Bıçak Sırtı (1982) Blade Runner
| |
117 dk
Yönetmen:Ridley Scott
Senaryo:Hampton Fancher, David Webb Peoples, Philip K. Dick
Ülke:ABD, Hong Kong, İngiltere
Tür:Aksiyon, Bilim-Kurgu, Gerilim
Vizyon Tarihi:31 Mayıs 1982 (İtalya)
Dil:İngilizce, Almanca, Çin Lehçesi, Japonca, Macarca
Müzik:Vangelis
Web Sitesi:Warner Bros. [us]
Nam-ı Diğer:Blade Runner | Blade Runner: The Final Cut |
Dangerous Days
Oyuncular: Harrison Ford,Rutger Hauer,
Sean Young,Edward James Olmos,Edward James Olmos
Devam Filmleri
1982 - Bıçak Sırtı(656,011)8.1
2017 - Blade Runner 2049: Bıçak Sırtı(414,456)8.0
2017 - Blade Runner: Black Out 2022(6,745)7.4
Özet
Uzaydaki bir madende çalışan androidler, kaçıp dünyada
rehine alıyorlar. Rick Deckard (Harrison Ford)'ın işi onları bulup yok
etmektir. Kaçanları ararken, anroidlerle insanları biribirinden ayırmak
zorundadır. Aramaları sırasında kopya insanları, yani androidleri yapan şirket
Tyrell Corporation hakkında gizli bilgiler elde ediyor.
Görsel olarak muhteşem, yoğun aksiyon sahnelerine sahip ve yapımından
bu yana güçlü bir etkiye sahip olan Ridley Scott'ın Bladerunner'ı, uzatılmış ve
daha önce asla görülmemiş özel efektlere sahip Son Versiyon'u ile karşınızda.
21.Yüzyıl Dedektifi Rick Deckard rolünde Harrison Ford erkeksilik ve
incinebilir bir varlıkla bu tarz sahibi kara gerilime imza atıyor. İleri
teknoloji bir dünyada şehrin dışında ve sosyal dejenerasyonla dolu bir
gelecekte Deckard, kaçak ve katil replikaların peşindedir - ve kısa süre
içerisinde ruhunu teslim edeceği esrarengiz bir kadına doğru yol almaya
başlamıştır
Alt yazı
21. Yüzyıl'ın
başlarında TYRELL ŞİRKETİ Robot evrimini
NEXUS aşamasına ulaştırmıştı.
Bu robotlar
neredeyse insana özdeşti ve Kopya olarak biliniyorlardı.
NEXUS 6'lar, güç ve
çeviklik bakımından, onları yaratan genetik
mühendislerinden üstün ve en az onlar kadar zekiydiler.
Kopyalar,
Dünya-dışında, diğer gezegenlerin tehlikelerle dolu keşif ve kolonileştirilme sürecinde köle
olarak kullanılıyorlardı.
Bir NEXUS 6 savaş
timinin bir kolonide çıkardığı isyandan sonra
Kopyalar dünyada yasadışı ilan edilerek ölüme mahkum edilmişlerdi.
KESKİN NİŞANCl
BİRİMLERİ adı verilen özel polis ekipleri
dünya sınırlarına giren bütün Kopyaları öldürmekle görevlendirilmişti.
Buna infaz
denmiyordu.
Emekliye ayırma
deniyordu.
LOS ANGELES KASlM,
2019
Bir sonraki denek, Kowalski, Leon.
Atık yok etme
mühendisi.
Beşinci bölümde,
altı günlük yeni memur.
Girin.
Oturun.
Konuşmamın bir
sakıncası var mı?
Testler sırasında
biraz gergin olurum da.
Yalnız kıpırdamayın
lütfen.
Özür dilerim.
Daha bu yıl bir zeka
testine girdim.
Bunları gördüğümü
hiç sanmıyorum.
Tepki süresi bu
testte bir etkendir, lütfen dikkatinizi verin.
Şimdi olabildiğince
çabuk yanıt verin.
Tamam.
1187 Hunterwasser.
Bu, otelin adı.
Ne?
Yaşadığım otel.
Güzel bir yer mi?
Evet, tabii, sanırım.
Bu da teste dahil mi?
Hayır.
Bunlar ısınma turları, o kadar.
Ahım şahım bir yer
değil.
Bir çöldesiniz,
kumda yürüyorsunuz, tam o sırada Test
başladı mı?
Evet.
Bir çöldesiniz, kumda yürüyorsunuz tam o sırada, birden yere bakıyorsunuz
Hangisi?
Hangi çöl?
Hangi çöl olduğu
önemli değil.
Bu tamamen bir
varsayım.
-Ama nasıl olmuş da
oraya gitmişim?
-Belki de her şeyden
bıkmışsınız belki de kendi başınıza
kalmak istemişsiniz.
Kim bilir?
Yere bakıyorsunuz ve
bir tosbağa görüyorsunuz.
-Size doğru geliyor -Tosbağa mı?
O da ne?
-Kaplumbağa nedir
bilir misiniz?
-Tabii ki.
Aynı şey.
Hiç kaplumbağa
görmedim.
Ama neyi
kastettiğinizi anladım.
Eğilip tosbağayı
ters çeviriyorsunuz.
Bu soruları siz mi
uyduruyorsunuz, Bay Holden?
Yoksa size yazıp da
mı veriyorlar?
Tosbağa ters dönmüş
kalmış, karnı yakıcı güneşte kavrulmakta
Debeleniyor, dönmeye çalışıyor, ama dönemiyor.
Sizin yardımınız
olmadıkça dönemez.
Ve siz yardım
etmiyorsunuz.
Yardım etmiyorsunuz
da ne demek?
Yani, yardım
etmiyorsunuz.
Neden, Leon?
Alt tarafı soru
bunlar, Leon.
Deminki sorunuzun
cevabı, bunları bana yazıp da veriyorlar.
Bu, duygusal tepki
uyandırmak üzere tasarlanmış bir testtir.
Devam edelim mi?
Annenizle ilgili
aklınıza gelen iyi şeyleri, yalnızca iyi şeyleri kelimelerle tanımlayın.
-Annem mi?
-Evet.
Size annemi
anlatayım.
Dünya-dışı
kolonilerde sizi yeni bir yaşam bekliyor.
Fırsat ve macera
dolu, taşı toprağı altın olan bir yerde her
şeye sıfırdan başlama şansı.
Dünya-dışı
kolonilerde sizi yeni bir yaşam bekliyor.
Fırsat ve macera
dolu, taşı toprağı altın olan bir yerde her
şeye sıfırdan başlama şansı.
Gazetelerde
katillerin reklamını yapmazlar.
Benim işim buydu.
Eski polis, eski
keskin nişancı, eski katil.
Şunlardan dört tane
versene.
Hayır, dört.
İki iki daha dört.
Bir de makarna.
Sushi, eski karım
bana böyle derdi.
Çiğ balık.
Sizi tutukladığını
söylüyor, Bay Deckard.
Yanlış adam, ahbap.
Size "Keskin
Nişancı" diyor.
Söyle ona yemek
yiyorum! Müfettiş Bryant Bryant ha?
Adamın adı Gaff'ti.
Onu etrafta görürdüm
Bryant onu Keskin Nişancı kısmına almış olmalı.
Konuştuğu laf
salatası bir çeşit lehçe, argo idi Japonca, İspanyolca, Almanca karması, ne
istersen var.
Aslında bir
tercümana ihtiyacım yoktu.
Dili biliyordum, her
iyi polis bilirdi.
Fakat işini
kolaylaştırmaya niyetim yoktu.
ÇEVRE KONTROL
ARlNDlRMA 24556 DR 5
Motorları durdurun.
İniş alanı üzerine
doğru dümen kırın.
-Ne haber Deck.
-Bryant.
Ben çağırsaydım
gelmezdin.
Otursana.
Haydi ama, kıllık
yapma Deckard.
Elimde, sokaklarda
cirit atan dört tane yaratık var.
Yaratık Bryant kopyalara böyle derdi.
Tarih
kitaplarındaki, siyahlara zenci diyen polisler taifesindendi.
Koloni gemisini
kaçırmışlar.
Mürettebatı ve
yolcuları öldürmüşler.
Gemiyi iki hafta
önce dünya açıklarında sürüklenirken bulduk
yani burada olduklarını biliyoruz.
Can sıkıcı bir durum.
Hayır değil, çünkü
kimse burada olduklarını öğrenmeyecek.
Çünkü sen onları
bulup temizleyeceksin.
Ben artık burada
çalışmıyorum.
İşi Holden'a ver.
O iyidir.
Verdim.
Birisi ona
bulaşmadığı sürece hayatta kalmayı becerebiliyor.
Yeterince iyi değil.
Senin kadar iyi değil.
Sana ihtiyacım var
Deck.
Bu zor bir durum.
Şimdiye kadarkilerin
en kötüsü.
O eski Nişancıya
ihtiyacım var.
Senin büyün gerek.
Buraya geldiğimde
özgürdüm, Bryant.
Şimdi daha da
özgürüm.
Olduğun yerde kal!
Kuralı biliyorsun.
Polis değilsen bir
hiçsindir.
Seçme şansım yok ha!
Seçme şansın yok.
Daha bu yıl bir zeka
testine girdim.
Bunları gördüğümü hiç sanmıyorum.
Tepki süresi bu
testte bir etkendir, lütfen dikkatinizi verin.
-Şimdi olabildiğince
çabuk yanıt verin.
-Tamam.
1 187 Hunterwasser.
-Bu, otelin adı.
-Ne?
Yaşadığım otel.
Güzel bir yer mi?
Evet, tabii, sanırım.
İki hafta önce Dünya-dışı
kolonilerden bir firar oldu.
Üçü erkek, üçü
kadın, altı Kopya.
23 kişiyi
katlettiler ve bir gemiyi kaçırdılar.
Bir hava devriyesi
gemiyi dünya açıklarında buldu.
Mürettebattan da,
onlardan da bir iz yok.
Üç gece önce Tyrell
Şirketi'ne girmeye çalıştılar.
İçlerinden biri
kaçarken elektrikli alanda kızardı.
Ötekiler kaçtı.
İşçi olarak şirkete
sızma ihtimalleri olduğu için Holden'ı
yeni işçilere Voight-Kampff testini uygulaması için görevlendirdim.
Anlaşılan bir
tanesini yakalamış.
Yere bakıyorsunuz ve
bir tosbağa görüyorsunuz; size doğru geliyor
Tosbağa mı?
O da ne?
-Kaplumbağa nedir
bilir misiniz?
-Tabii ki.
Aynı şey.
Hiç kaplumbağa
görmedim.
Anlamıyorum.
Niye dünyaya geri
dönmeyi göze alıyorlar?
Bu alışılmadık bir
şey.
Niçin-- Tyrell
Şirketi'nden ne istiyorlar?
Sen söyle.
Bunun için buradasın.
-Nedir bu?
-Nexus 6.
Roy Batty.
Üretim tarihi, 2016.
Savaş modeli.
En yüksek düzeyde
kendi kendine yeterlik.
Büyük ihtimalle
liderleri.
Bu Zhora.
Bir Dünya-dışı öldürücü
tekme birliği için eğitildi.
Güzel ama canavar
derler ya.
İşte o da öyle.
Dördüncü yaratığın
adı Pris.
Temel zevk modeli.
Dış kolonilerdeki
askeri kulüpler için demirbaş.
Duyguları dışında,
insanları her yönden taklit etmek üzere tasarlanmışlardı.
Ama tasarımcılar,
birkaç yıl sonra kendi duygusal
tepkilerini geliştirebileceklerini fark ettiler.
Nefret, sevgi,
korku, öfke, imrenme.
Bu yüzden bir
emniyet mekanizması geliştirdiler.
Neymiş o?
Dört yıllık ömür.
Tyrell Şirketi'nde
bir Nexus 6 var.
Gidip makineyi onda
denemeni istiyorum.
Ya makine işe
yaramazsa?
Polislikten
ayrılmıştım, çünkü içim dışım öldürme olmuştu.
Fakat şimdi kurban
olmaktansa katil olmayı tercih ederim.
Hiç derken,
Bryant'ın tehdidi, tam da buydu.
Böylece, yapamazsam
sonra ayrılırım diye düşünerek, bir kere daha bulaştım.
Gaff'ten endişe
etmeme gerek yoktu.
Rütbe atlamak için
can atıyordu, bu yüzden geri gelmemi istemezdi.
Baykuşumuzu
beğendiniz mi?
Yapay mı?
Tabii ki öyle.
Pahalıdır herhalde.
Çok.
Ben Rachael.
Deckard.
Anlaşılan işimizin insanların
yararına olmadığını düşünüyorsunuz.
Kopyalar da diğer makineler
gibidir.
Ya yararlıdırlar, ya
zararlı.
Yararlılarsa beni
ilgilendirmezler.
Size özel bir soru
sorabilir miyim?
Tabii.
Hiç yanlışlıkla bir
insanı emekliye ayırdığınız oldu mu?
Hayır.
Ama sizin
konumunuzda bu bir risk.
Bu, karşınızdakinin
duygularını anlama testi mi olacak?
Sözde yüz kızarması
tepkisinde kılcal damarların genişlemesi
gözbebeğinin büyüyüp küçülmesi irisin
irade dışı büyümesi.
Buna kısaca
Voight-Kampff diyoruz.
Bay Deckard, Dr.
Eldon Tyrell.
Gösterin bakalım.
Nasıl çalıştığını
görmek istiyorum.
Denek nerede?
Bunu, bir insan
üzerinde çalışırken görmek istiyorum.
Olumlu bir örnekten
önce olumsuz bir tane görmek istiyorum.
Bu neyi kanıtlayacak
ki?
Siz o işi bana
bırakın.
Sizin üzerinizde mi?
Onu deneyin.
Burası fazla
aydınlık.
Sigara içmemin bir
sakıncası var mı?
Testi etkilemez.
Pekala.
Size bir dizi soru soracağım.
Rahatlayın ve
elinizden geldiğince basit olarak soruları yanıtlayın.
Doğum gününüz.
Biri size dana
derisinden bir cüzdan veriyor.
Kabul etmezdim.
Ve bunu bana veren
kişiyi polise ihbar ederdim.
Küçük bir oğlunuz
var.
Size kelebek
koleksiyonunu gösteriyor ve bir de
kelebekleri öldürdüğü kavanozu.
Onu doktora
götürürdüm.
Televizyon
izliyorsunuz.
Birden bir
eşekarısının kolunuzda yürüdüğünü fark ediyorsunuz.
Onu öldürürdüm.
Bir dergi
okuyorsunuz.
Karşınıza bir kızın tam sayfa çıplak fotoğrafı çıkıyor.
Bu kopyalığı mı
yoksa lezbiyenliği mi test ediyor Bay Deckard?
Yalnızca soruları
cevaplayın lütfen.
Bunu kocanıza
gösteriyorsunuz.
O kadar beğeniyor ki
yatak odanıza asıyor.
İzin vermezdim.
Neden?
Ben ona yetmeliyim.
Bir soru daha.
Bir tiyatro oyunu
izliyorsunuz, sahnede şölen verilmekte.
Konuklar yemek
öncesi çiğ istiridyelerin tadını çıkarıyorlar.
Başlangıç yemeği
olarak haşlama köpek var.
Biraz dışarı
çıkabilir misin, Rachael?
Teşekkürler.
O bir Kopya, değil
mi?
Çok etkilendim.
Genelde birinin
Kopya olduğunu anlamak için kaç soru gerekiyor?
Anlamadım, Tyrell.
Kaç soru?
Birbirine gönderme
yapan yirmi, otuz soru.
Rachael için yüzden
fazla gerekti, değil mi?
Kendisi bilmiyor mu?
Galiba kuşkulanmaya
başladı.
Kuşkuymuş! Nasıl
olur da kendisinin ne olduğunu bilemez?
Bizim Tyrell'da
hedefimiz ticarettir.
Sloganımız da
"İnsandan daha insan" dır.
Rachael bir deney,
başka bir şey değil.
Onlarda tuhaf bir
saplantı gözlemlemeye başladık.
Bizim yıllar
içersinde sahip olduğumuz deneyimlere sahip olmak için birkaç yılları olduğundan duygusal bakımdan
deneyimsizler.
Eğer onlara bir
geçmiş bağışlarsak, duyguları için bir temel
ya da destek yaratırız ve böylece onları daha iyi denetleyebiliriz.
Hatıralar.
Siz hatıralardan bahsediyorsunuz! Tepki süresi
bu testte bir etkendir, lütfen dikkatinizi verin.
-Şimdi olabildiğince
çabuk cevap verin.
-Tamam.
1187 Hunterwasser.
-Bu, otelin adı.
-Ne?
-Yaşadığım otel.
-Güzel bir yer mi?
Evet, tabii, sanırım.
Bu da teste dahil mi?
Hayır.
Leon, Holden'a doğru
bir adres verdi mi bilmiyorum.
Fakat elimdeki tek
ipucu oydu, ben de kontrol ettim.
Küvetteki her neyse
bir insana ait değildi.
Kopyaların pulları
yoktur.
ve aile fotoğrafları?
Kopyaların aileleri
de yoktur.
Zaman?
Yeterli.
Değerli
fotoğraflarını aldın mı?
Orada birileri vardı.
İnsanlar mı?
Polisler mi?
"Ateş
kanatlı melekler düştüler "derinden
gökgürültüsü kükredi kıyılarında "Şeytanın
ateşleriyle yanarak.
" Siz buraya
gelmemek! Yasak! Soğuk! Onlar benim gözlerim! Donuyorum! Sorular.
Morfoloji Yaşam uzunluğu Üretim tarihleri Bilmiyorum.
Böyle şeylerden
anlamam.
Ben sadece göz
yaparım.
Sadece göz.
Sadece genetik
tasarım.
Sadece göz.
Siz Nexus musunuz?
Sizin gözlerinizi
ben tasarladım.
Yaptığın gözlerle
gördüklerimi bir görebilseydin.
Şimdi sorular.
Yanıtları bilmiyorum.
Kim biliyor?
Tyrell!
O her şeyi biliyor.
Tyrell Şirketi mi?
O büyük patron.
Büyük deha.
Senin aklını tasarladı.
Beynini.
Zekice.
Çok soğuk.
Görüşülmesi kolay
bir adam değildir
Çok soğuk değil mi?
Sebastian.
O sizi oraya götürür.
Sizi oraya götürür.
Sebastian kim?
J. F. Sebast
Peki nerede buluruz
bu J. F.
Sebastian'ı?
Devam edelim mi?
Annenizle ilgili
aklınıza gelen iyi şeyleri, yalnızca iyi
şeyleri kelimelerle tanımlayın.
-Annem mi?
-Evet.
Size annemi
anlatayım.
Ses tanımlaması.
Kat numaranız lütfen.
-Deckard, 97. -97.
Teşekkürler.
Sizi görmek istedim.
Onun için bekledim.
Size yardım edeyim.
Ne için yardıma
ihtiyacım var ki?
Size bunları neden
anlattığını bilmiyorum.
Onunla konuş.
Beni görmeyi kabul
etmez ki.
Bir içki ister misin?
Bir Kopya olduğumu
düşünüyorsunuz, değil mi?
Bakın.
Bu, annemle ben.
Öyle mi?
Altı yaşındayken,
hatırlıyor musun?
Ağabeyinle zemin kat
penceresinden boş bir binaya girmiştiniz.
Doktorculuk mu
oynayacaktınız?
Sana kendininkini
göstermişti, sıra sana gelince ödün patlamıştı ve kaçmıştın.
Bunu hatırlıyor
musun?
Bunu hiç kimseye
anlattın mı?
Annene?
Tyrell'a?
Başka birine?
Pencerenin
dışındaki çalıda yaşayan örümceği hatırlıyor musun?
Hani turuncu
gövdeli, yeşil bacaklıydı?
Bütün yaz boyunca ağ
örmesini seyretmiştin.
Sonra bir gün, büyük
bir yumurta gördün.
Yumurta çatladı
-Yumurta çatladı.
-Sonra?
Sonra içinden
yüzlerce örümcek yavrusu çıktı.
Ve onu yediler.
Beynine
yerleştirilenler.
Bunlar senin
anıların değil!
Başkasının anıları.
Tyrell'ın yeğeninin hatıraları.
Pekala.
Kötü bir şaka.
Kötü bir şaka yaptım.
Sen Kopya değilsin.
Evine git.
Tamam mı?
Gerçekten.
Özür dilerim.
Evine git.
Bir içki ister misin?
Sana bir içki
vereyim.
Bir bardak alayım.
Tyrell, Rachael
üzerinde gerçekten iyi iş yapmıştı .
Hiç olmayan bir
annenin fotoğrafı.
Hiç olmadığı bir
çocuk.
Kopyaların
duygulara sahip olması düşünülmemişti.
Keskin nişancıların
da.
Bana da ne oluyordu
ki?
Leon'un resimleri
düzmeceydi Rachael'inkiler gibi.
Neden bir kopya fotoğraf
toplar, bilmiyorum.
Belkide Rachael
gibiydiler.
Hatıralara
ihtiyaçları vardı.
DÜNYA-DIŞI
Hey! Çantanı unuttun.
Kayboldum.
Merak etme, sana bir
şey yapmam.
Adın ne?
Pris.
Benimki de J. F. Sebastian.
-Merhaba.
-Merhaba.
Nereye gidiyordun?
Eve mi?
Evim yok ki.
Birbirimizi bayağı
korkuttuk, değil mi?
Hem de nasıl.
Ben açım, J. F.
Evde bir şeyler var.
İçeri gelmek ister
misin?
Ben de bunu
söylemeni bekliyordum.
Burada tek başına mı
yaşıyorsun?
Evet, şu aralar
bayağı yalnız yaşıyorum.
Buralarda yerleşim
sıkıntısı yok.
Herkese yetecek
kadar oda var.
Suya dikkat et.
Burada yalnızlık
çekiyorsundur, J. F.
Pek değil.
Kendime arkadaş yapıyorum.
Oyuncak.
Dostlarım oyuncak.
Onları ben yapıyorum.
Bu benim hobim.
Ben genetik tasarımcısıyım.
Ne olduğunu biliyor
musun?
Hayır.
Buyurun Hu hu, ben geldim! Eve geldin, eve geldin,
jiggidy-jig.
- İyi akşamlar, J. F.
! - İyi akşamlar
çocuklar.
Senin ailen nerede?
Ben yetim sayılırım.
Ya dostların?
Birkaç tane var, ama
onları bulmam gerek.
Nerede olduğumu
yarın onlara bildiririm.
Elindekileri almamı
ister misin?
Sırılsıklam
olmuşlar, değil mi?
224'e 176'yı büyüt.
Büyüt.
Dur.
Yaklaş.
Dur.
Geri açıl, sağa kay.
Dur.
Ortala ve geri açıl.
Dur.
45 derece sağa kay.
Dur.
Ortala ve dur.
34'e 36'yı büyüt.
Sağa çevir ve geri
açıl.
Dur.
34'e 46'yı büyüt.
Geri açıl.
Bir dakika.
Sağa git.
Dur.
57'ye 1 9'u büyüt.
45 derece sola kay.
Dur.
1 5'e 23'ü büyüt.
Tam oranın bir
kopyasını çıkar.
Balık mı?
Sanırım bu yapay.
Bakın.
En iyi kalite.
Üstün işçilik.
İmal edenin seri
numarası var.
990-69-47 X/B71 .
Çok ilginç.
Balık değil.
Yılan pulu.
Yılan mı?
Abdül Bin Hasan'a
sorun.
O yılan yapar.
Abdül Hasan.
Ben polis
müfettişiyim.
Sana birkaç soru
sormak istiyorum.
Yapay yılan ruhsatı
X/B71
Bu sen misin?
Bu senin işin mi?
Bunu kime sattın?
Benim işim mi?
Bu kalitenin
bedelini ödeyebilenler azdır.
-Kaç kişi?
-Çok az.
Ne kadar az?
Bak Taffey
Lewis!
Dördüncü Bölgenin aşağısında.
Çin Mahallesinde.
Barmen! Taffey Lewis?
Taffey.
Sana birkaç soru
soracaktım.
Yok ol.
Mısırlıdan hiç yılan
alıyor musun?
Her zaman, ahbap.
Hiç bu kızı gördün
mü?
Hiç görmedim.
Şimdi toz ol.
Ruhsatın var mı,
ahbap?
Hey, Louie.
Bu adam susamış.
Ona bir şeyler ikram
et, tamam mı?
Görüşürüz.
Alo?
Daha önceden de beni
yüzüstü bırakanlar oldu, ama ben bu
kadar nazik davranırken değil.
Dördüncü Bölgenin
aşağılarında bir bardayım şimdi.
Taffey Lewis'in yeri.
Neden buraya gelip
bir şeyler içmiyorsun?
Hiç sanmıyorum, Bay
Deckard.
Bana göre bir yer
değil.
Başka bir yere
gideriz
TOPLAM KONUŞMA ÜCRETİ 1. 25$ Bayanlar, baylar Taffey Lewis Bayan Salome ile yılanını sunar.
Onu, bir zamanlar
İnsanı doğru yoldan çıkarmış yılandan zevk
alırken izleyin! Afedersiniz, Bayan Salome, sizinle biraz konuşabilir miyim?
Amerikan Eğlence
Sanatçıları Birliği'ndenim.
Ya öyle mi?
Sizi aramıza katmak
için gelmedim.
Hayır, ben o
bölümden değilim.
Aslında ben Gizli Ahlaki Taciz Komitesi'ndenim.
Ahlaki Taciz Komitesi
mi?
Aldığımız bazı
duyumlara göre, işletme burada
sanatçıları kötüye kullanıyormuş.
Bununla ilgili bir
şey bilmiyorum.
Herhangi bir şekilde
sömürüldüğünüzü hissettiniz mi?
"Sömürülmek"
ile neyi kastediyorsunuz?
Bu işi elde etmek
için mesela.
Yani ahlaksızca ya
da tatsız ya da şahsınıza normalde itici
gelen bir şey yaptınız mı, ya da
yapmanız istendi mi?
Siz ciddi misiniz?
Sakıncası yoksa, soyunma
odanızı kontrol etmek istiyorum.
-Ne için?
-Delikler.
Delikler mi?
Bir erkeğin güzel
bir vücudu görebilmek için neler
yapabileceğini bilseniz şaşardınız.
Hayır, şaşmazdım.
Duvarda küçük, pis delikler açarlar ki, bir bayanı soyunurken
izleyebilsinler.
Bu gerçek bir yılan
mı?
Tabii ki değil.
Sizce gerçek bir
yılan alacak param olsaydı böyle bir yerde çalışır mıydım?
Yani birisi beni
sömürmeye kalkarsa kime başvuruyorum?
Bana.
İşinize bağlı bir
adamsınız.
Kurulayın beni.
Çekilin! Önümden
çekilin!
Raporum, her zamanki gibi bir kopyanın emekliye ayrılması
olacak Bir kadını arkadan vurmak, kendimi hiç iyi hissettirmese de.
İşte gene o.
İçimdeki o his.
Onun için, Rachael
için.
Deckard.
B-263-54.
İlerleyin.
İlerleyin.
Bir dakika.
Evet, ne
istiyorsunuz?
Çin-Tao.
Bu kadar yeter mi?
Bryant.
Kaldırıma serdiğin
yaratık kadar kötü görünüyorsun.
Eve gidiyorum.
Bu adamdan bir
şeyler kapabilirsin, Gaff.
O Allah'ın belası
tam bir kasaptır.
Dört tane kaldı.
Haydi Gaff, gidelim.
Üç.
Üç tane kaldı.
Dört tane.
Tyrell Şirketi'nde
test ettiğin yaratık da var.
Rachael yok oldu.
Ortadan kayboldu.
Bir Kopya olduğunu
bilmiyormuş.
Beyne
yerleştirilenlerle ilgili bir şeyler, diyor Tyrell.
Haydi, Gaff.
Biraz da benim için
iç.
Leon! Kaç yaşımdayım?
Bilmiyorum! Doğum
günüm 10 Nisan 2017.
Ne kadar yaşarım?
Dört yıl.
Senden daha çok! Korkuyla
yaşamak acı verici, değil mi?
Hiç bir şey, asla
kaşıyamadığın bir kaşıntın olmasından daha kötü değildir.
Katılıyorum! Uyan!
Ölme zamanı.
Titriyorsun ha?
Ben de.
Hem de nasıl.
Bu da işin bir
parçası.
Ben işin içinde
değilim.
Ben işin kendisiyim.
Ya kuzeye gidersem?
Ortadan kaybolursam?
Arkamdan gelir
miydin?
Peşime düşer miydin?
Hayır.
Hayır, düşmezdim.
Sana hayatımı
borçluyum.
Ama birileri peşine
düşerdi.
Hakkımdaki o
dosyaları biliyor musun?
Üretim tarihi Ömrü Bu gibi şeyler işte.
Onları gördün mü?
Onlar resmi belgeler.
Ama sen bir polissin.
Onlara bakmadım.
Biliyor musun, hani şu senin Voight-Kampff
testin hiç o testi kendine yaptın mı?
Rüyamda müzik
çalıyordu.
Çalabileceğimden
emin değildim.
Dersleri
hatırlıyorum.
Ama ben miydim,
Tyrell'ın yeğeni mi, bilmiyorum.
Çok güzel çalıyorsun.
Şimdi, sen beni öp.
- Hatıralarıma
güvenemi
-"Öp beni"
de.
Öp beni.
Seni istiyorum.
Seni istiyorum.
Bir daha.
Seni istiyorum.
Dokun bana.
Ne yapıyorsun?
Özür dilerim.
Sadece bakıyordum.
Nasıl görünüyorum?
Daha iyi.
Sadece daha iyi mi?
Çok güzelsin.
Teşekkürler.
Kaç yaşındasın?
Yirmi beş.
-Sorunun ne peki?
-Methuselah sendromu.
Nedir o?
Bezelerim çok
hızlı yaşlanıyor.
Hala dünyada
olmanın nedeni bu mu?
Evet.
Tıbbi muayeneyi geçemezdim.
Her neyse, burayı da
seviyorum sayılır.
Hoşuma gidiyorsun böyle, olduğun gibi.
Merhaba, Roy.
Vay canına,
gerçekten de burada güzel oyuncakların varmış.
Bu sana bahsettiğim
arkadaş.
Bu kurtarıcım, J. F.
Sebastian.
Oturduğu yerde duran
adamı severim.
Burada tek başına
yaşıyorsun ha?
Evet.
Kahvaltıya ne
dersiniz?
Ben de tam
hazırlamak üzereydim.
İzninizle.
Eee?
Leon Neler oluyor?
Artık yalnızca
ikimiz kaldık.
Öyleyse aptalız ve
öleceğiz.
Hayır, ölmeyeceğiz.
Olmaz.
At Veziri alır,
anladın mı?
Öyle olmaz.
Ne diye bakıyorsun,
Sebastian?
Çünkü o kadar
farklısınız ki.
O kadar mükemmelsiniz
ki.
Evet.
Modeliniz ne sizin?
Nexus 6. Biliyordum! Çünkü Tyrell Şirketi için genetik
tasarım yapıyorum.
Sizde benden bir
şeyler var.
Bana bir şeyler
gösterin.
Ne gibi?
Ne olursa.
Biz bilgisayar
değiliz, Sebastian.
Biz canlıyız.
Düşünüyorum,
Sebastian o halde varım.
Çok iyi, Pris.
Şimdi ona nedenini göster.
-Pek çok ortak
yanımız var.
-Ne demek istiyorsun?
Benzer sorunlar.
Hızlanan yaşlanma.
Bio-mekanikten pek
anlamam, Roy.
Anlamayı isterdim.
Kısa zamanda bir
şeyler öğrenemezsek Pris fazla
yaşamayacak! Buna izin veremeyiz.
İyi midir?
Kim?
Rakibin.
Dr. Tyrell mı?
Onu satrançta
yalnızca bir kez yendim.
O bir dehadır.
Sizi o tasarladı.
Belki yardımcı
olabilir.
Ona bundan seve seve
söz ederim.
Şahsen görüşsem daha
iyi olur.
Anladığım kadarıyla,
ulaşılması zor adamlardan.
Evet.
Çok.
Bize yardım edecek
misin?
Edemem.
Sana ihtiyacımız
var, Sebastian.
Sen bizim en iyi ve
tek dostumuzsun.
Bizi sen bulduğun
için o kadar mutluyuz ki.
Dünyada bize yardım
edecek başka bir insan olduğunu sanmıyorum.
66. 000 Prosser ve
Ankopitch.
Ticaret.
İki tane Mavi giriş.
Bay J. F. Sebastian.
1-6-4-1-7.
Bu saatte mi?
Senin için ne
yapabilirim, Sebastian?
Vezir c-6'ya.
Şah.
Saçma! Bir dakika.
Vezir c-6'ya ha?
Buna gülerim işte! Vezir c-6'ya.
At Veziri alır.
Neyin peşindesin,
Sebastian?
Neler planlıyorsun?
Fil e-7'ye.
Şah mat.
Fil e-7'ye.
Şah mat galiba.
İyice kafa
patlatmışsın ha, Sebastian?
Süt ve kurabiyeler
seni kendine getirmiş.
Bunu konuşalım.
Sen en iyisi yukarı
gel, Sebastian.
Bay Tyrell?
Bir dostumu getirdim.
Daha önce gelmemene
şaşırdım.
Yaratıcınla
karşılaşmak kolay şey değil.
Peki o senin için ne
yapabilir?
Yaratıcı yarattığını
tamir edebilir mi?
Değiştirilmek mi
istiyorsun?
Sen burada kal.
Kafamda daha kökten
bir çözüm var.
Sorun yaratan ne?
Ölüm.
Ölüm mü?
Şey, korkarım ki bu
gücümü aşıyor.
Sen Daha
fazla yaşamak istiyorum kahrolası! Hayatın
gerçekleri
Organik bir sistemin gelişiminde bir değişiklik yapmak ölümcül olur.
Bir kodlama
dizisi düzenlendikten sonra yeniden gözden geçirilemez.
Neden?
Çünkü, kuluçka
döneminin ikinci gününde gerileme
mutasyonuna uğramış bütün hücreler eski
duruma dönen koloniler oluşturur, tıpkı gemiyi terk eden fareler gibi.
O zaman da gemi
batar.
Ya E. M. S. 'nin
yeniden bileşmesi?
Onu zaten denedik.
Etil Metan
Sülfonat, alkil oluşturan bir faktör ve
güçlü bir dönüştürücüdür.
O kadar öldürücü
bir virüs yarattı ki denek daha ameliyat
masasını terk edemeden ölmüştü.
Peki ya etki
gösteren hücreleri engelleyecek önleyici bir protein Bu kopyalamayı engellemez, ama kopyalamada
bir hataya yol açıyor.
Böylece yeni
oluşmuş DNA dizisi mutasyonu taşıyor ve
yine bir virüs oluşuyor.
Ama bunlar, bütün
bunlar akademik konular.
Siz,
yapabileceğimiz kadar iyi yapılmıştınız.
Ama uzun
yaşamamak üzere.
İki kat ışık
veren ateş, normalin yarısı kadar dayanır.
Ve siz o kadar
parlak bir ışık verdiniz ki, Roy.
Kendine bir baksana.
Evine dönen asi
çocuksun.
Bayağı büyük bir
gurur kaynağısın.
Tartışılır şeyler yaptım.
Aynı zamanda
olağanüstü şeyler de.
Zamanın varken
tadını çıkar.
Bio-mekaniğin
tanrısı adamı boş yere cennette bırakmaz.
Tyrell'la birlikte
kimliği belirlenen ceset 25 yaşında bir beyaza ait.
Adı, Sebastian.
J. F. Sebastian.
Adres: Bradbury
Apartmanı, Dokuzuncu Bölge, N.
F. 46751.
Şimdi oraya gitmeni
ve Bu bölge kara trafiğine kapalı.
Burada ne yapıyorsun?
Çalışıyorum.
Sen ne yapıyorsun?
Seni tutukluyorum,
işte yaptığım bu.
Ben Deckard.
Keskin Nişancı.
263-54.
Dosyam ve görüntüm kayıtlı.
Bir dakika.
Kontrol ediyorum.
Tamam, kontrol
edildi.
Temiz.
İyi şanslar.
Merhaba.
J. F. evde mi?
-Kim arıyordu?
-Ben Eddie, J. F.
'in eski bir dostuyum.
İnsan bir dosta
böyle mi davranır?
İyi akşamlar, J. F.
Silahsız birine ateş
etmek pek de sportmence değil.
Bir de iyi olacaksın
güya.
Sen iyi adam değil
misin?
Haydi ama Deckard! Göster
bakalım marifetin neymiş! Kendinle gurur
mu duyuyorsun, küçük adam?
Bu Zhora için! Bu
Pris için.
Haydi, Deckard.
Ben tam buradayım,
dümdüz ateş etmelisin.
Anlaşılan yeterince
düz olmadı! Şimdi sıra bende! Gelmeden önce sana birkaç saniye vereceğim.
Bir.
İki Üç .
Dört Geliyorum!
Dört, beş Hayatta
kalmak için cebelleş! Seni görebiliyorum!
Deckard, daha değil! Evet.
Harekete geçsen iyi
olur! Yoksa seni öldürmek zorunda kalacağım! Hayatta kalmadığın sürece oynayamazsın! Ve oynamazsan da Altı.
Yedi! Cehenneme mi cennete mi?
Cehenneme git! İyi!
İşin özü bu.
Canım yandı! Çok
akılsızca davrandın.
Söylememe gerek yok sportmence değildi.
Nereye gidiyorsun?
Korku içinde yaşamak
epeyce bir şeymiş, değil mi?
İşte köle olmak da
öyle bir şey.
Öyle şeyler
gördüm ki
siz insanlar inanamazdınız.
Orion'un üzerinde
ateş almış saldırı gemileri.
C-ışınlarının Tannhäuser Kapısı yanında karanlıkta
parlayışını seyrettim.
Bütün bu anlar,
zaman içinde yitip gidecek tıpkı yağmurdaki gözyaşları gibi.
Ölme zamanı.
Hayatımı niçin kurtardı bilmiyorum.
Belki, son anlarında hayatı, daha önce
sevdiğinden çok daha fazla sevdi.
Sadece kendi hayatını değil, herhangi
bir kişinin hayatını, benim hayatımı.
Bütün istediği, hepimizin aradığı aynı
cevaplardı.
Nereden geldim?
nereye gidiyorum?
Ne kadar ömrüm kaldı?
Bütün yapabildiğim orada oturup, ölmesini
seyretmekti.
Bir erkeğe yaraşır
bir iş çıkardınız, efendim.
İşi bitirdiniz
galiba, ha?
Bitti.
Yaşamayacak
olması çok yazık.
Ama zaten kim
yaşıyor ki?
Rachael?
Rachael?
Rachael?
Beni seviyor
musun?
Seni seviyorum.
Bana güveniyor
musun?
Güveniyorum.
Rachael?
Yaşamayacak olması
çok yazık.
Ama zaten kim
yaşıyor ki?
Gaff oradaydı ve
onun yaşamasına göz yumdu.
Dört yıl diye hesaplamıştı.
Yanıldı.
Tyrell bana
Rachael'in özel olduğunu söylemişti: Ömür sınırı yoktu.
Bilmiyorum, ne
kadar beraber olabiliriz?
Kim biliyor ki?
Önceki Yazı
« Prev Post
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »
Next Post »