Print Friendly and PDF

Translate

Call (2020)

|

 


112 dk

Yönetmen:Chung-Hyun Lee

Senaryo:Chung-Hyun Lee

Ülke:Güney Kore 

Tür:Gerilim

Dil:Korece

Nam-ı Diğer:Telefon

Oyuncular

Jong-seo Jeon

Shin-Hye Park

Seong-ryeong Kim

Lee El

Dong-Hwi Lee

Özet

Bir telefon görüşmesi aracılığı ile farklı zamanlarda yaşayan iki kadının bağlantı kurmasını konu almaktadır.

2019 yılında yaşayan Seo-Yeon (Park Shin-Hye) uzun süre sonra döndüğü evine eski bir telefon bağlar. Bir gün, telefon çalar ve telefondaki kişi, 1999 yılında yaşayan Young-Sook (Jeon Jong-Seo) adlı bir yabancıdır. Daha sonra, Seo-Yeon yaşadığı şuanki evde, 20 yıl önce Young-Sook’un da yaşadığını öğrenir. Seo-Yeon ve Young-Sook yaptıkları bu telefon görüşmeleri sayesinde arkadaş olurlar.

Aradan zaman geçer, Seo-Yeon ve Young-Sook geleceklerini ve hayatlarını değiştirecek bir seçim yaparlar. Young-Sook, 20 yıl önce, hayatını kaybeden Seo-Yeon’un babasının (Park Ho-San) hayatını kurtarır. Buna karşılık olarak, Seo-Yeon, Young-Sook’un 2019 yılındaki geleceğini araştırır ve Young-Sook’a söyler. Korkunç bir geleceğin onu beklediğini öğrenen Young-Sook, geleceğini düzeltebilmek için Seo-Yeon’u tehdit etmeye başlar.

Altyazı

 SUNG-HO'NUN ÇİLEKLERİ

 Hey.

  Neden şimdi geldin?

  Hastaneye anneni görmeye gittin mi?

  Sung-ho.

  Telefonunu kullanabilir miyim?

  Cevap yok mu?

  Hayır.

  Nerede bıraktığına dair bir fikrin var mı?

  Sanırım trende unuttum.

  Bugünlük benimkini kullanabilirsin.

  Zaten telefon beklemiyordum.

  Gerek yok.

  Eminim evde telefon vardır.

  Evde mi?

  Bu ev hâlâ köyün en iyisi.

Alo?

  Merhaba.

  Bu telefonu buldunuz, değil mi?

 Evet.

  O telefonun sahibiyim.

  Trende mi bırakmışım?

 Evet.

  Şu an neredesiniz?

  Gelip sizden alayım.

 -Belki bize para verir.

  Ona sor.

 -Sen sor.

 Ödül parası alacak mıyım?

  Efendim?

 Bu Galaxy Note 9, değil mi?

 Sizi sonra ararız.

  Alo?

 Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor.

 Lütfen mesaj bırakın Aradığınız numaraya 

CİHAZIMI BUL CİHAZIMI ARIYOR

Alo?

 Haklısın.

 Annem delirmiş.

 Evde tamamen hapis kaldım.

  Pardon ama kimi arıyordunuz?

 Bu Sun-hee'nin numarası değil mi?

  Hayır, yanlış numara 

Beynin sağ tarafını kaplayan tabakayı görüyor musunuz?

  Bu ameliyat, deride bir kesik açmamızı gerektiriyor.

  Sonra tümörü almak için kafatasını ayırmalıyız.

  Ameliyatı burada yapamayız.

  Karmaşık bir prosedür, onu daha büyük bir hastaneye götürmelisiniz.

  Bir iki milim fark, komaya ya da felce neden olabilir.

  O kadar kalın soyma.

  Young-mi'yi hatırlıyor musun?

  Hayır.

  Sigortacı bir arkadaşım var ya.

  Beyaz tenli ve burun köprüsü yüksek.

  Ne olmuş ona?

  O halleder.

  Neyi halleder?

  Neyi olacak?

  Sigorta ödemesini.

  Bir markette çalışarak 100 milyon won biriktirmek imkânsız.

  Yarın babanın mezarını ziyaret et.

  Oradaki görevliye sor, onun yanına mı gömülmem daha iyi olur yoksa birlikte mi gömülmeliyiz.

  Anne, bunu nasıl söylersin?

  Ne?

  Babamın yanına gömülmeye hakkın var mı sence?

  Ne?

  Haksız mıyım?

  Böyle konuşmamalısın.

  Bu durumda bile tırnaklarına oje sürmek mi istiyorsun?

  24 ŞUBAT 1965 - 27 KASIM 1999

 Alo?

 Sun-hee!

  Annem beni öldürmeye çalışıyor.

  Anlamadım?

 Buraya gel.

  Adresimi biliyorsun, değil mi?

 Yeongcheon-ri, No.

  4, Bosung-eup!

  Kimsiniz?

  Arayıp duruyorsunuz.

 Orası Sun-hee'nin dükkânı değil mi?

  Hayır, değil.

 Saçmalık.

  Bunu bilerek mi yapıyorsun?

  Ne?

  YEONGCHEON-GIL, NO.  22, BOSUNG-EUP YEONGCHEON-RI, NO.  4, BOSUNG-GUN 27 AĞUSTOS 1999, CUMA

ATEŞ SELİ, HAYALETLERİ YAKIP ONLARI KOVAR LANETLİ TUVALET GİZLİCE YAKILACAK VE ANNEM BENİ YAKACAK

Tanıyor musun?

  Young-sook  Young-sook mu?

  Şaman mıydı?

  Hayır, Young-sook değil ama annesi öyleydi.

  Evimiz bir şamana mı aitti?

  Hayır, öyle demiyorum.

  Ama annesinin şaman olduğunu söyledin.

  O yıllar önceydi.

  Doksanlardaydı, hiçbir şey hatırlamıyorum.

  -Ama adını biliyordun  -Çilek, bu ne?

  Bunu yapma, demiştim.

  Kaç kere söyleyeceğim?

  Buraya gel.

  Gel.

  Buraya gel.

  Hadi!

  Buraya gel.

  26 KASIM 1999 SUN-HEE'NİN DÜKKÂNI

Sun-hee, lütfen gelipbana yardım et!

  Çabuk!

  Ne?

 Annem beni yakmaya çalışıyor!

 Annem beni  Alo?

 Alo?

  Ver şunu.

 Alo?

 Dün neden gelmedin?

 Bunu bana nasıl yaparsın?

  Adresiniz gerçekten Yeongcheon-ri, No.

  4, Bosung-eup mu?

 Sen Sun-hee değil misin?

  Fotoğrafınızı gördüm Bayan Oh Young-sook.

  26 Kasım 1999'da çekilen fotoğraf.

 Ne?

  Ama bugün 18'i.

 Dün günlüğünüze bunu mu yazdınız?

 "Yeni bir hayat doğdu ve ebeveynleryine zulmetmeye başladı.

 " mı yazdınız?

  YENİ BİR HAYAT DOĞDU VE EBEVEYNLER YİNE ZULMETMEYE BAŞLAD

 Beni şu an izliyor musunuz?

 Buna inanmak zor olacak ama sanırım şu anda aynı evdeyiz.

  Özür dilerim.

  Yanlış numara olmalı.

 Bekleyin.

  18 KASIM 1999 GIMPO HAVALİMANI YAKININDA UÇAK KAZASI, 136 YOLCU YARALANDI

Bu gece Gimpo Havalimanı yakınlarında uçak kazası olacak.

 Pelicana Tavuk geldi Lezzetli tavuk geldi Kızarmış tavuk istiyorum!

 Baharatlı tavuk istiyorum!

 Vay, çok lezzetli görünüyor!

 Peli Peli Pelicana Acele et ve ye.

  Açlıktan ölmek mi istiyorsun?

  Sen buna yemek mi diyorsun?

  Kahretsin.

  Ne?

  Bunun bir faydası var mı ki?

  Akıl hastanesine mi dönmek istiyorsun?

  Sonunun annen gibi olmasını mı istiyorsun?

  Oh Young-sook.

  Oh Young-sook.

  Kötü feng şui yüzünden oluyor bunlar.

  Taşınır taşınmaz -daha iyi hissedersin.

  -Son dakika.

 Yerel bir havayolunun uçağı kaza yaptı.

 Öğleden sonra, 1633 sefer numaralı uçakGimpo Havalimanı'na inmeye çalışırken pistten kayıp çıktı.

  GIMPO HAVALİMANI'NDA UÇAK KAZASI Alo?

 Nereden bildiniz?

 Kaç yaşındasınız Bayan Young-sook?

  28 yaşındayım.

  Ben de 28 yaşındayım.

  Ben   1972 doğumluyum.

  Seo Taiji'den hoşlanıyorsun, değil mi?

  Bu, Seo Taiji'nin şarkısı mı?

  2000 yılında ABD'den dönecek ve geri dönüş yapacak.

  Sesi benziyor ama  Telefonun içinde bilgisayar mı var?

 Evet.

  Buna akıllı telefon deniyor.

  Neredeyse her şeyi yapabilirsin.

 Peki ya müzik?

  Walkman'ler var mı?

  "Walkman" mi?

  Evet.

  Ne olduklarını bilmiyor musun?

 Müzik çalar.

  Müzik mi?

  Tabii ki.

  Fotoğraf çekebilir, film izleyebilir, hatta telefondan alışveriş yapabilirsin.

  Bana yalan söylüyor gibisin.

 Anlıyorum.

  Ben de gençken görüntülü arama yapabileceğimizi hiç düşünmemiştim.

 Görüntülü arama mı?

  Evet, telefonda konuşurken karşındaki kişiyi görebiliyorsun.

  Bu mümkün mü?

  Başka merak ettiğin bir şey var mı?

  Nasıl olacağımı merak ediyorum.

  Güzel soru.

  Öğrenmemi ister misin?

  OH YOUNG Hayır.

  Neden?

  Seni bulmak çocuk oyuncağı olur.

  Annem bana talihsiz bir kaderle lanetlendiğimi söyledi.

 Doğuştan acımasız,korkunç bir kaderle doğduğumu söyledi.

 Her neyse, o deli.

 Beni eve kilitledive kimseyi görmeme izin vermiyor.

  Annenle anlaşamıyor musun?

 Annemle mi?

  O kadın benim gerçek annem değil.

  Gerçek annem öldü.

  Özür dilerim.

 Neden özür diliyorsun?

  Onu sen öldürmedin ya.

  Aslında ben de babamı küçükken kaybettim.

 Gerçekten mi?

 Nasıl?

  Bizim evde yangın çıktı.

  Annem gaz vanasını kapatmayı unutmuş.

  Baksana Young-sook.

  Evet?

 Tarih orada ne demiştin?

  Seo-yeon, sanırım annem geliyor.

 Seni birazdan ararım.

  Hey, bekle.

  21 KASIM 1999 Geldik!

  Vay canına!

  Tavuklar!

  Dikkatli ol.

  Koşma.

  Ne güzel bir ev!

  Hava çok temiz değil mi?

  Eskiden burada bir misyoner yaşıyordu.

  Lüks bir malikâne, bu bölgede bulmak zor.

  Anladım.

  Ona dokunmamalısın.

  İyi feng şuisi olan güzel bir yer.

  Büyüklerimiz ne der bilirsiniz.

  Sağlığın iyi, servetin bol olsun istiyorsan iyi yerde yaşamalısın.

 İki katın toplamı yaklaşık 100 pyeong mu demiştiniz?

  Doğru.

  Oldukça büyük.

  Balık var.

  Hey, koşma.

  Bakın, çocuğunuzun etrafta koşabileceği kadar geniş.

  Yukarıyı da görebilir miyiz?

  Seo-yeon.

  Seo-yeon?

  Başkasının evini kurcalamayı bırak.

  O oda ne için?

  Orası kızımın odası.

  Bir saniye.

  Kapıyı aç.

  Merhaba.

  Baba.

  O kız korkunç.

  Seo-yeon.

  Kusura bakmayın.

  Çocuk olduğundan öyle konuşuyor.

  Adın Seo-yeon mu?

  Alo?

 Hey!

  Uyan.

  Hemen!

  Ne oldu?

 Bekle.

 Sanırım bir çiftlik falanişletmeyi planlıyorsunuz.

 Evet.

  Artık sakin ve huzurlubir yerde yaşamak istiyoruz.

 Kızımın doğaya yakın büyümesini istiyorum.

 Öyle mi?

  Burası onun için biçilmiş kaftan.

 Bir çiçek çiftliği kurmayı düşünüyorum.

 Sizin gibi şehirliler için kolay olmaz.

 Aslen Bosung'luyum.

 Ne?

  Öyle mi?

 Evet, kesinlikle.

  Baba, hadi.

  Tavuklar.

  Pekâlâ, gidelim.

  -Bahçede mi gördün?

  -Evet.

  Ne zaman gördün?

  Onları duydun mu?

  Ne düşünüyorsun?

 Alo?

  Şaşırdın, değil mi?

 Hey  Young-sook, ben Ne?

 Acaba  Biliyor musun?

  Eğlenceli bir fikrim var.

  Belki babanı hayata döndürebilirim.

  27 KASIM 1999 24 ŞUBAT 1965 - 27 KASIM 1999 GUUI 2-DONG, NO.

  374, GWANGJIN-GU, SEUL

Bütün iyi şeyleri aynı anda yiyebilirsin İhtiyacın olan besinleri aynı anda al Aynı anda, garnitürlere gerek yok Yemek çubuklarına bile gerek yok Bu besleyici güveç pilavı içinGereken malzemeler şunlar İlk olarak, normal pirinçTatlı pirinç ve şitaki mantarı lazım İkinci olarak, kızarmış tofu, bezelyeHavuç, yosun Hünnaplar, ginkgo yemişleriKestane, çam fıstığı ve yeşil soğan Neden öyle şaşkın duruyorsun?

  Yardım etmelisin.

  Tek yaptığın tatillerde uyumak.

  Hadi.

  Hey, şuna bak.

  Bak.

  Bu, bir kurbağa.

  Dışarısı soğuk olduğu için gizlice girmiş olmalı.

  Ne tatlı.

  Çok huysuz gözleri var.

  Tıpkı sana benziyor.

  Sorun ne?

  Bir şey mi oldu?

  Hey.

  Onun nesi var?

  Teşekkürler Young-sook.

  Çok teşekkürler.

  Teşekkürler Young-sook.

  Gerçekten işe yaramış.

 Peki ya sen?

  İyi misin?

 Annen seni azarladı mı?

  Çok havalı.

  Buyur.

  Teşekkürler.

  Al, biraz ıspanak ye.

  Bu yeni bir soya fasulyesi ezmesi.

  Beğendin mi?

  Demek ondan.

  Lezzetli!

  -Tadı harika değil mi?

  -Evet, öyle.

  -Lezzetli.

  -Neden yemiyorsun?

  Yemek üzereydim.

  -Çorba çok lezzetli.

  Tadına bak.

  -Teşekkürler.

  VIVALDI'DEN "DÖRT MEVSİM" Tamam, çalacağım.

  Hazır mısın?

  TAIJI'NİN BÖLÜMÜ - "ULTRAMANIA" X JENERASYONU SEO TAIJI BİZİM İÇİN NE İFADE EDİYORDU?

  Alo?

 Bir saniye baba.

  Telefondayım.

  Ne yapıyorsun Seo-yeon?

  Meşgul müsün?

 Young-sook.

 Pardon ama beni biraz sonra arar mısın?

 -Bir şey yapıyordum.

 -Seo-yeon!

  Tamam, tabii.

 Kusura bakma.

  Sorun değil.

  Olamaz!

  Tanrım!

  Dikkatli ol Seo-yeon.

  Ateşi ayarla.

  -Ağır mı?

  -Evet, düşündüğümden ağırmış.

  Patates yüzünden.

  Patatesli krep yapacağım.

  -Patatesli krep mi?

  -Tanrım, ışıkları açsak iyi olur.

  -Dur, bekle.

  -Ne?

  Alo?

  Alo?

  Young-sook?

 Neyin var senin?

  Ne?

 Birazdan tekrar ara demiştin.

  Özür dilerim.

  Bunca zamandır arıyor muydun?

  Ailemle dışarıdaydım.

  Hadi ama, bir an endişelendim.

  Bana kızgınsın sandım.

 S.ktir Lanet olsun.

 Seni sürtük  Sikeyim.

 Seni  Hey, iyi misin?

  Sorun ne?

 Kaltak Hey!

  Alo?

  Alo?

  Young-sook?

  Young-sook!

 Kimsin sen?

 Neden telefondaYoung-sook'la konuşuyorsun?

 Onu bir daha arama, canın yanabilir.

  Çöz beni!

  Çöz beni, dedim!

  Çöz beni!

  S.ktir!

  S.ktir!

  Hey!

  Dur anne  Anne, lütfen dur.

  Anne  Anne, özür dilerim.

  OH YOUNG-SOOK SUN-HEE'NİN DÜKKÂNI OH YOUNG-SOOK JELIBON AYICIK YEONGCHEON-RI, NO.

  4, BOSUNG-EUP

 Teyze

 ŞAMAN, ŞEYTAN ÇIKARMA SIRASINDA ÜVEY KIZINI ÖLDÜRDÜ

 TEHLİKELİ UYGULAMALAR HÂLÂ SERBEST ŞEYTAN ÇIKARMA, AKIL HASTALIĞINI TEDAVİ ETMEK İÇİN KULLANILIYOR ŞEYTAN ÇIKARMA SIRASINDA ÜVEY KIZINI ÖLDÜRDÜ

Young-sook.

  Bugün hızlı açtın.

 Şey, annen  Annem mi?

  Şu anda annen nerede?

  Neden onu soruyorsun?

 Young-sook, beni iyi dinle.

 Bu gece   öleceksin sanırım.

  Neden bahsediyorsun?

  Bu evde  ölmüşsün.

  Beni gerçekten öldürdün.

  Bunu neden yaptın?

  Neden beni öldürmek istedin?

  -Falına göre  -Ne?

   geleceğinde çok ölüm var.

  Young-sook.

  Umurumda değil.

  Kaybedecek bir şeyim yok.

  Cevap ver.

  Bunu neden yaptın?

  Beni neden öldürdün?

  Neden?

  Cevap ver!

  Şimdi!

  Hâlâ o saçmalığı mı söylüyorsun?

  Alo?

  Sen misin Young-sook?

 Evet, benim.

  İyi misin?

  Bir şey olmadı, değil mi?

 Evet, şimdi her şey yolunda.

 Annemle bir yanlış anlaşılma oldu.

  Çok sevindim.

  Çok endişelendim.

  İyi olduğuna emin misin?

 Yeniden doğmuş gibi hissediyorum.

 Ne?

 Bugün doğum günüm sanki.

  İçeri gir.

  Selam Çilek!

  -Merhaba Sung-ho.

  -Merhaba Seo-yeon.

  Evdesin.

  Tanrım, bu da ne?

  -Geldin mi?

  -Az önce topladım.

  Bizi her yıl şımartıyorsun.

  Çilek sezonu.

  Tanrım.

  Çok lezzetli görünüyorlar.

  Daha bir iyi görünüyorlar.

  -Yıka.

  -Bunlar sana.

  -Çilekler çabuk bozulur.

  -Ben yaparım.

  Olmaz.

  -Buzdolabı lütfen.

  -Tabii.

  Öyle yapalım.

  Özel bir gün mü?

  Güzel olmuş muyum?

  Çilek getirdim.

  Çilek mi?

  Buraya gel.

  Annen dışarıda mı?

  Baksana.

  Hangisi daha iyi görünüyor?

  Bu mu yoksa bu mu?

  Emin değilim.

  İkisi de iyi görünüyor.

  Bu işlerden pek anlamam.

  Gerçekten mi?

  Bekle.

  Tanrım.

  Bunlar da ne?

  Hey!

  Sung-ho, peki ya bu?

  Ne  Bu ne?

  Onu neden açtın?

  Kan  Evlilik umurumda değil.

  Yalnız olmaktan memnunum.

  Yine de evlenmelisin.

  Yalnız hissetmiyor musun?

  Hayır, hiç yalnız hissetmiyorum.

  Hav hav.

  Öyle mi?

  Alo?

 Yapma  Lütfen yapma S.ktir.

  Bu kıyafetleri yeni almıştım.

  O neydi?

  Sung-ho gitti mi?

  Kim?

  Sung-ho.

  Sung-ho kim?

  Çilek çiftliğinin sahibi.

  Çilek mi?

  Neden bahsediyorsun?

  SUNG-HO'NUN ÇİLEKLERİ Merhaba.

  Merhaba.

  Nasıl yardımcı olabilirim?

  Acaba burada çilek çiftliği işleten Park Sung-ho diye birini tanıyor musunuz?

  Ne?

  Ne çiftliği?

  Yeşil çay tarlasının yanındaki çilek çiftliği.

  Çilek çiftliği mi?

  Buralarda hiç olmuş muydu?

  Ne olmuş?

  Efendim?

  Yıllar önce ölmüş birini neden arıyorsunuz?

  Ne demek öldü?

  Evet, Oh Young-sook'tu.

  Kurban Park Sung-ho.

  KURBANLAR SUNWOO JA-OK, PARK SUNG-HO SALDIRGANIN EVİNDE ÖLDÜRÜLDÜ VE PARÇALARA AYRILDI

Evde kimse var mı?

  Kimse var mı?

  Merhaba.

  Biz Bosung Karakolundan geliyoruz.

  Ne oldu?

  Tanık ifadesi toplamak için dolaşıyoruz.

  Kilisenin oradaki çilek çiftliğini biliyor musunuz?

  Bay Park Sung-ho'yu tanımıyor musunuz?

  Hayır, sanmıyorum.

  Anladım.

  Pekâlâ.

  Şunlar çilek değil mi?

  Bay Park dün komşularına dağıtıyordu.

  Haklısınız.

  Annem ondan aldı herhâlde.

  Annenizle konuşabilir miyiz?

  -Annem mi?

  -Evet.

  Evde değil.

  Ne zaman dönecek?

  Emin değilim.

  Uzak bir yere gitti.

  Ne zaman gitti?

  İki gün önce.

  ANNE, DIŞARI ÇIKTI, İKİ GÜN ÖNCE

 Çilekleri dün anneniz almamış mıydı?

  Evet.

  O zaman dün gitmiş olmalı.

  DÜN BAEK MIN-HYUN Köyde bir cinayet işlenmiş galiba.

  Biri mi öldü?

  Hoş geldiniz.

  Merhaba.

  Merhaba.

  Ne arıyorsunuz?

  Şey  Oh Young-sook diye birini tanıyor musunuz?

 İyi huylu bir kız olduğunu düşünmüştüm.

  Alkolik babamdan yakınmamı dinlerdi ve bazen ona gizlice atıştırmalık götürürdüm.

  Annesi olmasaydı şu an ölmüştüm.

 Benim.

  Sana bir şey soracağım.

  Sen miydin?

  Ne?

  Annen ve Sung-ho.

  Onları sen mi öldürdün?

  Neden bahsediyorsun?

  "Seri katil Oh Young-sook müebbet hapis cezası aldı.

 " Müebbet hapis mi?

  Demek gerçekten sendin.

  Hayatım boyunca hapiste çürüyeceğimi mi söylüyorsun?

 Ama sonunda yaşadığımı hissediyorum.

  Şu anda bunu nasıl söylersin?

  Polisler nasıl anladı?

  Sung-ho yanlış bir şey yapmadı.

  Polisin ne tür kanıtlar bulduğunu öğren.

  Unutmadın, değil mi?

  Babanı kurtardım.

 Seni orospu.

  Ne cüretle yüzüme kapatırsın şerefsiz?

  Babanın hayatını kurtardığımı unuttun mu kaltak?

  Senden yardım isteyince böyle mi yapacaksın?

  Hey!

 Bu kadar nankör olmayınereden öğrendin sürtük?

  Alo?

  Alo?

  S.ktir.

  Seni sürtük!

  İSİM: OH YOUNG-SOOK ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU SINIRDA KİŞİLİK BOZUKLUĞU Hey, kapı açık.

  Evdesiniz demek.

  Annenizin gelmesini bekliyorduk.

  Onunla 11.

 00'de emlakçının ofisinde buluşacaktık.

  Evde değil mi?

  Anne!

  Anne!

  Sanırım uyudu.

  İçeride bekleyebilirsiniz.

  İçeride bekleyin.

  Seo-yeon.

  Evet?

  Bir şey mi oldu?

  Tabii ki hayır.

  İn.

  Neden?

  İn işte.

  Vay canına!

  Yerinde dur.

  Tamam.

  Hey, çilekler!

  Tanrım!

  Hey.

  O kadar hızlı basma.

  Ayağını rahat bırak, sadece ayak bileğini bük.

  Kahveyi dökmeden fren yapabilirsen geçersin.

  Çilek lezzetli mi?

  Hey, iyi bir şoförsün.

  Görebiliyor musun?

  Arka pencereyi iyi görmelisin.

  Evet, işte bu.

  Baba.

  Baba?

  Hayır, baba  Baba!

  Baba!

  Hayır, baba!

  Hayır, baba!

  Hayır!

  Hayır!

  Baba!

  Hayır!

  Telefonu açmadığın için bu senin suçun.

  Değil mi?

  Yaptığın dağınıklığa bak.

  SEO-YEON, TELEFONU AÇ

Ne yaptın?

  Tanrım.

  Sonunda açtın.

  Seninle konuşmak neden bu kadar zor?

  Babama ne yaptın?

 Telefonu kapatmaman konusunda seni uyarmıştım.

  Ne?

  Biliyor musun?

  Tavuklar başları kesildikten sonra bile etrafta koşuşturur.

 Baban biraz öyleydi.

  Seni orospu!

  S.ktir git.

  Seni bulup öldüreceğim.

  Onu öldürdüğün gibi seni öldüreceğim!

 Hey!

  Bunu nasıl yapmayı planlıyorsun?

  Buraya gelemiyorsun bile.

 Dur, hayır.

  Zaten buradasın.

  Benim yanımdasın.

  Sana bir saat veriyorum.

  Polisin beni nasıl tutuklayacağını öğren.

  Doğru ya.

  Şimdi aklıma geldi, sen de annenden nefret ettiğini söylememiş miydin?

  S.ktir!

 SEO TAIJI 6.

  ALBÜM - ULTRAMANIA 31 KASIM 1999'DA YAŞANAN KAZALAR SEO-YEON, TELEFONU AÇ SUNG-HO'NUN ÇİLEKLERİ İKİ ÖLÜM YETERİNCE VAKİT YOK SERADA GAZ PATLAMASI AKŞAM 05. 00 CİVARI KİLİT İPUCU, BİR HURDACIDA BULUNDU

Öğrendin mi?

  Attığın bıçak.

 Bıçağım mı?

  Polis onun üstünde kan ve parmak izi bulmuş.

 Bulduğum bilgiye görebir hurda toplayıcısı o bıçağı almış.

 Bowol-ri, No.

  21, Iseo-myeon, Hwasoon-gun.

 Hwasoon?

 Hurda toplayıcısı 17.

 00'de gelecek.

 Polis bulmadan önce oraya git.

  31 ARALIK HWASOON-GUN'DAKİ BİR SERADA GAZ PATLAMASI 31 KASIM 1999, AKŞAM 05. 00 Lanet olsun!

 Yardım edin.

  Ben  Kimsiniz?

 Babam  Sanırım babam Sanırım babam öldü.

 Çok korkuyorum.

  Bana yardım edin.

  Sen Seo-yeon musun?

 Benim.

 Neredeyse beni alt edecektin.

  Hiç bilmiyordum.

  Böyle tatlı bir çocuk büyüyünce nasıl öyle sürtük oldu?

  Hey.

  Hey, Young-sook.

  Ben  Bunu telefonda duyabilecek misin acaba?

  Söyle, tamam mı?

  Oh Young-sook.

  Young-sook, beni dinle.

  Lütfen?

  S.ktir!

  Beni dinle sürtük!

  Annem şeftali odununun, kötü ruhları kovmak için iyi olduğunu söylerdi.

  Hey!

  S.ktir  Bence yalancı bir şeytan senin ruhunu ele geçirmiş.

  O yanlış bir şey yapmadı.

  Lütfen beni dinle.

 -Alo?

  -Tamam, bir  Konuşarak halledelim.

  Her şeyi açıklayacağım.

  Lanet olsun!

  Beni dinle, sürtük  Lütfen!

  İki  Özür dilerim.

  Çok üzgünüm, lütfen.

 -Yalvarırım, lütfen.

  -Üç.

  Hayır!

  Yapma!

  Hayır!

 Hey.

  Biliyor musun?

 Bil bakalım kim geliyor.

 Neden telefonunu açmıyorsun?

 Emlakçı, evi ziyarete gittiğini söyledi.

 Bu mesajı alınca beni ara.

 Dinle seni yalancı şeytan.

 Sana bir şey söyleyeyim mi?

 Bilmek için can attığına eminim.

  Bunu sana söylesem mi söylemesem mi diye çok düşündüm ama bence bilmelisin.

 Babanın yangındanasıl öldüğünü biliyor musun?

  Annenin suçu değildi.

 Bütün iyi şeyleri aynı anda yiyebilirsin İhtiyacın olan besinleri aynı anda al Şimdi gazı aç.

  Sen.

 Gazı açınca ne yapmanı söylemiştim?

 Yüzünü yaklaştırma.

 Doğru.

  Hadi açalım.

 Harika!

 Ateşe her zaman dikkat et!

 Gazı kullanırken dikkatli ol Ateşi kullanırken dikkatli ol Gazı kullanırken dikkatli ol Ateşi kullanırken dikkatli ol Biliyorsun, bu alanda uzmanım.

  Patolojik yalancı değil misin?

 Annenden nefret ettiğini biliyorum ama  Onu senin için öldüreyim mi?

  POLİS 76 YAŞINDAKİ TANIK HWANG YOUNG-CHUL'UN BULUP RAPOR ETTİĞİ DELİLLER

Hey, ihtiyar.

  Neden sana ait olmayan bir şeyi aldın?

  Önemsiz görünebilir ama bir insanın hayatını değiştirebilir.

  Annesi misiniz?

  Evet.

  KAYIP: KIM SEO-YEON, RAPOR EDEN: ANNE KARAKOLDAN 19. 38'DE AYRILDI Tamam.

  Bu kadar.

  Hepsi bu mu?

  Evi aramayacak mısınız?

  Prosedürü takip edeceğiz.

  Tamam.

  Hanımefendi.

  Adres Yeongcheon-ri, No.

  4, Bosung-eup mu dediniz?

  KAYIP KİŞİ RAPORU YEONGCHEON-RI, NO.

  4, BOSUNG-EUP Dinle, öldürülebilirsin.

  Merhaba, Bosung Karakolundan geliyorum.

  EVİN İÇİNDE ARAMA YAPILDI KAYIP ÇOCUĞUN ANNESİ İLE BİRLİKTE TELSİZ TELEFON KULLANDI

Alo?

  Telefon.

 Üç, iki, bir!

  Saat kaçta gittiler?

  Emin değilim.

  Öğlen civarı gibi?

  Bu, kızımın.

  Üst kata da bakabilir miyiz?

  Tabii.

  Buyurun.

  Şuraya bakın.

  Burada olduğunu sanmıyorum.

  Tekrar kocamı aramayı deneyeyim.

  Affedersiniz, telefonunuzu kullanabilir miyiz?

  Telefon mu?

  Evet.

  Bozuk.

  Çalışıyor.

  Çalıştığını söylüyor.

  Sesini kısalım.

  TELSİZ TELEFON KULLANDI Anne?

 Anne, hemen o evden çık.

  Oh Young-sook seni öldürecek!

  Hemen çık dışarı!

  Alo?

  -Kocanız mıydı?

  -Hayır.

  Bir kadın açtı.

  Ne kadını?

  Bana "anne" dedi ve derhâl bu evden çıkmamı söyledi.

  Efendim?

  Telefonu ver.

  Senin sorunun ne?

  Annenin ölmesini istemiyor muydun?

  Söylemene gerek yok.

  Zaten biliyorum.

  Çünkü birbirimize benziyoruz.

  Seni sürtük!

  Hey!

  Kapıyı aç!

  Aç kapıyı kahrolası!

  Yeongcheon-ri, No.

  4, Bosung-eup'tan arıyorum.

 Odaya girmeye çalışıyor, lütfen  Anne?

  İyi misin anne?

 Elinde bıçak var.

  Neden hâlâ oradasın?

  Lütfen acele edin!

  Anne, sakin olmalısın.

  Odada silah olarak kullanabileceğin bir şey var mı?

 Ona saldırmak için kullanabileceğinkeskin veya ağır bir şey?

  Yangın söndürücü var.

 Acele et ve al onu.

  Dikkatini ver!

 Hemen yangın söndürücüyü al!

  Emniyet pimini çek ve bekle.

  Kapıyı açtığında yüzüne sık.

  Yardım edin!

  Yardım edin!

  Anne.

  Anne.

  Anne.

  Anne.

  Anne.

  Anne.

  Anne.

  -Anne  -Seo-yeon, sorun yok.

  Sorun değil tatlım.

  Annen burada, artık güvendesin.

  Anne, cevap ver.

  Anne?

  Anne!

  Cevap ver!

  Beni duymuyor musun?

  Anne.

  Anne!

  Özür dilerim.

  Anne, ben  Söylediklerim için üzgünüm.

  Özür dilerim anne.

  Anne.

  Özür dilerim.

  Eskiden Yeongcheon-ri, No.

  4'te yaşayan kişiyi tanıyor musunuz?

  Yeongcheon-ri, No.

  4 mü?

  Hatırlamıyorum.

  Tamam, teşekkürler.

  24 ŞUBAT 1965 - 11 ARALIK 1999 Tanrım.

  Seo-yeon!

  Neden telefonunu açmıyorsun?

  Seni kaç kere aradığımı biliyor musun?

  Tanrım.

  Seo-yeon.

  Neden ağlıyorsun?

  Sorun ne?

  Tanrım.

  Neden böyle giyindin?

  Tanrım.

  Hâlâ seni besleyip giydirmem gerek.

  Soğuk değil mi?

  Bu kıyafetle üşüteceksin.

  Ellerin buz gibi.

  Seninle ne yapacağım ben?

  Baban seni görse hâlâ bir bebek olduğunu söylerdi.

  PARK SHIN-HYE JUN JONG-SEO Alo?

  Sen Young-sook musun?

 Araştırdın mı?

  Dinle, öldürülebilirsin.

 Ne?

  Öldürülecek miyim?

  Seo-yeon'un annesi ve polis yakında kapına gelecek.

  Ne?

  Sanırım geldiler bile.

  KIM SUNG-RYOUNG İşler yolunda gitmese de telefonu yanından ayırma.

  İşleri ancak böyle değiştirebiliriz.

  EL YÖNETMEN: LEE CHUNG-HYUN BU ESERDE TASVİR EDİLEN TÜM KİŞİ, OLAY VE YERLER HAYAL ÜRÜNÜDÜR.

  GERÇEK KİŞİ, OLAY VE YERLERE BENZERLİKLER TAMAMEN TESADÜFTÜR.

  Alt yazı çevirmeni: Ayse Kim||

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar