Print Friendly and PDF

Translate

Sarışın Bomba (2017) Atomic Blonde

|

 


 115 dk

Yönetmen:David Leitch

Senaryo:Kurt Johnstad, Antony Johnston, Sam Hart

Ülke:Almanya , İsveç , ABD 

Tür:Aksiyon, Gerilim

Vizyon Tarihi:28 Temmuz 2017 (Türkiye)

Dil:İngilizce, Almanca, Rusça, İsveççe

Müzik:Tyler Bates

Nam-ı Diğer:The Coldest City

Oyuncular

Charlize Theron

James McAvoy

Eddie Marsan

John Goodman

Toby Jones

Özet

Kasım 1989... Berlin'i ikiye ayıran duvar yıkılmak üzeredir. Britanya gizli servisinde görevli olan tecrübeli MI6 ajanı Lorraine Broughton (Theron) başka bir ajanın öldürülmesini araştırmak üzere Berlin'e yollanır. Ölen ajan Doğu'daki kaynağından bir liste almıştır ve bu, iki tarafın çifte ajanlığını yapanların listesidir. Fakat liste, ölen ajanın üzerinden çıkmaz. Berlin duvarının yıkıldığı gece ajan Broughton'ın üstü olan meslektaşı sokak ortasında vurularak öldürülür ve Lorraine, Londra'ya dönerek başından geçenleri anlatır. Fakat hiçbir şey aslında sandığı gibi değildir...

 

Film Antony Johnston'ın yazarlığını ve Sam Hart'ın çizerliğini yaptığı çizgi romanın uyarlamasıdır.

Altyazı

Doğu ve Batı  Silahlıyız diye birbirimize güvenmiyor değiliz.

Silahlıyız   çünkü birbirimize güvenmiyoruz.

 Bay Gorbachev   yıkın şu duvarı.

 Kasım 1989'da, 28 yıldan sonra   Berlin Duvarı yıkıldı ve soğuk savaş sona erdi.

 Bu, o hikâye değil.

 Çeviri: Mert Yıldız Keyifli Seyirler.

 BERLİN, KASIM 1989

 Tanrım  A.mna koyduğumun James Gascoigne'si  - Beni nasıl buldun?

 - Belki de bu casusluk işlerinde sandığın kadar iyi değilsindir.

 Satchel yaptı, değil mi?

 Satchel sattı beni.

 Kesin en iyisine yakalanırım diyordum hep   ama sen en iyisi değilsin, değil mi, Bakhtin?

 Sen, KGB'deki en büyük a.cıksın.

 İstediğin kadar konuş, Jimmy.

 LONDRA 10 GÜN SONRA

Gözün fena morarmış.

 C nerede?

 Dünyada yaşanan son olaylardan dolayı kendisi bize katılamayacak.

 Elbette.

 Kayıttaki seslerin sahipleri; Bendeniz Kıdemli Yönetici ve Memur Eric Gray   Amerikan konuğumuz CIA ajanı Emmett Kurzfeld   ve görevden dönüş yapan İngiliz ajan Lorraine Broughton.

 Başlamadan önce, resmi olarak Bay Kurzfeld'in bu sorgudan   çıkmasını talep ediyorum.

 Talep reddedildi.

 O halde, CIA'in bunları duymaması gerektiğini size söylemeliyim.

 Lorraine, bu sorguya tabi tutulan sensin.

 - Kontrol edeni değilsin.

 - Anlıyorum.

 Ben, Berlin'e de geldim.

 Ve Langley tarafından verilen tam yetkiyle de buradayım.

 Eğer rahat edeceksen, diğerleri gibi aynanın arkasında da durabilirim.

 Ama orası biraz kalabalık.

 İ.nenin oğlu 

Ne dedin sen?

 Hiçbir şey demedim.

 Pardon.

 Bir şey mi dedin, Lorraine?

 - Bir şey dediğimi duydun mu?

 - Bir şey dedin bence.

 Ne dedi?

 Ne?

 Şimdi  Kaseti geri sarmak ister misin?

 İyi o zaman.

 Başlayalım mı?

 Berlin.

 Ne oldu orada?

 Demek Berlin 

A.mna koyayım ya.

 BAŞLANGIÇ Lorraine, seni böyle apartopar çağırdığımız için üzgünüm.

 C'yi tanıyorsun.

 - Evet.

 - Dosyanın üstünden geçiyorduk.

 Rusçanın çok iyi olduğunu gördüm.

 Kaçış ve kurtulmada uzmansın.

 İstihbarat toplamada ve göğüs göğse muharebede ustasın.

 Etkileyici yeteneklerin var.

 Bu sebeplerin ışığında da, her birini kullanması gerekecek.

 Direkt konuya gireceğim.

 James Gascoigne'i ne kadar iyi tanıyorsun?

 Merhaba merhaba.

 85'te İstanbul'da birlikte çalışmıştık.

 Öldü.

 Gascoigne, dün gece vazifedeyken Berlin'de öldürüldü.

 Batı Almanya polisi bu sabah cesedini sokakta buldu.

 Ve adli tabip de kafatasından 7.

62 mm Tokarev mermisi çıkarttı.

 Sovyetler.

 Dün; Gascoigne, kod adı Spyglass olan bir Stasi subayıyla buluştu.

 Spyglass'a, kod adı "Liste" olan bir mikrofilm belgesini bize vermesi   karşılığında dokunulmazlık vaadi verdik.

 Bir İsviçre saatinde saklı.

 Listede faal olan bütün gizli memurların ismi var.

 Bütün şaibeli işler var.

 Soğuk savaşın 40 yıl daha uzamasına sebep olabilecek bir atom bombası resmen.

 Ve şu anda bu listenin, Gascoigne'i öldüren adamda olduğunu düşünüyoruz.

 Kaynaklarımıza göre bu adam; bir düzinenin   üstünde kayıtlara geçmiş cinayeti olan KGB tetikçisi Yuri Bakhtin.

 Yani Moskova'ya gitmemi mi istiyorsunuz?

 Hayır.

 Bakhtin uçağa hiç binmemiş.

 Yani hala listeyle birlikte Berlin'de.

 Herkes onun peşinde.

 Yankiler, Kurbağalar.

 - Sovyetler ve Cruzelar  - Ve bizim adamımız, Percival.

 - Percival da kim?

 - David Percival.

 Berlin'deki bir numaralı adamımız.

 Temas noktan o olacak.

 Dükkân açık!

 Para güzeldir ama istihbarat tadından yenmez.

 Ya sen?

 Sen bana ne getirdin?

 Bakire Meryem'in memesinden ucundandır bak.

 DOĞU BERLİN

- Jordache kolay değildi.

 - Karımın doğum günü için.

 Ne kadar hoş.

 Liste nerede lan?

 - Mikrofilmi dün gece Gascoigne'e verdim.

 - James gelmedi.

 Ben üstüme düşeni yaptım.

 Listeyi ona verdim.

 Beni ve ailemi buradan g.türmelisin.

 Burası bizim için güvenli değil.

 - Ruslar peşimde.

 - Liste yoksa anlaşma da yok.

 - Her şeyi riske attım.

 - Liste yoksa, anlaşma da yok.

 Beni dinle, Spyglass.

 Liste sende değilse kafana sıkmamam için bir neden söyle.

 Bir Stasi subayını mı öldüreceksin?

 Batıya kaçmanın eşiğinde olan bir subayı öldüreceğim, evet.

 Büyükelçilik ona göz kulak olamadığı için, Percival da oranın yerlisi oldu.

 Vahşiler a.mna koyayım.

 Berlin, bildiğin Vahşi Batı.

 O s.ktiğimin duvarı yıkılırsa, altında kalmak istemeyiz.

 O listeye Ruslar ele geçirirse boku yeriz.

 Hem de fırçasıyla.

 Adın Elisabeth Loyd.

 James Gascoigne'in ailesi tarafından; naaşı ve James'ten geri kalanları   almak için gönderilen Cambridge'de eğitim görmüş bir avukatsın.

 Görevin, Percival ile bağlantı kurmak ve ne olursa olsun o listeyi eve getirmek.

 Ve unutma, Lorraine  Bu, çok hassas bir konu.

 Kimseye güvenme.

 Beni takip edin!

 Gelin, gelin.

 Çabuk, bu taraftan.

 - Bir kopyasını yaptığını söyle.

 - Ezberledim.

 Ezberledin mi?

 O listedeki bütün ajanları mı?

 Her çarşamba, Penny Lane kerhanesine gidiyorsun.

 En sevdiğin kız Margot, ama gerçek adı Maria.

 Maria mı?

 - Tamam, seni Batıya geçiririm.

 - Sen iyi bir adamsın, Percival.

 S.ktir lan.

 Listeyi istiyorum sadece.

 Ele geçirdiğimde  Hay ananı!

 - Kıpırdamayın!

 - Sonra görüşürüz.

 - İyi geceler, memur abiler.

 - İyi geceler.

 Kimlik, lütfen.

 Kimlik  Gördünüz mü?

 Çabuk, bu tarafa!

 Kalkın!

 Çok geciktim a.mna koyayım ya.

 BATI BERLİN

Tempelhof Havaalanına hoş geldiniz.

 Bayan Broughton.

 Bay Percival gecikti, bu yüzden sizi almam için beni gönderdi.

 - Bavulunuz var mı?

 - Hayır, önden gönderildi.

 Lütfen takip edin beni.

 Terminalde park etmek yasaktır.

 Sadece bavul yükleme ve boşaltma işlemleri yapılır.

 MERKEZ HAVAALANI

- Berlin'e ilk defa mı geliyorsunuz?

 - Evet.

 Burada olmak için harika bir zaman.

 Müzikleri muazzam, gece hayatı fevkalade.

 Restoranları olağanüstü.

 Bir şeyler içmek isterseniz Central Cafe'yi denemelisiniz.

 Daha sonra lazım olur.

 Bay Bremovych'i hatırlıyorsunuz, değil mi?

 Elbette hatırlıyorsunuz.

 Berlin'de ne işiniz olduğunu kendisi çok merak ediyor.

 Ne yapıyorsun lan sen?

 Berlin'e hoş geldin.

 Ben David  - Neredeydin lan sen?

 - Ateş etme.

 Ayakkabın bende.

 Bavullarına yardım edeyim.

 - Hadi bakalım.

 - Hayatını s.keyim ya.

 Ruslar ne kadar ağırmış a.mna koyayım ya.

 - İneli 5 dakika oldu ve ifşa oldum.

 - İfşa falan olmadın.

 - Adımı biliyorlardı.

 - Can sıkıcı.

 - Seninkini de.

 - Şaşırtıcı.

 Harika bir başlangıç yaptık, Percival.

 İlk izlenimlerin neydi?

 David hakkında mı?

 Yakışıklıydı, 30'lu yaşlarının sonundaydı.

 Felaket bir Sinnade O'Connor saçı vardı.

 İrlandalı şarkıcı.

 Niye öyle bir şey yaptığını sorduğumda da  Araya kaynamak için dedi.

 Dokunmak ister misin?

 Doğu'da araya kaynamak için.

 Kapının hizasındaydım ben de.

 Ya a.mna koyayım   nasıl olur da C, o listeyi bulmamda bana yardım edebileceğini düşünür?

 Gascoingne'un cesedini alır almaz   vizeni iptal edecekler ve seni ilk uçakla eve gönderecekler.

 - Bir çaresine bakarım.

 - Burası Charlie Kontrol Noktası.

 Benim ofisim de şu arkada.

 Buraya kartpostal toplamaya gelmedim, Percival.

 Otelime bırak beni, hemen köşeyi dönünce.

 Daha önce Berlin'e gelmediğini söylediğini sanıyordum.

 - Harita okuyabiliyorum a.mna koyayım!

 - Çok kısa bir işim var.

 SOVYET TİCARET HEYETİ

- Ne yapıyorsun?

 - Faşist domuzlara bir mesaj gönderiyorum.

 Yoldaş Bremovych'e benden selam g.tür.

 AYNI ZAMANDA DOĞU'DA

 Kimler varmış burada?

 Bay Bremovych.

 Dün gece bunları parti yaparken yakaladık.

 Doğu Almanya'nın en iyi ve en zeki gençleri.

 Sen.

 Öne çık!

 Öne çık dedim!

 Gel buraya.

 Demek eğlenmek istiyorsunuz?

 Hadi eğlenelim.

 Burada ne varmış bakalım.

 Hadi, benim için dans et.

 Müzik çalıyor, değil mi?

 Bir alkış alalım.

 Dün gece bir adam vardı burada, bir hain  Nerede olduğunu söyle bana!

 Bakhtin nerede?

 Liste nerede?

 Bakhtin gelmedi, Yoldaş Bremovych.

 Kapitalist piç işte, listeyi satacak.

 Bulun onu!

 O listeyi istiyorum.

 Boris, fotoğrafı ver bana.

 Dikkatli bakın!

 Bu adam bir hain.

 Onu tanıyor musunuz?

 Sivil itaatsizliğin tırmanmasıyla birlikte Doğu Berlin'de bu gece tansiyon gerildi.

 Protestolarıyla seslerini duyurmak isteyen Berlin gençlik liderlerine   biber gazı ve tazyikli su fışkırtma araçları ile karşılık verildi   ve polisin; olay çıkartmayan göstericileri   coplarla dövdüğüne dair de sayısız ihbar var.

 Bir İngiliz vatandaşın naaşını almak üzere gönderildim.

 Ceset bir doku sayesinde teşhis edildi.

 Evet, sanırım öyle.

 Bu bir soru değildi.

 İfade ettim.

 Meslektaşınız mıydı?

 Başka bir şubedeydi.

 - Hangi şubedeydi?

 - Başka bir şubede.

 Nakil evraklarını getirdiniz mi?

 Hani bazı filmler vardır bilir misiniz, görüntü yavaşlamaya başlar   ve erir   sonra alev alır  Vay be.

 Berlin bu işte.

 Pasaport numarası doğru değil.

 - Doğru bilgi olmadan bu naaşı veremem.

 - Basit bir hata.

 Bayan Loyd, Almanya'da biz basit hatalar yapmayız.

 Yalan söylemeyeceğim.

 Etkilendim.

 Buraya izinsiz girdiğine göre harbi taşşaklı adamsın.

 Sen asıl taşşaklarımı görünce etkilenirsin.

 Sözüne güveniyorum bu konuda.

 Böyle kalmanın bir yolunu bulmuşsun.

 76 gibi hissettiriyorsun ama daha 16'sın.

 Aynen öyle.

 Hiçbir yere gitmiyorum.

 - En az bir hafta daha buradayım.

 - Şansa bak lan.

 Bu olayın altını üstüne getirmeden vermezler onun naaşını.

 Nasıl girdin lan sen buraya?

 O kadar uzun süredir Berlin'deyim ki, sanırım bütün boktan evlerin   ve duvarın her iki tarafındaki iyi kerhanelerin kapıcısını tanıyorum.

 O zaman Spyglass'ı da tanıyorsundur.

 Hiç tanışmadım.

 James'in adamıydı o.

 Beni Templehof'tan bu yana takip eden kadın hakkında ne biliyorsun?

 Çekici bir kadınsın ve bunun hesabını kendin yapmalısın.

 Yani; seni takip eden ben olsam, adam gibi yani, ruhun duymaz.

 Takibin bir adabı var, değil mi?

 Yürürken, aynı anda gayda çalmak gibi.

 Ya yaparsın, ya yapamazsın.

 Keyfine bak.

 Bir saat almak istiyorum.

 Doğu Berlin'deki bir ağa erişmeliyim.

 Yarın dükkân kapanmadan önce gel.

 Komünist parti üyeleri, düzeni sağlamakta zorlandığı için   Doğu Berlin bu gece yine patlamaya hazır bir bomba gibi.

 - James Gascoigne'i ne kadar iyi tanıyorsun?

 - Öldü.

 Ve adli tabip de kafatasından 7.

62 mm Tokarev mermisi çıkarttı.

 Sovyetler.

 Satchel'in kim olduğunu biliyoruz.

 Kaçmalıyız.

 Listeyi Gascoigne'in evinde bulabileceğini mi sandın?

 Partiye geç kaldığını fark ettin.

 Percival, Ruslar, onlar evin altını üstüne getirmiştir bile.

 Evet.

 Ama tek sorunumuz liste değildi.

 Gitmeden önce bana son bir şey söyledi.

 İşte tam bu yüzden, CIA'in burada olmasını istemedim.

 Spyglass, bu listede Satchel adında   bir çift taraflı ajan olduğunun ortaya çıkacağını söyledi.

 Satchel'i istiyorum.

 Ölü ya da diri.

 Bu hain, yıllardır bizim tarafımızda bela çıkartıyor.

 Kraliyet için bir kara leke resmen.

 Ve MI6 tarihindeki en büyük sağlam istihbarat sızıntısı.

 Satchel denen piçi ifşa et.

 Onu vatana ihanetten asacağız.

 Kendini, Buckingham Sarayında çay içerken bulabilirsin.

 Yani hayır.

 Gascoigne'in evinde aradığım tek şey liste değildi.

 Yürüyün, yakalayın onu!

 Hareket edin!

 Percival ve benim, işbirliğini tanımlama şeklimiz farklıydı.

 - Üçüncü katta.

 - Merdivenlerden çıkın, hemen!

 Bu da ne demek?

 Gascoigne'in evine gittiğimi bilen tek kişi oydu.

 Polisi arayacağını bilsem başka bir kıyafet giyerdim.

 Başka bir kıyafet  Acele edin.

 Bir şey gördüm.

 Kıpırdama!

 Sokaklarda değişim sesleri yükseliyor   ve protestocuların güveni de gün geçtikçe artıyor.

 Yani, Doğu Alman hükümeti için zaman gittikçe daralıyor.

 Halkın ortak görüşü; Komünistlerin artık iktidarı sürdüremeyeceği yönünde.

 Ve eğer hızlı bir değişim olmazsa, bugünlerde yaşanan olaysız protestolar   fırtınadan önceki sessizlik gibi algılanabilir.

 Halk; sadece yeni yüzler görmek değil duvarın da tamamen yıkılmasını istiyor.

 Paltonu alayım.

 Kendi evinmiş gibi.

 Vay a.mna koyayım.

 Pantolon ister misin?

 Kafana göre.

 Kütüphanende Larry Flynt var.

 Serbest konuşma şampiyonu.

 Bakhtin hakkında ne buldun?

 Bak, Bakhtin o listeyi Rusların almasını isteseydi şimdiye çoktan verirdi.

 Hamlesini yapmasını beklememiz gerekiyor.

 Bekleyemem.

 Burası senin şehrin, Percival.

 Ama sadece kapıcıları ve hainleri tanıyorsun.

 Gascoigne'in evinde ne buldun?

 Biraz Alman markı.

 Boş pasaportlar, vizeler.

 Ve ikinizin yıllar önce çekilmiş bir fotoğrafı.

 - Arkadaş olduğumuzdan bahsetmedin mi?

 - Hayır.

 - Yapma ya.

 Unutmuşumdur.

 Paltonu al, tatlım.

 Yürüyüşe çıkıyoruz.

 Bak, o listede hepimiz ifşa oluruz.

 Dünyayı kurtarmak falan havalı, tamam da benim ilk hedefim hayatta kalmak.

 10 yıldır Berlin'deyim, bu şehirde o listeyi almana yardım edebilecek tek kişi benim.

 Evet, dosyanı okudum.

 DOG dosyanı da okudum ama.

 O yüzden zırvalamayı keselim, olur mu?

 Bütün bu akşamdan kalmalar, dünyadan bihaber takılmalar  Yemem.

 Sana olan güvenimi istediğim an sıfıra indiririm.”

Şeytana pabucunu ters giydirmek gibisi yoktur.”

 Nicolas Maquiavelo.

 Rafında vardı.

 - Aman Tanrım.

 Sanırım sana âşık oluyorum.

 - Çok kötü.

 Eğer Percival'ın Bakhtin hakkında söyledikleri doğruysa   Rusların ne bildiğini öğrenmek zorundaydım.

 Buzlu viski.

 İyi akşamlar, Bayan.

 Bu gece Almanca konuşmuyorum.

 Yani İngiliz’sin.

 İsviçreli olmamı mı isterdin?

 Çok etkileyici.

 Tek yeteneğin bu olamaz.

 Yetenekler abartılabilir.

 Ama adanmışlık ve sadakat bugünlerde bulunması zor şeyler.

 Buradaki herkes bir şeyin peşinde.

 Sen neyin peşindesin?

 Her şey bir kenara bırakıldığında; hepimiz aynı şeyi aramıyor muyuzdur sence?

 Seni bir anlığına yalnız bırakıyorum ve hemen kendine hayran buluyorsun.

 Mösyö, üç kişi aslında kalabalıktan sayılmaz ama bu gece öyle.

 Fransız kadınlar.

 Ya İngilizler?

 Belki bir şeyler ayarlarız.

 Uzun zamandır görüşmüyoruz ve cidden arayı kapatmamız gerek.

 Tek başımıza.

 Bayanlar, Berlin küçük bir yer.

 Yollarımızın tekrar kesişeceğinden eminim.

 Kusura bakma.

 Kurtarılmaya ihtiyacın var gibi görünüyordu.

 Jestiniz için teşekkür ederim, Bayan  Lasalle.

 Delphine Lasalle.

 Tanıştığıma memnun oldum.

 Ne iş yaparsın sen, Delphine?

 Aslında şair olmak isteyen, part-time çalışan bir çevirmenim.

 Rock yıldızı da olabilir bak.

 Arkadaşımın bu yakınlarda bir kulübü var.

 - Gelmek ister misin?

 - Şimdi mi?

 - Evet.

 Gelemem.

 Ben sana adresi vereyim yine de.

 Yarın gece gel yanıma.

 Gelecek misin?

 Belki?

 Vazgeçmiyorsun.

 Evet.

 - David Hasselhof geldi.

 - Şansa bak.

 Berlin gerçekten lanetli bir yer.

 Saatini hazır.

 Tezgâhtaki zarfın içinde.

 Bağlantım çok işinize yarayacaktır.

 Saatiniz hazır.

 Tezgâhtaki zarfın içinde.

 Bağlantım çok işinize yarayacaktır.

 Doğu Berlinliler, bu haftanın ilk günlerinde; Çekoslovakya'daki   Batı Almanya Elçiliklerine saldırdılar.

 Çek hükümeti; mültecileri; kontrol noktalarından sadece birkaç soru sorarak geçiriyor.

 Doğu Berlin hükümetinin daha ne kadar dayanabileceği merak  Batıda, Bakhtin ve listeden henüz bir haber yoktu.

 Yeni bağlantımla buluşmam gerekiyordu.

 Doğuda neyle karşı karşıya olduğumu görmeliydim.

 Ziyaret izni için başvuru yapmalıydınız.

 - Ne iş yapıyorsunuz?

 - Hukuki işler.

 6'dan önce dönmezseniz tutuklanırsınız, anladınız mı?

 Anladım.

 Şu anda senin bu hikâyen bana pek inandırıcı gelmedi.

 Neden Percival'ın Doğudaki bağlantılarını kullanmadın?

 Kimseyi güvenmemem gerektiğini sen söyledin.

 Alo.

 Emin değilim ama sanırım bu o.

 Alexanderplatz'a doğru gidiyor.

 Getirin onu bana.

 Benimle geliyorsun.

 Deli misin sen?

 Konuşmak istiyor sadece.

 Çekilin!

 Geciktin.

 Ve takip edildin.

 Takip edildiğim için geç kaldım.

 20 dakika önce, Plazza della Republic'in orada izimi kaybettirdim.

 Söylendiği kadar iyiymişsin.

 Burasının buluşmak için en iyi yer olduğundan emin misin?

 Düşmanlarını yakın tut.

 Artık onlar için daimi demirbaşım.

 Saatçi; son birkaç günde karaborsada bu listeye aşırı ilgi olduğunu söyledi.

 - Bakhtin'den bir iz var mı?

 - Hayır.

 Şu Satchel denen adam, duvarın iki tarafını da endişelendirdi.

 Evet.

 Ne tür bir ağ kurdun?

 Duvarın bu tarafında bir sürü hoşnutsuz gençlik var.

 Çakmak kutuları gibiler.

 Eğer doğru kıvılcımı bulursan  Devam et.

 - Bir saat satmak istiyorum.

 - Ne satıyorsun?

 Aşırı derecede önemli.

 En üst kalitede ve   sırlarla dolu.

 Ürünü incelememin bir sakıncası var mı?

 Var, a.mna koyayım.

 Bakhtin'in ticarete açık olduğunu olası alıcılara söyle.

 Bayanlar, Berlin küçük bir yer.

 Yollarımızın tekrar kesişeceğinden eminim.

 Kusura bakma.

 Kurtarılmaya ihtiyacın var gibi görünüyordu.

 Arkadaşımın bu yakınlarda bir kulübü var.

 Gelmek ister misin?

 Gelmeni beklemiyordum.

 Buzlu viski.

 Dikkatlisin.

 Detaylarda haz ararım.

 Yeri gelmişken  Sana bir soru sormak için içim içimi yiyor.

 Hadi sessiz bir yere gidelim.

 Neden silah taşıyorsun, Delphine?

 Sandığın kadar iyi gizleyemiyorsun kendini.

 Kim olduğunu biliyorum.

 MI6 ajanı Lorraine Broughton.

 Ve Gascoigne'in ölümü yüzünden buradasın.

 Gascoigne hakkında ne biliyorsun?

 Hiçbir şey.

 Ama birisi, Müttefik subaylarını öldürüyorsa bu hepimizin sorunu değil midir?

 O listenin içinde ne var da, insanlar uğruna adam öldürmeye hazır?

 Fransız istihbaratındaki ilk görevim bu.

 Daha bir yıldır buradayım.

 Korkuyorum, tamam mı?

 Bu işe, heyecan verici olduğu için girdim ama Berlin hiç böyle olmamıştı.

 Şair olmalıymışsın.

 Ya da rock yıldızı.

 Yani Fransız ajanıyla bağlantı kurdun.

 Yani.

 Neden?

 Ondan alabileceğim bilgiler olduğuna inandım.

 Başka bir sebebi yok.

 Var mıymış peki?

 Bilgisi var mıymış, Lorraine?

 Sana söylemem gereken bir şey var.

 Arkadaşın Percival ile ilgili.

 Lorraine  Bir bilgisi var mıymış, Lorraine?

 Sana bilgi verdi mi?

 Vermedi.

 A.mna kaydığımın David Percival'ı.

 Beni mi takip ediyorsun?

 Belki de bu casusluk işlerinde sandığın kadar iyi değilsindir.

 Bu James içindi, anasını s.ktiğim.

 Şimdi ver şu listeyi bana.

 Sana bir mesaj ulaştırmalıydık, Lorraine.

 Görev başlayalı birkaç gün olmuştu ama elimizde hiçbir şey yoktu.

 Ve bir sürü sorun çıkmıştı.

 Görevin amacını sana hatırlatmalıydık.

 Mesajınızı aldım.

 Manzaraya bak.

 112 km dikenli tel   310 nöbetçi kulesi, 65 anti-araç trençeri   40 bin, Sovyet eğitimi görmüş, ağır silahlı sınır kıtası.

 Bunca şey var   ama 5 bin ADC vatandaşında da kaçacak g.t varmış.

 MI6'i öyle bir endişelendirdin ki, aklını başına getirmek için CIA'yi aradılar.

 Eric Gray aradı.

 Arar tabii.

 Zamanın ne kadar hızlı daraldığını sana hatırlatmama gerek yok.

 Eğer bu işi başaramazsan, bir sürü çalışkan insan   cesur erkek ve kadınlar ölecek.

 Sen ve ben dahil.

 Tanrı'ya yemin ederim, son birkaç haftadır sabah kalkmaya korkuyorum.

 Durumun ciddiyetinin ve zamanın farkındayım.

 Dinle; bütün bu yolu sana moral konuşması yapayım diye gelmedim.

 Yani direkt sadede geleceğim.

 Dün gece bir kadınla tanıştın.

 Delphine Lasalle başından büyük işlere girişti.

 Olaylar ışığında; onun yararına olmayan bir karar geldi.

 Yararına olmayan mı?

 Yararına olmayan da ne demek?

 Zekâma hakaret etme, Lorraine.

 Ne demek istediğimi çok iyi anladın.

 Umarım şipşak fotoğraf çekersin.

 Önümüzdeki hafta çok daha farklı bir resim olacak.

 Bir telefon, hayatınızı değiştirebilir!

 Satchel açığa çıktı.

 PERSONEL PROFİLİ SATCHEL ÇİFT TARAFLI AJAN

Benimle, Oraniastrasse'deki Rough Trade Bar'da buluş.

 Konuşmamız gerek.

 Şu hedonistlere bak.

 Yoldan çıkmış çıtır bir kadın gibi.

 Bayılıyorum ya.

 Bakhtin yeniden ortaya çıkmış.

 Polisler onu beyni parçalara ayrılmış halde bulmuş.

 Her halükarda Spyglass ile ilgilenmeliyiz.

 - Şimdi bir düşündüm de, pek vakti de yok.

 - Önceliğimiz liste.

 - Hata yapamayız.

 - Hadi ama!

 - Hayatımda tanıdığım en güvenilecek adam sayılmaz  - Onunla tanışmadığını söylemiştin.

 Yalan söyledim.

 Ve bütün listeyi ezberlediğini iddia ediyor.

 Duvarın diğer tarafına geçmeye hazır.

 - Her şeyi ezberlediğine inanıyor musun?

 - Her şeyi ezberlemiş.

 Daha önce bilsem, önceliğimi Spyglass yapardım.

 Bildikleri, onu da en az liste kadar değerli yaptı.

 İstediğimiz an yakalayabilirdik onu.

 Ama Percival bunu bir sır olarak sakladı ve bizi tehlikeli bir konuma soktu.

 Bak, KGB'nin çok sinirli adamları da Spyglass'ı arıyor olacak.

 Eski kurallara veya metotlara itimat edemeyiz.

 Bugünlerde sınırı geçmek pek de zor değil.

 Sınırı geçmeyi Spyglass kadar geçmeyi istiyorsan zor!

 Adamın güvenliğini sağlamak için, gün ortasında onunla birlikte gitmeliyiz.

 - Yarın, Alexandraplatz'da yapılacak protestodan faydalanırız.

 - Delilik.

 O Protestanlar güzel dikkat dağıtır.

 Spyglass benim adamım.

 Benim dediğim gibi yapacağız.

 Tamam.

 Ama evraklarımızı hazırlamak için benim bağlantımı kullanacağız.

 Olur.

 Anlaştık mı?

 Bunu evet olarak kabul ediyorum.

 Şimdi bak  O akşam David Percival aradı beni, Lorraine.

 Listenin elinde olduğunu söyledi.

 Toparlamak için biraz zamana ihtiyacım olacak.

 Ve Satchel'in kimliğini de biliyordu.

 Satchel'e çok yakınım.

 Kimse bana söylemeye zahmet etmedi mi?

 Anasını s.keyim ya!

 Bir sürü arkadaş getirmişsin.

 Bakhtin'in ufak bir kaza geçirdiğini dudum.

 Ayağı kayıp, buz kıracağının üstüne düşmüş diye duydum ben.

 - Berlin, zalim bir karı.

 - Özellikle Bakhtin gibi hainler gibi.

 - Komünist komünist konuşma lan.

 Sıkıntılısın sen ya.

 - Evet, biliyorum.

 Lanet liste sende.

 Bu gibi zamanlarda Berlin'in kendi kuralları olduğunu bilecek kadar bu işin içindeyiz.

 Sana, dengeyi sağlayacak istihbaratı verebilirim.

 Var mısın yok musun?

 Percival beni tuzağa düşürmeye çalışıyor.

 Şaşırdın mı?

 Pek sayılmaz.

 Bu ilişkiler gerçek değildir.

 Araçtır sadece.

 Doğruyu söylerken farklı görünüyorsun.

 Gözlerin değişiyor.

 Uyardığın için sağ ol.

 - Nasıl yani?

 - Tekrar yapmasam iyi olur diyorum.

 Niye?

 Çünkü bir gün bu yüzden ölebilirim.

 GİRİŞ DOĞU

Etkilendim.

 Marco'nun iyi bir barmenden ibaret olduğunu sanıyordum.

 Stasi subayı gibi kokuyorsun.

 Bıyığını kes.

 Batıdan gelen sabun ve kolonyaları kullan.

 Doğudan bir şey alamazsın.

 - Marco sana kıyafet verir.

 - Bu taraftan, Bay Spyglass.

 Bremovych, hainin bu binada olduğunu söylüyor.

 Gözünüzü dört açın.

 Kolay olması gerekiyordu.

 Plan belliydi.

 Her ne sorun çıktıysa, birisi istediği için sıkmıştı.

 - İçeriden birisi.

 - Ajan arkadaşının ihanetine uğradın.

 Satchel'in yani.

 İlk defa mı olmuş olurdu?

 Özel isteğiniz.

 Ona ihtiyacın olmayacak.

 Üstünde bulurlarsa daha kötü olur.

 - Her şey hazır mı?

 - Evet, istediğiniz her şey hazır.

 Hazırım.

 Gömleği hakkında ne düşünüyorsun?

 Üstümde o varken ölmek istemezdim.

 Ama ona çok yakıştı.

 Buraya gel.

 Şimdi, özgür bir adam gibi bak.

 Berlin gençlik liderleri, bu hafta Alexanderplatz'da bir yürüyüş düzenledi.

 Bütün bunları ezberlediğimi söyledi mi sana?

 Evet.

 Bazı insanlar için değerli olmadığımın farkındayım ve   bazı insanlar ölmemi bile isteyebilir ama  Ne seçeneğim var ki?

 Ölün benim işime yaramaz.

 Ve ben hiç paket kaybetmedim.

 Biliyorum.

 Ailesi.

 - Planın bir parçası değildi bu.

 - Benim planımın bir parçasıydı.

 Lütfen.

 Karısını ve çocuğunu ben alırım.

 Sen Spyglass ile ilgilen sadece.

 Yeterli pasaport var mı bilmiyorum.

 Percival.

 Sen yok mu sen, altın çocuk  Şimdi anneni dinlemelisin.

 Güçlü bir kız ol.

 Seni seviyorum.

 Gitmeliyiz.

 Batıda görüşürüz.

 İyi şanslar.

 Binadan az önce çıktılar.

 ÖZGÜR SEÇİM İSTİYORUZ

40 metre ve yaklaşıyorlar.

 Görüş alanımdalar.

 Neler oluyor?

 Onları göremiyorum!

 - Planın bir parçası değildi bu.

 - Benim planımın bir parçasıydı.

 Şemsiyeler yüzünden hiçbir şey göremiyorum.

 Ben de göremiyorum!

 Onları görebilen var mı?

 Rapor verin!

 Çok fazla insan var.

 Ateş edebilirim.

 Hedef indirildi mi?

 Göremiyorum.

 Gitmemiz gerek.

 Başını kaldırma.

 Şuraya.

 Bu işi hemen halletmeliyiz yoksa sınırı geçemeyiz.

 - Ölmek istemiyorum.

 - Ölmeyeceksin.

 Burada kal.

 Telsizle haber verin!

 - Deniyorum!

 - Acele et!

 Burada.

 Acele edin!

 A.mna koyayım!

 İki kişi daha var.

 Bekle!

 Ateş etme!

 Koş!

 O kanamayı durdurman lazım.

 Etrafı ara  Alkol, paçavra falan.

 Hadi bakalım, sürtük.

 Şimdi de sürtük müyüm?

 Durun!

 Siz ne yapıyorsunuz?

 Bir dakika, lütfen.

 Ellerini başının üstüne koy!

 Yat yere!

 Hemen!

 Atla!

 Bin hadi!

 Almancanı geliştirmelisin.

 Korkunç ya.

 Ananı!

 Emniyet kemerini bağla.

 Gitmemiz  - Çok soğuk!

 - Kapını aç!

 Ayağım sıkıştı!

 - Hareket edemiyorum.

 - Nefes al.

 Bacağım!

 - Molaya ihtiyacın var mı?

 - Hayır.

 Şimdi  Sanırım her şeyi anladım.

 Kendi planını yaptın.

 Çok değerli bir malı, sınırdan batıya g.türemedin.

 Beni arı kovanının içine yolladınız lan!

 Uçaktan indiğim anda KGB beni ifşa etti.

 Belki daha uçak havadayken.

 Ama bunu biliyordun zaten, değil mi?

 Percival hakkında şüphelerin vardı ve onu alaşağı etmek için beni kullandın.

 Ne zaman hazır olursan.

 Benim, benim!

 Öldü.

 Spyglass öldü.

 Ve sen yaşıyorsun.

 Dinlemiyorsun.

 Biliyorlardı  KGB her şeyi biliyordu.

 Sınırı geçmem gerek.

 Jan.

 Arabaya ihtiyacım var.

 İyi günler, Sayın Büyükelçi.

 Teşekkürler.

 Başınız sağ olsun.

 - İngilizlerden daha iyisini beklerdim, rezilliğe bak.

 - Biliyorum, çok üzgünüz.

 Bir saniye ama, sizde Stasi subaylarından bol bol yok mu?

 Görsel hafızası olan yok.

 Broughton ile anlaşmalıyız.

 Bir noktada buluşmalıyız.

 O listeye ihtiyacımız var.

 Her zamankinden daha çok.

 - Broughton mu?

 - Hayatta kalmayı başarmış.

 Gerçekten mi?

 Biliyor musun  Bir keresinde İtalyan bir kız bana demişti ki; David  S.kilmiş g.tün davası olmaz.

 Kadınlar hep gelişime engel oluyor, değil mi?

 Almanya'da kimsenin aklına bile gelmeyen şey bu gece gerçekleşti.

 Duvar yıkılıyor, duvar yıkıldı.

 1961 yılından beri duvarla yaşıyoruz ve bence artık yıkma zamanı geldi.

 Duvar parçalanıyor.

 Bir kez olsun şiddete başvurmamış insanlar elinde balyozlarla duvara vuruyor.

 Duvarın arkasında, Doğu Almanya askerleri yıkımı durdurmaya çalışsa   tazyikli su atan panzerler getirse de, Batı Berlinliler duvarı yıkmakta kararlıydı.

 Bir Batı Berlinli şampanya açtı.

 Yani; seni takip eden ben olsam, adam gibi yani, ruhun duymaz.

 Berlinlilerin 28 yıldır beklediği an.

 Doğu'daki Almanlar bile neşeli görünüyor.

 Binlerce hayata mal olan; on yıllar boyunca arkadaşları, aileleri ve   sevgilileri ayıran yapıya sembolik bir delik açıldı.

 Spyglass öldükten sonra paltomda bir Fransız UHF cihazı buldum.

 Şimdi onu paltoma yerleştirenin Percival olduğuna inanıyorum.

 Lasalle yapmış gibi gösterdi.

 Neden buradasın?

 Berlin'den gitmen gerek.

 Senden haber alamadığımda endişelendim.

 Ne kadar safsın ya.

 Bu hayatı biz seçtik, Delphine.

 Başka şekilde bitemez bu hayat.

 Ne diyorsun sen?

 İkimizi de tuzağa düşürdü.

 Hala fırsatın varken gitmelisin.

 Beni küçümseme, Percival.

 Lasalle, beni çok dikkatli dinle.

 - Kiminle aşık attığını bilmiyorsun sen 

- Beni tuzağa düşürdün.

 - Hadi ama, oyun böyle.

 - Sırlarını biliyorum, David.

 Ve bu oyunu, senin sandığından daha iyi oynayabilirim.

 Percival beni tuzağa düşürmeye çalışıyor.

 Şaşırdın mı?

 Pek sayılmaz.

 Bu ilişkiler gerçek değildir.

 Araçtır sadece.

 Doğruyu söylerken farklı görünüyorsun.

 Gözlerin değişiyor.

 Uyardığın için sağ ol.

 - Nasıl yani?

 - Tekrar yapmasam iyi olur diyorum.

 - Niye?

 - Çünkü bir gün bu yüzden ölebilirim.

 Sana söylemem gereken bir şey var.

 Arkadaşın Percival ile ilgili.

 O  Üzgünüm, tatlım.

 Oyun böyle.

 A.mna koyayım!

 Kutlamalar, sokaklarda bu akşam devam ediyor.

 Doğu'daki Almanların sınırı geçip Berlin'e girdikleri andan bu yana   resmen şampanya yağmuruna tutuldular ve binlerce kişi tarafından karşılandılar.

 Artık çok açık.

 Bugün, Berlin'in en önemli günlerinden biri olacak.

 Doğu'daki Berlinliler, 28 yıldır onları oraya hapseden sınırı geçiyor.

 Batı'daki Berlinliler ise; şehirlerine yara açan duvarı parçalayıp yıkıyorlar.

 Polis herhangi bir müdahalede bulunmuyor.

 Bütünleşen Berlinliler, son barış sembollerinin üstünden Doğuya geçiyor   ve binlerce kişi, hep bir ağızdan duvara lanet okuyor.

 Şimdi sorulacak tek bir soru var.

 Kim kazandı?

 Ve a.mna soktuğumun oyunu neydi ki?

 Duvarın hiçbir zaman yıkılmayacağını sanıyordum.

 Almanya'nın barışçı devrimi  Şimdi bir ara veriyoruz ama birazdan, yılın en tartışma yaratan müzik olayı   sample kesmeyi inceleyeceğiz.

 Sanat mı yoksa hırsızlık mı?

 Kazanmak için önce hangi tarafta olduğunu bilmen lazım.

 Bizim meslekte   kara deliklerin içindesindir.

 Olmak ya da olmamak.

 İyi bir mücadele verirsin ve bir gün uyandığında   yaptığın tek şeyin, Şeytanın yardımcılığı olduğunu anlarsın.

 İronik.

 Haberler şimdi insanlara artık sır olmayacağını söyleyecek.

 Ama sen ve ben, bunun doğru olmadığını biliyoruz.

 Dünya, sırlarla dönüyor.

 Liste her kimdeyse, güç onda.

 Ve liste olmadan, sen de başka bir hedefsin.

 Bunca zaman sonra ne mi öğrendim?

 Bütün o uykusuz gecelerden sonra?

 Arkadaşlara, sevgililere, kendime yalan söyleyerek.

 Bu hainlerle ve on numara yalanlarla dolu kokuşmuş şehirde   bu kokuşmuş oyunu oynayarak.

 Ne öğrendiğimi söyleyeyim size.

 Sadece tek bir şey öğrendim.

 Berlin'i çok seviyorum lan!

 Lasalle'i öldürmene gerek yoktu.

 Bütün yaptıklarından sonra bir anda vicdana geldin.

 Yakınlaştığın herkesin öldüğünü fark etmişsindir umarım.

 Bremovych'e planın detaylarını anlattın.

 KGB'nin beni öldürmesini istedin.

 - Evet.

 - Çünkü kendin öldürmeye g.tün yemiyor.

 Aklımı kullandım desem daha iyi.

 KGB'li g.tler üstlerine düşeni yapsalardı şimdi Kraliçe sarayda benimkini yalıyordu.

 Listeyi okudum.

 Lorraine.

 Çok yaramaz bir kızmışsın sen.

 Spyglass hepimiz için bir yükümlülüktü.

 Onu seninle bırakmayı göze alamazdım.

 Liste nerede, David?

 Bende değil.

 MI6'e gidiyor, ait olduğu yere!

 En son ana kadar yalan mı söyleyeceksin?

 Gerçekler ve yalanlar  - Bizim gibiler aradaki farkı bilmez.

 - Hayır, farkı biliriz, David.

 Görmezden gelmeyi seçeriz.

 Öyle değil mi, Yoldaş Satchel?

 Böyle mi olacak yani?

 "Şeytana pabucunu ters giydirmek gibisi yoktur.”

 Hakkını verdin oyunun.

 David Percival'ı öldürdün.

 James Gascoigne ve David Percival'ın naaşları için bütün evraklar hazır.

 Bölge sorumlumuzu, bir Kraliyet subayını öldürdün.

 Sağlam bir kanıtın ve iyi bir açıklaman olsa iyi olur.

 - Sen kimsin de yaptıklarımı yargılıyorsun?

 - Amirinim ben senin.

 Amirim  Amaç hiç savaşı durdurmak değildi.

 Kendi g.tünüzü kurtarmaktı.

 Soğuk Savaşta işlediğiniz günahların utancını taşıyamıyordunuz.

 Ben de bu uğurda hayatımı verecek kadar salaktım.

 Evet.

 Sonuçta, bu senin işin, değil mi?

 İşimi yaptım.

 Siz hainlerin ve beceriksizlerin aksine   sizin başarısız olduğunuz yerde ben başarılı oldum.

 Hainin Satchel'i açığa çıkardım.

 Hak ettiği tek adaleti verdim ona.

 Bir mermi!

 Percival, Bremovych ile buluşuyor.

 Spyglass öldürülmeden bir gün öncesi.

 Belki bir şeyler ayarlarız.

 Bu şehirde o listeyi almana yardım edebilecek tek kişi benim.

 Çok etkileyici.

 Adanmışlık ve sadakat bugünlerde bulunması zor şeyler.”

Şeytana pabucunu ters giydirmek gibisi yoktur.”

 Anlaştık mı?

 Ya İngiliz?

 - Gray'e güveniyor musun?

 - Hayır.

 Ya C'ye?

 C, oturduğu yerde milleti zıplatmaya hevesli itin teki.

 Percival, Satchel'di.

 Liste nerede?

 Liste nerede, Lorraine?

 Bilmiyorum.

 Lanet olsun.

 Başbakan bunu öğrenince canı çok sıkılacak.

 Bu olayı örtbas edeceğiz, Broughton.

 Böyle bir görev asla gerçekleşmedi.

 Bu görüşme   asla gerçekleşmedi.

 Seni hemen izne çıkartıyorum.

 Önümüzdeki on yıla iyice dinlenmiş olarak başlayacaksın.

 C. Ne giyeyim?

 Kraliçe ile çay içeceğim ya hani?

 3 GÜN SONRA PARİS

Yoldaş Satchel.

 Yoldaş Bremovych.

 Liste!

 Aferin sana.

 İzninle.

 Bu akşam kutlama yapıyoruz.

 Ciddi misin sen?

 Bir an, beni öldürmek istediğini düşündüm.

 Percival kim olduğunu söyledi.

 Profesyonel olalım.

 Naylonun üstüne geç.

 O listeyi gerçekten sana vereceğimi mi sandın?

 Ölmeden önce, bunu o kalın kafana sokmanı istiyorum.

 Ben hiç sana çalışmadım.

 Sen bana çalıştın.

 Sana her verdiğim her yanlış istihbarat   Demirperdede bir delik açtı.

 Bana verdiğin her istihbarat, lanet silahıma bir mermi daha koydu.

 Hayatımı geri istiyorum.

 Güvenli yolculuklar.

 Langley'e tahmini uçuş süresi; 11 saat 37 dakika.

 Kalkışa hazırız.

 - Hadi eve gidelim.

 - Olur.

 Hadi eve gidelim.

 İbnenin oğlu mu dedin sen?

 Cidden?

 İkna edici olduğuna sevindim.

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar