Print Friendly and PDF

Translate

Anna (2019)

|


119 dk
Yönetmen:Luc Besson
Senaryo:Luc Besson
Ülke:Fransa  
Tür:Aksiyon, Gerilim
Vizyon Tarihi:20 Haziran 2019 (Türkiye)
Dil:İngilizce, Rusça, Fransızca
Müzik:Eric Serra
Nam-ı Diğer:Untitled Luc Besson Project
Oyuncular
Sasha Luss
Helen Mirren
Luke Evans
Cillian Murphy
Tüm Kadro

Özet

Anna Poliatova, temelde bir suikastçıdır ama asla normal bir suikastçı değil. Onun çarpıcı güzelliğinin altında altında dünyanın en korkulan hükümet suikastçılarından biri yatar. 24 yaşında olan Anna’nın kim olduğunu ve içinde kaç kadın saklandığını kimse bilmemektedir. Genç kadın, Moskova'da pazardaki sıradan bir satıcı mı, Paris’te yaşayan bir model mi, yozlaşmış bir polis mi, yoksa sadece zorlu bir satranç oyuncusu mu? Onun gerçekte kim olduğunu bilmek için oyunun sonuna kadar beklemek gerekecekti

Altyazı

 - Evet?
 - Kimliğin açığa çıktı.
 - Hemen elçiliğe git.
 - Tamam.
 Evet.
 Ben Amerikan vatandaşıyım.
 Bir sorun mu var?
 Benimle gelin.
 - Hanımefendi.
 - Büyükelçi Hartman'ı arayın.
 - Kod 13 olduğunu söyleyin.
 - Anlamadım?
 Ben diplomatım.
 Onu arayın hemen!
 Burada kalın.
 Çalıştığın insanlara bir mesaj iletmeni istiyorum.
 Benim için bunu yapabilir misin?
 Teşekkür ederim.
 Siktir!
 Öyle mi?
 Hayır, sadece üç tane var.
 Denemediğim bir yer var ama.
 Pazar.
 Dün gece kulüpte tanıştığım bir adam tüyo verdi.
 Buraların playboyu gibi bir şey.
 Neyle karşılaşacağımızı Tanrı bilir   ama havaalanına doğru yola çıktı bile.
 Evet.
 Evet, tabii.
 Güle güle.
 Üzgünüm, ben Rusça bilmiyorum.
 İngilizce?
 İngilizce, Çince, Fransızca, Japonca, ne istersen.
 Hangisiyle ilgileniyorsunuz?
 Aslında seninle ilgileniyorum.
 Paris'te bir model ajansının gözlemcilerindenim.
 Geleceğin yıldızlarını bulurum.
 Paris'te modellik yapmak   ilgini çeker mi?
 Burada Moskova'da zaten meşgulüm.
 Bebek satmakla mı?
 Hayır, üniversitedeyim.
 Biyoloji okuyorum.
 Bırakmana gerek yok.
 Okuyan kızlarımız oluyor her daim.
 Modellik konusunda hiçbir şey bilmiyorum.
 Çabuk kapacağına eminim.
 Neyse, biz her şeyle ilgileniyoruz zaten.
 Eğitim, uyum sağlama, vize, dökümanlar.
 - Adın ne - Anna.
 Anna, lütfen saçını görmem için   baş örtünü çıkartır mısın?
 Evet.
 Muhteşem.
 Merhaba, hoş geldiniz.
 Nasıl yardımcı olabilirim?
 - Evet  - Anna!
 Paris'e hoş geldin.
 Yeni evine hoş geldin!
 - Nasılsın?
 - İyiyim.
 Şunu alayım elinden.
 Ajans burası.
 - Uçuş nasıldı?
 - Harikaydı.
 Öyle mi?
 Harika.
 Bunu duyduğuma sevindim.
 Seni tanıştırayım.
 Bu Dorothee, organizasyoncun.
 İşinin en iyisi.
 Seni sonra ararım.
 Merhaba, nasılsın?
 Fransa'da iki.
 Resmini çoktan dağıttım.
 İnsanlar sana deli oluyor.
 Diğer kızlar ise epey kıskandı.
 - Al bakalım.
 - Teşekkürler.
 Bir sürü Anna var aramızda aslında.
 O yüzden M ekledim.
 Anna M.
 Fransızca'da aşk demektir.
 Şerefe.
 Yeni yıldızımız gelmiş ve kimse bana haber vermiyor.
 John McKee, büyük patron.
 Burada olmana sevindim.
 Seninle Dorothee ilgilenecekmiş diye duydum.
 Hanginiz daha şanslı bilemedim.
 - Benim.
 - Tamam.
 Daireni gezmek ister misin?
 Tabii.
 Yeni evine hoş geldin.
 Lütfen anahtarları kaybetme.
 Çok para tutuyor, tamam mı?
 Ama önce   en önemli oda olan mutfak.
 - Ünlü Inge'miz ile beraber.
 Selam!
 - Evet, kızgın Inge.
 Sağ olsun Inge burayı çekip çeviriyor.
 Burası yemek odası   ve salonda da Petra ve Sonia var.
 Selam!
 - Sağ ol, Inge.
 - Siktir git, Inge.
 Çok komikler.
 Bu kızlar kalmayacak.
 Tokyo'ya gidiyorlar.
 Sanırım senin odan burası.
 Tüh be, yanlış Anna.
 Ajansta bir sürü   Anna var.
 Ne var?
 Sonra ararım seni.
 Dolaplar, dolaplar, dolaplar.
 Ve burada da Renata.
 Merhaba.
 Odan ve banyon.
 - Ve bu da Maude.
 - Merhaba.
 Merhaba.
 Anna.
 Bir şey lazım olursa   beni nerede bulacağını biliyorsun.
 Teşekkür ederim.
 Pekala, sana odanı göstereyim.
 İşte!
 Beklediğin gibi olmayabilir   ama iş almaya başladıkça   seni kendine ait bir daireye taşıyacağız.
 Asıl eğlence sette başlıyor.
 Yarın için adres.
 İlk çekimin.
 Önce öğreneceğimi sanıyordum.
 Evet ama pratik, teoriyi alt eder.
 Seni en iyilerden birine verdik.
 Mario Conti.
 Harika ellerdesiniz.
 Gitmem gerek.
 Şu lanet müziği kesin!
 Burası gece kulübü değil.
 Hey!
 Hiç bu kadar parlak   beyaz görmemiştim.
 Retinalarımı yakmaya mı çalışıyorsun?
 Değiştir!
 Üzgünüm, efendim.
 Ortaçağa hoş geldiniz.
 Oh!
 Tanrım!
 Geç kaldığım için çok üzgünüm.
 Metroya binmem gerekti.
 Taksi bulamadım.
 Nasılsın, tatlım?
 - Aman Tanrım!
 Bu ne?
 - Yok bir şey.
 Çok genç ve aptaldım.
 Öyle olmayan mı var?
 Bir şey bulun!
 Hey, Yüce Catherine.
 Giy şunu.
 O boku da suratına az sürün.
 İşte oldu.
 İşte buna gerçek müzik denir.
 Çıkın.
 Karemden dışarı çıkın.
 Hemen çıkın gidin.
 Tamam mı?
 Yapmışsın.
 Tamam, bana bak.
 Ve gülümse.
 Lütfen, rahatla ve gül.
 Hadi, dön, dön.
 Çok sıkıcı.
 Dön.
 Kal öyle.
 Göğüsler dışarı.
 Dışarı çıkar, dışarı çıkar.
 Memelerini çıkar.
 Çıkar memeleri.
 Daha fazla duygu!
 Bu harika.
 Evet, tamam.
 Evet!
 Evet, çılgınca.
 Tamamen çılgınlık.
 - Görüşürüz, Anna.
 - Görüşürüz, Renata.
 Odamda ne halt ediyorsun?
 En büyük yatak sende.
 Benim yatağım çok küçük!
 - Hadi, bize katıl.
 - Hayır, teşekkürler.
 Sadece bu gecelik.
 Çekil!
 Kes şunu!
 Al bakalım.
 Oleg, dostum!
 Gelebilmene çok sevindim.
 John.
 Bu sefer nereden geldin?
 Bilirsin işte, oradan buradan.
 Uluslararası gizem adamı.
 İçeri gel, gel!
 Harika bir yeni yetenek bulduk.
 Bu Milena.
 Elite'in elinden aldığımız Brezilyalı.
 Latin Amerikalı altın madeni.
 O kim?
 Şuradaki?
 Anna M.
 Kısa zaman önce Moskova'dan geldi.
 Tanıştırmamı ister misin?
 Hayır, hayır.
 Dinlenmem gerek.
 - Jetlag tuttu da.
 - Hayır, hayır.
 Hadi.
 Saksı gibi dikilmeni istemiyorum.
 Sen bir ortaksın.
 En yeni elemanınla tanış gel de.
 - Sana bir şey getireyim.
 - Teşekkürler.
 Anna!
 Oleg Filenkov ile tanıştırmama izin ver.
 Hemşerin olur kendisi   ve firmamızın da ortaklarından biri.
 - Merhaba.
 - Ufak bir ortak.
 Siz ikinizi yalnız bırakayım.
 Ülkenizden falan konuşun.
 Çılgın bir parti.
 Paris'te mi kalıyorsunuz?
 Hayır.
 Londra'da bir evim var.
 Ancak genellikle St.
 Petersburg'da yaşıyorum.
 Kışın Avrupa.
 Bahar zamanı   daha güzel bir şehir yoktur.
 Baharın gelişini kutlamak için   her sene orada parti veriyorum.
 Gelebilirsen çok sevinirim.
 Ama Kasım'dayız.
 Çabuk iş aldığın söyleniyor.
 Programın önüne geçmeye çalışıyorum.
 Evet, burada beni çok meşgul ediyorlar.
 Her şey çok hızlı oluyor.
 Seni akşam yemeğine davet etsem   bu da mı çok hızlı olurdu?
 Hayır, hayır.
 - Hayır, hayır.
 - Sorun ne?
 Yok bir şey.
 Hala  Çok erken gibi geliyor.
 Biraz daha şampanya alabilir miyim, lütfen?
 Tabii, ama iki ay oldu Anna.
 Hemen her gün görüşürüyoruz.
 Her dakikasını sevdim.
 Ama beni öpüyor ve gidiyorsun.
 Beni tekrar öpüyorsun.
 Ben oyuncak mıyım?
 Hayır, elbette değilsin.
 Sadece  Söylediğim için üzgünüm ama  Bir kenara atacağın kızlardan   biri olmak istemiyorum.
 Seni her etkinliğe davet ediyorum.
 Her yemeğe.
 Her gece seni kolumda gezdiriyorum   Paris'te herkese seni gösterebilmek için.
 Seni ikna etmek için daha ne yapmam gerek?
 Teşekkürler.
 Bilmiyorum.
 Belki bana kendinle ilgili bir şeyler anlatabilirsin.
 Ne demek istiyorsun?
 Mesela işin ne?
 Ne yapıyorsun?
 Casus falan olmandan korkuyorum.
 Tatlım, söyledim ya.
 İthalat, ihracat işindeyim.
 Sıkıcı bir iş.
 Ve arada bir de yasal çizgileri geçiyorum.
 Ne tür çizgiler?
 Dünyanın dört bir yanında   ülkelere yaptırım uygulanıyor, değil mi?
 Kim acı çekiyor?
 Liderler mi?
 Asla.
 İnsanlar acı çekiyor.
 Ben onlara yardım etmek için buradayım.
 - Nasıl?
 - Yiyeceğe ihtiyaçları var.
 İlaçlara, petrole.
 Hammadelere.
 Ben de bunları tedarik ediyorum.
 Yiyecek ve ilaç?
 Arada bir de silah.
 Ne zamandır beri silahlar hammadde oldu?
 Özgürlüğünü savunmak içinse öyleler.
 Kaç ülkeye bu şekilde yardım ediyorsun?
 Suriye.
 Libya.
 Somali.
 Tamam, dur.
 Bilmek istemiyorum.
 - Çeçenistan.
 - Dur!
 Bunu kimseyle konuşmamam gerekiyordu.
 Bunu yapmakla çok ciddi risk alıyorum.
 Kanıt mı istiyorsun?
 Al sana kanıt.
 Aşkın için hayatım.
 Lavabo nerede?
 Bana bir dakika ver.
 Bebeğim, harikasın.
 Hoşuna gitti, değil mi?
 Hoşuna gitti mi?
 Senin için de iyi miydi?
 Öyle olduğuna bahse girebilirsin.
 İçkimiz bitmiş.
 Öğle oldu.
 Öğle vaktinde içmeme izin yok mu?
 Otun hepsini içtin mi?
 Biz içtik.
 Ne yapıyorsun?
 Bir bakalım.
 Donanma'da çalışmak mı istiyorsun?
 Çekme onu.
 Sana uyuşturucu testi yapacaklar.
 Temize çıkabilirim.
 Parayı falan dert etme sen.
 Ben her şeyi halledeceğim.
 Dinle, bebeğim.
 Birlikte yaşayabilelim diye büyük bir iş ayarlıyorum.
 Bana güveniyor musun?
 Bana güveniyorsun, değil mi?
 Güveniyor musun?
 Bilmiyorum.
 Bu ne demek?
 Bilmiyor musun?
 Bana inanmıyor musun?
 Seninle konuşurken beni dinle!
 Geri alalım, seni sokaklardan kurtaran kimdi?
 Ben olmasam bir lokma yemek için kendini satardın!
 Değil mi?
 Seni kurtardım.
 Seni evime, hayatıma aldım!
 Hiçbir dert olmadan kafayı bulmana izin veriyordum.
 Beni buna sen bulaştırdın.
 Seni nankör sürtük!
 Senin gibi kolay bulduğumu mu sanıyorsun, küçük melek?
 Hayır!
 Ama sen hep mutsuzsun!
 Hep fazlasını istiyorsun.
 Hep daha fazlasını!
 Konuşurken yüzüme bak.
 Sürtük!
 Özür dilesen iyi edersin.
 Ayaklarıma kapanacaksın.
 Dizlerinin üzerine çök.
 Bulaşık bile yıkamıyorsun lan!
 Ya da yiyecek almıyorsun!
 Her şeyimiz bitmiş.
 Küçük sürtük!
 Hey, Anna!
 Ben de seni arıyordum.
 Atla.
 Bu kimin arabası?
 Senin, bebeğim!
 Bugünden itibaren sana Benz diyecekler!
 Çalıntı mı?
 Elbette hayır.
 Sana demiştim büyük bir iş bağlıyorum diye.
 Hayat harika olacak, söz verdiğim gibi.
 Hadi, atla.
 O burada ne arıyor?
 Evet, haklısın.
 Biliyorum  Tuhaf görünüyor.
 Eve gidelim her şeyi anlatacağım.
 - Tamam?
 - Orada görüşürüz.
 Hadi ama, yürümek 20 dakika sürer.
 Atla arabaya.
 Kapı.
 Lütfen, atla.
 Madam.
 Amerika.
 Ah!
 Üç  Beş  Dokuz  Dokuz  Ha?
 Piotr!
 Piotr!
 Piotr!
 Piotr!
 Ah!
 Piotr!
 - Piotr.
 - Huh?
 İngilizce biliyorsun sanırım.
 Soruların olacak.
 Ben de cevaplayacağım.
 Ama önce dinlemeni istiyorum.
 Hepimizin hayatında dönüm noktaları olur.
 Çoğu zaman kaçırana kadar   onları göremeyiz.
 Ama sana bunun o anlardan biri olduğunu söylüyorum.
 Her bir kesişme çeşitli ihtimaller sunar.
 Sen sadece doğru yolu seçmelisin.
 Ve bazen bu seçimlerin çabuk yapılması gerekir.
 Anna.
 İngilizce bildiğimi nereden anladın?
 Birkaç gün önce, donanmaya katılmak için   başvuruda bulunmuşsun.
 Neden?
 Beni bu boktan yerden   çıkaracak her şeye başvururum.
 Baban bir teğmenmiş.
 Ama bunu başvuruna yazmamışsın.
 Ve Omsk Askeri Akademisi'nde adaymışsın.
 Ama 17 yaşında atılmışsın.
 Ailem öldükten sonra.
 Satranç sevdiğin yazıyor burada.
 Oynayabilirim.
 Profilin ilgimizi çekiyor.
 Geliştirmene yardımcı olabileceğimiz yeteneklerin var.
 - Ne gibi?
 - Keskin bir zeka.
 Baskı altında sakinlik.
 Ve belli miktarda öfke de kullanışlı olabilir.
 Ama çoğunlukla sen kör anahtarsın   yani birçok kapıyı açabilme   potansiyelin var.
 Bana iş mi teklif ediyorsun?
 Yeni bir başlangıç teklif edeiyorum.
 Bir sene askeri eğitim.
 Dört yıl sahada görev.
 Ya bitince?
 Beş dakika önce bir geleceğin yoktu.
 Şimdi geleceğinin ne olacağını mı bilmek istiyorsun?
 Beş yıl sonra gitmekte serbestsin.
 Yüzünü görmüştüm.
 Yani ya seninle geleceğim   ya da hiçbir yere gitmeyeceğim.
 Gördün mü?
 Demiştim keskin zekan var diye.
 Hayır.
 Tekliflerini beğenmedim.
 Bence yanlış kararı verdin.
 Dönüm noktalarından ve seçimlerden bahsediyorsun.
 Bunlar sadece güzel kelimeler.
 Bunun anlamı   beni yine boktan bir kutuda   boktan bir şehre götüreceksiniz.
 Hayatında kendi seçimlerini yapmaya hakkın var.
 Oraya git, buraya git.
 Evet de, hayır de.
 Ama yapamayacağın şey, hayatın kendisini reddetmek.
 Hayatın bir hediyeydi.
 Sana kim verdi bunu?
 Ailem.
 Onları böyle mi onurlandırıyorsun?
 Baban böyle yapmanı mı isterdi?
 Onların hayatları sona erdi.
 Ama seninki ermedi.
 Biraz inancın olsun.
 En son birilerine inandım   ve bak beni nerelere getirdi.
 Asla birilerine inanma, Anna.
 Kendine inan.
 Güzel.
 - Nasıl içeride?
 - Gergin.
 Hiç yürüyor mu?
 Genelde oturuyor.
 Bir saattir.
 - Su istedi mi?
 - Hayır.
 Ya ayakkabıları?
 Onlarla oynadı mı?
 Çıkarıp geri giydi mi?
 Fark etmedim.
 Beklettiğim için üzgünüm.
 Çay ya da kahve ister misin?
 Hayır, teşekkürler.
 Evet, ben de kahveyi kesmeye çalışıyorum.
 Saat 3'e gelmiş.
 Pardon, kendimi tanıtmadım.
 Ben Ajan Leonard Millet.
 Bir görev için Paris'teyim.
 Fransız meslektaşlarıma yardım ediyorum.
 Böyle de nazik biriyim.
 Burada tam bir masal gibi hayatın var.
 Moskova'da sebze satmaktan   top modelliğe, hem de altı ayda?
 Ben Matruşka bebekleri satardım, sebze değil.
 Küçük Rus bebekleri.
 Pekala.
 Şu Küçük Kibritçi Kız hikayesi gibi.
 Bilir misin onu?
 Kızın biri kibrit satıyormuş, hava soğukmuş ve ölmüş.
 Çok can sıkıcı.
 Ama sen kurtulmuşsun.
 Oleg Filenkov ile ilişkiniz   ne boyuttaydı?
 Ajansın ortaklarından biri   ve ara sıra onunla rastlaşırdık.
 Daha kişisel miydi?
 Samimi?
 Cinsel?
 Benimle flört ederdi ama herkes ediyor.
 Yorucu olmalı.
 Her daim erkekleri savuşturmak.
 - Alışıyorsun.
 - Onu en son ne zaman gördün?
 Geçen hafta sanırım.
 Oleg ayın 27'si Salı günü   Le Murice'in Başkan Süiti'nde öldü.
 İşe bak ki sen de 27'si Salı günü   Le Meurice'e tam saat 1:37'de girmişsin.
 Bay Filenkov da arkandan 1:58'de girmiş.
 2 ile 5 arasında bir ara   Oleg ve koruması kötü bir günün yanlış tarafında kalmış.
 Otelden 2:23'te ayrılmışsın.
 Gördün mü?
 Bunu bana açıklar mmısın?
 Şey  Locadaki barda oturup onu bekledim ama   o hiç gelmedi.
 Bir içki içmek için buluşmak istediğini söyledi ve  Evet, bunun anlamını biliyorum.
 Sikişmek mi?
 Sikişmek galiba.
 Üzgünsün.
 Özür dilerim.
 Teşekkürler.
 Şüpheli bir şey fark ettin mi?
 Ne gibi?
 Palayla içeri dalan   kocaman bir adam gibi mi?
 Hayır, daha çok susturuculu 92 kalibre Beretta gibi.
 Otelin güvenlik kameralarına bakamıyor musunuz?
 - Onları fark ettin mi?
 - Her yerdeler.
 Kasetler silinmiş.
 Sanki profesyonellerle uğraşıyoruz gibi.
 Bakın, ben şehirde yeniyim.
 Çalışıyorum.
 Hayatımı kazanıyorum.
 Bu yüzden hepsini kaybetmek istemiyorum.
 Bir kız arkadaşım var.
 Çok kıskançtır.
 Ve tamam, evet   onunla yatabilirdim ama yatmadım.
 Zaten bu bir suç olmazdı, değil mi?
 Hiç moda gösterisi izlemedim.
 İnanılmaz olmalı.
 İsterseniz davetli bileti ayarlayabilirim.
 Gerçekten mi?
 Çok sevinirim.
 Bir süreliğine Paris'teyim.
 Arayı açmayalım.
 Sonra görüşürüz.
 Onunla ne yapabileceğimi anlamadım.
 Yüksek eğitimi yok.
 Keşin teki.
 Bir senedir temiz.
 Ve özellikleri inanılmaz.
 Konu ne olursa olsun.
 Buraya bakın.
 Nişancılık, oyunculuk.
 Herkesi satrançta yendi.
 Satranç oynaması sikimde sanki!
 Kombiyi tamir edebilir mi onu söyle, o zaman umurumda olur.
 Bıçaklar, %100.
 Araba sürme.
 Hmm.
 Ama aradığımız profilde değil.
 Sikişgen, sanırım.
 Bal tuzağı olarak işe yarar.
 Ama bunun dışında, onunla ne yapabiliriz bilmiyorum.
 KGB'ye her duruma ayak uydurabilecek zeki ajanlar gerek.
 Çabuk ve uygun şekilde tepki verebilen.
 İhtiyaçlarımız konusunda açık olduğumu sanmıştım.
 Çalışırken aklında hep bu vardı.
 Genel bilgisi   anında seçenekleri değerlendirebilme yeteneği.
 Son derece zeki.
 "Zeki davranmak için   zekadan fazlası gerekir.
" Dostoyevski.
 "Kuru ve derin bir kuyunun dibindeki esir gibi   ne kim olduğumu ne de beni neyin beklediğini bilmiyorum.
" "Evet, Şeytan ile olan bu inatçi   ve acımasız mücadeleden   zaferle çıkmak benim kaderim.
" "O zaman zihin ve madde mükemmel uyum içinde kaynaşacak.
 Ve evrenselin hükmü başlayacak.
" Hmm.
 Chekhov.
 Seagull.
 1.
 bölüm.
 - Oyun içinde oyun.
 - En sevdiğiniz oyun.
 - Bunu nereden bildin?
 - KGB için çalışıyorum, bebek.
 Kendisi pek  Onu alacağım.
 Denemeye.
 İşe yaramazsa onu ceset torbasında eve gönderirim.
 Anlaştık.
 Gel.
 Arka masalardan birinde olacak.
 Ya silah?
 Ve yanındaki korumalar?
 Ben nereden bileyim?
 Senin için işi benim yapmamı mı istiyorsun?
 Hayır, ben hallederim.
 İşin bitince, telefonunu al.
 Arka kapıdan çık.
 Arabada bekliyor olacağız.
 Beş dakikan var.
 Üç dakika.
 Beş dakika oldu, gidelim.
 Telefonu ne olacak?
 - Başka bir yol buluruz.
 - Peki ya o?
 Bir görevi tamamlayamıyorsa   o umurumda değil.
 Ona bir dakika daha vermeliyiz.
 Neden?
 Neden verelim?
 Çünkü bu görevi beş dakikada   tamamlamak imkansız.
 Sıkıntı iyi bir öğretmendir.
 Fazladan dakikamız da doldu.
 Hadi, gidelim.
 İşte.
 Sana beş dakika verdim.
 Beş saat oldu.
 Aferin.
 Silah   dolu bile değilmiş!
 Ekipmanını kontrol etmeliydin.
 Bana tuzak kurdun.
 Neden topalladığımı biliyor musun?
 Hadi ama, profilimde okumuş olmalısın şimdiye dek.
 Küçük bir kaza.
 Çeçenistan'da.
 Resmi versiyonu bu.
 İşin aslı eğitim sırasında   Siberya'da Karakan Ormanı'na bırakılmıştım.
 Karakan'da kurtlar var.
 Aynı zamanda kara gömülü kurt tuzakları var.
 Üç gün boyunca bacağımda metal bir kapan sürükledim.
 Kampa nihayet geri döndüğümde   eğitmenim bana bir tornavida verdi   ve dedi ki, "Bela asla uyarı vermez.
" Üzgünüm.
 Bir daha olmayacak.
 Hayır, olmayacak.
 14 gün hazırlık zamanın var.
 Akıllıca kullan.
 Üç numaralı bina, 11.
 kat, 25.
 daire.
 Yeni evine hoş geldin.
 Teşekkür ederim.
 - Alo?
 - Yerleşiyor musun?
 Evet.
 Gri bir kutu daha.
 Başladığımız yere dönmüşüz gibi geliyor.
 Sabret.
 Bu ilk günün.
 Biliyorum, biliyorum.
 Yemek yemek ister misin?
 Çok isterim.
 Seni görmeyi de çok isterim.
 Harika.
 Ama Olga bana bir sürü iş verdi.
 Hazırlanmam gerek.
 Tabii.
 - Tabii, elbette  - Biliyorsun, çok isterdim  Biliyorum, biliyorum.
 Çalışmana bak.
 Önemli olan bu.
 Başka bir zaman ayarlarız.
 Evet, başka bir zaman.
 Kız aramak için para mı alıyorsun?
 Benim işim bu.
 Ama kimse bana para vermiyor.
 O kadar kolay değil.
 Her gezimde beş ya da altı kız bulmam bekleniyor   ama şu an zorlanıyorum.
 Moskova'da güzel kız   bulmakta mı zorlanıyorsun?
 İşini yanlış yapıyorsun, dostum.
 Hayır, sadece güzel değil.
 Eşsiz bir şey arıyoruz.
 İnciler, mücevherler.
 Ve 1.
80'lik inciler ağaçta yetişmiyor.
 Moskova'da bile.
 Izmailovsky Parkı'ndaki pazarı denedin mi?
 Izmail  Izmailovsky Parkı.
 Yazmamı ister misin?
 - Evet, lütfen.
 Evet.
 - Evet.
 Pazara giriyor.
 Beş dakika sonra yanında olacak.
 Tamam, anlaşıldı.
 Üzgünüm.
 Rusça bilmiyorum.
 Onunla temas halinde.
 Tam zamanında.
 Yürü!
 Anna M.
 Fransızca'da aşk demek.
 Şerefe!
 Evet?
 - Nasıl gidiyor?
 - Ona etrafı gösteriyor.
 Ajansı kontrol ettin mi?
 Haftasonu.
 Tipik bir ajans.
 Daireyi kontrol ettin mi?
 Beş kız, hepsi temiz sayılır.
 Biraz uyuşturucu, ufak sabıkalar.
 Yerleşince beni arasın.
 - Benim.
 - Yeni hayatın nasıl?
 Yalnız yaşıyor olsaydım daha kolay olurdu.
 Aralarına sızmak için oradasın, tatil için değil.
 Bana bir isim verdiler.
 Artık Anna M.
 oldum.
 - Moskova'nın M'si mi?
 - Başka ne olacak?
 Ne orijinal.
 Oda arkadaşların nasıl?
 Baş edemeyeceğim bir şey yok.
 Fransız kız bana yazılıyor hep.
 Seks nasıldı?
 - Nereden bildin?
 - KGB için çalışıyorum, bebek.
 Seks güzel.
 Detaylara gireyim mi?
 Hayır.
 Durmana gerek yok.
 Kolunda bir kız olursa   avcılar senden uzak durur.
 Sadece işine mani olmasına izin verme.
 Hedefin önümüzdeki ay Paris'e gelecek.
 - Hazır ol.
 - Olacağım.
 Şey  Belki de boş mideyle içki içmemeliyim.
 - Sana bir şeyler getireyim.
 - Teşekkürler.
 Anna!
 Oleg Filenkov ile tanıştırmama izin ver.
 Hemşerin olur   ve firmamızın ortaklarından biri.
 Selam.
 Çılgın bir parti.
 Evet.
 Paris'te mi yaşıyorsun?
 Londra'da bir evim var.
 Ama genelde St.
 Petersburg'da yaşıyorum.
 Kışın Avrupa.
 Evet, uzun zaman önce halamla bir kez.
 Bundan daha iyi bir açı yok mu?
 Üç kameramız var.
 Daha çok kamera istemedim!
 Daha iyi bir açı istiyorum!
 Bu boktan görüntülerin canı cehenneme!
 Moskova'nın elindeki en iyi teknoloji   bu mu yani?
 Teleskopumla gelsem daha iyiydi!
 Seni yemeğe davet etsem   bu da çok hızlı mı olurdu?
 Bingo.
 Madam.
 Sonra görüşürüz.
 O nasıl biri?
 Zeki, yakışıklı.
 - Biraz göt.
 - Tipik CIA.
 - Kasetlerden söz etti mi?
 - Sadece silindiklerinden.
 Sokağın karşısındaki güvenlik kameralarının   otele giriş ve çıkışımızı gösteren görüntüleri var.
 - Ya sonra?
 - Dediğim gibi.
 Beni fazla sıkmadı.
 Bir şey yok.
 Ve gitmene izin verdi?
 - İyi bir yalancıyım.
 - Hayır, hayır.
 Yalan söyleseydin anlardı.
 - Onunla alakalı başka bir şey yok yani?
 - Hayır, hiçbir şey.
 Pazar'a kadar belaya bulaşma.
 Moskova'ya dönüyorsun.
 Temelli mi?
 Soruları ben sorarım.
 - Evet?
 - Benim.
 Çok güzel.
 - Onu tutmayı mı düşünüyorsun?
 - Fikrini istedim.
 Ailesi yok, bağı olan kimse yok hiçbir şey yok.
 Koz yok.
 Bize istediği zaman sırtını dönebilir.
 İyi eğitildi.
 Seçimlerinden bazıları gereksiz.
 "Saldırganlar bazen kötü hamlelerinden pişmanlık duyabilir   ama kaçmasına izin verdiğin   bir fırsat için sonsuza dek   pişmanlık duymak daha kötüdür.
" - Lenin?
 - Kasparov.
 Satrançta iyi olduğunu söylüyorlar.
 Oynamalıyız.
 Şimdi, sorun var mı?
 İki yılım dolmak üzere.
 Biri eğitimde, biri de görevde.
 Beş yılım dolunca, Moskova'da kalmak zorunda mıyım?
 Yoksa istediğim yere gidebilir miyim?
 Nedir bu beş yıl meselesi, Olga?
 Saygısızlık etmek istemem   benim bölümümde beş yılı çok az kişi doldurdu.
 - Sen hariç.
 - Ben hariç.
 Bunların benim için anlamı nedir?
 KGB için çalışıyorsun.
 Bu sene, beş sene, on sene.
 Mutlu ol ve ülkene hizmet ettiğin için gurur duy.
 Saygısızlık olmasın, ülkeme hizmet etmekten gurur duyuyorum.
 İki yılda 27 hedefi etkisiz hale getirdim.
 Ama bana söylendi ki  KGB'den ayrılmanın tek bir yolu var.
 Ne olduğunu öğrenmek ister misin?
 Hayır, efendim.
 O zaman benimle oynama.
 Satranç hariç.
 Bir oyun oynayalım mı?
 Belki başka bir gün.
 Güzel.
 İşte!
 - Merhaba.
 - İçeri gel.
 İçeri gel.
 Merhaba, bebeğim.
 Bir haftadır bu yeri hazırlıyorum.
 Burası mutfak.
 Bir sürü Rus yemeği var senin için.
 Burası da salon.
 Ve en önemli oda  Yatak odası.
 Gel hadi, gel.
 Gösterilere katılıyoruz, para kazanıyoruz   ve şimdi de kendi dairemiz var.
 Dorothee'nin söz verdiği gibi.
 Ve bu bizim!
 İstediğimiz yerde uyuyabiliriz.
 İstediğimiz yerde yiyebiliriz.
 Ve   istediğimiz yerde yiyişebiliriz.
 Hangisini önce istersin?
 Yemek mi seks mi?
 Aslında, yürüyüşe çıkmak istiyorum.
 Yağmurda mı?
 Duracak.
 Sorun ne?
 Yok bir şey.
 Kafamı boşaltmak ve yalnız kalmak için   çok zamanım olmadı.
 Ailenle geçirdiğin hafta nasıldı?
 Gergin.
 Anlıyorum.
 Sen yürüyüşe çık.
 Ben yemek hazırlayayım.
 Ve gelirken şarap al.
 - Ne dersin?
 - Tabii.
 Tamam o zaman.
 - Evet?
 - Merhaba.
 Bekle.
 Anna, bu numara ne?
 Güvenli mi?
 Nazik Japon bir bayan telefonunu ödünç verdi.
 Yeni yerin nasıl?
 Güzel, tarz bir yer.
 Bir sorun mu var?
 Hayatım bu mu artık, Alex?
 Cep telefonları çalmak   gözlerimin arasında kurşun yemeyi beklemek?
 Hey, Vassiliev'in aklına girmesine izin verme.
 Başka yollar da var  Bana seçimler ve yollar ile ilgili masallar anlattın   ve beş yıl içinde özgürlüğümü vaad ettin.
 Beş yıl dolmadan çoktan öleceğimi   düşündün, değil mi?
 Herkes başaramıyor.
 Hakkını vermek lazım.
 Ama bir şansın var.
 Şimdilik anın tadını çıkar.
 Kendine zaman ayır, Anna.
 Senin iyiliğin için.
 Bırak akıntı altından aksın.
 Güçler değişir.
 Düşmanlar yok olur.
 Hayatta kalmak için gerekeni yap.
 Zaman gerisini halleder.
 Bana söz ver, Alex.
 Ne olursa.
 Bir gün çıkmanın bir yolunu bulursam   benim yanımda olacak mısın?
 Elimden geleni yaparım.
 Yakında görüşürüz.
 Dinle, zor bir   dönemden geçtiğini biliyorum.
 Nedenini bilmiyorum   ama bilmekte istemiyorum.
 Bilmeni istediğim   seni olduğun gibi seviyorum   ve ne zaman ihtiyacın olursa   yanında olacağım.
 Tamam mı?
 Teşekkür ederim.
 Tamam, kızlar.
 Yapalım şu işi.
 Bum!
 Tamam, çok hoş.
 Evet!
 Çok güzel, kızlar.
 Çok güzel.
 Daha yaramaz.
 Daha da yaramaz.
 Evet, bu güzel.
 Bu çok güzel!
 Evet!
 Evet, yeşil elbise!
 Aman Tanrım   ne de güzel bacakların var!
 Tamam, sıradaki.
 Bitti.
 Sıradaki!
 Sıradaki, tamam mı?
 Tamam.
 Tanrım, bu çok güzeldi!
 Hissediyoruz.
 İyi hissediyoruz.
 İyi hissediyoruz.
 Hadi, bu çok güzeldi.
 Harika.
 5'te gitmem gerektiğini biliyorsun, değil mi?
 Sorun değil.
 Bir saat sonra işin bitiyor, tamam mı?
 Harika.
 Bu güzel.
 Yeterince iyi.
 Unutmayın siz prensessiniz, travesti değil.
 Kadınsı enerjinizi   görmek istiyorum zahmet olmazsa.
 Alo?
 Evet?
 Poz verin, tamam mı?
 Dün geceden sonra düzeldin mi?
 Ooh.
 Tamam, yeterli.
 Belki, evet.
 Olabilir.
 Anna, aşkım!
 Yaratmaya çalışıyorum burada.
 Lütfen pozu bozmadan durur musun?
 - Koduğumun malı.
 - Anna  Kımıldama.
 Lütfen, Anna.
 Bu iş bize lazım.
 Dün getirdiğin o şeyi getir.
 Evet, evet, evet.
 Bu gece.
 Amanın, hiç mutlu değil bu!
 Aman Tanrım!
 Yaramazlık yapalım hadi.
 Gülümse.
 Gülümse.
 En iyi gülüşünü ver.
 Neden?
 Lanet olsun, kan bu.
 En iyi gülüşünü ver dedim!
 - Tamam.
 - Böyle daha iyi.
 Şimdi köpek ol.
 Evet, köpek ol.
 Aferin kancık köpek.
 Ellerini ait oldukları yere koy.
 Tamam, bu güzeldi.
 Bitti gitti.
 Sakın bana dokunmayın.
 Dokunmayın bana!
 Bir saatten fazla geciktin!
 Elimden geldiğince çabuk geldim.
 Olga şimdiden en az on kez aradı.
 Ver şu koduğumun dosyasını ve kapa çeneni!
 Wurtenberg, 49, Alman diplomat   Polonya'daki elçilikte.
 Orta Doğu'daki bütün yasa dışı para ondan geçiyor.
 Boşanmış, çocuğu yok.
 Birkaç kez yaklaşmayı denedik.
 Ama umutsuz.
 Satın alınamıyor.
 Şantaj için elimizde koz yok.
 Ama bir zayıf noktası var.
 Tahmin edeyim.
 Milan'da, Stefano adında   bir adamın hizmetini kullanıyor.
 O tarafta işleri çoktan hallettik.
 Yani Wurtenberg seni bekliyor.
 Silah nerede?
 Banyoda.
 İkinci lavabonun arkasında.
 - Koruma?
 - Bir tane.
 Çok vahşi bir hergele.
 Koridoru gözlüyoruz   ama kamera ya da dinleme cihazı sokmak imkansız.
 Takviye kuvvet olmayacak.
 Bir engele rastlarsan  Rastlamayacağım.
 Ataşenin çantasını, anahtalarını   belgelerini ve parmak izlerini getir.
 Sorun var mı?
 Hangi oda?
 Daha fazla ilerlersen bedelini ödersin.
 - Tam zamanında.
 - Üzgünüm.
 Trafik işte.
 Moda haftası.
 - Lavaboyu kullanabilir miyim?
 - Evet, ama acele et.
 - Çok zaman kaybettik.
 - Uzun sürmez.
 Güzel.
 12 dakika içerideydin.
 Pek işbirlikçi olmadı.
 - Parmak izleri nerede?
 - Bundan alabiliriz.
 Hayır, gerizekalı.
 Mesajı okumadın mı?
 Evet, okudum.
 İşaret parmağı nerede?
 Benden beklentin  Parmağını getirmendi.
 Mesajda belirttiğim gibi.
 Parmak izlerini her yere dağıtmadan   onu nasıl açığa çıkarmamızı bekliyorsun?
 Mossan'ı yollamamı ister misin?
 Hayır.
 Bu benim hatamdı.
 Benim hatamdı ve bunu ben yapmalıyım.
 Hazır oradayken saatini de geri getir.
 Arkanda asla bir şey bırakma.
 Neden hala buradasın?
 Git hadi.
 İşte.
 Bitti mi?
 Evet.
 Şimdi yatabilir miyim?
 Öldürmemi ya da sakat bırakmamı istediğin başka biri var mı?
 Senin sorunun ne?
 Her şeyden yoruldum artık.
 Ben  - Ara ver.
 - Ne?
 Güneşli bir hafta geçir.
 Nerede istersen.
 Dinlen, kendine gel.
 Bunu atlatmaya bak, her neyse.
 - Teşekkürler.
 - Bir hafta.
 Fazla değil.
 Kızlar, size bir içki ısmarlayabilir miyim?
 Milyarder değilsen, yürümeye devam et dostum.
 Tanrım, burası çok sıcak.
 Bungalova dönüp duş almak   ister misin?
 Sen git.
 Ben sonra sana katılırım.
 Tamam.
 Selam.
 Tatilinin tadını çıkardın mı?
 Evet, harikaydı.
 Sana bir hediye bile aldım.
 İşte, bir kartpostal.
 Hmm.
 Çok hoş.
 İşe dönme zamanı.
 Neler oluyor?
 Siktir!
 Beş numara, döner misin lütfen?
 Hey!
 Beyler, mükemmel.
 Çok hoş, harika.
 Mükemmel.
 Canım, beni izle.
 Kımıldama.
 Biraz daha Marie-Antoinette.
 Mükemmel.
 Hey!
 Güzel, çok güzel.
 Ateş istiyorum.
 Ver hepsini, hadi.
 Ateş!
 Ateş!
 İşte bu.
 Tamam!
 Evet, zorla bebeğim!
 Daha da zorla!
 Daha da!
 Neyin var göster bana!
 Göster bana!
 Hadi!
 Hadi!
 Hadi!
 Bu sene iyi iş çıkardın.
 Önümüzdeki hafta Moskova'ya dönüyorsun.
 Patron seni görmek istiyor.
 Sen delisin.
 İhtiyacım vardı.
 Benim de.
 İtiraf ediyorum, başlangıçta sana biraz inanmıştım.
 Çok güzel olan kızlar   er ya da geç sorun olur.
 Bu yüzden sadece çirkinleri işe alırız.
 Olga'dan söz etmişken, sana bir   seçkinlik madalyası verilmesini istedi.
 Ama fazla umutlanma.
 Tören falan olmayacak.
 Hizmetin bittiğinde   ismin girişteki duvara kazınacak   ve eğer varsa çocuklarına emekli maaşı verilecek.
 Şimdi, ne düşünüyorsun?
 Böyle bir onuru hak ediyor musun?
 Şah.
 Hayır.
 Mat.
 Yakalayın onu!
 Joseph, benimle gel.
 Bu kadar şaşırmış görünme.
 Görüşürüz demiştim.
 Bunun nasıl olacağını bildiğimi   seni ne zamandır izlediğimi   bütün bu iyi şeyleri   bilmek isteyeceksin tabii.
 Ve bilmeyi hak ediyorsun, gerçekten.
 Belki bir gece yemeğe çıkar sohbet ederiz.
 Ama şu anda zor bir durumdayız   çünkü dostların nerede olduğunu merak etmeye   başlamadan önce anlaşmak için beş dakikamız var.
 Sana özet geçmeme ne dersin?
 Durumu anlıyorum.
 Evet ama özet geçeceğim yine de.
 Aynı takımda olduğumuzu bil diye.
 Şu anda seni Oleg Filenkov ve korumasının   Le Meurice'te öldürülmesinde dolayı tutuklayabilirim.
 Frederick Wurtenberg, cinayete teşebbüs.
 Tüm casusluk olayına girmiyorum bile.
 Seni istesem bir saat içinde   Fransız hapishanesine atabilirim   ya da bir telefon görüşmesi yapıp   seni Çekya'daki kara bölgelerimizden birine gönderebilirim.
 Amerikan İstihbaratı'nın   iyi insanlarının canları sıkılana dek   senin insan haklarına tecavüz edeceği yere yani.
 Yani sorunu anlıyorsun.
 Birinci çözüm de işini bitiririz.
 Bizim sorunumuzu çözer ama senin değil.
 Ayrıca yemek planlarımız da mahvolur.
 İkinci çözüm ise bizim için çalış.
 Ve yaşa.
 Yemek sana kalmış.
 Teklif edebileceklerin bu kadar mı?
 Pazarlık edebilecek durumda olduğunu sanmıyorum.
 Tamam o zaman.
 Öldürün beni.
 Tek teklif ettiğin çalıştığım insanlardan   aldığım aynı bok.
 Köle ol ya da öl.
 Yoksa kendini Ruslardan daha iyi görmüyor musun?
 Tarihsel olarak evet.
 O zaman daha iyi bir teklif yap.
 Pazarlık payım sınırlıdır.
 Fazla bir şey talep etmeyeceğim.
 Tamam.
 Bana seni neyin mutlu edeceğini söyle.
 Özgürlük ve koruma.
 Hmm.
 Çok şey istiyorsun.
 Pekala, o zaman şöyle olacak.
 Bizim için üç yıl çalış   sonra seni ortadan kaybedelim.
 Arizona'ya gittin mi hiç?
 Sıcaktır ama hava kurudur.
 Öyle diyorlar.
 Yazın hiç gitmedim.
 Hayır, bir sene çalışacağım.
 Açığa çıkana kadar en fazla bu kadar çalışabilirim zaten.
 Ve deniz kenarında yaşamak istiyorum.
 - Vancouver.
 - Fazla soğuk.
 Tamam, tavsiyen var mı?
 - Hawaii.
 - Hawaii.
 Hawaii.
 Tamam, Hawaii olsun.
 - Beni nasıl yakaladın?
 - Çantayı tutma şeklinden.
 Şu andan itibaren, benim korumam altındasın.
 Ve ABD'nin koruması altında.
 12 dakika içerideydin.
 Pek işbirliğine yanaşmadı.
 Parmak izi nerede?
 Efendim!
 Geri dönüyor.
 Tek kelime etme.
 Parmağı lazım bana.
 Sen neden söz ediyorsun?
 Lanet olası parmağı lazım bana!
 Olmaz, bu süitten ayrılmayacak.
 Onu istemiyorum!
 Sadece parmağını!
 Hey, hey, bekle!
 Bu anlaşmanın parçası değildi.
 Yardımcı olabilirim.
 Benim için uygun ama fazlası olmaz.
 Tamam, yatırın şunu masaya.
 Yapmayın!
 Bana dokunmayın!
 Yapmayın!
 Tamam, devam edin.
 Hayır, hayır, hayır.
 Ben yapmalıyım.
 KGB'nin bize öğrettiği belirli   bir kesik şekli var.
 Zorlanmadığımızdan emin olmak için.
 Başka bir şekilde olursa   bir sorun olduğunu anlarlar.
 Bize ihanet edecek bir şekilde   kesmeyeceğini nereden bileyim?
 Hawaii konusunda sana güvenmemi mi istiyorsun?
 Bu konuda güvensen iyi olur.
 Her neyse, zaten 10 kez  Tamam, anladım!
 Anladım!
 Tamam, susturun şunu!
 Derin bir nefes alın, bayım.
 Verin şu lanet bıçağı ona!
 Bitti mi?
 Evet, bitti.
 Artık yatabilir miyim?
 Öldürmemi ya da sakat bırakmamı istediğiniz başkası var mı?
 Ara ver.
 Burada ne işin var?
 Sana bakmaya geldim.
 Arayabilirdin.
 CIA'de, bizler şahsi hizmetten ibaretiz.
 Her şey yolunda mı?
 Şimdilik.
 Güzel.
 Bizim taraf tamam ve hazırız.
 Bela asla uyarı göndermez.
 Doğru dedin.
 Dinlenmiş ve bronzlaşmış gibisin.
 Neden buradasın sahiden?
 Tatildeyim.
 Bu fikri aklıma sen soktun.
 Bahamalar demiştin.
 Ben de sahilde kokteyl içmeyi düşünmeye başladım.
 Güzel bir his.
 Keyfine bakmak güzel.
 Ayrıca sana bir de yemek borcum var.
 Yemek isteğe bağlı sanıyordum.
 Evet, öyle.
 Seninle ilgileneceğim, Anna.
 Seni koruyacağım.
 Artık bizimlesin.
 Biz varlıklarımızı koruruz.
 Sözünü tutacak mısın?
 Bir sene sonra beni salacak mısın?
 Evet.
 Şimdiden Hawaii'de bir ev baktırıyorum.
 Ada tercihini garanti edemem.
 Fark etmez.
 Hayır, inan bana eder.
 Hiç gitmedin mi?
 Hayır.
 Neden Hawaii o zaman?
 Ailemin buzdolabındaki kartpostallar.
 Hep rüya gibi görünürdü.
 Ya sen?
 Evet, doğma büyüme.
 Gerçek bir ada yerlisi.
 Babam donanmadaydı.
 Seninki gibi.
 Çok beğeneceksin.
 Sörf yapacaksın.
 İstediğinle yiyişeceksin.
 Cennet gibi.
 Ayrıca hayalinin gerçek olacağına   şahsen garanti veririm.
 Bronzlaşsan iyi edersin   yoksa şüpheli görüneceksin.
 Evet, güzel tavsiye.
 Bana ihtiyacın olursa   beni nerede bulacağını biliyorsun.
 Dolapta mı?
 Komikmişte.
 Full paket.
 Nihayet inşaa etmeye başlamak için yeterince param var.
 Ve çok güzel bir bölge.
 Saint Tropez'den çok uzak değil.
 Sahilden uzak değil.
 Turist yok.
 Acayip huzurlu.
 Aslında çizimi kendim yaptım   ve düşündüm ki   bütün evi kendi ellerimle inşaa edeceğim.
 Babamın marangoz olduğunu biliyor muydun?
 Anna.
 Dediklerimi duydun mu?
 Hayır.
 Tek kelimesini bile.
 Senin sorunun ne?
 Durma, bak hadi.
 Ben aç değilim zaten.
 Evet?
 Tatilin nasıl?
 Gayet iyi.
 Güzel bir yere benziyor.
 Geldin mi buraya hiç?
 Hayır.
 Beni mi gözetliyorsun?
 İşimi yapıyorum.
 Burayı sevdim.
 Bir bungalov tuttum bile.
 Hiç komik değil.
 Sorun ne?
 Galiba o yemeği   artık yiyemeyeceğiz.
 - Evet, haklısın muhtemelen.
 - Sikişelim bunun yerine.
 Merhaba.
 - Tatilin keyifli miydi?
 - Evet, harikaydı.
 Yarım saat içinde elçilikte olmam gerek.
 Geç kalacaksın.
 Bir hamle yapıyor mu?
 Hayır.
 Hiç mi?
 Hem de hiç.
 Tamam, kapatın.
 Sana bir iş vereceğim, Moskova'ya döndüğünde.
 Ne tür bir iş?
 Son 20 senedir, KGB ile   bir ilişkimiz var.
 Dostane olmasa da saygılı bir ilişki.
 Hepimiz aynı işteyiz sonuçta.
 Bunların hepsi   Vassiliev yönetici olunca değişti.
 İçeride birine ihtiyacımız var.
 KGB'nin bir numarasından kurtulmak mı istiyorsunuz?
 İçeri nasıl silah sokabileceğimizi biliyoruz.
 Ajanımızı nasıl çıkaracağımızı biliyoruz.
 Tek gereken bu işi yapacak bir enayi mi?
 Tek gereken görevde yer alacak bir ortak.
 Moskova'daki Amerikan ortaklarınızdan birini kullanın o zaman.
 Beş yıl önce   bir günde dokuz ajan kaybettik.
 Benim gözetimimde.
 Vassiliev emri vermişti.
 Onlar sadece işlerini yapan kadın ve erkeklerdi.
 Yani yapacak Amerikan ajanınız yok.
 - Bir Rus kullanmalısınız.
 - En iyisi lazım bize.
 Kafamı uçururlar.
 Üç yıldır bu işin peşindeyim.
 Her detayı yüzlerce kez kontrol ettim.
 Hiçbir şey kesin değil ama kesine yakın.
 Vassiliev'i indireceğiz, biraz düzen sağlayacağız.
 Sadece bunu yapacak doğru kişiyi bulmam gerek.
 Sen her şeyi yapıyorsun.
 Seni bunu yapmaya zorlamayacağım.
 Anna, olmaz dersen, olmaz.
 Ama bilmen gerek   erken emeklilik için onları ikna ettim.
 Ne demek istiyorsun?
 Bu işi yaparsan, Hawaii'ye gidersin.
 Tam Özgürlük.
 Tam Koruma.
 İstediğin her şey.
 Ve kabul mu ettiler?
 Öylece?
 Çok ısrarcı olmuş olmalıyım.
 Onlara ne dedin?
 Seni kaybetmek istemediğimi söyledim.
 Tamam.
 Güzel.
 Moskova'da mı olacaksın?
 Seni şahsen ben çıkaracağım oradan.
 Güvende olacağını bilmemin tek yolu bu.
 Şah.
 Mat.
 - Üzgünüm, Alex.
 - Sen delisin!
 Buradan asla sağ çıkamayacaksın.
 Yere yat.
 - Sen öldün artık.
 - Ben de seni seviyorum.
 Seni uyutacak.
 Burada bekleyemezsiniz.
 Bu bir diplomat aracı.
 Plakayı görmedin mi?
 Burası güvenli bölge.
 Durmak yasaktır.
 Sorun istemiyorsan, unut gitsin.
 Kendi güvenliğiniz için   lütfen en az 20 metre geri gidin.
 Pekala, dostum.
 Şu kapıyı görüyor musun?
 Tam şurada.
 Meslektaşım her an oradan çıkabilir.
 Ve dertlerin sona erecek, tamam mı?
 - Çık dışarı!
 - Yürü!
 Yürü!
 Gazla!
 Anna?
 Kımıldama!
 Kımıldama!
 Genelde bu tür şeyleri   daha sivil şekilde hallederim.
 Ama acayip bir hafta geçirdim ve sabrım tükenmek üzere.
 Evet ya da hayır diye cevap vereceksin.
 Ve yalan söyleyeyim deme çünkü anlarım.
 - Kim olduğumu biliyor musun?
 - Hayır.
 Doğru cevap.
 KGB ile ilişkin var mı, evet ya da hayır?
 Hayır.
 - Mossad.
 - Mossad ne bilmiyorum  Evet ya da hayır?
 Oyun bu.
 Hayır!
 Pekala, Anna'yı gördün mü?
 Hayır.
 Sana ne yapacağını söyleyeyim.
 Temas kurarsa, seni ararsa   sen onu ararsan, bana ulaşacaksın.
 - Anladın mı?
 - Evet.
 Dairene dinleme cihazı yerleştirdik.
 Tamam, çıkın.
 Gününü rezil ettiğim için üzgünüm.
 Günün adamı.
 Tebrikler.
 - Sağ ol, dostum.
 - Sağlam operasyondu.
 Vassiliev'in öldüğü doğrulandı   ve Ruslar başkasını atamaya hazır.
 Evet.
 Umalım da daha iyi biri olsun.
 Daha kötüsü olamaz.
 Tanrım, o herif tam bir dangalaktı.
 İşleri düzelttin.
 Zaman aldı, ama onlara gününü gösterdin.
 Kimse bunu unutmayacak.
 Güzel.
 Ya kız?
 Haber var mı?
 Muhtemelen ölmüştür.
 Şanslıysa.
 Onun gibi bir kız, Siberya'da gulagda?
 - Bu nasıl olacak?
 - Evet.
 Şehirden ayrılmadan yemek yiyelim.
 Evet, tabii.
 Harika işti.
 İyi adamlar için büyük bir galibiyet.
 Ayın 14'ü Pazartesi günü saat 2'de Paris'te, Park Monceau'da.
 Anna.
 Parka giriyor.
 Anlaşıldı.
 Adamlarımıza biraz daha gizli olmalarını söyler misin?
 Onları bir mil öteden tanıyabiliyorum.
 Ajan 1 ve 2, çok şüphe çekiyorsunuz.
 Geri çekilin.
 Bunun kim olabileceğini biliyor musun?
 Bakıyoruz.
 Sağımda, Alexei Tchenkov.
 - Uh, espresso ristretto.
 - Tres bien.
 Leonard Miller, CIA.
 Vassiliev öldürüldüğünde Moskova'daydı.
 Tüm ajanlar müdahele için hazır olsun.
 Hey, beni buradan çıkarın.
 Merak etme, geliyoruz.
 Evet, efendim.
 Çıkarma prosedürü aktif.
 Hareket var.
 Sakin ol, Alexei.
 Vurulmayı bekleyen ördek gibi.
 Kimse vurulmayacak.
 Çıkarmaya 20 saniye.
 Alexei, aptalca bir şey yapma.
 15.
 10.
 - Beş  - Bekle, bekle.
 Bekle, bekle, bekle.
 Geri çekilin.
 Geri çekilin, geri çekilin.
 Neden?
 Neler oluyor?
 O burada.
 Vay canına.
 Seni görmek çok güzel.
 Seni kendi ellerimle öldüreceğim, Anna.
 Biliyor musun?
 Biliyorum ama önce konuşmalıyız.
 Bize söz etmek istediğin başka sevgili var mı?
 Hayır, sadece ikiniz.
 Neler oluyor?
 Veda etmeye geldim.
 Temelli.
 Küçükken, Matruşka bebekleri ile oynardım.
 Bir sokak köşesinde satıyormuş numarası yapmadan çok önce.
 Onları açmayı ve   güzel yüzlerine bakmayı severdim.
 Kadının içinde kadın.
 Benden bir bebek yapılsa, ne olurdu?
 Bir kız?
 Bir kız arkadaş?
 Bir Rus casusu?
 Bir model?
 Bir Amerikan casusu?
 En dipteki bebeğe   indiğinizde ne bulurdunuz?
 Hiç bilemedim.
 Ve bilmek istiyorum.
 Aramızda ne olduysa, ikiniz beni buraya getirdiniz.
 Bana yaşama ve kendimle yüzleşme iradesi verdi.
 Asla unutamayacağım bir şey.
 Ama kuralları unuttun, Anna.
 İşte.
 KGB'den aldığım bu.
 Ve CIA'den aldığım da bu.
 - Ne zaman?
 - Çantandan.
 - Güzel iş.
 - Teşekkürler.
 Şimdi ne olacak?
 İkinizde size ait olanı aldınız.
 Her şey normale dönecek.
 Ve iyi dostlar olarak ayrılacağız.
 Ve sana bir şey olursa   başka bir yerde bir kopyası var.
 Doğruca basına gidecek, ha?
 Umarım ikiniz de benim size olduğum kadar bana düşkünsünüzdür.
 Bunun asla olmamasını sağlayacaksınız.
 Tanımadığın insanlara çok fazla   inanıyorsun Anna.
 Altı ay sonra elindeki bilginin miladı dolmuş olacak.
 Nerede olursan ol peşine düşecekler.
 Tek bir günüm bile özgür geçmedi.
 Altı ay sonsuzluk gibi geliyor.
 Ve buna razıyım.
 Kabul mu?
 Senin için en iyisini diliyorum.
 En azından altı ay.
 Alex?
 Bunu sindirmesi güç.
 Sana bir kez sormuştum.
 Çıkış yolu bulursam benim yanımda olur musun diye.
 Hayır, elimden geleni yaparım dedim.
 Tek istediğim bu.
 Fikrini değiştirirsen   ailene, evine geri dön.
 Anladın mı?
 Sahip olduğum tek aile bu masada.
 Sürtük!
 Bundan yakasını kurtarabileceğini sanıyorsa  Kayda devam et.
 Devam et.
 Sen, burada kal.
 Önce gitmek ister misin?
 Sanırım biraz daha kalacağım.
 - İçki ısmarlayayım mı?
 - Zorlama, yoldaş.
 - Anna!
 - Olga?
 Kimse KGB'ye bulaşamaz!
 Tüm ajanlar, harekete geçin!
 Harekete geçin!
 Gidelim!
 Çıkarın onu buradan!
 Ona yardım etmeme izin ver, Tchenkov.
 Yardımına ihtiyacın olduğunu nereden çıkardın?
 Ölecek.
 Hepimiz bir gün öleceğiz, dostum.
 Sanırım önce senin gitmeni tercih ederim.
 Arkanda açık bir yol var.
 Israr ediyorum.
 Bana iki krep al.
 Üzerine sadece şeker.
 Amerikanların sana ulaştığını biliyorum.
 Neden söz ediyorsun?
 Süitten geri döndüğünde   bileğinde kelepçe izleri vardı.
 Saatini o zaman kaybettin.
 Seni tanıyorum, Anna.
 Seni kendi kızım gibi tanıyorum.
 Şimdilik   bildiklerim bu limuzinden çıkmayacak.
 Ama Amerikanların   her planını bana rapor etmelisin.
 Ne tür bir iş?
 Son 20 yıldır   KGB ile bir ilişkimiz var.
 Dostane değildi ama saygılıydı.
 Aynı işteyiz hepimiz sonuçta.
 Bunların hepsi   Vassiliev yönetici olunca değişti.
 Vassiliev'i öldürmek mi istiyorlar?
 Ve işi benim yapmamı.
 Bu dünyada en çok ne istiyorsun, Anna?
 Özgürlüğümü.
 Dediklerimi aynen yaparsan, sana söz veriyorum   özgür olacaksın.
 Nerede o?
 Tamam.
 Başka bir açı ver.
 Soldan.
 İşte bu.
 Zumla.
 Daha!
 Daha çok, daha çok.
 Yüzünü göreyim.
 Yüzünü!
 Kapatın.
 Sevgili Olga   eğer bu mesajı alırsan   her şey planlandığı gibi gitti demektir.
 Sen Vassiliev'in koltuğundasın ve ben  Umarım hayattayımdır.
 Bana kendimi korumayı öğrettin   çünkü başkası benim için yapamazdı.
 Ve bunun için minnettarım.
 Ama yapamadığım tek şey   dosyamı veri tabanından silmek.
 Çünkü sadece Vassiliev bunu yapabilir.
 Ya da ondan sonra gelen.
 Sözünü tutacağını biliyorum   çünkü onur senin için çok önemli   ve o olmadan bizler bir hiçiz.
 Ama eğer anlaşmamızı değiştirmek istersen diye   kara bir kurt tuzağı daha yerleştirdim.
 Son görüşmemizi kaydettim.
 Vassiliev'in raf ömrü doldu.
 Hayatımızı bu erkeklerin yönettiği yetti artık.
 Amerikanların senin için sakladığı silahı kullan.
 Tek yapman gereken orospu çocuğuna haddini bildirmen.
 Bana yıllardır öğrettiğin   her şeyi uyguladım ve artık yokum.
 Umarım buna saygı duyarsın.
 Ve umarım benimle gurur duyarsın.
 Mat!
 Sürtük.


Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar