Print Friendly and PDF

Translate

Anna (2013) Mindscape

|


 99 dk
Yönetmen:Jorge Dorado
Senaryo:Guy Holmes, Martha Holmes
Ülke:  İspanya,   ABD,   İngiltere,  Fransa
Tür:Dram, Gizem, Bilim-Kurgu
Vizyon Tarihi:13 Ekim 2013 (İspanya)
Dil:İngilizce
Müzik:Lucas Vidal
Oyuncular
Mark Strong
Saskia Reeves
Richard Dillane
Indira Varma
Noah Taylor

Özet

İnsanların anılarına girme kabiliyetine sahip bir adam, zeki ama sorunlu, aynı zamanda da tehlikeli, on altı yaşındaki bir kızın sosyopat mı yoksa travma kurbanı mı olduğunu belirlemek için davasını alır... Yakın gelecekte ya da alternatif bir gerçeklikte, insanların elektronik aygıtlarla anılarına girme yeteneğine sahip bellek dedektifleri vardır. Genellikle psikolojik çatışmaları çözmek için, bazen de bir suçu aydınlatmak için kullanılırlar. John bu alandaki en başarılı dedektiflerden biridir. Ancak eşinin ölümünden sonra bu işleri bırakmıştır. Çalıştığı firma işe geri dönmesi için basit gibi görünen 16 yaşındaki Anna'nın davasını verir. Bu dava göründüğü kadar basit değildir.

Altyazı

20 dakikan var.
  Kimse var mı?
  Hayır!
  Hayır!
  Ne oluyor orada?
  John'un kendi hatıraları araya giriyor.
  Nöbet geçiriyor.
  Marjorie!
  Gir oraya!
  Şimdi!
  Senatör Rockford'un yolsuzluğa karışma ve şantaj iddiaları ile  -  bir FBI soruşturmasının hedefinde olduğu belirlendi.
  - Senatör!
  Bana karşı yöneltilen tüm suçlamaları samimi ve kesin olarak reddediyorum.
  Geçmişi hakkında bilgi toplaması ve soruşturmada FBI'a yardım etmesi için   avukatı dünyanın en iyi bellek dedektifi kurumu   Mindscape'in hizmetini sağladı.
  Uzaktan görü tekniği kullanılarak çözülen vakaların sayısındaki   artış sayesinde bellek dedektifleri son yıllarda bir canlanma yaşadı.
  70'li yılların başında Savunma İstihbarat Teşkilatı   modern savaşa dair istihbarat toplamasına yardımcı olması için   psişik yetenekleri olan insanlarla çok gizli deneyler yapmaya başladı.
  İnsanların anılarına erişme ve onları deneklerin geçmişte yaşadığı gibi   gözlemleme yeteneğine sahip, altıncı hissi olan bir grupla karşılaştılar.
  Bellek dedektiflerinin tespitleri henüz mahkemede DNA kanıtıyla aynı öneme   sahip değil ama artık yalan makinası testinden daha güvenilirlik gösteriyor.
  Uzaktan görü ayrıntılı bir tertipten başka bir şey değil diyorlar   ama gerçekte, uzaktan görü yıllardır çözülmemiş vakaları çözüyor.
  Son olarak çocuk aktris Kate Henderson'ın cinayeti   bellek dedektifi John Washington tarafından çözüldü.
  Lanet olsun.
  Alo?
  Merhaba.
  Günaydın.
  Satılık ev için arıyorum.
  Hayır.
  Hayır.
  Artık evi satmıyoruz.
  Üzgünüm.
  Ama acente listesi hala satılık olduğunu söylüyor.
  Evet, acentede hala listelenmiş olduğunu biliyorum ama satmıyoruz, tamam mı?
  - Bay Washington'un kendi travmatik anıları, müşterilerinin anılarıyla  -  karıştı ve seanslar sırasında odaklanma yetisini azalttı.
  - Sağol.
  Şimdi görünen o ki, Senatör Rockford siyasi kariyerini, dünyadaki en iyi   en iyi bellek dedektifi kurumu Mindscape üzerine bahse atıyor.
  Mindscape programının tehlikeli olduğu söylentileri asılsızdır.
  - John geldi.
  - John.
  Nasılsın?
  Harikayım.
  - Hala ilaç mı alıyorsun?
  - Hayır, tamamen bitirdim.
  Hafif bir felç olduğu için şanslısın.
  Şu anda alfabeyi yeniden öğreniyor olabilirdin.
  Doğru.
  Evet?
  - Almayayım.
  - Güzel.
  Son zamanlarda biriyle görüştün mü?
  Belki de yarışa geri dönmenin zamanı gelmiştir John.
  - Henüz hazır değilim.
  - İki yıl oldu.
  Karına olanları aşmalısın.
  - Ve senin suçun olmadığını biliyorsun.
  - Evet, pekala  Kahretsin!
  Kahretsin!
  Üzgünüm.
  Kafana takma.
  Endişelenme!
  - Üzgünüm.
  - Dert etme.
  - Üzgünüm.
  - Otur.
  - Üzgünüm.
  Televizyonda Senatör Rockford'un   bir bellek dedektifi tutma olasılığından bahsedildiğini duydum.
  Ah, evet, evet.
  Peter Lundgren zaten dava üzerinde çalışıyor.
  - Rockford tuttu onu.
  - Lundgren mi?
  Hadi ama!
  En kötü günümde ondan daha iyiydim.
  Öyle ama seninki gibi yeteneklerin kullanılması gerekir.
  Aylardır işlerden uzaksın.
  Ve bugünlerde Lundgren'in başarısı yüzde yüze yakın.
  Sorun ne?
  Dürüst olmak gerekirse param suyunu çekiyor.
  Yazlık ev hala senin mi?
  - Evet.
  - Durma.
  Sat onu.
  Onu satmaya hazır değilim henüz.
  Mindscape için bir şeyler yapıp yapamayacağımı merak ediyordum.
  Doğrusu ben  Tam sana göre bir şeyim olabilir aslında.
  İsmi Anna.
  - Dalga geçiyorsun.
  - İsmi boşver, tamam mı?
  Küçükken benim hastamdı.
  Çok özel bir kız.
  Artık bir genç kız ama bir doktorun yardım edebileceğini sanmıyorum.
  - Belki görü sahibi biri edebilir.
  - Sorunu ne peki?
  Açlık grevinde.
  Tek yapman gereken yemek yemesini sağlamak.
  - Ailesine moda dergilerini saklamasını söyle.
  - John.
  Yazlık evi satmak istemediysen senin için çabuk bir iş olabilirdi.
  Selam John, işe dönmene çok sevindim.
  Anna hala yemeyi reddediyor, evden çıkmasına izin vermeleri için   onlara baskı yapmaya çalışıyor.
  Çok hassas bu yüzden dikkatli davran.
  Terapistinin üzerinde çalışacağı bir travma bulmaya çalış.
  Görüşürüz.
  Anna'nın vakasında çalıştığınız için çok teşekkürler.
  - Ben Michelle.
  - John.
  - Ve bu da Anna'nın üvey babası Robert.
  Sebastian sizden övgüyle bahsediyor.
  Bir bebekken bile Anna sıradışıydı.
  Ona gülümsediğiniz zaman gülümsemezdi ama çok da ağlamazdı.
  Bir çocuk için aşırı derecede dikkatli olduğunu söyleyebilirim.
  Hep sakindi.
  Zaten ne olduklarını biliyormuş gibi eşyalara bakardı.
  Sonra elbette onu bir uzmana götürdük ve IQ puanı standartların dışında çıktı.
  En son ne zaman yemek yedi?
  Bir hafta önce yemeyi kesti.
  Sadece vitaminleri alıyor ve su içiyor.
  Bana kalırsa o özel bir bakım sağlayabilen bir yerde olmalı.
  Anna'nın burada iyileşebileceğine eminim.
  Bay Washington anlayacağınızdan eminim, bu büyük ihtiyat gerektiren bir konu.
  Anna'nın anılarında açığa çıkanların Michelle ve benden başkasına   yayılamayacağına dair bir gizlilik sözleşmesi imzalamanızı istiyorum.
  - Elbette.
  - Anna çok özeldir.
  Pek çok yeteneği var.
  O  - Doğuştan yetenekli.
  - Evet, doğuştan yetenekli.
  - Buna daha uygun kelimeler var bence.
  - Ne gibi?
  Lanetli derdim.
  - Anna'nın öz babasına ne oldu?
  - Ben hamileyken öldü.
  - Üzgünüm.
  Anna, Robert'la anlaşabiliyor mu?
  Son zamanlarda pek değil.
  Ama Robert onun için elinden geleni yapmayı denedi.
  - Anlıyorum.
  - Bu taraftan.
  Anna'nın yemeyi reddetmesinin özel bir nedeni var mı?
  Okula geri dönmek istiyor ama bu imkansız.
  Sebastian size onun kendini kesmesinden bahsetmiştir eminim.
  Bütün keskin objeleri odasından kaldırmak zorunda kaldık.
  - Onu korumamız gerekiyor.
  - Neyden?
  Kendisinden korumamız.
  Tatlım.
  Bu John.
  Ziyarete geleceğinden bahsettiğim beyefendi.
  Adsız alkolikler toplantın için geç kalmadın mı anne?
  - Oturabilir miyim?
  - Oturabilir miyim?
  - Mahzuru var mı?
  - Mahzuru var mı?
  Eminim bir sonrakini tahmin etmeyeceğiz, bu yüzden buyur, rahatına bak.
  Yaptığın oldukça sıradışı bir numaraydı.
  Metronom ne için?
  Çizerken ritmi severim.
  Sakinleştirici.
  - Daha iyi mi?
  - Hayli.
  Catabolysis ne demek biliyor musun Anna?
  - Yemek yemezsen organların iflas eder.
  - Prana ne demektir bilir misin John?
  Sanskritçedir.
  Yaşam gücü anlamına gelir.
  Nadiren yemek yiyen yogacılar var Hindistan'da.
  Tüm enerjilerini ya da pranalarını havadan ve güneşten alıyorlar.
  - Yaptığın bu mu?
  - Doktor musun?
  Hayır ama sana bazı sorular sormak zorundayım.
  Gördüğün ifadeyi bana söylemeni istiyorum.
  Sana Robert'ın parasını kazandırtmam karşılında ben ne alacağım?
  Kendini daha iyi tanıyabilirsin.
  Ne görüyorsun?
  Kötülük.
  Dalga geçiyorum.
  Mutluluğu ifade ediyor, hatta şevkat de olabilir.
  Bu adama ne dersin?
  O adam sinirlenmiş.
  Peki ya bu?
  Sanırım kocası geç kalmış ve nerede olduğunu merak ediyor.
  Başka biriyle olduğundan endişeleniyor ama boş zamanı olduğu için de mutlu   çünkü kocası bir ezik.
  Pekala.
  Sana bir hikaye anlatacağım   ve sonra da sana bir soru soracağım.
  Olur mu?
  Annesinin cenazesinde senin yaşlarında bir kız var.
  Cenazede daha önce hiç görmediği bir adamı görüyor.
  Onunla tanışmaya gidiyor.
  Ve onun harika olduğunu düşünüyor.
  Şimdiye dek istediği her şey o.
  Tam oracıkta ona aşık oluyor.
  Ama telefonunu istemeye fırsat bulmadan önce   cenazedeki kalabalıkta ondan ayrı düşüyor.
  Ve iki gün sonra  bu kız kendi kız kardeşini öldürüyor.
  Kız kardeşini öldürmesinin nedeni ne?
  Nedeni tekrar o adamla görüşmek istemesi.
  Doğru bildim mi?
  Ne?
  Doğru bir cevabı yok.
  - Ne aradığına göre değişir.
  - Nedenmiş?
  Bir sosyopat gibi düşünüyor muyum diye anlamak için beni test ediyorsun.
  Sosyopatlar genelde yüz ifadelerini okumada sorun yaşar.
  İkinci testle sana aradığın cevabı verdim   ama aslında o hikayenin kusurlu bir kurgusu var.
  Kızın babasını öldürmesi daha mantıklı bir sonuç olurdu.
  Niçin?
  Kız adamı tanımıyorsa, kız kardeşinin tanıması da pek olası değil.
  Ve bu adamla tanıştığı yer annesinin cenazesiyse   o halde babasını öldürmesi daha mantıklı olur.
  Gizemli aygırın kızın babasının cenazisine katılması   daha yüksek bir ihtimal olacaktır.
  Muhtemelen doğru.
  Sosyopat değilim, öyleymiş gibi düşünecek kadar zekiyim sadece.
  Ne çizdiğine bakabilir miyim?
  Doktor değilsen o zaman nesin?
  İnsanları anılarına götürürüm.
  Sürekli olarak izleniyor mu?
  7 gün 24 saat.
  Buradayken bir şeye ihtiyacın olursa bana ya da Ralph'e sorabilirsin.
  - İkimiz de Anna'yı izliyoruz.
  - Ben John.
  Ben Judith.
  Bu benim numaram.
  Seansı yapamıyorsan beni ara.
  Ararım.
  Onun hakkında haklıydın.
  Zeki.
  Özel bir çocuk, birçok problem.
  Altında yatan sorunlar ne sence?
  Depresyon, bipolar bozuklukla birlikte derin olarak yerleşmiş narsizim.
  Hangi anıları hedefleyeceğimi anlamak için tüm dosyasına ihtiyacım olacak.
  - Ailesi tam bilgi sağlamayı istemiyor.
  - Ne?
  Neden?
  Bir sözleşme imzaladım!
  Bazı olaylara bulaşıp, yatılı okullara girip çıktı ama buna karışman gereksiz.
  Kontrolü ele almasına izin ver sadece.
  Yani  ailenin işleri batırdığı birkaç anı.
  Bildiğin gibi genelde anı olarak geri dönen dramatik deneyimler   insanları etkiler, aşırı yemeyi, sigara içmeyi kesme gibi   onlara şimdiki hayatları üzerinde perspektif verir.
  Yemesini sağla.
  Basit bir vaka.
  Bir anıda olduğumu bilecek miyim?
  İlk defa oluyormuş gibi hissettirmeli ama gerçek olaydan farklı olacak.
  Çünkü bilinçaltın daha önce orada olduğunu bilecek.
  Ayrıca   benim orada olmam da farklılık yaratıyor.
  Cihaz seansı kaydetmeye yarıyor.
  Tüm süre boyunca seni izliyor olacağım.
  Bir şey olursa hemencecik seni ayıltabilirim.
  Tamam mı?
  Şimdi beni uzakta görüyor olabilirsin ama ben olduğumu bilmeyeceksin.
  Yanında olursam, seni geri çağırmadıkça beni görmen asla mümkün olmayacak.
  Anladın mı?
  Evet.
  Bunları kulaklarına koy lütfen.
  Beyaz gürültüde saklı bir sesi perdeliyorlar.
  Beynin teta durumuna geçmesini sağlıyor.
  - Benim metronomumu da kullanabilir miyiz?
  - Elbette.
  - Nereye gidiyoruz?
  - İlk anına odaklan.
  Ne kadar fazla geriye gidebilirsek o kadar iyi.
  Ellerini bana ver.
  Rahatla.
  O ilk anıyı düşün.
  İlk başta anılarında sıçrama olacak ama sorun değil.
  Hazır olduğunda   gözlerini kapa.
  Başlayalım   şimdi.
  Burada bizimle olmanı seviyorum.
  Kızlardan hoşlandığını hepimiz biliyoruz.
  - Tanrı aşkına o sadece bir çocuk!
  - Bizim bir sorumluluğumuz var!
  Çıkarın beni!
  - Tımarhanede olması gerek!
  - O benim kızım!
  Hangi oyunu oynuyorsun tatlım?
  Seninle oynayabilir miyim?
  Sessiz olmalısın.
  Ne yapıyorsun?
  Anne bugün iyi hissetmiyor.
  Bunu yapamazsın!
  Öylece  - Anna'yı düşünmek zorundayız.
  İlginin odağı Anna.
  -Sence onu düşünmüyor muyum?
  Bizim bir sorumluluğumuz var!
  Doğru kişiler değiliz.
  Burası ona uygun bir yer değil Michelle!
  - Benimle gel genç bayan!
  - Baba!
  İndir beni!
  İnsanları gözetlemenin yanlış olduğunu anladığın zaman çıkmana izin vereceğim.
  - Tanrı aşkına!
  O sadece bir çocuk!
  - O farklı Michelle.
  Diğer çocuklar gibi değil, tımarhanede olması gerek.
  O halde neden burada değil?
  Çünkü ben buraya koydum.
  - O benim kızım.
  - Seni bıçaklamaya çalıştı, Yüce Tanrım!
  Anne!
  Ve geri geliyorsun  şimdi.
  İyi misin?
  - Orada mıydın?
  - Hemen yanındaydım.
  Ürkütücü.
  - Yine yapabilir miyiz?
  - Başka sefere.
  Bencil, duygusal yönü eksik gerzekler arzu edilen ebeveynlerdir.
  - Mektup açacağını gördün mü?
  - Evet.
  Belki de kişilik bozuklukları için test edilmesi gereken üvey babamdır.
  Açlık grevinde olmanın nedeni o mu?
  - Evli misin peki?
  - Evliydim.
  - İsmi neydi?
  - Seninkiyle aynıydı.
  Onu şimdiden sevdim.
  - Bana bir resmini göster.
  - Artık yanımda resmini taşımıyorum.
  Hadi ama John.
  Senin gibi bir adamın cüzdanında her zaman bir resim vardır.
  Bir şey yemeye razı olursan sana bir tanesini gösteririm.
  Onu görmek istiyor musun?
  Bu sana bağlı.
  Robert beni tımarhaneye kapatmayı istiyor.
  Ve yemeğimdeki LSD gibi bir şey dengesiz davranmama yol açıyor.
  O halde beraber çıldıralım.
  Halüsinasyon görmeye başlarsam, onlar beni akıl hastanesine tıkmadan önce  -  bir uyuşturucu testi isteyeceksin, tamam mı?
  - Yemin ederim.
  Hadi yiyelim!
  Güzel biri.
  Yavaşça ye ki kendini hasta etmeyesin.
  Antika mektup açacağını niçin görmek istiyorsunuz?
  - Emin olmak için anıları teyit etmek istiyorum sadece.
  - Onu kazara kestim.
  Her daim beni rahatsız etmiştir.
  Kocanız burada mı?
  İkinizle de konuşabilir miyim?
  Niçin?
  Anna az önce yemeye başladı.
  Kutlamak için seninle 7'de buluşacak mıyım yani?
  - Pekala, o zaman seni alayım mı?
  - Elbette, neden olmasın?
  Ama sadece tek bir içki.
  - Hemşireliği seviyor musun peki?
  - İnsanlara yardım etmeyi seviyorum.
  İşini çok ciddiye alıyorsun, değil mi?
  Sevdiğin işi yapamıyorsan, o zaman en azından yaptığın işi sevdiğine emin ol.
  Öyle demezler mi?
  Öyle derler, kesinlikle doğru.
  Bence Anna'yla harika bir iş çıkartıyorsun.
  Güvenin için teşekkürler.
  Bazen ona yardım edebileceğimi sanmıyorum.
  Niye?
  Karımla benim, doğduktan birkaç ay sonra ölen bir oğlumuz vardı.
  Karım hep onun hala hayatta olduğu zamana dönmek istiyordu   neticede o anıda olmadıkça mutlu olmadığı bir zaman geldi.
  Takıntılı hale geldi.
  Bu yüzden ben de daha fazla onu geçmişe götürmeyi kabul etmedim.
  O  hızla çöktü, depresyona girdi ve onu kaybettim.
  Ona yardım edemedim.
  Onu evde tutmaya çalıştım ama sırf kendi korkuların için birini hapsedemezsin.
  - İyi vakit geçirdim.
  - Ben de.
  - Umarım çok fazla gevezelik etmedim.
  - Ettin ama bundan hoşlandım.
  Teşekkürler.
  Yani, hayır diyebileyim diye yukarı gelmeye bile çalışmayacaksın?
  Gitmeliyim.
  Sağ salim eve var.
  Senin suçun değil John!
  Senin suçun değil John!
  Sana diyorum Sebastian, dün gece onu gördüm.
  Bu imkansız.
  Kilit altında, odasından çıkmasına hiç izin verilmiyor.
  Biliyorum ama ben  Ne gördüğümü biliyorum.
  Biliyor musun John?
  Her şey yolunda mı?
  Yolunda.
  Bir tane olabilir çünkü kör noktalar var.
  Ne oldu?
  Anna, Judith'i merdivenlerden aşağı itti.
  Judith birden fazla kırıkla hastanede.
  Şuna bak.
  Aman Tanrım!
  - Merdivenlerin üstünde başka bir açı yok mu?
  - Kör nokta.
  Anna pazartesi günü, ihtiyaçlarını doğru dürüst karşılayabilecek   bir akıl hastanesine kapatılacak.
  Neyse ki Judith aile dostu olduğundan suçlamada bulunmayacak.
  Ben yapmadım John.
  O halde Judith niçin senin yaptığını söylüyor?
  Judith hep gece geç saatlerde eve gizlice girer.
  Annem uyku haplarıyla kendinden geçer ve onlar işte o zaman seks yaparlar.
  Kim?
  Robert ve Judith mi?
  Her zaman güzel hizmetçilerle yatar.
  Jamie'ye sor.
  - Onun kütüphanede Robert'la ne yaptığını gördün.
  - Sana inanmıyorum.
  Buraya ilk geldiğinde, Judith benimle arkadaş olmaya çalıştı.
  Ve tamamen, "erkeklerle hiç şansım yok" modundaydı.
  Sonra üvey babam hemen araya girdi.
  Belki de kavga ettiler, olay şiddetlendi ve şimdi de suçu   hasta kıza atarak bunu örtbas etmeye çalışıyorlar.
  Ya da belki de onu soğukkanlıca Robert itmiştir.
  Bu onun beni içeri tıkmak için umduğu tam olarak böyle bir şey.
  Yapma ama Anna.
  Gözlerini aç John!
  Annemin ailesi Amerika'daki en zenginlerden biri.
  Ve Robert'a bir aylık bağlı.
  Eğer ölürsem, para bir yardım vakfına gider ve o da avucunu yalar.
  Ama kapatılırsam   parayı alırım ama hiçbir hakkım olmaz.
  Her bir kuruşu Robert kontrol eder.
  Ve eminimki Judith bunu biliyor.
  Belki de sana söyleyeceğinden ve onun gizli planlarını öğreneceğinden korktu.
  Ve sana az önce pazartesi günü beni bir hastaneye göndereceğini söyledi eminim.
  Haklı mıyım?
  Yalvarırım John, masum olduğumu kanıtlamama yardım etmelisin.
  Onların güveneceği tek kişi sensin.
  Akıl hastanesine gönderilemem.
  Buna dayanmam.
  Biliyorum farklıyım, diğer kızlar gibi değilim   ama bu katil olduğum anlamına gelmez.
  Beni suçladıkları şeylerin yarısını yapmayı aklım almıyor bile!
  Yalvarırım John!
  Bana neler olduğunu anlamama yardım et.
  Tek sahip olduğum sensin.
  John.
  Nasıl hissediyorsun?
  Oldukça kötü.
  Judith, Anna'nın seni merdivenlerden ittiğini gördün mü?
  - Anna için mi buradasın yoksa benim için mi?
  - Senin için buradayım.
  Ama ne olduğunu bilmeliyim.
  Ona biraz yemek götürmeye gittiğimi biliyorum.
  Kapıyı kilitlediğimi sandım.
  Niçin o anıma gitmiyorsun?
  Bu şekilde olmuyor.
  Robert olmadığını nereden biliyorsun?
  Robert mı?
  Biliyorum Judith.
  Neyi biliyorsun?
  Seni ve Robert'ı biliyorum.
  Bana mı asıldı?
  Neyse, önemli değil.
  Robert'la aramda hiçbir şey yok.
  Dinle, ben  Çabucak iyileşirsin umarım.
  Anna'nın, Judith'e zarar vereceğine inanamıyorum.
  - Kızıma yardımcı olabilir misin John?
  - Olabileceğime inanıyorum Bayan Greene.
  Onu travmatik anılarına götürebilir ve hareketini anlamasına yardım edebilirim.
  Ve gerçeği açığa çıkarmak istiyorum.
  Kocam onu profesyonel bir bakım yerine göndermek istiyor.
  İstemiyorum ama çoktan kayıt ücretini ödedi.
  Bir hafta içinde onu bekliyorlar.
  O dosyayı görür görmez, ne aramam gerektiğini bileceğim.
  Sebastian'ın asistanının hemen size göndermesini sağlayacağım.
  Dosya Sebastian'da mı?
  Ailenin niçin o dosyayı görmeni istemediğini anlayacaksın.
  - Zor bir şey John.
  - Bunun kolay bir vaka olduğunu söylemiştin.
  Ve olmalıydı John.
  Belki de geri dönmek için hazır değilsindir.
  Bak  Anna'yı bir tımarhaneye koyacaklar.
  Dosyayı bana önceden göndermiş olsaydın, bütün bunları engelleyebilirdim belki.
  Bu vakaya devam etmek istediğine emin misin?
  Şu anda Anna'nın en büyük umudu benim.
  Birkaç gün içinde seni ararım.
  Niçin burada olduğunu biliyor musun Anna?
  Bu açıkça belli.
  Sadece bir gün için benden başka bir şeyden bahsedebilir miyiz?
  İntihar etmeyi denemene ne neden oldu?
  Kırmızı  Çok koyu, yoğun bir renk.
  Elde edilmesi zor özel ton.
  Kan  kırmızıdır.
  Güzel sayılır.
  Anne babanla olan ilişkinden bahsedebilir misin bana?
  Annem daha fazla çabaladı sanırım ama yine de oldukça zavallıca.
  Kalbi  partilerde olan o süslü buzdan heykellerden biri gibi.
  - Gerçekten de yanıtı bilmek istiyor musunuz?
  - Lütfen.
  Deli olanlar ben değilim  ailem.
  Öğretmenine karşı hisler besledin mi?
  Bay Tatum'a.
  Okul bunaltıcıydı.
  O ise nazikti.
  - Senin resimlerini çekti mi?
  - Resmini çekmemin mahzuru var mı?
  - Evet.
  - Ne tür resimler?
  Sanatsal resimler.
  Zeminin üstüne kan püskürtülmüş   bir Jackson Pollock resmi gibiydi.
  Gözlerimi kapadığımda hala motifin aynısını görebiliyorum.
  Ölmek istiyor musun Anna?
  Sonunda hepimiz ölmüyor muyuz?
  Bir tür özgürlük.
  - Özgür olmanın başka yolları da var.
  - Özgür olmaya izinli değilseniz yok.
  O halde ne yaparsınız?
  Çeneni biraz kaldırır mısın?
  Çizim yaptığında nasıl hissediyorsun?
  Tüm dünya görünmez oluyor gibi.
  Başka hiçbir şeyin önemi yok gibi.
  - Tamamdır, bitti.
  - Görebilir miyim?
  Henüz olmaz.
  Çantanı alabilir miyim?
  - Eve varınca bakacağına söz ver.
  - Söz veriyorum.
  Ödeştik mi şimdi?
  - Seansa başlayabilir miyiz?
  - Evet, başlayabiliriz.
  - Fare Surat mı?
  - Bu son derece tehlikeli.
  Asıl ismim Megan Scanlon.
  Öğretmeninle seks yaptın mı?
  Kimin ırzına geçiyorsun sürtük?
  Naber çaylak?
  Merhaba, ben Fare Surat.
  Fare Surat mı?
  Cidden ismin bu mu?
  Buradakiler beni böyle çağırır.
  Asıl ismim Megan.
  Megan Scanlon.
  Susan Merricks senin oda arkadaşın demek.
  Nasıl bir kız?
  Olimpiyatlara hazırlandığını, sinir krizi geçirip   bir atı hırpaladığını falan duymuştum.
  Mükemmel!
  Frijit ve Fare Surat buradaymış.
  Dinle, sırf sana göz kulak olma görevi aldım diye   bu sürekli odada kalman gerekiyor anlamına gelmiyor Frijit.
  İsmim Anna.
  Büyük harfle A, N, N, A.
  Çıkın dışarı.
  Hemen.
  Çıkmamanın nedeni belki de üstümü değiştirmemi izlemek istemendir.
  Doğru mu Frijit?
  Ne yapıyorsunuz?
  Hayır!
  Hayır!
  Hayır!
  Yalvarırım yapmayın!
  Hayır!
  Hayır!
  Hayır!
  Durun!
  Kameralar kilit altında olacak ve günde sadece bir kere çıkarılabilecek.
  Kullanacağınız kimyasallar zararlı olabilir   ve küçük bile olsa herhangi bir suistimal, sanat imtiyazları bitirir.
  Pekala, hanginizin fotoğraf sanatıyla tecrübesi var?
  Anna.
  Biri müdürün evine girip bütün içkileri çalmış.
  Bunu kimin yapmış olabileceğini biliyor musun?
  Alkolün zararlarını çok ciddiye alan biriyle konuşuyorsunuz Yurt Yöneticisi.
  İçki içmek Şeytan'ın kartvizitidir.
  Baksana Anna, dinle.
  Dolap olayı konusunda çok üzgünüm.
  Kafana takma.
  Yarın bazı arkadaşlar çaya geliyor.
  Bize katılmak ister misin?
  Megan gelebilir mi?
  Ne, Fare Surat mı?
  O tam bir gerizekalı.
  Evet, öyle.
  Güllerini oradaki gül çalılığından mı örnek alıyorsun?
  Kışın gül yetişmez.
  Bazen olayları gerçekten olduğu şekilden çok, istediğimiz şekilde hatırlarız.
  İma ettiğin buysa, o kızlara hiçbir şey yapmadım.
  Sahte anılarda bir aciliyet hissi,   ayrıntıda eksiklik olabilir.
  Pencerelerde manzara olmaz ya da saatlerin hiçbiri çalışmaz.
  O halde bir anıda beni özellikle çekici bulursan   nedeni muhtemelen onu da kafamdan uydurmamdır.
  Etrafta olduğunu bilseydim kendimi bakımsız bir halde hayal etmezdim.
  Ben şaka yapmıyorum, tamam mı?
  Ne aradığımızı tam olarak bilmememizi anlayabilirim ama anıların doğru olmalı!
  - Çok dikkatli olmalısın!
  - Onları uydurduğumu gösteren bir şey mi oldu?
  Evet, duvarda bir saat gördüm.
  İbresi hareket etmiyordu.
  Yurt koridorundaki, değil mi?
  Evet.
  O hiç çalışmazdı.
  Beden öğretmenimiz Bay Price'a "saat" derdik çünkü o da çalışmazdı.
  Evden hiç çıkmıyorsun, değil mi?
  Artık çıkmıyorum.
  20 dakikan var.
  Bay Ortega?
  Pekala nesiniz siz?
  Bir tür terapist mi?
  Bellek dedektifinin ne olduğunu biliyor musunuz?
  Zengin insanların parasını alan biri.
  İşte o benim.
  Ruhunun olup olmadığını anlamanız için sizi Anna'nın ailesi mi işe aldı?
  Sadece gerçeği bulmak için buradayım.
  O aile bir karabasan.
  Fazla derinlere inerseniz adımlarınıza dikkat etseniz iyi olur.
  Reşit olmayan birini iğfal etmekten 20 yıl yemediğinize şanslısınız.
  Hatalı olmadığımı söylemiyorum ama o kız   kafamı çevirdiğim her yerdeydi.
  Flört ediyordu,   yalnız kalmamız için yollar buluyordu.
  Her şeyi kaybettim.
  İşimi, nişanlımı, özgürlüğümü.
  Onun yüzünden tüm lanet hayatımı.
  Anna'nın ailesi konfeti atar gibi para saçıyor.
  Herkesi satın alabilirler.
  Polisleri, savcıları  Anna'nın yaptığı tüm kötü şeyleri örtbas ettiler.
  Sonra da yapmadığım bir şey için beni buraya attılar.
  Aynı sene okuldaki o üç kızı öldürmeye çalışmasını bile gizlediklerine eminim.
  Anna bütün suçu diğer kıza, Fare Surat'a attı   ama hiçkimse onun kim olduğunu bulamadı.
  Susan Merrick'in ailesi bile Anna'yı mahkemeye veremedi.
  O ailenin sonunda başlarına ne geleceğini anlamalarını çok isterdim.
  Susan Merrick?
  İsmim John Washington.
  Size Anna Greene hakkında birkaç soru sorabilir miyim?
  Polis misiniz?
  Hayır, polis değilim Bayan Merrick.
  Ne oldu?
  Öldü falan mı?
  Hayır, ölmedi.
  Whitten Okulu'nda ne olduğunu, gerçekte ne olduğunu öğrenmek istiyorum yalnızca.
  Anna'nın sorumlu olduğunu düşünüyorsunuz.
  Tabii ki, o tam bir psikopattı.
  Orada sorunları olan pek çok kız vardı.
  Herhangi birisi olabilirdi.
  Herkesle iyi geçinirdim.
  Okulunuzda Fare Surat isminde bir kız var mıydı?
  Hayır.
  Sanmıyorum.
  - Üzgünüm ama gitmek zorundayım.
  - Neler atlattığınızı biliyorum Bayan Merrick.
  Çok zor geçmiş olmalı biliyorum.
  Gerçekten yardımınıza ihtiyacım var.
  Anna'yla ilgili bilmem gereken belirli bir anınız var mı?
  Evet.
  Tabii ki var.
  Anna'nın sahiden cesareti var.
  "İçki içmek Şeytan'ın kartvizitidir.
 " dedi.
  Harikaydı.
  Bir fincan çay ister misin Anna?
  Hayır, teşekkürler.
  - Emin misin?
  - Evet.
  Burada bizimle olmanı sevdim.
  Ve geri geliyorsun  şimdi.
  Fare Surat'ı gördün, değil mi?
  O yaptı.
  - O kızları sen zehirlemedin yani?
  - Elbette hayır.
  Çaydanlığın her yerinde parmak izlerin vardı.
  Çünkü bir ya da iki kez onu kaldırdım.
  Ayrıca niye zehri silip temizleyeyim de parmak izlerimi çaydanlıkta bırakayım?
  Zehri yatağımın altında saklamaktan bahsetmiyorum bile.
  Belki de kendi iyiliğin için fazla zekisindir.
  Demliği silseydin, bu dikkatleri sana çekerdi.
  Zehri saklayacak vaktin olmadı belki.
  O Megan'dı, John.
  Niçin polise gitmedin?
  Megan takıntılı ve ben götürülürken bana pis pis sırıttı mı diyecektim?
  - Neden olmasın?
  - Genç olmanın nasıl bir şey olduğunu unutuyorsun.
  Yetişkinler ne yapacağını söylüyor,   hatta sen söylemeden ne söyleyeceğin hakkında fikirleri oluyor.
  - Fare Surat diye biri yoktu Anna.
  - Ne?
  - Neden bahsediyorsun?
  - Okulda hiç Megan yoktu.
  - Bana inanmıyor musun?
  - Beni suçlayabilir misin?
  Megan ikinci dönem sırasında nakil oldu ve ben atıldıktan hemen sonra ayrıldı.
  Benim nasıl biri olduğumu sanıyorsun?
  Söyle lütfen John!
  Ne?
  Psikopat olduğumu mu düşünüyorsun?
  Bu bana üst üste yalancı dediğin ikinci gün!
  Neden aniden bana karşı döndüğünü bilmek istiyorum!
  Al!
  Yıllığım!
  Bunun birkaç gün bende kalmasının mahsuru olur mu?
  İstersen yastığının altına koyup uyu, umurumda değil.
  Fazla zamanımız yok.
  Yarına kadar hayatındaki en önemli anları düşünmeni istiyorum.
  Benim için bunu yapabilir misin?
  Olur.
  John.
  Niçin bana yardım etmiyorsun John?
  Niçin bana yardım etmek istemiyorsun?
  Anne!
  Kim var orada?
  Anna?
  Anna!
  Alo?
  Cevapsız Arama: Greene Evi Sen!
  Bekle!
  Bekle!
  Kendime çekidüzen verebileceğim bir yer var mı?
  Koridorun sonunda solda bir banyo var.
  Teşekkürler.
  Burada ne yapıyorsunuz?
  Dün geceki adamı arıyorumdur belki de.
  Biliyor musunuz Bay Greene, beni takip ettirmeniz gerekmiyor.
  İşe almadan önce sizi kapsamlı olarak araştırdım.
  Sizi takip ettirdiğim biri yok şu an.
  Ve şimdi lütfederseniz, bu evdeki işiniz üst katta.
  Çok güzel Anna.
  Henüz çıkarma.
  Zombiler diyarından dönmene sevindim.
  İyi misin, su ister misin?
  Güzel değiller mi?
  Eskisinden daha iyi.
  - Bunu nasıl yaptın?
  - Bilgisayara indirdim sadece.
  Hayır, beni anıda nasıl yalnız bıraktın?
  Bilmiyorum.
  Birden buraya döndüm ve ellerimiz ayrıldı ama sen hala etkisindeydin.
  Ne yapacağımdan emin değildim.
  Uyurken tatlı gözüküyordun.
  Aktarımın ne olduğunu biliyor musun Anna?
  Evet.
  O zaman bunun gayet doğal olduğunu biliyorsundur ki  Ne?
  Terapistine yoğun duygular beslemek mi?
  Seni uyurken izlemek hoşuma gitti dedim sadece.
  Öğretmenin senden çok daha yaşlıydı, bundan yararlandı.
  Teşvik ediyordu.
  Orası çok bunaltıcıydı.
  Peki ya resimler?
  Sanat için olduğunu söyledi ve başlangıçta sanatsallardı.
  İyi misin?
  Pek iyi görünmüyorsun.
  Aklımı başımda tutmada sorun yaşıyorum.
  Seansların yan etkileri?
  Halüsinasyonlar?
  Evet, korkunç baş ağrıları.
  Uyuyamıyorum, kabuslar.
  Ayrıca beni takip etmesi için tuttukları adam, gittiğim her yerde.
  Bu vaka, başlarken hazır olduğundan çok daha büyük hale gelmiş olabilir.
  Belki de Lungren'den işi devralmasını istemeliyiz.
  Hayır!
  Hayatta olmaz, hayır.
  Başa çıkabilirim.
  Anna'yı hiç onların evinde tedavi ettin mi?
  Hayır.
  Aile içi istismardan şüphelenmek için bir nedenin oldu mu hiç?
  Üvey babasıyla ilgili bir şey?
  Hayli düşük bir ihtimal.
  Yani baksana, Robert ön planda olan bir adam.
  Ben olsam bir önseziye dayanarak o yola çıkmazdım.
  Tom Ortega bana Anna'nın ailesinin ona tuzak kurduğunu  Tom Ortega'yı görmeye mi gittin?
  O aşağılık, Anna'nın müstehcen fotoğraflarını çekti.
  Gerçek dünyada araştırma yapmak yerine seanslara odaklanıyor olmalısın.
  Tarafsız olman gerekiyor John.
  Perde arkasında bir şeyler dönüyor.
  Ne olduğunu öğrenmeliyim.
  Bu işin fazla büyük ve karmaşık olduğunu ve kendini çok fazla   kaptırmaya başladığını düşünmen lazım.
  Ne olursa olsun gerçeği bulacağım.
  Nereye gitmek istediğini biliyor musun?
  Bütün resimlerin üstünden geçtim ve bir tanesi bana bir şey hissettirdi.
  Bana söyleme.
  O anıyı bozma, sadece oraya git.
  Hazır olduğunda gözlerini kapat.
  Başlayalım  şimdi.
  - Onu bana ailem getirdi.
  - Kimi?
  İsmini hatırlamıyorum.
  Orada ne yapıyorsun Anna?
  Buraya, yanıma gelsene.
  Buraya gel tatlım.
  Korkma.
  Sana zarar vermeyeceğim.
  Ve geri geliyorsun  şimdi!
  Anna?
  Anna beni duyabiliyor musun?
  İyisin, bayıldın.
  Ne oldu?
  Biraz su getirebilir misin?
  O iyi.
  Peki, tamam.
  - Bunu al.
  - Ne bu?
  Annenin sakinleştiricilerinden biri.
  Uyumana yardımcı olacak.
  Peki şimdi ne olacak?
  Şimdi  daha iyi olacaksın.
  Bu, doğduğumda ailemin yaşadığı evin anahtarı.
  Orada her zaman güvende hissettim.
  Hayatımda insanlar pek çok kez zalim oldu.
  Sana ne kadar teşekkür etsem azdır John.
  Bunu her daim yanında taşır mısın?
  Sende olduğunu bilirsem, hiç değilse yanımda olan birisi olduğunu bilirim.
  Akıl hastanesine gitmiyor olabilirim   ama hala hapsedilmiş gibi hissediyorum.
  Olur.
  Hey!
  Hey!
  John?
  Burada ne yapıyorsun?
  Aramalıydın, yemeğe misafirlerim var.
  Niçin Sebastian?
  - Tanrım!
  O sadece bir çocuktu.
  - Ne oluyor?
  İçiyor muydun?
  Bunlar Anna'nın anılarındaydı.
  Ofisimde miydin?
  Anılarından birinde, kütüphanede seni onunla gördüm.
  Oraya bir kere gitmiş olabilirim, hatırlamıyorum!
  Nereden çıktı bunlar?
  Onu hiçbir zaman evinde tedavi etmediğini söylemiştin ama oradaydın!
  Ona bir şey yaptığımı mı ima etmeye çalışıyorsun?
  Bunu bir düşün John.
  Bir şeyden suçluysam, bu vakayı niye senin almanı isteyeyim?
  Beni neyle suçladığını bir düşün, sonra da kimi suçladığını düşün.
  Peter Lundgren'i işe almak istediler.
  Beni işe bulaştırdın çünkü beş parasızdım ve zayıftım,   yönlendirilmem kolaydı.
  Doğru mu?
  Ve o dosyayı görmeme, yapmak zorunda kalana kadar izin vermedin.
  Benim görmemi istemiyorlar demiştin ama bunca zaman sendeymiş!
  Sana hiç dosya bende değil demedim ki!
  - Aile mahremiyet istiyor dedim.
  - Peki geçen gün?
  Vakayı bırakmamı istedin.
  - Öyle dedim çünkü  - Artık neyi öğrenmemi istemediğini biliyorum.
  Öyle dedim çünkü senin için endişelenmiştim!
  Yapma ama John!
  Yalnızca içiyordun.
  Günlerce halüsinasyon görüyordun!
  Yine benimle ilgilenmiyorsun Sebastian amca.
  Selam tatlım.
  Üzgünüm.
  John  Bir daha asla Anna'nın yanına yaklaşma!
  Beni duyuyor musun?
  John!
  Anna'nın erken yaşta cinselliğin farkına varması nedeniyle kendini gösteren   çeşitli rahatsızlıklarının kontrol altında tutulması gerekiyor.
  Başkalarıyla uzun vadeli ilişkiler kurma ve sürdürmede ciddi sıkıntılar yaşıyor.
  Koruyucu bir kabuk oluşturmuş.
  - Beğendin mi?
  - Acıyı dışarıda tutuyor ve de diğer her şeyi.
  - Harika.
  Topluma bizim yaptığımızdan tamamıyla farklı şekilde reaksiyon veriyor.
  Onu kilit altına almak yapabileceğiniz en kötü şey.
  Çok teşekkürler Bay Washington.
  İyi şanslar.
  Senin suçun değil John.
  Bu kişi  Her şey hakkında yalan söylediler.
  Ama sırf yalanlar şok edici ve çok fazla ilgi çekiyor diye   bu onları mutlaka doğru yapmaz.
  Masum olduğum ortaya çıkana dek   gerçekleri kontrol etmek ve sorgulamak bizim için çok önemli.
  Ve masumiyetimi ispat eder etmez, o kanıtın tekrar ve tekrar   üzerinden geçtik ve yeni bir bakış açısıyla baktık.
  Çünkü ancak o zaman sahiden de gerçeği görebilmemiz mümkün oldu.
  Başka soru var mı?
  Tüm yardımın için teşekkürler.
  Sevgiler, Anna.
  Bilgisayarına indirdim.
  Güzel değiller mi?
  Eskisinden daha iyi.
  - Alo?
  - Buraya gelebilir misin?
  Seni görmeliyim John.
  - Anna, dinle, seninle konuşmalı  - Çok geç olmadan!
  Korkunç bir şey oldu ve benim  Ne?
  Alo?
  Alo?
  Greenelerin evine ulaştınız.
  Lütfen mesaj bırakın ve en kısa zamanda size dönmeye çalışacağız.
  Kimse yok mu?
  - Anna?
  - John.
  Hey!
  Kapıyı aç!
  John evimizde biri var!
  Lanet olsun!
  Anne?
  Anne?
  Alo?
  Acil  durum  Alo, duyabiliyor musunuz?
  Kahretsin.
  Ölmek istemiyorum!
  Hey!
  Hey!
  Aç şu lanet kapıyı!
  911, acil durumunuz nedir?
  1103 Bayside'dayım.
  Eve giren biri var ve ciddi bir saldırı oldu.
  Pekala, tamam.
  Çoktan adresinize yönelmiş birkaç ekibimiz var.
  Anna!
  Bekle!
  Anna!
  John.
  Anna!
  İyi misin?
  Yaralandın mı?
  Bak, takip ediliyoruz   ama polisler burada, benimle kalırsan güvende olursun.
  Tamam mı?
  Üzgünüm.
  Ne?
  Orada bir şey var!
  Hey!
  Hey!
  Buraya!
  Dur!
  Dur!
  Birisi Greenelerin evine girdi!
  - Polis!
  - Eminim ki  Olduğun yerde kal!
  Olduğun yerde kal!
  Ellerinizi kaldırın Bay Washington!
  Ellerinizi kaldırın Bay Washington!
  Cinayetten şüphelisiniz Bay Washington.
  Bilgisayarınızda reşit olmayan kızların yüzlerce fotoğrafını bulduk.
  - Bana tuzak kurdu.
  - 16 yaşında bir kız.
  Bakın.
  Ailesinin kızı akıl hastanesine göndermekle tehdit ettiğini ve sizin   buna son derece karşı olduğunuzu biliyoruz.
  Benim bakış açıma göre, kızla fazla yakınlaştınız.
  Ailesine ilaç verdiniz ki böylece onu götürebilecektiniz ama gitmeyi   reddetti ve siz de olabileceğini hiç düşünmediğiniz bir şey yaptınız sonuçta.
  Anne babası iyi mi?
  Evet.
  Annesinin uyku haplarını mutfakta bulduk John.
  Ve ilaç şişesininin her yerinde parmak izinin olduğuna bahse girerdim.
  Ormanda, senin olduğun yerde kana bulanmış bir mektup açacağı bulduk.
  Sahip olduğunuzu sandığınız her bir delili açıklayabilirim.
  Sen Anna'yı takip ederkenki kayıtları dikkatle inceliyoruz.
  Birkaç kamerayı devreden çıkardın, izini kaybettirmek için elektriği kestin.
  Güvenlik odasında içeriye kilitlenmiştim!
  Bunu tanıdın mı?
  Onu bana Anna verdi.
  Güvenlik odasının anahtarı.
  Panikledin, bir mazerete ihtiyacın vardı bu yüzden kapıya içten hasar verdin   ama anahtarın cebinde olduğunu unuttun.
  Doğru şeyi yap John   ve kıza ne yaptığını söyle.
  Eve gittim.
  Onu arıyordum.
  Ve güvenlik odasında kilitli kaldın.
  Aynen öyle.
  Ve dışarı çıktığımda çok geç olmuştu.
  Ve koridordaki zeminde kan vardı.
  Ormana doğru izi takip ettim!
  - Ve ayakkabına kanı da böyle mi bulaştırdın?
  - Evet.
  Devasa bir ormanda 16 yaşındaki birinin kan izini takip ederek.
  Evet ve bir anda ortaya çıktı.
  Ellerimi tuttu.
  Ellerime kan bulaştı.
  Kaçıp gitti.
  Peki bu, evin içinde onu kovalayıp, öldürmeye çalıştığın için   çığlık atıp, ağlayarak cebinden 991'i aramasından önce miydi sonra mıydı?
  Seni mahkum etmek için birçok delil var.
  Orada başka biri vardı.
  Hapiste öleceksin.
  Ve geri geliyorsun  şimdi.
  Hareketin sonu, hareketin sonu!
  Tamam, bu kadar.
  Anna'nın davasıyla her yönden ilgili gerekli tüm anılarına beraber gittik.
  Ne yaptığını fark etmem gerekirdi.
  Senin suçun değil John.
  Onunla olan zamanın süresince Anna bizim protokollerimizi inceleyebildi   ve nihayetinde seansları kontrol edip yönlendirecek kadar güçlü hale geldi.
  Eşinin intiharıyla ilgili anıları tetikleyen suyu bile anlayabildi.
  Ölümünden sorumlu olman için sana ihtiyacı vardı.
  Öylece kaçsaydı, ailesi onu aramaya devam ederdi.
  Bir şey buldun mu?
  Güvenlik odasında kilitli olduğun ve onunla ormanda konuştuğun zamanı   özellikle vurgulayarak seanslarımızı yargıca sunacağım   ama bildiğin üzere mahkemede seanslarımız, görgü şahidi   ifadeleriyle aynı öneme sahip değil.
  Olabilecek tek kesin kanıtın, Anna'nın hala yaşadığını kanıtlamak   ama bu benim kapasitemin ötesinde bir şey.
  Bay Lundgren?
  Üzgünüm.
  Beni kendisine nasıl inandırdı bilmiyorum.
  Beni tamamen kandırdı.
  Sorun değil John.
  Son zamanlarda çok fazla baskı altındaydın.
  Teşekkürler.
  Yargıç, Peter'in ifadesini de dikkate alacak muhakkak   ama ikiniz de Mindscape için çalıştığınızdan   aşmamız gereken bazı yasal sorunlar var ve bu da zaman alacak.
  Biliyorum.
  Artık o evi ne kadar çabuk elden çıkartırsan o kadar iyi.
  Kefalet onaylanmadan önce çok zaman geçmez.
  Ama endişelenme John, tek başına değilsin.
  Bundan aklanman için gücümün yettiği her şeyi yapacağım.
  Ve sadece tek bir gül mü göndermek istiyorsunuz?
  Tek bir gül ve  bu fotoğraf.
  Göndermeden önce tüm dikenlerini koparabilir misiniz rica etsem?
  Emin olabilirsiniz, elbette.
  Anılarla ilgili komik olan şey, tam olarak güvenilemez olmasıdır.
  Ama yine de, sonunda elimizdeki tek gerçek odur.
  Ve ne kadar acı verici olsa da gerçeğe bakmak zorundasınızdır   çünkü bazen sizi kurtarabilecek tek şey odur.
  Sizi özgür bırakabilecek tek şey odur.
  Düşündüm ki ben   yukarı gelmeyi deneyebilirim böylece bana hayır diyebilirsin.
  İçeri gel.

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar