Print Friendly and PDF

Translate

Karanlık Adam 2: Durant'ın Dönüşü (1995)Darkman II: The Return of Durant

|

 


 93 dk

Yönetmen:Bradford May

Senaryo:Robert Eisele, Lawrence Hertzog, Steven McKay

Ülke:ABD ABD

Tür:Aksiyon, Suç, Korku

Vizyon Tarihi:11 Temmuz 1995 (ABD)

Dil:İngilizce

Müzik:Randy Miller

Oyuncular

Larry Drake

Arnold Vosloo

Kim Delaney

Renée O'Connor

Lawrence Dane

Devam Filmleri

1990 - Karanlık Adam(57,583)6.4

1995 - Karanlık Adam 2: Durant'ın Dönüşü(4,785)5.1

1996 - Karanlık Adam 3: Öl Karanlık Adam Öl(3,494)4.8

Özet

Suç dünyasının korkulu rüyası maskeli kahramanımız aksiyon dolu yeni bir hikayeyle karşınızda. Bilim adamı arkadaşının yardımıyla Dr. Peyton Westlake (Karanlık Adam), onu tekrar eski haline getirecek bir gizin sırrını çözmek üzeredir. Fakat bir dizi trajik olaylar zinciri sonucu Westlake/Karanlık Adam, Durant?ın ölmediğini hala hayatta olduğunu keşfeder ve intikam duygusuyla peşine düşer.

 

Altyazı

Adım Peyton Westlake.

 Tüm insanlık için yeni umutlar keşfeden bir bilim adamıydım.

 O  tüm bunları benden alana dek  Robert G.

 Durant.

 Hayatımdaki her şeyi söküp aldı   ben için değerli olan her şeyi.

 Durant benim kimliğimi yaktı   ve bir canavar yarattığını bilmeden   beni ölüme terk etti.

 Artık tek var oluşum ilmim.

 Sentetik sayısallama tamamlandı.

 Evet.

 Sentetik deri formülüm yüzümü geri kazandırdı bana.

 lşılduyarlık reaksiyonu.

 Ama yalnızca 99 dakikalığına.

 Yüz kalıbı 99 dakika içinde çözülecek.

 99 dakika.

 Başarısız.

 Başarısız.

 Ama tek ihtiyacım olan şey buydu.

 Düşmanımın yüzünü yarattım.

 Bir tek o kalana kadar Durant'ın çetesinde   düşmanlık yarattım.

 Ve sonunda onu yok ettim.

 - Kıçına bir hoşça kal öpücüğü ver!

 - Hayır!

 Ama ben bir gölge yaratığı olarak   yaşamaya karar verdim.

 Karanlık Adam olarak.

 Patron geliyor!

 Çabuk ol!

 Doktor komadan hiç çıkamayacağını söylemiş.

 - Eddie nerede?

 - Buradayım Rollo.

 Bunca zaman sonra!

 Öyle bir kazadan kimse sağ kurtulamazdı.

 Roy!

 Kıçını kaldır da buraya gel!

 Tamam!

 Doktor?

 Geri geliyor!

 Tepelerine çök şunların!

 Kahrolası kokainimi istiyorum!

 Kahrolası paramı istiyorum!

 Ve o şerefsizlerin hepsini gebertmek istiyorum!

 Hadi, hadi, hadi!

 Evet, evet!

 Hadi!

 Hadi!

 Hadi, hadi hadi, hadi!

' - O pislikleri bununla haklayacağım!

 - Evet!

 Hadi!

 Kahretsin!

 - Dikkat et!

 - Ne?

 Ah Steve, ah Steve!

 - Steve!

 Steve!

 - Bebeğim!

 Yaralandım.

 Çok kötü yaralandım!

 - Hayır!

 - Hayır, hayır!

 Steve!

 Steve!

 Nihayet baş başa kaldık!

 Kahretsin!

 Sonraya kaldı sürtük!

 Yardım edin!

 Ha?

 - Nesin sen ha?

 - Sorumluluk sahibi bir vatandaş.

 Bağış için teşekkürler.

 Kan gölüne dönmüş olan bu yere daha çok itfaiyeci   geldiğinden, siren seslerini hâlâ duyabilirsiniz.

 Sağlık görevlileri hayat kurtarmak için savaştıklarından   polisin ölü sayısını belirlemesi zaman alacak.

 Dan, hazır mısın?

 Randevun mu vardı?

 - Hı-hı!

 - Şimdi hazır olurum.

 Vay canına, şu pisliğe bak.

 Ne olmuş burada böyle?

 Bilmiyorum.

 Bir sürü güzel resmimiz var.

 Bonnie!

 Cisco.

 Muhteşem muhabir.

 Şebeke Stan.

 Biz de orada olacağız.

 Hayır, sen orada olacaksın.

 Stringer'i bulmamız lazım.

 Buralarda bir yerlerde olduğunu biliyorum.

 Reklama gittiler.

 Döndüklerinde canlı yayına girebilir miyiz?

 - Tamam.

 - Sana uyar mı?

 - Evet, kesinlikle.

 - Hadi öyleyse!

 Diğer uçtan eşyaları almalarını söyle.

 Ben ne yapıyorum Tanrı aşkına?

 Stringer, kısaca rapor ver.

 Neler oldu?

 Her zamanki pislik işe.

 Biri arabada yanmış, biri şurada vurulup ölmüş, ikisinin durumu kritik   ve şu adam bana Operadaki Hayalet'in frizbiye benzer bir şeyle  -  yüzünü kapladığını söylüyor.

 - Uyuşturucu?

 Ah, evet!

 Bir sürü de uyuşturucu.

 - Kırk saniye Jill!

 - AK-47, kullanmışlar ha?

 - Hadi ama Jill, delillere dokunma.

 - Teşekkürler Stringer.

 Tam bir Sherlock Holmes.

 Tamam, tamam, tamam!

 Yapmamız gereken işler var.

 Pekâlâ, dinleyin.

  girişten hemen sonra   yanmış arabayı, sonra itfaiye aracını, sonra da kapanış için beni çekin.

 - Tamam, her şey hazır mı?

 - Hı-hı.

 Başlıyoruz.

 Beş, dört, üç, iki  Ben Jill Randall.

 Street Copy'den size canlı olarak sesleniyorum.

 Ne için, insan hayatını harcayan şey ne?

 Polisler, şehrin yukarısında bu gece çıkan silahlı çatışmanın   sebebi uyuşturucuydu.

 Yetkililer, burada korkunç bir kazayla sona ermeden önce bir kaç blok   boyunca süren çatışmadan   kalan cesetleri saymaya devam ediyorlar.

 Şiddet ne zaman son bulacak?

 Sokaklarda uyuşturucu dağıtan adamları durdurduğumuzda   çocukların ellerine silah veren adamları durdurduğumuzda  Belki o zaman huzur buluruz.

 Trajik, sadece trajik.

 Ben Street Copy'den Jill Randall.

 Şiddetten nefret ediyorum.

 Özellikle de bana para kazandırmadığında.

 Şehirde yaşam ucuz değil   ama ölüm ucuz.

 12 yaşına gelen her serseri cebine silah koyarsa, ölüm de ucuz olur.

 Bu durum size ne anlatıyor beyler?

 Çizgi filmlerin aşırı şiddet içerdiğini.

 Uzun zamandır uzakta olduğumu anlatıyor.

 Ama artık döndüm.

 Teşekkürler canım.

 Yokluğumda   siz beyler cıvımışsınız.

 Ben öyle düşünmüyorum Bay Durant.

 - Bence çok iyi iş çıkardık.

 - Sence öyle olabilir.

 Bu şehirdeki silah ticareti eskiden bize aitti.

 - Şimdi en berbat çeteler bile bizden iyi.

 - Saygısızlık etmek istemem Bay Durant   ama uzun zamandır  komisyondan uzak kaldınız.

 Aslında benim ve adamlarımın yeni planları var   yeni planlarımız var.

 Belki de  işleri bir süre bize bırakmalısınız ha?

 Kıçınız bir kaya delgisiyle dövülseydi plan yapamazdınız!

 - Ah Tanrım!

 Ah!

 - Yardım edin.

 - Ah!

 İlaçlarım!

 İlaçlarım!

 - Patron!

 - İlaçlarınız hemen şurada.

 - Git su getir!

 Su!

 Pekâlâ.

 Beyler, silah işine geri dönüyoruz.

 - Ne yapıyoruz?

 - Baştan ayağa kontrolü ele alıyoruz.

 Nasıl?

 Zaten fiyatlar maliyetin altında.

 Zekisin Roy.

 Ama biz yeni daha iyi bir ürün çıkararak   rekabeti ortadan kaldıracağız.

 Yeni çağ için yeni silahlar.

 Silahları nereden alacaksınız?

 Kendimiz yapacağız!

 İşte bu yüzden   bir fabrikaya ihtiyacımız var.

 Dağıtım ve sevkiyat için yeteri kadar   yeri olan bir fabrikaya  Sıra dışı bir güç kaynağı olan ama   aynı zamanda da gözlerden uzak olan bir yere.

 Kısaca güney tarafında, tren yoluna yakın bir yerde bir fabrikaya ihtiyacımız var.

 Ha!

 Sana iyi şanslar!

 Oradaki binaların hepsi yıllardır mühürlü.

 Ah, senin çok az umudun var.

 Benim fabrikam orada zaten.

 Tam şurada.

 Brinkman Elektrik.

 Burayı satın almak istiyorum.

 Ve bir hafta içerisinde sistemi kurmak istiyorum.

 Hemen ilgileneceğim.

 Her zamanki teklifimi sunmamı mı istiyorsun patron?

 Hemen dikkat çekmek istemeyiz.

 Neden parayı denemiyorsun?

 85.

 yol temiz.

 Gelen tren yok.

 Ulaşım tüneli 18.

 yardımcı yollar kullanımda.

 Varış noktasına yaklaşıyor.

 - İyi geceler Dr.

 Westlake.

 - İyi geceler.

 Merhaba Doktor.

 Bilgisayar durum raporu.

 Laboratuar kontrol sistemler statik.

 Hiperküp süreçleri, % 7'lik kapasiteyle rolantide.

 Akışkan deri sistemi kriyojenik depolama düşük.

 lşılduyar sayısallama hazır durumda.

 İkinci durum raporu 30 dakika sonra.

 Sistem emrinizi bekliyor Doktor.

 Şahıs fotoğraf sayısallaması başlatılıyor.

 Sayısallama tamamlandı.

 Holografik tanımlama görüntüleniyor.

 Şahıs maske sentezi tamamlandı.

 Yüz tabakası formül uygulama numarası 2917.

 Tahmini ışılduyarlık göstergesi bilinmiyor.

 Bilinmiyor mu?

 Hayır, 99 dakikalık sınırı aşmalıyız.

 lşılduyarlık reaksiyonu.

 Deri tabakası 99 dakika içinde çözülecek.

 Başarısız!

 Başarısız!

 Başarısız!

 Başarısız!

 Başarısız!

 Hayır!

 Teşekkürler efendim.

 lşığa dayanıklı polimer yapay deri.

 Hım.

 Dr.

 David Brinkman.

 Kirası kesinlikle çok düşük.

 - O levhadan kurtulmalıyız.

 - Doğru.

 Kapıyı aç hadi.

 Sence patron bu leş çukurunu gerçekten istiyor mu?

 Durant enerjiye ihtiyacımız olduğunu söyledi.

 Burada harcanacak enerji bol.

 Şu yerin büyüklüğüne baksana bir?

 - Yardımcı olabilir miyim?

 - Belki.

 Adınız Brinkman mı?

 Evet, ben Dr.

 Brinkman.

 Şanslı gününüzdesiniz doktor.

 Şehirlerarası Arazi Islahı'ndan geliyorum ben.

 Yeniden gelişim projelerini finanse eden bir grup yatırımcıyız biz.

 - Bunun benimle ne gibi bir alakası var?

 - Sizin binanızı istiyoruz doktor.

 Temsil ettiğim insanlar   bu emlak için bir milyon dolar nakit ödeyecekler.

 Ah!

 Bakın, buraya gelerek vakit kaybettiğiniz için üzgünüm   ama burası satılık değil.

 - Bu ciddi bir teklif Brinkman.

 Ben olsam bir düşünürdüm.

 - Öyle mi?

 İlgilenmiyorum.

 İzninizle işime dönmem gerekiyor.

 Söylediklerimin tek kelimesini bile anladığını sanmıyorum.

 Bu binayı alıyoruz Doktor, bu da demek oluyor ki burayı satıyorsun!

 Son şansın Doktor.

 - Bakın, bunun ne gibi bir  - Hı?

!

 Parayı al ve git.

 Bir sorun mu var?

 Ah   bu benim kartım doktor.

 Görüşelim.

 Neden sen de arkadaşlarınla birlikte gitmiyorsun?

 Onlar benim arkadaşlarım değil.

 - Sen ne istiyorsun peki?

 - T-lenfoma hücreleriyle ilgili    çalışmanız hakkında sizinle konuşmak istiyorum.

 Moleküler Biyoloji dergisindeki makalenizi okudum.

 Harika buldum.

 Teşekkür ederim.

 Bu tür şeyleri insanlar pek okumuyorlar.

 Bilim adamı mısınız?

 Ben de yapay polimer deriyle ilgili buna benzer bir çalışma yapmıştım.

 Ama UV Işınlarına uyumsuzlukla ilgili sorunlar yaşadım.

 Her neyse, bulduklarımı bu diske attım.

 Bir bakarsanız şeref duyarım.

 - Elbette.

 - Harika.

 Sonra konuşuruz.

 İsminizi söylemediniz.

 İşte patron.

 Tam da senin sevdiğin şekilde.

 Bravo patron.

 - Beni mi görmek istedin patron?

 - Rollo!

 Evet, hadi bize katıl.

 Dün fabrikanın sahibiyle konuşmuşsun galiba.

 Evet.

 Satmıyormuş.

 Brinkman'ın teklifimizi reddetmesi çok üzücü.

 Evet.

 Peki, planımız ne patron?

 Bugün Kolombiyalı dostlarımızla ilginç bir sohbetim oldu.

 - Bana ne dediler, biliyor musun?

 - Bay Durant, açıklayabilirim  Tüm uyuşturucu sevkiyatımızın % 5 bonusunu senin aldığını söylediler.

 - Büyük bir şey değildi Bay Durant.

 - Edward, komada ne kadar kaldım ben?

 878 gün, 12 saat, 16 dakika Bay Durant.

 800 gün, ayda iki sevkiyat   her sevkiyat dışarıda on milyon dolar ediyor diyelim   döviz kurları problemi de hariç  - Toplamda ne eder Edward?

 - 27,280,000 dolar   17 sent.

 Ah!

 Hadi!

 Hadi!

 Bin şuna!

 - Hayır!

 Hayır!

 - Bağlayın.

 - Lanet olası param nerede?

 - Cayman Ticaret Bankası'nda.

 Orada bir hesabım var.

 Sana söyleyecektim.

 Sürpriz yapacaktım sana!

 Yaptın zaten.

 Belli olmuyor mu?

 Şimdi de ben sana sürpriz yapacağım.

 Çimlerini her zaman yenileyeceksin Rollo.

 17 üzeri  Hayır, hayır, hayır!

 18, 18  Kayıntı var mı doktor!

 Bu akşam yemekte ne var?

 Florentin Istakozu mu?

 Wellington bifteği mi?

 Belki de Belçika Hindibası yatağında ızgara dahi vardır.

 Hayır, eski favori yemeğiniz doktor!

 Rulo köfteden nefret ediyorum!

 Dr.

 Hathaway galiba.

 Ahh.

 Ee, neden buradayım Robert?

 Ev yemeği yedirmek için, beni kaçırma zahmetine girişmedin herhalde.

 Senin teknik uzmanlığın ve görüşüne sahip bilim adamı yok pek.

 Yani diyorsun ki, garajında hidrojen bombası   imal edebilecek pek fazla adam yok.

 Vakitsiz yakalanışından önce bir şey üzerinde çalışıyordun.

 Taşınabilir, hava soğutmalı, yarı otomatik, parçacık ışın silahı mıydı?

 Yeni çağ için silahlar!

 Korkunç ateş gücüne sahip silahlar.

 Yeni bir suikast silahı üretebilseydik doktor tüm dünya kapımızı aşındırırdı.

 - Tek eksiğiniz teknoloji  - Ve siz de bu noktada dahil oluyorsunuz.

 Enerji sorun olacak.

 O silah için çok fazla enerji lazım.

 O işi bana bırak sen.

 Ne diyorsun?

 - Buluşumu hâlâ bir yerde saklıyorum.

 - Anlaştık öyleyse.

 Umarım tatlıya yerin kalmıştır.

 Hanımlar!

 Ah.

 Sıkı pazarlık ediyorsun!

 Sorman bile saçma!

 Bu  - Almayacağım.

 - Tercihine kalmış bir şey değil bu!

 Özür dilerim.

 Kapı açıktı da.

 Ben de çıkmak üzereydim.

 Sonra görüşürüz David.

 Merhaba, ben Laurie.

 - Peyton.

 - Memnun oldum Peyton.

 Ben de.

 Adın Peyton demek.

 Evet.

 Şey  o kız arkadaşın mı?

 Hayır, kardeşim.

 Harika bir mekân yapmışsın buraya.

 Evet, uzun bir geçmişi var.

 Babam, savaş süresince ve sonrasında bu işe başlamak istemiş.

 Geleneksel ve atomsal enerji uygulamaları araştırmasının öncüsüymüş.

 Zamanının biraz ötesinde bir adammış diyebiliriz galiba.

 Evet.

 Üç yıl önce öldü.

 Buradan kaçtıklarında öldüğünü sanıyorum.

 Üzüldüm.

 Önemli değil.

 Biliyor musun, buraya döneceğimi her zaman biliyordum.

 Yani burası sanki benim  evim gibi.

 Babam, kararlılığını gücünden alıyormuş.

 Bir keresinde küçük bir şehre yetebilecek kadar büyük bir güç kaynağını taşımış.

 Büyük işler denemek için bana bu ilham verdi.

 Ne gibi?

 Bir tür bilim Rönesansını yeniden alevlendirmek istiyorum.

 Tüm dünyadan gelen bilim adamlarının kurulu fonların sınırlamaları dışında   çalışabilecekleri bir yer.

 Anlıyor musun?

 Şuraya bir baksana!

 Burada olabilecek şeyleri bir hayal et!

 Bu   bir hayal.

 Bir hayalin olması önemli bir şeydir.

 Etkilendim.

 Ben senden etkilendim.

 O disklerdeki çalışmalar  İnanılmaz.

 Gel sana bir şey göstereyim.

 Hadi!

 Birkaç yıl önünce seninkine benzer bir çalışma yayınlanmıştı.

 Adı şey olan   Westlake olan bir bilim adamı.

 Tanıyor musun?

 Çalışmasını biliyorum.

 Polimer baz için kullandığın formülleri denedim.

 Birkaç ay önce bir benzerini kullanmışım.

 İşe yaramamıştı.

 Ama eksi yüklü iyonlar kullanıyordum.

 Sen silikon bazlı mı kullandın?

 Hayır, hayır.

 Karbon.

 Ama dün gece senin formüllerini kullanarak bir deneme yaptım   sadece iyonların yükünü değişirdim.

 Ve güneş ışığına maruz kaldığında   o küçük şey 173 dakika dayandı.

 173 dakika mı?

 Başardın!

 99 dakika sınırını aşın!

 - Başardın.

 - Hey, bu sadece bir örnekti.

 Ama birlikte tamamen kalıcı bir polimerin yapısını çözebileceğimizi düşünüyorum.

 Ortaklık düşünürsen tabi.

 Ah, düşünüyorum.

 Düşünüyorum.

 Bunu çözmemiz için dijital bir spektrokronometreye ihtiyacımız var.

 Şu yeni 1000 modelinden.

 Pahalı bir şey.

 Ah, merak etme.

 Para sorun değil.

 - Hibe falan mı aldın?

 - Hayır, topluluktan bağış alıyorum.

 Ortak mıyız öyleyse?

 Ortağız.

 Ne zaman başlarız?

 Biriyle görüşmem lazım.

 Bir randevum var da.

 Yakında görüşürüz.

 Harika oldu bu iş.

 Teşekkür ederim.

 Harika oldu!

 Teşekkürler Dr.

 Brinkman!

 Ortağız ha?

 Gel pisi pisi!

 Hadi!

 Sana bir sürprizim var.

 Bir arkadaşımla tanışmanı istiyorum.

 Ah, işe buradasın!

 Hadi, hadi!

 Kurbanın kimliğiyle ilgili şüphe yok, ama sorular cevapsız bırakılıyor.

 Dikkat et!

 Isırır.

  birkaç yıl önce ortadan kaybolan Robert G.

 Durant'ın kurduğu suç imparatorluğu.

 Yeraltı dünyasındaki pek çok cinayetin şüphelisi olan Latham   yeraltı dünyasının acımasız efendisi olarak ortaya çıkmıştı   ama hükümdarlığı bu gece sona erdi.

 Polisin düşüncesine göre onun ölümü, Robert Durant'ın boş bıraktığı taht için   birden fazla rakip olduğunun işareti olabilir.

 - Konuyla ilgili detay vermeye devam edeceğim.

 - Hayır!

 David!

 Tamam.

 D.

l.

N.

l.

 örnekleri stabilize edildi.

 Hücre zarları   elastik.

 Ve hücre yapısında ya da   98 dakika sonraki aktivitesinde   herhangi bir bozulma   görünmüyor.

 Pekâlâ.

 Rekora gidelim bebeğim!

 Dr.

 Brinkman galiba?

 Ah!

 - Hayır!

 - Eski tanıdığım Rollo Latham'la  -  görüşmüşsün galiba?

 - Eski mi?

 Bay Latham ve ben yollarımızı ayırdık.

 İyi akşamlar Dr.

 Westlake.

 Tam gaz!

 Hadi!

 Yapman gereken tek şey  İmzalamak.

 Ona söyledim.

 Size de söylüyorum.

 Bu mülk satılık değil.

 Rollo sizin için paranın önemi olmadığını söylemiş.

 Ben de Bay Drugano'dan görüşmeleri sizin ilginizi daha çok   çekecek yeni şeyler üzerinden yürütmesini rica ettim.

 Bir adım daha atarsanız üzerinizde lazer ameliyatı yaparım.

 - Defolun şimdi!

 - Sıradan bir Luke Skywalker.

 lvan!

 Dr.

 Brinkman'a biraz yol yordam öğret lütfen.

 - Her taraf serbest mi?

 - Yer katmanına ulaşma.

 B tüneli.

 Çalışmam!

 Çalışmam!

 Bu ne kadar eder Dr.

 Brinkman?

 Hadi!

 Sessiz olun beyler.

 Bu bir eğitim gecesi.

 - Lütfen, lütfen!

 - Hoşuna gidiyor mu?

 Eddie!

 Buraya gel Eddie!

 Ye!

 Ye!

 Ye!

 David!

 Ah, hayır!

 David?

 Durant!

 Bu olamaz!

 Kurtulmuş!

 Robert G.

 Durant!

 Asyalının parmağını getirin.

 Koleksiyonumda güzel duracak.

 Ucube!

 Ucube!

 Ucube!

 Ucube!

 Hayır!

 Hayır!

 Hayır!

 Evet!

 Biraz müzik beyler!

 Ah!

 Güzel!

 Güzel.

 Bu sadece bir prototip, unutma!

 Çekil önümden.

 Enerjiyi aç.

 Güvenliği kapat.

 Patron!

 Evet!

 - Yeni günün doğuşu!

 - Tam isabet.

 Biraz sola atıyor.

 Yine de çok elektrik yakıyor.

 Galiba enerji problemimize bir çare bulabiliriz profesör.

 KGB'de çok çeşitli bir kariyerin ardından Bay Druganov   örgütümüze katılmaya karar verdi.

 Bağlantıları sayesinde Soğuk Savaş'ın   bazı nadide kalıntılarına ulaşabildik.

 Plütonyum karpit enerji hücreleri  Eski Sovyetler uzay programının hediyesi.

 Her bir aygıt, 450 milyar Watt enerji üretebilen   minyatür bir nükleer reaktördür.

 Kapitalist ülkelere fırlatılmış casus uydularda    kullanılmak için geliştirildiler   ama artık kimse bunu yapmıyor.

 Bu yüzden Ivan bize bunları toptan satıyor.

 Sağlam mı?

 Bu hücreler Doğu Özbekistan İşçi Cenneti'ndeki   teknisyenler tarafından üretildi.

 Onların mühendislik işlerinde sadece en iyi Yugoslav malzemeler kullanılır.

 Sizin Ford Pinto'nuz kadar güvenilirler.

 Bunu bizim silahımıza monte etmek ne kadar zamanınızı alır.

 Hafta sonu iyi mi?

 Ah, harika!

 Başlayalım.

 Şehirlerarası Arazi Islahı mı?

 David.

 Ne yapıyorsun burada?

 - Laurie.

 - Burada ne yapıyorsun dedim!

 Laurie, benim, Peyton.

 Hatırladın mı?

 - Ağabeyinle bir proje üzerinde çalışıyordum.

 - Proje bitti.

 - Laurie, David için çok üzgünüm.

 - Dışarı çık tamam mı?

 Dışarı çık!

 Lütfen!

 Git hadi!

 Otomatik sentetik deri testi.

 - Deri formülü deney numarası 4,803.

 - Tamam Dr.

 Westlake.

 Sil baştan başlayacaksın.

 Bunu neden yapıyorsun?

 Neden bu insanlara bulaşıyorsun?

 Bunu neden yapıyorsun?

 O disklerdeki çalışma muhteşem!

 Ama birlikte tamamen kalıcı bir polimerin yapısını çözebileceğimizi düşünüyorum.

 Ortaklık düşünürsen tabi.

 Düşünüyorum.

 Düşünüyorum.

 - Ortak mıyız öyleyse?

 - Ortağız.

 Şuraya bir baksana!

 Olabilecekleri  hayal et.

 Bu bir hayal.

 Hayır!

 Durant.

 Durant.

 Jill, bu harika bir hikâye.

 - Evet, güzel.

 - Teşekkürler Tanrım!

 Çıkıyorum!

 - Geliyor musun?

 - Evet.

 Şunu bir kez daha gözden geçireceğim.

 - Sen git.

 Sabah görüşürüz.

 - Jill  - Eve git ve Patty'ye selamımı söyle.

 - Emin misin?

 Kesinlikle.

 İyi iş çıkardın.

 İyi geceler Bob.

 - David.

 - Adım Dan!

 Dan.

 - Notumu aldın mı Jill?

 - Yerine park etmemle ilgili olanı mı?

 Hayır, Rollo Latham'ın retrospektifini iptal etmekle ilgili olanını.

 O bir suç lideri Bob.

 O öldü Jill.

 Ayrıca burası Street Copy.

 Bize göre bir haber değil bu.

 Sansasyonla ilgili bir şey.

 Reytinglerle alakalı.

 Yeni bir görevin vardı.

 Neden ona başlamadın?

 Öncelikle, bu kesinlikle budalalık.

 90'lardayız Jill.

 Sahte orgazmlar!

 Daha iyi değil mi?

 Kadınlar bilmek istiyor!

 İnsanlar izlemek istiyor!

 - Şebekede çalışmıyorsun Jill.

 - Henüz çalışmıyorum.

 Görevlerini umursamamandan yoruldum.

 - Bunu yapmayı bıraksan iyi olur.

 - Sahte orgazmlarla ilgili   bir hikâye yapmayacağım Bob.

 İzleyicilerin ne görmek istediğine karar verecek kişi benim, sen değilsin.

 Tamam.

 Durumu basitleştirelim.

 - Ya yaparsın, ya gidersin.

 - Tamam.

 Tamam.

 Saçmalık!

 Televizyon gittikçe daha berbat hale geliyor.

 Sen de kimsin?

 Robert G.

 Durant ve Rollo Latham'la ilgili haberini izledim.

 - Çok başarılısın.

 - Tamam  ne istiyorsun?

 Birkaç gece önce doğu yakasında bir cinayet işlendi.

 - Dr.

 Brinkman diye bir adam dövülerek öldürüldü.

 - Dünya vahşet dolu.

 Durant'ın bu işe parmağı olduğuna inanmak için   sebeplerim olduğunu söylesem, ilgilenir miydin?

 Durant'ın hayatta olduğunu kanıtlasaydınız ilgilenirdim.

 Brinkman'ın bir parmağı eksikti.

 Durant'ın imzasıdır bu.

 Kurbanının bir parmağını, bir puro kesicisiyle keser.

 Sadece bir parmağın olmaması bir şeyi kanıtlamaz.

 Katil, parmak fetişi olan bir manyak olabilir.

 Hayır, ben öyle olduğunu düşünmüyorum.

 Brinkman'ın binası şehirlerarası Arazi Islahı diye bir şirket tarafından satın alınmış.

 Sahibinin kim olduğunu bulmanızı istiyorum.

 - Sana nasıl ulaşırım?

 - Ben sana ulaşırım.

 Umarım zamanımı boşa harcamıyorsundur.

 Brinkman.

 Bay Durant.

 Bay Perkins.

 Geldiğiniz için teşekkürler.

 Sizin gibi bir Amerikalıyla tanışmak büyük mutluluk.

 Bir şey söyleyeyim mi Durant   bu ülke berbat bir hal alıyor.

 Polisin bunu durduracak silahı yok, mahkemelerin isteği yok   ve insanlar  Lanet olsun Durant, insanlar sokaklarımızı bize geri   kazandırmak için gereken arzudan yoksunlar.

 - Kesinlikle.

 Ve o sokakları geri almak için gerekli olan tek şey ateş gücü.

 Yeni çağ için yeni silahlar.

 Bu bizim "Huzur Çetesi" olarak adlandırdığımız silahın bir prototipi.

 Bu silah bir hamlede   şehirdeki her suçlunun silahını hükümsüz kılar.

 Bildiğin üzere Durant, bilim-kurgudan pek hoşlanmam.

 Bu bilim-kurgu değil Bay Perkins!

 Bunun adI, "bilim-doğru" oluyor bayım.

 Bu silah bir prototip.

 Üretilecek olan model, plütonyum karpit bataryalarla çalışacak.

 İyi, peki.

 Ah, peki bu şeyin menzili ne?

 Üç kilometreye kadar, hareket eden cisimlere nişan alıp parçalara ayırabilir.

 Duran cisimlerdeki menzili ise   Dünya'nın eğim derecesiyle sınırlı.

 Vay canına!

 Bu silahla   ulusu kendinden bile koruruz biz!

 Kapalı alanda kullanılması sakıncalıdır.

 Bu yavruların etiketinde kaç para yazıyor Durant?

 Her biri beş milyon dolar.

 Bataryalar hariç.

 - İlk üretimden 20 silah çıkacak.

 - Ne zaman elimde olur?

 Hafta sonu.

 Harika!

 Seninle iş yapmak güzel, Durant.

 Her zaman söylediğim gibi, ülkesini sevmeyen bir insan   hiçbir şeyi sevemez.

 Teşekkürler Bay Perkins.

 - Siz bir vatanseversiniz efendim.

 - Sadece kendi inançlarıma göre yaşayan bir adamım.

 - Gidelim.

 - Beyler.

 Robert, suçla savaşmak isteyen birilerine satış yapmak   iyi bir fikir mi sence?

 Harika, değil mi?

 Bu silahları ellerine alır almaz Bay Perkins ve onun Neanderthal Nazileri   şehirdeki tüm suç şebekelerine saldıracak.

 - Bu bize ne kazandıracak patron?

 - Rekabet olmayacak Edward.

 Vatansever arzular içinde olan Bay Perkins bize oyun alanı bırakacaktır.

 Ayrıca bir kaç hafta içinde bataryaları tükenecek.

 Sonra da ikinci parti tüfekleri uyuşturucuya, kumara ve   elbette yurt dışındaki dostlarımıza yapacağımız satışlarla pekiştiririz.

 Hayata dönen Durant örgütü   şehirdeki her suç girişimi üzerinde   tam, kabul görmüş bir tekel olacak.

 Robert, bu işi sana bırakmalıyım.

 Bir dahisin sen.

 Ben de böyle düşünüyorum.

 Laurie, yapabileceğimiz herhangi bir şey olursa lütfen haber ver.

 - Teşekkürler.

 - Çok güzeldi peder.

 - Laurie.

 - Teşekkürler Gene.

 - Merhaba Laurie.

 - Merhaba.

 Ağabeyin için üzgünüm.

 Teşekkürler.

 Geçen gün için özür dilerim.

 Yo, yo  Seni anlıyorum.

 Artık yapayalnızım.

 Keşke tüm bunlara bir anlam verebilseydim.

 Anlıyor musun?

 Ağabeyimi iyi tanır mıydın?

 Evet, bunu yapmaya başlamışım.

 Bayan Brinkman?

 Hoşça kal Peyton.

 Geldiğin için teşekkürler.

 Gerçekten.

 Güle güle.

 - Araba göndermeniz büyük nezaketti.

 - En azından bunu yapmalıydık.

 Acınızı paylaştığımızı biliyorsunuzdur umarım.

 Teşekkürler.

 Firmanız çok nazik davrandı.

 - Öyleyse imza atılırken görüşürüz?

 - Peki.

 Teşekkürler.

 Galiba benden hoşlanıyor dostum.

 Son zamanlarda aynaya baktın mı sen?

 Hoşlanıyor.

 - Geciktin.

 - Yol tarifin berbattı.

 Şehirlerarası Arazi Islahı'nın kime ait olduğunu buldum: Merhum Rollo Latham yöneticisiymiş.

 Orijinal kuruluş belgeleri ise Robert G.

 Durant tarafından imzalanmış.

 Biliyordum!

 Durant Brinkmanlar'ın mülkünü satın almak istedi.

 - David satmayınca da onu öldürdü.

 - Dur bir dakika!

 Kimin kimi öldürdüğünü bilmiyoruz.

 Şehirlerarası Arazi Islahı'nı Durant'ın kurmuş olması   onun hâlâ hayatta olduğunu ispatlamaz.

 Bildiğimiz kadarıyla, Bahamalar'da Jimmy Hoffa'yla su kayağı yapıyor olabilir.

 Bu işe Durant'ın parmağı belki vardır, belki yoktur.

 Ama kiminle uğraştığımı öğrenene kadar, iş ortaklığımız devam etmeyecek.

 Adım önemli değil.

 - Kaynaklarımı saklarım.

 - Eminim öyledir Bayan Randall.

 Ama ben anonim kalmak istiyorum.

 Bir şey öğrenirsem sizi ararım.

 Lanet olsun.

 “Sadece Gözleriniz İçin” programına hoş geldiniz.

 Bu şarkı Rhonda için gelsin!

 Doğru!

 Şehrin en güzel kızları Sadece Gözleriniz İçin'de.

 Hadi çocuklar!

 Masa üstü dansı!

 - Merhaba.

 - Merhaba.

 Burada çalışan birini arıyorum.

 Adı Laurie.

 Yukarı katta.

 Benimle oynayabilecekken ona neden ihtiyacın olsun ki?

 Hiç sanmıyorum.

 Bazen sert oynarım ben.

 Merhaba.

 Laurie!

 - Ne işin var burada?

 - Konuşabileceğimiz bir yer var mı?

 Neler oluyor böyle Peyton?

 Cenazede yanında duran adamlar kimdi?

 Şehirlerarası Arazi Islahı'ndandılar.

 David'in binasını benden satın alıyorlar.

 O şirket bir paravan.

 - Durant isimli bir adam için çalışıyorlar.

 - Durant mı?

 Hayır, Durant diye birini tanımıyorum ben.

 Ben tanıyorum.

 Ve buraya ağabeyini Durant'ın öldürttüğünü söylemeye geldim.

 Hayır, polis bunun rastgele bir saldırı sonucu olduğunu söyledi.

 Laurie, Durant David'in binasını istiyordu.

 David satmayınca Durant da onu öldürttü.

 Bunu kanıtlayabilir misin?

 O adamlar bana çok iyi davrandılar.

 David'in cenazesi için bana yardımcı oldular.

 - Bina için bir milyon dolar veriyorlar.

 - Bir milyon dolar mı?

 Mesele bu mu yani?

 David'i öldürdüler!

 İşkence ettiler ona!

 - Laurie, her şey yolunda mı?

 - Evet Bubba.

 Teşekkürler.

 Tamam.

 Bak, seni tanımıyorum bile.

 Ağabeyimi severdim.

 O binayı bana bıraktığında, bu hayattan bir çıkış yolu verdi.

 Okula dönebilirim.

 David sayesinde değişebilirim.

 - Benim için istediği tek şey de buydu.

 - O para kanlı Laurie.

 Üzgünüm Peyton, yarın kağıtları imzalıyorum.

 Bu şehirde kaç posta kutusu var haberin var mı senin?

 Restaurantta bıraktığın parmak izlerini, bir polis arkadaşıma inceletmek istedim.

 Parmak izin yok.

 Değil mi.

.

 Dr.

 Westlake?

 Kül dolu bir kutuyu gömdüler   ama Peyton Westlake o yangında ölmedi, değil mi?

 - Pek çok tarafı öldü.

 – Dirilen insan sayısı pek fazla değil.

 Haber sensin.

 Durant'ın haberi.

 Ben de bir muhabirim.

 Senin için önemli olan da bu, değil mi?

 Yalnızca yeni bir hikâye daha.

 - Bu bir gerçek, benim işim bu.

 Senin için mesele ne?

 İntikam mı?

 - İntikam mı?

 O adam benim hayatımı mahvetti!

 Yüzümü aldı, ellerimi aldı!

 Hayatımı aldı!

 Durant'ın öldüğünü görmek istiyorum.

 David Brinkman'a işkence etti ve onu öldürdü.

 Yine birilerini öldürecek ve biri onu durdurana kadar bunu yapmaya devam edecek.

 Ve o "biri" de ben olacağım.

 Westlake, sokaktaki kaynaklarım şehire   plütonyum sevkiyatı yapıldığını söylediler.

 Geçen hafta Alfred Hathaway isimli bir silah uzmanı tımarhaneden kaçırıldı.

 Eğer Durant'la çalışıyorsa mesele çok büyük.

 Durant'ı ortaya çıkarırsam planları suya düşer.

 Hayır!

 Bu yalnızca Durant'ı yeraltına iter.

 Onu durdurmanın tek yolu bunu içeriden yapmak.

 Bu gece bunu halka açıklayacağım.

 Sen Durant'ı istiyorsun, ben de hikâyeyi.

 Büyük bir şey bu.

 - Sen karışma Jill.

 - Bu haberi girdiğimde, Durant bitecek.

 - Beş saniye, dört, üç  - Birinci kamera.

 - Street Copy'den iyi akşamlar.

 Ben Jill Randall.

 - İşte bu Jill, işte bu!

 Günümüz ilişkileri ne durumda?

 Sihri sağlayan şey ne?

 Ama öncelikle, suç patronu Rollo Latham'ın geçen haftaki ölümü   geçmişe beklenmedik bir ışık tuttu.

 Büyük bir şehir geliştirme kuruluşu ile   ve suç imparatoru Robert G.

 Durant'ın bağlantısı  Belki de Latham'ın zamansız ve sıra dışı ölümünün ardındaki şeydir.

 - Buyur patron.

 - Street Copy araştırma timinin çektiği bu fotoğraf açıkça   polisin öldüğünü düşündüğü   uzun zamandır kayıp olan Dr.

 G.

 Durant'ı gösteriyor.

 - Ne mütevazı bir fotoğraf.

 - Neyin peşinde?

 Ülkenin en azılı suçlularından birinin   yeniden ortaya çıkışı neden bir sır olarak saklandı?

 "Kilit Adamın Düşüşü" isimli seriyle ilgili bilgi vermeye   yarın devam edeceğim.

 Street Copy'den ben Jill Randall.

 İyi geceler.

 Geberteceğim bunu!

 Aptal.

 Jill!

 O zeki kafan seni işinden etti tatlım.

 Bob!

 Jill!

 Hatlar kilitlenmek üzere!

 - Açıklamama izin verin efendim  - Bayıldılar!

 Fergie resimlerini yayınladığımızda aldığımızdan daha çok telefon alıyoruz.

 Sen bir dahisin!

 Harika iş çıkardın!

 Sen de Bob, böyle devam et dostum!

 - İyi iş!

 - Evet!

 Budalanın tekisin sen!

 Jill, bebeğim.

 Bayıldım buna.

 Şimdiye kadar yaptığın en iyi iş!

 - Yayınıma yetiştin mi?

 - Büyük hataydı.

 - Haberdi.

 - Durant bunu fark edecek.

 Bir sürü insan fark edecek, umarım şebeke de fark eder.

 İkimiz de onu durdurmak istiyoruz.

 Reklam olmak Durant'ın istemeyeceği bir şeydir.

 Bu konuda bana güven.

 Muhabir içgüdüsü.

 Haklıyım, böyle düşünüyorum.

 - Dikkatli ol, tamam mı?

 - Hı-hı.

 Peyton, bu imajı beğendim.

 Jill!

 Pekâlâ Eddie, bir bakalım.

 Kişi fotoğraf sayısallaması başlıyor.

 Sayısallama tamamlandı.

 - Sesi işle.

 - Galiba benden hoşlanıyor dostum.

 Galiba benden hoşlanıyor dostum.

 Galiba benden hoşlanıyor dostum.

 Galiba benden hoşlanıyor.

 Galiba benden hoşlanıyor dostum.

 Galiba benden hoşlanıyor dostum.

 Galiba benden hoşlanıyor dostum.

 Hayır, hayır!

 Hadi!

 Galiba benden hoşlanıyor dostum.

 Galiba benden hoşlanıyor dostum.

 Evet, evet  - Hey Bob, bekle!

 - Taksi!

 Fermuarını çekmeyi unutmuşsun Eddie.

 Teşekkürler Bud.

 Adi herif!

 David'i sen öldürdün.

 Onu sen öldürdün!

 İyi uykular.

 Tamam.

 Peki.

 Teşekkürler.

 Yine geç mi kaldın Eddie?

 Hangi cehennemdeydin?

 Tuvaletteydim.

 Toplantımız var.

 Sana bir golf dersi vermesini istemiyorsan yürü.

 Eddie, bok gibi görünüyorsun.

 Öyle mi?

 Otursana takoz kafa!

 Yine o Margie sürtüğüyle beraber olduğunu söyleme sakın!

 O piliç kafanı darmadağın ediyor dostum.

 - Geberteceğim seni!

 - Eddie!

 Westlake!

 Eddie!

 Merhaba!

 Affedersin.

 Yine içmeye mi başladın?

 Her neyse.

 Problemin neyse onu evde bırakmanı tavsiye ederim.

 - Anladın mı?

 - Kesinlikle patron.

 Malzemeler, Eddie!

 Planladığımız gibi gidiyor patron.

 - Hazır olacak.

 - Olacağından emin ol.

 Affedersiniz efendim.

 Bayan Brinkman kağıtları imzalamak için geldi.

 Ah, tatlı şey!

 Bayan Brinkman, Bay Scholle'le tanıştınız galiba.

 Sizinle tanışmak bir zevk.

 Ben Robert G.

 Durant.

 Şehirlerarası Arazi Islahı ana kuruluşunun başkanıyım.

 - Durant?

 - Bana Robert deyin lütfen.

 Oturun.

 Gördüğünüz gibi çek çoktan hazır.

 İhtiyacımız olan tek şey belgeleri imzalamanız.

 Sonrasında çek sizin, bina da bizim olacak.

 Bir sorun mu var Bayan Brinkman?

 Binayı  Binayı size satamam.

 Sorun fiyat mı?

 Hayır.

 Affedersiniz, ben  Affedersiniz  Bu Brinkmanlar'ın derdi ne böyle?

 Eddie, Roy'u yanına al ve gidip onu geri getir.

 imzalayacak.

 Asansörü tutar mısınız acaba?

 Teşekkürler.

 Ne yapıyorsun?

 Aç kapıyı!

 - Gidecek şimdi  Eddie!

 - Taksi!

 Laurie!

 Buradan gitmen gerek.

 Durant öldürtecek seni!

 Ne yapıyor bu?

 Kahretsin!

 Eddie, seni moron!

 Aç şu kapıyı!

 - Onun için çalıştığını sanıyordum!

 - Öyle  yani öyle değil.

 Biraz karışık.

 Şimdi buradan çıkman Iazım!

 - Derdin ne senin?

 - Bir ucube tuvalette yumrukladı beni.

 - Hey!

 - Ne?

 Benim bu!

 Bu o!

 Olamaz!

 - Bana neden yardım ediyorsun?

 - Uzun hikâye.

 Kaç buradan.

 Olabildiğince hızlı ve uzağa git.

 - Git!

 - Hey, Eddie!

 Hey, Eddie!

 - Hey, Whitey!

 Whitey, kapıyı aç!

 - Git, git!

 Westlake!

 Kızı yakala!

 Hadi!

 Sallanma!

 - Acele edin!

 - Önüne bak, salak!

 Dur!

 - Gidelim hadi, gidelim!

 - Hadi ama millet!

 Hey, önüne bak!

 - Laurie!

 - Kahretsin!

 - Gidelim hadi!

 - Elimden geleni yapıyorum.

 Laurie, dur!

 Laurie!

 Laurie!

 Laurie!

 - Laurie!

 - Durun!

 Bu adamı almamız lazım.

 Hangisini bayan?

 - Bunu, bu adamı!

 - Söyle durdursun arabayı!

 Laurie, Laurie!

 Durduğun için teşekkür ederim.

 Şanslı gününde değilsin, değil mi tatlım?

 Devam et babalık!

 - Laurie!

 - Hayır!

 Laurie, yapma!

 Kızı mı istiyorsun?

 Gel de al hadi.

 Hayır!

 Yapmayın!

 Bırakın beni!

 Hayır!

 Artık kozlar benim elimde.

 Westlake'i tanırım.

 O hamamböceği buraya gelecek.

 Bu sadece an meselesi.

 Kızın elimizde olduğunu biliyor.

 Onu kurtarmaya çalışacak.

 Ve bunu yaptığı gün beyler   benim şanslı günüm olacak.

 Herkesin şeklinde bürünebilir.

 Benim şeklime büründü.

 Her birinizin şekline bürünebilir.

 Tanrım!

 Benim, patron!

 Westlake sağ salim elime geçene kadar herkes şüpheli.

 Bu gürültünün ve tozun içinde çalışmak imkansız!

 Doktor?

 Evet, benim Robert.

 - Emin misin?

 - Evet, eminim.

 - Rahat ol.

 Paranoya yapmaya başladın.

 Paranoya, mutlak farkındalıktır.

 Westlake geberene kadar kimseye rahat yok.

 Edward, ilaçlarım.

 lvan, arabamın modifiye işini ağırdan almadıklarına eminsin, değil mi?

 Evet efendim.

 Aradılar.

 - Gidip kendim alacağım.

 - Güzel.

 Bu da ne?

 Evet efendim.

 Aradılar.

 Gidip kendim alacağım.

 Bataryalar zamanında hazır olacak mı?

 Evet, evet!

 Birincisini yüklemek üzere  Dikkat et!

 Dikkatli olur musun?

 Koy onu yerine!

 Sıkıştırılmış trityum için dış odacıklardan ikinci bir yol yaptım.

 Detaylara gerek yok.

 çalışacak mı?

 Elbette, kesinlikle.

 Whitey!

 Whitey!

 Elbette bataryanın kutuplarını   çapraz bağlamamak çok önemli!

 Sanırım hepimiz buradaki kıymetli güvenlik dersini öğrendik.

 Devam et Doktor.

 Ben aşağıya, konuğumuza bakmaya gidiyorum.

 lvan?

 Bayan Brinkman, rahatınız yerinde gibi görünüyor.

 Teklifimi tekrar düşündün mü diye sorma vaktim normalde gelmiş.

 David'i öldürdün!

 Bu konuda hâlâ üzgün olacağını tahmin ettim.

 Önemli değil.

 B planına geçtim.

 lvan, talihlimize nereye gideceğini söyle.

 Saskatchewan'daki çimle kaplı çiftliğimize.

 Nadiren uğrayan ve bir su birikintisiyle ebedi istirahat yerini dekore etmeye   karar verecek bir Amerikan Geyiğinin tek ziyaretçin olacağı    huzur dolu ve gözlerden uzak bir köşe olduğunu göreceksin.

 Seni göndermeden önce, zavallı böcek Peyton Westlake'i   yok etmek için kullanacağım.

 - Peyton mu?

 - Nedense seni umursuyor.

 Ortaya çıkması için seni yem olarak kullanacağım.

 Sonra ikinizi de öldüreceğim.

 Bilmek istersin diye düşündüm.

 Bil diye söylüyorum  Ben olsam parayı alırdım.

 Biyokimyasal sentez tamamlandı.

 Yumru madde matrisleri kapsüllendi.

 Bir bakalım  Bu şey midene indiğinde ne olacağını görelim Bay Durant.

 - Tehlike.

 Zehir sensörleri maddenin  - Tamam   ağızdan alımının ölümcül olacağını gösteriyor.

 Maddenin ağızdan alımı, ölümcül.

 Durant, bundan iki tane al, sonra sabah beni ara.

 - Kimse yok mu?

 - Bu tarafta çalışıyorum.

 Ne istiyorsunuz?

 Bay Durant'ın arabası için geldim.

 Ne düşünüyorsun zeki şey, hazır gibi duruyor mu?

 Bizi aradınız ve arabayı almamızı söylediniz.

 Kimseyi aramadım ben.

 Bir saat sonra tekrar gel.

 Birileri aradı, ben de geldim.

 Arabayı şimdi alacağım!

 Siz yabancılar  - Tipik Amerikan işçileri!

 - Sürpriz!

 Soğuk Savaş'ı kaybetmenize şaşmamalı.

 Talimatlara her zaman dikkat et.

 Bak Whitey'e ne oldu.

 Tamam.

 Tamam.

 Roy, kapıları aç!

 Sallanma!

 Niye bu kadar uzun sürdü?

 Bazı camlar testi geçemedi.

 - Ben de tekrar yaptırdım.

 - Camlar iş görür.

 Ya arabanın kalanı?

 Kapılara, tavana ve kaportaya beş santimlik Kevlar zırhı koyuldu.

 Lastikler delinmez.

 Araç NATO'nun ve Sovyetlerin bilinen tüm anti-tank silahlarına karşı dayanıklı.

 Ve  bagajda on tane CD çalar var.

 Westlake'in işi bitti.

 Savunmasız olduğum tek yer artık kale gibi.

 Patron!

 Bay Perkins, tam zamanında!

 Ben hep zamanında gelirim Durant.

 Bu yüzden zenginim.

 - Mallarım hazır mı?

 - Kontrol etmenizi bekliyor.

 Yüz milyon, peşin para.

 Harika kokuyor, değil mi?

 - Silahlarım, Durant?

 - Ah, Dr.

 Hathaway.

 Siz ev sahipliği yapar mısınız?

 Şimdi dikkat edin Bay Perkins!

 Sadece nişan alıp ateş ediyorsunuz.

 Vay canına!

 Silah taşıma hakkını kökten değiştirdiniz.

 Bu durumda, aşırı silah taşıma hakkı oluyor!

 Bunu kutlamak gerek.

 - Lanet olsun Durant, bu silah harika!

 - Teşekkürler efendim.

 - Çocuklar ve ben gürültüyü seviyoruz, değil mi?

 - Tabi ki seviyoruz efendim.

 - Şerefine içelim!

 - Evet.

 Silahınız hareketsiz nesnelerde iyi iş görüyor.

 Ama insanlarda nasıl?

 Güzel soru.

 Niçin Bayan Brinkman'ı bize katılması için çağırmıyoruz?

 - Ben getiririm.

 - Hayır, Roy getirir.

 İlaçlarım!

 Burada Bay Durant.

 Bu onu Saskatoon'a gönderme masrafından kurtaracak bizi.

 Bırak beni!

 Gönüllü olduğunuz için teşekkürler Bayan Brinkman.

 lvan, kızı parçalarına sen ayırırsın, değil mi?

 Robert?

 Neyin var?

 - İlaçlarına reaksiyon gösteriyor!

 - Derin nefes al!

 Hastaneye götürelim!

 - Sen doktorsun, bir şeyler yap!

 - Ben öyle doktor değilim ki!

 - Kapıları açın, çabuk!

 - Evet!

 Aramızdan biri göründüğü kişi değil.

 Haplarım Ivan'da durmaz Westlake.

 Benim yüzüm yalnızca bana aittir!

 Çok kestirilebilir şeyler yapıyorsun!

 Peşimden geleceğini biliyordum.

 Tek yapmam gereken burnunun kalan kısmına, doğru yemi tutmaktı.

 Kelepçeleyip getirin!

 Hoş değil mi?

 En sevdiğim insanlardan ikisi daha iyi bir amaç için kendilerini kurban ediyorlar.

 Sevimli bir çiftsiniz ama şimdi hayatınıza oynama zamanı.

 Geleneksel vedalaşma hediyeleri vermek isterdim ama   hiç sigaramız ve göz bağımız kalmadı.

 Kızın bir, Westlake'in tüm parmaklarını getirin!

 Ucubenin acı çektiğini görmek istiyorum.

 Ucube!

 David.

 Hayır!

 Peyton?

 - Peyton?

 - Durant!

 Peyton, lütfen!

 Hayır.

 Hayır.

 Hayır!

 Tanrım!

 Çekil üzerimden seni ahmak!

 - Peyton!

 - Laurie, yere yat!

 Yakalayın şunu!

 İyi misin?

 Buradan hemen çıkmanı istiyorum.

 Şu silahları ve paraları alın da havaya uçuralım burayı!

 Taksiye binmemde bana yardım eden sendin, değil mi?

 - Evet, şimdi gitmen gerek Laurie.

 - Hayır!

 Güven bana.

 Şimdi git!

 Hadi!

 Hangi cehenneme gidiyorsun sen?

 - Perkins, bebeklerimi bırak!

 - Onlar artık benim bebeklerim   seni adi herif!

 Nazi piçi!

 Hiç kimse Robert G.

 Durant'la yaptığı anlaşmayı bozamaz.

 Neredesin korkunç herif?

 Neredeymiş acaba?

 - Elma dersem çık, armut dersem çıkma!

 - Patron, bak!

 Beni mi istiyorsun?

 Gel de al hadi!

 - Kahrolası bir hayalet bu!

 - Bundan emin olalım, olur mu?

 Pekâlâ?

 Hadi Eddie!

 Bekle!

 Başka yerlere bak!

 Arkamda bulamazsın onu!

 Neredesin ucube?

 Kabusa ne dersin?

 Buldum onu!

 Eddie!

 Eddie, yakaladım adi herifi!

 Yakaladın mı?

 Kapıyı tut!

 Yakaladın onu!

 Aferin Roy!

 - Roy?

 - Eddie?

 - Arkadaşlarımı öldürdün.

 - Üzgünüm.

 - Affet beni?

 - Özrün kabul edildi.

 Sırada sen varsın Durant!

 Westlake!

 Öldün sen!

 Öldün!

 Öldün!

 Öldün!

 Sana bu benim yüzüm demiştim!

 Beyler, hemen kesin yoksa ikinizi de kızartırım!

 Aşağı inin şimdi!

 Burada yarı yarıya ihtimal var.

 Nasıl ayıracağım?

 Gerçek Ivan Afganistan'da mayına basmış.

 Kalçası protezdir.

 Bay Durant, o benim!

 Ivan benim.

 Kalçam protez!

 Bay Durant, o benim!

 Ivan benim!

 Vur onu!

 O Westlake.

 Onu vur!

 Westlake o!

 lvan benim, benim kalçam protez.

 - Ivan benim!

 - Bay Durant, vur onu!

 İnan bana!

 Benim kalçam protez.

 Benim, Ivan!

 - Vur onu, o Westlake!

 - Hayır, Bay Durant  Yaşasın, kalça!

 Bu seçimimi biraz daraltır, öyle değil mi Westlake?

 Öyle değil mi güzel şey?

 Nasıl bir baş belası olduğunu anlatamam.

 Ama hiçbir şey sonsuza dek sürmez, pizza surat!

 - Durant!

 - Laurie.

 Elinde büyük bir silahla oyuncak bir bebek!

 Barbie'nin yeni bahar aksesuarlarından biri olmalı.

 Yakışıklı prensi kurtarmaya mı geldin?

 İyice bir bak.

 - İndir o silahı, seni gülünç sürtük!

 - Bu David için!

 Yakaladım seni adi herif!

 Yaptıklarını ödeyeceksin!

 Oyun bitti Westlake!

 "Bataryalar hariç!

" Buraya gel!

 Buraya gel!

 Westlake, hangi cehennemdeysen orada kal yoksa   kızın aklından geçen son şey sen olursun!

 Bin!

 Hey!

 Koş Laurie!

 Arabadan uzaklaş!

 Westlake!

 Dikkat et, ısırır.

 Seni adi herif!

 Artık sonsuza dek bitti.

 David'in hayalleri onunla birlikte öldü.

 Durant benimkileri çaldı.

 Hayallerini koru Laurie.

 Peyton.

 Teşekkürler, Peyton.

 Daha fazla bilgiye ulaştığımızda detayları sizlerle paylaşacağız.

 Üzücü bir haber olarak ise bugün eski sunucu Jill Randall toprağa verildi.

 Televizyonlardaki en sert sunucu olarak bilinen Randall   dürüstlüğünden asla ödün vermezdi.

 Aslında öldürüldüğü gece, büyük bir haber yayınlamıştı  Suç patronu Robert G. Durant'ın geri dönüşünü  Polis, Randall'ın ölümüne yol açan arabadaki bombanın   Durant'ın işi olabileceğini söylüyor.

 Sebebi ne olursa olsun, Jill Randall'ın tıpkı yaşarken olduğu gibi   ölürken de gerçeğin peşinde olduğunu söyleyelim.

 İntikam pek çok kayba sebep olur.

 Suçlular ve masumlar  Benim kurtuluşum   beni öç almaktan kurtarabilecek olan kişilerle birlikte   toprağa gömüldü.

 Bu yüzden ben de, karanlıkta tek başıma yüzleşmeye   devam ediyorum.

||

 

 

 

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar