Kusursuz Soygun (2003)Foolproof
| |
94 dk
Yönetmen:William Phillips
Senaryo:William Phillips
Ülke:Kanada
Tür:Aksiyon, Komedi, Suç
Vizyon Tarihi:03 Ekim 2003 (Kanada)
Dil:İngilizce
Müzik:Jim McGrath
Oyuncular
Ryan Reynolds
Kristin Booth
Joris Jarsky
Joris Jarsky
Sean Sullivan
Tara Slone
Özet
Kevin, Rob ve Sam'in sıra dışı bir hobileri vardır: asla
hayata geçirmedikleri kusursuz soygunlar planlamak. Leo'nun da onlara bu yüzden
ihtiyacı vardır. 20 milyon dolarlık tahvillerle göz koymuştur ve bu üç
"uzman" hırsızın onları kendisi için çalmasını istemektedir. Bu
riskli soygun onları korkutmaktadır. Üç arkadaş birbirlerine güvenebilecekler
midir?
Altyazı
Otuz saniye?
Kaç oldu?
Yüz yirmi, yüz yirmi
bir, yüz yirmi iki.
Acele et, henüz yarı
yoldasın.
On kat.
Toplam iki yüz elli
iki adım.
Sahanlıklar da dahil
mi?
Sahanlıklar da dahil.
İki yüz elli iki.
Hiç sorun değil.
Geldim.
Güzel.
Bir dakika on saniye.
- İyi misin?
- Evet, devam edin.
Onuncu kat kapısı
merdivenden ne kilit ne de kapı koluyla açılıyor.
Kapıya asidi dök.
Dış kabuğu eritecek
ve doksan saniyede kilide ulaşacaksın.
Toplam zaman sınırın
ne?
Yedi dakika.
NasıI emin
olabiliyorsun?
Her bekçiyi birden fazla
kez izledik.
Ve bu gördüğün şişman
bekçi gazeteyle yerinden aldığında ortalama on iki dakika yerine dönmüyor.
Yedinin altına hiç
düşmedi.
Tuvaletteyken mi
okuyor?
Sen okumaz mısın?
- Bu oda!
- Harika.
Koş!
On bir tur seni ön kapıya
götürecek.
Hamish Mücevherat.
Ofis numarası bin
kırk dört.
Bir hac kilidi açman gerekecek.
Otuz saniye.
Yirmi On Evet,
hadi, gir içeri Alarmı etkisiz hala
getirmek için otuz saniyen var.
Hedef Z-ron Five,
otuz saniye gecikmeli hareket belirleme sistemi kullanıyor.
Polise ve lobideki
bekçiye sessiz alarmla haber veriyor.
Kablo dirençlerini
eşle.
Sonra atlayıcı
kabloları buraya ve buraya yerleştireceğiz.
Hata!
Hata!
Hata!
Hata!
Ne?
Hata!
Hata!
Hata!
Hata!
Geri dön.
Sistemin bir Z-ron
Five olduğunu söylemiştin.
İlk beta model mi
yoksa piyasaya verilen mi?
Beta ya da değil,
farkı ne?
Eğer beta modelse bu
kablo numarası işe yaramaz.
Aslında kısa devre
yaptırır.
İşin biter.
Beta olduğunu nasıI
anlarsın?
Beta birimlerde
kalitesiz fabrika cıvataları kullanılır.
Yeni modeller güzel
parlak krom yıldız vidalar kullanır.
Onları gördüm.
Yıldız vidalar.
Alarm kutusunun fotoğrafını
çektin mi?
Hayır.
Hata!
Hata!
Üzgünüm, puro yok.
Fotoğraf yoksa puan
da yok.
Kurallar böyle.
Üzgünüm.
Tamam Fotoğrafı yarın getiririm.
Ama Rob, yıldız
vidaydı.
Hey, hey, hey, dur
bir saniye.
Kalanını gösteremez
miyiz?
Kasayı deleceğiz.
Bu şimdiye kadar yaptıklarımızın
en iyisi.
- Hadi, devam edelim.
- Hey, hey, Sam, hey,
hey.
Ne dersin?
Bunu yapmasan?
Oyun bitti.
Teşekkürler.
Anladın mı Sam,
baştan sona kadar kusursuz olarak işlemesi gerek.
Yoksa, kusursuz
değildir.
Evet, ama ben kasayı uçurmak
istiyorum.
Üzgünüm.
Hayır.
Biraz sakinleş Rob.
Gelecek sefere ona ihtiyacın
olmayacak.
Neden biliyor musun?
Çünkü artık kusursuz,
bu yüzden.
Kev, bunları sen ısmarlar
mısın?
Her zamanki gibi.
Özür dilerim, tamam
mı?
Her kuruş kirayı ödemeye
gidiyor.
Yani ev sahibi
kaloriferi kapatmakla tehdit ediyor.
Öyle mi Bewar?
Belki de artık çalışma
zamanı gelmiştir.
Sam Lütfen kes şunu.
Lütfen.
Evet, gazete
dağıtabilirim.
Ya da - Bir mücevherci soyarım.
- Kapa çeneni Rob.
Lütfen daha sessiz konuşur
musun?
Hadi, siz çocuklar iyi
iş çıkardınız.
Şu Fransız çetesine
benziyor.
Sene seksen ikide
Mercury zümrütlerini çalmışlardı.
Önceden okudun.
Bu kurallara aykırı.
Sadece bilirsiniz
elmasları nasıI elden çıkaracağınız konusuna
bakmadığınızı fark ettim.
- İşte yine başladık.
Bu ayrıca kurallara aykırı
Rob.
Bu suç sanatıyla
ilgili, çalıntı malları satmakla ilgili değil.
- Ama bu da suçun
parçası.
- Evet, ama oyunun
parçası değil.
Tek demek istediğim
neden oyun sahasını genişletmiyoruz?
Çıtayı biraz
yükseltelim.
Neden elden çıkarma
ya da aklama gibi şeylere de bakmıyoruz?
Bir kaç soru sormak çok
hoşuma gider.
Fazla riskli.
Yani çeneni kapalı
tut tamam mı?
Daha fazlasını
istiyorum.
- Daha ileri gidelim
diyorum.
- Sahi mi?
Sahi mi?
- Karşı çıkanlar.
Evet.
- Evet.
Teklif reddedildi.
Artık unut bunu.
Al, kaldır şunu.
Bisikletle geldim.
Sen de kalsın.
Hayır, hayır, hayır,
hayır.
Bu turda plan koordinatörü
sendin.
Bu senin işin.
Şimdi al şunu.
Kevin.
Sakin ol.
O kadar gerginsin ki.
Stan, bak!
Mükemmel zamanlama.
Bence o bodrum
yangınında çok büyük bir hata yapıyorsun.
Öyle mi?
Neden?
Evet, çünkü bence kendi
binalarını havaya uçuranların sigortalarını ödememeliyiz.
Elektrik kontağından
çıkmıştı.
Hayır, hayır, hayır, yakından
bak Stan.
Olay yerindeki
sodyum hipoklorit kalıntısına bak.
O ağartıcı zeki
çocuk.
Orası çamaşır
odasıydı.
Hayır, sadece
ağartıcı değil.
Özellikle bu
seviyede olmaz.
Ayrıca araya o
kadar hidrojen peroksit de karışmış olmazdı.
Bu büyük
kelimeleri bir araya getirdiğinde ne elde ediyorsun?
Sodyum klorat.
Ve bom!
Ev yapımı bomba
mı?
Evet.
Büyük sigorta ödemesi?
Pek sayılmaz.
Düşün.
Maggie.
Bugün harika görünüyorsun.
Ne istiyorsun?
Bir kaç kurye makbuzu
alabilir miyim?
Neden?
Çünkü sakızım var.
Cuma gecesi bir
karaoke partisi daha olacak.
Sarhoş olup kendini
aptal yerine koymak için harika bir fırsat.
Biz, birlikte
gidebiliriz.
Bu harika olurdu
Maggie, ama hafta sonları benim için pek
uygun değil.
Geldiğinden beri bir
tek ofis içi eğlenceye bile katılmadın.
İnsanlar garip
olduğunu düşünmeye başlayacak.
Sahi mi?
Hamish Mücevherat.
Merhaba.
Nasılsınız?
Morgan Fairchild
muhasebe.
Burayı imzalayın.
Özür dilerim.
Ama yanlış adrese
geldiniz.
Hayır, burası bin
kırk dört numaraydı, değil mi?
Evet.
Ama biz muhasebeci
değiliz.
Biz elmas
toptancısıyız.
Öyleyse bir sorunumuz
var demektir değil mi?
Durun nakliye senedine
bakayım.
Burada bir yerde
olacaktı.
Evet, bunlardan biri.
Şunları bir
inceleyelim.
Bu değil.
Eşcinsel koala.
Bak, zarfta bin üç
yüz kırk numara yazıyor.
- Şuna bir bakın.
- Bu yolun karşısı.
Bu her şeyi
açıklıyor, değil mi?
Tamam öyleyse.
Zamanınızı aldığım için
özür dilerim.
Bu sabah kahvaltıda bir
kaç bardak bira içtim.
Evin yolunu bulursam şanslıyım
demektir Teşekkürler Özür dilerim.
Yeni fotoğraf
makinesi Özür dilerim.
Sandalye.
Bana güzel yıldız
vidalar gibi göründü Rob.
Seni taş kafa.
Alo?
Sam, bil ne oldu.
Kusursuz çıktık.
Tanrım Kevin.
Bundan
hoşlanmayacaksın.
- Ne oldu?
- Soyuldum.
- Ne, sen iyi misin?
- Ben iyiyim.
Sadece evime
girmişler.
Tanrım Sam.
Çok üzüldüm.
Ama senin iyi olman
önemli.
Kevin, zarfı da
almışlar.
Yani tek aldıkları bu
mu?
Bilgisayar ve planlar
mı?
Ve spor çantamı.
Planlar spor
çantamdaydı.
Sam, planları spor
çantanın içinde mi bıraktın?
Çantayı bilgisayarı
taşımak için almış olmalılar.
- İçeri nasıI
girmişler?
- Kapıyı kırmışlar.
- Kırıp girmişler.
- Amatörler.
Amatör ya da değiller.
Planlar hala
ellerinde.
Polise gidecek
değiller ya.
Onlar sadece kağıt
parçası.
Biraz ayrıntılı kağıt
parçaları.
Peki ya denemeye karar
verirlerse?
Mücevherciyi mi
soyacaklar?
Hadi.
Biz burada bir kaç
amatörden bahsediyoruz tamam mı?
Serseriler Bizim planımızda kilit açma, devreler, kimya
var.
Hayır, hayır, bu
olmayacak.
Evet ama, yine de çok
iyi bir plandı.
- Çok iyi mi?
Kusursuzdu.
- Evet, öyle.
Bir dakikan var.
Hızlı ve basit olsun.
Sonra kapa.
Ve kibar olmaya çalış.
- Hamish Mücevherat.
- Bay Hamish lütfen.
- Kim arıyor diyeyim?
- Helen arıyor.
- Helen?
- Helen Hayes.
- Bir saniye.
- Alo?
- Bay Hamish.
- Evet.
Beni çok dikkatli
dinleyin.
Bu çok önemli.
Dostlarım ve ben,
aslında bunu komik bulabilirsiniz sadece
Bay Hamish, insanların güvenlerini nasıI aşacağımızı bulduğumuz bir oyun
oynarız.
Güvenin, hiç
gerçekleştirmeyiz, bu daha çok akademik bir çalışma gerçekten.
Son olarak, sizin iş
yerinize nasıI gireceğimizi bulduk.
Ne?
Ve, şimdi de
yaptığımız planları kaybettik.
Hayır, bu bir şaka
değil.
Ben ciddiyim.
Z-ron Güvenliği
arayın.
Yeni bir alarm
sistemi bağlamalarını sağlayın.
Ve ön kapıya yeni
kilit alın.
Yeni bir kasa almayı
düşünün.
Şişman bekçiye
kakasını çabuk yapmasını söyleyin.
Şişman bekçiye
kakasını çabuk yapmasını mı söylesin?
- Neydi bu?
- Kapa çeneni.
Kim artık kaka diyor?
Kaç yaşındasın, sekiz
mi?
Açıları öğren.
Düşün, sonra yine
düşün.
Mükemmel planı hazırla
Harry.
O zaman büyük bir güvenle
hareket edebilirsin.
Evet, çok doğru
dostum.
Tanrım.
Yalnız konuşmayı
önerdiğiniz için teşekkürler memur Dedektif
aslında.
Polisin geldiğinin
bilinmesinin garip olacağını biliyoruz.
Bu yüzden dikkat çekmemeye
çalışıyoruz.
- Size nasıI yardımcı
olabilirim?
- Pekala Bay Craft - Ce'yle mi yazılıyor?
- Evet.
Evet.
Bay Craft, ihbar hattımızı
arayan biri.
İki gece önce
gerçekleşen bir soygunu aydınlatabileceğinizi söyledi.
Soyulan yer Hamish
uluslararası diye bir iş yeriydi.
Şey, Spadayna'da bir
mücevher toptancısı.
Hiç duydunuz mu?
Üzgünüm, hayır.
Çarşamba gecesi
neredeydiniz?
Şeydeydim Altı, altı çeyrek gibi evime geldim ve ertesi
sabah iş saatine kadar evde kaldım.
- Yanınızda kimse var
mıydı?
- Hayır.
- Kız arkadaş?
- Hayır.
- Helen Hayes'i
tanıyor musunuz?
- Hayır.
Helen Hayes adını hiç
duymadınız mı?
Hayır.
Evet, Helen Hayes,
aktris.
Elbette onu duydum.
Neyde oynamıştı, şu oynadığı
film neydi?
Şu aşk arabası filmi.
- Herbie Yeniden
Yolda.
- Evet, evet o.
Demek istediğim Helen
Hayes adında yaşayan birini tanımadığımdı.
Ve ayrıca ben çok
üzgünüm, size yardım edebileceğimi sanmıyorum.
Www.soygundunyasi.com
Bonnie ve Clyde, ha?
İşte oldu.
Aferin oğluma.
Merak etme Jaws, seni
unutmadım.
- Kevin Craft.
- Merhaba Bay Craft.
- Davetiyemi aldınız
mı?
- Hayır.
Yani bilmiyorum.
Kim arıyordu peki?
Bu sabah teslim
edildi.
Üst çekmecenizde
olmalı.
Ataçların arasını
kontrol et.
- Buldunuz mu?
- Evet.
Güzel.
Bu gece buluşacağız
öyleyse.
Soygunda dört yüz
elli bin dolarlık elmas almışlar.
Sigorta
şirketlerinden tazminat taleplerini öğrendim.
Bu raporda tüm
ayrıntılar var.
Alarmı devre dışı
bırakmış, kasayı delmiş, asit hilesini kullanmışlar.
Tamamen bizim planımız.
Her adımı.
Lanet olası hırsız.
Buna karşı bir kanun
olmalı.
Tıpkı Carmein Desoza
gibi.
Gangster bukalemun.
O, Sing Sing'de
gangsterleri ziyaret edermiş.
Ve, onları
gelecekteki işleriyle ilgili planlarını açıklamaya ikna edermiş.
Sonra, soygunları
kendisi yaparmış.
Hiç orijinal bir
fikir kullanmamış.
Sonunda testislerini
kesmişlerdi.
Topla kendini, tamam
mı?
Sence gizemli
dostumuz bu mu?
- Bana bekçi gibi
göründü.
- Onu halledebilirim.
Ya da, ellerini
kendine saklayabilirsin.
Burada neyle karşı
karşıya olduğumuzu bilmiyoruz.
Ve sen, lütfen, sakin
ol Rob.
Tek kelime söyleme.
Ellerine zaten
aldıklarından fazlasını vermeyelim.
Sam, hayır!
İlk darbede öldürsen
iyi olur.
Bu dövüş sanatları
saçmalıkları başta iyi görünür.
Ama Kenny hiç pes
etmez.
Bunu kırılsa, bileği
kırılsa, kaburgaları çatlasa bile.
Pes ettiğini hiç
görmedim.
Daha önemlisi,
kaybettiğini hiç görmedim.
Hiç.
Ayrıca tartışmaya gerek
yok değil mi?
Bırak.
Yemek bir kaç dakika sonra
hazır olacak.
Bu yüzden kısa
keseceğim.
Bildiğiniz gibi
planlarınızı çaldım ve mücevherciyi soydum.
Nerede yaşadığınızı, çalıştığınızı
ve çalışma yöntemlerinizi biliyorum.
Şimdi Bu sizin oyun planınızdan bir sayfa.
Biri bana
kenarlardaki bu gri lekelerin ne olduğunu söyleyebilecek mi?
Parmak izi tozu.
Çok iyi.
Peki bu kağıttakiler kimin
parmak izleri olabilir?
Size bir ipucu
vereyim.
Bu küçük güzel planın
her yerindeki üç çift parmak iziyle aynı.
Bu yüzden sonuca
geleceğim.
Benim için
çalışacaksınız.
Tek iş.
Tam plan.
Tam uygulama.
Kimsenin canı
yanmayacak.
O zaman kağıtlarınızı
geri alacaksınız.
- Bakın, Bay - Gillette.
Leo Gillette.
Bay Gillette Biz soyguncu değiliz.
Elbette.
Onlar kalsın.
Büyükler ligine
geçişinizin anısı olsun.
Hiçbir ligde oynamak
istemiyoruz.
Öncelikle,
stratejileriniz gerçekten birinci sınıf.
Çok ayrıntılı, çok
kesin.
İkincisi, bu özel iş
için gerekli uzmanlığa sahipsiniz.
Ve üçüncüsü, ne
isteyip istemediğiniz umurumda değil.
Sakın restoranımda kusmayı
aklına getirme.
Polise gitmemizi ne
engelleyecek?
Sen söyle.
Bu sabah bir dedektifle
konuştum.
Ama ona yalan
söyledin, değil mi?
Mükemmel.
Bunu biliyordum.
Başımız büyük dertte.
Evet.
Ama merak etme, geri
dönmeyecekler.
En azından, ben yine onlara
ipucu vermezsem?
Nereden biliyordun?
Yanlışlıkla içeri girip
o planları bulmadın değil mi?
Kusursuz plandan nasıI
haberin oldu?
Bu çenesi düşük mü
söyledi?
Kusursuz mu?
Verdiğiniz isim bu mu?
Yanılmıyorsam bu
senindi Sürükleyici bir günlük.
Cesur ve ayrıntılı
stratejiler.
Stanley kupasını
çalmanın yolunu aradığınız plana bayıldım.
Tam Kanada, usulü Merak etme, kişisel bölümleri atladım.
Ben hırsızım, serseri
değilim.
Kusursuz plan için günlük
mü tutuyordun?
Öğrenmemi sağlayan
günlük değildi.
Ve şey de değildi.
- Rob.
- Düşük çene.
Hayır, sen oldun
Kevin.
Adamlarımdan biri
seni mücevherciyi incelerken görmüş.
Bir çok kez.
Bu yüzden seni takip ettirdim.
Bunu diğeri izledi.
Ve sonunda küçük planınıza
ulaştım.
Haftalardır
izleniyordunuz Ne yapıyorsun?
Kendi lanet yemeğini
hazırla.
Yarın öğlene kadar aramanızı
istiyorum.
Sana Dokunuş Leo diyorlar
değil mi?
Bunu duymayalı yıllar
olmuştu.
Sana çeneni kapa dediğimi
sanıyordum.
Dokunuş Leo'ymuş.
Tanrı aşkına.
Gerçekten iyi bir
araba Rob.
Öyle mi?
Gelecek sefere
otobüse bin.
Distribütör kapağıyla
oyna.
Gelecek sefere mi?
Gelecek sefere mafya tarafından
çağırıldığımızda mı?
O mafya değil.
- Al, tut bunu.
- Tanrım.
Peki kim öyleyse?
Leo Gillette.
Suç dünyasında Midas'ın
dokunuşu olarak bilinir.
Banka işleri
yapmıştır.
Zırhlı araçlar.
Zekidir, dikkatlidir.
Bir gün bile hapis
yatmamıştır.
Tam bir profesyonel.
Tamam, seçenekler?
Evet, Buffalo'ya
gitmeme yetecek kadar uçuş milim var.
Polise gitmeyi tercih
ederim.
Ama onlara zaten
yalan söyledik.
Orada oturuyordu.
Ne yapmamı
bekliyordun Sam?
Seni konferans
görüşmeye almalı, strateji mi konuşmalıydım?
Belki de polise
gitmeli, onlara açıklamalıyız.
Ne açıklayacağız Rob?
Onlara yalan söyledik.
Soygunu biz planladık.
Elimizde çalıntı
elmaslar var.
Şimdi, avukat değilim.
Ama bir şeylerden
suçlu olduğumuzdan da eminim.
Benim bu yüzden hapse
girmeye niyetim yok.
İsterseniz kendimizi
polise teslim etmek konusunda aceleci olmayalım.
Biraz zaman
kazanmalıyız
Açıları öğrenin.
Düşünün.
Mükemmel planı bulun.
Sonra kesin bir güvenle devam edebilir miyiz?
Şu anda benim emin
olduğum tek şey işimizin kesin olarak bittiği.
Hayır, hayır.
Öyle olmak zorunda
değil.
Belki de onu
öldürmemiz gerekiyordur.
Şaka yapıyorum, tamam
mı?
Tanrım.
O adamın kolunu
yakalayışın gibi mi?
Bu harikaydı Sam.
Neredeyse bizi
öldürtecektin.
Bak, adam kontrolüm
altındaydı.
Hayır, hiçbir şey kontrolün
altında değil.
Sana ellerini kendine
sakla demiştim.
Bu adamı başımıza
bela eden sen olmuştun.
Bunların hepsi senin
suçun.
Benim suçum mu?
Sana planı iyi sakla
demiştim.
Bir spor çanta, bence
güvenlik değildir.
Üstelik küçük
kusursuz günlüğünden bahsetmiyorum bile.
Bana dikkatsizlik
deme.
- Canın cehenneme.
- Kesin şunu.
Daha da
kötüleştiriyorsunuz.
Şu anda, bu şeyde birlikte
kalmamız gerek.
Kendi adına konuş.
Aptal.
Nereyi dolaşmamızı
istiyorsun?
Patris Ulusal Yatırım.
Yirmi ikinci kat.
Size merdivenleri,
koridor ve lobiye bakmanızı tavsiye ederim.
Ve elbette içerideki
her şeye.
Ayrıca algılayıcılar,
alarm panelleri ve güvenlik kameraları.
Evet, bunu daha önce
de yaptım.
Unuttun mu?
1985'te Almanya'da Haicron
Teknoloji Şirketi, kırk dört milyon dolarlık sermaye bonosu çıkardı.
Bunlar hamiline
bonolardı.
Nakit kadar iyi.
İki hafta sonra, bu
bonoların 395'i burada tutulacak.
Sonra New York'taki bankaya
aktarılacak.
Biz onları çalacağız.
Değeri ne kadar?
Bono başına elli bin.
Bu yirmi milyon dolar
eder.
Yaklaşık.
İçeri girmek için
istediğim kadar hırsız bulabilirdim.
Ama bir hilesi var.
Bu işin incelikli
şekilde gerçekleştirilmesini istiyorum.
Lanet olsun.
Bu işte ne kadar
incelik olduğunu bilseniz şaşırırsınız.
Demek istediğim şu
ki, sizde bu var.
Hamish işinde bunu
ispatladınız.
Bu yüzden işi
kaptınız.
İçeri girip çıkarken iz
bırakmayacaksınız.
Soyulduklarını
bilmemeliler.
Neden?
Bonolar nakit kadar
iyi demiştin.
Bonolar hamiline
olabilir, ama numaraları var.
Patris çalındıklarını
ihbar ederse, İnterpol izlemeye başlar.
O zaman kimse bozmaz.
İçeri fark edilmeden girip
çıksak da, bence birileri kaybolan yirmi milyonu fark edecektir.
Sahteleriyle
değiştirirsek fark edilmez.
Soyulduklarını
bilmezlerse, sen gerçek bonoları hiç sorun yaşamadan, nakde çevirebilirsin.
Çok iyi Robert.
Sınıfın önüne geç.
Evet, gördüğünüz
gibi, Patris katındaki pencereler sıkıca kapatılmış.
Yani sonuçta, pencerelere
ulaşamıyorsak, yerde ve duvarda da delik açamıyorsak o zaman ana ofise ulaşmanı
tek yolu bu kapı oluyor.
Doğru.
Patris Yatırım'daki
güvenlik paneli bir Statlin.
Alfa serisi.
Kartlı kilit ve
erişim kodu.
Çalışan başına bir
tane.
Bu şekilde kimin
girip çıktığını bilirler.
Bu sistemi
atlatabilir miyiz?
Tüm döşeme birinci
sınıf korumalı kabloyla kaplı.
Ve çok hassas hat sonlandırıcı
dirençler var.
Atlatmaya çalışırsak tüm
o yer birden ısınır.
Tamam, bir kart ve şifreye
ihtiyacımız var.
Geciktiğim için özür
dilerim.
Saat dokuzda
başlıyorduk Sam.
Evet, ben de özür
dilerim dedim.
Bu Starbucks'da yarım
günlük iş değil.
Bir saat söylediğimde
zamanında geleceksin.
Bir daha benim işime
geç kalırsan, polise parmak izlerini kendim gönderirim.
Doğru söylüyor Sam.
Yani burada profesyonel
miyiz, değil miyiz?
Yani içerisi iki
nokta yedi metre kare.
Buna tavlanmış zırh
ve yanmaz kaplama dahil mi?
- Neredeydin sen?
- Tamam.
Bunun yarıçapı ne?
Bu sabah bölüm toplantısını
kaçırdın.
Anladım, tamam.
Burada telefondayım
Stan.
- Devam et.
- Biliyor musun,
dediklerine göre bir haftadır hiç dosya kapamamışsın.
Tamam, bunu kim
onayladı?
Tamam, bir saniye
bekle.
Stan.
Telefondayım dedim.
Özür dilerim, ne
diyordun.
Hiç, sadece
kariyerimi çöpe atıyorum.
Peki bu kasanın kilit
dili derecesi ne?
Ve bağlantın bunu
onayladı.
Kim bu?
Adı Lawrence Yeager.
Patris'deki bir
numaralı bono sorumlusu.
Geceleri geç
saatlerde sürekli girip çıkıyor.
Belirli bir saati yok.
Uyku sorunu mu?
Teknik olarak, Avrupa
bono piyasalarındaki açılış fiyatlarına bakması gerekiyor.
Ama bazen, yaptığı
şey pek işe benzemiyor.
Peki ne yapıyor?
İzninle Biraz kenara çekil.
İşte böyle.
Hoşuna gidiyor değil
mi?
Şimdi, sutyenini
çıkar.
Kokla.
Güzel.
O kadar seksisin ki.
Kalçalarını oynat.
Evet.
Şimdi, kendini okşamaya
başla.
Evet Böyle -
Ne?
- Ne?
- Ne?
Eli masanın altına
gitti.
Orada bıraktım.
Bu çok korkutucu.
Kesinlikle.
Evet, bana mı
söylüyorsun?
Söylemek bile insanın
midesini bulandırıyor.
Tamam, işte
yapacağımız şey.
Yüzbaşı telefon seksi
bizim için biçilmiş kaftan.
Kartını kopyalayıp
şifresini alabilirsek, gece yarısı içeri girdiğimizde kimse fark etmez.
Hayır, teşekkürler.
Biz içerideyken Özgür
Willy'nin geri dönmeyeceğinin garantisi ne?
Güven bana, artık neden
hoşlandığını öğrendiğimize göre meşgul edebilirim.
Fazla zamanımız yok.
Yarın harekete
geçeceğiz.
Bu adamla ne kadar
temas etmen gerektiğini bilmiyoruz.
Sam, kılık
değiştirmen gerek.
- Özür dilerim.
- Hayır, ben özür
dilerim.
- Çok sakarım.
- Yardım edeyim.
Hep bu yeni topuklar
yüzünden.
Kavunlarım.
Kaçıyorlar.
Teşekkür ederim.
Tamam.
Hepsi bu kadar.
- Çok iyisiniz,
gerçekten.
- Önemli değil.
Veri alındı.
Teşekkür ederim Afedersiniz bayım.
Bu, bu sizin mi?
Siz mi düşürdünüz?
Evet.
- Yeniden özür
dilerim.
İyi günler.
- Önemli değil.
Şimdi.
Bekçi eğildi, gir,
gir Tamam, girdi.
Tamam, şimdi oradan
uzaklaş.
Harika bir araban var
Rob.
Kendine yeni araba
alma zamanın geldi evlat.
Dikkat çekiyor.
Çevreye zarar
verdiğini söylememe hiç gerek yok.
Daha önce hiç bir kadınla
çalışmamıştım.
Capone asla otomatik
silahlara ve kadınlara güvenmeyin demişti.
Bunu diyen
Dillenger'dı.
Yani sanırım
Dillenger'dı.
Peki sizin hikayeniz
ne?
Kevin ve ben Sam'le üniversitede
tanıştık.
Birlikte takılmaya,
sistemlere girmeye filan başladık.
Sonra kusursuz
oyununu bulduk.
O zamandan beri
sadece oyunla ilgileniyoruz.
Bu kadar oyun yeter.
Bir hayat edinme
zamanı İşte, al.
Hamish işi için Merak etme, adil bir pay.
Adamlarıma karşı
iyiyimdir.
Diğer ikisini dahil
edip etmemek sana kalmış.
Sadece iyi bir araba
al yeter.
Güzel giyin.
Yukarı geliyor.
Afedersin.
Teşekkürler Larry.
Dostum, bana gerçek
göründüler.
Mükemmeller.
Gerçeklerini
bozdurana kadar onları kandıracak kadar iyiler mi?
Evet.
Manchestar'da bir
adamım var.
Her şeyi taklit
edebilir.
Sadece İngiliz
Sterlini'ni taklit et deme yeter.
Serseri kraliçeyi
kendi annesi gibi seviyor.
- Erişim reddedildi.
Erişim reddedildi.
- Kapa çeneni.
- Erişim reddedildi.
- Seni uyarıyorum.
- Erişim reddedildi.
- Sen öldün.
Oğlumuzu rahat bırak.
O sadece işini
yapıyor değil mi robot çocuk?
- Ne dedin oğlum?
- Erişim reddedildi.
Gazı varmış.
Biliyor musun,
çörekleri azaltsan iyi olacak.
Evet, çörekleri azaltsan
iyi olacak.
Şarjör kilidi.
Silahı düz tutarsın.
Basarsın ve şarjör
aşağı düşer.
Bu da ne böyle?
Bu kırk beş
milimetrelik uzun sürgülü Glock 21.
Sekiz kenarlı kabza ve
çift kanallı namlusu var.
Sana ne gibi göründü?
Silah yok.
Biz bu kuralı çok ciddiye
alırız.
Değil mi Rob?
Güzel bir Glock.
Tanrı aşkına.
Lanet olsun!
Tanrım!
Neyiniz var sizin
böyle?
Sakin ol Kev.
Yani Leo sadece gösteriyordu.
İş için değil.
Tamam, her neyse.
Al, bunu tut.
Bakabilir miyim?
Teşekkürler.
Aşırı tepki verdiğini
kabul etmelisin Kevin.
Yani alınma ama bu
grupta sızlanan olacağını düşünmemiştim.
Leo, hatırlıyor musun
her zaman kendini garantiye aldığını söylemiştin.
Birimizin beynini
uçurabileceği aklına gelmedi mi?
Sam.
Daha iyi bir fikrin
mi var Kev?
Gerçekten dolu silah vereceğimi
mi sandın?
Şarjörü yok tatlım.
Yani biraz önce cebinden
aldığım mı?
Ve bana tatlım deme.
- Biliyor musun Leo?
- Kapa çeneni Rob.
O tetiği çekmeyecek.
Yolumdan çekil Rob.
Ne bana, ne de sana.
Hiç kimseye.
Çünkü Sam'i tanıyorum.
Yani seni ölesiye
dövebilir.
Ama silah?
Buna cesareti yok.
Aptal.
- Leo!
- Sen kapa çeneni!
Vur.
Lütfen, Leo.
Tamam dahi, işimize
dönelim.
Sam.
Lazer güvenlik ağını geçtikten
sonra, kasanın kendisiyle uğraşmamız gerekecek.
Tuş takımı sistemi,
lobideki alarm panelinden farklı değil.
Ama Ama ne?
Sekiz rakamlı.
Tanrım.
Ve ön kapının
tersine, kasanın şifresini ilk üç denemede doğru girmemiz gerek.
Üçüncü yanlış alarmı
devreye sokar.
Kesinlikle.
Güvenlik kilidi
devreye girer ve kasayı kimse açamaz.
Kasa şirketinin gelip
yeni şifre belirlemesi gerekir.
Tuş takımını devre
dışı bırakmamız mümkün mü?
İmkansız.
Bunun için
mekanizmaya kadar büyük bir delik açmamız gerekir.
Peki fikrin ne?
Uyarı.
Uyarı.
Uyarı.
Yine içeri
gireceksin, değil mi?
Şimdi sen sınıfın
önüne geç Leo.
Tüm bu tarifleri internetten
mi indirdin?
Evet.
En sevdiğim şey, Hawai
tavuğu.
Çünkü konserve ananasa
bayılıyorum.
Ben de.
O kadar çok ortak yanımız
var ki.
Bu inanılmaz.
Tarifi kopyalamak ister
misin?
Belki senin evine
gider yazıcıdan çıktı alırız.
Benim adım Sandy.
Ben Larry.
Merhaba Larry.
Tamam.
Güzel Lawrence bu gece meşgul.
- Hazırsınız.
- Anlaşıldı.
Kahretsin.
- Ne?
- Ne, ne, ne?
Tanrı aşkına Rob.
Neredeyse üstüne
basıyordum.
Beni ısırabilirdi.
Üstümden çekilmezsen seni
ben ısıracağım.
Girdik mi?
Merdivenleri
kullanamaz mıyız?
Hayır, her üç katta bir
güvenlik kamerası var.
Ayrıca, merdivenler kızlar
için.
Tamam, on dakika için
yüz yirmi permütasyon var.
Hadi başlayalım.
- Altı sekiz beş iki
bir.
- Altı, sayılardan
biri değil.
Hayır, bu sayıları
bana verdiğin sayılardan çıkardım.
Ama sana hiç altı vermedim
Rob.
Evet verdin.
Yazıp verdin.
Altı, sekiz beş, iki,
bir dedin Bir, iki, beş, sekiz, dokuz.
Altı değil.
Giligan'la soyguna
çıkmışız.
Meyve suyu filan
ister misin?
Dikkatli olun.
Bekçi yerinden kalktı.
Bu beklediğimizden daha
erken Sam.
Ne bekliyordun?
Hareketlerini sadece
bir hafta izleyebildim.
- Bu kata ulaşması ne
kadar sürer?
- En yukarıdan
başlıyor.
Belki beş dakika.
Yukarı çık.
İzle onu.
- Dokuz, iki, sekiz,
bir, beş.
- Olumsuz.
Dokuz, iki, bir, beş,
sekiz.
Kahretsin.
- Beş, bir, iki,
dokuz, sekiz.
- Olumsuz.
- Dokuz, iki, beş,
bir, sekiz.
- Olumsuz.
- Dokuz, iki, beş,
sekiz, bir.
- Olumsuz.
Yirmi dokuzuncu katta.
Ne durumdasınız?
Henüz girmedik.
Bir kat kalana kadar
beni rahatsız etmedi.
Sonra kaçacağız.
Başla, daha hızlı.
Dokuz, bir, iki, beş,
sekiz.
Yirmi üçüncü katta.
Çıkın oradan.
Negatif.
Bir, iki, dokuz,
sekiz, beş.
Bir, sekiz, dokuz,
beş, iki.
Bir, sekiz, beş, iki,
dokuz.
Bir, sekiz, dokuz,
iki, beş.
Bir, sekiz, iki,
dokuz, beş Tamam.
Sekiz, bir, iki, beş,
dokuz Tamam.
Açıldı.
Buraya gel.
Çabuk Sam, çabuk.
Çabuk, şimdi.
Kahretsin.
Çabuk, çabuk, çabuk,
çabuk.
Başardık.
Gerçekten bir yere
girebildik.
Bu çok garip geliyor.
Hayal ettiğim gibi
değil.
Evet, şimdi içeride pek
şey gelmiyor.
- Pek de - Pek de kötü değil.
Korkutucu da değil.
İçimde bir tür şey
hissediyorum.
Yanma.
Bilirsiniz işte, tam
burada.
Yanma mı?
Ciddi misin?
Sen ne yaptığını
sanıyorsun?
Bu bir oyun değil.
Dikkatini ver!
Ve sen, iç gözlemlerini
günlüğüne sakla.
Her şey yolunda mı?
Genelde bunları en
fazla otuz saniyede açardın.
Dört dakikaya
yaklaştık.
Hadi seni lanet Bak, önemli değil Kev.
Sadece Lütfen, sakin olmamı söyleme.
Söyleme.
Ne dersin, altından geçebilir
misin?
Şaka yapıyor
olmalısın.
Evet, bunu yapacaksın.
Ama bugün değil.
Bugün sadece düğmeye basman
yeterli.
Harika.
Her şey yolunda mı?
Evet.
Harika.
Kamera hazır.
Uyarı.
Yanlış şifre.
Hata bir.
Kasa şifresini girin.
Zamanımız azaldı.
Durumunuz nedir?
Beklemede kal.
Lanet herif.
Bunun, sabaha kadar buharlaşacağından
emin misin?
Merak etme, bu kuru
buz.
Uyarı.
Yanlış şifre.
İkinci hata.
Bir kaç hamle daha ve
üçüncü şifre de devre dışı kalacak.
Ne?
Güzel kafa.
Tamam, tamam, bu
kadar yeter.
Toplanıp gidelim.
Bunu neden yaptın?
Cesaretin yok mu?
Canın cehenneme Kev!
- Leo nerede?
- Orada.
- Bu araba kimin Rob?
- Çok güzel ha?
Sabah görüşürüz.
Bilmiyorum.
Lanet olası kasa
sizin.
Tam şifreyi
giriyordum ve birden bire alarm çalmaya başladı.
Şimdi hemen biri
gönderip onarmasını sağlayın.
Bunu duyuyor musunuz
çocuklar?
Biri şu lanet olası alarmı
susturabilir mi?
Tanrım, şu adama bir
bakın.
Neden biri kafasına
bir sandalye geçirmiyor?
Sandy bir numaradır.
Çok şanslı bir
serseri.
Bu adil değil.
Yani, ben orada kendimi
riske atıyorum ve efendi Baits orada tam bir Penthouse fantezisinde yaşıyor.
Ben bir yıldır hiçbir
kadınla yatmadım.
- Yalancı.
- Doğru.
Tam bir yıI oldu.
Bir yıI mı dedin?
Seni altı yıldır tanıyorum
ve hiç yattığını duymadım.
Aptal.
Bekleyin.
Kasa görevlisi güvenli
alandan çıkıyor.
İyi ki saatliğine
ödeme yapmıyoruz.
Yeterince sürdü.
Neden sadece eski şifreyi
girmedin?
Güvenlik protokolü
efendim.
Güvenliğiniz için.
Kontratınızda var.
Bunu ezberleyin.
Sonra yok edeceğim.
Yaklaş Görebiliyor musun?
Burada eğiliyor.
Odaklanamıyorum.
- Biraz daha yaklaş.
- Hayır, noktalar
fazla dağılır.
- Ama okuyamıyoruz.
- Bırak çalışsın.
Tamam.
Lanet olsun.
Bir dakika izin ver
tamam mı?
Kaseti geri al.
Bir kaç farklı filtre
deneyeceğim.
Kasa teknisyeni
başkanın ofisinden çıkıyor.
Kasa teknisyeni
binadan çıkıyor.
Üstünde mavi tulum
var.
Takip edin.
Ben söyleyene kadar harekete
geçmeyin.
- Hey, ne yapıyorsun?
- Ne olur ne olmaz.
Ne demek bu?
Şifreyi teknisyenden
zorla alamazsın.
- Mecbur kalırsam.
- Hayır, hayır, hayır.
- Bu, bu planın
parçası değil.
- Şimdi öyle.
Burada çalışmaya
çalışıyorum.
Kimsenin canı yanmayacak
demiştin.
Belki yanar, belki yanmaz.
Benim işim, benim
kararım.
Hayır, hayır, bu
benim planım.
Kuralları istediğin
gibi değiştiremezsin.
- Kuralların canı
cehenneme!
- İşinin canı
cehenneme!
Buldum Cam gibi net.
Tam yirmi milyon
dolardan, sadece iki gün uzaktayız.
Bu işi bozmaya kalkma.
Yirmi milyon dolar mı?
Sen neden
bahsediyorsun?
Çok paradan
bahsediyorum.
Adil bir pay.
Eğer sen mahvetmezsen.
Bunu neden
yaptığımızı hatırlıyor musun?
Tamam, harika.
Sen bilirsin.
Hey, sakın Hamish planlarını
unutma yeter.
Elbette.
Hamish
mücevhercisindeki güvenlik kasetlerini incelediğimizde fark ettim.
Ve biliyor musun bu gözlüklü
adam tıpkı sensin.
Büyük bir şey değil,
biliyorum.
Ama arama emri için
yeterliydi.
İşe yarar bir şey yok.
- Temiz bıraktınız mı?
- Evet.
- Teşekkürler Ray.
Siyah mısın beyaz mı?
- Siyah.
Başın dertte Kevin Beyaz her yandan yaklaşıyor ve sen hala hücum
oynuyorsun.
Bana sorarsan kendini
fazla zeki sanıyorsun.
Sormadım.
- Merhaba.
- Çekil.
Leo nerede?
Biliyor musun bir
dahi olarak, tam bir aptal gibi davranıyorsun.
Polisler geri
dönmeyecek demiştin!
Ve buraya mı geldin?
Daha önce de takip
edilmiştin, Einstein!
En başında beni ihbar
etmek ne kadar zekiceydi ha?
Bütün işi suya
düşürebilirdin!
Orada işim bitti
Kenny.
Yeniden
kilitleyebilirsin.
Tamam, anladım.
Leo şarabını,
başkalarının paralarını korumaları gibi korur.
Sana kımıldama
demiştim.
Ve lanet olası hediye
elmasların sende kalsın.
Yarından itibaren,
seninle tüm bağımız kesilecek.
Gidelim.
Görüşürüz Leorg.
- Ne?
- Planlarımızın
nerede olduğunu buldum.
Kapalıyım!
Tamam, tamam, tamam.
Bak, özür dilerim,
ama kapalıyım.
Olamaz Yardımına ihtiyacım var.
Televizyonum birden bire
arızalandı ve hemen bakmanız mümkün mü?
- Evet ama, kapalıyım.
- Sana gerçekten
minnettar kalırım.
Ve Leo en iyilerden biri
olduğunu söyledi.
Leo mu dedi?
Tamam, o zaman hemen bakarım.
Dur, ben alayım.
Lanet olsun.
Evet?
Hey Leorg, benim Sam.
Ne istiyorsun?
Neler oluyor?
Bekle.
Bu telefondan iğrenç
bir sıvı çıkıyor.
Onu boş ver.
Beni dinle.
Leo'nun başı dertte.
Galiba Kevin bu gece restoranı
soyacak.
Ne?
İmkansız.
Beni asla ge O kadar emin olma.
Dimentil sülfoksit
nedir bilir misin?
Bir doku
eriticidir.
Dört beş miligram
ketaminle karıştırırsan ve doğrudan yüzüne sürersen, Kenny, kısa sürede
bayılırsın.
Beni anladın mı?
Ken?
Kenny?
Kenny?
- Ne kadar baygın
kalacak?
- Bu dozla, on, on
beş dakika Belki yirmi dakikaya yakın.
Merhaba.
Harika.
Geri çekil.
Şuna bir bakalım.
Bingo.
Güzel Yaşasın.
Kontrol et Şu yanma hissi bende de oluştu.
Tanrım.
Biliyor musunuz,
planda bu bölümden bahsettiğinizi hatırlamıyorum.
Önemli bir oylama filan
mı kaçırdım?
Yani, bana bir mesaj göndermeliydiniz.
Biliyor musunuz, Leo
elmasları geri verdiğinden bahsettiğinde, bir oyun planladığını anlamıştım.
Sadece biliyordum.
Teşekkürler.
Zarf üstünde eski kızıI
ötesi numarası.
Ne hakla bu fırsatı benden
çalmaya kalkarsın?
Seni kendini
beğenmiş, kibirli, lanet herif.
- Rob, biz sadece - Biz, biz, biz kim peki?
Sen ben, Sam mi?
Yoksa, sen ve Sam,
Rob'un canı cehenneme mi?
Bu beyler size eve kadar
eşlik edecek.
Ve yeniden buluşana
kadar onların gözetiminde kalacaksınız.
Yani on dokuz saat, yirmi
iki dakika sonra Sonra hiçbiriniz,
gözümün önünden ayrılmayacaksınız.
Başka oyun yok Yarın sizinle birlikte giriyorum.
Leo, ben orada
olacağım.
Alınma Robert ama bir
şeyin korunmasını istiyorsan, kendin korumak zorundasın Yolu gösterin.
Bölge güvenliği
etkinleştirildi.
Sabaha kadar
buharlaşacağından emin misin?
Gitmiş olacak.
Hey.
Bir fikrim var.
Neden gidip Mini
Ben'e başkanın ofisindeki kamerayı sökmesinde yardım etmiyorsun?
Ukalalık yapma.
Her şey hazır Doğru ölçtüğünden emin misin?
Evet, eminim Önce nefes versen iyi olur.
Belki sana bir
başlama işareti vermeliyim.
- Tamam.
- Başla.
- Hazırım.
- Yedi.
Hayır dur Sam.
Altı İki.
Beş.
Beş.
Kasa açıldı.
Sistem beklemede.
Buldum.
Taklitleri gönder.
İyi deneme.
Önce sen gerçeklerini
gönder.
Sonra ben taklitleri
gönderirim.
Ne?
Bize güvenmiyor musun?
Biz sana neden güvenelim?
Belki artık Hamish
planlarını verme zamanı gelmiştir.
Ben dediğim zaman
alacaksınız.
İşte taklitler.
Tamam, planları
restorana geri döndüğümüzde yok edeceğiz.
Merak etme Kev.
Leo söz verdi.
Hey, benden uzak dur
tamam mı?
Kasa kilitlendi.
Bölge güvenliği
etkinleştirildi.
Taşımamıza yardım
edersen buradan daha çabuk çıkabiliriz.
- Sam.
- Artık bir yararı
yok.
Çıkana kadar bitmiş
sayılmaz.
Acele edin.
Sıra sende.
Rob Ne yapıyorsun?
Rob!
- Rob!
Ne?
- Durdur şu şeyi!
Hey!
Ne yapıyorsun Rob?
Neler oluyor?
- Ne yapıyorsun?
- Bizi yukarı çıkar!
Leo, bunu
yapabileceğimden emin değilim.
Emin değil misin?
Plan senindi evlat.
Orada durmuş, soğuk
gözlerinle gözlerime bakıyordun.
Onlar sadece yük Leo.
Onları denklemden
çıkarırsak kusursuz olur.
Biliyordum.
Seninki sadece laftı
değil mi?
Gelecek sefere evlat,
cesaretin yoksa, çeneni kapalı tut.
Seni kontrol etmesine
izin verme Rob!
Bizi yukarı çıkar!
Rob!
Bu kadar zayıf olma!
Ne yaptığını iyi
düşün!
Bunu sakın yapma Rob!
Seni hain, seni
öldüreceğim!
Sen öldün Rob!
Beni duydun mu?
Rob!
Sen öldün Rob!
Kahretsin.
Kahretsin.
Tanrım.
Polisin burada ne
yaptıklarını anlaması bir kaç hafta sürer.
Binanın diğer
tarafındaki asansör boşluğundan inmek için yeterince zamanımız var Hadi.
Aman tanrım.
Lanet olsun!
Ne?
Kahretsin!
En azından nerede bulacağımızı
biliyoruz.
Tanrım.
Burada değiller.
Bunları mı arıyorsun?
Silah yok kuralı
buraya kadar mı?
Biliyor musun, kabul
etmeliyim.
Seni kaybettiğimizi
biliyordum.
Ama bu, bunu, hiç
beklemiyordum Robert.
Hadi Sammy, kan
kaybediyorsun.
Onları bize verirsen Onları bize verirsen söz veriyorum birinin
yardım etmesini sağlarım.
Hadi, zamanımız yok.
Ne diyorsun?
Canın cehenneme.
- O kızla yattın
değil mi?
- Ne?
Sen bunu nereden
biliyorsun?
- Çok garipti.
Orası kesin.
- Evet.
Gerçekten korktun.
Evet, bir an için kurtulamadığınızı
düşündüm.
Ne oldu burada böyle?
Bodrumda yangın
başladı.
Alarm çalmaya
başladığında alevler her yeri sarmıştı.
Mallara ulaşamadım
Leo.
Dokunuş Leo, sen
olmalısın.
Hemen samimi
olmayalım şerif.
Dedektif aslında.
Bunu sen mi yaptın?
Neden yapayım?
Yarım saat önce bir
ihbar telefonu aldım.
Mahsuru var mı?
Arkada.
Tüm izinleri var.
Arayan Hamish elmas
işini senin yaptığını söyledi.
O lanet olası ihbar
hattına gelen her şeye inanmaman gerek, değil mi?
Bu kısa süre önce
kullanılmış.
- Bu kısa süre önce
kullanılmış.
- Kuru sıkıyla mı
hedef çalışıyorsun?
Canın cehenneme.
Leo, taşımamıza
yardım edersen buradan daha çabuk çıkabiliriz.
Hey dedektif.
Aradığınız şeyi
bodrumda bulmuş olabiliriz.
Benim değil.
Avukatım bunu
ispatlayabilir.
Öyleyse açmamızın mahsuru
da yok.
Hiç çekinmeyin.
Parmak izlerine
dikkat edin.
- Bonoya benziyor.
- Hamiline yazılmış.
Bunları merkeze
götürün ve adamımızın dediği gibi, parmak izlerine dikkat edin.
Biraz solgun
görünüyorsun Leo.
Kahretsin.
Kahretsin.
Tamam, tamam, atlaman
gerek.
Düşündüğümüzden hızlı
eriyor.
Hemen atlamak
zorundasın.
Hey, hey, bana bak.
Hey Sam, bana bak
tamam mı?
Biz kusursuzuz.
Değil mi?
Hadi.
- Sam.
- Evet Kevin.
Sıkı tutun.
- Hadi, elimi tut.
- Komik.
Aldın mı?
- İzin verirsen aşağı
inip ölmem gerekiyor.
- İyi şanslar.
- Evet?
- Aldım.
- Başardık.
- Başardık.
Dostum, başardık.
Bunu gerçekten
başardığımıza inanamıyorum.
Gerçekten yaptık.
Hayır, sen yaptın.
Mükemmel bir performans
sergiledin Robert, sen bir tanesin.
- Evet!
- Evet!
Ama yapmamız gereken son
bir iş daha var.
- Elmaslar.
- Elmaslar.
- Elmaslar.
Anı olarak?
Şakaydı.
Biliyor musunuz
elmasları elden çıkarma konusunu hiç düşünmedik, değil mi?
Tanrım, Rob.
Elbette planladığımız
gibi iade edeceğiz.
Tek demek istediğim
bir kaç gün daha bizde kalabilirler.
Sadece daha çok şey
öğrenmek için.
Tamam, öyleyse bunu oylamaya
koyalım olur mu?
Tamam.
Karşı çıkanlar.
Evet.
Sam?
Şakaydı.
Hala şaka.
Evet, ama evet demen
gerek.
- Doğru.
- Sam!
Neyi oyluyorduk peki?
Evet!
Bu arabayı seviyorum!
||
« Prev Post
Next Post »