Anna (2013) Mindscape
| |
99 dk
Yönetmen:Jorge Dorado
Senaryo:Guy Holmes, Martha Holmes
Ülke: İspanya, ABD,
İngiltere, Fransa
Tür:Dram, Gizem, Bilim-Kurgu
Vizyon Tarihi:13 Ekim 2013 (İspanya)
Dil:İngilizce
Müzik:Lucas Vidal
Oyuncular
Mark Strong
Saskia Reeves
Richard Dillane
Indira Varma
Noah Taylor
Özet
İnsanların anılarına girme kabiliyetine sahip bir adam, zeki
ama sorunlu, aynı zamanda da tehlikeli, on altı yaşındaki bir kızın sosyopat mı
yoksa travma kurbanı mı olduğunu belirlemek için davasını alır... Yakın
gelecekte ya da alternatif bir gerçeklikte, insanların elektronik aygıtlarla
anılarına girme yeteneğine sahip bellek dedektifleri vardır. Genellikle
psikolojik çatışmaları çözmek için, bazen de bir suçu aydınlatmak için
kullanılırlar. John bu alandaki en başarılı dedektiflerden biridir. Ancak
eşinin ölümünden sonra bu işleri bırakmıştır. Çalıştığı firma işe geri dönmesi
için basit gibi görünen 16 yaşındaki Anna'nın davasını verir. Bu dava göründüğü
kadar basit değildir.
Altyazı
20 dakikan var.
Kimse var mı?
Hayır!
Hayır!
Ne oluyor orada?
John'un kendi
hatıraları araya giriyor.
Nöbet geçiriyor.
Marjorie!
Gir oraya!
Şimdi!
Senatör Rockford'un
yolsuzluğa karışma ve şantaj iddiaları ile
- bir FBI soruşturmasının
hedefinde olduğu belirlendi.
- Senatör!
Bana karşı
yöneltilen tüm suçlamaları samimi ve kesin olarak reddediyorum.
Geçmişi hakkında
bilgi toplaması ve soruşturmada FBI'a yardım etmesi için avukatı dünyanın en iyi bellek dedektifi
kurumu Mindscape'in hizmetini sağladı.
Uzaktan görü
tekniği kullanılarak çözülen vakaların sayısındaki artış sayesinde bellek dedektifleri son
yıllarda bir canlanma yaşadı.
70'li yılların
başında Savunma İstihbarat Teşkilatı modern
savaşa dair istihbarat toplamasına yardımcı olması için psişik yetenekleri olan insanlarla çok gizli
deneyler yapmaya başladı.
İnsanların
anılarına erişme ve onları deneklerin geçmişte yaşadığı gibi gözlemleme yeteneğine sahip, altıncı hissi
olan bir grupla karşılaştılar.
Bellek
dedektiflerinin tespitleri henüz mahkemede DNA kanıtıyla aynı öneme sahip değil ama artık yalan makinası testinden
daha güvenilirlik gösteriyor.
Uzaktan görü
ayrıntılı bir tertipten başka bir şey değil diyorlar ama gerçekte, uzaktan görü yıllardır çözülmemiş
vakaları çözüyor.
Son olarak çocuk
aktris Kate Henderson'ın cinayeti bellek
dedektifi John Washington tarafından çözüldü.
Lanet olsun.
Alo?
Merhaba.
Günaydın.
Satılık ev için
arıyorum.
Hayır.
Hayır.
Artık evi satmıyoruz.
Üzgünüm.
Ama acente listesi hala
satılık olduğunu söylüyor.
Evet, acentede hala
listelenmiş olduğunu biliyorum ama satmıyoruz, tamam mı?
- Bay Washington'un
kendi travmatik anıları, müşterilerinin anılarıyla - karıştı
ve seanslar sırasında odaklanma yetisini azalttı.
- Sağol.
Şimdi görünen o ki,
Senatör Rockford siyasi kariyerini, dünyadaki en iyi en iyi bellek dedektifi kurumu Mindscape
üzerine bahse atıyor.
Mindscape
programının tehlikeli olduğu söylentileri asılsızdır.
- John geldi.
- John.
Nasılsın?
Harikayım.
- Hala ilaç mı
alıyorsun?
- Hayır, tamamen
bitirdim.
Hafif bir felç
olduğu için şanslısın.
Şu anda alfabeyi
yeniden öğreniyor olabilirdin.
Doğru.
Evet?
- Almayayım.
- Güzel.
Son zamanlarda biriyle
görüştün mü?
Belki de yarışa geri
dönmenin zamanı gelmiştir John.
- Henüz hazır
değilim.
- İki yıl oldu.
Karına olanları
aşmalısın.
- Ve senin suçun
olmadığını biliyorsun.
- Evet, pekala Kahretsin!
Kahretsin!
Üzgünüm.
Kafana takma.
Endişelenme!
- Üzgünüm.
- Dert etme.
- Üzgünüm.
- Otur.
- Üzgünüm.
Televizyonda Senatör
Rockford'un bir bellek dedektifi tutma olasılığından
bahsedildiğini duydum.
Ah, evet, evet.
Peter Lundgren zaten dava üzerinde çalışıyor.
- Rockford tuttu onu.
- Lundgren mi?
Hadi ama!
En kötü günümde ondan daha iyiydim.
Öyle ama seninki
gibi yeteneklerin kullanılması gerekir.
Aylardır işlerden
uzaksın.
Ve bugünlerde Lundgren'in başarısı yüzde yüze
yakın.
Sorun ne?
Dürüst olmak
gerekirse param suyunu çekiyor.
Yazlık ev hala senin
mi?
- Evet.
- Durma.
Sat onu.
Onu satmaya hazır
değilim henüz.
Mindscape için bir
şeyler yapıp yapamayacağımı merak ediyordum.
Doğrusu ben Tam sana göre bir şeyim olabilir aslında.
İsmi Anna.
- Dalga geçiyorsun.
- İsmi boşver, tamam
mı?
Küçükken benim
hastamdı.
Çok özel bir kız.
Artık bir genç kız
ama bir doktorun yardım edebileceğini sanmıyorum.
- Belki görü sahibi
biri edebilir.
- Sorunu ne peki?
Açlık grevinde.
Tek yapman gereken yemek yemesini sağlamak.
- Ailesine moda
dergilerini saklamasını söyle.
- John.
Yazlık evi satmak
istemediysen senin için çabuk bir iş olabilirdi.
Selam John, işe
dönmene çok sevindim.
Anna hala yemeyi
reddediyor, evden çıkmasına izin vermeleri için onlara baskı yapmaya çalışıyor.
Çok hassas bu yüzden
dikkatli davran.
Terapistinin
üzerinde çalışacağı bir travma bulmaya çalış.
Görüşürüz.
Anna'nın vakasında çalıştığınız
için çok teşekkürler.
- Ben Michelle.
- John.
- Ve bu da Anna'nın
üvey babası Robert.
Sebastian sizden
övgüyle bahsediyor.
Bir bebekken bile
Anna sıradışıydı.
Ona gülümsediğiniz
zaman gülümsemezdi ama çok da ağlamazdı.
Bir çocuk için aşırı
derecede dikkatli olduğunu söyleyebilirim.
Hep sakindi.
Zaten ne olduklarını
biliyormuş gibi eşyalara bakardı.
Sonra elbette onu
bir uzmana götürdük ve IQ puanı standartların dışında çıktı.
En son ne zaman
yemek yedi?
Bir hafta önce
yemeyi kesti.
Sadece vitaminleri
alıyor ve su içiyor.
Bana kalırsa o özel
bir bakım sağlayabilen bir yerde olmalı.
Anna'nın burada iyileşebileceğine
eminim.
Bay Washington
anlayacağınızdan eminim, bu büyük ihtiyat gerektiren bir konu.
Anna'nın anılarında
açığa çıkanların Michelle ve benden başkasına
yayılamayacağına dair bir gizlilik sözleşmesi imzalamanızı istiyorum.
- Elbette.
- Anna çok özeldir.
Pek çok yeteneği var.
O -
Doğuştan yetenekli.
- Evet, doğuştan
yetenekli.
- Buna daha uygun
kelimeler var bence.
- Ne gibi?
Lanetli derdim.
- Anna'nın öz
babasına ne oldu?
- Ben hamileyken öldü.
- Üzgünüm.
Anna, Robert'la
anlaşabiliyor mu?
Son zamanlarda pek
değil.
Ama Robert onun için elinden geleni yapmayı
denedi.
- Anlıyorum.
- Bu taraftan.
Anna'nın yemeyi
reddetmesinin özel bir nedeni var mı?
Okula geri dönmek
istiyor ama bu imkansız.
Sebastian size onun
kendini kesmesinden bahsetmiştir eminim.
Bütün keskin
objeleri odasından kaldırmak zorunda kaldık.
- Onu korumamız
gerekiyor.
- Neyden?
Kendisinden
korumamız.
Tatlım.
Bu John.
Ziyarete geleceğinden bahsettiğim beyefendi.
Adsız alkolikler
toplantın için geç kalmadın mı anne?
- Oturabilir miyim?
- Oturabilir miyim?
- Mahzuru var mı?
- Mahzuru var mı?
Eminim bir sonrakini
tahmin etmeyeceğiz, bu yüzden buyur, rahatına bak.
Yaptığın oldukça
sıradışı bir numaraydı.
Metronom ne için?
Çizerken ritmi
severim.
Sakinleştirici.
- Daha iyi mi?
- Hayli.
Catabolysis ne demek
biliyor musun Anna?
- Yemek yemezsen
organların iflas eder.
- Prana ne demektir
bilir misin John?
Sanskritçedir.
Yaşam gücü anlamına
gelir.
Nadiren yemek yiyen yogacılar
var Hindistan'da.
Tüm enerjilerini ya
da pranalarını havadan ve güneşten alıyorlar.
- Yaptığın bu mu?
- Doktor musun?
Hayır ama sana bazı sorular
sormak zorundayım.
Gördüğün ifadeyi
bana söylemeni istiyorum.
Sana Robert'ın
parasını kazandırtmam karşılında ben ne alacağım?
Kendini daha iyi
tanıyabilirsin.
Ne görüyorsun?
Kötülük.
Dalga geçiyorum.
Mutluluğu ifade
ediyor, hatta şevkat de olabilir.
Bu adama ne dersin?
O adam sinirlenmiş.
Peki ya bu?
Sanırım kocası geç
kalmış ve nerede olduğunu merak ediyor.
Başka biriyle
olduğundan endişeleniyor ama boş zamanı olduğu için de mutlu çünkü kocası bir ezik.
Pekala.
Sana bir hikaye
anlatacağım ve sonra da sana bir soru
soracağım.
Olur mu?
Annesinin
cenazesinde senin yaşlarında bir kız var.
Cenazede daha önce
hiç görmediği bir adamı görüyor.
Onunla tanışmaya gidiyor.
Ve onun harika
olduğunu düşünüyor.
Şimdiye dek istediği
her şey o.
Tam oracıkta ona
aşık oluyor.
Ama telefonunu
istemeye fırsat bulmadan önce cenazedeki
kalabalıkta ondan ayrı düşüyor.
Ve iki gün sonra bu kız kendi kız kardeşini öldürüyor.
Kız kardeşini
öldürmesinin nedeni ne?
Nedeni tekrar o
adamla görüşmek istemesi.
Doğru bildim mi?
Ne?
Doğru bir cevabı yok.
- Ne aradığına göre
değişir.
- Nedenmiş?
Bir sosyopat gibi
düşünüyor muyum diye anlamak için beni test ediyorsun.
Sosyopatlar genelde
yüz ifadelerini okumada sorun yaşar.
İkinci testle sana aradığın
cevabı verdim ama aslında o hikayenin kusurlu
bir kurgusu var.
Kızın babasını
öldürmesi daha mantıklı bir sonuç olurdu.
Niçin?
Kız adamı
tanımıyorsa, kız kardeşinin tanıması da pek olası değil.
Ve bu adamla
tanıştığı yer annesinin cenazesiyse o
halde babasını öldürmesi daha mantıklı olur.
Gizemli aygırın kızın
babasının cenazisine katılması daha
yüksek bir ihtimal olacaktır.
Muhtemelen doğru.
Sosyopat değilim,
öyleymiş gibi düşünecek kadar zekiyim sadece.
Ne çizdiğine
bakabilir miyim?
Doktor değilsen o zaman
nesin?
İnsanları anılarına
götürürüm.
Sürekli olarak
izleniyor mu?
7 gün 24 saat.
Buradayken bir şeye
ihtiyacın olursa bana ya da Ralph'e sorabilirsin.
- İkimiz de Anna'yı
izliyoruz.
- Ben John.
Ben Judith.
Bu benim numaram.
Seansı yapamıyorsan
beni ara.
Ararım.
Onun hakkında
haklıydın.
Zeki.
Özel bir çocuk,
birçok problem.
Altında yatan
sorunlar ne sence?
Depresyon, bipolar
bozuklukla birlikte derin olarak yerleşmiş narsizim.
Hangi anıları
hedefleyeceğimi anlamak için tüm dosyasına ihtiyacım olacak.
- Ailesi tam bilgi
sağlamayı istemiyor.
- Ne?
Neden?
Bir sözleşme imzaladım!
Bazı olaylara
bulaşıp, yatılı okullara girip çıktı ama buna karışman gereksiz.
Kontrolü ele
almasına izin ver sadece.
Yani ailenin işleri batırdığı birkaç anı.
Bildiğin gibi
genelde anı olarak geri dönen dramatik deneyimler insanları etkiler, aşırı yemeyi, sigara
içmeyi kesme gibi onlara şimdiki
hayatları üzerinde perspektif verir.
Yemesini sağla.
Basit bir vaka.
Bir anıda olduğumu
bilecek miyim?
İlk defa oluyormuş
gibi hissettirmeli ama gerçek olaydan farklı olacak.
Çünkü bilinçaltın
daha önce orada olduğunu bilecek.
Ayrıca benim orada olmam da farklılık yaratıyor.
Cihaz seansı
kaydetmeye yarıyor.
Tüm süre boyunca seni
izliyor olacağım.
Bir şey olursa
hemencecik seni ayıltabilirim.
Tamam mı?
Şimdi beni uzakta
görüyor olabilirsin ama ben olduğumu bilmeyeceksin.
Yanında olursam,
seni geri çağırmadıkça beni görmen asla mümkün olmayacak.
Anladın mı?
Evet.
Bunları kulaklarına
koy lütfen.
Beyaz gürültüde
saklı bir sesi perdeliyorlar.
Beynin teta durumuna
geçmesini sağlıyor.
- Benim metronomumu
da kullanabilir miyiz?
- Elbette.
- Nereye gidiyoruz?
- İlk anına odaklan.
Ne kadar fazla
geriye gidebilirsek o kadar iyi.
Ellerini bana ver.
Rahatla.
O ilk anıyı düşün.
İlk başta anılarında
sıçrama olacak ama sorun değil.
Hazır olduğunda gözlerini kapa.
Başlayalım şimdi.
Burada bizimle
olmanı seviyorum.
Kızlardan
hoşlandığını hepimiz biliyoruz.
- Tanrı aşkına o
sadece bir çocuk!
- Bizim bir
sorumluluğumuz var!
Çıkarın beni!
- Tımarhanede olması
gerek!
- O benim kızım!
Hangi oyunu
oynuyorsun tatlım?
Seninle oynayabilir
miyim?
Sessiz olmalısın.
Ne yapıyorsun?
Anne bugün iyi
hissetmiyor.
Bunu yapamazsın!
Öylece - Anna'yı düşünmek zorundayız.
İlginin odağı Anna.
-Sence onu düşünmüyor muyum?
Bizim bir
sorumluluğumuz var!
Doğru kişiler
değiliz.
Burası ona uygun bir
yer değil Michelle!
- Benimle gel genç bayan!
- Baba!
İndir beni!
İnsanları
gözetlemenin yanlış olduğunu anladığın zaman çıkmana izin vereceğim.
- Tanrı aşkına!
O sadece bir çocuk!
- O farklı Michelle.
Diğer çocuklar gibi
değil, tımarhanede olması gerek.
O halde neden burada
değil?
Çünkü ben buraya
koydum.
- O benim kızım.
- Seni bıçaklamaya
çalıştı, Yüce Tanrım!
Anne!
Ve geri geliyorsun şimdi.
İyi misin?
- Orada mıydın?
- Hemen yanındaydım.
Ürkütücü.
- Yine yapabilir
miyiz?
- Başka sefere.
Bencil, duygusal
yönü eksik gerzekler arzu edilen ebeveynlerdir.
- Mektup açacağını
gördün mü?
- Evet.
Belki de kişilik
bozuklukları için test edilmesi gereken üvey babamdır.
Açlık grevinde
olmanın nedeni o mu?
- Evli misin peki?
- Evliydim.
- İsmi neydi?
- Seninkiyle aynıydı.
Onu şimdiden sevdim.
- Bana bir resmini
göster.
- Artık yanımda
resmini taşımıyorum.
Hadi ama John.
Senin gibi bir
adamın cüzdanında her zaman bir resim vardır.
Bir şey yemeye razı
olursan sana bir tanesini gösteririm.
Onu görmek istiyor
musun?
Bu sana bağlı.
Robert beni tımarhaneye
kapatmayı istiyor.
Ve yemeğimdeki LSD
gibi bir şey dengesiz davranmama yol açıyor.
O halde beraber
çıldıralım.
Halüsinasyon görmeye
başlarsam, onlar beni akıl hastanesine tıkmadan önce - bir
uyuşturucu testi isteyeceksin, tamam mı?
- Yemin ederim.
Hadi yiyelim!
Güzel biri.
Yavaşça ye ki kendini
hasta etmeyesin.
Antika mektup
açacağını niçin görmek istiyorsunuz?
- Emin olmak için
anıları teyit etmek istiyorum sadece.
- Onu kazara kestim.
Her daim beni
rahatsız etmiştir.
Kocanız burada mı?
İkinizle de
konuşabilir miyim?
Niçin?
Anna az önce yemeye
başladı.
Kutlamak için
seninle 7'de buluşacak mıyım yani?
- Pekala, o zaman
seni alayım mı?
- Elbette, neden olmasın?
Ama sadece tek bir
içki.
- Hemşireliği
seviyor musun peki?
- İnsanlara yardım
etmeyi seviyorum.
İşini çok ciddiye
alıyorsun, değil mi?
Sevdiğin işi
yapamıyorsan, o zaman en azından yaptığın işi sevdiğine emin ol.
Öyle demezler mi?
Öyle derler,
kesinlikle doğru.
Bence Anna'yla harika
bir iş çıkartıyorsun.
Güvenin için
teşekkürler.
Bazen ona yardım edebileceğimi
sanmıyorum.
Niye?
Karımla benim,
doğduktan birkaç ay sonra ölen bir oğlumuz vardı.
Karım hep onun hala
hayatta olduğu zamana dönmek istiyordu neticede
o anıda olmadıkça mutlu olmadığı bir zaman geldi.
Takıntılı hale geldi.
Bu yüzden ben de
daha fazla onu geçmişe götürmeyi kabul etmedim.
O hızla çöktü, depresyona girdi ve onu kaybettim.
Ona yardım edemedim.
Onu evde tutmaya çalıştım ama sırf kendi korkuların
için birini hapsedemezsin.
- İyi vakit geçirdim.
- Ben de.
- Umarım çok fazla
gevezelik etmedim.
- Ettin ama bundan
hoşlandım.
Teşekkürler.
Yani, hayır
diyebileyim diye yukarı gelmeye bile çalışmayacaksın?
Gitmeliyim.
Sağ salim eve var.
Senin suçun değil
John!
Senin suçun değil
John!
Sana diyorum
Sebastian, dün gece onu gördüm.
Bu imkansız.
Kilit altında, odasından çıkmasına hiç izin
verilmiyor.
Biliyorum ama ben Ne gördüğümü biliyorum.
Biliyor musun John?
Her şey yolunda mı?
Yolunda.
Bir tane olabilir çünkü
kör noktalar var.
Ne oldu?
Anna, Judith'i merdivenlerden
aşağı itti.
Judith birden fazla
kırıkla hastanede.
Şuna bak.
Aman Tanrım!
- Merdivenlerin
üstünde başka bir açı yok mu?
- Kör nokta.
Anna pazartesi günü,
ihtiyaçlarını doğru dürüst karşılayabilecek
bir akıl hastanesine kapatılacak.
Neyse ki Judith aile
dostu olduğundan suçlamada bulunmayacak.
Ben yapmadım John.
O halde Judith niçin
senin yaptığını söylüyor?
Judith hep gece geç
saatlerde eve gizlice girer.
Annem uyku
haplarıyla kendinden geçer ve onlar işte o zaman seks yaparlar.
Kim?
Robert ve Judith mi?
Her zaman güzel
hizmetçilerle yatar.
Jamie'ye sor.
- Onun kütüphanede Robert'la
ne yaptığını gördün.
- Sana inanmıyorum.
Buraya ilk
geldiğinde, Judith benimle arkadaş olmaya çalıştı.
Ve tamamen,
"erkeklerle hiç şansım yok" modundaydı.
Sonra üvey babam
hemen araya girdi.
Belki de kavga
ettiler, olay şiddetlendi ve şimdi de suçu
hasta kıza atarak bunu örtbas etmeye çalışıyorlar.
Ya da belki de onu
soğukkanlıca Robert itmiştir.
Bu onun beni içeri
tıkmak için umduğu tam olarak böyle bir şey.
Yapma ama Anna.
Gözlerini aç John!
Annemin ailesi
Amerika'daki en zenginlerden biri.
Ve Robert'a bir
aylık bağlı.
Eğer ölürsem, para
bir yardım vakfına gider ve o da avucunu yalar.
Ama kapatılırsam parayı alırım ama hiçbir hakkım olmaz.
Her bir kuruşu
Robert kontrol eder.
Ve eminimki Judith
bunu biliyor.
Belki de sana
söyleyeceğinden ve onun gizli planlarını öğreneceğinden korktu.
Ve sana az önce
pazartesi günü beni bir hastaneye göndereceğini söyledi eminim.
Haklı mıyım?
Yalvarırım John, masum olduğumu kanıtlamama
yardım etmelisin.
Onların güveneceği tek
kişi sensin.
Akıl hastanesine
gönderilemem.
Buna dayanmam.
Biliyorum farklıyım,
diğer kızlar gibi değilim ama bu katil
olduğum anlamına gelmez.
Beni suçladıkları
şeylerin yarısını yapmayı aklım almıyor bile!
Yalvarırım John!
Bana neler olduğunu
anlamama yardım et.
Tek sahip olduğum
sensin.
John.
Nasıl hissediyorsun?
Oldukça kötü.
Judith, Anna'nın
seni merdivenlerden ittiğini gördün mü?
- Anna için mi
buradasın yoksa benim için mi?
- Senin için buradayım.
Ama ne olduğunu bilmeliyim.
Ona biraz yemek
götürmeye gittiğimi biliyorum.
Kapıyı kilitlediğimi
sandım.
Niçin o anıma
gitmiyorsun?
Bu şekilde olmuyor.
Robert olmadığını
nereden biliyorsun?
Robert mı?
Biliyorum Judith.
Neyi biliyorsun?
Seni ve Robert'ı
biliyorum.
Bana mı asıldı?
Neyse, önemli değil.
Robert'la aramda
hiçbir şey yok.
Dinle, ben Çabucak iyileşirsin umarım.
Anna'nın, Judith'e
zarar vereceğine inanamıyorum.
- Kızıma yardımcı
olabilir misin John?
- Olabileceğime
inanıyorum Bayan Greene.
Onu travmatik
anılarına götürebilir ve hareketini anlamasına yardım edebilirim.
Ve gerçeği açığa
çıkarmak istiyorum.
Kocam onu
profesyonel bir bakım yerine göndermek istiyor.
İstemiyorum ama
çoktan kayıt ücretini ödedi.
Bir hafta içinde onu bekliyorlar.
O dosyayı görür
görmez, ne aramam gerektiğini bileceğim.
Sebastian'ın
asistanının hemen size göndermesini sağlayacağım.
Dosya Sebastian'da
mı?
Ailenin niçin o
dosyayı görmeni istemediğini anlayacaksın.
- Zor bir şey John.
- Bunun kolay bir vaka olduğunu söylemiştin.
Ve olmalıydı John.
Belki de geri dönmek için hazır değilsindir.
Bak Anna'yı bir tımarhaneye koyacaklar.
Dosyayı bana önceden
göndermiş olsaydın, bütün bunları engelleyebilirdim belki.
Bu vakaya devam
etmek istediğine emin misin?
Şu anda Anna'nın en
büyük umudu benim.
Birkaç gün içinde
seni ararım.
Niçin burada
olduğunu biliyor musun Anna?
Bu açıkça belli.
Sadece bir gün için
benden başka bir şeyden bahsedebilir miyiz?
İntihar etmeyi
denemene ne neden oldu?
Kırmızı Çok koyu, yoğun bir renk.
Elde edilmesi zor özel
ton.
Kan kırmızıdır.
Güzel sayılır.
Anne babanla olan
ilişkinden bahsedebilir misin bana?
Annem daha fazla
çabaladı sanırım ama yine de oldukça zavallıca.
Kalbi partilerde olan o süslü buzdan heykellerden
biri gibi.
- Gerçekten de
yanıtı bilmek istiyor musunuz?
- Lütfen.
Deli olanlar ben
değilim ailem.
Öğretmenine karşı
hisler besledin mi?
Bay Tatum'a.
Okul bunaltıcıydı.
O ise nazikti.
- Senin resimlerini
çekti mi?
- Resmini çekmemin
mahzuru var mı?
- Evet.
- Ne tür resimler?
Sanatsal resimler.
Zeminin üstüne kan
püskürtülmüş bir Jackson Pollock resmi
gibiydi.
Gözlerimi
kapadığımda hala motifin aynısını görebiliyorum.
Ölmek istiyor musun
Anna?
Sonunda hepimiz
ölmüyor muyuz?
Bir tür özgürlük.
- Özgür olmanın
başka yolları da var.
- Özgür olmaya
izinli değilseniz yok.
O halde ne
yaparsınız?
Çeneni biraz
kaldırır mısın?
Çizim yaptığında
nasıl hissediyorsun?
Tüm dünya görünmez
oluyor gibi.
Başka hiçbir şeyin
önemi yok gibi.
- Tamamdır, bitti.
- Görebilir miyim?
Henüz olmaz.
Çantanı alabilir
miyim?
- Eve varınca
bakacağına söz ver.
- Söz veriyorum.
Ödeştik mi şimdi?
- Seansa
başlayabilir miyiz?
- Evet,
başlayabiliriz.
- Fare Surat mı?
- Bu son derece
tehlikeli.
Asıl ismim Megan
Scanlon.
Öğretmeninle seks
yaptın mı?
Kimin ırzına
geçiyorsun sürtük?
Naber çaylak?
Merhaba, ben Fare
Surat.
Fare Surat mı?
Cidden ismin bu mu?
Buradakiler beni
böyle çağırır.
Asıl ismim Megan.
Megan Scanlon.
Susan Merricks senin
oda arkadaşın demek.
Nasıl bir kız?
Olimpiyatlara
hazırlandığını, sinir krizi geçirip bir
atı hırpaladığını falan duymuştum.
Mükemmel!
Frijit ve Fare Surat buradaymış.
Dinle, sırf sana göz
kulak olma görevi aldım diye bu sürekli
odada kalman gerekiyor anlamına gelmiyor Frijit.
İsmim Anna.
Büyük harfle A, N,
N, A.
Çıkın dışarı.
Hemen.
Çıkmamanın nedeni
belki de üstümü değiştirmemi izlemek istemendir.
Doğru mu Frijit?
Ne yapıyorsunuz?
Hayır!
Hayır!
Hayır!
Yalvarırım yapmayın!
Hayır!
Hayır!
Hayır!
Durun!
Kameralar kilit
altında olacak ve günde sadece bir kere çıkarılabilecek.
Kullanacağınız
kimyasallar zararlı olabilir ve küçük
bile olsa herhangi bir suistimal, sanat imtiyazları bitirir.
Pekala, hanginizin fotoğraf
sanatıyla tecrübesi var?
Anna.
Biri müdürün evine
girip bütün içkileri çalmış.
Bunu kimin yapmış olabileceğini
biliyor musun?
Alkolün zararlarını
çok ciddiye alan biriyle konuşuyorsunuz Yurt Yöneticisi.
İçki içmek Şeytan'ın
kartvizitidir.
Baksana Anna, dinle.
Dolap olayı
konusunda çok üzgünüm.
Kafana takma.
Yarın bazı
arkadaşlar çaya geliyor.
Bize katılmak ister
misin?
Megan gelebilir mi?
Ne, Fare Surat mı?
O tam bir gerizekalı.
Evet, öyle.
Güllerini oradaki
gül çalılığından mı örnek alıyorsun?
Kışın gül yetişmez.
Bazen olayları
gerçekten olduğu şekilden çok, istediğimiz şekilde hatırlarız.
İma ettiğin buysa, o
kızlara hiçbir şey yapmadım.
Sahte anılarda bir
aciliyet hissi, ayrıntıda eksiklik
olabilir.
Pencerelerde manzara
olmaz ya da saatlerin hiçbiri çalışmaz.
O halde bir anıda
beni özellikle çekici bulursan nedeni
muhtemelen onu da kafamdan uydurmamdır.
Etrafta olduğunu
bilseydim kendimi bakımsız bir halde hayal etmezdim.
Ben şaka yapmıyorum,
tamam mı?
Ne aradığımızı tam
olarak bilmememizi anlayabilirim ama anıların doğru olmalı!
- Çok dikkatli
olmalısın!
- Onları uydurduğumu gösteren bir şey mi oldu?
Evet, duvarda bir
saat gördüm.
İbresi hareket
etmiyordu.
Yurt koridorundaki,
değil mi?
Evet.
O hiç çalışmazdı.
Beden öğretmenimiz
Bay Price'a "saat" derdik çünkü o da çalışmazdı.
Evden hiç
çıkmıyorsun, değil mi?
Artık çıkmıyorum.
20 dakikan var.
Bay Ortega?
Pekala nesiniz siz?
Bir tür terapist mi?
Bellek dedektifinin ne
olduğunu biliyor musunuz?
Zengin insanların
parasını alan biri.
İşte o benim.
Ruhunun olup
olmadığını anlamanız için sizi Anna'nın ailesi mi işe aldı?
Sadece gerçeği
bulmak için buradayım.
O aile bir karabasan.
Fazla derinlere
inerseniz adımlarınıza dikkat etseniz iyi olur.
Reşit olmayan birini
iğfal etmekten 20 yıl yemediğinize şanslısınız.
Hatalı olmadığımı
söylemiyorum ama o kız kafamı
çevirdiğim her yerdeydi.
Flört ediyordu, yalnız kalmamız için yollar buluyordu.
Her şeyi kaybettim.
İşimi, nişanlımı,
özgürlüğümü.
Onun yüzünden tüm
lanet hayatımı.
Anna'nın ailesi konfeti
atar gibi para saçıyor.
Herkesi satın
alabilirler.
Polisleri, savcıları Anna'nın yaptığı tüm kötü şeyleri örtbas
ettiler.
Sonra da yapmadığım
bir şey için beni buraya attılar.
Aynı sene okuldaki o
üç kızı öldürmeye çalışmasını bile gizlediklerine eminim.
Anna bütün suçu
diğer kıza, Fare Surat'a attı ama hiçkimse
onun kim olduğunu bulamadı.
Susan Merrick'in
ailesi bile Anna'yı mahkemeye veremedi.
O ailenin sonunda
başlarına ne geleceğini anlamalarını çok isterdim.
Susan Merrick?
İsmim John
Washington.
Size Anna Greene hakkında birkaç soru
sorabilir miyim?
Polis misiniz?
Hayır, polis değilim
Bayan Merrick.
Ne oldu?
Öldü falan mı?
Hayır, ölmedi.
Whitten Okulu'nda ne
olduğunu, gerçekte ne olduğunu öğrenmek istiyorum yalnızca.
Anna'nın sorumlu
olduğunu düşünüyorsunuz.
Tabii ki, o tam bir
psikopattı.
Orada sorunları olan
pek çok kız vardı.
Herhangi birisi
olabilirdi.
Herkesle iyi
geçinirdim.
Okulunuzda Fare
Surat isminde bir kız var mıydı?
Hayır.
Sanmıyorum.
- Üzgünüm ama gitmek
zorundayım.
- Neler atlattığınızı biliyorum Bayan Merrick.
Çok zor geçmiş
olmalı biliyorum.
Gerçekten
yardımınıza ihtiyacım var.
Anna'yla ilgili
bilmem gereken belirli bir anınız var mı?
Evet.
Tabii ki var.
Anna'nın sahiden
cesareti var.
"İçki içmek Şeytan'ın kartvizitidir.
" dedi.
Harikaydı.
Bir fincan çay ister
misin Anna?
Hayır, teşekkürler.
- Emin misin?
- Evet.
Burada bizimle
olmanı sevdim.
Ve geri geliyorsun şimdi.
Fare Surat'ı gördün,
değil mi?
O yaptı.
- O kızları sen
zehirlemedin yani?
- Elbette hayır.
Çaydanlığın her
yerinde parmak izlerin vardı.
Çünkü bir ya da iki
kez onu kaldırdım.
Ayrıca niye zehri
silip temizleyeyim de parmak izlerimi çaydanlıkta bırakayım?
Zehri yatağımın
altında saklamaktan bahsetmiyorum bile.
Belki de kendi
iyiliğin için fazla zekisindir.
Demliği silseydin,
bu dikkatleri sana çekerdi.
Zehri saklayacak
vaktin olmadı belki.
O Megan'dı, John.
Niçin polise
gitmedin?
Megan takıntılı ve
ben götürülürken bana pis pis sırıttı mı diyecektim?
- Neden olmasın?
- Genç olmanın nasıl bir şey olduğunu
unutuyorsun.
Yetişkinler ne
yapacağını söylüyor, hatta sen
söylemeden ne söyleyeceğin hakkında fikirleri oluyor.
- Fare Surat diye
biri yoktu Anna.
- Ne?
- Neden
bahsediyorsun?
- Okulda hiç Megan
yoktu.
- Bana inanmıyor
musun?
- Beni suçlayabilir
misin?
Megan ikinci dönem
sırasında nakil oldu ve ben atıldıktan hemen sonra ayrıldı.
Benim nasıl biri
olduğumu sanıyorsun?
Söyle lütfen John!
Ne?
Psikopat olduğumu mu düşünüyorsun?
Bu bana üst üste yalancı
dediğin ikinci gün!
Neden aniden bana
karşı döndüğünü bilmek istiyorum!
Al!
Yıllığım!
Bunun birkaç gün
bende kalmasının mahsuru olur mu?
İstersen yastığının
altına koyup uyu, umurumda değil.
Fazla zamanımız yok.
Yarına kadar
hayatındaki en önemli anları düşünmeni istiyorum.
Benim için bunu
yapabilir misin?
Olur.
John.
Niçin bana yardım
etmiyorsun John?
Niçin bana yardım
etmek istemiyorsun?
Anne!
Kim var orada?
Anna?
Anna!
Alo?
Cevapsız Arama: Greene
Evi Sen!
Bekle!
Bekle!
Kendime çekidüzen
verebileceğim bir yer var mı?
Koridorun sonunda
solda bir banyo var.
Teşekkürler.
Burada ne
yapıyorsunuz?
Dün geceki adamı
arıyorumdur belki de.
Biliyor musunuz Bay
Greene, beni takip ettirmeniz gerekmiyor.
İşe almadan önce sizi
kapsamlı olarak araştırdım.
Sizi takip
ettirdiğim biri yok şu an.
Ve şimdi
lütfederseniz, bu evdeki işiniz üst katta.
Çok güzel Anna.
Henüz çıkarma.
Zombiler diyarından dönmene
sevindim.
İyi misin, su ister
misin?
Güzel değiller mi?
Eskisinden daha iyi.
- Bunu nasıl yaptın?
- Bilgisayara
indirdim sadece.
Hayır, beni anıda nasıl
yalnız bıraktın?
Bilmiyorum.
Birden buraya döndüm
ve ellerimiz ayrıldı ama sen hala etkisindeydin.
Ne yapacağımdan emin
değildim.
Uyurken tatlı gözüküyordun.
Aktarımın ne
olduğunu biliyor musun Anna?
Evet.
O zaman bunun gayet
doğal olduğunu biliyorsundur ki Ne?
Terapistine yoğun duygular beslemek mi?
Seni uyurken izlemek
hoşuma gitti dedim sadece.
Öğretmenin senden
çok daha yaşlıydı, bundan yararlandı.
Teşvik ediyordu.
Orası çok
bunaltıcıydı.
Peki ya resimler?
Sanat için olduğunu
söyledi ve başlangıçta sanatsallardı.
İyi misin?
Pek iyi
görünmüyorsun.
Aklımı başımda
tutmada sorun yaşıyorum.
Seansların yan
etkileri?
Halüsinasyonlar?
Evet, korkunç baş
ağrıları.
Uyuyamıyorum,
kabuslar.
Ayrıca beni takip
etmesi için tuttukları adam, gittiğim her yerde.
Bu vaka, başlarken
hazır olduğundan çok daha büyük hale gelmiş olabilir.
Belki de Lungren'den
işi devralmasını istemeliyiz.
Hayır!
Hayatta olmaz, hayır.
Başa çıkabilirim.
Anna'yı hiç onların
evinde tedavi ettin mi?
Hayır.
Aile içi istismardan
şüphelenmek için bir nedenin oldu mu hiç?
Üvey babasıyla
ilgili bir şey?
Hayli düşük bir
ihtimal.
Yani baksana, Robert ön planda olan bir adam.
Ben olsam bir
önseziye dayanarak o yola çıkmazdım.
Tom Ortega bana
Anna'nın ailesinin ona tuzak kurduğunu Tom
Ortega'yı görmeye mi gittin?
O aşağılık, Anna'nın
müstehcen fotoğraflarını çekti.
Gerçek dünyada araştırma
yapmak yerine seanslara odaklanıyor olmalısın.
Tarafsız olman
gerekiyor John.
Perde arkasında bir
şeyler dönüyor.
Ne olduğunu
öğrenmeliyim.
Bu işin fazla büyük
ve karmaşık olduğunu ve kendini çok fazla
kaptırmaya başladığını düşünmen lazım.
Ne olursa olsun
gerçeği bulacağım.
Nereye gitmek
istediğini biliyor musun?
Bütün resimlerin
üstünden geçtim ve bir tanesi bana bir şey hissettirdi.
Bana söyleme.
O anıyı bozma, sadece
oraya git.
Hazır olduğunda
gözlerini kapat.
Başlayalım şimdi.
- Onu bana ailem
getirdi.
- Kimi?
İsmini
hatırlamıyorum.
Orada ne yapıyorsun
Anna?
Buraya, yanıma
gelsene.
Buraya gel tatlım.
Korkma.
Sana zarar
vermeyeceğim.
Ve geri geliyorsun şimdi!
Anna?
Anna beni
duyabiliyor musun?
İyisin, bayıldın.
Ne oldu?
Biraz su getirebilir
misin?
O iyi.
Peki, tamam.
- Bunu al.
- Ne bu?
Annenin
sakinleştiricilerinden biri.
Uyumana yardımcı
olacak.
Peki şimdi ne olacak?
Şimdi daha iyi olacaksın.
Bu, doğduğumda
ailemin yaşadığı evin anahtarı.
Orada her zaman
güvende hissettim.
Hayatımda insanlar pek
çok kez zalim oldu.
Sana ne kadar
teşekkür etsem azdır John.
Bunu her daim
yanında taşır mısın?
Sende olduğunu
bilirsem, hiç değilse yanımda olan birisi olduğunu bilirim.
Akıl hastanesine
gitmiyor olabilirim ama hala
hapsedilmiş gibi hissediyorum.
Olur.
Hey!
Hey!
John?
Burada ne yapıyorsun?
Aramalıydın, yemeğe
misafirlerim var.
Niçin Sebastian?
- Tanrım!
O sadece bir çocuktu.
- Ne oluyor?
İçiyor muydun?
Bunlar Anna'nın
anılarındaydı.
Ofisimde miydin?
Anılarından birinde,
kütüphanede seni onunla gördüm.
Oraya bir kere
gitmiş olabilirim, hatırlamıyorum!
Nereden çıktı bunlar?
Onu hiçbir zaman
evinde tedavi etmediğini söylemiştin ama oradaydın!
Ona bir şey
yaptığımı mı ima etmeye çalışıyorsun?
Bunu bir düşün John.
Bir şeyden
suçluysam, bu vakayı niye senin almanı isteyeyim?
Beni neyle
suçladığını bir düşün, sonra da kimi suçladığını düşün.
Peter Lundgren'i işe
almak istediler.
Beni işe bulaştırdın
çünkü beş parasızdım ve zayıftım, yönlendirilmem
kolaydı.
Doğru mu?
Ve o dosyayı
görmeme, yapmak zorunda kalana kadar izin vermedin.
Benim görmemi
istemiyorlar demiştin ama bunca zaman sendeymiş!
Sana hiç dosya bende
değil demedim ki!
- Aile mahremiyet
istiyor dedim.
- Peki geçen gün?
Vakayı bırakmamı istedin.
- Öyle dedim çünkü - Artık neyi öğrenmemi istemediğini biliyorum.
Öyle dedim çünkü senin
için endişelenmiştim!
Yapma ama John!
Yalnızca içiyordun.
Günlerce halüsinasyon
görüyordun!
Yine benimle
ilgilenmiyorsun Sebastian amca.
Selam tatlım.
Üzgünüm.
John Bir
daha asla Anna'nın yanına yaklaşma!
Beni duyuyor musun?
John!
Anna'nın erken yaşta
cinselliğin farkına varması nedeniyle kendini gösteren çeşitli rahatsızlıklarının kontrol altında
tutulması gerekiyor.
Başkalarıyla uzun
vadeli ilişkiler kurma ve sürdürmede ciddi sıkıntılar yaşıyor.
Koruyucu bir kabuk
oluşturmuş.
- Beğendin mi?
- Acıyı dışarıda tutuyor ve de diğer her şeyi.
- Harika.
Topluma bizim
yaptığımızdan tamamıyla farklı şekilde reaksiyon veriyor.
Onu kilit altına
almak yapabileceğiniz en kötü şey.
Çok teşekkürler Bay
Washington.
İyi şanslar.
Senin suçun değil
John.
Bu kişi Her şey hakkında yalan söylediler.
Ama sırf yalanlar
şok edici ve çok fazla ilgi çekiyor diye
bu onları mutlaka doğru yapmaz.
Masum olduğum ortaya
çıkana dek gerçekleri kontrol etmek ve sorgulamak
bizim için çok önemli.
Ve masumiyetimi
ispat eder etmez, o kanıtın tekrar ve tekrar
üzerinden geçtik ve yeni bir bakış açısıyla baktık.
Çünkü ancak o zaman
sahiden de gerçeği görebilmemiz mümkün oldu.
Başka soru var mı?
Tüm yardımın için
teşekkürler.
Sevgiler, Anna.
Bilgisayarına
indirdim.
Güzel değiller mi?
Eskisinden daha iyi.
- Alo?
- Buraya gelebilir misin?
Seni görmeliyim John.
- Anna, dinle,
seninle konuşmalı - Çok geç olmadan!
Korkunç bir şey oldu
ve benim Ne?
Alo?
Alo?
Greenelerin evine
ulaştınız.
Lütfen mesaj bırakın
ve en kısa zamanda size dönmeye çalışacağız.
Kimse yok mu?
- Anna?
- John.
Hey!
Kapıyı aç!
John evimizde biri
var!
Lanet olsun!
Anne?
Anne?
Alo?
Acil durum Alo,
duyabiliyor musunuz?
Kahretsin.
Ölmek istemiyorum!
Hey!
Hey!
Aç şu lanet kapıyı!
911, acil durumunuz
nedir?
1103 Bayside'dayım.
Eve giren biri var ve
ciddi bir saldırı oldu.
Pekala, tamam.
Çoktan adresinize
yönelmiş birkaç ekibimiz var.
Anna!
Bekle!
Anna!
John.
Anna!
İyi misin?
Yaralandın mı?
Bak, takip
ediliyoruz ama polisler burada, benimle
kalırsan güvende olursun.
Tamam mı?
Üzgünüm.
Ne?
Orada bir şey var!
Hey!
Hey!
Buraya!
Dur!
Dur!
Birisi Greenelerin
evine girdi!
- Polis!
- Eminim ki Olduğun yerde kal!
Olduğun yerde kal!
Ellerinizi kaldırın
Bay Washington!
Ellerinizi kaldırın
Bay Washington!
Cinayetten
şüphelisiniz Bay Washington.
Bilgisayarınızda
reşit olmayan kızların yüzlerce fotoğrafını bulduk.
- Bana tuzak kurdu.
- 16 yaşında bir kız.
Bakın.
Ailesinin kızı akıl hastanesine göndermekle
tehdit ettiğini ve sizin buna son
derece karşı olduğunuzu biliyoruz.
Benim bakış açıma
göre, kızla fazla yakınlaştınız.
Ailesine ilaç
verdiniz ki böylece onu götürebilecektiniz ama gitmeyi reddetti ve siz de olabileceğini hiç düşünmediğiniz
bir şey yaptınız sonuçta.
Anne babası iyi mi?
Evet.
Annesinin uyku haplarını mutfakta bulduk John.
Ve ilaç şişesininin
her yerinde parmak izinin olduğuna bahse girerdim.
Ormanda, senin
olduğun yerde kana bulanmış bir mektup açacağı bulduk.
Sahip olduğunuzu
sandığınız her bir delili açıklayabilirim.
Sen Anna'yı takip
ederkenki kayıtları dikkatle inceliyoruz.
Birkaç kamerayı
devreden çıkardın, izini kaybettirmek için elektriği kestin.
Güvenlik odasında içeriye
kilitlenmiştim!
Bunu tanıdın mı?
Onu bana Anna verdi.
Güvenlik odasının
anahtarı.
Panikledin, bir
mazerete ihtiyacın vardı bu yüzden kapıya içten hasar verdin ama anahtarın cebinde olduğunu unuttun.
Doğru şeyi yap John ve kıza ne yaptığını söyle.
Eve gittim.
Onu arıyordum.
Ve güvenlik odasında
kilitli kaldın.
Aynen öyle.
Ve dışarı çıktığımda çok geç olmuştu.
Ve koridordaki
zeminde kan vardı.
Ormana doğru izi
takip ettim!
- Ve ayakkabına kanı
da böyle mi bulaştırdın?
- Evet.
Devasa bir ormanda
16 yaşındaki birinin kan izini takip ederek.
Evet ve bir anda
ortaya çıktı.
Ellerimi tuttu.
Ellerime kan bulaştı.
Kaçıp gitti.
Peki bu, evin içinde
onu kovalayıp, öldürmeye çalıştığın için
çığlık atıp, ağlayarak cebinden 991'i aramasından önce miydi sonra mıydı?
Seni mahkum etmek
için birçok delil var.
Orada başka biri
vardı.
Hapiste öleceksin.
Ve geri geliyorsun şimdi.
Hareketin sonu, hareketin
sonu!
Tamam, bu kadar.
Anna'nın davasıyla
her yönden ilgili gerekli tüm anılarına beraber gittik.
Ne yaptığını fark
etmem gerekirdi.
Senin suçun değil
John.
Onunla olan zamanın
süresince Anna bizim protokollerimizi inceleyebildi ve nihayetinde seansları kontrol edip yönlendirecek
kadar güçlü hale geldi.
Eşinin intiharıyla
ilgili anıları tetikleyen suyu bile anlayabildi.
Ölümünden sorumlu
olman için sana ihtiyacı vardı.
Öylece kaçsaydı,
ailesi onu aramaya devam ederdi.
Bir şey buldun mu?
Güvenlik odasında
kilitli olduğun ve onunla ormanda konuştuğun zamanı özellikle vurgulayarak seanslarımızı yargıca
sunacağım ama bildiğin üzere mahkemede seanslarımız,
görgü şahidi ifadeleriyle aynı öneme
sahip değil.
Olabilecek tek kesin
kanıtın, Anna'nın hala yaşadığını kanıtlamak
ama bu benim kapasitemin ötesinde bir şey.
Bay Lundgren?
Üzgünüm.
Beni kendisine nasıl
inandırdı bilmiyorum.
Beni tamamen
kandırdı.
Sorun değil John.
Son zamanlarda çok
fazla baskı altındaydın.
Teşekkürler.
Yargıç, Peter'in
ifadesini de dikkate alacak muhakkak ama
ikiniz de Mindscape için çalıştığınızdan
aşmamız gereken bazı yasal sorunlar var ve bu da zaman alacak.
Biliyorum.
Artık o evi ne kadar
çabuk elden çıkartırsan o kadar iyi.
Kefalet onaylanmadan
önce çok zaman geçmez.
Ama endişelenme
John, tek başına değilsin.
Bundan aklanman için
gücümün yettiği her şeyi yapacağım.
Ve sadece tek bir
gül mü göndermek istiyorsunuz?
Tek bir gül ve bu fotoğraf.
Göndermeden önce tüm
dikenlerini koparabilir misiniz rica etsem?
Emin olabilirsiniz,
elbette.
Anılarla ilgili
komik olan şey, tam olarak güvenilemez olmasıdır.
Ama yine de,
sonunda elimizdeki tek gerçek odur.
Ve ne kadar acı
verici olsa da gerçeğe bakmak zorundasınızdır
çünkü bazen sizi kurtarabilecek tek şey odur.
Sizi özgür
bırakabilecek tek şey odur.
Düşündüm ki ben yukarı gelmeyi deneyebilirim böylece bana
hayır diyebilirsin.
İçeri gel.
Önceki Yazı
« Prev Post
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »
Next Post »