Print Friendly and PDF

Translate

Tehlike Faktörü (2012) Jik zin

|

 


122 dk

Yönetmen:Dante Lam

Senaryo:Dante Lam, Candy Leung, Wai Lun Ng

Ülke:Hong Kong, Çin

Tür:Aksiyon, Dram

Vizyon Tarihi:19 Ocak 2012 (Hong Kong)

Dil:İngilizce, Çin Lehçesi, Arapça, Çince, Malay

Müzik:Peter Kam

Çekim Yeri:Malaysia

Nam-ı Diğer:The Viral Factor

Oyuncular

Jay Chou

Nicholas Tse

Peng Lin

Bing Bai

Andy On

Özet

Uluslararası Güvenlik Şirketinden ajan Jon Man, başka bir ülkede suçlu bir bilim adamına (Kenner Osama Muhammad) eşlik etmek üzere tehlikeli bir görev içerisindedir. Yolda, ekibinin üyesi (Sean) bir hain olarak çıkar. Dünyaya salgın hastalık yaymaya çalışan Sean bilim adamı kaçırma sırasında Jon’u başından vurur. Jon hastanede uyandığında, doktor mermiyi çıkaramadıkları için merminin 2 hafta içerisinde felce neden olacağını söyler. Jon, Malezya’da bir kumarbaz olan babası ve kardeşinin olduğunu itiraf eden annesi onları görmek istediğini söyleyerek Jon’u Pekin’e gönderir. Jon Malezya’da kardeşi Yeung bulmak için bir uçak bileti alır. Uçakta Dr. Kan ile tanışır ve Jon’u tedavi etmek için aralarında bir bağ oluşur. Ancak, onlar geldiğinde, Yeung doktoru kaçırmaya çalışır ve ne zaman Jon müdahale etse, o da rehin alınan oluyor. Yakında onlar iki kardeş olduğunu anlar. Dünya üzerine salgın bir hastalık yaymaya çalışan acımasız bir grup teröriste karşı bu iki kardeş, birlik olup onları durdurmayı kararlaştırırlar.

Altyazı

 Birkaç yıldır aynı rüyayı görüp duruyorum.

  Suyun içinde çırpınıyorum.

  Çok soğuk.

  Ama tam boğulmak üzereyken   bir el bana uzanıp   yukarı çekiyor.

  Ama kim olduğunu hiç göremedim.

  Sadece elini ve elinin gücünü hissediyorum.

  Nedense onu kendime çok yakın hissediyorum.

  Kim olduğunu öğrenmem lazım.

  Ürdün.

  Yirminci asrın yüz yılında   300-500 milyon arası insan çiçek hastalığından öldü.

  Çiçek aşısının keşfinden sonra insanlar   nihayet insanoğlunun çiçekten gördüğü zarara karşı koyacak bir yol buldular.

  8 Mayıs 1980 de   Uluslararası Sağlık Örgütü insanların artık   çiçeğe karşı bağışıklık kazandığını açıkladı.

  Bu doğru değil.

  Çiçek virüsünün kökü kurutulamadı.

  Dünyada iki yerde hala virüsün numuneleri saklanıyor.

  Virüs numunelerinden birini bir virüs uzmanı çaldı   ve 9 yıl genlerini mutasyona uğratarak   ölümcül biyolojik bir silah yaratma teşebbüsünde bulundu.

  Uzmanın adı Kenner Osama Muhammad idi.

  Yani refakat edeceğimiz adam.

  Görevimiz şu, bu operasyonun amacı.

  Askeri araçların desteklediği 5 arabaları var.

  Bu saldıracağımız ilk nokta.

  Başka pusu noktaları da var.

  Bu araba burada patlayacak.

  Sonra hemen nakledeceğiz.

  Geride hiçbir iz bırakmayacağız.

  Anlaşıldı mı?

 Bir hafta önce Amerikan Ordusu onu   mutasyona uğratılmış tüm numuneleri imha ettiğini öne sürerek yakaladı.

  Ama Kenner ifadesinde   hepsini imha etmediğini   yalnız birini bıraktığını söyledi.

  O numune, çiçek aşısının önleyemediği çiçek virüsünün yeni bir türü.

  Onu elinde rehin tutuyor ve bize teslim etmeden önce   onu ve ailesini koruyarak Norveç'e sağ salim götürmemizi istiyor.

  Sizden uyanık olmanızı   ne yaptığınızı bilmenizi ve temkinli olmanızı istiyorum.

  Ice onlara göz kulak ol.

  Tamam efendim.

  Merkez burada gizli belgeler bulundu.

  IDC ajanı Sean Wong?

  Burası Nakil Takımı 1.

  IDC ajanı Sean Wong?

  Burası Lübnan Polisi.

  Konvoyunuz saldırıya uğrayabilir!

  Ice!

  Ice!

  Ben IDC ajanı Sean Wong.

 Saldırıya uğradık!

  Duydunuz mu?

 Tamam, derhal desteğe ihtiyacım var!

 Duydunuz mu?

  Tamam.

  Derhal desteğe ihtiyacım var!

  Üstüne sür!

  Üstüne sür!

  Geri git!

  Geri git!

  Araba 3, Araba 4, duyan yok mu beni?

  Arabadan çıkın!

  Hadi!

  Hadi!

  Hadi!

  Dışarı!

  Arabadan çıkın!

  Ross, Kenner'ı koru.

  Gel buraya!

  Keskin nişancılara dikkat edin!

  Araba 3 zayiatı bildirin!

  Araba 3 duyuyor musun?

  Ross git kontrol et.

  Jon, koru kendini!

  Jon!

  Ice?

  İyi misin?

  İyiyim.

  İyi misin?

  Ice, dokuz yönünde!

  Paka koru beni!

  Hadi!

  Hadi!

  Hadi!

  İyi misin?

  Evet.

  Ice, kımılda!

  Rpg'ye dikkat!

  Burada işimiz bitti.

  Geri çekilin!

  Koru beni!

  Git!

  Git!

  Çıkış kapısına!

  Çıkış kapısına!

  Hadi!

  Hadi!

  Hadi!

  Kızı al!

  İşte bu!

  Gel buraya!

  Temiz.

  Yürüyün!

  Koru onu!

  Eğil!

  Kulaklarını tıka!

  Kulaklarını tıka!

  Ice çekil!

  Seni koruyorum.

  Kımılda!

  3 ay sonra.

  Malezya suları, Kota Bharu'nun 70 deniz mili kuzeyi.

  Arkamdaki bilinmeyen bir virüs tarafından saldırıya uğradığı sanılan yük gemisi   Tayland ile Malezya arasında gidişli dönüşlü mal taşıyordu.

  Gemide 14 mürettebat vardı.

  Hepsinin hastalıktan öldüğünü doğruluyoruz.

  ACDC de bu konuya dair açıklama yaptı.

  Patron, Sean sizi istiyor.

  Selam Tyler, Malezya yük gemisiyle ilgili haberleri izledin mi?

  İzledim.

 3 ay önce Kenner'ın mutasyona uğrattığı çiçek virüsü numunesinin bende olduğuna inanmadın.

  Ele geçireceğimi söylemiştim.

  İşimize devam edelim mi?

 - Carnot'u hatırlıyor musun?

  - Evet.

 Carnot son derece ölümcül  ama bulaşma yolu olarak tek başına vücut sıvılarına güvenemeyiz.

 Çiçek virüsü hava yoluyla aktarılabilir.

  İkisini bir araya getirerek   sınırsız bir şekilde hava yoluyla aktarılabilen yeni bir virüs yarattım.

 Önceki aşıların hiçbiri işe yaramayacak.

 AIDS'ten daha çok korkuya neden olacak.

  Çok etkileyici.

 Aşı ve ilacı için formül elimizde.

  Planımız virüsü yavaş yavaş beş kıtaya yaymak.

  Enfeksiyonlar nüfusun çok küçük bir bölümünü etkileyecek  ve bu dünyaya bir panik havası estirmeye yetecek.

 Aşı pazarı, ilaç pazarından çok daha büyük olacak.

  Önce ilacı piyasaya süreriz sonra aşıyı ve gelsin paralar.

 Bu seni dünyanın en zengin on adamından biri yapacak.

  Silah kaçakçılığı işin ne kadar başarılı olursa olsun  bu kötü çocukla karşılaştırılamaz bile.

  Aranan suçlular listesine girmezsen   en zengin on adam listesine giren sen de olabilirsin.

  Kimsenin bilmediği zengin adam olmayı tercih ederim.

  İrtibat halinde olalım.

  Cameron dağları, Malezya.

  Kenner kaçma!

  Dur!

  Sana dur dedim!

  Kenner!

  Ne yemek istersin oğlum?

  Annen pişirsin sana.

  Olmaz!

  Bu ne?

  Bu da ne?

  Laboratuvardan kaçtı.

  Onu takip ettik ama   işte böyle oldu.

  Lütfen malın hala orada olduğunu söyle.

  Hepsi burada.

  Evet benim.

  Uzman ne zaman geliyor?

 Bir hafta sonra.

  Yalnız Carnot numunesini bulmayacak   aynı zamanda Kenner'ın işini tamamlayacak.

  Üstesinden gelecek birini bul, ortalıkta gözükmemeliyiz.

  Kafatasına giren kurşun   beynin önmerkez kıvrımına saplanmış.

   ve korpus kallosuma yerleşmiş.

  Doktorlarınız durumunuzla haftalardır ilgileniyorlar.

  Kurşunu çıkarmanın kolay bir yolu yok.

  Yaşayacak mı?

  Beyninin korpus kallosumuna baskı uygulanmış.

  Bu sinir sisteminizde büyük sorunlara neden olacak.

  Vücudunuz aşama aşama doğal duyularınızı kaybedecek   ve durumunuz kötüye giderse vücudunuz tamamen felç olacak.

  Ne kadar zamanım var?

  Şu aşamada yaklaşık iki haftanız var.

  Ama hastaneyi terketmemeniz gerekiyor   çünkü bir hastanenin size verebileceği acil tıbbi destek olmadan   daha büyük bir risk altında olursunuz.

  Ice'ın külleri geri gönderildi.

  Onunla aramızda geçenlerden dolayı   özür dilerim.

  Zamanımı burada harcamak istemiyorum.

  Eve gitmek istiyorum.

  Pekin Uluslararası Havaalanı.

  Bu aylarda Bayan Wan sizin için o kadar endişelendi ki   siyatik hastalığı kötüye gitti.

  Hemşire Wang.

  İki haftalığına çok uzun bir yolculuğa çıkıyorum.

  Ama eve yeni geldiniz.

  Evet.

  Biraz daha para bırakırım.

  Lütfen anneme bakmaya devam edin.

  Merak etmeyin.

  Yanında kalıp ona bakarım.

  Bugünkü yemek güzel olmamış.

  Annemin yemekleri her zaman lezzetli olur.

  Bu kadar endişelenecek ne var?

  İyileştim.

  İzindeyim bu yüzden her gün yanında olabilirim.

  Pişirdiğin yemeklerden yiyebilirim.

  Birini özlemek   çok acı veriyor.

  Hastanede yattığın o aylarda neredeyse her gece   aynı rüyayı gördüm.

  Bütün ailemiz denizde.

  Teker teker hepiniz yok oluyordunuz.

  Ben yalnız başıma kalana kadar.

  Jon.

  Sana bunu söylemem gerek.

  Sana hep babanın bizi terk ettiğini söyledim   ama bu aileden asıl vazgeçen   bendim.

  Tek oğlum sen değilsin.

  Bir abin var.

  Babanla 20 yaşında evlendim.

  Hayatın tadını çıkardık.

  Siz ikiniz doğana kadar   gelecekte ne olur diye düşünmedim   ama babanızın hiçbir şey umrunda olmadı.

  Umrunda olan tek şey kumardı.

  Kumar yüzünden işini kaybetti   ama oynamaya devam etti.

  Sen iki yaşındayken   ikinizi de yanıma alıp başka planlar yapmayı düşündüm   ama kendime güvenemedim.

  Abin ağlayarak elimi sıkıca tutuyordu   ve gitmemize engel oluyordu.

  Çaresizdim, babanın eve gelmesinden korkuyordum.

  Sonunda   seni aldım ve evi terkettim.

  Abini eve kitledim.

  Aşağı kattan ağlamasını ve bağırmasını duyuyordum.

  Anne!

  Gitme!

  Anne   üzülme.

  Hepsi geçmişte kaldı.

  20 yıldan fazladır   vicdan azabı çekiyorum.

  Jon.

  Sonunda onlardan haber aldım.

  Onlarla nasıl irtibata geçebilirim diye düşünüyordum.

  Ama yaralanmandan sonra korkarım ki  Onları geri getireceğim.

  Oldu mu?

 Sanığın yıllar boyu işlediği çok sayıdaki suç  kendisinin toplum ve insanlar için bir tehlike olduğunu gösteriyor.

 Sanık Yeung Man, 5 Şubat 2008 tarihinde  Siyah İnci Kuyumcusuna yapmış olduğun silahlı soygundan dolayı   suçlu bulundun ve 10 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldın.

 İlaveten, teslim ol çağrısına uymayıp 1 Kasım tarihinde bir polis memuruna saldırmaktan  üç yıl daha ağır hapse çarptırıldın.

  İki cezanın birleştirilmesine karar verildi.

  Anahtarları ver!

 Yeung Man, silahlı soygun ve polis memuruna saldırı suçlarından 33 yıl ceza alan  mahkum öğlen saatlerindeki duruşmasından sonra adliye sarayının   4.  katından atlayarak kaçtı.

  Uluslararası Savunma Kurulu (IDC).

  Sana ihanet eden herifi buldum.

  Kim olduğunu asla tahmin edemezsin.

  Gördün mü?

  Yeung.

  Biliyorsun ben ne kadar  Başka seçeneğim yoktu o yüzden yaptım.

  10 yıllık kardeşliğin bedeli ne kadar dersin?

  30 bin papel.

  Yeung, sadık olmadığımı biliyorum.

  Değişirim, lütfen bana bir şans ver.

  Sadece bir kere.

  Yeung lütfen sadece bir şans.

  Bağışla beni lütfen.

  Yeung!

  Sadık olmayan bizimle takılamaz.

  Nerede saklanıyorsun?

  Bu kadar zaman sonra hala bana güvenmiyor musun?

  Ben bir polisim.

  Bir polise güvenmiyor musun?

  Ödül 200 bin $.

  İşten sonra ortadan kaybolsan iyi olur.

  Aksi takdirde   sen bana güvenmiyor değil ben sana güvenemez olurum.

  Bayım ben doktorum.

  - Nesi var?

  - Şiddetli baş ağrısı var.

  Ağrı kesici verdim.

  İlacınıza bakabilir miyim?

  - Yakın zamanda ameliyat geçirdiniz mi?

  - Evet.

  Doktor, durumu nedir?

  Sanırım baş ağrısının nedeni hava basıncı.

  Her halükarda lütfen uçağın irtifasını düşürün.

  Yoksa komaya girebilir.

  Bu da çok tehlikeli olur.

  Kontrol kulesiyle irtibata geçmeye çalışırım.

 Julian lütfen Kuala Lumpur'u bilgilendir.

  İyi misin?

  Evet teşekkürler.

  Büyük bir ameliyattan sonra uçağa binmemeliydiniz.

  Ne tür bir ameliyat geçirdiğinizi öğrenebilir miyim?

  Kafamdan vuruldum.

  Kurşunu çıkaramadılar.

  Endişelenmeyin ben polisim.

  Tanıdığım çok ünlü bir beyin cerrahı var.

  - Sizi ona havale edebilirim.

  - Elbette.

  Yarın görüşürüz.

  Tamam, hoşça kal.

  Yarın randevuya gidebilir misin?

  Evet teşekkürler.

  Önemli değil.

  Asya Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi.

  (ACDC) - Gideceğiniz yere bırakabilirim.

  - Sorun değil taksiyle gideceğim.

  - Dr.  Kan.

  - Merhaba.

  Aramayı unutma.

  Yarın görüşürüz.

  Havaalanındaki adam az önce bana baktı.

  Öndeki beyaz arabayı takip et.

  Şurada dur.

  Ne oldu?

  Tenha bir yer bul ve işini bitir şunun.

  Rachel.

  İşimizi berbat eden adam senin eski takım arkadaşın Jon Man öyle mi?

 Onu neredeyse öldürüyordun ve şimdi de bu şekilde rastlıyorsun.

  Ne tesadüf.

  - Neden burada olduğunu öğrendin mi?

  - Ailesini ziyaret için.

  - Adamların ne zaman tekrar harekete geçecek?

  - Bu akşam.

  Dur, Tin Man!

  Kımıldama!

  Bir topala göre hızlı koşuyorsun.

  Lanet topal, ele avuca sığmıyorsun.

  Oğlum her zaman borçlarımı ödedi.

  Oğlun kendi derdine yansın.

  Sana nasıl yardım edebilir?

  Hey!

  Sen karışma.

  Peşinde olacağım.

  Hadi gidelim.

  Teşekkür ederim.

  Ben Jon Man.

  - Aşçı Man, dostum!

  - Tin!

  Tavanı ödünç versene.

  Oğlum geri döndü.

  Yeung mı geldi?

  Kahretsin!

  - Küçük oğlum Jon.

  - Küçük oğlun da mı var?

  Buyur.

  Utanma.

  Yemek mi pişiriyorsun dede?

  Champ.

  Tabağı amcana götür.

  - Bir amcam mı var?

  - Çok konuşma da götür.

  - Son masada kendisi.

  - Tamam.

  Merhaba amca.

  Çince biliyor musun?

  - Adın ne?

  - Champ.

  - Erkek ismi gibi geliyor.

  - Adımı dedem koydu.

  Hem kız ismi hem erkek ismi olur dedi.

  Hayatta da kumardaki gibi bir taraf hep kazanır.

  Champ!

  Yemek yiyoruz gel!

  Geliyorum!

  Kahretsin!

  Rüya gibiydi.

  29 yıl geçti.

  Seni tekrar göreceğimi sanmıyordum.

  Eminim annen seni iyi beslemiyordur.

  Pilava ne kadar su katıldığını bile bilmiyordu.

  Artık güzel yemek yapıyor.

  Zavallı şey, kendine yemek yapmak zorunda.

  Eee annen nasıl, ne yapıyor?

  Siyatik hastalığı var.

  İyi yürüyemiyor, tekerlekli sandalye kullanıyor.

  Kadere bak.

  Ben sakatım, o tekerlekli sandalyede.

  Lanet olsun, sakatken bile benden daha iyi durumda!

  Seni ve kardeşimi görmek istiyor.

  Ne yani bir de ayağına gideceğiz öyle mi?

  Kendini kraliçe mi zannediyor?

  Onun hakkında konuşmayalım sinirlendiriyor beni.

  Hadi bakalım.

  Yaşlı babanla bir içki iç.

  - Teşekkürler.

  - Elindeki büyük para.

  Dedem para işlerinin başına beni geçirdi.

  Eğer kendisi bakarsa açlıktan öleceğimizi söyledi.

  Amca bu dedemin yatağı.

  Champ.

  Ne yapıyorsun?

  Hepsi mükemmel notlar.

  Neden onları yakıyorsun?

  - Hiçbir işe yaramazlar.

  - Ne demek istiyorsun?

  Üç yıl önce babam derslerimde   100 alırsam kötü adam olmayı bırakacağına ve bizimle yaşamak için döneceğine   söz vermişti.

  Dönmesini çok istiyordum bu yüzden çok çalıştım.

  Benden ne isterse yaptım.

  Ondan tek bir şey istemiştim ama yapmadı.

  Champ baban kötü bir adam mı?

  Bunu oku amca.

  Silahlı Soygun Baş Zanlısı Kaçtı.

  Adın ne?

  Nerede yaşıyorsun?

  Kowloon'da mı yaşıyorsun?

  Neden kimliğini getirmedin?

  Ne yapacağını biliyorsun.

  Dedem hep böyledir.

  Dr.  Kan.

  İyi misiniz?

  İyiyim, sadece bir sıyrık.

  Mutasyona uğramış çiçek virüsü araştırma raporu bugün geldi.

  Bu gizli bilgi, o yüzden bunu şahsen vermem gerek.

  Bu mutasyona uğramış tür çoğu zaman virüs kaynaklıdır.

  Bundan dolayı eski formülden yeni bir aşı uyarlamaya çalıştık.

  Alınan mesafe umut verici.

  Ve bu virüs kesinlikle Kenner ile bağlantılı.

  - Ama anlamıyorum.

  - Neyi?

  Kenner biyolojik bir silah yapmak istediyse   neden bu kadar basit bir virüs yaptı?

  Mutasyona uğramış bir çiçek virüsünden   çok daha tehlikeli bir şey yapıyor olmasından endişeliyim.

  LMK birinci sınıf bir ilaç fabrikası.

  Senin için milyon dolarlık sözleşme imzaladım   ama sen Bay Levinson'u elinin tersiyle ittin.

  Çok utandım.

  Şu anki işimi seviyorum.

  İlaç fabrikasında çalışarak insanlara yardım edebilirsin.

  Dünyadaki herkes yararlanır.

  Aklında ne var anlamıyorum.

  Anne onların bütün üçkağıtlarını anlattın bana.

  Her ilaç fabrikası kötü değildir.

  Milyar dolarlık bir sektörde ne kadar vicdan olabilir ki?

  Unut gitsin.

  - Hep bahane, hep bahane.

  - Kes artık anne.

  Bu da ne?

  Rachel!

  Koş!

  İstediğim şey bu.

  Carnot numunesi mi?

  Yarın ACDC'ye git ve virüs numune deposundan benim için al.

  Laboratuvardan virüs numunesi çıkaramam.

  Anne!

  Al ve bana getir ki annenin başına bir şey gelmesin.

  Ben Rachel Kan.

  Lütfen mesaj bırakın.

  En kısa zamanda size dönerim.

  Asya Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi.

  (ACDC) Dr Kan, yanınızdakiler kim?

  Muhabirler, benimle röportaj yapacaklar.

  Silahlarınızı bırakın, yere yatın!

  - Burada her şey tamam.

  - Güzel.

  İn aşağı.

  Bayım buraya park edemezsiniz.

  - Birini bekliyorum.

  Hemen gideceğim.

  - Bir an önce gidin.

  Dr.

  Kan, ellerinizde ne olduğuna bakmam gerekiyor.

  Dur!

  Kontrol Odası!

  Kontrol Odası!

  Kımıldama!

  Yakalanırlarsa başımız belaya girer.

  Onların icabına bak.

  Polis!

  Dışarı çık!

  Dışarı çık!

  - Alo?

  - Baba hemen Champ'ı tren garına getir.

  - Neler oluyor Yeung?

  - Sorma, hemen git!

  Geri dön.

  Tren garına!

  Bayan beni duyuyor musunuz?

  İyi misiniz?

  ACDC dışında iki sivil yaralı var.

  Polis öldürme!

  Ben senin kardeşinim!

  Polisler de işin içinde!

  Jon!

  Atla!

  Sıkı tutun!

  Polis!

  Çekilin!

  Çekilin!

  Çekilin!

  - Yeung tren garındayız.

  - Gişede bekleyin.

  Çekilin!

  Polis!

  Gözetleme için uygun bir yer bul.

  - Konuş!

  - Tin Man tren garında ve telefon görüşmesi yaptı.

  Gözün üzerinde olsun.

  Bir şey olursa kızı al.

  - Buraya gelmeyin.

  Polis peşinizde.

  - Neler oluyor?

  Polis beni öldürmek istiyor, gelemiyorum.

  Size bilet bırakırım, telefonumu bekleyin.

  - Elektronik cihaz kabinini görüyor musun?

  - Evet.

  Oraya doğru yürü.

  Dur!

 Babasını görüyor musun?

  - Babasını görüyor musun?

  - Kantinin orada.

  Baba trene binin.

  Ben geleceğim.

  Çabuk ol!

  Acele et!

  - Dede!

  - Champ, git!

  Git!

  Acele et!

  Treni yakalayın!

 Gemas treni kalkmak üzere.

 Lütfen tüm yolcular binsin.

  Hadi bin!

  Merkezi arayın, demiryolu müdürlüğüyle irtibata geçin.

  Yeung nasıl?

  Binemedi mi yoksa?

  Bak Champ baban.

  Baba!

  Champ!

  - Yeung!

  - Baba!

  Otur.

  Yeung bu küçük kardeşin.

  Teslim ol.

  Polisler de işin içinde.

  Teslim olması intihar olur.

  Sen de bir zamanlar polistin.

  Champ'ı düşündün mü?

  Seni kaybedemez.

  Hayatını seninle birlikte saklanarak geçirmesini mi istiyorsun?

  Beraber teslim olalım.

  Kes şunu!

  Çık dışarı!

  Çık dışarı!

  Anneni görmeye gelmeyeceğiz!

  Çok bencilsin.

  Aileni hiç düşündün mü?

  Şu an burada olmamalıydın.

  - Kendine baba mı diyorsun?

  - Bunu söylemek sana düşmez!

  Yeung!

  Yeung kes şunu!

  Yeung!

  Dur!

  İkiniz de durun!

  Dur Yeung!

  Kesin şunu!

  Durun!

  Hepsi benim suçum.

  Asla yeterince iyi olamadım.

  Bu yüzden annen beni ve Yeung'ı terketti.

  Annen hiç   kırılan aynanın parçaları tekrar bir araya gelir mi diye düşünmüş mü?

  Kardeşin ve ben aynı yolu seçtik.

  Kardeşin bir hırsız ama Champ ve bana iyi bakan   erdemli bir hırsız.

  Bunun sorumlusu benim.

  İkinizi onyıllar boyunca ben ayırdım.

  Jon   kardeşini affetmelisin.

  Affedemem.

  Ben bir polisim.

  Jon!

  Neyin var Jon?

  İstasyondaki işçileri derhal tahliye edin.

  Tren durduğunda onları tutuklayacağız.

  Şu polisleri oyalayın!

  Baba bir terslik var.

  Gitmeliyiz.

  Kendine iyi bak.

  Polis!

  Kımıldamayın!

  Champ'ı al ve saklan.

 Trendeki kanunsuzlar!

 Etrafınız sarıldı!

 Silahlarınızı bırakın ve hemen teslim olun.

  Dur!

  Aileme zarar verme!

  Yeung!

  Champ'ı al ve kaç!

  Beni bırak.

  Ben kaçamam.

  Acele et!

  Ortaya çık Champ!

  Gidin!

  Kulaklarını tıka!

  Kımılda!

  Kımılda!

  Kaçın!

  Champ aşağı gel.

  - Champ!

  - Yardım et!

  Champ!

  Eller yukarı!

  Yeung Man'ın gizlenebileceği yer çok.

  Gidip arayacağım.

  - Kızı sakla.

  - Tamam efendim.

  Bin arabaya.

  Ne olursa olsun kardeşinle beraber kaçmamalıydın.

  Artık ACDC davasında bir şüphelisin.

  İnanıyorum ki sen bunu asla yapmazdın ama sadece inanmak istiyorum.

  Kardeşin kanun kaçağı olduğu sirece sen de bu işe bulaştın.

  Kardeşimin başına bir şey gelmesine izin verme.

  Ama o sicili kabarık bir suçlu.

  Ona nasıl yardım edebilirim?

  Lanet olsun!

  Yeung'ın kardeşiymiş.

  Sözlü ifadesinde işe bizim de karıştığımızı söylemiş.

  Merak etme yüzdük kuyruğuna geldik.

  Hastane sakinleşince öldürün onu.

  Sean seninle eski ortağın Jon Man hakkında konuşmak istiyorum.

  Doktor neden bu kadar geciktiniz?

  Beni öldürmek mi istiyorsun?

  Kızımı geri ver.

  İstediklerini vereceğim.

  Çabuk ol!

  Kızı nerede saklıyorsunuz?

  - Konuş!

  - Pudu caddesindeki eski binada.

  Kızım nerede?

  Kızım nerede?

  Kızını öldüreceğim!

  - Kızım nerede?

  - Seni yanına götüreceğim.

  Hey!

  İmdat!

  İmdat!

  Yardım edin bana!

  İmdat!

  Kızım nerede?

 Dün gece hastanede birileri beni öldürmeye çalıştı.

 Russell'ın adamlarıydı.

  Bunu söylemen bir işe yaramaz.

 Adın göründüğü yerde vurulması emredilen arananlar listesinde.

  Bana bir iyilik yap Jon, vazgeç.

  Teslim ol.

  Henüz değil.

  Champ'ın yerini biliyorum.

 Gözü kara olma.

  Jon?

  Walter, Ross?

  Girişi kontrol altına al.

  Biliyor musun   Russell'a sana zarar ver demedim   seni satan oydu.

  Parayı getir.

  Bu 600 bin $.

  İşi kolaylaştıralım.

  Sen bana istediğimi ver ben de kızını geri vereyim.

  Sözüm söz.

  Keith'e söyle kızı getirsin.

  Dr Kan ve annesini getir.

  İstediklerim nerede?

  Dr Kan masanın üstünde içinde formül olan bir flash disk var.

  Formülde belirtilen çiçek virüsü DNA'sı ile carnot RNA'sını çıkarmalısınız  Anlıyor musunuz?

  Mutasyona uğramış virüsü elde etmek için ikisini birleştirin.

  Şimdi, oluşumun nasıl göründüğünü biliyorum   yani bir sinsilik yapma.

  Eğer eşleşmezlerse gözlerinin önünde anneni öldürürüm.

  Artık bizi bırak gidelim.

  Virüs uzmanısınız   insan vücudunun en ideal kuluçka makinesi olduğunu bilmeliydiniz.

  Ne istiyorsunuz?

  Lütfen anneme zarar vermeyin.

  Ne istiyorsanız yaptım.

  Kımıldamayın!

  Silahlarınızı bırakın!

  Sean, sadece iki parmakla!

  Senden hızlı olduğumu biliyorsun değil mi?

  Ceketini çıkar!

  Hey!

  Sen ve ben.

  Biz aynıyız seninle.

  Tek istediğimiz para.

  Ama onun her şeyi berbat etmesine izin verirsen yalnızca parayı kaybetmez   kızını da bir daha asla   göremezsin.

  Champ'ı kurtaracağız.

  Sakın bırakma!

  Yere yatın!

  Yeung Man dur!

  Sean önce sen git!

  - Bunu neden yaptın?

  - Ice ek bir zarardı.

  Her şey bitti.

  Panzehire sahip dünyadaki tek kişiyim.

  Bırak beni.

  Yoksa kız sıradaki ek zarar olur.

  Kız için Dr Kan'ı getir.

  Seni arayacağım.

  Yeung Man!

  Orada dur!

  Atla!

  Champ hala ellerinde mi?

  - Hastaneye gitmezsen öleceksin.

  - Gitmeyeceğim!

  Kardeşim!

  Yardım et bana!

  Sadece bu seferlik.

  Birbirimizi görmeyeli 20 küsür yıl oldu   beni bu şekilde göreceğin aklımın ucundan geçmezdi.

  Biz çocukken  Neye benziyorduk?

  İkiniz bir kalıp Tofu peyniri gibiydiniz.

  Lakabın Tofuydu.

  Annem söyledi, annemin tofu çorbasını hep severmişim.

  Kardeşim, annemi affet.

  Vicdan azabı çekiyor.

  Çok uzun süredir ayrıyız.

  Onun için bir şey hissetmiyorum.

  Benim için bir yabancı.

  İlk geldiğimde ben de babam için bir şey hissetmedim.

  20 yıldan fazla babasız yaşadım.

  Ama gözümün önünde öldüğünde geri döndüğünü hissettim.

  Babamla benim yaşadıklarımız seninkinden farklı.

  Babam beni buraya 12 yaşımdayken getirdi.

  Hala kumara düşkündü.

  Ondan nefret ettim.

  Kendimce bir şey yapmaya karar verdim böylece kimse beni hor görmeyecekti.

  Bu yolu seçtiğimde 16 yaşımdaydım.

  Birkaç yıl sonra patronumun parasını çaldım.

  Hayır!

  200 bin $  Teşekkür ederim.

  Hayatını bağışladığınız için sağ olun.

  Parayı bulduğun için şanslısın seni soysuz kumarbaz!

  Bu gece burada ölebilirdi.

  Sizi temin ederim oğlum bir daha hiçbir şeyinize dokunmayacak.

  Sağ olun.

  O tarafa değil.

  Bu tarafa.

  Gui bize nazik davranmanız gerektiğini söyledi.

  Haklıydı.

  Yoksa neden paranı alayım?

  Korumam gereken bir itibarım var.

  Burası sadece altıncı kat.

  İkiniz de atlarsanız her şeyi unutacağım.

  Oğlum cesur ol.

  İkimiz de güçlüyüz.

  Hadi atla!

  Ölme!

  Yeung sakın ölme!

  Babamla paylaştığım şeyleri asla bilemezsin.

  Merkez burada şüpheli kaçak bir araç bulduk.

  Onay bekleniyor.

  Babamın kötü bir polis olduğunu biliyordum.

  Annem belki onu unutur diye polis oldum.

  Ama annemin sizleri bu kadar özleyeceğini hiç düşünmemiştim.

  - Lütfen onu görmeye git.

  - Bu halde nasıl gidip görebilirim?

  Bunu annem gönderdi.

  Durumu kendin için daha da kötüleştirme.

  Kımıldama!

  Kımıldama!

  Olduğun yerde kal!

  Kızımı aldın, ne istiyorsun?

 Önce benim için bir şey yap.

 Saat 10'da IDC'den polis hava üssüne kadar Dr Kan'a eşlik edilecek.

 Onu al ve benimle saat 10:30'da Altın Üçgen'de buluş.

 Yeung, biliyorum beni affetmeyeceksin.

  Emniyet Müdürlüğü Gözaltı Merkezi.

  Sean beni yeğeninle takas mı etmek istiyor?

  Virüsü kızın vücudundan çoğaltabilirler.

  Ama sana ihtiyaçları var bitmemiş bir iş olsa gerek.

  Champ için ben de endişeliyim.

  Virüs 24 saattir vücudunda.

  Eğer 10 saat içinde panzehir verilmezse ölecek.

  IDC beni panzehiri araştırıp üretebilmem için   Singapur Tıp Merkezine götürüyor.

  Ama bu işi 10 saatte bitiremeyiz.

  O zaman kızın ölümüne yardım etmiş olacağım.

  Dr Kan gitmeliyiz.

  Gelin.

  Ross!

  Ross!

  Sean'ın hala Rachel'a ihtiyacı var.

  Onu tuzağa düşürebilirim.

  Önce beni bırak.

  Jon, Dr Kan'ın ifadesi seni ne kadar desteklese de seni serbest bırakmayacaklar.

  Burası babamızın çiftliği değil.

  Seni en iyi korunan bir hapishaneye nakledecekler.

  Sean ve kardeşini bulmak için her yolu deniyorum.

  Seni buradan çıkarmadan önce onları yakalamam gerek.

  - Bekle beni.

  - Zamanım kalmadı.

  Zamanım yok biliyorsun!

  Ross!

  Ross!

 Helikopter 4, kuleye 3 dakika mesafedeyiz.

  - Bu çok ciddi bir suç.

  - Başka seçeneğim yok.

  Bana yardım etmelisin.

  Sean'ı bulmama yalnız sen yardım edebilirsin.

  Lütfen!

  İn!

  Yeung Man!

  Silahını indir!

  Jon kaçtı.

  Buraya geliyor.

  Az önce yaptığının dönüşü yok.

 Helikopter 1, helikopter 2, kalkışa hazır olun.

 Helikopter 4 rehin alındı.

  Helikopter 4'ü takibe hazır olun.

 Kontrol, helikopter 4'ün yerini bildirin hemen.

 Altın Üçgen'e inelim.

  Sean rehineyi oraya götürmemi istedi.

 Helikopter 4 Bukit Bintang üzerinde Puchong tarafına uçuyor.

  Taktik olarak alçal!

 Burası helikopter 1, helikopter 4 yön değiştirdi.

 Bütün kara birimleri Altın Üçgen'e gidin.

  Pike yap!

  Daha hızlı!

 Bütün kara birimleri dikkat!

 Şüpheli tarafından kaçırılan helikopter yön değiştirerek  Altın Üçgen'e yöneldi.

 Lütfen derhal bölgeye intikal edin.

  Sola dön!

 Tüm kara birimleri dikkat!

 Derhal Tun Razak otoparkına gidin.

 Şüpheli helikopter oraya inmek üzere.

  Yasak bölgeye girişleri engelleyin.

 Mıntıka A ve B'deki tüm polisler lütfen bölgeye intikal edin.

  Bunu tak ki bir şey olursa seni takip edebileyim Sean Altın Üçgen'deyiz.

 Cadde kenarında park halinde iki araç var.

 Oraya gidin ve bekleyin.

  - Zamanında başardığın için şanslısın.

  - Merak etme hala en zengin on kişi   listesinde kaçıncı olacağını görmek için vakit var.

  Kızın ne kadar zamanı kaldığını biliyor olmalısın.

  O el bilgisayarı içinde Kenner'ın 11 formülü var.

  Virüsü türeten sensin, değişkenlerini kimse senden daha iyi bilmiyor.

  İlaç ve aşı için doğru kombinasyonu bulmak için   her formülü incele.

  Her şey sana bağlı doktor.

  - Kaptana söyle motoru çalıştırsın.

  - Tamam.

 Mark, aşı şu anda üretiliyor.

 Kızla işimiz kalmadı.

  Ondan kurtulun.

  Champ, Champ!

  Champ!

  Champ!

  Yeung!

  Sean, Sean!

  Açma!

  Sean virüsü Champ'a enjekte etti.

  Dr Kan'ın panzehiri yaptığını söylediklerini duydum.

  Champ'ı sakla, ben Rachel'ı bulacağım.

  Makine odasına git ve motoru çalıştırmalarını engelle.

  Dikkatli ol!

  Temas halinde ol.

  Mike, neden hareket etmeye başlamadık?

  Git ve neler olduğunu öğren.

  El bombası!

  Rachel!

  - Panzehir formüllerinin hepsi burada.

  - Sakın kaybetme, çabuk git!

  Yürü!

  İyi misin?

  Bir şey olursa ateş et.

  Tut şunu.

  Hadi!

  Yeung, Rachel güverteye düştü.

 Ben aşağıya iniyorum.

  Geleceğim.

  Her şey yolunda.

  El bilgisayarı.

  El bilgisayarını düşürdüm.

  - El bilgisayarını düşürdüm.

  - Merak etme, burada.

  Sık dişini!

  Sean!

  O burada!

  Jon!

  Ölmeye hazır ol, kancık!

  Ortaya çık!

  Sık dişini kardeşim!

  Hala bir şansımız var.

  Yeung, Sean çok hızlı ateş ediyor.

  Tek şansımız beraber ortaya çıkmak.

  Birimizi vurduğunda   diğerimizin onu vurmak için bir şansı olur.

  Hatırladın mı, sana anlatmıştım, biz çok güçlüyüz.

 Neredeyse her gece aynı rüyayı gördüm.

 Bütün ailemiz denizde.

 Teker teker hepiniz yok oluyordunuz.

  Sonunda, yalnız ben kalıyordum.

  Kardeşim.

  O duyguyu tekrar hissediyorum.

  Rüyamda beni kimin çekip çıkarttığını sonunda öğrendim.

  20 yıldan fazla ayrı kaldık.

  Ama o beni hiç terketmedi.

 Yeung.

 Biliyorum beni affetmeyeceksin.

 Ben kendimi affedemiyorum.

 Babanı bencillikle suçladım  ama sonuçta ben de bencillik yapmıştım.

  Eğer tekrar seçme şansım olsaydı   sizi asla terketmezdim.

 Beni affetmemekte haklısın.

Ama sana yalvarıyorum kardeşini kabul et.

 Hatırlıyor musun?

  Siz çocukken  kardeşini çok severdin.

 İkinizi ayıranın ben olduğumu  ona söylemeye cesaret edemedim.

 Babanın bir evladını kaybetmesine neden oldum.

  Hepsi benim suçum.

  Özür dilerim.

  Yaşlandım.

  Seni tekrar   görme şansım olmayabilir.

 Sadece bilmeni istiyorum ki  artık sen de bir baba olduğuna göre  umarım çocuğun için planlar yaparsın.

 Hangi yolu seçmen gerekiyorsa onu seçmelisin.

 Benim gibi olma.

 Yoksa ömrün boyunca pişman olursun.

 Kendine iyi bak.

  Anne!

  Champ, gel.

  Baba hiç yapmaması gereken hatalar yaptı.

  Şimdi gidip onları itiraf edecek.

  Yakında dönerim.

  Bundan sonra babaannenle kal, anladın mı?

  Babaannenle tanış.

  - Babaanne!

  - Güzel kızım!

  Jon nerede?

  Bu dünyadan ayrıldığınız zaman   kalbinizdeki insanlar   yolculuğa sizinle beraber devam ederler.

  Hep kalbinizde olurlar.

  Yanınızda olmasalar bile.

  Bir tür "ebediyet" seçme şansım olsaydı  Onlar benim ebediyetim olurdu.

 ||

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar