Kara Kule (2017) The Dark Tower
| |
95 dk
Yönetmen:Nikolaj Arcel
Senaryo:Akiva Goldsman, Jeff Pinkner, Anders Thomas Jensen
Ülke:ABD
Tür:Aksiyon, Macera, Fantastik
Vizyon Tarihi:04 Ağustos 2017 (Türkiye)
Dil:İngilizce
Müzik:Junkie XL
Oyuncular:
Matthew McConaughey
Idris Elba
Tom Taylor
Dennis Haysbert
Ben Gavin
Özet
Stephen King'in kült romanları arasında yerini alan seri
Roland Deschain'ın gizemli Kara Kule'yi arayışını işliyor. Western türü bir
dünyada, kendi ölmekte olan evrenini kurtarmak için adı geçen kuleden medet
uman silahşörün karşısında onu durdurmaya çalışan düşmanlar da olacak
Altyazı
EVRENİN MERKEZİNDE, BİZİ KARANLIKTAN KORUYAN BİR KULE DURUR DENİR
Kİ BİR ÇOCUĞUN ZİHNİ ONU YIKABİLİR
- Gel de bizimle oyna.
Gel de oyna.
- Gel de bizimle oyna.
Gel de oyna.
- Yakalayamazsın!
- Sen öyle san!
- Jake!
- Anne, iyi misin?
Amma büyüktü.
Kâbus mu gördün?
Hayır.
Gel hadi, kahvaltı et.
Bu sabahki deprem, evden işe gidenler için de
büyük sorunlara yol açıyor.
Bu sabah New York'ta 5.
7 şiddetinde bir deprem meydana geldi.
Ayrıca bir dizi deprem de her iki kıyı
şeridinde oldu.
Deprem, Tokyo'yu yine vurdu.
Geçen hafta
Berlin'deki deprem Asıl soru şu; bu depremlere ne sebep oluyor?
Tanrım, spor kanalı
bile deprem haberi yapıyor.
Ama neyin yol açtığını hâlâ bilmiyoruz.
Selam.
Bizimkiler beni
yaşıyor musunuz diye bakmaya gönderdi.
- İyiyiz Timmy.
- Fena depremdi.
Evet.
- İyi misin?
- Evet.
Sadece geç kaldık.
- Sonra görüşürüz.
- Annene selam söyle.
Anne!
Laurie'nin selamı var!
Okuldan sonra Dr.
Hotchkiss'le görüşeceksin,
unutma.
Deli doktorlarına bir
sürü para döküyoruz.
Gelişme gösteriyor.
Bekle!
Dolabımdaki kitapları
mı aldın?
- Ee, kıyamet ne
zaman kopuyor?
- Hadi dostum,
defterimi geri ver.
Sorun ne, ilaçlar işe
yaramıyor mu?
- Defterimi ver!
- Kalk üstümden!
Çekil üstümden!
Bu kadar yeter
Chambers!
Defterimi almam gerek!
Eve gidip biraz
sakinleş.
Epey meşgulmüşsün
Jake.
Sürekli rüyanda
gördüğün bulutların arasındaki şu büyük kule
Depremlerin onunla bağlantısı olduğunu söylemiştin.
Kule saldırı altında olduğu
için oluyorlarmış.
Sen akıllı bir
çocuksun Jake.
Biliyorsun ki rüyayla
gerçekliğin ayrımını yapamazsan Rüya
değil!
Tamam mı?
Ben deli değilim.
Hep aynı şeyi
görüyorum.
Kule, Siyahlı Adam ve
sahte derili tuhaf adamlar.
Ya kule yok olursa?
Karanlık ve alev.
Babandan bahsedelim
biraz.
Aman çok şaşırdım.
Babanı kaybettiğinde dünyan
başına yıkıldı.
Hayallerinde, dünyada
kıyametin kopmak üzere olduğunu görüyorsun
çünkü kendi içinde böyle hissediyorsun.
Hatta "karanlık
ve alev" gibi lafların Jake,
babanın öldüğü geceyi tarif ediyorsun.
Sadece ondan olamaz.
Bunlar sadece rüya
Jake.
Gerçek değiller.
Dikkat et.
Seni alacaklar.
Senin gibi çocukları
kaçırıyorlar.
Öbür tarafa
götürüyorlar.
Özel olanları.
Aklının gücü.
İstedikleri bu.
Jake.
N'aber?
- Kötü bir gün müydü?
- Evet.
Gidelim.
- Takılmak ister
misin?
- Olur.
Dengesiz durumda.
Bu teklifi kabul
etmeliyiz.
- Harika tedavi
ediyorlar üstelik bedava.
- Mesele para değil
ki.
- Senin odanda
beklerim.
- Başka yapacak bir
şey yok.
Tanrım, Lon, en
azından senin çocuğunmuş gibi yapamaz mısın?
Özür dilerim bebeğim,
geldiğini duymadık.
Bugün okulda ne oldu?
Başını derde
sokmayacağına söz vermiştin.
Özür dilerim anne.
Tatlım, şehrin kuzey
tarafındaki bir klinik, okulla temas kurmuş.
Zor dönemden geçen çocuklarla
çalışıyorlar.
Bu hafta sonu yerleri
varmış.
Harika bir yere
benziyor.
Bilime dayalı.
Beyin taramaları,
uyku düzenleri - Bence faydası
dokunabilir.
- Peki, tamam.
Vay be, psikopat
kampı.
Çok kötü dostum.
Yine deli doktoru.
Zaman kaybı.
KULE DİKİŞLİ
DERİ
Dostum.
Ne?
Şu resimlere bakmayı
kes.
Tüylerimi
ürpertiyorsun.
Sen de deli olduğumu düşünüyorsun,
değil mi?
Hem de zırdeli.
Şehir Merkezindeki Gaz Patlamasında Beş Kişi
Öldü İtfaiyeci, Evdekileri Kurtarmaya
Çalışırken Öldü Aramıza giriyor.
Tek istediğim
İtfaiye Şefi Elmar Chambers Yardıma ihtiyacımız var.
İkimizin de yardıma
ihtiyacı var.
Aramız açılıyor.
Onu çok seviyorum ve onu böyle görmeye dayanamıyorum.
Ne kadar mutlu bir çocuktu.
Artık rüya yok.
Bir gece uyku.
Korkacak bir şey yok
dostum.
Ölüm çok uzakta değil.
Diğer tarafta ne
olduğunu bilmek ister misin?
Görebiliyor musun?
Göremezsin tabii.
Çünkü orada hiçbir
şey yok.
- Hepsi yalan.
- Canın cehenneme.
Orada bulundum.
Şimdi yan.
Kaybettik.
Kule hâlâ yerinde
dururken değil.
Sen hâlâ dururken
değil.
Aklına girmesine izin
verme.
Silahşörler.
Elimle nişan almam.
- Eliyle nişan alan - Babasının yüzünü unutmuştur.
- Gözümle nişan
alırım.
- Gözümle nişan
alırım.
Silahşörler, bu tarafa.
- Elimle ateş etmem.
- Elimle ateş etmem.
- Eliyle ateş eden - Eliyle ateş eden - babasının
yüzünü unutmuştur.
- babasının yüzünü unutmuştur.
- Zihnimle ateş ederim.
- Silahşörler.
Silahımla öldürmem.
- Silahıyla öldüren - Silahıyla öldüren - babasının
yüzünü unutmuştur.
- babasının yüzünü unutmuştur.
Yüreğimle öldürürüm.
Nefes almayı kes.
Hayır!
Nefes al.
Karşı koy!
Karşı koy!
Sende işe yaramıyor,
değil mi Roland?
Senin gücün,
büyülerime karşı koyuyor.
Sonsuza kadar sürmez.
Yüzleş benimle!
Yüzleş.
Kule düşecek Roland.
Görüşmek üzere eski
dostum.
Siyahlı Adam çölü geçti ve Silahşör takip etti.
Hay lanet!
-Merhaba.
- Bu adam bir tür
asker.
Ona Silahşör deniyor.
Ve bu ev, bak.
Amerikan posta kutusu
var.
Bence New York'ta.
Timmy, saat sabahın
yedisi!
Vedalaşın artık!
Kusura bakma, gitmem
lâzım.
Sonra konuşuruz.
Bunun yerini bilen var mı, NEW YORK mu?
- Hiçbir fikrim yok - Universal Stüdyoları mı?
Götünün içi Klinikten geldiler.
Şimdi mi?
Şimdi gidemem.
Bir adım atmalısın
Jake.
Kendin için
yapmayacaksan, bari annen için yap.
- Başka çocuklarda da
mı var?
- Ergenlerde çok
yaygın bir şey.
İşte geldi.
Merhaba Jake.
Ben Jill.
Kabul yönetim sorumlusuyum.
Bu da Toby, şoförümüz.
Nasıl gidiyor
delikanlı?
Eşyalarını topladın
mı?
Kliğinizde tam olarak
ne yapılıyor?
Jake, bu insanlar
uzun zamandır okulla birlikte çalışıyorlar.
Hiç sorun değil
Laurie.
Soru sorulmasını
teşvik ederiz.
Heves ve canlılık
göstergesidir.
Sağlıklı büyüyen bir
genç sadece.
Seni temin ederim tüm
testler, kontrollü ve çocuklara uygun bir ortamda yapılmaktadır.
Seninki gibi durumlar
hakkında epey tecrübeliyiz.
Gece terörü,
halisünasyonlar, tuhaf takıntılar Aslında
bizim yaklaşımımız, standart tedaviye kıyasla çok hassastır.
Çekincelerini
anlıyorum ama endişe etmene hiç gerek yok.
- Anne.
Toplanmama yardım
eder misin?
- Tabii.
İki günlüğüne Yırtık kotunu mu istersin, normal olanı mı?
- Ne oldu?
- Anne, bunlar onlar.
- Ne?
- Rüyamdaki derili
insanlar.
- Tatlım buna son
vermelisin.
- Beni dinlemek
zorundasın.
Ne oluyor?
O adam insan değil.
Bu onun gerçek yüzü
değil.
- Tanrım.
- Kes sesini Lon!
Gerçekten deli olmamı
umuyorsun.
Böylece buradan
gideceğim.
Anne.
Bana inanman gerek.
- Lon, belki de - Daha da kötüleşiyor, görmüyor musun?
Hemen şimdi onlarla
gideceksin.
Yoksa yemin ederim
seni merdivenlerden kendim sürüklerim.
Sadece bir hafta sonu
yavrum.
Hoşuna gitmezse,
gelip seni alırım.
Söz veriyorum.
Dostum, bu bir resim Burası
eski mahallem.
Dutch Hill, Brooklyn.
Niye ki?
Tamam, gideceğim.
- Seni seviyorum anne.
- Ben de seni
seviyorum.
Diş fırçamı alacağım.
- Sorun yok,
eşyalarını alacak.
- Kaçmaya çalışıyor.
Kaçmaya mı?
Jake?
Jake?
Tanrım.
Jake?
Jake!
Jake!
- Jake!
- Yakala onu.
Gel buraya!
Merak etmeyin.
Toby onu sağ salim
getirir.
Dur, kaçma!
- Anne?
İyi misin?
- Neredesin?
Öyle kaçıp gidemezsin
Jake.
- Lütfen eve gel.
- Özür dilerim,
gelemem.
Hemen dedim.
- Jake.
- Seni sonra ararım.
Seni seviyorum anne.
KÖPEK SALDIRIR YAKLAŞMAYIN!
KIZIL KRALA SELAM OLSUN Hoş geldiniz yolcu.
Lütfen, istikâmet girin.
İSTİKÂMET GİRİN Bir, dokuz.
19-19.
Orta Dünya.
ORTA DÜNYA S/SE KORİDORU 19-19 !
DİKKAT!
GEÇİT HİZALANIYOR
Orta Dünya.
Tek yönlü istikâmet.
Bırak beni!
Dur!
Ne?
Tamam.
Bu iyi.
Her şey gerçek.
Yeni aday.
Dişi, 11 yaşında.
İyi görünüyor.
Geliyor!
Hoş geldiniz efendim.
Kendine bir yüz bul
sıçan çocuk, benim evimdesin.
Yolculuğunuz nasıl
geçti?
İyi.
Yeni ipucu bulduk mu?
Bulduk.
Ne buldunuz?
Bunların hepsi umut
vaadediyor.
İz sürücülerimiz şu
an peşlerinde.
Çok ciddi bir
güvenlik ihlali Beklemekten pek
hazzetmem.
Yetkisiz geçiş var
efendim.
Anahtartaşı
Dünya'daki eski geçitlerden birinden.
Daha önce böyle bir
şey olmuş muydu?
Yakın bir geçit bulun
bana.
- Maskeni sevdim.
- Efendim?
Güzel bir yüz
seçersen, dünyayı parmağında oynatırsın.
Hizalanıyor efendim.
Kimsin sen?
Sensin.
Benim adım Jake.
Jake Jake Chambers.
Seni rüyamda
görmüştüm.
Lütfen.
İşte.
Bak.
Sen bir silahşörsün,
değil mi?
Silahşörler yok.
Artık kalmadı.
- Ama seni gördüm.
- Rüyan seni
kandırmış çocuk.
Sana duymak
istediklerini söylemiş.
Seni bulmak için çok
yol teptim.
Kurala uy!
Sana dönerken iyi
yolculuklar.
Bekle!
Dostum, hadi ama.
Bak, seni gördüm.
Savaş alanı vardı.
Siyahlı Adam'la
savaşıyordun.
Siyahlı Adam mı?
- Hayır, hayır.
- Onu tanıyor musun?
- Hayır, dur!
Lütfen, lütfen!
- Seni o yolladı.
Onun hilelerinden
birisin.
- Hayır, hayır!
- Nerede saklanıyor?
Bilmiyorum!
Bilmiyorum, sadece - Nerede saklanıyor?
- Bilmiyorum!
Yemin ederim!
Sadece seni gördüğüm
gibi onu da rüyalarımda gördüm.
Adın Roland, değil mi?
Lütfen.
Bunu ilk ne zaman
gördün?
Bir yıl önce.
- Kim o?
- Bir büyücü.
Bütün görülerinde
Walter burada mı?
- Şey Evet.
- Bu yerde mi?
Evet.
Dur, adı Walter mı?
Peki.
Sende kalabilir.
Seni bulacağım.
Bir kabile var, şu
ormanın ardında.
Oraya gideceğiz.
Orada senin
görülerini okuyacak kahinler var.
Gidelim.
Arkada kalma.
Tamam.
Kaydıraktan kaydım.
Sonra burnuma su
kaçtı, ben de aşağı indim hiçbir şey
göremedim.
- Nefret.
Evet.
Tatlım?
Ne oldu?
KIZIL KRALA SELAM OLSUN
KIZIL KRALA SELAM OLSUN
Walter Padick.
Bu şerefi neye
borçluyuz?
Birisi, senin
şehrinde, senin bilgin olmadan bir geçit kullandı.
Ev ifritini öldürdü.
Bağışlayın efendim.
İzinsiz geçen kişiyi
ve nereye gittiğini bulacağız.
Ben zaten peşindeyim.
Şimdi iyi bir köpek
ol.
İnsan kanı bu.
Erkek çocuğu.
Parıltısı da saf.
Demek öyle geçti.
Efendim?
Ev ifritleri zorlu
yaratıklardır ama gerçekten güçlü bir medyum
onu yenebilir.
İfrit öldürecek kadar
güçlü parıltıya sahip bir çocuk mu?
Tombala.
Sayre.
İki tane derili, dün
bir çocukla sorun yaşamamış mıydı?
Yeme onu!
Yolun kalanında seni
taşımak zorunda kalmak istemiyorum.
Roland?
- Onlar ne?
- Taheen.
Walter'a sadıktırlar.
Ormanda kaçma sakın.
Güvenli değil.
Kaçan sendin.
Acıktım demiştin.
Ne?
Burada tema parkı
varmış.
Bu antik yapılar, göçüp
gitmiş dünyadan kalma.
Ne olduklarını kimse
bilmez.
Burası tema parkı.
Seni onunla
savaşırken gördüm.
Cesetlerle dolu bir
alan vardı.
Son direnişimizdi.
O gün babamı
kaybettim.
Bunu mu gördün?
Kule için miydi?
Savaş?
Evet.
Tavşanını ye.
Sizinle yüz yüze tanışmak
büyük bir şeref efendim.
Buraya geliş
sebebiniz nedir?
Ona nasıl hizmet
edebiliriz?
Bir çocuk
kaybettiğinizi duydum.
Bizim hatamız değildi.
Sanki çocuk bizim ne
olduğumuzu biliyordu.
- Bulmak için her
şeyi yapıyoruz - İsim ve konum.
Her şey burada var.
Jake Chambers.
Şimdi öldürün birbirinizi.
Sakin olun.
Gösterinin tadını
çıkarın millet.
Daha hiçbir şey
görmediniz.
Güzel resim
çiziyorsun.
Bunun ne olduğunu
bilmem lâzım.
Bir harita.
Bir seferinde babam, böyle
bir harita göstermişti.
Bu çemberin içinde
senin dünyan ve benim dünyam var.
Başkaları da var.
Kaç tane olduğunu
kimse bilmiyor.
Kara Kule, her şeyin
merkezinde duruyor.
Zamanın
başlangıcından beri orada duruyor.
Güçlü bir enerji
yayıyor ve evreni koruyor.
Bizi dışarıdakilerden
koruyor.
Dışarısı ne demek?
Evrenin dışında ne
var?
Dışarıda sonsuz
karanlık var.
Bize ulaşmaya çalışan
ifritlerle dolu.
Walter, Kule'yi
yıkıp, onları içeri almak istiyor.
Kule düşünce,
canavarlarla dolu bir dünyaya hükmedecek.
Ama onu durdurmaya çalışıyorsun,
değil mi?
Kule'yi korumak için.
Orayı yok etmeye
çalıştığını gördüm.
- Oraya
gidebilirsek-- - Biz diye bir şey yok Jake.
Benim için önemli
olan tek şey Walter'ı bulmak ve öldürmek.
Hepsi bu.
Işın depremi.
Güçlü.
Çığlık atılıyor gibi.
Bizim orada olan
depremlere benziyor.
Evet, bir dünyada
olan şey diğerlerinde de olur.
Umarım annem iyidir.
Biraz uyumaya çalış.
Hiç sanmıyorum.
Jake.
Jake.
Merhaba evlat.
Neredesin?
Seninle yürüyen
herkes ölüyor.
Jake.
Merhaba evlat.
Baba.
Uzun zaman oldu.
Seni görmek çok güzel
evlat.
Boyun uzamış.
Bu, gerçek değil.
- Sen - Ölü mü?
Burada değil.
Seni özledim.
Ben de seni özledim
evlat.
Gel hadi, sorun yok.
Hadi eve gidelim.
Hayır.
Karanlık ve alev.
Jake!
Uzaklaş ondan!
Roland.
Oğlum.
Benimle gel.
Geçti.
Gitti.
Babam oradaydı.
Hayır, zayıflığını
hissederler.
Dikkatini dağıtmak
için illüzyonlar yaratırlar.
Tanıdığın biri
değildi.
Üzgünüm.
Bu sadece küçük bir
yırtıktı.
Kule'ye her
saldırıdan sonra olur.
O şeyler Kule yıkılırsa onlar gelecek, değil mi?
Evet.
Ya çocukların
tutulduğu yeri bulursak, o zaman Ne?
Bir şey dışarı çıkmış.
Kaç!
Jake, kaç!
Yardıma ihtiyacın var.
Daha kötü yaralar da
almıştım.
Yaran kanıyor.
Hızlı iyileşirim.
Başının çaresine iyi
baktın.
Silaha hamle yapman
cesurcaydı.
Onu bulacaklar Laurie.
Her formu doldurduk, ellerinde
fotoğraf da var.
Umarımda evimde gibi davranmamın
sakıncası yoktur.
Geldiğim yerde tavuk
yok da.
- Sen de kimsin be?
- Beni tanıyorsun Lon.
Beni buraya sen
çağırdın.
Telefonla değil ama o
veletten kurtulmayı arzuladın böylece
annesinin en çok seni sevmesini umdun.
Ama hep yedek lastik
olacaksın Lon.
- Hemen buradan git!
- Lon!
Bu, Jake'in
resimlerindeki adam.
Resimler mi?
Nefes almayı kes.
Sus.
Resimler.
Göster bana.
Anlaşılan bir
takipçim varmış.
Silahşör.
Oğlun çok özel, değil
mi?
Suçluluk hissediyor
olmalısın.
Ona inanmadığın için.
Tek çocuğunu
tımarhaneye yolladın.
Ayıp sana.
Yabancılar geliyor!
Buraya toplanın!
Uzun günler, güzel
geceler.
Gördüğün kadarını
daha göresin.
Gençliğimden beri
senin türünden birini görmedim.
- Seni burada, canlı
görmek-- - En güçlü kâhininiz kim?
Benim.
Adım Arra.
Bu çocuk, burayı
görülerinde görmüş.
Yerini öğrenmem lâzım.
Siyahlı Adam.
Ciddi hasar vermeyi
başardık efendim ama yıkılmadı.
Hiçbirinin önemi yok.
Onu buldum.
Bu çocuk Kule'yi tek
başına yıkacak.
- Bu çocuk nerede?
- Burada, Orta
Dünya'da.
Eski bir dostumu
arıyor, Eldlerden Roland'ı.
Bir dakika, bütün silahşörler
öldü sanıyordum.
Roland'ın sinir
bozucu şekilde sihirlerime direnme yeteneği var.
Ben de değer verdiği
herkesi öldürdüm.
Son duyduğuma göre
amaçsızca Mohaine'de dolaşıyormuş.
Çocuk oraya
gidiyordur.
- Mohaine Çölü - Çok büyüktür, evet.
Çocuğun Parıltısı da
öyle.
Bölgedeki
izsürücülerimizi yollarım efendim.
Yara kötüleşiyor.
Faydası olacak bir
şeyim yok.
Dinlenmen gerek.
Bırak iyileşsin.
Bana bir şey olmaz.
Sağ ol Sai.
Anahtartaşı Dünya'dan
buraya kadar onu bulmaya geldin.
Parıltısı, gördüğüm
her şeyin ötesinde.
Parıltı mı?
Psişik güçler.
Pek az kişi bu
armağanla doğar.
Genellikle güçler
öyle azdır ki insanlar sahip olduklarını bile bilmezler.
Parıltın çok güçlü parlıyor Jake.
Anlayamayacağın kadar büyük bir potansiyelin
var.
Vay.
Sesi kafamın
içindeydi.
Yeteneğin olağanüstü
Jake.
Başka dünyaları
görmeni sağladı.
Resim.
Ya resim ne olacak?
Odaklan.
Görülerini benimle
paylaş.
Zihnini aç.
Göster bana.
Siyahlı Adam.
Jake.
Çölü geçti.
Söyle.
Nerede o?
Kuzeydeki çorak topraklarda.
Oraya yolculuk altı
aydan uzun sürer.
Ama siz beni oraya
daha çabuk gönderebilirsiniz.
Siyahlı Adam ve
adamları bütün geçit yolculuklarını izliyorlar.
- Oraya gitmem gerek.
- Geçitler mi?
İstesek bile sana
yardım edemeyiz.
Onların bölgesine
ulaşmanın tek yolu, onların üslerinden birini kullanmak.
Ben de yürüyerek
giderim.
Bekle.
Sahte derililer,
farklı dünyalardan çocuklar kaçırıyor, değil mi?
Beni New York'tan kaçırmaya
çalıştılar.
- Yani demek ki-- -
Orada bir üsleri var.
Beni tam buraya
götürebilecek bir geçitleri var.
Bizi Anahtartaşı
Dünya'ya göndermeniz gerek.
Jeneratörlere güç
veriyoruz.
Geçit kısa sürede
hazır olur.
Dünyanda silahlar var
mı?
Var.
Ya mermiler?
Buradaki kadar az mı?
Dünya'yı seveceksin.
Hem de çok.
Köy tehlikede
olmadıkça geçidi asla kullanmamaya karar vermiştik.
Geçidimiz olduğunu öğrenecekler
ve gelecekler.
Bir silahşöre
itaatsizlik edemeyiz.
Kanun böyle.
- Ne olduğunu nereden
biliyorsun?
- Arra.
Onu okumuşsundur.
Ne gördün?
O, Gileadlı Roland.
Eld soyunun sonuncusu.
Ama ruhu, Siyahlı
Adam'ın cebinde yüreği intikamla
tükenmiş.
O bir silahşör değil.
Artık değil.
Sen başka bir şey mi
diyeceksin?
Ancak bir aptal, bir
kâhine yalan söyler.
Atalarına leke sürdün.
Silahşörler, Kule'yi
korumaya yemin eder.
Etrafınıza bakın.
Savaş sona erdi ve
biz kaybettik.
Bu küçük
sığınağınızdan çıkarsanız bunu siz de görürsünüz.
Karanlık her yerde ve buna karşı savaşmaya çalışmanın bir
yararı yok.
Ben Kule'yi savunmak
için savaşırken çoğunuz daha doğmamıştı bile.
Her zaman savaş vardı.
Her zaman.
Ama artık yok.
Bu yüzden kaybetmiyor
muyuz?
Çünkü herkes inanmayı
bıraktı.
Dışarıda karanlık
oldukça, Kule düşecektir.
Bu olmadan önce,
intikamımı alacağım.
Bakın hayatımı kurtardı.
Üstelik beni pek
sevmiyor bile.
O hâlâ bir silahşör.
Olduğunu biliyorum.
Her an hazır olabilir.
Hizalandığında senin
şehrinde, engelsiz bir alana geçit aması gerek
senin Dünya versiyonuna.
Açması
"gerek" mi?
Teknoloji çok eski.
Bu numarayı unutma.
Buraya böyle dönersin.
Tamam.
Daha önce yapmıştım.
Sen iyi misin?
Sorun ne?
Güç kaybediyoruz.
Efendim, köydeler.
Olamaz.
Faras.
- Tamir edebilir
misiniz?
- Köyde yedek parça
var.
Jake, yakında
saklanacak bir yer bul.
- Anladın mı?
- Evet.
Hadi!
İçeri gir!
- Gitmemiz gerek!
Çabuk!
İyi misin?
Silah alın.
Ne tarafa?
İçeriye.
Orada.
Yaralı.
Çocuğum!
Lütfen!
Silahları, Arthur
Eld'in kılıcının
çeliğinden dövülmüş.
Sanırım
Anahtartaşı'nda ona Excalibur diyorlar.
Lütfen!
Gidin!
Çıkın buradan!
Lütfen!
- Hadi.
Buradan gitmeliyiz.
- Hayır!
Onları çıkarmalıyım!
Hayır!
Buradan gitmeliyiz!
Koş!
- Gidelim!
- İmdat!
Parçaları getir.
Baba!
Oğlumuzun
peşindeydiler.
Niye oğlumuzu
istiyorlar?
Tamam.
- Su pompalarını açın.
Çabuk.
- Derhal efendim.
- Hayır!
- Onları çıkaralım!
- Tamam.
Ben sana yardım
ederim!
- Tamam.
İşte buradasın.
İyi misin?
Gel, bu taraftan.
Onu kurtaramadın
Roland.
Efendim.
Parıltı.
İşte o çocuk.
Yakalayın.
Jake.
Jake.
- Onun için geldiler.
- Biliyorum.
Roland.
- Ne yapıyorsun?
- Sessiz ol.
Roland.
Lütfen.
Yardım et lütfen.
Gidelim!
Gidelim!
Gitmemiz gerek.
Burası güvenli değil.
Çocuk burada oldukça
siz de değilsiniz.
Biz savaşırız.
- Hadi.
- Git.
Jake.
Parıltı'yı
kullanırken dikkatli ol, seni izliyorlar.
Geçit hizalanması tamamlandı.
Hadi.
Hayır, daha hazır
değil.
- Bıçak.
- O bir aşçı.
Hadi.
Çok insan var.
Sana yardım
bulmalıyız.
Hemen.
Geçitleri vardı.
Sanırım gittiler.
Bana koordinatları
bul.
Son defa paçayı kurtarıyorsun
eski dostum.
Delilik bu.
Üzerinde silah varken
hastaneye giremezsin.
Güven bana, gel.
Bırak ben konuşayım.
Merhaba, Laurie, Lon ve Jake'e ulaştınız.
Lütfen mesajınızı bırakın, en kısa sürede size
döneriz.
İğrenç.
Denesene.
- İğrenç görünüyor.
Nedir o?
- Bir denesene.
Berbat.
- Berbatsa denemek istemiyorum.
- Şey gibi, mango Buradaki hayvanlar hâlâ konuşuyor mu?
Ne?
Hayır, reklam o.
Hâlâ derken ne kast
ettin?
Burada.
Bay Deschain.
Antibiyotiklerin işe yaradığını
görüyorum.
1'le 10 arasında ne
kadar ağrınız var?
Pekâlâ.
Çok kötü
durumdaydınız.
Oturuyor olmanıza
bile şaşırdım.
Çoğu kişiden
güçlüyümdür.
Bunu çok duyarız.
Kostümlü partideki
kazada olan yaradaki enfeksiyon haricinde
bulduğumuz izler hepatit A, B, E ve
kronik radyasyon hastalığı.
Son birkaç ay içinde
yurtdışı seyahatte bulundunuz mu?
Hayır.
Anahtartaşı
Dünya'daydım.
Peki iyileştim mi
iyileşmedim mi?
Durumunuzu
değerlendirmek için bu gece sizi müşahade altında tutmamız lâzım.
Belki yarın akşam Ne yapıyorsunuz?
Hayır.
- Burada kalamam.
- Onları
çıkaramazsınız.
- Bay Deschain
sizin-- - Hizmetleriniz için.
- Ne?
- Günleriniz uzun
olsun.
Ama ilaca devam
etmelisiniz.
- Bay Deschain!
- Silahlarımı getir.
Tamam, bunlar ağrı
kesici ve vitamin.
Normalde bir iki tane alınır.
- Selam yakışıklı.
Biz de partiye
katılabilir miyiz?
İkiniz de
babalarınızın yüzlerini unutmuşsunuz.
Muhtemelen buradaki insanlarla
konuşmamalısın.
Nedir bu?
Şeker.
Geçidi nasıl
bulacağız?
New York çok büyüktür.
Bilmiyorum.
Walter'ın, onun için
geldiğimi öğrenmemesi lâzım.
Bir fikrim var.
Bu ağrı kesiciler
çabuk etki ediyor.
Yıllardır kendimi bu
kadar iyi hissetmemiştim.
Evet bizde iyi şeyler
vardır.
Şu şekerden biraz
daha var mı?
Korkacak bir şey yok.
Sana söz veriyorum,
ne olursa olsun huzur bulacaksın.
- Huzur bulacak-- -
Yalan söyleyen bir kâhin.
En beteridir.
Seni şimdiden sevdim.
Gel bakalım.
Güle güle.
Konuş.
Karşı koyma.
Çocuğu nereye götürdü?
Jake.
Chambers, evet.
Nerede?
- An Anahtar
- Anahtartaşı Dünya.
Teşekkür ederim.
Merhaba.
Beni hatırladın mı?
Çocukları öbür tarafa
götürdüklerini söylemiştin.
Sen de onlardan
birisin, değil mi?
Ben kaybettim Parıltı'yı.
- Seni nereye
götürdüler?
Hatırlıyor musun?
- Hayır, hayır.
- Kaçman gerek.
- Geçit.
Kapı.
- Bitmek üzere.
Bitmek üzere.
- Aklına ne geliyorsa.
Lütfen.
Bitmek üzere.
Bitmek üzere.
Bitmek üzere.
Beni duyuyor musun?
Hatırla.
Göster bana.
Dixie.
Jake!
Jake!
Parıltı'yı takip
edebilirler.
Tamam mı?
Senin ne olduğunu
biliyorum.
Silahşör.
Git.
Bunlar bulmaya yeter
herhâlde.
Eve gidip,
araştırmalıyım.
- Evine mi?
- Evet, anneme iyi
olduğumu söylemeliyim.
İzsürücülerimiz bütün şehre yayıldı.
Çocuktan iz yok
efendim.
Birkaç küçük sinyal
var ama onu bulmaya yetmiyor.
Sen merak etme kötü
çocuk, ben orasını hallettim.
Efendim?
Küçük dostumuza bir
sürpriz bıraktım.
Siz hazır olun.
Sen burada beklesen
iyi olur.
- Dostum,
nerelerdeydin?
- Timmy.
O kim?
Sonra anlatırım.
Annemle Lon nasıllar?
Kafayı yemişlerdir.
Dünden beri evde
yoklar.
Anne.
Anne!
- Anne?
- Jake.
- Anne.
Anne!
Anne!
- Jake!
Hayır.
Hayır, hayır.
Hayır, olamaz.
Hayır.
Anne.
Hayır.
Hayır, olamaz, hayır.
Merhabalar Hayır, olamaz.
Anne.
Hayır.
Hayır.
Hayır!
Hayır!
Anne!
Resimler.
Anne!
Hızlı yapacağım.
Jake!
Hayır.
Yapma Jake.
- Görme.
- Anne.
Bunu istiyor.
- Seni izliyor.
- Ölmüş.
Zihnini kapat.
Zihnini kapat.
Bırak acın akıp
gitsin Jake.
Onu öldürdü.
- Biliyorum.
Biliyorum.
- Onu öldürdü.
Gel buraya.
Onu öldüreceğim.
İkimiz için.
Ya Kule ne olacak?
Annem, sen intikamını
al diye mi öldü?
Senin dünyanın işi
bitmek üzere olabilir ama benimki öyle değil.
Kendin söyledin,
karanlık oldukça Kule hep tehlikede olacak.
Haklıydılar.
Sen bir silahşör
değilsin.
Bak.
Adı Dixie Pig.
Plymouth ve Pearl'ün
köşesinde.
Ben gençken Silahşör Andı'nı okurdum.
Yüreği ve zihni
dinginleştirir.
Yıllardır söylemedim.
Elimle nişan almam.
Eliyle nişan alan, babasının
yüzünü unutmuştur.
Gözümle nişan alırım.
Elimle ateş etmem.
- Eliyle ateş eden - Eliyle ateş eden - babasının
yüzünü unutmuştur.
- babasının yüzünü unutmuştur.
- Zihnimle ateş
ederim.
-Zihnimle ateş ederim.
Silahımla öldürmem.
- Silahıyla öldüren - Silahıyla öldüren - babasının
yüzünü unutmuştur.
- babasının yüzünü unutmuştur.
Kule hâlâ yerinde dururken değil.
Sen hâlâ dururken
değil.
- Yüreğimle öldürürüm.
- Yüreğimle öldürürüm.
İyiydi.
Parıltı'n, senin
silahın Jake.
Tabancalar da benim.
Yardımcı olabilir
miyim arkadaşlar?
45 kalibre mermiler.
- Bende sadece - Hepsini alıyoruz.
Dediğini yap.
Sana zarar vermeyecek.
Bela istemiyorum.
Öyleyse çoğu kişiden
akıllısın.
Çabuk ol.
Pekâlâ.
Seni güvenli bir yere
götürelim.
Silahşör.
Beni özledin mi?
Sanırım özlemişsin.
Roland!
Roland!
Roland!
Jake.
Kaç.
Kaç!
Bakıyorum da nihayet
pusula bulmuşsun.
Yine de bana geldin.
Çünkü varacağın tek
yer, benim Roland.
Ateş et.
Ben değilim.
Ben yapmıyorum.
Önce Kule'yi
kurtarmak istiyorsun.
Sonra Siyahlı Adam'ı öldürmek
istiyorsun.
Sopayı tekrar tekrar getiren
bir köpek gibisin.
Eski ekibe ne
olduğunu çocuğa anlattın mı?
Seninle yürüyen
herkesin ölümünün elimden olduğunu anlattın mı?
Bu sefer değil.
Yumuşak tenli anneni?
- Silahşör
arkadaşlarını?
- Yüzleş benimle.
Baban olacak o ağlağı?
Sihrinin arkasına
saklanmayı kes de karşıma çık Walter!
İkimiz de biliyoruz
ki bitiş çizgisini ilk kim geçerse geçsin
evren eninde sonunda ölecek.
Ölüm daima kazanır.
Anlaşma böyle.
Hayır, hayır.
Roland.
Roland.
- Evet!
- Evet!
Jake Chambers.
Sende vaat edilen her
şey var.
Sayre.
Hazırlan.
Uzun boylu, koyu
tenli yakışıklı birazdan partimizi basar.
Hadi!
Gidelim!
Kımıldayın!
Kımıldayın!
Alan gitsin!
Pekâlâ, herkesi
ıstıraptan kurtaralım olur mu?
Başla evlat.
Roland.
Roland.
Beni oraya
götürüyorlar.
Dikkatli ol.
Dayan.
Senin için geliyorum.
Biz onu hallederiz
efendim.
Hoşça kal.
Mutlu kıyametler.
Etrafını sarın!
Tamam.
- Hadi başlayalım.
- Efendim.
Çevrimiçiyiz.
- Gerçekten olacak,
değil mi?
- Evet, olacak.
Bir terslik var.
FREKANS KESİLDİ - Bir terslik var.
Seviyeler düzleşiyor sanki çocuk
- Karşılık veriyor.
Neden direniyorsun?
Görülerin seni ona
götürmedi, bana getirdi.
Seni sevmiyor, seni
umursamıyor.
Aslında başından beri
bana ulaşmak için seni kullanıyordu.
Bunun için buradasın.
Kaderin bu.
Annemi öldürdün!
Evet, işte böyle.
Başlıyoruz.
Geçit!
Kapat!
FREKANS KESİLDİ BİLİNMEYEN İPTAL KOMUTU -
Kapat şunu!
- Kapatamıyorum!
Dur.
Aman Tanrım.
Çocuk yapıyor.
Bunu çocuk yapıyor!
Geçidi açık tutuyor!
Etkileyici.
Demek karşına çıkmamı
istiyordun eski dostum.
İşte geldim.
Senin ve Kule'nin
birlikte düşmeniz çok uygun.
Roland.
Roland, ayağa kalk.
Elimle nişan almam.
Eliyle nişan alan, babasının yüzünü unutmuştur.
Gözümle nişan alırım.
Elimle ateş etmem.
Eliyle ateş eden Babasının yüzünü unutmuştur.
Zihnimle ateş ederim.
Zihnimle ateş ederim.
Silahımla öldürmem.
Silahıyla öldüren Babasının
yüzünü unutmuştur.
babasının yüzünü
unutmuştur.
Yüreğimle öldürürüm.
Anne, baba.
- İşte oradalar.
- Canım benim.
Burada olmana çok
sevindim.
Gündüz gökteki tuhaf fenomeni birçok görgü
tanığı gördü.
En kötüsü geçmiş gibi görünse de henüz
bittiğini Meteoroloji'nin bildirisine göre çok yoğun bir güneş patlaması olabilirmiş.
- Al.
- Nedir bu?
- Sağ ol.
- Teşekkürler.
"Hotdog.
" Vahşiler.
Köpek eti mi bu?
Köpek eti değil ya.
Buradan gitmem gerek
Jake.
Anlıyorsun değil mi?
Biliyorum.
Neden benimle
gelmiyorsun?
Sahiden mi?
Burada bir şeyin yok.
Hem yardımın işime
yarardı.
Tamam.
Evet.
Olur.
Silahşör.
Önceki Yazı
« Prev Post
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »
Next Post »