Narcopolis (2015)
| |
96 dk
Yönetmen:Justin Trefgarne
Senaryo:Justin Trefgarne
Ülke:İngiltere
Tür:Gizem, Bilim-Kurgu, Gerilim
Dil:İngilizce
Oyuncular
James Callis
Kerry Shale
Harry Lloyd
Elodie Yung
Elliot Cowan
Özet
İnsanların rahatça suç işleyebildiği yasal bir şekilde
uyuşturucu kullanabileceği Gelecekteki dünyaya acı bir kaos hakim olmuştur. Her
geçen gün artan ölümler, bir yerlerde ölüme terk edilmiş cesetler ve yer altı
dünyasının kol gezdiği şehirler çığırından çıkmış bir şekildedir. İnsanlığın
henüz nereye ilerlediğini bilemezken görevine yeni atanan Frank Grieves, genç
ve tecrübesiz bir polis memurudur. Gençlerin kötü yolda olduğu bu dünyaya kendi
adaletini getirmeye kararlı olan Frank, her suçta yeni bir çözüm yolu arayacakt
Altyazı
uyuşturucunun yasallaştırılması karşıtları çalışanlar tarafından işlenen zorbalıkla .
gittikçe güçleniyorlar
Vermiş olduğun emre tepki göstermelerini nasıl karşıladın ?
Hadi bakalım, mucit,
şirket dehası, maneviyatlı lider, İşte bu bizi sebebe götürüyor.
Neyin nedenine?
Neden herkes sana
güveniyor?
Kişisel garanti mi
veriyorsun?
Saçmalama.
Ciddiyim, Her Ambro
ürününün güveliğini garanti edebilmek için, Zamanının %90'ından fazlasını harcamış
olman gerek.
Toplumdan uzak
olduğunu biliyorum, hadi ama.
İnsanların bana neden
güvendiklerini bilmek ister misin, Martin?
İşte bu yüzden
buradayız ya.
Ebeveynlerim
uyuşturucu bağımlısıydı.
Yürüdüğüm zamanlar,
zemini iğnelerle dolu yerde yürümek zorundaydım.
ve uyuşturucu tüpleri
vardı.
Salya akıtan, cılız
bir halde olan ve kokan cesetlerle uyuyordum.
Sadece yiyecek bir
şeyler bulmak için yapıyordum bunu.
Çocukluğumda,
hastenelerin bekleme odalarında fazlaca bulunur hale geldim Çünkü doktorlar sürekli ebveynlerimin kanlarını
temizlemek zorunda kalırdı.
Kefaletlerini ve
tefecilere olan borcu ödeyebilmek için para çalmak zorundaydım koruma parası bile ödedim.
Ve bir gün hepsi
bitti.
Kendimi eskimiş bir
halının üstüne bağırsaklarını boşaltan iki insana bakerken buldum, Çünkü
Ebeveynlerim bir keresinde torbacılarını fena halde dolandırmıştı.
O gün kendi kendime
söz verdim, gün boyunca düşündüm.
Sistemi değiştirmeye
karar verdim.
O normal iki insanı
birer hamam böceğine çeviren sistemi.
Ve sözümde de durdum.
Bugün, Ambro ürünleri
yasal oldu.
Makul fiyatlı ve
güvenli ürünlerdir.
İnsanlar kararını
verdi, Martin.
Geçmişi
değiştiremezsin.
"Geçmişi
değiştiremezsin.
" Ambro Şirketi'nin kurucusu Todd Ambro'nun
katılımıyla, tam olarak burada naklen ve yüz yüze stüdyomuzda, Uyuşturucunun
yasallaştırılmasının 25.
yılında, olayı onun
ağzından dinlediniz.
Todd Ambro,
teşekkürler.
Memnun oldum, Martin.
Teşekkürler.
Neyi bekliyorsun?
- Eee?
- Sus bir dakka.
Acele işe şeytan
karışır.
Tamam ,içerdeyim.
Hadi ama, daha hızlı
olmalısın.
Burada tüm hayatım
söz konusu.
Biraz saygı lütfen.
Senin yaşamın mı?
Birşey unuttun galiba.
Bir de sen varsın
Eva, tabii ki de.
Sorun ne?
Doğru olanın bu
olduğunu biliyorum, yine de kötü hissediyorum.
Fazla düşünme.
Planladıklarımızı yap.
- Söyle bana neler
oluyor.
- Başardık.
- Sen bi dahisin!
- dahiyidim.
- Kimseler bilmeyecek.
- Ben bileceğim.
Misafirin var.
- Oradan çıkman gerek.
- Hayır, daha bitmedi.
Onlardan üç tane var.
Temizlik odasında
acil çıkış var.
Sana biraz zaman
kazandırabilirim.
- Bitirmem gerekiyor.
- Hayır, buradan
çıkmalısın.
Sıçtık!
Kımıldama!
Kapıdan uzaklaş.
Ellerini başının
üstüne koy!
- Sakın bi delilik
yapıyım deme!
- Neler oluyor?
Stabil değil bu.
Nereye gidiyorsam,
öyle olmasına gerek olmayacak.
Planda bu yoktu.
Sakın ha yapma!
Gitti.
Hay allah.
- Hepsi mi?
- Tam olarak değil.
Eva Seni seviyorum.
Hayır!
165 durum
güncellemesi 165 durum gün Onu gerçekten
sevdim.
- Evet, öyle
görünüyor.
- Siktir git!
Bebeğimdo o benim.
Cildim giydi.
Hey!
bana ne olacak?
Beni bu şekilde bırakamazsın.
Gerçekten birşeye
ihityacım var, kardeş.
Buradan çok
korkuyorum.
Mahvoldum adamım.
Lütfen!
Ne olur!
Oda servisini dene o
zaman.
Siktir git!
Lanetolsun sana!
Yükseltme sözü verdik
ve Ambro siteyi satın aldı.
Mekanı Ambro mu aldı?
Bu bok çukurunu kimin
neden aldığını Tanrı bilir.
Işıklar zamanlayıcıya
bağlı.
Saat 8'e kadar
açılmazlar çünkü tassaruf edilmek isteniyor.
Bunu mu kastetmiştin?
Aman tanrım!
Tek anahtar bu.
Güvenlik kameralarını
kontrol ettim.
Geçen gece buraya gelip
giden olmamış.
Bu adam dışında.
Olayda bu zaten.
Burada hiçbir şey yok.
Hadi ama.
Stressli bir iş bu.
Sen de biliyorsun.
Her neyse, Drecklerin
çift halde çalıştığını söylemiştim Kesintiler.
Pazardaki en geniş
ürün yelpazesi ile Ambro herkese hitab eder durumda Bu sefer ne oldu?
Kindle'da birileri
kendisini öldürdü.
Kimlik varmı?
Hayır,yok.
E6.
Ceset soğuyunca DNA
testi yaptırmak için geri dönerim.
- Soğuyunca derken?
- Vücut sıcaklığı 49
derece.
Silahı yoktu.
Geri dönüp bakmam
gerek.
Ne yapıyormuş ki?
-Bilmem.
Bir başka "Hata 6" durumu.
Uzmanlar ile geri
dönüp incelememiz gerek - Olmaz.
- Ne dediğimi daha
demin duymadın mı?
İki tane "hata
6" durumumuz var Herşeyi Düzenbaz Tüccarlar Bürosuna göderiyorum.
Bu piçleri
mahvedeceğiz ve bir daha ayağa kalkamayacaklar.
Geçtiğimiz iki ay
boyunca lisanssız satış baskınları %30 artış gösterdi.
Hala devam eden
baskınlar insanları tedirgin etmekte.
- LRD üreticilerini
kastediyorsun.
- Hepimizi tedirgin
ediyorlar.
- Onlara daha çok
Dreck'e ihtiyacımız olduğunu ilet.
- Çok komik.
Bu işi çözene kadar
senin "Hata 6" gibi durumlarına izin vermek zorundayız.
- Mükemmel - Teknik
olarak kurbansız bir suç.
Kimsenin umrunda
olmaz.
Davayı şimdiden
kapanmış bilmeliyiz, değil mi?
Merhaba.
Üzgünüm Gelebilir miyim?
Herkes evine gitti.
Hediye getirdim Hadi
, göster bakalım.
Evet.
Geçekten daha
uzunmuşsun (!
) Burada.
Mutlu yıllar.
- Bu da ne?
- Bir kitap.
- Nerede buldun bunu?
- Markette.
- Yani tüm bunlar da
ne?
- Dokunma.
Sakın!
Yerçekimsiz ortam inşa
etmeye çalışıyorum.
Pekala.
Nasıl gidiyor peki?
Teşekkürler, Baba.
Yeni komşular
yüzünden annem gürültüyü gizlemek için TV'yi açık bırakıyor.
Hala kızgın mısın
anneme?
Ona kızgın değilim.
Sana böyle mi dedi?
Kalamam, Ben.
Sebebini biliyorsun.
Yerime gelip beni
görebilirsin.
Mekanını beğenmiyorum.
Burada yaşamanı
istiyorum.
Üzgünüm ama o kadar
basit değil.
Neden peki?
Ambro Sonsuzluğu,
rakiplerine göre 5 kat daha fazla dayanıyor.
Eğer güvenli oynamak
istiyorsan, Güvenli olanı seçmelisiniz.
Sadece Ambro ürünleri
benim kişisel garantimi taşıyabilir.
Ambro demek güvenli
demektir.
Bugün kapımı çaldılar.
- Soğuk bir şekilde.
- Kim çaldı?
Sence kim olabilir?
Ambro.
- Pazartesi günü
okula gelidiler.
- Aman tanrım.
Bu şekilde ne kadar
daha devam edebiliriz, bilmiyorum.
6 ay.
- 6 ay ayrı yaşamayı
kabul ettik ve - Ben -Yapabileceğimi sanmıyorum.
- Bu da ne demek
oluyor?
Yemekteki biri
ticaretin kuzeye alındığını söyledi Bir çok kişinin evi terkedilmiş olacak.
- Bu durum bizim ne
işimize yarayacak?
- Silbaştan
başlayabiliriz.
Uyuşturucu olmayan
herhangi bir yerden küçük bir ev alırız.
Sadece biz.
"Biz" de
kim?
Angie ?
Bak Bu akşam için üzgünüm.
Ama telafi edeceğime
söz veriyorum.
Haftasonu sen
çalışırken gelebilirim Hadi ama, Angie.
- Cumartesi günü
boştayım.
- Cumartesi günü,
peki Güzel.
Sadece üçümüz olur.
Saatlerce çalışan
birine benziyorsun.
Neye başlayacaksın
adamım?
Yorulmuş kemiklerin
için ekstradan tatlı bir ilaç mı istiyorsun?
İlgilenmiyorum,
dostum.
Dinle, Sana lisanslı
olanlarından bahsetmiyorum.
Sana fena şeyler
verebilirim.
Hadi ama.
İzin verde göstereyim baksana.
Sakin ol lan!
Sizin gibilere
düzenbaz uyuşturucu tüccarları diyoruz.
(R ogue A ddiction T
rader S) Kısacası "SIÇANLAR".
Bana önerdiğin şey
hakkında bir ipucu vermemi ister misin?
Dreck misin adamım?
Sıçtım!
ve hükümsüzüm.
En kötü kabusunum.
Pekala, şakadan
anlıyorsundur umarım.
Şaka yapıyordum.
Komik olduğunu mu
düşünüyorsun?
Komik mi sence?
Lütfen, dur.
Lütfen, ne olur.
Bedava örnekler için
teşekkürler.
CEO Todd Ambro
yorumda bulunamayınca, "The Central Show", karısı Ellen ile konuştu.
Todd çok aktif fe
kararlı biri.
Burada bulunmayı seve
seve kabul ederdi, ama ilgilenmesi gereken çok şey var.
- Kişisel Garanti mi?
- Tam olarak.
Ellen, Ambro
şirketinin kaş yaptığını zannedip göz çıkardığını söyleyen insanlara ne cevap
vermek istiyorsun?
Her toplumda geçmişe
özlem duyan insanlar bulunur.
Eğer "eski güzel
günler" derken çocukların köşebaşlarında uyuşturcu satmalarından , ve
kendi karınlarına enjekte etmesinden bahsediyorlarsa, Gidip geçmişte yaşasınlar
bakalım.
Gerçek şu ki insanlar
şimdi daha mutlu, ve önemli olan da bu.
Tamam, koltuğun rahat
mı, Frank?
Sana 10 dakika
ayıracağım.
Bildiklerini anlat
bakalım.
Beyaz erkek.
20 yaşlarında.
Sağ kolunda ufak bir
yara izi mevcut.
Eski silah yarası
gibi.
Alakasız.
Muhtemelen çocukken
olmuştur.
Devam et.
Yaptığı kargaşaya
bakarsak, İntihar etmiş olabilir.
Testlerde silah izine
rastlamadım.
İntihar sadece bir
tahmin.
2 santimlik bir
bölgenin kaldırıldığına dair izler var burada.
- Kurşun olabilir mi?
-Hayır.
Cerrahi müdahele.
- Ameliyat yani?
- Öyle görünüyor.
Şuna bak.
Diğer tarafte şırınga
deliğine benzeyen bir şey var Göz kovuğuna kadar uzanıyor.
İğne tarafından
zararlı bir enzim verilmiş.
Hipokampusun içindeki
hücerelere.
Sentetik görünüyor.
Belki de parazittir.
Söylemesi güç.
ama neden sıcak
olduğunu açıklayabilir.
URD mi değil mi?
Eğer bir
uyuşturcuysa, daha önce böylesine rastlamadım.
Lisanlı yada lisanssız.
- Bu gürültü de neydi?
- Bu mu?
Ortama alışıyorum.
- Neden ki?
- Transfer aldım
adamım.
Kırsal detaylandırma
için.
İnanabiliyor musun?
Şehir dışına
gidiyorum.
Tebrikler, Eddie.
- Bu doğru değil.
- Ne var?
İki ağda da Dna
eşlenmesi hala bulunamadı.
İnanılmaz.
Suş mahallinden başka bir şey getirin.
Bununla çalışamam.
Boşver.
Bunu üç günde kitabına uygun yapmam gerek.
Bunu biliyorsun.
Hadi ama, adamım.
Hayatım daha yeni
ilginçleşiyor.
Anlamıyor musun?
Eğer ki çocuk intihar
etmiş olsa bile, birileri çıkıp beyninden bir parça almış olmalı.
Başka bir şey olmalı.
Takip edebileceğimiz
bir şey.
Ambro Sonsuzluğu,
rakiplerine göre 5 kat daha fazla dayanıyor.
- Güvenilir birşey
istiyorsan - Merhaba.
Güvenli olanı tercih
etmelisin.
Sadece Ambro ürünleri
kişisel güvencemi taşıyabilir.
Ambro, Güvenli ürün.
Ellerinizi
görebileceğim bir yere koyun.
Hey !
- Nerede o?
- Kimden
bahsediyorsun?
Kimi diyorsun?
Burada kalın!
Bekle!
Dayan!
- Baba!
- Hala ne yapıyorsun?
- Kitabı okumadan duramıyorum.
- Daha bitirmedin mi?
- Yakında bitiririm.
Bittiğinde başka bir
tane alsana.
Kitapta hoşuna giden
şeyi söylesene.
Bu adam zaman
makinesi icat edip geleceğe gidiyor, yer altında yaşayan korkunç insaların
zamanına.
- Onlara Morlock
deniyor.
Morlock ha?
Eloi adında iyi
insanlarla besleniyorlar.
Pekala.
Kitabı bitirdiğinde
anlatırsın.
Annen nasıl?
Uyanık olduğumdan
haberi yok.
Söylemem ona,söz.
- İyi misin?
- Evet, iyiyim.
Omzumu incittim o
kadar.
Konuş bakalım.
- Ne konuşalım?
- Bilmem, hikayeni
mesela.
Sorun şu ki yalan
söyleyip söylemediğini bilmiyoruz.
- Nasıl çözdün peki -
Kokudan.
- Koklayarak yani?
- Evet.
- Çişten.
- Hadi oradan Gerçekten
de öyle çözdüm.
Şehirdeki en taşşaklı
adam tam orada bebek gibi altına işemişti.
Ve adamın umrunda
bile değildi.
Çişini bile
tutamıyordu!
İşe dönsek iyi olur.
- Hemen halledelim
değil mi?
- Yetişeceğin bir yer
mi var?
Evet.
Anlatsana, Leona ile
nasıl gidiyor?
Orospuyla vaikt
geçirip eve dönüp kendini Madonna'nın kollarına mı bırakıyorsun?
- O bir fahişe değil.
O ciltli.
- Bizim oralarda
ikisi de aynı.
Belkide bu yüzden
kendi kendini beceriyorsundur.
Birazcık sinir işte.
Angie'nin
yaptıklarından haberi var mı peki?
Kapa çeneni tamam mı?
Pekala.
Sadece işe odaklanalım anlaştık mı?
Aynen.
- Ne yaptığını
zannediyorsun?
- Bittiğinde
katılabilirsin.
Güvenebilecek birine
ihtiyacım var.
Bu da ne lan?
Nereye gidiyorsun?
İhtiyacımız olurasa
çağırırız seni.
Hop.
Ne oluyo lan!
Siktir Siktir.
Siktir.
Evet.
Siktir.
Siktir.
Siktir.
Hop!
uyan.
Nolanın desteğe
ihtiyacı var!
- Grieves,
nerelerdeydin?
- Kapa o lanetolası
çeneni!
- Çıkar beni buradan!
- Sana kapa çeneni
dedim.
İndir onu!
İndirsene lan!
Hadi vur şunu!
Uyan.
Uyansana dedim!
Kıpırdama.
- Ne yapıyorsun?
- İşimi.
Hayır!
Kıpırdama.
Kıpırdama.
Dokunma bana!
Sıçtık!
Bana geçen gece ne
yaptığını anlatacak mısın?
Sen ve küçük
arkadaşın parayı ödemeyi mi unuttular, ha?
- Arkadaşım mı?
- Ölü olan.
Stiff.
Öldü mü o?
Yüzünün yarısı olmasa
sen de olabilrdin.
Onu tanıyormusun?
Arkadaşın dı yani.
Başınız sağolsun.
Siktir git!
Lisanssız ürünle
uğraşırsan sonun böyle olur.
- Biz böyle birşey
yapmadık.
- Hayır yani?
Bana yalan söyleme!
Damarlarınız yeterli
değil miydi?
Uyuşturucuyu
beyninize mi enjekte ettiniz ha?
Hayır!
Evet.
İçeceğimi bitirdim.
Arabaya gideceğim.
Ambro için
çalışıyorlar.
Şaka istermisin?
Ne şakası?
Depoya girip ateş
etmişsin öyle duydum.
Ne oldu sana orada?
Tetikçi ateş etti.
Sorun yok.
Ona
"tetikçi" mi diyorsun?
Hayır.
Adam gözden kayboldu.
Yarasa olup uçtu mu?
Brifinge uymadınız.
Neden peki?
Sistemimizde kayıtlı
olmayan bir ceset vardı ve sıcaklığı 49 derceydi de ondan.
Hadi ama.
sende neler olduğunu merak
etmiyor musun?
Önemsiz bir şey için
suç mahallasini mi terkettin?
- Durumunu turuncuya
alıyorum.
-Ne?
Çok saçma bu!
Ne gördüğümden eminim.
Son bir kaç ay çok
zordu, ama sana biraz utanma duygusu kazandırmak istiyorum.
Sana bildirene kadar
turuncusun.
Şimdi git ve bana RAT
randevusu getir.
Güzel bir günde, her
yolun Kindle'a çıktığını görebilirsin.
- Bunlardan sizde ne
kadar var?
- Neyden
bahsediyorsun?
Güzel günlerden.
- Nerede kaldın?
İçeri gel!
- Üzgünüm.
Ofisinde olacak
sandım.
- Asansörde kaldım.
-Kim - Bu Ellen Ambro.
- Ah.
Ayrıca Todd Ambro'nun
da eşi.
Nasılda bildim ama.
Ve Ambro Şirketinin
CEO'su Bana Kindle bölgesinden bahset.
Şehrin eski
endüstriyel bir bölgesi.
Kriz olana kadar
çoğunlukla Çinliler işletiyordu.
Onlarda zaten
evlerine döndüler.
Sana tarih anlat
diyen mi oldu.
Geçen geceden
bahsetsene biraz.
Grieves orada ne
yapıyordu?
Kindle onun çalışma
yeri.
Kimlik tespitini
istediği bir ceset vardı.
Dreck'lerin RAT'ları
yaklamalarını istediğimi açıkça anlatamadım galiba?
Onu turuncuya çektim.
Bir daha yapmaz.
Hele ki bu kayıtla.
O bölge bize ait
dedektif.
- Söylenti
zannediyordum.
-Eh ,önceleri öyleydi.
Önümüzdeki 5
yıl,Araştırmalarımızı Kindle bölgesine taşıyacağız.
Bildiğin üzere işimiz
aşırı hassas testler içeriyor.
Çevrede gereksiz
şeyler istemiyoruz.
Demekki adamlar
dışarda bırakılmalı.
Grieves LRD ile
ilgili bir cinayeti araştırıyordu.
- İntihar demeliydin.
- Emin olamayız.
- Bence intihar.
-Af,buyur ne dedin?
Araştırmamızı yaptık ve
sonucundan memnunnuz.
İntihar olayı bu.
Sizi daha fazla
oyalamayayım.
Grieves denen adamı
hizaya getir ki bende adamlarımla sözleşmemi yapayım Kindle'ı gerçekten
görebilirsiniz.
- Tüm bu olanlar da
ne?
- Sence ne olabilir?
Düzelmesi gereken tek
şey yüzün değil.
Kaynaklardan
bahsediyoruz.
Epeyce büyük
kaynaklardan hem de.
- Uyuşturucu
firmasıyla anlaşamamız normal mi?
- Firmaya göre
değişir.
Onlar arkamızda
olursa, İstediğimiz her haltı işleyebiliriz.
Bunlar önemli
zamanlar, Kim.
Şehir için yeni bir
şeyler yapacağız.
Şehir için mi yoksa
Ambro şirketi için mi?
Ne fark eder ki?
Bunu görmen lazım.
Geçen geceki olayın
kamera kayıtları.
Adam da Grieves.
- Peki kız?
- Onun girdiğine dair
kayıt yok.
Başka bir ceset var.
Aynı yerde hemde.
- Sadece bu yaşıyor.
- Haklısın.
Uyuşturucu stabil
olması gerekiyor demek ki.
Bilmen gereken bir
şey daha var.
İçeri çağırmadı onu.
Kız hala onunla
birlikte olmalı.
Bulun onları.
Onu bir kaç günlüğüne
burada tutmam gerek.
Neler döndüğünü
anlayana kadar.
Yardıma ihityacı var.
Lütfen Angie.
- Tehlikeli biri
değil.
- Tehlikeli değil
demek?
Yani, hükümsüz mü?
Hayır.
Bilmiyorum.
- Bakar mısınız?
- Bir dakika sonra
gelecek.
Geliyorum.
Doldur bakalım.
Hah?
- Angie?
- Kuralları koyan
sensin.
Kendi kafana göre
kural koyuyorsun, bana göre değil.
Şimdi de suç
mahallinden getirdiğin kızı kabul etmemi bekliyorsun!
Hem de kendi evimize?
Benim evime!
Ben'in yaşadığı eve!
Özür dilerim.
Başka ne yaparım
bilemedim.
Söylediklerini yerine
getir.
Cumartesi, evimize
silahın ve sorunların olmadan gel.
Normal bir baba ve eş
olarak hayatımızın parçası ol.
Tüm yapman gereken
bunlar.
İşte böyle.
Seni öldürmeye
çalışanlara geri atabilirim.
Ben buyum.
Korkutuğunu biliyorum
ama birilerine güvenmek zorundasın yoksa sana yardımcı olamam.
- Eğer seni güvende
tutarsam - Rızam dışında beni tutamazsın.
Kimliğini
tanımlayamadığım için istediğimi yaparım.
Sadece, sana yardım
etmek için buradayım.
İnsanlar size neden
Dreck diyor?
Çünkü insanların
istemediği şeyleri temizliyoruz.
Tüm polisler senin
gibi mi?
- Nasıl yani?
-Kızgınsın da.
- Eddie.
- Bir gelişme varmı?
Çift "Hata
6" olayı.
- Ne dedin?
Başka bir tane daha mı var?
- Aynı yerde.
Tanımlama örneği
alman için seni oraya gönderiyorum.
- Bir şeyi atlamış
olmalıyız.
- Ölmüş olması?
Hayır.
Kahrolsun.
Eddie, gitmem gerek.
Seni sonra ararım.
Frank?
İyi Sabahlar.
Kapa çeneni Hareket et!
Hey !
- Ne oldu sana?
- Kapa çeneni ve
birşeyler söyle.
DNA'nın değişmesi
veya tespit edilememesi için, kod bozulması, öyle yada böyle, mümkün mü?
- Bildiğim kadarıyla
değil.
Niye sordun?
- İlk ceset üzerinde
kimlik tespiti yapmam gerek.
- Bu sabah ceset
yakıldı.
- Ne dedin?
Emir emirdir Frank.
Artık daha fazla "Hata 6" tutamayız.
Nolan dedi.
Siktir.
- Dışarıda bana
yardım edebilecek birileri var mı?
- Bu işe
bulaşmayacağım.
- Anlat bana.
- Sen hükümsüzsün.
Ama bilmen gerekir ki
seninde yardıma ihtiyacın var.
Tüm o yara ve bereler Tamam.
Pekala.
Adı Yuri olan bir herif var.
Tam ismi Yuri Sidorov.
Büyük ilaç firmasında
deregülasyondan önce genetik mühendisi idi.
Adam tanrı gibiydi.
Ve bir gün oda
mahvoldu.
Merkezden uzak Kindle
bölgesine taşındı.
Bence hala
oralardadır.
Fakat biraz gariptir.
Garipliği yüzünden
işi bırakmıştı.
Selamımı söyle.
Teşekkürler, Eddie.
Gözüm onun üzerinde, ama
kızdan iz yok.
Kontrol ederim.
Neler oluyor lan?
Süpriz.
Ambro'dansın demek.
Sert seviyor ne
yapayım.
Merhaba?
Merhaba?
Olduğun yerde kal.
Yaklaşma sakın.
Neredeyse vücudundaki
elektronların kokusunu alabiliyorum.
Telefonunu kutunun
içine koy.
Kapa.
Silahı bırak.
Kimsin sen?
Eddie Rankin gönderdi
beni.
Yardım edebileceğini
söyledi.
Dreck misin?
Bir şeye bakman gerek.
- Eddie'nin bana
borcu vardı.
- Ne kadar?
500.
Nakitse 450 de olur.
- Unut bunu.
- 300.
Yarısı şimdi yarısı
iş bitince.
200.
Olur.
- Neyin var bakalım?
- Bu.
- Burası, lütfen.
- Eddie senin bir
durumunun olduğunu söyledi.
- Bir bakıma öyle de
denebilir.
İstifa etemeden önce,
Yaptıklarımla ilgili 3000 den fazla yol hesapladım.
Yaptığım telefon
görüşmelerinden tut Harcadığım paralara
ve aldığım uyuşturuculara kadar.
Herşeyi.
Protonik enerji ile
dolu olduğum için tüm şehri ışıklandırabilirdim.
Ve bir sebepten
dolayı bedenim ve beynim bunu kaldıramadı.
Başka seçeneğim yoktu
ama gitmek zorundaydım.
Sadece ihtiyacım
kadar radyason kullandım ve hayatta kaldım.
Ne demek istiyorsun?
5 metre yakınımda
telefonla aranırsan başım ağrır.
Daha da yaklaşırsan beynim
mahvolur.
ve kulaklarımı
çınlatmaya başlar.
Benim için bir DNA
testi yapman gerek.
Para.
Teşekkürler.
Yarın yine aynı vakitte gel, senin için bir şeyim var.
- Neden şimdi
halletmiyorsun?
- Yorgunum da ondan.
Uzun süreceğinden
şimdi yapmak istemiyorum.
- Merhaba?
- Merhaba, Benim.
Bak öncesi için çok
üzgünüm.
- Nerelerdeydin?
- Çalışıyordum.
S - Kolun nasıl?
- Ölmem merak etme.
Hah.
Güzel.
- En azından
Cumartesiye kadar.
- Evet.
Angie?
Ne?
- Hala orada mısın?
- Yok bir şey.
Gitsem iyi olur.
- Cumartesi görüşürüz.
- Tamam.
Rahat dur.
Tamam.
Ah, lanet olsun.
- Nerede kaldın?
- İçkimi bitirdim.
Evet - Bugün Kindle bölgisinde miydin?
- Ne?
Ne dediğimi duydun.
- Takipteydim.
- Durumun Turuncu
iken hem de!
Ben demeden takipte
bulunamazsın.
Dreck'lerden bazıları
Bloodbuzz'da imiş.
Gitsen iyi olur.
- Şimdi mi?
-Evet, şimdi.
- Ama işimi bitirmem
lazım.
- Sonra halledersin.
O da ne!
Yanlız Adamda
buradaymış!
Buraya Gel!
Bu benim eski ahbabım
Frank Grieves!
Tanışmıştık.
Bunu denemen lazım.
Promosyonlu bu.
Adı da lanetli
Smaquari.
- Eski kafalı.
- Hopala!
- Ne getireyim sana?
- Hafif birşeyler.
Ne gibi?
Aslında, boşver.
Hey!
Neler oluyor?
Üzgünüm, Başkasıyla
karıştırdım.
- Pekala babalık.
Defol git kadınlar
tuvaletinden.
Sorun yok.
Halloldu bil.
- Dreck misin?
- Evet.
- Bir anlaşmamız
olduğunu zannediyordum.
- Benimle değil!
- Hey, Frankie, neler
oluyor?
- BÖyle olmayacak.
Kucaklanmaya
ihtiyacın var gibi.
Rahatla, kardeş.
Herkes seni sever.
Senin lanetolası
sevgini istemiyorum!
İndirin onu!
İndirin onu!
Neye baktığını
zannediyorsun?
- Erkencisin.
- Sıkıldım.
Nelerin var?
Bana uyar değil mi?
Ne yazıkki sadece bir
kolye bu.
- Geri alabilirim.
- Buna ihtiyacı yok.
- Buna ne için
ihtiyacın var?
-Ona bak.
Boş bir yüzü var.
Belki de Eddie'yi
çağırmalıyız.
Ne düşündüğünü
anlayabilir.
Ne yapıyorsun?
Hayır, yapma, lütfen.
Kes şunu!
- Hastasın sen!
- Gerçekten mi?
Yaptıklarından sonra
ne karşılık bekliyordun?
Kucaklanmayı mı?
Eee?
Saatte bir çeşit
güvenlik kilidi var.
Sahibiyle iletişim
kurarak çalışıyor.
Göster bana.
Kolunu uzat bana.
ve döndür.
Burada.
Hadi ama!
- Sadece bir saat.
- Eminim öyledir.
Ama tarihe bak.
Sadece sıfırlanması
gerekiyor.
- Bu bir açıklaması.
- Diğeri nedir peki?
Bana inanmak
istemezsin.
- Saat yanlış.
- Evet.
öyle.
Hayır, doğru, ama
sana göre değil, şimdi değil.
- Daha üretilmemiş
bir şey bu.
- Nereden analdın
bunu?
ve beni DNA tabanında
bulamamanın sebebi de bu.
Çünkü ben daha
doğmadım.
- Bana inamana imkan
yok.
- Haklısın.
Gidelim.
Beni nereye
götürüyorsun?
İşimi riske ediyorum
ve senin bana verdiğin bu mu?
Aptal Fantezilerin mi?
Seni içeri alıyorum.
Hiçbir şey için
teşekkürler!
Bekle!
Sana bildiklerimi
anlattım.
Paramı ver hemen.
Bi ara bırakırım.
Nasıl.
Ne yazdın buraya?
Bunu mu yazdın?
- Niye ki?
Ne olduğunu biliyor
musun?
-Hayır.
Bilimsel bir şeye benzemiyor.
Bir çeşit şey
olabilir Sıçtık!
Siktir!
Bunu yapmayı
durdurman gerek!
2044 hakkındaki
saçmalıkları duymak istemiyorum.
Sadece gerçeği
istiyorum.
Sana gerçekleri
anlattım.
- Morlock neye
karşılık geliyor?
- Nasıl?
Nişanlın yada her
neyinse Beyninde "morlock"
yazıyordu.
Morlock mu dedin?
- Evet.
Marka gibi bir şey mi
b?
Siz ikinizin
kullandığı uyuşturucu mu?
Yoksa Ambro ürünü mü?
Söylesene ne bu!
Morlock uyuştucu ile
bir alakası yok.
Bu bir kelime.
Başka bir anlamı
olmalı.
Senin salak oyunların
için zamanım yok!
- Nedir o?
-İmkansız.
İmkansız olan da
nedir?
Söylesene!
Eğer uyuşturucu demek
değilse, ne demek bu?
Kimsin sen?
Hadi.
Çabuk.
Acele et.
Arabaya bin!
Onu sıkıştırdık.
- Ne yapmamı
istiyorsun?
- Kız onunla mı?
- Evet.
- Kız bize canlı
lazım.
Dreck'i yok edin.
Bu şey ne yapıyor?
Siktir!
Takviye ekip mi lazım?
Pekala!
Yüzüne ne dersin.
Bu ne ki?
Bu bir kelime.
Başka bir anlamı
olmalı.
Kimsin sen?
Merhaba!
Ben, oradamısın?
Ben misin?
Nasıl gidiyor ahbap?
Ben iyiyim.
Biraz büyü görmek
ister misin?
- Nasıl?
-Sihir.
Bilirsin ya?
İzin ver düşüneyim.
Bu hafta doğum günün
değil mi?
Nerden biliyorsun
bunu?
Endişelenme.
O Sihir değil.
Bu.
Annem bunları yememem
gerektiğini söyledi.
Bu bizim küçük
sırrımız olsun.
Sana söylemiştim, Senden
hiçbir şey istemiyoruz.
Raharsızlık verdi
isem özür dilerim.
Aile zamanı herhalde?
Babam gelirim dedi.
Ama gelmedi.
Lüzümsuz.
Üzüldüm buna.
Bnun kendi başınıza
yapmanız zor oluyordur.
Bana sadece 5 dakika
ver.
Tüm istediğim bu.
- Söyle?
- Eşinin evinde
değildi.
- Eh, etrafında dur
ve gözetle.
- Pekala.
Anlaşıldı.
Neredesin Grieves?
Haber vermeden gittiğini
söylediler.
Barda kızları taciz
ettiğini söyediler.
Bu şekilde devam
edemezsin.
Kendine gelmelisin.
Her yerde seni
arıyorlar.
Seni bulacaklar.
Bu işte Ambro ve
polis birlikte.
- Ne?
- Anlaşma
yaptılar,Eddie.
Ambro, Kindle
bölgesini devraldı.
Orada her ne
yapıyorlarsa, yaptıklarını gizlemek için adam öldürüp, polisi kanıtları yok etmek
için kulanacaklardır.
-Ah, isa aşkına Frank?
- Bence bu bir
uyşturucu.
Cesette bulduğun şey.
Bence Morlock bir
uyşturucu.
Deneysel bir hap.
- Nerden biliyorsun?
- Kız vardı ya!
Onu gördüm.
Gözüne bir çeşit
şırında koymuşlardı.
- Bu şekilde beyne
ulaşabildiler yani?
- Evet.
Cestteki izleri
açıklar nitelikte bir durum bu.
- Aynen.
Başka bir şey daha olmalı.
- Ne gibi?
Kızın kolunda saat
vardı.
Ve üstündeki tarih
2044'ü gösteriyordu.
- Kaçı dedin?
- 2044, Eddie.
Eh ,günümüzden 20 yıl
sonrası demek.
Anlıyor musun?
Hayır, Anlamıyorum.
Bunu hiç bilmemiz
gerekiyordu ama Frank, sen kız filan
rapor etmedin.
- Kızı kimse görmedi.
- Hay ben böyle işin!
Onlar gelecekten
Eddie.
Eğer ceseti
tanımlamak istiyorsak, Çocuk birini arıyoruz demektir, Büyük birini değil.
Kendin söyledin.
29 yaşında diye.
Lanetolası 29'unda.
Eğer 2044 ten ise Bilim adamı olan sensin, Eddie.
Lütfen Transfer oldum tamam mı?
12 saat içinde uçağa
yetişmem gerek.
Bunu bir parçası
olmak istemiyorum.
Bana Morlock'u
açıklayabilirmisin?
Yardıma ihtiyacın var
Frank tamam mı?
Bunu yapabilecek
insanlar var.
İşte bu yüzden
gidiyorum.
İyi olduğunda gel ve
ziyaret et.
Hey .
Doğru mu duyduklarım?
Ambro ile anlaştınız
mı yani?
Ooh, Kiminle
konuşuyorsun?
Nerede o?
Bilmiyorum.
Lütfen.
Transfer oldum.
Duydum.
evet.
Sadece Ambro ürünleri
benim kişisel garantimi taşıyabilir.
Ambro demek güven
demek.
Sorun yok.
Benin odasında kutu
var.
Ona ihtiyacım var.
Senin gelmeyeceğine dair
bana inanmadı.
Seni beklerken dayanamadı
ve uyudu.
özel giyindiği
kıyafetleri üstünde iken onu odasına kadar taşıdım.
Senin için odasını
bile topladı.
O daha dokuz yaşında,
yumuşak kalpli olmak zorunda!
Kaygısız ve mutlu
olmalı.
Hergün bize yaptığın
şeyler ile yüzleşmek zorunda değil.
Ve sen aptal bir kutu
için mi buradasın?
- Kim olduğunu
zannediyorsun ha?
- Üzgünüm, Angie.
Böyle olmasını ben de
istemezdim.
Yalancı!
Tüm yaşamını böyle yaparak harcadın.
- Senden nefret
ediyorum!
- Birgün hepsini
açıklayacağım.
Şu an, ne kadar az bilirsen
o kadar iyi.
- Neler oluyor?
Korkuyorum!
-Hişt.
Yok bir şey.
Sadece hap o kadar.
Sakin olman gerek.
Lütfen.
Bunu yapmama izin
vermen gerek.
Lütfen bizimle kal.
- Lütfen.
- Üzgünüm.
Üzgünüm.
Kitap çok korkutucu.
Neden bana verdin ki?
Üzgünüm, Seni
uyandırmak istemiştim.
Güneş batınca tüm
insanlar yok oluyordu.
Korkunç dev yengeçler
kalıyordu.
yaşamımız böyle
sonlanmayacak değil mi?
Kim bunu yazmak
istemiş olabilir ki?
Biz istemeyiz.
Herşeyin iyi olduğundan
emin olacağım.
Neden daha önce
gelmedin?
Üzgünüm.
Birşeyler oluyor.
İşle alakalı.
Uykuna geri dön tamam
mı?
Sürekli birileri ile
tartıştığını söylemiştim sana.
Gece ortası kimle
tartışacak ki.
Çömel.
Ben söyleyene kadar
da kıpırdama.
- Kimseyi vurmayacak
mısın?
-İn aşağı.
- Lütfen kimseyi
öldürme!
-hişşşt Ben !
Christ !
Hayır!
Tut şunu!
Angie buraya gel.
- Ah, aman tanrım!
Ben!
- Onu buradan çıkart.
Bunu düşünme bile!
Kolunu göster bana.
Eski bir silah yarası.
Muhtemelen çocukken
olmuştur.
Onlara Morlock
deniyor.
- Onlara Morlock
deniyor.
- Morlock mu?
Muhtemelen çocukken
yapmıştır.
Frank?
Frank?
Frank, lütfen!
Frank, Ben'i
hastaneye yetiştirmemiz gerek.
- Onu geride tut!
- Tamam.
Onu geri getir, Angie!
Baba!
Tüm o adamlara ne
oldu?
- Bin.
- Bizimle gelmiyor
musun?
- Şehirden ayrılın.
-Sensiz bir yere
gitmiyoruz.
Kuzeye gidin.
Eddie2nin orada yeri
var.
Kimseciklerin
olmadığı bir yer.
Havaalanına git ve
iki bilet al.
2 saatten kısa bir
sürede gidersiniz.
Bizi bırakma baba!
Korkuyorum.
Frank, Neler oluyor bir
türlü anlayamıyorum.
Eğer sizle gelirsem
hepimiz ölürüz.
Üzgünüm.
Herşey için üzgünüm.
Benden daha iyisini
hakediyorsun.
Şşş.
Cesur ol.
Cesaretini topla.
Şimdi asker, tüm
hayatın gözünün önünden geçiyor.
- Çok çılgın şeyler
yapacaksın.
- Babacığım!
Eğer herşeyi yüzüme
gözüme bulaştırmasaydım, Senle gelebilirdim Ah.
Tanrım!
Frank!
Unutma Seni seviyorum.
Şimdi.
Git!
Bana verdiğin saat 20
yıl hızlı değilmiş yani.
Hayır.
Ceset.
"Hata 6"
daki bulduğum kişi Galiba oğlumdu.
- Ne dedin.
-Oğlum, Ben.
Mutlaka seni arıyor
olmalıydı.
İyi de neden beni
arıyor olsun?
Ben artık bir bilimci
değilim.
Bu kelime var ya
"Morlock".
Anlamıyorum.
Ama sen ne olduğunu
biliyorsun.
Sence beni mi
arıyordu?
Çocuklar başları
belaya girdiklerinde ne yaparlar?
Tabii ki de balaranı
ararlar.
Yüzyıllardır,
İnsanlar zamanda yolculuk yapmalarına yararyan bir makine yapmak istediler.
Fakat tüm ihtiyacı
olan buradaydı.
Bu bir zaman
makinesi.
Ve uyuşturucu da
anahtar.
Bu herşeyi değiştirir.
Bu teknoloji yanlış
ellerde olması çok kötü Geri dönmem
gerek.
Onları durdurmam
gerek.
Bir arkadaşım,
yaşamını "Muhteşem Nehir" isimli bir çalışmaya harcadı.
Sanırsam Novikovdu.
Tam adı Igor Novikov.
Onun teorisine
göre,prensip olarak, Zaman yolculuğu mümkün olsa bile geçmişi değiştiremezdik.
En iyi ihtimalle ayrıntıları
değiştirebilirdik.
Zaman
"nehir" gibidir ve acımasızdır.
Zaman israfı Yerinde olsam istemezdim.
Frank!
Endişenmekten
geberdik.
- Dur orada.
- Hadi ama, biz senin
tarafındayız.
- Benimle taşşak geçme,
Nolan.
- Ne kadarını
biliyorsun?
- Ne demek istiyorsun?
- Biz Ambro ile
anlaşma imzaladık mı?
- Biz mi?
Polis.
Cevap ver.
Cevap ver bana!
Evet.
- Ne zaman?
- Ne farkeder ki?
- Bitti.
Halloldu.
- Halloldu demek?
Ne yaptığın hakkında
en ufak bir fikrin yok.
Sen ne bilirsin ki?
Sen sadece bir
Dreck'sin Pisliği temizleyen bir pisliksin!
Sen de kimsin?
Nerede o?
Nasıl buldun onu?
İşin güzel tarafı o
bizi buldu.
Aman tanrım.
KEndine bir bak.
Savaşlarda biraz
bulundun değil mi, Frank?
Demek istediğim nasıl
oldu da, böyle bir şekilde ortalıktan kayboldun, bir mektup bile bırakmadan?
Senin gibi bir aile
adamı.
Nerede o?
Ben Nerede?
Doğrumu
bu,"Ben".
Doğru mu?
Ben nerede, Frank?
Onu incitmek
istemiyoruz.
Tam tersi.
Kurtulacağından emin
olmamız gerek.
Neden?
Uyuşturucuyu çoktan
aldın.
Hem sahibiz hem de
değil.
Formülün bir parçası
elimizde.
Kulandığımız
uyuşturucu çok dengesiz, gördüğün üzere, düş dozlarda etkili, seni istediğin
yere gönderebiliyoruz, ölmediğin müddetçe seni orada tutamıyoruz.
Uyuşturucu kulanışsız
yani.
Takip edebileceğimiz
kadar örnek onun beyninde mevcut.
Ama bunu biliyorsun
değil mi, Frank?
Onun değerli bir
kargo olduğunu biliyorsunç Ona güçlü ve sağlıklı halde ihtiyacımız var.
ve güvenli.
Demek istediğim onu
elbet bulacağız.
Ne kadar dışarılar da
korumasız dolaşırsa .
Başına neler gelir Neden bize iyilik edipte nerede olduğunu
söylemiyorsun?
Bunu biraz
hızlandırmak gerek, değil mi?
Lütfen.
Bunu için zamanım yok.
Zaman En değerli şey.
Zamanı kontrol
eden, herşeyi kontrol eder.
Kayıp birinin
olduğunu biliyordum.
Hayır, Frank.
Bunu yapma.
Hayır!
Yuri Çocuğun nerede olduğunu söyle ki bütün bu
olanları arkamızda bırakabilelim.
Hayır, Frank.
Yapma.
Bu beni çokta mutlu
etmiyor.
Ama bana başka
seçenek bırakmadığını anlaman gerek.
Hayır, Frank.
Yuri bizim için onu
arayabilir biliyorum?
Hayır, dinle.
Onun nerede olduğunu
bilmiyor!
- Numara ne?
- Hayır, yapma.
-Hadi bakalım.
Merhaba de.
- Lütfen, hayır!
Bana ne yaptığınıza
bir bakın!
Etrafı kana buladın!
Şimdi bunu
temizlememiz gerek.
Getir, lütfen.
Olamaz Uyuşturucu üreticisi olduğumu düşünürsen
komik ama, bu işte fazla iyi değilim Bu son şansın, Bay Grieves.
- Sizi gidi pislikler!
- Grieves!
Şuna bak.
Siz ikiniz Detektif olmanız gerekiyordu.
Yaşamaya değer
veriyorsanız çocuğu bulun.
Eliniz değmişken
şundan da kurtulun.
Sadece bize çocuğun
nerede olduğunu söyle.
- Bunun için ölürüm
biliyorsun.
- Problemde bu zaten.
Sana izin veremeyiz.
Ben'in nerede
olduğunu söüleyene kadar, seni incitmeye devam edeceğiz.
Ve ölecek gibi
olursan,dururuz.
kendine gelince
tekrar işkence yaparız.
Özledin mi bunu?
Kaçmak için ne kadar
kolat olduğunu?
Sadece kaybolmak
demek.
Bir süreliğine ha.
Hevesimi aldım.
Frank!
Frank!
Nolan, ne yaptığını
zan ediyorsun?
Salak değilim ben.
Onlara istediklerini verirsen, beni de bir güzel öldürürler.
Eğer bizden 2 tanemiz
varsa, Buradan sağ çıkabilirim.
Ambro'nun gerçekleri
söylediğini mi düşünüyorsun?
Tüm istedeğinin Ben'i
ayakta tutmak olduğunu gerçekten düşünüyor musun?
Umrumda değil.
Hadi.
Oha!
Ne yapıyorsun!
Olduğun yerde kal!
- Hadi!
Gel!
- Çıkış yolunu mu
vuracaksın?
- Tek şansımız bunu
beraber yapmak.
- Komikmiş.
- Lütfen.
- Ve sen.
Bu şeyle,Ambronun
dediğine göre, istediğin yere gidebilirmişsin.
Haklısın, fakat seni
orada tutamayız.
- Grieves, biraz
düşün bunu.
- Kapa çeneni.
- Beni oğluma gönder.
- Bunun hakkında
düşün!
- Düşündüm zaten.
- Bunu
değiştiremezsin!
Biliyorum.
Fakat ayrıntıları
değiştirebilirsin.
Şimdi yap bunu.
- Ayarlandı.
- Sakın ona verme!
Hadi yap şunu!
Hadi!
İnsanlar kararını
verdi, Martin.
Tarihi
değiştiremezsin.
"Tarihi
değiştiremezsin," Todd Ambro nun ağzından çıkan sözler bunlardı.
- burada canlı olarak
ve yüzyüze.
Tüm hayatım söz
konusu.
Tüm hayatın mı?
Bir şeyi atladın
herhalde.
Bu da ne böyle?
Buradan çıkman
gerekiyor.
Shhh.
Ben, nasıl gidiyor?
Ben Baba?
Ben Üzgünüm.
Geciktim.
Bu da kim?
Neler oluyor?
Sana neler oluyor
dedim.
Sorun değil.
Bunu bitirmek
zorundasın.
Bitirmek zorundasın,
Ben.
Nasıl bilebilirsin?
Anlayamıyorum.
Kafam almıyor.
Şimdi beni dinle.
Senin için
geliyorlar, Ben.
Ama bir planın var
değil mi?
Bulduğun ilacı beni bulmak
için kullanacaktın.
Morlock .
Çalıştı.
Mesajı aldım.
Kitap.
- 'Ne mesajı?
' - Eva imiş, sorun
yok.
Bana verdiğin son şey
buydu.
Son şey değildi.
Hayır.
Olamaz.
Gitti.
Hepsi.
Sadece Ambro ürünleri
benim kişisel garantimi taşır.
Kesintiler.
Bunu mu kastettin?
Çeviri Purpeliter||
Önceki Yazı
« Prev Post
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »
Next Post »