Anna (2019)
| |
119 dk
Yönetmen:Luc Besson
Senaryo:Luc Besson
Ülke:Fransa
Tür:Aksiyon, Gerilim
Vizyon Tarihi:20 Haziran 2019 (Türkiye)
Dil:İngilizce, Rusça, Fransızca
Müzik:Eric Serra
Nam-ı Diğer:Untitled Luc Besson Project
Oyuncular
Sasha Luss
Helen Mirren
Luke Evans
Cillian Murphy
Tüm Kadro
Özet
Anna Poliatova, temelde bir suikastçıdır ama asla normal bir
suikastçı değil. Onun çarpıcı güzelliğinin altında altında dünyanın en korkulan
hükümet suikastçılarından biri yatar. 24 yaşında olan Anna’nın kim olduğunu ve
içinde kaç kadın saklandığını kimse bilmemektedir. Genç kadın, Moskova'da
pazardaki sıradan bir satıcı mı, Paris’te yaşayan bir model mi, yozlaşmış bir
polis mi, yoksa sadece zorlu bir satranç oyuncusu mu? Onun gerçekte kim
olduğunu bilmek için oyunun sonuna kadar beklemek gerekecekti
Altyazı
- Evet?
- Kimliğin açığa
çıktı.
- Hemen elçiliğe git.
- Tamam.
Evet.
Ben Amerikan
vatandaşıyım.
Bir sorun mu var?
Benimle gelin.
- Hanımefendi.
- Büyükelçi Hartman'ı
arayın.
- Kod 13 olduğunu
söyleyin.
- Anlamadım?
Ben diplomatım.
Onu arayın hemen!
Burada kalın.
Çalıştığın insanlara bir
mesaj iletmeni istiyorum.
Benim için bunu
yapabilir misin?
Teşekkür ederim.
Siktir!
Öyle mi?
Hayır, sadece üç tane
var.
Denemediğim bir yer
var ama.
Pazar.
Dün gece kulüpte
tanıştığım bir adam tüyo verdi.
Buraların playboyu
gibi bir şey.
Neyle
karşılaşacağımızı Tanrı bilir ama havaalanına doğru yola çıktı bile.
Evet.
Evet, tabii.
Güle güle.
Üzgünüm, ben Rusça
bilmiyorum.
İngilizce?
İngilizce, Çince,
Fransızca, Japonca, ne istersen.
Hangisiyle
ilgileniyorsunuz?
Aslında seninle
ilgileniyorum.
Paris'te bir model
ajansının gözlemcilerindenim.
Geleceğin
yıldızlarını bulurum.
Paris'te modellik
yapmak ilgini çeker mi?
Burada Moskova'da zaten
meşgulüm.
Bebek satmakla mı?
Hayır,
üniversitedeyim.
Biyoloji okuyorum.
Bırakmana gerek yok.
Okuyan kızlarımız
oluyor her daim.
Modellik konusunda
hiçbir şey bilmiyorum.
Çabuk kapacağına
eminim.
Neyse, biz her şeyle
ilgileniyoruz zaten.
Eğitim, uyum sağlama,
vize, dökümanlar.
- Adın ne - Anna.
Anna, lütfen saçını
görmem için baş örtünü çıkartır mısın?
Evet.
Muhteşem.
Merhaba, hoş geldiniz.
Nasıl yardımcı
olabilirim?
- Evet - Anna!
Paris'e hoş geldin.
Yeni evine hoş geldin!
- Nasılsın?
- İyiyim.
Şunu alayım elinden.
Ajans burası.
- Uçuş nasıldı?
- Harikaydı.
Öyle mi?
Harika.
Bunu duyduğuma
sevindim.
Seni tanıştırayım.
Bu Dorothee,
organizasyoncun.
İşinin en iyisi.
Seni sonra ararım.
Merhaba, nasılsın?
Fransa'da iki.
Resmini çoktan
dağıttım.
İnsanlar sana deli
oluyor.
Diğer kızlar ise epey
kıskandı.
- Al bakalım.
- Teşekkürler.
Bir sürü Anna var
aramızda aslında.
O yüzden M ekledim.
Anna M.
Fransızca'da aşk
demektir.
Şerefe.
Yeni yıldızımız
gelmiş ve kimse bana haber vermiyor.
John McKee, büyük
patron.
Burada olmana
sevindim.
Seninle Dorothee
ilgilenecekmiş diye duydum.
Hanginiz daha şanslı
bilemedim.
- Benim.
- Tamam.
Daireni gezmek ister
misin?
Tabii.
Yeni evine hoş geldin.
Lütfen anahtarları
kaybetme.
Çok para tutuyor,
tamam mı?
Ama önce en
önemli oda olan mutfak.
- Ünlü Inge'miz ile
beraber.
Selam!
- Evet, kızgın Inge.
Sağ olsun Inge burayı
çekip çeviriyor.
Burası yemek odası ve
salonda da Petra ve Sonia var.
Selam!
- Sağ ol, Inge.
- Siktir git, Inge.
Çok komikler.
Bu kızlar kalmayacak.
Tokyo'ya gidiyorlar.
Sanırım senin odan
burası.
Tüh be, yanlış Anna.
Ajansta bir sürü Anna
var.
Ne var?
Sonra ararım seni.
Dolaplar, dolaplar,
dolaplar.
Ve burada da Renata.
Merhaba.
Odan ve banyon.
- Ve bu da Maude.
- Merhaba.
Merhaba.
Anna.
Bir şey lazım olursa beni
nerede bulacağını biliyorsun.
Teşekkür ederim.
Pekala, sana odanı
göstereyim.
İşte!
Beklediğin gibi
olmayabilir ama iş almaya başladıkça seni
kendine ait bir daireye taşıyacağız.
Asıl eğlence sette
başlıyor.
Yarın için adres.
İlk çekimin.
Önce öğreneceğimi
sanıyordum.
Evet ama pratik, teoriyi
alt eder.
Seni en iyilerden
birine verdik.
Mario Conti.
Harika ellerdesiniz.
Gitmem gerek.
Şu lanet müziği kesin!
Burası gece kulübü
değil.
Hey!
Hiç bu kadar parlak beyaz
görmemiştim.
Retinalarımı yakmaya
mı çalışıyorsun?
Değiştir!
Üzgünüm, efendim.
Ortaçağa hoş geldiniz.
Oh!
Tanrım!
Geç kaldığım için çok
üzgünüm.
Metroya binmem
gerekti.
Taksi bulamadım.
Nasılsın, tatlım?
- Aman Tanrım!
Bu ne?
- Yok bir şey.
Çok genç ve aptaldım.
Öyle olmayan mı var?
Bir şey bulun!
Hey, Yüce Catherine.
Giy şunu.
O boku da suratına az
sürün.
İşte oldu.
İşte buna gerçek
müzik denir.
Çıkın.
Karemden dışarı çıkın.
Hemen çıkın gidin.
Tamam mı?
Yapmışsın.
Tamam, bana bak.
Ve gülümse.
Lütfen, rahatla ve
gül.
Hadi, dön, dön.
Çok sıkıcı.
Dön.
Kal öyle.
Göğüsler dışarı.
Dışarı çıkar, dışarı
çıkar.
Memelerini çıkar.
Çıkar memeleri.
Daha fazla duygu!
Bu harika.
Evet, tamam.
Evet!
Evet, çılgınca.
Tamamen çılgınlık.
- Görüşürüz, Anna.
- Görüşürüz, Renata.
Odamda ne halt
ediyorsun?
En büyük yatak sende.
Benim yatağım çok
küçük!
- Hadi, bize katıl.
- Hayır, teşekkürler.
Sadece bu gecelik.
Çekil!
Kes şunu!
Al bakalım.
Oleg, dostum!
Gelebilmene çok
sevindim.
John.
Bu sefer nereden
geldin?
Bilirsin işte, oradan
buradan.
Uluslararası gizem
adamı.
İçeri gel, gel!
Harika bir yeni
yetenek bulduk.
Bu Milena.
Elite'in elinden
aldığımız Brezilyalı.
Latin Amerikalı altın
madeni.
O kim?
Şuradaki?
Anna M.
Kısa zaman önce
Moskova'dan geldi.
Tanıştırmamı ister
misin?
Hayır, hayır.
Dinlenmem gerek.
- Jetlag tuttu da.
- Hayır, hayır.
Hadi.
Saksı gibi dikilmeni
istemiyorum.
Sen bir ortaksın.
En yeni elemanınla
tanış gel de.
- Sana bir şey
getireyim.
- Teşekkürler.
Anna!
Oleg Filenkov ile
tanıştırmama izin ver.
Hemşerin olur kendisi
ve
firmamızın da ortaklarından biri.
- Merhaba.
- Ufak bir ortak.
Siz ikinizi yalnız
bırakayım.
Ülkenizden falan
konuşun.
Çılgın bir parti.
Paris'te mi
kalıyorsunuz?
Hayır.
Londra'da bir evim
var.
Ancak genellikle St.
Petersburg'da yaşıyorum.
Kışın Avrupa.
Bahar zamanı daha
güzel bir şehir yoktur.
Baharın gelişini
kutlamak için her sene orada parti veriyorum.
Gelebilirsen çok
sevinirim.
Ama Kasım'dayız.
Çabuk iş aldığın
söyleniyor.
Programın önüne
geçmeye çalışıyorum.
Evet, burada beni çok
meşgul ediyorlar.
Her şey çok hızlı
oluyor.
Seni akşam yemeğine
davet etsem bu da mı çok hızlı olurdu?
Hayır, hayır.
- Hayır, hayır.
- Sorun ne?
Yok bir şey.
Hala Çok erken gibi geliyor.
Biraz daha şampanya alabilir
miyim, lütfen?
Tabii, ama iki ay
oldu Anna.
Hemen her gün görüşürüyoruz.
Her dakikasını sevdim.
Ama beni öpüyor ve
gidiyorsun.
Beni tekrar öpüyorsun.
Ben oyuncak mıyım?
Hayır, elbette
değilsin.
Sadece Söylediğim için üzgünüm ama Bir kenara atacağın kızlardan biri
olmak istemiyorum.
Seni her etkinliğe
davet ediyorum.
Her yemeğe.
Her gece seni kolumda
gezdiriyorum Paris'te herkese seni gösterebilmek için.
Seni ikna etmek için daha
ne yapmam gerek?
Teşekkürler.
Bilmiyorum.
Belki bana kendinle
ilgili bir şeyler anlatabilirsin.
Ne demek istiyorsun?
Mesela işin ne?
Ne yapıyorsun?
Casus falan olmandan
korkuyorum.
Tatlım, söyledim ya.
İthalat, ihracat
işindeyim.
Sıkıcı bir iş.
Ve arada bir de yasal
çizgileri geçiyorum.
Ne tür çizgiler?
Dünyanın dört bir
yanında ülkelere yaptırım uygulanıyor, değil mi?
Kim acı çekiyor?
Liderler mi?
Asla.
İnsanlar acı çekiyor.
Ben onlara yardım
etmek için buradayım.
- Nasıl?
- Yiyeceğe
ihtiyaçları var.
İlaçlara, petrole.
Hammadelere.
Ben de bunları
tedarik ediyorum.
Yiyecek ve ilaç?
Arada bir de silah.
Ne zamandır beri
silahlar hammadde oldu?
Özgürlüğünü savunmak
içinse öyleler.
Kaç ülkeye bu şekilde
yardım ediyorsun?
Suriye.
Libya.
Somali.
Tamam, dur.
Bilmek istemiyorum.
- Çeçenistan.
- Dur!
Bunu kimseyle
konuşmamam gerekiyordu.
Bunu yapmakla çok
ciddi risk alıyorum.
Kanıt mı istiyorsun?
Al sana kanıt.
Aşkın için hayatım.
Lavabo nerede?
Bana bir dakika ver.
Bebeğim, harikasın.
Hoşuna gitti, değil
mi?
Hoşuna gitti mi?
Senin için de iyi
miydi?
Öyle olduğuna bahse
girebilirsin.
İçkimiz bitmiş.
Öğle oldu.
Öğle vaktinde içmeme
izin yok mu?
Otun hepsini içtin mi?
Biz içtik.
Ne yapıyorsun?
Bir bakalım.
Donanma'da çalışmak
mı istiyorsun?
Çekme onu.
Sana uyuşturucu testi
yapacaklar.
Temize çıkabilirim.
Parayı falan dert
etme sen.
Ben her şeyi
halledeceğim.
Dinle, bebeğim.
Birlikte
yaşayabilelim diye büyük bir iş ayarlıyorum.
Bana güveniyor musun?
Bana güveniyorsun,
değil mi?
Güveniyor musun?
Bilmiyorum.
Bu ne demek?
Bilmiyor musun?
Bana inanmıyor musun?
Seninle konuşurken
beni dinle!
Geri alalım, seni
sokaklardan kurtaran kimdi?
Ben olmasam bir lokma
yemek için kendini satardın!
Değil mi?
Seni kurtardım.
Seni evime, hayatıma
aldım!
Hiçbir dert olmadan kafayı
bulmana izin veriyordum.
Beni buna sen
bulaştırdın.
Seni nankör sürtük!
Senin gibi kolay
bulduğumu mu sanıyorsun, küçük melek?
Hayır!
Ama sen hep mutsuzsun!
Hep fazlasını
istiyorsun.
Hep daha fazlasını!
Konuşurken yüzüme bak.
Sürtük!
Özür dilesen iyi
edersin.
Ayaklarıma
kapanacaksın.
Dizlerinin üzerine
çök.
Bulaşık bile
yıkamıyorsun lan!
Ya da yiyecek
almıyorsun!
Her şeyimiz bitmiş.
Küçük sürtük!
Hey, Anna!
Ben de seni arıyordum.
Atla.
Bu kimin arabası?
Senin, bebeğim!
Bugünden itibaren
sana Benz diyecekler!
Çalıntı mı?
Elbette hayır.
Sana demiştim büyük
bir iş bağlıyorum diye.
Hayat harika olacak, söz
verdiğim gibi.
Hadi, atla.
O burada ne arıyor?
Evet, haklısın.
Biliyorum Tuhaf görünüyor.
Eve gidelim her şeyi
anlatacağım.
- Tamam?
- Orada görüşürüz.
Hadi ama, yürümek 20
dakika sürer.
Atla arabaya.
Kapı.
Lütfen, atla.
Madam.
Amerika.
Ah!
Üç Beş Dokuz
Dokuz Ha?
Piotr!
Piotr!
Piotr!
Piotr!
Ah!
Piotr!
- Piotr.
- Huh?
İngilizce biliyorsun
sanırım.
Soruların olacak.
Ben de cevaplayacağım.
Ama önce dinlemeni
istiyorum.
Hepimizin hayatında
dönüm noktaları olur.
Çoğu zaman kaçırana
kadar onları göremeyiz.
Ama sana bunun o
anlardan biri olduğunu söylüyorum.
Her bir kesişme çeşitli
ihtimaller sunar.
Sen sadece doğru yolu
seçmelisin.
Ve bazen bu
seçimlerin çabuk yapılması gerekir.
Anna.
İngilizce bildiğimi
nereden anladın?
Birkaç gün önce, donanmaya
katılmak için başvuruda bulunmuşsun.
Neden?
Beni bu boktan yerden
çıkaracak
her şeye başvururum.
Baban bir teğmenmiş.
Ama bunu başvuruna
yazmamışsın.
Ve Omsk Askeri
Akademisi'nde adaymışsın.
Ama 17 yaşında
atılmışsın.
Ailem öldükten sonra.
Satranç sevdiğin
yazıyor burada.
Oynayabilirim.
Profilin ilgimizi
çekiyor.
Geliştirmene yardımcı
olabileceğimiz yeteneklerin var.
- Ne gibi?
- Keskin bir zeka.
Baskı altında
sakinlik.
Ve belli miktarda
öfke de kullanışlı olabilir.
Ama çoğunlukla sen
kör anahtarsın yani birçok kapıyı açabilme potansiyelin
var.
Bana iş mi teklif
ediyorsun?
Yeni bir başlangıç
teklif edeiyorum.
Bir sene askeri
eğitim.
Dört yıl sahada görev.
Ya bitince?
Beş dakika önce bir
geleceğin yoktu.
Şimdi geleceğinin ne
olacağını mı bilmek istiyorsun?
Beş yıl sonra
gitmekte serbestsin.
Yüzünü görmüştüm.
Yani ya seninle
geleceğim ya da hiçbir yere gitmeyeceğim.
Gördün mü?
Demiştim keskin zekan
var diye.
Hayır.
Tekliflerini
beğenmedim.
Bence yanlış kararı
verdin.
Dönüm noktalarından
ve seçimlerden bahsediyorsun.
Bunlar sadece güzel
kelimeler.
Bunun anlamı beni
yine boktan bir kutuda boktan bir şehre götüreceksiniz.
Hayatında kendi
seçimlerini yapmaya hakkın var.
Oraya git, buraya git.
Evet de, hayır de.
Ama yapamayacağın
şey, hayatın kendisini reddetmek.
Hayatın bir hediyeydi.
Sana kim verdi bunu?
Ailem.
Onları böyle mi
onurlandırıyorsun?
Baban böyle yapmanı
mı isterdi?
Onların hayatları
sona erdi.
Ama seninki ermedi.
Biraz inancın olsun.
En son birilerine
inandım ve bak beni nerelere getirdi.
Asla birilerine
inanma, Anna.
Kendine inan.
Güzel.
- Nasıl içeride?
- Gergin.
Hiç yürüyor mu?
Genelde oturuyor.
Bir saattir.
- Su istedi mi?
- Hayır.
Ya ayakkabıları?
Onlarla oynadı mı?
Çıkarıp geri giydi mi?
Fark etmedim.
Beklettiğim için
üzgünüm.
Çay ya da kahve ister
misin?
Hayır, teşekkürler.
Evet, ben de kahveyi
kesmeye çalışıyorum.
Saat 3'e gelmiş.
Pardon, kendimi
tanıtmadım.
Ben Ajan Leonard
Millet.
Bir görev için
Paris'teyim.
Fransız
meslektaşlarıma yardım ediyorum.
Böyle de nazik
biriyim.
Burada tam bir masal gibi
hayatın var.
Moskova'da sebze
satmaktan top modelliğe, hem de altı ayda?
Ben Matruşka
bebekleri satardım, sebze değil.
Küçük Rus bebekleri.
Pekala.
Şu Küçük Kibritçi Kız
hikayesi gibi.
Bilir misin onu?
Kızın biri kibrit satıyormuş,
hava soğukmuş ve ölmüş.
Çok can sıkıcı.
Ama sen kurtulmuşsun.
Oleg Filenkov ile
ilişkiniz ne boyuttaydı?
Ajansın ortaklarından
biri ve ara sıra onunla rastlaşırdık.
Daha kişisel miydi?
Samimi?
Cinsel?
Benimle flört ederdi ama
herkes ediyor.
Yorucu olmalı.
Her daim erkekleri
savuşturmak.
- Alışıyorsun.
- Onu en son ne zaman
gördün?
Geçen hafta sanırım.
Oleg ayın 27'si Salı
günü Le Murice'in Başkan Süiti'nde öldü.
İşe bak ki sen de
27'si Salı günü Le Meurice'e tam saat 1:37'de girmişsin.
Bay Filenkov da
arkandan 1:58'de girmiş.
2 ile 5 arasında bir
ara Oleg ve koruması kötü bir günün yanlış
tarafında kalmış.
Otelden 2:23'te
ayrılmışsın.
Gördün mü?
Bunu bana açıklar
mmısın?
Şey Locadaki barda oturup onu bekledim ama o hiç
gelmedi.
Bir içki içmek için
buluşmak istediğini söyledi ve Evet,
bunun anlamını biliyorum.
Sikişmek mi?
Sikişmek galiba.
Üzgünsün.
Özür dilerim.
Teşekkürler.
Şüpheli bir şey fark
ettin mi?
Ne gibi?
Palayla içeri dalan kocaman
bir adam gibi mi?
Hayır, daha çok
susturuculu 92 kalibre Beretta gibi.
Otelin güvenlik
kameralarına bakamıyor musunuz?
- Onları fark ettin
mi?
- Her yerdeler.
Kasetler silinmiş.
Sanki
profesyonellerle uğraşıyoruz gibi.
Bakın, ben şehirde
yeniyim.
Çalışıyorum.
Hayatımı kazanıyorum.
Bu yüzden hepsini
kaybetmek istemiyorum.
Bir kız arkadaşım var.
Çok kıskançtır.
Ve tamam, evet onunla
yatabilirdim ama yatmadım.
Zaten bu bir suç
olmazdı, değil mi?
Hiç moda gösterisi
izlemedim.
İnanılmaz olmalı.
İsterseniz davetli
bileti ayarlayabilirim.
Gerçekten mi?
Çok sevinirim.
Bir süreliğine
Paris'teyim.
Arayı açmayalım.
Sonra görüşürüz.
Onunla ne
yapabileceğimi anlamadım.
Yüksek eğitimi yok.
Keşin teki.
Bir senedir temiz.
Ve özellikleri
inanılmaz.
Konu ne olursa olsun.
Buraya bakın.
Nişancılık, oyunculuk.
Herkesi satrançta
yendi.
Satranç oynaması
sikimde sanki!
Kombiyi tamir
edebilir mi onu söyle, o zaman umurumda olur.
Bıçaklar, %100.
Araba sürme.
Hmm.
Ama aradığımız
profilde değil.
Sikişgen, sanırım.
Bal tuzağı olarak işe
yarar.
Ama bunun dışında, onunla
ne yapabiliriz bilmiyorum.
KGB'ye her duruma
ayak uydurabilecek zeki ajanlar gerek.
Çabuk ve uygun
şekilde tepki verebilen.
İhtiyaçlarımız
konusunda açık olduğumu sanmıştım.
Çalışırken aklında
hep bu vardı.
Genel bilgisi anında
seçenekleri değerlendirebilme yeteneği.
Son derece zeki.
"Zeki davranmak
için zekadan fazlası gerekir.
" Dostoyevski.
"Kuru ve derin
bir kuyunun dibindeki esir gibi ne kim olduğumu ne de beni neyin beklediğini
bilmiyorum.
" "Evet, Şeytan ile olan bu inatçi ve
acımasız mücadeleden zaferle çıkmak benim kaderim.
" "O zaman zihin ve madde mükemmel uyum içinde
kaynaşacak.
Ve evrenselin hükmü
başlayacak.
" Hmm.
Chekhov.
Seagull.
1.
bölüm.
- Oyun içinde oyun.
- En sevdiğiniz oyun.
- Bunu nereden bildin?
- KGB için
çalışıyorum, bebek.
Kendisi pek Onu alacağım.
Denemeye.
İşe yaramazsa onu ceset
torbasında eve gönderirim.
Anlaştık.
Gel.
Arka masalardan
birinde olacak.
Ya silah?
Ve yanındaki
korumalar?
Ben nereden bileyim?
Senin için işi benim yapmamı
mı istiyorsun?
Hayır, ben hallederim.
İşin bitince,
telefonunu al.
Arka kapıdan çık.
Arabada bekliyor olacağız.
Beş dakikan var.
Üç dakika.
Beş dakika oldu,
gidelim.
Telefonu ne olacak?
- Başka bir yol
buluruz.
- Peki ya o?
Bir görevi
tamamlayamıyorsa o umurumda değil.
Ona bir dakika daha
vermeliyiz.
Neden?
Neden verelim?
Çünkü bu görevi beş
dakikada tamamlamak imkansız.
Sıkıntı iyi bir
öğretmendir.
Fazladan dakikamız da
doldu.
Hadi, gidelim.
İşte.
Sana beş dakika
verdim.
Beş saat oldu.
Aferin.
Silah dolu
bile değilmiş!
Ekipmanını kontrol
etmeliydin.
Bana tuzak kurdun.
Neden topalladığımı
biliyor musun?
Hadi ama, profilimde
okumuş olmalısın şimdiye dek.
Küçük bir kaza.
Çeçenistan'da.
Resmi versiyonu bu.
İşin aslı eğitim
sırasında Siberya'da Karakan Ormanı'na bırakılmıştım.
Karakan'da kurtlar
var.
Aynı zamanda kara
gömülü kurt tuzakları var.
Üç gün boyunca
bacağımda metal bir kapan sürükledim.
Kampa nihayet geri
döndüğümde eğitmenim bana bir tornavida verdi ve dedi
ki, "Bela asla uyarı vermez.
" Üzgünüm.
Bir daha olmayacak.
Hayır, olmayacak.
14 gün hazırlık
zamanın var.
Akıllıca kullan.
Üç numaralı bina, 11.
kat, 25.
daire.
Yeni evine hoş geldin.
Teşekkür ederim.
- Alo?
- Yerleşiyor musun?
Evet.
Gri bir kutu daha.
Başladığımız yere
dönmüşüz gibi geliyor.
Sabret.
Bu ilk günün.
Biliyorum, biliyorum.
Yemek yemek ister
misin?
Çok isterim.
Seni görmeyi de çok
isterim.
Harika.
Ama Olga bana bir
sürü iş verdi.
Hazırlanmam gerek.
Tabii.
- Tabii, elbette - Biliyorsun, çok isterdim Biliyorum, biliyorum.
Çalışmana bak.
Önemli olan bu.
Başka bir zaman
ayarlarız.
Evet, başka bir zaman.
Kız aramak için para
mı alıyorsun?
Benim işim bu.
Ama kimse bana para
vermiyor.
O kadar kolay değil.
Her gezimde beş ya da
altı kız bulmam bekleniyor ama şu an zorlanıyorum.
Moskova'da güzel kız bulmakta
mı zorlanıyorsun?
İşini yanlış
yapıyorsun, dostum.
Hayır, sadece güzel
değil.
Eşsiz bir şey
arıyoruz.
İnciler, mücevherler.
Ve 1.
80'lik inciler ağaçta yetişmiyor.
Moskova'da bile.
Izmailovsky
Parkı'ndaki pazarı denedin mi?
Izmail Izmailovsky Parkı.
Yazmamı ister misin?
- Evet, lütfen.
Evet.
- Evet.
Pazara giriyor.
Beş dakika sonra
yanında olacak.
Tamam, anlaşıldı.
Üzgünüm.
Rusça bilmiyorum.
Onunla temas halinde.
Tam zamanında.
Yürü!
Anna M.
Fransızca'da aşk
demek.
Şerefe!
Evet?
- Nasıl gidiyor?
- Ona etrafı
gösteriyor.
Ajansı kontrol ettin
mi?
Haftasonu.
Tipik bir ajans.
Daireyi kontrol ettin
mi?
Beş kız, hepsi temiz
sayılır.
Biraz uyuşturucu,
ufak sabıkalar.
Yerleşince beni
arasın.
- Benim.
- Yeni hayatın nasıl?
Yalnız yaşıyor
olsaydım daha kolay olurdu.
Aralarına sızmak için
oradasın, tatil için değil.
Bana bir isim
verdiler.
Artık Anna M.
oldum.
- Moskova'nın M'si mi?
- Başka ne olacak?
Ne orijinal.
Oda arkadaşların nasıl?
Baş edemeyeceğim bir
şey yok.
Fransız kız bana
yazılıyor hep.
Seks nasıldı?
- Nereden bildin?
- KGB için
çalışıyorum, bebek.
Seks güzel.
Detaylara gireyim mi?
Hayır.
Durmana gerek yok.
Kolunda bir kız
olursa avcılar senden uzak durur.
Sadece işine mani
olmasına izin verme.
Hedefin önümüzdeki ay
Paris'e gelecek.
- Hazır ol.
- Olacağım.
Şey Belki de boş mideyle içki içmemeliyim.
- Sana bir şeyler
getireyim.
- Teşekkürler.
Anna!
Oleg Filenkov ile tanıştırmama
izin ver.
Hemşerin olur ve
firmamızın ortaklarından biri.
Selam.
Çılgın bir parti.
Evet.
Paris'te mi
yaşıyorsun?
Londra'da bir evim
var.
Ama genelde St.
Petersburg'da
yaşıyorum.
Kışın Avrupa.
Evet, uzun zaman önce
halamla bir kez.
Bundan daha iyi bir
açı yok mu?
Üç kameramız var.
Daha çok kamera
istemedim!
Daha iyi bir açı
istiyorum!
Bu boktan
görüntülerin canı cehenneme!
Moskova'nın elindeki en
iyi teknoloji bu mu yani?
Teleskopumla gelsem
daha iyiydi!
Seni yemeğe davet
etsem bu da çok hızlı mı olurdu?
Bingo.
Madam.
Sonra görüşürüz.
O nasıl biri?
Zeki, yakışıklı.
- Biraz göt.
- Tipik CIA.
- Kasetlerden söz
etti mi?
- Sadece
silindiklerinden.
Sokağın karşısındaki
güvenlik kameralarının otele giriş ve çıkışımızı gösteren görüntüleri
var.
- Ya sonra?
- Dediğim gibi.
Beni fazla sıkmadı.
Bir şey yok.
Ve gitmene izin verdi?
- İyi bir yalancıyım.
- Hayır, hayır.
Yalan söyleseydin
anlardı.
- Onunla alakalı
başka bir şey yok yani?
- Hayır, hiçbir şey.
Pazar'a kadar belaya
bulaşma.
Moskova'ya dönüyorsun.
Temelli mi?
Soruları ben sorarım.
- Evet?
- Benim.
Çok güzel.
- Onu tutmayı mı
düşünüyorsun?
- Fikrini istedim.
Ailesi yok, bağı olan
kimse yok hiçbir şey yok.
Koz yok.
Bize istediği zaman sırtını
dönebilir.
İyi eğitildi.
Seçimlerinden
bazıları gereksiz.
"Saldırganlar
bazen kötü hamlelerinden pişmanlık duyabilir ama
kaçmasına izin verdiğin bir fırsat için sonsuza dek pişmanlık
duymak daha kötüdür.
" - Lenin?
- Kasparov.
Satrançta iyi
olduğunu söylüyorlar.
Oynamalıyız.
Şimdi, sorun var mı?
İki yılım dolmak
üzere.
Biri eğitimde, biri
de görevde.
Beş yılım dolunca, Moskova'da
kalmak zorunda mıyım?
Yoksa istediğim yere
gidebilir miyim?
Nedir bu beş yıl
meselesi, Olga?
Saygısızlık etmek
istemem benim bölümümde beş yılı çok az kişi doldurdu.
- Sen hariç.
- Ben hariç.
Bunların benim için anlamı
nedir?
KGB için çalışıyorsun.
Bu sene, beş sene, on
sene.
Mutlu ol ve ülkene
hizmet ettiğin için gurur duy.
Saygısızlık olmasın,
ülkeme hizmet etmekten gurur duyuyorum.
İki yılda 27 hedefi
etkisiz hale getirdim.
Ama bana söylendi ki KGB'den ayrılmanın tek bir yolu var.
Ne olduğunu öğrenmek
ister misin?
Hayır, efendim.
O zaman benimle
oynama.
Satranç hariç.
Bir oyun oynayalım mı?
Belki başka bir gün.
Güzel.
İşte!
- Merhaba.
- İçeri gel.
İçeri gel.
Merhaba, bebeğim.
Bir haftadır bu yeri
hazırlıyorum.
Burası mutfak.
Bir sürü Rus yemeği
var senin için.
Burası da salon.
Ve en önemli oda Yatak odası.
Gel hadi, gel.
Gösterilere
katılıyoruz, para kazanıyoruz ve şimdi de kendi dairemiz var.
Dorothee'nin söz
verdiği gibi.
Ve bu bizim!
İstediğimiz yerde
uyuyabiliriz.
İstediğimiz yerde
yiyebiliriz.
Ve istediğimiz
yerde yiyişebiliriz.
Hangisini önce
istersin?
Yemek mi seks mi?
Aslında, yürüyüşe
çıkmak istiyorum.
Yağmurda mı?
Duracak.
Sorun ne?
Yok bir şey.
Kafamı boşaltmak ve yalnız
kalmak için çok zamanım olmadı.
Ailenle geçirdiğin
hafta nasıldı?
Gergin.
Anlıyorum.
Sen yürüyüşe çık.
Ben yemek
hazırlayayım.
Ve gelirken şarap al.
- Ne dersin?
- Tabii.
Tamam o zaman.
- Evet?
- Merhaba.
Bekle.
Anna, bu numara ne?
Güvenli mi?
Nazik Japon bir bayan
telefonunu ödünç verdi.
Yeni yerin nasıl?
Güzel, tarz bir yer.
Bir sorun mu var?
Hayatım bu mu artık,
Alex?
Cep telefonları
çalmak gözlerimin arasında kurşun yemeyi beklemek?
Hey, Vassiliev'in
aklına girmesine izin verme.
Başka yollar da var Bana seçimler ve yollar ile ilgili masallar
anlattın ve beş yıl içinde özgürlüğümü vaad ettin.
Beş yıl dolmadan
çoktan öleceğimi düşündün, değil mi?
Herkes başaramıyor.
Hakkını vermek lazım.
Ama bir şansın var.
Şimdilik anın tadını
çıkar.
Kendine zaman ayır,
Anna.
Senin iyiliğin için.
Bırak akıntı altından
aksın.
Güçler değişir.
Düşmanlar yok olur.
Hayatta kalmak için
gerekeni yap.
Zaman gerisini
halleder.
Bana söz ver, Alex.
Ne olursa.
Bir gün çıkmanın bir
yolunu bulursam benim yanımda olacak mısın?
Elimden geleni
yaparım.
Yakında görüşürüz.
Dinle, zor bir dönemden
geçtiğini biliyorum.
Nedenini bilmiyorum ama
bilmekte istemiyorum.
Bilmeni istediğim seni
olduğun gibi seviyorum ve ne zaman ihtiyacın olursa yanında
olacağım.
Tamam mı?
Teşekkür ederim.
Tamam, kızlar.
Yapalım şu işi.
Bum!
Tamam, çok hoş.
Evet!
Çok güzel, kızlar.
Çok güzel.
Daha yaramaz.
Daha da yaramaz.
Evet, bu güzel.
Bu çok güzel!
Evet!
Evet, yeşil elbise!
Aman Tanrım ne de
güzel bacakların var!
Tamam, sıradaki.
Bitti.
Sıradaki!
Sıradaki, tamam mı?
Tamam.
Tanrım, bu çok
güzeldi!
Hissediyoruz.
İyi hissediyoruz.
İyi hissediyoruz.
Hadi, bu çok güzeldi.
Harika.
5'te gitmem
gerektiğini biliyorsun, değil mi?
Sorun değil.
Bir saat sonra işin
bitiyor, tamam mı?
Harika.
Bu güzel.
Yeterince iyi.
Unutmayın siz
prensessiniz, travesti değil.
Kadınsı enerjinizi görmek
istiyorum zahmet olmazsa.
Alo?
Evet?
Poz verin, tamam mı?
Dün geceden sonra
düzeldin mi?
Ooh.
Tamam, yeterli.
Belki, evet.
Olabilir.
Anna, aşkım!
Yaratmaya çalışıyorum
burada.
Lütfen pozu bozmadan
durur musun?
- Koduğumun malı.
- Anna Kımıldama.
Lütfen, Anna.
Bu iş bize lazım.
Dün getirdiğin o şeyi
getir.
Evet, evet, evet.
Bu gece.
Amanın, hiç mutlu
değil bu!
Aman Tanrım!
Yaramazlık yapalım
hadi.
Gülümse.
Gülümse.
En iyi gülüşünü ver.
Neden?
Lanet olsun, kan bu.
En iyi gülüşünü ver
dedim!
- Tamam.
- Böyle daha iyi.
Şimdi köpek ol.
Evet, köpek ol.
Aferin kancık köpek.
Ellerini ait
oldukları yere koy.
Tamam, bu güzeldi.
Bitti gitti.
Sakın bana dokunmayın.
Dokunmayın bana!
Bir saatten fazla
geciktin!
Elimden geldiğince
çabuk geldim.
Olga şimdiden en az
on kez aradı.
Ver şu koduğumun
dosyasını ve kapa çeneni!
Wurtenberg, 49, Alman
diplomat Polonya'daki elçilikte.
Orta Doğu'daki bütün yasa
dışı para ondan geçiyor.
Boşanmış, çocuğu yok.
Birkaç kez yaklaşmayı
denedik.
Ama umutsuz.
Satın alınamıyor.
Şantaj için elimizde
koz yok.
Ama bir zayıf noktası
var.
Tahmin edeyim.
Milan'da, Stefano
adında bir adamın hizmetini kullanıyor.
O tarafta işleri
çoktan hallettik.
Yani Wurtenberg seni
bekliyor.
Silah nerede?
Banyoda.
İkinci lavabonun
arkasında.
- Koruma?
- Bir tane.
Çok vahşi bir hergele.
Koridoru gözlüyoruz ama kamera
ya da dinleme cihazı sokmak imkansız.
Takviye kuvvet
olmayacak.
Bir engele rastlarsan
Rastlamayacağım.
Ataşenin çantasını, anahtalarını
belgelerini
ve parmak izlerini getir.
Sorun var mı?
Hangi oda?
Daha fazla ilerlersen
bedelini ödersin.
- Tam zamanında.
- Üzgünüm.
Trafik işte.
Moda haftası.
- Lavaboyu
kullanabilir miyim?
- Evet, ama acele et.
- Çok zaman kaybettik.
- Uzun sürmez.
Güzel.
12 dakika içerideydin.
Pek işbirlikçi olmadı.
- Parmak izleri
nerede?
- Bundan alabiliriz.
Hayır, gerizekalı.
Mesajı okumadın mı?
Evet, okudum.
İşaret parmağı nerede?
Benden beklentin Parmağını getirmendi.
Mesajda belirttiğim
gibi.
Parmak izlerini her
yere dağıtmadan onu nasıl açığa çıkarmamızı bekliyorsun?
Mossan'ı yollamamı
ister misin?
Hayır.
Bu benim hatamdı.
Benim hatamdı ve bunu
ben yapmalıyım.
Hazır oradayken saatini
de geri getir.
Arkanda asla bir şey
bırakma.
Neden hala buradasın?
Git hadi.
İşte.
Bitti mi?
Evet.
Şimdi yatabilir miyim?
Öldürmemi ya da sakat
bırakmamı istediğin başka biri var mı?
Senin sorunun ne?
Her şeyden yoruldum
artık.
Ben - Ara ver.
- Ne?
Güneşli bir hafta
geçir.
Nerede istersen.
Dinlen, kendine gel.
Bunu atlatmaya bak,
her neyse.
- Teşekkürler.
- Bir hafta.
Fazla değil.
Kızlar, size bir içki
ısmarlayabilir miyim?
Milyarder değilsen, yürümeye
devam et dostum.
Tanrım, burası çok
sıcak.
Bungalova dönüp duş
almak ister misin?
Sen git.
Ben sonra sana
katılırım.
Tamam.
Selam.
Tatilinin tadını
çıkardın mı?
Evet, harikaydı.
Sana bir hediye bile
aldım.
İşte, bir kartpostal.
Hmm.
Çok hoş.
İşe dönme zamanı.
Neler oluyor?
Siktir!
Beş numara, döner
misin lütfen?
Hey!
Beyler, mükemmel.
Çok hoş, harika.
Mükemmel.
Canım, beni izle.
Kımıldama.
Biraz daha
Marie-Antoinette.
Mükemmel.
Hey!
Güzel, çok güzel.
Ateş istiyorum.
Ver hepsini, hadi.
Ateş!
Ateş!
İşte bu.
Tamam!
Evet, zorla bebeğim!
Daha da zorla!
Daha da!
Neyin var göster bana!
Göster bana!
Hadi!
Hadi!
Hadi!
Bu sene iyi iş
çıkardın.
Önümüzdeki hafta
Moskova'ya dönüyorsun.
Patron seni görmek
istiyor.
Sen delisin.
İhtiyacım vardı.
Benim de.
İtiraf ediyorum, başlangıçta
sana biraz inanmıştım.
Çok güzel olan kızlar
er
ya da geç sorun olur.
Bu yüzden sadece çirkinleri
işe alırız.
Olga'dan söz
etmişken, sana bir seçkinlik madalyası verilmesini istedi.
Ama fazla umutlanma.
Tören falan olmayacak.
Hizmetin bittiğinde ismin
girişteki duvara kazınacak ve eğer varsa çocuklarına emekli maaşı
verilecek.
Şimdi, ne
düşünüyorsun?
Böyle bir onuru hak
ediyor musun?
Şah.
Hayır.
Mat.
Yakalayın onu!
Joseph, benimle gel.
Bu kadar şaşırmış
görünme.
Görüşürüz demiştim.
Bunun nasıl olacağını
bildiğimi seni ne zamandır izlediğimi bütün
bu iyi şeyleri bilmek isteyeceksin tabii.
Ve bilmeyi hak
ediyorsun, gerçekten.
Belki bir gece yemeğe
çıkar sohbet ederiz.
Ama şu anda zor bir
durumdayız çünkü dostların nerede olduğunu merak etmeye başlamadan
önce anlaşmak için beş dakikamız var.
Sana özet geçmeme ne
dersin?
Durumu anlıyorum.
Evet ama özet
geçeceğim yine de.
Aynı takımda
olduğumuzu bil diye.
Şu anda seni Oleg
Filenkov ve korumasının Le Meurice'te öldürülmesinde dolayı
tutuklayabilirim.
Frederick Wurtenberg,
cinayete teşebbüs.
Tüm casusluk olayına
girmiyorum bile.
Seni istesem bir saat
içinde Fransız hapishanesine atabilirim ya da
bir telefon görüşmesi yapıp seni Çekya'daki kara bölgelerimizden birine
gönderebilirim.
Amerikan İstihbaratı'nın
iyi
insanlarının canları sıkılana dek senin insan haklarına tecavüz edeceği yere
yani.
Yani sorunu
anlıyorsun.
Birinci çözüm de işini
bitiririz.
Bizim sorunumuzu
çözer ama senin değil.
Ayrıca yemek
planlarımız da mahvolur.
İkinci çözüm ise
bizim için çalış.
Ve yaşa.
Yemek sana kalmış.
Teklif
edebileceklerin bu kadar mı?
Pazarlık edebilecek durumda
olduğunu sanmıyorum.
Tamam o zaman.
Öldürün beni.
Tek teklif ettiğin çalıştığım
insanlardan aldığım aynı bok.
Köle ol ya da öl.
Yoksa kendini
Ruslardan daha iyi görmüyor musun?
Tarihsel olarak evet.
O zaman daha iyi bir
teklif yap.
Pazarlık payım
sınırlıdır.
Fazla bir şey talep
etmeyeceğim.
Tamam.
Bana seni neyin mutlu
edeceğini söyle.
Özgürlük ve koruma.
Hmm.
Çok şey istiyorsun.
Pekala, o zaman şöyle
olacak.
Bizim için üç yıl
çalış sonra seni ortadan kaybedelim.
Arizona'ya gittin mi
hiç?
Sıcaktır ama hava
kurudur.
Öyle diyorlar.
Yazın hiç gitmedim.
Hayır, bir sene
çalışacağım.
Açığa çıkana kadar en
fazla bu kadar çalışabilirim zaten.
Ve deniz kenarında
yaşamak istiyorum.
- Vancouver.
- Fazla soğuk.
Tamam, tavsiyen var
mı?
- Hawaii.
- Hawaii.
Hawaii.
Tamam, Hawaii olsun.
- Beni nasıl
yakaladın?
- Çantayı tutma
şeklinden.
Şu andan itibaren, benim
korumam altındasın.
Ve ABD'nin koruması
altında.
12 dakika içerideydin.
Pek işbirliğine
yanaşmadı.
Parmak izi nerede?
Efendim!
Geri dönüyor.
Tek kelime etme.
Parmağı lazım bana.
Sen neden söz
ediyorsun?
Lanet olası parmağı
lazım bana!
Olmaz, bu süitten
ayrılmayacak.
Onu istemiyorum!
Sadece parmağını!
Hey, hey, bekle!
Bu anlaşmanın parçası
değildi.
Yardımcı olabilirim.
Benim için uygun ama
fazlası olmaz.
Tamam, yatırın şunu
masaya.
Yapmayın!
Bana dokunmayın!
Yapmayın!
Tamam, devam edin.
Hayır, hayır, hayır.
Ben yapmalıyım.
KGB'nin bize
öğrettiği belirli bir kesik şekli var.
Zorlanmadığımızdan emin
olmak için.
Başka bir şekilde
olursa bir sorun olduğunu anlarlar.
Bize ihanet edecek
bir şekilde kesmeyeceğini nereden bileyim?
Hawaii konusunda sana
güvenmemi mi istiyorsun?
Bu konuda güvensen
iyi olur.
Her neyse, zaten 10
kez Tamam, anladım!
Anladım!
Tamam, susturun şunu!
Derin bir nefes alın,
bayım.
Verin şu lanet bıçağı
ona!
Bitti mi?
Evet, bitti.
Artık yatabilir miyim?
Öldürmemi ya da sakat
bırakmamı istediğiniz başkası var mı?
Ara ver.
Burada ne işin var?
Sana bakmaya geldim.
Arayabilirdin.
CIA'de, bizler şahsi hizmetten
ibaretiz.
Her şey yolunda mı?
Şimdilik.
Güzel.
Bizim taraf tamam ve
hazırız.
Bela asla uyarı
göndermez.
Doğru dedin.
Dinlenmiş ve
bronzlaşmış gibisin.
Neden buradasın
sahiden?
Tatildeyim.
Bu fikri aklıma sen
soktun.
Bahamalar demiştin.
Ben de sahilde
kokteyl içmeyi düşünmeye başladım.
Güzel bir his.
Keyfine bakmak güzel.
Ayrıca sana bir de yemek
borcum var.
Yemek isteğe bağlı
sanıyordum.
Evet, öyle.
Seninle
ilgileneceğim, Anna.
Seni koruyacağım.
Artık bizimlesin.
Biz varlıklarımızı
koruruz.
Sözünü tutacak mısın?
Bir sene sonra beni
salacak mısın?
Evet.
Şimdiden Hawaii'de
bir ev baktırıyorum.
Ada tercihini garanti
edemem.
Fark etmez.
Hayır, inan bana eder.
Hiç gitmedin mi?
Hayır.
Neden Hawaii o zaman?
Ailemin
buzdolabındaki kartpostallar.
Hep rüya gibi
görünürdü.
Ya sen?
Evet, doğma büyüme.
Gerçek bir ada
yerlisi.
Babam donanmadaydı.
Seninki gibi.
Çok beğeneceksin.
Sörf yapacaksın.
İstediğinle
yiyişeceksin.
Cennet gibi.
Ayrıca hayalinin
gerçek olacağına şahsen garanti veririm.
Bronzlaşsan iyi
edersin yoksa şüpheli görüneceksin.
Evet, güzel tavsiye.
Bana ihtiyacın olursa
beni
nerede bulacağını biliyorsun.
Dolapta mı?
Komikmişte.
Full paket.
Nihayet inşaa etmeye başlamak
için yeterince param var.
Ve çok güzel bir
bölge.
Saint Tropez'den çok
uzak değil.
Sahilden uzak değil.
Turist yok.
Acayip huzurlu.
Aslında çizimi kendim
yaptım ve düşündüm ki bütün
evi kendi ellerimle inşaa edeceğim.
Babamın marangoz
olduğunu biliyor muydun?
Anna.
Dediklerimi duydun mu?
Hayır.
Tek kelimesini bile.
Senin sorunun ne?
Durma, bak hadi.
Ben aç değilim zaten.
Evet?
Tatilin nasıl?
Gayet iyi.
Güzel bir yere
benziyor.
Geldin mi buraya hiç?
Hayır.
Beni mi gözetliyorsun?
İşimi yapıyorum.
Burayı sevdim.
Bir bungalov tuttum
bile.
Hiç komik değil.
Sorun ne?
Galiba o yemeği artık
yiyemeyeceğiz.
- Evet, haklısın
muhtemelen.
- Sikişelim bunun
yerine.
Merhaba.
- Tatilin keyifli
miydi?
- Evet, harikaydı.
Yarım saat içinde elçilikte
olmam gerek.
Geç kalacaksın.
Bir hamle yapıyor mu?
Hayır.
Hiç mi?
Hem de hiç.
Tamam, kapatın.
Sana bir iş
vereceğim, Moskova'ya döndüğünde.
Ne tür bir iş?
Son 20 senedir, KGB
ile bir ilişkimiz var.
Dostane olmasa da saygılı
bir ilişki.
Hepimiz aynı işteyiz
sonuçta.
Bunların hepsi Vassiliev
yönetici olunca değişti.
İçeride birine
ihtiyacımız var.
KGB'nin bir
numarasından kurtulmak mı istiyorsunuz?
İçeri nasıl silah
sokabileceğimizi biliyoruz.
Ajanımızı nasıl
çıkaracağımızı biliyoruz.
Tek gereken bu işi
yapacak bir enayi mi?
Tek gereken görevde
yer alacak bir ortak.
Moskova'daki Amerikan
ortaklarınızdan birini kullanın o zaman.
Beş yıl önce bir
günde dokuz ajan kaybettik.
Benim gözetimimde.
Vassiliev emri
vermişti.
Onlar sadece işlerini
yapan kadın ve erkeklerdi.
Yani yapacak Amerikan
ajanınız yok.
- Bir Rus
kullanmalısınız.
- En iyisi lazım bize.
Kafamı uçururlar.
Üç yıldır bu işin
peşindeyim.
Her detayı yüzlerce
kez kontrol ettim.
Hiçbir şey kesin
değil ama kesine yakın.
Vassiliev'i
indireceğiz, biraz düzen sağlayacağız.
Sadece bunu yapacak doğru
kişiyi bulmam gerek.
Sen her şeyi
yapıyorsun.
Seni bunu yapmaya zorlamayacağım.
Anna, olmaz dersen,
olmaz.
Ama bilmen gerek erken
emeklilik için onları ikna ettim.
Ne demek istiyorsun?
Bu işi yaparsan,
Hawaii'ye gidersin.
Tam Özgürlük.
Tam Koruma.
İstediğin her şey.
Ve kabul mu ettiler?
Öylece?
Çok ısrarcı olmuş
olmalıyım.
Onlara ne dedin?
Seni kaybetmek
istemediğimi söyledim.
Tamam.
Güzel.
Moskova'da mı
olacaksın?
Seni şahsen ben
çıkaracağım oradan.
Güvende olacağını
bilmemin tek yolu bu.
Şah.
Mat.
- Üzgünüm, Alex.
- Sen delisin!
Buradan asla sağ
çıkamayacaksın.
Yere yat.
- Sen öldün artık.
- Ben de seni
seviyorum.
Seni uyutacak.
Burada
bekleyemezsiniz.
Bu bir diplomat aracı.
Plakayı görmedin mi?
Burası güvenli bölge.
Durmak yasaktır.
Sorun istemiyorsan, unut
gitsin.
Kendi güvenliğiniz
için lütfen en az 20 metre geri gidin.
Pekala, dostum.
Şu kapıyı görüyor
musun?
Tam şurada.
Meslektaşım her an oradan
çıkabilir.
Ve dertlerin sona
erecek, tamam mı?
- Çık dışarı!
- Yürü!
Yürü!
Gazla!
Anna?
Kımıldama!
Kımıldama!
Genelde bu tür
şeyleri daha sivil şekilde hallederim.
Ama acayip bir hafta
geçirdim ve sabrım tükenmek üzere.
Evet ya da hayır diye
cevap vereceksin.
Ve yalan söyleyeyim
deme çünkü anlarım.
- Kim olduğumu
biliyor musun?
- Hayır.
Doğru cevap.
KGB ile ilişkin var
mı, evet ya da hayır?
Hayır.
- Mossad.
- Mossad ne
bilmiyorum Evet ya da hayır?
Oyun bu.
Hayır!
Pekala, Anna'yı
gördün mü?
Hayır.
Sana ne yapacağını
söyleyeyim.
Temas kurarsa, seni
ararsa sen onu ararsan, bana ulaşacaksın.
- Anladın mı?
- Evet.
Dairene dinleme
cihazı yerleştirdik.
Tamam, çıkın.
Gününü rezil ettiğim
için üzgünüm.
Günün adamı.
Tebrikler.
- Sağ ol, dostum.
- Sağlam operasyondu.
Vassiliev'in öldüğü
doğrulandı ve Ruslar başkasını atamaya hazır.
Evet.
Umalım da daha iyi
biri olsun.
Daha kötüsü olamaz.
Tanrım, o herif tam
bir dangalaktı.
İşleri düzelttin.
Zaman aldı, ama
onlara gününü gösterdin.
Kimse bunu
unutmayacak.
Güzel.
Ya kız?
Haber var mı?
Muhtemelen ölmüştür.
Şanslıysa.
Onun gibi bir kız, Siberya'da
gulagda?
- Bu nasıl olacak?
- Evet.
Şehirden ayrılmadan
yemek yiyelim.
Evet, tabii.
Harika işti.
İyi adamlar için
büyük bir galibiyet.
Ayın 14'ü Pazartesi
günü saat 2'de Paris'te, Park Monceau'da.
Anna.
Parka giriyor.
Anlaşıldı.
Adamlarımıza biraz
daha gizli olmalarını söyler misin?
Onları bir mil öteden
tanıyabiliyorum.
Ajan 1 ve 2, çok şüphe
çekiyorsunuz.
Geri çekilin.
Bunun kim
olabileceğini biliyor musun?
Bakıyoruz.
Sağımda, Alexei
Tchenkov.
- Uh, espresso
ristretto.
- Tres bien.
Leonard Miller, CIA.
Vassiliev
öldürüldüğünde Moskova'daydı.
Tüm ajanlar müdahele
için hazır olsun.
Hey, beni buradan
çıkarın.
Merak etme, geliyoruz.
Evet, efendim.
Çıkarma prosedürü
aktif.
Hareket var.
Sakin ol, Alexei.
Vurulmayı bekleyen
ördek gibi.
Kimse vurulmayacak.
Çıkarmaya 20 saniye.
Alexei, aptalca bir
şey yapma.
15.
10.
- Beş - Bekle, bekle.
Bekle, bekle, bekle.
Geri çekilin.
Geri çekilin, geri
çekilin.
Neden?
Neler oluyor?
O burada.
Vay canına.
Seni görmek çok güzel.
Seni kendi ellerimle öldüreceğim,
Anna.
Biliyor musun?
Biliyorum ama önce
konuşmalıyız.
Bize söz etmek
istediğin başka sevgili var mı?
Hayır, sadece ikiniz.
Neler oluyor?
Veda etmeye geldim.
Temelli.
Küçükken, Matruşka
bebekleri ile oynardım.
Bir sokak köşesinde
satıyormuş numarası yapmadan çok önce.
Onları açmayı ve güzel
yüzlerine bakmayı severdim.
Kadının içinde kadın.
Benden bir bebek
yapılsa, ne olurdu?
Bir kız?
Bir kız arkadaş?
Bir Rus casusu?
Bir model?
Bir Amerikan casusu?
En dipteki bebeğe indiğinizde
ne bulurdunuz?
Hiç bilemedim.
Ve bilmek istiyorum.
Aramızda ne olduysa, ikiniz
beni buraya getirdiniz.
Bana yaşama ve
kendimle yüzleşme iradesi verdi.
Asla unutamayacağım
bir şey.
Ama kuralları
unuttun, Anna.
İşte.
KGB'den aldığım bu.
Ve CIA'den aldığım da
bu.
- Ne zaman?
- Çantandan.
- Güzel iş.
- Teşekkürler.
Şimdi ne olacak?
İkinizde size ait olanı
aldınız.
Her şey normale
dönecek.
Ve iyi dostlar olarak
ayrılacağız.
Ve sana bir şey
olursa başka bir yerde bir kopyası var.
Doğruca basına
gidecek, ha?
Umarım ikiniz de
benim size olduğum kadar bana düşkünsünüzdür.
Bunun asla olmamasını
sağlayacaksınız.
Tanımadığın insanlara
çok fazla inanıyorsun Anna.
Altı ay sonra
elindeki bilginin miladı dolmuş olacak.
Nerede olursan ol
peşine düşecekler.
Tek bir günüm bile
özgür geçmedi.
Altı ay sonsuzluk
gibi geliyor.
Ve buna razıyım.
Kabul mu?
Senin için en iyisini
diliyorum.
En azından altı ay.
Alex?
Bunu sindirmesi güç.
Sana bir kez
sormuştum.
Çıkış yolu bulursam benim
yanımda olur musun diye.
Hayır, elimden geleni
yaparım dedim.
Tek istediğim bu.
Fikrini değiştirirsen
ailene,
evine geri dön.
Anladın mı?
Sahip olduğum tek
aile bu masada.
Sürtük!
Bundan yakasını kurtarabileceğini
sanıyorsa Kayda devam et.
Devam et.
Sen, burada kal.
Önce gitmek ister
misin?
Sanırım biraz daha
kalacağım.
- İçki ısmarlayayım
mı?
- Zorlama, yoldaş.
- Anna!
- Olga?
Kimse KGB'ye
bulaşamaz!
Tüm ajanlar, harekete
geçin!
Harekete geçin!
Gidelim!
Çıkarın onu buradan!
Ona yardım etmeme
izin ver, Tchenkov.
Yardımına ihtiyacın olduğunu
nereden çıkardın?
Ölecek.
Hepimiz bir gün
öleceğiz, dostum.
Sanırım önce senin
gitmeni tercih ederim.
Arkanda açık bir yol
var.
Israr ediyorum.
Bana iki krep al.
Üzerine sadece şeker.
Amerikanların sana
ulaştığını biliyorum.
Neden söz ediyorsun?
Süitten geri
döndüğünde bileğinde kelepçe izleri vardı.
Saatini o zaman
kaybettin.
Seni tanıyorum, Anna.
Seni kendi kızım gibi
tanıyorum.
Şimdilik bildiklerim
bu limuzinden çıkmayacak.
Ama Amerikanların her
planını bana rapor etmelisin.
Ne tür bir iş?
Son 20 yıldır KGB ile
bir ilişkimiz var.
Dostane değildi ama saygılıydı.
Aynı işteyiz hepimiz
sonuçta.
Bunların hepsi Vassiliev
yönetici olunca değişti.
Vassiliev'i öldürmek
mi istiyorlar?
Ve işi benim yapmamı.
Bu dünyada en çok ne
istiyorsun, Anna?
Özgürlüğümü.
Dediklerimi aynen
yaparsan, sana söz veriyorum özgür olacaksın.
Nerede o?
Tamam.
Başka bir açı ver.
Soldan.
İşte bu.
Zumla.
Daha!
Daha çok, daha çok.
Yüzünü göreyim.
Yüzünü!
Kapatın.
Sevgili Olga eğer bu
mesajı alırsan her şey planlandığı gibi gitti demektir.
Sen Vassiliev'in
koltuğundasın ve ben Umarım
hayattayımdır.
Bana kendimi korumayı
öğrettin çünkü başkası benim için yapamazdı.
Ve bunun için minnettarım.
Ama yapamadığım tek
şey dosyamı veri tabanından silmek.
Çünkü sadece
Vassiliev bunu yapabilir.
Ya da ondan sonra
gelen.
Sözünü tutacağını
biliyorum çünkü onur senin için çok önemli ve o
olmadan bizler bir hiçiz.
Ama eğer anlaşmamızı değiştirmek
istersen diye kara bir kurt tuzağı daha yerleştirdim.
Son görüşmemizi
kaydettim.
Vassiliev'in raf ömrü
doldu.
Hayatımızı bu
erkeklerin yönettiği yetti artık.
Amerikanların senin
için sakladığı silahı kullan.
Tek yapman gereken orospu
çocuğuna haddini bildirmen.
Bana yıllardır
öğrettiğin her şeyi uyguladım ve artık yokum.
Umarım buna saygı
duyarsın.
Ve umarım benimle
gurur duyarsın.
Mat!
Sürtük.
Önceki Yazı
« Prev Post
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »
Next Post »