Print Friendly and PDF

Translate

Eva (2011)

|


94 dk

Yönetmen:Kike Maíllo

Senaryo:Sergi Belbel, Cristina Clemente, Martí Roca

Ülke:İspanya

Tür:Dram, Fantastik, Bilim-Kurgu

Vizyon Tarihi:07 Eylül 2011 (İtalya)

Dil:İspanyolca

Müzik:Evgueni Galperine, Sacha Galperine

Oyuncular

Daniel Brühl

Marta Etura

Alberto Ammann

Claudia Vega

Anne Canovas

Özet

Yıl 2041. Alex (Daniel Brühl) isimli meşhur bir sibernetik mühendisi, Santa Irene''de bulunan Robot Teknolojisi Fakültesi tarafından, çocuk robot projesininin başına geçmesi için çağrılır. Alex''in kardeşi David ve eşi Lana ise, Alex''in Santa Irene''den ayrılmasından sonra kendilerine bir yaşam kurmuş ve Eva isimli küçük kızları ile mutlu bir hayat sürmekte olan bir çifttir. Alex''in Eva ile tanışması ile aralarında özel bir bağ kurulur. Bakalım Alex ile ilginç bir kişiliğe sahip Eva''nın çıkacağı bu garip yolculuk nasıl bir sonla bitecek?

Altyazı

Eva.

  Burada ne arıyorsun?

  Annen nerede?

  EVA

Alex.

  - Uzun zaman oldu.

  - Çok bekledin mi?

  Hayır.

  Sadece on yıl.

  Haydi gidelim.

  Donuyorum.

  Bayağı başarılı olmuşsun.

  Müthiş robotlar yapmışsın.

  O işlerden sıkılalı çok oluyor.

  Sıkıcı robotlar tasarlamaktan mı sıkıldın?

  Hayır.

  Sıkıcı insanlar için eğlenceli robotlar tasarlamaktan sıkıldım.

  Ders vermeyi tercih ederim.

  Öğrenciler beni daha çok güldürüyorlar.

  Babamın evine mi gidiyorsun?

  Çok dağınıktır.

  - Bizimle de kalabilirsin.

  - Hayır, teşekkürler.

  - Seni niye çağırdıklarını biliyor musun?

  - Evet.

  Bu kadar yol getirdiklerine göre önemli olmalı.

  Çok önemli.

  Kahretsin, Alex.

  Yine esrarengizliğin üzerinde.

  Yarın akşam yemeğe uğra, olur mu?

  Ve evine hoş geldin.

  Şu kediye bak.

  Sen asıl adama bak.

  Günaydın, Alex Garel.

  Merhaba, Dorotea.

  Julia'yı görmeye geldim.

  Julia şu anda meşgul.

  Hiç yaşlanmamışsın.

  Çok güzel görünüyorsun.

  İçeri giremezsin.

  Derste.

  Alex Garel!

  Robotunuzun karakteriyle oynamamalısınız.

  Testi bitirmek için otuz dakikanız var.

  Bu arada   profillerini de değiştirmemeye çalışın.

  Günaydın, Julia.

  Bazı şeyler hiç değişmiyor.

  Yine geç kaldın.

  Frekansı arttır.

  Gördüğün gibi   yazılımın çok daha gelişmiş olmasına rağmen  - Ne?

  - Sağdaki baş!

  - Evet?

  - Aşağıya çevir.

  Geliyor.

  - Biliyorum!

  - Buraya geliyor.

  Aptal robot.

  Kes şu sesi.

  Aptal öğrenci.

  Kes canımı yakmayı.

  Affedersiniz.

  Şimdi ne yapacağız?

  Gözünü kapattığında ne görüyorsun?

  Şimdi onu bozdun işte.

  Tekrar çalıştırıp girdileri tekrar yükleyebiliriz.

  Tekrar çalıştırırsınız, tamam   ama duygusal hafızasını sıfırladınız bile.

  Ruhunu.

  Gördün mü?

  Öldü.

  Tekrar çalıştırırsanız size aynı at gibi görünecek fakat   asla aynı olmayacak.

  "Gözlerini kapattığında ne görüyorsun?

 " Bu kutsal komuttur.

  Ancak başka çare kalmadığında   kullanılmalıdır.

  Anlaşıldı mı?

  Görmek ister misin?

  Bana bir ağaç çiz.

  Haydi ama, konsantre ol.

  Sıkıldım.

  Artık çizmek istemiyorum.

  S.

 l.

  -9 Tam da on yıl önce onu tasarladığın gibi.

  Tamamlanmış ve montajı bitmiş.

  İç yapısının iskeleti, kas mekanizmaları, hatta   dış kaplaması.

  Fakat en önemli şey eksik.

  Yazılımın duygusal zekası.

  Bir çocuk zekasına sahip bir şey yaratmak aptalca.

  Bunu sen söylemiştin.

  Her insan hata yapar.

  İlk özgür iradeli robot.

  İnanılmaz, değil mi?

  Düşündüğün gibi olmuş mu?

  Neden ben?

  Dürüst olmak gerekirse, bunu ilk deneyen sen değilsin.

  Fakat eğlenceli ama tehlikeli olmayan bir robot   tasarlayabilecek tek kişi sensin.

  Alex, bu, başladığın işi   bitirebilmen için bir fırsat.

  Evet ama burada çalışmam.

  Nereye gideceksin?

  Anne babamın evine.

  Pekala.

  Duygusal zeka, bir robotun davranışlarını işte böyle etkiliyor.

  Bir olay o anki ruhsal durumumuza ve   içinde bulunduğumuz koşullara bağlı olarak   hepimizi farklı şekillerde etkiler.

  İyi misin?

  Evet.

  Baban öldüğünden beri buraya giren olmamıştı.

  Burada kalmak istediğinden emin misin?

  Sadece biraz tozlu.

  Delisin sen.

  Bütün araç gereci yarın yerleştirebiliriz ama   önce senin gelip modelleri görmen lazım.

  Androidi yaparken esinleneceğimiz çocuğu seçmemiz gerekiyor.

  Alex Garel?

  S.

 l.

  7.

  Günaydın, efendim.

  Adım Max.

  Soyadım yok.

  Üniversite beni ev işlerinizi yapmam ve   varsa diğer ihtiyaçlarınızı karşılamam için gönderdi.

  - Anlayamadım.

  - Şirket prensibi.

  "Gerçekten hiç gerek yok   zahmete girmeyin.

 " Gibi konuşmalara girmemek   için direk beni yollarlar.

  Eğer bana inanmıyorsanız onları arayabilirsiniz.

  Hayır, teşekkürler.

  Gidebilirsin.

  5.

  Seviye:  yemek   artı kıyafetler   artı   kedi!

  Şansımıza kürkü yok.

  Artı çeşitli eşyaların toparlanması.

  - En kötüsü eşyalar.

  - Ama  Önemli değil, ben bir makineyim.

  Alıştım artık.

  Eğer bir sakıncası yoksa işime başlayacağım.

  Hep "ilk önce iş" düsturunu benimsemişimdir.

  Benimle gelin, efendim.

  İşte.

  Burası dinlenme yeriniz.

  Boş zamanlarınızda ne yaparsınız?

  Çalışırım.

  Bendeki sözlükte çalışmak ve dinlenmek zıt anlamlı.

  Bu konuyu halletmemiz gerekecek, efendim.

  Kahve?

  Bir kahve ve yürüyüş size iyi gelecektir.

  Bugün yürüyüş yapmak için güzel bir gün, efendim.

  Çok yeteneklisin.

  Bu daha bir şey değil, efendim.

  Beni David Garel'in takımı yarattı.

  Kardeşim mi?

  Çok yönlü bir şekilde tasarlandım.

  Gurme bir aşçıyım   uşaklık yaparım, yaşlılara bakarım   çocuklarla ilgilenirim  29 dil konuşabilirim.

  Ev işlerinde bile ustayım.

  Tesisat, elektrik işleri  Dışarıda birkaç kiremit gördüm, efendim.

  Döşenmeleri gerekecek.

  Bana efendim deme, Max.

  Teşekkür ederim, Alex.

  - Şu yürüyüşe ne dersin?

  - Pek canım istemiyor.

  Lütfen.

  Sana iyi gelecek.

  Ayrıca çalışmam için bana yer açılmış olur.

  Haydi Gris, gidelim.

  Ayak altında duruyoruz.

  Şimdi dışarı çıkacağım.

  O şekeri yemezsen döndüğümde sana beş tane vereceğim.

  O şekeri yemezsen daha sonra sana beş tane vereceğim.

  Ama onu yeme, tamam mı?

  Gördüğün gibi bir sürü test yaptık.

  Kışkırtma testi dahil.

  - Klasik şeker testi.

  - Evet.

  - Ne diyorsun?

  - Ne hakkında?

  Çocuklar.

  Birisini seçmelisin.

  Robot için bir model seçmeliyiz.

  Bu çocuklar olmaz.

  Hiçbiri.

  Hepsi çok  sıkıcılar.

  - Sıkıcı mı?

  - Evet, sıkıcı.

  Kim onlarla yaşamak ister ki?

  Anne babaları isteyebilirler.

  Onları sayma.

  Sıradan bir çocuktan sıradan bir robot elde edersin.

  Alex!

  Akışkan mantığıyla uygulandığında duygusal zeka işte böyle çalışıyor.

  Genetik algoritmalar da bize çok yönlü bir yapay zeka   tasarlama imkanı veriyor.

  Bu da ne demek?

  Elindeki bütün seçeneklerden   karşılaştığı insana en uygun olanı seçiyor.

  Pekala, millet.

  Yarın devam ederiz.

  Ne garip.

  Alex Garel bir sınıfta.

  Böyle bir şeyi sadece ikinci kez görüyorum.

  Görüyor musun?

  Artık senin manasız teorilerini çalışıyorlar.

  Nedenini bilmiyorum çünkü   hiçbir işe yaramıyorlar.

  Buraya benim aptal teorilerimi dinlemeye gelmiyorlar.

  Öyle mi?

  Neden geliyorlar o zaman?

  Seni görmeye geliyorlar.

  Tabii.

  Toplantım var.

  Çıkarken ışıkları kapat.

  Neye bakıyorsun?

  Bir şeye bakmıyordum.

  Gerçekten mi?

  Bakışları bir şeye sabitlemeye ne denir?

  İzlemek.

  O zaman beni izliyordun.

  - Bunu sık sık yapar mısın?

  - Neyi?

  Çocukları izlemeyi.

  Evet, yaparım.

  Süper.

  Ne olduğunu saklamaya çalışmayan bir sapık.

  - En azından sıradan biri değilsin.

  - Düşündüğün gibi değil.

  Bunu işim için yapıyorum.

  Eğer bahane uydurursan sıradanlaşmaya başlarsın.

  Yani bu işinle alakalı bir şey mi?

  Gerçekten mi?

  Artık pek ilgimi çekmiyorsun.

  Hoşça kal.

  Bekle!

  Filmlerdeki gibi.

  Ne?

  Filmlerde kız gitmeye başladığı anda erkek "Bekle!

 " diye bağırır.

  Sonra kız döner ve onu öper.

  Adın ne?

  Eva.

  Şeker ister misin?

  Bir tanecik.

  Bir tanecik mi?

  Sen profesyonel bir sapıksın.

  - Neliler?

  - Bilmiyorum.

  Onları sevmiyorum.

  Ama ikisini de alacağım.

  Şeker ister misin?

  "Bilmiyorum"lu.

  Bilmiyorum.

  Çilek tadına benziyor.

  Üniversitede çalışıyorum ve bir robot yapıyorum.

  Eğer istersen ve eğer anne baban izin verirlerse seninle çalışmayı çok isterim.

  Sen gerçekten hiç alışılmadık bir sapıksın.

  Ama artık eve gitmeliyim.

  Görüşürüz.

  Tam zamanında.

  Öğlen yemeği hazır, dağınıklığa rağmen.

  - Yürüyüşün nasıldı?

  - İyi.

  Üniversiteden teknisyenler geldiler.

  Tamamlanmış bir prototip ve   çeşitli motor parçaları getirdiler.

  Kolu zaten takılı.

  Bu leziz olmuş, Max.

  Ayrıca kedi için bir sepet yaptım.

  Hayır.

  Hayır, bunu yapamazsın.

  Etrafta istediğin gibi gezebilirsin   fakat burayı dağıtamazsın.

  Alex  Çişini yapmıyor, değil mi?

  Alex, sanırım bu kedide bir hata var.

  Tamir etmen gerekecek.

  Gris özgür bir robot.

  İstediğini yapabilir.

  Bazı güvenlik şartlarına pek uygun değil ama   bana iyi arkadaşlık ediyor.

  Özgür bir robot mu?

  Bunu daha önce hiç duymamıştım.

  Yasadışı bir uygulama.

  Sen sadece onunla ilgilen ve iyi geçinmeye çalış.

  Duydun mu, arkadaşım kedi?

  Alex şimdi yemek yiyecek, daha sonra da onu çalışması için rahat bırakacağız.

  Yaramaz kedilik yapma sakın.

  Max, şu anda hangi duygusal seviyedesin?

  Standart seviye, sekiz.

  Biz bu kadar duygusal robotlara alışık değiliz.

  Altıya indir.

  Tamamdır, Bay Garel.

  Seviye altı.

  Bana hala Alex diyebilirsin.

  Teşekkür ederim.

  MERAKLI.

  NEŞELİ.

  Duman.

  Duman.

  ÇABUK KAVRlYOR.

  Duman.

  Alo?

  Merhaba, sefil şey.

  Merhaba.

  Yarın akşam yemeğe gelir misin?

  - Çok işim var.

  - Tabii.

  Saat dokuzda.

  Geç kalma.

  David  KORKU DOLU Alex, yukarı gel.

  İyi akşamlar.

  Merhaba.

  - Nasılsın.

  - İyi.

  Çiçekler çok güzel.

  Şarap?

  Tabii.

  Babamın evi nasıldı?

  Darmadağın.

  Max'la tanıştım.

  Tebrikler.

  - Merhaba.

  - Merhaba.

  Teşekkürler.

  Avustralya nasıldı?

  Avustralyalı bir kız buldun mu?

  Ciddi bir şey yok.

  Alex herzaman robotları kadınlara tercih etmiştir.

  - Kadınlar çok konuşuyor.

  - Bu doğru.

  Merhaba.

  Bu duman da neyin nesi?

  - Yemekte ne var?

  - Çorba.

  Eva, bu amcan Alex.

  Tanıştığımıza sevindim.

  Haydi çorbamızı içelim.

  Senin için çok sevindim.

  Hastalara enjekte etmek için robot hücre yaptık.

  - İşe yarıyor mu?

  - Ömrünü sürdürüyor.

  Bu harika.

  Sen niye ayrıldın?

  - Daha iyi bir yerde çalışmak için.

  - Santa lrene'den iyi mi?

  - Öyle olduğuna inanmıyorum.

  - Ben de.

  Julia'yla işler nasıl gitti?

  Sana ne verdi?

  - Sır olduğunu söyleme sakın.

  - Bir şey söyleyemeyeceğimi biliyorsun.

  Julia kim?

  Julia çok huysuz ve çok akıllı bir kadın.

  Kadeh kaldırmaya ne dersiniz?

  - Eski günlere.

  - Ve sırlara.

  Eric'in robotunu hatırlıyor musun?

  Eric kim?

  Eric çok tembel olduğundan, her işini görmesi için bir   robot yapan bir arkadaş.

  Hayır, bezelye demeyin.

  Bezelye.

  Bezelye.

  Hayır, bezelye olmasın.

  Hayır, bezelye olmasın.

  Bu S.

 l.

  -9 için mi?

  O kız bir robota model olmak için biraz kaçık değil mi?

  Evet, eğlenceli bir model arıyorum.

  Kıpırdama.

  Bu sadece pas önleyici sprey.

  Sapık!

  Amma uyudun.

  Yarım saattir bekliyorum.

  Bir gün boynunu kıracaksın.

  Annem diyor ki, yeni bir şey öğrenmek için   çok defa düşmeliymişiz.

  İçeri girecek misin?

  Yoksa korkuyor musun?

  Beni dinlemiyorsun.

  Annemin demek istediği, hiçbir şeyden korkmamam gerektiği.

  Neye gülüyorsun?

  Hoş geldin.

  Lütfen, otur.

  Daha rahat edersin.

  Okuyacak bir şeyler ister misin?

  Böyle daha iyi oldu, değil mi?

  Çok daha iyi.

  Aşağıya in!

  Önemli değil.

  Adın ne?

  Adı Gris.

  Bir prototip, hiç konuşmaz.

  Sadece miyavlar.

  Özgür iradesiyle hareket eden tek robot.

  Öyle değil mi, Gris?

  Pekala.

  Ben S.

 l.

  -7, Max.

  Dostlarım soyadımı kullanmazlar.

  Seninle tanışmak büyük zevk.

  O zevk bana ait.

  Ben Eva.

  Dostlarım soyadımı kullanmazlar.

  - Oyun oynamak ister misin, Eva?

  - Olur.

  Şaşkın.

  Yorgun.

  Mutlu.

  Nedenini Tanrı bilir.

  Sadece tek kelime.

  Tek kelimeyle tarif et.

  Mutlu.

  Sinirli.

  Kızgın.

  Çok güzel.

  Akıllı.

  Sadece daha eğlenceli hale getiriyorum.

  Sıkıldın mı?

  Bunu niye yaptığımızı bilmiyorum ama bana kocaman bir vakit kaybı gibi görünüyor.

  Tepkilerin sayesinde robotun duygusal hafızasını programlıyorum.

  O zaman çok sıkıcı bir robot olacak.

  Farklı bir şey yapmak istediğini sanıyordum.

  Ben de onu yapmaya çalışıyorum.

  Eğer bana yardımcı olursan senin gibi olacak.

  O da senin güldüğün şeylere gülecek veya bozulacak.

  Son bir tane kaldı, sonra bitireceğiz, tamam mı?

  Üzgün.

  Emin misin?

  Dikkatli bak.

  Ağlıyor.

  İnsanlar herzaman üzgün oldukları için ağlamazlar.

  - Sen ne derdin?

  - Mutlu.

  - Ne?

  - Bu adam bir yarış kazandı.

  Ne olmuş yani?

  Yarışı kazandığı için üzülüyor işte.

  Niye kazanmak onu üzsün ki?

  Çünkü herzaman kazanamayacağını biliyor.

  Bu mantığa göre birisi yarışı kaybettiğinde de gülmeli.

  Çünkü hayatı boyunca kaybetmeyeceğini bilir.

  Vay be.

  Her şeyin cevabını bilen kızın bu sefer bir cevabı yok.

  Hayır, var.

  Kızdığın zaman komik oluyorsun.

  Bana gülme!

  - Kapıyı aç!

  - Nereye gidiyorsun?

  Kapıyı aç!

  Kapı.

  Peşinden geleceğimi sanıyorsan yanılıyorsun.

  Kapı.

  Geri döndün demek.

  Eğer gelip beni aramayacaksan   benim kendim dönmem gerekecek.

  Ama bir şartım var.

  Eğer yardımımı istiyorsan.

  Bana robotu göstermelisin.

  Burası işlemci.

  Robotun beyni.

  Beyin mi?

  Çok büyük.

  Aslında o kadar da büyük değil.

  Bir arı kadar küçük.

  - Bu parçalar ne?

  - Onlar karakter bileşenleri.

  Örneğin bu parça, agresiflik.

  Şuradaki?

  Şu mu?

  O   gurur.

  Gurur olmak için çok küçük.

  Şimdi açıyoruz.

  Çok şirin.

  Ne oluyor?

  Gördüklerine tepki veriyor.

  Tecrübelerinden yola çıkarak bir hafıza oluşturuyor.

  Aynı bir insan gibi.

  Ve bu, Eva   S.

 l.

  -9'un seni nasıl gördüğü.

  Şimdi de başın.

  - Haşlanıyorum.

  - Hayır, haşlanmıyorsun.

  Mızmızlanma.

  Bugün Alex'in evine gittim.

  Ne zaman?

  Okuldan sonra.

  Maria'lara gidiyorum demiştin.

  Artık Maria'yla görüşmüyorum.

  Bisikletinle kasabanın dışına çıkmamanı söylemiştim.

  Ama çok dikkat ettim.

  Dikkat edip etmemen umurumda değil.

  Bunu yapmanı istemiyorum.

  Özür dilerim.

  Bir daha yapmayacağına dair söz ver bana.

  Akşam masal anlatmam sonra.

  Söz veriyorum.

  Niye hiç Alex hakkında konuşmuyorsunuz?

  Çünkü buradan gittiğinde babanı sinirlendirmişti.

  Çok mu sinirlenmişti?

  Evet.

  Sen de mi?

  Ben de.

  Niye?

  Çünkü beraber çalışıyorduk.

  Ortak bir proje üzerinde çalışıyorduk ve   birbirimizi severdik ama sonra o bir anda gitti.

  Bu da bizi hem üzdü hem de sinirlendirdi.

  Onu seviyor muydun?

  Babamı sevdiğin gibi.

  Evet.

  Az çok.

  Az mı?

  Çok mu?

  Neden bu kadar dedikoducusun sen?

  Mutlu görünüyorsun.

  Öyleyim.

  Bana bir şey mi söyleyeceksin?

  Eğer erkek yerine kız yaparsak ne olur?

  Alex   sana söyledim.

  S.

 l.

  -9 bir erkek.

  Sadece senin duygusal tepki programına ihtiyacımız var.

  Duygusal tepki mi?

  Bak   erkekler sakar ve sıkıcı olurlar.

  Kızlar ise daha tatlı, daha olgun   daha hassas ve   daha şirin olurlar.

  Ama aynı zamanda daha aksi, daha kıskanç ve   daha kaçıktırlar.

  Bunları biliyorum   çünkü yıllar önce ben de   onlardan biriydim.

  Şimdi işine dön.

  Sana bisküvilerimi yiyesin diye para vermiyorum.

  O kadar da uzun yıllar önce değil.

  Artık araştırma yapmıyor musun?

  Ders vermeyi mi seçtin?

  Ders vermeyi seviyorum.

  Diğerinden çok farklı ama hayatım daha sakin.

  Mutlu görünüyorsun.

  Evet, öyleyiz.

  Ya sen?

  Kalbini kıracak birilerini bulabildin mi?

  Alex   Eva bana testlerinizden bahsetti ve   bu işte onu kullanmamanı tercih ederim.

  Normal kızlar ne yaparlarsa onu yapsın istiyorum   o yüzden sakıncası yoksa  Evet, tabii.

  Özür dilerim.

  Hayır.

  - O çok özel biridir.

  - Evet.

  Öyle.

  Zaten başka ne diyebilirdim ki.

  O benim kızım.

  Neyse  Görüşürüz.

  Bol şans.

  Teşekkürler.

  Memnun olmalısın.

  Geri dönmen için sana adeta yalvardılar.

  Hiç kendini beğenmiş biri olmadım, bilirsin.

  Ya da iyi biri.

  Ama hep akıllıydın.

  İkimiz de çok akıllıyız.

  Buna katılmıyorum.

  Ben çok yetenekliyim.

  - Ve mütevazı.

  - Ama sen   senin gibisi milyonda bir gelir.

  Sanırım o yüzden ben yakışıklı olanım.

  Çok yakışıklıydın, evet.

  Tahmin et geçen gün kimi gördüm.

  Gloria.

  Niye çıkma teklif etmedin?

  Haftaya bir parti var.

  - Bence seni hiçbir zaman unutamadı.

  - On iki yaşındaydık.

  İlk aşk hakkında ne derler bilirsin.

  Hiç unutulmaz.

  Evet.

  Günaydın!

  Kaçarsın sanmıştım.

  Eva, bunu yapamayız.

  Annenler buraya gelmeni istemiyorlar.

  Ne olmuş?

  Ben gelmek istiyorum, senin de bana ihtiyacın var.

  Başka çocuklar da var.

  Ama benim gibisi yok.

  Sıradan bir çocukla ancak sıradan bir robot elde edersin.

  Haydi, aç kapıyı.

  Eva, aşağı in.

  Peki o zaman.

  Unut gitsin.

  Yazık.

  Sana David ile annemin hikayesini anlatacaktım.

  Ne hikayesi?

  Önce kapıyı aç.

  Pekala.

  Deneme testleri yapacağız.

  Sen sadece keyfine bakacaksın.

  Ben de seni gözlemleyeceğim, tamam mı?

  Tamam, sapık.

  Eva, Eva, yavaşla.

  Haydi, uyuşuk şey.

  Haydi, denesene.

  - Neyi?

  - Bunu.

  Arkana dön.

  Bir yerim tutulacak.

  Hayır, hayır, hayır.

  Tamam.

  - Böyle mi?

  - Ne?

  Böyle yap.

  Hayır, poponu oynatma.

  Böyle.

  Düşme.

  Kalem.

  Yazı.

  Hikaye.

  Annem.

  Kadın.

  Güzel.

  Bahçe.

  Bahçe.

  Yer.

  Güçlü.

  Taş.

  Gri.

  Kedi.

  Robot.

  Özgür.

  Mutlu.

  Yeteri kadar düşmemişsin.

  Ne?

  Annem tırmanamayan birisini gördüğünde   yeteri kadar düşmemiş der.

  Öyle mi söyler?

  Senin hakkında söylemesini istemezsin tabii.

  Dinle.

  Annen ve benim aramda   hiçbir şey yok.

  O harika biri ve güzel.

  Ama biz yıllar önce ayrıldık.

  Adını duyduğumda yüzümün şekli değişiyor tabii ama   bunun sebebi yıllar önce geçirdiğimiz güzel zamanlar.

  Ne söylemeye çalışıyorsun?

  Hiçbir şey.

  Eğer bir filmde olsaydık böyle söylerdin.

  Sakar keriz!

  Kasaba.

  Yani?

  Şu evi görüyor musun?

  Hangisini?

  - Bir sürü var.

  - Fark etmez.

  O benim evim.

  Beni buraya bunu söylemek için mi getirdin?

  Bunu ve üniversiteye giden yolun   üzerindeki şu evin   David'in evi olduğunu söylemek için getirdim.

  Beraber yaşamıyorsunuz.

  Ve?

  Bunu duymanın seni mutlu etmediğini söyleme bana.

  Haydi, daha yapacak çok testimiz var.

  - Anlaşma anlaşmadır.

  - Beni öldüreceksin.

  Bu kim?

  Eva.

  Kaç yaşında?

  On.

  İyi birine benziyor.

  Kızın mı?

  Hayır.

  Sana çok benziyor.

  Beni geçemeyeceksin!

  Sen öyle san.

  Sıra bende.

  Merhaba.

  Merhaba.

  Burada ne işin var?

  Bizi görmeye mi geldin?

  Evet evde misin diye bakmaya gelmiştim ama   geç oldu zaten.

  Gir de bir şeyler iç.

  Hayır, hayır, teşekkürler.

  Gitmem gerekiyor.

  Tabii ya.

  Şu gizli projelerin.

  Mezuniyet partisine gelecek misin?

  - Bilmem ki  - Evet, gel.

  Herkes seni görmek istiyor.

  Pekala, bakarız.

  Merhaba!

  Küçük kızım nasılmış?

  Merhaba, David.

  Merhaba, tatlım.

  - Nasılsın?

  - Nasıl gidiyor?

  Kızakçılık oynuyorduk.

  - Haydi babamı itelim.

  - Babanı itmek mi istiyorsun?

  Endişeli.

  Komik.

  HIZLI Aç.

  Hayır.

  Tatlıya düşkün.

  Mükemmel.

  MÜKEMMELİYETÇİ Sıkılmış.

  Emin misin?

  Evet.

  Bu kadın yorgun.

  Yorgun olduğumuzda esneriz de.

  Sıkılmış ve bu durum onu yoruyor.

  Tabii ki.

  Aynı yorgun olmanın insanı sıktığı gibi.

  Bu hep işe yarıyor.

  YARATlCl Gülme.

  Neden?

  Çünkü  Gülme.

  Gülüyorum çünkü komiksin.

  Ben komik değilim!

  Otur.

  Hayır!

  Otur!

  - Otur!

  - İstemiyorum.

  Ne yapıyorsun?

  - Sana oturmanı söyledim.

  - Hayır!

  Ne yapıyorsun?

  Gidiyorum!

  - Nereye?

  - Gidiyorum!

  Gidemezsin.

  - Neden?

  - Kapı kilitli.

  - Aç!

  - Hayır.

  Aç dedim!

  Sana oturmanı emrediyorum.

  - Sana kapıyı aç dedim!

  - Hayır.

  - Aç şunu hemen!

  - Hayır!

  Evet!

  Gözlerini kapattığında ne görüyorsun?

  Ne oldu?

  Şimdi olmaz, Max.

  - Bay Garel.

  - Merhaba.

  Merhaba, Bay Garel.

  - Nasılsın?

  - İyiyim.

  - Manuel'i hatırlıyor musun?

  - Evet.

  Merhaba, Alex.

  Julia evde çalıştığını söyledi.

  Burada, üniversitede çalışmalısın.

  - Boş versene.

  - Gerçekten.

  Kimden saklanıyorsun?

  Kimseden.

  Parlak geleceğine.

  Şuna bak.

  Şimdiden içiyorsunuz.

  Merhaba, Alex.

  Karımın canını mı sıkıyorsun?

  Çalışıyorum.

  Prototip nasıl gidiyor?

  Kim dans etmek ister?

  Alex dans etmez, değil mi?

  Teşekkürler.

  Müsaade var mı?

  Tabii ki.

  Prova mı yaptın?

  Hayır.

  Eskisinden çok daha iyi dans ediyorsun.

  David nereye gitti?

  Onu bulmamda bana yardım eder misin?

  Çok soğuk.

  Bir de burayı özlediğimi düşünüyordum.

  Zaten buradan nefret ediyordun.

  Burada kalacak mısın?

  Projeni bitirince.

  Kalacak mısın?

  Bitirmeyebilirim.

  Bitirmelisin.

  Bir kereliğine.

  Yoksa hiç değişmedin mi?

  Değiştiğimi düşünüyorum.

  Tabii.

  Beni affetmedin mi?

  Hayır.

  On yıl önceydi.

  On yıl bir şey değil.

  Bir on yıl daha lazım.

  Yapamam, Alex.

  Hayır.

  Yapamam.

  Lana!

  Ne istiyorsun?

  Daha ne istiyorsun?

  Onu daha önce terk edip gittin zaten.

  Git buradan.

  Bir şeye ihtiyacın var mı?

  Evet.

  Duygusal seviyeni tekrar sekize çıkar.

  Alex   sorun ne?

  Yok bir şey, Max.

  Ama sağ ol.

  Vay vay   Kim vurdu sana?

  S. l.  -9 mu?

  Hayır.

  S. l.  -9'u bitirmeyeceğim.

  Yine işini yarıda mı bırakacaksın?

  Alex   sen müthiş bir yaratıcısın.

  Belki de en iyisi.

  Ama projelerini bitirmezsen   ne kadar iyi olduğunun bir önemi kalmaz.

  Birkaç gün dinlen   daha sonra tekrar konuşuruz.

  Onun yüzünden, değil mi?

  Neye bakıyorsun?

  Annenle baban evdeler mi?

  Üzgün.

  Ne?

  Üzgün bir suratın var.

  Bana niye yalan söyledin, Eva?

  Niye David'in sizinle yaşamadığını söyledin?

  Duymak istediğin buydu.

  Eva, ben gidiyorum.

  Gidemezsin.

  Şimdi gidemezsin.

  Tam da seni bulmuşken.

  Bu haksızlık.

  Alex  Olanlar için çok üzgünüm.

  Eva gideceğini söyledi.

  Gitmemi istiyor musun?

  Alex, sana bir şey söylemek zorundayım.

  Eva çok özel bir kız.

  İkimize de benziyor çünkü onu biz yaptık.

  Eva!

  Eva!

  Eva!

  Bekle, ben de geliyorum.

  Hayır, ona kendim söylemeliyim.

  Geri gelecek misin?

  Tabii ki.

  Eva!

  Eva!

  Tanrım.

  Hayır.

  Eva!

  Eva.

  Anne, bana ne oldu?

  Hiçbir şey, tatlım.

  Her şey yolunda.

  Her şey yolunda değil, anne.

  Bu nedir?

  Sakin ol yoksa tekrar bayılacaksın.

  Lütfen.

  - Artık her şey yolunda.

  - Dokunma bana.

  Sana daha önce söylemeliydim.

  - Haydi eve gidelim.

  - Dokunma bana.

  Gitmek istemiyorum.

  Neyim ben?

  - Sen benim küçük kızımsın.

  Eva.

  Ne yapıyorsun burada?

  Annen nerede?

  Alo?

  Evet, David.

  Eva burada.

  Ne?

  Eva  Kötü bir şey mi oldu?

  Alex çok kızgın.

  Sana nasıl yardım edebilirim?

  Onu ben ittim.

  Onu ben ittim.

  Tamam, geçti.

  Onu ben ittim.

  Her şey düzelecek.

  Onu ben ittim.

  Lana da en az senin kadar iyiydi.

  Biliyorsun, değil mi?

  Sen gittikten sonra projeyi bitirdi.

  S. l.  -9'u ilk tasarlayan Lana'ydı.

  Bildiğin ismiyle Eva'yı.

  Güvenlik testlerinden geçemedi.

  Ama Lana onu yaşatmak istedi.

  Onun için her şeyden vazgeçti.

  Ben de ona izin verdim.

  Bu bir hataydı.

  Alex   onu yok etmeliyiz.

  O küçük bir kız.

  Hayır, değil.

  Ben onun ne olduğunu biliyorum.

  O Lana'yı öldürdü.

  Julia, bırak ben yapayım.

  Hayır.

  Bu benim sorumluluğum.

  Julia!

  Ben yaparım.

  Merhaba, prenses.

  Daha çok erken.

  Paten yapmaya gidelim mi?

  Bugün düşmeyeceğimden eminim.

  Tamam.

  Dene bakalım!

  Bak, Eva!

  Hayır, öyle değil!

  Böyle!

  Alex, gel de bize katıl!

  Çok güzel, değil mi?

  Beni buraya ilk annem getirmişti.

  Güneş battığında hava çok soğumuştu ama ben   ışıklar açılana kadar eve dönmek istememiştim.

  Burası çok güzel, Eva.

  Burayı hiç böyle görmemiştim.

  Alex   bana yardım edeceğine söz vermelisin.

  Bir daha kötü biri olmak istemiyorum.

  İyi bir kız olmak istiyorum.

  Yemek hazır.

  Alex, yemekten sonra, annemin bana her gece   okuduğu bir kitabı okumanı istiyorum.

  Adı "Binbir Gece Masalları".

  Bir prens ve öldürmek zorunda olduğu   bir prenses hakkında.

  Ama prenses her gece   o kadar güzel hikayeler anlatıyor ki   prens sürekli   daha fazla hikaye dinlemek   istediğinden onu öldüremiyor.

  Bu böyle sürekli   devam ediyor.

  En sonunda prens sonsuza kadar   hikaye anlatabilmesi   için onu affediyor.

  Alex   beni düzeltmeyeceksin, değil mi?

  Eva   gözlerini kapattığında ne görüyorsun?

  İkimize de benziyor çünkü onu biz yaptık.

  Bir tanecik mi?

  Sen profesyonel bir sapıksın.

  Böyle yap.

  Hayır, poponu oynatma.

  Böyle.

  Neden bu kadar dedikoducusun sen?

  Ortak bir proje üzerinde çalışıyorduk ve   birbirimizi severdik ama sonra o bir anda gitti.

  Gözlerini kapattığında ne görüyorsun?

  Işık görüyorum.

  Bir sürü ışık.

  Seni görüyorum, baba.

  Ve annemi görüyorum.

  Ve beni.

  Hep beraber bizi.

  Sonsuza kadar oyun oynarken.

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar