Savaş Sanatı (2000) The Art of War
| |
117 dk
Yönetmen:Christian Duguay
Senaryo:Wayne Beach, Simon Barry
Ülke:ABD, Kanada
Tür:Aksiyon, Macera, Suç
Vizyon Tarihi:03 Kasım 2000 (Türkiye)
Dil:İngilizce
Müzik:Normand Corbeil
Oyuncular
Wesley Snipes
Anne Archer
Maury Chaykin
Marie Matiko
Cary-Hiroyuki Tagawa
Devam Filmleri
2000 - Savaş Sanatı(28,072)5.7
2008 - Savaş Sanatı: İntikam(3,499)4.3
2009 - Savaş Sanatı III: Ceza(854)2.6
Özet
Birleşmiş Milletler'in Çin'le önemli bir zirveye
hazırlandığı günlerde bu iki gücü karşı karşıya getirmek isteyenlerin komplo
kurduğu anlaşılır. Bunun için Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri (Donald
Sutherland), gizli bir ajan olan Neil Shaw'ı (Wesley Snipes) araştırması için
görevlendirir. Shaw ve patronu bu komplonun arkasında Birleşmiş Milletler'in
Çin Büyükelçisi Wong'un olabileceğini düşünmektedir. Ama Wong bir suikasta
kurban gider ve olayın faili olarak Shaw tutuklanır, hapishaneye götürülürken
teröristler tarafından kaçırılır. Suikastın tek görgü tanığı tercüman Julia
Yates'dir (Marie Matiko) ancak o da kaçırılınca Shaw'ın durumu iyice
zorlaşır...
Altyazı
Gece yarısına dakikalar kala, Muhteşem Hong Kong Jade Park Otel'de Asya'nın Donald Trump'ı kabul edilen David Chan'le birlikteyiz.
Efendim, 20. yüzyıl
sona ererken, düşünceleriniz nedir?
Bu gece, yeni
milenyumu kutlayarak dünyaya katılıyoruz.
Ama, gelecek ay, biz
Çinliler yeni ejderha yılına giriyoruz.
Yıl 4698'e.
Uzun bir yıl değil mi?
Ama, şimdi burada, yeni
batı milenyumunu kutluyoruz Bu Çin,
Hong Kong ve şahsım için sembolik bir an.
Batı'nın yaratıcılığı
ve yaşamsallığı, Doğu'nun zekâsı ve deneyimi.
Eğlence başlamak
üzere, Baylar bayanlar.
Lütfen bize katılın.
Hala neyi bekliyor?
Neyi bekliyoruz?
İzin ver Novak.
Bırak da bu anın
tadını çıkarayım.
Planda atlama
yapmazsa, Çin işçi kampını gözlemlemeye
başlayacaktır.
10 dakika geciktik, o
ise etrafı izliyor.
Endişelenme.
Ben her zaman
vaktinde gelirim.
Tamam, çocuklar.
Artık başlayabiliriz.
Yükledim.
İyi parça.
Fena gitmiyor.
Yüzü cama dönük dedin
sanıyordum.
Öyleydi.
Bugün değil.
İnfrared portunu
göremiyor.
Bekle.
İyi istihbarata asla
kıymet biçemezsin.
İyi bir çengele de.
Top hazır.
Yükleme başladı.
Şimdi, lütfen,
Çin'in yeni geleceğini karşılamak için benimle
birlikte geri saymaya başlayın.
Hazır mıyız?
üç.
İki.
Bir!
Bu da ne?
Neler oluyor?
Bu Y2K mı?
Bu Y2K mı?
Hayır, hayır.
O olamaz.
Benim şehrimde olmaz!
Mutlu yıllar!
Mutlu yıllar.
Sana doğru geliyor.
Tamam.
Gördüm.
Hey şu güzelliğe
bakın.
Muhteşem.
13, 13-14 yaşında
kızlar.
Hasta pislik.
Bu bir hayli iyi.
Kaydettiniz mi?
Evet.
Hepsi bu.
Telefon.
Başlayalım.
- Mutlu yıllar,
Savunma Bakanım.
- Kiminle konuşuyorum?
- Beni vicdanının
sesi olarak görebilirsin.
- Ne?
Gönderiyorum.
Belki de dikkatinizi büyük
ekrana vermelisiniz.
Geçen ay, Birleşmiş
Milletler'den aldığınız, 90 milyon dolar
yardımı, Çin Roket Teknolojisi için harcadınız.
Oysa, o para sel
mağdurları ve aç çocuklar içindi.
Ben, Kuzey Kore
hükümetinin aldırmayacağına eminim .
Ama dünya basını
nasıl karşılayacak sanıyorsunuz?
Ne istiyorsun?
Sizi yarın Kuzey Kore
ile anlaşma masasında görmek istiyorum.
Bu mümkün değil.
Gönderiyorum.
O halde monitöre bir
göz atın.
Eğer hala imkânsız
değilse, telefonun "1" tuşuna basın.
Hala imkân varsa
tabii Mükemmel seçim.
Sonunda başardık.
Shaw?
Güvenlik kanalından yoğun
parazit alıyorum.
Chan'in yanındaki
adam Alex Wingate.
Moğol Medya mensubu.
Birleşik Devletler,
Avrupa Birliği, ÇİN H.
C Hepsinde aynı şey.
Kanımızın % 67'si
Coca Cola.
Çin'in kapılarını
batıya açması, bundan biraz daha karmaşık.
Alex.
Bizde bunu
kolaylaştırmak için elimizden gelen her katkıyı vereceğiz, değil mi?
Siz Bayım?
Kimsiniz?
Ben?
Eddie Murphy'yim.
Bunu tutar mısın,
lütfen?
Bana vurdu!
Tamam, İkinci aşamaya
geçelim.
Pekala.
Tamam, Anladım.
Sıradakini biliyorum.
Geliyorum.
Minibüse geliyor.
Direksiyona geçiyorum.
Sayın Genel Sekreter
.
Kuzey Kore'nin barış
masasına oturması konusunda yorumunuz olacak mı?
Bunu nasıl başardınız?
Ortak Sağduyu sabır, karşılıklı saygı ve kültürel farklılıkları
kabulleniş elbette hepimiz bunlarla
yaşayacağız.
Genel sekreter
Douglas Thomas Kuzey ve Güney Kore arasında gerçekleşen barış ve müzakere sürecinden sonra Birleşmiş
Milletler'e döndü.
Harika.
Kanadalı o ünlü
barışçılar gibi şöhretli biri olabilirdim.
Ama değilim.
Sence, kaç Amerikalı B.
M Genel Sektereri'nin adını biliyor?
Sadece yüzde üçü.
Ama bu değişmek üzere Çünkü basın seni destekliyor, Birleşmiş
Milletler'de her desteği veriyor.
Nasıl başardığımı öğrenirlerse
bedeli ağır olabilir.
Uygunsuz olduğunu
biliyorum, ama sonucu görmezden gelemezsin.
Eğer Çin'e karşı süregelen
bu tehdit devam ederse Birleşmiş
Milletler, pekala bir dünya gücü olabilir.
Bu mümkün.
Yine de, bu gizli
operasyonlarına bir süre ara versek iyi olur.
Adamın ne durumda?
İyileşmek için birkaç
aya ihtiyacı var, ama morali çok iyi.
Hiç olmayan bir şey
için, var olmayan birine nasıl madalya
verilir?
Benden kurtulacağını
düşünmedin ya?
Olur mu hiç.
Affedersin.
Diğer omuzun
sanıyordum.
Evet.
Eminim.
Bıraktığını
sanıyordum.
Bıraktım.
Bu sonuncusu.
Burada sigara içilmez.
Peki.
Ne?
Buraya ne için geldin?
Beni erken emekli
etmek için mi?
Aslına bakarsan
düşünmedim değil.
Tamam.
Ama doğruyu söylemek
gerekirse, gelip kontrol etmem istendi.
Bayan Hooks, nasıl
olduğumu çok merak ediyorsa neden
buraya gelip kendi bakmıyor?
Sende benim kadar iyi
bilirsin, Bayan Hooks biraz bilgi toplamadan
hiçbir iş yapmaz.
Ne yani?
Şimdi sen?
Beni sınayacak kadar
iyi misin?
Hassas durumunu göz
önüne alırsak sanırım seni alt
edebilirim.
Tamam.
Başla o zaman.
Ben hazırım.
Hazır mısın?
Hep top mu süreceksin?
Bu seni neden
ilgilendirir ki?
Lanet olsun!
İyi misin?
Özür dilerim.
Lanet olsun, yaran
kanıyor.
Sorun değil.
Hayır, dur.
Buna bir göz atayım.
Kanıyor.
Lanet olsun.
Evet.
Buna dikiş atılması
gerekiyor.
Tamam sanırım.
Hemşire birazdan
bitirir.
Teşekkür ederim.
İyi ki aşağılık
biriyim yoksa, suçluluk hissederdim Hissetmelisin.
Nasıl oldu?
İyi iş çıkarmış.
Bu insanlar sahiden
iyi doktor.
Ne yani?
Asyalılar ve Çinliler.
Akıllı ve eğitimli
insanlar.
Peki ya benim gibiler?
Senin gibiler iş
esnasında vurulmaktan vazgeçmeliler.
Bunu hemen
halledebilirim.
Emekli olamayacak
kadar gençsin.
Evet, gencim, ama
salak değil.
Sıcak değil mi?
Evet.
Frank.
Durum nedir?
Dün Çin'den gelen konteynerlerden
biri.
Liman işçileri güneş
doğana kadar bir şey fark etmemiş.
Lanet olsun.
Bu evrağı, olay yeri inceleme
ekibi bulmuş.
Ben bu dilden hiç
anlamam, ne anlama geldiğini bilmem.
Çevirmen Vietnam dili
olduğunu söyledi.
Hong Kong'da
Birleşmiş Milletler'e ait bir mülteci kampında kalıyorlarmış Amerika'ya yeni bir hayat kurmak için
gelmişler.
Ray!
Bakanlığı ara.
Bak bakalım geçen ay kaybolan
mültecilerle ilgisi var mı?
Tamam.
Şef.
Teşekkürler.
Vermek istedikleri
bir mesajsa, berbat bir ifade biçimi.
Çocuklar!
Çin Konferansı'nda bu
konuya da el atmaları gerekmez mi?
Hepsi Birleşmiş
Milletler gözetimindeler.
"Sayın doktor,
Hong Kong'da yerleşik tüm mültecilerin "
Birleşmiş Milletler gözetimini altında olduğunu söylüyor.”
Chin San Yiju haklı.
İnsanlar açlıktan
ölmeye devam ediyor.
"İnsan
haklarından bahsediyorsunuz.
"insanlar ölüyor.
"Buraya bir mil
uzakta, insanlar sokak aralarında yaşıyor.
"Ama siz hala ülkemi suçluyor " insan hakları ihlalinden söz
ediyorsunuz.
Çin Büyükelçisi Yan
Sei Wu.
İki gün sonra, Çin
ile Birleşmiş Milletler ticaret anlaşması imzalayarak 50 yıllık izolasyonu sona erdirecek, sadece
kültürel yönden değil, ticari yönden de
1.
5 milyar yeni tüketici için kapılarını açacak.
Ama sen, Büyükelçi
Wu'nun gemideki ölü mültecilerle ilgisi olduğunu düşünüyorsun.
Bazı şüphelerim var.
Birleşmiş Milletler
elçisi olmadan önce, mülteci göçlerinden sorumluydu.
Burada, Tirad'lara
bağlı bazı beylerle toplantıda görülüyor.
İnsan tacirleri.
Köle tüccarları.
Kesinlikle.
Hislerim bana başka
şeyler de olduğunu söylüyor.
Sana göre yüzeyin altında
hep bir şeyler gizlidir.
David Chan bu gece
Büyükelçi Wu onuruna verilecek bir davete ev sahipliği yapacak.
Benden Wu'yu izlemeye
almamı istiyorsun.
Hazırsan eğer.
Omuzun nasıl?
Teknik olarak?
Berbat!
İşte orada.
Eleanor!
Sen bak.
Her yerde seni
arıyordum.
Tanıştığımızı
sanmıyorum.
Henüz tanışmadık,
efendim.
Evet.
Elbette.
İzninizi rica
ediyorum, lütfen?
Güvenlik Konseyi
toplantısını izledim.
İşler sarpa sarıyor.
Evet, gördüm.
Bu konuda bir şey
yapacak mısın?
Gereken her şey
söylendi.
Bekleyip göreceğiz.
Thomas'ın benden hoşlandığını
söylemek zor.
Tam tersine.
Geçen yılki başarıyı
düşün Çin'le muhtemel karşılıklı
ticaret anlaşmasını sen olmasaydın başaramazdık.
Bu bile işi bırakmana
izin veremeyeceğim birçok nedenden biri.
Bak Elanor, bunu
şikâyet olarak görme son iki yılda, iki
defa vuruldum 6 kemiğim kırıldı, Üstelik
daha sağlık sigortam bile yok.
Tasarrufta olduğumuzu
biliyorsun.
Tüm Birleşmiş
Milletler personeline kesinti uygulanıyor.
Evet, Bu yüzden
kesintiye uğramadan bırakmam en iyisi temelli
olarak.
Kariyer bulacağım.
Kariyer mi?
Ne gibi?
CIA, NSA?
Hiçbirinin garantisi
yok.
McDonalds.
Evet, bir tane şube
açabilirim.
Evet.
Hatta iki şube.
Beni dinle.
Hükümetler, birisi
gelir, birisi gider ama the McDonalds,
sonsuza dek sürer.
Tamam.
Maksadını anladım.
Ama elimizde hızla
politik bir zaman bombasına dönüşen kötü
bir durum var.
Paraşüt yok, gizli
silah yok, sadece basit bir dinleme, değil mi?
Parkta yürüyüş kadar
kolay.
Burası New York,
bebeğim.
Parkta basit bir yürüyüş
ölümün olabilir.
Bizden bedava mal almak
istiyorlar, bedava!
Tiananmen mahkumları
ve ölü mülteciler büyükbaş hayvan gibi kıyılarımıza
akın ediyor.
B.
M bu anlaşmayı bırakıp, Çin'deki insan haklarıyla
ilgilenmeli!
Birleşmiş Milletler
bunu karlı bir iş gibi görüyor ama bu
anlaşma özgürlüğün satışı olacak.
Bağımsız Tibet!
Kısa süre önce ünlü
otellerden birini satın alan Moğol asıllı Çinli iş adamı David Chan, dünya ticaret arenasına merhaba
diyen Çinli diplomatlardan biri.
Bunu beğenmedim.
Birini daha deneyelim.
Muhteşem otel Bekleyin!
Durun!
Durun!
Özür dilerim.
Mikrofonunuz batıyor
bayım.
Hayır, aslında, bana
ait bir şey değil Bende öylesine
söylemiştim.
"Greg.
Birleşmiş Milletler
muhabiri", ha?
Gerçek bir iş
bulamadın mı?
Sakin.
Sakin ol.
Hey!
Sen özgür ruhsun.
Nasıl yaptığını bilmiyorum.
Söyleyeyim, Önce
bireyselliği reddeden toplumdan uzaklaşacaksın
Sonra en az üç yıllığına bunu bağrına basan bir şehre yerleşeceksin.
Çok kolay.
Aşağıdaki ilk nöbeti
ben alırım.
Tamam.
Birçok Amerikan
şirketi Çin'e kotasız girişe sıcak bakacak.
Bu ekonomide güçlü
olmanın ana unsurlarından biri.
Ama karar iki taraflı
alınacak, Önemli olan Çinlilerin ne düşündüğü.
Birçoğu buna sıcak
bakıyor.
Büyükelçi bir
haftadır burada.
Yayındayız.
Menü'yü şikayet
ediyor.
Görünüşe göre Shezvan
mutfağı sevmiyor, biri bunu bilmeliydi.
Nasıl?
Salatalık turşusu
sevmiyor mu?
Hayır?
Bayanlar ve baylar Bu sıcak karşılama ve bu gece burada
olduğunuz için teşekkür ederim.
Çin ve Batı ortak
tarihlerine savaşla değil ticaretle başlamıştır.
Bizi bu gece bir
araya getiren bu ticari bağdır Bu
birlikteliği daha çok uzun yıllar sürdürecek bir bağdır.
Bu anlaşma, her iki
tarafın ve liderlerin uzun soluklu çalışmaları ve ekonomik uğraşları sonucu bu
noktaya geldi sonra da, dünyanın
memnuniyetle karşıladığı bir barışa dönüştü.
Marco Polo, bu günü
görseydi, gurur duyardı.
Hep birlikte 21.
Yüzyılın kapısını araladığımız
bugün bu anlaşmaya evet demekle, Çin
Devleti gelecek bin yılda bu gezegenin kaderini
belirleyecek.
Birleşmiş Milletler ticaret
anlaşması imzalamakla 1.
5 milyar Çinli küresel
pazara girme imkanı bulacak Kitle
ölümleri sona erene kadar bu anlaşma
asla hayata geçmeyecek!
Sen ilgilen.
Tamam, bana bırak.
Anlaşılan 1.
4999 milyar demek gerekecek.
Daha fazla uzatmaya
gerek yok, Sözü, Çin'in geleceğinin yeni mimarı Büyükelçi Jian Tze Wu'ya bırakıyorum.
Chan'e ne söyledi?
Seviye çok düşük, Ağzını
da kapatıyor.
Hadi be, bilmek
zorundayım.
.
Kayıt sürüyor.
İş bitince sesi
süzeriz "Bugün, bu davette yer almaktan onur duyuyorum.
"Çin'in
kapılarını " dış dünyaya açma
şerefi için.”
Binanın dışındayım.
Neler oluyor?
Bana bırak.
Sen kızla ilgilen.
Bly?
Novak, çık oradan!
Anlaşıldı.
Çıkıyorum.
Yedinci kattan ateş
edildi.
.
Anna!
Yardım edin!
Yardım edin!
- Yangın çıkışı.
Batı yönündeyim.
- Anlaşıldı.
Oraya geliyorum!
Sen çıkışı tut.
Anlaşıldı.
Park alanında!
Neredesin?
Sokağa çok yakınım.
Sana doğru geliyorum.
Yakala şu piçi.
Dur!
Pozisyonun nedir?
Shaw!
Dışarıdayım!
Shaw!
Konuş benimle!
- Pozisyonun nedir?
- Hala peşindeyim.
Konuş benimle, Shaw!
Batı yönünde, sana
doğru ilerliyor.
Tamam!
Doğu bölgesi.
Orada olacağım!
Orada.
Sokağa yöneldi.
Görmüş olman gerek.
Negatif.
Temas yok!
Burada, önümde.
Nerede?
Lanet olsun!
Şantiyeye girdi!
77.
cadde, anlaşıldı.
Size doğru geliyor!
Neredeyse vardım!
Tamam, Orta blok.
Şantiye içindeyim.
Yerini bildir.
- Yerini bildir.
- 76.
cadde.
Buldun mu?
Tam önünde olmalı.
Negatif.
Negatif.
Bly!
Bekle, izini buldum.
- izini buldum!
- Seni duyamıyorum.
- Adamı buldum.
- Bly!
Shaw, yardım et!
Vuruldum.
Shaw, Vuruldum.
Bly!
Bly!
Oh, Tanrım!
Bly, geliyorum!
Lanet olsun!
Kıpırdama!
Silahını at!
Silahını at dedim.
!
Silahını at!
At hemen!
Ellerini başının
ardına koy.
Başının arkasına!
Şimdi diz çök!
Diz çök!
Bly!
Bly!
Bly!
Shaw, yardım et!
Hadi gidelim.
Çabuk ol.
Özür dilerim.
Çok üzgünüm.
Sorun değil.
Julia Feng, değil mi?
Ben Franklin Capella,
FBI özel ajanı.
Biraz konuşabilir
miyiz?
Beş yıldızlı bir yere
nakledileceksin FBI'dan sevgilerle.
Yanlış adamı
yakaladın.
Sence 76.
caddenin etrafında 9 milimetre ile dolaşan kaç kişi yakalamış olabiliriz?
Buna ben dahil miyim?
Belki de seni
Çinlilere vermeliyiz.
Kıçına Kung-fu
yaparlar.
O değil.
Teşekkür ederiz,
bayan.
Biz gerek duyarsak, sizi
tekrar buluruz.
Seramik silah?
Metal detektöründen
rahatça geçer.
Birleşmiş Milletler
itaatnamesi.
Kopyalamak çok zordur.
Yüksek teknoloji
iletişim cihazı, büyük ihtimalle devlet malı
yani bu aynı mağazadan alışveriş yaptığımızı gösterir Ancak, kredi kartının limiti çok yüksek .
Bu durumda
muhtemelen CIA çalışanı olmalısın?
Ordu, istihbarat?
Başka bir devlet?
İstediğin her konuyu
açmakta özgürsün, Ben konuşmaya devam edeceğim.
Mesele şu, Greg, çok
sayıda Çinli mülteci ve ölü bir Çin
Büyükelçisi var.
İçimden bir ses
birileri bu işi baltalamak istiyor olabilir diyor Adı neydi?
Çin Ticari
anlaşmasını.
Neler oluyor?
Git!
Git!
Çabuk!
Orospu çocukları!
Aşağılık herifler!
Bu lanet işler için
çok yaşlıyım.
Siktir!
Lanet olsun!
Büyükelçiye
düzenlenen suikastle birlikte tansiyon iyice yükseldi.
Bu arada, sıra dışı
bir gelişmede, FBI'ın dün kaçmayı başaran
suikastçının kimliğini gizli tutmada ısrar etmesi.
Elektronik postana
baktın mı?
Seni sonra ararım.
- Telefonu ver.
- Her şey yolunda mı?
Dinle.
Konferansa bağla.
İkimizde hazırız.
Çin, Büyükelçisini Birleşmiş
Milletler'e bağlı bir suikast grubunun öldürdüğüne
inanıyor.
Bu Birleşmiş
Milletler'i, temelinden sarsacak bir haber.
Eğer?
Çin Ticaret
Anlaşması masada kalmalı.
Bizim öldürme gücümüz
yok.
Diğerlerinin var,
bizim yok.
Size 24 saat, süre
veriyorum.
Anlaşmayı tahrip etme.
Neden?
Bundan kim çıkar
sağlayabilir ki?
Bizde olsak aynı yolu
izlerdik.
Neden bahsediyorsun?
Şantajdan.
Bizim tekniğimiz,
bize karşı kullanılıyor.
Senin tekniğin.
Sana bize geri
döneceğini söylemiştim.
Bedava yemek yoktur.
Parasını vermek
zorundasın.
Her şeyin derhal sonlandırılmasını
istiyorum.
Benim bilgim ve iznim
olmadan hiçbir şey yapılmayacak.
Sayın Sekreter,
altını çizmeliyim ki Hayır, Beni iyi
dinle.
Kim bu adam?
Çin Büyükelçisi
Wu'ya düzenlenen suikast ABD-Çin
ilişkilerinde daha kötü bir zamana denk gelemezdi.
Birleşmiş Milletler
temsilcileri, bu kazanın Çin Ticaret Anlaşması'nı geciktirmesinden endişe ediyor.
Ama çoğunluk, iki
ülke ilişkilerinin bu hadiseden kalıcı hasar gördüğüne inanıyor.
İşadamı David
Chan'in tedavisinin sürdüğü hastanenin başhekimi birkaç saat önce basını bilgilendirdi.
Bay Chan'ın durumu hızla
iyiye gidiyor.
Kolundaki kurşun sorun
olmadan çıkartıldı.
Wagner?
Merhaba, tatlım.
Sende bana ait bir
şey olduğunu düşünüyorum.
Büyükelçi Wu'yu
öldürenle aynı çapta bir silah.
Ve eminim üstünde
Greg Brogen'nın parmak izleri vardır.
Pekala, bu durumda
adamımız Tirad tarafından kurtarılmış olmalı.
Birini kabak gibi
yarıp, diğerlerinden de Çin salatası yaptılar.
- Hiç güreş izledin
mi, Ray?
- Elbette.
Yani, ara sıra.
Çünkü bu aynı güreş
gibi.
Nasıl?
Gerçekle, gerçek
dışının karışımı sonucu oluşan pislik gibi
anlamda psikolojik desteğe ihtiyacı var.
Bunu sen istedin.
Teşekkür ederim.
Şimdi.
Seviye çok düşük.
Eliyle de ağzını
kapatıyor.
Seni görmekte çok
güzel.
Bayan Fang?
Polis, neden sizin
katil olduğunuzu düşünüyor?
Size yöneltilen bu suçlamalara
karşı ne diyorsunuz?
Bayan Fang?
Biraz konuşabilir
miyiz?
Hayır.
Tutuklamak için elinizde
bir kaçak yok mu?
Hayır.
Ben sadece bir iki
şey soracaktım.
Buna taciz derler.
Ben sadece sizi
korumaya çalışıyorum bayan.
Kimden?
Kaçağımız Tirad'la
ilişki içinde.
Bu ne demektir
bilirsiniz.
En iyi arkadaşım
orada ölüyor.
Yardım edeceksen,
boğazını kesen adamı yakalamayı dene.
Tamam.
Aramak isterseniz,
işte kartvizitim.
Lanet olsun!
Yardım edin!
Yardım edin!
Git.
Git.
Hadi.
Arabaya bin.
Haydi atla.
Tek kelime etme.
Yolu açın.
Tek kelime etme.
Kime çalışıyorsun?
Kime çalışıyorsun?
Burada böyle
bekleyecek miyiz?
Lütfen, bunu yapma.
Hayır.
Hayır?
Anlamadığımı düşünme.
Anladın demek.
Ne kadar korktuğunu
gördüm.
Sen de neler olduğunu
bilmiyorsun.
Tamam.
Bu kadar yeter.
Tamam?
Tamam?
Peki nesin sen?
Bir çeşit devlet
ajanı mı?
Bunu, bana tercüme et.
Sonra özgürsün.
Özgür?
Nereye gitmek için?
Tamam.
Baştan al.
Bu, Büyükelçi Wu.
Evet.
Ölü mültecilerden
bahsediyor Kasıtlı bir işti, Ticaret anlaşmasının feshi için.
Ve kimin sorumlu
olduğunu biliyor.
Kayıtta kiminle
konuşuyor?
Geldiğimizde çok
geçti.
Çoktan ölmüştü.
Tirad'lı hergelenin
işi olmalı.
Jana Novak.
Çek pasaportu var.
Dosyası boş geldi.
Diğer adam gibi.
Çıkmaz sokak.
Tuhaf derecede aynı.
İlginç.
İstediğin telefon
kayıtları.
Aynı yer çok fazla
aranmış.
Yarım düzine cesetten
başka mı?
Evet, bak.
Telefon numaralarını
sıralarsak: 555-3901.
555-3902, 555 Anladım.
Dinle, Şimdi yapmak
gereken şey, 99'a kadar sıralamak.
Muhtemel olanları seç gerekli noktaları tut, ve adamın gelmesini
bekle.
Sonra, Bob amca senin.
Evet, güzel plan.
Bob Kim?
Amcan olur.
Umarım acil bir
durumdur.
Alo?
Kimsiniz?
Eksik numara çevirdiniz.
Lütfen tekrar
deneyiniz.
Pekin'deki Amerikan
Elçiliği önünde düzenlenen bu benzeri protestolar nedeniyle birçok insan B.
M Ticaret anlaşmasının gerçekleşeceğine inanmıyor.
Bütün gözler, Genel
Sekreter Douglas Thomas'ın iki ülke arasındaki
gerilen ilişkilere çözüm bulacak yetkili kişi olan, Genel sekreter Douglas Thomas'ın üzerinde.
Benim düşünceme göre
Pekin'deki dostlarımızın anlaşmaya
sadık kalmasını ancak bir kişi sağlayabilir.
Ve o kişi de sensin,
David.
Bu bir iltifat mı,
yoksa gözdağı mı, hala anlamış değilim, efendim.
Bana kalırsa Genel
Sekreter tüm ilgili kişilere barışı koruyan
en önemli şeyin ekonomik ilişkiler olduğunu
hatırlatmanızı öneriyor.
Affedersiniz Bayan
Hooks, bugün CNN'i izleyemedim.
Acaba benim haberdar olmadığım
bir savaş mı söz konusu?
Her zaman bir savaş
vardır, David.
Ama ben bunu hep barış gibi gösteririm.
Genel Sekreter bu
sabah Sayın başkanla görüştü.
Durumda bir iyileşme olmadığı
taktirde anlaşmaya verdiği desteği
göstermek için törende bizzat yer almak
üzere yarın Washington'dan gelecek.
Bu son çare.
Ben her ne kadar
inisiyatifin Birleşmiş Milletler'de olmasını
çok istesem de önemli olan sonuç alınması ama, başkanın yokluğunda pek mümkün görünmüyor.
Başkanı
karıştırmayın, Bu işleri sadece zorlaştırır.
Bu arada, galiba arabulucu bir diplomat rolü üstleneceksiniz.
.
Becerebilirsen, iyi
bir niyet elçisi gibi davran.
Memnuniyetle yardım
ederim .
Başlıkları şimdiden
görüyor gibiyim: "Genel Sekreter, Çin Ticaret Anlaşması'nı kurtardı.”
Özür dilerim.
Eleanor Hooks.
Kayıp kedi ilanı
sizin mi?
Evet.
Evet, benim.
Kedim iyi durumda mı?
Evet.
Birkaç gün
ilgilenmeniz gerekecek.
Sorun değil ya?
Sorun değil.
Sizi nerede
bulacağımı biliyorum.
Serseri!
Evine git, seni
pislik!
İnternet chat
odaları, serbest düşüş gibidir sadece
nereye yöneleceğini bilmek zorundasın.
"Wu'yu Tirad
öldürdü.”
"Suçu bana
attılar.”
"Polisteki
muhtemel köstebek.
"24 saat içinde
iletişimin kesilmesini " ve
perdenin " aralanmasını bekliyor.
"Antenleri açık
tut.
"Bol şans.”
Evet, Bol şans.
Birleşmiş Milletler'e
çalışıyorsun, değil mi?
Tanrım, Evet.
Senden markete gidip
bir şişe su ve biraz yiyecek almanı istiyorum.
Ve dışarı çıktığında,
benim için bir şey daha yapmanı istiyorum.
Bir şey daha mı?
İstediğin zaman
önünde eğileceğimi mi sanıyorsun.
Eğilmek derken?
Reverans gibi.
Bunu demek istedim.
Teşekkür ederim.
Sana güveniyorum.
İşe sarhoş gelmenden
bıktım artık.
Ne zaman adam
olacaksın!
Lanet olsun, pişir
şu yemeği, haydi.
Affedersiniz.
- Merhaba?
- Marie orada mı?
- Burada böyle biri
yok.
- Affedersin, yanlış
numara.
Telefon nerede?
Köşede Beni deli edeceksin!
Sana söylüyorum,
Bende sana işime karışma dedim Rahat
bırak beni!
İyi günler, Lo Kee
fırını.
Bingo.
Harika.
Yere!
Herkes yere!
Soyun hemen.
Anlamadım?
Soyun.
Elbiselerini çıkar.
Hepsini, şimdi.
Beni ne Şimdi!
Giysilerini çıkar,
Hemen!
Önünde soyunacağımı
mı sanıyorsun?
Böcek var.
Üstünde veya
giysilerinde bir yerde.
Verici mi?
Nasıl?
Nasıl bilmiyorum.
O lokantada bizi
nasıl buldular?
Bu konuda ne
düşünüyorsun?
Onlar senin
peşindeydi.
Benim değil.
Çıkar haydi Ne dedin?
ama gidebileceğimi
söylemiştin.
Gitmek mi istiyorsun?
Peki.
İşte.
Git hadi.
Görüşürüz.
Tahmin etmiştim.
Gözlüğün.
Saatin.
Bunları bulabildim.
Buna alışkın
değilsin, değil mi?
Yani kontrolün
elinden alınmasına, manipüle edilmeye.
Normalde denklemin diğer
tarafında yer alan birisin.
Bunu zevk için mi
yapıyorsun?
Yoksa medyum olduğun
için mi?
Sana yardım etmekle, kendime
de etmiş olacağım.
Tamam.
O halde, bana
Büyükelçi Wu'dan bahset.
Uzun süredir ona çalıştığını
söylemiştin.
Büyükelçi Wu, dış
mihraklı biri değildi.
Çin'in geleceğinin
ekonomik büyümeden geçtiğini biliyordu.
Ama Parti, Batı ile yolları
ayırmayı düşünüyordu.
Oysa O, körfezin aşılacağına
inanıyordu.
Hangi körfez?
Ben görünümler ve
içerikten bahsediyorum.
Açıkçası, seninde bu
konsepte sıcak baktığını sanıyordum.
Kimi arıyorsun?
Sen söyle.
Lo Kee fırını.
Tamam, geldik.
Şimdi?
Burası özel bir
kulüptür.
Ama çok özel beylere kumar
hizmeti de veriyor Ve?
Ve seks.
Çok geciktin!
Pekala.
Malı indirecek salak
kardeşlerin nerede?
İçeride müşterilerle
ilgileniyorlar.
Pekala.
Beni bu şeyle
duyabilirsin.
Aynı zamanda
konuşabileceksin Bununla.
Yardımına ihtiyacım
var.
Aradığımı şeyi bulma konusunda
yardım et, tamam mı?
Ne yapıyorsun?
Birini daha düşünecek
zamanım yok Ama muhtemelen henüz aklıma gelmeyen bir yere.
Rehin aldığın biri
olarak sana neden yardım edeyim?
Rehin değilsin.
Ben seni koruyorum.
Kendinden.
İlk fırsatta bana, bu
yeri nereden bildiğini söyleyeceksin.
Julia?
Uyanık mısın?
Buradayım.
Sadece başka bir
mekandayım.
Sana güvenebilecek
miyim?
Biliyormusun, bir
keresinde savaş esirleriyle ilgili bir kitap okumuştum zihinlerinde hayali evler kurarlarmış akıl sağlıklarını korumak için.
Akıl sağlığı?
Bunu uzun süre önce
kaybettiğini sanıyordum.
Şu an bir kafenin
önünde oturuyorum, Ufak bir köyde Fransa'nın
güneyinde.
İşte bu, tanıdık bir
yüz.
Her yer polis
kaynıyor.
Dediğimi duydun mu?
Evet.
Parti bitmiştir.
Bu şeyi çıkarmamı
ister miydiniz?
Çalışma iznimiz var.
Lanet iznin var demek?
Bu durumda çekip
gidebiliriz, Öyle mi?
Sınırı aşıyorsun,
evlat.
Biz polisle her zaman
uyum içinde çalışırız.
Öyleyse, bu defa da
bizi dene, FBI.
Seks pozisyonunda olduğunu
varsay dedim.
Ne olduğunu sorma
hakkım var.
Hiçbir şey soracak
durumda değilsin pislik.
Memurun dediğini
duymadın mı?
Senin derdin ne?
- Ver şunu.
Yukarı çıkıp biraz
konuşalım seninle.
Şimdi neymiş görürsün.
Pekala, isimleri
alalım.
Dışarı çıkarın haydi.
Bazen iyi adamla kötü
adam arasındaki farkı anlamak zor olabilir.
Bu herkesin alnında
yazmaz Affedersiniz, bayan.
Bu adam sizi rahatsız
mı ediyor?
Çelik.
Solda.
Güzel ve yavaşça.
Tamam.
Geri çekil.
FBI tüzüğüne uygun
olduğu söylenemez, değil mi?
Resmi görevde değilim.
Pekala, Cappella, Ona
kimin kötü adam olduğunu sor, bakalım seninle gelmek isteyecek mi?
İkimizde aynı şeyi
istiyoruz.
Neden birlikte
çalışmıyoruz?
Çünkü buna göre, benim
içeride olmam lazım.
Bu da benim hiç
hoşuma gitmez.
Ben sadece gerçeğin
peşindeyim.
Neden fırındaki
Vietnamlı mültecileri kontrol etmiyorsun?
Benim tahminim
konteynerde bulduklarınla ilişkisi var.
Kahraman olabilirsin.
Sanırım general olman
içinde önünde bir engel yok, değil mi?
Sanırım yok.
Bence de yok.
Cappella?
Evet?
Teşekkür ederim.
Kulüp David Chan'in
yeri.
Tirad'la işbirliği
yapıyor ve Mültecilerle ilgisi olduğu da kesin.
Ama Wu'yu anlaşmayı
sabote etmek için öldürdüğünü, ispatlamam gerekiyor.
Ben bu teoriden emin
değilim.
David Chan, ticaret anlaşmasını
hep destekledi.
Görünürde öyle.
Ama bir de şunu
düşün: Wu'nun ölümünden en çok kim çıkar
sağlar?
Bayan Wu'nun
haricinde mi?
Ticaret anlaşması
yarın imzalanırsa, Chan'in karteli sona erer.
Batılı şirketlerle
rekabet etmek zorunda kalır.
Wu ve beraberinde anlaşmayı
öldürmekle tüm Çin, kendisine kalacaktı.
Bir araba hırsızı
için çok fazla mantıklı.
Tamam, sakin ol.
Tamam, ben hazırım.
Önce Wes sayfasına gir,
Sonra verdiğim talimatları izle.
Bekle, giriş
reddedildi.
Tamam, şimdi aynı
anda kontrol, Alt, F8, iki kez.
Slash ekle.
Enter.
Şifre ve giriş
kimliği.
Bunu boş ver.
İhtiyacın yok.
Sayfanın son
satırındaki kod satırını takip et.
Savunma Bakanlığı?
- Julia, bak - Sakın söyleme.
Bilmek istemiyorum.
Bu sadece eski bir
dostumdan öğrendiğim bir numara.
Bu öylesine bir şey
mi?
Yoksa doğal yetenek
mi?
Bununla ne demek
istedin?
Ne demek istediğimi
biliyorsun.
Baştaki umursamaz tutumundan
bahsediyorum.
İşimin getirdiği bir
şey.
Bu ukala
davranışların beni yıpratıyor.
Tamam, İçerideyiz.
Tamam.
Dur bir dakika.
Bekle, dur.
Ne?
Geri gel.
Tekrar oynat.
Tamam, şimdi kare
kare gideceğiz.
Çok dikkatli bak.
Chan ateş edilmeden
önce bakıyor.
İnanamıyorum.
Biliyordu.
Sadece bunu bilmesi
değil.
Tetiği çektiren de
kendisi.
Tamam, bir kopya al
ve arabaya dön.
24 saat dolmak üzere.
Ticaret anlaşmasını başkanın
ellerine bırakacağım.
Onun ilgilenmesi en
doğrusu olacak.
Devreye başkanın
girmesi, otoritene büyük zarar verecek.
Birleşmiş Milletler'i
ayakta tutacak şey, sizin gücünüz.
Tüm kaynaklarımı
kullanıyorum.
Sızacak ilk bilgiyle,
bu işi bitirebiliriz.
Bu anlaşmayı bitirip
skandala izin vermeyeceğine inanıyorum.
Teşekkürler, Eleanor.
Teşekkürler, ama
hayır.
Gelen haberler, Genel
Sekreter Douglas Thomas'ın Başkandan
Çin Ticaret Anlaşması'na adestek
vermesini istediğini gösteriyor.
Başkan ve Genel
Sekreter yarın konseye birlikte hitap edip
ve yarın Birleşmiş Milletler'deki imza töreninde yer alacaklar.
Eğer Chan bu
anlaşmayı bitirmeye kararlıysa, diğer hareketi yapacağı yer burası olacaktır.
Pekala.
bu görüntüleri ve
Wu'nun ses kaydını Eleanor Hooks'a götürmeni istiyorum.
Beni bulaştırmadan
doğru kişilerin eline geçmesini sağlayabilir.
Bu arada, ben de
yap-bozun son parçasını bulacak, ve bu işe bir son vereceğim.
- Nereye gideceksin?
- Gitmem gereken en
son yere.
Tamam, Anladım.
Özür dilerim.
Bayan Hooks çok
meşgul.
Beklemenizde sakınca
yoktur umarım.
Mutlu yıllar dilerim.
Tamam.
Sizi şimdi görebilir.
Giriş-çıkışlarda bu yeteneğinizi
hep sergiler misiniz?
Yoksa bu sadece
otellerim için mi geçerli, Bay Shaw?
Aslında, ben oldukça
davetkar buluyorum.
İkinci bir ev gibi,
biliyormusun?
En değerli yatırımımı
düşünüyorum da benim için çalışmaman gerçekten
üzücü.
O zaman bana
reddedemeyeceğim bir teklifte bulun.
.
Bulunurdum.
Ama korkarım tadını
çıkarma şansınız olmazdı.
Anlaşılan bununla
yetineceğim.
Aslında, mükemmel.
Hem içyüzünü bilen
adamı öldür hem de milyarlara mal
olacak bir anlaşmayı sabote et.
Hala anlamadığım çok
şey var.
Ama bunu anlatman için
sabırsızlanıyorum.
Eğer bu bilgi dışarı sızarsa
kötü olur.
Skandal, Çin'in
uluslararası itibarına büyük zarar verir.
Yarardan çok zarar
getirir.
Ben bunu hiç
düşünmemiştim.
Görünüm her şeydir,
Bayan Fang.
Politika ve aldanış
bunun üstüne kuruludur.
Sokağa yöneldi!
Onu yakaladım!
Orta blok.
Şantiye.
Yerini Bildir.
Bly!
Kıpırdama!
Silahını at!
Silahını at dedim!
At!
Bu şekilde olması gerekiyor.
Hadi!
Dikiş atılması
gerekiyor.
İyi misin?
İpsiz bir kukla olmak
nasıl bir duygu?
Savaş Sanatı eğitimi:
düşmanını yok ederek kazanmayı öğrenmektir.
İronik, değil mi?
2000 yıllık strateji
onu yaratanlara karşı kullanılıyor.
Onlar bize yapacağına
bizim onlara yapmamız daha iyi.
Siz neden
bahsediyorsunuz?
Çin'in 20 yıldır
Amerika'yı becermesi ve bunu kimsenin fark etmemesinden söz ediyorum.
Ama şimdi fark
edecekler.
Sen.
Hepsinin ardında
sen varsın.
David Chan'in
makul yardımıyla kafaların karışmasını sağladık.
Daha doğrusu
bizzat David Chan'le.
Anladığımı
sanmıyorum.
Anlamaman çok
normal, tatlım Çünkü sende, çoğu insan
gibi büyük resme bakmayı bilmiyorsun.
Ben o resme yirmi
yıl boyunca her gün baktım ve ilerisini
görmeye çalıştım.
Ne gördüm biliyor
musun?
Çin'in özgürlükler
üzerinde kurduğu baskıyı politik
uygulamalarımızı nüfuza geçirişini, yasadışı yollarla en önemli askeri teknolojimizi çalışını ve
bunu düşmanlarımıza satarak bizi
içeriden zayıflattığını gördüm.
Tıpkı bir virüs
gibi.
Bu ticari anlaşma,
bunu bitirmek için bir fırsat.
Bu anlaşmayı
feshetmek niyetindeyiz.
Amerika'yı,
Amerikalılara geri vermeye kararlıyız Hangi Biz?
Sen kimi temsil
ettiğini sanıyorsun?
Bu ülkeyi onlarca
yıl perde arkasından yönetenler, Demokrasiyi kendisinden koruyan insanlar.
Çin komplolarına
kafayı takmış bir kadın olarak aslında
durdurmak istediğiniz hükümetle hiç
farkınız yok.
Yararlı kanıt için
teşekkür ederiz.
Eminim çıkışı kendin
bulabilirsin.
Siktir, siktir.
Sağlıklı düşün kızım.
Julia?
Shaw?
Julia.
İyi misin?
Senin kesiliyor, Shaw.
Daha iyi
duyabileceğin bir yere git.
Duydun mu beni Shaw?
Daha iyi duyacağın
bir yere git.
B.M binasında kilitli
kaldım.
Her şeyin arkasında
Hooks var.
Julia?
Julia?
Lanet olsun!
Hey, Sersem herifler!
Siz buna güvenlik mi
diyorsunuz?
Haydi, uyanın artık!
Yüce Tanrım!
Cappella.
Amerika'nın en
azılısı.
Dakik adamsın Shaw.
Beni neden aradın?
Chan'in ölümünü mü
açıklayacaksın, yoksa özür mü dileyeceksin?
İkisi de.
Buluşmak istiyorsan
buluşalım.
Tamam.
Bu civarda mısın?
Yalnız gelmen
gerekiyor.
Adamına söyle.
Sahi mi?
Bununla yaşayabilirim
sanırım.
Arabana bin.
Beni parkın diğer
tarafından al.
Hayır, daha iyi bir
fikrim var .
Tamam, notu aldım.
Ben gidiyorum.
Biz ne yapacağız?
Bana sorma.
Bir şeyler uydur.
Arkadaşını sakın
hafife alma.
Onu takım lideri seçmemin
bir nedeni var onunla anlaşmanı
istememin de.
Üzerinde çalıştığım
programı beğenmediğin belli.
Neil'ı oynamayı kabul
ettim çünkü bunu ben istedim.
Para için değildi.
Hele senin sağcı
takıntın için hiç değil.
Neil'ı ben hallederim.
Kendi yöntemimle.
Bu, sen ve idolün
arasında bir testosteron savaşı değil.
Sen sadece büyük bir makinenin
çarklarından birisin Bugün orada canını kurtarmaya çalışan pekala sen
olabilirdin.
Anlıyorum.
Kızı ne yapmayı
düşünüyorsun?
Gece yarısına az
kaldı.
Güvenlik üst katların
kontrolünü yapacak.
30 dakika zamanın var.
Lobideki korumalar ne
olacak?
Onları ben hallederim.
Anlaşıldı, bayan.
Ne?
- Gazla hemen.
- Tamam.
İlk yardım çantan
nerede?
Güvenlik.
Hemen, efendim.
Dikkat.
Hareket Sensör tatbikatı
için hazır olun protokol T-7.
Tüm Lobi personeli,
2701'e bilgi verecek.
Tekrarlıyorum.
Tüm Lobi personeli, hareket
sensör tatbikatı için hazır olsun.
İşin başında Eleanor
Hooks var.
Benim tahminim Chan'ı
kullandı, sonra da sırtından vurdu.
Uzun bir hikaye.
Devam et.
Aman Tanrım.
Bu bilgi, ismini
temizlemen için açığa çıkmalı.
Bunu yapamam.
Wu'nun ölümüyle
ilgili her bağlantı, Chan, Tirad ve Hooks arasındaki bu anlaşmayı sabote eder.
Lanet olsun.
B.
M'i tamamen devre dışı bırakır.
Lanet olsun.
Evet.
Bu işte!
Yapması gereken tek
şey konuşmak.
Gerçeği söylemek.
Gerçeği?
Benimle ilgili olan,
ve B.
M'in gizli operasyonlarıyla ilgili her şeyi.
B.M, suikastı senin
işlediğine inandırmaya mı çalışıyor?
Tek bir şeyi kontrol edecek
tek bir örgüt.
Soğuk savaşa geri
dönüş.
Bana kartvizitini ver.
Merhaba.
Camı aç.
Girişi görmek
istiyorum.
Tanrım!
Güvenlik olması
gereken yerde değil.
Ben de.
Cappella.
Sana Evet.
Benimde sana bir
teklifim var.
Hadi, tatlım.
Tamam, oynamak
istiyorsun.
Şimdi biraz eğlenelim.
Savaş Sanatı.
Sun Tzu.
13. Bölüm "Casus Mahkum." Acaba bu sana bir şey hatırlatıyor mu?
"Bilgisi
olmadan bir ajanı feda etmek " savaşı
menfaatine çevirebilir.
"Dostluğunu
sağlamak, güvenini kazanmak " sadece
ve sadece düşüş öncesi ön hazırlıktır.”
Hayal kırıklığına
uğradım, Shaw.
Hep bir adım geride
kaldın.
Söylemek zorundayım
dostum, seninle işim bittiğinde lanet
Lee Harvey Oswald gibi görününeceksin.
Ama önce, Uzakdoğu
Pasifik'in sosyo-ekonomik durumuyla ilgili küçük bir ders göreceğiz.
Özellikle: yoğun Çin
nüfusunun negatif etkileri ve bunun
Afrika- Amerika ilişkileri üzerindeki etkisi.
Kısaca, beni Bayan
Shanghai'a kurşun doldururken izleyeceksin.
Kahretsin.
Bende az önce, komşuluk
kurallarını düşünüyordum.
Kulağa hoş geliyor.
Rakip seviyeyi
yükseltirse çok daha zevkli olur.
Çok incesin.
Hayır, değilim.
Namluda hala bir tane
var, amigo.
Söyle haydi üstat.
Şimdi ne yapacaksın
ha?
Hamle.
Birşeyin yok.
Merhaba?
Çıkar beni buradan.!
Merhaba!
Gazeteniz efendim.
İyi günler, Bayan
Hooks.
Ne dramatik.
Ben de çıkardığın işi
okuyordum.
Ben de sizinkini
düşünüyordum.
Bana ihanet ettin,
Eleanor.
Shaw.
Doğulu dostlarımızın
hakkında bazı düzenlemelere gittiğini sanıyordum.
Planda bazı
aksamalar oldu diyelim.
Merak ediyorum.
Chan'in başına
gelenin senin başına da gelmeyeceğini düşündüren şey nedir?
Ölüler hakkında
konuşmaktan hoşlanmam ama senin ve benim aramda, ve her kim
dinliyorsa David Chan sonunda hakettiğini
bulan .
içi boş domuz kafalı
biriydi.
Ve sana gelince, Shaw Hala hayattasın.
Bir şeyi unutma,
Eleanor Kimsenin yaptığı yanına kalmaz.
Hassas mağrur.
Max, girişi geçtin.
Eleanor Hooks benim
sağ kolumdu.
Akıl hocamdı.
Bana öğrettiği, barışa
giden en güçlü yolun aktif olmaktan
geçtiğiydi.
Atıl olmaktan değil.
Bana söylediği ve benimde
inandığım bir şey Amerikan'ın kaderini
tamamlayacağına inanan bireyler olarak, atıl durumda kalıp yardım beklemek gibi bir lüksümüz olmadığı ve ulusal ve uluslararası gelişmeleri
görerek olası tehditleri patlayıcı hale
gelmeden önlememiz gerektiğidir.
Bizim için bir
yıkıma dönüşmeden önce.
Eleanor Hooks'un
anısına toplandığımız bu gün Kıpırdama!
Bu teşkilatın amacına bağlılığımı yineliyorum
Arabulucu
siyasetine, Liderlik politikasına ve
barışın devamındaki ısrarına.
Dizlerinin üstüne çök!
Savcıyı çağırın.
Alırmıydınız bayan?
Evet, evet.
Teşekkürler.
Hayat işte.
Affedersiniz, sizi
tanıyor muyum?
Hayır, sanmıyorum.
Ben tanıyor muyum?
Belki, şu geçmiş yaşamda
dedikleri şey olmalı.
Sen yedin mi?
Daha değil.
« Prev Post
Next Post »