Trendeki Kız (2016)The Girl on the Train
| |
112 dk
Yönetmen:Tate Taylor
Senaryo:Erin Cressida Wilson, Paula Hawkins
Ülke:ABD
Tür:Suç, Dram, Gizem
Vizyon Tarihi:07 Ekim 2016 (Türkiye)
Dil:İngilizce
Müzik:Danny Elfman
Nam-ı Diğer:La chica del tren
Oyuncular: Emily Blunt, Haley Bennett, Rebecca Ferguson,
Justin Theroux
Özet
Paula Hawkins'in aynı adlı çok satan romanından sinemaya
uyarlanan film, yeni boşanmış bir kadının gizem dolu hikâyesini odağına alıyor.
Yakın zamanda bir boşanma atlatan Rachel, her gün kullandığı
trenin geçtiği güzergâhta "mükemmel" bir çift görür. Bu çifti
gözlemlemeyi günlük rutini hâline getiren Rachel, bir gün şahit olduğu bir olay
sonrası çözülmesi zor bir gizemin içerisine sürüklenir.
Alt yazı
Eskiden, kocam hayal gücümün çok aktif olduğunu söylerdi.
Elimde değil ki.
Hiç bir trene binip rayların yakınında oturan insanların hayatlarını
merak ettiniz mi?
Hiç yaşamadığınız hayatları?
Bilmek istediğim şeyler bunlar.
Günde iki kez, favori evime en iyi bakabildiğim baştan üçüncü vagona oturuyorum.
Beckett Caddesi'ndeki 15 numaralı eve.
Tam olarak ne zaman başladığını bilmiyorum ama sanırsam onu yaklaşık bir yıl önce
görmeye başlamıştım.
Aylar da yavaş yavaş geçip giderken benim için önemli biri
haline gelmişti.
Artık önceden olduğum kadın değildim.
Bence insanlar bunu
yüzümden anlayabiliyor.
Kaybettiğim şeyler onda var.
O, resmen olmak
istediğim her şey.
Kadın, sanırsam bir ressam.
Yaratıcı biri.
Adamsa doktor veya
mimar.
Gülüşü çok güzel ama yemek pişiremiyor.
Uyumadan önce birbirlerine ne diyorlar merak ediyorum.
Bugünkü adı “Jess”, yarınki adı “Lisa” veya “Amber” olabilir.
Geçirdiğim güne ve ruh halime bağlı.
Doğruyu söylemek gerekirse adını bilmiyorum.
Resim yapıyor mu veya kocasının gülüşü güzel mi bilmiyorum.
Ama aşkın ne demek olduğunu bildiklerini biliyorum.
Bazen kendimi, başka biriyle en son ne zaman manalı bir iletişim kurduğumu hatırlamaya
çalışırken buluyorum.
Eskiden iki blok aşağıda, Beckett Caddesi'ndeki 13 numaralı
evde oturuyordum.
İlk evim orasıydı.
Birlikte almıştık,
bizim evimizdi.
Her gün kendime, artık oraya bakmamam gerektiğini söylüyorum.
Ama yine de bakıyorum.
- Yanınız boş mu?
- Evet, boş.
Oturabilirsiniz.
- Bebeğiniz çok
şekermiş.
- Sağ olun.
-Selam ufaklık.
- Oğlan mı?
- Evet.
- Çok tatlı ya.
Kaç yaşında?
- Altı aylık.
- Altı aylık demek.
Çok tatlıymış.
Bir öğretmen bir keresinde bana, yeniden keşfin metresi
olduğumu söylemişti O zaman bunun ne demek olduğunu tam anlayamamıştım.
Ama buraya taşındığımızdan beri, bunu artık anlayabiliyorum.
6 AY ÖNCE
Ardsley-on-Hudson sıkıcı ve rutin bir yer.
Bebek eşyaları satan bir yer.
Hayatıma baştan başlamak istiyorum.
Şu ana kadar, asi bir ergen
aşık, bayan garson, galeri müdürü
dadı ve bir sürtük oldum.
Bunları bu sıraya sokmasak da olur.
Artık sıradan bir eş olamıyorum.
Bu yüzden geceleri uyuyamıyorum, tavana bakıp duruyorum.
Kendim gibi
hissettiğim tek anı koşarken yaşıyorum.
Hep böyle mi hissediyorsun?
Belki de 17 yaşımdan
beri böyle.
- Mac'le birlikte
olduğumdan beri.
- Mac kim?
Ağabeyimin en yakın
arkadaşı.
Vefat eden ağabeyimin.
Gergin olduğumda
gülümserim.
Bazense kahkaha
atarım.
Bir yıl boyunca
Mac'le bir av kulübesinin içinde kalmıştık.
Seks yapmaya
başlamıştık.
Tanıdığımız en
kederli insanlar bizdik.
Ama bir bakıma o
kulübe bizi mutlu ediyordu.
Kimse bizi
bulamıyordu falan.
Herkes öldüğümüzü
düşünüyordu.
Şu an kaçıp gitmen
gerekseydi nereye giderdin?
Bir yerde, bir tren
çarpmasının, kıyafetlerimizi sökebileceğini okumuştum.
Scott'ın, dadılık
işinin beni daha az huzursuz hissettirebileceğini ve hamile kalmak istememi sağlayabileceğini
düşündüğünden eminim.
Amaç da bu değil
miydi zaten?
İşten çıktığımda eve
koşarak gidip duşa girip üzerimdeki
bebek kokusunu olabildiğince çabuk atmaya çalışırım.
BUGÜN
Bu sabah uyandığında seni yatağa geri götürdüm.
Sonra seni beslerken
babanın şarkı söylediğini duyduk, değil mi?
“Mutlu yıllar sana, mutlu yıllar sana mutlu yıllar sevgili Anna, mutlu yıllar sana!
” Baban yukarıya annene hazırladığı güzel bir kahvaltıyla
geldi, değil mi?
Aynen, öyle yaptı.
Sağ olasın Megan.
Al bakalım.
Merhaba.
Yemin ederim ki bazen
kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyorum.
Şu güzelliğe baksana!
Şu güzelliğe bak!
Uyumuyormuşsun!
- Alo?
- Uyumuyormuşsun.
- Alo?
Alo?
Yine mi kesildi?
Köşelerden tut.
- Şimdi de düzelt.
- Başka bir iş buldum.
- Ne yaptın?
- Çok üzgünüm, Anna.
Burada keyfin yerinde
sanıyordum.
Keyfin yerindeymiş
gibi görünüyordun.
Öyleyim zaten.
Sadece, bana uygun
olan iş bu değil.
- Çocuk bakmak mı?
- Kirli çamaşır
yıkamak da olabilir.
Başka bir galeri beni
çalışmaya ikna etti.
- Çok iyi olmuş.
- Ama yarın başlıyor.
Yarın tüm gün
dışarıdayım.
Bu hiç hoş değil.
İşi birden böyle
bırakmak hiç hoşuma gitmiyor ama ne de olsa işin yok.
Söylediğim yanlış
anlaşıldı.
- Annelikle meşgul
olduğunu biliyorum.
- Annelik falan değil
bu.
Alışveriş yapmaktan,
pazarda saatler geçirmekten, ona uygun yiyecekleri
bulmaktan ve patates püresi yapmaktan başka bir şey değil.
Ayrıca bütün bunları
emzirirken yapıyorum.
Belki de sen de işine
geri dönmelisin.
- Annelerin çalışması
lazım, çocuk için de daha iyi olur.
- Sen nereden
bileceksin ki?
Anahtarları koydum.
Çocuk yetiştirmekten daha
önemli bir iş yoktur.
Lütfen Megan.
Rachel?
Ne yapıyorsun sen?
Bebeğimi geri ver.
Ne yapıyorsun sen
Rachel?
Ben geldim.
Teşekkür ederim.
Güzel çiçeklermiş.
Bugün sana kaç kere
yazdı?
- Bilmiyorum.
- Bugün evi üç kez
aradı.
- Onunla bir konuşman
lazım.
- Biliyorum.
- İyice saçmalaşmaya
başladı.
- Konuşacağım, tamam.
- Peki.
Her şey yoluna
girecek.
İşler hep yolunda
değil mi zaten?
Hep yoluna sokmuyor
muyum?
Kimin umurunda ki?
Bugün doğum günün.
Dışarı çıkmak
istemediğinden emin misin?
- Canım evde kalmak
istiyor.
- Megan'ı ara.
Geri dönmesini iste.
İşi bıraktı.
- Nasıl yani?
- Başka bir iş
bulduğunu söyledi.
Yazık olmuş.
İkiniz birlikte iyi
iş çıkarıyordunuz sanki.
Bana da yazık oldu.
Ben Tom.
Sesli mesaj bırakın.
Selam Tom, benim.
Anneciğin doğum
gününü kutlamak için aramıştım.
- Mutlu yıllar
annecik.
- Rachel!
Tanrım.
- Hayır, yapma Cathy.
Dökmeyi bırak lütfen.
- Sakin ol.
-Cathy, lütfen!
- Sakin ol.
Uyumak için içeceğim
sadece.
Uyumak için bir yudum
alacağım sadece.
Niye böyle oldun sen?
Bebeğin başka bir
fotoğrafını paylaşmış.
- Çok şeker bir
resimdi.
- Öyle miymiş?
Facebook ve sarhoş
eski karılar iyi arkadaş edinmeyi sağlayamıyor.
- Ben hallederim, ben
hallederim.
- Peki, ben sadece
seni odana götürüyorum.
Onları aramaya bir
son vermen gerekiyor Rachel.
Bu oda çok hoşuma
gidiyor.
Gerçekten.
Buraya sadece birkaç
haftalığına veya bir aylığına falan geldiğimi sanıyordum.
İki yıl önce öyle
düşünüyordun tabii.
Uyu sen.
Tüp bebek ilk kez
nadiren işe yarıyor.
Kafanızı boşaltmak
ister misiniz?
Sıkıntı yok tatlım.
Bir daha deneyeceğiz.
Bir kez daha denemeye
paramız yetmez.
Yettiği zaman
deneyeceğiz.
Nereye baktığını merak ediyorum.
Bu treni hiç görüyor mu onu da merak ediyorum.
Kim bu adam?
Ne yapıyor bu?
Her şeyi resmen hiç ediyor.
Dün gece seni düşünerek uyudum Anna.
Kalçanı öptüğümü düşledim.
Göğsünü tuttuğumu.
Keşke şu an seni becerebilsem.
Anna, seni seviyorum.
Hem de çok seviyorum.
Olay gerçekleştiğinde birçok e-posta bulmuştum.
Tom ona daha önce hiç böyle hissetmediğini söylemişti.
Birlikte olana kadar bunun çok sürmeyeceğini söylemiş.
Ne dediklerini
biliyorum.
"E-postasını
kontrol etmemelisin."
Aptallık ettim.
Mesajın emlakçıdan
geldiğini görünce istenmeyen
e-postalardan olduğunu düşünmüştüm.
Sonra da fark ettim
ki onlar bildiğin manitalarmış, eski sevgilisi falan değilmiş.
Kocam da Century 21
aracısıymış.
- İğrenç bir durum.
- Öyle.
Adı Anna Boyd'muş ve
ona aşıkmış.
Bir saniye gelsene.
- Bağırarak "A…
koyayım Anna Boyd" de.
- Tamam.
A..koyayım Anna Boyd!
O şıllık benim evimde yaşıyor.
O evdeki her şeyi ben
almıştım.
Her şeyi.
Yemek masasını,
mutfak masasını.
Tom'un beni bebeğinin
yemek yediği masada becerdiğini biliyor
mu, merak ediyorum.
Bunu ona söylemek
istiyorum.
Keşke söyleyebilsem.
O evdeki her şeyi ben
almıştım.
Her şeyi ben almıştım
A..na koyayım!
O e-postayı
okuduğumda nasıl hissettiğimi tarif edecek kelime bulamam.
Ama bu sabah buldum.
Buldum.
O kadının başkasıyla öpüştüğünü
görünce Kocasını aldattığını görünce öfkeyi hissettim resmen.
Sanki bir şeyler yine
elimden kayıp gidiyordu.
Evine gidebilseydim ve onu mutfak masasında otururken
yakalasaydım o uzun sarı saçlarından
tutup birden çekerdim.
Birden çekerdim!
Sonra onu yere
atardım ve kafasını yere vura vura
paramparça ederdim!
Çekilin önümden!
Çekilin!
Seni sürtük!
Tanrı aşkına Rachel, neyin var senin böyle?
Kaç saattir seni arıyorum be!
Anna'yı o kadar çok korkuttun ki.
Haberin var mı bundan?
Bebeği Polisi
arayacaktı.
Bizi rahat bırak!
İstiyorsan kendi hayatını mahvedebilirsin ama bizimkine
dokunamazsın.
Artık seni korumayacağım.
Aman Tanrım!
Rachel, kapıyı aç.
Cathy, biraz işim var.
- İyi misin sen?
Kapıyı aç Rachel.
- Midemi üşütmüşüm,
tamam mı?
- Mideni falan
üşütmedin sen.
Ne oluyor Rachel?
Aptal değilim ben!
Rachel!
- Git başımdan Cathy!
Bir saniye gelsene.
Bağırarak "A..na koyayım Anna Boyd" de.
A..na koyayım Anna
Boyd!
Seni sürtük!
Kaç günü geride bıraktığını söylemek isteyen var mı?
Ben Jason.
Alkoliktim.
- Hoş geldin Jason.
- 22 günü geride
bıraktım.
Başka var mı?
- Merhaba, ben Rachel
ve - Hoş geldin Rachel.
İlk günü geride
bıraktım sanırsam.
Buraya geldim, çünkü Çünkü
kanlar içinde uyanmıştım.
Kollarımda morluklar
vardı ve düştüğümde biri bana yardım ettiğinden
beri var.
Kocam eskiden bir önceki gece ne yaptığımı söylerdi.
Bunu, o şekilde
uyandığımda, sadece üzgün olduğunu söylediğim zaman öğrendim.
Yaptığın şey için
üzgün olduğunu ve öyle olduğun için üzgün
olduğunu söylüyorsun, bir daha yapmayacağım diyorsun.
Ama yine de
yapıyorsun.
Yine yapıyorsun.
Sonra da hafıza kaybı
yaşıyorsun.
Hatırlamam lazım.
Hatırlamam lazım.
Pekala, teşekkürler Rachel.
Evsiz şeyiymiş.
Adını hatırlayamadım
şimdi.
- Yumurta dolması
sever misin Martha?
- Yumurta dolması mı?
Severim.
Yumurta dolması.
Resmen klasikleşmiş.
- Denemek isteyen var
mı?
- Dışarı alalım, tatlıların
yanında durmasını istemiyorum.
Nerede durduklarının
bir önemi yok.
Şurada durmalarını mı
istiyorsun?
Sosislilerin yanında durmasını
mı istiyorsun?
Birkaç kinoanın
yanına da koyabilirsin istersen.
Salatanın veya
mısırın yanına da koyabilirsin, veya duvara!
- Rachel!
- İyiyim ben Tom!
Bırak!
Hiç arkamda değilsin.
Hiç destek olmuyorsun.
- Hiç yanımda
değilsin.
- Kadın patronumun
eşi.
- İşimden kovulmuş
olabilirim sayende.
- Umurumda değil, ben
senin karınım.
- Ben senin karınım
ve sen - Rachel!
- Sen beni hiç
desteklemiyorsun!
Kes şunu.
Buraya odaklan.
- Benimle öyle
konuşma!
- Sakinleş!
- Rachel, gelmişsin.
- Çok üzgünüm Cathy, kendimi
toparlamam lazım.
Siz Bayan Watson
olmalısınız.
Ben Dedektif Riley.
Bu da Dedektif Gaskill.
Size birkaç sorumuz
olacak.
- Neyle ilgili?
- Oturmak ister
misiniz?
Cuma gecesi nerede
olduğunuzu söyleyebilir misiniz?
Şehirde, işteydim.
Sonra da - kocamı
ziyaret etmeye gittim.
- Eski kocanız demek
istediniz herhalde?
Ardsley-on-Hudson durağında
indim.
Sonra bunun kötü bir
fikir olduğunu düşündüm.
- Saat kaç civarı bu
sonuca vardınız?
- 11:00 civarı
dönmüştüm.
Öyle.
Buraya geri dönerken bir
yere uğramış mıydınız?
- Hayır.
- Oraya gitmek için
kaçta trene binmiştiniz?
- Saat 6:00'da.
- Peki madem eski kocanızı görmeye gitmediniz, o
sıralar Ardsley'de ne yaptınız?
Bu kadını gördüğünüzü
hatırlıyor musunuz?
Eski kocanız için
çalışıyormuş.
- Şu an kayıp.
- Kayıp derken?
Kocası
Ardsley-on-Hudson durağında indiğiniz geceden beri eve gelmediğini söyledi.
- Ben sadece - Megan Hipwell'i tanıyor musunuz?
- Hayır.
- Onu görmüş müydünüz?
- Hayır, sanmıyorum.
- Sarhoş olduğunuz
için mi?
Sadece açıklık
getirmek için söylüyorum, cuma günü işte olduğunuzu mu söylemiştiniz?
Halkla İlişkiler'deki
işinizden mi bahsetmiştiniz?
- Evet.
- Aldığım bilgiler, içki
probleminiz yüzünden yaklaşık bir yıl
önce kovulduğunuz yönünde.
Şimdilik bu kadarı
yeterli.
Herhangi bir şey
hatırlarsanız bizi arayın.
Cidden kovuldun mu?
Kirayı ödeyemeyeceğim
konusunda endişelenmeni istemiyordum.
- Madem işin yok, her
gün ne yapıyorsun?
- Ben - Trene biniyordum.
- Ne?
Trenle New York'a
gidip geliyorum.
Paranı buna mu
harcıyorsun yani?
Rastgele gidip gelmek
için bilet mi alıyorsun?
- Bu inanılmaz tuhaf
bir davranış Rachel!
- Tamam, tamam.
Trene biniyorum sonra da iniyorum işte, bilmiyorum.
Çok karışık.
Hiçbir şey
hatırlamıyorsun, değil mi?
Long Island'da geçici
olarak hafızasını kaybeden bir adamla
ilgili bir şey okumuştum.
Bir bardan ayrılmış
ve büyüdüğü eve doğru gitmiş sonra da
apartman sakinlerini ölümüne bıçaklamış.
Ertesi sabah yaptığı
şeyden habersiz bir şekilde uyanmış - ta ki polis onu yakalamaya gelene kadar.
Rachel!
- Ne?
Ne?
- Buradan gitmen
lazım, daha fazla katlanamayacağım - Bekle biraz.
Bekle.
- Dedektif Riley!
- Katılıyorum.
- Dedektif Riley!
Megan Hipwell'in
yanında birini görmüştüm ama cuma gecesi değildi.
Birlikte olduğu biri
vardı.
Sevgilisi vardı,
anlatmaya çalıştığım da bu.
Onu tanımadığınızı
sanıyordum.
- Hayır ama gördüm.
- Nerede?
Trenden görmüştüm.
Balkonda bir adamla
birlikteydi.
- Kocasıyla olmasın?
Scott Hipwell'le?
- Hayır, o değildi.
Bu adam farklıydı ve
öpüşüyorlardı.
Vay be, tesadüfe bak.
Tanımadığınız bir
kadını trendeyken izliyorsunuz sonra
bir şekilde kocasını aldattığını fark ediyorsunuz.
- Kulağa saçma
geldiğinin farındayım - Komşular cuma
gecesi evinin yakınında sarhoş bir
kadın gördüğünü söylüyor.
Megan Hipwell, Anna
Watson'a benziyor.
Bayan Watson bazen
evlerine izinsiz girdiğinizi söylüyor.
Bir keresinde eve
girip çocuğunu almışsınız.
Size bir tavsiye
vereyim.
Beckett Caddesi'ne
gitmeyin.
Eski eşinizle
iletişimi kesin.
- Anna Watson'dan ve
bebeğinden uzak durun, duyuyor musunuz?
- Evet.
Artık orada
yaşamıyorsunuz.
O yüzden uzak durun.
Ben hep yalan söylerim.
4 AY ÖNCE Scott'a
yalan söyledim.
Sana da söylüyorum.
Terapinin amacı bu
değil tabii ki, ama bazı şeyleri üstü
kapalı tutmak zorundayım.
Tüm erkekleri, eski
sevgilileri, sevgilileri karmakarışık ediyorum.
Kim oldukları önemli
değil.
Önemli olan nasıl
hissettirdikleri.
Yalan söylemek bir
seyahate çıkmak gibi.
Sır saklamak gibi.
Mastürbasyon yapıp
bunu kimsenin bilmemesi gibi.
Sen hariç.
Ama sen şu an sadece rol
yapıyorsun.
Mastürbasyon
yapıyormuş gibi davranıyorsun.
Scott sahiplenici ve
kıskanç biri.
Bana sahip olmayı
seviyor.
Tüm şifrelerimi
biliyor.
Bu da seksi bir şey
bence.
Geçen gece eve
geldiğimde Scott bilgisayarımı almış ve Scott’ın
davranışları normal değil.
Bu bir duygu sömürüsü
yöntemi.
Scott'tan korktuğun
oluyor mu?
Bana bir zararı yok.
Önemsemezsen
korkmazsın.
Ve ben de
önemsemiyorum.
Belki de bu senin
için normal bir şey haline gelmiştir.
Her zaman seni
düşünmem normal mi peki?
Neredeyse bir hafta önce, Megan Hipwell Beckett Caddesi'ndeki 15 numaralı evden gitti
ve ortadan kayboldu.
O zamandan beri kimse onu görmedi.
Ne telefonu ne de
banka kartları cuma gününden beri
kullanılmadı.
ARDSLEY'Lİ KADIN HALA
KAYIP
Mükemmel bir kadın.
Sıcak kalpli, son
derece özel birisi.
16 yaşındayken ağabeyini kaybetmiş annesi ve babası da birkaç yıl önce vefat
etmiş.
Scott Hipwell bu konu hakkında bilgisi olanların ortaya
çıkmasında ısrarcı.
Sen Megan'ın arkadaşı
mısın?
- Evet, Rachel.
- İçeri geç.
- Kahve içer misiniz?
- Olur, teşekkürler.
Kusura bakmayın, ortalık
biraz dağınık.
Nüfus cüzdanını
arıyorum.
Polilerin çok şeye
ihtiyacı var.
- Daha önce tanışmış
mıydık?
- Sanmıyorum.
- Megan'ı nereden
tanıyordunuz peki?
- Galeriden.
- Ressam mısınız?
- Öyle düşünmeyi
seviyorum.
Telefonda Megan
hakkında bir şeyler demek istediğinizi söylemiştiniz.
Ne söylemek
istiyordunuz?
- Cuma sabahı
karınızı biriyle gördüm.
- Kiminle?
Balkondaydı.
Onu trenden gördüm çünkü her gün Manhattan'a gidiyorum.
Buradan da geçiyorum
dolayısıyla.
Megan onu öpüyordu.
Öpüşüyorlardı.
Üzgünüm.
Biliyorum, bunu
duymak çok kötü bir durum.
Nasıl bir his
olduğunu bilirim.
Tipi nasıldı?
Ortalama bir boyu
vardı.
Siyah saçları vardı.
- Ve balkonda
mıydılar?
- Evet.
Hay sikeyim.
Sikeyim.
Hayır, hayır.
Sağ olun.
Peki o zaman.
Bilemiyorum, belki de
bu iyi bir şeydir.
Bu onun iyi olduğu
anlA..na gelebilir.
- Birisiyle kaçmış
sadece.
- Doğru.
- Sizinle konuşmuş
muydu?
- Hayır, hiçbir şey
duymadım.
Onu, nerede yaşadığımızı bilecek kadar iyi tanıyormuşsunuz
ama.
Megan'ın çok arkadaşı
yoktu.
Eskiden buraya yakın bir
yerde oturuyordum.
Yogaya giderdik.
Birlikte pilates
falan yapardık.
Ben gitsem iyi olacak.
Çok vaktinizi aldım.
Size bunu bu yoldan
söylemek zorunda kaldığım için çok üzgünüm.
Onu bir daha görsen
tanır mısın sence?
Bilmiyorum.
Biri vardı, terapisti.
Adı Abdic'ti.
Abdic.
Kamal Abdic.
- Gördüğün adam bu
muydu?
- Bilemiyorum, ne
desem boş şu an.
Terapistiyle çok
zaman geçiriyordu.
Hatırladım, bu o.
Hatırladım, bu o.
Üzgünüm.
- 2 AY ÖNCE
- Neredesin?
Neredesin?
Neredesin?
Neredesin?
Uzak dur benden.
Bu çok aptalca.
Benimle konuştuğu her
konu hamile kalmakla ilgili.
- O konuya ne zaman
girsek - Hangi konuya?
- O konuya.
- Hangi konuya?
Megan, ne konusu?
Sıkıntı yok.
Megan.
Megan.
Pekala Megan.
Bunu yapmamalıyız.
Hayır.
Megan.
Birlikte olmamızı
imkansız kılma.
İşimden olabilirim
Megan.
Umurumda değil!
İşin benim umurumda
falan değil!
Umurumda değil!
Dr. Kamal Abdic, Ardsley-on-Hudson'lı Megan Hipwell'in ortadan kaybolmasından dolayı gözaltına
alındı.
Kendisi kaynaklara göre Bayan Hipwell’in psikiyatristi.
Çok uzun zaman sonra ilk kez bir amacım var.
Ya da en azından, oyalanabileceğim bir şey var.
Megan'ın sağ salim ortaya çıkmasını istiyorum.
Scott; Olabildiğince çabuk buluşmamız lazım.
Sadece henüz değil.
- Selam.
Ne oldu?
- Abdic’i salmışlar.
- Ne?
- Yeterince kanıt
bulamamışlar.
Tutuklanmasını
sağlayan ben olduğum için de epey bir konuştu.
Onun aleyhine
kanıtları toparlarlar.
Biraz bekleyeceğiz
sadece.
- Megan'ın yanındaki
adamın o olduğuna emin misin?
- Eminim.
O olduğuna emin olsan
çok iyi olur.
- Anlamıyorum.
- Polisler benim
öldürdüğümü düşünüyor.
- Ama o
- Megan'ın acınası halde olduğunu söylemiş.
Kıskançmışım,
denetleyiciymişim falan.
Belli ki seni göz
ardı etmeye çalışıyorlar.
Abdic benim kötü biri
olduğumu söylemiş.
Evden gittiğinde
peşinden gitmedim.
Onu kontrol etmek
için hiç aramadım.
- Onun yerine bara
gidip sarhoş oldum.
- Hayır.
Abdic üzerinde daha
fazla kanıt toplamalıyız.
Tüm günümü eşyalarını
karıştırarak geçirdim.
E- posta, mektup
falan, hiçbir şey yok.
Hiçbir şey.
Bir saniyeliğine
Abdic'le kendim temasa geçmeyi düşündüm.
A..na koyduğumun
telefonu susmuyor!
Ben Scott.
Evet, bekleyin bir
dakika.
İzin verir misin?
Amma ağırsın ya.
Şişko şey seni.
Sen minik bir
şişkosun.
Rachel?
Hayır.
Anna, içeri gir.
Karın cuma gecesi
bana vurdu.
- Neden bahsediyorsun
sen?
- Evet.
Evet, vurdu.
Evet, vurdun.
Sonra da arabana
bindi.
- Hayır.
O gece ona
bağırdığını söyledi.
- Hayır.
Öyle bir şey olmadı!
O tünelin içindeydi
ve bana vurdu.
Bunu sokak ortasında
tartışamam.
Daha günün
ortasındayız ve sen de sarhoşsun.
Sarhoş değilim, Tom!
- Karım senden
korkuyor.
- Ne?
Bu bir şaka falan mı,
bilemiyorum.
Çocuk kaçırma
konusundan başlayalım!
Bu saçmalık.
Bunu biliyorsun Öyle olmadığını.
İkimizde senin neler yapabileceğini
biliyoruz.
Az önce Scott
Hipwell'ın evinde miydin?
- Neden Scott
Hipwell'ın evindeydin?
!
- Çünkü ona yardım
ediyorum.
- Nasıl?
- Megan'ı bulmaya
çalışarak.
- Megan'ı
tanımıyorsun bile!
Rach.
Kimseye yardım
ettiğini sanmıyorum.
Yani kayıp anılarını ortaya çıkartmak istediğin için
buradasın.
- Bu doğru mu?
- Aksanın var.
- Pardon?
- Üzgünüm.
Bir aksanının
olmasını beklemiyordum.
Senin de aksanın var.
- Nerelisin?
- Bir Amerikan
vatandaşıyım.
Ama tahmin ediyorum,
benim hakkımda konuşmak için burada değilsin.
- Tabii, sen - Hayır.
Özür dilerim.
Sadece sohbet etmeye
çalışıyordum.
Bu baygınlıklar.
Baygınlıklar
yaşıyorsun.
Onlar hakkında
konuşmak ister misin?
Uyandığımda ve birisi
bana ne yaptıklarımı anlattığında bu
benmişim gibi ya da benim yapacağım bir şeymiş gibi gelmiyor.
Bu konuda kötü
hissediyorum.
Ama sanki olduğundan
çok uzaktaymış gibi Sadece yeteri kadar
kötü hissetmiyorum.
Yaptığın şeylerin
sorumluluğunu üstlenmek istiyorsun ama
sorumlu hissetmek bile zor görünüyor çünkü ne için olduğu dahi
hatırlayamıyorsun.
Öyle mi?
- Evet.
- Peki Rachel, içki
içmenin yanı sıra Çünkü kesinlikle
içiyorsun.
Bugün de içtin, değil
mi?
Başka ne yapmaktan
hoşlanırsın?
Hiç hobin var mı?
Çizmeyi severim.
Sanat, sanırım.
Güzel.
Onları çizerek bazı
anılarını yeniden kazanmaya çalışabiliriz.
Ben denedim.
Bu işe yaramıyor.
Çok içtiğin zamanlarda
hiç sondan başa doğru bir yol izledin mi?
Ne zamandı?
Tom'la birlikteyken.
Hamile kalamadığım
zaman.
- Tom kim?
- Eski kocam.
- Bu konuda konuşmak
ister misin?
- Gerçekten bir çocuk
istemiştim.
Her şeyi denedik ve hiçbir
şey işe yaramadı.
Bu sadece, kesinlikle Sadece kalbimi kırdı.
O yüzden gerçekten
üzüldüm ve sonra Sarhoş olmak da bizi
ayırdı.
Tamam.
Biraz daha anlat.
Eskiden şu mükemmel
çifti izlerdim.
Onlar gerçek aşkın şekil
bulmuş halleriydiler.
Bu her zaman
istediğin türden bir aşktı.
Sonra kadın ona
ihanet etti.
Ve bu içimde bir şeyi
ateşledi Neden gerçekten buradasın,
Rachel?
Çünkü kendimden
korkuyorum.
5 temmuz: 13:33, 13:34, 13:37 13:38'de yeniden arıyor ve sonra 13:44,
13:45, 14:15'te yeniden arıyor.
Sonra 6 temmuz Demek istediğimi anladın.
Bazen ona günde
onlarca defa mesaj atıyor.
- Ama tüm bunlar
bilinmeyen bir numaradan.
- Bilinmeyen numara,
Rachel.
Sizde aramaların bir
kaydı var.
Birbirlerine neler
söylediklerinin bir kaydı yok.
Çocuğunla olan
olaydan sonra hiç evinize geri geldi mi?
- Bildiği kadarıyla
hayır.
- O zaman, ona 2.
dereceden taciz için
dava açabilirsin ama bunlar sadece
mesaj, tehdit değiller o yüzden Bir
süredir Scott Hipwell'in evinin etrafında geziniyor.
Hem de çok defa.
Farkındayım.
Bir şeyler ima etmek
için etrafta çok fazla ucu açık nokta var
ama bunlar pek bir şey ifade etmiyor.
Ama daha sağlam bir
şeyler getirirsen - Daha neye ihtiyacın
var?
- Kanıta.
Gerçek kanıta.
Kocanın eski eşiyle
iletişim içinde bulunmak istemediğinden emin misin?
- Ne?
Hayır.
O bizi taciz ediyor.
- Kocan da böyle mi
diyor?
Şifre yanlış.
Tekrar dene.
Şifre yanlış.
Tekrar dene.
Şifre yanlış.
Tekrar dene.
Selam.
Selam.
Gazeteciler evimin
etrafında.
Her yerdeler.
Başka nereye
gideceğimi bilemedim.
İçeri gel.
Dedektif dedi ki Dedektif uzun zamandır duymak istediğim bir
şeyi söyledi.
O hamile.
Bana değil,
psikiyatristine söylemiş.
Bir aile istedim ama o, bu yoldaki her adımda benimle kavga
etti.
Bu konuda hep kavga
ederdik.
Megan benim hakkımda sana
bir şey söyledi mi?
Seni seviyordu.
O seni insanların
sadece hayal ettiği bir aşkla seviyordu.
1 AY ÖNCE Burada olmamalısın.
Ben Birisine anlatmam gerekiyor sadece bir kere.
Yüksek sesle anlatmam
gerekiyor.
Sana anlatmak istiyorum.
Sonra gitmiş
olacağım, yemin ederim ki!
Hamile kalmıştım.
17 yaşımdaydım.
Ona kendi başıma
bakıyordum.
Koyu renk gözleri ve
sarı saçları vardı.
Bunun zor olacağını
sanıyordum ama öyle değildi.
Kolaydı.
Çünkü onu sevmiştim.
Onu sevmiştim.
Ona Elizabeth
diyordum.
Libby.
Libby.
Aralık ayıydı.
Ben ve Mac, bir kavga
etmiştik.
O terk edip gitmişti.
Çatı sızdırıyordu.
Soğuktan donuyordum, o yüzden küvete girdim.
Libby'yi de yanıma almıştım.
Göğsüme yatırmıştım başı hemen çenemin altındaydı.
Uyuyakaldım.
Onu öylece bıraktım.
Onu öylece bıraktım.
Onu öylece bıraktım.
Onu öylece bıraktım.
Bakamadım bile.
Onu görmek istemedim.
Onu görmek istemedim.
Onu bir battaniyeye
sardım ve gömdüm.
Sonra Mac o gece dışarı gitti.
Ve bir daha asla geri
gelmedi.
Asla geri gelmedi.
Evimizi özlemiştim.
O yüzden sarhoş
olduğum bir gün, oraya gitmeye karar verdim.
Ön kapı açıktı.
Yani kırarak girmiş
gibi olmadım.
Sonra Evie'yi duydum.
- Evie kim?
- Tom'un çocuğu.
Bu kulağa çılgınca geliyor, biliyorum ama sadece onu tutmak istemiştim.
Sadece bir anlık için.
Rachel?
Ne yapıyorsun?
Ne yapıyorsun?
Rachel Ona zarar
vermeyecektim.
Ona asla zarar vermem.
Sadece onu tutmak
istemiştim.
Kısmen çürümüş cesed bulundu
Kadın cesedi bulundu Ölüm sebebi, künt travması.
Kısmen çürümüş ceset Megan
Hipwell.
Soruşturma artık cinayet
soruşturması halini alıyor.
Kaynakların söylediğin göre kısmen çürümüş ceset kaybolan Ardsley'li kadın Megan Hipwell'e ait.
Ölüm sebebi ise künt
travması.
Megan Hipwell'ın soruşturması artık cinayet soruşturması
haline dönüşüyor.
Bay Hipwell?
- Sorun ne?
- Üzgünüm.
Bu bana, ona geri
dönmeden önce seni giyinirken izlediğim zamanları hatırlatıyor.
Bu eve geri döndüğün
zamanları.
Aslında diğer kadın
olmayı özledim.
- Rachel'ı aldatmaktan
zevk alıyor muydun?
- Cidden mi?
Bunu onunla
bağdaştırmasak?
- Bugün onu yine
gördüm.
- Nerede?
Bu öğleden sonra,
polis Scott'u eve geri getirdiği zaman.
Sokağın karşısındaydı.
- Beni gördüğünde
agresifleşti.
- Nasıl agresifleşti?
- Ya Rachel, Megan'ı
öldürdüyse?
- Rachel, Megan'ı
öldürmedi O zaman neden Scott'un evinin
etrafında geziniyor.
O tehlikeli ve bunu
biliyorsun.
Anna, tatlım.
Rachel üzgün birisi.
Kesinlikle zararsız
birisi.
Ne yapıyorsun burada?
Nasıl girdin içeri?
Buraya gel.
- Benimle bir bira iç.
- Şu anda içmiyorum.
Dedektif Riley dün
gece beni görmeye geldi.
Görünüşe göre baba
ben değilim.
Ne de psikiyatrist.
Karım sana üçüncü bir
adamla ilgili bir şey söyledi mi?
Otur.
Otur!
- Bu neyle alakalı
bilmiyorum ama - Hadi ama!
Sen ve Megan çok iyi
arkadaştınız.
Biliyor olmalısın.
- İtiraf et!
- Neyi itiraf edeyim?
- Karımla asla
tanışmadığını itiraf et.
Dedektif, daha
Megan'ı tanımadığını söyledi.
Başka şeyler de
söyledi.
Alkolik.
Hatta belki akli
dengesi bozuk?
Üzgünüm.
Sadece gerçekten yardım
etmeye çalışıyordum.
Sen Tom'un deli, eski
karısısın!
Bunu bana ne zaman
söyleyecektin?
Şimdi de dedektif bir
ilişkimiz olup olmadığını soruyor?
Sen mi?
Senin gibi birinin yanında asla olmam!
Karım öldü ve bana
yalan mı söylüyorsun?
Senin sorunun ne?
- Bunu kim yapar?
- Sana Megan'ın ilişkisini
anlatmam gerekiyordu ve sadece Tom'un eski
karısı olsaydım bana inanmazdın!
Teşekkür ederim,
biliyorsun ya.
Abdic'in beni işaret
etmesini sağladığın için.
Polislerin ikimizin sikiştiğini
söylettiğin için!
Bunlar nasıl gidiyor?
Bilirsin ya, seanslar?
Doktorla olan?
Abdic ilgili bir
şeyler öğrenmek istiyordum ve sana yardım etmek için ona gittim.
Sen sadece bir hayatı
olmayan, üzgün bir yalancısın!
- Hepiniz
yalancısınız!
- Lütfen, yapma!
- Bir ifade
bildirgesi doldurmam gerek.
- İsim?
-Rachel Watson.
Pete?
Ben hallederim.
İfade mi vermek
istiyorsun?
Dinliyorum.
Az önce Scott Hipwell
bana saldırdı.
Yeni erkek arkadaşın
Scott Hipwell mi, demek istiyorsun?
Hayır.
Biz sadece arkadaştık.
Ama istediğin şey
buydu, değil mi?
Bir gece onun
dairesinde kaldın, değil mi?
- Sana bağlam
gerekiyordu.
- Bağlamı biliyorum!
Ama Bay Hipwell'e
olan saplantının ne zaman başladığını belirlemeye çalışıyorum.
Hamile karısı
öldürüldükten sonra mıydı önce miydi?
Yani bir noktada
komşuydunuz.
- Onunla sonrasında
tanıştım
- Benim tarafımdan sorgulandıktan sonra senden daha şüpheli başka birisiyle arkadaşmış
gibi davrandın ve sonra tüm bu zaman
boyunca seni sikmesini umarak onu,
kendisini suçlu gösterecek şekilde yönlendirdin.
Buraya sana yardım
etmeye geldim!
Az önce kendi evimde
bana saldırdı!
O gece bölgede
görüldün.
Ortada açıklamasını
yapamadığını söylediğin birkaç saat olduğunu söylüyordun.
- Scott'du.
Scott Hipwell
karısını öldürdü.
- Hayır.
O yapmadı.
Bir spor barından
alınan güvenlik kayıtları Bay
Hipwell'in o gece nerede olduğunu açıklıyor.
Yalan söylüyorsun.
Yalan söylüyorsun.
Bana ne olduğunu
anlat.
Sorun değil.
Anlat.
- Bilmiyorum - Megan Hipwell'ı öldürdün mü?
GEÇEN CUMA Selam.
Seni görmem gerek.
Lütfen buraya gelir
misin?
Hala onun koyu renk gözlerini görebiliyorum.
Hala tenini
koklayabiliyorum.
Ne kadar soğuk olduğunu hissedebiliyorum.
Kendini affet.
Yalnız kalmaktan
korkmana gerek yok.
Yalnız değilsin.
İyi olacaksın.
Sen ve bebeğin iyi
olacak.
Neden beni takip
ediyorsun?
Neden buradasın?
Ben de aynı soruyu
sorabilirdim.
Seni gördüm.
O gece seni tünelde
gördüm.
Seni orada gördüm.
- Seni orada
gördüğümü biliyorum!
- Bayan, burada
yaşıyorum.
Her zaman o tünelden
geçiyorum.
Ama ne gördün?
O gece ne oldu?
Ne gördün?
Kıçını kırmıştın.
Düşmüştün.
Senin için üzüldüm.
Sana yardım etmeye
çalıştım.
Sen de bana, siktir
git dedin.
- Ben de siktir olup
gittim.
- Biriyle mi
birlikteydim?
Yalnız mıydım?
- Ne oldu?
- Bilmiyorum.
Sarhoştun.
Her zaman sarhoşsun.
Tüm
söyleyebileceklerim bunlar.
- Sakin ol.
- Bana gerçeği
söylemen gerek!
O gece ne gördün?
O gece ne oldu?
Bilmiyorum.
En kötüsü olduğunu
varsayıyorum.
Tanrım Bir saniye
buraya gelir misin?
Bir saniyeliğine.
"A..na koyayım Anna Boyd" de.
"A..na koyayım
Anna Boyd"Tom'u siktiğimi biliyor mudur, merak ediyorum.
O kadının başkasıyla öpüştüğünü görünce Kocasını aldattığını
görünce saf öfkeyi hissettim resmen.
Eğer yapabilseydim evine gider, oturduğu yeri bulur ve yüzünü yerde paramparça ederdim!
Cathy, benim için yaptığın her şey için teşekkür ederim.
Bu şekilde ayrıldığım için üzgünüm.
Daha sonra eşyalarımı
gönderirim.
Sevgilerle, Rachel.
Bu çok doğru.
Orası en kötü
restoran.
Neden hep oraya
gidiyoruz ki?
Martha?
Martha?
Rachel?
Seni bir milyon
yıldır görmedim Evet, seni aramak
istemiştim ama Tom oluruna bırakmam gerektiğini söyledi.
- Çok üzgünüm.
- Ne için?
Barbekü için.
Hiçbir şey hatırlamadığımı
bilmeni isterim ve tamamen baygınlık geçirmiştim - Herkes biraz fazla içer, yani sorun değil.
- Biliyorum ama yumurtalarla yaptığım Ve sonra sana bağırdım.
Çok kötü sözler ettim.
Ben sadece Bu konuda gerçekten çok utanıyorum.
Ben Tom Tom
tabağını parçaladığımı söyledi.
Ben Tom benim davranışlarımdan dolayı kovuldu.
Sen kendini kötü
hissettin ve misafir odamızda biraz uyudun.
Yatmak ister misin?
Benimle gel.
Affedersiniz Rachel?
Daha iyi hissediyor
musun?
- İsterseniz gece
burada kalabilirsiniz.
- Hayır, hayır.
Sorun değil.
Teşekkürler.
Eğer öyle bir şey olsaydı hatırlayacağımı düşünüyorum Çok üzgünüm.
Kalk.
Sonra Tom seni eve
götürdü.
- Üzgünüm, Tom - Şunu söylemeyi kes!
- Üzgün olduğunu
biliyorum.
- Üzgünüm.
- Senin sorunun ne?
Bana odaklanamıyorsun
bile.
Ayakta dahi
duramıyorsun!
Senin sorunun ne?
Ayakta durabilir
misin?
İğrenç şey!
Hayır Hayır Evet.
Tom kovuldu çünkü sikini
pantolunun içinde tutamıyordu.
Sen yanlış hiçbir şey
yapmadın.
Uyan Rachel!
Uyan!
Uyan!
Burada uyuyabilirsin.
Hepimiz senin için kendimizi çok kötü hissettik.
Çok kötü bir adam.
Tanrım.
Sen iyi misin?
Şifre yanlış.
Tekrar dene.
Şifre yanlış.
Tekrar dene.
Seni görmem gerek.
Saat 3'te benimle
buluş.
Buradayım, sen neredesin?
Gelemem.
Evie'ye bakmak
zorundayım.
Ne yapıyorsun?
Evie'nin arkasını
topluyorum.
- Orospu!
- Bizi yalnız bırak.
Yeni mesaj yok.
Kaydedilmiş mesaj yok.
Mevcut sesli mesajınızı dinlemek için, lütfen 2'ye basın.
Selam, ben Megan.
Mesaj bırakın.
- Mesajı tekrar dinlemek için, 1'e basın.
- Selam, ben Megan.
Mesaj bırakın.
- İyi misin?
- Bir şey duyduğumu
sandım.
- Eğer bir şey
duyduysan beni uyandırmalısın.
- Ben Yatağa geri dön.
Orospu!
Rachel burada.
Ne yapıyorsun sen?
Siktirin gidin lan
buradan!
Siktirin gidin
buradan!
Bir şeyin yok.
Sadece biraz yardıma
ihtiyacın var.
Dokunma bana.
Dokunma bana.
Siktir git Siktir git!
- Gel bakalım.
- Anna.
- Hayır, hayır.
- Anna, lütfen.
- Git buradan!
- Git.
- Sadece burada
duracağım.
Daha fazla yaklaşmayacağım.
- Sadece seninle
konuşmam gerek.
- Söylemen gereken
hiçbir şeyi duymak istemiyorum.
Tom nerede?
Sana yalan söylüyor.
Her zaman yalan söyler.
O iyi bir yalancıdır.
İyi bir yalancı
olduğunu biliyorum.
Aylarca senin
arkandan iş çevirdik.
- Bunu sana da yaptı - Aldattığını biliyorum.
Biliyorum.
- Anna O Megan'ı öldürdü.
- Hayır, biz Biz bunu bilemeyiz.
- O tehlikeli.
- Hiçbir şey
bilmiyoruz!
- Anna, gitmen
gerekiyor.
- Hayır.
- Gitmen gerekiyor.
Anna'yı alıp ayrılman gerekiyor.
- Hayır.
- Buradan git.
- Onu terk
etmeyeceğim.
.
Bu onun daha ilk
ilişkisi sayılır.
Konu yasak ilişkisi
değil.
Ve derinlerde, sen de
bunu biliyorsun.
- Anna, lütfen
benimle gel.
- Onu terk
etmeyeceğim.
Lütfen benimle gel.
- Anna, gitme.
Gitme!
Lütfen.
- Eve gir, tatlım.
Seni gördüm, Tom.
Orospu çocuğu, seni
gördüm!
Katilsin!
Siktiğimin katili!
Onu öldürdün!
Onu öldürdün, bunu
biliyorum!
İnanılmazsın!
Dinle.
Beni dinle.
O gece Megan onun
arabasına bindi.
Hatırlamadığımı
sanıyorsun.
Baygınlık geçirdiğimi
sanıyorsun.
Seni gördüm.
Megan neden arabana
bindi?
Megan arabana bindi
mi?
- Hayır!
- Evet, bindi!
Onu doğruyu söyle.
Şu anda, hemen ona
doğruyu söyle.
O tünelde bana
saldırdın çünkü seni onunla birlikte gördüm.
Megan'ın telefonunu
buldum.
Telefonu buldum.
Demek tüm o telefon
çağrıları, Rachel'dan değilmiş.
Yani o burada
çalışırken onu sikiyor muydun?
Kızımıza baktığı
zamanlarda?
Sen her zaman çok
yorgun oluyordun.
Her şey Evie ile
ilgili.
Bu doğru.
- Tom, onu bana ver.
- Sorun yok.
Tom, onu bana ver.
Lütfen.
Lütfen onu bana ver.
Galiba altının
değiştirilmesi gerekiyor.
Lütfen?
- Her şey yoluna
girecek.
- Lütfen onu bana ver.
Bırak onu.
Onu incitiyorsun.
- Burada değiştir.
- Tamam, altını
değiştireceğim.
Bırak onu.
İnciteceksin.
911, acil durum Acil durumunuz nedir?
Hayır, dur.
Dur.
İçki içer misin?
Hayır.
Evet, içersin.
Tüm o benim yaptığımı
söylediğin şeyler.
O korkunç şeyler.
Onların hiçbirini
yapmadım.
Öylece acı çekmemi
izledin.
Çok değersiz
hissetmemi sağladın.
Her şeyin benim suçum
olduğunu düşünmemi sağladın.
İç.
Bana, benim seni
kovdurduğumu söyledin.
Ama ben kovdurmadım.
- Biliyor musun,
trende Martha'yı gördüm.
- İç!
Trende Martha'yı
gördüm.
Ve bana ofisteki herkesle sikiştiğin için kovulduğunu
söyledi.
Rachel burada.
Burada bekle.
Arabaya binmek ister
misin?
Neler oluyor?
Onun için endişelenme.
Hadi.
Pekala, buradayım.
Ne oldu?
Sadece ormana gitmek
istiyorum.
Siz deli kadınların
neyi var?
İstediğin bu mu?
Hayır.
Böyle mi?
- Hamileyim.
- Ne?
Tebrik ederim.
Bilmen gerektiğini
düşündüm.
Bilmem gerektiğini mi
düşündün?
- Senden olma şansı
var.
- O zaman kürtaj
olursun.
Ama Scott'dan ise
istediğini yaparsın.
Ama ondan değilse Bebekten kurtulursun.
İstediğin zaman dahil
olabilirsin.
Boktan bir dadısın.
İyi bir anne
olacağını düşündüren şey ne?
Neden en başta beni
buraya getirdin?
Çünkü ikinizinde
etrafta olması eğlenceli olur diye düşünmüştüm.
Evie'nin oyun
buluşmalarının aralarında beni sikebilesin diye
- senin oyununu oynadım.
- Başka bir çocuğa
ihtiyacım yok.
- Özellikle de
seninle.
- Sana yakın olmak
için çocuğuna baktım.
Rachel'ı daha fazla
sikemediğin için Anna'yı siktin!
Ve Anna'yı
sikemediğin için de beni siktin!
Hepimizden faydalandın
ve sen sadece acınacak halde, iktidarsız bir adamsın!
Benden
kurtulamayacaksın.
Hayatının geri
kalanında bu çocuk için bedel ödeyeceksin.
Bir köpek gibisin.
İstenmeyen, kötü
davranılan köpekler gibisin.
Onları
tekmeleyebilirsin ama sana gelmeye devam ederler.
- Bir şekilde iyi
olduklarını düşünerek - Bunu tekrar
yapmayacaksın.
- Onları seversin.
- Yaptığın şey bu.
Bunu bana tekrar
yapmayacaksın.
Kendini bu hale sen
getirdin, Rachel.
Sadece bir gece uzak
dursaydın Sadece bizi yalnız bıraksaydın.
Bunu Megan'a sen
yaptın.
Bir şekilde, onu sen
öldürdün.
Ama öldürmedim.
Sen öldürdün.
Evliliğimizde bunu
bana sen yaptın.
Beni delirttin.
Bir sarhoş ile evli
olmak nasıl bir şey, hiçbir fikrin var mı?
Başka bir seçeneğim
yoktu.
O Beni öldürebilirdi.
Asla ona zarar vermek
istemedim.
Nefsi müdafaaydı.
Başka bir seçeneği
yoktu.
Tom onu öldürebilirdi.
Her şeyi gördüm.
Rachel, Megan
hakkında haklıydı.
O her şey hakkında
haklıydı.
Artık biz sonsuza kadar bağlandık, üçümüz.
Paylaştığımız hikaye tarafından sonsuza kadar bağlandık.
Bugün farklı bir vagona oturdum ve ileriye baktım.
Her şey mümkün.
Çünkü artık eskiden
olduğum kadın değilim.
Önceki Yazı
« Prev Post
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »
Next Post »