Aşk Kurbanları (2007) Married Life
| |
91 dk
Yönetmen:Ira Sachs
Senaryo:Ira Sachs, Oren Moverman, John Bingham
Ülke:ABD, Kanada
Tür:Suç, Dram, Romantik
Vizyon Tarihi:01 Aralık 2008 (Türkiye)
Dil:İngilizce
Müzik:Dickon Hinchliffe
Nam-ı Diğer:Marriage
Oyuncular
Chris Cooper
Annabel Kershaw
Pierce Brosnan
Patricia Clarkson
Rachel McAdams
Özet
Harry (Chris Cooper) ve genç kız arkadaşı Kay (Rachel
McAdams) birbirlerine sırılsıklam aşıktırlar. Ne var ki Harry, Pat’le (Patricia
Clarkson) evlidir ve karısının boşanma kararından büyük üzüntü duyacağını
düşünmektedir. Pat’in böyle bir acı duymasına da gönlü razı olmadığı için onu
öldürmeye karar verir. Bu arada Harry’nin en yakın arkadaşı Richard da Kay’den
(Pierce Brosnan) hoşlanmaktadır.
Altyazı
Sana aşktan başka
bir şey veremem, bebeğim.
Bolca sahip olduğum tek şey bu, bebeğim.
Bir müddet hayal
et.
Bir süre düşün.
Kesinlikle
bulacaksın mutluluğu ve sanırım hep arzu ettiğin şeyleri.
Tanrım, havalı
halini görmek isterdim, bebeğim.
Elmas kol
düğmeleri Woolworth malları işe yaramaz, bebeğim.
Senin de çok iyi
bildiğin o şanslı güne kadar, bebeğim.
Sana aşktan başka
bir şey veremem.
Sana aşktan başka
bir şey veremem.
Bolca sahip olduğum
tek şey bu.
Bir müddet hayal
et.
Bir süre düşün.
Kesinlikle
bulacaksın mutluluğu ve sanırım hep arzu ettiğin şeyleri.
Tanrım, havalı
halini görmek isterdim, bebeğim.
Elmas kol
düğmeleri Woolworth malları işe yaramaz, bebeğim.
Senin de çok iyi bildiğin
o şanslı güne kadar, bebeğim.
Sana aşktan başka
bir şey veremem.
Sana aşktan başka
bir şey veremem.
Sana aşktan başka
bir şey veremem, bebeğim.
Sana aşktan başka
bir şey veremem.
Bu,
arkadaşım Harry Allen.
Kendisi evli.
Karısını seviyor.
Bazen olabiliyor
işte.
Affedersiniz Bay
Allen.
Beni mi çağırdınız?
Evet, Bayan Jones.
Bana Bay Langley'i
bağlayın.
Evet efendim, derhal.
Ben evliliğin hep
hafif seyreden bir hastalık gibi olduğunu düşünmüşümdür.
Grip gibi ya da su
çiçeği.
İkisine karşı da bağışıklığım
vardı.
Herşey 5 Eylül
1949'da Harry'nin arayıp beni Cloud Room'da
öğle yemeğine davet edip anlatmak istediği acil bir şey olduğunu söylemesiyle başladı.
Neymiş bu kadar
önemli olan?
Sağlığımızın
şerefine.
Ölmek üzere değilsin
değil mi, yaşlı dostum?
Hayır, tam tersine.
Yani?
Çok kalabalık
olmadan bir masaya geçelim.
Pat'ten hoşlanıyor
musun?
Yani onu sever misin?
Tabi ki Pat'i
severim.
O senin karın.
Onu sevdiğimi
bilirsin.
Tanıştığım ilk
günden beri.
Elbette.
Ne diyeceksin?
Şey, Pat'ten
ayrılacağım.
Sana haber vermek
istedim.
Bilmen gerektiğini
düşündüm.
Pat'ten niye
ayrılacağını sorabilir miyim?
Çünkü, gerçekten
mutlu olmak istiyorum.
Çok mantıklı.
Oldukça mantıklıyım.
Pekala, adı ne?
Bak, Pat'e seni
evliliğinizin mutsuz olmadığını bilecek kadar iyi tanıyorum.
Aslında evliliklere
bakarsak sizinkinin hep çok iyi gittiğini düşündüm.
Bildiğim en başarılı
evlilik.
Adı Kay.
Kay Nesbitt.
Pat, yıkılacak.
Biliyorum.
Söylemeye çalıştım, yapamadım.
Kimsenin acı
çekmesine dayanamıyorum.
Beni tanırsın.
Niye şu Kay, kız
arkadaşın olarak kalmıyor ki?
Emin olmak için.
Yani metres gibi?
Emin olmak için.
Ben eminim.
Hep bana aşık bir
kadın hayal ettim, Richard.
Pat için aşkın tek
anlamı var.
Neymiş o?
Seks.
Geri kalan herşey
romantik hayaller.
Karşılıksız
fedakarlık demeyi tercih ettiğin
kendini aldatma.
Hepsinin altında o yatar.
Aşk sekstir.
Gerisi bağlılık ve arkadaşlıktır.
Yanılıyorsun.
Hem de fena halde yanılıyorsun.
Sen romantik ve
duygusal bir aptalsın.
Gerçekleri
istemiyorsan, bana soru sormamalısın.
Ama seni seviyorum
hayatım.
Seviyorum.
Gerçekten.
Seni ilk dans
ettiğimiz akşam ki kadar çekici buluyorum.
Bunu biliyorum.
Belki diğer
kadınlardan farklıyımdır.
Bilmiyorum.
Sana iyi bir eş olmaya
çalıştım.
Evlendiğimiz günden
beri kendini adadı.
Hayat doluydu
ama sadece fiziksel.
Sadece fiziksel.
Richard, kimi
erkeklerin seks için kıvrandığını biliyorum ama fazlasını istiyorum.
Hepimiz hayatta bir
şeylere katlanıyoruz, Harry.
Herşeye sahip
olamazsın.
Sen anlayamazsın
çünkü her hafta başka bir kadınlasın.
Pat'ten ayrılmanın
bir yolunu bulmalıyım.
Buna mecburum.
Kararım kesin.
Sevgili, tatlı,
narin Kay.
Senin gibi bir kızı,
arkadaşım Harry'e iten neydi?
Bunu asla
anlayamayacağım.
Belki yalnızdın.
Belki de ona
vurulmuştun.
Doğrusu, bir
kadının arzularını kim bilebilir ki?
Bu gizemini hep
korumuştur.
Harry ile Pat'in hep
yaptığı gibi kızları Becky kocası Tom
ve torunları küçük Charlie'yle öğle yemeğine
gittikleri bir sonra ki pazardı.
İyi günler.
Merhaba.
Şu korkunç köpek.
Şu korkunç kadın.
Zavallı yaşlı Bayan
Walsh.
Ben de ona dedim ki;
senin sorunun duygularını ifade edememen.
Frijitsin, Freudian
anlamda.
Bu zavallı kadını
çok şaşırttı tabi.
Ben de ciddi bir
analiz yapmadan ona bunu asla atlatamayacağını
söyledim.
Harry, Kay'le
geçireceği akşamı iple çekmeye başlamıştı bile.
Gerekli bütün ayarlamaları
yapmıştı.
Bütün mazeretleri
hazırdı.
İşlerini kamuflaj
olarak kullanmak her zaman varlıklı insanların bir ayrıcalığı olmuştur.
Gitmeliyim.
Harry, bugün pazar.
İş beklemez hayatım.
Yarınki toplantılar
için hazırlanmalıyım.
Öyle olsun.
Vebali senin.
Ama kötülükle
karşılaştığında Sevgilim televizyon için
çok teşekkür ederim.
Tek yapmak istediğim
bu Kay.
Seni şımartmak.
Hediyelere boğmak.
Vermek ve vermek.
Gülümsediğini
görmek için.
O gülüşe
bayılıyorum.
Harry çok
romantiksin.
Seni bu yüzden
seviyorum.
Evliliğini sona
erdirmeliydi.
Kay'e sahip
olmalıydı.
Ama nasıl?
Pat'in dünyasını
yıkıp ona acı çektirme düşüncesine dayanamıyordu.
Geçen hafta
yazlıkta, John O'Brien, Newt Baum'a kocası için herşeyi yapan bir kadının ağır bir bedel ödeyebileceğini
söyledi.
Sence ne kastetmiş?
Mühim bir şey değildir,
eminim.
İçiyordu.
John'u bilirsin.
İyi bir eşin
ödediği bedel nedir?
Söylesene.
Bilmiyorum.
Şimdi bu konuyu
boşver.
Miden ağrır sonra.
Hayır, devam et.
Bence, büyük bir
ihtimalle düşündüğü şuydu evli bir adam başka bir kadına aşık olursa özverili eşi şaşırır ve acı çeker.
Kocasının evlenmeden
önceki halini hatırlar, mevcut haliyle kıyaslar.
Ne kadar iyi bir ürün yarattığını düşünür.
Yakında başka birinin
keyfini süreceği bir ürün.
Buna epey kafa
yormuşsun.
Artık beni
sevmediğini biliyorum.
Hayır.
Seni seviyorum.
Pat.
Pat.
Pat?
Pat!
Pat?
Pat?
Bu saatte geldiğiniz
için teşekkür ederim doktor.
Bu işimin bir
parçası.
- Kalp krizi
geçiriyor sandım.
- İyi bir ölüm şekli.
Kroner tromboz.
Bana sorarsanız en insaflı
ölüm şeklidir.
Hızlı ve kolay.
Ama hayır, o iyi.
Göğsündeki
ağrının sebebi muhtemelen duygusal kaynaklı.
Neye üzülmüş
olabileceğini biliyor musunuz?
Herhangi bir şey?
Hayır, aklıma bir
şey gelmiyor.
Konu karşı cins oldu
mu çoğu erkek bencildir.
Nerede oturuyor
Harry?
- Fairhaven'da.
Ben de istisna
sayılmam.
Orada bahçeli, küçük
bir evi var ve şehirde duvar kağıdı
sattığı güzel bir işi.
Harry'nin kızını
istiyordum.
Haftasonu kulübenin
orada.
Evet, yakın sayılır.
Bir haftasonu bizi
yazlıkta ziyaret etmek istersen uğrayıp
Kay'e merhaba demelisin.
Orada yapacağı pek
bir şey yok.
Ben yokken,
şöminenin orada kıvrılıp kitap okuyor.
Kitap kurdu yani.
Öyle mi?
Onu da Pat gibi tanımanı
istiyorum.
Beni görmek istemez.
Seni temin ederim
ki, bu çok hoşuna gider.
Benim gibi biriyle
ne yapsın Harry?
Ahlaklı kadınların
beni gördüklerinde nasıl kaçıştıklarını bilirsin.
Peki, bana takıl
dostum.
Senden çok iyi bir adam
yaratabilirim.
Onu ilk defa, Harry
bir iş gezisindeyken ziyaret ettim.
Bir arkadaş olarak.
Ya da arkadaşın arkadaşı
olarak.
Bunlar harika
görünüyor.
Teşekkür ederim.
Bu baban mı?
Evet, öyle.
1931'de Noelin
ertesi günü kanserden öldü.
Üzüldüm.
Kibar birine
benziyor.
Evet, alkolikti
aslında.
En azından bize, çocuklarına
nazikti.
- Teşekkür ederim.
- Bir şey değil.
O eski kocam Ronald.
Hayatımdaki erkekler
çok yaşamıyor.
Harry'i uyarırım.
Uyar lütfen.
Ronnie'yle
evlendikten sonra buraya taşındık.
Ama savaşın başında kayboluverdi.
1947 şubatında ordu
onu resmen ölü ilan etti.
Garip umut kesmemem garipti.
Cesedi asla
bulunamadı.
Affedersin.
3 yıl birlikte
olabildik ama bir anından bile pişman değilim.
Şanslısın.
Niye?
Bir pişmanlığın mı var?
Çok.
Dahası da olacak.
Yaklaşık 2 yıl önce kendimi
toparladım.
Harry'nin yardımıyla.
Sevgili, tatlı
Harry'im.
Bir içkiye ne dersin?
- Evet, lütfen.
- Tamam.
Viski alayım, sek
olsun.
Savaşın başında
annem gelip benimle yaşamaya başladı.
Ve bana herşeye gülmeyi
öğretti.
1 yıl önce de öldü.
Teşekkür ederim.
İşte buradayım.
Hüzünlü, yalnız Kay.
Kısaca hayat hikayem
bu.
Benimle yemeğe çıkmaya
ne dersin?
Kasabaya ya da
yakınlarda bir yere gideriz.
Haydi.
Değişiklik iyi gelir.
Aslında neden
olmasın?
- Teşekkür ederim.
- Bir şey değil.
Bak, Harry'nin
sorunu şu mutluluğu duygularda arayan biri olması.
Ve böyle olmayan bir
kadınla evli.
Bunu Harry mi diyor?
Hayır, bu benim
düşüncem.
Harry'nin hayatında
ona gerçekten aşık olan biri olmamış.
Şimdiye kadar.
Evet, şimdiye kadar.
Biliyor musun?
Seni çok seviyor.
Evet.
Ayrı kalmak zor
olmalı.
Nefret ediyorum.
Derler ki bir
kadının sevilmeye ihtiyacı vardır.
Bu doğru ama
gerçeğin tamamı değil.
Seveceği birine
de ihtiyacı var.
Biraz eski moda.
Ama doğru.
Öyle olduğuna eminim.
Harry'le ilgilenmek istiyorum.
Onun benimle
ilgilenmek istemesi gibi.
En yakın arkadaşısın.
Bilirsin.
İncinmiş ve
kırgın.
İyileştirmek
istiyorum.
Bir hemşire gibi.
Pekala.
Pekala.
Turta yiyelim.
Hayır, ben almayayım.
Sağolun.
Bir dilim turta, iki
çatal.
Harry'le evlenmek istemem
yanlış mı?
Vicdanını
muhakeme edemem.
Seni o kadar iyi tanımıyorum.
Sadece mutlu olmasını
istiyorum.
Ben de öyle.
Ve onu mutlu
edebilirim.
Şimdikinden daha
mutlu.
Öyleyse anlaştık.
Harry'e aşık
mısın?
Onu çok seviyorum.
Ona aşık mısın?
Evet.
Bir tereddüt mü sezinlemiştim?
Galiba öyleydi.
Ya da sezinlemek istiyordum.
Son bir kahve için içeri
geleyim mi?
Hayır, yorgunum.
Peki.
- Öyleyse iyi
geceler.
- İyi geceler.
Çok teşekkürler.
Stephen'la ne zaman evleniyorsunuz?
3 Eylül'de karar
kıldık.
Öyleyse düğünü kaçıracağım.
3 Eylül'de denize
açılıyorum.
Bana bir şey
oluyordu.
Daha önce hiç hissetmediğim
bir şey.
Harry'nin renksiz
dudaklarının Kay'inkilere asla
değmemesi gerektiği düşüncesi gece gündüz bana işkence ediyordu.
Şimdi neredeydi?
Karısıyla mı?
İyi bir kocanın olması gerektiği gibi.
Yoksa Kay'le mi?
Kay'in evinde mi?
Onun kollarında mı?
Yatağında mı?
Bunu öğrenmeliydim.
Pat, nasılsın?
İyiyim, Rich.
Ya sen?
Eh, fena değil.
Bizim ihtiyar nasıl?
İş için şehir
dışında.
Her zamanki gibi.
- Bunu bilmiyordum.
- O da öyle, unutmuş.
Onu organize etmesem
ne halde olurdu bilmem.
Beni duyabiliyor
musun Rich?
Hattımızda bir sorun
var.
- Rich.
- Evet, seni
duyuyorum.
Ben galiba
biraz yorgunum.
Bir tatile ihtiyacın
var gibi.
Belki yazlığınızda
sessiz bir haftasonuna.
Ne zaman istersen.
Biliyorsun, odan daima
hazırdır.
Evet, teşekkür
ederim.
Çok teşekkür ederim
Pat.
Ve iyi geceler.
İyi geceler canım.
Pat Allen'ın
aklına, kocasının ona yalan söyleyeceği asla gelmezdi.
Kadın sezgisi buraya
kadar.
Zaten buna pek inanmamışımdır.
Artık inancım daha
da azaldı.
Nereye gidiyorsunuz?
Yolun birkaç mil
aşağısına.
Durduğun için sağol.
Kaloriferi açabilir
miyim?
Dışarısı çok soğuk.
Adım Alvin.
Alvin Walters.
Memnun oldum, Alvin.
Sigara ister misin?
Hayır, teşekkür
ederim.
Geç vakitte
dışarıdasın.
Ablamdaydım.
En büyüğüyle.
Sen?
Arkadaşımı ziyaret
ettim.
Ablan nerede
oturuyor?
Ferndale'de.
Bu gece öldü.
Bunu duyduğuma üzüldüm.
Çok üzüldüm.
Açıkçası dostum, ölmesine
sevindim.
7 aydır çok çekti.
Hepimiz bir gün
öleceğiz.
Önemli olan ölmek
değil, nasıl öldüğün.
Acı çekerek ağır
ağır öldü.
Annem, babam ben küçükken
öldüler.
O yüzden ölümlere
alışığım.
Son 2 gün çok
kötüydü.
Sonra zehir
midesinin duvarına sıçradı.
Ve öldü.
Buna ilahi kurtuluş
demişti.
Evet, bu doğru.
İlahi bir kurtuluştu.
Öylece sona erdi.
Artık Mildred huzura
kavuştu.
Artık mutlu.
Böylece karısının masum dokunuşuyla,
Harry kararını vermişti.
Onu öldürmeliydi.
İlahi kurtuluş.
Pat'i acı çekmekten
kurtaracak tek mantıklı yol buydu.
Ve bu konuda bir
daha şüphe duymadı.
Cinayet işleme
kararının yarattığı duygular yatıştığı anda
sizi suçu işlerken duyacağınız daha yoğun duygular bekler.
Planla harekete
geçmek arasında büyük bir boşluk vardır.
Altrapeine'i dikkatli
kullanın.
- Tehlikeli olabilir.
- Evet, biliyorum.
Uzak bir yerde
tutuyorum.
Karanlık odamda
saklıyorum.
Etrafta çocuklarınız
varsa Hayır.
Çocuğum yok.
Teşekkür ederim.
Bir imzanızı almam
gerekiyor.
Şu işaretli yere.
Tabi.
Tam şuraya, işaretli
yere.
Sakıncası yoksa.
Adım Alvin.
Alvin Walters.
Sizinki hangisi?
- Efendim.
- Makineniz.
Hepsi var.
Bayım.
Ödeme yapmalısınız.
Affedersiniz.
Seyahatin nasıldı
sevgilim?
Her zamanki gibi.
Paltonu
çıkarmamışsın.
Üşüyor musun?
Yatmak için
hazırlanmadan önce seni görmek istedim.
Ben de seni özledim.
Bence haftasonu yazlığa
gitmeliyiz.
Baş başa olalım.
Harry, olmaz.
Arnoff'larla programımız ne olacak?
İptal et.
Baş başa kalalım.
Tamam.
Ben önden
gidebilirim.
Tamam.
Yatmak için
hazırlanayım.
İyi geceler.
İyi geceler.
Seni seviyorum.
7 ekim cuma günü
akşamüstü günün geri kalanında kendime
izin verdim.
Ve arabamı Allen'ların yazlığına sürdüm.
O güne kadar pek çok
kez Kay'i ziyaret etmiştim.
Ama bugün Harry'nin orada
olacağını biliyordum.
Huzursuzdum.
Kay'i sonsuza
kadar yitirmeden önce Harry'nin Pat'ten ayrılmasına ne kadar kaldığını bilmeliydim.
Aman tanrım!
John O'Brien.
O'Brien Pat ve
Harry'nin grubundandı.
Henüz bir kitabı
yayınlanmamış yetenekli bir bilimkurgu yazarı.
İçimizde bilfiil
Almanlar'la savaşmış tek kişi.
Yakınlarda yalnız
yaşıyordu ve sık sık ilham bulmak ve
içki içmek için kasabaya inerdi.
Richard?
John.
Evet, ben de temiz
kır havası almak için Pat'le Harry'e uğramak
üzereydim.
Asurlu pusuya yatmış
bir kurt gibi atıldı.
Evet.
İçeri gel haydi.
Teşekkür ederim.
- Nasılsın Richard?
- Çok iyiyim,
teşekkür ederim.
Merhaba, Pat.
Eski bir dost için yatağın
var mı?
Tabi var Rich.
Bunu biliyorsun,
yoksa burada olmazdın.
Tanrım, ne hoş bir
akşam.
Haklısın, güzel bir
akşam.
Güneşin batışına
bakılırsa, yarın da güzel olacak.
Ben de sayfiye evi
almalıyım.
Gerçekten al bir
tane.
Evet.
Belki alırım, bir
gün.
Kahve ister misin?
Hayır, teşekkür
ederim.
Hemen yapabilirim.
Lütfen, sırf benim için
yapma.
Ben bir fincan
alabilirim.
Varsa biraz da kurabiye
Pat.
Belki Richard,
yoldan sonra viski sodayı tercih eder.
Sanırım Pat hemen hazırlayabilir.
Bence kahve yeterli
olur, teşekkür ederim.
Olur.
Belki de ben yukarı
çıkıp, kendime çeki düzen versem daha
iyi olacak.
Yanımda eşya getirmeyi unutmuşum.
Üzüldüm.
İdare ederim.
Evet, artık
biliyorsun, değil mi?
Neyi biliyorum?
Pat ile aramızdaki ilişkiyi
tabi ki.
Evet, evet, galiba
biliyorum.
En azından nasıl
göründüğünü, ama görüntü asla herşey değildir.
Onu öptüğünü gördüm,
kastettiğin buysa.
Kesinlikle
kastettiğim oydu.
Evet, bu beni
ilgilendirmez.
Pat'le evli değilim
ve sorun çıkarmaya niyetim yok.
Kocası evde yokken flört
eden ilk kadın Pat değil.
Bu flört değil.
Bana soracak olursan
bir şey görmedim.
Alevler bazen insanı
yanıltır.
Renkli bir
hayalgücüne dayanan hikayeler anlatmak pek bana göre değil.
John'a fena halde
aşığım.
O da bana aşık.
Durum bu.
Yani Boşanacak mısın?
Hayır.
Boşanma yok.
Yani, asla mı?
Harry'ye evlenirken
söz verdim.
Bunu tutacağım.
Hastalıkta ve
sağlıkta.
Bana bu denli
ihtiyacı olmadığına inansaydım, ama onun tutunacak tek dalıyım.
Kimsesi yok.
Harry'i severim.
Ondan ayrılırsam,
kendine ne yapabileceğini düşünmek bile istemiyorum.
İntihar edeceğini
mi düşünüyorsun?
O kadar ileri
gitmeyebilir.
İçmeye
başlayabilir.
Belki.
Üstü başı dökülür.
Yalnız kalır.
Onu dibe çekip,
bütün parasını yiyecek bir sürtüğe yakasını kaptırır.
Sen ne dersin John?
Bence onu en iyi Pat
tanıyor.
Zavallı adam
hayatının tadını çıkaramıyor.
Fikrimi söyleyeyim
mi?
Lütfen.
Sensiz mahvolur Pat.
Acısını bir şekilde
dindirmeye çalışacağından eminim.
İçki, belki.
Başlangıçta aşırı.
Hayır, teşekkür
ederim.
Ve tabi işi.
Böyle bir utancın
ona neler yapabileceğini düşünemiyorum bile.
Kendini bir düşün
Pat.
Bir başkasının
mutsuzluğunun üzerine mutluluk inşa edilebileceğinden emin değilim.
Bazıları yapabilir.
Ama senin gibi
vicdanı olan biri değil.
Çok iyi birisin.
Açık konuştuğun için
teşekkür ederim.
Sence tekrar evlenmez
mi?
Yani iyi bir kadınla.
Hayır, sanmam.
Harry'nin bir
daha aşık olacağını sanmıyorum.
Pat onun bütün
dünyası.
Ve unutmayın,
çocukluğundan beri tanırım.
Harry o gece geç bir
saatte geldi.
O'Brien gittikten
kısa bir süre sonra.
Orada olmam hoşuna
gitmedi.
O zaman sebebini bilmiyordum.
Pat'le ilgili
planlarını bilmiyordum.
Onunla baş başa kalması
gerektiğini.
Suyu koyayım.
Evde bir katil olduğunu
bilmiyordum.
İyi akşamlar, Rich.
Seni gördüğüme
sevindim.
Bu soğuk havaya inanabiliyor
musun?
Ben alırım.
Tam ihtiyacım olan
şey.
İlaçlar.
Gelecek onlarda.
Biliyor musun, iyi
bir tüyoya hayır demem Harry.
Ben de bir içkiye hayır
demem.
Harry!
Uykuya daldı ve öldü.
Oh, Pat.
Harry.
Zavallı, yaşlı
Brutus.
Şimdi kalbi durdu.
Al şunu, al haydi.
En azından acı
çekmedi.
Bu bir denemeydi.
Ve bu Harry'nin
nelere muktedir olduğunun bir kanıtıydı.
Evlendiğimizde gelip
ben ve Kay ile kalman gerekecek.
Pat'e ne zaman söyleyeceksin?
Bu aralar.
Onu orada öylece
dururken görünce her yanımı isyankar bir duygu sarıp sarmalayıverdi.
Kay'e olan arzumu
bastıracak kadar duygulanabileceğimi asla tahmin edemezdim.
Ama şu anda yapmayı düşündüğüm
şey buydu.
Ve bu beni mutlu
etmişti.
İtiraf edecektim.
Herkesi özgür
kılacak kadar çok şey biliyordum.
Pat?
Evet.
Pat Ne var, Rich?
Lütfen söyle.
Kasabaya inip mezar
taşı alıp, üzerine Brutus yazdırabilirim.
Evet.
Bu çok iyi olur.
Ne dersin Harry?
Evet, istiyorsan.
Harry, mezarın
yanında bir dakika daha kalsaydı çok şey değişmiş olacaktı.
Çünkü son kez bu
kadar duygusallaşacaktım.
Bu şamata da ne?
Yangın mı çıktı?
Haydi, üzerine bir
şey giy de çıkalım.
Kutlama yapacağız.
Neyi kutlayacağız, tanrı
aşkına?
Buna arabada karar
veririz.
Haydi, sayfiye
faresi.
Şık bir şeyler giy
de gidelim.
Hiç vakit
kaybetmeyelim.
Senin gibi güzel bir
kızın tek başına evde oturacağı bir akşam değil bu.
Ama bu gecenin özelliği
ne?
Özel bir yanı yok.
Haydi, çabuk.
- 10 dakika ver.
- Çok.
7 dakika.
Dışarıda atlar
üşüyor.
Faytoncu bir içki
daha isterse, alabilir.
Faytoncu alıyor.
Şimdi beni iyi izle.
Bayım, filmin
bitmesine 20 dakika kaldı.
Önemli değil.
Gerçekten değil.
Bak, işte böyle.
Haftaya bunu
tekrarlamak ister misin?
Hollywood'da yeni, harika bir film oynayacak.
Harry'nin bir şey diyeceğini
sanmam.
Şey, bence biraz
kıskanabilir.
Böyle bir kasabada birlikte
dolaşamayız.
Üzülebilir.
Harry'nin üzülmeye
hakkı olduğundan emin değilim.
Nasıl yani?
Sen de benim kadar biliyorsun,
Kay.
Sanırım biliyorum.
Onu terk edecek
bir yol bulmakta zorlanıyor.
Harry'nin yerinde olmak
istemezdim.
Hep, herşeyi
mükemmel yapmaya çalışıyor.
Bunu bilemem.
Bak, Kay mutluluğunu başkasının mutsuzluğu üzerine
inşa etmen zor olacak.
Bazıları yapabilir.
Ama senin gibi vicdan sahipleri değil.
Bu şekilde olmaz.
Son bir içkiye ne
dersin?
Ya da birkaç içkiye?
Sabah içkisine mi?
Evet, neredeyse.
Sanırım benim
bile bir sınırım var.
Tamam, iyi geceler.
İyi geceler.
Şu içtiğin
sigarayı alabilir miyim?
Kalanını yani.
Eğer istiyorsan.
Niye?
Çünkü dudaklarına
değdi.
İyi geceler.
Teksaslı bir adamın
Paris'in kurtuluşundan sonra güzel bir esmere öyle dediğini duymuştum.
Basmakalıptı
şüphesiz.
Ama işe yaramıştı.
İçten gelerek
söylenmişti.
26 Ekim.
Harry Allen sizin ve
benim kadar aklı başında ve sakindi.
Pat'in korkmadan
hayatının baharında sonsuza kadar uykuya dalmasının hiç de kötü bir yanı olmadığına kendini
inandırmıştı.
Bunun alternatifi
neydi?
Acı dolu, yalnız
bir hayat.
Terk edilmiş bir eşin
utancı mı?
Harry, böyle bir
şeye izin vermeyecek kadar çok seviyordu Pat'i.
Bu sabah özellikle çok
hoşsun.
Teşekkür ederim,
hayatım.
Dergilerdeki "Bütün Gece
Uyuyun" reklamlarındaki gibisin.
"Bütün Gece Uyuyun" için, 8 saat
uyuyup benim kadar güzel olun.
Reklama beni
koysalar çok satabileceklerini sanmıyorum.
Senin sayende çok satarlardı
Pat.
Bugün her zamankinden
daha güzelsin.
Teşekkür ederim.
Haydi, ziyafet
çekelim.
Yememeliyim, biliyorsun.
Ye, iç ve mutlu ol
hayatım.
Hepsinin tadına
bakacağım, söz veriyorum.
Gazete geldi.
Gidip sana getireyim.
Kraliçe gibi
hissediyorum!
Bir dilim daha ekmek
ister misin?
Evet, lütfen.
Bu kez çok yağ sürme,
lütfen.
Yine hazımsızlık mı çekiyorsun?
Aşırı değil, her zamanki
gibi.
Ama ilacını
alıyorsun?
Hiç aksatmadan.
Yatmadan önce bir
kaşık.
Bazen de öğlen.
Duruma göre.
Çok iyi.
- Bir sosis daha al.
- Hayır, yememeliyim.
Ama hazırlamak için çok
uğraştım.
Haftanın geri
kalanında kahvaltıda ne yiyeceğiz bilmem.
Harry?
Harry, ilaç şişemi gördün
mü?
İçeride neler oluyor?
Küvetteyim.
Küvette mi?
Ne işin var orada?
Ben bu sabah banyo yapmayı
unutmuşum.
Bugün pek kendimde
değilim.
Bu doğru işte.
İlaç şişemi gördün
mü?
Son sosis midemi
azdırdı.
Ne şişeni mi?
Evet.
Şişen burada.
Niye orada ki?
Midem iyi değil.
Ben de senin
ilacından alayım dedim.
Zavallıcık.
Ne beter bir gün.
İyi bir aşçı
değilim, öyle değil mi?
Diş fırçası
bardağını kullan.
Durulama kabını
değil.
İlaç tozunu camdan çıkarmak
zor oluyor.
Öyle yaparım.
Al bakalım.
Teşekkür ederim.
Hemen almayacak
mısın?
Henüz değil.
Daha iyiyim.
Öğlen ve yatmadan
önce birer doz alırım.
Bu hasarı
giderecektir.
Üzgünüm.
Harika bir
kahvaltıydı.
Harika bir jestti,
hayatım.
Güle güle Harry.
Hoşçakal Pat.
Kendine iyi bak.
Bakarım.
Ve üzgünüm.
Saçmalama.
Harry!
Harry?
Harry, ne dersin?
Bana biraz izin
verin.
Affedersiniz.
Santral.
Evimi arıyorum
tekrar tekrar.
Garip bir çevir sesi
geliyor.
Bu daha önce de
olmuştu.
Hangi numarayı
arıyorsunuz?
42392.
Hatta kalın.
Üzgünüm, aradığınız hat
arızalı.
Arızayı gideremez
misiniz?
Bakın, bu çok Derhal arızaya haber vereceğim.
Baba.
Hayır, Charlie,
anneni telefona çağır.
Büyükbaba sen misin?
Anneni çağır,
Charlie.
Beni ne zaman
görmeye geleceksin, büyükbaba?
Bilmiyorum tatlım.
Sen git oyna.
Bayan Walsh?
Ben yan komşunuz Harry
Allen.
Bana bir iyilik yapabilir
misiniz acaba?
Karıma ulaşmaya
çalışıyorum ama hatlar arızalı galiba.
Evde mi diye bakmamı
mı istiyorsunuz?
Evet, evet öyle.
Biraz bekleyin.
Kapa çeneni!
Bay Allen?
Bay Allen?
Evet.
Kapıyı kimse açmadı.
Ama isterseniz, bir
not yazıp kapının altından atabilirim.
Çok naziksiniz Walsh.
Beni aramasını yazar
mısınız?
İsterse telefonumu kullanabilir.
Elbette.
Teşekkür ederim Bayan
Walsh.
Hoşçakalın.
Herşey yolunda mı Bay
Allen?
Niye olmasın ki?
Biraz solgun
gibisiniz, hepsi bu.
Saçma.
Sizi kırdıysam özür dilerim
Bayan Jones.
Galiba grip oluyorum.
Bundan nefret ettiğimi
bilirsiniz.
Size nezle ilacımdan
vereyim Bay Allen.
Masamda olacaktı.
Size çok iyi gelecek.
Zahmet etmeyin.
Sabah kırmızı, öğlen
yeşil ve sarıyı da yatmadan önce alın.
Ne zaman almaya başladığınız
hiç önemli değil.
- İhtiyacım olduğunu
sanmıyorum.
- Kız kardeşime iyi geldi ve nakliyedeki Milt çok methediyor.
Sadece iyi olmanızı istiyorum.
Yoksa Bayan Allen da
hastalanabilir.
Bay Allen'ın ofisi.
Evet, elbette.
Tam da kulağını çınlatmışken.
Alo.
Merhaba Harry.
Sorun nedir?
Bayan Walsh seni
aramam için bana not bırakmış.
Önemli bir şey değil.
İyi.
Endişelendim.
Gün içinde pek aramazsın da.
Hat arızalıydı.
Nereden arıyorsun?
Bayan Walsh'tan.
Kapıyı çaldığı zaman
saçımı yıkıyordum.
Telefon şirketini buradan
ararım.
Miden nasıl?
Daha iyi, teşekkür
ederim.
Daha ilaç almadım.
Yatmadan önce her zamanki
dozu alırım.
Bu gece bazı yerel
üreticilerle sıkıcı bir yemeğe gideceğim.
Geç kalırım.
Onu söylemek
istemiştim.
Sorun değil.
Arabian'daki filmi izlemeye
giderim.
Yakında vizyondan kalkar
muhtemelen.
İyi olduğunu duydum.
Gece beni bekleme.
Bu yemekler nasıldır
bilirsin.
Her zamanki gibi 23.
30'ta yatakta olurum.
Söz veriyorum.
Hoşçakal.
Harry, donmuş
olmalısın.
İçeri gir.
Şömineyi yakmıştım.
Bir cin tonik ister
misin?
Bana ayırabilirsen
viski sodayı tercih ederim.
Tabi ki
ayırabilirim, Harry.
Zaten seninki.
Sen almıştın.
Sana verdiğim
şeylerin benim olduğunu söyleyip durma tatlım.
Onlar bizim.
Peki o zaman şerefe.
Tanrı korusun.
Tanrı korusun.
Amen.
Tanrı varsa tabi.
Olmayabileceği
aklına geliyor mu?
Bu zalim dünyada.
Tanrının
varlığına inanıyorum.
Aksi halde,
aniden bastıran şu tatsız yağmuru nasıl açıklayabilirdik ki?
Harry, sen iyi misin?
Evet.
Teşekkür ederim sevgilim.
Harika hissediyorum.
Seninle beraberken, harika
hissediyorum.
- Biraz yorgun
görünüyorsun.
- Hafif üşütmüşüm.
Mühim değil.
Şimdi daha iyiyim.
Şey, üşüttüysen, gelmemeliydin.
Böyle bir gecede
yani.
Ve yanında olmasa
mıydım?
Hayır, teşekkür
ederim.
En iyisi yatmadan
önce birkaç aspirin al.
Komik olan ne?
Sevgili Kay, seni
öyle seviyorum ki.
Seninleyken
hiçbir şeyden korkmuyorum.
Niye sana çorba yapmıyorum?
- Yardım edeyim.
- Yardım edecek bir
şey yok, gerçekten.
Sadece çorba.
Sadece ısınması
gerek.
Git otur.
Seni özlerim.
Birazdan gelirim.
Kendine bir içki
daha al.
Sorun nedir Kay?
Bu gece çok
düşüncelisin.
İyi bir nedenim var.
Sorun nedir?
Tanrı aşkına,
söylesene.
Susup, oturma.
Sorun ne?
Harry.
Yanlış bir fikre kapılmanı
istemiyorum.
Yanlış fikir mi?
Nasıl bir yanlış
fikre kapılabilirim?
Kay, sorun ne?
Harry.
Hayatta benim için
senin kadar önemli biri yok.
Sen herşeyden
değerlisin.
Ron'un ölümünden beri
de olmamıştı.
Buna artık
katlanamıyorum, hayatım.
Bunu çok düşündüm.
Pat bunu hak
etmiyor.
Sen de etmiyorsun.
Ben de.
Lütfen, Kay, yapma
bunu.
Hep aramıza
gireceğini görmüyor musun?
Öyle mi?
Şüpheliyim.
Mutlu olmak
istiyorum.
Seninle.
Şey, öncelikle bu riske
giremem.
Seninle evlenmeyi
çok isterdim Harry ama böyle değil.
Mutluluğumuzu
başkasının mutsuzluğunun üzerine kuramayız.
Bazıları
yapabilir.
Ama bizim gibi
vicdan sahibi olanlar değil.
Bunun başka yolu
var mı?
Harry.
Bu senin için olduğu
kadar benim için de zor.
Öyleyse son
kararımızı bu gece vermeyelim.
Yarın hislerim değişmeyecek.
Daha fazla zarara
uğramadan hayatlarımızı yaşayabilecek miyiz görelim.
Geçmişteki şefkatin için
teşekkür ederim.
Bu geceki yemek için
de.
Harry, lütfen
böyle bitmesine izin verme.
Ne gibi?
Acı içinde.
Sen de öyle
bitmesine izin verme.
Canavar olduğumu düşünüyorsun,
değil mi?
Bana daha önce
söyleyebilirdin diye düşünüyorum.
Doğru olanı yaptın
hayatım.
Çok hızlı oldu.
Be ben Sana
yazdığım mektupları geri alabilir miyim acaba Kay?
Şimdi mi?
Mektupların
yoldan çekilmesi çok daha iyi olur.
Onları
yakabilirim.
Alsam daha iyi.
Harry, evin dört bir
yanındalar.
Onları yarın sabah
yak, Kay.
Hepsini.
Hiç eksiksiz lütfen.
Harry.
Sen Kasabadaki markete cin almaya gittiğimi var sayalım.
Ya da en iyisi hiç buraya
gelmediğimi.
Bu gece herşeyimi
kaybettim.
Bunu düşünmesem daha
iyi olur.
Her zamanki gibi 23.
30'ta yatakta olurum.
Al bakalım.
Arabanızın tek arka
farının yandığının farkında mısınız?
Hayır, farkında değilim.
Benim lafımla
yetinmeyin.
Arabadan çıkıp
kendiniz bakın, lütfen.
Yo, sorun değil.
Size inanıyorum.
Bunu çabuk halledebilir
miyiz?
Aracınızdan inin,
efendim.
Sadece temassızlık
var.
Ehliyetinizi
görebilir miyim?
Bunun için bana celp
kağıdı vermeyeceksiniz herhalde?
Ehliyetsiz
kullanmıyorsunuz, değil mi?
Hayır, ben Hayır, tabi ki var.
Aceleniz mi var
bayım?
Hayır.
Ama eve dönmem
gerekiyor.
Bunu kanunu
çiğnemeden önce düşünecektiniz.
Ama ben kanunu
çiğnemedim.
Hiçbir sorun yok.
Güzel, teşekkür
ederim.
Gidebilirsiniz.
Teşekkür ederim.
Erken dönmüşsün.
İyi misin Harry?
Uyuyakalmışım.
Hayatım sorun ne?
Bilmeni istiyorum.
Neyi bilmemi?
Sana çok
ihtiyacım olduğunu.
Biliyorum hayatım.
Bunun hep
bilincindeydim.
Garip, şişenin yarım
olduğuna yemin edebilirim.
Sanırım bunuyorum.
Yaşlanıyor olmalıyız.
Evet, öyle.
Alışkanlıklarımıza
bağlıyız.
Evet.
Seni seviyorum Pat.
Ben de seni
seviyorum.
Harry?
Niye bir tatile
gitmiyoruz, ikimiz baş başa?
Çok iyi olur.
Film nasıldı?
İyiydi.
İyi bir filmdi.
Böylece Harry'le Pat
Allen, hayatlarını birlikte sürdürdüler.
Evli çiftlerin sürdürdüğü
gibi.
Kay'le ben
ilişkimizi açıklamak için bir sonraki kışa kadar bekledik.
Sanırım kendimizce
nezaket göstermek istedik.
Harry'nin acısının dinmesine
izin vermek için.
Harika bir kız.
Şanslı adamsın.
Galiba öyleyim.
Öylesin.
Bunu fazlasıyla hak
ediyorsun.
Teşekkür ederim Pat.
İşin ciddiyeti ne?
Çok ciddiyiz.
Benim hiç
olmadığım kadar.
Aramızda
gerçekten harika bir şey var.
Yani Evlilik?
Evet, evleneceğiz.
Beni kabul ederse.
Elbette kabul eder,
Rich.
Niye etmesin ki?
Durun, durun, durun.
Kadeh kaldıralım.
Richard ve Kay'e.
Bize.
Hepimize.
Hayata.
O geceden sonra
Harry bana herşeyi anlattı.
Bu karısını zehirlemeye
çalışan sonrasındaysa onsuz
olamayacağını anlayan bir adamın kendine
has komik hikayesiydi.
3 kelime.
Davulcu çocuk yolda.
Ve Kay'le ben böylece evlendik.
Birbirimiz için yaratılmıştık.
Harry sağdıcımdı.
Mutluluğumuzu
başkalarının mutsuzluğu üzerine mi kurmuştuk?
Bu kararı siz
vereceksiniz.
Bu odada yanında
yatanın aklından geçenleri bilen varsa Fas
Yolu.
lütfen el
kaldırsınlar.
Kaldıramayacağınızı biliyorum.
- Herşey için
teşekkür ederim.
- Çok teşekkür
ederiz.
Harikaydı.
- Kendine iyi bak.
Sıra sizde.
- İyi geceler.
İyi geceler.
Harry Allen hayatta tanıdığım
en asil adamdı.
Bana kaybı hakkında tek
kelime etmedi.
Haydi oğlum.
Aslında şimdi
bunun yeni bir başlangıç olduğuna inanıyorum.
Aşk uğruna
yaptıklarımız garip değil mi?
« Prev Post
Next Post »