Print Friendly and PDF

Translate

Ateş Krallığı (2002) Reign of Fire

|

 101 dk,

Yönetmen:Rob Bowman

Senaryo:Gregg Chabot, Kevin Peterka, Matt Greenberg

Ülke:ABD, İrlanda

Tür:Aksiyon, Macera, Fantastik

Vizyon Tarihi:04 Ekim 2002 (Türkiye)

Dil:İngilizce

Müzik:Ed Shearmur

Web Sitesi:Resmi site [jp]

Nam-ı Diğer:Salamander | Where Heroes Go Down

Oyuncular

Christian Bale

Matthew McConaughey

Izabella Scorupco

Gerard Butler

Scott Moutter

Özet

Günümüzde Londra'dayız... 12 yaşındaki Quinn, bir inşaat mühendisi olan annesinin farkında olmadan, bir ejderhayı yüzlerce yıllık uykusundan uyandırdığını görür. Artık geri dönüşü yoktur.

Altyazı

Merhaba Quinn.

 Güçlü Quinn.

 Nasılsın?

 - Nasılsınız beyler?

 - Gece vardiyasında mı çalışacaksın?

 Birinin arkanızı toplaması gerekiyor.

 Tamam Quinn.

 Haydi, buraya gel.

 - Sen içmiyor musun?

 - Azaltmaya çalışıyorum.

 Okuldan haber geldi, değil mi?

 Aşağı iniyorsun.

 Çok iyi bir iş çıkardınız.

 İyi tatiller.

 Karen, yeni bir işçi gelmiş.

 - Başvurular zemin katta.

 - Merhaba Anne.

 Quinn, dostum nasılsın?

 Sigara mı içtin?

 Hayır.

 Sadece alkol alırken sigara içerim.

 Neyin var?

 - Hiçbir şey.

 - Quinn.

 Ne oldu?

 Bana bir şey göstereceksin.

 Ne yazdığını biliyorsun.

 O burs yıllıktı ve 3 bin Sterlin değerindeydi.

 - Bizim o kadar paramız yok.

 - Babamdan isteyebiliriz.

 Affedersin.

 Karen?

 4 numarada bir sorun var.

 Jess bir boşluk bulduğunu söylüyor.

 O kaltak ne yaptığını bilmiyor.

 Quinn.

 Dünyanın kıçında ne işin var?

 Buradan geçersen ne olursun?

 İçeri girip baksana.

 İnanılmaz.

 İçeride bir şey var.

 Lanet olsun Jess.

 Mağara güvenli değil!

 - Şu boşluğa bir bakalım.

 - Güvenli değil!

 Gözlerini yıkamalıyız.

 Buradan gitmeliyiz!

 Hayır, önce bunu yapacağız.

 Gözlerini aç.

 Ver şunu.

 Gidelim!

 Asansöre bin!

 İçeride bir şey vardı anne!

 Buraya gel!

 Çabuk ol!

 Anne!

 Anne?

 Anne?

 Anne?

 Yıllardır yazıyorum, çünkü günün birinde bu görev sana geçecek.

 ÇOCUK CEHENNEMDEN KURTULDU Korkmanı istemiyorum.

 Anlamanı istiyorum.

 Şu an tek silahımız bilgidir.

 Başta bizi mahveden cehalet oldu.

 PARİS YANGINLARI

Ben ilkini gördüm, ama dünya kısa sürede milyonlarcasını gördü.

 Nasıl bu kadar çabuk ürediklerini kimse bilmiyordu.

 Bir tek amaçla   grup halinde her şeyi yakarak hareket ediyorlardı.

 O da beslenmekti.

 Gerçek olduklarına inanamıyorduk.

 Eski insan onları mitleştirmiş ve doğa korkunç bir şey yaratmıştı.

 KUZEY KUTBU ISINIYOR FOSİLLERİ ORTAYA ÇIKIYOR Gerçekte ne olduklarını geç öğrendik: Dinozorları yok etmiş, külleri   buzul çağını getirmiş, milyonlarca yıl öncesinde yeryüzünden   yaşamı tamamen silmiş, açlıktan ölmüş ve dünyanın  BAŞKANDAN HAVA SALDIRISI EMRİ  yenilenip, yeni bir devri başlatırken uyumuŞ olan bir tür.

 Silahlarımız ateş püskürdü, ama her ölenin yerini yüzlercesi aldı.

 Yenilmez görünüyorlardı.

 Liderlerimiz   en gelişmiş silahları kullanırken biz sadece olanları seyredebildik.

 Ama sonuçta, dünyanın yanması için onlara yardım etmiş olduk.

 Geride kalanlarımız şehirlerden kaçıp bulduğumuz yerlere sığındık.

 Geleceğimize yön vereceğin için   geçmişimizi iyi anlamalısın.

 Şu an çok açlar.

 Her zamankinden daha tehlikeliler.

 Ama devam etmeliyiz.

 Onlardan daha çok yaşamalıyız.

 Bunun sonunda sadece bir tür hayatta kalacak.

 Quinn, Şuna bir bakmalısın.

 Doğrudan su deposundan geliyor.

 Vanayı çevir.

 Duvara dakikada 500 galon su püskürtüyor.

 Ayrıntılar umurumda değil.

 1200 dereceye dayanır mı?

 Elbette dayanır.

 Geçimimi yüksek fırınlardan sağlardım.

 Ateşten anlarım.

 Haklısın.

 Affedersin dostum.

 İyi iş çıkarmışsın.

 Eddie çıldırmış gibi.

 Jared!

 Adamların başında dur.

 Aylaklık etmesinler!

 Dediğini duydunuz.

 Aylaklık yok.

 Hep isteyeceğim.

 Kardeşlerimin gülü çekirgeye benzese de  İNGİLTERE M.S. 2020

 beni hiçbir silah kurtaramaz.

 Hiçbir ateş onlarınkini söndürmez.

 Tamam.

 Yoldan çekilin.

 Neler oluyor Quinn?

 Ne yapıyorsun?

 Birkaç kişiyle hasada gidiyoruz.

 Hayır.

 Ekinler daha olmadı.

 Bunu konuşmuştuk.

 Şimdi toplarsan filizlenmez.

 Tohum olmazsa seneye bir şey ekemeyiz.

 O zamana kadar açlıktan öleceğiz.

 Başarabiliriz Eddie.

 Böyle karar aldık!

 Aramızda sen de vardın!

 Mevzileneceğiz!

 Birlikte çalışacağız!

 Onları alt edeceğiz!

 Çocuklar umut yiyemez.

 Edinburgh yok oldu.

 2 yıldır Pembrey ve Norwich şehirlerinden haber alamıyoruz.

 - Tek başımıza kaldık.

 - Biliyorum.

 O yüzden dayanmalıyız.

 Dünyada sadece biz kalmış olabiliriz.

 8 yıldır seni dinliyorum.

 Ne oldu?

 Karımı ve 2 çocuğumu gömdüm.

 Bunları kaybetmek istemiyorum.

 Hem de dışarıda yiyecek varken.

 Üzgünüm Eddie.

 Hiçbir yere gitmiyorsun.

 - Anahtarları ver.

 - Zor alırsın.

 Burası bir topluluk, hapishane değil.

 Eddie.

 İstediğin kadar tartış, değişen bir şey olmayacak.

 Dışarı çıkarsan, toplumu tehlikeye attığın için   dışarıda kalırsın, çünkü seni içeri almayız.

 Pekala.

 Bunlar bende kalıyor.

 Quinn.

 En iyi arkadaşın olduğumu biliyorsun   ama bazen ben bile senden hoşlanmıyorum.

 Affedersin.

 Kara şövalye, "Yanımda ol, bu savaşa bir son verebiliriz," der.

 Asla!

 "Asla yanında olmayacağım!”

 der Beyaz şövalye.”

Babamı öldürdün.”

 Kara şövalye maskesinin deliklerinden dik dik bakar.

 Kahramanımızın kalbini sonsuza dek yakacak şeyler söyler.

 Ben senin babanım.

 Bu hikayeyi sen mi yazdın Quinn?

 Elbette.

 Pekala.

 Yatma zamanı.

 Devamı yarın.

 Önce dua edin.

 Köpekbalığı!

 Köpekbalığı!

 Aslan Kral.

 Hayır, olmaz.

 Yarın.

 Dua edeceğiz.

 Hazır mısınız?

 Uyanınca ne yaparız?

 İki gözümüzle gökyüzüne bakarız.

 Uyuyunca ne yaparız?

 Tek gözümüzle gökyüzüne bakarız.

 Onları görünce ne yaparız?

 Tünele inerek saklanır   sığınaga koşar ve asla arkamıza bakmayız.

 Aferin!

 Yatma zamanı.

 - Yatma zamanı!

 - İyi geceler.

 Michael, Quinn uyudu.

 Anahtarları aldım.

 Gidelim.

 Kimseye bir şey söyleme.

 Merhaba Liam.

 Willem bunun ejderha nefesi olduğunu söyledi.

 Ona aldırma.

 Sadece rüzgar esiyor.

 Pekala.

 Tanrım.

 Ajay, alarmı çal!

 Sığınaga koşun!

 Acele edin.

 Sayım yapıyoruz!

 Teker teker saymaya başlayın!

 Bir, iki  Hadi, tek sıra.

 Tek sıra.

 Gidelim.

 Michael!

 Acele et!

 - Sayım yaptın mı?

 - Herkes burada.

 Quinn!

 Tarladalar.

 - Ejderhalar!

 - Eddie'yi al.

 Rachel!

 Rachel!

 Buradayım!

 Devon!

 Devon!

 Baba!

 Michael nerede?

 Michael!

 İyi misin?

 - Matt nerede?

 - Öldü.

 Eddie!

 Koşun!

 Çabuk!

 Haydi!

 Koşun!

 Koşun!

 Daha hızlı!

 Devam edin!

 Baba!

 Ne yapacağız?

 Kapana kısıldık!

 Bu taraftan!

 Koşun!

 Acele edin!

 Acele edin!

 Arabaya binin!

 Koşun, koşun, koşun!

 İyi misin?

 Devon!

 Haydi Creedy.

 Geri vitese tak!

 Geri vitese tak!

 - Geri git!

 - Deniyorum!

 Haydi, haydi, haydi!

 Lanet olsun, geri git!

 Geri git!

 Çabuk!

 Quinn, dur!

 İçeri gir!

 Ona yardım edemezsin!

 - İndir beni!

 - Ona yardım edemezsin!

 Devon, orada mısın?

 Devon!

 Devon!

 Biz umurunda değiliz.

 Tek istediği tarladaki küller.

 Creedy'nin kendine has markası.

 Çelik bir fıçıda 2 haftada yıllandı.

 Hemen yut.

 Böylece boğazını değil, mideni yakar.

 Haydi iç.

 İç ve ağla.

 Zavallı piç kurusu.

 Kim, Eddie mi?

 Bir baba çocuklarını gömmemeli.

 Söz dinleseydi böyle olmazdı.

 Hayır.

 Belki de haklıydı.

 Çocukların yoksa daha kolay dayanırsın.

 Bir daha hasat olmayabilir.

 Ekinlerin yarısı yok oldu.

 Kışı nasıl geçireceğimizi Tanrı bilir.

 Ekinin yüzde 90'nını topladığımızı hatırlıyor musun?

 Ama o eskidendi.

 Son birkaç yıldır böyle olmuyor.

 Onlar da çok aç.

 Vazgeçmiyorsun, değil mi?

 Hayır.

 Sadece dayanabilirsek bir şekilde hayatta kalacağımızı düşünmüştüm.

 DÜNYANlN SONU MU?

 Bu bir ulusal sivil savunma durumu.

 Nükleer silah kullanmaktan başka çare kalmadı.

 AVRUPA'NIN BAŞKENTLERİ YERLE BİR OLDU BİNLERCE İNSAN ÖLDÜ FLORANSA KATEDRALİ YOK OLDU PARİS ALEVLER İÇİNDE

Sağ kalan tek kişi, olay yerinde bulunan 12 yaşında bir çocuk.

 Barlow, bazı sesler alıyorum.

 Ne içiyorsun Ajay?

 Dalga geçmiyorum.

 Kendin bak.

 Neye bakayım?

 Gracie kımıldamıyor.

 Dürbünden baksana sersem!

 Tanrım.

 Creedy!

 Gitmeliyim!

 Beyler, bu bir tatbikat değil!

 Acele edin!

 Silahları çıkarın.

 Creedy ve Garrett'e birer tane verin.

 Güzel.

 Acele edin.

 Yedek mermileri getir!

 Acele edin.

 Bütün gün bekleyemeyiz.

 Çapulcular.

 Onları yıllardır görmemiştik.

 İyi tarafından bak.

 En azından yalnız değiliz.

 Ejderhadan daha kötü bir tek şey vardır   o da Amerikalılardır.

 Ne iğrenç bir yer.

 Buranın sorumlusu kim?

 Senden söz ediyor.

 Bir şey olursa ne yapacağını biliyorsun.

 Hayır, hiçbir fikrim yok.

 Benim de.

 Büyük bir tank.

 Buranın sorumlusu sen misin?

 Sen kimsin?

 Van Zan, Kentucky Bağımsız Birlikler.

 Evinden çok uzaktasın.

 Kayıp mı oldun?

 Milis Teşkilatı C5A'yı yeniden kurduk.

 İki motorla 8 bin mil uçtuk.

 Manchester'ın  dışındaki piste inmeye çalıştık.

 122 adamımı ve yakıtımın büyük bir bölümünü kaybettim.

 Dinlenip, silahlarımızı onarmalıyız.

 Yarın 18'de gideriz.

 Güzel hikaye, özellikle uçakla ilgili olanı.

 Ama hiçbir şey uçamaz.

 Gökyüzü onların bölgesi.

 Benim bölgem.

 Senin bölgen.

 Gökyüzünü sadece kiraladılar.

 Arkanı dön, Van Zan.

 Aptallık etme.

 İşi kolay yoldan çözebiliriz.

 Ya da zor kullanırız.

 Denesene.

 Böyle bir şey gördün mü?

 Çok az insan görmüştür.

 İlk öldürdüğüm ejderhanın.

 Uçak hikayesi daha iyiydi.

 Demek ejderha öldürdün?

 Hiç de inandırıcı değil.

 Coffeyville, Kansas'ın güneyindeki buğday tarlalarındaydı.

 Kasım sonuydu, sisli bir hava vardı.

 Açık arazide kapana kısılmıştık.

 Günbatımıydı.

 Kaçabileceğimiz bir yer yoktu.

 İki kez bize doğru süzüldü.

 İki kez ıskaladı.

 O anda bir şeyi anladım.

 Gündüz çok iyi görürler   geceleri daha da iyi.

 Ama günbatımında net göremiyorlar.

 Sihirli saat.

 Coffeyville   Dalton Kardeşlerin öldürüldüğü yer olduğu için çok ünlüdür.

 Kasaba halkı bir araya gelip onları öldürdü.

 Belki de Daltonlar sizsinizdir.

 Hayır, hayır.

 Biz kasaba halkıyız.

 Herhangi bir şeye kalkışırsan   seni öldürürüm.

 Adını söylemedin.

 Quinn.

 Bu yaptığının iyi bir açıklaması olduğundan eminim ama   ne olabileceğini bir türlü bulamıyorum.

 Ejderha avcısı.

 Ne?

 Ejderha avcısı!

 Ejderha avcısı demek?

 İyi.

 Bu durumda sen de Kral Arthur oluyorsun.

 Yüce Tanrım.

 Buna embesiller inanır ama sen inanmış olsan bile   bizi kolaylıkla öldürebilirler.

 Konuşmamızı duymadın.

 Şu adama bak.

 Sefil bir denizciye benziyor.

 Denizcileri hatırlıyor musun?

 Birçok ejderhayı dünyanın yarısıyla birlikte yok ettiler.

 Onunla konuşurken yanımızda değildin.

 Gözlerine baktım.

 30 millik bir alanı taradık.

 İzine rastlamadık.

 Ayda olabilir Denton.

 Quinn, bu Alexandra Jensen, ABD Havacılık.

 Merhaba.

 Adım Creedy.

 Nasılsın?

 Creedy.

 Denton Van Zan.

 Onlar kim?

 Baş Melekler.

 Helikopterden atladıktan sonra ortalama ömürleri 17 saniyedir.

 Paraşütle atlamayı denesinler.

 İşe yaramaz.

 Onlar ağlarla tuzak kurarlar.

 Gladyatörler de insanları ağlarla tuzağa düşürürdü.

 İnsanları değil, ejderhaları.

 Öyleyse sizler   helikopterden atlayıp ağlarla ejderha mı yakalıyorsunuz?

 Elbette.

 Yani bunu yapabiliyorsunuz, değil mi?

 Üç nöbetçi görevlendir.

 Her biri 8 saat nöbet tutsun.

 Çocuklar sığınağa insin.

 Kale ve duvarlarda silahlı adamlar dursun.

 Onları kimin içeri aldığını unutmuyor musun?

 Bu, onlara güvendiğim anlamına gelmez.

 Görüşürüz çocuklar.

 Aradığın şey kahveyse az önce yaptım.

 Aslında bileytaşı arıyorum.

 Elbette.

 O senin oğlun mu?

 Hayır.

 Onu belediyeden aldım.

 Çocuklarını oradan mı alırsın?

 Onu bir köyde buldum.

 Üç yaşındaydı.

 Annesini uyandırmaya çalışıyordu.

 Öleli günler olmuştu.

 Creedy, Barlow ve ben buraya gelmeye çalışıyorduk.

 Nasıl hayatta kalacağımızı bilmiyorduk.

 Yanıma aldım.

 Başka ne yapabilirdim?

 Bırakabilirdin.

 Birçok erkek, özellikle de   ilk yıllarda bunu yapardı.

 Herkes kendini kurtarmaya çalışıyordu.

 Ben öyle değildim.

 Hep de pişman olmuşumdur.

 Burada ne yapıyorsunuz?

 Ne istiyorsunuz?

 Bir şey öğrenmek istiyorsan Van Zan'a sormalısın.

 Çatıya çıkın!

 Güney duvarını koruyun!

 Çocuklara bakın!

 - Radar çalışıyor mu Goosh?

 - Hiçbiri çalışmıyor Denton.

 Alex, radarlar çalışmıyor!

 Doğuya yönel ve bana ne gördüğünü söyle!

 Eglenceye hazırlanın!

 Öldürmemiz gereken bir ejderha var!

 Goosh, üçgenleyicileri çalıştır!

 Tito, Meade, Piscatella- Motorlarınıza!

 Davi, başı çek!

 Ne görüyorsun Alex?

 Gözden kayboldu.

 Alçaktan uçuşta görüş alanım 3 mil.

 Anlaşıldı.

 Dikey çizgiler etkinleşinceye kadar konumunu koru.

 Anlaşıldı Van Zan.

 Üçgenlemeleri bekliyoruz.

 Güvenliği elden bırakmayın.

 Güvenlik mi?

 Bu işin neresi güvenli ki?

 Endişelendiğim şey sen değilsin, helikopterim.

 Ne kadar acımasızsın!

 İlk dikey çizgi çalışıyor.

 İlk dikey çizgi çalışıyor Alex.

 Anlaşıldı.

 İkinci dikey çizgi çalışıyor.

 İkinci dikey çizgi çalışıyor.

 Radar çalıştığında 5 bin fite yüksel.

 Bulunduğum yerin üzerinde uç.

 Gideon   o kaltağı çocuklarla birlikte bana getirin.

 Anlaşıldı Van Zan!

 Alvarez, sen yemsin!

 Jefferson, sen ve ben avcıyız!

 Sen bize yere indigini söylemeden paraşütlerimizi açmayacağız!

 Ejderha tam arkamızda, 200 yardda!

 Hızlan!

 Bulutların içinde ondan kurtulmaya çalışacağım!

 Beni duyuyor musun Piscatella?

 Lanet olsun Piscatella, dikey çizgini yerleştir!

 Haydi üç numara!

 Senden bahsediyorum Piscatella!

 Az kaldı.

 Neredeyse vardım- Cevap ver Piscatella.

 Ajay?

 Konuşmaları alıyor musun?

 Van Zan 3 boyutlu bir   haritalama aleti kullanacak.

 Üçüncü dikey çizgi olmazsa, Alex kör uçuş yapar.

 Neler oluyor Van Zan?

 Uygun bir yükseklikteyim.

 Bana biraz zaman tanı.

 Üçüncü çizgide bir sorun var.

 Haydi üç numara!

 Çizgiyi yerleştir Piscatella!

 - Aferin Piscatella.

 - Üçüncü çizgi çalışıyor.

 Görüntü elde ettik.

 Monitör çalışıyor.

 Kahretsin!

 Sıkı durun!

 Alvarez!

 Alvarez'in peşinde!

 Atlayın!

 Atlayın!

 Atlayın!

 Lanet olsun!

 Neler oluyor?

 Melekler uçuyor.

 Alex, ne görüyorsun?

 Hedef 300 metre uzaklıkta!

 Anlaşıldı.

 Onu görebiliyor musun Alvarez?

 Olumsuz.

 Tam üzerimde!

 Ateş!

 Hiçbir şey göremiyorum!

 Ağları bırakın!

 Mükemmel atış!

 Jefferson, tam yol ileri!

 Anlaşıldı.

 Onu görüyor musun Alvarez?

 Olumsuz.

 Sanırım yere indi.

 Anlaşıldı.

 Kahretsin!

 Her iki ağ da yanımdan geçti!

 Alvarez, yerde olduğunu doğrulayabilir misin?

 Anlaşıldı.

 Olumsuz!

 Hemen arkamda!

 Jefferson, Alvarez'le bağlantı kuramıyorum!

 Gözlerini dört aç!

 Anlaşıldı.

 Dikkat et Jefferson!

 Gideon yerde.

 - Cevap ver Piscatella.

 - Van Zan?

 Kimsiniz?

 - Quinn.

 - Piscatella nerede?

 Öldü.

 Hazır mısın?

 O kaltak 30 saniye içinde peşine düşecektir.

 Onu bana doğru getir.

 Sen yemsin-  700 kiloluk at etisin.

 Onu bana doğru getir.

 Taş ocağına giden kuzey yoldan git.

 Onu bana getir Quinn.

 Geliyorum.

 İşte başlıyor.

 Tamam.

 20 yard boyunca güneyden güneybatı yönünde dizilin.

 1200 yarddalar.

 Rüzgar kuzey, kuzeybatı yönünden 10.

2 hızla esiyor.

 Çok iyiydin dostum.

 Harikasın Quinn.

 Şapka çıkartılacak adamsın dostum!

 Kahramanları olan ülkeye gıpta edin!

 Onlara ihtiyaç duyan ülkeye acıyın!

 Neyi kutluyorsunuz?

 Bir ejderhayla birlikte üç kişi öldü.

 Böyle bir oranla belki 320 yıl sonra bir ilerleme kaydederiz.

 İstediğiniz şey bu mu?

 Uzlaşma mı?

 Bu canavarlar külle yaşıyor.

 Ölümle besleniyor.

 Bunun orta yolu yok.

 Onlar için de, bizim için de yok.

 Bugün ölen adamlarım için ise hiç yok.

 Ama devam edin.

 Siz partinize devam edin.

 Beni iğrendiriyorsunuz.

 Ölülerimizi şafakta gömün.

 Burada ne işin var?

 Benim yüzlerce insan gömdüğüm toprağa basıyorsun.

 Burası benim evim.

 Soruları ben sorarım.

 Senin burada ne işin var?

 Ben başı çekeceğim   sen izleyeceksin.

 Bunları senin için aldım.

 Onur duyacakları bir törenle uğurlandılar.

 Alex ölenlerin bekçisi.

 Her şey sona erdiğinde   bunlarla bir duvar inşa edecek.

 Uzun bir duvar olacak.

 Kaynaklarım tükendi Quinn.

 Adamım kalmadı.

 Anlat Alex.

 Öldürdüğümüz erkek canavarı gördün mü?

 O aslında dişiydi.

 En az bir yumurtası vardı.

 Belki de daha çok.

 Şimdiye kadar 200 tane öldürdük ve hepsi de dişiydi.

 Hiç erkek ejderha gördün mü?

 Bilmiyorum.

 Canımı kurtarmak için kaçarken organına bakmam.

 Biz baktık.

 Alex iki yıl önce nasıl alev  Ağızdaki 2 bez, 2 ayrı kimyasal salgılar.

 Doğru.

 Nefes alırken birleşir ve dogal napalm oluşur.

 Şu an ölü olan kimya mühendisimizin teorisi de buydu.

 Balığa benzediklerini düşünüyoruz.

 Yumurta dökerler.

 Üzerinden geçen bir erkek binlercesini döller.

 Duydun mu Quinn?

 Bir tek erkek.

 Diğerlerini görmeyiz, çünkü bir tane var.

 Yuvalarını bulduk.

 O yüzden buradayız.

 Erkeği öldürürsek, bu türü de öldürmüş oluruz.

 Londra'ya gidiyoruz.

 İyi şanslar.

 Londra bu tarafta.

 Hayır.

 Askerlere ihtiyacım var.

 - Adama ihtiyacım var!

 - Prembley'den gidenler oldu.

 Alex haklı olabilir, çünkü bir huzursuzluk yüzünden 90'ı öldü!

 Sonra da adamların kalelerini buldu.

 Böyle bir yıkım görmediniz.

 Ölülerin üzerinden geçeceğiz.

 Benim adamlarımla değil!

 Bir kale dolusu adamım var.

 Hayatta kalmalarını sağlamaya çalışıyorum!

 Daha geç ölmelerini sağlıyorsun.

 Hayır dedim.

 Gözlerinde korku olduğunu sandığım bir şey gördüm ve seni içeri aldım.

 Yanılmışım-  çılgınlıkmış.

 Sen delisin.

 Daha fazla zarar vermeden gitmeni istiyorum.

 Dışarı bak.

 Cennet yanmıyor.

 Zaten yanmış durumda.

 Sen neden gitmiyorsun?

 Orada ne oldu?

 Annem bir tünel üzerinde çalışıyordu.

 Proje mühendisiydi.

 Öldü.

 Tamam mı?

 Onu gördün, değil mi?

 Quinn!

 Bela!

 Sihirli bir yanları yok.

 Organlardan oluşurlar- beyin, kalp ve ciğer.

 Bunlardan birini yok ederseniz, canavar ölür.

 Bu kadar mı?

 Sadece dördünüz mü?

 Eddie.

 Ne yapıyorsun Eddie?

 Senin çocukların var.

 O yüzden gidiyorum Creedy.

 Bu seferberliğin gönüllü kısmı sona erdi.

 Sıra zorunlu askerlikte.

 Tito, Meade- en güçlü altı adamı seç ve onları arabaya bindir.

 Deliğinizi kendi başınıza kazın ve içinde ölün.

 Hayır dedim!

 Yapma Quinn!

 Çekil önümden.

 Kaldırın onu!

 Kaldırın onu!

 Seni öldüreceğim!

 - Seni öldüreceğim!

 - Bunu başka şeye sakla!

 - Seni öldüreceğim!

 - İhtiyacımız olan şey de bu.

 Bu yüzden ejderhalar buraya saldıracak!

 İstikametimiz Londra!

 Acele edin, adamları çıkarın!

 Yakalayın!

 Seni öldürebilirdi.

 Duyguları köreldi.

 Öyle olmasa bunu yapamaz.

 Bunu al.

 Tentürdiyot.

 Yakar ama mikrop kapmasını önler.

 İyi şanslar Quinn.

 Vedalaşamayacak kadar meşgul müsün?

 Sen babam değilsin.

 Beni durduramazsın.

 Başmelek olabilirim.

 Gideon beni eğitecek.

 17 saniye.

 Ömürlerinin bu kadar olduğunu da söyledi mi?

 İyilerin değil.

 Gideon 8 yıldır melek.

 Ejderha öldürüyorlar.

 Senden sadece birkaç yıl daha istiyorum.

 Bunu bana çok görme.

 O zaman buradakilerin lideri olursun.

 Hepsinden daha iyisin.

 Boşa zaman harcıyoruz.

 Haklısın.

 Ben baban değilim.

 Seni kilitleyip zorla kalmanı sağlayamam.

 Bunu söyleyecek kadar olgunsan, gidecek kadar da olgunsun.

 Güle güle Jared.

 Kendine dikkat et.

 Bu ejderha bok gibi kokuyor.

 Yakacak mısın?

 Bu kokuya bayılıyorum.

 Kendi ölülerinin kokusundan nefret ederler.

 Onları tek korkutan şey bu.

 Bize birkaç gün kazandırabilir.

 Üzgünüm Quinn.

 Ben de.

 Senden kurtulduğumu sanmıştım.

 LONDRA 66 ÇIKIŞ YOK Van Zan, ne yapıyorsun?

 İleride yol görüyor musun?

 Hayır, kapalı.

 Nehre gidin.

 Geri dönün.

 - Bana bir yol bulun.

 - Anlaşıldı.

 Burası Pembrey mi?

 Pembrey'e benziyor.

 Geri dönmek ister misin?

 - Atom bombası yüzünden olmalı.

 - Atom bombası yüzünden değil.

 Üçgenlemeyi çalıştıralım mı?

 Zamanımız yok.

 50'liğin başına geçin.

 Silahları doldurun.

 Mevzilenin.

 Dediğini duydunuz!

 Silahlarınızı doldurun!

 Acele edin!

 Çabuk!

 Bizimle dalga geçiyor.

 Dalga geçmiyor.

 Manevra yapıyor.

 Sakin ol.

 Sakin ol kızım.

 Cevap ver Van Zan.

 Van Zan, cevap ver.

 Van Zan, beni duyuyorsan geri dönüyorum.

 Beni duyan var mı?

 Van Zan!

 Van Zan!

 Van Zan!

 Denton?

 Ne oldu?

 Erkek ejderha.

 Askerler nerede?

 Bir tek hamle yetti.

 Üzerimizden bir kez uçtu.

 Biri yaşıyor.

 Aşağıya inin!

 Hemen aşağı!

 Sualtındaki hendeklere!

 Yukarıda kimse var mı?

 Jared!

 - Creedy!

 - Quinn!

 Hepsini indirdin mi?

 Creedy, yardım et!

 Ben bakarım!

 Sen onu aşağı indir!

 Acele et!

 Hepimizi öldürmeden duracağı yok!

 Hareket etmiyor!

 Haydi Katie.

 Omzuma çık Liam.

 Elini duvardan çek.

 Çek elini!

 Liam'ı al!

 Al onu!

 Herkes geriye gitsin!

 Bütün çocuklar burada!

 Battaniyelere sarının.

 Herkes nerede?

 - Yukarı çıkma!

 - Yukarıda 65 kişi var!

 Çıkacağım!

 Lanet olsun!

 Sakın çıkayım deme!

 Çok tehlikeli.

 Ben hallederim.

 Creedy!

 Uyanınca ne yaparız?

 İki gözümüzle gökyüzüne bakarız.

 Uyuyunca  Uyuyunca ne yaparız?

 Tek gözümüzle gökyüzüne bakarız.

 Onu görünce ne yaparız?

 Tünele inerek saklanır   sığınaga koşar ve asla arkamıza bakmayız.

 Jared?

 Yaşıyoruz!

 İçerdeyiz!

 İttir!

 Geri çekil!

 Sen haklıymışsın.

 Bunlar kurtarabildiğim silahlarınız.

 Bir tane tüfek   iki otomatik, iki arbalet ve patlayıcı uçlar.

 Sen, ben ve Alex helikopterle sahil boyu ilerleyeceğiz.

 Kayalıklardan uzaklaşma.

 Thames nehri bizi Londra'ya götürür.

 Yaşadığı yeri biliyorum.

 Sihirli saat.

 En zayıf oldukları an olduğunu söylemiştin.

 Göreceğiz.

 Evine dönüyorsun.

 Jared?

 Evet Quinn?

 Onları koru.

 Bu şehir cehennem olmuş.

 Gelişimizi duymuş olmalılar.

 Saldırmalarını engelleyen nedir?

 Biz değiliz.

 Mutlaka şehre girmeliyiz.

 Bizden sayıca üstünler, üçe karşı yüzlercesi.

 Onlar şehri yukarıdan tanıyor.

 Bense aşağıdan.

 Görünmeden şehre ulaşabilirsek, yuvalarına giden tüneller var.

 Aman Tanrım.

 Bizi gördü mü?

 Açlıktan ölüyor olmalılar.

 Kendi türlerini yiyorlar.

 Bu kez kesin öleceğiz.

 İşin iyi tarafından bak.

 Şimdi sayıca biz üstünüz, üçe karşı bir.

 Hazır mısın?

 Quinn   sen başı çekeceksin, biz izleyeceğiz.

 İnşaat alanına giden bir yeraltı geçidi var!

 Aşağıda!

 Temiz.

 Tüneller bu sütunda birleşir.

 Yukarıda bir meydan var.

 Eskiden binalar vardı.

 Sokağa çıkan sütundan çıkalım.

 Alex, oklar.

 Quinn, bunlar çabuk patlayan uçlar.

 Yayla atmalısın.

 Burada olduğumuzu biliyor.

 Kahretsin.

 Bu sütunun boyu ne kadar?

 50 metre.

 Tamam.

 Planımız şöyle.

 Canavarın yere inmesini sağlamalıyız.

 Bu benim görevim.

 Bir tane isabet ettirirsek ölür.

 Sadece ateş püskürmeden hemen önce göğsü ortaya çıkar.

 Bunlar C-4 okları.

 15 metre gittikleri için ejderhanın karşısına geçip atmalısın.

 O yüzden tereddüt etme.

 Edersen hepimiz ölürüz.

 Saklambaç oynuyor.

 Daha çok kedi fare oyununa benziyor.

 Quinn!

 Öfkeni kullan.

 Ortalığı ateşe veriyor.

 Hiçbir şey göremiyorum.

 Burası neresi?

 Kapalı bir meydan, çaprazlama 100 metre.

 Şuradaki bacadan meydan tamamen görünür.

 Ne düşünüyorsun?

 Bilmiyorum.

 Korkuyor musun?

 Hayır.

 Londra'ya gelmek senin fikrindi.

 Bin metre yüksekte olacağımı sanmıştım.

 Şu an yanımda 200 adam olacağını sanmıştım.

 Hayatın tuhaf sürprizleri var.

 Şuradaki vagonu gördünüz mü?

 Üzerinden daha iyi görürüz.

 Çabuk!

 Çantalarınızı bırakın.

 Sadece silahlarınız kalsın.

 Her dönüşü saniye sürüyor.

 Bu fırsatı kullanmalıyız.

 - Nasıl?

 - Dağılacağız.

 Bir püskürdü mü, hepimiz ölürüz.

 Üç taraftan saldıracağız.

 Quinn, sen batı duvarına git.

 Vardığında silahını doldur.

 Ya sen?

 Ben kuzeyde olacağım.

 Alex, sen burada kal.

 Quinn'le beni görünce uzaklaşacak.

 Saymayı bildiğini sanmam.

 Şimdi   tekrar dönecek.

 O zaman koşmanı söyleyeceğim.

 Hızla doğu duvarına koş.

 Bu su!

 Sende dursun.

 İhtiyacın olacak.

 Korkunç bir bedel ödedik.

 Ve şu an her şeyi değiştirme şansımız var.

 Bunu başaracağız.

 İşte ilk fırsat.

 Quinn?

 Koş!

 Oklar.

 Alex!

 8 saniye sonra bir fırsatın olacak!

 Koş dediğimde hızla bacanın dibine doğru koş!

 Hazır mısın?

 Şimdi Alex!

 Koş!

 Hayır!

 Çabuk ol bebek!

 Gelsene koca adam.

 İşte böyle.

 Quinn!

 Alex?

 Dur!

 Ben iyiyim.

 Ne yapacağız?

 Patlayıcıları düşürdüm.

 Onları bulmak zorundayız.

 Koş!

 Devam et!

 Diğer tarafa koş.

 Ben onu oyalarım!

 Hareket etmiyor.

 Çıkmamızı bekliyor.

 Quinn?

 Kamyonun yanında bir ok var.

 Tekerleğin yanında.

 Van Zan bunu senin başaracağına inanıyordu.

 Ve başardın.

 Gidelim!

 Quinn!

 Çalışıyor!

 Bir sinyal alıyoruz!

 Çalışıyor!

 Bir sinyal aldık.

 Sorun ne?

 Fransızca konuşuyorlar.

 Bana bakma, Fransızcam berbattır.

 Sorumlu kişiyle konuşmak istiyorlar.

 Bu durumda o kişi sensin.

 Onlarla konuşmaya devam et.

 Onlardan bir şişe şarap koparmaya bak.

 Haydi git.

 Teşekkürler Quinn.

 Haydi, hepiniz gidin.

 İyi iş çıkardınız!

 Sence uzun süre dayanır mı?

 Bilmiyorum.

 En son üç ay önce görmüştük.

 Gelirlerse burayı yakarlar, biz de yeniden inşa ederiz.

 Ya da onları öldürürüm.

 Özünde iyimserlik olmadığını sanmıştım.

 Son dönemlerde gelişti.

 Evrime.

||


Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar