Bizi Kötüden Koru (2014) Deliver Us from Evil
| |
118 dk
Yönetmen:Scott Derrickson
Senaryo:Scott Derrickson, Paul Harris Boardman, Ralph
Sarchie
Ülke:ABD
Tür:Korku, Gizem, Gerilim
Vizyon Tarihi:29 Ağustos 2014 (Türkiye)
Dil:İngilizce, İspanyolca, Latin, İtalyanca
Müzik:Christopher Young
Oyuncular
Eric Bana
Edgar Ramírez
Olivia Munn
Chris Coy
Dorian Missick
Özet
Kendi kişisel sıkıntılarıyla boğuşan New York polis
memuru Ralph Sarchie (Eric Bana), rahatsız edici ve belirlenmesi zor bir suç
serisini araştırmaya başlar. Egzorsizm konusunda eğitim almış, geleneksel
kuralların dışına çıkan bir rahiple (Edgar Ramirez), şehri tehdit eden
korkutucu ve şeytani yaratılar ile savaşmak için birlikte çalışır. Sarchie’nin
kan donduran gerçek hayat deneyimlerini anlatan kitaba dayanıyor.
Altyazı
NEW YORK POLİSİ ÇAVUŞ RALPH SARCHIE'NİN GERÇEK AÇIKLAMALARINDAN ESİNLENİLMİŞTİR
BİZİ KÖTÜDEN KORU
Ateş altındayız!
Yoğun ateş altındayız!
IRAK 2010 Altı yönüne
dikkat et!
- Yürüyün!
Gidelim!
- Koru beni!
- Hadi, hadi!
Yürüyün!
- Gidelim!
Jimmy, onunla git.
Lanet olsun.
Tanrım, bu koku da ne?
Olamaz.
O ne öyle?
- O ne lan öyle?
- Siktir!
BRONX'A HOŞ GELDİNİZ
Nerede?
Çöpçüler çöplerin
arasında bulmuşlar.
Hemen şurada.
- Sarchie mi o?
- Evet, olay yerine ilk
Butler ve O gelmiş.
Memur Bey, mahzuru
yoksa onu ben alayım.
Memur Bey, mahzuru
yoksa hemen alayım, lütfen.
- O ne?
- Ne ne?
- Kafandakini diyorum.
- Şapka.
- Red Sox şapkası.
- Red Sox' severim.
- Siktir oradan.
Sen beyzbol maçı bile
izlemezsin.
Beyzbolu seviyorum.
Peki, Red Sox'tan
birinin ismini söyle o zaman.
- Larry Bird.
- Gülme sakın.
Çok komik.
Yankee taraftarları o
şapkayı taktığın için seni taşaklarından tavana astığında burada oturup, katıla katıla güleceğim.
Yapma, Sarchie, ikimiz
de gülmeyeceğini biliyoruz.
Hem de ağzımla
gülmeyi bırakıp, kıçımla güleceğim.
Altı-Adam, 10-52 şiddetli geçimsizlik durumuna cevap verin.
1459, Doğu 183.
Sokak, 2 Kral
Apartmanı.
Burnside'tan Grand Conk'a kadar olan yerin çaprazınla
kalıyor.
- Özel Kuvvetler Altı'dan Merkez K.
'ya.
- Evet, Çavuş.
10-52'nin kimlik
tespitini yapın.
On-Dört.
Bir saniyenizi
alacağım.
Ne, yurtiçi arama mı
talep ediyorsun?
Ha siktir.
Ciddi misin Radar?
Radarların
kapandığında bir dikiş tutturamadığının farkında mısın?
Sen bir adrenalin
bağımlısısın ve benim radarım olmadan yolunu
bile bulamazsın.
Anladın mı?
Haklısın, bunun için
sana minnettarım.
Özel Kuvvetler Altı,
10-52 durumundaki şahsın adı Jimmy Tratner.
- Arama emri var mı?
- Şüpheli şu anda
evde.
Ne?
Arama emri yok mu?
Sarchie'nin radarı bu
akşam kapalı mı yoksa, bayanlar baylar?
- Şüphelinin ne işle
uğraştığını söyleyebilir misin?
- Deniz Piyade
yazıyor.
Denizciymiş.
Hala savaşta olduğunu
sanıyor olabilir.
Özel Kuvvetler Altı,
Adam'ı boş verin.
Olaya biz intikal
ediyoruz.
- Hoba!
- Gidelim!
Polis, kapıyı açın.
Ne var?
- İhbar aldık.
Yalnız mısın?
- Karım var.
Onu da görelim.
Olur.
- Temizlikçi izne
ayrılmış herhalde, öyle mi?
- Köpeğe dikkat et.
Hanımefendi, iyi
misiniz?
Bir şey yok.
O iyi, gördün mü?
Şimdi siktir olup
gidin buradan!
Üzerine bir şeyler
giy.
Gidiyoruz.
- Beni hapse
atamazsınız, dostum.
- Zor yoldan mı
yapmamı istersin?
Ellerini hemen arkana
koy.
O O birden deliye döndü.
- Sus lan!
Lanet olsun!
- Anne?
Sen orada kal, tatlım.
Her şey yoluna - Butler!
- İyiyim.
Karını ve çocuğunu
dövmeyi seviyor musun?
Bir daha onlara
vurmaya kalkışırsan aklına beni getir, tamam mı?
Hadi, hadi, yeter bu
kadar.
Hadi ama, yeter bu
kadar.
O bir eski asker,
Tanrı aşkına.
Dikişler.
Demiştim sana, Radar
Adam.
Çift bardak, Johnnie Walker
Black olsun lütfen.
Çok terlemişsin.
Terliyken güzel
görünüyorsun.
Yudum yudum da
içebilirsin.
İlaç değil ya.
Aman be tatlım, benim
ilacım bu.
- Sana iyi akşamlar.
- Sana da.
Özel Kuvvetler
Dört-Altı Çavuşu, River Parkway ve Fordham yolunda olası bir 10-25 durumuyla karşı karşıyayız.
Fail büyük ihtimalle
hala olay yerinde.
Çavuş Sarchie'ydi,
değil mi?
Birkaç yıl önce seni
gazete görmüştüm.
Bu çavuş Tecavüzcü
Marvin'i yakalamıştı.
Hatırladın mı?
- Sen miydin o?
İyiymiş.
- Olay nedir?
Hayvanat bahçesi
kapandığı sularda gerçekleşmiş.
Kadının biri kafayı
yemiş öz çocuğunu hendeğe fırlatmış.
Küçücük çocuk.
İki yaşındaymış.
- Tanrım.
Aslanlar mı yemiş?
- Hayır, aslanlar tüm
gün kafeslerindeydi.
Güzel o zaman.
Kedilerden nefret
ederim.
Çocuk iyice kafayı
yemiş.
Acil servis St.
Barnabas'a götürmüş.
- İyileşeceğini
düşünüyorlar.
- Kadın nerede?
Kalabalığa karışmış.
Şimdi de bulamıyoruz.
- Parkta bir yerde
saklanıyor olmalı.
- Burası neden bu
kadar karanlık?
İşin garibi, kadın
çocuğu fırlattıktan sonra bütün
hayvanat bahçesinde elektrikler kesildi.
Bir bok göremiyoruz.
Sadece acil durumlar
için çalışan yedek jeneratörler var.
- Bize bu yüzden Özel
Kuvvetler diyorlar.
- Onu bulmanız gerek
beyler.
Geç saatlerde burası
ürpertici oluyormuş.
Ayrılalım.
Ben bu taraftan
gidiyorum.
Siktir git!
Herkes bebeğimi
seviyor.
Herkes bebeğimi
seviyor.
Hanımefendi,
sorununuz nedir?
Kaçmaya çalıştı.
Kaçmaya çalıştı.
Beni duyabiliyor
musunuz?
Çocuğunuza neden bunu
yaptınız?
- Biz geçeceğiz,
geçeceğiz, geçeceğiz.
- Ne diyor?
Öbür tarafa geçeceğiz.
The Doors grubunun
bir şarkısını söylüyor.
Jim Morrison.
- Aynen, doğru.
- Doors.
Öbür tarafa geçeceğiz.
Öbür tarafa geçeceğiz.
Geçeceğiz, geçeceğiz,
öbür tarafa geçeceğiz.
- Uyuşturucu almış
herhalde.
- Belki de The
Doors'un büyük bir hayranıdır.
Kadının çocuğu
attığını gören tanıkların ifadelerinden bir şey çıktı mı?
Sadece iki tanık var.
Elektrikler
kesildiğinde insanlar hemen burayı terk ettiler.
Şu kim?
Aman Tanrım.
Bitirdiğini sanmıştım.
Sabahtan beri orada.
Onun ifadesine
başvurdunuz mu?
Hayır, sen söyleyene
kadar orada olduğunun bile farkında değildim.
Hey, sen!
Tanrım.
Seninle konuşmak
istiyorum!
Hiçbir yere kımıldama!
Beni oraya sokun.
Sen burada kal.
Buraya gel.
Ateş edeyim deme
sakın.
Kızdırma onları.
Çıkarın beni buradan!
Aman Tanrım!
Tanrım!
Sakin ol!
Panik yapma!
Panik yapma!
Buraya gel çabuk!
Siktir!
Günaydın, güzellik.
- Günaydın, kokuşmuş.
- Senin kokundur o.
Kalkmak istemiyorum.
Hadi ama.
Bütün gece uyanıktık.
- Küçük kokuşmuş
nerede?
- Gitmek için can
atıyor.
Yürü, Savannah, vur
şu topa.
Haydi bastır.
Devam et!
Christina,
koşmalısın, bebeğim!
Koş!
İşte bu!
Helal kızıma!
Helal olsun,
Christina!
İşte bu, bebeğim!
Pekâlâ, Ralph,
kadının çıkışını imzala, sonra Hanwell'e gitmekte serbest.
- Uyuşturucunun
etkisinde mi?
- Sakinleştirici
verildi.
- Bu kadını tanıyor
musun?
- Evet, adı Jane
Crenna.
Senin adın ne?
Joe Mendoza.
Sorumlu olduğum kişilerden
biri bu kadın.
Sorumlu olduğun
kişilerden biri derken?
O ne demek oluyor?
Cizvit rahibiyim.
Sen şu her zaman
okuduğumuz rahiplerden misin?
Fahişelerle işi
ilerletip, yatağında ölen namussuz rahiplerden mi?
Ölmek için çok daha
kötü yollar var.
- Yaka bandın nerede,
peder?
- Ben de sizin gibi
gizli çalışıyorum.
Onunla mı gidiyorsun?
Ailesinin isteği
üzerine buraya çağrıldı.
Uzmana ihtiyacı
olduğunu düşünmüşler.
- Uzman.
- Aynı zamanda
psikiyatrist misin?
Hayır, değilim.
Onu hapishanede ilk
defa gördüğünüzde tam olarak nasıl
davrandığını söyleyebilir misiniz?
Kafayı yemiş gibi
görünüyordu.
Tımarhaneye, ait
olduğu yere gidecek.
Tutukladığınızda
sırada sıra dışı bir şekilde güçlü müydü?
- Hayır, neden?
- Orası sizi
ilgilendirmiyor.
Daha kesin bilgilere
ulaşırsanız veya yardım edebileceğim
bir şey olursa, lütfen arayın.
- Peki.
- Sence bekar mıdır?
- Kahretsin.
Boya fırçalarında
veya merdivende işe yarar bir parmak izi yok.
Güvenlik kameraları
ne durumda?
Hayvanat bahçesi
görevlileri aslanların nasıl serbest kaldığını açıklayamıyor.
Kameralar yedek
jeneratörlere bağlıydı, ama hayvanat bahçesi avukatları görüntüler için yazılı bir açıklama
bekliyorlar.
- Bir veya iki günde
halledilir.
- O ucube boyacıyı
bulacağım.
Sana sözüm olsun.
Selam, baba.
Uykuya yatıyorum ama yatmadan önce seni sevdiğimi ve çok
özlediğimi söylemek istiyorum ve keşke
evde olsaydın ve iyi geceler ve dün
derste altın yıldız aldım.
Ben de seni seviyorum
ve özledim ve eve gelirsen sabah
görüşürüz.
Özür dilerim.
Sorun değil.
Bir tane daha
getireyim sana.
Babaya öpücük gönder
bakalım.
Gece kendine dikkat
et.
Sarchie.
Hey, Sarchie?
Şunu izle.
Kadın keçileri
kaçırmış, dostum.
Kaçığın teki.
Kafayı yemiş.
Neden?
Ne diyor?
İki hafta önce
bodrumlarını boyattıklarından beri oraya
kimse girmiyormuş ama bodrumdan garip sesler geliyormuş.
Bıktım şu saçma sapan
ihbarlardan.
Zamanımı boşa
harcıyorlar.
Gordon, odanın
boyatılması ile ilgili bir şey mi dedin?
Evet, bodrumlarını
boyatmışlar.
Belmont'tan çatlak
bir kadın aradı bodrumdan gelen garip
seslerden rahatsız olduğundan ve
nesnelerin kendi kendine hareket etmesinden yakınıyordu.
Garip, değil mi?
Sonra babası onu
aramış ve "Kapıları kapat,
kapıları.
Kapat şu lanet
kapıları.
" demiş.
O kadar da garip bir
durum değil.
Evet, ama babası
olduğuna yemin ediyor.
Babası yedi yıl önce
ölmüş.
- Kadın manyağa
bağlamış, inan bana.
- Bakayım şuna.
BODRUMDAN GARİP
SESLER GELİYOR.
KADININ BABASI
KAPILARI KAPATMASINI SÖYLEMİŞ.
Nadler, bu vakayı
geçebilirsiniz.
Biz bakacağız.
Radar?
Burası.
Addams Ailesi burada
yaşıyor sanırım.
En son başkasının
görevini aldığımızda aslanlara yem oluyordun.
Evet, burada bir şey
beni yerse, "demiştim" demekte özgürsün.
Salvatore Alberghetti?
46.
Mıntıka'dan geliyoruz.
İçeri girebilir miyiz?
Evet, lütfen.
Dağınıklık için özür
dilerim.
Burada baya sorunumuz
var.
- Hepiniz oturma
odasında mı uyuyorsunuz?
- Evet.
Biz İşler kötüleştiğinden beri, her ihtimale karşı
kapıya yakın bir yerde uyuyoruz.
Yalnız başımıza
uyumuyoruz.
- Bu karım, Serafina.
Oğlum, Mario, o
tercüme edecek.
- Merhaba.
Bu tam bir kabus!
Birkaç hafta önce garip şeyler görmeye ve gaipten sesler
duymaya başladık.
Ne gibi şeyler?
Hareket eden ve ses
çıkaran şeyler özellikle geceleri,
bodrumdan gelen sesleri çıkaran şeyler.
Gelin.
Bu taraftan.
Annem tüm evin perili
olduğunu söylüyor.
Perili mi?
Gordon demişti.
Bu kadın manyağa
bağlamış.
İnanmadığınızı
biliyor ama sorun değil.
Diyor ki, "Size
göstereyim.
" Buradaki ampulü hiç değiştirmez misiniz?
Ne kadar
değiştirirsek değiştirelim birkaç saat
içinde harlıyor.
Rahipten kutsal mum
falan aldık ama burada onlar da
yanmıyor.
Mumlar yanmıyor mu?
Hayır, hepimiz
yakmayı denedik.
Hem de birçok kez.
Bu İsa duvardan düştü ve kırıldı.
Tanrım.
Bu kedinin sorunu ne
be?
Kedi olması.
Sorunu bu.
Ne diyorlar?
Şeytanın aşağıdan bir
yerden geldiğini düşünüyorlar.
Affedersiniz.
Pekâlâ.
Çocuğu alın.
Yukarıda bekleyin.
Aşağı inip, bodrumu kontrol
edeceğiz.
Ampul, harladı.
Aşağıda ışık yok.
Önden buyur.
Dinle.
Yanlış alarm.
Tesisatçı olsaydın
keşke.
Şurada.
Şuna bak.
Ona haklarını
okuyacak mısın, yoksa direkt ateş mi edeceksin?
Burası berbat kokuyor.
Ben hava almaya
gidiyorum.
Adımlarınıza dikkat
edin.
Şu ışığı açsana.
Tuttuğunuz şu iki
boyacı size garip şeyler falan söylediler mi?
- Bir şey yapmanızı
istediler mi?
- Hayır, onlar - Çok az konuştular.
- Onlardan biri,
değil mi?
- Sen söyle.
Bu onun kimliği.
- Adı David Griggs.
- Evet.
- David'i veya diğer
boyacıyı tutmadan önce onlarla tanışmış mıydınız?
- Hayır.
Griggs'i en son canlı
gören kişinin diğer boyacı olduğunu söyleyebiliriz.
Onun yüzüne iyice
bakma şansınız oldu mu?
- Hayır.
Kapüşon giyiyordu.
- Kapüşon mu?
Koyu renkli bir
kapüşondu.
Kapüşonlu paltoydu.
F12.
Burası.
Lanet olsun.
Griggs ve Jane Crenna hayvanat bahçesindeki kadın.
Sarch.
Griggs'in bedeni
bodrumda bulundu.
Jimmy karısını döven
adam.
İşte buradaki.
Aradığımız adam bu.
Santino.
Meryem aşkına, iğrenç
bir şey bu.
- İşte bu kadar,
prenses.
- Teşekkürler,
babacım.
- Christina, tostun
hazır.
- Babam neden bizimle
kiliseye gelmiyor?
Efsaneye göre, baban
evlenmeden önce kiliseye gidiyormuş.
Babaannem seni
götürmüyor muydu?
Noel'de ve
Paskalya'da gidiyordum.
Bu kadarı yetmez mi?
Christina, gidip
arabada bekle.
- Hoşça kal, babacım.
- Güle güle.
Hamileyim.
Harika bir haber bu.
Emin misin?
Evet.
- Ne zaman fark ettin?
- Bir hafta önce.
Bir hafta önce mi?
Neden bana söylemedin?
Çok çalışıyordun.
Sorun değil.
Hayatım Üzgünüm.
Gerçekten sevindim.
Çok mutlu oldum.
Çok mutluyum hem de.
Anlıyorum.
Evde daha fazla zaman
geçirmeliyim.
Çalışmak zorunda
olduğun saatleri biliyorum ama sen
buradayken bile aklın burada değil.
Anlıyorum.
Yapacağım.
Evde daha fazla
kalacağım.
Özür dilerim.
Seni seviyorum.
Seni seviyorum.
Şundan bir tane
versene.
Bu çok cızırtı
yapıyor.
- İstediğin
görüntüleri buldum.
- Harika, hazırla.
- Smith tarafından
imzalanmış.
- Tamamdır.
Hayvanat bahçesi
klipleri iletişimdeymiş.
"Hayvanat
bahçesi klipleri" mi?
En sevdiğim porno
sitemin adı gibi.
- Gidelim.
- Sen git.
Orada buluşuruz.
- Senin için ne
yapabilirim, peder?
- Katolik olmalısın.
Bana ikinciye
"peder" diyorsun.
Saint Ignatius'ta
papaz yardımcısıydım.
Eskiden Katolik
olarak büyütülmüştüm.
Eskiden.
- Evet, bunlar için
yaşım geçti sanırım.
- Tanrı için de mi
geçti yaşın?
Ne istiyorsun?
Jane Crenna'nın
davasında bir gelişme olup olmadığına bakmak için geldim.
Davanın devam
ettiğini nereden çıkardın?
Hayvanat bahçesine
gittim ve güvenlik kameralarına bakmak istedim
kamera kayıtlarını sadece ilgili polis memurlarını görebileceğini
söylediler.
Kayıtları neden
görmek istedin?
Jane'in böyle bir
şeyi neden yaptığını anlayabilmek için.
Size zaman
kazandırayım o zaman.
Çocuğunu oraya
fırlatmasının nedeni lanet bir kaçık olması
ve şu anda da olması gereken yerde, yani tımarhanede.
- Jane Crenna kaçık
falan değil.
- Dalga mı geçiyorsun?
Oradaydım.
Yıllardır onu
tanıyorum.
- Yaptığı şeyi nasıl
açıklıyorsun o zaman?
- Mesele bu değil.
Sadece kamera
kayıtlarını görmek istiyorum.
Hayır, bana neden
kaçık olmadığını açıklamanı istiyorum.
Jane'in sorununun
ruhsal kaynaklı olduğunu düşünüyorum.
Biliyordum.
Bu hayatta iki çeşit
kötülük gördüm, Memur Sarchie.
İkincil kötü,
insanların yaptığı kötülükler.
- Eminim hepsi
hakkında bilginiz vardır.
- Yeterince
karşılaştım.
Ve bambaşka bir şey
olan birincil kötü.
Bundan kastın nedir?
Eminim kötü ruhun var
olduğuna dair kesin belirtileri Katolik
derslerinden hatırlayacaksındır.
Jane bunların
birçoğuna sahip.
Ele geçirildiğini mi
düşünüyorsun?
Üzgünüm, Peder, ama
insanların yaptığı kötü şeyleri görünmez
varlıkların üzerine atmak çok saçma bir şey.
Anladın mı?
Çok korkunç şeyler
gördüm ama insan doğasıyla
açıklanamayacak hiçbir şeyle karşılaşmadım.
O zaman gerçek
kötülüğü görmemişsin.
Dinle, Memur Bey,
burada bulunmamın tek sebebi, Jane hakkında endişelenmem.
Bu yüzden kamera
kayıtlarında garip ve açıklanamayan şeyler görürseniz lütfen beni arayın.
Bundan haberdar olmam
gerekiyor.
Oldu, Peder.
- Elimizde ne var?
- Askeri belgeler.
Savunma Bakanlığı
göndermiş.
Adamın adı Mick
Santino.
O ve karısını döven
Jimmy, Irak'ta Griggs'in ekibinde görev almışlar.
- Üçü birden
aşağılayıcı bir şekilde ordudan terhis atılmışlar.
- Neden?
- Tabur papazına
saldırmışlar.
- Papaz mı?
Onu lime lime
etmişler.
Heyet onları
salıverene kadar üçü de Quantico'da hapishanede hizmet etmişler.
Santino'nun adresi
Heyet kayıtlarında var mı?
Hayır, sadece artık
ona ait olmayan bir posta kutusu adresi var.
- Jane Crenna ile
ilgili ne var?
- Griggs'in
karısıymış.
Hayvanat bahçesine
fırlatılan çocuk da onların çocuğuymuş.
Şuna bak.
Griggs'in otopsi
raporu.
İntihar mı?
Evet.
Griggs iki litre
tiner içmiş ve zorlandığına dair hiçbir
iz yok.
Öldükten sonra
kendini beze saracak hali yok ve
oradaki tek kişi Santino'ydu.
Yani, Griggs bodrumda
kendini öldürürken, Santino onu izledi.
Sonra da Griggs'in
karısının öz çocuğunu öldürmesini mi izledi?
Aynen öyle.
İnsanlar üzerinde
kötü etki bırakıyor.
Duvarda ne yazıyor?
Graffiti olabilir mi?
Belki de yazıları boya
ile kapatmak için işe alınmıştır.
Aslan kafesinde
graffiti mi yapacaklar?
Santino'yu tanıyor.
Orada ne yapıyor o
zaman?
Şuna bak.
Sanki hiçbir şey
olmamış gibi.
- Şunu duyuyor musun?
- Neyi?
Cızırtıyı.
Sanki bağlantı hatası
varmış gibi.
Hiçbir şey duymuyorum.
- Bunu da mı duymadın?
- Neyi, dostum?
Ses falan yok.
Hiçbir şey duymadın
mı?
Cızırtıyı veya diğer
sesleri?
Kafa bulma benimle,
Sarch.
Ses falan yok.
Klip sessiz.
Taşak geçiyorsun.
Anladım.
Çok kötü bir
oyuncusun.
Ona seslendiğim an.
Ağaçların arasından
çıkmak üzere.
- Orospu çocuğu
izleyeceğimizi biliyormuş.
- Tanrım.
Bu çok korkutucu.
Yok artık.
Aslanla mı konuşuyor
lan bu?
Bunu görmediğini
söyleme sakın.
İyi misin?
- Bugün maçta seni
özledik.
- Yapmam gereken
işler vardı.
Okuldan sonra annem
beni anneannemlere götürdü ve anneannem
bana doğum günüm için baykuş hediye etti.
Baksana!
- Çok mu şeker yedi?
- Annem ona biraz kek
verdi.
"Biraz" mı?
İki tane.
Bu onun doğum günü,
Ralph.
Parti cumartesi günü.
Annen bekleyememiş mi?
Bunu söylerken
annemin aldığı kanepenin üzerinde oturuyorsun, fark ettiysen?
Christina, sakin ol.
Sorun ne?
Yine hayvanat bahçesindeki
olay yüzünden mi?
- Hayır.
- Hayvanat bahçesi mi?
Babacım, hayvanat
bahçesine gitmek istiyorum.
- Bilmiyorum.
- Baba, bana baksana.
Baba?
Beni baksana.
Christina, çeneni
kapat artık!
Bu neydi şimdi?
Ona hiç böyle
davranmamıştın.
Özür dilerim o zaman,
Jen!
Oldu mu?
Çocuğunun önünde karısının yüzünü dağıtan ve ertesi gün evine dönen adam yakaladım.
Tamam mı?
Öz evladını hendeğe
atan bir kadın yakaladım.
Başka ister misin?
Geçen hafta, Buck
Sokağı'nın arkasında, gecenin ilk vakasında
çöp tenekesinin içinden bir bebek cesedi çıkardım.
Suni teneffüs yaptım.
Zaten ölmüştü.
Ufacık, el kadar ceset torbasının içinde ellerimdeydi.
Anlaşıldı mı?
Al bir de buradan yak.
Haftam böyle geçti
işte.
Bana bunlardan hiç
bahsetmedin.
Hayır, bahsetmedim.
Şimdi konuşmak ister
misin?
Her akşam bir sürü
iğrenç olayla karşılaşıyorum.
Bunları bir de eve
gelip, seninle konuşmak istemiyorum.
Ben onunla konuşurum.
Gönlünü alırım.
- Lucinda Tratner?
- Evet, sizi hatırlıyorum.
Kocam gitti.
Jimmy bana bir daha
zarar vermedi.
Diğer iki adamı
tanıyor musunuz?
Jimmy, Irak'ta
onların altında çalışıyordu.
Neden sordunuz?
Çavuş Griggs öldü.
Mick Santino'yu en
son ne zaman gördünüz?
İki hafta önce.
O ve Çavuş Griggs
boyacılık şirketi kurmuşlardı ve
Jimmy'nin hatırına buraya geldiler ve
Jimmy'nin ofisini boyadılar.
Odayı görebilir miyim?
Kocam, Jimmy bazen nöbet geçirdiğinde etraftaki şeyleri tırnaklıyor.
Bir gece asfaltı
tırnaklarken buldum onu.
Bazen yerleri o kadar
sert tırnaklıyor ki, parmakları kan içinde kalıyor.
Uyuşturucu falan
kullanıyor mu?
Psikolojik sorunları
var mı?
- Halüsinasyon
görüyor mu?
- Hayır.
Bilmiyorum.
Askerden geldiğinde çökmüş
vaziyetteydi.
Artık onu tanıyamıyorum.
Birkaç gece önce yine
beni korkutmaya başladı ve ben de evi terk ettim.
Ertesi sabah
geldiğimde gitmişti.
O zamandan beri
görmüyorum.
Bu harici disklerde
ne var?
Jimmy savaş
kameramanıydı.
Hepsi savaştan kalan
görüntüler.
Biraz kalmamda ve bunlara
bir göz atmamda bir sakınca var mı?
Lanet olsun.
Tanrım, bu koku da ne?
Haydi.
Olamaz.
Hayır.
O ne öyle?
O ne lan?
Bu da Siktir!
Mick!
Mick!
Ha siktir!
Soktuğumun yarasaları!
Aman Tanrım!
Hadi, siktir olup
gidelim buradan!
Mick gidelim.
Ne yapıyorsun sen?
Lanet olsun.
Aman tanrım.
Mick?
Ne bu?
Bu ne?
Ralph Sarchie, 46.
mıntıka.
Biriyle görüşmeye
geldim.
- Bana kimse bir şey
söylemedi.
- Doktor musun sen?
- Denetleme hekimiyim.
- Resepsiyonist de
gibi görünüyor.
Jane Crenna ile
konuşmaya geldim.
- Üzgünüm ama o hasta
aşırı derecede ilaç aldı.
- Sorun yok Doktor.
O benimle.
- Selam Peder.
Geldiğin için
teşekkürler.
- Pekala, 10 dakika.
Hastaya müdahale
edilmediği ve üzgün olmadığı sürece elbette.
Teşekkürler Doktor.
Bu taraftan.
- Bu yer neresi?
- Tecrit katı.
Maksimum güvenlik var.
Yukarı kat akli
dengesi olmayanlar için.
Burası ise tehlikeli
ve deliler için.
Jane?
- Ziyaretçin var.
- Merhaba Jane.
Beni hatırlıyor musun?
Santino isimli bir
adam tanıyor musun?
- Mick.
- Doğru, Mick.
Mick Santino.
Neden onu ziyarete
hayvanat bahçesine gittin?
Mesaj.
Senin için mesajı mı
vardı?
Jane, Santino'nun
senin için ne mesajı vardı?
Latince konuşuyorsun
demek?
Sence bu ne?
Kolumu bırak Jane.
Kolumu bırak dedim!
Siktir.
Marvin.
İNSANLAR TUHAF - THE
DOORS
- İyi misin?
- AIDS testine
ihtiyacım olacak.
- Onu üzmeyin
demiştim!
- Üzmek mi?
Şu koluma bak lan!
Senin mıntıkanla
konuşuyorum!
Amirinle konuşmak
üzereyim.
- Benden selam söyle.
- Tamam sakin.
Sakin ol.
Şunu versene.
- Ne yazıyor burada?
- İçmeye gidelim hadi.
Peki ya Üçüncü
fotoğraf?
Bu yazıları nerede
kazıyıp çıkardın?
Hayvanat bahçesindeki
aslanın yerinden.
Bu sabah oraya gittim.
Bu mesajlar Babil'in
ruhu için.
Şekiller Pers
piktografı.
Ama kelimeler Latince.
- Pers ve Latin mi?
- Evet.
O kadar garip de
değil.
Bu karışım milattan
önce Romalılar, Orta Doğu'yu işgal ettiğinde görülmüştür.
Ama buradaki Latince
kelimeler "geçit" ya da "kapı" karşılığında.
- Yani bu mesajlar
kapıları ima ediyor.
- Evet.
Şeytani varlığın
dünyamıza girebilmesinden önce kapının
aralanması için bir davet olmalı.
Bazı insanlar,
kendilerini su ile büyücülük yaparak davet ederler.
Bazıları da sadece
kurbandır.
Tıpkı bunun gibi.
Buradaki mesaj
şeytani varlık için giriş noktasını sağlıyor.
Buyurun beyler.
Hepiniz pedofili
değilsiniz demek?
Hazır buradayken
başka önyargıların da var mı?
Bir sürü rahip
tanıdım.
Sen pek onların
tipine uymuyorsun.
Ben de bir sürü
polis, ama sen tam olarak uyuyorsun.
Cidden, neden
rahiplik?
Gençken uyuşturucu problemim
vardı.
Kötü olanından.
Bir sabah havuzun
içinde kendi idrarımda çıplak olarak uyandım.
Kenmore Meydanı'nın
ortasında.
Pislik içindeki
uyuşturucu enjektörü kolumdan sallanıyordu.
Seçme şansım vardı.
Yaşa ya da öl.
Her zaman seçme şansı
vardır.
Ben Tanrı'yı seçtim.
Adsız Madde
Bağımlıları'nda uyuşturucuyu bıraktım ve rahipliğe katıldım.
Bıraktın ama içki ve sigara
mı içiyorsun?
Uyuşturucu için
gittim, alkol için değil.
Bunlarla idare
ediyorum.
Beni yavaşça
öldürebilirler ama hızla yapmayacaklar.
Eroin gibi değil.
Peki ya sen?
- Tanrı olayını ne
zaman aştın?
- 12 yaşımdayken.
Keşin teki kafayı
sıyırıp evimize zorla girdi.
O sırada uyuyan
annemle aynı odadaydı.
Onu ne durdurdu
biliyor musun?
Tanrı yapmadı.
Ben durdurdum.
Beysbol sopasıyla.
Görüyorsun işte Peder.
Biz konuşurken,
her gün dışarıda bir yerlerde birinin canı yanıyor.
Soyuluyor,
öldürülüyor, tecavüze uğruyor.
Bütün bunlar
olurken Tanrı nerede?
Bunları durduran
senin gibi insanların kalbinde.
Bütün gece
kötülüğün problemi hakkında konuşabiliriz.
Peki ya iyiliğin
problemi?
Eğer Tanrı yoksa,
dünya sadece en güçlünün hayatta kalmasından ibaretse.
O halde neden buradaki
bütün bu adamlar tamamen yabancı biri
için hayatlarını ortaya koyuyorlar?
Dinlemen için sana
bir şey getirdim.
Rahiplikteki ilk
yılımda Claudia adında bekar bir anne ile tanıştım.
Adsız Madde
Bağımlıları'nda yeniydi.
Venezüella’da Katolik
olarak büyümüş.
Bronx'taki evinde
kötü bir varlık olduğuna inandırılmış.
Onun rahibi olarak
evi arındırma ayinine başladım.
Sırf onun haklı
olduğuna inandığım için değil.
Bu onun içini
rahatlatabilir diye düşündüm.
O arınma sırasında
olanlar beni sonsuza kadar değiştirdi.
Aslında o olay benim
bir çeşit Uzmana.
Aynen.
Uzmana.
Artık Claudia'nın
evinde kötü bir varlık olduğuna inanıyorum.
Çünkü kızını ele geçirmeye
çalışmasını izledim.
Kayıtta 3 ses
duyacaksın.
Bir tanesi bana, bir
tanesi Claudia'ya ait.
Diğeri ise 5
yaşındaki bir kızın.
Anne?
Anne?
Onları Lütfen durdur şunu!
Bu hoşuma gitmiyor!
Lütfen anne!
Dur Rahip.
Sonunda kaçtı.
Kızın gitmesine izin
verdi.
O anda itibaren
kendimi şeytan bilimine adadım.
İnsanlık başından
beri tüm kültürlerde ve dinlerde şeytan çıkarma uygulanmıştır.
Çoğunluğu saçmalıktır.
Orası doğru.
Ama belki % 10-15'i
değil.
İnsanüstü kuvvetin
dışında, ele geçirilmiş her kişi başkalaşmış ses kullanmıştır.
Geleceği görebilen
güçleri olmuştur.
Bilemeyecekleri
şeyler bilmişlerdir.
Söyle bakalım, Marvin
kim?
- Ne?
- Marvin.
Jane'in sana
söylediği isim.
Belki başka zaman
demek.
- Bilardo oynar mısın?
- Elbette.
Bence bu mesajları
senin açığa çıkarman kazara değil.
Ya kötülüğün
ilgisini çekiyorsun ya da eşsiz bir şekilde bunları sezebiliyorsun.
Anlamasan bile.
Söyle bakalım.
Sokaklarda kötü bir
şeyler olunca bunu sezer misin?
Önsezim vardır.
Ortağım buna radar
der.
- Belki göreve
çağrılmışsındır.
- Görev mi?
Evet.
Eğer öyleyse senin
için üzgünüm dostum.
Benim için üzülme.
Bekar kalacağına dair
yemin eden sensin.
Selam.
- Christina tüm gece
kendi kendine ağladı.
- Ne?
Neden?
Odasının tabanından
kazıma sesleri duyuyormuş.
Faredir dedim.
- Kazıma sesleri mi?
- Evet.
Çok korkmuştu.
- Fare sesi
duymamıştır.
- Biliyorum!
- Sen ses duydun mu?
- Hayır.
Onun da duyduğunu
sanmıyorum.
Anlamıyor musun?
Sorun tabanda değil!
Güvende hissetmiyor.
Çünkü sana ihtiyacı
var.
Benim de öyle.
Bana bir şeyler
oluyor.
Tamam mı?
Anlamadığım bir
şeyler.
Benimle konuşmalısın.
Benim de bilmem gerek.
Sana yardım edebilirim.
Ama bana açılmalısın.
Önemli bir şey değil.
Konuşmak istemiyorum.
Şu anda olmaz.
Hepsi bu mu?
Bu kadar mı yani?
- Beni alt ettin işte.
- Peki.
Umarım öyle değildir.
Umarım yapabildiğinin
en iyisi bu kadar değildir.
Tanrım.
Üzerini boyadığı
mesaj şeytani.
Hassas olanlar bunu
gördüklerinde ele geçirilebilirler.
Yani Jane bu mesajı
görerek ele geçirildi.
Evet.
Sonra da kendi öz çocuğunu
öldürmeye çalıştı.
Neden?
Bu temel kötülüğün
gizemi.
Yıkıcılığı anlamsız.
Bize öyle geliyor.
Santino bu mesajı
Irak'ta gördü.
Sonra ele geçirildi.
Şimdi de bununla adam
topluyor.
Bu adamın yaptığı şey
durdurulmalı.
Böyle girişler
oluşturup durmasına izin verilemez.
Şuna bir bak.
- Bunu gördüğünü
söyle.
- Neyi?
- Yüzü.
Ekranda birden görünüp
gitti.
- Görmedim.
- Ses de mi duymadın?
- Duymadım.
Bu sesleri, parazit
sesi, çocuk sesleri.
- Sürekli duyuyorum.
Aklımı kaçıracağım!
- Hayır
kaçırmayacaksın.
Videodaki boyacı
sana mesaj gönderiyor olabilir.
- Belki de sendeki
tanrı vergisini biliyordur.
- Tanrı vergisi mi?
Önsezilerin,
ortağının sana radar demesi, ona "ruhları ayırt etme kabiliyeti"
deriz.
Başka insanların
sezemediklerini sen sezebiliyorsun.
Manevi bir vergi.
Ama seni riske de
atıyor.
Seni hedef haline
getiriyor.
O Latince mesajlarda
boya kullanılmamış.
İnsan kanı ile
yazılmış.
DNA testi yaptık ve
bir eşleşme bulduk.
Santino'nun sabıkası
mı var?
Askeri dağıtım
arasında şiddetli saldırıdan dolayı 2 yıl önce tutuklanmış.
Kurban ortadan
kaybolunca kayıtları silinmiş ve aklanmış.
Ama DNA örneği suçlu
veritabanındaymış.
Güncel adresiyle
birlikte.
Hadi canım.
Hemen burada, Güney
Bronx.
İzin belgesi için
savcı ile görüşeceğim.
Ev sahibi yok,
anahtar yok.
Kırıp girmek ister
misin?
Sertçe dalarız?
- Lütfen?
- Sen önde bekle.
Arkayı ben alırım.
Ortaya çıkınca
çökeriz.
- Orada olacağını
söylemişti.
- Biliyorum.
Ama babanın çok işi
var.
Ben banyonu
hazırlayacağım, sonra da yatma vakti.
Anne!
Christina!
- Anne!
- Christina!
- Christina!
- Anne!
- Christina.
Ne oldu?
- Kazıma seslerini
yine duydum.
- Kapı açılmadı!
- Bir şeyin yok.
Bebeğim.
- Evinde haç var mı?
- İtalyan’ız biz.
Ne sanıyordun?
İyi.
Bu da bir
başlangıçtır.
Eğer göreve
çağrıldıysan sen ve ailen çoktan tehlikede demektir.
Şimdi beni dinle.
Tanrı'nın önünde
alçakgönüllü olmadıkça sana yardım edemem.
Ne diyorsun yani,
kilisede olduğu gibi günah mı çıkarayım?
Kiliseye ihtiyacımız
yok.
Hemen burada
yapabiliriz.
Günah çıkarma,
itiraf, arınma, terapi.
Adını sen koy.
- Tanrım.
- Uğraştığın şey
manevi kötülük Sarchie.
Onunla alışılagelmiş yollarla
savaşamazsın.
Günahların ne ise
onlarla hemen yüzleşmen gerek.
Çünkü sana karşı
kullanılacaklar.
Bunu garanti ederim.
Bilemiyorum Peder.
Yapamam.
Sana dinlettiğim
kaseti hatırlıyor musun?
- Venezüellalı
Claudia.
- Nasıl unutabilirim?
Seninle ilk kez
görüştüğümüz gece uzun yıllar sonra
Claudia'nın evine ilk kez gittim.
Jane Crenna'yı o gece
gördükten sonra gerçek kötülükle karşılaşmanın içimdeki kötülüğü ortaya çıkarabileceğini kendime hatırlatmak
için onu tekrar görmeliydim.
Ne demek istiyorsun?
Claudia'nın evinde
yaptığım ayinden bir yıldan kısa süre sonra
o ve ben tekrar kötü yola saptık.
- Hadi canım.
- Evet.
Haftada birkaç kez, aylarca
sürdü.
Acı, keder, endişe
yoktu.
Mutluluktan uçuyorduk.
Yere indiğimizde ise seks
yapıyorduk.
Hamile kaldı.
Çok çaba harcasam da kürtaj
oldu.
Tanrım.
Aziz değilmişsin
Peder.
Hakkını veriyorum.
Bunu söylemen garip.
Artık suçluluğa
katlanamadığımda yaptıklarımı itiraf ettim.
Papazlıktan men
edileceğimi düşünüyordum.
Kesinlikle hak
etmiştim.
Ama kilise papazı bana
ne dedi biliyor musun?
Aziz ahlak timsali
değildir.
Aziz can verendir.
Tüm hikayemi duymuştu.
Bir daha olursa men edileceğimi
söyledi.
Ofisini, kendimi
fazilet yolunda yürümeye adamış olarak terk ettim.
Ne kadar zor olduğunu
biliyorum yani.
Ama içini dökmelisin
Sarchie.
O saklanmış acının
üstesinden gelmen gerek.
Seni içten içe
öldürüyor.
Siktir, geldi işte.
Apartmana yaklaşıyor.
Seninle arka tarafta
buluşuruz.
Yan taraftan
gireceğiz.
Sen arabada kal.
Sarchie.
Numaralarına aldanma.
Burada değil.
- Ne oldu?
Sorun ne?
- Duymuyor musun?
- Hayır.
Bir şey duyuyor musun?
Radar.
Sadece alarmmış Sarch.
Şerefsiz!
Durduğu katı
telsizden söyle!
Zemin kat.
Zemin katta.
Hayır, lütfen.
Yardım et.
Yardım et bana.
- Tamam itekle.
- Dalga mı
geçiyorsunuz be?
- Sıkıştı dostum.
- Hayır!
Allah kahretsin!
Bir polis olarak hep baskıcı
olmuşumdur.
- Butler nerede?
- Bilmiyorum.
Kahretsin.
Butler?
Hayır, olamaz!
10-13, memur
yaralandı.
Tekrar ediyorum, memur
yaraladı!
144 ve Rider.
- Bütün ekiplerin
dikkatine.
- Butler?
10-13, memur
yaralandı.
Tekrar ediyorum,
memur yaraladı!
10-13 lütfen bilgi
ver.
20'nin durumu ne?
Adres, 144 ve Rider.
Tekrar ediyorum, 144
ve Rider.
Oraya daha çabuk
gitseydim hala hayatta olurdu.
Senin hatan değil biliyorsun.
Başka ne var?
Yıllardır karımı ve
kızımı ihmal ediyorum.
Konuşturmuyorum.
Önceliği işime
veriyorum.
Anlıyorum.
Bir polis olarak, hep
baskıcı olmuşumdur.
Devam et.
- Birini öldürdüm
Peder.
- Marvin.
- Jane Crenna'nın
hücresinde bahsettiği kişi.
- Evet.
İyi bir miydi?
Hayır.
Olabilecek en kötü
adamlardan biriydi.
Dinleyin millet.
Bu Marvin Scrimm.
11 tane çocuk tacizi iddiası
yüzünden aranıyor.
Şimdi de 2 tane çocuk
cinayeti eklendi.
Bu herifi sokaklardan
temizleyelim.
Ondan acayip nefret
ediyordum.
Bu nefreti
besliyordum da.
Altı yaşında bir
kızdı.
Christina'nın şimdiki
yaşında.
Dehşete düşmüştüm.
Hasta ruhlu pislik
Marvin olay yerine ikinci kez bakmak için gelmişti.
O sırada onu gördüm.
Yakaladım onu.
Ama öfkeyi kontrol
edemedim.
Hayvan gibiydim.
Kendime hakim
olamadım.
Durmak istemedim.
Hayır, lütfen.
Bana yardım et.
Yardım et bana.
Vurmaya devam ettim.
Vurdum da vurdum.
Tekrar ve tekrar.
Öldükten sonra bile.
O geceden sonra
içimdeki karanlık büyüyor, sanki kanser gibi.
Öfkemi kontrol
edemiyorum.
- Jen ile
konuşamıyorum.
Ben - Gazap.
Öldürdüğün adamın
suçlu olduğundan emin misin?
Evet.
Kurbanlarda DNA'sı
bulundu.
Kendime ölmeyi hak
ettiğini söylemeye çalıştım.
Ama bu doğruysa neden
her Allah'ın günü içim içini yiyor.
Çünkü bu onu hak
etmiş bile olsa ona verdiğin adalet
değildi.
İntikamdı.
İntikam, sahibini
her zaman yok eder.
Günahlarını
bağışlıyorum.
Baba, Oğul ve
Kutsal Ruh adına.
Amin.
Anne.
Ben Çavuş Ralph
Sarchie.
Valentine ve Doğu
Tremont'da acil otobüse ihtiyacım var.
Yüksekten atlama vakası
var.
Kadın.
İsmi Jane Crenna.
Jen?
Jen orada mısın?
İyi misin?
Bendim.
Atlamasını ben
sağladım.
Santino?
Evimde misin sen?
Yardıma ihtiyacım var.
Acil benim eve.
Yat yere!
Hemen yere yat yoksa seni
vururum!
- Jen!
Christina!
- Burada değiller.
- Onları bulmazsan
ölecekler.
- Neredeler?
Neredeler?
Nerede olduklarını
söyle.
Bırak girelim.
Bırak girelim ki
yerlerini söyleyelim.
Bırak gireyim.
Onları bulmanın tek
yolu bu.
Yap.
Devam et.
Öldür.
Yapsana!
Girmeme izin
vermezsen ailen ölür.
Sen de ölürsün!
Sarchie!
Sarch!
Gidin!
Gidin!
Yere yatırın!
Kollarından tut.
Sıkı tut!
Bacaklarını yakala!
Kızım ve eşim nerede?
Ailem nerede?
İçine sıçtığımın
kedisi!
Yakalayın!
Oturtun.
- Bu herif insan
değil!
- Hayır.
- Kollarını tut.
- Kollarını indir.
Yakala!
İndir aşağı!
- Bizi yalnız bırakın.
Bütün sorumluluk bende.
- Bunu yapamazsın
Sarch.
Gidin.
Çıkın.
Bu adamın üzerinde
tam bir şeytan çıkarma ayini yapmalıyız.
Ama hazırlanmak
için zamana ihtiyacımız var.
Zamanımız yok.
Ailemin yerini
söylemesi lazım.
Beni onunla yalnız
bırak.
Yapamam Peder.
Tutuklu olduğu sürece
olmaz.
Ne yapman gerekiyorsa
yap.
Beni boş ver.
Yardım edeceğim.
Peki.
Şeytan çıkarma
yapacağız.
Ha siktir lan.
Sadece cevapları oku.
Şeytan çıkarmada altı
aşama var.
Mevcudiyet, hile,
kırılma anı, dile gelme, çatışma ve defetme.
Her aşamada benim
dediğimden başka bir şey yapma.
Onunla konuşma.
Onu dinleme.
Sadece oku ve dua et.
Anlıyor musun?
Evet anladım.
Herkes burada mı?
Herkes burada mı?
Herkes burada mı?
Ayin başlamak üzere.
Evet.
Başlayalım.
Ermişlerin şanlı
prensi, Aziz Michael Archangel yüksek
mertebelerdeki günahkarların ruhlarına ve
karanlık dünyanın hakimlerine karşı bu mücadelede bizi savun.
Tanrı'nın
suretinden yarattığı ve kötülüğün zorbalığından arındırdığı insanlığı kurtarmak için gel.
Şeytana dersini
veriyorum!
Mülk sahibinin
adına, defol git.
Tanrı sizinle olsun.
Ayrıca seninle de
olsun.
Hissettiğin şey
mevcudiyet, ilk aşama.
Derin psikolojik
korku.
Teslim olma.
Birazdan geçecek.
Bırakın Tanrı
zuhur etsin.
Bırakın düşmanları
kovulsun!
Ona karşı olan nefretleri
huzurundan kaçsın.
Balmumunun
yangının önünde eridiği gibi.
Kötülük, Tanrı'nın
huzurunda perişan olsun.
- İyi misin?
Devam edebilecek
misin?
- Ben Evet Neler
oluyor?
- Siz kimsiniz?
Ne yapıyorum ben
burada?
- Bu kadar mı?
Bitti mi?
Hayır.
Bu hile.
Şeytan ele
geçirilenin kişiliğinin arkasına saklanmaya çalışıyor.
İsa'nın adına,
bize karşı gönderilen bu kötülüğü geri çevirip paylıyoruz.
Cennetteki
babamız, öyle olsun.
İsmini söyle
şeytan.
Tanrı adınızı
biliyor!
Sayınızı biliyor!
Onun işareti
üzerinizde!
Defolman için sana
işaret ediyor!
Şimdi!
Şimdi!
Şimdi!
Yok artık!
- Bu kırılma anı.
- Ne demek yani?
Sesini duymak
üzereyiz.
İsmin şeytan.
İsmini söyle.
Jane Crenna.
Mendoza.
Jane Crenna öldü mü?
Jane Crenna öldü mü?
Jane'i öldürdüm.
Tıpkı oğlunu
öldüreceğim gibi.
Bir oğlun var.
Claudia bebeği
aldırmadı.
- Hayır.
- O da benim olacak.
Yalancı.
Yalancısın sen.
Yalancı!
Olamaz!
Dur!
Dur!
Dinle beni!
Dur!
Dinle!
Sana ne dedi bilmiyorum.
Ama bana yapma dediğini
sen yapıyorsun!
Onunla konuşuyorsun!
Dur!
Odaklan!
Beni duyuyor musun?
Odaklan.
Efendimiz adına ve onun kutsal ismine dayanarak.
- Sana emrediyorum
şeytan
- Bunu senin için
ortaya çıkardım Rahip.
- Sessizlik.
- Canavarı ortaya
çıkardım.
Sessizlik.
Sessizlik.
Sana ne diye
sesleneceğimi söylemeni emrediyorum.
İsmin, şeytan?
- Jungler, Jungler.
- Ne var?
Duymadın mı?
İsmim Jungler.
Sesi duyuyor musun?
İsmini mi verdi?
Ne oldu?
- Ne?
- Bana şey - Jungler.
- Jungler.
Jungler!
İsa'nın kanıyla bozguna
uğradın!
Bu kanın adına sana
Tanrı'nın bu kulundan defolmanı emrediyorum!
Vazgeç Jungler!
Vahametinin eli
kulağında.
Sonun yaklaştı!
Vazgeç!
Vazgeç!
Vazgeç!
- Hazır ol.
- Neye?
Beşinci aşamaya,
çatışma.
- Ne oldu?
- Müzik!
İsa'nın kıymetli kanı
adına sana defolmanı ve Tanrı'nın gönderdiği
yere gitmeni emrediyoruz.
Tut onu!
Kutsal haç benim
ışığım ol.
İblis benim rehberim
olmasın.
Kaybol şeytan!
İsa Mesih ve onun
yalnız gücü adına seni kovuyorum.
Seni kovuyorum!
Seni kovuyorum!
Seni kovuyorum!
Bu da defetme.
Canavar gitti.
Canavar gitti.
Lütfen söyle, neredeler?
YEDİ AY SONRA
Bugün bu evde hangi çocuk kutsal vaftiz için takdim ediliyor?
Daniella Ann Sarchie.
Bu çocuğun vaftiz
olması için kim sunuyor?
Jennifer ve Ralph
Sarchie.
Ralph Sarchie,
şeytanı ve onun tüm amellerini reddediyor musun?
Ediyorum.
Bütün amellerini ve
davranışlarını da.
Bütün kötülüğü
reddediyorum.
Kızı Daniella'nın
vaftizinden kısa süre sonra Ralph
Sarchie New York Polis Departmanı'ndan emekli oldu.
Bugün hala Peder
Mendoza ile birlikte çalışıyor.
« Prev Post
Next Post »