A Viszkis (2017)
| |
126 dk
Yönetmen:Nimród Antal
Senaryo:Nimród Antal
Ülke:Macaristan
Tür:Aksiyon, Macera, Biyografi
Vizyon Tarihi:02 Kasım 2017 (Macaristan)
Dil:Macarca, Romence
Nam-ı Diğer:A Viszkis rabló
Oyuncular
Bence Szalay
Björn Freiberg
Imre Csuja
Zoltán Schneider
Özet
Attila Ambrus Macaristanın en ünlü banka soyguncusuydu. Her
soygundan önce viski içerdi. Bu onun hikayesi.
Altyazı
VİSKİLİ SOYGUNCU
ROZSA YATIRIM BANKASI
İyi günler hanımlar ve beyler!
Bu bir silahlı
soygundur!
Anna!
Anna Hanım!
Anna Hanım!
Şuna bir bak!
Şimdi de bunu çalmış!
Geçen hafta ayin
şarabını içti.
Ondan önce de bütün
gofretleri yemişti.
- Şimdi de bu!
- Bir daha olmaz.
Attila'nın kiliseye
girmesini yasaklıyorum.
Bu çocuğun içinde
iblis var.
Acıktın mı?
Yürü be Attila!
Yürü!
Yürü be Viskili!
# Memur Bey beni
rahat bırak.
# İstemedim ki
kurallarınıza uymak.
# Çok üzgünüm, yok
beş param, # Pişmanım, hem de çok pişman.
# Bırak beni, artık
işlemem suç falan!
# Memur Bey beni
rahat bırak.
# Herkesin vardır
bir kusuru.
# Gün gelir üzülürsün sen de, Hatunun biri
kaçırır huzurunu.
# Benzersin bana, El veririm sana.
# Memur Bey beni rahat bırak.
Gel!
Gelsene.
Günaydınlar Ambrus
Bey.
Efendim.
Son görüşmemizde keyfin
daha kaçık gibiydi.
Hatırlamamış
olabilirsin, ben Müfettiş Bartos Lazslo.
Otur bakalım.
Sizi çağırırım.
O şey mi?
Artık başımızdakiler
de bilgisayar kullanmamızı istiyor.
Makine burada
tozlanıyor işte.
Daha neresinden açıldığını bile bilmiyorum.
Ben kâğıt kalemle
çalışmayı yeğleyenlerdenim.
Görevimin bir
parçası da bu soygunların nasıl gerçekleştiğini anlayıp kayıt altına almak.
Kim, ne zaman,
nasıl, kiminle?
- Anlatabiliyor
muyum?
- Evet.
Kayıtlara göre
başkentte 17 tane soygun gerçekleştirmişsin.
Sonuncusu da dün.
Banka, postane.
Altı yılda 17 soygun.
Altı yılda 26 soygun.
26 mı?
27 girişimden 26'sı
başarılı oldu.
Her şeyi anlatmanı
istiyorum.
Babana bir merhaba
yok mu?
Babaannem nerede?
Sana bakacak vaktim
yok.
Ağabeyimle konuştum.
Bu iş böyle olmaz.
Babana elimizden
gelen yardımı yaparız dedik, yaptık da.
İçinde bulunduğun
durum düşünüldüğünde en iyi çözümü
şöyle bulduk.
Buralarda bir okul
var.
Yatılı okul.
- Senin için şunu
istiyoruz - Disiplin.
Öğrencilerimiz
kütüphaneden kitap çalmaz.
Sende kleptomani var.
Burası bir eğitim
yuvası, hırsız yetiştiren bir okul değil.
Kovuldun.
YETİŞTİRME YURDU GENÇ NESİLLERİN DOSTU VE REHBERİ: NİKOLAY
ÇAVUŞESKU Bir İki Üç Haline
acımam mı gerekiyor yani?
Kaç tane zanlıyla
görüştüm, biliyor musun?
Hepsinin
çocukluğunda üzücü hikâyeler vardır.
Annesi terk eder,
babası yavşağın tekidir falan filan.
Bir sürü trajedi.
30 yıldır bu
masalları dinlerim.
Hayır.
Ambrus Bey üzücü bir hikâye yeterli gelmez.
Arkandaki dosya
yığınını görüyor musun?
İşte bunlar sensin.
Şu kokuşmuş yığın
var ya, hepsi sensin.
Ortalama bir dava
iki dosyaya sığar.
Senin dosyalarsa her
gün kule gibi yükseliyor.
Senin dosyaların
yüzünden daha büyük bir ofise taşınmak
durumunda kaldım.
Ne kadar ağırlar
biliyor musun?
- Sorsana haydi!
- Ne kadar ağırlar?
Ağırlar işte amına
koyayım!
Ama Soruşturmadan sonra imzalayacağımız şu bir
parça kâğıt var ya o dosyalarından
hepsinden daha ağır olacak.
Sana sağlam ceza
yedireceğim koçum.
Bugün, yeni hayatınızın ilk günü.
Henüz hiçbir şey ispat edemediniz.
Burada sizlere
ailelerinizden fayda yok.
Hem de hiç.
Artık babanız benim.
Siz bir hiçsiniz!
Köpekler!
Romanya, önümde solan sizlerden
daha iyilerini hak ediyor.
Kalk!
Geriye dön!
İleri marş!
İkinci tim,
yerlerinize, ileri marş!
Atış pozisyonu al!
Tüfek hazırla!
Nişan al!
Toplu atış!
Ateş!
Dur!
Durun yoksa ateş
ederim!
Ambrus!
Bunun da adı
Attila'ymış.
Siz Macarların nesi
var?
Niye hep kaçmaya
çalışıyorsunuz?
Sınır geçiş talebi BUDAPEŞTE
KELETI İSTASYONU Tamam, git de biraz yürüyüş yap.
Yarın devam ederiz.
Tamamdır beyler.
Karım hep kıyafetime
göre aksesuar seçmemi tembihler.
Bunlar sana çok
yakıştı.
Isınmanız bitince
haber edin.
Salına salına
yürümeyin, hızlanın biraz.
- Şu çocuk ofise
geldi.
- Hangi çocuk?
Transilvanyalıyım
diyen, kalecilik yaptığını söylüyor.
- Ekipmanı var mı?
- Üzerindekilerden başka bir şeyi yok gibi
duruyor.
Bir çift paten verip
piste sür.
Tamam.
Niye salonda
değilsin lan sen?
- Sıçıyordum koç!
- Sıçırtırım şimdi
seni!
Uyuyakalmışım.
Piste mi sıçayım
yani?
Ayakta zor
duruyorsun.
Birkaç yıldır oynamadım.
Oynayamadım yani.
Çok sıkı çalışırım
ama.
Peki, teklifim şu.
Kalecimiz bir süre
sabah antrenmanlarına çıkamayacak.
Yerine sen çıkabilirsin.
Sana maaş veremeyiz.
Ancak ekipman tamiri
ve temizliği için birine ihtiyacımız var.
Yatakhane dolu ama ailemin
ufak tefek bir yeri var.
Düzgün bir yer
bulana kadar orada sabahlayabilirsin.
- Bana niçin yardım
ediyorsun?
- Babam da
Transilvanyalıydı.
Geçici süreyle ama.
Sıçarsan pilin biter.
Bir de kaymayı
öğrenmiş olsanız ne güzel olurmuş!
Biraz buz kaldırın
bakalım!
Şunlara bir şey
atasım var.
Kız mısınız lan siz?
Atacağım artık.
Yine
"dışkı" dedin.
- Ben
"içki" dedim ya.
- Yanlış söyledin
lan işte.
- Yine yapalım!
- Olur!
- Kim ısmarlıyor
peki?
- Soran tabii.
Zsolti Baba'nın
hesabına yazsın!
Kim ısmarlarsa
ısmarlasın, hemen içelim de.
Saçın da yakışmış ha.
Top gibi olmuşsun
ama yakışmış.
Hırsız!
Çaldığını gördüm.
- Ne diyorsun be?
- İçeride hırsızlık
yaptığını gördüm.
- Neyi çalmışım?
- Kalbimi.
Kalbimi çaldın.
Umarım bir dahaki
sefere bu klişeyle başkasını tavlayabilirsin.
Büyü bir hata
yapıyorsun bak.
Ne istiyorsun?
Bir milyon dolar ve
telefon numaranı.
İkisinden birini
seçseydin belki.
Git loto oyna.
Hiç olmazsa adını
söylesen.
Belki bir sonraki
görüşmemizde.
Bravo.
Sen miydin?
Bu ne sürpriz böyle?
Gazeteyi ters
tutuyorsun.
Adım Attila.
Kata.
Merhaba Kata.
Sana bir içki
ısmarlayayım mı?
İçim kavrulmuş.
Bu güzeldi işte.
Bu hikâye
eğlenceliydi.
Romanya'da zor bir
çocukluk dönemi.
Özür,
Transilvanya'da.
Tren, romantik bir
alt plan.
İşler hızlı bir
şekilde yoluna girmiş gibi görünüyor.
Yeni arkadaşlar, kız
peşine düşmeler, her şey harika gitmiş.
- Harikaydı.
- İşler nerede
raydan çıktı peki?
Merak ettim.
Bunca şey nerede boka bulanacak acaba?
Düzgün bir iş bulmak
için evrak lazımdı.
Hadi ya?
Yeni bir ülkeye gidince evrak lazım olur tabii.
Çalışmak için de
lazım olur.
Burada doğanlara
bile o evrakları soruyorlar.
Herkese.
Senin için o kısım
niye zor oldu?
Sana kanunları işletmeyecekler
mi sandın?
Yine mi ya!
GÖÇMENLİK BÜROSU Çalışma izni için mi,
vatandaşlık için mi başvuruyorsunuz?
Her ikisi için.
O halde bir
Göçmenlik Dairesi görevlisi ile görüşmeniz gerekecek.
İki hafta sonra
gelin.
Bu evrakları
doldurup Rumen evraklarınızla birlikte geri getirin.
Tercüme edilmiş ve
onaylanmış şekilde.
Sizi işe almayı
düşünen kişi veya kuruluştan niyet mektubu getireceksiniz.
Ayrıca bilhassa
geçirdiğiniz enfeksiyon ve bulaşıcı hastalıkları belirten bütün aşı ve hastalık geçmişinizin işlendiği bir doktor raporu da gerekecek Tercüme
edilmiş ve onaylanmış şekilde.
Sabıka kaydınız
olmadığına dair belge.
Tercüme edilmiş ve
onaylanmış şekilde.
Bir sabıka kaydınız
varsa, serbest bırakıldığınızı gösteren
evraklar lazım olacak.
Tercüme edilmiş ve
onaylanmış şekilde.
Bir de bir
psikiyatristten alınmış, topluma kazandırılmaya uygun olduğunuzu gösterir belge.
Tercüme edilmiş ve
onaylanmış şekilde.
Sıradaki!
- İçecek de alayım
mı?
- Kola olur.
- Evet?
- İyi akşamlar
beyefendi.
Büyük boy mısır ve en iyi mahsulünüzden iki kola alabilir miyim?
- Şakaydı.
- Başka?
Büyük boy mısırla
iki şişe kola alalım.
500.
500 ne?
- Üzerimde para var.
- Yok ya.
Sorun değil.
Kendi payımı vereyim.
Ben kola almayayım.
Hâlâ 100 eksik.
Merhaba Zaero.
Sana bir şey
soracağım.
Sor.
Geçen hafta bir şey
demiştin.
Bakanlıkta bir
akraban varmış hani.
Benim değil, kız
arkadaşımın.
Niye sordun?
Vatandaşlık
başvurusu yapmak istiyorum.
Gerekli evrakların
yarısı elimde yok.
Yardım lazım yani.
Atti, elemanı cidden
tanımıyorum.
Ancak Miki Amca çok
para ister.
Her türlü yardıma
açığım.
Tamam.
Bir sorarım.
Haydi görüşürüz.
- Zsolti!
- Atti.
Ne oldu?
- Sana bir şey
soracağım.
- Neymiş?
Biraz borç versen.
Bana Miki Amca de.
İyi çıkmışsın.
50,000 kadar eksik
gibi ama.
Biliyorum ama bu
kadar toplayabildim.
İşleri tıkırına
sokmaya yetmez ama.
Bir sürü yerle temas
kurulacak.
Üstünü çalışa çalışa
biriktiririm diye düşünüyorum.
Ne iş yapacaksın?
Çöp mü taşıyacaksın?
Çim mi biçeceksin?
Zor.
Lütfen.
Bana yardım edin.
Şu iş olsun da, her
işi yapmaya hazırım.
Peki Bir şeyler yapmaya çalışırım.
Sizi arayayım mı?
Herkesin evine girip yeni
yıldan ne dilediklerini öğrenebilmek isterdim.
Ben dileğimi söyleyeyim mi?
Tüm dünyada özgürlük.
Ve huzur.
Çocuklarımızı
düzgün bir birey olarak yetiştirebileceğimiz
bir dünya dilerdim.
Bir son dakika haberi nedeniyle yayınımıza ara
veriyoruz.
Nikolay Çavuşesku idam edildi.
Kendisine Karpatların Dâhisi ismini uygun
gören acımasız diktatör, askeri mahkemece yargılanmasının
ardından bugün öğleden sonra saat 2:50'de kurşuna
dizildi.
Ulusu demir yumrukla yönetirken, saltanatının
sonsuz olacağını düşünüyordu.
Ellerine binlerce masum insanın kanı bulaşmış
durumda.
Böyle olmalıydı.
Sonu tam bu şekilde
olmalıydı.
İş yerinde kadeh kaldırdık.
- Sahiden mi?
- Evet.
Stalinci diktatörlüğün Avrupa'daki
son kalesi de yıkıldığına göre artık daha özgür olacağımıza inancım tam.
Ekonomik yönden çok ama çok zor bir dönem
geçireceğimiz aşikâr ancak özgürce nefes alacağımızı bilmek sorunlarımızın
üstesinden gelmemizi kolaylaştıracaktır.
Miki Amca 738-8518 Kendisine kaç kere söyledim?
Gördün değil mi?
Sekiz bardakta 16
yarı yarıya spritzer içeceğiz, hem de sodasız.
Suratının o halini
gördün mü?
Miki Amca!
Hemen gelirim.
Beni mi takip
ediyorsun sen?
Hayır.
Telefon ettim ama size ulaşamadım.
Sonra da kalkıp iş
yerime mi geliyorsun?
Özür dilerim ama o
evraklara cidden çok ihtiyacım var.
- Sen kendini ne
sanıyorsun lan!
- Bana yardım
edecektiniz hani?
Meseleyi gerekli
mercilere ilettim.
Benden bu kadar.
- Sana ulaşmadılar
mı?
- Bana kim
ulaşacaktı?
Bir daha peşime
düşersen seni sınır dışı ettiririm.
Anladın mı beni?
- Merhaba.
- Merhaba.
Sana bunu getirdim.
İçeri gir.
Özür dilerim.
Attila bu yaz birlikte
memleketine gidebileceğimizi söyledi.
Oradan da güneye Karadeniz'e geçeceğiz.
Uzun bir mesafe.
Transilvanya zaten
uzak, Karadeniz'se daha da uzak.
Ne ile seyahat
edeceksiniz?
Araban var mı Attila?
Yok efendim.
Şu an için yok yani.
Yeterince birikimim
olunca bir araba almayı düşünüyorum ama.
Buz hokeyi
oynuyorsun demek?
Peki ailen?
Onlar hâlâ orada mı?
Annemle babam
oralarda demek pek doğru olmaz.
- Nasıl yani?
- Anne.
Sorun değil.
Annemi zar zor
hatırlıyorum.
Küçük yaştayken bizi
terk etti.
Babama gelince Kendisiyle ilginç bir ilişkimiz vardı.
Beni babaannem
büyüttü.
En azından vefat
edene kadar.
Askere çağrılana
kadar bir yurtta kaldım.
Şimdi de buradayım.
Biraz daha elma suyu
alabilir miyim?
Kızımız zeki, güzel
ve kıymetlidir.
Yakın zamanda da
mezun olacak.
Önünde parlak bir
gelecek var.
Hayatta başarılı
olmak adına her türlü fırsata sahip.
Ya sen?
Kendisine hangi
fırsatları sunabilirsin?
Rumen’sin.
Evrak yok, plan yok,
para yok, gelecek yok.
Ben Macar’ım.
Öyle diyorsan
öyledir.
- Uykunu aldın mı?
- Yandakiler çok ses
çıkardı.
Çoğu bir süre sonra
balatayı sıyırır.
Dört duvar
arasındalar, fare ve hamamböcekleriyle arkadaşlar.
Pek neşeli bir ortam
değil sonuçta.
Bunlardan başka bir
şey olmadığını fark ettiklerinde de şalter atar işte.
Veya kendilerini
asarlar.
Herkesin bir hobi
edinmesi lazım.
Haksız mıyım?
Aynen.
O sandalyeye oturan
herkese bunu tavsiye ederim.
Burada bir meslek
edinmek adına sayısız fırsat var.
Seramikçilik var, çömlekçilik
de diyorlar herhalde.
Doğru.
Buradan çıkınca kendimi bir panayırda çömlek satarken düşünebiliyorum
mesela.
Çıkabilirsen tabii.
Bir meslek öğrenmeyi
niçin tuhaf buldun?
Bazı insanlar bir
şeyler üretir.
Sen şimdiye dek ne
yaptın peki?
Başkalarının
ürettiklerini çalmak haricinde hiç.
İki tür insanın var
olduğunu düşünürüm.
Üretenler, yok
edenler.
Senin hangi kısma
dâhil olduğunu ikimiz de çok iyi biliyoruz.
Her ne yaptıysam çok
iyi yaptım.
- Buyurun.
- Sağ olun.
İyi günler.
Kabarık durdu.
Bu oldu işte.
Kahretsin.
Bu bir soygundur.
Şaka değil.
Bu bir silahlı soygundur!
Haydi Ne bakıyorsunuz?
Hadisenize lan!
Verin parayı!
İçeri girin.
İçeri girin dedim
size!
100,000 demiştiniz.
Kalanını getirdim.
İşleri tıkırına
sokmaya yetecek kadar getirecektim ya.
Çok kısa süre içinde
tekrar görüşeceğimizi tahmin ediyordum.
Azimli
Transilvanyalı seni.
Tebrik ederim.
Artık bir Macaristan
vatandaşısın.
Bir şey değil.
- Depo dolu mu?
- Dolu.
Kazasız belasız.
- Bir şey mi oldu?
- Bir saniye.
- Merhaba.
- Merhaba.
İyi görünüyorsun.
Sağ ol.
O kim?
Sınıftan bir arkadaş.
Niye sordun?
Seni aylardır
görmedim.
Birden kayıplara
karıştın.
Beni görmek isteyip
istemediğine emin olamadım.
Annemle babamın
pislik yapmış olması senin de pislik yapmanı gerektirme.
- Bu ne?
- Açsana.
Çok güzel.
Banka mı soydun sen?
- Selam beyler.
- Seni kurnaz tilki
seni.
Kendini satmaya mı
başladın yoksa?
Bunu satın almak
için kaç kişininkini ağzına aldın?
Ayı postu beyler.
Ayı postu.
Memleketten getirip
burada satıyorum.
On katı para
bırakıyor.
- Bir postu kaça
satıyorsun?
- Ayının büyüklüğüne
bağlı.
Peki.
Yakında yine
gideceğim.
Size de getireyim mi?
Bana bir ayı getir.
- Altımıza araba
çekeriz.
- Saksocu seni.
- Bir servete mal
olmuş olmalı.
- Beğenmedin mi?
Yok, nefisti.
Ama burası pahalı
bir mekân.
Bu parayı nereden
buldun?
Aslında öğrenmemeyi
yeğlerim.
Ayı postu ithalat ve
satışından.
Memleketten
getiriyor burada satıyorum.
Ayı postu mu?
Ayı postu.
Gülüşün sahte.
Çocukluğunda çok
yaramazdın herhalde.
Biraz hızlı gitmiyor
mu?
- Ardından bir
sonraki soygunu planlamaya başladın demek.
- Evet.
Pürüzsüz gidiyordu.
Parayı veriyorlar, kimsenin canı yanmıyordu.
Ne?
Kimsenin canı yanmıyor muydu?
Buna gerçekten
inanıyor musun?
Ben kimsenin canını
yakmadım.
27 kez fırsat oldu ama
kimsenin canını yakmadım.
Ya şu kadınlar?
Tuvalete
kilitlediğin şu kadınlar?
Oradan sağ çıkıp çıkamayacaklarını
bilmiyorlardı.
Veya şarjörü
üstlerine boşaltıp boşaltmayacağını.
Ya üzerlerine silah
doğrulttuğun onca koruma görevlisi?
İnsanların canını
yaktın.
Fiziksel olarak olmayabilir ama yaktın.
POLİS BUDAPEŞTE'DE
BANKA SOYGUNU SİLAHLI, MASKESİZ VİSKİLİ SOYGUNCU İŞ BAŞINDA Tayland, Mısır,
Fas Tunus, Seyşeller Dominika, Tahiti, Kanada Türkiye, Sri Lanka, Maldivler, Yunanistan Fransa, İtalya, Hollanda, İsviçre Almanya, İspanya Duba-i.
- Dubai.
Oraya aktarma
nedeniyle gitmiştim.
Ben bunların çoğunu fotoğrafta
dahi görmedim.
Yemek, içki,
gösterişli arabalar, tatiller, hatunlar.
Parayı bunlara
saçtın yani.
- Çoğu yolculuklarda
gitti.
- Tuhaf.
Tuhaf değil mi?
Sen gezmeyi bu kadar çok sevdiğin için benim hiç tatile çıkma fırsatım olmadı.
Geldim.
Çok özür dilerim.
Bakın kimler teşrif
etmiş!
- Geç kalması sineye
çekilebilecek kadar iyi bir oyuncu değilsin.
- Biliyorum.
- Söz veriyorum bir
daha olmayacak.
- Bir daha olursa
kovulursun.
Benim oğlum.
Bu sezon takımda
olacak.
- Attila Ambrus.
- Memnun oldum, Geza
Bota.
- Takıma hoş geldin.
- Hoş bulduk.
Haydi bir tur daha!
Haydi git de koşu
bandına günaydın de.
Hoş geldiniz.
Duble votka alabilir
miyim?
Bu hafta şehir merkezindeki bir banka daha
soyuldu.
Fail yine arkasında bir iz bırakmadan ortalıktan
kayboldu.
Tabii o yoğun alkol kokusunu saymazsak.
Kimliği belirsiz ancak kendisine Viskili
Soyguncu adını verebiliriz.
Her an herhangi bir bankaya girebilir.
Şey diyeceğim.
Viski olsun.
Robot resmi Sende de benzer bir koleksiyon vardır
herhalde.
Soruyu pek
anlayamadım.
Televizyonun,
basının tüm zırvalarına inandın.
Tüm zırvalara kandın.
Kahraman olduğuna,
ünlü olduğuna bu da en sevdiğim
benzetme; Robin Hood olduğuna!
- Bana para lazımdı.
- Başlangıçta belki.
Ancak senin sapkın
zihnin bunu başka bir şeye devşirdi.
Bu olayı kendince asil
bir amaca dönüştürdün.
Başka seçeneği
olmayan fakir etnik azınlık.
Adamımız yozlaşmış
sisteme savaş açar.
Bana sorarsan tüm bu olanlar, paradan çok senin egonla ilgiliydi.
Hatun veya içki
peşinde değildin.
İlgi çekme
peşindeydin.
O boktan hayatın
boyunca elde edemediğin ilginin peşindeydin.
Nihayet popüler
olmuştun, adam yerine konmuştun.
Büyük makinenin
içinde küçük bir dişli olmayı kimse istemez.
Kalabalığın içinde sıradan
bir yüz olmayı kim ister?
Şu an öyle sıradan
bir yüzsün ama.
Kodesteki sıradan
bir yüzsün.
Aferin sana.
Götürün şunu!
Kadınlar ona neden bayılıyor?
Kötü biri, hırsızın teki, yine de bir yıldız.
Bana bir çatal
getirsene be!
Emniyet bu adamın etrafındaki aldatıcı reklam
furyasını uygun bulmuyor.
Bu haydudun köpeği sayesinde yakaladığı
popülaritesi sınır tanımıyor.
Kostüm partileri Viskili Soyguncu ile dolup
taşıyor.
Adına film senaryoları yazılacak, günlüğü
yayınlandığındaysa çok satanlar listesine gireceği garanti gibi.
Şerefsiz herif.
Kitabın üzerinde isminin veya yüzünün olması
bile satması için yeterli olacaktır.
VİSKİLİ SOYGUNCU İyi akşamlar hanımlar ve
beyler!
Bu bir silahlı
soygundur!
Bu cep de boş gibi.
Ne oluyor lan burada?
Sağ ol.
Bir yerlerde, para
kazanmanın farklı ülkelerde farklı
terimlerle söylendiğini okumuştum.
Amerikanlar
"para basmak" diyormuş.
Fransızlarsa
"kazanmak.
" Biz Macarlarsa "para peşine düşmek" deriz.
Hepimiz farklı
yollardan para peşine düşeriz.
Sen en çok hangisini
beğenirsin?
"Almak"
desem?
Almak mı?
Bence de iyi.
Vay şerefsiz vay!
Daha büyük bankalara
geçmek istiyorum ama oralarda da çok adam oluyor.
Bana kapıyı ve
içerideki insanları kollayacak biri lazım.
- Ne zaman
başlıyoruz?
- Dur hele.
Öncelikle birçok
şeyin üzerinden geçmemiz lazım.
Yapalım şu işi.
Ne kadar tehlikeli
bir iş olduğunun farkında mısın?
- İyi günler efendim.
- Hoşça kalın.
İyi günler, bu bir
soygundur!
Hayatının da beş
para değeri yok.
Yere yatın!
Herkes yere yatsın!
Hemen yere yatın!
Yere yatsana lan!
Hemen!
O göbeği hemen yere
değdir.
Ne yapıyorsun koca
adam?
Otobüs bekliyorsan
buradan geçmez.
Ananın kucağına
uzanır gibi uzan.
Bana saygı göster
evlat.
Senin büyüğünüm.
Taş fırın erkeği!
Son kez söylüyorum,
yere yat!
Çabuk ol!
Gidelim.
Hadi çav moruk!
- Çeneni kapatacak
mısın?
- Ne diyorsun?
- O koca çeneni.
- Bir şey demedim ki.
Bunun bir oyun
olmadığının farkında mısın?
Hayatımız söz konusu.
Tek bir şey demedim.
Salak değilim ya.
- Emin misin?
- Atti saçmalama.
Sana hainlik etmem.
Söz veriyorum.
İyisin ya?
MACARİSTAN YATIRIM BANKASI Girelim.
Girelim haydi.
- Girelim lan haydi.
- Mesele girmekte
değil dışarı çıkmakta.
Yerinde olsam buna
kalkışmazdım.
Arkadaşım biraz
kaçıktır.
Yat bakalım.
Herkes yere yatsın!
Yere yatın!
Bu bir soygundur!
Ben aksini söyleyene kadar kimse
kıpırdamayacak!
Siktir!
Kapıyı kolla.
- Aç şunu!
- Hayır.
Aç şunu yoksa fena
yaparım!
Sen!
Ben mi?
- Müdür sen misin?
- Evet.
O zaman evet sen!
Sakince.
- Aç.
- Açamam.
- Aç diyorum lan!
- Yasak.
Soygun esnasında, ancak
birinin vurulması durumunda kasayı
açabilirim.
Senden başlasam?
Kapıyı açarsam beni
kovarlar.
Böyle bir işi de
asla bulamam.
Sokakta açlıktan
ölmektense burada vurulmayı yeğlerim.
Haydi!
Gidelim.
İn arabadan!
İn!
Gir bir Audi.
Gri Audi.
Çarp şuna!
Şerefsizler!
Kaldırıma yanaştır!
Elim çok kötü.
Vur şu herifi!
- Çabalıyorum dur.
- Vur şunu.
Siktir!
Siktir!
Attila?
Banyodayım.
- Niye bu kadar geç
kaldın?
- Şehrin öteki
ucundaydım.
Sırtımda cam
parçaları var, çıkarır mısın?
Ne oldu?
Yok, söyleme.
Ayı postu demiştin.
Şunu sakla.
Evet?
Günaydın Attila.
Şu olayla ilgili
bazı şeyleri aydınlığa kavuşturmam gerekiyor.
27 Eylül 1999
tarihindeki soygun.
Bununla ilgili çoklu
suçlama var.
- Çoklu soygun-- -
Çoklu suçlama derken?
Çoklu soygun mu?
O gün yalnızca bir
banka soyduk.
Korumanın silahının
alınması bir, banka soygunu iki.
Yine de tek soygun
işte.
Banka bir şirket,
korumanın çalıştığı güvenlik firması da ayrı bir şirket.
İki ayrı suçlama
yani.
Bu nedenle çoklu
soygun ve çoklu suçlama oluyor.
Üstelik seni cinayete teşebbüsten de suçluyoruz.
Şaka mı?
Cinayete teşebbüs mü?
- Ben asla birini
öldürmeye kalkışmadım.
- Sen öyle düşünmeye
devam et.
Kaçış esnasında
karşına çıkan memurlara kapıdan ateş etmişsin.
Doğru değil.
Anahtarı bulamayınca
kapı açılsın diye kilide ateş ettim.
Yalan yani.
Sizinle en başından
beri işbirliği yaptım.
Her şeyi itiraf
ettim.
Sadece 16 soygunla
ilişkimi bulabilmişsiniz ama ben diğerlerini de itiraf ettim.
Niye arkamdan oyun
çeviriyorsunuz?
Tuttukları raporda
memurlar onlara ateş ettiğini belirtmişler.
Kilide değil.
Doğru değil.
Bunu siz de iyi
biliyorsunuz.
Beni suçlamanızın
nedeni de sizinkilerle taşak geçmiş
olmam.
Attila, dilediğin
gibi düşünebilirsin.
Seni yine de
cinayete teşebbüsten suçlayacağım ama.
Bana para lazım.
Sen hazırsan ben
hazırım.
Önce bir konuda
anlaşmamız gerekiyor.
Ne istiyorsan kabul
dostum.
Söyle.
Son seferinde ayrı
yollara yöneldiğimizde seni yakalayacaklarını düşünüyordum.
- Ben çok hızlıyım.
- Espri yapmıyorum
lan!
Şayet birimiz
enselenirse polislere tek kelime etmeyeceğimize
söz verelim.
- Olur.
- Üç saatliğine.
- Tamam.
- Üç saatliğine.
Diğerimize sınırı
geçmeye yetecek kadar zaman tanınmış olur.
- Tamam.
- Sen beni dinliyor
musun?
Üç saat boyunca tek
kelime etmeyeceğini söyle.
Cidden söylememi
istiyor musun?
Peki.
Üç saat boyunca tek kelime etmeyeceğim.
Başka ne yapayım?
El ele tutuşalım mı
mesela?
Kızlar gibi helaya
da birlikte gidelim istersen?
MACARİSTAN YATIRIM BANKASI Kapıyı kilitle.
Kapıyı kilitle dedim
sana!
Anahtarı ver!
Anahtarı ver!
Herkes yere yatsın!
Kes sesini!
Geliyorlar!
Siktir ya!
Aç şunu!
Polis!
Kaldırın ellerinizi!
Kahretsin!
Kaldırın ellerinizi!
Beklediğin için sağ
ol.
- Geciktik.
Deli İstasyonuna gidelim.
- Tamam.
Bir soygun gerçekleşmiş.
Logodi Caddesindeki
bankayı soymuşlar.
Az önce oradaydım.
Polisler yolları
tutuyor.
Bu tarafı
kullanmayın.
Viskili Soyguncu
olabilir mi?
Plan değişti.
Alt geçide yöneldiler!
Durun!
Dur!
Şerefsizler!
Don!
Gel!
Merhaba.
Viskili Soyguncu
dedikleri sen misin?
Konuşsan iyi edersin.
Hayır.
Konuşmayacağım.
İki kişi olduğunuzu
biliyoruz.
Asıl ortağının
peşindeyiz.
O kim?
Nerede oturuyor?
Nereye gidiyor?
Bir sigara alabilir
miyim?
Şansını kaybettin.
Burası Danubius Radyo.
Şimdi haberler.
Koblicska Caddesindeki banka soygununun faillerinden
biri gözaltına alındı.
Bu yetişkin erkek şahsın Boraros
Meyadındaki otobüs durağında yakalandığı bildiriliyor.
Suç ortağının nerede olduğu ise henüz tespit
edilemedi.
Siktir!
Ortağın kim?
Nerede oturuyor?
Nereye gidiyor?
Öyleyse devam.
Koblicska Caddesi soygununun ikinci faili
halen aranıyor.
Ortağı ise şu an gözaltında.
Görgü tanıklarının ifadelerine göre yirmili
yaşlarda, uzun boylu, kirli sakallı biri.
Soygun esnasında beysbol
kasketi, güneş gözlüğü ve koyu kot pantolonu vardı.
Bu iki silahlı kişi suç mahallinden bir
taksiyle ayrıldı ancak bir tanesi Boraros Meydanında polisin
elinden kaçmayı başardı.
Adı ne lan?
Nerede oturuyor?
Nereye gidiyor?
Saat kaç?
Çıkalım.
Işığı kapat.
- Zamana oynuyor.
- Öyle duruyor.
Diğer odadaki saati
iki saat ileri alın.
Sonra herifi o odaya
götürelim.
Karanlıkta insan 15
dakika ile 15 saati ayıramaz.
Artand Sınır Kapısı Sigara ister misin?
Getirin.
Kelepçeyi çıkarın.
Siz dışarıda
bekleyin.
İyi akşamlar.
Pasaportunuz.
İnan ben de bıktım.
Adı ne?
Nerede oturuyor?
Nereye gidiyor?
Saat kaç?
8:30'u biraz geçmiş.
Bu saat doğru mu?
Birkaç dakika geri
sanki.
Adı ne?
Attila Ambrus?
Şu aracı takip edip binanın
yanına park edin.
Üzerinde silah var
mı?
Yavaşça.
Altı yıldır hepimiz bu adamın hikâyesini takip
ettik.
Viskili Soyguncu polisle tam bir şovmen gibi
oyun oynadı.
1967 Csikszereda doğumlu Attila Ambrus namı
diğer Viskili Soyguncu dün tutuklandı.
Kendisi çok sayıdaki banka soygununun şüphelisi
durumunda.
Emniyetten yapılan açıklamaya göre Ambrus
1988 yılında Transilvanya'dan Macaristan'a geçiş yapmış.
Ayrıca Dezsa hokey takımında da kalecilik
yapmış.
Takım arkadaşı Geza Beta ile birlikte 10'dan
fazla banka soygunu gerçekleştirdiği tahmin ediliyor.
Çalınan paranın toplam tutarı ise halen
belirsiz.
Ambrus bir çanta dolusu para ve köpeği ile sınırdan
geçmeye çalışırken yakalandı.
Yarak var amına
koyayım, bekle!
Böylelikle viskili efsane parmaklıklar ardında
son bulmuş oldu.
Canını yakmadılar ya?
Hayır.
Bana bir avukat
lazım.
İyi bir avukat.
O para da lazım.
Anlayamadım?
Sana verdiğim o
paraya ihtiyacım var.
Para yok ki.
Nasıl yani yok?
Sana o çantayı
verdim.
İçinde de para vardı.
Para falan yok
Attila.
Yedin mi yoksa?
Dur gitme!
Lütfen!
Bir şekilde çaresini
buluruz.
Kusura bakma, bu
şekilde devam edemem.
Böyle çekip
gidemezsin.
Sana ihtiyacım var!
Bana yardım etmen
lazım.
Kata!
Halen Kata'nın senin
ne iş çevirdiğini bilmediğini mi söylüyorsun?
Başka sorulara cevap
vermek istemiyorum.
Sorun ne Attila?
Dilini mi yuttun?
Durumun ehemmiyetini
nihayet kavramaya mı başladın yoksa?
Hayır nihayet olan bitenin hiç sikinde olmadığını
fark ettim.
Dinlemek istediğin
hikâye seninki, benimki değil.
Haksızlık bu.
- Haksızlık mı?
- Ben asla birini
öldürmeye kalkışmadım.
Asıl neyin haksızlık
olduğunu öğrenmek ister misin?
Ailem dağıldı.
Karım beni
ikiyüzlü bir muhasebeci için terk etti.
Muhasebeci lan!
Doğal olarak
çocuklar beni suçladı.
Benimle
konuşmuyorlar bile.
İşte haksızlık budur.
Basının sana bir
kahramanmışsın gibi davranması.
İşte haksızlık bu.
Başka bir hayatım
olmadığı için doğum günümü bile seninle
geçirmem.
İşte haksızlık bu!
Senin var ya, ananı
avradını!
Şayet dünyada ufacık
bir adalet varsa seni geberene dek
kodeste tutacağım.
Transilvanyalı bir
kabadayı viski içmemeli.
Beni istediğin kadar
uyduruk sebeple suçla.
Bir önemi yok.
Yine de yalan
söylediğini biliyorum.
Al işte.
Ben yalan
söylüyorum, sen çalıyorsun.
Kimse masum değildir.
20 dakika süren var.
Gel!
Müfettiş Bey?
Ambrus'u getirin.
10 Temmuz tarihi Emniyet açısından kara
cumartesi olarak anılacak.
27 tane banka soygununun faili Attila Ambrus gözaltında
geçen 176 günün ardından kendini tutsak edenlerle vedalaşıp işbaşı
yaptı.
İç avluda yürüyüş yapmasına müsaade edildikten
sonra dört metrelik duvarı tırmanarak Margaret
Köprüsüne doğru kaçtı Firar fark edilince 100'den fazla memur Çok
sayıda memur görevden alındı Budapeşte'den dışarı çıkan bütün yollar bu
sabah kapatıldı Helikopterler de aramaya katıldı Geçen
hafta polisleri yine küçük düşüren Viskili Soyguncu halen aranıyor.
Daha önce Macaristan'da veya Avrupa'nın başka
bir ülkesinde yaşayan ve firarda olan
bir suçlu reklam malzemesi olarak kullanılmamıştı Attila
Ambrus'un mor bir Mercedes'te görüldüğü istihbaratı üzerine YÜRÜ
BE VİSKİLİ!
MAÇ SKORU: 28:1 İLK YARI SONUCU: 27:0 Viskili Soyguncu Zuglo'da yakalandı.
Emniyet mensuplarının yüzlerindeki mutluluk
görülmeye değerdi.
60 özel kuvvetler personeli operasyonda yer
aldı.
Viskili Soyguncu efsanesi sona ermiş gibi
görünüyor.
Macaristan'ın gelmiş geçmiş en büyük banka
soyguncusu kriminoloji tarihinde yerini
aldı.
Evet ahali, işte Viskili Soyguncu böyleydi.
30 banka soygunundan suçlu bulunan Viskili
Soyguncu 17 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
12 yıl yattıktan sonra 31 Ocak 2012'de serbest
bırakıldı.
Bugün, içeride öğrendiği meslek sayesinde
geçimini sağlıyor.
Önceki Yazı
« Prev Post
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »
Next Post »