?
- Bulamıyorsun.
 - Nerede?
- Ne beceriksizsin!
 - Nerede yahu?
- Gitti, tamam.
 - Emin misin?
Evet, çoktan aldın zaten, şaka yapıyordum.
 JOE 1 YENİ MESAJ
 Molly'nin ailesine ulaştım.
 Sana minnettarlar.
 Sonra yazarım.
 Selam güzellik.
 Buradan sağ çıkamazsam   bil ki son konuşmamızda söylemek istediğim şuydu  Belki tekrar deneriz?
 Şu an bunu savunamıyorum.
 Geçmiş hataları veya önümüzdeki günleri düşünecek zaman yok.
 Elimizdeki tek seçenek   şu an kurtarabileceğimiz insanları kurtarmak.
 Oksijen seviyesi nasıl?
 43 dakika daha rahatız.
 İki kez ateşlemeye hazırlayacağız.
 İlki aşırı yüklenip eve dönmek, ikincisi de Tam'in algoritmasıyla yeterli enerjiyi almak için.
 Jensen, Shepard'dan tüm verileri kopyala ve eve götür.
 Gezegenine yardımcı olacaktır.
 Schmidt, Shepard'ı geri sayıma al.
 Kiel'ın ateşleme anahtarı.
 Biz Jensen'la 3. kapsüle bindikten sonra Shepard'ı ateşleyip eve döneceksiniz.
 Tamam.
 Tamam.
 VERİLER KOPYALANIYOR ÖN KALKIŞ SEKANSI DEVREDE Ava.
 KALKIŞ SEKANSI BAŞLATILDI Siktir.
 Jensen.
 İNİŞ HEDEFİ Hayır.
 KALKIŞ İPTAL EDİLDİ
 X- Güvertesi'nde her şey yolunda mı?
 Ne yapıyorsun?
 Ateşleme anahtarını ver.
 Shepard'ı almanıza izin veremem.
 Bunu yapamam.
 Rica etmiyorum Monk.
 Lütfen Jensen.
 Üzgünüm ama anahtar bana lazım.
 Olamaz.
 Monk!
 Ölemezsin.
 Hayır.
 Shepard'ı benim dünyamdan götüremezsin Schmidt.
 Jensen!
 Lütfen.
 Niye geri döndün?
 Eve dönebilirdin.
 - Aynı ekipteydik.
 - Hiç aynı ekipte olmadık.
 Yaklaşma Hamilton.
 Benim ekibimle istasyonumu yok ettiğiniz için bunun olması kaçınılmaz.
 Bir seçim yapmalısın Ava.
 Ailen burada ama Shepard orada.
 Gereken her şey sendeydi!
 Shepard'ı inşa etmek çok uzun sürer.
 Her gün insanlar ölüyor.
 Bizi öldürecek misin yani?
 Sekiz milyar insanı kurtarmak için üç kişi öldürür müyüm   diye mi soruyorsun?
 Sen öldürmez miydin?
 Koş!
 Koş!
 Ava.
 Onları yine ölüme mahkûm etme.
 Dünya'dakiler senin ailen.
 Aynı çocuklar.
 Evlendiğin aynı adam.
 ARANIYOR  VİDEO BULUNDU
Durumun vahametini bilmiyorsun.
 Daha da kötüleşecek.
 Seslerini dinle Ava.
 Sana ihtiyaçları var.
 Çocuklarını tekrar öldürmeye razı olabilirsin   ama onca insanın ölmesine göz yumamam.
Evet!
 Ters takla atmayı öğrendim.
 Ava!
Nereden başlasam, bilmiyorum.
Ama bu benim dünyam değil.
Her ne kadar istesem de 
İLETİŞİM BAĞLANTISI SAĞLANDI
 benimki değil.
 MESAJ KAYDEDİLİYOR AVA HAMILTON'DAN
Sizin dünyanız.
 KAYDEDİYOR
 Ava   inan bana, delirmiş değilsin.
 Söylemenin başka yolu yok.
 Ben, senim.
 Çabuk olmalıyım.
 Shepard Hızlandırıcı'nın inşa ve kullanım detaylarını bu mesajın ekinde bulabilirsin.
 Umarım gezegenine yardımı dokunur.
 Kendi gezegenim için de umutluyum.
 Sana iki şey söyleyeceğim, bunlara anlam veremeyeceksin.
 Ama lütfen dinle beni ve her iki isteğimin de önemini kavra.
 Öncelikle 
Eğer eve batarya kurduysan   derhâl sök.
 Yanlış ve tehlikeli.
 Zaten bu planlar işe yararsa elektrik çalman gerekmeyecek.
 Ve ikincisi  Şu an her ne yapıyorsan   her ne toplantısındaysan, her nereye gidiyorsan dur.
 Kocana ve çocuklarına git.
 Hemen şimdi.
 Yanlarına git   ve sarıl.
 Sarılabildiğin kadar sarıl.
 Öp onları, sev ve bil ki çok şanslısın   çünkü onlar yanında.
 Gerisi teferruat.
 Gerisi teferruat.
 Üç  iki  bir   başla.
Cloverfield, duyuyor musunuz?
 Huntsville, ben Hamilton.
 Sesim geliyor mu?
Neredeydiniz?
 Çok uzun hikâye.
 Sonra açıklarız.
 Dinleyin.
 Tamir için acil durum ekibi yollamalısınız.
 Sadece Schmidt ve ben varız.
 Huntsville?
Ne yaptınız siz?
Shepard'ı çalıştırınca ne oldu?
 Bekleyin.
 SHEPARD GÜNCELLENİYOR HAVALANDIRMA DEVREDE GÜÇ ÇIKIŞI
 Işın stabil.
 Shepard   çalışıyor.
Michael, bulundular.
 Öyle mi?
 Buldunuz mu?
Hem Ava hem istasyonla iletişime geçtik.
Seni görmek istiyor.
Geri dönüyor.
 Dünya'ya geri mi dönecek?
 Durumu biliyorlar mı?
Hayır, zaman yoktu.
Bağlantı koptu.
Sen Delaware sahiline git.
4.30'da iniş yapacak.
- Kafayı mı yedin?
 - İstasyonun durumu ağır.
 Bu şeyler varken geri mi dönecek?
Elimizden bir şey gelmez.
Yukarıda kalamazlardı.
Başka seçenek yoktu.
 Seçenek var.
 Söyle, gelmesinler.
- Dinle beni  - Söyle, gelmesinler!
 Söyle onlara, gelmesinler!
 Duyuyor musun?
 Gelmesinler!

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar