Print Friendly and PDF

Translate

Berlin Dosyası (2013) The Berlin File

|



120 dk
Yönetmen:Seung-wan Ryoo
Senaryo:Ted Geoghegan, Stefanie Y. Hong, Seung-wan Ryoo
Ülke:Güney Kore
Tür:Aksiyon, Dram, Gerilim
Dil:Korece, İngilizce, Almanca
Müzik:Yeong-wook Jo
Nam-ı Diğer:Bereurlin | In Berlin
Oyuncular
Jung-woo Ha
Suk-kyu Han
Seung-beom Ryu
Ji-hyun Jun
Ji-hyun Jun

Özet

Berlin’deki bir Kuzey Kore ajanı ihanete uğrar ve finansal bir casusluk komplosu sırasında gruptan çıkarılır. Berlin’deki Kuzey Kore elçiliğinde çevirmen olan karısıyla beraber peşlerindeki Kuzey ve Güney Koreli ajanlardan kaçmaya çalışırlar

Altyazı

  3 saat önce.
  Sıcak bir döner dürüm verir misin?
Westin Hotel, oda no 607.
Füze test sonuçları hakkında ne söyleyebilirsin?
Güney Kore Milli İstihbarat Servisi İzleme Aracı.
Bize verdiğiniz tahminlerle arasında 2 km fark var.
Yuri.
  Rus Silah Simsarı.
  Bizim teknisyenlerimiz testlere katılmadı.
  Hafif silahlar ve eski füzeler sorun değil.
  Asıl önemli olan yeni füzeler.
  Hey, neler oluyor?
  Sesi kaybettik.
  Bir şey yap.
Güney Kore MIT Berlin Ofisi.
  Rus bilgisayarını açıyor.
  - Şu lanet sesi düzelt!
  - Bir saniye bekle.
  - Ses alabiliyor musun?
  - Henüz anlaşmaya varmadılar.
  Şu yakışıklı çocuk da kim?
  Hiçbir şeye ulaşamıyorum.
  CIA, MI6 ya da Mossad veritabanında bir şey yok.
  Bu da nesi?
  Bir hayalet mi?
  Bir süredir bunlardan birini görmemiştim.
  Yeni füzeleri almazsanız   diğer silahları da alamazsınız.
Asim.
  Anti Emperyalist Arap birliği.
  O zaman Kuzey Koreli teknisyenlerle başka bir test yaparız.
  Ne diyorsun?
  Biri şu lanet sesi düzeltsin!
  Ben seni sonra ararım.
Berlin Kuzey Kore Büyükelçiliği İzleme Servisi.
Kararları ben vermem.
  Sadece emirlere uyarım.
Artık genç bir lideriniz var.
  Daha esnek olmalısın yoldaş.
  Esnek mi?
  Emperyalizme karşı olduğunuzu söylüyor ama bu emperyalist mantıkla mı pazarlık ediyorsunuz?
  Şartlarımız müzakere edilemez.
Lee Hak-su.
  Kuzey Kore Alman Büyükelçisi.
  İzninizle.
Aranızdaki sorun ne?
Sözleşme imzalamak için geldin pazarlık yapmak için değil.
Yıllardır bunun kadar makul bir anlaşma görmedim.
  İkiniz de inatlaşıyorsunuz.
  Gururunuzun esiri olmuşsunuz.
  İstediği ücreti dolar olarak ödeyemeyiz!
  Peki ya avro olarak?
  En azından buna ikna edebilirim.
  Destek birliklerini hazırlayın!
  Önce imzalayacaksın sonra parayı alacaksın.
  Önce havale.
  Harekete geçin!
  Harekete geçin!
  Tamam.
  Durun!
  Durun!
  Anlaşma iptal.
  Çıkın oradan!
  Mossad!
  Kurtarma timimiz 10 dakika içinde burada olacak.
Dagan.
  Mossad (İsrail Gizli Servisi).
  Bu durumu olduğundan daha da güçleştirmeyelim.
  Bunu burada bitirebiliriz.
  Silah anlaşmanızla ilgilenmiyoruz.
  Sadece Rus simsar ve Arap için buradayız.
  İş yaptığınız başka müşterileriniz de var.
Çatıya gidin.
Kuzey tarafındaki servis koridoruna doğru gidin.
Hedefle olan mesafe 150 metre.
  Aptalca bir şey yapma!
  Silahı şakaklara tut diye mi eğittiler seni?
  Sadece koşulları bilmeli ve malları tespit etmeliyim.
  Kafamı çeviririm ve ıskalarsın.
  Tamam, hadi bakalım!
  Berlin Dosyası.
  Harikulade çuvallamanız   Başkanlık Sarayına kadar aksedebilirdi.
  Bu tam bir diplomatik kabus.
  Ve elimize ne geçti?
  Anlaşmayı kasede kaydettik.
  Görüşmeyi mi kaydettiniz?
  Yoksa silahları mı?
  Elimizde anlaşma şartlarını doğrulayacak hiçbir şey yok.
  Görüşmelerin kaydı yok.
  Tam olarak elinde ne var?
  Yüzüme silah doğrulttu.
  Başka ne delile ihtiyacımız var?
  Ve o komunist yüzünden   adamlarımızdan biri omurgasından ciddi şekilde yaralandı.
  Yine de uluslararası hukuka göre sorumluluktan kurtulamayız.
  Kimliği belirsiz birine mesnetsiz bilgilere dayanarak  -  ateş açtın.
  - Saçmalıklarınla bizi suçlama!
  Tanrı aşkına!
  Bu Kuzey Koreli farzedilen ajan hakkında elinde bilgi yok.
  Kuzey Korelilerle mi karşı karşıyayız ondan bile emin değiliz?
  Bu karışıklığı kim temizleyecek?
  Kim temizleyecek?
  Kahretsin!
  Şef Kang'ın emrindeki Berlin birimi.
  Tasfiye edilmeye hazır olun.
  Müfettiş bey   birimi dağıtmak sorunu çözmeyecek.
  Üçüncü bir ülke tarafı sahneye çıktı.
  Üçüncü bir taraf mı?
  Ver şunu bana!
  Peşinde olduğumuz şey silah ticareti değil.
  Kim Jong-il'in ölümünden önce Macau'dan Avrupaya transfer olduğuna inanılan   4 milyar dolarlık gizli hesabının izini sürüyoruz.
  Eğer bu hesabı bulursak   Kuzey Koreye yardımla ilgili konularda avantajlı konuma geçeriz.
  Bu senin yapacağın bir hataya benzemiyor.
  Yuri Abd Hükümetinin aradığı bir silah simsarı.
  Bu Güney Korelilerin anlaşmayla ilgili istihbaratını açıklıyor.
  Ama Asim bir anti-Amerikancı.
  Ama neden Amerikalılar değil de İsrailliler ortaya çıktı?
  Bilgi mutlaka üç taraftan birinden sızdırılmış olmalı.
  Ya Ruslar bilgiyi İsraillilere sattı   ya da Arap, Mossad için çalışan çift taraflı bir ajan.
  Ya da biz sızdırdık.
  Pyo Jong-seong.
  Ağzından çıkanı kulağın duysun!
  Jong-seong beni dikkatle dinle.
  Pyongyang'dan buraya kim geliyor biliyor musun?
  Dong Myung-su.
Sen buradayken neden bir ajan daha sevk etsinler?
  Bize güvenmiyorlar.
  Yeni lider geldikten sonra yurtdışı ofisler denetleme altına alındı.
  Senin gibi milli bir kahraman bile   izlenmek zorunda.
  - Adımlarına dikkat et.
  - Yoldaş Büyükelçim.
  Benim işimin ne olduğunu unuttunuz mu?
  Söylediğim sadece  Söylediklerinizi resmi kayıt altına almayacağım.
  Senin için ifade ettiğim tek şey bu mu?
  Bir izleme objesi miyim?
  Bakış açınızı kaybediyorsunuz.
  Bunlar olsa olsa spekülasyondan ibaret.
  Zeka nerede?
Zeka.
Abd ofisine transfer olmak için bundan daha iyisini yapmalısın.
Olanlardan sorumlu ajan Jung Jin-su.
Libya'da da ortalığı karıştırmış diye duymuştum.
  Bu komunist karşıtı fikirlere tutkun eski topraklar sadece sırtımızda bir kambur.
Bir sonraki raporunda onun ismini görmemeyi tercih ederim, anlaşıldı mı?
Bunun icabına bakacağına inanıyorum.
  Bana sonuç getir.
  Dostum sana Kore lokantalarından uzak dur demiştim.
  Sana arka çıkmadım diye bana gıcık kaptın mı?
  Bugün benim doğum günüm.
  Kendimi bir kase yosun çorbası gibi hissettim.
  Bu yüzden Korelilerin hiç gelmediği bu lokantaya geldim.
  Bir kase ev yapımı çorba içmek için.
  Hesap hakkında seni önceden bilgilendirmek istemiştim.
  Ama zamanlamayı yapamadım.
  Bahanen bu mu?
  Zamanlama?
  Fazla üstüme gelme dostum!
  Uğraştığımız iş uyduruk bir sanayi casusluğu değil.
  Düşünmem gereken bir politik konumum var.
  Siktir git!
  Komünistlerle birlikte nasıl bir politik konum bu?
  Kavşaklarda sola dönüş bile yapmıyorum ben.
  Herhangi bir kurumda benim pozisyonumda olan birisi   kendini dinleyen biriyle çalışmayı tercih eder.
  Senin sorunun ne biliyor musun?
  İnsanları rahatsız ediyorsun.
  Bu kadar rahatsız bir adamla neden oturuyorsun?
  İyi, ben kalkarım o zaman!
  Benden ne istiyorsun?
  Benden kurtulabilirsin.
  Abd ofisine transfer olabilirsin.
  Ama bugün komunist tarafından haklanan adamımız   hayatının geri kalanında tekerlekli sandalyeye mahkum yaşayacak.
  Sen kendi işini yap.
  Ben de kendi işimi.
  Ryun Jung-hee adına rezervasyonumuz vardı.
  Üst kata buyurun lütfen.
  Gelmiş bile.
  Bu buluşmayı teklif etti.
  Yani hesabı ödeyecek mi?
  Alyansını çıkarmanı söylememiş miydim sana?
  İyi bir tercüman olmak çeviri yeteneğinden fazlasını gerektirir.
  Sigara kaçakçılığından yakalanan Koreli diplomatlarla ilgili   Almanya Federal Meclisinde bir tartışma vardı.
   bir tartışma vardı.
  Alman meclisi Avusturyada neler olduğuyla neden bu kadar ilgileniyor?
  Basit bir yanlış anlaşılma olduğunu açıklamadık mı?
  Eğer bu alışkanlık haline gelirse   bize tıbbi malzeme konularında yardım etmeleri zorlaşırmış.
  Bu konuda temiz bir görüntüde olmaları gerekiyormuş.
  Bunlara cebimizdeki son kuruşa kadar ödedik.
  Tüm söyleyeceği bu muymuş?
22:00, Hackescher Market tramvay durağı.
  İhtiyacım olan tek şey meclisi inandıracak bir zemin.
  Bu işler nasıldır bilirsiniz.
  Her şeyin Almanya'da kayıt altına alınması gerekiyor.
  Adam o kadar edepsiz ve küstah ki benim yüzüm kızarıyor.
  Hasta ruhlu piç!
  Onunla özel olarak ilgilen.
  Daha kişisel bir jest istiyor.
Bu konuda temiz bir görüntüde olmaları gerekiyormuş.
Bunlara cebimizdeki son kuruşa kadar ödedik.
Tüm söyleyeceği bu muymuş?
İhtiyacım olan tek şey  Hangi rüzgar attı?
  Aramadan geldin.
  Geç oldu.
  Duşunu al ve yat.
  Onunla özel olarak ilgilen.
  - Yarana bakıyım.
  - Gerek yok.
  Pyongyang'dan haber var mı?
  Ne haberi?
  Dönmekten çok uzağız.
  Biz karar vermeyiz.
  Emirleri uygularız.
  En azından yer değişikliği için başvurabiliriz.
  Büyükelçilikteki yoldaşlar en son ne zaman öz eleştiri yaptı?
  Sadece neden geri dönmek istediğimi soramaz mısın?
  Sanırım yanlış düşündüm.
  Kocam olmaktan önce milli kahraman olduğunu unutmuşum.
  Aman Tanrım!
  Aman Tanrım!
  İmdat!
  Biri yardım etsin!
  Burada ölü bir kadın var!
Bayan garson aşırı doz uyuşturucu alarak intihar etti.
  Buluşmak için başka bir yol bulalım.
  Bugünlerde çocuklar   yeni teknikler deneyip   hep ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar.
  Senin benim gibi adamlar da   iki yaşlı kurt, eski numaralarla idare ediyor.
  - Ama hala bizde iş var.
  - Başlatma şimdi yaşlı kurdundan.
  Bizi yaşlı gösteriyorsun.
  Kötü haber vermekten nefret ediyorum dostum ama yaşlıyız.
  Marty amca en sevdiği müttefiki için ne yapabilir?
  Bu herifin veritabanında olup olmadığını bilmem gerek.
  Bir Kuzey Koreli mi?
  Açık görev mi gizli görev mi?
  Bir hayalet.
  İki gün önceki Westin Oteli adam kaçırma olayını duydun   değil mi?
  Bu oradaydı.
  Sen de mi oradaydın?
  Hassiktir!
  Ekibimin Asim ve çetesinin izini sürdüğünü biliyordun.
  Beni gafil avladın dostum!
  Zamanım yoktu.
  O lanet komunisti ele geçirseydim   diğerlerini de hediyem olarak teslim edecektim.
  Hediyeyle derdin ne?
  Kuzey Kore silah anlaşmalarıyla ilgili her istihbaratı bana sızdıracağını söylemiştin.
  Şimdi de işler boka sardı diyorsun.
  Hey!
  Kes sesini!
  Lütfen.
  Sana çok özel bir hediyem var.
  Sana çok özel bir hediyem var!
  Bak.
  Sigmund adında bir adam   Alman Resmi Kalkınma Yardımları Bakan Yardımcısı   Kuzey Kore Büyükelçisi ile toplantı yaptı.
  Toplantı sonunda büyükelçi   bayan tercümanından   Sigmund ile özel olarak ilgilenmesini istedi.
  Ay sonu eve gidiyorum tamam mı?
  Şu anda önümde istediğim tek şey  -  karımın ev yemeği.
  - Hey, hey yaşlı kurt!
  Üzgünüm.
  Sizin Dışişlerinin çok hoşuna gidebilir.
  Gecikmene ne sebep oldu?
  Geldikten sonra bir şeyi halletmem gerekti.
  Gecikeceğinden haberdar edilmedim.
  Bunu izle anlayacaksın.
  Bir zamanlar emirler birbiriyle çelişmezdi.
  Herkes aynı kişiden emir alırdı.
  Artık işler öyle yürümüyor.
  Yeni yoldaş istihbarat şefi eski yöntemlerden hoşlanmıyor.
  Bu kadını tanıyor musun?
  Evet benim favori restoranım.
  Almanların da sevdiği bir yer.
  Güney Korelilerin de.
  Berlin ofisinde bilgi sızdıran bir   köstebek olduğundan şüpheleniyorlar.
  Bu olası değil.
  En güvendiğin kişi en yakından takip edilmesi gerekendir.
  Yoldaş Stalin'in sözü bu.
  Bundan Partiye haber verdin mi?
  Bir kaydını hazırladım.
  Benden geleceğine senden gelmesi daha iyi olmaz mı?
  Ya kanıt yoksa?
  Parti sızıntı var diyor ve sen buna karşı mı çıkıyorsun?
  Bu Partinin yanıldığı anlamına gelir.
  Bu da Partiyi beceriksiz gösterir.
Tekrar söyle.
Bilgiyi kim sattı?
Elçilik için tercümanlık yapan şu isimle rezervasyon yaptıran kadın: <i>Ryun Jung-hee.
  Garson kadın Güney Korelilerin muhbiriydi.
  Suçlamanın düzmece olduğunu biliyorsun.
  Dong'un sahte itiraf kanıtı hazırladığını mı ileri sürüyorsun?
  Bunun sahte olup olmaması önemli değil.
  Karının adı güvenlik bölümünün yürüttüğü   bir soruşturmada geçiyor.
  Pyongyang'ın duymak istediği bir isim.
  Parti suçlu olduğunu söylediği halde karını savunmaya çalışırsan   bu seni de   suçlu yapar.
  Bu itiraftan başka somut delil yok.
  Silah anlaşmasıyla ilgili bilgi sızdıranın   bizden olabileceğini sen bile söylemiştin.
  Benim konumumda olan birinin başka bir alternatifi yoksa, her zaman   bir cevaba ihtiyacı vardır.
  Ne kadar zamanımız var.
  48 saat.
  Fırtına yaklaşıyor   ama saklanacak yer yok.
Bu kadın olduğuna emin misin?
Evet.
  İşler nasıl gidiyor?
  Her zamanki gibi.
  Geçen gün Pyongyang ile ilgili ne söylemiştin?
  Eve gitmek mi istiyorsun?
  Bu konuyu konuşmayalım.
  İnanıyorum ki başımız dik yaşayabiliriz.
  Fakir olsak bile.
  Yüz tanımlama analizimiz %85 oranda uyan 3 kişi buldu.
  Bu ikisinin kimlik doğrulaması için birkaç kaynak var.
  Seyahat temsilcisini getirin.
  Ama bu adam hakkında neredeyse hiçbir bilgi ya da resim yok.
  Bir kültür tanıtım etkinliğinde çekilmiş bir tane buldum.
  Anlaşıldı!
  Kahretsin!
  - Sıcak gelişmelerle ilgileniyor musun?
  - Ne oldu?
  Görev yeri Berlin olan bir Kuzey Koreli resmi görevli az önce iltica formu doldurdu.
  Amerika'ya mı?
Hayır, BM üzerinden üçüncü bir ülkeye siyasi iltica talep ediyor.
  Bir sonraki görüşme ne zaman?
  Bu saatte beni aramana ne sebep oldu?
  Elçiliğe uğramam gerekiyor.
  Yemek yedin mi?
  Meclis kütüphanesine gidiyorum.
  Seninle yemek yiyemem.
  O zaman evde görüşürüz.
  Moran Tepesi 4639.
  Yoldaş Ryun'un çıkış imza kaydını talep ediyorum.
Bir sonraki istasyon Brandenburger Tor.
Olumsuz.
  Meclis kütüphanesi Brandenburger Tor'a yakın mı?
  Bundestag durağında.
  Meclisin yanında.
  Brandenburger çevresinde ne var?
  Büyükelçilikler.
  Bölgede Abd ve İngiliz elçilikleri var.
  Bu gizli bir görüşmeydi.
  Kendim rapor edeceğim.
  Çıkıyor musunuz?
  Bana bir şey söylemediniz?
Abd Büyükelçiliği.
  Bir sonraki  Bir sonraki görüşme ne zaman?
  Bir sonraki  Bir sonraki görüşme ne zaman?
  Uzun zaman oldu yoldaş.
  İki günümüz daha var.
  Peşine birini taktın mı?
  Buraya karın için gelmedim.
  Senin gibi mükemmeliyetçi biri   burnunun dibinde böyle bir şey olmasına nasıl izin verir?
  Mantıksız bir şey var.
  Bu resmi bir ifade mi?
  Yakında öğreniriz.
  Seni hiçbir şeyle suçlamıyorum.
  Suçlu olan cezasını çekecek.
  Gerçekten neden geldin?
  Hoş olmayan bir durum.
  Ve bu beni aşan bir mesele.
  Mutlu bir aile.
  Siyasi iltica isteyen bir mülteci var.
  Büyükelçilikten birisi.
  Yoldaş Büyükelçinin ta kendisi.
  Yoldaş Lee elçiliğin banka kasasını hortumladı.
İncelendikten sonra bu cihaz kendi kendini imha edecektir.
Şifreniz irtibat sırasında sözlü olarak teyit edilecektir.
Anahtar cümleniz şu: <i>Yağmur yağacak gibi görünüyor.
Cevabınız harfi harfine şu: <i>Ama katlanır şemsiyemi kaybettim.
  Şifreniz irtibat sırasında sözlü olarak teyit edilecektir.
  Anahtar cümleniz şu: Cevabınız harfi harfine şu: Ama katlanır  Buluşma yeri ve saati.
Seni bu kadar alıkoyan ne?
  Ne?
  Beni bu kadar alıyokan ne mi?
Bu herifle başbaşa kalmayı isteyen sendin.
Abd Büyükelçiliğine gideceğiz.
  Ve güvenli odaya gireceğiz.
  - Çamaşırhaneye mi demek istiyorsun?
  - Affedersiniz.
  İngilizce biliyor musunuz?
  Hayır.
  Resmi görüşme zamanına kadar   yaklaşık üç saatimiz var.
Yani seyahat faktöringi yapıyorsun.
  Sana bir saat ayırabilirim.
  Senin şirkete çalıştığını ve onu sorguya çektiğini söyleyebiliriz.
En azından bize göre böyle.
  Bunlardan sonra yaşlı kurtlar kendi yollarına gider.
Ve burada her ne olursa olsun bu operasyonla CIA'in hiçbir ilişkisi yoktur.
  Hiçbir şekilde bir kaydının olmaması gerek beni duyuyor musun?
  - Size ne öneriyor?
  - Henüz emin değiliz.
  Ama bir dosyadan bahsetti, işlettikleri bir çeşit karanlık hesap.
  Kim Jong-il'in Macau hesabı mı?
  Aman Tanrım!
  Herkesi sevindiremiyoruz galiba?
Bana borçlusun dostum, hem de çok!
3737 G406.
Saat 11 yönünde.
  Hedefin konumu onaylandı.
Dikkat çekmeyin kalabalığa karışın geri zekalılar!
Telefonumu mu dinledin?
CIA'in işine karışacak kadar kafayı yemişsin.
Kuzey Kore Büyükelçisi nasıl CIA işi oluyor?
Bu bizim işimiz.
Bir şey olursa uzak dur.
  Ben devralıyorum.
  Hey!
  Hey!
  Seni orospu çocuğu!
Hedef uzaklaşıyor.
  Metroya doğru gidiyor.
Takım A hedefi takip edin.
  Takım B karşıya geçin.
Piçi herkesten önce biz yakalamalıyız.
  Jong-seong.
  Ne yaptığını düşün.
  Bunu sonra konuşuruz.
  Kımıldamayın!
  Silahı yere bırak.
  Burası bizim çöplüğümüz.
  Başka bela istemiy  Puşt herif!
  Sakin ol dostum!
  Şimdi beni dikkatle dinle.
  Merkeze geri dön.
  Buralardaki CIA ajanlarıyla ilgili bulabildiğin her şeyi bul.
  - Ama bu CIA  - Lanet çeneni kapa!
  Ağzından bir kelime daha çıkarsa   o lanet beynini dağıtırım.
Selam baba.
  Seni seviyorum.
Hoşça kal.
Hayır.
Hadi gel Cindy.
  Ekibimin Asim ve çetesinin peşinde olduğunu biliyordun!
  Beni gafil avladın dostum!
  Bana seyahat acentasının adresini gönderir misin?
  Bunu neden yaptın?
  Dong Myung-su'nun neden burada olduğunu karından neden şüphelenildiğini   iyi düşünmeni istiyorum.
  Aileni yüzüstü bırakıp batıya iltica etmeyi planlıyordun.
  Hepsi Dong Myung-su'nun   hayır babası Dong Jung-ho'nun Berlin ofisini ele geçirmek için   kurduğu tezgahın birer parçası.
Dong'un babası yeni liderin bir müttefiki değildi.
Hal böyleyken ayakta kaldı.
  Nasıl?
Kim Jong-un'un adamları yasadışı silah ticaretinden ceplerini doldururken anlaşmayı Dong Jung-ho yönetiyordu.
Amerikalılar Macau hesabının izini buldukları zaman   oyunda kalabilmek için Dong karışıklığı temizlemek zorundaydı.
  Karıma ne yaptırdın?
  Ama söylediklerimin hiçbirine inanmıyorsun!
Sorgulama devam ediyor.
  Girebilirsiniz.
  Jong-seong.
  Deniz önünü kestiğinde "Arirang" şarkısını yarım ton düşük sesle söyle   ve nakaratını "fısılda".
  Partiden kendi gözleriyle görmek istiyorlar.
  Ne duymak istiyorsan söyle.
  İstediğin cevabı vereceğim   hızlı bir ölüm karşılığında.
  İşin sonunda bile ailen için hiç endişelenmiyorsun.
  Onlar için yapabileceğim hiçbir şey yok.
  Sanki ona komplo kuruluyormuş gibi konuşuyor.
  Adın ve görevin.
  Lee Hak-su.
  Demokratik Kore Cumhuriyetinin   Almanya Büyükelçilerinden biriyim.
  Ülkene neden ihanet ettin?
Az önce sana seyahat acentesinin adresini gönderdim.
Sık adres değişikliği paravan şirket olduğunu akla getiriyor.
Şef Kang'a bilgi vermemiz gerekmez mi?
  Ben hallederim.
  Alo?
  Binama zorla girdiler.
  Adresim Einstenufer 9D.
  Seyahat acentesi binası.
  Burada neler oldu?
  Öğleden sonra gittiğin   yerle ilgili neden bana yalan söyledin?
  Bana söyleceğin bir şey var mı?
  Her şeyi biliyor muydun?
  Ben sormasam hiçbir şey söylemeyecek miydin?
  Nereden başlayacağımı bilmiyorum.
  Galiba doğru zamanı kaçırdım.
  Nasıl başladığını anlat.
  Yoldaş büyükelçinin emriydi.
  Kendi isteğimle olmadı.
  Bana bir cevap vermiyorsun.
  Belki de ne istediğini bilmiyorum.
  Ne işler çeviriyordun?
  Ne yapsaydım?
  Misafir eğlendirmek bir emirdi.
  Ama seni temin ederim.
  Bu bebek ikimizin.
  Bu adam bana meydandaki bir etkinlikle ilgili soru soruyordu.
  Ve burası da kadın doğum uzmanımın çalıştığı yer.
  Neden bana söylemedin?
  Bebeğin ikimizin olduğuna inanmayacağını düşündüm.
  Benim ne düşündüğümü boş ver.
  Bana gerçeği söyle.
  Gerçek bu.
  Neden daha önce hiçbir şey söylemedin?
  Beni hiç dinledin mi?
  Böyle bir iğrençliğe tahammül etmenin   nasıl bir şey olduğunu biliyor musun?
  İlk kızımız.
  Onu kaybetmemizin ardından iki yıl geçti.
  Küçüğüm ne kadar büyük acı çekmiştir kimbilir.
  Bunu hiç düşündün mü?
  Ne yani?
  Kürtaj mı olacaktın?
  Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
  Yarın hastaneye gideriz.
  Eğer haksızsan  Beni casus olarak ihbar mı edersin?
  Bu gönlünü ferahlatır.
  Bu Partinin duymak istediği şey.
  Bugün   Yoldaş Büyükelçi batıya iltica teşebbüsünde bulundu.
  Son yedi günde bulunduğun bütün yerleri yaz.
  İtiraf ettirdin mi?
  Hala zamanımız var.
  Uygunsuz bir zamanda rahatsız ettim galiba.
  Sorgulama nasıl gitti.
  Başarılı.
  Sayende.
  Cenazesi Pyongyang'a geri gönderilecek.
  İyi işti yoldaş.
  Jung-hee'ye yapılan suçlamalarda onu bağlayacak bir kanıt bulamadım.
  Rahat ol dostum.
  Tebrikler.
  Sadakat testini geçtin.
Bütün bunlar Lee Hak-su yüzünden gerekliydi.
  Yoldaş Başkan Kim Jong-il   öldükten sonra Pyongyang'a giren yabancı kaynaklar bir hayli azaldı.
  Bütün dikkatler iktidarın başarılı bir şekilde el değiştirmesindeyken   Lee Hak-su'nun bütün servetini   alıp iltica edeceği şüphesi doğdu.
Ve bu süreçte senin ismin de geçti.
  Ben de dahil bizden bazıları   senin vatanımıza asla ihanet etmeyeceğinde ısrar ettik.
Partinin konumu elbette aynı değil.
Bu yüzden senin sadakatini test etmeyi önerdim.
  Şüpheli durumlar varken kendi karısını ihbar edecek   bir adamın bağlılığından nasıl şüphe ederdik?
Güvenlik bölümünden ajanlar kısa süre sonra sana uğrayacaklar.
  Pyongyang'a döneceksin ve bağlılığın nedeniyle   terfi edeceksin.
  Tebrikler yoldaş.
Beni de kurtardın.
  Ne kadarını duydun?
  Sen ödleğin tekisin.
  Ne yaptığını sanıyorsun?
  Bana yaptıklarını öğrendiklerinde kendini ölmüş bil!
  Sence sana ne olacak?
  Bugün   lanet bir Kuzey Koreli komunist dostumun kafasında bir delik açtı.
  Brandenburg Geçidinde mi?
  Dostum Asim'in çetesinin peşinde olan bir CIA ajanıydı.
  Eğer ismini ihbar edip   onlara İsrail'in Asim'i alan Kuzey Korelilerle   çalıştığını söylersem   o lanet resmin 48 saat içinde tüm CIA arananlar listesinde yer alır.
  Ne oldu şimdi?
  Bununla ilgili Amerikayla güzel bir diplomatik ihtilaf ister misin?
Yaklaşık bir ay önce   Pyongyang Mossad İstihbarat Toplama ile irtibata geçti.
Buraya karın için gelmedim.
Senin gibi mükemmeliyetçi biri burnunun dibinde böyle bir şeyin olmasına nasıl izin verir?
Suçlu olan cezasını çekecek.
Bize Berlin'deki birkaç adamını değiştirmek için onlara fırsat verdiğimiz taktirde onlar da iş yaptıkları adam Asim'i teslim edeceklerini söylediler.
Silah anlaşması başarısız olmalıydı.
İhtiyaçları olan fırsat buydu.
  İçeriden birisi Kuzey Koreye ihanet mi etti?
  Sadece bilmem gerekeni biliyorum.
Ama bence olay mahallindeki Kuzey Koreli ajan sırtından vurulmuştu.
  Evden ani bir ses geldi.
  Dikkatli olun.
Dinleme cihazı var.
  O zamandan kalma telefon kayıtları var mı?
  Onları mı istiyorsun?
Seni ihbar edeceğimden hiç söz etmedim.
  Söylediğin her şeyi buna kaydettim.
Söz senin ağzından çıktı.
Nasıl testi geçmiş olabilirim?
Bu bir tuzak.
  Kaçmalıyız.
  Silinmesini ister misin?
  O halde bana lanet komunistle olan görüşmenizin kaydını vereceksin.
  Eşyalarınızı topladınız mı?
  Raporlama için biraz kayıt yapacağız.
  Bunu mu arıyorsunuz?
  Geri zekalılar!
  Sizi dikkatli olun diye uyarmıştım.
  Değil mi?
  Alo?
  Abdul!
  Alo?
  Üzgünüm geç kaldım.
Abinin başına neler geldi duydun mu?
  Mossad yargısız infaz yaptı.
  Abin Asim'i İsraillilere veren köstebeği buldum.
  Şimdi yola çıkarsan hala onu yakalayabilirsin.
  Kim yaptı?
  İkimizin de tanıdığı biri.
  Pyo Jong-seong.
  Al bunu.
  Polise az önce bir silahlı çatışma ihbarı yapıldı.
  Adreste Kuzey Koreli bir tercüman oturuyor.
  Hey.
  CIA uydu iletişim ağını dinleyebilir misin?
  20 km yarıçapındaki tüm kanalları izlemeye alın.
  Sen kafayı mı yedin?
  Bir kez olsun dediğimi aynen yap.
  Telefon dinleme senin uzmanlık alanın değil mi?
  - Görüşürüz.
  - Arkanı kolla.
  Bir gün yine yolun Mossad'a düşecek.
  Bu hiç güzel olmayacak.
  Dostum, çok konuşuyorsun.
  Boş odanız var mı?
  Kayıt formunu doldurmamayı tercih ederim.
  İyi misin?
  Önce yaralarını tedavi etmeliyiz.
  Hey memur bey.
  Ben konsolosluktan geliyorum.
  Kurbanı teşhis etmek için buradayım.
  Tamam mı?
  İngilizce biliyor musun?
  - Nein.
  - Hayır mı?
  Koreli bir öğrenciden telefon aldık.
  Sorun değil.
  Bir dakika.
  Konsolosluktan bir Asyalı burada.
Göğüs ve kafaya tam isabet tek atışlar.
  Bu piçler sünnetli değil   ve dişlerine yaptırdıkları Kuzey Koreli olduklarını akla getiriyor.
  Harekete geçmeliyim.
  - Hey!
  Dur!
  - Selam.
  Hemen dönerim.
Geri zekalılar!
  Tamam.
  Bütün yoldaşlarımızı öldürdü ve kaçtı.
  - O çok iyi değil mi?
  - Onu ele geçireceğiz.
  Tamam.
  Öncelikle   adamlarına 10 km içindeki tüm otelleri arattır.
  İsimleri kayıtlarda olmayacaktır.
  Bu yüzden peşin ödeme yapmış ve son 10 dakika içinde giriş yapmış bir çift arasınlar.
  Bundan ne kadar eminsin?
  Bunu bana o öğretmişti.
  Eğer seni avlayacaklarsa av köpeğinin burnunun dibine saklan.
  Alo?
  Selam.
  Alo?
  Bu patrondan doğrudan bir emirdir.
10 km içindeki tüm otelleri arayın.
Peşin ödeme yapan ve kayıt formu doldurmayan bir erkek ve kadını arayacaksınız.
Size fotoğraflarını gönderiyorum.
  Efendim CIA uydu ağında "Kuzey Kore", "Abdül" ve "Asim" anahtar kelimeleri geçti.
  - Kullanılan dil arapça.
  - Arapça mı?
  Konumu neresi?
  Çatışmanın 10 km etrafında yoğunlaşıyor.
  Haini bize ver.
  Vermek isterdim   ama onları takım olarak geri götürmeliyim.
  Hey dinle dostum.
  Eğer Berlin şefi olursam o zaman aracıları aradan çıkarırız.
  Her şey ucuz ve hızlı olacak.
  İstersen sana bir bavul sahte para veririz.
  Çünkü kimse bizden daha iyi dolar yapamaz.
  Ama bu sadece o piçin cesedini yerde sürükledikten sonra gerçekleşecek değil mi?
  Güven bana.
  Neredesin?
  Bir çift mi?
  Jong-seong.
  Deniz önünü kestiğinde "Arirang" şarkısını yarım ton düşük sesle söyle ve nakaratını "fısılda".
   Lee Hak-su'nun bütün servetiniArirang  alıp iltica edeceği şüphesi doğdu.
Kim Jong-un'un adamları yasadışı silah ticaretinden ceplerini doldururken anlaşmayı Dong Jung-ho yönetiyordu.
Ve bu süreçte senin ismin de geçti.
Fısılda.
  Amerikalılar Macau hesabının izini buldukları zaman oyunda kalabilmek için Dong karışıklığı temizlemek zorundaydı.
Şüpheli durumlar varken kendi karısını ihbar edecek bir adamın bağlılığından nasıl şüphe ederdik?
Dong Myung-su'nun   neden burada olduğunu   karından neden şüphelenildiğini iyi düşünmeni istiyorum.
  Beni dikkatle dinle.
  Dong Myung-su   gizli bilgi satıyormuşum gibi göstererek bana tuzak kurmaya çalışıyor.
  Beni ve Lee Hak-su'yu haine dönüştürerek   Berlin ofisini ele geçirmeye çalışıyor.
  Eğer bu doğruysa biz burada ne yapıyoruz?
  Pyongyang'a bir daha dönebilecek miyiz?
  Bundan böyle yollarımız ayrılıyor.
  Nereye gideceksin?
  Partiye masumiyetimizi kanıtlayabilirim.
  Bana güvenmelisin.
  Parti, insanlar, hatta anavatan bile benden şüphelenebilir.
  Ama sen   bana inanmalıydın.
  İltica falan mı edeceksin?
  Nasıl bu kadar acımasız olabilirsin?
  Beni ne zaman istiyorsan öldür.
  Ama şimdi sırası değil.
  Buraya sizi öldürmek için gelmedik.
  Ama direnmeye devam ederseniz başka seçeneğimiz kalmayacak.
Karar vermek için on saniyeniz var.
Bir.
İki.
Üç.
  Canlı olarak dışarı çıkıyoruz üçümüz de.
  Yedi.
  Sekiz.
  Tek düşünmen gereken bu.
  On!
  Hey!
  Sadece kadını mı ele geçirdiniz?
  Sadece iki kişi demiştin!
  Bize yanlış bilgi verdin!
  Orada başka bir adam vardı.
  Ne?
  Başka bir adam mı?
  Bir yanki mi?
  Sana benzediğini söylediler.
  O bir Güney Koreli.
  Hoş geldin Güney Koreli adam.
  Gerçekten çok ileri gittin.
  Bu iş gittikçe ilginçleşiyor.
Şunu açıklığa kavuşturuyum.
  Ekibim Yuri'nin Asim için ayarladığı silah satışını bozacak ve sen de ikisini birden teslim edeceksin öyle mi?
Sana inanmıyorum.
  Gerisini dinlemek istiyorsan direksiyona geç.
  Uzun zaman oldu.
  İşte bu yüzden senden çok hoşlanıyorum.
  Sence neden Mossad otele gitmene izin verdi?
  Macau'dan Berlin'e   silah satışı, diplomatik ofis, casusluk, suikast ve iltica.
  Hepsi nasıl bağlantılı olabiliyor?
  Lee Hak-su'nun elinde tuttuğu gizli hesap   yani Kim Jong-il'in geride bıraktığı 4 milyar dolarlık kaynak, kilit nokta.
  Ölümünden sonra   kaynağı yeni lidere transfer etmeliydiler   ve hesabı kontrol eden insanları değiştirdiler.
  Ne Pyongyang ne de Lee Hak-su birbirlerine güvenemedi.
  Pyongyang'a göre   diplomatik ofislerin yeni lidere olan sadakati tartışmalı.
  Bu yüzden herkesi kendi güvendikleriyle değiştirmeye karar verdiler.
  Bu süreçte sen gözden çıkarıldın.
  Tamamen boku yemiştin.
  Yanılıyorsun.
  Bana ihanet eden Vatanım değil.
  Bu günlerde Kuzeyde ve Güneyde farklı Korece mi kullanıyoruz?
  Gerçekleri doğru anlamalısın.
  Hepsi Dong Jung-ho'nun işi.
  Kimin?
  CIA ajanı dostunu öldüren katilin babası.
  Gizli hesap Dong Jung-ho'ya ve müttefiklerine ait   Yoldaş Başkan Kim Jong-il'e değil.
  Lee Hak-su bu döngünün bir parçasıydı ve ihanete uğradı.
  Nerede o piç?
  Otelde kimi gördüğünüzü bir düşün.
  Kocan karşı tarafa güneye geçti.
  Her şey bitti.
  Kendini kurtarmak için karısını bırakan bir şerefsizi bekliyor olamazsın.
  Düşün bunu.
  Kocanın ihanet suçlamalarına tanıklık et.
  Gerisini ben hallederim.
  Bize yaptıklarından sonra yaşamayı mı umuyorsun?
  Bunu kim bilebilir?
  Bu yeri kim biliyor?
  Burayı genelde kullanan kişi.
  Benim.
  Yediğin sosisler seni yavaşlatmış olmalı.
  Neden bu kadar geciktin?
  Güney Koreliler sana nasıl davranıyor?
  Karımı bırak.
  Tanıklık etmesi için bir tanığa ihtiyacım yok mu?
  Neticede Güney Korelilerle işbirliği yaptığın doğru değil mi?
  Karımı telefona ver.
  Güvende misin?
  İyiyim.
  Güçlü ol ve dişini sık!
Şimdilik Myung-su ne diyorsa yap.
  Yakında gelip seni alacağım.
  Ona sahte bir umut vermenin ne faydası var?
  Temiz bir ölüm istiyorsan dikkat et!
  Ne zaman canım isterse o zaman ölürüm!
  Yani saçmalamayı kes ve hemen buraya gel!
  Gitmeme izin verirsen sana banka hesabını getiririm.
  Pyo Jong-seong beni aptal mı sanıyorsun?
  Eğer gitmezsem   o hesabı hiç bulamayacaksın.
  Sen de karını bulamayacaksın.
  Masum bir kadın ölecek.
  Herkes ölür.
  Karnında bir bebek taşıyor.
  Benim değil.
  Dönerim.
Destek talebi reddedildi.
  Şirket olayla bağlantıyı reddediyor.
  Destek biraz geç kalacak.
  Fazla sayıda insan rehinenin güvenliğini tehlikeye atabilir.
  Arkamı kollarsan bunu yalnız başıma yapabilirim.
  Karını dışarı çıkarırsak   seninle beraber güneye geçecek mi?
  Kabul etmeyebilir.
  Hazır başlamışken dürüst olalım.
  Dönmeyebilecek karın için hayatını tehlikeye atmaya hazır mısın?
  Bunu anlamamı nasıl bekliyorsun?
  Senin bu iş için hayatını tehlikeye atmanı benim anlamam daha güç.
  Bu benim işim.
  İşini yapmak için nedene ihtiyacın yok.
  Sadece yaparsın.
  O benim karım.
  Karımı kurtarmak için nedene ihtiyacım yok.
  Gerçekten geliyor mu?
  Biraz zaman alacak.
  Saat sabah 4'ten önce gelmez.
  Standart KGB saldırı saati.
  İnsanların en zayıf olduğu vakit.
  Bunun gibi.
  Güneş yakında doğacak.
  Keskin nişancılık eğitimi aldın mı?
  Çok iyi atış yeteneğim sayesinde ödül olarak çok tatil kazandım.
  Pozisyonumu aldım.
  Dikkatli ol!
  Dışarıda   iki Kuzey Koreli, iki Arap var.
  Ortadaki masanın yanında iki Arap var.
  Saat 3 yönündeki pencere yanında bir Kuzey Koreli var.
  Rehine ise   uzak sol köşede sandalyeye bağlı.
  Rehinenin durumu iyi görünüyor.
  Beni duyabiliyorsan kafanı salla!
  Kafanı salla, lanet olsun!
  Orospu çocuğu!
  Bu şekilde adam öldüremezsin.
  İntikam soğuk yenen bir yemektir.
  Güney Koreli kankalarına ne oldu?
  Aptalları yakalamak için geri zekalılar getirilmez!
  Rehineyi getirin ve etrafı kolaçan edin.
  Beklerken birkaç kez kaçma teşebbüsünde bulundu.
  Ailenin Berlin ofisinin kontrolünü ele geçirmek için   bunları yapmasına gerek yoktu.
  Bir vücutta iki baş olmaz.
  Açlığa dayanabilirsin ama baş ağrısına dayanamazsın.
  Babanla Yoldaş Kumandan arasında   bu çeşit bir güven mi var?
  Yoldaş Kumandan da bir insan.
  İnsanlar ihanet eder.
  Buraya ihtiyacın olan hain olmak için geldim.
  Gitmemize izin verirsen hayatımızın geri kalanında saklanarak yaşarız.
  Vatana ihanet itirafım şu ses kaydedicinin içinde.
  Yaşamak için yaptıklarına bak.
  Milli kahramanın itirafını duymak büyük bir onur.
  Yoldaş Pyo vatana ihanet ediyor.
  Bu çok heyecanlı.
  Hadi dinleyelim, olur mu?
  Bunu yapmadan önce   bir şey sormama izin ver.
  Karımın kadın doğum uzmanının Abd büyükelçiliğinin   yakınında olduğunu bilerek mi ona komplo kurdun?
  Kadın doğum uzmanı mı?
  Doğru ya!
  Karın hamileydi.
  Bu tam isabetti.
  Hikayeyi kuran sensin.
  Bu uzmanlık alanın değil mi?
  Masumdan bir suçlu yaratmak?
Ben Pyo Jong-seong, Demokratik Kore Cumhuriyetinin bir askeriyim.
Bu benim özeleştirimdir.
Parti Berlin şubesini değiştirmek istiyor.
Ama şimdi mevcut görevlileri değiştirmek için bir gerekçe yok.
  Puşt herif!
  Gerisini oynat.
Yuri ile Asim'i pusu kurarak suç üstü yaparsak o zaman mevcut görevlileri değiştirmek için haklı bir sebebin olur değil mi?
Doğru.
  Yani siz İsrailliler sonunda Yuri ve Asim'i ele geçireceksiniz.
Hep istediğiniz gibi.
Onları teslim edebiliriz.
  Kendin anlat.
  Sana hep söylemedim mi?
  Her zaman öfkenin seni yenmesine izin veriyorsun.
  Sence senin aklın yerinde mi?
  Kahramanı oynayarak kendine ne yaptığına bir bak.
  Kabul ediyorum iyi bir öğretmendin.
  İyi misin?
  Yaşamak istiyorsan beni bırakmalısın.
  Aptal olma.
  Nasıl hissettiğini biliyorum.
  O zaman sonuna kadar gidelim.
  İyi misin?
  Sorun yok.
  Ben senin tarafındayım.
  Hareket edebilir misin?
  Devam et.
  Enjekte et!
  Beni öldürmek buna bir son vermeyecek biliyorsun.
  Babama seninle ilgili güzel şeyler yazarım.
  Yaşananlar burada kalsın olmaz mı?
  İnsanlar ihanet eder!
  Anavatanın neresi?
  Her şey yolunda.
  Hadi gidelim.
  Hadi Jung-hee.
  Daha konuşulacak çok şeyimiz var.
  Şimdi gidelim.
  Nereye istersek gidebiliriz.
  Üzgünüm.
  Jung-hee   uyan!
  Lütfen!
  Jung-hee   hadi!
  Benimle gel.
  Süreçte neredeyiz?
İltica Başvurusu.
İltica Başvurusu.
  Son aşamadayız.
  Eğer arzu ederse bizim tarafımıza geçebilir   ya da BM üzerinden üçüncü bir ülke seçebilir.
  İyi işti millet!
  Soruşturma burada sona erdi.
  Hesapla ve Pyo Jong-seong'la alakalı tüm belgeler   imha edilmeli ve geriye kalan minimum kayıtlar da birinci sınıf gizli belge   olarak sınıflandırılmalıdır.
  Hala yapılması gereken birkaç prosedür var.
  Başkan Rusya ziyareti sırasında   yeni bir doğalgaz boru hattı projesini duyurdu.
  Pyongyang ile olan pazarlıkları durdurduk.
  Son şartları hesabı ve Pyo Jong-seong'u onlara iade etmemizdi.
  Dong Jung-ho ile beraber o da aklanacak mı?
  Dong neden aklanacakmış?
  Bu anlaşmayı ayarlayan oydu.
  Bilirsin böyle tipler kolay kolay batmaz.
  İn!
  İn arabadan seni lanet komunist!
  Senin gibi bir komuniste bakamam ben!
  Sorunsuz bir hayat yaşa.
  Git!
  Karını ve karnında taşıdığı bebeği korumaktan aciz kaldın.
  Sana yardım etmek için hayatını tehlikeye atan bir adama bile ihanet ettin.
  Ülkene ve insanlarına ihanet ettin.
  İşte sen busun.
  Hayatın boyunca saklanarak yaşa.
  Sürekli omzundan geri bakarak yaşa.
  Bir pislik gibi.
  Kimseye kalbini açmayı bile düşünme.
  İntikam almayı düşünme.
  Nefes alış verişin çok derin olmasın.
  Tıpkı normal insanlar gibi.
Benim.
  Nasılsın?
  Oğluma yaptıklarından sonra yaşamayı mı umuyorsun?
  Hiçbir yere gitmiyorsun.
  Peşinde olan sadece biz değiliz.
  Sen hiç zahmet etme.
  Ben gelir seni bulurum.
Çabuk ol!
  Bir köpek gibi nefes nefese seni öldürmem için bana yalvaracaksın.
  Vladivostok, sadece gidiş.
 ||

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar