Print Friendly and PDF

Translate

Narcopolis (2015)

|


96 dk
Yönetmen:Justin Trefgarne
Senaryo:Justin Trefgarne
Ülke:İngiltere
Tür:Gizem, Bilim-Kurgu, Gerilim
Dil:İngilizce
Oyuncular
James Callis
Kerry Shale
Harry Lloyd
Elodie Yung
Elliot Cowan

Özet

İnsanların rahatça suç işleyebildiği yasal bir şekilde uyuşturucu kullanabileceği Gelecekteki dünyaya acı bir kaos hakim olmuştur. Her geçen gün artan ölümler, bir yerlerde ölüme terk edilmiş cesetler ve yer altı dünyasının kol gezdiği şehirler çığırından çıkmış bir şekildedir. İnsanlığın henüz nereye ilerlediğini bilemezken görevine yeni atanan Frank Grieves, genç ve tecrübesiz bir polis memurudur. Gençlerin kötü yolda olduğu bu dünyaya kendi adaletini getirmeye kararlı olan Frank, her suçta yeni bir çözüm yolu arayacakt

Altyazı

   uyuşturucunun yasallaştırılması karşıtları  çalışanlar tarafından işlenen zorbalıkla  .
gittikçe güçleniyorlar  Vermiş olduğun emre tepki göstermelerini nasıl karşıladın ?
 Hadi bakalım, mucit, şirket dehası, maneviyatlı lider, İşte bu bizi sebebe götürüyor.
 Neyin nedenine?
 Neden herkes sana güveniyor?
 Kişisel garanti mi veriyorsun?
 Saçmalama.
 Ciddiyim, Her Ambro ürününün güveliğini garanti edebilmek için, Zamanının %90'ından fazlasını harcamış olman gerek.
 Toplumdan uzak olduğunu biliyorum, hadi ama.
 İnsanların bana neden güvendiklerini bilmek ister misin, Martin?
 İşte bu yüzden buradayız ya.
 Ebeveynlerim uyuşturucu bağımlısıydı.
 Yürüdüğüm zamanlar, zemini iğnelerle dolu yerde yürümek zorundaydım.
 ve uyuşturucu tüpleri vardı.
 Salya akıtan, cılız bir halde olan ve kokan cesetlerle uyuyordum.
 Sadece yiyecek bir şeyler bulmak için yapıyordum bunu.
 Çocukluğumda, hastenelerin bekleme odalarında fazlaca bulunur hale geldim  Çünkü doktorlar sürekli ebveynlerimin kanlarını temizlemek zorunda kalırdı.
 Kefaletlerini ve tefecilere olan borcu ödeyebilmek için para çalmak zorundaydım  koruma parası bile ödedim.
 Ve bir gün hepsi bitti.
 Kendimi eskimiş bir halının üstüne bağırsaklarını boşaltan iki insana bakerken buldum, Çünkü Ebeveynlerim bir keresinde torbacılarını fena halde dolandırmıştı.
 O gün kendi kendime söz verdim, gün boyunca düşündüm.
 Sistemi değiştirmeye karar verdim.
 O normal iki insanı birer hamam böceğine çeviren sistemi.
 Ve sözümde de durdum.
 Bugün, Ambro ürünleri yasal oldu.
 Makul fiyatlı ve güvenli ürünlerdir.
 İnsanlar kararını verdi, Martin.
 Geçmişi değiştiremezsin.
 "Geçmişi değiştiremezsin.
" Ambro Şirketi'nin kurucusu Todd Ambro'nun katılımıyla, tam olarak burada naklen ve yüz yüze stüdyomuzda, Uyuşturucunun yasallaştırılmasının 25.
 yılında, olayı onun ağzından dinlediniz.
 Todd Ambro, teşekkürler.
 Memnun oldum, Martin.
 Teşekkürler.
 Neyi bekliyorsun?
 - Eee?
 - Sus bir dakka.
 Acele işe şeytan karışır.
 Tamam ,içerdeyim.
 Hadi ama, daha hızlı olmalısın.
 Burada tüm hayatım söz konusu.
 Biraz saygı lütfen.
 Senin yaşamın mı?
 Birşey unuttun galiba.
 Bir de sen varsın Eva, tabii ki de.
 Sorun ne?
 Doğru olanın bu olduğunu biliyorum, yine de kötü hissediyorum.
 Fazla düşünme.
 Planladıklarımızı yap.
 - Söyle bana neler oluyor.
 - Başardık.
 - Sen bi dahisin!
 - dahiyidim.
 - Kimseler bilmeyecek.
 - Ben bileceğim.
 Misafirin var.
 - Oradan çıkman gerek.
 - Hayır, daha bitmedi.
 Onlardan üç tane var.
 Temizlik odasında acil çıkış var.
 Sana biraz zaman kazandırabilirim.
 - Bitirmem gerekiyor.
 - Hayır, buradan çıkmalısın.
 Sıçtık!
 Kımıldama!
 Kapıdan uzaklaş.
 Ellerini başının üstüne koy!
 - Sakın bi delilik yapıyım deme!
 - Neler oluyor?
 Stabil değil bu.
 Nereye gidiyorsam, öyle olmasına gerek olmayacak.
 Planda bu yoktu.
Sakın ha yapma!
 Gitti.
 Hay allah.
 - Hepsi mi?
 - Tam olarak değil.
 Eva  Seni seviyorum.
 Hayır!
 165 durum güncellemesi 165 durum gün  Onu gerçekten sevdim.
 - Evet, öyle görünüyor.
 - Siktir git!
 Bebeğimdo o benim.
Cildim giydi.
 Hey!
 bana ne olacak?
 Beni bu şekilde bırakamazsın.
 Gerçekten birşeye ihityacım var, kardeş.
 Buradan çok korkuyorum.
 Mahvoldum adamım.
 Lütfen!
 Ne olur!
 Oda servisini dene o zaman.
 Siktir git!
 Lanetolsun sana!
 Yükseltme sözü verdik ve Ambro siteyi satın aldı.
 Mekanı Ambro mu aldı?
 Bu bok çukurunu kimin neden aldığını Tanrı bilir.
 Işıklar zamanlayıcıya bağlı.
 Saat 8'e kadar açılmazlar çünkü tassaruf edilmek isteniyor.
 Bunu mu kastetmiştin?
 Aman tanrım!
 Tek anahtar bu.
 Güvenlik kameralarını kontrol ettim.
 Geçen gece buraya gelip giden olmamış.
 Bu adam dışında.
 Olayda bu zaten.
 Burada hiçbir şey yok.
 Hadi ama.
 Stressli bir iş bu.
 Sen de biliyorsun.
 Her neyse, Drecklerin çift halde çalıştığını söylemiştim Kesintiler.
 Pazardaki en geniş ürün yelpazesi ile Ambro herkese hitab eder durumda  Bu sefer ne oldu?
 Kindle'da birileri kendisini öldürdü.
 Kimlik varmı?
 Hayır,yok.
E6.
 Ceset soğuyunca DNA testi yaptırmak için geri dönerim.
 - Soğuyunca derken?
 - Vücut sıcaklığı 49 derece.
 Silahı yoktu.
 Geri dönüp bakmam gerek.
 Ne yapıyormuş ki?
 -Bilmem.
Bir başka "Hata 6" durumu.
 Uzmanlar ile geri dönüp incelememiz gerek - Olmaz.
 - Ne dediğimi daha demin duymadın mı?
 İki tane "hata 6" durumumuz var Herşeyi Düzenbaz Tüccarlar Bürosuna göderiyorum.
 Bu piçleri mahvedeceğiz ve bir daha ayağa kalkamayacaklar.
 Geçtiğimiz iki ay boyunca lisanssız satış baskınları %30 artış gösterdi.
 Hala devam eden baskınlar insanları tedirgin etmekte.
 - LRD üreticilerini kastediyorsun.
 - Hepimizi tedirgin ediyorlar.
 - Onlara daha çok Dreck'e ihtiyacımız olduğunu ilet.
 - Çok komik.
 Bu işi çözene kadar senin "Hata 6" gibi durumlarına izin vermek zorundayız.
 - Mükemmel - Teknik olarak kurbansız bir suç.
 Kimsenin umrunda olmaz.
 Davayı şimdiden kapanmış bilmeliyiz, değil mi?
 Merhaba.
 Üzgünüm  Gelebilir miyim?
 Herkes evine gitti.
 Hediye getirdim Hadi , göster bakalım.
 Evet.
 Geçekten daha uzunmuşsun (!
) Burada.
 Mutlu yıllar.
 - Bu da ne?
 - Bir kitap.
 - Nerede buldun bunu?
 - Markette.
 - Yani tüm bunlar da ne?
 - Dokunma.
 Sakın!
 Yerçekimsiz ortam inşa etmeye çalışıyorum.
 Pekala.
 Nasıl gidiyor peki?
 Teşekkürler, Baba.
 Yeni komşular yüzünden annem gürültüyü gizlemek için TV'yi açık bırakıyor.
 Hala kızgın mısın anneme?
 Ona kızgın değilim.
 Sana böyle mi dedi?
 Kalamam, Ben.
 Sebebini biliyorsun.
 Yerime gelip beni görebilirsin.
 Mekanını beğenmiyorum.
 Burada yaşamanı istiyorum.
 Üzgünüm ama o kadar basit değil.
 Neden peki?
 Ambro Sonsuzluğu, rakiplerine göre 5 kat daha fazla dayanıyor.
 Eğer güvenli oynamak istiyorsan, Güvenli olanı seçmelisiniz.
 Sadece Ambro ürünleri benim kişisel garantimi taşıyabilir.
 Ambro demek güvenli demektir.
 Bugün kapımı çaldılar.
 - Soğuk bir şekilde.
 - Kim çaldı?
 Sence kim olabilir?
 Ambro.
 - Pazartesi günü okula gelidiler.
 - Aman tanrım.
 Bu şekilde ne kadar daha devam edebiliriz, bilmiyorum.
 6 ay.
 - 6 ay ayrı yaşamayı kabul ettik ve  - Ben  -Yapabileceğimi sanmıyorum.
 - Bu da ne demek oluyor?
 Yemekteki biri ticaretin kuzeye alındığını söyledi Bir çok kişinin evi terkedilmiş olacak.
 - Bu durum bizim ne işimize yarayacak?
 - Silbaştan başlayabiliriz.
 Uyuşturucu olmayan herhangi bir yerden küçük bir ev alırız.
 Sadece biz.
 "Biz" de kim?
 Angie ?
 Bak  Bu akşam için üzgünüm.
 Ama telafi edeceğime söz veriyorum.
 Haftasonu sen çalışırken gelebilirim Hadi ama, Angie.
 - Cumartesi günü boştayım.
 - Cumartesi günü, peki  Güzel.
 Sadece üçümüz olur.
 Saatlerce çalışan birine benziyorsun.
 Neye başlayacaksın adamım?
 Yorulmuş kemiklerin için ekstradan tatlı bir ilaç mı istiyorsun?
 İlgilenmiyorum, dostum.
 Dinle, Sana lisanslı olanlarından bahsetmiyorum.
 Sana fena şeyler verebilirim.
 Hadi ama.
İzin verde göstereyim baksana.
 Sakin ol lan!
 Sizin gibilere düzenbaz uyuşturucu tüccarları diyoruz.
 (R ogue A ddiction T rader S) Kısacası "SIÇANLAR".
 Bana önerdiğin şey hakkında bir ipucu vermemi ister misin?
 Dreck misin adamım?
 Sıçtım!
 ve hükümsüzüm.
 En kötü kabusunum.
 Pekala, şakadan anlıyorsundur umarım.
 Şaka yapıyordum.
 Komik olduğunu mu düşünüyorsun?
 Komik mi sence?
 Lütfen, dur.
 Lütfen, ne olur.
 Bedava örnekler için teşekkürler.
 CEO Todd Ambro yorumda bulunamayınca, "The Central Show", karısı Ellen ile konuştu.
 Todd çok aktif fe kararlı biri.
 Burada bulunmayı seve seve kabul ederdi, ama ilgilenmesi gereken çok şey var.
 - Kişisel Garanti mi?
 - Tam olarak.
 Ellen, Ambro şirketinin kaş yaptığını zannedip göz çıkardığını söyleyen insanlara ne cevap vermek istiyorsun?
 Her toplumda geçmişe özlem duyan insanlar bulunur.
 Eğer "eski güzel günler" derken çocukların köşebaşlarında uyuşturcu satmalarından , ve kendi karınlarına enjekte etmesinden bahsediyorlarsa, Gidip geçmişte yaşasınlar bakalım.
 Gerçek şu ki insanlar şimdi daha mutlu, ve önemli olan da bu.
 Tamam, koltuğun rahat mı, Frank?
 Sana 10 dakika ayıracağım.
 Bildiklerini anlat bakalım.
 Beyaz erkek.
20 yaşlarında.
 Sağ kolunda ufak bir yara izi mevcut.
 Eski silah yarası gibi.
Alakasız.
 Muhtemelen çocukken olmuştur.
 Devam et.
 Yaptığı kargaşaya bakarsak, İntihar etmiş olabilir.
 Testlerde silah izine rastlamadım.
 İntihar sadece bir tahmin.
 2 santimlik bir bölgenin kaldırıldığına dair izler var burada.
 - Kurşun olabilir mi?
 -Hayır.
Cerrahi müdahele.
 - Ameliyat yani?
 - Öyle görünüyor.
 Şuna bak.
 Diğer tarafte şırınga deliğine benzeyen bir şey var Göz kovuğuna kadar uzanıyor.
 İğne tarafından zararlı bir enzim verilmiş.
 Hipokampusun içindeki hücerelere.
 Sentetik görünüyor.
Belki de parazittir.
 Söylemesi güç.
 ama neden sıcak olduğunu açıklayabilir.
 URD mi değil mi?
 Eğer bir uyuşturcuysa, daha önce böylesine rastlamadım.
 Lisanlı yada lisanssız.
 - Bu gürültü de neydi?
 - Bu mu?
 Ortama alışıyorum.
 - Neden ki?
 - Transfer aldım adamım.
 Kırsal detaylandırma için.
 İnanabiliyor musun?
 Şehir dışına gidiyorum.
 Tebrikler, Eddie.
 - Bu doğru değil.
 - Ne var?
 İki ağda da Dna eşlenmesi hala bulunamadı.
 İnanılmaz.
Suş mahallinden başka bir şey getirin.
 Bununla çalışamam.
 Boşver.
Bunu üç günde kitabına uygun yapmam gerek.
Bunu biliyorsun.
 Hadi ama, adamım.
 Hayatım daha yeni ilginçleşiyor.
 Anlamıyor musun?
 Eğer ki çocuk intihar etmiş olsa bile, birileri çıkıp beyninden bir parça almış olmalı.
 Başka bir şey olmalı.
 Takip edebileceğimiz bir şey.
 Ambro Sonsuzluğu, rakiplerine göre 5 kat daha fazla dayanıyor.
 - Güvenilir birşey istiyorsan  - Merhaba.
 Güvenli olanı tercih etmelisin.
 Sadece Ambro ürünleri kişisel güvencemi taşıyabilir.
 Ambro, Güvenli ürün.
 Ellerinizi görebileceğim bir yere koyun.
 Hey !
 - Nerede o?
 - Kimden bahsediyorsun?
 Kimi diyorsun?
 Burada kalın!
 Bekle!
 Dayan!
 - Baba!
 - Hala ne yapıyorsun?
 - Kitabı okumadan duramıyorum.
 - Daha bitirmedin mi?
 - Yakında bitiririm.
 Bittiğinde başka bir tane alsana.
 Kitapta hoşuna giden şeyi söylesene.
 Bu adam zaman makinesi icat edip geleceğe gidiyor, yer altında yaşayan korkunç insaların zamanına.
 - Onlara Morlock deniyor.
 Morlock ha?
 Eloi adında iyi insanlarla besleniyorlar.
 Pekala.
 Kitabı bitirdiğinde anlatırsın.
 Annen nasıl?
 Uyanık olduğumdan haberi yok.
 Söylemem ona,söz.
 - İyi misin?
 - Evet, iyiyim.
 Omzumu incittim o kadar.
 Konuş bakalım.
 - Ne konuşalım?
 - Bilmem, hikayeni mesela.
 Sorun şu ki yalan söyleyip söylemediğini bilmiyoruz.
 - Nasıl çözdün peki - Kokudan.
 - Koklayarak yani?
 - Evet.
 - Çişten.
 - Hadi oradan Gerçekten de öyle çözdüm.
 Şehirdeki en taşşaklı adam tam orada bebek gibi altına işemişti.
 Ve adamın umrunda bile değildi.
 Çişini bile tutamıyordu!
 İşe dönsek iyi olur.
 - Hemen halledelim değil mi?
 - Yetişeceğin bir yer mi var?
 Evet.
 Anlatsana, Leona ile nasıl gidiyor?
 Orospuyla vaikt geçirip eve dönüp kendini Madonna'nın kollarına mı bırakıyorsun?
 - O bir fahişe değil.
O ciltli.
 - Bizim oralarda ikisi de aynı.
 Belkide bu yüzden kendi kendini beceriyorsundur.
 Birazcık sinir işte.
 Angie'nin yaptıklarından haberi var mı peki?
 Kapa çeneni tamam mı?
 Pekala.
Sadece işe odaklanalım anlaştık mı?
 Aynen.
 - Ne yaptığını zannediyorsun?
 - Bittiğinde katılabilirsin.
 Güvenebilecek birine ihtiyacım var.
 Bu da ne lan?
 Nereye gidiyorsun?
 İhtiyacımız olurasa çağırırız seni.
 Hop.
Ne oluyo lan!
 Siktir  Siktir.
 Siktir.
 Evet.
Siktir.
 Siktir.
 Siktir.
 Hop!
 uyan.
 Nolanın desteğe ihtiyacı var!
 - Grieves, nerelerdeydin?
 - Kapa o lanetolası çeneni!
 - Çıkar beni buradan!
 - Sana kapa çeneni dedim.
 İndir onu!
 İndirsene lan!
 Hadi vur şunu!
 Uyan.
 Uyansana dedim!
 Kıpırdama.
 - Ne yapıyorsun?
 - İşimi.
 Hayır!
 Kıpırdama.
Kıpırdama.
 Dokunma bana!
 Sıçtık!
 Bana geçen gece ne yaptığını anlatacak mısın?
 Sen ve küçük arkadaşın parayı ödemeyi mi unuttular, ha?
 - Arkadaşım mı?
 - Ölü olan.
 Stiff.
 Öldü mü o?
 Yüzünün yarısı olmasa sen de olabilrdin.
 Onu tanıyormusun?
 Arkadaşın dı yani.
 Başınız sağolsun.
 Siktir git!
 Lisanssız ürünle uğraşırsan sonun böyle olur.
 - Biz böyle birşey yapmadık.
 - Hayır yani?
 Bana yalan söyleme!
 Damarlarınız yeterli değil miydi?
 Uyuşturucuyu beyninize mi enjekte ettiniz ha?
 Hayır!
 Evet.
İçeceğimi bitirdim.
 Arabaya gideceğim.
 Ambro için çalışıyorlar.
 Şaka istermisin?
 Ne şakası?
 Depoya girip ateş etmişsin öyle duydum.
 Ne oldu sana orada?
 Tetikçi ateş etti.
Sorun yok.
 Ona "tetikçi" mi diyorsun?
 Hayır.
Adam gözden kayboldu.
 Yarasa olup uçtu mu?
 Brifinge uymadınız.
 Neden peki?
 Sistemimizde kayıtlı olmayan bir ceset vardı ve sıcaklığı 49 derceydi de ondan.
 Hadi ama.
 sende neler olduğunu merak etmiyor musun?
 Önemsiz bir şey için suç mahallasini mi terkettin?
 - Durumunu turuncuya alıyorum.
 -Ne?
Çok saçma bu!
Ne gördüğümden eminim.
 Son bir kaç ay çok zordu, ama sana biraz utanma duygusu kazandırmak istiyorum.
 Sana bildirene kadar turuncusun.
 Şimdi git ve bana RAT randevusu getir.
 Güzel bir günde, her yolun Kindle'a çıktığını görebilirsin.
 - Bunlardan sizde ne kadar var?
 - Neyden bahsediyorsun?
 Güzel günlerden.
 - Nerede kaldın?
İçeri gel!
 - Üzgünüm.
 Ofisinde olacak sandım.
 - Asansörde kaldım.
 -Kim  - Bu Ellen Ambro.
 - Ah.
Ayrıca  Todd Ambro'nun da eşi.
 Nasılda bildim ama.
 Ve Ambro Şirketinin CEO'su Bana Kindle bölgesinden bahset.
 Şehrin eski endüstriyel bir bölgesi.
 Kriz olana kadar çoğunlukla Çinliler işletiyordu.
 Onlarda zaten evlerine döndüler.
 Sana tarih anlat diyen mi oldu.
 Geçen geceden bahsetsene biraz.
 Grieves orada ne yapıyordu?
 Kindle onun çalışma yeri.
 Kimlik tespitini istediği bir ceset vardı.
 Dreck'lerin RAT'ları yaklamalarını istediğimi açıkça anlatamadım galiba?
 Onu turuncuya çektim.
 Bir daha yapmaz.
 Hele ki bu kayıtla.
 O bölge bize ait dedektif.
 - Söylenti zannediyordum.
 -Eh ,önceleri öyleydi.
 Önümüzdeki 5 yıl,Araştırmalarımızı Kindle bölgesine taşıyacağız.
 Bildiğin üzere işimiz aşırı hassas testler içeriyor.
 Çevrede gereksiz şeyler istemiyoruz.
 Demekki adamlar dışarda bırakılmalı.
 Grieves LRD ile ilgili bir cinayeti araştırıyordu.
 - İntihar demeliydin.
 - Emin olamayız.
 - Bence intihar.
 -Af,buyur ne dedin?
 Araştırmamızı yaptık ve sonucundan memnunnuz.
 İntihar olayı bu.
 Sizi daha fazla oyalamayayım.
 Grieves denen adamı hizaya getir ki bende adamlarımla sözleşmemi yapayım Kindle'ı gerçekten görebilirsiniz.
 - Tüm bu olanlar da ne?
 - Sence ne olabilir?
 Düzelmesi gereken tek şey yüzün değil.
 Kaynaklardan bahsediyoruz.
 Epeyce büyük kaynaklardan hem de.
 - Uyuşturucu firmasıyla anlaşamamız normal mi?
 - Firmaya göre değişir.
 Onlar arkamızda olursa, İstediğimiz her haltı işleyebiliriz.
 Bunlar önemli zamanlar, Kim.
 Şehir için yeni bir şeyler yapacağız.
 Şehir için mi yoksa Ambro şirketi için mi?
 Ne fark eder ki?
 Bunu görmen lazım.
 Geçen geceki olayın kamera kayıtları.
 Adam da Grieves.
 - Peki kız?
 - Onun girdiğine dair kayıt yok.
 Başka bir ceset var.
 Aynı yerde hemde.
 - Sadece bu yaşıyor.
 - Haklısın.
 Uyuşturucu stabil olması gerekiyor demek ki.
 Bilmen gereken bir şey daha var.
 İçeri çağırmadı onu.
 Kız hala onunla birlikte olmalı.
 Bulun onları.
 Onu bir kaç günlüğüne burada tutmam gerek.
 Neler döndüğünü anlayana kadar.
 Yardıma ihityacı var.
Lütfen Angie.
 - Tehlikeli biri değil.
 - Tehlikeli değil demek?
 Yani, hükümsüz mü?
 Hayır.
 Bilmiyorum.
 - Bakar mısınız?
 - Bir dakika sonra gelecek.
 Geliyorum.
 Doldur bakalım.
 Hah?
 - Angie?
 - Kuralları koyan sensin.
 Kendi kafana göre kural koyuyorsun, bana göre değil.
 Şimdi de suç mahallinden getirdiğin kızı kabul etmemi bekliyorsun!
 Hem de kendi evimize?
 Benim evime!
Ben'in yaşadığı eve!
 Özür dilerim.
 Başka ne yaparım bilemedim.
 Söylediklerini yerine getir.
 Cumartesi, evimize silahın ve sorunların olmadan gel.
 Normal bir baba ve eş olarak hayatımızın parçası ol.
 Tüm yapman gereken bunlar.
 İşte böyle.
 Seni öldürmeye çalışanlara geri atabilirim.
 Ben buyum.
 Korkutuğunu biliyorum ama birilerine güvenmek zorundasın yoksa sana yardımcı olamam.
 - Eğer seni güvende tutarsam  - Rızam dışında beni tutamazsın.
 Kimliğini tanımlayamadığım için istediğimi yaparım.
 Sadece, sana yardım etmek için buradayım.
 İnsanlar size neden Dreck diyor?
 Çünkü insanların istemediği şeyleri temizliyoruz.
 Tüm polisler senin gibi mi?
 - Nasıl yani?
 -Kızgınsın da.
 - Eddie.
 - Bir gelişme varmı?
 Çift "Hata 6" olayı.
 - Ne dedin?
Başka bir tane daha mı var?
 - Aynı yerde.
 Tanımlama örneği alman için seni oraya gönderiyorum.
 - Bir şeyi atlamış olmalıyız.
 - Ölmüş olması?
 Hayır.
 Kahrolsun.
Eddie, gitmem gerek.
 Seni sonra ararım.
 Frank?
 İyi Sabahlar.
Kapa çeneni Hareket et!
 Hey !
 - Ne oldu sana?
 - Kapa çeneni ve birşeyler söyle.
 DNA'nın değişmesi veya tespit edilememesi için, kod bozulması, öyle yada böyle, mümkün mü?
 - Bildiğim kadarıyla değil.
Niye sordun?
 - İlk ceset üzerinde kimlik tespiti yapmam gerek.
 - Bu sabah ceset yakıldı.
 - Ne dedin?
 Emir emirdir Frank.
Artık daha fazla "Hata 6" tutamayız.
 Nolan dedi.
 Siktir.
 - Dışarıda bana yardım edebilecek birileri var mı?
 - Bu işe bulaşmayacağım.
 - Anlat bana.
 - Sen hükümsüzsün.
 Ama bilmen gerekir ki seninde yardıma ihtiyacın var.
 Tüm o yara ve bereler  Tamam.
Pekala.
Adı Yuri olan bir herif var.
 Tam ismi Yuri Sidorov.
 Büyük ilaç firmasında deregülasyondan önce genetik mühendisi idi.
 Adam tanrı gibiydi.
 Ve bir gün oda mahvoldu.
 Merkezden uzak Kindle bölgesine taşındı.
 Bence hala oralardadır.
 Fakat biraz gariptir.
 Garipliği yüzünden işi bırakmıştı.
 Selamımı söyle.
 Teşekkürler, Eddie.
 Gözüm onun üzerinde, ama kızdan iz yok.
 Kontrol ederim.
 Neler oluyor lan?
 Süpriz.
 Ambro'dansın demek.
 Sert seviyor ne yapayım.
 Merhaba?
 Merhaba?
 Olduğun yerde kal.
 Yaklaşma sakın.
 Neredeyse vücudundaki elektronların kokusunu alabiliyorum.
 Telefonunu kutunun içine koy.
 Kapa.
 Silahı bırak.
 Kimsin sen?
 Eddie Rankin gönderdi beni.
 Yardım edebileceğini söyledi.
 Dreck misin?
 Bir şeye bakman gerek.
 - Eddie'nin bana borcu vardı.
 - Ne kadar?
 500.
Nakitse 450 de olur.
 - Unut bunu.
 - 300.
 Yarısı şimdi yarısı iş bitince.
 200.
 Olur.
 - Neyin var bakalım?
 - Bu.
 - Burası, lütfen.
 - Eddie senin bir durumunun olduğunu söyledi.
 - Bir bakıma öyle de denebilir.
 İstifa etemeden önce, Yaptıklarımla ilgili 3000 den fazla yol hesapladım.
 Yaptığım telefon görüşmelerinden tut  Harcadığım paralara ve aldığım uyuşturuculara kadar.
 Herşeyi.
 Protonik enerji ile dolu olduğum için tüm şehri ışıklandırabilirdim.
 Ve bir sebepten dolayı bedenim ve beynim bunu kaldıramadı.
 Başka seçeneğim yoktu ama gitmek zorundaydım.
 Sadece ihtiyacım kadar radyason kullandım ve hayatta kaldım.
 Ne demek istiyorsun?
 5 metre yakınımda telefonla aranırsan başım ağrır.
 Daha da yaklaşırsan beynim mahvolur.
 ve kulaklarımı çınlatmaya başlar.
 Benim için bir DNA testi yapman gerek.
 Para.
 Teşekkürler.
Yarın yine aynı vakitte gel, senin için bir şeyim var.
 - Neden şimdi halletmiyorsun?
 - Yorgunum da ondan.
 Uzun süreceğinden şimdi yapmak istemiyorum.
 - Merhaba?
 - Merhaba, Benim.
 Bak öncesi için çok üzgünüm.
 - Nerelerdeydin?
 - Çalışıyordum.
S - Kolun nasıl?
 - Ölmem merak etme.
 Hah.
 Güzel.
 - En azından Cumartesiye kadar.
 - Evet.
 Angie?
 Ne?
 - Hala orada mısın?
 - Yok bir şey.
Gitsem iyi olur.
 - Cumartesi görüşürüz.
 - Tamam.
 Rahat dur.
 Tamam.
 Ah, lanet olsun.
 - Nerede kaldın?
 - İçkimi bitirdim.
 Evet  - Bugün Kindle bölgisinde miydin?
 - Ne?
 Ne dediğimi duydun.
 - Takipteydim.
 - Durumun Turuncu iken hem de!
 Ben demeden takipte bulunamazsın.
 Dreck'lerden bazıları Bloodbuzz'da imiş.
 Gitsen iyi olur.
 - Şimdi mi?
 -Evet, şimdi.
 - Ama işimi bitirmem lazım.
 - Sonra halledersin.
 O da ne!
 Yanlız Adamda buradaymış!
 Buraya Gel!
 Bu benim eski ahbabım Frank Grieves!
 Tanışmıştık.
 Bunu denemen lazım.
 Promosyonlu bu.
 Adı da lanetli Smaquari.
 - Eski kafalı.
 - Hopala!
 - Ne getireyim sana?
 - Hafif birşeyler.
 Ne gibi?
 Aslında, boşver.
 Hey!
 Neler oluyor?
 Üzgünüm, Başkasıyla karıştırdım.
 - Pekala babalık.
 Defol git kadınlar tuvaletinden.
 Sorun yok.
Halloldu bil.
 - Dreck misin?
 - Evet.
 - Bir anlaşmamız olduğunu zannediyordum.
 - Benimle değil!
 - Hey, Frankie, neler oluyor?
 - BÖyle olmayacak.
 Kucaklanmaya ihtiyacın var gibi.
 Rahatla, kardeş.
 Herkes seni sever.
 Senin lanetolası sevgini istemiyorum!
 İndirin onu!
İndirin onu!
 Neye baktığını zannediyorsun?
 - Erkencisin.
 - Sıkıldım.
 Nelerin var?
 Bana uyar değil mi?
 Ne yazıkki sadece bir kolye bu.
 - Geri alabilirim.
 - Buna ihtiyacı yok.
 - Buna ne için ihtiyacın var?
 -Ona bak.
Boş bir yüzü var.
 Belki de Eddie'yi çağırmalıyız.
 Ne düşündüğünü anlayabilir.
 Ne yapıyorsun?
 Hayır, yapma, lütfen.
 Kes şunu!
 - Hastasın sen!
 - Gerçekten mi?
 Yaptıklarından sonra ne karşılık bekliyordun?
 Kucaklanmayı mı?
 Eee?
 Saatte bir çeşit güvenlik kilidi var.
 Sahibiyle iletişim kurarak çalışıyor.
 Göster bana.
 Kolunu uzat bana.
 ve döndür.
 Burada.
 Hadi ama!
 - Sadece bir saat.
 - Eminim öyledir.
 Ama tarihe bak.
 Sadece sıfırlanması gerekiyor.
 - Bu bir açıklaması.
 - Diğeri nedir peki?
 Bana inanmak istemezsin.
 - Saat yanlış.
 - Evet.
 öyle.
 Hayır, doğru, ama sana göre değil, şimdi değil.
 - Daha üretilmemiş bir şey bu.
 - Nereden analdın bunu?
 ve beni DNA tabanında bulamamanın sebebi de bu.
 Çünkü ben daha doğmadım.
 - Bana inamana imkan yok.
 - Haklısın.
 Gidelim.
 Beni nereye götürüyorsun?
 İşimi riske ediyorum ve senin bana verdiğin bu mu?
 Aptal Fantezilerin mi?
 Seni içeri alıyorum.
 Hiçbir şey için teşekkürler!
 Bekle!
 Sana bildiklerimi anlattım.
 Paramı ver hemen.
 Bi ara bırakırım.
 Nasıl.
 Ne yazdın buraya?
 Bunu mu yazdın?
 - Niye ki?
 Ne olduğunu biliyor musun?
 -Hayır.
Bilimsel bir şeye benzemiyor.
 Bir çeşit şey olabilir  Sıçtık!
 Siktir!
 Bunu yapmayı durdurman gerek!
 2044 hakkındaki saçmalıkları duymak istemiyorum.
 Sadece gerçeği istiyorum.
 Sana gerçekleri anlattım.
 - Morlock neye karşılık geliyor?
 - Nasıl?
 Nişanlın yada her neyinse  Beyninde "morlock" yazıyordu.
 Morlock mu dedin?
 - Evet.
 Marka gibi bir şey mi b?
 Siz ikinizin kullandığı uyuşturucu mu?
 Yoksa Ambro ürünü mü?
 Söylesene ne bu!
 Morlock uyuştucu ile bir alakası yok.
 Bu bir kelime.
 Başka bir anlamı olmalı.
 Senin salak oyunların için zamanım yok!
 - Nedir o?
 -İmkansız.
 İmkansız olan da nedir?
 Söylesene!
 Eğer uyuşturucu demek değilse, ne demek bu?
 Kimsin sen?
 Hadi.
 Çabuk.
 Acele et.
Arabaya bin!
 Onu sıkıştırdık.
 - Ne yapmamı istiyorsun?
 - Kız onunla mı?
 - Evet.
 - Kız bize canlı lazım.
 Dreck'i yok edin.
 Bu şey ne yapıyor?
 Siktir!
 Takviye ekip mi lazım?
 Pekala!
 Yüzüne ne dersin.
 Bu ne ki?
 Bu bir kelime.
 Başka bir anlamı olmalı.
 Kimsin sen?
 Merhaba!
 Ben, oradamısın?
 Ben misin?
 Nasıl gidiyor ahbap?
 Ben iyiyim.
 Biraz büyü görmek ister misin?
 - Nasıl?
 -Sihir.
Bilirsin ya?
 İzin ver düşüneyim.
 Bu hafta doğum günün değil mi?
 Nerden biliyorsun bunu?
 Endişelenme.
 O Sihir değil.
Bu.
 Annem bunları yememem gerektiğini söyledi.
 Bu bizim küçük sırrımız olsun.
 Sana söylemiştim, Senden hiçbir şey istemiyoruz.
 Raharsızlık verdi isem özür dilerim.
 Aile zamanı herhalde?
 Babam gelirim dedi.
 Ama gelmedi.
 Lüzümsuz.
 Üzüldüm buna.
 Bnun kendi başınıza yapmanız zor oluyordur.
 Bana sadece 5 dakika ver.
 Tüm istediğim bu.
 - Söyle?
 - Eşinin evinde değildi.
 - Eh, etrafında dur ve gözetle.
 - Pekala.
Anlaşıldı.
 Neredesin Grieves?
 Haber vermeden gittiğini söylediler.
 Barda kızları taciz ettiğini söyediler.
 Bu şekilde devam edemezsin.
 Kendine gelmelisin.
 Her yerde seni arıyorlar.
 Seni bulacaklar.
 Bu işte Ambro ve polis birlikte.
 - Ne?
 - Anlaşma yaptılar,Eddie.
 Ambro, Kindle bölgesini devraldı.
 Orada her ne yapıyorlarsa, yaptıklarını gizlemek için adam öldürüp, polisi kanıtları yok etmek için kulanacaklardır.
 -Ah, isa aşkına Frank?
 - Bence bu bir uyşturucu.
 Cesette bulduğun şey.
 Bence Morlock bir uyşturucu.
 Deneysel bir hap.
 - Nerden biliyorsun?
 - Kız vardı ya!
 Onu gördüm.
 Gözüne bir çeşit şırında koymuşlardı.
 - Bu şekilde beyne ulaşabildiler yani?
 - Evet.
 Cestteki izleri açıklar nitelikte bir durum bu.
 - Aynen.
Başka bir şey daha olmalı.
 - Ne gibi?
 Kızın kolunda saat vardı.
 Ve üstündeki tarih 2044'ü gösteriyordu.
 - Kaçı dedin?
 - 2044, Eddie.
 Eh ,günümüzden 20 yıl sonrası demek.
 Anlıyor musun?
 Hayır, Anlamıyorum.
 Bunu hiç bilmemiz gerekiyordu  ama Frank, sen kız filan rapor etmedin.
 - Kızı kimse görmedi.
 - Hay ben böyle işin!
 Onlar gelecekten Eddie.
 Eğer ceseti tanımlamak istiyorsak, Çocuk birini arıyoruz demektir, Büyük birini değil.
 Kendin söyledin.
29 yaşında diye.
 Lanetolası 29'unda.
 Eğer 2044 ten ise  Bilim adamı olan sensin, Eddie.
 Lütfen  Transfer oldum tamam mı?
 12 saat içinde uçağa yetişmem gerek.
 Bunu bir parçası olmak istemiyorum.
 Bana Morlock'u açıklayabilirmisin?
 Yardıma ihtiyacın var Frank tamam mı?
 Bunu yapabilecek insanlar var.
 İşte bu yüzden gidiyorum.
 İyi olduğunda gel ve ziyaret et.
 Hey .
 Doğru mu duyduklarım?
 Ambro ile anlaştınız mı yani?
 Ooh, Kiminle konuşuyorsun?
 Nerede o?
 Bilmiyorum.
 Lütfen.
 Transfer oldum.
 Duydum.
evet.
 Sadece Ambro ürünleri benim kişisel garantimi taşıyabilir.
 Ambro demek güven demek.
 Sorun yok.
 Benin odasında kutu var.
 Ona ihtiyacım var.
 Senin gelmeyeceğine dair bana inanmadı.
 Seni beklerken dayanamadı ve uyudu.
 özel giyindiği kıyafetleri üstünde iken onu odasına kadar taşıdım.
 Senin için odasını bile topladı.
 O daha dokuz yaşında, yumuşak kalpli olmak zorunda!
 Kaygısız ve mutlu olmalı.
 Hergün bize yaptığın şeyler ile yüzleşmek zorunda değil.
 Ve sen aptal bir kutu için mi buradasın?
 - Kim olduğunu zannediyorsun ha?
 - Üzgünüm, Angie.
 Böyle olmasını ben de istemezdim.
 Yalancı!
Tüm yaşamını böyle yaparak harcadın.
 - Senden nefret ediyorum!
 - Birgün hepsini açıklayacağım.
 Şu an, ne kadar az bilirsen o kadar iyi.
 - Neler oluyor?
 Korkuyorum!
 -Hişt.
Yok bir şey.
Sadece hap o kadar.
 Sakin olman gerek.
Lütfen.
 Bunu yapmama izin vermen gerek.
 Lütfen bizimle kal.
 - Lütfen.
 - Üzgünüm.
 Üzgünüm.
 Kitap çok korkutucu.
 Neden bana verdin ki?
 Üzgünüm, Seni uyandırmak istemiştim.
 Güneş batınca tüm insanlar yok oluyordu.
 Korkunç dev yengeçler kalıyordu.
 yaşamımız böyle sonlanmayacak değil mi?
 Kim bunu yazmak istemiş olabilir ki?
 Biz istemeyiz.
 Herşeyin iyi olduğundan emin olacağım.
 Neden daha önce gelmedin?
 Üzgünüm.
 Birşeyler oluyor.
 İşle alakalı.
 Uykuna geri dön tamam mı?
 Sürekli birileri ile tartıştığını söylemiştim sana.
 Gece ortası kimle tartışacak ki.
 Çömel.
 Ben söyleyene kadar da kıpırdama.
 - Kimseyi vurmayacak mısın?
 -İn aşağı.
 - Lütfen kimseyi öldürme!
 -hişşşt Ben !
 Christ !
 Hayır!
 Tut şunu!
Angie buraya gel.
 - Ah, aman tanrım!
 Ben!
 - Onu buradan çıkart.
 Bunu düşünme bile!
 Kolunu göster bana.
 Eski bir silah yarası.
 Muhtemelen çocukken olmuştur.
 Onlara Morlock deniyor.
 - Onlara Morlock deniyor.
 - Morlock mu?
 Muhtemelen çocukken yapmıştır.
 Frank?
 Frank?
 Frank, lütfen!
 Frank, Ben'i hastaneye yetiştirmemiz gerek.
 - Onu geride tut!
 - Tamam.
 Onu geri getir, Angie!
 Baba!
 Tüm o adamlara ne oldu?
 - Bin.
 - Bizimle gelmiyor musun?
 - Şehirden ayrılın.
 -Sensiz bir yere gitmiyoruz.
 Kuzeye gidin.
 Eddie2nin orada yeri var.
 Kimseciklerin olmadığı bir yer.
 Havaalanına git ve iki bilet al.
 2 saatten kısa bir sürede gidersiniz.
 Bizi bırakma baba!
 Korkuyorum.
 Frank, Neler oluyor bir türlü anlayamıyorum.
 Eğer sizle gelirsem hepimiz ölürüz.
 Üzgünüm.
 Herşey için üzgünüm.
 Benden daha iyisini hakediyorsun.
 Şşş.
Cesur ol.
 Cesaretini topla.
 Şimdi asker, tüm hayatın gözünün önünden geçiyor.
 - Çok çılgın şeyler yapacaksın.
 - Babacığım!
 Eğer herşeyi yüzüme gözüme bulaştırmasaydım, Senle gelebilirdim Ah.
Tanrım!
Frank!
 Unutma  Seni seviyorum.
 Şimdi.
Git!
 Bana verdiğin saat 20 yıl hızlı değilmiş yani.
 Hayır.
 Ceset.
 "Hata 6" daki bulduğum kişi Galiba oğlumdu.
 - Ne dedin.
 -Oğlum, Ben.
 Mutlaka seni arıyor olmalıydı.
 İyi de neden beni arıyor olsun?
 Ben artık bir bilimci değilim.
 Bu kelime var ya "Morlock".
 Anlamıyorum.
 Ama sen ne olduğunu biliyorsun.
 Sence beni mi arıyordu?
 Çocuklar başları belaya girdiklerinde ne yaparlar?
 Tabii ki de balaranı ararlar.
 Yüzyıllardır, İnsanlar zamanda yolculuk yapmalarına yararyan bir makine yapmak istediler.
 Fakat tüm ihtiyacı olan buradaydı.
 Bu bir zaman makinesi.
 Ve uyuşturucu da anahtar.
 Bu herşeyi değiştirir.
 Bu teknoloji yanlış ellerde olması çok kötü  Geri dönmem gerek.
 Onları durdurmam gerek.
 Bir arkadaşım, yaşamını "Muhteşem Nehir" isimli bir çalışmaya harcadı.
 Sanırsam Novikovdu.
 Tam adı  Igor Novikov.
 Onun teorisine göre,prensip olarak, Zaman yolculuğu mümkün olsa bile geçmişi değiştiremezdik.
 En iyi ihtimalle ayrıntıları değiştirebilirdik.
 Zaman "nehir" gibidir ve acımasızdır.
 Zaman israfı  Yerinde olsam istemezdim.
 Frank!
 Endişenmekten geberdik.
 - Dur orada.
 - Hadi ama, biz senin tarafındayız.
 - Benimle taşşak geçme, Nolan.
 - Ne kadarını biliyorsun?
 - Ne demek istiyorsun?
 - Biz Ambro ile anlaşma imzaladık mı?
 - Biz mi?
 Polis.
 Cevap ver.
 Cevap ver bana!
 Evet.
 - Ne zaman?
 - Ne farkeder ki?
 - Bitti.
 Halloldu.
 - Halloldu demek?
 Ne yaptığın hakkında en ufak bir fikrin yok.
 Sen ne bilirsin ki?
 Sen sadece bir Dreck'sin Pisliği temizleyen bir pisliksin!
 Sen de kimsin?
 Nerede o?
 Nasıl buldun onu?
 İşin güzel tarafı o bizi buldu.
 Aman tanrım.
KEndine bir bak.
 Savaşlarda biraz bulundun değil mi, Frank?
 Demek istediğim nasıl oldu da, böyle bir şekilde ortalıktan kayboldun, bir mektup bile bırakmadan?
 Senin gibi bir aile adamı.
 Nerede o?
 Ben Nerede?
 Doğrumu bu,"Ben".
 Doğru mu?
 Ben nerede, Frank?
 Onu incitmek istemiyoruz.
 Tam tersi.
 Kurtulacağından emin olmamız gerek.
 Neden?
 Uyuşturucuyu çoktan aldın.
 Hem sahibiz hem de değil.
 Formülün bir parçası elimizde.
 Kulandığımız uyuşturucu çok dengesiz, gördüğün üzere, düş dozlarda etkili, seni istediğin yere gönderebiliyoruz, ölmediğin müddetçe seni orada tutamıyoruz.
 Uyuşturucu kulanışsız yani.
 Takip edebileceğimiz kadar örnek onun beyninde mevcut.
 Ama bunu biliyorsun değil mi, Frank?
 Onun değerli bir kargo olduğunu biliyorsunç Ona güçlü ve sağlıklı halde ihtiyacımız var.
 ve güvenli.
 Demek istediğim onu elbet bulacağız.
 Ne kadar dışarılar da korumasız dolaşırsa .
 Başına neler gelir  Neden bize iyilik edipte nerede olduğunu söylemiyorsun?
 Bunu biraz hızlandırmak gerek, değil mi?
 Lütfen.
 Bunu için zamanım yok.
 Zaman  En değerli şey.
 Zamanı kontrol eden, herşeyi kontrol eder.
 Kayıp birinin olduğunu biliyordum.
 Hayır, Frank.
 Bunu yapma.
 Hayır!
 Yuri   Çocuğun nerede olduğunu söyle ki bütün bu olanları arkamızda bırakabilelim.
 Hayır, Frank.
 Yapma.
 Bu beni çokta mutlu etmiyor.
 Ama bana başka seçenek bırakmadığını anlaman gerek.
 Hayır, Frank.
 Yuri bizim için onu arayabilir biliyorum?
 Hayır, dinle.
 Onun nerede olduğunu bilmiyor!
 - Numara ne?
 - Hayır, yapma.
 -Hadi bakalım.
 Merhaba de.
 - Lütfen, hayır!
 Bana ne yaptığınıza bir bakın!
 Etrafı kana buladın!
 Şimdi bunu temizlememiz gerek.
 Getir, lütfen.
 Olamaz  Uyuşturucu üreticisi olduğumu düşünürsen komik ama, bu işte fazla iyi değilim Bu son şansın, Bay Grieves.
 - Sizi gidi pislikler!
 - Grieves!
 Şuna bak.
 Siz ikiniz  Detektif olmanız gerekiyordu.
 Yaşamaya değer veriyorsanız çocuğu bulun.
 Eliniz değmişken şundan da kurtulun.
 Sadece bize çocuğun nerede olduğunu söyle.
 - Bunun için ölürüm biliyorsun.
 - Problemde bu zaten.
 Sana izin veremeyiz.
 Ben'in nerede olduğunu söüleyene kadar, seni incitmeye devam edeceğiz.
 Ve ölecek gibi olursan,dururuz.
 kendine gelince tekrar işkence yaparız.
 Özledin mi bunu?
 Kaçmak için ne kadar kolat olduğunu?
 Sadece kaybolmak demek.
 Bir süreliğine ha.
 Hevesimi aldım.
 Frank!
Frank!
 Nolan, ne yaptığını zan ediyorsun?
 Salak değilim ben.
Onlara istediklerini verirsen, beni de bir güzel öldürürler.
 Eğer bizden 2 tanemiz varsa, Buradan sağ çıkabilirim.
 Ambro'nun gerçekleri söylediğini mi düşünüyorsun?
 Tüm istedeğinin Ben'i ayakta tutmak olduğunu gerçekten düşünüyor musun?
 Umrumda değil.
 Hadi.
 Oha!
 Ne yapıyorsun!
 Olduğun yerde kal!
 - Hadi!
 Gel!
 - Çıkış yolunu mu vuracaksın?
 - Tek şansımız bunu beraber yapmak.
 - Komikmiş.
 - Lütfen.
 - Ve sen.
 Bu şeyle,Ambronun dediğine göre, istediğin yere gidebilirmişsin.
 Haklısın, fakat seni orada tutamayız.
 - Grieves, biraz düşün bunu.
 - Kapa çeneni.
 - Beni oğluma gönder.
 - Bunun hakkında düşün!
 - Düşündüm zaten.
 - Bunu değiştiremezsin!
 Biliyorum.
 Fakat ayrıntıları değiştirebilirsin.
 Şimdi yap bunu.
 - Ayarlandı.
 - Sakın ona verme!
 Hadi yap şunu!
 Hadi!
 İnsanlar kararını verdi, Martin.
 Tarihi değiştiremezsin.
 "Tarihi değiştiremezsin," Todd Ambro nun ağzından çıkan sözler bunlardı.
 - burada canlı olarak ve yüzyüze.
 Tüm hayatım söz konusu.
 Tüm hayatın mı?
 Bir şeyi atladın herhalde.
 Bu da ne böyle?
 Buradan çıkman gerekiyor.
 Shhh.
 Ben, nasıl gidiyor?
 Ben   Baba?
 Ben   Üzgünüm.
 Geciktim.
 Bu da kim?
 Neler oluyor?
 Sana neler oluyor dedim.
 Sorun değil.
 Bunu bitirmek zorundasın.
 Bitirmek zorundasın, Ben.
 Nasıl bilebilirsin?
 Anlayamıyorum.
 Kafam almıyor.
 Şimdi beni dinle.
 Senin için geliyorlar, Ben.
 Ama bir planın var değil mi?
 Bulduğun ilacı beni bulmak için kullanacaktın.
 Morlock .
 Çalıştı.
 Mesajı aldım.
 Kitap.
 - 'Ne mesajı?
' - Eva  imiş, sorun yok.
 Bana verdiğin son şey buydu.
 Son şey değildi.
 Hayır.
Olamaz.
 Gitti.
 Hepsi.
 Sadece Ambro ürünleri benim kişisel garantimi taşır.
 Kesintiler.
 Bunu mu kastettin?
 Çeviri Purpeliter||

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar