Print Friendly and PDF

Translate

Ölü İkizler (1988) Dead Ringers

|


 116 dk

Yönetmen:David Cronenberg

Senaryo:David Cronenberg, Norman Snider, Bari Wood

Ülke:Kanada, ABD

Tür:Dram, Korku, Gerilim

Vizyon Tarihi:08 Eylül 1988 (Kanada)

Dil:İngilizce

Müzik:Howard Shore

Oyuncular

Jeremy Irons

Geneviève Bujold

Heidi von Palleske

Barbara Gordon

Shirley Douglas

Özet

Tartışmalı filmlerin yönetmeni David Cronenberg'den erkeklerin en gizli fantezilerini anlatan bir gerilim...

Jinekolog ikizler Elliot ve Beverly, aynı kadınları paylaştıkları gizli seks oyunlarında sert bir dönemece doğru ilerlemektedirler. İkizlerden cesur olanı, baştan çıkardığı kadınlardan sıkıldığında onları çekingen kardeşine bırakmaktadır. Ancak kadınları kolayca kandırdıkları bu düzen, utangaç kardeşin güzel aktris Claire'e ikizinden önce aşık olması ve onu sadece kendisine istemesiyle bozulur

Altyazı

Seks diye bir şey duydun mu? Elbette duydum.

  Seksin ne işe yaradığını buldum.

  Sahi mi? Bu harika.

  İnsanlar su altında yaşamadıkları için.

  Anlamadım.

  Balıklar sekse ihtiyaç duymaz çünkü sadece yumurtalarını yayarlar ve suda döllerler.

  İnsanlar bunu yapamaz çünkü suda yaşamıyorlar.

  Suyu içselleştirmek zorundalar.

  Bu yüzden seks yaparız.

  Yani insanlar suda yaşasaydı seks yapmayacak mıydı? Bir tür seks yapardı.

  Ancak birbirlerine dokunmazlardı.

  Bu fikri sevdim.

  Tüplü dalışı duydun mu? Yeni bir şey.

  Taşınabilen Sualtı Soluma Aygıtı.

  Kesinlikle.

  - Aynı şeyi mi düşünüyoruz? - Evet, haydi sor.

  Luciana, bizimle küvette seks yapar mısın? Bu bir deney.

  Dalga mı geçiyorsun? Defol git, serseri.

  Babama pis konuştuğunu söyleyeceğim.

  Ayrıca seksin ne olduğunu bile bilmediğinden eminim.

  Bizden çok farklılar  Bunun nedeni su altında yaşamıyor olmamız.

  Morkulum harika çalışıyor.

  - Mantikülatörü yerleştireyim mi? - Lütfen.

  - Teşhisin nedir? - İntraovüler cerrahi.

  Cambridge, Massachusetts.

  Bu aleti nereden buldunuz? - Özel olarak yaptırdık.

  - Gerçekten mi? Bir kadavra için iyi olabilir.

  Canlı birinin üzerinde bir işe yaramaz.

  Muhteşem ikizlerimize  Sıradan öğrenciler olarak bize şimdiden şöhret getirdiler.

  Ve işte som altından  Som altından plaket işte! Mantle Retractor.

  Bu şu anda bir sanayi standartı.

  İşte size parlak bir gelecek! İşte.

  - Bu harika! - Evet.

  Mili arkaya yerleştirmişler.

  - Bev orada olmalıydın.

  - Öyleydim.

  Evet, tüm gerekli parçalar yerinde mi, doktor? Evet yerinde.

  Ve orada olmaması gereken bir çift daha var.

  - Hiç komik değil.

  - Hayır  

Şaka yapmıyordum.

  İzninizle.

  Hemen döneceğim.

  Gitmeden önce şuna bir bakmanı istiyorum.

  Geciktim.

  Başkanın karısıyla bozuşursam ödeneğimizi kaybederiz.

  Üç girişli.

  Böyle bir şeyi daha önce hiç görmedim.

  Birazdan aşağıda olurum.

  Doktor Mantle.

  Arabayı bekletin lütfen.

  - Bu Claire Niveau mu? - Evet.

  - Bildiğimiz Claire Niveau mu? - Evet.

  - Burada ne yapıyor? - Dizi çekiyor.

  Bekleme odasında 3 temsilcisi ve koruması var.

  - Ve hayatı çocuksuz bomboş.

  - Nasıl öğrendin? Yapma Bev, bunu herkes biliyor! Hiç National Enquirer okumuyor musun? "Yıldızın hayatı çocuksuz bomboş.

 " Umarım onu nasıl hamile bırakacağımızı da açıklamıştır.

  Çünkü ben bilmiyorum.

  Tamam, bakalım ben ne yapabilirim? Başkanın karısıyla akşam yemeği ne olacak? Sanırım güzel kontes beklemek zorunda.

  Tamam.

  Şuna bir daha bakalım.

  Evet.

  Bu olağanüstü.

  Vücudumun içi için bunu söyleyen daha önce hiç olmamıştı.

  Eminim iç güzelliğini duymuşsunuzdur? Bence vücutların içi için de güzellik yarışmaları olmalı.

  Bilirsiniz, en iyi dalak.

  En gelişmiş böbrekler.

  Niye insan vücudunun tamamı için standartlarımız olmasın? - Hem içi hem de dışı için? - Sanırım sizin için var.

  Ben de kaybolmalarını söylerim.

  Kusura bakma.

  Kaybolmalarını söyleme.

  İşe ihtiyacım var.

  Bu ufak diziler çok az para getiriyor.

  Küçük düşürülmeye ihtiyacın yok.

  Ben kararımı verdim.

  Küçük düşürülmek istiyorum.

  Bana rahmimi anlatın.

  3 girişi var.

  3 rahim boynu  Rahminizde 3 ayrı bölüme gidiyor.

  Bu çok nadir görülür.

  Âdetlerinizde sorun var mı? Dinle, Axelrod toplantısına geç kalacağım.

  - Sorun olur mu? - Güle güle Leo.

  Unutma, hem küçük düşürülmeye hem de paraya ihtiyacım var.

  Hemen hemen hiç adet görmem.

  Yılda bir ya da iki kez.

  Çok hararetli geçmez.

  Sizce üçüzüm olabilir mi? Her bölümde bir tane? Hayır, bu şekilde işlemiyor.

  Öyle mi? Nasıl işliyor? Güzel kontesle nasıl gitti? - Ödeneği aldık mı? - Harikaydın.

  Her zamanki gibi baştan çıkarıcı ve büyüleyici.

  Ve sanırım ödeneğini aldın.

  Dur bir dakika.

  Neler duyuyorum? Bu bizim için, benim için değil.

  Mantle A. Ş.  için.

  - Evet, evet.

  Biliyorum.

  - Anladı mı? Kontes.

  Bu gece çok bilmiyorum.

  Catherine Deneuve gibisiniz.

  Marcello nasıl? İki capuccino lütfen.

  Ve çabuk.

  Kontes sabah kafeinini almazsa bir kaplan gibi oluyor.

  Haydi, bu kadar kötü değilim.

  Gerçek hayatta biraz daha düzgünsün.

  Peki, film yıldızı.

  O nasıl? Seni yarın öğle yemeğine bekliyor.

  - O zaman kendin öğrenirsin.

  - Hayır! Evet.

  Her şey ayarlandı.

  Prodüksiyon ona küçük bir daire kiraladı Rosedale'da.

  Yataktan yeni çıkmış olacak.

  Sıcak ve samimi.

  Klinik tepeleme dolu.

  Kirayı ödemek zorundayız.

  - Hastalarını ben alırım.

  - Evet! Gitmeni istiyorum.

  Bev, film yıldızını denemelisin.

  İnanılmaz biri.

  Endişelenme, başaracaksın.

  Bana güven.

  Dün gece bana ne yaptın?

 - Hala tepeden tırnağa titriyorum.

  - Kitaplardan öğrendim.

  Keşke o kitapları daha fazla erkek okusa! - İçki? - Hayır, teşekkürler.

  Doktor.

  Teşhisin nedir?

Bebek sahibi olabilir miyim  Olamaz mıyım?

 Bunu şimdi mi soruyorsun?

Yani burada?

 Sonuçlar bugün gelir demiştin.

  Çocuk doğurabilme şansın yok.

  Şaşırmadım.

  Daha önce test yaptırmış olmalısın.

  Onlar kolayca hamile kalamayacağımı söylediler.

  Ama ben hala hormon iğneleri alıyorum.

  Ve rastgele ilişkide bulunuyorum.

  Ben daha önce hiç gebelik önleyici bir şey kullanmadım.

  Bunu düşünmedim bile.

  Başka biriyle yatmamanın başka nedenleri de var.

  Bu doğru, biliyorsun.

  Bunu hiç düşünmedim.

  Elbette üzerime atlamadan önce beni derinlemesine test etmek için senin şansın vardı.

  Hep böyle dikkatli misin?

 Sadece hastalarla mı ilişki kurarsın?

 - Hayır, ben endişeliydim.

  - Sence ben kötü müyüm?

 - Kalçamı tokatlayacak mısın?

 - Bunu düşünmemiştim.

  Ben çok kötüyüm ve cezalandırılmam gerek.

  Cezalandırılmalıyım.

  Danuta! Danuta! Danuta! Affedersiniz.

  Tamam.

  Haydi, gel yüzünü yıkayalım.

  Kendini daha iyi hissedeceksin.

  Haydi gel.

  Elly, ne oldu?

 Tanrı'ya şükür döndün, Bev! Durumu ciddi olanlarla baş edemiyorum.

  Neden döndün?

 Ciddi olmayan kadınlarla baş edemiyorum.

  Tek istediği kıçına küçük bir tokattı, değil mi?

 - Öyle mi?

 - Evet.

  Kardeşimin bizi ne haltlara soktuğunu merak ettim.

  O bir aktris, Bev.

  Bir oyuncu.

  Sürekli oyun oynar.

  Gerçekte kim olduğunu asla bilemezsin.

  Evet, bunu görebiliyorum.

  - Öyle mi?

 - Evet.

  Peki, tekrar ne zaman göreceksin?

 - Şimdiden kliniği beş kez aradı.

  - Bilmiyorum.

  - Sen gitsen daha iyi olur.

  - Dur bir dakika  Bu ciddi bir durum.

  - Hayır, değil.

  - Evet, öyle! - Kadınları paylaşmasak, hala bakir olurdun.

  - Hayır.

  - Tek başına yapamazdın.

  - Çok fazla çıkmıyorum.

  Dinle, bizim işimizin güzel yanı, güzel bir kadınla tanışmak için dışarı çıkmak zorunda değilsin.

  Bunu yapamam.

  Bu hiç ahlaki değil.

  Hayır.

  Bu hiç güvenli değil.

  - Eğer onu görmeye gitmezsen.

  - Ne?

 Ben giderim.

  Ona sen olduğumu söylerim ve ona korkunç şeyler yaparım.

  Ne tür korkunç şeyler?

 Tanrım! Doktor beni iyileştirdin! Sorun ne?

 Ne oldu?

 Asla hamile kalamayacağım.

  Hiç çocuğum olmayacak.

  Öldüğümde sadece ölmüş olacağım.

  Ben aslında tam bir kadın da değilim.

  Sadece bir kızım.

  Küçük bir kız.

  - Evlat edinebilirsin.

  - Bu aynı şey olmaz.

  Vücudumun bir parçası olmaz.

  Evet.

  Bu doğru.

  Söyleme.

  Lütfen kimseye benden bahsetme.

  Lütfen söyleme.

  Öyle hassas öyle incinebilir durumdayım ki.

  Kime söyleyebilirim?

 Kime söyleyebilirim?

 Ve bu onayın alınmasıyla beşinci coşkulu sezonumuz da açılmış oldu.

  - Ortağım geldi! - Merhaba.

  Evet?

 Güzeldi.

  O biraz deli ama tatlı.

  - Bana her şeyi anlat.

  - Sonra.

  Hayır şimdi.

  Sonra bir şeyleri unutabilirsin.

  - Bazı lezzetli ayrıntıları.

  - Bunu anlatmak istemiyorum.

  Neyi?

 Bunu kendime saklamak istiyorum.

  Dinle.

  Benim deneyimim olana kadar senin de olmadı.

  Bana anlatmadan Claire Niveau'yu becermiş olmazsın.

  O halde Claire Niveau'yu becermedim.

  Bak bunu tartışmanın anlamı yok, Arlene.

  Elbette var.

  Kesinlikle bir anlamı var!

Başladık ama sonunu getirmiyorsun.

  - Ve bir ilişkimiz var! - Ama senin testin olumlu.

  Sorun kocanda ve muhtemelen tek ihtiyacı iyi bir sperm banyosu.

  Eğer bu kadar basit bir sorunsa, bunu yapmaya neden karşısın?

 Kocalara bakmıyoruz.

  Kadın kısırlığıyla uğraşıyoruz.

  Kadınlara bakıyoruz.

  Bu bizim özelliğimiz.

  Ben bir kadınım ve benimle ilgilenmeni istiyorum.

  Sana güveniyorum.

  Bu günlerde güvenebileceğin bir doktor bulmak gerçekten çok zor.

  Arlene, bu harika.

  Yani bu gerçekten harika ama biz kocalara bakmıyoruz.

  Ayrıca çocuk da doğurtmayız.

  Kadınların hamile kalmasını sağlarız o kadar.

  Başarılı olmak için hayatı basite indirgemen gerekir.

  Öyle değil mi?

 Lavaj.

  İşe yarar herhangi bir şeyi kullanarak yeni bir fallop tüpü yapabileceğimizi söylemek biraz abartılı olurdu.

  Bu tüpler yüksek uzmanlık gerektiren küçük organlar.

  Ama yardımcı olacak bir yöntem önerebiliriz  Bazı organları değiştirmek oldukça mümkün.

  Bazı damarları ya da bugünkü gibi yumurtayı rahime taşıması için kasıkta bulunan lenf damalarından birini kullanabiliyoruz.

  - Ne alıyorsun?

 - Bir bakalım.

  "Dextroamphetamine Resin.

  "Dozaj formu: Kapsül.

 " "7,5 miligram.

 " "Kullanım alanı: Obezitenin kısa dönem tedavisi.

 " "Önemsiz yan etkileri: Ağız kuruması, çarpıntı, huzursuzluk, ağızda kötü tat.

 " "Önemli yan etkileri:" "uykusuzluk, hızlı kalp atışı, öfori.

 " - Bir tane ister misin?

 - Bunları nereden öğrendin?

 Doktor, "Doktor Masasından Referanslar" en sevdiğim kitabımdır.

  Aslına bakarsan doktorlar arasında uyuşturucu kullanımının yaygın olduğu söyleniyor.

  - Bu doğru mu?

 - Evet.

  Sen kullanıyor musun?

 Hayır.

  Sadece ağrı kesici.

  Ağrı, karakter bozulması yaratır.

  Ve bu oldukça gereksizdir.

  - Her zaman ağrılarım oluyor.

  - Ne tür ağrılar?

 Sanırım psikoseksüel.

  Bunun çok akıllıca bir tanı olduğunu söyleyebilirim.

  Yine de bunun için bunları kullanmanı önermem.

  Bunları kim yazdı?

 Ünlü bir oyuncu olduğunda, doktorlar arkadaşça davranır.

  Bana bir iyilik yap.

  İlaçlarını benim yazmama izin ver.

  Teşekkürler, Artnur.

  İmzalamayı unuttunuz, Doktor Mantle.

  - Affedersin.

  - Aslında adım Dennis.

  Özür dilerim.

  Sizi hep karıştırıyorum.

  Tekrar hoşça kal.

  Şu anda duvar tenisi oynasam, Terry, sonunda tükenebilirim.

  Kazanabilirim ama sonunda ölürüm.

  - Yoruldun mu?

 - Evet, sonuncusu zorluydu.

  - Orada mıydın?

 - Hayır, kasedi izlerim.

  FT kağıdını doldurmak için ihtiyacım olacak.

  Boston beni sıkıştırıyor.

  Merhaba Mary.

  Senin doku uyuşmazlığı verilerine ihtiyacım olacak.

  Nasıl ilerliyor?

 Bak, bu sefer kağıtları ben yazsam, sen verileri toplasan?

 Olur.

  Söyle yeter.

  Nasıl gittiğini görmek ister misin?

 Hayır.

  İyi temsil edeceğine eminim.

  - Tükendim.

  - Bu gece Claire'i göremeyecek kadar mı?

 Hayır, asla.

  - Bunlara ihtiyacın olacak.

  - Nedir o?

 Butazamine.

  Nagasaki gibi gelmeni sağladığını duymuş.

  - Onun haplarını içmiyorsun, değil mi?

 - Dinle, ufaklık.

  Niyetini anladım.

  Bizimle uyuşturucu için yatıyor.

  - Bunun doğru olduğunu sanmam.

  - Sanırım onu bırakmalıyız.

  Sen bırakabilirsin! Bilinmeyen bir bölgeye girmek üzereyiz.

  "Aptal bir polis bizi kelepçeledi diye senden hoşlanmak zorunda değilim.

 " "Kelepçe mi?

 Anlamıyorsun, değil mi?

 Dinle, tatlım  Şu anda kaçıyoruz ve bu bilgisayarın kodunu bulana kadar birbirimizi gerçekten iyi tanımak zorundayız.

  Gördüğümüz şeyi sevmeyi öneriyorum".

  Çok sıkıcı okuyorsun.

  - Sadece gevşe ve oyna.

  - Tamam.

  Çocukken sıradan şeyler yapmadın mı?

 Taklit mesela?

 Taklidini yaptığım tek kişi kardeşimdi.

  Bir kardeşin olduğunu bilmiyordum.

  Evet.

  Çok yakın değiliz.

  Beverly  Bu bir kadın adı.

  Annen sana neden bir kadın adı vermiş merak ettim.

  Kadın adı değil.

  Onun telaffuzu farklı.

  Evet ama yine de kadın adı.

  Kardeşin de mi bir kadın adı taşıyor?

 Merian.

  "E" ve "A" yla mı, teleffuz ediliyor?

 Ne ima ediyorsun?

 Sence homo muyum?

 Annem kız mı istemiş?

 Bu kahrolası psikanaliz de ne demek oluyor?

 Dinle, Doktor.

  Bence bir sorunun var.

  Ne olduğunu bilmiyorum, bir etiket koyamam ama sen hafiften bilmiyorum şizofrensin.

  Ya da öyle bir şey.

  Bazen seni çok seviyorum ve bazen eğlenceli olabiliyorsun ama hepsi bu.

  Bunun nedenini anlayamıyorum.

  Beverly.

  Bir sana.

  Bir bana.

  Bu taraftan lütfen.

  Tatlım.

  Otur, bir içki al ve bana her şeyi anlat.

  Her şeyi bildiğimden emin değilim.

  Sen ve Harika Mantlelar hakkında duyduklarımdan başlayabilirsin.

  Neden bahsediyorsun?

 Claire.

  Bu benim, Laura.

  Lütfen utangaç olma.

  Sevgili Beverly.

  Sevgili Elliot.

  Bazıları farkı söyleyemeyeceklerini iddia ediyor.

  Ama ben öyle değilim, canım.

  Açıkca belli ki  Daha münasebetsiz bir şey söylemeden bana hangisini gördüğünü söyle.

  Onlardan 2 tane mi var diyorsun?

 Aptal olma, canım.

  Elbette onlardan iki tane var.

  Onlar ikiz, tatlım.

  Tek yumurta ikizi.

  Tatlım bir anda benzin soldu.

  - Yanlış bir şey mi söyledim?

 - Hayır, pek değil.

  Garson nerede?

 Kahve istiyorum.

  Bu çok kötü.

  Yanlış bir şey söyledim, değil mi?

 Biliyor musun Butazamine'i sevmeye başlayabilirim.

  Beverly.

  Kardeşinin sadece bir kardeş olmadığını neden söylemedin?

 - Evet.

  - Evet şu.

  Aklıma gelmedi.

  O sadece bir kardeş.

  - Bu önemli mi?

 - Önemli mi?

 Aynı dairede, birlikte yaşadığınızı duydum.

  Evet, bu doğru.

  İtalyan mobilyalarını seviyoruz.

  Tanrım! Aynı yatakta mı yatıyorsunuz?

 - Claire, yapma! - Asıl sen yapma! Bana kardeşinle yakın olmadığınızı söylemiştin.

  Ve şimdi sadece tek yumurta ikizi olduğunuzu değil aynı dairede birlikte yaşadığınızı da öğreniyorum.

  Neye benziyor?

 İkizin?

 Elbette bana çok benziyor.

  Psikolojik olarak aynı mısınız?

 Hayır, bunu söyleyemem.

  Ne zaman tanışacağım?

 Tanışamazsın.

  Bunu istemezsin.

  Ama Beverly anlamıyor musun?

 - Onunla tanışmalıyım.

  - Neden?

 Senin hakkında her şeyi bilmek istiyorum.

  Bu iyi bir fikir değil.

  İkizinle tanışmamı istemiyorsun.

  Neden?

 Bu çok zor.

  Bu gerçekten zor.

  İşte, görüyorsun.

  Senin için neden zor olduğunu bilmek istiyorum.

  - Düğmem  - Nedenini bilmek benim için önemli.

  Sanırım senin Elliot ile   bir şeyler içmeni ayarlayabilirim.

  - Hayır.

  Olmaz.

  - Neden?

 İkinizi birlikte görmek istiyorum.

  Sizi bekliyorlar.

  Sonunda mecbur kalacağını biliyordum.

  - Demek geldin.

  - Evet geldim.

  Bunu dört gözle bekliyordum.

  Evet, Claire Niveau.

  Bu kardeşim Elliot.

  Merhaba Claire.

  Umarım Bev filmlerinin hayranı olduğumu söylemiştir.

  Hayır, söylemedi.

  Aslında senden hiç bahsetmedi.

  Sahi mi?

 Bu hiç hoş değil.

  Evet, oturacak mısın?

 Evet, oturacağım.

  Kendimi çok aptal hissediyorum.

  Şehirde Muhteşem Mantle İkizlerini bilmeyen tek kadın ben olmalıyım  - Ne içersin?

 - Hiçbir şey.

  Şu an ayık olmak istiyorum.

  Uyanık olmak istiyorum.

  Sizi ayıracak hiçbir şey yok öyle değil mi?

 Kesinlikle tıpatıp aynısınız.

  Aslında ben birkaç milimetre daha uzunum.

  Bahse girerim, ikinizi de tanıyan biri nasıl söylesem ikinizi de gerçekten iyi tanıyan biri farkı söyleyebilirdi.

  Boylarınızı ölçmeden demek istiyorum.

  Ne demek istiyorsun?

 Beverly tatlı olan ve sense pislik olansın.

  Haklı mıyım?

 Çok kibar bir bayan bulmuşsun Beverly.

  Dürüst olalım olur mu Elliot.

  Şimdi şu işi biraz kolaylaştıralım.

  Bana karşı dürüst olabilirsin.

  Ne de olsa ikinizle de yatıyorum, değil mi?

 - Dur, dur bir dakika.

  - Oynadığınız şu küçük oyun.

  Sen kibarlığınla kadınları yumuşatıyorsun ve sonra Drakula gelip işlerini bitiriveriyor.

  Aslında seni ilk beceren bendim.

  Ama seni kardeşime verdim çünkü çok iyi değildin.

  Tanrım! Claire  Açıklamama izin ver.

  Seni pislik herif! Neyi açıklayacaksın?

 Neyi açıklayacaksın?

 Dinle.

  Biraz görmüş geçirmiş biriyim.

  Film işinde çok kötü şeyler gördüğümü sanıyordum ama bunun bugüne kadar başıma gelen en iğrenç şey olduğunu söylemem gerek.

  - Bundan kuşkuluyum.

  - Senin derdin ne, dostum?

 Kardeşin seyretmeyince kaldıramıyor musun?

 Bunun kötü bir fikir olduğunu söylemiştim.

  - Gerçekten aptalca.

  Ben gidiyorum.

  - Rahatsız olma.

  Bu, sorunumuzu çözer.

  Tanrım, Bev! Neler oluyor?

 Biliyorsun.

  Ben üzgünüm.

  Dinle.

  Gidip onu yakalayacağım.

  - Benim hatam olduğunu söylerim.

  - Hayır! Onu rahat bırak.

  Ben hallederim.

  1988 Feldman Ödülü'nü kazananı açıklıyorum: Doktor Elliot Mantle.

  Sanırım bir doktor için meslektaşlarının takdirini almanın ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz.

  Bununla birlikte, bana göre bu gece bu ödül bana verilmedi.

  Daha çok, bize bu önemli şeyi sağlayan kadınlara verildi.

  Bize hayat veren kadınlara.

  Doktor Angus Lawson'a araştırmamı bitirmek için bana zaman tanıdığı için teşekkür etmek istiyorum.

  Ama her şeyden önce kardeşime teşekkür etmek istiyorum.

  Ortağım Doktor Beverly Mantle'a.

  Kendisi, bu zaferin tadını çıkarmak için burada zaman öldürmek yerine  - İşte benimkini al.

  - Mantle Klinik'te iş başında.

  Bana bu alçakgönüllü başarıyı sağlayan verileri toplamak ve değerlendirmekle meşgul  Doğru değil! Buradayım! Affedersiniz.

  Gördüğüm kadarıyla Beverly de bu işin tadını çıkarıyor.

  Ve kutlayacak çok şeyi var.

  Kuzey Amerika'nın önde gelen klinisyenlerinden biri olarak tanınıyor.

  Bayanlar baylar Doktor Beverly Mantle.

  İyi misin?

 İçmeyi tercih ederdim ama bir şey söylemek istiyorum.

  Sadece bir şey söylemek  Bir şey söylemek istiyorum.

  Bu gece burada bir dolandırıcılık suçu işlenmekte.

  Her şey bir yalan! O Beverly, ben de Elliot'ım.

  - Teşekkür et ve git.

  - Bir şey daha söylemek istiyorum! Muhtemelen çoğunuz merak ediyorsunuz, işi acaba nasıl bölüşüyoruz?

 Şöyle oluyor.

  Ben köleler gibi çalışıyorum.

  - Elliot da konuşmaları yapıyor.

  - Tanrı aşkına! Eve atmak dışında kadınlar için her şeyi yaptım.

  - İyi mi?

 - Gel şöyle.

  Kutlamayı biraz fazla kaçırmış.

  Onu kim suçlayabilir?

 Çok teşekkürler.

  Teşekkürler.

  Dün geceki rezillik için özür dilerim.

  Bu sabah birkaç karışmış tüyü düzeltmek zorunda kaldığım doğru.

  Ama şimdi ufaklık, haberler iyi.

  Lawson sonunda bana hastanede doçentlik teklif etti.

  - Votka martini alır mısınız?

 - Teşekkürler, Sean.

  - Kabul edecek misin?

 - Tabii ki kabul edeceğim.

  Bu, bölüm başkanlığı için sıradaki adım.

  - Peki ya pratik?

 - Eskiden olduğu gibi devam eder.

  - Orada olmadıkça.

  - Pek fazla orada olmayacağım.

  Ben yemeyeceğim.

  - Sen iyi misin?

 - Evet, iyiyim.

  - Onlar nedir?

 - Dex.

  Yorgunum.

  - İster misin?

 - Hayır.

  Dinle, ben öğretmenlik ve araştırma yaparken, sen fazladan birkaç hastaya bakabilirsin?

 Tabii.

  Neden olmasın?

 Aman Tanrım! Burada olduğunu bilmiyordum.

  Elly uyuyor.

  Öğleye kadar uyanmaz.

  - Bu kadar yakın olduğunuzu bilmiyordum.

  - Yakın değiliz.

  Duş mu alacaksın?

 Hayır ben  Sen gir.

  Tamam.

  Görüşürüz.

  Bu çok soğuk ve boş görünüyor.

  Ona boş diyebilirsiniz ya da temiz bir heykelcilik.

  Bence bu bireysel sinir sistemiyle ilgili.

  Elbette bu, birinin bireysel sinir sisteminin olduğunu varsayar.

  Efendim?

 Teşekkür ederim ben bunu düşüneceğim.

  - Claire.

  - Evet?

 Bu sensin.

  Yoksa bu hanginiz mi demeliyim?

 Lütfen, Claire yapma.

  Hala dizi mi çekiyorsun?

 Yeni çekimler.

  Yönetmen ne yaptığını bilmiyordu.

  Evet?

 Bana ne kadar üzgün olduğunu söyle.

  Beni ne kadar özlediğini söyle.

  - Biz her zaman her şeyi paylaştık.

  - Ben şey değilim.

  Yani insanları, deneyimleri  Bu şimdiye kadar beni hiç rahatsız etmedi.

  Ben farklıyım, değil mi?

 Evet.

  Evet, öylesin.

  Elliot beni kıskanıyor mu?

 Seni ondan çalacağımdan mı korkuyor?

 Hayır.

  Seninle konuşmayı önerdi.

  Durumu düzeltmek için.

  - Bu eğlenceli olurdu.

  Neden yapmadı?

 - Ben bırakmadım.

  Onu da senin kadar sevmemden mi korktun?

 Belki de sıra ona geldiğinde farkı anlamayacaktım.

  - Hayır! Aramızda bunlar olmaz.

  - Bence olur.

  Bence aranızda olan bu şeyler hakkında hiçbir zaman anlaşamadınız.

  Hayır! O buradayken olmaz! İzlemesini istemiyorum.

  Tamam.

  Şimdi sizi ayıracağım.

  Ayıracak mısın?

 Ne demek bu?

 Hayır Hayır! Hayır! Hayır! - Ne oldu?

 - Affedersin.

  Affedersin, rüya görüyordum.

  - Ne hakkında?

 - Elliot'la ilgili.

  - Ne oldu?

 - Yapma! Yapma! Yapma! Dokunma.

  - Yatağa gel.

  - Claire tekrar görmek istemiyorum.

  Yapamam! - İç şunları?

 - Nedir bu?

 Seconal.

  Rüya görmeyeceksin.

  Gel.

  O rüyayı görmeme izin verme.

  Doktor ve hasta arasındaki karmaşık hesaplaşmalardan açıkça ortaya çıkan mesaj klinikte sadece bir yer için değil felsefe için de talep olduğudur.

  Sevecen bir merakla sosyal sorumluğun iç içe geçtiği bir felsefe.

  Buna mecbur olduklarını anlayacaklar.

  Evet.

  Evet.

  Bak, David kapatmalıyım.

  Misafirim var.

  Yarın konuşuruz.

  Hoşça kal.

  - Doktor Elliot Mantle?

 - Evet.

  Escort Embassy'den özel sipariş.

  Ben Mimsy.

  Bu da kardeşim Coral.

  Merhaba.

  - İster misiniz?

 - Elbette.

  Bakın, hanginizin, hanginiz olduğunu bilmek için.

  Senden istediğim  - Coral.

  - Coral bana Elly demen.

  Sen de Mimsy bana Bev de.

  - Kahretsin.

  - Dikkat edin.

  İyileşecek.

  - Sorun ne Beverly?

 İyi misin?

 - Evet iyiyim.

  Bir an titrediğini sandım.

  Saat dokuzu geçiyor.

  Geç kaldın.

  Kalkmalısın.

  - Kaldıracak bir şeye ihtiyacım var.

  - Yerini biliyorsun.

  Claire, Danuta'yı ara ilk üç hastamı iptal etmesini söyle.

  Kalkamayacağım.

  - Sorun nedir?

 - Bilmiyorum, yiyemiyorum.

  Sen bilmiyorsan, ben biliyorum.

  Dün gece çok uyku hapı aldın.

  Bu yüzden.

  - Konuşana bak.

  - Belki bir hafta dinlenmelisin.

  Her şeyi bırak.

  Ben ciddiyim.

  Döndüğünde Elly'le konuşurum.

  - Ondan önce bir şey yapamam.

  - Elliot döndü.

  Sen duştayken burayı aradı.

  - Onunla konuştun mu?

 - Başka ne yapabilirdim?

 Ona birkaç gündür burada, benimle kaldığını söyledim.

  - Nasıl karşıladı?

 - Uygarca.

  Özür diledi bardaki sahne için  ve ben de az çok özürünü kabul ettim.

  - Nereye gidiyorsun?

 - Leo kasabada.

  Sana Leo'dan ve Georgia filmimden bahsetmiştim.

  - Anlaşmak üzereyiz.

  - Claire gitme.

  Kalmanı istiyorum.

  - Beverly, yapamam.

  - Tamam.

  Tamam.

  - Makyaj karavanı nerede acaba?

 - İşte şurada.

  - Birini mi arıyorsunuz?

 - Şuradaki mi?

 - Evet.

  Kimi arıyorsunuz?

 - Bayan Niveau.

  - Sizi bekliyor mu?

 - Evet.

  Şu karşıdaki.

  Bu çok ilginç.

  - Şanslı Beverly.

  Bu büyüye bayılacak.

  - Pek ilgilenmiyor gibi.

  - Bev sanata meraklı değildir.

  - Peki sen?

 Cazibeye meraklıyım

 - Cazibelilik sanatına.

  - Karşında duruyor.

  Beni görmek istemene şaşırdım.

  Bize biraz izin verir misiniz?

 Kardeşinden çok hoşlanıyorum.

  Arkadaş olmamız ikimiz için de iyi olur diye düşündüm.

  - Tabii yapabilirsek.

  - Sanırım yapabiliriz.

  Bir şey daha var.

  Başka bir film çekimine gideceğim.

  - Ve Beverly'yi yalnız bırakmak istemiyorum.

  - Bev yalnız değil.

  Haklısın, tek başına değil.

  Ama yalnız.

  Benimleyken bile.

  Ciddi bir uyuşturucu problemi gelişiyor.

  Fark ettin mi?

 Uyuşturucu problemi olan sensin sanıyordum.

  Bu, mesleği için çok tehlikeli.

  - Bu Beverly için de geçerli.

  - Bana çok kızıyorsun, değil mi?

 Mantle Kardeşler Destanı'na kafa karıştırıcı bir öğe katıyorsun.

  Belki de yıkıcı bir öğe.

  Bu kişisel değil.

  Bence muhteşemsin.

  Ama Mantle Kardeşler Destanı'nda yerim yok.

  Sanırım ikimizi de aynı biçimde sevseydin durum basitleşirdi.

  - Olacakları biliyorduk.

  - Üzgünüm ama yapamam.

  Beverly'den bu kadar farklı mıyım?

 Evet öylesin.

  Claire, havaalanına gelmeme izin ver.

  Beverly lütfen.

  Orada vedalaşmayalım.

  On hafta o kadar uzun ki.

  Bulduğum her fırsatta gelirim.

  Claire.

  Birbirimizi kaybetmeyelim.

  Birchall, lütfen yönetmene ve kostümcüme 10 dolarlık bir fahişe gibi giyindiğim bu filmi yapmaya ihtiyacım olmadığını açıklar mısın?

 Bayan Niveau 10 dolarlık bir fahişe gibi giyindiği bu filmi yapmak istemiyor.

  Claire, kabul etmelisin ki karakterin kendini duygusal bir fahişe gibi düşünüyor.

  Kabul etmekten fazlasını yaparım.

  Bu kostümcü şahsı seçen bendim.

  Ama kurallara çok bağlı bir kadın.

  - Tamam, tamam.

  - Kostümcü şahıs mı?

 Bana "kostümcü şahıs" dedi! - Sakin ol.

  - Ne dediğini duydun değil mi?

 Alo.

  Niveau'nun suiti.

  Alo?

 - Onu dikkatlice inceledin mi?

 - Hayır.

  Kimsiniz?

 Ben onun jinekoloğuyum.

  - Sen nesin?

 - Ben Claire Niveau'nun jinekoloğuyum! 3 dölyatağı boynu olduğunu biliyor muydun?

 Bunu bir mutasyon olarak sınıflamalıyım.

  Bu ne demek oluyor?

 Sen misin Byron?

 Sağ elinin iki parmağını dikkatli bir şekilde yağla.

  Ve ikisini birden Niveau'nun vajinasına sok.

  Bir rahim boynu hissetmek yerine, üç tane hissedeceksin.

  Basitçe bu şu demek.

  Bir mutantı beceriyorsun.

  Doktor, özür dilerim  Bayan Randall'ı görmeye hazır olduğunuzu sandım.

  Bayan Randall, lütfen oturun.

  Tanıştığımızı sanmıyorum.

  Kendimi tanıtmama izin verin.

  Ben Mantle ikizlerinden biriyim.

  Doku bozukluğu, doğal olarak rahim boynunun düzensiz gelişmesine neden olur.

  Ve tabii eski dostumuz lokoreye.

  Yakın zamana dek teşhis, alınan organın dokusal incelemesinden sonra yapılabilmekteydi.

  Buna bebeğin suyla dışarı atılması da deniyor.

  Affedersiniz Doktor.

  Kardeşiniz sizi ofisinizde bekliyor.

  Sanırım görseniz iyi olur.

  Bev, burada ne yapıyorsun?

 Sorun nedir?

 Claire'in evinde saklanıyorum.

  Senden saklanıyorum.

  - Saklanmak mı?

 Sen neden bahsediyorsun?

 - Korkmuştum.

  Ona sahip olmama izin vermeyeceğinden korktum.

  Bu delilik Bev.

  Delilik çünkü  dün bir ilişkisi olduğunu anladım.

  - Beni aldatıyor Elliot.

  - Bev, bunu bu kadar ciddiye almamalısın.

  O şov dünyası kadını.

  Ne bekleyebilirsin?

 Ona aşığım! Bunu ciddiye almak zorundayım.

  Seni bu hale getirdiyse bu aşk olamaz.

  Bu aşk olamaz, Bev.

  Haklısın, Elly.

  Yanlış kişiden saklanıyordum.

  Dans?

 Hayır.

  Sen devam et.

  Haydi Bev, kızla dans et.

  - Sorun ne, Bev?

 - Bunu yapamam.

  Bev bizimle kal.

  Benimle kal.

  Bev! Düştü.

  Nefes almıyor! Dokunma ona! O benim kardeşim! Haydi, Bev! Haydi! Bev?

 - Elly.

  - Şükürler olsun uyandın.

  Tanrım.

  Bev! Şu haline bak.

  Mahvolmuşsun.

  Bitmişsin.

  Felç olabilirdin, Bev.

  - Tek parça olduğun için şanslısın.

  - Tek parça.

  Kimsenin bu uyuşturucu konusunu bilmesine izin veremeyiz.

  Bu duyulursa, biteriz.

  Nasıl bilecekler?

 Kan almalarını önlemek için savaşmak zorunda kaldım.

  Ama gece gündüz burada kalamam.

  Kimse öğrenmeden seni haplardan kurtarmalıyım.

  Gerçekten bağımlı olduğumu mu düşünüyorsun?

 Sana detoks programı uygulayacağım.

  Kendim denetleyeceğim.

  Siparişiniz.

  Tatlım bana neler olduğunu anlatmalısın?

 Anne, çaresiz durumdayım! Bu evde bir saniye daha yaşayamam! Bütün ilişkilerde inişler ve çıkışlar vardır.

  Sen ve Tommy çaba göstermelisiniz.

  Bev! Yapmak zorunda olduğumuz şeyler  - Onu neden parçalıyorsun?

 - Elly uyuyamıyorum.

  Benden uyku hapı istiyorsan ne yazık ki bunu alamayacaksın.

  - Ne yapacağım peki?

 - Uyanık kal.

  - Elly, uyuyamazsam öleceğim! - Uyanık kalacaksın.

  - Sen eve gittiğinde bir şey alırsam?

 - Ben burada kalıyorum.

  - Peki, uyuduğunda bir şey alırsam?

 - Uyumayacağım.

  - Nasıl başaracaksın?

 - Bir şeyler alırım! Bense yatıştırıcı alamıyorum.

  Bu delilik.

  Bev, benim için endişelenme.

  Ben sen değilim.

  Ve onu parçalama.

  Bu acıtıyor.

  Bu?

 Bu mu acıtıyor?

 Tam olarak neyin acıttığını bilmiyorum.

  Bayan Bookman.

  Bu bu som altından bir Mantle retraktörü.

  Som altın! Türünün en iyisi.

  Bu klinik en iyisi.

  Yani bizim teknolojimiz var.

  Acıtması imkansız.

  Ben öyle demek istemedim.

  Son adetinizi ne zaman gördünüz?

 4 ya da 5 aydır olmuyorum.

  Peki, cinsel ilişki esnasında canınız acıyor mu?

 Evet, acıyor.

  Ne diyordum?

 Cinsel ilişki esnasında acı çekip çekmediğini sordunuz.

  - Ben de çekiyorum dedim.

  - Evet.

  Tam olarak ne ile ilişki kurdunuz?

 - Ne demek istiyorsunuz?

 - Sadece merak ettim.

  Birinde benden bir kadını tedavi etmemi istemişti.

  Kadın Labrador cinsi bir köpekle ilişki kurmuştu.

  Düşündüm de belki  - Bayan Bookman'da mı kullandın?

 - Evet.

  Bev bu iç organlar için değil.

  Cerrahi retraksiyon için.

  Canını yakmış olmalı.

  Hayır.

  Hayır.

  Bu  Bunun aletle ilgisi yok.

  Sorun vücut.

  Hatalı olan kadının vücuduydu.

  Metallerin Matematiği.

  Anders Wolleck Evet, sanırım çalışmasını ilginç bulacaksınız.

  Neden bu akşam uğramıyorsunuz?

 Tamam.

  Bir dakika, lütfen.

  Yardım edebilir miyim?

 - Evet.

  Bay Wolleck'la görüşebilir miyim?

 - Zamanlamanız harika.

  Bay Wolleck hemen şurada, yeni bir parça üzerinde çalışıyor.

  - Şuradaki mi?

 Burada mı çalışıyor?

 - Şovun bir parçası.

  Beklettiğim için üzgünüm.

  Evet, dinliyorum.

  Bana bir konuda yardım edebileceğinizi umuyorum.

  Büyüleyici.

  Oldukça güzeller.

  Nedir bunlar?

 Jinekolojik aletler, mutant kadınlar için.

  Mutant kadınlar mı?

 - Bu harika bir gösteri teması.

  - Bu gösteri için değil.

  Sanat değil.

  Ben doktorum.

  İşim için gerekli.

  Bu benim çizgimin biraz dışında.

  Ne yapmamı istiyorsun?

 3 boyutlu prototiplere ihtiyacım var.

  Cerrahi çelikten, döküm, el yapımı ve çalışan şeyler.

  Ve düşündüm de belki  Bu kasabada size yardım edecek büyük şirketler yok mu?

 Hayır! Hayır, hayır, hayır, onlara gidemem! Onlar için çok radikal! Her zaman radikal olduk.

  Yani gidemem.

  Bu çok karmaşık.

  Sanırım bir şeyler yapabiliriz.

  Bu ofisteki saçmalıklardan bıktım artık! Sana on kez karımın kayıtlarını Mount Sinai'ya transfer etmeni söyledim.

  Yapmadın.

  Kayıtlar olmadan onu kabul etmiyorlar.

  - Burada neler oluyor?

 - Bay Glaser çok üzgünüm.

  - Doktorlar bana gönderdiklerini söylemişti.

  - Saçmalık! Buradan ayrılmadan önce dosyaları elimde istiyorum! Bay Glaser elimden gelen her şeyi yapacağım.

  - Şimdi olmaz.

  - Doktor, sizinle konuşmalıyım.

  Şimdi olmaz! Doktor ben bu şartlar altında çalışmaya devam edemeyeceğim bildirecektim.

  İyi.

  İyi.

  Hepimiz hazırız Beverly.

  Bunları kullanacağız.

  Aletleri ver de işimizi yapalım.

  Ben sanırım bu aletleri tanımıyorum Doktor.

  Onları ben yaptırdım.

  Yeni aletler.

  Birden sekize kadar ve sağdan sola.

  Hepsini sırala.

  Ve bana istediğimi ver.

  5 numarayı ver.

  - Hemen! Lütfen! - Evet.

  5 numara.

  5 numara.

  Hayır! Tanrı aşkına Beverly! Ben  Her şeyi yavaşlatmalıyım.

  Her şeyi yavaşlatacak bir şeye ihtiyacım var.

  Bırak şunu! Tanrım.

  Kanama başladı.

  Kıskaç getir hemen.

  Onu buradan çıkarın.

  Davranışım için özür dilemekten fazlasına razıyım.

  Çok fazla çalışıyorum.

  Enerji seviyem ve konsantrasyonum hakkında daha gerçekçi olmalıyım özellikle uzun süren stresli işlerde.

  Ayrıca bunun yanında, bu suçlamalar kerdeşimle kullandığımız radikal tekniklerin anlaşılmamasından kaynaklanıyor.

  Ve sanırım bunda bir çeşit mesleki kıskançlık olduğunu söylemek yanlış olmaz.

  Çok iyi efendim.

  Kardeşimle her zaman kendimizi araştırmaya vermek istemiştik zaten.

  Hayır.

  Bunun gerekli olduğunu sanmıyorum.

  İş birliği yapacağız.

  Yemediler, Bev.

  Sanırım ben olduğumu biliyorlardı.

  Onu öldürebilirmişiz?

 Kadın ölebilirmiş.

  Yalan söylüyorlar.

  Bizi hep kıskandılar.

  Onları tekrar kullanmadığımız sürece hastane ayrıcalıklarımızı iptal etmeyecekler.

  Kahretsin.

  Kendimizi hep araştırmaya vermek istemiştik nasılsa?

 Ben hep bunu istedim.

  Peki sen?

 Cerrahi aletlerle ilgili bir sorun olacak gibi.

  Dengesiz bir zihnin kanıtı olarak saklayacaklar.

  - Ne konuştuklarını biliyor musun?

 - Sana anlatmaya çalıştım, Elly! Son zamanlarda uğraştığımız hastaların ne tür olduğunu bilmiyorsun.

  Neler olduğunu bilmiyorsun.

  Hastalar garipleşiyor.

  Dışarıdan düzgün görünüyorlar ama içleri deforme olmuş.

  Bunu bir şekilde halletmeliydim.

  Radikal teknoloji gerekiyordu.

  Haklısın, Bev.

  Radikal bir şey kesinlikle gerekli.

  Şimdi bunların üçünü almanı istiyorum.

  Akşam 7 civarında 3 tane  Uyumadan önce 3 tane ve 3 tane de sabah uyandığında.

  - Evet, Doktor! - Güvenebilir miyim?

 Yoksa burada oturup seni mi gözlemeliyim?

 Bilmiyorum.

  Bana güvenebilir misin?

 Tanrım! Bana bunu yapma, Bev.

  Bunu sadece kendime yapıyorum, Elly.

  Senin kendi iraden yok mu?

 Neden sadece kendi hayatını sürdürmüyorsun?

 İlk Siyam İkizleri'ni hatırlıyor musun?

 Chang ve Eng.

  Göğüsten yapışıktılar.

  Peki, nasıl öldüler?

 Chang bir anda öldü.

  Tam gece yarısında.

  Her zaman hasta olan oydu.

  Her zaman çok fazla içen de oydu.

  Eng uyandığında kardeşinin ölmüş olduğunu görünce  korkudan öldü.

  Aynı yatakta.

  Bu sorunu cevaplar mı?

 - Zavallı Elly.

  - Zavallı Bev.

  Her şey kontrol altında.

  Sorunun ne olduğunu anlamıyorum.

  Hastane özel uygulamanızla ilgili şikayetler alıyor.

  Bana bile sordular.

  Gayriresmi şekilde.

  Ve tabii kayıt dışı.

  Bev hakkında her şeyi sordular.

  Uyuşturucu bağımlısı olup olmadığını.

  Her şeyi  - Tabii bir şey anlatmadın.

  - Elbette hayır.

  Ama kendini daha fazla saklayamazsın.

  Seni yakalayacaklar.

  Seni yakalamaya zorlanacaklar.

  Klinik onları ilgilendirmez.

  Vay canına.

  Aranızdaki farkı söylemek zorlaşıyor.

  Bunu niye yaptın?

 Bu benim en sevdiğim program! Elly.

  Elly.

  Elly.

  Sen yanlış bir şey yapmadın.

  Senin ünün Bev'inkinden ayrı.

  Hala bir kariyerin var.

  Cary kardeşimin araştırması benim kariyerimin temeli.

  Ona ihtiyacım var.

  Ayrıca gerçek şu ki bizi kimse ayıramaz.

  Biz tek bir kişiyiz.

  Bev düşerse ben de düşerim.

  - Onu geri getirmeliyim.

  - Bence bu senin için çok tehlikeli.

  Bunu denemesi gereken son kişi sensin.

  Artık ondan uzak durmalısın.

  Tabii ki ona yardım bulacaksın  Ama Tanrı aşkına Elliot, ilişkiyi kesmen gerekiyor.

  - Bu işe yaramaz.

  - Neden?

 Bu  Hala anlamadın mı?

 Onun damarlarına giren her şey benimkine de giriyor.

  Ciddi olamazsın.

  - Bu objektif bir tıbbi gözlem.

  - Hayır, hayır! Hayır! Hayır! Bu doğru değil.

  Düşünsen de doğru değil.

  Bak.

  Bunları ağzına atmazsan, senin kanına giremezler.

  Beverly'yle senkronize olmam gerekiyor.

  Bir kez senkronize olduk mu, işler kolaylaşır.

  - Alo?

 - Kimsiniz?

 - Ben Beverly.

  - Beverly, benim Claire.

  Döndüm.

  - Claire?

 - Sana neden ulaşamadım?

 Niye beni aramadın?

 Beni niye aldattın?

 Sen neden bahsediyorsun?

 Şu  Şu adam.

  Otel odandaki adam.

  Tanrım! Görüştüğün adam benim sekreterim Birchall'dı.

  Küstah bir eşcinsel.

  Onu yanlış anlamışsın.

  Beverly, gelip beni görmeni istiyorum.

  Hemen bana gel.

  - Evet?

 - Bay Virdo?

 - Evet?

 - Ben Doktor Mantle.

  Evet.

  Bunun aptalca göründüğünü biliyorum ama sanırım bir karışıklık oldu.

  Kendimi kliniğe kilitledim.

  Eğer sakıncası yoksa gelip beni çıkarabilir misiniz acaba?

 Hemen geliyorum.

  Doktor Mantle.

  Lee Virdo.

  - Bir dakika Bay Virdo.

  - Tamam.

  Bir şey sıkışmış.

  İçeride neler oluyor?

 - Bilirsiniz, hiç bitmeyen tamirler.

  - Evet.

  - Kilitleseniz iyi olur.

  - Evet, tabii.

  - Geliyor musunuz?

 - Evet.

  - Siz iyi misiniz?

 - Evet, iyiyim.

  - İyi görünmüyorsunuz.

  - İyiyim! - Teşekkür ederim.

  - Doktor olan sizsiniz.

  Merhaba.

  Mutant Kadınlarda Kullanılan Jinekolojik Aletler.

  Affedersiniz.

  Ne yapıyorsunuz?

 - Bunlar benim! - Onlar satıldı! Bunlar benim.

  Bunları alıyorum.

  Kopyalarını yapmış! - Bunlar benim ve alıyorum! - Bunlar senin değil! Senin değiller! Alamazsın.

  Alamazsın.

  Alamazsın.

  Claire?

 Claire?

 Beverly aşkım, ne oldu sana?

 - Biraz Sekonal almalıyım.

  - Çok üzgünüm  Bak biraz almalıyım! Elimde hiçbir şey yok.

  Lanet olsun! Tamam.

  Tamam.

  Sakin ol.

  - Tamam.

  Tamam.

  - Reçete yazıyorum.

  Senin için doldururlar.

  - Onları almalıyım, Claire! - Tamam.

  - Burada olduğunu Elliot'a söylemem.

  - Neden?

 Sanırım o ilaç bağımlısı oluyor.

  Tehlikeli olmaya başladı.

  - Aramadığından emin misin?

 - Eminim.

  Elliot böyle yapmaz.

  Neredeyse bir hafta oldu.

  Elliot'ı bilirsin şimdi kapıyı tekmeliyor olması gerekirdi.

  Ondan tek kelime duymadım.

  - Ben uyuyor iken aramadı mı?

 - Hayır.

  Bana bu aletlerden bahseder misin?

 Alet mi?

 Cerrahi aletler.

  - Buraya geldiğinde üstündeydi.

  - Öyle mi?

 Evet.

  - Ne işe yarıyorlar?

 - Siyam ikizlerini ayırıyorlar  - Gitmeliyim.

  - Gitme.

  Burada kal.

  Şimdi gitmeliyim.

  Bunları alıyorum.

  Geri döneceğim.

  Kardeşin dönmene izin vermez.

  Nasıl durdurabilir ki?

 Hoşgeldin, evlat.

  Bu gece Dilantin almamız gerek.

  - Yoksa sarsılabiliriz.

  - Doğru.

  - Unutma.

  - Unutmam.

  - O halde sabah Perkodan alırız.

  - Evet.

  Ve öğleden sonra, ufak bir tedavimiz var.

  Dilaudid.

  Çünkü cumartesi.

  Pazartesi birlikte takılıyoruz değil mi?

 Konuşmuştuk.

  İşleri yoluna koymaya başlarız.

  Tabii.

  Pazartesi kesin takılırız.

  - Kek ister misin?

 - Bayılırım.

  Ve portakallı gazoz.

  Biraz da dondurma.

  Hiç dondurmamız yok, Elly.

  Anne almayı unutmuş.

  Ben dondurma istiyorum.

  Mutlu yıllar Elly.

  - Doğum günümüz değil ki Bev.

  - Evet, öyle.

  Mutlu yıllar, ufaklık.

  Siyam ikizlerini ayırmak üzereyiz.

  En güzel kısmını unutma! Evet! Chang her zaman, acıyı azaltma konusunda endişeliydi.

  Boşa harcama.

  Etkisini gösterdiğinde söyle.

  Bir şey hissedeceğimi sanmam.

  İstediğin zaman başlayabilirsin.

  Sence mortikülatör gerekir mi, Eng?

 Bence her şey gerekir, Chang.

  Neden ağlıyorsun?

 Ayırma işlemi korkunç olabilir.

  Endişelenme ufaklık.

  Biz her zaman birlikte olacağız.

  Elly.

  Korkunç bir rüya gördüm.

  Alo.

  Alo.

  Kimsiniz?

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar