Bahis (2001) Intacto
| |
108 dk
Yönetmen:Juan Carlos Fresnadillo
Senaryo:Juan Carlos Fresnadillo, Andrés M. Koppel
Ülke:İspanya
Tür:Gerilim, Dram
Vizyon Tarihi:21 Mart 2003 (Türkiye)
Dil:İspanyolca, İngilizce
Müzik:Lucio Godoy
Nam-ı Diğer:Intact
Oyuncular
Leonardo Sbaraglia
Eusebio Poncela
Mónica López
Antonio Dechent
Max von Sydow
Özet
Korkunç bir uçak kazasında tek sağ kalan kişi olan Tomas,
depremden kurtulan ve bu olaydan sonra çevresindeki insanlara dokunarak onların
şanslarını alabildiğini keşfeden Federico, ailesini kaybettiği trafik
kazasından kurtulmuş kadın polis Sara ve yaşamı dışında her şeyini kaybettiği
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kendisini zengin eden bir kumarhaneye sahip olan
Sam. Her birinin yaşamlarında dönüm noktası olan bu olaylar nedeniyle
kendilerini dünyanın en şanslısı sayan bu kişilerin hihayesi. Sam'in adeta sağ
kolu olan ve kumarhanenin gücüne güç katan Federico, günün birinde bu ortaklığı
bitireceğini söylediğinde, adeta cennetten kovulmuşçasına, şans çalma yetisi
Sam tarafından elinden alınır. Geri dönüp intikam almayı kafaya koyar ve bunun
için Tomas'la işbirliği yapar. Ancak Tomas'ın peşinde kazadan beridir onu takip
eden Sara vardır.
Altyazı
|Bahislerinizi koyun lütfen.
Bahisler kapandı.
27 kırmızı tek.
Yüksek.
Bahislerinizi koyun
lütfen.
- Çalışanlar için.
- Teşekkürler.
Bahisler kapandı.
24 siyah çift.
Yüksek.
30 kırmızı çift.
Yüksek.
İspanyol bir müşteri
bizi temizliyor.
Masa 12, koltuk 6 İhtiyar
her zamanki gibi yapmanı istiyor.
Üzerinde mavi bir
ceket ile mor ve altın renk çizgileri
olan bir kravat var.
Oh, özür dilerim.
Sizi başka biri
sandım.
Özür dilerim Bahislerinizi
koyun lütfen.
29 siyah, tek.
Yüksek.
Bu numarada hiçbir
şey yok.
- Federico?
- Gittiler.
Bugün ne kadar yaptın?
Altı.
Pek formunda değilsin.
Sana hoşçakal demeye
geldim.
Birkaç günden beri, göğsümde
bir acıyla, nefessiz kalıp uyanıyorum.
Bu bende uzun
zamandan beri yoktu.
Sen yaşlılıktan ölmeyeceksin.
Beni yenebilecek biri
var mı?
Oynamaya devam ediyorsun.
Ben işlerle
ilgileniyorum.
Her defasında onları
tehlikeye sokuyorsun.
İnan bana,
kaybetmeyeceğim.
Kumarhane, para,
esirler, hepsi senin olacak.
Kazanmadığım hiçbir
şeyi istemiyorum.
Bu yarışı yapmak mı
istiyorsun?
Bana karşı mı oynamak
istiyorsun?
Hiç bir şansın yok.
O kadar yetenekli
değilsin.
Bilemezsin.
Seni depremden beri
tanıyorum.
Seni kim kanatları
altına aldı.
Besledi.
Öğrenimin için para
harcadı.
Seni kim adam yaptı?
Beni şansım kurtardı,
bunu sen söyledin.
Seni feda etmeyeceğim.
Sana yeteneğinden
nasıl yararlanacağını ben öğrettim ve kendini benden şanslı sanıyorsun.
Bir salak
yetiştirmişim.
Otur!
Sen yüzümü görmesine
izin verdiğim tek insansın.
Akşam yemeğini yedin
mi?
- Henüz değil.
Git bir duş al.
Seni davet ediyorum.
Bugün olmaz.
Başka planlarım var.
Gidiyor musun
Federico?
Üstelik bana
sarılmadan?
Yapma bunu.
Senin yeteneğini ben
keşfettim.
Ve seni yetiştirdim.
Şimdi gidebilirsin.
Güle Güle, Federico.
Hey, yaşlı adam
onu etkisiz hale getirdi.
o bize uğursuzluk
getirmeden ona dokunabiliriz.
YEDİ YIL SONRA Adı
Tomás Sanz.
Onlara onun yalnız yolculuk
etmediğini söyleyin.
- Ya buna ne dersin?
- Kes artık.
Hemşire!
Kaynanamla tam 3 yıl kaldı.
Daha sonra o ölür ve
eşinden 500.000 peseta alır.
Ve benim karım
bankaya gittiğinde çeki kaybetti.
Daha sonra "Bu
benim suçum, uğursuzluk getirdim.
" dedi.
Deliye dönmüştüm
sonrasında kötü giden her şey benim suçumdu.
Resmine bakmak ister
misin?
Bir tane bulabilirim.
Bu nedenle onu kovdum.
Kapıyı çarptı ve tüm kağıtlar havada uçuştu.
O anda 500.
000 pesetalık bir çek gördüm.
Bu olay hakkında ne
düşündün, Federico?
Şanslı mı yoksa
şanssız mıyım?
- Çeki sakladın mı?
- Ne?
Çek.
- Ne düşünüyorsun?
- Horacio Caparros.
Sen şanslı bir
adamsın.
Hayır.
Onu bana daha sonra
ver.
Bu Claudia, telefon
sana.
Havadaki çarpışmadan
taze et.
Tamam, bu senin
kaybın.
Sen tatilde olduğun
için dosyayı bana verdiler.
Berbat bir şans,
yaşlı adam.
Bu senin fazladan
harcadıkların için.
Herkes ölmedi mi?
Tüm bunlar rezil 50
milyon peseta için.
Eğer hayatta kalırsa
sadece yarısı.
Eğer bizimle birlikte
poliçe alabilirse beş altı kat fazlasını
alacak.
Yani 200 ya da 300
milyon hakkında konuşuyoruz.
Evet, para bu.
Teşekkürler.
Claudia!
Merhaba yaşlı adam.
Günaydın.
Yeterli mi?
Her zamanki gibi soygun suçlamasıyla tutuluyor.
Biliyorum.
Gelecek bir parası
var mı?
Çok kötü bir tecrübe
yaşadı.
Parayı hakkıyla
kazandı.
Biraz bekle.
O ifade verdi.
Lütfen Onun imzaladığını görmem gerekiyor, hepsi bu.
Ne kadar?
Ne?
Kaç para?
25 milyon.
Sence böyle bir şey
için yeterli mi?
- O kabul etti.
Havayolu için ucuz
bir rakam.
İki dakika - İyi günler.
- İyi günler.
- Ben sigorta
acentasındanım.
- Seni arayabilir
miyim?
Teşekkürler.
Çek bende.
İmzaladıktan sonra sana
vereceğim.
Lütfen?
Çok tatlı.
Onunla ne yapacaksın?
Ne?
Bu işe ne kadar
harcayacaksın?
Bir ya da iki günümü
alır.
Anladım.
Gittiğin yer için pek
de iyi değil.
Endişelenirsem,
kartlara dönerim.
Dikkatimi dağıtmak
için.
Zaman geçirmemi
sağlıyorlar.
Kartları karmak problemlerimi unutmamı sağlar.
Bir as al.
Seni bu gece buradan dışarı çıkaracağım.
Kazık atmak yok.
Tomás Sanz.
Sen şanslı bir
adamsın.
- Kesinlikle.
- Bana inan.
Uçak kazasının tutarı
kişi başına 1 milyon.
Böylesi bir kazadan
kaç kişi arasından canlı çıkmıştın?
237 yolcu.
237 milyon.
Bana başka bir şans
verir misin?
Başka kazık atmak yok.
Eğer benim için
oynarsan, özgürlüğünü vereceğim?
Oynamak?
Ne oynayacağız?
Özür dilerim.
2 dakika doldu.
Tamam bitiriyoruz.
Evet, imzalayacak
mısın, imzalamayacak mısın?
İlk bahis senin
paranla olacak.
Daha sonra
kazandıklarını kullanacağız.
Ve de kazandığın
sürece ortalama bir rakamla devam edeceğiz.
Ya kaybedersem?
Hiçbir şey.
Sonra ne olacak?
Gitmek için özgür
olacaksın.
Bu iş ne kadar
sürecek?
En fazla 2 hafta
sürecek.
- Nasıl olur, bilmem
ki - Endişelenme.
Hiç bir özel yeteneğe
ihtiyacın yok.
İki şeyi hiçbir zaman
unutma.
Bana hiç bir sebeple
dokunma.
Neden?
Hiçbir uzantıma.
Hiçbir resmime.
Bu yolculukta
hatıraya ihtiyacın yok.
Hatırlıyor musun?
Akşam.
Daha başlamadan önce?
Hayır.
Güven belgesine
ihtiyacın var mı?
Evet, onu tanımıyorum.
Kontrol kulesiyle
yapılan uçak kayboldu görüşmesinin kayıtlar
2 saat 12 dakika sonra bulundu.
Kara kutu çarpışmanın son anlarıyla ilgili gerekli bilgiyi
sağlayacaktır.
231 yolcu ve 6
mürettabatın ölüm anı.
Hayatta kalan tek
kişi, Tomás Sanz polis nezaretinde hastanede.
2 ay önceki banka
soygunu nedeniyle gönüllü olarak mı
burdasın?
Bir uçak kazasının
içinde olmak nasıl bir şey?
Uykuluydum.
Haydi.
Bana sahip oluyorsun.
Bu şey de ne?
- Çok komik kokuyor.
- Şeker pekmezi.
Benim favorim.
Kesinlikle.
Ödülünü alayım.
Özür dilerim.
Federico, burada
kalamazsın.
- O yeni.
- Bırak da gitsin.
İşte burada.
Bu da ne?
Beni bilirsin parayla
bahis oynamam.
Bu para değil.
Mücevher.
Uçak kazasında
kurtulan tek kişinin tazminatı.
Evet, elbette.
Bana tanıdık biri
gibi geliyorsun.
Onunla oynamayacağım.
Her neyse, bu yeterli
değil.
Parmaklarından biri
gerçek bir av olacak.
Eğer istekliyse.
- Oynayacağım.
- İyi fikir.
- Ne yapabiliriz,
Federico?
- Oynarız.
- Bekle!
- Beni sayma!
Bekle, lanet olsun!
- Parmağım ne olacak?
- Parmağını
kaybetmeyeceksin.
- Yolun dışında.
- Üçerli haldeler.
Hepsi amatör bunların.
Bingo da kazanan ya
da balkondan düşen.
Ne yani?
Sana karşı kesinlikle hiçbir şansları yok.
- Hayır.
Boşver!
Uçak kazasında
hayatta kaldın ben sana oynadım Sence bu
şans mı değil mi?
Ne yani?
Orada ihtiyacın olan
tek şey şans.
Evet, ama aptal
değilim.
Ve ayrıca sen şansını kontrol edebilirsin.
- Sen delisin!
Yolun dışında.
Ya da sana dokunurum
ve yoldan alırım.
Neden uçak kazasından
bir tek sen kurtuldun?
Neden?
Orada iyi insanlar
vardı.
Seni ne kurtardı
sıradan hırsız?
Allah mı?
- Şans.
- Senin için öyle bir şey yok.
Senin ödülün, onların şansını
almandı.
Aksi takdirde, ölmüş olurdun.
- Kesinlikle.
- Sana inanıyorum.
Ama istemezsen bunu unutabilirsin.
- Parayı sakla.
- Bunu parmak için mahvettin ve şansı sana verdim.
O senin.
Eller masaya lütfen.
Gözbağlarını kaldırın.
Kımıldama lütfen.
Alo?
Alo?
Hala oynuyor musun?
Kimsin?
Hala oynuyor musun?
Sence, Federico?
Sen yaşlılıktan
ölmeyeceksin.
- Ne?
- Kafamda bir
böcek var.
Ve bu akşam daha
fazla kazanacağım.
ve hayatım boyunca devam
edeceğim!
Kaybedilmiş bir
parmağın olabilir.
- Sen de öyle,
haklısın?
- Hayır.
Eğer seninkini
keserlerse buradan kaçarım.
Onlarınkini belki.
Ama benimkini asla.
Kazanmayı sevmen beni
mutlu etti.
Peki bunu nasıl paylaşacağız?
Seninki sonbahar ve
kış.
Benimki ilkbahar ve
yaz.
Ne sinir!
Yatacağımız bir oda
bakacağım.
Ben Anna.
Sinyal sesinden sonra
mesaj bırakın.
Merhaba Anna, benim,
orada mısın?
Anna Orada mısın?
Çok güzel.
Sadece iyi misin demek içindi.
Benimle gelmediğin
için mutluyum.
Uçağa binmek istememe
rağmen ikimiz de yaşadığımız için mutluyum.
Mutluyum.
Seni özledim.
Özür dilerim.
Özür dilerim.
Haydi!
Koş!
Haydi, yukarı!
Bunu yapamam.
Çok yaşlıyım.
Allahım!
Bana çantayı ver!
Haydi, onu bana ver!
- Bana dokunma!
- Onu bana ver!
Bana hiç dokunma.
Ama hiç!
Paralı telefondan
aramayı düşündüm.
Gelecek sefer ilk
bana söyle.
- Bunu yapacağız
tamam mı?
- Tamam, tamam.
- Onun adı ne?
- Anna.
- Resimdeki kız mı?
- Evet.
- Seninle yolculuk
yapmıyor muydu?
- Uçağı kaçırdı.
Şanslıymış.
Peki uçağı nasıl kaçırdı?
Boğa güreşçisini
uyarmak için telefona ihtiyacımız vardı.
Büyük bir güreş ancak
korkuyla yapılır.
Başarısızlık ya da gerçek
bir boğa güreşi korkusu değil.
Acı korkusu.
Seninki, senin
çevrendekiler, senin adamların.
Korku boğa güreşi
yoluyla, gerçeği görmeni sağlar.
Ama sen hiç boğa
tarafından boynuzlanmadın.
Ve boğaya olan
korkumu kaybettim.
Bu olmadan bu işi yapamazsın.
Günaydın.
Günaydın.
- Alejandro Domínguez.
- Biliyorum.
- Birkaç sorum olacak.
- Bir saniye izin
verir misiniz?
Tabii ki.
Bu ilk defa olmuyor.
Alarm çalışmadı mı?
Onu açmayı her zaman unuturum
da.
- Bu bazen olur.
- Yaşlılık.
Bazı şeyleri
unutuyorum.
Lütfen özür dilemeyin.
Başka eksik bir şey
var mı?
Hayır.
Bir dakika.
Teşekkürler.
Bunu oraya koy,
lütfen.
Sara.
Arabalarda Tomás
Sanz'ın izleri var.
- Ya diğeri?
- Hiçbir iz yok.
Camlar ya da kapılar
zorlanmamış.
- Peki içeri nasıl
girdi?
- Duvarlardan.
Ya da anahtarları
vardı.
Bize tüm evi
gösterdin mi?
Domínguez'in hiçbir
mahkumiyeti ya da dosyalarımızdaki
biriyle bağlantısı yok.
Tamam.
Güle güle küçük boğa.
Güle güle.
Beni yalnız bırak.
Uçakta ne yapıyordun?
Kaçıyordum.
Ve daha sonra?
Belki iş için sahile
giderdin.
Bundan sonra
Caribbean'ı satın almak için yeterli olurdu.
Ne oynayacağız?
Henüz karar vermedim.
Gelecek ay burada
tekrar öğle yemeği yiyeceğiz.
O zaman görüşürüz.
Bir dakika.
Sanırım burada
kalacağım, Alfredo.
İyi günler.
İyi günler.
- Pencereyi kıran
sendin.
- Ne?
Arkanı dön, bir adım
uzaklaş, ellerini arabaya koy.
Bu da ne?
Beni anlıyor musun?
Seni kelepçeleyeceğim.
- Önce sağ kol.
- Bana dokunmak için buna ihtiyacın var.
- Arkanda.
Bana dokunmayı
kesecek misin!
Bırak gideyim!
Beni de kocan ya da
çocukların gibimi yapacaksın?
Ne?
Yara izi.
Meslektaşların
arasında ünlüsün.
Sende ölmüş
olmalıydın.
Ama yaşadın.
Tomás Sanz nerede?
Senin iyi şansın
karşındakinin kötü şansıdır.
İşte olay bu?
- Tomás Sanz?
- Haydi bir anlaşma
yapalım.
Seni ona götüreceğim
ve beni unutacaksın.
Bütün tazminatını bu
işe harcadın ha?
Bu işe yarayacak mı?
Yarayacak.
Neden Sanz'la
uğraşıyorsun?
Yahudiye gitmesine
izin ver.
- Kim?
- Yahudi.
Toplama kampında
hayatta kaldı ve gazinoda yaşadı.
Ödülü alabileceğini söylüyorlar.
Onu normal bir insana
çevir.
Ama ben buna
inanmıyorum.
Birlikte olduğumuz
yol gibi.
Bu akşam esirlerle
oynuyor olacağız.
Hepsi benim gibi
insanlara izin veren aptallar ve sen
onlara uğursuzluk getiriyorsun, onlara
dokunuyorsun.
Onları hissediyorsun.
Ellerindeki küçük
şansı almak için.
Daha sonra zarları
ayarlıyorsun ve en yüksek numara kazanıyor.
Şakır şakır yağmur
yağacak.
Sıcak tutan
elbiselere ihtiyacın olacak.
Ahlaksız anne.
Canını sıkan bir şey
mi var?
Bana söyleyecek misin?
Güven belgesi.
POLİÇE: EŞİN ÖLÜMÜ
İÇİN.
ÇOCUĞUN ÖLÜMÜ İÇİN.
Ortaya konulan
paralar, lütfen.
Bu tablo gerçek mi?
- Evet, neye
oynuyoruz bahsi?
- Ben evimi koyacağım.
Şimdi mi koyuyorsun
ortaya?
Oynarken seni mutlu
eden bir şeyler düşün.
Kendini rahat
hissetmen için iyidir.
Mutluluk veren bir
şeyi düşün.
Anna'yla mesela.
Neden oynamıyorsun?
Ödülü alamadım.
Emin misin?
Onu almadığın zaman,
sen hiçbir şeysin.
- Tomas'la birlikte
olan yaşlıydı.
- Esirleri seçme zamanı geldi.
Neden burada
olmadıklarını anlayamıyorum.
- Haydi gidelim.
- Şimdi yapamayız.
Tekrar oynayamayız.
Lütfen bir adım öne
çık.
Onu bulmak için tek
yol bu.
Beyaz saçlı adam.
Beyaz saçlı adam.
Bir adım öne çık.
Aynaya yaklaş.
En iğrenç olanını seç.
Kavuniçi kazaklı olan.
Kavuniçi kazaklı
adam, bir adım öne çık.
Kazanan ortaya konan
parayı ve esirleri alır.
Gözbağları.
Endişelenme bu en
müthiş kısım.
Tamam mı?
Haydi başlayalım.
Bekleyin.
Daha başlamayın.
Aynaya doğru yaklaş.
Eliniz, lütfen.
6 ve 4 10.
Eliniz, lütfen.
3 ve 2.
5.
Eğil!
Oyun geçersiz oldu.
Buraya gelirken o
benim odamdaydı.
O seni yenemez.
- Artık onun silahı
var.
- Ve seni durduramaz.
O !
Beni mahvettin!
Biraz daha beklemiş olmalıydın.
Ödülü haketmiyorsun.
- Bu da ne?
- O bizim, bırak onu.
Ee ne yani?
- İnsanlara kazık mı
atıyoruz?
- Bu seni sıkıyor mu?
Bu kız.
Ona ne olacak?
- Büyük ihtimalle
soğuktan ölecek.
- Haydi söyle bana.
Hiçbir fikrim yok.
Fotoğraf, öpücük
belki de senin için bir şeyler ifade ediyordur.
Devam et.
Bak, garip bir
törenle, onun şansını aldın.
Artık onun şansı sana
ait.
Artık
oynayacağımız oyun bu.
İnsanların şansı.
Daha fazla
fotoğraf, daha fazla şans.
Bana inanmıyor
musun?
Bu kadar basit
insanlar fotoğraflarla oynamayı seviyor.
Kaçacak parayı
denkleştirmenin en kolay yolu bu.
Bunu sevmedim.
Bu oyunu
oynamayacağım.
Başka bir yol
bilmiyorum.
Bu yüzden, bu senin seçimin.
Benimle kal ya da
arabadan çık.
Bir silah al ve banka
soymaya git.
Kararını ver.
O gelmek üzere.
- Sen bir p.
Çsin.
- Bizim işimize
baktıktan sonra.
Ortaya konan paralar
lütfen.
Beni burada bekle.
Hazır mısın?
- Herşeyi bahse
çevirdin?
- Hepsi ya da hiçbiri.
Ve de çek.
Bu akşamdan sonra
koşmaya arabada uyumaya ve berbat şeyler
yemeye son vereceğiz.
Sonra, Ucanca'ya son
oyun için gideceğiz.
Ucanca?
Orada ne
kazanacağımız çok daha önemli.
Bu kazanmak ve saygı görmekle ilgili değerli bir soru.
Bu iyi.
Ne?
Saygı mı?
Tüm bunların nedeni
bu.
Burada kazandığın
zaman dünyanın en şanslı adamı olursun.
Sonra güle güle deriz.
Bana içecek bir şey alırsın.
Ya da iki şişe.
Şimdi konsantre ol.
Buradakilerden
herhangi biri Ucanca'ya gitmek için cinayet işleyebilir.
Haydi!
Çabuk!
Koş!
Haydi koş!
Haydi, Haydi!
Sadece iki tane kaldı!
Haydi, Haydi!
Dur, Alejandro!
Kazandın!
Dur, Alejandro.
Dur.
Kazandın.
Federico?
Federico?
Kapıyı açmalarına
izin ver!
Sana hepsi açık.
Beni bir yerlere
bırakabilir misin?
Tren nerede?
O burada ne yapıyor?
O burada ne yapıyor?
Kızı aldığın yere
bırak.
Kızı tekrar valize
koy.
Özür dilerim ama o
bana ait.
Defol.
Defol!
Özür dilerim.
Bu hiç olmamalıydı.
Tomas'ı bulmuşsak
burada olmamalıydın.
Anna.
Yardımına ihtiyacım var.
Benimle konuşmalısın.
En baştan başlayalım.
Neden uçağa binmedin?
Onu terkederek hiçbir
yere varamazsın.
Ya da uçak kazasından
kaçınarak.
Çünkü o da hayatta
kaldı ve neyin nasıl olduğunu gördü.
Kötü şansın Tomas'ın
suçu, Anna.
Ölebilirdin.
Sana inanmıyorum.
Benim uçmama izin
vermedi.
Havaalanında bana, "Seni
artık sevmiyorum.
"dedi Hayatımı kurtardı.
Sen ne dedin?
"Seni artık
sevmiyorum.
" Sen iyi misin?
Capparos'un dosyası
neden kopyalandı?
Otoyol manyağı.
Mahkeme kopyasını
istedi.
- Ne için?
- Eski hanımının
isteği nedeniyle.
Bu bir intihardı ama kadın
hayat sigortası istedi.
Ve Van Kuipp ödemek
istemedi.
Van Kuipp!
Havayolunun sigorta
şirketi!
O bana ait.
İyi akşamlar.
- Sen Claudia mısın?
- Evet.
Bekler misiniz?
Ofisiniz bize
Caparros ve Sanz'ın dosyalarıyla ilgilendiğinizi söyledi Evet.
Hastanede başka
birilerini gördüm.
Kahrolası!
Kahrolası!
Kötü şans.
Kötü şans!
Anna'ya ne olacak?
Onu geri alamayız.
Nasıl?
Onun resmi için oyna.
Ama o herif Ucanca'ya
gitti.
- Şimdi başkasına ait.
- Kim?
Samuel Berg.
Yahudi.
Bunu nereden
biliyorsun?
Çünkü herifte
Tanrısal bir şans var.
Kimse Ucanca'da 30
yıl kalamadı.
P.
ç!
Beni oraya götürmek istiyordun!
Sen kaybedemezdin bu
yüzden Anna'ya oynadım.
Oyun nedir?
Sana boş bir tabanca
verirler.
İlk sen ateşlersin.
Onu öldürürsen
kazanırsın.
Aksi halde Yahudi ateş eder.
Beşe bir.
Kötü mü sence.
Senden daha şanslı
olan adam 6 feet aşağıda.
Şimdi, bu benim
kararım.
Kime oynayacaksın?
Ucanca'ya bir uçak
tuttular.
Neden bana kaybeden
birini getirdin?
Oynama.
Gérard haberi olmadan
oyunda arkadaşını sürdüğünü söyledi.
Kimse buraya aşkla
gelmez.
Adam oynamakta
kararsız.
Genelde oyuncularla
konuşmak gibi bir alışkanlığım yoktur.
Fakat bu kez bir
istisna yapacağım.
Bak.
Her sabah göçmenlere
kapılar açılır.
Ve onlardan birçoğu
getirilir.
Önce en yaşlıları Sonra ailelerimiz Yaşı büyük olan abilerimiz ablalarımız İki hafta içinde elli kişiyi geçmiyorduk.
Sonunda gelmeyi
bıraktılar.
Ve bir gün Bir adam çıkageldi.
Bu bir muhafız
değildi.
Üzerinde kum rengi bir kostüm vardı.
Siyah bir mendille
burnunu kapatıyordu.
İyi gözükmüyordu.
Bizi aldı ve karnesine yazdı.
Ailelerimize geri
dönmemizi söylemişti.
Sonra gitti ve bir
daha dönmedi.
Fakat muhafızlar geri
döndü.
Bizi yanyana dizdiler
ve numara verdiler.
Kollarıma baktım.
Bu ben değildim.
Bu başkalarından
biriydi.
Eğer kapıyı
geçtiğinde dönüp bize baktıysa kazandığındandır.
Sonra birden kayboldu.
Her gün yeni bir iki numara.
Veya hiçbiri.
Bazen bize sadece
bakıp giderlerdi.
Sonunda ben ve
Daniel'den başkası kalmadı.
Dört gün boyunca
yalnız kaldık.
Bayağı konuştuk.
Daniel bazı şeyleri
biliyordu.
Bana babasına yardım
ettiğini söylemişti.
Ona sürekli
bakıldığını biliyor muydunuz?
Onu ortalarda
görebilir miyiz?
Bu onun kız kardeşi
Helena'nın resmi.
Dışarıda
bekleyenlerin ailemiz olmadığını Daniel
biliyordu.
Kapı yeniden
açıldığında arkadaşımın elini sıktım.
Gözlerimi kapatıp
bunun ben olmamam için dua ettim.
Daniel beni
bıraktığında gözlerimi açamıyordum.
Onunla yüzyüze
gelmeyi istemezdim.
"O sende"
dedi.
Ve gitti.
Sonra elime fotoğrafını bıraktı.
Kapı yeniden
açıldığında üniformalar değişmişti.
İyi.
Siz hazırsanız oynayalım.
Aşağı giden bir asansör
gördüm.
Roberto?
Carlos, Javier.
Okudunuz mu?
Federico, yaşamalısın.
Bana güven.
Ne olur.
Sağ salim geri dön.
"Seni artık
sevmiyorum."
Haydi çıkalım buradan.
Bitirdin.
Git.
Christ, Federico.
İkimiz de bitirdik.
Haydi.
Kazandık.
Kazanan sensin.
Dikkat et.
Sara?
Orada mısın?
« Prev Post
Next Post »