Print Friendly and PDF

Translate

Orígenes secretos (2020) GİZLİ KÖKENLER

|

 


96 dk

Yönetmen:David Galan Galindo

Senaryo:David Galan Galindo, Fernando Navarro

Ülke:İspanya

Tür:Aksiyon, Macera, Komedi

Vizyon Tarihi:28 Ağustos 2020 (İspanya)

Dil:İspanyolca

Web Sitesi:Resmi site

Nam-ı Diğer:Unknown Origins

Oyuncular

Verónica Echegui

Leonardo Sbaraglia

Javier Rey

Álex García

Ernesto Alterio

Özet

İki polis, süper kahramanların çıkış öykülerini yeniden yaratan bir katili yakalamak için çizgi roman ve oyun kostümü meraklısı iki tiple güçlerini birleştirir.

Altyazı

  Polis!

  Dinleyin lütfen!

 Ne oluyor?

 Boşaltın!

  Binayı boşaltın!

 Polis!

  Dinleyin!

 Binayı boşaltmalıyız.

 Javi, yukarı çık!

 Koşun!

 Duman var!

  Bilmiyorum!

 -Koş!

  -Merdivenlere!

 Binayı boşaltmalıyız!

 Merdivenlere!

 Merak etmeyin.

  Yardım edeceğiz.

 -Duman var!

  -Benimle gelin.

 Benimle gelin.

  Evet, benimle gelin.

 Aşağı inin lütfen.

 -Aşağı inin lütfen.

  -Bu korkunç!

 Binayı boşaltın.

  Üçüncü kata bakacağım.

  Hadi, binayı boşaltın lütfen!

  Boşaltın!

  İyi misin?

  Yürüyebilir misin?

  Ortak, onu aşağı götür.

  Kocam.

  Kocam içeride!

  İçeride!

  İçeride!

  Kocam!

  Kocam, lütfen.

  İçeride hâlâ insanlar var.

  Tekrar girmeliyiz.

 Bırak itfaiyeciler halletsin Javier!

  Hemen çıkmalısın!

 Bina yıkılacak.

  Duyuyor musun beni?

 Duyuyor musun Javier?

 Javier Javier, beni dinle!

 Hemen aşağı in!

  KAHRAMAN CANILLEJAS BELEDİYESİ, ÖLÜMÜNDEN SONRA KAHRAMANI MADALYAYLA ÖDÜLLENDİRDİ

98, artı beş  Yani  Toplam  Tamam.

  Beş, 40.

  Siktir.

  Geç kalacaksın!

  Tekrar.

  Jorge Elías!

  Ne diye uğraşıyorum ki?

 Cosme, duyuyor musun?

 Aklın başından gidecek.

  Teşekkürler Ibarra.

  Adresi yolla.

  Baba?

  Günaydın.

  Paket.

  Bakalım, şimdi kim beni soymaya cesaret edecek.

  Güç bende artık!

  Pardon evlat.

  Bunu imzalaman lazım.

  Elbette.

  Teşekkür ederim.

  -El fenerleri bu kadar mı?

  -Evet.

  Hepsi o kadar kirli mi?

  Bunları alıyorum.

  Buralardadır dediler.

  Dedektif Cosme Galiardo.

  Efendim, yerinize geçsem bile sizinle çalışmak bir onur.

  Sorun değil.

  Alışırım.

  David Valentin, efendim.

  Resmiyeti kes yahu.

  Gidelim mi?

  HONG HEDİYECİ DÜKKÂNI

Etrafta ilginç bir şey var mı?

  Daire, ölü köpek gibi kokuyor.

  Kira kontratı yok, su ya da elektrik hizmet sözleşmesi yok.

  Hiçbir şey.

  Sadece gürültüden şikâyet eden bir komşu varmış.

  Her gece ağırlık kaldırıyordu dedi.

  Steroid takviyesi.

  Protein.

  Anabolik steroidler.

  Vitaminler.

  Çinko, magnezyum.

  Rahatsız bir adamın spor salonuna benziyor.

  Ne bok olmuş burada?

  Bilmiyorum.

  Derisinin nesi var?

  Işıktan mı yoksa?

  Hayır, ışıktan değil.

  Derisi gri.

  Leş gibi kokuyor.

  Evet.

  İyi misin evlat?

  Siktir, bu iğrenç!

  En sevdiğim takım bu.

  Al.

  Teşekkür ederim.

  Benim zamanımda çamaşırhaneler yoktu.

  Olsa çok yardımı olurdu.

  Karım biz gençken öldü.

  Her şeyi öğrenmem gerekti.

  İki oğlumu büyüttüm.

  Sen evli misin?

  Dedektif olmak için o kadar çalıştım ki sevgiliye vakit olmadı.

  Bu iyiymiş.

  Cinayet Büro'da öğrendiğin ilk şey sokakta iyi yemektir.

  Özel bir soru sorsam?

  Tabii.

  Neden polis oldun?

  -Bu nereden çıktı?

  -Dosyanı okudum.

  Herkes ailemin cinayetinin polis olmak için romantik bir sebep verdiğini sanıyor, adalet, intikam gibi bir şey.

  Ama bunu herkesin beklentisine cevap olsun diye yaptım sanırım, hayal kırıklığına uğramasınlar diye.

  Böyle deyince aptalca geliyor.

  Ama öyle değil.

  En iyi polisler o aptal görev bilincine sahip olanlardır.

  Öfkelilerin sonu, genelde daha kötü olur.

  Al.

  Şuna bak.

  -Vücut geliştiricinin evinde buldum.

  -Bir reçete.

  Balbino Blázquez.

 Kontrol ettim.

 Bir yıl önce kayıp olduğu bildirilmiş.

 Bize bir ipucu bırakmış.

  David, bu Blázquez, Complutense Üniversitesi'nde Fizik dersi vermiş.

  Bir Avrupa akıllı enerji programı için Brüksel'le çalışmış.

  Şuna bak.

  -Bir inek miymiş?

  -Evet.

  Ten rengi de normalmiş.

  Neden?

  Bunu sadece katil biliyor, değil mi?

  Cinayet mi?

  Bak evlat.

  Bu cinayet değilse, ben de Alba Düşesi'yim.

  Bruguera.

  Selam!

  Kimler gelmiş!

  Kimler gelmiş!

  Cosme, seni köftehor.

  Selamı sabahı kestin sanmıştım.

  -Sarılmak yok mu?

  Sarıl lütfen.

  -Yok, ben  Dur  Bu Dedektif David Valentin.

  Davayı yöneten o.

  Evet, bu pisliği gördüğünde kusan sendin, değil mi?

  Evet, o benim.

  Burada kusma, tamam mı?

  Söz veremem.

  Buraya gelmeden önce kahvaltıyı atlasan iyi edersin.

  Bu sabah altı yaşında bir kızın gövdesi geldi.

  Değil mi Federico?

  Tecavüze uğramış, uzuvları kesilmiş, kafası koparılmış.

  Gövdenin geri kalanı nerede, söylemiyor.

  Katil, reşit olmadığı için hapse de girmeyecek.

  Üç yıl çocuk ıslahevinde, sonra çıkar.

  Dünyanın çivisi  Vücut geliştiriciyle ilgili ne diyebilirsin?

  Çok şey.

  Gelin.

  Vücut her türlü   maddeyle dolu.

  Steroidler ve kas kütlesini saçma derecede artırmak için uzun bir liste dolusu takviye.

  Şu çatlakları görüyor musunuz?

  Öyle hızla kas yapmış ki derisi dayanamamış.

  Ölüm sebebi?

  Künt cisim darbesinden trakeal travma.

  Tak!

  Bar buraya inmiş.

  Bilekleri paramparça olmuş.

  Ağırlıkları düşürmüş ve kasları da yırtılmış, yani bu adam uzun zamandır hiç durmadan çalışıyormuş.

  Peki neden gri?

  Evet.

  Başlarda bunun peritonit ya da güneş görmeme yüzünden olduğunu düşündüm.

  Ama deri altı pigmentasyonu var, çok karmaşık ve hassas bir süreçtir.

  Yani  Yani katil nedense gri olmasını istemiş.

  Bildin.

  Cosme, benimle dalga geçiyor olmalısın!

  Beni yakaladı.

  -Yine mi?

  -Güzel kostüm dedektif.

  İşine dön Bruguera.

  -Kim bu deli kadın?

  -Amirin.

  O mu?

  Evet.

  Sınıfının en iyisiydi ve Madrid'deki en genç cinayet bürosu şefi.

  Neden öyle giyinmiş?

  Çünkü manga fuarındaydım.

  İzin günüm ve bu adam kendini Jessica Fletcher sanıyor.

  İzin günlerimi ve özel hayatımı mahvediyor.

  Bu yüzden biraz sinir olmuş olabilir miyim?

  Sana kim tüyo veriyor Cosme?

  Ibarra tabii.

  Hadi söyle.

  Dedektif Valentin'e yardım ediyordum.

  -Emekli oluyorsun.

  -Emekli olmaya mı zorluyorsun?

  Onun gibi deneyimli birinin faydası olur.

  Eşyalarını almak için yarın ofise gelmeni rica ediyorum, tamam mı?

  Ve sen, şunu bilesin, genelde eğlenceli bir amirimdir.

  Ama sakın belanı arama çünkü bulursun.

  Jorge!

  Konu yemek olunca yatak odasından buraya uçuyorsun adeta.

  Neden pijamalarını giydin?

  Çöpü çıkaracaksın.

  Ne pijaması?

  Bu bir tişört.

  Hadi be.

  Hiçbir fikrim yoktu.

  Senin gibi noter gibi giyinmiyorum.

  Merkeze gitmeden önce annem hep ne derdi?

  "Takımını giy.

  Bu dünyayı daha iyi bir yer hâline getir.

 " Bu çok ezikçe.

  Ezikçe değil.

  Ve Javi severdi.

  Biliyorum baba.

  Kardeşim Gryffindor'du, ben Slytherin'im.

  -Böyleyken böyle.

  -Neyse  Ekmeği uzat lütfen.

  Dik dur.

  Daire çizerek ilerle.

  Sağ eline dikkat et.

  Alo?

  Yok, arkadaşlarla yemek yiyeceğim.

  Niye?

 Geliyorum.

  Adresi yolla.

  Gelene kadar cesedi yerinden oynatmayın demiştim.

  Hayır, oynatmadık dedektif.

  Sedye, olay yerinin bir parçası.

  Bu ne?

  Ne olduğu bile anlaşılmıyor.

  Üzerindekiler ne?

  Kurban, İnternet'ten koleksiyon silah satıyormuş.

  Zırh, katana ve buna benzer şeyler diye düşünüyoruz.

  Memnun kalmayan bir müşterisi vardı demek.

  Bir şey buldunuz mu?

  Bir dergi kupürü.

  Kurbanın boynunun arkasına yapışmıştı.

  Laboratuvara götürün.

  Jorge, masayı topla.

  Hadi.

  Masa bana lazım.

  -Kahretsin!

  -Ne?

  Nereden bu?

  -Hulk'a benziyor.

  -Cidden mi?

  -Hulk olmak için yeşil olması lazım.

  -O kadar emin olma.

  İlk sayıda Hulk griydi.

  -Öyle mi?

  -Evet.

  60'larda çok kez oldu.

  Ya renklendiren işi mahvetmiş, özensiz çalışmış veya Stan Lee, sayılar arasında fikir değiştirmiş.

  Demir Adam gibi.

 İlk sayı, Tales of Suspense #39'da kıyafeti griydi.

  Sonraki sayıda altın rengi oldu.

  Berbattı.

  -Peki.

  -Ne oldu?

  -Çok yazık.

  -Ne?

  Bu hafızayla memurluk sınavında harikalar yaratırdın.

  Siktir.

  Hadi.

  MİLLî POLİS TEŞKİLATI  Peki, burayı imzala.

  Bana öyle bakma çünkü gerçekten üzülüyorum.

  Peki, üst katta sürpriz parti olduğunu bilecek kadar iyi bir polissin.

  Belki de bilerek saklanıyorum.

  Herkes gitmeden oraya çıkmayı düşünmüyorum.

  Tanrım, Cosme.

  Bazen Jorge'den bile daha çocuk gibi oluyorsun.

  -Sanmam.

  -Bu arada bana dükkânda yardım edecek dedi.

  Emekli oldun.

  Söylediği birçok şey gibi o da saçmalık.

  Çizgi roman bilgimin Maskeli Savaşçı'da kaldığını hatırlatayım.

  Evet.

  İşte.

  -Nasılsın?

  -Emekli.

  O nedir?

  Ne?

  Ah, o mu?

  Bir adam, Karındeşen Jack gibi etrafta dolanıp kalp söküyor.

  Bak, Bruguera, bir organ nakli makinesiyle saatlerce canlı kalmış diyor.

  Delice, değil mi?

  Bekle, ya bu?

  Bilmiyorum.

  Eski dergi kupürleri falan.

  Hâlâ anlayamadık.

  -Alabilir miyim?

  -Olmaz.

  Ama her zaman istediğini yaptığın için al tabii.

  Teşekkürler Norma.

 KANIT SUSPENSE 39

 Bu, bir dergiden değil.

  GİZLİ KÖKENLER

 -Baba, parti nasıl?

  -İyi.

 -Bir şey soracağım.

  -Pasta var mı?

  Bana bir dilim getir.

  Çikolatalıya bayılırım.

 Bir saniye dur ve beni dinle.

  Hulk'un ilk kez göründüğü serinin adı neydi?

 Incredible Hulk #1.

  Niye ki?

 Baba?

 GİZLİ KÖKENLER THE INCREDIBLE  #1 İster misin?

  Bu kadar gürültü yapman şart mı?

  -Çekil.

  -Sen çekil.

 İlk cinayette, katil bir çizgi romana gönderme yapıyor, Hulk'a.

  Sıska bir bilim insanını gri bir kas torbasına dönüştürüyor, tıpkı  Incredible Hulk #1'deki gibi.

  İkinci cinayetinde başka bir çizgi romana gönderme yapıyor, Demir Adam'a.

  Bir silah yapımcısını kalbinin çalışması için bir makineye ihtiyacı olan zırhlı bir adama çeviriyor.

  Tıpkı  Tales of Suspense #39'daki gibi.

 Demek bir geek meselesi.

  Dedektif Valentin, bu konudaki zırcahilliğiniz dolayısıyla bu dava için size bir dış danışman gerekeceğini düşündük.

  Cidden mi?

  Çizgi roman meselesi öldürmek için bahane.

  Belki bir sonraki cinayet bir Busanante şarkısına dayanır.

  Gerek yok  Tecrübeli birinin yardımı lazım demiştin.

  Evet ama farklı  Aldın işte.

  Uzmanlığı gelecekteki cinayetleri önlememize yardımcı olur diyoruz.

  Soruşturmanın başından beri bize yardım ediyor.

  Hey  Aldığın şeyi bırak!

  -Hadi lan, o benim!

  -Siktir  Kımıldama şişko domuz!

  Delil çaldığın için tutuklusun.

  Ne aldın?

  -Rezalet.

  -Bu ne?

  Pasta.

  Dışarıda yiyecektim, etrafa kırıntı dökmeyeyim diye.

  Norma, pasta ayırmışsın, sağ ol.

  David, bu Jorge.

  Yeni ortağın.

  O benim babam.

  Olanları unutalım.

  Ben Jorge Elías.

  Dedektif Valentin.

  Güzel.

  Sana "Val" diyebilir miyim?

  -Hayır.

  -Ama çok janti.

  -Sana Jor desem?

  -İsterdim.

  -Olmaz.

  -Ama çok janti.

  Şunu demeyi keser misin?

  İyi Val.

  Teorini anlatacak mısın?

  Katil ilk notunda "gizli kökenler" yazmış.

  Süper kahramanların doğuşundan böyle bahsedilir, bu hale nasıl geldikleri yani.

  Felsefe okudum, Kriminoloji değil ama onun tarzından süper kahramanların kökenini yeniden yaratan bir katil olduğu belli.

  Kim bilir, neden.

  Hey!

  Ne yapıyorsun?

  Gözlük camların çok kirli.

  Nasıl görebiliyorsun, bilmem.

  Al, ara sıra temizle.

  Pasaklı olma.

  Teşekkürler, sanırım.

  Bir şey daha var.

  Rozet alacak mıyım?

  Giriş izni alacaksın.

  Evet ama pek havalı değil.

  Rozet isterdim.

  Aynı işe yarıyor.

  Sadece hava atmak istedim.

  Ona dokunma.

  -Kilitlemişsin.

  -Bırak.

  Ne yapmamı istiyorsun, bilmiyorum.

  Uzman olan sensin.

  Gözüne garip gelen bir şey olursa, gözden kaçan bir şey varsa bana söyle.

  Sihrini yap.

  Aman ne güzel, bütün iş bende.

 Antxon Azkar, Suspense #39 kurbanı.

  Nasıl telaffuz edilir, emin değilim.

  Bilbao'da doğdu ve Toledo'da silah yapıyordu.

  Ama Tony Stark gibi araçlar üretmemiş.

  Film silahlarının kopyalarını yapmış, değil mi?

  -"Koleksiyon silahlar" mı?

  -Evet.

  Bak.

  Mesela bu, Conan'ın kılıcı.

 Kill Bill'deki katanalar orada.

  Hattori Hanzo.

 Şu da Hayalet Süvari'deki balta.

  Ve tabii ki Buz, Ned Stark'ın Taht Oyunları'ndaki kılıcı.

  Dizide ismi o değildi, sadece kitaplarda.

  Kitap her zaman daha iyidir.

  Bu değerli şeylerin çoğunu dükkânımda satıyorum.

  Bunun gibi, Leonidas'ın kılıcı  Kaliteli şeyler.

  Bekle.

  Burada bir yanlışlık var.

  Ne oldu?

  O balta.

  Bu set, balta hariç, Yüzüklerin Efendisi'nden.

  Emin misin?

  Evet.

  Şey  Peter Jackson, çok uzatılmış bir versiyondan sahneleri silmediyse evet, eminim.

  -Tutabilir miyim?

  -Dokunma.

  Bu, bulduğum dördüncü parmak izi.

  Bilerek yapmış sanki.

  Çok tuhaf.

  Katiller işlerine imza atmaz.

  Kötüdürler ama aptal değil.

  O kötülük anlayışı  Onlar sadece hasta.

  İyiydi bu.

  Hadi sen bir yürüyüşe filan çık.

  Peki ya sonuçlar?

  Sence burası CSI mı?

  Parmak izini giriyorsun, bitiyor mu?

  Programın eşleşme bulması biraz zaman alır.

  Bir yere gitmek istemiyor musun?

  Pek istemiyorum da 

K GEZEGENİ - ÇİZGİ ROMAN DÜKKÂNI NEAL O'NEIL ZINCO'YA KARŞI

Hayır!

  Dumbledore ve Grindenwald mahvetti.

  Luna Lovegood'un Ravenclaw'u kadar eminim.

  "HAYATINIZIN ANLATICISI OLUN" -Val.

  -Ha siktir!

  Affedersin.

  Al, bu sana.

  Tüm öğleden sonra, yardımı olabilecek gizli kökenleri aradım buldum.

  Raflarda çizgi roman kaldı mı?

  Ne?

  Çok azalttım üstelik.

  Büyüyle ilgili olanı almadım: Doktor Strange ve Doktor Fate yok.

  Wonder Woman ve Thor gibi tanrılarla ilgili olanları da almadım.

 Green Lantern mi?

  Uygun aday mı?

  -Yeşil bir yüzük ve biraz hayal gücüyle  -Baksana.

  Kes sesini, beni dinle!

  -Sesi tanıdık.

  -Buna katlanacak parayı ödemiyorlar.

  Orası çok amaçlı oda.

 Pazartesi günleri Magic oynanır.

  Cuma Warhammer.

 -Bugün cosplay günü.

  -Ne?

  Kostümlü oyun yani.

  Anime tarzı gibi.

  -Bu o mu?

  -Evet.

 Yani bir geek mi?

  Bunu dedikten sonra, ben ve sihirli uzun saçlarım bu ders -bitti diyor.

  -Vay anasını!

  Yıl dönümü partisi.

  Cuma.

  Yardım lazımsa ya şimdi konuşun -ya da sonsuza kadar susun.

  -Öğrencileri pek iyi değil.

  Şişko parmaklarıyla bir şey dikemiyorlar, o yüzden kostümleri o yapıyor genelde.

  Çok para alıyor.

  Son dakika aramaları istemiyorum, mesela sen Felipe, "Yenilmezler olacağım.

  Bana bir Kızıl Cadı kostümü yap.

 " deme.

  -Tut şunu.

  -Olmaz canım.

  -Yani  -Ekstra kazanç demek?

  Çocuklar, gidebilirsiniz.

  Sen uzmansan neden Jorge'yle çalışmam gerek, anlamıyorum.

  Affedersin ama hayatımda hiç çizgi roman okumadım.

  Sadece film ve anime dizisi izlerim, kostüm giyerim.

  Demek tamamen normalsin.

  Bekle, bunu izlemek istiyorum.

 Peki dedektif, bizim gibi zavallı geek'ler arasında olmanı neye borçluyuz?

  Tahmin edeyim, berberin yakınlarda.

  Hayır, patronum bu konuda zırcahil olduğumu söyledi.

  Araştırmaya geldim.

  Patronun çok mutlu olmuştur.

  Şimdi sadece okumayı öğrenmelisin.

  Pardon ama kostüm giymek için biraz yaşlı değil misin?

  Sen de pisliğin teki olduğun için  Siz artık çıksanız ya lan!

  Senin olayın ne?

  Sence seninki kostüm değil mi?

  Bu ucuz, özenti, 90'lar polisi takımı, temiz tıraşlı, zengin çocuk saçınla?

  Sen de kostüm giyiyorsun, dedektif.

  Sen de bizim gibi kılık değiştiriyorsun ama arada ufak bir fark var.

  Senin kostümün kesinlikle berbat.

 Valar morghulis herkese, takım elbiseli hariç.

 Ona dracarys.

  Kesin sesinizi!

  Bir cinayeti araştırıyorum.

  Sizin gibi ezik değilim.

  Dikkatli olun.

  Sen dikkatli ol.

  Bak, Felipe dişçidir.

  Toño'nun eczanesi var.

  Pepe, tapu sicil müdürü.

  Isabel bir yargıç.

  Bu adamı tanımıyorum çünkü hiçbir şey almıyor.

  Her şeyi indiriyorum.

  Ben Galván.

  Madrid'in en önemli aeronotik şirketi benim.

  Bir ayda, polisin bir yıllık maaşından fazla kazanırım.

  İşte.

  Bu, benim arabam.

  Senin araban ne?

  Gördün.

  Onların parasını ödemen lazım Val.

  Ne kadar?

  145 avro.

  Kartla mı?

  Ne demek 145 avro?

  Kim bunun için 145 avro öder?

  Belki de ezik olmayan insanlar?

  Eminim okulda başka çocuklara isimler taktın, en seksi kızla çıktın.

  Üzgünüm.

  Burada kıymeti yok.

  Benim dükkânımda  geek sensin.

Geek, garip hareketler yapan karnaval oyuncusu; (Bilgisayar, İnternet) Internet "delisi" .

  Beni tanımıyorsun.

  Kim olduğumu bilmiyorsun.

  Biraz saygılı olun.

  Ortağım o.

  Dalga geçmek istiyorsanız bir şey alın.

  Ben her şeyi İnternet'ten indiriyorum.

  O kadar kötü mü?

  Bendis mi yazmış?

  Kimdir, bilmem ama dükkânda hep eleştirilir.

  Niye hâlâ buradasın?

  Masanda yalnız mı yemek yedin?

  Ne istiyorsun?

  Balta işe yaradı.

  Bruguera aradı.

  Bir şüphelimiz var.

  Kaldır kıçını.

  Adamın adı Jordi Forúm, piromani geçmişi olan bir itfaiyeci.

  Galiçya'da yangın çıkarmış.

  Yedi kişi ölmüş ve bu pislik, jüriyi cezai ihmal olduğuna ikna etmiş.

  Bir aydan biraz fazla hapis yatmış.

  Retiro Park yakınlarında yaşıyor.

  İşte tüm bilgileri.

  Evrak işini bitirdiğimde ben de geleceğim.

  Jorge'yi almayı unutma.

 Ne heyecanlı be Val.

  Kahraman ve yardımcısı kötü adamın saklandığı yere gidiyor.

  Tek ihtiyacımız film müziği.

  Temizle şunu.

  -Neyi?

  -Hepsini.

  İşte burada.

  Yıllardır bir CD çekmemiştim ama arabanda sadece o var.

  Dinle bak.

 Batman  -Kapat şunu!

  -Yapma Val.

  Gerçek bir katil arıyoruz.

  Biliyorsun, değil mi?

  -Tabii ki.

  -O zaman büyü biraz!

  Çizgi romanları anlatıp duruyorsun.

  Süper kahramanlar çok saçma.

  Çocuklar içindi.

 Sadece çocuklara değil.

  Yetişkinlere de var.

  Watchmen duymadın mı hiç?

 Watchmen siktirsin!

  Karşı karşıya gelsen bir süper kahramana ne derdin?

  Hayır, gerçekten söyle.

  Ne derdin?

  "Merhaba Süpermen.

  Memeli bir adamım ve küçük çocuk tişörtleri giyiyorum.

 " Eminim etkilenir.

  Neden süper kahramanlardan böyle nefret ediyorsun?

  Etmiyorum.           

  Olay o değil.

  Günü gelince çocuklara söylüyorsun, Müneccimler de, Noel Baba da gerçek değil.

  Lanet Diş Perisi gerçek değil.

  Ama kimse "Kahramanlar gerçek değil" demiyor.

  Kimse sevdiklerini kurtarmaya gelmiyor.

  Bunu küçük yaşta öğrendim.

  Okulda popülerdim çünkü çok neşeliydim.

  Okul, şişman çocuklar için de eğlenceli değil.

  Her gün dayak yerdim.

  Sonra abim okula götürmeye başladı.

  O çocuklar da gününü gördü.

  -Abinle yakın mıydınız?

  -Hayır.

  Benimle dalga geçtikleri için üç adamı döver eve dönerken bana "yağ tulumu" derdi.

  Abiler böyle mi yapar?

  Bilmiyorum.

  Abim olmadı.

  Affedersiniz.

  Memur bey, ben Dedektif David Valentin.

  Ne oluyor?

  İki gündür o bacadan duman çıkıyormuş.

  Diğer dairelere de girmeye başlamış.

  Neler olduğunu anlamak için bizi aramışlar çünkü  Hanımefendi lütfen.

  Geri çekilin.

  Herkes geri çekilsin.

  Geri çekilin!

  Olay nedir?

  Giremiyoruz, arama emrini alana kadar beklemeliyiz.

  -Ben deneyeyim.

  -Hayır Jorge.

  -Val.

  -Olmaz.

  Buraya gel!

  Özel Ajan Jorge Elías Galiardo, -hemen içeri girmem gerek.

  -Yapma yahu.

  Bir saniye.

  Galiardo?

  Yağ Tulumu sen misin?

  Yağ Tulumu o!

  -Yağ Tulumu!

  -Hey!

  -Yeter.

  -Ne yeter?

  Hey!

  Yukarıda neler oluyor?

  Bir bakalım.

  Norma Celiméndiz, Cinayet Büro Şefi.

  Memur bey, adamlarımın neden dışarıda olduğunu açıklar mısınız?

  Dedektifine hâkim kararını beklediğimizi söyledim.

  Haklısın.

  Sorun şu ki zavallı adam yeni.

  Buraya yeni atandı ve buralarda işler nasıl yürür, bilmiyor.

  Baksanıza!

  Kapı açıldı!

  Polis!

  Polis!

  Daireyi arayın!

  -Yürüyün!

  -Her yeri arayın, lanet olsun!

  Yürüyün!

  Polis!

  Arayın!

  Siktir, çok soğuk!

  Hadi!

  Arayın!

  Devam edin!

  Temiz!

  Bir bok göremiyorum!

  Siktir, burası buz gibi!

  -Pérez!

  -Geliyorum!

  -Yürüyün!

  -Şuraya!

  İlerleyin!

  Geri çekilin!

  O ne?

  Duyuyor musunuz?

  -Evet.

  -Nereden geliyor?

  Üstümden kalkar mısın?

  Elbette, evet.

  Harika.

  Seksi hatunu koru, şişkoyu siktir et.

  -Kapa çeneni!

  -Sakin ol.

  Sıcaklık farkı patlamaya sebep oldu.

  Buz gibi ama soğuk hava üniteleri fazla ısı yayıyor.

  Gidelim.

  Yürüyün.

  Burada bir şey var!

  Jordi Fórum!

  Balbino Blázquez ve Antxon Azkar cinayetlerinden tutuklusun!

  Canlı canlı yanıyor!

  Camı kırmanın bir yolunu bulmalıyız!

  Bekle!

  İç basıncı hesaplayıp düşünerek hareket etmeliyiz.

  Ölmüş.

  Aşikâr değil mi?

 Fantastik Dörtlü'den Ateş Adam'ın kökeni.

  İnsan Meşalesi.

  Jorge.

 Evet.

  Marvel Comics #1.

  Mesele İnsan Meşalesi'nin kökeni ama senin bildiğin değil.

  Bu, Fantastik Dörtlü'nün karakteri değil.

  Klasik Meşale havayla temas ettiğinde yanan bir robot.

  Ama ölmüyor çünkü o bir robot.

  Pek de canlı sayılmaz.

  -Yaşıyor!

  -Bırak onu!

  Jorge!

  O iyi mi?

  Bu pislik bayıldı.

  Bu bok ne böyle?

  Tanrı aşkına!

  Allah kahretsin!

  Jordi Fórum olduğunu doğruladık.

  Dişlerinden.

  Şuna bakın.

  Çıkarmaya çalışırken neredeyse tüm deri kıyafete yapışıyor.

  Gördün mü?

  Üzüm soymak gibi.

  Bak.

  Çok korkunç.

 Gantz ya da Berserk gibi bir şeye benziyor.

  Bruguera, lütfen anlayabileceğim bir şey söyle.

  Olay şu, tüm sıvıları kaynamaya başlamış.

  Gözleri yuvalarında kaynamış, burnundan ve kulaklarından gri madde akmış.

  Peki ya kıyafet?

  Evet, kıyafeti vücudunu soğuk tutmuş, tüplerle beslenmiş, sıvı kaybı önlenmiş.

  Böyle aşırı şartlarda ne kadar yaşayacağını görmek için bir deney gibi sanki.

  Ne kadar dayanmış?

  Yanıkların derecesi ve kangren azlığına bakılırsa hesaplarıma göre canlı canlı yakılması üç gün sürmüş.

  Düşük ısıda.

  Peki   o zaman.

  -Şimdi ne olacak dedektif?

  -Efendim?

  Peki.

  Soğutucu ünitelerin izini sürebilirim veya her ne haltsa onlar.

  Ama muhtemelen Jordi Fórum satın aldı, o yüzden bir bok çıkmaz.

  O yüzden eve gidip duş alıp terli, şişko bir adam gibi kokmayan bir şey giyeceğim.

  İlk defa beğendiğim bir şey giymişsin.

  Üzerine uyarsa mükemmel olur.

  Şu anda cidden şaka mı yapıyorsun?

  Bir şüphelimiz vardı ve öldü.

  Bana yardım edebilecek tek polisi de zorla emekli ettin.

  -Başlama.

  -Evet!

  -Deneyimine, vizyonuna ihtiyacım var.

  -Zorlama.

  Hayır!

  -Olmaz.

  Bugün son günüydü.

  -Norma.

  Norma, kuralları hep çiğniyorsun.

  Neden bu konuda bu kadar katısın?

  Çünkü Cosme kanser, lanet olsun.

  Ne kanseri?

  Tedavisi olmayan bir tür.

  Onunla pek vakit geçirmedin ama nasıl olduğunu gördün.

  Kemoterapi falan, hiçbir şey istemiyor.

  Jorge biliyor mu?

  Hayır, ona henüz söylemedi.

  Ona söylemeliyiz.

  Aklından bile geçirme.

  Mahvolur.

  O sadece bir çocuk, görmüyor musun?

  Üç yıl önce abisini kaybettiğinde hazır değildi.

  Babasının ölümünü nasıl karşılar sence?

  -Buna sen karar veremezsin.

  -Neden olmasın?

  Polis merkezindeki sınavda ortaya çıkmış.

  Ben de raporu istedim.

  İstemeseydim kimse bilmeyecekti.

  Onu erken emekliye ayırdım, dinlenir, tatil yapar, keyfini çıkarır.

  Anladın mı?

  Sence evde kalmak, bize yardım etmekten çok mu keyif verecek?

  Evet.

  Bir polis asla emekli olmaz.

  Ölüm, bir polis için tek emekliliktir.

  Fazla film izlemişsin.

  Prova mı yaptın?

  Dün spor salonunda.

  Gayet iyi başardın.

  Beni benden aldın.

  Val.

  Şey  Beni eve bırakır mısın?

  Metro kapandı.

 Geliyorum!

  Hey!

  Bu ne sürpriz!

  -Öğle yemeğine yetiştim mi?

  -Tabii ki.

  Git, tembel Jorge ne yapıyor, bir bak.

  Koridorun sonunda.

  -Al.

  -Çok teşekkürler.

  Yemek hazır sayılır.

  Jorge.

 Duyacaksın bana saygı Değilim ailenin parçası  Afrodizyak rap  Tanrım!

  Bunlara ne kadar harcamıştır?

  Küçük bebekler  GEÇEMEZSİNİZ Nesin sen?

  Aptal mı?

  Niye kapıyı çalmadın?

  Kapıyı çaldım, kafana kalem bile attım.

  Yemek hazır!

  Bir daha o kapıyı açma.

  Jorge  Özel bir rezerv o.

  Anlamıştım.

  Cosme, büyük oğlunun fotoğrafını gördüm.

  Onunla gurur duyuyor olmalısın.

  -Öldü  -Bir kahraman gibi.

  Herkesin aynı şeyi söylemesi komik.

  Tanrım, Jorge.

  Öyle bir abin var diye minnet duymalısın.

  Her okuduğumda bana vurmayan birini tercih ederdim.

  Sadece çizgi roman okumayı bırakıp diğer çocuklarla oyna diye dışarı çıkmanı istedi.

  Bir şey diyecek bir babaya hayır demezdim.

  Babanı ne cüretle şikâyet edersin?

  Tabii senin öyle dertlerin yoktur.

  Seninkilere ne oldu?

  Mort oldular, biliyorum ama nasıl?

  -Lanet olsun Jorge Elías!

  -Hayır, sorun değil.

  Sorun değil.

  Bilmen şartsa  Sekiz yaşındaydım.

  Özel bir gün olduğunu biliyordum çünkü yeni kıyafetler giyiyordum.

  Sinemadan eve dönerken bir adam bize saldırdı.

  Sadece para istedi.

  Annemi bir şırıngayla tehdit etti.

  Babam da onu korumak istedi.

  Adamın silahı vardı.

 Silahı bir Guardia Civil'den o gün çaldığını sonra öğrendim.

  Ve ateş etti.

  Annem çığlık atmaya başladı, onu susturmak için öldürdü.

  Onu hiç bulamadılar.

  Kirli hissettiğimi hatırlıyorum.

  Annem  Annem hiç kirlenme diye bana söz verdirmişti.

  Bazen tüm o kanla kaplıymış gibi hissediyorum.

  Neyse  Sanırım çok uzun anlattım.

  Hikâye bu.

  İşte böyle.

  Ne?

  Cidden mi?

  -Şaka yapıyorsun.

  -Ne diyorsun?

  Meraktan, ailenin dosyasına baktın mı hiç?

  Hayır da  Kişisel dosyalara bakılamaz.

  Siktir et onu.

  Baba, yemek çok güzel ama gitmeliyiz.

  Jorge.

  Jorge!

  Norma'yı ara.

  Ne?

  Neden?

  Oğlum, ara sen onu.

  1989'da olmuş.

  Bu iş uzun sürebilir çocuklar.

  Sakın sızlanma.

  Evde Naruto kostümü dikiyordun.

  Bu, daha eğlencelidir.

  Kes sesini, çünkü beni burada tavşan kostümüyle kişisel dosyaları inceler halde bulurlarsa -başım büyük belaya girer.

  -Cinayet Büro Şefisin.

  Buraya girmek için bir form doldurman yeter.

  Hay aksi.

  İzin istemek sıkıcıdır.

  Tüm eğlencesini kaçırır.

  GENÇ ÇİFT OĞULLARININ GÖZÜ ÖNÜNDE ÖLDÜRÜLDÜ işte bu.

  Bakayım.

  Bak.

  Bakayım.

  Lanet olsun.

  Ne?

  Bak, bu olay yerinde bulunan nesnelerin listesi.

  Bir kelime ve bir sayı olan bir kupür varmış.

 Detective #33.

  Bir çizgi romandan, değil mi?

  -Evet.

  -Evet.

 Detective #33 çizgi romanı, Batman'in köken hikâyesinin sayısı.

  Thomas ve Martha Wayne sinemadan çıkarken oğullarının gözü önünde öldürülür.

  Şaka bu, değil mi?

  O bir keşti.

  Öylesine biriydi.

  Tipini veya yalnız çalışıp çalışmadığını bile bilmiyoruz.

  Oradaydım.

  Bu imkânsız.

  Olamaz.

  Olamaz, Tanrım.

  Olamaz!

  Siktir!

  Olamaz!

  Bu imkânsız!

  David  Bunlar olası cinayetlerinin listesi.

  Ne anlama geldiklerini söyleyeyim mi?

  -Bırak.

  -Evet.

  Hayır.

  Kaç cinayet daha işleyecek, hangi sırayla, onu bilmiyoruz.

  Bilseydik bile hiç faydası olmazdı.

  Yedi ölümcül günahtan ilham alsaydı daha kolay olurdu.

  O kadar zor olmamalı.

  Tüm süper kahramanlara takmış bir ezik arıyoruz.

  Hepsine değil.

  Şimdiye kadar seçtiği tüm kökenler Gümüş ve Altın Çağ'dan.

  Epey eski çizgi romanlar.

  Ezik olduğundan o kadar emin olma.

  Bir organ nakli makinesi, çok pahalı soğutma ekipmanı, emlak ve sessizliğe sahipti.

  Bu adam para saçıyor.

  Peki, tamam.

  Eski çizgi romanları seven  ve çok parası olan bir geek arıyoruz.

  Bir şeyi değiştirmez.

  Bir dakika.

  Evet.

  Bu, bir şeyleri değiştirir.

  Gel Val.

  -Nereye?

  -Gel işte.

  Norma, bu arada   dükkânı kilitlerken ışıkları kapat.

  Tamam o zaman.

  Görüşürüz orospu çocukları.

 Maske?

  Selam Paco.

  Ben Jorge Elías.

 Evet, eminim öylesindir.

 Şifre mi, bilmece mi?

  Şifreyi bilmiyorum.

  Bilmece.

 Altın gibi görünür.

 -Muz.

  Cevap  -Ne?

 Biriyle misin?

  Kim o?

  Kimse, fikri olmayan sinir bozucu arkadaşım.

 -Yalan söylüyorsan  -Hayır.

  Cevap  Mu, Aldebaran, Saga, Ölüm Maskesi, Aiolia, Shaka, Dohko, Milo, Aiolos, Shura, Camus, Afrodit.

  Altın gibi görünen Zodyak Şövalyeleri.

  Cevap muzdu.

  Paco, krizden sonra dükkân kapattı, artık yasa dışı kitap satıyor.

  İnsanlara karşı çok temkinli, ben konuşayım.

  Merhaba.

  Jorge, Jorgito Elías  Maske'ye geldiğine göre çok önemli bir şeye ihtiyacın var.

  Küçük erkek arkadaşın kim?

  Bu çizgi roman listesi kimde var, bulmalıyım.

  Muazzam bir koleksiyonmuş.

  Sadece müzayede evleri bu bilgiyi verebilir veya CGC sertifikası olanlar.

  Sende o sertifika var.

  Vardı.

  Kodlarımı kullanırsam insanlar hâlâ çalıştığımı anlar.

  Bu bilgi bir katili durdurmamıza yardım edecek.

  İnsanlar ölüyor.

  Zerre umurumda değil.

  İnsanlar abartılıyor.

  Kedi öldürmeye başlayan olursa haber ver.

  Para veririz.

  Ne kadar?

  Jorge  Bu adama para mara  Sus sen.

  Ne istiyorsun?

  Neal O'Neil mi?

  Zinco Neal O'Neil'a Karşı, kapakta tüm kahramanların imzasıyla.

  -Benden çalmıştın.

  -Açık artırmada hakkımla kazandım.

  Evet, tabii.

  Öyle diyorsan öyledir.

  Bedeli bu.

  Tamam mı?

  Tamam.

  Neler oluyor?

  Ruhunu Şeytan'a satıyor gibisin.

  Bazı çizgi roman sahiplerinin bir kaydı var.

  Siegel-Shuster Almanak'ı deniyor.

  Bazı özel çizgi romanlar var, Superman #1 gibi, değeri bir milyon dolardan fazla.

  Bir milyon mu?

  Katilin kullandığı çizgi romanlar en az yarım milyon dolarlık.

  Ama o çizgi romanları senin dükkândan aldım.

  Orijinal Amerikan sayılarını diyorum.

  60, 80 yıl önce yayınlanmışlar.

  Belki katil onları aldı ve Almanak'talar.

  -Denemeye değmez mi?

  -Neden peki sen  İspanya'da   sadece bir kişi var.

  Bu dört sayı da onda.

  Nerede peki o kişi?

  Madrid.

  Teşekkür ederim.

  Kaybolun.

  Neredeyse yemek vakti.

  Sonra da otuzbir çekeceğim.

  Victor Vid!

  Google'a göre, o bir müteahhit ve hayırsever.

  Gitmemiz gereken  Ne oldu?

  Ben oyum, değil mi?

  Sonum onun gibi olacak.

  -Ne?

  -Paco gibi.

  Yalnız, kedilerle sarılmış.

  Geçmiş Günler Gelecek'teki halim bu.

  Kes şunu.

  Baban var.

  -Ya hastalanırsa?

  -Dükkândaki insanlar var, değil mi?

  Beni sevmiyorlar.

  Norma da bir sevgili bulur.

  Hoşlandığı biri mi var?

  Var mı?

  Dükkânı terk eder.

  Ben varım, değil mi?

  Arkadaşız biz.

  Öyle miyiz?

  Elbette.

  Gel.

  Seni eve bırakayım.

  Baban merak etmiştir.

  -Peki Victor Vid?

  -Önce Norma'ya söyleyelim.

  Yarın peşine düşeriz.

  Hadi gel.

  Gidelim.

  Çok teşekkürler.

  Ben C-45.

  Bana bir adres lazım.

 Devam et.

  Adı Víctor Vid.

  "Önce Norma'ya söyleyelim.

 " Beni ne sanıyor?

  MADRID'DE HAYATI KEŞFEDİN SURCO İNŞAAT  İşte Víctor Vid.

 Aradığın o değil mi?

 Çok şükür ölmüş.

  Yoksa başın büyük derde girerdi.

 Bir kahraman daha soğukkanlı olmalı.

  Kahraman diye bir şey yok!

  Seni psikopat!

 Bu doğru.

  Sen kahraman değilsin.

 Ama bulmacayı çözdün, kötü adamın saklanma yerini buldun.

  Kötü adam filan yok, sadece bir kaçık!

 Evet, burada bir kaçık var.

  Ama o, ben değilim!

  Soluduğun halüsinojenik gaz için kusura bakma.

  Ama zihnini genişletmek dersini almana yardımcı olur.

  Beni öldüreceksen bari kim olduğunu söyle.

  Bana Profesör Nóvaro diyebilirsin!

  Profesör Nóvaro!

  O ne lan?

  "Nóvaro" bir isim.

  "Profesör" ise benim yazgım.

  Sana bir sürü şey öğretmem lazım.

  Beni neden yenemediğini biliyor musun?

  Çünkü basit bir adamsın!

  Daha fazlası olmayı öğrenmelisin.

  Acı verse bile!

  O zaman bugün şanslı günün.

  Çünkü ben bir adamdan fazlasıyım.

  Ben bir kadınım.

  Uzaklaş ondan.

  Uzaklaşmazsam?

  İşte çok aptalca bir soru.

  Kafana kurşunu yersin!

  Siktir!

  Kimse yoktu.

  O kadar, geçen seferkinin aynısı.

  -Sonra görüşürüz.

  -Tamam.

  İki daire daha kapatılmış ama sitenin diğer tarafında.

  Yani kimse bir şey görmemiş.

  Bunca zamandır canı ne istediyse yaptı.

  Beni koruduğun için sağ ol.

  Tekrar öyle bir salaklık yapmayarak teşekkür et.

  Kimseye söyleyecek zaman yoktu.

  Polis salak mı sence?

  Tek başına geldin çünkü ölsün istedin.

  -Hiç de bile.

  -Öyle.

  Buna izin yok.

  Bu manyakların seviyesine asla inemezsin.

  Beynine dövme yap bunu.

  Kafama beyzbol sopasıyla vurulmuş gibiyim.

  Öyle oldu sayılır.

  Metal bir yüz, bir canavar hatırlıyorum.

  Soluduğun gaz yüzünden.

  Maskeli bir adamdı.

  Canavar çok gerçekçiydi.

  Sadece bir adamdı.

  Nóvaro.

  Kendine "Nóvaro" diyor.

  Basit bir adam olmaktan bahsetti.

  Sanırım beni kalkan olarak kullandı ama sen yine de onu vurdun.

  Ben mi?

  -Hâlâ gazın etkisi herhalde.

  -Emin misin?

  Neden bunu yapayım?

  Deli olmam gerekir.

  Sence ben deli miyim?

  Şuna bir bakayım.

  Geldim.

  Ne bok yemeye böyle giyinmiş?

  Çünkü bugün yıl dönümü partisi.

  Yaklaşık 14 saat sonra?

  Dün gece denedim ve çıkaramıyorum.

  Erişemiyorum.

  Tamam Ibarra.

  İyi haber ver.

  Victor Vid'le ilgili ne biliyoruz?

  Binanın sahibi.

  Hesaplarını kontrol ettik.

  Bir milyonermiş.

  Birkaç yıl önce abartılı alışverişlerle servetinin yarısını harcamış.

  Diğer yarısı da yavaş yavaş nakit olarak çekilmiş.

  Başka cinayetlerde mülklerini kullanılıp kullanmadığına bakıyoruz ama çok fazla var.

  Madrid merkezde bir malikâne bile var.

  Oradan başla.

  Bir ekip gönderdik.

  Bir şey çıkmadı.

  Tamam o zaman.

  -Parmak izi çıkarsa haber ver, olur mu?

  -Evet.

  Parmak izi arıyoruz.

  Hadi parmak izleri.

 Amazing Fantasy #15'ten bu.

  Örümcek Adam'ın kökeni.

  Bu, X-Men'in kökeni.

  Sonraki cinayet için ipucu olacak bir şey görüyor musun?

  Diğer çoğu köken gibi bunların da radyoaktiflikle ilgisi var.

  Bu yüzden mutantlara "atomun çocukları" denir.

  Ama   bence bu adamda atom bombası yoktur, ne dersin?

  Boş.

  Bruguera aradı.

  Victor Vid'le ilgili bir şey bulmuş.

  Hadi gidelim.

  Daha kötü kokması gerekmez mi?

  Dostum, adam mumyalanmış.

  Ne bekliyordun?

  Ne kadar süre önce ölmüş, emin olamayız ama en azından dört ya da beş yıl.

  Yani bunca zamandır biri, Victor Vid'in kimliğini kullanıyordu.

  Herif, George R.

 R.

  Martin'in hayranlarından bile sabırlı.

  Ve onu formaldehitten yakın zamanda çıkarmış.

  Öldükten sonraki kurşun yaralarına gelince hedef çalışması gibi olmuş.

  Şiddet belirtisi bulamadığım için zehir izleri aramaya başladım ve sıkı durun  Polonyum 210 izleri var.

  -Ve?

  -Şaka yapıyor olmalısın!

  -Biliyorum.

  -Neyi biliyorsun?

  -Neler oluyor?

  -Üzgünüm.

  -Sikerler.

  -Norma, ne oluyor?

  Radyoaktif.

  Radyasyon varsa meseleyi millî güvenlik ele alır.

  Dava, Millî İstihbarat'a gider.

  -Saklamanın bir yolu var mı?

  -Delirdin mi?

  Birkaç yıl önce başka bir polonyum 210 vakası vardı.

  Birkaç önemsiz örnek kayboldu.

  İç İşleri kafayı yedi.

  Şimdi ne olacak?

  Bu kadar mı?

  -Bilmiyorum.

  -Bitti mi?

  Bilmiyorum.

  Gerçi raporu biraz erteleyebilirim.

  Yarın sabaha kadar bekletirsem şüphe çekmez.

  -Hayır.

  -Evet.

  Hayır, izin veremeyiz.

  Öğrenilirse başı derde girer.

  Girsin!

  Tek yaptığım, cinayet kurbanlarını kesip açmak.

  Bu esnada idari bir hata yüzünden sanıklar serbest geziyor.

  O yüzden bir kez olsun onu yakalayacaksanız çuvallayacak olan ben olayım.

  Bruguera, çok teşekkürler.

  Teşekkürler!

  Hey  Nereye gittiğini sanıyorsun?

  Tanıdığım en iyi polisi bulmaya.

  Dur.

  Patronun olduğumu unuttun mu?

  Böylece gidebileceğini mi sanıyorsun?

  Üzgünüm.

  Bir şey unuttum.

  Demek istediğim bu değildi ama  Peki.

  Tam vaktinde geldin.

  Gir içeri.

  Neden cesedi saklandığı yerden çıkardı?

  Hiç mantıklı değil.

  Ceset, onun için bir risk.

  Ayrıca bu kimliği daha uzun süre kullanabilirdi.

  Evet.

  Ya bir hata yaptı ya da hakkında öğrenmemizi istediği başka şeyler var.

  Başka bir şey.

  Düşünelim.

  "Victor Vid" ismi bizi duvara götürüyor.

  Duvar da bizi bir sonraki adıma götürmeli.

  Bilmiyorum.

  Örümcekleri aldığı evcil hayvan dükkânına birini gönderdim.

  Bruguera, polonyumun izini sürmek birkaç gün sürer dedi.

  O zamana kadar çok geç olabilir.

  Evlat, zaten geç kaldık sanırım.

  Bak.

  dramatik olaylar.

 Kimliği belirlenemeyen 16 yaşında bir erkeğin cesedi  bu sabah panayır alanları  açıldığı sırada bulundu.

 Ceset, bileklerinden tavana asılı bir hâldeydi.

 Bir polis memurunun ifadesine göre  gördüğü en kötü manzaraydı.

  Ne yapacağız?

  -Markete gidiyorum.

  -Ne?

  Ibarra merkeze gitmeden içeri girip araştıramam.

  Peki ya ben?

  Doğrusu danışmanını arasan iyi olur.

  Görüşürüz.

 Madrid'de bir dizi korkunç cinayeti  polis de henüz çözebilmiş değil.

  Bu köken  Evet, anladım.

  Aptal değilim.

  Başka bir şey?

  Bir şey görüyor musun?

  Bir şey var mı?

  Harika.

  Bugün küçük bir çocuk öldü.

  Bugün rapor Millî İstihbarat'a gidecek.

  İşimiz bitecek.

  O puştun ne istediğini hâlâ bilmiyoruz.

  -Bilmiyor muyuz yoksa kabul mu etmiyorsun?

  -Ne?

  Nóvaro, bir süper kötü olduğunu düşünüyor.

  Bir süper kahraman yaratmaya çalışıyor: Sen.

  Aileni 20 yıl önce öldürdü ve sen Madrid'e geldiğinde cinayetler başladı.

  Çok bariz değil mi?

  Tüm bu saçmalıkların arasında açık ara en kötüsü buydu.

  Norma, lütfen bizi gerçek dünyaya döndür.

  Ona katılıyorum.

  Çılgınca ama açık.

  Gerçekten mi?

  Peki.

  Hayatı rol yapma oyunu gibi görerek eğleniyorsunuz ama insanlar ölüyor, çizgi roman karakterleri değil!

  David, o pisliğin dediğini yapmayacağız.

  -Ama gerçeği kabul etmelisin.

  -Siktir et!

  İkiniz de rahat bırakın beni.

  Babanın hasta olduğunu biliyor muydun?

  Çok hasta.

  Siz kostümlü oyunlarınızla meşgulken gerçek hayatta bunlar oluyor.

  Tanrım.

  Baba.

  Burada ne işin var?

  Ne giydin öyle Jorge?

  Bugün dükkânın yıl dönümü.

  Nasılsın?

  Yardım edebilir miyim?

  Hayır, boş ver.

  -Versene.

  -Yok.

  Bırak, lanet olsun!

  Tamam, sağ olasın.

  Özür dilerim baba.

  Ne için?

  Şey  Javi'ye olanlardan sonra tam bir pislik gibi davrandım.

  Sorun değil.

  İkinizin daha iyi geçinmesini isterdim.

  Bir hayaletle rekabet etmek çok zor.

  -Veya şimdi David'le.

  -Jorge, rekabeti bırak.

  Buradasın ya.

  Ve dönüştüğün kişiyle gurur duyduğumu söylemeliyim.

  Hem de çok.

  -Gerçekten mi?

  -Evet.

  Ve abin   beni mutlu etmek için polis oldu.

  Ama buna rağmen onunla gurur duyduğumu hiç söyleyemedim.

  Eve gidelim.

  Sana bir şey göstereceğim.

  GEÇEMEZSİNİZ Jorge  Bekle Jorge.

  POLİS Bu Javi'nin üniforması mı?

  Evet.

  Ele geçirmesi zordu ama bunca zamandır bendeydi.

  Ben burada tutmak istemiyorum.

  Dükkâna götüreceğim çünkü bir kahramana aitti.

  -Bir saniyeliğine gözümü ayırdım.

  -Sorun değil.

  -Kardeşini yalnız bıraktın.

  -Dövüş oynamadı.

  Bana cevap verme.

  Hadi!

  -Ben Thanos'um!

  -Umurumda değil.

  Ayağını denk al.

  Elini ver.

  Hey!

  Dur bakalım!

  Gel buraya.

  Kardeşin başına neler geleceğini bilmiyor.

 Batman  ONUNCU YIL DÖNÜMÜ İçeri giremezsin.

  Neden?

  Sana kostüm lazım.

  Bu bir kostüm mü?

  Jorge'yle konuşmalıyım.

  Jorge sadece kostümlü insanları almamı söyledi.

  -Saçmalamayı kes.

  Burada mı?

  -Hayır, pizza almaya gitti.

  Yerine beni bıraktı.

  Ben Heimdall, Gökkuşağı Köprüsü'nün koruyucusuyum.

  -Lanet köprü koruyucusu, Norma burada mı?

  -Hayır.

  Henüz gelmedi.

  Bana bu müthiş kostümü yaptı.

  Harika.

  Muhteşem.

  Ben polisim.

  Geç.

  Hangi filmden?

  Gerçek bir polis.

  Jorge, gelirsen diye sana bir kostüm ayırdı.

  Şaka mı bu?

  MİLLî POLİS TEŞKİLATI İyi akşamlar.

  Yok artık.

  O psikopat beni kovsun mu istiyorsun?

  Son bir iyilik.

  Sana biraz badem ezmesi getirdim.

  Teşekkürler.

  İşte o zaman Nazi bulabileceği en pahalı kupayı alır, sanki altın ve yakutla kaplıymış gibi elinde tutar ve şöyle der, "Bu, Krallar Kralı'nın kupası.

 " ve içer.

  Ama işi batırır, farkında da değildir.

  Parçalanan bir iskelete dönüşür, tamam mı?

  Sonra Indiana, bulabileceği en berbat bardağı alıp "Bu bir marangozun kupası.

 " der.

  Bak, tüylerim diken diken oldu.

  Harika bir şey.

  -Filmi hatırladın mı?

  -Hayır.

  -Hatırlamıyorsun  -Pizza geldi!

  Sonra konuşuruz.

  -Ananaslı olanı istiyorum!

  -Açlıktan ölüyorum!

  Demek kostümü buldun?

  Edna Mode bile Norma'dan daha iyi iş çıkaramazdı.

  -Çok hoşuna gitti bu iş.

  -Sana isim lazım.

  Bir fikrin var mı?

  Gece Bekçisi.

  Sarı Kapüşon.

  Dışarıda konuşabilir miyiz?

  Adın saygı uyandırmalı ve tek başına tehlikeyle yüzleşmekten korkmadığını belli etmeli.

  -Lütfen.

  -Aslında yalnız değilsin çünkü üç kişiyiz.

  Bu üçgeni açıklıyor.

  Sen üçgenin verteksisin.

  Mükemmel, ben Üçgen Adam.

  Hayır, Verteks'sin.

  Verteks'im.

  Bir de süper kahraman adım oldu.

  Lütfen dışarıda konuşabilir miyiz?

  Ne diyeceksen burada de.

  Sonra git.

  Anime karaoke başlayacak.

  Sana ihtiyacım var.

  Tamam mı?

  Bana yardım edebilecek biri varsa o sensin.

  Başka?

  Özür dilerim.

  Teşekkür ederim.

  Özrünü kabul ediyorum ve ben de özür dilerim.

  Öp!

  Norma'ya iktidarsız olduğunu söyledim.

  Ne?

  Çocuklar, götlük etmeyin!

  Peki, teorine göre, şimdi ne olacak?

  Genelde kötü adam istediğini elde edemezse bir sonraki suçunu daha da abartır.

  Genelde kişiselleşirir.

  Kahramanın sevdiklerinin peşine düşer.

  Aile, arkadaşlar, sevgililer Born Again'deki Kingpin ve Daredevil gibi.

 The Killing Joke'da Joker ve Batman gibi.

  Gwen Stacy'yi öldürdüğünde Green Goblin gibi.

  Millet, bu özel bir sohbet, yuvarlak masa tartışması değil.

  Siktirin gidin.

  Sorun değil.

  Sevdiklerim yok.

  Doğru, sorun şu ki yardımcılar hep ilk öldürülür.

  Batman'in Robin'i beş yılda bir ölür.

  Sonra hayata döner.

  Olmaz.

  Sen benim yardımcımsın ve tehlike yok.

  Sonunda yardımcın olduğumu kabul ettin.

  -Siktir, tabii ya.

  -Ne?

  Nóvaro, beni yardımcın olarak görmüyor.

  -Ne?

  -Geçen gün seni ben kurtarmadım.

  Norma.

  Daha uzun süre kalacak mısın?

  Hayır, neredeyse bitti.

  Celiméndiz beni öldürecek.

  Tamam.

  KALICI SAKATLIK VICTOR VID VELASCO NAKİL TALEBİ  Beklemenizi kolaylaştırmak için Dragon Police'ten şarkı söyleyeceğim.

 -Kahretsin, tam bir geek.

  -Ne diyor?

  Lanet telesekreter çıktı.

  K GEZEGENİ Norma!

  Cidden mi?

  Yani  Ne oldu?

  -Cosme.

  -Ne oldu?

  Sokakta saldırıya uğradığı.

  Bir saat önce.

  -Evet?

  -Dur, dinle.

 Merhaba kahraman.

 İyi bir öğrenci olamadın.

 -Ama sana bir şans daha vereceğim.

  -Bu Nóvaro!

  -Cosme nerede?

  -Nerede o?

 Dedektif Galiardo'yu dert etme.

  Beni dinle.

  Neler oluyor?

  Bu ne lan?

  Ne yaptın?

 Güzel.

  Sanırım limonatadaki polonyum etkisini gösterdi.

  Limonata.

  Tamam, kimse limonata içmesin!

  -Sen mi getirdin Jorge?

  -Ben mi?

  Sence ne bu?

  Amerikan bir mezuniyet partisi mi?

 Calimocho getirdim.

  İyi mi o?

 Chamberí su kulesi, tüm Madrid'e içme suyu sağlıyor.

 Limonataya yaptığım şeyi çeşme suyuna da yapabilirim.

 Yalnız gelmezsen akıl hocanı öldürürüm.

 Sonra da tüm şehri.

 Uyarıyorum: polis yok.

 Bir süper kahraman istiyorum.

 Beni ikna edemezsen, hoşça kal Cosme ve hoşça kal Madrid.

  Gitmem gerek.

  Şimdi.

  Chamberí su kulesinde.

  Hayır, merkezi arayalım.

  Bir ordu göndeririz.

  Nerede saklandığını biliyoruz, onu yakalarız.

  Bir X  Hayır, yakalayabiliriz ama Cosme'yi öldürecek.

  -Tüm şehri zehirleyecek.

  -Umurumda değil.

  -Durmayacak  -Umurumda değil!

  Tüm dünyanın nefret ettiği, radyasyondan etkilenmiş bir grup dışlanmış insan.

  Orospu çocuğu.

  -Belediyeyi ararız.

  Suyu keserler.

  -Anlamıyorsun.

  Özel Kuvvetler'i ararız.

  Bu işi doğru yaparız!

  Norma!

  Ne olursa olsun babamı öldürür.

  Gidiyorum.

  Hayır.

  Seninle geliyorum.

  -Ben de.

  -Hayır.

  Sen değil!

  Tamam, peki.

  Hemen benimle gel o zaman.

  İnanılmaz!

  Öğleden sonra buraya getirdim ama birleştirecek vakit olmadı.

  POLİS Bu  Tanıdığım en büyük kahramana aitti.

  Abime.

  POLİS Çin malı.

  Çok kuvvetli olduğu için burada yasak.

  Kim içti?

  Kimin içtiğini söyle lütfen!

  Tanrı aşkına.

  İçmeyi bilmiyorsanız içmeyin.

  Siktir!

  Tabii kostümlü oyun harika ama sarhoş olunca  Verteks'e araban lazım.

  Sakin ol.

  Kimse arabama dokunmaz!

  -Verteks kim ulan?

  -Buna vaktim yok.

  Hadi!

  Çok fenaymış!

  Hiç limonata kaldı mı?

  -Sen her şeyi indirmiyor muydun?

  -Evet.

  Evet, git al.

  Hâlâ biraz var.

  Dedektif   Galiardo.

  İronik, değil mi?

  X-Men'den esinle son suçuma "Tekinsiz" adını verdim.

  Ve sen de Charles Xavier gibi tekerlekli sandalyedesin.

  Oğlumun bir çizgi roman dükkânı olması ve seni hiç okumamış olması daha ironik.

  Çıkar şunu hadi.

  Daha da ironik olan şu, kimliğimi ortaya çıkarabilen tek polisi emekliliğe ayırdılar.

  Nasıl yaptın?

  Víctor Vid'in sakatlık belgesini imzalayan doktor Jonathan B.

  -Jonathan Bruguera.

  -Bravo.

  Senden de bunu beklerdim.

  Şimdi  Gerçek hayattaki ilk süper kahramanın gizli kökenine hoş geldin.

  Süper kahraman mı?

  Bu, her yerde aptalca olurdu ama özellikle de İspanya'da.

  Öyle mi dersin?

  Adalet sistemine inancı kalmamış yozlaşmış bir ülke.

  Kahramanlar için bir üreme alanı yani.

  Aptal olma Bruguera.

  Kahramanlar İspanyolların güvendiği son şeydir.

  İngilizler Kral Arthur'u yazarken, biz Don Kişot'u yazıyorduk.

  İyilik yapmak için deliler düşer bize.

  O zaman ben de bir deli yaparım!

  Siktir!

  -Tanrım!

  -Ne oluyor be?

  Dur.

  Arabanın altına bir şey sıkışmış olmalı.

  Tamam, merak etme.

  Ben bakarım.

  Sen ciddi misin puşt herif?

 Beni dinle seni soytarı.

  Beni böyle bırakıyor musun?

 Bana ihtiyacın olduğunu itiraf et diye kaç kez kurtaracağım seni?

  Sana ihtiyacım var Norma.

  Ama sıra bende.

  Yalnız gel dedi, bu riski alamam.

 Cosme için.

  Bir şartla: sağ salim dönmeni istiyorum.

  Sağ olmanı istiyorum.

  Seni istiyorum  Anladın sen onu.

  Lanet olası bir aptalsın.

  Ama senden hoşlanıyorum.

  Biliyorum.

  Hıyara bak!

  Fark etmeden Han Solo'dan alıntı yapıyor.

  Birinin kostüm giyip suçla savaşacağını düşünmek çocukça bir rüya.

  Çok saçma.

  Masumane bir şey.

  Sadece hasta bir toplum masumiyeti zayıflık işareti olarak görür.

  Anne babasını öldürdüğünde David'in olduğu gibi masum mu?

  Cosme, lütfen.

  Onları ben öldürmedim.

  Bir keş onları soymaya çalışmış ve olay öldürmeye varmış, bunu okudum.

  Beni dinleme.

  Orada değildim.

  -Bir kupür vardı.

  -Hiçbir şey yoktu.

  O kanıtları bir ay kadar önce dosyaya ekledim.

  İşlemediğin bir cinayetten kendine pay mı çıkardın?

  Evet.

  Doğru.

  Diğer polisleri çekmek daha kolay olurdu ama David'in hikâyesi mükemmeldi.

  Sokak arası, sinema çıkışı  Karşı koyamadım.

  Bu yalan senin çöküşün olacak.

  David, ailesini öldürdüğünü düşünerek gelirse  Ben de aynen öyle düşünsün istiyorum.

 Bir kahraman doğsun diye  Nóvaro ölmeli.

  Beni şimdi arama, lanet olsun!

  Gizli moddayım.

  Telefonu sessize al madem.

  Ne oluyor?

  Norma aradı, İmparatoriçe Furiosa gibi konuştu.

  Su kulesindeyim.

  Boş.

 Son bir restleşme için tepede seni bekliyor.

 Hep aynıdır.

  Bir merdiven var.

 -Yukarı çıkıyorum.

  -Çık!

  Joe Chill paradoksu.

  Batman'ın ailesini öldüren adam.

  Batman, onun kim olduğunu biliyorsa intikamını oraya yönlendirir.

  Eğer bilmiyorsa onun intikamı meçhul bir suçluya yönelir, bir kavram olarak suça.

  Nihayetsizdir.

  Bu yüzden ben   bir soru olarak ölmeliyim, cevap olarak değil.

  Fırsat bulursam daha inandırıcı olsun diye biraz yalvarabilirim.

  "Lütfen  Pes ediyorum!

  Tamam, sen kazandın.

  Kalkmama yardım et.

 " Belki biraz fazla oldu.

  Duruma göre bakarım.

  Bruguera, saçma bir konuşma bu.

  David, kostümle gelmeyecek.

  Kostümüne bak.

  Pelerini falan var.

  Lanet olsun.

  Bu harika.

  Oğlumun fikri olmalı.

  Söylemediğim için özür dilerim.

  Sana biraz ilaç verdim.

  Seni öldürdüğümde acı çekmeni istemiyorum.

  Sen harika bir polis oldun.

  Ama David'in bir amaca ihtiyacı vardı.

  Ailesinin ölümü uzak bir anı ve hepimizi koruyabilecek birini yaratmak anlamına gelecekse seni öldürerek ruhumu feda etmek bana koymaz.

  Kendini aziz mi sandın?

  -Bir çocuğu bile öldürdün, lanet olsun.

  -O çocuk  Çocuk diyorsun ya, altı yaşındaki bir kıza tecavüz edip parçaladı.

  Ailesi hâlâ kafasını gömemiyor.

  Balbino Blázquez, okullardaki kimyasal sızıntıları örtbas etti.

  Antxon Azkar'ın silah fabrikası uyuşturucu paravanıydı.

  -Jordi Fórum, bir piromanyaktı.

  -Yaptıklarında haklı mısın?

  Her harekette haklılık vardır, bir kahraman yaratacaksa.

  Hazır ol Cosme.

  Perde kalkıyor.

  Jorge, tepeye yaklaştım.

  Jorge?

 -Jorge?

  -Val?

  -Val?

  -Jorge?

  Onunla mı konuşuyorsun?

  O mu?

  Arama kesildi.

  -Norma.

  -Ne?

  Şimdi sıra onda.

  Ona güvenmek zorundayız.

  Bu arada tarih olan aktörler Batman'i oynayanlar değil, biliyor muydun?

  Sadece Joker'i oynayanlar: Jack Nicholson, Heath Ledger, zavallı şey.

  Bununla ilgili bir hikâyem var.

  Bir gazeteci, Nicholson'a Ledger'i ölü bulduklarını söylemiş.

  Zavallı Jack kırmızı halıdaymış, gazeteciler, fotoğrafçılar yanındaymış.

  Durmuş, sadece şunu demiş, "Onu uyarmıştım!

 " "Onu uyarmıştım!

 " demiş.

  Kıpırdama!

  Bırak.

  Hoş geldiniz.

  Silahını at yoksa ölür!

  Tamam.

  Hayır!

  Baba!

  Oğlum.

  Oğlum  Seninle çok gurur duyuyorum.

  Neden?

  Ne neden?

  Neden mi anne babanı öldürdüm?

  Neden mi kötüyüm?

  Cosme'yi neden mi öldürdüm?

  Çünkü yapabiliyorum.

  Tanrı, neden iyi insanların başına kötü şeyler gelmesine izin veriyor?

  İnsanlar bunlara engel olsun diye.

  Sen öyle biri misin?

  Asıl soru bu.

  Bu kadar mı?

  Ne hayal kırıklığı.

  Daha heyecanlı bir şey bekliyordum.

  Böyle mi?

  Sen kimsin?

  Ben hiç kimseyim.

  Ben birçoğunun ilkiyim.

  Neye gülüyorsun?

  Umuduna.

  Sen katilin uşak olduğunu ummuştun.

  Ama bu dünyada kötülüğün yüzü yoktur.

  Ben sadece yapbozdaki bir boşluğum.

  Sense eksik parçamızsın.

  Tamam, peki.

  Pes ediyorum.

  Bitti.

  Sen kazandın.

  Yardım et.

  Polis değil misin?

  Tutukla beni.

  Polis var mı burada?

  Ben Verteks.

   Cennet'teki babamızın merhametiyle, artık huzur bulacak, hayatı boyunca çok çalıştı.

  Amin.

  Bir tank dolusu yeşil asit mi?

  60'lar Batman bölümlerinden bir şeye benziyordu.

 Bir geek referansı mıydı?

  Hayır, değildi.

  Herkes o programı izledi.

  Mahvetme.

  David Valentin, şimdi mezun oldun.

 Bu hikâyenin sonu olabilirdi ama çok üzücü olurdu.

 Üç ay sonra her şey değişti.

 Val, Norma ve ben, Bruguera'nın kayboluşunun izini sürüyorduk.

 Rapor asla Millî İstihbarat'a gitmedi.

 Bruguera, polonyum radyasyon tayfını aradı ve kendisi buldu.

Etkilenen bölgeyi üçgenlere ayırdı  ve Víctor Vid'in malikânesi tam ortadaydı.

 Nóvaro'nun kimliğini çaldığı milyonerin.

 Polis orayı aramıştı ve hiçbir şey bulamamıştı.

 Biz daha şanslıydık.

 "Şans" da değil.

   Polis, Altın Çağ çizgi romanlarını okumadı,  yani Bruce Wayne'in ailesi ne zaman öldürüldü, bilmez.

 Xanadu sürprizlerle doluydu.

 Nóvaro, her şeyi oradan düzenledi.

 Dünyanın dört bir yanından  suçlularla ilgili derin ağlara, polis dosyalarına erişebiliyordu.

 Bir süper kahramanın hayal edebileceği her şeye sahipti.

 Birden Val, yapabileceğimiz tek şey olduğunu fark etti.

 Keşke Verteks'e ihtiyaç olmasa da  ona ihtiyacımız olduğunda onu arayabilsek hayat daha ilginç olmaz mıydı?

 Val, karşı karşıya gelsen bir süper kahramana ne derdin diye sormuştu.

 Şimdi cevabı biliyorum.

 Şöyle derdim,  "Kostümünü giy  ve bu dünyayı daha iyi bir yer hâline getir.

 " Sen kimsin?

  -Buraya nasıl girdin?

  -Kodlarını kullandın.

  -Ne?

  -Hâlâ çalışıyorsun.

  Çizgi romanları karaborsa satıyorsun.

  Bu yasa dışı, bedelini ödeyeceksin.

  Bunun için cezalandıramazsın.

  Onlar sadece çizgi roman.

  Önemi yok.

  Benim için önemli.

  Bunu halletmenin bir yolu olmalı.

  Bu dükkânda bir sürü şey var.

  İstediğini   seçebilirsin.

  Şunu alırım.

  NEAL O'NEIL ZINCO'YA KARŞI Alt yazı çevirmeni: İrem Başaran Gülmez||

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar