Vasiyet (2011) Last Will
| |
101 dk
Yönetmen:Brent Huff
Senaryo:Irmgard Pagan, Alan Moskowitz
Ülke:ABD
Tür:Dram, Gerilim
Dil:İngilizce
Müzik:Pinar Toprak
Oyuncular
Tatum O'Neal
Tom Berenger
Patrick Muldoon
Patrick Muldoon
Peter Coyote
Shawn Huff
Özet
Her şeye sahip görünen genç ve güzel Hayden’ın (Tatum
O’Neal), yeni evlendiği kocasını öldürmekle suçlanınca tüm dünyası değişir.
Tüm kanıtlar ise onu suçlu göstermektedir.
Altyazı
Alo?
Üzgünüm Hayden.
6 AY ÖNCE
Kızkardeşin gerçekten mutlu görünüyor.
Evet, öyle görünüyor.
O zaman sen niye
değilsin?
Rol yapmayı da beceremiyorsun.
Michael, benimle
dans eder misin?
Lütfen.
Dans etmek pek benim tarzım değil.
- Gel küçük
kardeşinle dans et.
- Sanmıyorum.
- Sana bakmayacaklardır.
Ben içkimi tazeleyeyim.
Hayden.
Gel otur bir dakika.
Tamam.
Gerçekten güzel
görünüyorsun.
Gerçekten.
- Benim için mutlu
ol.
- Tabii ki.
- Michael!
- Mutluyum!
Mutluyum.
Senin de mutlu olmanı istiyorum.
Sadece dikkatli ol.
İkiniz yeni
tanıştınız.
İlk görüşte aşka
inanmıyor musun?
Hayır.
Hayden.
Seni sevdiğimi biliyorsun, değil mi?
Kimsenin seni
incitmesini istemiyorum.
Ve ben de bu yüzden seni
seviyorum.
Üzgünüm.
Birlikte yeterince vakit geçirmiyoruz.
Michael, güzel
gelinimi senden birkaç dakikalığına çalmamın bir sakıncası var mı?
Kesinlikle yok.
Haydi.
Frank Tebrikler.
Teşekkürler.
- Mutlaka dans
edeceğiz.
- Biliyorum,
biliyorum, biliyorum.
Ne ses ama!
Cansas City'den Angela Hagenbok.
Kardeşlerimle ben
size, Emery ailesine bu mutlu günü
kutlamamıza yardım ettiğiniz için teşekkür etmek istiyoruz.
Etrafıma bakınca
bana çarpıcı gelen şu.
Bütün yüzlerden
sıcaklık, aile ve dostluk akıyor.
Vali Butler,
hoşgeldiniz.
Bazı yüzler o kadar
dost canlısı değil.
Polis Müdürü Gilles.
Şimdi, siz de benim
gibiyseniz Frank'in neden daha önce evlenmediğini merak ediyorsunuzdur.
Tek yapmanız gereken
Hayden'la sadece bir dakika geçirmek.
O zaman anlarsınız
ki o sadece bu kadar özel birini bekliyordu.
Herkes kadehlerini
kaldırsın!
Kardeşlerim adına,
Hayden'a Emmery ailesine hoş geldin diyorum.
Teşekkürler
çocuklar, sizi seviyorum.
Teşekkürler.
Hayden ve ben Bayan Emery ve ben Bu kulağa hoş geliyor.
Hepinizin
gelebildiğine çok sevindik.
Bize bu özel anda
katılabildiğinize.
Teşekkürler.
Hayden Seni seviyorum, bebeğim.
Seni biraz
neşelendirir.
- Olabilir.
- Dans pistine!
Haydi bakalım!
- Hallerine bak.
- Nasıldım, Michael?
Adamımsın, Joseph!
- Seni dansa davet
edebilir miyim?
- Haydi o zaman.
İyi eğlenceler!
Acapulco, Meksika.
Burayı çok seviyorum.
Ne dersin, sonsuza
kadar burada kalalım mı?
Çalışmaktan
sıkılıyorsun galiba.
Bazen.
Peki ya sen?
Bütün gün kardeşin için çalışıp hesap
yapmaktan sıkılmıyor musun?
Hesap yapmak
büyüleyici.
Büyüleyici mi?
Sayılar için çok
doğru bir tanım sayılmaz.
Yalan
söylemiyorlar, hile yapmıyorlar ve çalmıyorlar.
Her zaman doğruyu
söylüyorlar.
Nasıl yani?
Şöyle diyelim.
Bir en kötüsü, on
en iyisi dersek, sen hayatım bir"on" sun.
Tanrım, aşkın
gözü kördür.
Hayır.
Sen iyi misin?
Evet iyiyim, başımı
döndürüyorsun hepsi bu.
Seni hep seveceğim.
Söz ver.
İzci sözü!
Ne dersin Odaya dönelim ve Bir kokteyl içelim mi?
Kulağa hoş geliyor.
Kansas City - Selam
bebeğim.
- Kaçta evde
olacaksın?
Yeterince çabuk
değil.
Yediden önce
varacağımı sanmıyorum.
O kadar bekleyebilir
miyim bilmiyorum.
Ben de öyle.
Kapı çalıyor.
Eve gelince görüşürüz.
Seni seviyorum!
Ben de seni!
- Bayan Emery?
- Evet?
Merhaba.
Ben Peder Jake Callum.
State caddesindeki
misyonu yönetiyorum.
Eşinizle ikinizin
benimle birkaç şey konuşmaya vakti var mıdır diye soracaktım.
Eşim bugün
ameliyatta, isterseniz hastanenin numarasını verebilirim.
Onunla irtibata
geçmeye çalıştım ama beni hep başkasına yönlendiriyorlar.
Konu nedir?
Kocanızın şehirde
birkaç apartmana sahip olduğunu biliyorsunuzdur.
State caddesinde.
Evet, gayrimenkulü
var ama orayı kardeşleri işletiyor.
Evet.
Malesef sorun da bu.
Göçmen Reformu.
Hemen!
Ülkenin en güzel
şehirlerinden birinde yaşıyoruz.
Ama Şehrin bu kısmını "Güzel Evim" dergisinde
göremezsiniz.
Eşimin böyle bir
yeri olduğunu bilmediğinden kesinlikle eminim.
Evet ama kardeşleri
iyi biliyor.
Emlakları ucuza
alıyorlar ve bütün binaları yıkıyorlar.
Sonra çok katlı
konutlar yapıyorlar Evini kaybeden insanlardan biri değilseniz, gayet iyi.
Yıllarca burada
yaşadıktan sonra, yeni bir yere taşınacak paranız olmuyor.
Ekonominin ne
durumda olduğunu biliyorsunuz.
Bir şekilde federal
yardım alma imkanları yok mu?
Açık konuşacağım
Bayan Emery.
Kiracıların çoğu
kaçak göçmen.
Bu bir merhamet
meselesi.
Artık bir
Emery'siniz.
Emery'ler bu şehrin
sahibi.
Yardım edebilirsiniz.
Biriyle tanışmanızı
istiyorum.
Ben Rahip Kellem.
Merhaba Maria, bu
Hayden.
Nasılsınız?
- Memnun oldum.
- Sakıncası yoksa etrafa göz atacak.
- İçeri gelin.
Dağınıklık için
üzgünüm.
Nasılsın?
- Benim adım Hayden,
seninki ne?
- Juana.
Bu senin oyuncağın
mı?
Çok güzelmiş.
O hasta, ısırdılar
onu.
Ev sahibini aradım
ama hiç gelmiyor.
Her ay kirayı da tam
zamanında ödüyorum.
Emery'ler bu binayı
birkaç ay içinde yıkmayı planlıyor o yüzden tamirata para harcayacak değiller.
Aslında bir yıl
kadar önce binayı aldıklarından beri hiçbir tamirat yaptırmadılar.
Bu çok kötü.
Bir şeyler
yapacağıma söz veriyorum.
- Koluna ne oldu
canım?
- Fare ısırdı.
- Şaka yapıyorsun
herhalde.
- Kendi gözlerimle
gördüm.
Kriz orayı çok kötü
etkilemiş, Frank.
İnsanlar
arabalarında yaşıyor çünkü evlerinden atılmışlar, State Caddesi misyonu
parçalanıyor.
Bir de küçük kız
vardı.
Juana.
Sekiz yaşından fazla olamaz ve kolunu fare
ısırmış.
- Hiçbir fikrim
yoktu.
- Kardeşlerinin var.
O binaları çabucak
yıkıyorlar ve yerlerine yeni, çok katlı binalarla alışveriş merkezleri
yapıyorlar.
Bütün o işlerle Virgil
ve Joseph ilgileniyor.
Ben bütün vaktimi
işime ve hastalarıma ayırıyorum.
Kabul edelim Hayden,
şehrin o bölgesi göz zevkini bozuyor ve bir suçlu yatağı.
Ama daha iyi bir yaşam
sürmek isteyen zavallılar ne olacak, Frank?
- Tatlım, dünyayı
tek başına kurtaramazsın.
- Ama hiçbir şey
yapmadan da duramazsın.
Onlarla konuşamaz
mısın?
Sana ailemle ilgili
bir şey söyleyeyim.
Babam emlak işinden
bir servet elde etti.
Bense farklı bir
yola girip doktor oldum, bunu takdir etti.
Bunu herkes biliyor
ama nedense en sevdiği çocuğu bendim.
Ve vasiyetinde Virgil ile Joseph'a pay vermeyip neredeyse
her şeyi bana bıraktı.
Vicdan azabı
duyuyorum
Onlara fırsat vermem gerektiğini anlamalısın.
Frank State caddesi dosyasına bakıyordum.
Ve galiba bazı
uygunsuz işlerin kanıtlarını buldum Neden bahsediyorsun?
Kardeşlerin
yasadışı işler yapıyor.
Belediye
yetkililerine rüşvet veriyorlar.
Bu çok ciddi bir
suçlama.
Ne zamandır orada
neler olup bittiğini önemsiyorsun?
Belediye
müteahhitlerine ve müfettişlere rüşvet
verdiğinizi keşfettiğimden beri.
Frank, State Caddesi
bir lağım çukuru.
Tamam mı?
Belediye orayı
temizlememizi istiyor.
Kötü unsurları
oradan taşımamızı istiyorlar.
Kiracılar sefalet
içinde yaşamaya zorlanıyor.
Sırf oraya gitsinler
diye onlara prim ödüyoruz.
Her şeyi hemen
düzeltecek para yok.
Sadece zarar üstüne
zarar ederiz.
Zaten binaları
yıkacağız, Frank.
Babamızın yapmadığı
bir şey yapmıyoruz.
Payını alacaksın,
Frank.
Bizim yaptıklarımız
seni daha da zengin yaptı.
Şimdi bize dürüstlük
taslama.
Büyük hak sahibi
olarak kalmak isteyen sendin, Frank.
Herkesin gözde Emery'si.
Virgil.
Bu adil değil.
Ve bu işe son
vereceksiniz State Caddesi Projesine son
veriyorum.
Neden bahsediyorsun?
Emery Gayrimenkul'ün
CEO'su benim.
Çoğunluk hissesi
bende Başka birisini başa getireceğim.
Başka birisi mi?
Kim?
Hayden.
Kardeşlerini kovup
da işin başına o para avcısını Seni çok fena
avucunun içine almış!
Kılıbık olup
çıkmışsın!
Benimle bu şekilde
konuşamazsın.
Frank, özür dilerim.
Frank.
Dinle Tamam
mı Frank?
Nefes al.
Virgil, hadi.
Tamam.
Şimdi, ne olursa
olsun, artık sahtekarlık yok.
Hayden'ın State
Caddesi emlaklarına yatırım yapması için hesabımızdan istediği kadar çekmesine
izin vereceğim.
Frank, bunu
yapamazsın.
Yapabilirim ve
yapacağım.
Nedir bunlar?
Emery
İmparatorluğunun bir kısmı.
Skid Row grubuna
benziyor.
Öyle.
Virgil ve Joseph State Caddesindeki her binayı
yıkmayı planlıyor.
- Aslında bu iyi bir
fikre benziyor.
- Ama değil.
Yüzlerce insan
evlerinden olacak ve bu konuda bir şeyler yapmayı düşünüyorum.
Hadi ama burada bir
işin varken gidip dünyayı kurtarmaya kalkışma.
Hayır ama şu
fotoğraflara baksana, Michael.
Şimdi bir şeyler
yapacak durumdayım ve onlara yardım etmek istiyorum.
Bunun farkındayım,
istersen para da ver ama söylemiştim Emery'ler
bu şehrin sahibidir ve sen işlerini kurcalarken seni rahat bırakmayacaklardır, tamam
mı?
- Ateşle dans eden
güve gibisin.
- Bana üstünlük
taslama, Michael!
Hayden, saf olma!
Emery'ler yılandır,
anladın mı?
Onlarla uğraşan
zarar görür.
Benim kocam yılan
değil!
- Nasıl bir işe
bulaştığını bilmiyorsun, Hayden.
- Evet biliyorum.
Neye bulaştığımı çok iyi biliyorum.
- Selam.
- Selam.
Binaların
yıkılmayacağını söyleyebilirim.
En azından şimdilik.
Teşekkür ederim.
Teşekkür ederim,
Hayden.
Peki mevcut yapıları
onarma konusu?
O da olacak.
Ben bugün State caddesine
gittim.
Sen ayrıldıktan
hemen sonra oradaydım.
- Öyle mi?
- Evet.
Orada oturan bazı
insanlarla görüştüm Senin bahsettiğin insanlarla.
Ve seninle bir
konuyu konuşacaktım.
Bunu çok düşündüm.
Vasiyetim.
- Aman Tanrım.
Onu geri al.
- Hayır.
Hayır, okumanı istiyorum.
Bunu kendim yazdım
ve tarih atıp imzaladım.
Ama şimdi neden
vasiyetini konuşuyoruz, bu korkunç bir konu.
Ve konuşmak istemiyorum.
Benimle param için
evlenmedin mi?
Bu komik değil.
Biliyorum.
Hayden Sen başıma gelen en iyi şeysin.
Teşekkür ederim.
Ve bunu hak ettin.
İstediğim tek şey Öyle bir şey olursa kardeşlerimle ilgilenmen, tamam mı?
Onlar, sinirlendiler
tabi ama o ikisi benden çok daha heyecanlıdır.
Bunu zamanla
atlatırlar.
State Caddesini unutup başka projelere
başlarlar, burası büyük bir şehir.
Ben o kadar emin
değilim.
Ama bence hala
kızgınlar.
Suçlarını açığa
çıkardığım için.
Ama o küçük kıza yardım etmeliydim, buna
mecburdum.
Biliyorum, biliyorum.
Zaten, seni çok
sevmemin nedeni bu.
Tamam mı?
Kış geliyor.
Hayır, bu sonbahar
havası.
Ofise geri dönsek
iyi olacak.
Aslında bir
müteahhitle buluşacaktım.
State Caddesindeki
binaları onarmaya çalışıyorum.
Çatılar delik,
lavabolar delik, her şey delik.
Buna gerçekten değer
mi?
Demek istediğim
yoksullara yardım etmek istemeni anlıyorum ama, ne pahasına?
Bu Emery'lerin
milyonlarca dolarına mal oluyor ve Frank gerçekten iyi biri.
Onu zor bir duruma
sokuyorsun.
Neyse, ofise dönmem
gerekiyoryoksa kardeşin beni öldürecek.
- Bu akşam bir kadeh
şarap içmeye gelir misin?
- Elbette, Frank
nerede?
Arkadaşlarıyla poker
oynamaya gidecek.
- Doğru ya, poker.
- Ne?
Sadece poker
oynamadıklarını biliyorsun yani.
Frank Frank'tir, o
bir koro çocuğu değil.
Tamam, bu pokeri o
kadar iyi biliyorsan neden nerede oynandığını söylemiyorsun?
Bilmek istediğine
emin misin?
Burası da ne?
Burada oturan adamın
parasını eski yöntemle kazandığını bil yeter.
Şantajla.
Gerçekten mi?
- Buraya kimlerin geldiğine inanamazsın, bir
erkekler kulübü gibi.
Bunu bilmek
istediğine emin misin?
- Evet.
İçeri girelim haydi.
- Tamam.
İşte belediye
başkanı.
Politikacıların da
hepsi mi çapkın?
Onu arayacağım.
Üzgünüm.
Haydi.
Hayden!
Hayden!
Hey, dur!
Kahve içmeliyim.
Tatlım Geç geldiğim için üzgünüm.
Umarım
kazanmışsındır.
Evet.
Oldukça iyi geçti.
Dün gece sana
ulaşmaya çalıştım.
Evet, biliyorum.
Ben çok iyi bir elin
ortasındaydım ve Oldukça heyecanlı bir
oyundu ve Hiçbir mazeretim yok.
Seni aramadığım için özür dilerim.
Sana bunu yaptım.
İyi misin?
Başım ağrıyor ama
geçecektir.
Sen dün gece ne
yaptın?
Laurie'yle dışarı
çıktık.
- Eğlendiniz mi?
- Evet.
Kıskandım şimdi.
- İyi misin?
- Evet.
Tamam.
İşe gitmeliyim, bütün gün ameliyatlara
gireceğim.
- Tamam.
- İyiyiz değil mi?
- İzci sözü.
Sakin ol.
- Görüşürüz.
- Tamam.
Merhaba, Michael.
Bugün ofise gelemeyeceğim, üzgünüm.
Hayır, hayır iyiyim.
Sadece çok yorgunum.
Evet, yarın erkenden gelirim.
Frank?
Seni sonra ararım.
Evet, evet sonra
ararım.
Kim var orada?
Frank?
Bu sen misin?
Frank?
Evet.
Ben Hayden Emery.
2324 Hedgmont yoluna
hemen birini gönderebilir misiniz lütfen?
Sadece bendim.
Senin sorunun ne?
Burada ne işin var?
Benim sorunum mu ne?
Frank iyi biri.
Köpek gibi sadıktır.
Hem ailesine, hem de
eşine.
O karısı ki,
bazılarına göre onunla parası için evlendi.
Midemi
bulandırıyorsun.
Üçünüz aynı anneden
nasıl doğdunuz gerçekten bilmiyorum.
Burada ne işin var?
Ben sadece Dün gece sadece eğlence değildi.
Tamam mı?
Bu iş, ilişkiler, bütün bu eşyalar nereden
geldi sanıyorsun?
Sadece günün sonunda
stres atan bir grup adam değil.
Ne yapıyorsun?
Lütfen.
Hayden Lütfen beni dinler misin?
Tamam mı?
Frank şu anda aşık
ve buna anlayış gösterebilirim.
Ama aşk çabuk
değişir.
Ve sonsuza kadar da
devam etmez.
Benim görevim, Emery
ailesi işlerinin sonsuza kadar sürmesini sağlamak.
Evimden defol.
Tamam.
Frank bu aralar
vasiyetname yazdı mı?
Evet, doğru.
Anladığım kadarıyla
bu vasiyetin uygulayıcısı senmişsin.
Çık git evimden.
Evinden mi?
Bu senin evin mi?
Buraya gelmekle hata
mı ettim bilmiyorum çünkü bunlar bana tanıdık geldi.
Badanayı sen mi
yaptın?
O kitapları sen mi
aldın?
Evin parasını sen mi
verdin?
Onunla ne yapacaksın?
Beni öldürecek misin?
Anlaşılan zil çaldı
da kurtuldum.
Neden kapıya
bakmıyorsun?
Derdin ne senin?
Bayan Emery.
Ben Detektif Sloan.
911'i aradınız.
Her şey yolunda mı?
Hanımefendi, içeri
gelmemin sakıncası var mı?
Olamaz.
Bu sen misin Sloan?
Şimdi 911
ihbarlarına mı bakıyorsun?
Ama bu, senin için
bile fazla önemsiz değil mi?
Hayır, hayır.
Bir Emery söz konusu olunca bu ihbarlara
bakmayı seviyorum.
Evimde biri var
demiştiniz, o kişi bu mu?
İzinsiz giren kişi o
mu?
Hayır.
Kendisi kocamın kardeşi.
Evinize izinsiz
girdiyse onu gözaltına alabilirim.
Bu hoşuna giderdi,
değil mi Sloan?
Doğru.
Önemli arkadaşların seni çıkarmadan önce bir
iki saat sohbet ederdik.
Biliyor musun?
Bunları çekemem.
Ciddiyim.
Bir yanlış anlamaydı.
Suçlamada bulunmayacağım, geldiğiniz için
teşekkür ederim.
Buraya gelmemin tek
nedeni sana bunu vermekti.
Ön kapının anahtarı.
Ayrıca alarm şifresini değiştirsen iyi olur.
O kadar uzun
zamandır değiştirmiyor ki bilen insanların sayısı çok korkutucu Görüşürüz Sloan.
Pekala.
Bir sorunuz ya da aklınıza gelen bir şey
olursa, beni arayın.
Teşekkür ederim.
Bunları benim kadar
iyi okuyabilirsin, Frank Üzgünüm.
Vücudunun sağ tarafında hafif bir felç var.
Bu sefer kötü.
Yine inme geçirdin.
Yine mi dediniz?
Neden
bahsediyorsunuz?
Altı yıl önce hafif
bir kriz geçirmişti.
Ne yazık ki bir kez
geçirdiniz mi ikinciye daha eğilimli olursunuz.
Sana söylemedim Seni endişelendirmek istemedim.
Ama söyleyebilirdin
Frank, beni merak etme.
Normalde ikinci kriz
ölümcüldür.
Çok şanslısın.
İhtisasımı
hatırlıyorum.
Viskiyi ve burbonu
çok seviyorsun.
Brad, lütfen.
Dinle, sana Warfarin
vereceğiz.
Kesinlikle alkol
alamazsın.
Seni öldürür.
İçmeyecek, ben asla
izin vermem.
Frank, bununla
mücadele edeceğiz.
Bir kez yenmişsin,
birlikte başarabiliriz.
- Çok üzgünüm.
- Önemli değil.
- Hayden, Frank'i
görmeye geldik.
- Hayır, daha çok
altüst olmasını istemiyorum.
- O bizim kardeşimiz.
- Tamam,
göreceksiniz.
Ama bugün değil.
Hayden, kardeşimi
görmek istiyorum.
Kimse yokmuş.
Nasıl oldun?
Bir hap daha
alabilirim.
Doktorun ne dediğini
hatırlıyorsun.
Biliyorum ama hala
ağrım var.
Dinle o haplardan
çok fazla almanı istemiyorum, lütfen.
Haklısın doktor,
biliyorum biliyorum.
Tamam.
Bir hap daha vereceğim.
Tamam mı?
Hemen dönerim.
- Seni seviyorum -
Ben de seni.
- Pekala.
Virgil, ben Hayden.
Frank gitmiş.
Yerini biliyorsan
lütfen beni arar mısın?
Reçetesini yenilemek
için evden yirmi dakikalığına ayrıldım.
Şu anda
yapabileceğim hiçbir şey yok.
Yapabileceğim hiçbir
şey yok da ne demek?
Bir
şeyleryapmalısınız.
O hasta, ölebilir.
Prosedüre göre 48
saatten önce bir arama bülteni yayınlayamam.
Peki ya kaçırıldıysa?
- Kim tarafından?
- Kardeşleri
tarafından!
Frank'in ellerinde
olduğuna emin olabilirsiniz.
Frank, Frank!
Frank, Frank, Frank.
Hayden benim burada
olduğumu biliyor mu?
Frank.
Beni arayan Hayden'dı zaten.
Kardeşlerinle vakit
geçirmen için seni almamı istedi.
İç hadi, Frank.
İşte tanıyıp
sevdiğimiz Frank bu.
Kumar oynamayacak
mıyız?
Kumar oynamak
istiyorsan hiç merak etme.
Kumar oynayacağız.
- Tamam.
- Emery kardeşlerin
şerefine.
- Emery kardeşlere!
Yine birlikteyiz.
Pekala.
Kumardan önce, biraz evrak işlerini
halledelim, Virgil.
- İyi misin?
- Hadi ama.
- Sadece bir imzaya
ihtiyacımız var.
Evet, işte.
Nedir bu?
Tıbbi faturalar.
Sen doktorsun Frank, felç geçirmenin ne kadar
pahalıya patladığını biliyorsun.
Evet.
Nereye?
Tam şuraya.
Bir ağrı kesici daha
almam lazım.
Frank, çok fazla
ağrı kesici aldığını kaç kere söylemem gerekiyor?
- Biliyorum.
Şuraya bir imza daha
at, sonra yukarı çıkacağız ve seninle ilgileneceğim tamam mı?
Bir iki ağrı kesici
veririm.
İşte böyle.
Biraz kumar oynamaya
hazır mısın, kardeşim?
Son birkaç günlük
kredi kartı kullanımını takibe aldım.
Yedinci Caddede.
Kumarhanede mi?
Evet sakıncası var
mı bilmiyorum ama bence Emery'lerle boyundan büyük işe kalkıştın.
Sakıncası var
dedektif, sakıncası var.
Düşüncelerinizi
kendinize saklayın.
Hepsi.
Ne diyorsun?
Üç as!
Frank!
Onu öldürmeye mi
çalışıyorsunuz?
Sadece iyi vakit
geçiriyoruz Hayden, kağıt oynuyoruz.
- Hemen eve
gidiyoruz Frank, hadi!
- Cosmo.
Bırak geçeyim.
- Frank!
- Hayden!
- Ne yapıyorsun?
Bırak geçeyim.
Bırak geçeyim!
Biz onunla
ilgileniyoruz.
Tamam mı?
Evet, eminim öyledir.
Öylece duracak mısınız?
Sizin neyiniz var böyle?
!
Frank, bırak beni,
bırak beni!
Beni kendi evime
sokmuyorlar.
Bunu yapabilirler mi?
Yasal olarak hayır
ama onları çıkarmak için mahkeme emri gerekecek.
- O zaman çıkartalım.
- Tamam, merak etme.
Ama Frank orada tek
başına.
Kim bilir ona ne
yapıyorlar!
Dinle.
Her şey yoluna girecek, sabah hakimle
görüşeceğiz tamam mı?
Sayın hakim, Frank
Emery hayatının bu aşamasında kendi işini kendisi göremez.
Bu doğru değil.
İçki içmesi ve o hapları alması yasaklanmıştı.
Karısının ihaneti
yüzünden fiziksel ve duygusal olarak t mi?
Neden bahsediyorsun sen?
bu yüzden işlerini
Bay Emery'nin çıkarını gözetecek bir aile üyesinin halletmesini talep ediyoruz.
Sayın hakim, kız
kardeşim Bay Emery'nin emlaklarını onun isteğiyle yönetti.
Çok başarılıydı ve
şimdi aksini yapacağına inanmak için neden yok.
Aslında var, Sayın
Avukat.
Bir kadının gazabı
kadar kötüsü yoktur.
Anlamadım?
Kardeşinin işlerini
ve maddi işlemlerini yürütmesi için Joe
Emery'yi vekil atayacağım ve Bayan
Emery'nin Frank Emery'den en az 5.
000 metre uzak
durması için yasaklama emri çıkaracağım.
- Sayın Hakim, bu
tamamen saçmalık.
- Kararım bu, Sayın
Avukat.
Ona yasaklama emri çıkardıklarına
inanamıyorum.
Bu canımı sıkıyor
ama şehrin yarısı gibi hakimi de avuçlarına almışlar.
- Peki nasıl kanıtlayacağız?
Kesin şunu, kesin
artık.
Frank ne olacak, ona
kim bakıyor?
Ne yapacak bu?
Canı ne isterse.
Bu karışıklığı bana bırak, ben hallederim.
- Alo?
- Bayan Emery, ben
DoktorMonsher.
Evet?
Frank uyandı ve sizi
soruyor.
Ne yapabilirim ki?
Emery kardeşler benim için yasaklama emri
çıkarttı.
Joseph'la Virgil'in
izin vermeyeceğini biliyorum ama yemeğe çıktılar.
Onu gerçekten
görmelisiniz.
Arka kapıyı açık
bıraktım.
Sokağın aşağısına
park edin.
Frank?
Frank Seni buradan çıkaracağım.
Hadi.
Hadi.
Tamam tamam.
Gitmeliyim.
Gitmeliyim, gitmeliyim ama yine geleceğim.
Alo?
Hayır Hayır doktor, lütfen.
Üzgünüm, Hayden.
Gerçekten üzgünüm.
Dedektif Dedektif.
Frank Emery'nin otopsi raporu geldi.
Hemen görmek
isteyeceğinizi düşündüm.
Teşekkür ederim.
Herhangi bir şeyi
açıklamamı ister misiniz?
Hayır.
Ve böylece, sonsuz
yaşama kavuşması umuduyla bir dost, bir
kardeş bir eş olan Frank Emery'ye veda
ediyoruz.
Ben de bir şeyler
söyleyeceğim, Peder.
Frank Emery benim ağabeyimdi.
Ve bu hayatta hiçbir
şey beni onun kardeşi olmak kadar gururlandırmadı.
O benim akıl hocamdı, öğretmenimdi.
Ve Frank Emery bu
dünyaya gelmiş en son gerçek insanlardan biriydi.
Ve buradaki herkes bizi iyi tanıyanlar bilir ki Emery ailesinin, bizim çok özel bir bağımız
vardır.
Herkes, herkes bir
Emery olmak isterdi.
Özel bir şeydi Bu para avcısı gelene kadar.
Derdin ne senin?
!
Ben şimdi son bir
içki içeceğim.
Ağabeyimin şerefine.
Sloan.
Bayan Emery, sizi
Frank Emery'yi öldürme şüphesiyle sorguya çekeceğim.
Beni kocamın
cenazesinde tutuklayacak mısınız?
Hayır, sorgulama
amacıyla yirmi dört saat gözaltına alacağım.
Arabaya binin.
Lütfen.
Ama bu çok saçma.
Ben kocamı öldürmedim.
Sizi boşayacaktı.
Sizi kapı dışarı etti.
Size yasaklama emri
çıkarttı.
DoktorMonsher'i,
sorguya çektik.
Cinayet gecesi
Frank'i görmenizi tavsiye etmiş.
Yani kocanızla
başbaşaydınız.
Evet, bu doğru,
oradaydım.
Ve ben ayrılırken
hayattaydı.
Joseph'ın arabayla
geldiğini gördüm.
Joseph'ti.
Açıkçası Joseph
Emery'yi pek sevmem.
Ve onun ifadelerini çok
dikkatli kontrol edeceğim.
Ama, bu kardeşler
birkaç gündür birlikteydi.
Neden daha önce
öldürmediler?
Hem neden öldürsünler?
Çünkü cinayeti
üzerime yıkmaya çalışıyorlar.
Çünkü cinayetten
tutuklanırsam bütün malvarlığına konacaklar.
Onlar her zaman
parayla ilgilendiler.
Malvarlığını yöneten
siz olduğunuza göre Frank'in ölmesi
asıl sizin işinize yaramaz mı?
Ne demeye
çalışıyorsunuz?
Malvarlığı kimin
olacak?
Benim.
Tamam, işte bir
nedeniniz var.
Şimdi, kocanızın
otopsisini yapmış olan DoktorGreen Şuraya
bakın gözlerde petesiyal kanama
olduğunu söylemiş.
Bu boğarak
öldürmenin sonucudur.
Boğarak mı?
- Evet, petesiyal kanama doğal ölümlerde olmaz.
Sanki biri yüzünü
yastıkla kapatmış ve çok sert bastırmış gibi.
Ta ki onu öldürene
kadar.
Avukatımı görmek
istiyorum.
Kardeşinize DNA'nızı
almak üzere olduğumuzu söyleyin.
Sonra gitmekte
özgürsünüz.
Frank öldükten bir
gün sonra, ailesi vasiyeti geçersiz kılmak için talepte bulundu.
Böylece her şey
Joseph ve Virgil Emery'ye kalıyor.
Yani işlemediğim bir
cinayetten mi mahkum olacağım?
O iki serseri her
şeye yeltenebilir.
Şimdi, vasiyet Frank
ölmeden günler önce yazılmış gibi görünüyor.
Tanrım, bir bakalım.
Emery kardeşlerin
Frank Emery'nin malvarlığını miras almak istediğine dair bir dilekçesi var.
Sorun nedir, Bay
Palmer?
Sayın Hakim, aslında
dilekçenin geçersiz olduğunu düşünüyoruz.
Yanlış.
El yazısı
uzmanlarının, belgelerin gerçekliğini analiz etmelerini istiyoruz.
Bir de keşif için.
Güzel.
O zaman bir duruşma olacak.
Ayrıca son altı
aylık dönem için Emery iş kayıtlarını görmek istiyoruz.
Joseph Emery'nin
yönetici olduğu andan sonrası.
Bize göre mirasın
büyük kısmı olan gayrimenkul ve belgeleri incelemeyi gerekli görüyoruz.
- Bayan De Novi?
- İtirazım yok.
Bay Palmer, iki
haftanız var.
- Sayın hakim, bu
kadar sürede hepsini - İki hafta.
Hakim son altı aylık
iş kayıtlarının hepsini Michael Palmer'a göndermenizi istedi.
- Onlara kayıtları
gönderemeyiz.
- Mecbursunuz.
Mecbur muyuz?
O kayıtlardaki
isimleri görmelerini istemiyoruz.
Özellikle de
sizinkini Bayan De Novi.
O yüzden
Avukatınız olarak hatırlatırım ki yasal olarak onlara her şeyi
göndermelisiniz.
Bunu yapmayı çok
isterdim ama biliyorsunuz, bazen
dosyalar kaybolabiliyor.
Bu adamlara
inanamıyorum.
Bu şeyleri incelemek
çok uzun sürer ve öyle bir zamanımız yok.
Kocanızın sizi
vasiyetinden çıkardığı doğru mu Bayan Emery?
Geri çekilin.
- Ölümüyle bunun bir ilgisi var mı?
- Lütfen geri çekilin.
Açıklamayı ben
yapacağım.
Anlaşıldı mı?
Beni mi izliyorsunuz?
- Evet, aslında öyle.
- Kocamı ben öldürmedim.
Kanıtlar sizi işaret
ediyor, Bayan Emery.
Joseph ve Virgil o
gece kulüpteymişler, yemek yiyorlarmış.
Mekanı kapatmışlar, birçok
tanıkları var.
Size söyledim ya,
Joseph oradaydı.
Ben de Frank'in
tırnak altlarında sizin DNA'nızın bulunduğunu söylüyorum Savcılık dosyasını
hazırlıyor.
Sıvışmanızı
istemiyor, kaçma riskiniz bulunuyor.
O yüzden gözüm
üzerinizde olacak.
Evlendikten sonra
yeni bir vasiyet yazmakta ısrar etti.
O vasiyet bu belge
miydi?
Evet.
Çekmeceye koymuştum, bu konuda şakalaşmıştık.
Tüm malvarlığını
size bıraktı.
Doğru mu?
Evet.
Muhasebecilikteki
geçmişim nedeniyle, işlerini en iyi benim halledeceğimi düşünüyordu Kardeşleriyle
ben ilgilenecektim.
Hayden Evliliğin tehlikede miydi?
Hayır.
Biz mutluyduk.
Peki Frank'in boşanma davası açmasını nasıl
açıklıyorsun?
Onu kumarhanede
bulduğumda sarhoştu ve çok hap almıştı, kendinde olmadığı açıktı.
Bana göre kardeşleri
onu kullandılar ve vasiyeti imzalamaya zorladılar.
Şimdi de bana bir
cinayet tezgahı kuruyorlar.
İtiraz ediyorum.
Bu cinayet duruşması değil.
Lütfen vasiyet
konusuna odaklanabilir miyiz?
Kabul edildi.
Sayın Avukat, lütfen sözleriniz bu davayla
ilgili olsun.
- Evet, Sayın Hakim.
Hayden Sence Frank neden bütün malvarlığını kardeşlerine
bıraktı ve seni vasiyetten tamamen çıkardı?
Bunu kendi isteğiyle
asla yapmazdı.
Onu zorladıklarına
inanıyorum.
- İtiraz ediyorum.
- Kabul edildi.
Teşekkür ederim.
Başka sorum yok,
Sayın Hakim.
Demek, eski vasiyet
birkaç ay önce yazılmıştı.
Siz evlendikten
hemen sonra, bu doğru mu?
- Evet.
- Ama noterde tasdik
edilmedi, değil mi?
El yazısıyla
yazılmış bir vasiyet.
Kendisi yazdı.
Gerçekten mi?
Onun kadar zengin
biri, kendi vasiyetini yazmış.
Buna inanmakta
zorlanıyorum.
O titiz bir adamdı,
her şeyi kendi tarzıyla yapmayı severdi ve bu bazen alışılmadık olabilirdi.
Alışılmadık.
Bbu iyiymiş.
Ailesiyle
ilişkilerini sabote ettiğiniz doğru değil mi?
İşlerini mahvetmeye
çalıştığımı düşündüler.
State Caddesi
Projesini durdurmak istiyordum.
Frank'e, Joseph ve
Virgil Emery'nin aylarca üzerinde çalıştığı
milyonlarca dolarlık projeyi durdurmasını söyledin.
Evet.
Bu yüzden benden nefret ettiler.
O düşük gelirli
aileler zorla sokağa atılıyordu ve Frank benimle aynı fikirdeydi.
Boşanmak istediğinde
parayı kaybetmekten korktunuz ve
kafasına biryastık koyup bastırdınız.
Nefes alması durana kadar öyle tuttunuz -
İtiraz ediyorum, Sayın Hakim!
İtiraz ediyorum.
- Bayan De Novi.
- Frank'e asla zarar vermedim!
Polis öyle
söylemiyor.
- Sayın Hakim, suçlamaların bu davadan ayrı
tutulmasını siz istemiştiniz.
Tanrım.
Bu daha birinci raund muydu?
Hepsi abartma ve
oyun, hiçbir anlamı yok.
Sahi mi?
O kadının sorgulamasından sonra da böyle
diyecek misin bakalım?
Mesele Emery'lerin, Frank'in
varisleri olup olmadıkları.
Şu anda Frank'in ölüm
nedeniyle uğraşmıyoruz.
Bana kalırsa hepsi
birbirine bağlı.
Frank'in yeni
vasiyete attığı imzanın tanığını buldum.
Öyle mi?
Kadın kumarhanedeki
21 kurupiyesi.
Akşam onunla
buluşacağım.
Bu çok iyi.
Juana, Maria.
Sizi içeride gördüm.
O kadın hiç iyi biri
değildi.
Evet kötüydü, değil
mi?
Bebeğimi alabilirsin.
Beni kötülerden koruyor.
Seni de korur.
Emin misin?
Geldiğiniz için çok
teşekkür ederim.
Sana da teşekkür
ederim.
Her türlü desteğe
ihtiyacım var.
Bay Ross?
Bayan Swarm.
Memnun oldum.
Lütfen, oturun.
Bir kokteyl alır
mısınız acaba?
Hayır, teşekkürler.
Patronum bir işiniz
olduğunu söyledi.
Evet, notersiniz
değil mi?
O iş burada nasıl
oluyor?
Kumarhane
müşterileri özel mallarını teminat olarak koyduklarında, kumarhane için
anlaşmayı tasdik ederim.
Kaç tane kötü
evliliğe tanık olduğumu bilemezsiniz.
Bunu duyduğuma
üzüldüm.
Ve ben, tasdik
edilecek bir şey getirdim.
Bay Collins'e verdiğiniz bir vekaletname mi?
- Bay Collins'i
burada göremiyorum ama.
- Çünkü burada değil.
Ama ehliyetini
getirdim.
İmza sahibi şahsen
burada olmalıdır.
Arkadaşım Joseph
Emery, o gereksinimi görmezden gelebileceğinizi söylemişti.
Başparmak izini
getirdiniz mi?
Baş parmağı yoksa
izi de yok demektir.
Çok komiksiniz, Bay
Ross.
Teknoloji dünyasında
yaşıyoruz.
Zorla imza
attırmalar sık görülüyor.
Herkes kurallara
göre oynamaz.
Joseph söylemedi mi?
Bir cam.
Bir plastik parçası.
İmza sahibinin
tuttuğu, baskısını alabileceğim bir şey yok mu?
Hayır.
Onu söylemeyi unutmuş.
O zaman aldığınızda
beni arayın.
Bir saniye yani,
Joseph bana başparmak izi olan bir şey verse onu çıkarabiliyor musun?
Bu kadar soru niye?
Polis misiniz?
Hayır, avukatım.
Avukat, kaliteli
takımdan.
Anlamam gerekirdi.
Ben buradan gidiyorum.
Hiçbiryere
gitmiyorsun.
Şimdi beni dinle.
Frank Emery'nin belgelerinde sahtekarlık
yapıldıysa, bana her şeyi anlatacaksın.
Çünkü müvekkilimin
hayatı buna bağlı olabilir.
O yüzden bana karşı
dürüst ol yoksa seni ve işini savcının kucağına atarım Ve bir şeyden emin
olabilirsin küçük kız kağıtları
parmaklıklar arkasından, sigara karşılığında dağıtırsın.
Anladın mı?
Tamam ama burada
olmaz.
İki saat sonra
çıkacağım Ve nakit para da isterim.
Tabi ki.
İzninizle.
Burada ne arıyorsun?
Sadece kardeşin için
ne kadarüzgün olduğumu söylemek için gelmiştim.
Bu doğru mu?
Kimin yaptığını
biliyorlar mı?
Kumarhane güvenliği
bir soygun olduğunu düşünüyormuş.
Ama cüzdanı
alınmadığı için buna inanmakta zorlanıyoruz.
Bence kişisel bir
olaydı.
Siz ne
düşünüyorsunuz, Bayan De Novi?
Ne demek
istiyorsunuz?
- Ne demek istediğimizi siz de müvekkilleriniz
de iyi biliyorsunuz.
Bu durum herkes için
zor.
Anlaşmayı
düşünürseniz, müvekkillerimin ne düşündüğüne bakarım.
Size malvarlığının
üçte birini vermeye yanaşacaklarından eminim.
Gerçekten mi?
Çok cömertler.
Yasal olarak üçte biri zaten hakkı.
Sonuçta buna hakim
karar verecek, kabul ederseniz hepimiz yolumuza devam edebiliriz.
Michael dayak yiyor
ve anlaşma yapmaya geliyorsun.
Zamanlama tuhaf değil mi?
Geldiğimi bile
bilmiyorlar.
Sadece bu işi
bitirmeye çalışıyorum.
Hayden inan bana,
böylesi en iyisi.
Bence gitmelisiniz,
Bayan De Novi.
Bunu müvekkilimle
konuşacağım.
Merhaba, nasıl oldun?
Hiç daha iyi
olmamıştım.
Düzeleceğim.
Evet, ne oldu?
Anlaşma yapacağım.
Hayır, yapmayacaksın.
Bunlar hayatını
kaybetmeye değmez.
Biryere gittiğim yok
ve anlaşma yapmayacaksın.
Tamam mı?
Bunu onlaryaptırdı.
Sana cinayet tezgahı
kuruyorlar ve mücadele edeceğiz.
Anlatacak hikayesi
olan bir tanığım var.
Bu son talep çok geç
geldi, Sayın Hakim.
Bu konuda zaten haddinden fazla harcanmış
zamanı uzatacaktır.
Sayın Hakim, sadece
bir uzman tanık eklemek istiyoruz.
Peki bu tanığın, DoktorMonsher'ın,
amacı ne?
Bu davada ölen
kişinin aklı dengesi yerinde bulunmadığı halde daha sonra mahkeme tarafından
durum tersine çevrilmiş.
Doktor Monsher bir
dahiliyeci, psikiyatr değil.
Ve o yüzden de
Doktor, Emery'nin aldığı ağrı kesicilerin ve ilaçların miktarını ve bunun yargısını nasıl etkilediğini çok
iyi biliyordu.
Evet anlıyorum.
Polbine'a karşı
Clint.
Tamam.
Sayın Hakim, birinin
akli dengesini öldükten sonra nasıl değerlendirebilirsiniz?
Tek tanığınız o mu?
Evet.
Doktor Monsher,
Frank Emery'in o durumuyla işlerini yürütmesinin ya da vasiyetini değiştirmesinin mümkün olup
olmadığına tanıklık edecek.
Bakın, Doktor
William Monsher bu mahkemeye biryeminli
ifade sundu.
İfadesinde Frank
Emery'nin öldüğü gün aklının yerinde olduğunu söylemiş.
Onun tek tanığınız
olmasını istemeyebilirsiniz.
Onu da mı satın
aldınız?
Paranızın almadığı
kimse var mı?
Bayan Emery!
Bunu bir daha
duyarsam mahkemeye itaatsizlik kabul edeceğim.
Pekala, bu duruşma Perşembe
sabahı 10'a ertelenmiştir.
Şimdi anlaşma
toplantısı ayarlamak için iyi bir zaman.
Anlaşma mı?
Neden anlaşalım?
Davayı açıkça
kazanıyoruz.
Neden anlaşalım ki?
- Tuzu yaralara
sürmek istiyorum.
- Bu işi uzatırsak
çok şey ters gidebilir.
Ne gibi?
Örneğin Seventh
Street Kumarhanesi.
Seventh Street
Kumarhanesine ne olmuş?
Neden bahsediyor bu,
Joseph?
Emin değilim, neden
bahsediyorsun?
Yasal olarak
malvarlığının üçte biri Hayden'ın hakkı.
Uzun vadede Hakim
Garner o kadarını vermek zorunda kalacak.
Hakim Garner bizim
çıkarımıza olmayan hiçbir şey yapmayacak.
O yüzden sadece
bizim söylediğimizi yapmaya devam et.
Tamam mı, Bayan De
Novi?
Harika iş
çıkarıyorsunuz.
Anlaşma mı?
Bilmiyorum, kardeşim.
Alo?
Ben Belinda De Novi.
Başbaşa konuşmamız
gerek.
Konuşacak ne var ki?
Davayı bıraktım, bilmen
gereken şeylervar.
Yarın sabah 8'de
buluşabilir miyiz?
Kardeşimin evindeyim.
Yerini biliyor musun?
Evet, nehir kıyısında.
Unutma, başbaşa.
Hiç kimseye güvenme.
Tamam.
O da kimdi?
Arayan Belinda De
Novi'ydi.
Benimle buluşmak
istiyormuş.
Sahi mi?
Söyleyeceklerini duymak için sabırsızlanıyorum.
Benimle yalnız
görüşmek istediğini söyledi.
Emin misin?
Evet, üstesinden
gelebilirim.
Kocaman kız oldum.
Tamam.
Burada ne işim var?
Belinda De Novi'yle
aranız pek de iyi değildi.
Hayır, çok samimi
arkadaş olduğumuzu söyleyemem.
Sizinle buluşmaya
geleceğini söylemiş.
Ama kardeşinizin
ofisinde değil de evinde buluşmak istemiş.
Bu biraz garip değil mi?
Ben de öyle düşündüm.
Bu profesyonel bir
cinayet.
Dalağa mükemmel bir
darbe.
O bir hedefti.
Doğru ama kimin?
Şöyle, Michael baş
tanıkla görüşmek için Seventh Street Kumarhanesine gitti.
Saldırıya uğradı.
Belinda De Novi beni
aradı.
Bırakacağını söyledi, korkuyordu, sinirliydi
ve öldürüldü.
Artık Emery'lerin
avukatı olmadığını mı söylüyorsunuz?
Mahkemeden kontrol
ettim.
Daha dün davayı bırakmak için dilekçe vermiş.
O zaman Joseph
Emery'yi getireceğime emin olun.
Ben de size bir şey
soracağım.
Emery'lerle ne alıp
veremediğiniz var?
Uzun yıllar önce erkek kardeşim Joseph Emery tarafından ezildi.
Virgil yolcu
koltuğundaydı.
alkol testinde o
üfledi ve 90 gün hapis cezasıyla 100 dolar para cezası aldı.
Ama kardeşimi kardeşimi toprağa verdik.
Sanırım Joseph
Emery'nin dün nerede olduğunu öğreneceğim.
Geçmişi unutmalısın
artık, Sloan.
Dedektif Sloan.
Aslında ikimizin çok
ortak yanı var.
Yani sen beni pek
sevmiyorsun.
Ben de, senden,
kesinlikle iğreniyorum.
Beni hapse attın?
Nasıl bir şey
biliyor musun?
Umarım acı verici ve
korkunçtur.
Ama yeterince uzun
kalmadın.
Benimle intikam
almak için uğraştığını anlattığım zaman
polis şefinin seni anında işten atacağına eminim.
O zamana kadar
benimlesin.
Gelmemin bir nedeni
var mı?
Belinda De Novi
cinayeti var.
Birdenbire davanızı
bıraktı.
Rakibinizi görmeye
gitti.
Ve onu ortadan
kaldırdınız.
Bir bakalım,
Virgil'la birlikteydim.
Sonra Davayı gözden geçirdik Ve, ben kulüpteydim.
Yaklaşık elli kadar tanığım var.
Ne kadar da
elverişli.
Kardeşimle çok fazla
vakit geçiririm.
Onu seviyorum.
Nasıl bir şey
bilirsin, Sloan?
Bir zamanlar kardeşin yok muydu?
- Seni aşağılık Beni buraya getirmeye hakkın olmadığını
biliyorsun.
Beni burada tutmaya
hakkın yok.
Başka bir şey yoksa,
iyi günler.
Ne tür bir erteleme
istiyorlar?
Erteleme yok.
Yeni avukatı bulmuşlar bile.
Ve devam etmek istiyorlar.
O halde ne
durumdayız?
Bilmiyorum, kötü.
Emery'ler fazla güçlü.
Kaybederiz.
Bunun olmasına izin
vermeyeceğim.
Size ne verebilirim?
En iyi viskin
hangisi?
Duruma bağlı.
Sek mi karışık mı?
En iyisi sektir.
O zaman ondan alayım.
Duyduğuma göre
notermişsin.
Geçim kaynağım.
- Nasıldı?
- Çok iyi.
Kısa süre önce ölen
kocam Frank Emery'nin vasiyetini tasdik ettin mi?
Yanına hafif bir şey
ister misin?
Sadece su.
Kardeşim buraya
seninle konuşmaya geldi ama onu öldüresiye dövdüler.
Tam bu kumarhanede, bir
şeyler bildiğine eminim.
Noter sahtekarlığını
biliyoruz.
Seni susturmak
isteyecekler ve bu konuda nazik olmayacaklar.
Sorun çıksın
istemiyorum.
Molamda kadınlar
tuvaletinde buluşalım.
On dakikaya.
Tanıklık edemeyecek
kadar korkuyor ama istediğim her şeyi öğrendim Ve kaydettim de.
"Frank
Emery'nin vasiyetini tasdik ettim tamam mı?
İmzaladığını hiç
görmedim.
Parmak izini bir kokteyl bardağından
getirdiler.
Joseph denen adam
bana 10 bin dolar verdi.
Sonra kardeşinin benden ona tuzak kurmamı istediğini
öğrendi.
Beni susturmak
istedi.
Buradan uzaklaşmam
için para verdi.
" Onu ben alayım.
Kumarhaneden ve
Emery'lerden uzak duracaksın.
Yoksa gelecek
sefere, bu kadar nazik olmayız.
Teknisyen değilim
ama onu tamir edebilecek bir çocuk tanıyorum.
Onu arayacağım.
Gerry her şeyi tamir
edebilir.
Michael, her zaman
çalışmak zorunda değilsin.
Palmer'ların asla
pes etme diyen harika genleri iş başında.
Sende de var.
Değil mi?
İki güne mahkemeye
döneceğim.
Önemi yok.
Zaten Hakim Garner aleyhimize karar verecek.
Sadece State
Caddesindekilere yardım etmek istemiştim.
Elinden geleni
yaptın.
Ama yeterli olmadı.
Hey, sen Hayden
olmalısın.
- Evet.
- Affedersiniz,
Bayan Emery?
Evet o benim.
Ben adamınız.
Collins'in bahsettiği G ile yazılan Jerry.
- Evet.
- Her neyse.
İşte burada.
Nerede bu?
Yepyeni oldu.
Ne diyebilirim ki,
Gerry işini bilir.
Çok teşekkür ederim,
sana borcum nedir?
Birüniversite bursu.
Hayır, şaka
yapıyorum.
Bugünkü iyiliğimi
yapmış oldum.
Şans getirmesi fena
olmazdı.
Peder en iyi yolunun bu olduğunu söyledi.
Her neyse, telefon
çalışıyor ve oradaki fotoğrafları sizin için sakladım ama biraz garipler.
Şükürler olsun ki
tamir etti.
İçinde Crystal'ın
itirafı var.
Biraz garip fotoğraflar,
öyle mi?
Evet, dinle Laurie ve ben ne olduğunu anlamak için
Frank'i takip edip haftalık poker oyununu izlemeye karar verdik.
Peki orada kimi
gördük?
Joseph ve kafadarları, yapmamaları gereken
şeyler yapıyorlardı.
Gerçekten mi?
Peki ya Frank?
Frank hiçbir şey
yapmıyordu.
Sadece poker
oynuyordu.
- Eminim.
- İzci sözü.
- İzci sözü.
Aman Tanrım.
İnanamıyorum.
Bu bizim kurallara
uyan Hakim Garner'ımız.
Emery kampından
olduğunu biliyordum, buna emindim.
Bu her şeyi değiştirir.
O olduğunu
bilmiyordum.
Dedektif, nasıl
yardımcı olabilirim?
Efendim Emery
davasıyla ilgili yeni bir şey çıktı.
O konuda
konuşamayacağımı biliyorsun.
Hayır, hayır.
Demek istediğim Frank Emery cinayet vakasıyla
ilgili.
Anlayacağınız Joseph
ve Virgil, cinayet soruşturmamızda şüphelendiğimiz kişiler ve görünüşe bakılırsa onlarla iş saatleri
dışında bir ilişkiniz var.
Şuradaki adamın yani "hassas" pozisyonda olanın siz
olduğunuz çok açık.
Kucağa oturanlar
sadece sizin kızlar değilmiş galiba.
Bakın benim tek
ilgilendiğim, Frank Emery cinayet vakasıyla ilgili ne bildiğiniz.
Onunla ilgili
herhangi bir şey gördünüz mü ya da duydunuz mu?
Tek bildiğim itibarımın
ve evliliğimin ve mirasımın mahvolduğu.
Ben, kızlarıma ne
söyleyeceğim şimdi?
Bunun için üzgünüm,
efendim.
Aslında size
vereceğim en iyi tavsiye bu davayı bırakmanız
olacaktır.
Bu arada, bir şey
hatırlarsanız lütfen ama lütfen beni
arayın, efendim.
Bütün gece uyumayıp onları
incelediğini söyleme.
Çok iyi inceliyorum
ama belki de gözden kaçırdığımız bir şey var.
Dinle, ben hepsini
inceledim.
Bütün olası isimleri
listeden sildim.
Onları bize sadece
zamanımızı öldürmek için göndermişler.
Hakim Garner'ın
kafasına kurşun sıktığına hala inanamıyorum.
Onun için suçluluk
duyamazsın.
Adam bir
striptizciyle basıldı.
Fotoğraflar yalan
söylemez.
Bu olmalı.
- Merhaba.
- Merhaba.
Burada buluştuğun
için teşekkürler, yine polis karakoluna gelmek istemiyordum.
Burası güzel.
Demek bütün o
dosyalara baktın ve hiçbir şey bulamadın öyle mi?
Bunun dışında hiçbir
şey.
Ana defter.
Umarım Cumartesi
günü çağırmamın sakıncası yoktur.
Seve seve yardımcı
olurum.
Zamanımı cesetlere
bakarak geçiriyorum.
Ve inanın, ölü
insanlar çok sıkıcı olabiliyor.
Şu yeni arabanı
merak ediyordum.
Virgil Emery'nin bir
hediyesi miydi?
Anlayamadım?
Yapma Virgil,
doktorun artık bir avukatı var ve gebe kaz gibi ciyaklayıp duruyor.
Yumurtalarının
üzerinde hep senin adın var.
Neden bahsettiğini
bilmiyorum.
Petisiyal kanama?
Boğulma nedeniyle
göz akına kan dolması, raporumda vardı.
Bay Emery'nin
cesedini çıkarıp bu doğru mu diye bakabiliriz.
Bir dakika, aslında bunu yaptık.
Hayatını
kolaylaştırabilir ve kardeşiniz Frank'i Joseph'la birlikte nasıl öldürdüğünü
hemen anlatabilirsin.
Evet, Bay Emery'nin
cesedini yeniden incelettim.
Ve şu işe bakın ki,
gözlerde kan olduğuna dair hiçbir kanıta rastlamadık.
Demek ki boğularak
öldürülmemiş.
Ve senin raporun
sahteydi.
Virgil Emry ve
ortakları tarafından satın alınmış ve yazdırılmıştı.
Frank'i ben
öldürmedim.
Ve Joseph da Frank'i
öldürmedi.
Benimle birlikteydi.
Kendi kardeşimizi öldürmemiz mümkün değil.
Doktor olamayacak
kadar aptalsın.
Mümkün değil.
Avukatımla konuşmak
istiyorum.
Avukatının öldüğünü
sanıyordum.
Ne?
Bilmiyor muydun?
Hayır.
Joseph'in morg
doktoruna rüşvet vermesi ve noterin
itirafından sonra, bir de Garner'la fahişenin fotoğrafıyla, çok sağlam bir
davamız var.
Teknolojinin ve
G'yle yazılan Gerry'nin sayesinde.
Ama morg doktorunun
vasiyetle hiçbir ilgisi yok.
Anlaşmak
istemediğimize emin miyiz?
Şaka mı yapıyorsun?
Önce rakibi kontrol
et, savunmasını paramparça yap, suyunu verene kadar kaynat ve kazan.
Kesinlikle.
En azından kara dul
değilim.
Demek eve geri
döndün.
Mahkeme emri çıktı.
Dün evime taşındım ve kilitleri değiştirdim.
- Bu hakimin adil
olabileceğini sanıyorum.
- Adil bir oyun
oynamak güzel olmalı.
Hiç Sexsynal
Cholene'i duymuş muydun?
Hayır.
Nedir o?
Felçli ilacı, küçük
dozlardayken bir parti hapı, sokaktaki adı seks.
Ve aşırı dozda
alınırsa kalbi durduruyor.
İzi sürülemiyor.
Ama Frank'i onun
öldürdüğünü düşünüyorsan ve izi sürülemiyorsa nasıl bileceksin?
Şey, vücutta
gözükmüyor olsa da Frank'e enjekte
edildiği serum borusunda izlerine rastladık.
Gerçekten mi?
- Evet, poker oynanan evi aradığımızda ilacı
da bulduk.
Demek ki Emery'lerin
elinde bulunuyordu.
Onları yakalayabilir
misiniz?
Hayır, henüz değil.
Birbirlerinin tanığı
olacaklar.
Ve Virgil kardeşini ele
vermeye hazır değil.
Ve, işin gerçeği
bence Virgil, Frank'e ne olduğunu bilmiyor bile.
Aslında bu dava
çabucak soğuyabilir.
En azından sen
davanı kazandın, değil mi?
Evet ama benim ölmem
durumunda, bütün her şey o kardeşlere kalır.
Bu iş neredeyse
sırtıma bir hedef çizip, Joseph'a silahı vermem ve beni vur dememe benziyor Senin
için koruma ayarlayacağım.
Kime güveneceğini ne
biliyorsun?
Hakimler sahtekar,
doktorlar sahtekar.
Avukatlar da öyle,
gitmeliyim.
Çok teşekkür ederim,
Dedektif Sloan.
Aptalca bir şey
yapma.
Gözüm üzerinde.
Aptal.
Bir konuda konuşmak
istediğini söylemiştin.
Evet, bazı şeyleri
merak ediyordum da.
Ne gibi?
Hakim Garner'ın
poker evinde olduğunu nereden biliyordun?
Katıldığı için pis
ihtiyar demiştin.
Orada olduğunu
nereden biliyordun?
Bana Garner'dan sen
bahsettin.
Hayır.
Onu kendim öğrendim.
Bir şey daha var.
Michael'ın Seventh Street Kumarhanesine
gideceğini sadece ikimiz biliyorduk.
Ona tuzak kurdun.
Bu saçmalık, ben en
iyi arkadaşınım.
Belinda arayıp
benimle buluşmak istediğini söylediğinde
Onlara geleceğini söyledin.
- Bana ne
söyleyecekti, Laurie?
- Bunu nereden
bilebilirim?
!
Sana ne kadar para
verdiler?
Beni öldürmelerinden
önce daha ne kadar ileri gitmelerine izin verecektin?
Hiç kimseye bir şey olmayacaktı,
Hayden.
Özellikle de sana.
Yardım etmeseydim
Joseph beni öldürürdü.
En azından senin
bunu anlaman gerekiyor.
Sana ne kadar para
veriyordu?
Biraz, çok az.
Büyük planın yanında
hiç kalır ve senin alacağının yanına yaklaşamaz.
- Açgözlülük etmek
istemedim.
- Sahi mi?
Çünkü benim
istediğim para olsaydı, uzun zaman önce anlaşırdım.
Şimdi cinayeti
üzerime yıkıyorlar ve idam cezası alabilirim.
Bu senin için uygun mu?
Tabi ki değil,
üzgünüm.
Ben Hala
çok geç değil.
Seni Sloan'a götürürüm ve ona her şeyi
anlatabilirsin Virgil ve Joseph'ı uzun
süre içeri attırabiliriz.
Bu çok kötü bir
hamle olurdu, iyi düşün.
Dinle, gerçekten bu
şekilde olması gerekmiyordu.
Demek Belinda
kimseye güvenmemem gerektiğini söylerken Laurie'yi kast ediyormuş.
Sana Laurie'nin işbirliğinden
söz edecekti.
O yüzden başka
ayarlamalar yaptım.
Seni budala.
Şimdi cinayetin suç ortağı oldun.
Ondan çok daha
fazlası var.
Joseph ve Virgil'in
mükemmel mazeretleri vardı çünkü doğruydu.
O gün gerçekten
kulüpteydiler.
Neden bahsediyorsun
sen?
Sen gerçekten de
Frank'i öldürebileceğimi mi düşündün?
Öyle mi?
Evet.
Çünkü arabayla geldiğini gördüm.
Çünkü Laurie'nin
nerede olduğunu sormak, kimsenin aklına gelmedi.
Sen mi?
Frank'i sen mi öldürdün?
Joseph'ın arabasının
geldiğini görünce içinde onun olduğunu sandın.
Senin gittiğinden
emin olana kadar Frank'in odasının önünde bekledim.
Sexsynal Cholene'i
duymuş muydun?
Aşırı dozda alınırsa
kalbi durduruyor.
İzi sürülemiyor.
Frank'i severdim.
Hem de çok.
Onu Joseph öldürttü.
Bunu biliyorum.
Kapa çeneni.
Gerçekten benim bunu yapabileceğimi mi
düşünüyorsun?
Frank kardeşimdi ve
onu severdim!
Ama beni küçük
düşürdü.
Evet öyle, beni
rezil etti.
Ailemizin adını da
küçük düşürdü.
Onun devri geçti,
şimdi benimki başlıyor.
Benim devrim.
Emery ailesinin
reisi benim!
Bu bir merhamet
cinayetiydi, Hayden.
Nasıl yapabildin?
Maaştan fazlasını
istediğimi her zaman söyledim.
Joseph bana bu
fırsatı verdi.
Çok körsün.
Sadece tutulmuş bir hizmetçi olduğunun
farkında değil misin?
Hizmetçi mi?
Neden bahsediyorsun
sen?
Seni sadece
kullanıyor, Belinda'yı öldüren gangsterleri kullandığı gibi!
- Hayır hayır.
- Evet!
- Hayır.
- Evet!
- Nasıl olduğunu söyleyeyim, Hayden.
Sen depresyondasın,
perişansın ve kendini öldürdün.
Joseph de sadece
zavallı en iyi arkadaşımın ne kadar intihara eğilimli olduğuna tanıklık edecek.
Bunu bir düşünelim!
Joseph'in ne kadar bencil olduğunu unutuyorsun!
Hiç sanmıyorum,
tatlım.
İndir silahını.
Joseph, nasıl bir
duygu?
Şimdi ikimiz de kardeşimizi kaybettik.
İyi misin?
Sayende çok iyiyim,
dedektif.
Bana Joshua de.
Nereden bildin?
Sana gözüm üzerinde
demiştim ||
« Prev Post
Next Post »