Kirli İşler 2 (2003) Mou gaan dou II
| |
119 dk
Yönetmen:Wai-keung Lau, Alan Mak
Senaryo:Alan Mak, Felix Chong
Ülke:Hong Kong, Çin, Singapore
Tür:Aksiyon, Suç, Dram
Vizyon Tarihi:01 Ekim 2003 (Hong Kong)
Dil:Çin Lehçesi, İngilizce, Çince, Tayca
Müzik:Kwong Wing Chan
Oyuncular
Anthony Wong Chau-Sang
Eric Tsang
Carina Lau
Francis Ng
Edison Chen
Devam Filmleri
2002 - Kirli İşler(116,444)8.0
2003 - Kirli İşler 2(16,534)7.3
2003 - Kirli İşler 3(12,239)6.9
Özet
Yan'ın cinayetinden tam altı ay sonra, Ming arka planda
olacağı sıradan bir ofis işine gönderilmiştir. Dahili soruşturma için
beklemedir. Bu arada polis departmanının içinde yeni bir star ortaya çıkmıştır.
SONSUZ CEHENNEM: BİTMEYEN ZAMAN.
SONSUZ MEKAN VE ACI SONSUZ ZAMAN.
ZAMAN İlk
tutuklamamı hatırlıyorum.
12 Aralık 1980'deydi.
Ekibim ve ben Hano
Road'da devriye geziyorduk.
Dünya Ticaret
Merkezi'nde bir sorun vardı.
Biz de hemen oraya
döndük.
Olay yerine
gittiğimizde silahlı çatışma devam ediyordu.
On beş kişi yerde
yatıyordu.
Her yerde kan vardı.
Çoğu elinde bıçak
tutuyordu.
Ortağım geri dönmemi
istedi.
O zamanlar acemiydim.
Ben de kabul ettim.
Daha tabancamın
kılıfını açamadan ortağım yere düştü.
Karnından vurulmuştu.
Bir tür bıçakla.
Açılan yaradan her
tarafa kanlar fışkırıyordu.
Ne yapacağımı
bilmiyordum.
Altı kurşunun
hepsini adamın üzerine boşalttım.
Kaç yaşında olduğunu
hatırlamıyorum.
Ama iki yıl sonra
onu gördüğümde bir kulüpte içiyordu.
Sarhoş görünüyordu.
Arkadaşlarının hepsi
Kwun'un fedaileriydi.
'Kötüler her zaman
yaşar, sadece iyiler genç ölür.
' Ortağımın yüzünü
hala hatırlıyorum.
Çok pişman oldum.
Altı kurşunun
hiçbiri başına isabet etmemişti.
Dünya böyle olmamalı.
Olması gereken bu
değil.
Sam!
Kaç yıldır Kwun'un yanındasın?
İki yıl kadar.
Seninle neden
ilgilendiğimi biliyor musun?
Yakışıklıyım.
Olabilir Çünkü senin iyi biri olduğunu düşünüyorum.
Senin bizim
yanımızda olmanı isterdim.
Görevli olarak.
Unut bunu!
Altı kurşunun
hepsini sıktın ve o adamı öldüremedin, öyle mi?
İşte iyi bir adam
olman için.
Sana iyi bir neden.
Olmaz.
Bana her şeyi Kwun verdi.
hatta hayatımı bile.
Ona ihanet edersem senin bile gözünde alçak olurum.
Değil mi?
- Bunu söyleyeceğini
biliyordum.
- Evet!
Ama Ngai Ailesi için
fedakarlığın bir anlamı yoktur.
Usta ne demiş
bilisin.
"Unutma ki
ceza, geleceği zamanı bilir. "
Evet.
İkimizin de sonunu kim bilebilir?
Çalışma zamanı!
Bu kadar erken mi?
Evet.
Çocuklara yemek götürmeliyim.
Bütün paket al.
- Bu yeter.
Sende kalsın.
- Boş ver uğraşma.
Hey Arka kapıyı kullanmak ister misin?
Polisle çene çalmamı
yasaklayan kural yok.
Ön kapı iydir.
Kullanmak lazım.
Prat Avenue lütfen.
Kwun amca içerde mi?
Kwun amca biri seni görmek
istiyor.
Güle güle Mary.
Söylediklerine göre bütün
bu antikalar Amerika'dan özel olarak
gelmiş.
Bunların hepsi
saçmalık.
18,000$.
Bunu Hong Kong'da verebilecek kaç kişi var?
Otursana Bence en fazla bin kişi vardır.
Sam senin köstebek
olmanı istiyor.
Bu fikri sevmediysen
onunla konuşabilirim.
Ne de olsa benim
adamımsın.
Olur.
Emin misin?
Evet.
Bana çantayı getir.
Mary Aslında doğruyu söylemek gerekirse korkacağını
düşünmüştüm.
Ortalık sakinleşene
kadar Tuen Mun'da saklan.
Akademi sınavları
için hazırlan.
Sana para bıraktım.
Akıllı harca.
Şarkıyı sevdin mi?
Evet.
Artık senin.
Diğer sette bu kadar
iyi ses vermez.
Ama bir gün sana,
yeni bir tane alacağım.
Ne oldu?
Hoşuna gitmedi mi?
Hayır.
Yok bir şey.
Bu saati sana patron mu verdi?
Bu seni
ilgilendirmez.
Bu akşam olanlar aramızda kalacak.
Bunu Sam'ın
duymasını istemiyorum.
Neden?
Kadınlar basittir.
Bir adam beni
aldatabilir.
Ve ben her şeyi yapabilirim.
Şimdi eve git.
Bu akşam çok işim
var.
Patron "Bu
akşam kan görmek istiyorum. " dedi.
Adanın yerlisi bu
gün "Mersedes'in var mı? " diye sordu.
Ben de
"Elbette" dedim.
İşte burada.
Yoksa burada sizinle
birlikte olmayacaktım.
Hayır.
Burada olmazdım.
Buraya gelmeyecektim.
Şimdi güzel bir
kızın yanında olacaktım.
Neyse?
Sigaran var mı?
Sigara kullanmıyorum.
Bu işi unutalım.
Arabamda bir şey yok.
Gördün mü?
Kız mantıklı konuşuyor.
Kendine bir bak.
İyi giyimlisin.
Başın derde girsin istemezsin değil mi?
Bir de bana bak.
Beni kötü dövdün.
Sence savcı bu
konuda ne düşünecektir?
Hey Bahse girerim Tsim Sha Tsui 'ya hiç
gitmemişsindir, değil mi?
Kim olduğumu biliyor
musun?
Ben Keung'um.
Sam'ın en iyi
adamlarından biri.
Seni gördüğüm yerde bunu
ödeteceğim.
Hey Ambulans çağırın.
Bak her tarafım
kanıyor.
Hemen 500cc kadar O
grubu kan iste.
Ender bulunur.
Kapa çeneni.
Merkeze gidene kadar
bekle.
Alın bunu.
Hey, beni neden
merkeze götürüyorsunuz?
Ben ne yaptım?
- Sadece araba
çaldım.
- Kapa çeneni!
Sen iyi bir
öğrencisin.
Ha?
Bu yıl madalyanın
sana verilmesi düşünülüyor.
Yip'e bundan
bahsetme Doğum günün kutlu olsun!
Bunda sevinecek bir
şey yok.
Ömrümün on yılını bu
cehennemde geçirdim.
Beni bile mezun
etmeyi başardınız.
Bence artık
buradan ayrılma zamanınız geldi.
Neden buradan
ayrılmıyorsunuz ha?
Artık komiserlik
yapamam.
Ve emekli olmama
daha altı yıl var.
Kırk sekiz yaşına
giriyorum.
Ve hala çok iyi polisler yetiştirebilirim.
Doksan yediye kadar
beklemen gerek.
Hey, yüz kırk dokuz,
şerefe!
Hey, Yan.
Bütün gün çalıp duruyor.
Kim o kız arkadaşın
mı?
- Şerefe, efendim.
- Şerefe!
Beni yalnız bırakın.
Bu benim sorunum
değil bilmek istemiyorum.
Hey, Law!
Neler oluyor?
Babam az önce öldü.
Başına bir şey
geldiğinde çocuklarına haber vermemi
istemişti.
Sizi üzdüğüm için
üzgünüm.
Şu televizyonu kapat
da yemeğini ye.
Kwun'un ölümü ile
ilgili ne bildiklerini duymak istiyordum.
Onu sen mi öldürdün
Ching?
Ben çok konuşurum.
Öldürseydim bunu çoktan duyardın.
Wan ve Gandhi'ye sor.
Ha?
Kwun öldüğünde ben
Macau'daydım.
Biliyorsunuz Çocukları benden şüpheleniyor.
Ama kimseden
korkmuyorum.
En büyük oğlu doktor.
En küçüğü ise serseri.
Kızı ise yakınlarda evlendi.
Ortanca oğlundan
başka kimse bu işle ilgilenmez.
Çok ileri
giderlerse, onlara gösteririm.
Kwun'ı korumayı
başaramadınız.
Bu kadar yeter, John.
Babam her zaman "Her sonun bir de başı vardır.
" derdi.
Şimdi bunu
düşünmeliyiz.
Şimdi düşünmemiz
gereken Büyük Dörtlü'nün bu konuda ne düşündüğü.
Teşekkürler.
Tamam Abla
Annem nasıl?
İyi.
Hala yatakta.
Gelirken bize biraz
tütsü getir.
Babam için morga
götüreceğim.
Ekip B, Tak Shing
sokağını kontrol edecek.
Ekip C, siz bu
binanın çıkışını gözleyin.
Austin Road çıkışına
bakan kapıyı.
Burada iki çıkış var.
Biri Tak Shing sokağına bakıyor.
Diğeri Austin.
Afdersiniz Alo?
Bu kadar büyük bir
olaydan neden benim haberim yok.
Olay meydana gelir
gelmez herkese haber verdim.
Kwun'un adamları eli
kolu bağlı oturacak değiller.
Bununla on dört oldu.
Ngai ailesine yine
ödeme yapmalıyız.
Ben aranızda en genç
olanım.
Onun için bu işi
bana bırakın.
Ngai'lere bir daha
ödeme yapmayacağım.
Siz üçünüz ne
düşünüyorsunuz.
Hadi, Büyük
Dörtlü'ye.
Şerefe.
Ben Wong.
Adamlarının binanın dışında
ne işi var?
- Gevezelik için
zamanım yok.
- Bir sorun mu var?
Hayır.
Bir şey yok.
Nasılısınız çocuklar?
Benim sandalyem
nerede?
Eğer yemek için
geldiysen, bu çok kötü.
Çünkü diğer işler
gecikecek.
Yemek için geldim.
Bu gece bir şeyler
olacak.
Bırakın Büyük Dörtlü
düşündüklerini yapsın.
Onlarla sonra ilgileniriz.
Savaşmalarına izin
vermeyin.
Yoksa bir çok kişi
ölür.
Ne oldu?
Hoşunuza gitmedi mi?
Kuralı biliyorsun.
Bir kart çek.
Evet.
Hayır.
Konuşacak başka bir şey kalmadı.
Merhaba Hau!
Wah?
Önemli bir şey değil.
Macau'da bir gazino
açacağını duydum.
Artık yönetim bende
sayılır.
Ortaklık konusunda
ne diyorsun?
Kwun amca öldü.
Bunu istediğimi
sanmıyorum.
Anlıyorum.
Ama tek sorun
Macau'daki iş değil.
Gandhi'nin karısıyla
eğlendiğini biliyorum.
Kusura bakmayın.
Macau'daki gazino işini tehlikeye atamam.
Şimdi gitmeliyim.
Sam'ın adamları ne
yapıyor?
Wah'ın borcunu
ödediğini biliyorum.
Konuyu saptırma.
Bana bilmediğim bir
şey söyle.
Bir şeyler
öğrendiğinde beni ara.
Evet?
Hau on dakika sonra
Wah'la buluşacak.
Bana kalırsa.
Büyük Dörtlü zorda.
Muhbire göre Hau
dört milyonluk kokain getiriyor.
Ne bu?
Mafya barajı mı?
Durun!
Hey durun!
Atın silahları!
Wah'ın ödemeyi neden
yaptığını bilmiyorum.
Ama ben
anlaşmayacağım.
Hey, Gwei.
Şimdi telefonu
Gwei'ya ver.
Bekliyorum.
Ne var Hau?
Ben de Gandi'yle aynı fikirdeyim.
Ödeme yapmayacağız.
Ne o, ne de ben.
Gandi'yle senin
cimri olduğunuzu duymuştum.
Birlikte içeri
soktuğunuz eroinin çalındığını biliyorum.
Bu milyonlar demek
değil mi?
Ama tesadüf eseri
malın senin depoda olduğunu duydum.
Ne?
Ne diyor?
Beş Büyüğün arasından
sadece Wah ve Gwei ödedi.
Sam'ı da sayarsak
üçe iki eder.
En genciniz benim.
Ödeme yapacağım.
Görüşürüz.
Fazla üzülme.
Hadi iç!
Ngai'lere ödemeyi
yapın.
Komiser.
Bay Ngai yemeğe gidiyor.
Yemek için biraz geç
değil mi?
Babam, her zaman işten
sonra buraya gelirdi.
Alışkanlıklarını
devam ettiriyorum o kadar.
Katılmak ister
misiniz?
Artık sizin
döneminiz başlıyor.
Zor olsa gerek.
Pek sayılmaz.
Adamlarınız bütün
gece çalıştı.
Ama boş yere.
Asıl zor olan bu.
Tamam.
İyi iş çıkardın Hau.
Umarım böyle devam
edebilirsin.
Bu işi bir trajediye
çevirme.
Gidiyoruz.
Ne dediniz?
Şampanya patlatmak
istiyoruz.
Kwun öldüğü için
kutlama yapacağız.
Sizin için de
patlatabiliriz.
Çatışacak mıyız?
Hey Memur Beyler!
Ngai ailesi yasta.
Ne istiyorsunuz?
Gidelim.
Gidiyoruz.
Sam.
Buyurun.
Babam kumarı buradan
yönetirdi.
Karanlık ama özel
bir işadamıydı.
İyi tanınırdı.
Onu adını bilmeyen
var mı?
Her zaman şöyle
derdi, "Her sonun bir başı vardır.
" O günü hiç unutmayacağım.
- Alo?
- Nasılsın tatlım?
Yiyecek bir şeyler
ister misin?
Hayır teşekkürler.
Eve dön yeter.
Yüz kırk dokuz.
Bir polisin temiz
bir geçmişi olmalıdır.
Ngai ailesiyle
ilişkini kestiğini biliyoruz.
Ama hala aynı babayı
paylaşıyorsunuz.
Bu da kayıtlarında
yalan söylediğin anlamına geliyor.
Başka seçeneğim yok.
Üzgünüm ama
ilişiğini kesmek zorundayım.
Hala polis olmak
istiyor musun?
Olabilir miyim?
Bana iyi bir neden
göstermen gerek.
İyi biri olmak
istiyorum.
Polis olmak
istiyorsan bana yardım et.
Bu kadar basit.
Beni seçtiniz çünkü
Hau'nu kardeşiyim değil mi?
Gerekirse kendini
tutuklayabilir misin?
Nereden
başlayabilirim?
Vur ona!
Vur ona!
Yere ser!
- Nasılsın ufaklık.
- Buraya gel Susun!
İyi misin?
Kalk ayağa!
Nasılsın?
Görüşürüz
Ne oldu?
Neyin var?
Ağrıyor mu?
Bugün babam öldü.
Bana çok iyi
davranırdı.
Müdürden cenazesi için izin istedim.
O da "Tutuklu
olduğunu bilmiyor musun?
" dedi.
Buna bile hakkım yok.
Öz babamın cenazesine katılamıyorum.
Sen bunu anlamazsın.
Git buradan!
Git buradan!
Hadi sakin ol.
Delirdin mi?
Yan'ı göreve mi aldın?
Hau'nun üvey kardeşi
olduğunu biliyorsun.
Sorun ne?
Bana dosyasını ver.
Şimdi de Şef'i mi
oynuyorsun.
Dosyasının arşivde
olduğunu sen de biliyorsun.
Seni kardeşim saydım.
Tek istediğim bir
dosya.
Kardeşimsen bunu
isteme.
Bu kadar yeter.
Sakin ol.
Bağırma.
Çocuğu düşürmüş.
Çok önemli değil.
Sadece bir bebek.
Başkasını yaparsınız.
Anladın mı?
Dört yıldır
birlikteyiz.
Defalarca senin
kefaletini ödedim.
Önce ailenle yemek
yiyorsun.
Sonra mafya ile
savaşıyorsun.
Çocuğumuzun senin
gibi olmasını istemiyorum.
Anladın mı?
Neden bu kadar
sinirlisin?
Önemli değil.
John senin zeki
olduğunu söylerdi.
Ailene yardım etmeyi
düşünüyor musun?
Ngai ailesinden uzak
durmak istediğini biliyorum.
Ama biz kardeşiz.
Bu bir gerçek.
Pazar günü kızımın
doğum günü.
Sen de davetlisin.
Benimle konuşmaktan
nefret ediyorsun değil mi?
Hayır.
Terfi ettin mi?
Süper stajyer mi
olacaksın?
Ne zaman gerçek bir polis
olacaksın?
Sam şaka yapıyor.
Hadi gül biraz.
Yardımların için
sana teşekkür ederim.
Acemi bir polisken
birkaç olayda sana yardım ettim ama
şimdi sıra sende.
Borcunu ödemeye ne
dersin ha?
Bunu bir düşün Ne yapacaksan yap.
Annenin güzel bir
poposu var.
Ne yapıyorsun?
Oğlun koca aptalın
teki.
Sana mı çekmiş?
Ne dersin?
Çok komiksin.
- Ben gidiyorum.
- Hemen mi?
Bay Ngai ile
görüşeceğim.
Geç kalıyorum.
Sam sana iyi
davranıyor.
Ama kendine iyi
davranmıyor Dört yıl oldu.
Artık görev alması
gerekiyordu.
Ama her şeyi Ngai'ye
bıraktı.
Şimdi Ngai ailesi
büyük ve kötü.
Bizim sayemizde Hau'nun bunu bilmesi lazım.
Dört yıl boyunca.
Hiç uyumadım.
Ben Müfettiş Wong'um.
Üzülme Mary.
Seni korurum.
O zaman sözünü tut.
Tutacağım.
Hey!
Nasılsın ufaklık?
İki gün önce emlakçı
yanıma uğradı.
Bu eve ne kadar teklif
etti dersiniz?
Yüz atmış milyon.
Evet yüz atmış
milyon verdi.
Hong Kong'un nesi
var?
Ha söyler misiniz?
Babam burayı
aldığında buranın değeri sadece dokuz
milyondu.
Ne dünya ama Doksan yedi yaklaşıyor.
Göç vakti geldi.
Ama bu o kadar sorun
değil.
Günümüzde iletişim
çok basit.
Her şey bir telefon
kadar yakın Ben sadece telefon
faturaları için üzülüyorum.
Biliyorsunuz telefon
firmaları dolandırıcı.
Annemle konuştum.
İşlerimiz çok iyi
gidiyor.
Evet çocuklar, benim
için çok çalıştınız.
Size karşı nankör
olmak istemem.
İşlerin kontrolünü
size bırakacağım.
Bunu bir hediye
sayın veya emeklilik sigortası.
Yiyin!
Ne kadar isterseniz!
Beraber daha fazla zaman
geçirmeliyiz, bugünki gibi.
Ayrılacak mısınız?
Siz gittikten sonra
ortalık karışacak.
Budistsin değil mi
Sam?
Başlamak basittir,
ayrılmak zordur.
Ben ayrılıyorum.
Benim için
sevinmelisin.
Bunu çok düşündüm.
Gelecek kokainde.
Güney Amerika'dan
dört gemi gelecek.
Ufak şilepler.
Taylandlı'larla görüştüm.
Sen tekel olacaksın.
Şef olacaksın,
marketin lideri.
Tayland'a git ve
malı yüklet.
Diğer dört gemiden kurtulmak
mı istiyorsun?
Öp bakalım.
Aferin.
Yan.
- Biraz kenara
çekilebilir misiniz?
- Tamam.
Hadi sen de gel.
Geliyorum.
Evet çekiyorum.
Dikkat.
Hazır.
Gülümseyin.
Son iki yıldır buralarda
değildim.
Bu çok zor.
Aileden uzakta.
Her zaman aileyle
birlikte olamıyorum.
Kardeşlerinin hepsi
temiz işlerde.
Aile için her şeyi babam ve ben yaptık.
Umarım sen de
yaparsın.
Önümüzdeki hafta
görüşmeye sen de gel.
Seni yoldan ararım.
Sanırım bu iş onun
için çok önemli.
Gelecek Çarşamba
şahsen kendisi gidecek.
Bu dördüncü olacak.
Kwun'un ölüm
yıldönümü.
Hau Büyük Dörtlü'ye
darbe vurmak istiyor.
Peki.
Sam'i niye gönderdi?
Bilmiyorum.
Sam yardım ediyor olabilir Tabi Öldürmek
istemiyorsa.
Hey İki gündür sizi izliyorum.
Şefiniz olarak bilgi
istiyorum.
Sen de Ngai
ailesindensin.
Yaptığın şeyin
farkında mısın?
Amirim ben polisim!
Güzel.
Selam ver o zaman.
Bir masa ayırdım.
Sen de katılır mısın?
Hey.
Nasıl olmuş?
Keung!
Bu kıyafetle ne
yapıyorsun?
Av peşindeyim.
Kendime güzel bir kız bulacağım.
- Tatlım!
- Evet?
Gideceğini neden
haber vermedin?
İş için buradayım
tatlım.
Tatil için değil.
Merak etme.
Rahat duracağım Hau, Wah ve diğerlerini ortadan kaldıracak.
Biliyorum.
Ama hedefinde sen de
varsın.
Bu çok saçma.
Bu nasıl olacak?
Ben gelene kadar
havaalanında bekle.
Uçma zamanı patron.
Şu an yapabileceğim
tek şey bu.
Uçak indiğinde Sam'ı
tekrar ara.
Hau'yu bu akşam
öldüreceğim.
Fazla acele etme!
Acele etmiyorum Dört yıl önce
Hau'yu öldürmemi sen istemiştin.
Ne olacak?
Bana şantaj mı
yapıyorsun?
Sana şantaj falan
yapmıyorum.
Sadece ikimiz de
sınırı aştık.
Geri dönemeyiz.
Herkesi yerine
göndereceğim.
Bu geceki operasyon
çok gizli.
A timi burayı
izleyecek.
B timi burada olacak.
Benden emir
bekleyecek.
C timi hedefi
izleyecek ve Bana neden haber vermedin?
Biliyorsun Hau sürekli değişiklik yapıyor Tek köstebeğin Yan olduğunu mu düşünüyorsun?
Adamlarım yedi
yıldır gözlüyorlar.
Kartın nerede?
Berabere.
Birlikte yönetelim ha?
Gidiyoruz.
Kımıldamayın!
Hau.
Avukatın gelmesini
bekleyebilirsin.
Bizimle işbirliği
yap.
Pekala.
Sizinle işbirliği yapacağım.
Bu konuda ciddi
misiniz Bay Ngai?
Nedeni nedir?
Babam derdi ki "Her sonun bir başı vardır.
" Dört yıl önce
öldü.
İşte zamanı geldi.
Kömür yeterince kızıştı.
Ateş hazır.
Patron, kız geldi.
İşte buradasın.
Bize ne
göstereceksin?
Bekleyin ve görün.
Buldum efendim.
İki yabancı da özel
dedektif.
Alo!
Tatlım -
Neredesin?
- Elbette Tayland'da.
Geri dön!
Sen deli misin?
Neden döneyim?
Soru sorma.
Sadece dön.
Hau seni öldürmek
istiyor!
Çok saçma.
Ben onun için
çalışıyorum.
Dinle Kwun'u ben öldürdüm.
Videonuz var mı?
Nedir bu?
Güzel bir şov.
Keung.
Dikkatli ol.
Hau ne dedi?
- Sam.
- Sunny!
Dört yıl önce Hau'yu öldürmemi sen istemiştin.
Ne olacak?
Bana şantaj mı
yapıyorsun?
Hayır.
Sana şantaj falan yapmıyorum.
Sadece ikimiz de
sınırı aştık.
Geri dönemeyiz.
Ben ilgilenirim.
Alan ve Johnson Onları babamın katilini bulmaları için tuttum Kimi bulduk dersiniz?
Babama komplo kuran
bir polis.
Kanun koruyucu.
Memur Luk!
İşte televizyonda
görünen şu adam.
İster yakalayın İster bırakın o size kalmış.
Çok güzel bir şovdu.
Çok fotojeniksin.
Dört yıl önce Sam'ın karısı size ne kadar para verdi?
Bir şans daha verin
bay Ngai.
Onlara dört yıl önce
bir şans vermiştim.
Ama kullanmadılar.
Bu gün sana bir şans
versem bunu kullanır mıydın?
Yedi yıldır
bizimlesin.
Sen polissin.
Bizse kötü
insanlarız.
Şimdi kader zamanı.
Beni kandıramazsın.
Senin müfettiş Lau
babamı öldürttü.
Sam'dan bir haber
var mı?
Patron aradı.
İyi olduğunu söyledi.
Onu burada beklemeni
istedi.
Gelecekmiş.
Ailen nerede?
Göç ettiler.
Sen gitmedin mi?
Hemen kaçmalıyız.
Taylandlılar peşimizde.
Hadi çabuk ol.
Bunu
başaramayacağını biliyorsun.
Biliyorum.
Karım Hong Kong'da
tehlikede.
Bize yardım et.
Bunu neden yapayım?
Ben de patronunu
öldürmene yardım edeceğim.
Bunu istediğini
biliyorum.
Ne diyorsun?
Sana hep bir arkadaş
gibi davrandım.
Ona güvenme patron!
- Yok ol!
- Ona güvenme patron!
Bırak şunu!
Afedersin Sam.
Tutuklamak için mi
geldin?
Hau'yu öldürmeni
istiyorum.
O zaman her şeyi
unuturuz.
Bu durumda konuşacak
bir şey yok.
Üstlerimle görüştüm.
Her zaman için senin
yanındalar.
Neden?
Komployla adam öldürttüm.
Birliğimizin parçalanmasını
istemiyoruz.
Bu kadarı yeterli
değil mi?
Hey kartların nerede?
Çıkar!
Büyük kartı çeken
kazanır.
Ben kazandım.
Gidiyoruz.
Anahtarlar.
Bunu unut.
Ben bu oyunu çoktan kaybettim.
Bu oyunu birlikte çıktığımız
ilk gün bulmuştuk.
Hep bu kartları
kullandın.
Hey Biliyordum.
Evet.
Geçmişte kararı hep sana bıraktım.
Şimdi dinleme sırası
sende.
İlk defa sen beni
dinleyeceksin Biz kardeş gibiyiz.
Buna seyirci kalamam.
Benimle günlerdir
kontak kurmadı.
Yan da.
Anahtarlar.
Yardım edin!
Hayır.
Biri yardım etsin!
Bana neden yalan
söyledin?
Söylemedim.
Sam'in başı dertte.
Sana ben basit bir
kadınım demiştim.
Kocam için bir
şeyler yapmam lazım.
Tayland'a gidiyorum.
Lütfen gitme.
Gitmeliyim.
Bizi sakın takip etme.
Gitmeni istemiyorum.
Lütfen gitme!
Beş yıldır Sam'la
birliktesin.
Sam'a ne olduğunu
bilemeyiz.
- Belki de ölmüştür.
- Sen ne diyorsun?
Ben seni korurum.
- Ne yapıyorsun?
- Gitmeni
istemiyorum.
Çizgiyi aştın.
Dinle beni!
Ben senin patronunum!
Karşıma bir daha
çıkma.
- Bu akşam
havaalanında olacak.
- Alo?
Kwun'ı ben öldürdüm.
Bir erkek beni
aldatırsa her şeyi yapabilirim.
ZAMAN Dosya numarası
3142.
Müfettiş Wong komplo
kurmakla yargılanıyor.
Bu konuyla ilgili on
birinci oturumu da tamamladık.
Müfettiş Wong
sorunuz var mı?
Hayır Hayır.
11 Nisan 1995'de, bu kaseti elde ettik.
Buna göre Komplo tezgahlamakla suçlanıyorsunuz.
Kabul ediyorum.
Tarih 1997 oldu.
1 Haziran'a kadar durum raporunuzu alamazsak hala terfi edebileceğinizi düşünüyor musunuz?
Çince'de bir atasözü
vardır.
"Yeni bir kral
ile yeni bir teba gelir.
" Bence her şeye
yeniden başlamalıyız.
Size ne oldu?
Size desem ki deliller yok edildi yeniden başlar mıydınız?
Ne diyorsunuz?
Üzgünüm, kanunları
çiğnedim.
1997'den sonra polis
gücünün morali hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çin halkı
duygusaldır.
Umarım Çin yasaları beni
desteklemeye devam eder.
Ama kendime inancım
tam, efendim!
Kararlarınıza saygı
duyuyorum.
Ama ben bu oyunu çoktan kaybettim.
Ne düşünüyorsunuz?
Affedilirseniz
onunla yüzleşecek misiniz?
Savaş daha bitmedi.
Hepimiz yangına çok
yakınız.
Şunu unutmayın!
Hong Kong'u Ngai ailesi yönetmiyor.
Bu dosya
Interpol'den geldi.
Karar vermeden önce
oku.
Tayland'da hiç
cenazeye katıldın mı?
Birkaç ay önce karımın cenazesindeydim.
Keşişler üç gün
boyunca hiç durmadan dua ettiler.
Ancak hiç göz yaşı
dökmedim.
Yakma günü
geldiğinde tabutunu oturma odasında
bıraktılar.
Çok sinirlendim.
Hepsine saldırdım.
Keşişler bana "Tayland'ın töresi" dediler.
Ölüler gömülmeden önce ebediyete varmadan bizimle kalmaya ihtiyaç duyuyorlar.
Beni anlıyor musun?
Peki karım neden
tabutta değildi?
Sonsuzluğa mı
varmıştı?
Karın için üzgünüm.
Keşiş elini buraya
koydu.
Ve dedi ki
"Sorun yok karın burada.
" İşte
Taylandılar beni buradan vurdu.
Ben de kendi kendime "Geri dönülmez bir yola girdin.
" dedim.
Böylece Hau'nun ne
kadar tehlikeli olduğunu yine gördük.
Sana inanıyorum.
Sen iyi birisin.
Bunu yıllardır
duymuyordum.
Sağol.
Planın nedir?
Elimden gelenin en
iyisini yapmak.
Bu iş bittiğinde Hong Kong'dan gideceğim.
Lau!
Değişmişsin.
Bebek!
Malı bozdun değil mi?
Ne diyeceksin?
Hepsini çek o zaman.
Hey Yan.
Çok ileri gitme.
Bu çocukların
moralini bozuyor.
Bay Ngai beni buraya
iş yapmam için gönderdi.
Hoşlanmadın mı?
Hastaneye götür.
Yaşlı olmaları
önemli değil.
Onlardan öğrenecek
çok şeyin var.
John birkaç yıl
dinlenecek.
Ne demek istediğimi
biliyorsun?
Şu anda hiçbir engel
istemiyorum.
Politika için teklifler alıyorum.
Her şey yolunda
giderse ailem karanlıktan kurtulacak.
Nasılsınız.
Hung sizden
bahsettiği zaman Buna inanamadım.
Siz çok gençsiniz
Bay Ngai.
Burcunuz nedir?
- Öküz.
- DemeK öküz yılı.
Öküz iyi bir yıldır.
Başkan Chan genç
insanları sever.
- Sizi sonra
tanıştıracağım.
- Teşekkürler.
Sahi mi?
Bay Chan,
Triad'lardan pek hoşlanmaz.
Evet.
Bu doğru.
Müfettiş Leung.
Bay Ngai emniyete yardımcı
olması için davet edildi.
Sahi mi?
Tebrik ederim.
- Müfettiş Chong
golf oynar mısınız?
- Chong San.
Chong San?
Sorun nedir?
Merhaba Ben Ngai.
Ngai Wing Hau.
Bay Ngai'nin
avukatıyım.
Bu gün tören var.
Bu bekleyebilir.
Peki hayır dersem bu
sizin için bir sorun olur mu acaba?
Bay Ngai.
Adam öldürmekten
tutuklsunuz.
Konuşmama hakkınız
var.
Söyleceyekleriniz aleyhinize kullanılabilir.
Sorunuz var mı?
Hayır.
Dosyaları okudum.
Adam öldürmeden bir
şey çıkmaz.
Ancak örgüt lideriği Biraz sorun yaratabilir.
Siyasi partiler ve
dernekler aradı.
Davetlerini iptal
etmişler.
Pekin'i ara.
Yardım edecek
birilerini bul.
Bana bırakın, ben
hallederim.
Unut bunu.
Ayrıca.
Aleyhimize konuşacak birini bulmuşlar.
Herkes bunun Sam olduğunu biliyor.
Bizim aleyhimize
tanıklık yapacak.
- Bu kadar.
Yapacak bir şey yok.
- Bize sorun olmaz
demiştin!
Artık herkesin gözü
onun üzerinde.
Şimdi ne yapacaksın?
Ben ne yapacağım?
Hükümeti mi tehdit
edelim.
Yanlış bir şey yapma.
Hepimiz aynı
gemideyiz.
Hayır.
Ben iniyorum.
Ben avukatım.
Sizin gibi değilim.
Üzgünüm.
Evet.
Sam'ın Tayland'da bir
karısı ve kızı var.
Bu senin sorunun.
Sen ve kardeşlerim, annemi alıp Hawai'ye gidin.
Tamam.
Bir süre buradan uzaklaşalım.
- Sana ne olacak?
- Ben iyi olacağım.
Üzgünüm, aileme
yardım edemiyorum.
Hey biz bir aileyiz!
Anneme dikkat edin.
Merak etme biz
ilgileniriz.
Evet.
Ben şahitlik yapsam bile Hau sadece birkaç yıl yatar.
Evet.
Sonra seni öldürmeliyiz Rahat yaşaman için.
Evet Sana teşekkür etmeliyim.
Sensiz geri
dönemezdim.
Evet.
Şimdi buna vakit yok.
Bir ihtiyacın olursa
iste.
- Onlar seni
koruyacaklar.
- Tamam.
Patron.
Sağol.
Nasıl gidiyor?
İyi.
Sivilliğe terfi ettim.
Önümüzdeki ay
stajyer müfettiş olacağım.
Mary ayrılmadan önce seni aradı mı?
Patron.
Fazla üzülme.
İhtiyacım olursa seni aramamı istediler.
Yardım edecek misin?
Geri döneceğini
düşünmüyordum.
Neden?
İşte buradayız.
İki yıl oldu.
Babam yüzünden iki
yıl boyunca beni aramaya cesaret edemedin.
Benimle yüzleşemez
miydin?
Evet.
Hau'yu
tutuklayabilmen için her şey hazır.
Dosyaları güne göre
sıraladım.
Bana neden hala
yardım ediyorsun?
Sana yardım
etmiyorum.
Ben bir polisim.
Müfettiş Luk'a
verdiğim sözü tutmak istiyorum.
Artık kötü biri
olmak istemiyorum.
İki yıl sonra şef
olacağım.
Ne için?
Hapse girmek için mi?
Geçmişi unutalım.
Beni departmana geri
alın.
Bana bir masa verin.
Mutlaka deniz
manzaralı olsun.
Ama sonra bir daha
karşıma çıkma.
Merak etme.
Beni bir daha
görmeyeceksin.
Bir şey daha var.
Bazı sözleri deşifre
edemedim.
Anlamazsan beni
ararsın.
Ayrıca emirlere
karşı gelme.
Eğer gelirsen seni
vururum.
Güzel.
Artık günahlarım affolacak.
Bu o kadar basit
değil.
Teşekkürler, memur
bey.
Süreç üç gün sonra
başlayacak.
Evet, OCTB.
Müfettiş Wong.
Sam kaçtı!
Mutfaktan çıktı.
Mutfağa kim
bakıyordu?
Özür dilerim,
efendim.
Kaçmadan önce Sam'ı Tayland'dan
aradılar.
Alo?
Bay Ngai?
Nasıl yardımcı olabilirim?
Beni siz aradınız?
Şimdi size nasıl yardım
edebilirim söyleyin.
Otur!
Öldürün beni.
Öldürün ve her şey
bitsin.
Bunu neden yapayım?
Uzun zamandır böyle bir şey yapmadım.
Her şey tatlıya
bağlanabilir.
Hong Kong ikimiz
için de yeterince büyük, Sam.
Ortak bile
olabiliriz.
Geçmişi unutalım.
Beni öldüreceksiniz.
Bu akşam beni
öldüreceksiniz.
Ya kızına ve karına
kim bakacak?
Az önce Hau,
Tayland'da Sam'in karısını ve kızını kaçırdı.
Şu Tayland'lı güzeli
mi?
Bütün bu yıllar
boyunca hayatta kalmayı başardım.
Başardım çünkü Tayland'da
dostlarım vardı.
Bu telefona
bakmalısın.
Hawai'den geliyor.
Bütün ailen orada.
Tayland'lı dostlarım
da orada.
Baba!
Neredesin?
Bay Ngai!
Kapa çeneni!
Size söyledim.
Beni bu akşam
öldüreceksiniz.
Silahı yerine koyun
Bay Ngai!
Bırakın yapsın.
Beni daha önce bir
kere öldürmeye çalıştı.
Bırak şimdi yapsın.
Memurlar Bana ateş ettikten sonra onu vurup vurmamak size kalmış.
Her sonun bir
başlangıcı vardır.
Her zaman bedel
ödenir.
İki sorum var.
Ailesini öldürdün mü?
Elbette hayır.
Arkadaşlarım ve ben
onları sadece korkutmak istedik.
Onları senin için öldürmemi
ister miydin?
Hayır desem bana
inanır mısınız?
Ben burada kendimi
ölüme hazırladım.
Bu yapabileceğim tek
şey.
Üzgünüm.
Yüzlerce delil
toplayabilmek için çok çalıştım.
Tek amacım seni canlı olarak hapse gönderebilmekti.
Nasılsın?
Taylandlı adam, Sam.
Paul.
Teşekkürler.
Çok iyi.
Artık ortağız.
Kokain az önce Hong
Kong'a doğru yola çıktı.
Ngai'nin payını
sileyim mi?
Paul.
Fazla ileriye
gitmesek iyi olur.
Benimle tanışmış olman
senin için büyük şans.
Yoksa şimdiye ölmüş
olurdun.
Silahım seni
öldürmediği zaman kader bizi ortak olarak birleştirdi.
Asla ileri
gitmemeliyiz.
Anladın mı?
Hong Kong'un
bağımsızlık kutlamaları saat onbir
yirmi'de başladı.
İki ülkenin de milli
marşı çalındı.
Belediyenin
üzerindeki İngiliz Bayrağı indirildi.
Tören çok sade ve
asil oldu.
Tören başlamadan önce
her taraf çok sessizdi.
İki ülkenin
orkestraları çalarken Çinli temsilciler
poz verdiler.
Prens Charles ve Vali
Patten gülüyordu.
Tören başladığı
zaman üç İngiliz ve üç Çinli asker aynı
podyumda yürüdüler.
Çinli askerler Çin Halk Cumhuriyeti'nin bayrağını göndere çektiler.
Arkalarında üç Hong
Kong polisi, Hong Kong bayrağı taşıyordu.
Bu sırada bütün davetliler
ayağa kalktılar.
Saat gece yarısını
gösteriyordu.
1 Temmuz 1997'de birlikte sallanan Çin ve Hong Kong bayrağı koloniler çağının bittiğini gösteriyordu.
Bu aynı zamanda bir
ülke için iki ayrı yönetim biçimi
demekti.
Böylece Çin Halk
Cumhuriyeti Hong Kong Özerk Bölgesi
kurulmuş oldu.
Tamam, anlaşıldı.
Seni yanıma alacağım.
Şefler arasında en
kötüsü hangisidir biliyor musun?
Çirkin olan.
Şunlara bak.
Ne kadar güzeller.
Adınız nedir
hanımefendi?
Adım Galiba
Mary.
Mary.
Mary.
M-A M-A-Y M-A-R-Y.
Sanıyorum Adım M-A-R-Y.
Sonsuz Cehennemin
Üç Ayrı Bileşeni Vardır.
Bitmeyen Zaman.
Sonsuz Bir Mekan
Ve Acı.
BEŞ GÜNAHLI ÖLÜMLÜLERDEN HER KİM Kİ BU CEHENNEM DÜŞERSE SONSUZ BİR
ACIYA MAHKUM OLUR.
||
« Prev Post
Next Post »