Print Friendly and PDF

Translate

Gabriel's Inferno (2020)

|

 

150 dk

Yönetmen:Tosca Musk

Ülke:ABD

Tür:Romantik

Vizyon Tarihi:29 Mayıs 2020 (ABD)

Müzik:Ben Collier

Web Sitesi:Resmi Teaser

Nam-ı Diğer:Инферно Габриэля

Oyuncular

Melanie Zanetti

Giulio Berruti

Agnes Olech

Kurt McKinney

Haviland Stillwell

Özet

Gizemli ve seksi Profesör Gabriel Emerson, saygın bir Dante uzmanıdır, ancak geceleri kendisini sınırsız bir zevki hayatına adamıştır. Kötü şöhretli güzel görünüşünü ve sofistike cazibesini her hevesini tatmin etmek için kullanıyor, ancak karanlık geçmişinden gizlice işkence görüyor ve tüm kurtuluş umudunun ötesinde olduğu inancıyla tükeniyor..

Tatlı ve masum Julia Mitchell, yüksek lisans öğrencisi olarak kaydolduğunda, cazibesi ve onunla gizemli bağlantısı sadece kariyerini tehlikeye atmakla kalmaz, aynı zamanda geçmişinin ve şimdiki zamanının çarpıştığı bir yolculuğa gönderir.

Baştan çıkarma, yasak aşk ve kurtuluşun ilgi çekici ve günahkâr bir keşfi olan Gabriel's Inferno , imkansızlığı - affetmeyi ve sevgiyi kazanmaya çalışırken bir kişinin kendi kişisel cehenneminden kaçışının büyüleyici ve çılgınca tutkulu bir hikayesini ele almaktadır

Altyazı

Bayan Mitchell?

 Soruma bir cevap bekliyorum, Miss Mitchell.

 Bize katılmak isterseniz tabii.

 İngilizce ana diliniz mi?

 Bayan Miss Mitchell bir başka dilde kendi paralel semineriyle ilgilendiğine göre acaba soruma bir başkası cevap vermek ister mi?

 Dante Tanrı'nın yüzüne bakar ve der ki  

Düşlerimin gücü burada tükendi

Doğru, Bayan Peterson.

 Düşlerimin  gücü  burada  tükendi 

Tuscan Guelphs, 1289'da Campaldino ve Vicopisano Savaşı'nda Ghibellines'i yendikten sonra   Komik bir şey mi var, Bayan Mitchell?

 Benim hatamdı, Profesör Emerson.

 Hangi sayfada olduğumuzu soruyordum.

 Bir doktora öğrencisinden beklenecek bir soru değil bu, Paul.

 Birinci kanto'dan başladık.

 Onun yardımı olmadan bulabileceğine inanıyorum.

 Ve Bayan Mitchell?

 Dersten sonra ofisime gelip beni görün.

 Bunun için üzgünüm.

 Ben, ah,  Paul Norris.

 Ben de Julia Mitchell.

 Profesör böyle bir pislik olduğu için üzgünüm.

 Derdi nedir bilmiyorum.

 Yenisin değil mi?

 Saint Joseph Universitesinden yeni geldim.

 Master için mi geldin?

 Evet.

 Muhtemelen öyle görünmüyor ama.

 Dante uzmanı olmak için çalışıyorum.

 Yani Emerson ile çalışmaya geldin?

 Birlikte çalışması zor bir insandır.

 Tezimi onunla yazıyorum.

 Ve bir de Christa Peterson var.

Christa?

 Diğer doktora öğrencisi, ama asıl amacı Bayan Emerson olmak.

 Daha yeni başladı, fakat şimdiden ona çörekler pişiriyor.

 Üniversite'nin "mesafeli olma" politikasının farkında değil gibi görünüyor.

 Her neyse, gitsen iyi olur.

 Emerson beklemekten nefret eder.

 Buradan sola dön Ofisi köşede kalıyor.

 İyi şanslar Geri aramadığım için üzgünüm.

 Seminerim vardı.

 Yılın ilk semineri, pislik ayrıca onunla son konuştuğumda iyiyim demişti.

 Tabii isterdim orada olmayı.

 Onu seviyordum.

 Oraya kaçta varırım, nasıl uçak bulurum bilemiyorum ama orada olacağım.

 Sadece  Onlara üzgün olduğumu söyle.

 Çok üzgünüm.”

Üzgünüm.

 Julia Mitchell.”

 Merhaba, Baba.

 O Kanadalılar sana iyi davranıyor mu?

 Evet.

 Hepsi çok nazik.

 Her şey yolunda mı?

 Grace Clark bugün erken saatlerde öldü.

 Ne dediğimi duydun mu?

 Şey  Evet, duydum.

 Senin çok üzüleceğini biliyordum.

 Bir anne gibiydi senin için ve kızı Rachel da lisede çok yakın arkadaşındı.

 Ondan haber aldın mı?

 Şey  hayır, almadım.

 Grace'in yeniden hastalandığını ne zaman öğrendiler bilmiyorum.

 Biraz önce onları görmeye gittim.

 Gabriel orada değildi.

 Bu sorun oldu tabi.

 Orospu çocuğu.

 Çiçek gönderiyor musun?

 Sanırım, bu tür şeylerde iyi değilim, ama Deb'den yardım isteyebilirim.

 Lütfen ondan rica et, benim için de bir şey yollasın.

 Grace gardenyaları severdi.

 Kartı Deb imzalasın.

 Söylerim.

 Para lazım mı?

 Hayır, ihtiyacım yok.

 Harvard için çok üzgünüm.

 Belki gelecek sene.

 Belki.

 Sonra konuşuruz baba.”

Sevgili Rachel  Grace'i duyduğuma üzüldüm.

 Ben  Ürkek tavşan.

 Paul, merhaba.

 Emerson ile görüşmen nasıl geçti?

 Gitmedim.

 Bu  iyi olmamış.

 Kapısı kapalıydı  Sanırım telefondaydı.

 Bir not bıraktım.

 Umalım öyle olmuş olsun.

 Ama değilse, hayatını ortaya koyduğunu söyleyebilirim.

 Bir terslik olursa bana söyle, ne yapabileceğime bir bakarım.

 Aman, Tanrım!

 Affedersiniz Bayan Mitchell, bir dakikalığına buraya gelebilir misiniz?

 Evet, Bayan Jenkins.

 Profesör Emerson ile bir tür problemin mi oldu?

 Şey, sanmıyorum.

 İki acil e-posta aldım.

 Döner dönmez seni görmek istediğini söylüyor.

 Profesörler normalde kendi programlarını kendileri ayarlamayı tercih ederler ama nedense seninle randevusunu benim ayarlamamı, dosyana da kaydetmemi istedi.

 Önemli olduğunu söyledi.

 Yarın saat 4'te onunla ofisinde görüşebilir misin?

 Merhaba, Julia.

 Bir ara kahve içmek ister misin?

 Şey, evet, tabi.

 Telefon numaranı bilsem daha kolay olurdu.

 Hemen, Bayan Mitchell.

 Canına oku, Tavşan.

 Lütfen oturun, Bayan Mitchell.

 Sandalyeyi öne çekin.

 Sizi görmek için boynumu ağrıtamam.

 Siz komedyen misiniz, Bayan Mitchell?

 Soru sorduğum zaman cevap beklerim, Bayan Mitchell.

 Herhalde şimdiye kadar bunu öğrenmişsinizdir Belki de o kadar zeki değilsiniz.

 Afedersiniz, Dr.

 Emerson?

 Profesör Emerson.

 Kiropraktörler ve ayak hastalıkları uzmanları bile kendilerini doktor olarak adlandırıyor.

 O korkunç çantayla uğraşmayı bırakıp sandalyeye insan gibi oturur musunuz?

 Eminim bunun komik olduğunu düşündün.

 Açıklayabilirim  Mazeretlerinizle ilgilenmiyorum.

 Sizi geçen çağırdığımda gelmediniz değil mi?

 Telefondaydınız ve kapı kapalıydı  Kapı kapalı değildi.

 Sanırım bunun da komik olması gerekiyordu?

 Düşündüğünüz gibi değil.

 Üzgün olduğumu söylemek istedim, ve bu aileniz içindi, onlar

 Ailemi bu işe karıştırmayın!

 Görüyorum ki Dante konusunda çalışmak üzere buraya bursla gelmişsiniz.

 Bu bölümde halen o alandaki tezleri değerlendiren tek profesör benim

Bu durum  yürümeyeceğine göre  konunuzu değiştirmeniz gerekecek.

 Başka bir danışman bulun veya bölümünüzü değiştirin.

 Ya da daha iyisi başka bir Üniversiteye geçin.

 Kararımı program direktörünüze bildireceğim.

 Şimdi izninizle.

 Hepsi bu kadar, Bayan Mitchell.

 Zatürre olup öleceksin.

 Arabaya bin.

 Çok teşekkür ederim.

 Nerede oturuyorsun?

 45 Madison.

 Şu ilerde  Madison'un yerini biliyorum.

 Bekle.

 Teşekkürler.

 Seninle içeri yürüyeceğim.

 Tedbirli olmakta yarar vardır.

 Çay ister misiniz?

 Paltonuzu alabilir miyim, Profesör?

 Nereye koyacaksın?

 Bu çok kaba.

 Ah  Kusura bakma.

 English Breakfast mi Lady Grey mi içersiniz?

 English breakfast.

 Üzerini değişip kuru kıyafetler giymelisin.

 Neden burada yaşıyorsun?

 Burası sakin bir sokak ve temiz bir muhit.

 Okula yürüyerek gitmem gerekiyordu.

 Burası baktığım güzel dairelerden biriydi.

 Neden öğrenci yurduna taşınmadın?

 Başka bir üniversiteye gitmeyi bekliyordum, ama olmadı.

 Hangisine gidecektin?

 Bayan Mitchell?

 Harvard.

 Harvard?

 Öyleyse ne işin var burada?

 Babam eğitimim için gereken katkıyı yapamadı.

 Sundukları burs yeterli değildi, ve Cambridge'de hayat Toronto'dakinden daha pahalı.

 Binlerce dolar öğrenci kredim var.

 Daha da yükseltmek istemedim.

 O yüzden buradayım.

 Bunlar Bayan Jenkins'in bana verdiği dosyada yoktu.

 Bir şeyler söylemeliydiniz.

 Burası yaşanamayacak bir yer.

 Doğru düzgün bir mutfak bile yok.

 Ne yiyorsun burada?

 Ocakta çorba ya da kuskus pişiriyorum.

 Kuskus çok besleyici bir yiyecek.

 Öyle saçma sapan şeylerle yaşayamazsın.

 Köpekler bile daha iyi besleniyor.

 Bağışla beni.

 Şey  Ne oldu bana, bilemiyorum.

 Annenizi yeni kaybetmiştiniz.

 Burada olmamalıyım.

 Gitmem gerek.

 En son ne zaman biftek yedin?

 Ah, bir süre oldu  Açlıktan ölüyorum, ve sende akşam yemeğinde bana katılıyorsun.

 Emin misiniz Profesör?

 Ben sanıyordum ki bu  bu yürümüyor.

 Onu unut şimdi.

 Şey  Dışında  Değişebilirim.

 Ama bir şartım var.

 Neymiş, söyle.

 Bütün o, söylediklerinizden sonra neden sizinle yemek yemem gerektiğini söyleyin bana?

 Çünkü Emerson götün teki.

 Ama en azından artık bunun farkında.

 Üzerimi değiştireyim.

 Vanilya.

 Ne?

 Bir şey yok.

 İzin verir misiniz?

 Teşekkürler.

 Ah, Profesör Emerson.

 Seni görmek çok güzel.

 Antonio.

 Seni görmek de güzel.

 İyi görünüyorsun.

 Teşekkürler, Teşekkürler.

 Ve bu sevimli bayan kim?

 Antonio, bu, Julianne Mitchell.

 Julia.

 Biraz sansasyonel.

 Gözlerin küçük çikolata fındıklarına benziyor.

 Muhteşem.

 Teşekkürler.

 Çok kibarsınız.

 Bu restoran çok güzel.

 Lütfen, bu taraftan.

 Bayan.

 Ailemin Toscana'daki bağdan getirttiği özel şarabım var.

 Lütfen zahmet etmeyin.

 Sorun değil.

 Bitti.

 Toscana aksanın mı  var?

 Üniversitenin üçüncü sınıfını Floransa'da okudum.

 Bir yılda edilinilebilecek düzeyden daha iyi İtalyancan.

 17 yaşındayken öğrenmeye başlamıştım.

 Senin için sipariş verebilirim.

 Teşekkürler, Profesör Emerson.

 Halk içinde olduğumuza göre bana Profesör deme.

 Bay  Emerson demen yeterli.

 Bayan.

 Mükemmel.

 Sipariş vermeye hazır mıyız?

 İkimiz için en iyi ve en müyün file minyonlarınızdan istiyorum.

 Orta pişmiş.

 Hayır, bu çok fazla.

 Kalanını eve götürebilirsin.

 Eminim kuskusun aldırmaz.

 Ve sonra güzel bir tiramisu ve vanilya gelatolu affogato getireceğim.

 En iyi dileklerimle.

 Teşekkürler.

 Çok kibarsınız.

 Neden İtalyanca öğrenmeye başladın?

 Bu basit bir soru, yoksa değil mi?

 Şey  İtalyan edebiyatına ilgi duymaya başladım.

 Dante ve Beatrice'e.

 Bir genç kız için beklenmedik bir ilgi alanı.

 Bir arkadaşım vardı, onları bana o tanıttı.

 Antonio sana bayıldı.

 Bana asla affogato teklif etmemişti.

 Onu sevdim.

 Kibar biri.

 Nezaket karşısında hemen tomurcuklanıyorsun değil mi?

 Tıpkı gül gibi.

 Ha siktir?

 Julia Mitchell?

 Bu gerçekten sen misin?

 Rachel?

 Sensin inanamıyorum.

 Ben de.

 Rachel, çok üzgünüm.

 Her şey için üzgünüm.

 Annen için de.

her şey için  Mailini aldım, ve gönderdiğin gardenyalar çok güzeldi.

 Onun favorisi olduğunu hatırladın.

 Baban nasıl?

 O   çok kaybolmuş durumda.

 Hepimiz öyleyiz.

 Bu yüzden buradayım.

 Neden burada olduğunu söylemedin?

 Kalacağımdan emin değildim.

 İlk birkaç hafta gerçekten, şey, zordu.

 Rachel, gitmeliyiz.

 Evde yemek pişireceğim ve sen de geliyorsun.

 Eminim Bayan Mitchell'in başka planları vardır.

 Bayan Mitchell mı?

 Julia liseden beri en iyi arkadaşım.

 Ne?

 İkinizin hiç tanışmadığını unuttum.

 Ne olursa olsun, bu tutumun biraz aşırı.

 Bana bir iyilik yaparak sopa yutmuş gibi durmayı keser misin?

 Neden öğle yemeğinde buluşmuyoruz?

 Eminim ki Profes.

Ağabeyin seni kendine istiyordur.

 Onun adı  Gabriel.

 Sizin neyiniz var?

 Rachel, o  benim öğrencim.

 Kurallar var.

 O benim arkadaşım.

 Kuralların canı cehenneme.

 Burada neler olduğunu biri bana söyleyebilir mi?

 Gabriel Owen Emerson, Julia'ya bir eşeklik mi ettin?

 Siz ikiniz öpüşüp barışın Sadece bir haftalığına buradayım, ve ikinizle de çok zaman geçirmeyi umuyorum.

 Ben  Seninle karşılaştığıma inanamıyorum.

 Denedim, ve kafamda canlandırdım ve işe yaradı tabii ki.

 Yani, bir hafta sonra bu büyük yere döndüm.

 Yedinci sınıftaki ilk günümde bir baca şapkam vardı.

 Şimdiye kadar sahip olduğum en iyi fikir buydu.

 Hoş geldin.

 Gabriel,ben yemek işine başlarken sende Julia'ya "büyük turu" yaptır.

 Sana bir şey göstermek istiyorum.

 Sizin çalışmanız çok  güzel.

 Bu benim en sevdiğim sandalyem.

 Bunları giy.

 Bu benim sahip olduğum en değerli şeylerden biri.

 Eski öğrencinizin küçülmüş kafatası mı?

 Bu Botticelli'nin orjinal Dante ve Beatrice ve cennetin sabit yıldızları mı?

 Ne yazık ki, hayır.

 Öylesi benim küçük servetimin ötesinde olurdu.

 Orjinalleri 15.yy'dan kalma.

 Röprodüksiyonlar 16.yy'a ait.

 Kopyaların var olduğunu bilmiyordum.

 Muhtemelen Botticelli'nin eski bir öğrencisi  tarafından yapılmıştır.

 Botticelli aslında yüz tane illüstrasyonu yaptırmış, ama yalnızca 92'si sağlam kalmış.

 Bende komple seri var.

 Orijinalleri Uffizi Galerisi'nde sergilediklerinde onları görmeye Floransa'ya gittim.

 Bunları nereden aldın?

 Neden bir müzede değiller?

 Müzede değiller çünkü onlardan vazgeçmeyi reddediyorum.

 Bende olduklarını da tek bilen avukatım, sigorta acentem, şimdi de sen.

 Gabriel, Julia'yı antika saçmalığınla sıkmayı bırak, ve ona bir içki getir.

 Hey, nedir bu aranızdaki?

 Neden bu kadar tuhaf davranıyor?

 Ve neden ona kim olduğunu söylemedin?

 Beni hatırlar sanmıştım.

 Ama hatırlamıyor.

 Yani  Şarabın yanında ne var?

 Kuskus.

 Çok üzgünüm.

 Dur.

 Dur!

 Dur, kadın!

 Dur!

 Tanrı aşkına.

 Dur!

 Her yerini parçalayacaksın.

 Bu taraftan.

 Ellerini uzat.

 Söz dinlemiyorsun, değil mi?

 Söyleneni de yapmıyorsun.

 Biraz acıyacak.

 İşte.

 Çok üzgünüm.

 Kazalar olur.

 O iyi mi?

 Evet, ama kuskustan nefret ediyor.

 Tamam o zaman, onun yerine pirinç pilavı yaparım.

 Julia hakkında sana söylemem gereken bazı şeyler var.

 Duymasam daha iyi.

 O benim öğrencim.

 Seninle olan arkadaşlığı zaten önceden bilmediğim bir çıkar çatışması yaratıyor.

 Kalbi kırılmıştı, sersem.

 Geçtiğimiz yıl bu yüzden beni aramadı.

 Tam şimdi kabuğundan yeni yeni çıkarken, hem de benim hiç çıkamayacağını sandığım kabuğundan çıkarken, sen onu gerisin geri o kabuğun içine itiyorsun.

 Şimdi o Rochester Mr.Darcy Heathcliff züppeliği bırak.

 Ona hak ettiği gibi davran.

 Peki.

 Ahh, bu Aaron.

 Bütün gün ona ulaşmaya çalıştım.

 Selam.

 İyiyim.

 Kiminle karşılaştığıma inanamayacaksın.

 Rachel'ın bu yaz nişanlanacağınıı biliyor muydun?

 Bu harika.

 Aaron iyi biridir.

 Geçen hafta nişanı iptal etti.

 Hala birlikteler, ama  Grace gittiğinden beri kendini bir düğün planlayabilecek gibi hissetmiyor.

 Bu yüzden burada.

 Her şeyden uzaklaşmak için.

 Bu hissi biliyorum.

 Bana kim olduğunu söyleyecek miydin?

 Eşeklik etmeme izin verdin.

 Bilseydim sana daha iyi davranırdım.

 Gerçekten mi?

 Davranır mıydın?

 Ve haşlayacak başka öğrenci mi bulurdun?

 Eğer durum buysa, öfkenizin başkalarına değil de bana yöneltilmesine sevindim.

 Bu hiçbir şeyi değiştirmez.

 Rachel'in arkadaşı olduğuna memnunum ama yine de benim öğrencimsin.

 Bu demek oluyor ki profesyonel davranmalıyız ve şimdi de, gelecekte de benimle nasıl konuştuğunuza dikkat edin.

 Peki, Profesör Emerson.

 Öfke sorunum var.

 Kırıcı olabilirim.

 Sizin gibi birinin yanında öfkeye kapılmam iyi bir şey değil.

 Gazap yedi ölümcül günahtan biri.

 Bunun yedisi de bende var.

 Nedense, buna inanmıyorum.

 Sende yalnızca aksilikleri çeken bende ise günahları çeken bir mıknatıs var.

 Günah insanoğlunu seven bir şey değildir.

 Tam tersinedir durum.

 Benim tecrübeme göre öyle değil.

 Ben hiç aramazken günah gelip beni buluyor.

 Ben de kışkırtılmaya karşı fazla dayanıklı değilim.

 Hey, Rach!

 Buradayım.

 Ne oldu?

 Gabriel oldu.

 Yaralandı mı?

 O iyi.

 Eve geleli daha 24 saat olmadan, babamla tartıştı, annemi ağlattı ve Scott'u da hastanelik etti.

 İyi olacak.

 Olmayacak, Aaron.

 Gabriel Scott'ı masaya doğru itti.

 Scott  bunu affetmeyecek.

 Annem  odasında, histerik bir halde.

 Burada bir saniye daha kalamam.

 Anneni kontrol edeceğim.

 Ailem mahvoldu.

 Rachel.

 Gösteri için biraz geç kaldın.

 Yaralanmışsın.

 Üşüyorsun.

 Teşekkürler.

 Bira?

 Daha önce hiç bira içtin mi?

 O zaman senin ilkin olmama sevindim.

 Burada ne işin var?

 Yemeğe davet edilmiştim.

 Ben yemeği mahvettim galiba.

 Neler olduğunu bana söyler misin?

 Sen bana neden hala buradan kaçmadığını söyler misin?

 Vanilya gibi kokuyorsun.

 Şampuanımdan dolayı.

 Böyle olmaması gerekiyordu.

 Öyle demek istemedim   Haylaz evlat geri dönüyor  Daha çok iblis gibi.

 İblis Gabriel.

 Tüm Clarke'lar bundan bahsediyor.

 Belki Grace'in seni davet etmesi, beni koruyacak bir meleğe ihtiyacım olduğunu bildiği içindir.

 Güneş batıyor.

 Yürüyüşe çıkmak ister misin?

 Hiç bir erkeğin elini tuttun mu?

 O halde elini tutan ilk kişi olduğuma memnunum.

 Çok sessizsin.

 Konuş benimle.

 Söz veriyorum ısırmayacağım.

 Neden eve geldin?

 Bir şey kaybetmiştim.

 Ve onu burada mı bulmaya çalışıyorsun?

 Kaybettiğim şeyi ebediyen kaybettim.

 Eve para için geldim.

 Ben  Her şeyi ve herkesi mahvetmeden öncede berbat durumdaydım.

 Sen gelmeden önce.

 İşte bu.

 Burası cennet.

 Zatürre olup öleceksin.

 Sen Beatrice'sin.

 Beatrice mi?

 Dante'nin Beatrice'i.

 Dante bir şairdi.

 Ve Beatrice onun ilham perisiydi.

 İlk karşılaştıklarında o çok gençti.

 Dante onu ömrü boyunca uzaktan sevdi.

 Beatrice cennette onun rehberiydi.

 Onlar hakkında bir kitap yazıyorum.

 Henry Holiday adlı ressamın yaptığı bir tablo var.

 Onun Beatrice'sine benziyorsun.

 Ailen seni seviyor.

 Onlarla aranı düzeltmelisin.

 Onlar benim ailem değil.

 Tam olarak değil

Her neyse çok geç oldu.

 Akşam yemeği yemedin.

 Senin için, Beatrice.

 Hiçbir erkekle yan yana yatıp yıldızlara baktın mı?

 Çok güzelsin, Beatrice.

 Kahverengi gözlü meleğim.

 Bence sen de güzelsin.

 Hiç öpüştün mü?

 O zaman senin ilkin olmama sevindim.

 Gözlerini aç.

 Gabriel?

 Ne düşünüyorsun?

 Seni bu kadar uzun süre nasıl beklediğim hakkında düşünüyordum, ve sen hiç gelmedin.

 Sorun değil.

 Şimdi buradasın.

 Apparuit iam beatitudo vestra.

 Çok güzel.

 Bunun anlamı ne?

 Anlamı, şimdi kutsallığın görünür oldu.

 Ama aslında "Görünen benim mutluluğum" olmalı.

 Sen geldin diye.

 Hayatımın geri kalanı boyunca, Sesinin adımı soluduğunu duymayı hayal edeceğim.

 Gitmek zorunda mısın?

 Evet, ama bu gece değil.

 Geri gelecek misin?

 Yarın cennetten kovuluyorum, Beatrice.

 Tek umudum beni bir gün bulman.

 Beni Cehennemde ara.

 Bu ne için?

 Julianne ile alışverişe çıkmıyor musunuz?

Adı Julia.

 Ve hayır.

 Paul diye bir adamla bütün gün bir proje üzerinde çalışacak ve akşama da adam onu yemeğe çıkaracak.

 Melek bozan.

 Ne?

 Al.

 Arkadaşın için güzel bir şey al.

 Gabriel, savuracak paran çok biliyorum, ama bu biraz fazla.

 O iğrenç kitap çantasını her yere taşıyor.

 Parayı harca ve ona doğru dürüst bir çanta al.

 Yoksa o çantayı bir daha görürsem yakacağım.

 Tamam, ona bir evrak çantası alacağım.

 Ona bir çift ayakkabı almayı tercih ederdim.

 - Ayakkabı mı?

 - Evet.

 Güzel şeyleri seviyor.

 Ama parası yetmiyor.

 Çok da güzel, öyle değil mi?

 Parayı neye harcarsan harca, ama o çantanın yerine de yenisini al.

 Holt Renfrew'da hesabım var.

 Ah.

 Ona muhteşem bir şey alacağım.

 Listeye iç çamaşırı eklemeli miyim?

 Kaç yaşındayız biz?

 Hoşlanıyor musun ondan, yani.

hoşlanıyor musun?

 O benim öğrencim.

 Evrak çantasının ve ayakkabıların senden geldiğini söylemeli miyim?

 Sen deli misin?

 Bunun için kovulabilirim.

 Birileri yanlış bir anlam çıkarır, beni hukuk komitesinin önüne sürüklerler.

 Neden bu kadar gerginsin?

 Kız sorunların mı var?

 Ve bu arada, yatak odanda bu fotoğraflarla ne   Bu konuşmayı yapmayacağım.

 Sesini yükseltme bana.

 Özür dilerim, tamam mı?

 Sadece   Sadece ona benden geldiğini söyleme.

 Benden olduğunu bilirse kabul etmez.

 O  O benden nefret ediyor.

 Julia insanlardan nefret edecek tipte biri değildir.

 Çok fazla bağışlayıcıdır.

 Ama sanırım haklısın.

 Muhtemelen hayırseverliği kabul etmezdi.

 Ona bunların yılbaşından kalan hediyeler olduğunu söylersin.

 Ya da Grace'ten olduğunu söylersin.

 Sana Dante koleksiyonunu göstereceğim, sonra da seni ofisime götüreyim.

 Eh, benim değil.

 Emerson onunla benimle paylaşıyor.

 İşte burada.

 Oldukça etkileyici, değil mi?

 Çalışma odaları sadece burada.

 Sana kişisel bir soru sorabilir miyim?

 Neden Harvard'a gitmedin?

 Emerson'un Harvard'daki Roman Dilleri ve Edebiyatı bölümü başkanı Greg Matthews'a senin hakkında soru sorduğunu duydum.

 Master öğrencileri için neden yeterli fona, sahip olmadıklarını merak ediyordu.

 Sesi kulağa oldukça sinirli geliyordu.

 Beni kontrol mü ediyor?

 Elbette ediyor.

 Duyabildiğim kadarıyla, Matthews seni doktora için geri göndermesini söyledi.

 Onların kabul havuzunda yüksek puanının olduğunu söyledi.

 Yani, eğer kişisel bir soru değilse Harvard'a neden gitmedin?

 Bunu karşılayamazdım.

 Buraya gelmeyi istememiştim.

 Ama başka çarem yoktu.

 Masterımı çabucak bitirip, seneye doktora için Harvard'a gitmek istiyorum.

 Eğer daha büyük bir burs kazanırsam.

 Anlayabiliyorum.

 Çalışmak için burayı kullanabilirsin.

 Emerson nadiren gelir buraya.

 Sana yedek anahtarımı vereceğim.

 Emerson benden nefret ediyor.

 Bundan hoşlanmayacak.

 Israr ediyorum.

 Lütfen, Tavşan.

 Teşekkürler.

 Mozart'ın Requiem'ini sever misin?

 Pek sayılmaz.

 Emerson bunu mahvetti benim için.

 Onun kişisel kütüphanesini kataloglarken, bu lanet şeyden bir parçayı tekrar tekrar çalıyordu.

 Lacrimosa, Lacrimosa, Lacri-frickin-mosa.

 Daha fazla dayanamadım.

 Bu çok iç karartıcı.

 Mozart'ın Requiem'ini severim.

 ve Lacrimosa da en sevdiğim bölümü.

 Ah, Cumartesi günü için Alman filmine biletlerim var.

 Gitmek ister misin?

 Elbette.

 Altyazılı mı?

 Güzel, çünkü sadece Almanca küfür etmeyi biliyorum.

 Merhaba.

 Hey, Julia.

 Bu gece herhangi bir planın var mı?

 Julia?

 Selam.

 Evet.

 Bu gece mi?

 Bir planım yok.

 Güzel, bir kulübe gitmek istiyordum.

 Öyle yerlerden nefret ettiğimi biliyorsun.

 Dans edemem, gürültü de çok fazla.

 Bunu söylemen çok komik.

 Gabriel'de hemen hemen aynı şeyi söyledi.

 Gabriel de mi bizimle geliyor?

 Çok mutlu olmadı ama hayır da demedi.

 Giyecek hiçbir şeyim yok.

 Hmm,Bugün bir teslimat yapıldığını biliyorum.

 Sen mi yaptın?

 Hepsini beğendin mi?

 Bu çok fazla.

 Kabul edemem bunları.

 Bu ayakkabılar  Julia, lütfen.

 Tekrar arkadaş olduğumuz için çok mutluyum.

 Annem hastalandığından beri, sana rastlamaktan ve Gabriel'le yakınlaşma fırsatı bulmaktan başka hiç iyi bir şey olmadı.

 Lütfen bunu sadece gecikmiş bir doğum günü hediyesi ve benden ve annemden gelen erken bir noel hediyesi olarak düşün.

 Teşekkürler, Rachel.

 Tamam, seni 9'da alacağız.

 Hazır ol.

 Hoşçakal!

 Gabriel, Julia da gelecek!

 - Ethan.

 - Bay Emerson.

 Bu kız kardeşim Rachel ve onun arkadaşı Julianne.

 Julia bu akşam çok güzel değil mi, Gabriel?

 Gerçekten, gerçekten muhteşem.

 Lütfen, Rachel, Ne yani?

 Güzel değil mi?

?

 İkiniz de çok şıksınız.

 Peki Paul ile randevun nasıldı?

 Gerçekten çok güzeldi.

 Onunla tekrar görüşecek misin?

 Evet.

 Yarında beni, film festivalinin iki filmine, ardından da Çin mahellesine götürecek.

 Nasıl biri?

 Yakışıklı ve kibar.

 Bana bir prensesmişim gibi davranıyor.

 Melekbozan.

 Alicia!

 Hanımlar ne alırsınız?

 İki Cosmos alalım.

 Bayılacaksın.

 Duble Laphroaig 25 yıllık, sek, lütfen.

 Ve küçük bardak da su, köpüksüz.

 Sadece sen bir içki ısmarlamayı gösteriye çevirebilirdin.

 Bir malt viskisi.

 Geldiğinde denemenize izin vereceğim.

 Dans edelim.

 Bu ayakkabılarla dans edemem.

 Sadece bedenini kıpırdat.

 Bu arada harika görünüyorsun.

 Ağabeyim budalanın teki.

 O benimle.

 Bir şey olmadı, iyiyim.

 Nazik biriydi.

 Elleri sana değiyordu.

 Dans ediyorduk.

 Tökezledim.

 Siz beni dansa kaldırmak istememiştiniz.

 Öyle bir şey seyretme amacına, ters düşmez miydi?

 Sana tattırırım diye söz vermiştim.

 Hayır.

 Israr ediyorum.

 Ben vereyim.

 Kendim içebilirim.

 Elbette içebilirsin ama ben burada ve senin için bunu yapacakken sen niye yapasın?

 Bu korkunç bir şey!

 Tadı kamp ateşi gibi.

 O ilk çıra etkisi.

 Bu öğrenilen bir lezzettir.

 Birkaç kere denedikten sonra öğrenmek isteyeceğin bir lezzet olduğuna karar verebilirsin.

 Hiç sanmıyorum.

 Bu arada ben koskaca  kızım.

 Kendimi idare edebilirim yani ben yardım istemedikçe beni rahat bırakın.

 Saçmalık.

 Saflığınızın saklanması zor.

 Bu ne demek oluyor?

 Tane tane mi söylemeliyim?

 Yeni yetmeler gibi kızarıyorsun.

 Masumiyetini görebiliyorum.

 Bakire olduğun gün gibi ortada, başka türlü görünmeye çalışma.

 Özellikle böyle bir yerde.

 Sen  Sen  Stronzo!

 Stronzo?

 - Voov!

 - Afedersiniz.

 Sorun değil.

 Kadınlar tuvaleti nerede?

 Oh, diğer tarafta.

 Lanet olsun.

 Hayır, özür dilerim, Ben, um   Mesaj sorunu yaşıyorum da.

 Julianne'di, değil mi?

 Um, Aslında Julia.

 İtalyanca biliyor olamazsın değil mi?

 Bay Emerson ile geldiğinizi gördüm, bu yüzden düşündüm ki   - Evet.

 - Kız arkadaşıma mesaj yazmama yardım eder misin?

 O İtalyan.

 Onu etkilemek istiyorum.

 Gabriel'in İtalyancası benimkinden daha iyi.

 Ona sormalısın.

 Şaka mı yapıyorsun?

 Onu kendi kadınımın yanına yaklaştırmak istemem.

 Yardım eder msiin?

 Ethan.

 Bay Emerson.

 Julia.

 Ona numaranı neden verdin?

 Bir kadınla birlikte yaşıyor.

 Ve sana Julia diye mi hitap ediyor?

 Bu benim adım, Profesör.

 Ve ona numaramı vermedim.

 Ona yardım ediyordum.

 Benimle dans et.

 Hayatta olmaz.

 Bu kadar zorlaştırma.

 Zorlaştırmaya daha yeni başlıyorum, Profesör Dikkat et.

 Kalbime bir bıçak saplayın da bitirin bari.

 Beni yeterince incitmediniz mi?

 Julianne.

 O kadar kötü müyüm?

 Seni incitmek gibi bir niyetim yok.

 Benimle dans etme şerefini bana bağışlar mısın?

 Bu gece dev bir pisliktim.

 Üzgünüm.

 Bir dans.

 Dans etmemiz pek, profesyonelce değil.

 Bu gece size karşı hiç profesyonel değilim.

 Sadece buradaki en güzel kızla dans etmek istemiştim.

 Benimle dalga geçmeyin.

 Geçmiyorum.

 Yüzün tanıdık geliyor.

 Rachel'ın bizi tanıştırmadığına emin misin?

 Ama sen bana Beatrce'i hatırlatıyorsun.

 Holiday'in tablosundaki.

 Sende o resmin bulunması tuhaf değil mi?

 Gabriel.

 Elbisen çok güzel.

 Ve bu ayakkabılar   enfes.

 Rachel ve Grace çok cömertler.

 Benim aksime.

 Bunu hiç söylemedim.

 Açtım ve sen beni besledin.

 Bu cömertçeydi.

 Çok acıkırsan bana söyleyeceksin, söz ver bana.

 Aç kalmana izin vermeyeceğim.

 Söz veriyorum, ama ben iyiyim.

 Tıka basa biftek ve  elma doluyum.

 Bölümünle burs artışı hakkında konuşacağım.

 Gerçekten, iyiyim, Profesör.

 Teşekkür ederim.

 Sorun değil.

 Söyleyebilirsin.

 Ben  Konuşacak birine ihtiyacın olursa  Grace hakkında yani.

 Muhtemelen profesyonelce olmayacak, ama ben buradayım.

 Um.

 Evet, hepsi bu.

 Julianne, bu çok nazik bir teklif.

 Teşekkürler.

 Bazı şeyler hakkında konuşmaktan hoşlanmam, ama  

Aklımda tutacağım bunu.

 Daha önce hiç böyle dans etmedim.

 O halde ilk benimle dans ettiğin için memnunum.

 Sorun ne?

 Bana bir şeyler almayı bırakmalısın.

 Ben seçmiş olabilirim, ama aslında Gabriel satın aldı.

 Ne?

 Neden?

 Sadece aç.

 Bu İtalyan.

 Biliyoruz ki senin de Gabriel'in de, İtalya'ya bir tutkunuz var.

 Hediyenin ondan geldiğini sana söylememem gerekiyordu.

 Sana söylediğimi öğrenirse beni öldürür.

 Onun hayırseverliğine ihtiyacım yok.

 Hayır işi deği bul.

 Sırt çantandan nefret ediyor sadece.

 Bir ömür boyu garantili.

 Sadece yeni bir tane alabilirim.

 Bu çok pahalı.

 Parasına yanacak değil ki!

 Profesörler bu kadar çok kazanmaz.

 Julia.

 Gabriel süper zengin.

 Ne?

 Yani, ailemin Gabriel'i dokuz yaşındayken evlat edindiklerini biliyor musun?

 Annem onu Sunbury'de bir hastanede tek başına dolaşırken buldu.

 Annesi yeni ölmüştü.

 Zatürreden, sanırım.

 Parası yoktu ve açlıktan ölüyordu.

 Ailesi onu reddettikten sonra ailem onu evlat edindi.

 Çok üzgünüm Rachel.

 Bilmiyordum.

 Birkaç yıl önce biyolojik babası öldü, ve nedense ona büyük bir miras bıraktı.

 Sanıyorum gelen faizden daha hızlı harcamaya çalışıyor parayı.

 Gabriel her şey yolundaymış gibi davranıyor ama içten içe kendinden nefret ediyor.

 Sana daha iyi davranmasını söyledim.

 bu yüzden davranışlarının düzeleceğini düşünüyorum.

 Beni çoğunlukla görmezden geliyor.

 Sana nasıl baktığını fark etmiyor musun?

 Bakıyor mu?

 Gabriel çok uzun zamandır uzakta.

 Sonunda tekrar hayatına dahil olmama izin veriyor.

 Bu çantayı reddedersen sana söylediğimi anlayacak.

 Lütfen .

 Tamam.

 Çantayı alacağım.

 Senin için.

 Güzel.

 Eğer istersen, benden gelen başka bir doğum günü hediyesi gibi düşünebilirsin.

 Doğum günümü kutlamıyorum artık.

 Ondan haber aldın mı?

 Numaramı değiştirdiğimden beri almadım.

 San yaptıklarından dolayı onu arabamla ezebilirim.

 Keşke Gabriel de senin kitabından bir sayfa alabilseydi.

 Kalp kırılmasına karşı neler yapılabileceğine dair bir iki şey öğrenirdi.

 Benim için ona göz kulak olur musun?

 Eğer garip bir şey yaptığını görürsen ya da başı derde girerse beni aramanı istiyorum.

 Annem öldüğünden beri, ben sadece  Onun için endişeleniyorum.

 Elimden geleni yaparım.

 Burada olmana çok memnunum.

 Sen onun koruyucu meleği olabilirsin.

 Pekala, Paul iyi birine benziyor.”

V" ne anlama geliyor?

 Sen, uh, kimseye söylemeyeceğine söz ver.

 Elbette!

 Göbek adım Virgil.

 Virgil?

 Dante uzmanı olmak için çalışıyorsun ve göbek adın Virgil mi?

 Gülme.

 Bu bir aile adı.

 Büyük dedemin Vermont'un Essex bölgesinde süt çiftliği varmış ve seni temin ederim Dante'yi hiç okumamış.

 Aslında çok güzel bir isim.

 Küçük Tavşan.

 Bu rahat değil mi?

 Master öğrencileri ile mi oynaşıyorsun Paul?

 İki kahve mi alacaksın Christa?

 Bütün gece çalıştın mı?

 Oh, Hem de nasıl.

 Biri bana biri Gabriel'e tabi.

 Senin için o hala Profesör Emerson herhalde.

 Yüzüne karşı ona Gabriel diye hitap ettiğini hiç duymadım.

 Bir daha karşılaştığınızda söyle de görelim.

 Bana meydan mı okuyorsun?

 Çok komik.

 Gabriel'le buluştuğumda, herhalde Lobby'e bir şeyler içmeye gideriz.

 İşten çıkınca oraya gitmekten hoşlanıyor.

 Onun tipi değilsin.

 Pardon?

 Dedim ki  inanırsan delisin.

 Sanki içeri girmene izin verirlermiş gibi  Bu kadarı yeter Christa.

 Belki de girebilmesi için, bir çeşit IQ testi yapılır.

 Gabriel senin pek de zeki olmadığını söylüyor.

 Yaa öyle mi?

 Başka neler söylüyormuş Gabriel?

 Paul.

 Bayan Mitchell, yine çok akıllı görünüyorsunuz her zamanki gibi.

 Bayan Peterson.

 Evet nerede kalmıştık?

 Üzgünüm.

 Seni öpmemem gerekirdi.

 Sorun değil.

 Seni ilk gördüğüm günden beri öpmek istiyordum ama  Julia, bu öpücüğün hiçbir şeyi değiştirmesi şart değil.

 Bunu iki dost arasındaki bir an olarak düşünebilirsin.

 Bu daha iyi olur mu?

 Bana her zaman iyi davrandın.

 Sana iyi davranıyorum, çünkü davranmak istiyorum.

 Lütfen yapmak istemediğin hiçbir şeyi yapmak zorunda hissetme kendini.

 Ne olursa olsun senin arkadaşın olacağım.

 Ve günün birinde daha fazlasını istersen  Hazır değilim  Biliyorum.

 Görünüşe göre Emerson, Christa'ya cehennemi yaşatıyor.

 Neden ona cehennemin dibine gitmesini söylemedin?

 Elimden geldiğince öyle şeyler yapmamaya çalışırım.

 Onun seviyesine inmek istemem.

 İyiliğin, kötülüğün ne menem bir şey olduğunu göstermek için gerekli olduğunu düşünüyorum.

 Ben iyiyim demek istemiyorum.

 O kadar iyi olduğuma da inanmıyorum zaten.

 Anlamsız kaçtı değil mi?

 Aksine, çok anlamlı.

 Aquinas seminerinde bunu konuşmuştuk.

 Kötülük kendi kendinin cezasıdır.

 Yeniden doldurtayım mı?

 "Sevgili, Bayan Mitchell, "Tebrikler, Dönem başına 5000 dolar "M. P. Emerson bursu almaya hak kazandınız.”

 Shh, Julianne.

 Julianne, benim.

 Benim çalışma odamda ne arıyorsun?

 Oh, Tanrım.

 Çok üzgünüm.

 Paul'ün anahtarını ödünç almıştım.

 Çok üzgünüm.

 Yolundan çekileceğim.

 Çok üzgünüm.

 Julianne, sorun değil.

 Buraya istediğin zaman gelebilirsin.

 Julianne?

 Julianne?

 İyi misin?

 Ne oldu?

 Sanırım birden kalktığın için başın döndü.

 Hem burası da çok sıcak.

 Bu odayı kullanmanda bir sakınca yok.

 Paul'ün sana bunu teklif etmesine sevindim.

 O burada mı?

 Princeton'da sunum yapıyor.

 Ah, evet, doğru.

 Çantan çok güzel.

 Teşekkürler.

 İçinde canlı bir şey varmış gibi görünüyor.

 İzin verir misin?

 Oh, bu, çok  hoş.

 R?

 Bu R kim?

 Takma adım.

 Neden B değil?

 Güzel.

 Akşam yemeği yedin mi?

 Hayır.

 Bana katıl.

 Emin misiniz?

 Ben rastgele davetlerde bulunan biri değilim.

 Eğer sizi yemeğe davet etmişsem, etmişim demektir.

 Şimdi geliyor musunuz, gelmiyor musunuz?

 Tez önerinden bahsedebilirsin.

 Teşekkürler, Profesör.

 Burada Sezar salataları çok iyidir.

 Neapolitan pizzaları da öyle.

 Ama biraz fazla büyük.

 Paylaşmayı seven tiplerden misinidr?

 Demek istiyorum ki benimle paylaşır mısın?

 Ya da ne istersen onu siapriş edebilirsin.

 Belki de salatayla pizza sevmiyorsundur.

 Seninle paylaşmayı isterim.

 Teşekkürler.

 Üşüyor musun?

 Teşekkürler.

 Daha iyi mi?

 Daha iyi.

 Pekala, duyalım hadi?

 Küçük kafanda çarkların döndüğünü görebiliyorum.

 Çıkar ağzındaki baklayı.

 Bunları kabul edemem.

 Bunların benden geldiğini düşünmenin bir nedeni var mı?

 Bunları kabul edebilirsin.

 Ve edeceksin.

 Bunun çok profesyonelce olduğunu sanmıyorum, Profesör Emerson.

 Beni satın alıyormuşsunuz gibi geliyor.

 Satın almak mı?

 Eğer sizi istiyor olsaydım, kesinlikle satın almak zorunda kalmazdım.

 Dikkat edin.

 Demek istediğim.

Zaten sende satın alınabilecek bir kız değilsin, değil mi?

 Bunu neden yapıyorsun?

 Beni neden kışkırtıyorsun?

 Yapmıyorum.

 Kışkırtmıyorum 

Siz benim profesörümsünüz.

 Ve en iyi arkadaşımın ağabeyisiniz.

 Bir akşam için bile, yalnızca Gabriel'le Julianne olamaz mıyız?

 Belki sana öyle gelmiyordur ama ben burada sana insan gibi davranmaya çalışıyorum.

 Öyle mi?

 Profesyonel olmak istiyorsan, öyle davran.

 Normal bir lisansüstü öğrencisi burs müjdesi karşısında buna sevinir ve minnettar olurdu.

 Sizin Abelard'ınızın karşısında Heloise rolü oynamak istemem.

 Bir öğrenciyi asla baştan çıkarmam.

 O halde teşekkür ederim.

 Karşılıksız gelen hediyeleri kabul etmekten utanmak gerekmez.

 Grace gibi konuştunuz.

 Paulina, ne oldu?

 Affedersin.

 Üzgünüm.

 Gitmem gerek.

 Ben  Garson yemeğini paket yapacak.

 İyi geceler, Julianne.

 Çarşamba günü görüşürüz.

 Eğer hala buradaysam.

 Julia!

 - Hey, Ethan.

 - Hey.

 Önelikle kız arkadaşıma mesaj çekmeme yardımcı olduğun için teşekkürler.

 Çok hoşuna gitti.

 Yardım edebilmeme sevindim.

 Bu arada tekrar yardımını isteyebilirim.

 Elbette.

 Telefonunu ver.

 - Hayır aslında, konu Mr. Emerson.

 - Ne?

 Ok, o içeride ve acayip sarhoş.

 Durmadan içiyor.

 Onu bir taksiye bindirmem gerek, Yani belki sen içeriye gelip onu kendi rızasıyla gitmeye ikna edersin.

 Deneyeceğim.

 Öğrencilerinden biriyle beraber.

 Bu konuda ne yapabilirim bilmiyorum.

 Kendi kararı.

 Şaka mı yapıyorsun?

 Garson okulunda nasıl tepsi taşıyacağını öğretmiyorlar mı?

 Profesör.

 Bayan Mitchell.

 Bu beklenmedik güzel sürprizi neye borçluyuz?

 Bana taksi çevirmem için yardım edebilir misiniz?

 Eve dönmek zorundayım.

 Elbette.

 Sizin için ne olsa yaparım.

 Ciddiyim ne olsa yaparım.

 Önce size bir içki ısmarlayabilir miyim?

 Benim içkim var.

 Kuskusla iyi mi gidiyor?

 Üzgünüm.

 Yoksulluğunuzla dalga geçmemeliyim.

 Uyku saatin geçiyor.

 Böyle bir yerde olmamalısın.

 Beni eve götür o zaman.

 Tamam.

 Önden buyurun.

 Düşündüm de aslında yürüyerek gidebilirim.

 O zaman bir başka içki için vaktim var.

 Hayır!

 Hadi gidelim.

 Beni aldın, seni yaramaz küçük kedicik.

 Sizi almadım.

 Sizi bırakıyorum.

 Ve eğer bunu devam ettirirsen, seni bırakacağım.

 İyi geceler, Profesör.

 Anahtarlarımı kaybettim.

 Ama gözlüğümü buldum.

 Kötü hissediyorum.

 Hadi, Profesör.

 Seni yatağa götürelim.

 Komik olan ne?

 Sen, Bayan Mitchell.

 Beni yatağa götürüyorsun.

 Oysa beni henüz öpmüş bile değilsin.

 Sence birkaç gece kanepede öpüşüp koklaşsak daha uygun olmaz mı?

 Seni okşamaya fırsat bile bulamadım, yaramaz küçük kedicik.

 Sen bakiresin, değil mi?

 Sen hayatında hiç kimseyle oynaşmamışsındır.

 Hem seni yatağa götürüyor değilim.

 Uyuman için yatağa bırakıyorum.

 - Hadi ama.

 - O zaman iyi geceler öpücüğü ver bana ve bende uslu çocuklar gibi yatayım yatağıma.

 Lütfen beni incitme.

 Asla.

 Güzel Julianne.

 Şeker kadar tatlı.

 Üzgünüm, Julianne.

 Yaramaz çocuk olduğum için üzgünüm.

 Sorun değil.

 Hadi.

 Mmm-mm.

 Mmm-mm.

 Bir dakikalığına bekleyebilir misin?

 Gabriel, her yerine kustun.

 Böyle mi kalmak istersin, yoksa  Bana bırak.

 Julianne  Lütfen beni bırakma.

 Seni bırakacak değilim.

 Şimdi uyu artık.

 Seni seviyorum, Dante.

 Ben buradayım Beatrice.

 Merhaba.

 Sen de kimsin?

 Asıl sen kimsin?

 Ben Paulina.

 Telefonu Gabriel'a ver.

 Şu anda telefona gelemez.

 Ne demek gelemez?

 Dinle beni küçük sürtük, Gabriel'a dön telefonu eline sıkıştır.

 Ben burada  Lütfen yarın tekrar arayın.

 Beatrice.

 Beni buldun.

 Hatırlıyor musun?

 Beni unuttuğunu sanmıştım.

 Asla.

 Seni çok özledim.

 Beklemeliydim.

 Seni seviyorum.

 Seni o kadar çok seviyorum ki, canım yanıyor.”

Umudum artık kesilmişti ki, dün gece gözlerime baktın ve sonunda beni gördün.”

Kutsallığın şimdi görünür oldu.”

 Senin Beatrice'in"

Ne halt ediyorsun?

 Sana bir soru sordum!

 Benim giysilerimle ne halt ediyorsun?

 Dün gece neler olduğunu hatırlamıyor musun?

 Hayır, bereket versin hatırlamıyorum.

 Ve yerden kalk, lanet olsun!

 Ne cesaretle bana bunları söylüyorsuni pis sarhoş!

 Kim olduğunu sanıyorsun?

 Gollum'un sana sahip olmasına izin vermeliydim!

 Lobby'nin barındaki herkesin gözü önünde, onu becermen için tek başına bırakmalıydım seni!

 Sen ne  Sen neden söz ediyorsun?

 Kaybol!

 Siktir git!

 Almanca küfretmeyi nereden öğrendin?

 Çekil git Gabriel!

 Ne yapıyorsun?

 Ne yapıyora benziyorum.

 Lanet olsası papyonlarından birini kapıp seni boğmadan önce, buradan defolmaya çalışıyorum.

 Gollum kim?

 Christa-lanet-Peterson!

 Seni, onu becermekten kurtardım.

 Sen ve ben seks yaptık mı?

 Rüyanda görürsün.

 Bu bir cevap değil.

 Beni becermek için elbette sarhoş olman gerekirdi.

 Kim becermekten söz etti ki?

 Ne olup bittiyse, hatırlamadığın için şansına dua et.

 Eminim unutulmaya layıktır.

 Julianne,lütfen  Söyle  Söyle bana.

 Sana sert davranmadım değil mi?

 Beni incitmedin.

 Sadece birinin seni yatırmasını ve sana arkadaşlık etmesini istedin.

 Dün geceki davranışların bu sabahkine kıyasla, daha centilmenceydi.

 Sanırım sarhoş olduğun zaman daha iyisin.

 Julianne, Sana çok büyük saygım var.

 Güzelsin, masumsun ve tatlısın.

 Dün gece olanlar bir daha olmayacak.

 Seni öptüğüm için özür dilerim.

 Ha, o mu?

 Ben unuttum bile.

 Önemsizdi.

 Seni incitmediğim için mutluyum.

 İncittin.

 Beni incittin.

 Notu neden öyle imzaladın?

 Bana seni cehennemde, aramam için yalvarmıştın.

 Bende seni tam orada buldum.

 Sonsuza kadar orada kalabilirsin.

 Umrumda değil.

 Beatrice?

 Sen benim ilk öpücüğümün sahibisin.

 Sevgili elmalığında senin kollarında uyumuştum.

 Beatrice, bekle!

 Bekle!

 Bekle!

 Beatrice!

 Ben artık senin Beatrice'in değilim.

 

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar