Cloverfield Paradoksu (2018) The Cloverfield Paradox
| |
102 dk
Yönetmen:Julius Onah
Senaryo:Oren Uziel, Doug Jung
Ülke:ABD
Tür:Korku, Gizem, Bilim-Kurgu, Gerilim
Vizyon Tarihi:01 Şubat 2018 (ABD)
Dil:İngilizce, Çince
Müzik:Bear McCreary
Oyuncular: Gugu Mbatha-Raw,David Oyelowo,
Daniel Brühl, Daniel Brühl
John Ortiz,
Devam Filmleri
2008 - Canavar(360,104)7.0
2016 - Cloverfield Yolu No:10(273,265)7.2
2018 - Cloverfield Paradoksu(88,535)5.5
Özet
Bir grup bilim insanı yeni bir enerji kaynağı bulmak adına
uzayda çalışmalar yapmaktadır. Uzay istasyonunda "tanrı parçacığı"
olarak da bilinen Higgs bozonunu keşfetmeye çalışan bilim insanları yanlışlıkla
çok korkunç bir şeyi serbest bırakır. Serbest bıraktıkları şey, uzay
istasyonundaki herkesin hayatını tehlikeye atacaktır. Ancak yaşananlar sadece
gelecekte olacakların habercisidir.
Alt yazı
Resmî kaynaklara göre dünyanın enerji kaynaklarıbeş yıl
içinde tamamen tükenecek.
Uzay İstasyonu bugün tamamlandı.
Riskli bir deney görevi için tasarlandı.
Yörüngedeki laboratuvarda Shepard Parçacık Hızlandırıcı var.
Astronotlar, Shepard'ı çalıştırabilirsekendiliğinden enerji
üreterekDünya'nın enerji krizini kökten çözecek.
Fransız yetkililer, enerji kullanımına yeni kısıtlar getirdi.
Uluslararası ittifakların sona ermesisilahlı çatışmalara
zemin hazırlıyor.
bu uluslararası
teşebbüs finans ve enerji kaynaklarını tüketiyor Evet.
Ona söylerim.
Tamam.
Teşekkürler.
Hiç gidebildin mi?
Öne mi yoksa yana mı?
Joe, onu aramanı
söyledi.
Sana sordu mu?
Korna çalmak
istiyorum.
Tabii, epey işe yarar
kesin.
Ciddi misin?
Kes şunu.
Akım başlattın.
Hadi ama.
Bugün elektrik
dördüncü kez gidiyor.
Beşinci.
Sana sordu mu?
Sonra?
Cevabımı biliyorsun.
Seni bırakmam.
O görev yıllar
sürebilir.
Altı ayda
dönebileceğini söyledi.
Gitmemi istiyor musun?
Joe başımızdan
geçenleri biliyor.
Yine de seni ekipte
istiyor.
- Tek muhabere subayı
ben değilim.
- Ama seni aradı.
Niye üsteliyorsun?
Niye dersin?
Beni ve isteğimi
düşünme, senin kalmanı istesem de.
Niye dersin?
Çünkü çok iyi kalplisin.
Çünkü insanlar
açlıktan ölüyor.
Çünkü enerji
kaynaklarımız tükeniyor.
Ve bu görev, sınırsız
bir enerji kaynağı sağlayarak hepimizi kurtarabilir.
Gidersen sen ve ben
üstesinden geliriz.
Korkarım ki gitmezsen kimse hayatta kalamaz.
TAD gaz kelebeği kontrol, 8636.
Güvenli hat.
Hızlandırıcı sistem durumu?
Ön ateşleme için beklemede.
Shepard ekibi, geri sayıma geçebilirsiniz.
Görev Kontrol'de herkes iyi bir sonuç umuyor.
İlk görevde başarılı olalım.
- Yardımcı roketler?
- Hazır.
- Kontrol?
- Hazır.
Güç devrede.
Komutan, Shepard ekibi onayınız için beklemede.
Geri sayım.
Üç, iki, bir, başla.
BAŞLATILDI GÖREV - 16.
GÜN DEVAM EDİYOR STABİL DEĞİL BAŞLATILDI BAŞARISIZ
Huntsville, ben
Komutan Kiel.
Ateşleme başarısız
oldu.
96.
GÜN 223.
GÜN 496.
GÜN BAŞARISIZ 623.
GÜN SİNYAL ARANIYOR SİNYAL
BULUNDU BAĞLANIYORGünaydın güzellik.
- Uyandırdığım için pardon.
- Uyandırmadın.
Bak.
Çalışıyorum.
Bugün bir hastamda kompadaktili-artropati-
koksa vara-perikardit sendromu vardı.
- O nedir?
- Ödevimi yapınca
söylerim.
Seni sadece ekranda
görmekten bıktım.
- İyi misin?
- Evet.
Dünyanın geri kalanı için endişeleniyorum.
Haberleri sen de görüyorsun.
Delilik bu.
Petrol savaşları yayılıyor.
Rusya, kara harekâtıyla tehdit ediyor.
İnanabiliyor musun?
Kara harekâtıyla petrolü boşa harcayacaklar.
Her neyse.
Normal hayat kalmadı
gibi bir şey.
Ya sen?
Hepimiz gerginiz.
Ve yalnızca üç
ateşlemeye daha yetecek yakıtımız var.
- Hatırlıyorum.
- Bu işe yaramazsa Dünya'da
ne olur, hayal edemiyorum.
Sanırım hepimiz umutsuzuz.
Seni her gün daha da
özlüyorum.
Onları özlediğim gibi.
Belki de salağımdır ama
umutluyum.
Sırf yaptığın iş açısından da değil.
Zamanda geriye gidip şu an bildiklerimizi bilemeyiz.
Ama düşünüyordum da Belki geri döndüğünde
SİNYAL KESİLDİ VİDEO DOSYASI YÜKLENİYOR
Amerika sabahına hoş geldiniz.
İkiye bir.
EN BERBAT SİMİT
MAKİNESİ
Siktir be.
Altı yüz doksan dört.
694 gün boyunca O2,
CO2 N2, hidrojen, buhar ve metan seviyelerini optimum düzeyde tuttum.
Kaç basınç sızıntısı
oldu dersiniz?
Sıfır.
Bakteri büyümesi
falan olmadı.
- Neden dersiniz?
- Uzatmasan Volkov?
Çünkü 72 saatte bir güverteleri
dezenfekte ediyorum.
Güverteleri
dezenfekte eden benim.
Ne söyleyeceksen
şimdi söyle.
Bu istasyonda tek bir
yer var, çalışmayan tek bir yer.
Çok ilginç.
O yer neresi dersin?
Shepard Hızlandırıcı.
Sekiz milyar kişi
bize güveniyor.
Ne diyorsun?
Seninle bir derdim
yok.
Derdim şu sünepe
Alman sevgilinle.
- Kamarana dön.
- Annem gibi davranma.
Annem değilsin.
- Yeter bu kadar.
- Sakin ol Volky.
Bu istasyonda iki yıl
geçti ama adam hiçbir işe yaramadı.
Volkov!
Söylediklerine çok
dikkat et.
Haberleri ikimiz de
duyduk.
Almanya savaşa
hazırlanıyor.
Ve her geçen günde daha
fazla Rus, açlıktan ölüyor.
Belki de Shepard'ı
çalıştırmak için acelen yoktur.
Sakin!
Yeter bu kadar!
Biz burada düzgün
davranamıyorsak Dünya'da nasıl düzgün davransınlar?
- Davranmazlar belki.
- Kapa çeneni.
Yapacak bir işimiz
var.
Cloverfield Uzay İstasyonu'nda bir test daha.
İki yılı geçkin sürede yapılan 47. test EST saatiyle sabah
sekizde gerçekleşecek.
Tüm gözler Huntsville konuşuyor.
Ses ve görüntü var.
Günaydın Huntsville.
Anlaşıldı.
- Schmidt, sistem
durumu nedir?
- Her şey düzgün.
Tam şu dakikalarda parçacık hızlandırıcıyı test ediyorlar.
Bu sayede Dünya'da sınırsız enerji üretmeyi öğrenmeyi
planlıyoruz.
Fakat Cloverfield
Paradoksu'nu doğru kabul edenler Shepard
ön ateşleme bekliyor.
Komutan, Shepard
ekibi işaretinizi bekliyor.
Teşhis modu devre
dışı.
X- Güvertesi
modifikasyonu tamamlandı.
Stabilizatör devrede.
Qinhuangdao, ön
ateşleme sekans iznini teyit et.
Hızlandırıcı ön ateşlemesi izni verildi.
Huntsville ve
Qinhuangdao, sizi elektrik gelince arayacağız.
- Anlaşıldı.
- Protokol başlangıcı
için hazır.
Hızlandırıcı neden size endişe veriyor?
Çünkü şu ana kadar inşa edilenlerden bin kat daha güçlü bir
hızlandırıcı.
Onu her test edişleri uzay-zaman düzleminde yırtık oluşma riski
yaratıyor.
Birden fazla boyut iç içe geçersegerçekliğimiz tamamen yok
olabilir.
Hem de sadece o istasyonda değil,her yerde.
Bu deneyin sonucunda oluşabilecek kaosun boyutu şimdiye
kadar görülmemiş bir şey.
Canavarlar, iblisler, deniz yaratıkları Yani şimdi enerji
krizini çözme çabaları yüzünden iblisler meydana çıkar mı diyorsunuz?
Evet.
Aynen öyle.
Volkov, Shepard'ı
devreye sokmaya hazırız.
- İstasyonun ne
durumda?
- Dur, pahalı
pusulamızı ayarlıyorum.
Ve sadece günümüzde değil geçmişte, gelecekte, diğer
boyutlarda İnan bana bu konuda yanılıyor olmayı en çok ben diliyorum.
Monk.
- Bilgi almak için -
Kapat şunu.
kitabımı okuyun.
Jiroskop kalibre
ediliyor.
Bu istasyonda sıkıntı
yok.
Schmidt'e sor,
onunkinde var mıymış?
Öf be arkadaş.
Lütfen Monk Bey, kutsal
asanızı bahşedin.
Yapma ama.
- Şimdi olmaz - Schmidt.
Evden uzaklaştıkça bizden
katbekat üstün bir güç olduğu daha da aşikâr hâle geliyor.
Lütfen merhametini
esirgeme.
Ve Shepard'ın
çalışmasına izin ver.
İhtiyacımız olan
enerjiyi sağlasın.
Ülkeler arası savaşa
mahal vermesin.
Lütfen Tanrım, bizim
yanımızda ol.
Amin.
Amin.
Çok güzeldi.
İşe dönelim.
Din dersi bitti mi?
Schmidt, çalıştır.
Sekans başlıyor.
Ateşlemeye 30 saniye.
Komutan?
Üç iki bir başla.
Lütfen bozulma be
güzelim.
GÜÇ ÇIKIŞI Evet.
Evet!
Çarpışma başarılı.
Üretim ne durumda?
Pozitif enerji akımı
var.
İlk defa.
Şuna bak.
- Vay be, başardın.
- Çalışıyor.
-47 teravoltta sabit.
- Vay canına!
Hamilton, izleme modu.
- Evet!
- Şuna bak!
İşte bu.
Ne güzel!
AŞIRI YÜKLENME Schmidt,
rapor ver.
Yazana göre 602 Neler oluyor?
YANGIN TESPİT EDİLDİ X-
GÜVERTESİ Herkes el ele tutuşsun!
- Yangın söndürücü
devre dışı.
- Hava akımını
kullanalım.
Lanet olsun!
Derhâl 63M açılsın.
Olamaz.
Bir terslik var.
Tamamen karışmış.
HAVALANDIRMA DEVREDE
- Qinhuangdao, sesim geliyor mu?
- O2 tanklarında
sızıntı var.
Rezervlerimiz
tükenmek üzere.
- Qinhuangdao, sesim
geliyor mu?
- Sistemler bozuk.
Vereceğimiz
komutların beklendiği gibi sonuç vereceği meçhul.
İletişim sistemini
baştan başlatıyorum.
Hiç sinyal yok.
Peki başka?
Yaşam desteği yüzde
74'te.
Ana güç hattı yandı.
Bu yedek.
Sıcaklık hiç stabil
değil.
Mundy'yle bir göz
atmadan hiçbir şey düzelmez.
Tamir için ekipman
var mı?
Hayır, yok.
ECL ile malzeme
isteyelim.
Hiç aklım almıyor.
- Cihaz çok fazla güç
sağlıyordu.
- Tam, alarmı kapat.
Bir arıza çıktı.
Öyle mi?
Arıza mı oldu?
Kiel.
Yok.
Radyo frekansı mı yok?
Dünya.
Hiçbir şey
bulamıyorum.
Ateşleme sırasında
ters döndük herhâlde.
Huysuz insanlarla
dolu büyük, mavi bir şey.
Ara, bulursun.
Radyo hedefini aradım
fakat hedef gitmiş.
Arkadaşlar, sistemler
arızalı.
Hamilton haklı.
Dünya burada değil.
Hiçbir sinyal
gelmiyor.
Koskoca Dünya
kaybolamaz.
Dış kameraları döndür.
Hepsini.
Nasıl yani, şimdi bu
şey bizi galaksinin diğer ucuna mı yolladı?
Tehlikeli olduğu
belliydi.
Zaten o yüzden uzaya çıkıp
ateşledik.
Yapmayın yahu.
Saçmalık bu!
İLETİŞİM SİNYAL
ARANIYOR İLETİŞİM SİNYAL ARANIYOR SİNYAL BULUNAMADI
Bu senin marifetin!
Sana hiç güvenmedim.
Hepimizin suçu.
Dünya yok oldu.
Dünya yok oldu!
Her şeye baktık mı?
Mundy, altı defa sordun.
Çünkü sorulmaya değer.
- Bu senin suçun.
- Beni suçlamana
şaşmadım.
Başka kimin suçu olacak?
İki yıldır çalışıyoruz.
- Volkov haklı.
Dünya yok oldu.
- Bunu bilemeyiz.
- Nasıl olduysa biz yaptık.
- İstediğin
pencereden bak.
- Gözden kaçan bir şey vardır belki.
- Evet, Dünya.
- Bizim suçumuz.
- Hiçbirimiz Pekâlâ, işte elimizdeki bilgiler.
İstasyonun arızaları
var fakat tamir için malzeme yok.
Bu noktada bir
barınak aramak bizim için lüks.
Önce hayatta
kalmalıyız.
Kanıt var ya da yok,
şunu dikkate alalım.
Milyarlarca insanın
yaşamına son vermiş olabiliriz.
Dünya'yı yok etmedik.
Sadece kaybettik.
Sıradan bir gün işte.
Anlaşıldı.
Mundy, Schmidt'i alıp
O2'yi hallet.
Ben fizikçiyim.
Artık Mundy'nin
elemanısın.
Şanslı günün.
Tam ve Monk, tüm güç
sızıntılarını bulup tamir edecek.
Sıcaklığı kontrol
altına almayı deneyelim.
Hamilton, Volkov, tüm
devreleri test edin.
Sonra bir barınak
ararız.
Shepard aşırı
yüklendiğinde istasyonun yön sisteminde bir arıza oluştu.
Devreleri
değiştireceğiz.
Problem oysa tabii
değiştiririz.
Fakat jiroskop da
olabilir.
Şu lüks pusulayı
tamir edelim o zaman.
- Volkov?
- Efendim?
- Jiroskobun sorununu
buldum.
- Devreler mi yanmış?
Burada değil.
O ne demek?
Gemiyi ateşlerken
buraya koydum.
İyi görünüyor mu?
Tam.
Tam?
İyi misin?
Bu ne?
Duvarın içinden
geliyor.
- Duvarın içinden mi?
- Duvardan böyle ses
gelmez.
- Açmalıyız.
- Volkov, aletleri
getir.
Volky!
Neye hasar
verdiğinizi bile bilmeden paneli açmadan önce en azından konuşsak?
Mundy haklı.
Tehlikeli olabilir.
- Açmalıyız.
- Olmaz!
Karar senin mi ki?
Yeter!
Açıyoruz.
Bol şans.
Üç, iki, bir.
- Geldik.
Merak etme.
- Dur!
- Kesip çıkarmalıyız.
- Kesemeyiz.
Vücudundan geçenler elektrik
kablosu.
- Ölüyor!
- Mundy, elektriği
kes.
- Dur!
- Ölüyor.
Başka seçenek yok.
Seçeneğimiz var.
Yeter!
Bunun ne olduğunu
bilmiyoruz.
- Kapat!
- Elektrik akımı
yönelt.
Mundy!
Modül 17 elektriği
kesildi.
- Nefes al.
Geçti.
- Kesip çıkaralım.
- Monk!
- Kan kaybından
ölecek!
Çıkarılmadan bir şey
yapamam.
- Yardım et.
- Acele edin!
Yardım et Hamilton.
Hamilton.
Adını mı söyledi?
Neler oluyor bana?
Bana neler oluyor?
Neler oluyor?
Seni çıkaracağız.
- Çabuk.
- Lütfen.
- Çıkarmalıyız.
- Bacağını çeker
misin?
- Tamam, oldu.
- Çabuk!
Mundy.
testere.
Çabuk!
Dur.
Bilincini yitirme.
- Boruya dikkat.
- Durum fena.
- Sabitleyin.
- Dikkatli olun.
- Geçti.
- Bacağını tut.
Hata yapıyorsunuz.
Işık lazım.
Tuttun mu?
Sabitle.
- Nefes al.
- Pekâlâ.
Bağlayın.
- Sabit tutun.
- Tamam.
Geçti.
Tanrım.
Sanırım Rusların işi.
Dünya'nın sonu.
Şehrin güneyi
YERLE BİR!
Bomba mı bu?
HANİ UYARI SİSTEMİ?
Derhâl şehirden kaçın!
Başta nükleer bir silah sanılan patlamaya neyin sebep olduğu
hakkında resmî bir açıklama yok.
Fakat yetkililer nükleer bomba olmadığını söylüyor.
Görevde misin?
İyi.
Evet, gördüm.
Hastane Turuncu Kod
yayınladı mı?
Shaw'a göre öyle
miymiş?
Aman Tanrım.
- Delilik bu!
- Sakin ol.
Nasıl sakin olalım?
Kadın şuracıkta
yatıyor.
Kim bu?
Burada ne işi var?
Adımı biliyordu.
Ya hepimiz delirdiysek?
Son kez söylüyorum.
Odaklanın.
Başka sorunlarımız da var.
Başka sorunlar demişken,Dünya'yı nasıl bulacağız?
Jiroskop olmadan yerimizi bilemeyiz.
Fikri olan?
Benim kafam durdu da.
Dünya'nın yok
olmadığını varsayıyorsun.
Dünya ortadan
kayboldu, istasyon farklı bir hâl aldı, duvarda bir kadın belirdi.
Artık Kentucky'de
olmadığımız kesin.
- Kansas.
- Kansas mı?
Cidden mi?
Kimin umurunda?
Kansas halkının.
Ne olduğunu
bilmiyorum fakat bir şey çok açık.
Bu, Shepard'ın işi.
Yani bunu geri
alabilir.
İstasyonun bütünlüğü şu
anki önceliğimiz.
Derhâl tamir etmemiz
gereken şeyler var.
Monk bizi haberdar
eder.
İşimize bakalım.
HÜCRE BÜYÜME
HIZLANDIRICI
On dakika sonra
X-Güvertesi'ne gel.
- Kiel çağırdı - Kiel'den bıktım artık.
Eve dönebilmek için ikimiz
kontrolü ele geçirmeliyiz.
Solucanlar yok.
Millet?
Solucanlar yok!
Çekirdek yoğunluğunu
yükselt.
Yükselttim.
Söyledim ya sana.
Şunu aklımızdan
çıkarmayalım Saçmalama, hayır.
Büyük bir sorun
olabilir.
Sorunu çözeceğiz.
Ya çözemezsek?
Çözeceğiz dedim!
Başka kim durumu
düzeltebilir?
Kimse.
Topla kendini de
odaklan.
Anladın mı?
Benimle tekrar böyle
konuşursan aramızdaki sorun Shepard'dan
bile büyük olur.
Anlaşıldı mı?
İngiliz anahtarını
ver.
Ne?
Ne?
Efendim?
Evet.
Biliyorum.
GÜVENLİK PROTOKOLÜ
DEVRE DIŞI MANYETİK LEHİM TUTKALI Schmidt.
Şu nem seviyesine bak.
KİLİT AÇILDI - Burada
ne işin var?
- Hayır.
Siz ikinizin ne işi
var?
Komutanın emrine
uymadınız.
Benim patronum
değilsin Volkov.
- Öyle mi?
- Öyle.
- Patronun kim peki?
Alman istihbaratı mı?
- Silahı nereden
buldun?
İndir lütfen.
- Şansölye Gerlach mı?
- İndir silahı.
Emri veren Gerlach Kes şunu!
Savaş talimatlarını
sana kim verdi?
Silahı indir.
Tedavi görmelisin
Volkov.
Kim Shepard'ı sabote
ettirdi?
Delirdin mi?
İndir silahı!
- Monk.
- Yardım et!
- Ne zamandır bu
durumda?
- Bizi öldürmeye
kalktı.
Tam, silah nereden
çıktı?
X- Güvertesi'nde
üstümüze geldi, bununla tehdit etti.
- Kasaya koyun.
- Ne zamandır silah
var?
- Neler oluyor Monk?
- Bu da nesi?
Bir şey yap Monk!
- Ne oluyor Monk?
- Bilmiyorum.
Yardım etmeliyiz.
Olamaz.
Olamaz!
Solucanları bulduk.
LABORATUVARHamilton,
kadın uyandı.
Tamam.
Ava.
Bu istasyona nasıl
geldin?
Aynısını sana
soracaktım.
Bilmiyorum.
X- Güvertesi'ne
gidiyordum.
- Mundy'yi bulacaktım.
- Mundy'yi tanıyor
musun?
Tabii ki tanıyorum.
İki yıldır
istasyondayız.
Mundy, Kiel Volkov.
Tanrım.
Volkov!
O hariç herkes.
Kim o kadın?
Sen kimsin?
Ne demek kimim?
Benim.
Mina.
Mina Jensen.
- Shepard
mühendisiyim.
- Hayır, Tam.
Shepard mühendisi
olan Tam.
Neden bahsediyorsun?
Burada ne işin var?
Dünya'daydın.
Niye Dünya'da olayım?
Çünkü sivil
koordinatörümüzsün.
ExoMars 6'dan beri beraber
eğitim gördük.
Arkadaşız.
Hiç tanışmadık.
Beni nasıl tanımazsın?
Kimse tanımıyor mu?
Hiçbirimiz.
Anlamıyorum.
Anlamıyorum.
Beni nasıl tanımazsın?
Shepard mühendisiyim.
Beni dinle.
Ava Schmidt'e güvenme.
Ne?
Yapan oydu.
Shepard'ı sabote eden
Schmidt'ti.
GİZLİ YÖNETİCİ
ERİŞİMİ Komutan.
Neler oluyor?
Kiel, sen kafayı mı Hata yapıyorsun.
Karışma!
İç yüzünü Jensen
anlattı.
Duvardaki kadın mı?
- İletişim
detaylarına ulaştım.
- Ne olmuş?
BND'den gelen
mesajları çözdük.
BND mi?
Sana güvendik!
İki yıl boyunca
Schmidt!
- Ne diyorsun sen?
- İki yıl!
Alman istihbaratından
gelen emirle Rusya etkisizleştirilinceye kadar Shepard'ı devre dışı
bırakacaktın.
- Yemin ederim öyle
bir emir almadım.
- Emri de cevabını da
gördüm!
Aklını mı kaçırdın?
Belki de
kaçırıyorumdur.
Ama hayatta kalıp eve
dönebilelim diye elimden geleni yapacağım!
İkinci bir emre kadar
burada kalacaksın!
Bana değil de ona mı
güveniyorsun?
Bana ihtiyacın var
Kiel!
Kiel!
Tüm şehirden gelen haberlere göremerkezden banliyölere kadar
her yer harap olmuş durumda.
- Michael, güvende misin?
- Hayır, hastaneye
gidiyorum.
Durum çok karışıktır.
Ava'ya mesajımı
iletir misin?
Önümüzdeki 72 saat triyajda
olacağımı söyle.
Michael, dinle.
Cevap bulmaya çalışıyoruz fakat İstasyon ortada yok.
Sinyali kaybettik.
- Ne?
- Biliyorum.
Her yeri tarıyoruz.
İletişim sisteminde ve radarda yok.
Parçalandı mı?
- İstasyon arızalandı mı?
- Bilmiyoruz.
Bir gelişme olursa seni haberdar edeceğim, söz.
Çok üzgünüm.
Umudunu kaybetme.
Bence hâlâ orada.
Bir yerlerde.
Michael?
Seni sonra ararım.
İmdat!
İmdat!
Ha siktir!
Bu ne?
Yardım edin!
- Mundy.
- Çıkar beni!
Yardım et!
Yardım et!
Hamilton, yardım et.
Beni içine çekiyor!
Çekin beni!
Tanrım.
Hiç böyle şey
gördünüz mü?
Arkadaşlar?
Kolum nerede?
Kolum nerede yahu?
- Acımıyor mu?
- Hayır.
Fiziksel acı yok.
Böyle doğmuş gibi.
Fakat öyle bir şey
yok.
Şu an şokta.
Çocukmuşum da anne
babam bunlarmış gibi konuşma.
Pardon.
Ne olacak şimdi?
Sence kolum tekrar çıkabilir mi?
Bilmiyorum.
Neye inanacağımı
şaşırdım.
Böyle mi özür
diliyorsun?
Kiel?
Kiel?
Tüm mürettebat derhâl M-Güvertesi'ne gelsin.
Kapıyı kim açtı?
Derhâl gelin.
Ne oldu?
O ne?
O şey benim kolum.
Çabuk, tutun.
Kolumu kaçırmayın!
Çabuk, hadi!
Tutun!
Zarar vermeyin.
Kontrolü sende mi?
Tabii ki değil.
- Uzakta.
- Emin misin?
Eminim çünkü şu an
hareket çekiyorum.
Nasıl canlı olabilir?
Hiçbir şeye akıl sır
ermiyor.
Aşırı yüklenme
yüzünden olduğu açık.
Kimse gerçek olduğuna
inanmadı ama bu, paradoks.
Anlayamadım?
Farklı boyuttaki
parçacıkların birbiriyle etkileşimi.
Ben bir oturayım.
Çoklu evrende iki
farklı gerçeklik.
Aynı alanı kullanmak
için yarışıyor ve kaos oluşturuyor.
Bunlar bildiğimiz
şeyler değil.
Çünkü bize ait
değiller.
Jensen.
Benim iletişim
kayıtlarım.
Millet, koluma bakın.
Sanırım kolum bir şey
yazıyor.
Biri kalem getirsin.
Schmidt.
Bu delilik.
Aç!
Ne ürkütücü!
"Volkov'u kesip içini açın.”
Ne diyorsun sen kol?
- Yanlış anlama Volky.
- Mundy.
- Bizim arkadaşımız.
- Beni vuracaktı.
- Ondan önce.
- Millet.
Monk?
Üzgünüm, yapamam.
Hadi ama.
Doktor sensin.
Ben yaparım.
Bir şey var Yok artık
- İnanamıyorum.
- Olamaz!
İmkânsız.
Yani birinin
midesinden çıkan alet bizi kurtarsın diye umuyoruz, öyle mi?
Bol şans millet.
Ekrana yansıtıyorum.
Bakın, Kraliçe
Takımyıldızı.
Ters dönmüş durumda.
Biz ters duruyoruz!
Millet, yer
değiştirdik ve ters duruyoruz.
Güneşin diğer
tarafına bak.
Taranıyor.
Kolum Dünya'yı
bulmamızı sağladı!
Tüm alıcılara
gönderiyorum.
FREKANS AYARI
Alkışlayabilsem alkışlardım.
Yok olmadığımızı
söyleyelim.
- Sinyal alıyoruz ama
gönderemiyoruz.
- Çabuk hallet.
Bir mekik isteyip Shepard'ın
durumunu bildirin.
Bir de şampanya
yollasınlar.
Ya da mantı.
Durun!
Dinleyin.
Bugünkü ölü sayısınınBerlin'e yapılan hava saldırısından
bile çok olduğu söyleniyor.
-14 aydır süregelen Avrupa savaşı -14 ay mı?
sona ermekten uzak.
Çin'in savaş gemileri daha da batıya giderken Ne diyor bunlar?
Aşağıda neler oluyor?
tüm Çin
büyükelçiliklerinden Cloverfield Uzay İstasyonu'nun parçalanmasının ardındanülkeler
bozguna uğramıştı.
Hamilton, video var
mı?
Güvenli ve yenilenebilir enerji üretme çabaları - Aman Tanrım.
- Ekrana yansıt.
iki gün önce büyük
başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Altı kişilik cesur ekibi de kaybetmiştik.
Cloverfield'den artakalanlarAtlas Okyanusu'na çakıldı.
Kurtarma ekipleri yolda.
Başkan Usman EST
saatiyle akşam beşte Beyaz Saray'dan açıklama yapacak.
Anlayamıyorum.
Düşündüğümüzden çok
daha kötü.
İki boyuttaki
parçacıklar etkileşmekle kalmıyor Başka
bir boyuta geçtik.
Başka bir boyuta mı?
Dur bir dakika Eğer bu bizim Dünya'mız değilse birisi açıklayabilir mi, eve nasıl döneceğiz?
Shepard'ı tamir edip
ateşlemeliyiz.
Kuantum dolaşıklık
bilgilerimize göre bu, bizi geri götürmeli.
Belki de verdiğimiz
hasarı geri alır.
Hangi Dünya olduğu
fark etmez.
Oraya inip yardım
istemeliyiz.
Eve gitmemiz gerek.
Kendi evimize.
Şunlara bakın.
Kendi savaşlarını
veriyorlar.
Geri dönmezsek biz de
böyle olacağız.
Monk'a katılıyorum.
Bence bu Dünya'ya
inelim.
En azından
görebiliyoruz.
Bu istasyondan çıkmış
oluruz.
Orası bizi kurtaramaz.
Burada geçirdiğimiz
her an tehlike arz ediyor.
Hem bizim hem de
evdekiler için.
Tüm devreler meşgul.
Evine ulaşamıyorum.
Devreler meşgul.
Yani arama
yapılamıyor.
Ne demek olduğunu
biliyorum.
GELME.
HASTANE YERLE BİR
OLDU.
KENDİNE DİKKAT ET.
Amcam öldü.
Elinden bir şey
gelmezdi.
Molly.
Molly.
Ebeveynlerini
bulacağız.
Şu an önemli olan
senin güvenliğin.
Teşekkürler.
Hâlâ şehir dışında
mısın?
Araba sürerken mesaj
atmamalısın.
Akıllı çocuksun.
Acil durumda farklı.
Bu da acil bir durum.
EVET.
VAY BE.
İNANABİLİYOR MUSUN?
Barınağını
kullanabilir miyim?
Bunu yapan ne?
Emin değiliz.
Kötü şeyler oluyor.
Ama iyi insanlar
durumu düzeltecek.
Epey iyi insan
gerekecek.
Kapıyı kapatacağım.
Tekrar koluna bakayım.
Bu sefer başarılı
olacağım.
Teşekkürler Monk.
Çalıştırdınız, değil
mi?
Çalıştırdınız.
Bir şey ters gitti.
Shepard, bir Higgs
bozonunu ezdi.
Aşırı yüklendi.
Bir şekilde buraya
geldiniz.
Boyutunuz, benimkiyle
çakıştı.
Elektriği tamir
ediyorlar.
Shepard'ı tekrar
çalıştırıp eve dönme umuduyla.
Bir ricam var.
Benim boyutumdan
kaçmanız beni, sizin boyutunuza hapseder.
Bunu onlara söyle.
Düşünüyordum da Yangın için havalandırmayı açmıştık.
Ya Shepard yoğuşma
yüzünden aşırı yüklendiyse?
Havalandırmayla
halledebiliriz.
Sen hesap yap.
Ben devrelere bakayım.
O2 STABİL H20
SIZINTISI
HATA HAVALANDIRMA
SİMÜLASYONU AKTİF
HAVALANDIRMA SİMÜLASYONU BAŞARILI
Tam.
Schmidt!
M- Güvertesi, 6.
Kabin'de yardıma
ihtiyacım var.
Çıkamıyorum.
Tam!
Bekle!
- Bekle.
- Sıkışmış.
Kilidi devre dışı
bırak.
Tam, seni çıkaracağız.
- Çabuk!
- İşe yaramıyor.
Hadi ama!
Mundy, gel, çekmeyi
deneyelim.
Çek!
Neler oluyor?
Çıkarın onu!
- Tam!
- Bırak!
Neyi yanlış
yaptığımızı Tam buldu.
Yoğuşma yüzünden
sensörler hata veriyor.
Havalandırmayı
açmalıydık.
Burada kalamayız.
Bu boyut bizi canlı
canlı yiyor.
Shepard'ı tamir edip
eve dönmeliyiz.
Tamir edemeyiz.
Tam'siz yapamayız.
Belki yapabiliriz.
Bundan emin misin?
Tüm devreler meşgul.
Lütfen Tüm devreler
meşgul.
- Alo?
- Jeff, haber var mı?
Henüz yok fakat enkaz da yok.
Umut verici.
Her yere bakıyoruz.
Söz veriyorum,ne
olduğunu anlayacağız.
Paradoks bu, değil mi?
İstasyonu
bulamıyorsunuz çünkü orada değil.
Bu da onların işi mi?
Burada olanlar Michael,
sana haber vereceğim.
Şunu yazmanı
istiyorum.
Lütfen
Philadelphia'dan Andrew ve Nancy Pontanuis'u ara.
Telefonum bağlanmıyor.
Kızları Molly'nin iyi
olduğunu söyle.
- Tam'in
algoritmasını yükleyebilir misin?
- Evet.
- Schmidt'in
çalışmalarını istiyorum.
- Tamam.
- Anlaştık.
- Kiel.
Shepard'ı
çalıştırdığımızda çalışmalarını ona vereceğiz.
Onu kaçış kapsülüne
koyup bilgilerle eve göndeririz.
- Neye ihtiyacın var?
- Güce.
Çekirdek fazla hasar
almış.
Ateşleme için
yetersiz.
Ne kadar?
En az sekiz, belki de
12 saniye boyunca 210 kilowatt.
Ben de içi çikolata
dolu küvette - ikizlerle sefa isterim.
- Bul yolunu.
Hamilton, Jensen ne
isterse ver.
Şu işi bitirip
buradan gidelim.
Burada giyinebilirsin.
Teşekkürler.
Benim giysiler sana
olmaz ama - Bunu dene.
- Sağ ol.
Senin burada olman bana
epey garip gelse de bu durum senin için daha da garip olmalı.
Dost olduğun Ava, ben
olmayabilirim.
Hayır, sen osun.
Sadece biraz üzgünsün.
O da durumdan ötürü.
Mina?
Ailemi tanıyor muydun?
Tabii ki.
Michael, Isaac Ayana.
Ve senin arkadaşın kalacak kadar güçlü müydü?
Nerede?
Dünya'da.
Yangından sonra.
Ne yangını?
Batarya.
Eve batarya
yerleştirmiştim ki gece kitap okuyabilsinler ve güvende hissetsinler.
Yangın.
İkisini de öldürdü.
Selam Mina.
Bak, burada kim var!
Selam Mina teyze!
Seni seviyoruz.
Çok öpüyorum.
Anlat bakalım Mina teyzene
Ava Bu dünyada ailen hayatta.
Dünya'dalar.
O yüzden uzaya
gelmedin.
Dünya'dasın.
Ailenlesin.
Yaşam destekleri
hariç tüm kaynaklarını kullanarak 170 kilowatt'a çıkabilirim, belki 180.
- Yetmez.
-210 ise Biliyorum.
Ben de yaşam
desteklerinden feda edebileceğimiz var mı diye baktım ve bunu buldum.
O2'yi kapatırsam 240'a
kadar çıkabiliriz.
O2'yi mi kapatacaksın?
Altı kişiyiz.
Aşağı yukarı altı
saatlik oksijenimiz olur.
Oksijeni kapatıp
Shepard'ı ateşleriz ve çalıştırmayı başardığımız Shepard'ın ürettiği enerjiyle oksijeni
açarız.
Akıllıca.
Akıllıyımdır.
Kiel, bir dakika
gelir misin?
Ne istersen yardım
ederim.
Seni yarı yolda
bırakmam.
İşler çok karışık.
Odaklanmalıyız.
Hayattalar.
Çocuklarım bu
evrende yaşıyor.
Her emrine
uyacağım, istediğini yapacağım fakat geri dönmek için Shepard'ı
ateşleyebilirsek ben burada olmayacağım.
- Kaçış kapsülü
istiyorsun.
- Volkov ve Tam
olmadığından - herkese yetecek araç var.
- Ava.
Kurallara aykırı
olabilir ama umurumda değil.
Gidip onları
görmeliyim.
Michael ne olacak?
Jensen'ın dediğine
göre bu görevde sen yokmuşsun.
- Yani aynı
zamanda Dünya'dasın.
- Biliyorum.
Ava, onlar senin
ailen değil.
Onun ailesi.
Sen oraya varınca
ne olacak?
Benim durumumu
asla anlayamazsın.
Haklısın, anlayamam.
Ama onları görmek
istesen bile bu doğru değil.
Olay sadece ben
değilim.
Dünya'daki Ava da benim
istediğimi istiyor.
Onu tanıyorum.
Tıpkı benim
yaptığım gibi enerji çalacak ve ailesi hayatta kalamayacak.
Onları görmek
istemem bir yana onları kurtarmak
zorundayım.
Michael da bunu
isterdi.
Tamam.
Oksijeni kapatalım.
Pompaları, bakım
bölmesinden - kapatmamız gerek.
- Evet.
Yani devasa bir
oksijen tankında çalışacaksın.
- Tek bir kıvılcım - Bom!
Evet, anladım.
Mundy şnitzeli olurum.
- Komik değil.
- Telsizim açık olur.
Zor olacak.
Oluşabilecek
sorunlara bakalım.
Beni dinle Kiel.
İnan bana.
Tek kolum kalmış olsa
da bunu başarabilirim.
Pekâlâ Mundy.
Durum nedir?
3. Bakım Odası'ndaki yardımcı
O2 pompalarını kapatıyorum.
Söylediğin hiçbir şeyi anlamadım.
Oksijen transferine
hazır sayılırım.
Tamamdır,
başlayabiliriz.
X- Güvertesi
beklemede.
- M-Güvertesi hazır.
- Pekâlâ Mundy.
Tamam.
Oksijen doluyor.
Hissedebiliyorum.
Enerji nerede Jensen?
OKSİJEN DEVRE DIŞI
Aktüatörü test edin.
Mundy, iyi iş
çıkardın.
Ne yalan söyleyeyim, burada
saf oksijen çok iyi geldi.
Millet?
Millet?
Mundy?
Arkadaşlar?
Manyetik sorunlar
yaşıyor musunuz acaba?
Mundy?
Mundy!
Hey!
- Olamaz!
- Aman Tanrım!
Bakım güvertesi
stabilitesini yitiriyor.
O şey çok geçmeden istasyonu
paramparça edecek.
Bakım bölmesi, eksenden
17 derece kaymış.
SAPMA DERECESİ 17,0° KRİTİK
DERECE 25,0°
25 dereceyi geçerse dayanamaz.
Paramparça oluruz.
Yani bakım bölmesinin
bağlantısını keseceğiz.
Hayatta kalmak için buna mecburuz.
Sen değil.
Jensen değil.
Elimizdeki kısa
zamanda işi halletmek için üçümüz
yapmalıyız.
Keşke rahatlatacak
bir tavsiye verebilsem ama bu işin sonunu kestiremiyorum.
Yer çekimi nasıl
olacak, bilmiyoruz.
Dikkatli olun.
Beni takip edin.
ŞU ANKİ DERECE 18,3°
Size ihanet eden Schmidt
ben değildim.
Biliyorsun, değil mi?
Aman Tanrım.
Parçalanmasına az
kaldı.
Karşıya geçelim.
Monk, hadisene!
Bölme 20,2 derecede.
Monk, neredeyse
vardın.
21,5 derece.
Monk, bana bak!
Kolunu ver!
22,3 derece.
Hamilton, acele edin.
23,1 derece.
Dayan!
23,4 derece.
Devam edin.
Enkazı temizliyorum.
Hadi.
Sıkışmış.
23,9 derece.
Bölmeyi derhâl
ayırmalıyız.
Ne oldu?
Kiel?
Hidroliği
kapatmalıyız.
Hadi.
24,2 derece.
Ne yapıyorsun Kiel?
Bölmeyi ayırmak için bu
portal kilitli olmalı.
Dur Kiel.
Uzaktan yaparız.
Bu istasyondaki
komutan benim.
Bunu yapmam gerek.
İstasyonu eve götür.
Başarabilirsin.
Başka yol yok.
Mecbursun.
Sorun değil.
Tanrım!
Bölme 24,8 derecede.
24,9 derece.
BAKIM GÜVERTESİ AYRILDI
- Ne kadar geç?
- Çok geç.
- Isaac, Jenny'yle mi?
- Evet, üçte alacağım.
Sağ ol.
Antibiyotiğini de
unutma.
- Evet, unutmam.
- "Evet, unutmam.”
mı?
- Hayır mı demek istedin?
- Unutmayacağım.
- Saçında bir şey var.
- Şurada mı?
- Yok, diğer tarafta.
- Oldu mu?
- Şuraya geçti.
- Oldu mu?
- Bulamıyorsun.
- Nerede?
- Ne beceriksizsin!
- Nerede yahu?
- Gitti, tamam.
- Emin misin?
Evet, çoktan aldın zaten, şaka yapıyordum.
JOE 1 YENİ MESAJ
Molly'nin ailesine
ulaştım.
Sana minnettarlar.
Sonra yazarım.
Selam güzellik.
Buradan sağ
çıkamazsam bil ki son konuşmamızda söylemek
istediğim şuydu Belki tekrar deneriz?
Şu an bunu
savunamıyorum.
Geçmiş hataları veya
önümüzdeki günleri düşünecek zaman yok.
Elimizdeki tek
seçenek şu an kurtarabileceğimiz insanları
kurtarmak.
Oksijen seviyesi
nasıl?
43 dakika daha
rahatız.
İki kez ateşlemeye
hazırlayacağız.
İlki aşırı yüklenip
eve dönmek, ikincisi de Tam'in algoritmasıyla yeterli enerjiyi almak için.
Jensen, Shepard'dan
tüm verileri kopyala ve eve götür.
Gezegenine yardımcı
olacaktır.
Schmidt, Shepard'ı
geri sayıma al.
Kiel'ın ateşleme
anahtarı.
Biz Jensen'la 3.
kapsüle bindikten sonra Shepard'ı ateşleyip eve döneceksiniz.
Tamam.
Tamam.
VERİLER KOPYALANIYOR ÖN
KALKIŞ SEKANSI DEVREDE Ava.
KALKIŞ SEKANSI
BAŞLATILDI Siktir.
Jensen.
İNİŞ HEDEFİ Hayır.
KALKIŞ İPTAL EDİLDİ
X- Güvertesi'nde her
şey yolunda mı?
Ne yapıyorsun?
Ateşleme anahtarını
ver.
Shepard'ı almanıza
izin veremem.
Bunu yapamam.
Rica etmiyorum Monk.
Lütfen Jensen.
Üzgünüm ama anahtar
bana lazım.
Olamaz.
Monk!
Ölemezsin.
Hayır.
Shepard'ı benim
dünyamdan götüremezsin Schmidt.
Jensen!
Lütfen.
Niye geri döndün?
Eve dönebilirdin.
- Aynı ekipteydik.
- Hiç aynı ekipte
olmadık.
Yaklaşma Hamilton.
Benim ekibimle
istasyonumu yok ettiğiniz için bunun olması kaçınılmaz.
Bir seçim yapmalısın
Ava.
Ailen burada ama
Shepard orada.
Gereken her şey sendeydi!
Shepard'ı inşa etmek
çok uzun sürer.
Her gün insanlar
ölüyor.
Bizi öldürecek
misin yani?
Sekiz milyar
insanı kurtarmak için üç kişi öldürür müyüm
diye mi soruyorsun?
Sen öldürmez
miydin?
Koş!
Koş!
Ava.
Onları yine ölüme
mahkûm etme.
Dünya'dakiler senin
ailen.
Aynı çocuklar.
Evlendiğin aynı adam.
ARANIYOR VİDEO BULUNDU
Durumun vahametini bilmiyorsun.
Daha da kötüleşecek.
Seslerini dinle Ava.
Sana ihtiyaçları var.
Çocuklarını tekrar
öldürmeye razı olabilirsin ama onca
insanın ölmesine göz yumamam.
Evet!
Ters takla atmayı
öğrendim.
Ava!
Nereden başlasam, bilmiyorum.
Ama bu benim dünyam değil.
Her ne kadar istesem de
İLETİŞİM BAĞLANTISI SAĞLANDI
benimki değil.
MESAJ KAYDEDİLİYOR AVA
HAMILTON'DAN
Sizin dünyanız.
KAYDEDİYOR
Ava inan
bana, delirmiş değilsin.
Söylemenin başka yolu
yok.
Ben, senim.
Çabuk olmalıyım.
Shepard
Hızlandırıcı'nın inşa ve kullanım detaylarını bu mesajın ekinde bulabilirsin.
Umarım gezegenine
yardımı dokunur.
Kendi gezegenim için
de umutluyum.
Sana iki şey
söyleyeceğim, bunlara anlam veremeyeceksin.
Ama lütfen dinle beni
ve her iki isteğimin de önemini kavra.
Öncelikle
Eğer eve batarya kurduysan derhâl sök.
Yanlış ve
tehlikeli.
Zaten bu planlar işe
yararsa elektrik çalman gerekmeyecek.
Ve ikincisi Şu an her ne yapıyorsan her ne toplantısındaysan, her nereye
gidiyorsan dur.
Kocana ve çocuklarına
git.
Hemen şimdi.
Yanlarına git ve sarıl.
Sarılabildiğin kadar
sarıl.
Öp onları, sev ve bil
ki çok şanslısın çünkü onlar yanında.
Gerisi teferruat.
Gerisi teferruat.
Üç iki bir başla.
Cloverfield, duyuyor musunuz?
Huntsville, ben
Hamilton.
Sesim geliyor mu?
Neredeydiniz?
Çok uzun hikâye.
Sonra açıklarız.
Dinleyin.
Tamir için acil durum
ekibi yollamalısınız.
Sadece Schmidt ve ben
varız.
Huntsville?
Ne yaptınız siz?
Shepard'ı çalıştırınca ne oldu?
Bekleyin.
SHEPARD GÜNCELLENİYOR
HAVALANDIRMA DEVREDE GÜÇ ÇIKIŞI
Işın stabil.
Shepard çalışıyor.
Michael, bulundular.
Öyle mi?
Buldunuz mu?
Hem Ava hem istasyonla iletişime geçtik.
Seni görmek istiyor.
Geri dönüyor.
Dünya'ya geri mi
dönecek?
Durumu biliyorlar mı?
Hayır, zaman yoktu.
Bağlantı koptu.
Sen Delaware sahiline git.
4.30'da iniş yapacak.
- Kafayı mı yedin?
- İstasyonun durumu
ağır.
Bu şeyler varken geri
mi dönecek?
Elimizden bir şey gelmez.
Yukarıda kalamazlardı.
Başka seçenek yoktu.
Seçenek var.
Söyle, gelmesinler.
- Dinle beni - Söyle,
gelmesinler!
Söyle onlara,
gelmesinler!
Duyuyor musun?
Gelmesinler!
Önceki Yazı
« Prev Post
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »
Next Post »