Baahubali: The Beginning (2015)
| |
159 dk
Yönetmen:S.S. Rajamouli
Senaryo:Vijayendra Prasad, S.S.
Rajamouli, C.H. Vijay Kumar
Ülke:Hindistan
Tür:Aksiyon, Dram, Fantastik
Vizyon Tarihi:17 Nisan 2015
Dil:Telagu, Tamilce
Müzik:Kreem
Oyuncular
Prabhas
iRana Daggubati
Anushka Shetty
Tamannaah Bhatia
Satyaraj
Devam Filmleri
2015 - Baahubali: The
Beginning(97,755)8.1
2017 - Baahubali 2: The
Conclusion(70,287)8.2
Özet
Baahubali ve Bhallaladeva kardeşlerin
Mahishmathi Krallığı tahtı mücadelesinin anlatıldığı bu film krallıkta yaşayan
Sanga ve kocasının geçmişi hakkında ya da gelecekte neler yapabileceğini
bilmedikleri boğulmak üzere olan bir bebeği kurtarmaları ile başlıyor.
Büyüdükçe özgür ruhlu bu çocuk dağları keşfetmeye, köklerini araştırmaya,
hayatının amacının ne olduğunu anlamaya başlar ve en sonunda muhteşem Bhallala
Deva ile yüzleşirler! Hint sinemasının şu ana kadarki en büyük bütçeli filmi
olup otoritelerce Yüzüklerin Efendisi ile kıyaslanıyor
Altyazı
BU FİLMDEKİ TÜM KARAKTER, İSİM OLAY VE
MEKÂNLAR HAYAL ÜRÜNÜDÜR.
YAŞAYAN
VEYA ÖLÜ KİŞİ, OLAY VE MEKÂNLARLA BENZERLİK TAMAMEN TESADÜFİDİR HAYVANLARA
ZARAR VERİLMEDİ.
ÖLEN
HAYVAN BİLGİSAYAR GRAFİĞİDİR GEÇTİĞİMİZ BİRKAÇ YIL BOYUNCA BİZE DESTEK OLAN HERKESE
TEŞEKKÜRLER.
-SHOBU
& PRASAD
“Altın
hayaller “Ve büyük kalp sızıntısı “Hayat adı verilen bu nehrin “Ruhunun
derinliklerinde çırpınır
MAHISHMATHI KRALLIĞI SAVAŞ ALANI
“Yüce dağlar “Yoluna çıktığında “Kayaların
arasından derin bir vadi yarar KUNTHALA KRALLIĞI “Akmaya devam etmek için!
SINGAPURAM
EŞKIYALARININ KALESİ “Bu durdurulamayan “Yorulmak bilmeyen nehre KUNTHALA’NIN
SIĞINAĞI “Hayat adı verilir “Hayat nehri Efendi, Shiva!
İşlediğim
tüm günahların cezası ölümse, o zaman al canımı!
Ama
bu çocuk yaşamalı.
Dönüşünü
bekleyen annesi için yaşamalı.
Mahishmati'nin
tahtına çıkmak için yaşamalı.
Mahendra
Baahubali yaşamalı!
Bu
da ne!
Ne
bekliyorsun?
Acele et!
Hey!
Dikkatli ol!
-Ne
oldu orada?
-Emin
değilim, efendim.
Taktığı
mücevherlere bakılırsa kraliçedir.
Ölmeden
önce parmağıyla şurayı gösteriyordu.
Efendim!
Ne
oldu?
Onu
öldürmeye gelmişler gibi.
Ama
kadın onları alt etmiş.
Efendim!
Aman
Tanrım!
Bir mağara!
Bunun
burada olduğunu bilmiyorduk!
Sanırım,
yol mağaranın tepesine çıkıyor!
Kadın
bebeği havada tutmuş, yukarıyı gösteriyordu.
Belki
geri götürmeliyiz!
Sen
aklını mı kaçırdın?
Bebeği
öldürmek için asker gönderdiler!
Götürürsek,
-başı derde girebilir.
-Ama,
Sanga O artık benim bebeğim.
Hiç
çocuğum yok, Nehir Tanrıçası onu bana verdi.
Biriniz
bile buna karşı çıkarsa, boynunuzu kırarım.
Halen
ne bekliyorsunuz?
Kapayın
şu mağarayı!
Shiva!
Shiva!
Burada
ne yapıyorsun canım?
Yukarıda
ne var, anne?
Orada
hayaletler ve şeytanlar var!
Küçük
çocukları avlayıp yiyorlar!
Ama
ben oraya çıkmak istiyorum.
Yine
başladın!
Haydi,
kalk.
Kaç
kere oraya tırmanmayacaksın dedim?
Neden
ısrar ediyorsun?
Bir
tanem, bir daha yapmayacaksın, değil mi?
Bu
defa başaracak gibi.
İmkânı
yok!
Dağdan
dökülen suya bak!
Az
kaldı bulutlara değecek.
Kaç
defa düştü?
En
az yüz defa.
İddiaya
girerim yine kayıp düşecek.
Shiva!
Annen
yine orada bir şeyler yapıyor!
Shiva,
Shiva.
Shiva,
Shiva.
Shiva,
Shiva.
Shiva,
Shiva.
On
beş oldu!
Yüz
bir defa daha dök ve duaların kabul olacak!
Bilge,
eğer bunu yaparsam, oğlum beni dinleyecek mi?
Şu
dağa tırmanmayı kesecek mi?
Tabii!
Bu güçlü bir ayin!
Bütün
kalbinle suyu Shiva'nın üzerine dök, oğlun doğru yolu bulacak.
-Tamam.
-Shiva
büyüktür!
Anne,
gençleşmediğini biliyorsun.
Bu
kadar koşturman iyi değil!
-Yolumdan
çekil!
-Anne,
lütfen beni dinle!
Neden
dinleyeyim?
Sen dinliyor musun?
Baba,
lütfen ona durmasını söyler misin?
-Sanga?
-Ne
var?
-Çiçekler
nerede?
-Baba!
-Baba!
-Bırak
beni!
Tamam!
Ben yapayım o zaman.
Olur mu?
Hayır,
olmaz!
Efendi
Shiva, bunu kabul etmez.
Duayı
kim ettiyse suyu o dökmek zorunda!
Bilge,
sen işine bak.
Efendi
Shiva!
-Anne.
-Şimdi
ne var?
Seni
taşımama ne dersin?
Suyu
Shiva'nın üzerine yine sen dökersin.
Olmaz!
Bunu da kabul etmez.
Duayı
kim ettiyse suyu o dökmek zorunda!
Ayrıca
kendisi getirmek zorunda.
Sen
ve senin Shiva'n annemi öldürmek mi istiyorsunuz?
Efendi
Shiva ne planlıyor nereden bileyim ben?
Shiva,
Shiva!
Hey,
Sanga!
Gel
bak, senin oğlan yine ne peşinde!
Yine
ne yaptı?
Shiva!
Dur!
Bu
saygısızlıktan cehenneme gideceksin!
Shiva,
dur!
Shiva.
Shiva,
bekle.
“Gök
nehir kırlaşmış saçları Arasında hışımla dolaşıyor “Saçlarını hafif Dalgalarla
ışıldatıyor “Alnı parlak bir ateş Edasıyla parıldıyor “Kafasını süsleyen hilal
“Her seferinde beni Ona aşık ediyor “O kim ki, nereden gelmiş olabilir?
“Etrafa
yayılan sonsuz Bir ışıkla geldi “Güçlü kolları tarihin Akışını değiştirebilir “Bhagirathi
Nehri Efendi Shiva sana geliyor “Şu ironiye bak “Dağın kızının Sporcu eşi “Derin
bakışlarında Zihni coşan “Şefkat dolu bakışlarla Zorlukları azaltan “Zihnimin
ondan hoşlanmasını sağlıyor “Talimatları parlak taşlı “Kıyafetleri gibi taşıyan
“Kırlaşmış bukleleriyle sürüngenin üstünde “Geliniyle birlikte geldi Yüzünü
süsleyen “Erimiş kızıl safran kurşun ile “Öfkeden kör olan Filin derisini “Üzerine
giyen “Zihnimi mutlu ediyor O beni memnun ediyor “Şeytanların lideri olan Anne!
Efendin
sadece bin kez duş almayacak Artık her daim banyo yapacak.
Şimdi
mutlu musun?
Evet.
Bilge,
tahminlerin doğru çıktı!
O
günden sonra bir daha şelaleye bakmadı.
Efendi
Shiva'nın gücünü asla hafife alma.
Ama
şimdi de Shivalingam'dan aşağı düşen ahşap maskeye bakıp duruyor Peki, bu ne
şimdi?
Efendi
Shiva sır doludur.
Sadece
o bilebilir.
Şüphe
yok ki o idole banyo yaptıran benim oğlumdu, değil mi?
Peki
oğlum dağa mı tırmanacak, Sanga'nın istediği gibi burada mı kalacak?
Şüphelerinin
canı cehenneme.
Oğlum
bunu benim için yaptı.
Benim
isteğim gerçekleşecek, öyle değil mi?
Tanrı
Shiva ne isterse o olacak.
Efendi
Shiva'ya selamlar!
Efendi
Shiva'ya selamlar!
Ne
dedi yani?
Shiva!
O
maskeye daha ne kadar bakacaksın?
Yukarıda
birisi var.
Belki
var ama şimdi annen seni çağırıyor.
-Hadi
gidelim.
-Siz
gidin.
Ben gelirim.
Hadi
gidelim, çocuklar.
Sen
kimsin?
Neden bana geldin?
“Kalbim
kayboldu “Dalgalara karışan tanecik gibi “Yıldızların arasında Gözleri parlayan
benim “Akıntıda sesim yankılanıyor Dinle beni!
“Azim
dolu cesaretin seni ileri götürecek “Daha yükseklere atlayacaksın Büyük bir
azimle ve kararla “Azim dolu cesaretin seni ileri götürecek “Daha yükseklere
atlayacaksın Büyük bir azimle ve kararla “Sadece senin için yaşıyorum “Haydi
gel, birlikte alalım nefes “Dur sana bir şey anlatayım, aşkım “Seni ruh eşim
olarak seçtim “Düşsem de yıkılsam da Hemen geleceğim “Ani çıkan rüzgâr gibiyim Kimse
beni durduramaz “Dağlar engel olsa bile “Hemen nefesimle parçalarım onu “Onunla
savaşacak Düşmanı olmayan güçlü biridir “Nefreti düşmanlarında korku yaratır “Onunla
savaşacak Düşmanı olmayan güçlü biridir “Nefreti düşmanlarında korku yaratır “Yoktan
çıkıp geldin “Aşkın hediyesiyle “O sözü söyle, söz veriyorum “Senin için
kendimden vaz geçeceğim “Zoru başarmak imkansızdır Kanı çay gibi akıyor “Sağlam
bedeni sanki bir silah Dünya kahramanına selamlar olsun “Havada ve gökyüzünde
yıkıcı Kükremesiyle savaş kazanır “Sonrasında vahşi savaşçı Yumuşak kalpli bir
hale bürünecek “Korku katili, zenginlik sahibi “Bu çetin savaşın ardından Sakinlik
saracak onu “Korku katili, zenginlik sahibi “Bu çetin savaşın ardından Sakinlik
saracak onu “Korku katili, zenginlik sahibi “Bu çetin savaşın ardından Sakinlik
saracak onu “Azim dolu cesaretin seni ileri götürecek “Daha yükseklere
atlayacaksın Büyük bir azimle ve kararla “Azim dolu cesaretin seni ileri
götürecek “Daha yükseklere atlayacaksın Büyük bir azimle ve kararla “Azim dolu
“Hey!
Savaşçı, yakınıma gel “Yükseklere atla “Hey!
Yakışıklı, sen benimsin Hey!
Hey!
Dur!
Dur!
Şu
tarafta!
Kasi!
Bu
bir tuzak.
Öldürün şunları!
Aman
Tanrım!
Bunu
nereden aldın!
Adamlarınızdan
biri krallığımıza gizlice sızmıştı.
Devasena'yı
kurtarmayı çalıştı.
Biz
de onu öldürdük.
Bu
da bileğinde takılıydı, ondan aldım.
Başka
bir şey bilmiyorum.
Bırakın
gideyim!
Bırakın
Ölüleri gömün ve geride hiçbir iz bırakmayın.
Dilip
de şehit oldu, komutanım!
Gözyaşı
dökme!
O
canavar prensesimizi sarayında hapsedip şehrin meydanında onu zincire vurdu.
Kraliçe
Devasena'mıza bir sığır gibi davranıyorlar.
Onurumuz
ve gururumuz zedelendi, sessizce acı çekiyoruz.
Gözyaşı
dökmenin vakti değil.
Vakit
ateş püskürme vaktidir.
Kutsal
yemininizi unuttunuz mu?
Son
nefesimize kadar hatırlayacağız.
Amaca
ulaşmak için -azimle savaşacağız.
-Yılmayacağız.
-Kıyamet
de kopsa!
-Cesur
olacağız!
-Ölüm
bizi kırsa da.
-Dönmeyeceğiz!
Devasena'yı
kurtaracağız!
Amacımıza
ulaşmak istiyorsak Tutkularımız bizim
zayıflığımız olur.
Bizim
için eğlence ve kutlamaya yer yok.
Bedenimizi,
Kuntala Krallığı'na adadık ruhumuz Devasena'yı kurtarmaya var.
Efendimiz,
Mahishmatili Kattappa adındaki savaşçı hakkında birçok iyi şey duydum.
İyi
biri olduğunu duydum.
Ondan
yardım isteyemez miyiz?
Karikala
Kattappa Nadaar.
Gerçekten
iyi adamdır.
İsterse
bize yardım edebilir.
Ama
yardım etmeyecektir.
Kattappa,
Mahishmati tahtına köle olmuş.
Kattappa.
Kabil'den
kılıç tüccarı Şeyh Aslam sizi görmeye gelmiş.
Bu
cevher Bağdat madenlerinin derinliklerinden çıkarılıp Golan Dağları'nın fırınlarında
saflaştırıldı.
İran'daki
en iyi demirciler tarafından dövüldü.
Bu
elimdekiyle bir çocuk bile on banyan ağacı kesebilir.
Ben
buna İskender adını verdim.
Kılıçların
Gururu.
Harika
bir kılıç.
Ama
affet beni, Aslam, bu kılıç bizim hızımıza yetişemez.
Bu
ne küstahlık!
Söylenen
söz ve dökülen kan asla geri alınamaz.
Kılıcıma
karşı düello yap ve sözlerinin doğruluğunu kanıtla.
Sözlerimde
haksız mıyım, Kattappa?
Tüm
dünyayı gezdim Çin, İran, Moğolistan,
Yunanistan.
Ama
senin gibi savaşçı görmedim.
Sizinle
ekmeğimi bölüşmek benim için onur olacaktır.
-Lütfen
gel, Kattappa.
-Lütfen
affet, Aslam.
Köleler
burada kraliyet misafirleri ile yemek yiyemez.
Köle
mi?
Cephaneliğin
başı olan sen, nasıl olur da köle olabilirsin?
Evet,
daha önce görmediğiniz bir köle.
O
savaş için demir döver.
Savaş
esnasında kendi hayatı pahasına kralı korur.
Savaştan
sonra da onun ayaklarının dibinden ayrılmaz.
Söyle
bana, özgürlüğünün bedeli ne kadar?
Özgürlüğünü
satın almak için on, hatta 100 katını ödeyeceğim.
Bu
köleye fiyat biçemezsin, Aslam.
Atalarım,
kabilemize doğan herkesin Mahishmati tahtına ömür boyu hizmet edeceğine söz
vermiş.
Unutulmuş
atalarının vermiş olduğu sözden sen
halen Söz veren insanlar ölmüş olabilir,
ama verdikleri söz halen yaşıyor, Aslam.
Ölene
kadar bu ülkeye bağlı kalacağım.
Sadakatin
bir adı olsaydı, bu sen olurdun, Kattappa.
Bir
şeye ihtiyacın olursa lütfen, ömür boyu arkadaşın olduğumu asla unutma.
Vaishali.
-Nereye
gidiyorsun?
-Döneceğim.
Verdiğimiz
sözü tutmak için altın fırsat yakaladık.
Bhallaladeva'nın
doğum gününü kutlayacaklar bir sonraki hilalde.
Tüm
krallık kutlamalarla meşgul olacak.
Devasena'yı
kurtarma fırsatı -Fırsatı bana ver,
efendim!
-Komutanım,
ben gideyim!
Bu
onuru Avanthika'ya sunuyorum.
Avanthika!
Avanthika,
bu ne?
Bu
da nereden geldi?
Sen
yemininden çok güzelliğine odaklanmışsın!
Kendini
sevdiğinden, tehlike anında hayatını ortaya koyamazsın.
Bu
onura layık değilsin.
Git buradan!
Bu
gözyaşları ne korkaklığımın ne de
çektiğim acılarımın yansıması.
Onlar
benim öfkemin bir kanıtıdır.
Eğer
bu yaşların ağırlığını hissedebiliyorsanız
izin verin ben gideyim.
İki
gün içinde gitmek zorundasın.
Hazırlan.
Dikkatli
ol ve işi bitir, Avanthika.
İhmalinden
dolayı yakalanırsan, Bhallaladeva sana işkence edip seni öldürecektir.
“Mahishmati
her daim sağlam olsun “Kaçınılmaz olarak geçecek zaman boyunca “Tüm çabaları
muvaffak olsun “Güneş, ay ve yıldızlar Zaferle parıldayıncaya kadar “Saadet ve
zafer burada hüküm sürer.
“Bereketli
krallık, mutlu tebaa “Barış hüküm sürerdi bir zamanlar burada “Mahishmati'nin
büyüklüğü ve şanı “Göklerdeki bayrağındaki amblem Simgelesin bu şanı “Altın
taht iki yanında atlar “Mahishmati'nin şanını ortaya koyar Majesteleri, o
boğayı ormanda yakalayalı iki gün oldu.
Henüz
öfkesini geçiremedik.
Oldukça
tehlikeli Bakanım!
Bhallaladeva'nın
gözünü korkutmak için en az on boğa gerekir.
Hadi
ama.
Ez
onu, Bhalla!
Evet!
Öldür
baba.
Gördün
mü, büyükbaba?
Haşmeti
boğaya boyun eğdirdi.
Yüce
Kral!
Bu
büyük bir cesaret.
Harika!
Yaşasın,
Majesteleri!
Bhallaladeva!
Baba!
Başardı!
-Böyle
güçlü savaşçı var mı?
-Yok
Prensim!
Sadakatin
beni çok büyülüyor, Kattappa.
Kalbinin
derinliklerinde beni öldürme arzusu besliyorsun.
Yine
de beni kurtarmak için hayatını ortaya koydun.
Bunu
nasıl yapıyorsun?
Bastırmayı
nasıl başarıyorsun?
Tamam!
Bunu hak ettin!
Bir
ödül dile.
Dile
benden ne dilersen!
Majesteleri!
Devasena'yı
yaklaşık 25 yıldır elinizde esir tutuyorsunuz.
Lütfen,
onu salıverin.
Öyle
olsun.
Madem söz verdim, git Devasena'yı öldür ve onu
serbest bırak!
Ölümden
daha büyük bir kurtuluş yoktur!
Haydi
git!
Hayır
mı?
O
zaman bırak acı çeksin.
Sadece
bir 25 yıl daha değil, ölene dek.
Hey
kocakarı!
Uyan!
Hey!
Kalk!
Devasena!
Umarım gördüğün işkencelerde eksik bir şeyler
yoktur!
Benim
yerime onu seçtin.
Peki,
o nerede şimdi?
Bana
gerçeği söyle, Devasena.
Bu
kadar yıl geçti, onun adını kimsenin dilinden duydun mu?
Uzun
ve karanlık gecelerde, umutsuz sessizliğin ortasında ve zincirlerinin şakırtısı arasından onun
adını hiç işittin mi?
Hayır.
Mahishmati
onu unuttu, Devasena.
Artık
ne onun hakkında konuşuyorlar ne de onu hatırlıyorlar.
Bu
krallıkta onu hatırlayan sadece iki kişi var.
Sen
ve ben.
Ölmeden
önce onu son kez görmek istediğin için hatırlıyorsun.
Ben
de onu kendi ellerimle öldürmek istediğim için hatırlıyorum.
İkimizin
de dileği gerçekleşmeyecek.
Leydi
Devasena!
Artık
kabul etmelisiniz.
Sadece
evet deyin zincirlerinizi kırayım ve serbest kalın.
Hayatınız
boyunca mahkûm mu kalacaksınız?
Hayır,
Kattappa.
Oğlum
gelecek ve beni serbest bırakacak.
Ölen
çocuğunuz nasıl geri gelebilir?
Oğlum
hayatta.
Beni
aramaya gelecek!
Oğlunuz
adına acı çekiyorsunuz, hem de hayatta olmayan bir oğul adına.
Lütfen,
kendinize gelin.
Bu
fırsat bir daha elime geçmez.
Gece
vardiyasındaki nöbetçiler her an burada olabilir.
Lütfen,
kabul edin!
Lütfen,
kabul edin!
Size
yalvarıyorum burada ama siz bu aptalca şeyle meşgulsünüz!
Kattappa,
ağaç dalları toplayan deli bir kadın oluğumu mu düşünüyorsun?
Bu
cenaze odunu yığını!
Bhalladeva'yı
yakıp küle çevireceğim.
Bu
yüzden cenaze odun yığını yapıyorum.
Oğlum
gelecek.
O
hayvanı sürükleyip bu odun yığınının içine atacak.
Bhalla
halen hayatta iken oğlum bu ateşi yakmamı sağlayacak.
Bhallaladeva
acıyla bağıracak, Mahishmati'nin duvarlarının ötesinde ölüm çığlıkları
yankılanacak.
Oğlum
gelecek!
Ne
oldu, Avanthika?
Birisi
dün gece tam burada elime dövme yaptı.
Beni
görünce geri gelecek.
Avanthika,
omzunda bir şey var.
Avanthi -Git, sonra görüşürüz!
-Avanthi,
dinle!
Omzundakini
gördün mü?
Beğendin
mi?
Neden
surat asıyorsun?
Biraz
gülümsesen ya.
Aman
Tanrım!
Hey!
Oklar da neyin nesi?
Beni
okla mı öldüreceksin!
-Kimsin
sen?
-Bu
daha iyi.
Adım
Shiva.
Ambuli köyündenim.
Dağa
senin için tırmandım.
Ne
kız ama!
Gördün
mü?
Beni dinlemeliydin.
Şimdi
deliğe düştün.
Avanthika?
-Şimdi,
söyle bana kimsin?
-Doğruyu
söylüyorum.
-Dağa
tırmandım.
-Kes.
Sadece
Büyük Shiva gibiler tırmanabilir!
Onu
diyorum ya.
Ben Shiva'yım!
Sana
anlatacağım.
Sana
her şeyi anlatacağım.
Ama
önce sana bir şey sormam gerek.
-Ne?
-Sen
kimsin?
-Sen
kimsin?
Elinde
kılıç var.
Zırhından,
gözlerinden çıkan kıvılcımdan bahsetmiyorum.
Yüzündeki
bu maskeni sormuyorum!
Ben
onun arkasındaki gizemi bilmek istiyorum.
Anlatayım
mı?
Sen
bir kadınsın ve ben de bir erkek.
Buraya
seni sevmeye geldim.
İşte
bu acıttı.
Bu
benim maskem.
Onu
şelalede düşürmüştüm.
Gerçekten
bana ulaşmak için mi dağları aştın?
Sırf
ondan mı?
Tüm
yolu maskenin ardındaki gülüşü görmeye geldim.
Daha
göremedim.
“Kuşlar
cıvıldıyor ve beni de al diyor “Aşka susayalım Aşkımız dallansın “Kalbimin
yankısını dinle “Bırakalım zaman dursun Aşk bizi yaşatadursun “Bu zamana kadar
hayatımın Bir anlamı yoktu “Şimdi senin için yaşamak istiyorum “Kalbimle
anlaşma yaptım “Senin için yüzlerce defa doğacağım “Kuşlar cıvıldıyor ve beni
de al diyor “Aşka susayalım Aşkımız dallansın “Gökyüzüne aşkımızı yazacağım “Haydi,
birlikte olalım Hayatımızın kalan kısmında “Aşkı gözlerinle yaz “Kalbim
defterin olsun “Âşık olmak çok güzel “Bu zamana kadar hayatımın Bir anlamı
yoktu “Şimdi senin için yaşamak istiyorum “Kalbimle anlaşma yaptım “Senin için
yüzlerce defa doğacağım “Kuşlar cıvıldıyor Beni de al diyor “Aşka susuyorum Haydi
aşka gelelim “Kalbimin yankısını dinle “Bırakalım zaman dursun Aşk bizi
yaşatadursun Dünyada eşi benzeri yok.
Otuz
metrelik altın bir heykel.
Hatta
Tanrılar bile bu onuru alamaz.
Bu
heykel dikildiğinde, oğlunuz ve kralımız Bhallaladeva'nın şanı dünyanın dört
bir yanına yayılacak.
-Tüm
düzenlemeler yapıldı mı?
-Evet,
Majesteleri!
Bolca
kutlama olacak.
Alkış
ve eğlencenin eşi benzeri görülmemiş olacak, Efendim!
Avanthika Üstünü arayın!
Saldırın!
Baahubali?
Efendim!
Beni affedin, Efendim!
Lütfen,
beni öldürmeyin!
Efendim!
Beni affedin, Efendim!
Beni
affedin!
Shiva!
Lütfen
beni affet, Shiva.
Ne
yapacağımı bilemedim.
Ne
seni ne de görevimi bırakabilirdim Sen
benimsin, Avanthika.
Senin
olan her şey de benim.
Senin
yükünü ben de paylaşıyorum.
Devasena'nın
kim olduğunu bilmiyorum.
Eğer
amacın onu kurtarmaksa, onu geri
getireceğim!
Sana
söz veriyorum.
“Cenaze
ateşi yanar ve ben boğulmuş gibiyim “Yine de kalbimde bir özlem var “Güneş
tekrar doğacak mı “Diye soruyor bu zincirlerim “Ah Krallık!
Sana doğru gelene bir bak Mahishmati, şimdi
nefes alabilirsin.
Oğlum
geri döndü.
Baahubali
geri döndü!
Acele
edin!
Kımıldayın!
Heykel
dikildiğinde alkışlanacak!
Kralın
heykeli dikilince herkes alkışlayacak!
Telaşa
gerek yok!
Bu
otuz metrelik bir heykel.
200
kişi kurbanı olmuş, çok mu?
Teşekkür
ederim.
Baahubali?
-Baahubali?
-Baahubali.
-Baahubali?
-Baahubali.
-Yürüyün!
-Baahubali!
Baahubali!
Hey!
Kimdi
o?
Baahubali!
Baahubali!
-Oğlum
15 gün önce gitti!
-Bunu
tut.
Henüz
dönmedi.
İyi
olup olmadığını merak ediyorum.
Shiva'nın heykelini taşıdı.
-Ona
ne olmuş olabilir ki?
-Eğer
iyiyse, neden geri dönmedi?
Belki
de ailesini buldu?
Asıl
ailesi olmadığımızı öğrenmiştir.
-Hiç
dönmeyecek mi?
-Sanga
Bana tekrar anne demeyecek mi?
Acele
etsenize siz!
Haydi.
Gözümdeki
ateşi gördün, bana inandın ve bu görevi bana verdin.
Şimdi
bana bir kere daha güvenmene ihtiyacım var.
Shiva'nın
Kraliçe Devasena'yı kurtaracağını biliyorum.
Benimle gel.
Tamam.
“Mahasena!
Kim
demiş, bize doğru yolu gösteren Baahubali hayatta değil.
Ben
yaşayan ölüden başka bir şey değilim.
Sen
ölüsün ama halen insanların kalbinde yaşıyorsun.
Baahubali!
Baahubali!
İsmi
halen bu duvarlarda yankılanıyor.
Sanki
dikilen onun heykeliydi!
İnsanlar
bastırılan duygularını dışa mı vurdu?
Yoksa
birisini mi gördüler?
Hayır!
Bu imkânsız!
Görevli
askerleri sorguya çekip adını kimin söylediğini öğrenelim.
Gerçek
anlaşılır!
-Burada
ne yapıyorsun?
-Ben Kral bize emir verdi.
Yürü.
Baahubali'nin
ismini kalabalık arasından ilk kim söyledi?
Duvarlara
mı soruyorum?
Konuşun!
Yoksa dilinizi keserim!
-Kim
olduğunu görmedik, Efendim!
-Kesin
şunu!
Aptallar
topluluğu musunuz?
Kimse
görmedi mi?
Ben
gördüm, Efendim!
O
gözleri daha önce de görmüştüm!
-Bhadra!
Onu canlı istiyorum.
-Gidelim!
Hey,
kimsin sen?
İşte
burada!
Yakalayın onu.
Yakalayın
onu!
Şu
taraftan!
Alarm
verin!
Seni
kurtarmaya geldim.
Kattappa,
bir çapulcu saraya girdi, ve kral odasını ateşe verdi!
Siz
kuzey tarafa gidin.
Kattappa,
ellerini ve ayaklarını kopar, ama onu canlı istiyorum.
-Emredersiniz
Prensim!
-Onu
canlı istiyorum!
Haydi!
Alarm!
Salın!
Kalk!
Seni
bitli kocakarı!
Yıllardır
sadakatsizlikten ceza çekmene rağmen hâlâ uslanmadın.
Erkek
görür görmez peşine takılıyorsun.
Kattappa!
Beni öldürecek!
Prensim!
Benim
görevim sizi korumak!
Sizi
öldürmesi için cesedimi çiğnemek
zorunda!
Kattappa!
Kattappa!
Kattappa!
Devasena!
Hücum!
Devasana
için geliyorlar.
Durdurun onları.
Bhavani'ye
selam olsun!
Shiva!
Siddha!
“Mahasena!
“Mahasena!
“Mahasena!
Anila!
Baahubali!
Sen
kaybettiğimiz umudumuzu dirilttin.
Ondan
büyük bir savaşçı yapıp bize geri getirdin.
Mahishmati
Krallığı sonsuza kadar sana minnettar kalacak.
Annem,
yüzünde alışılmadık üzgün bir ifadeyle bana bakıyor.
Onlar
kim, bilmiyorum ama bana tanrı gibi bakıyorlar.
Bu
kadını daha önce hiç görmedim, onun yaralarını görmek kanımı kaynatıyor ve ruhumu acıtıyor!
Neden?
Kimim
ben?
Sen
kurtarıcımız Amarendra Baahubali'nin oğlusun.
25
yıldır senin dönmeni bekleyen annene, Devasana'ya ilaç olacaksın.
Bugün
hayattasın çünkü Kraliçe Sivagami büyük bir fedakârlık yaptı.
“Her
şey 50 yıl öncesine dayanıyor.
“Mahishmati
Krallığı, büyükbaban “Kral Vikramadeva tarafından kuruldu.
“Yaşça
büyük olsa da umursamaz karakterinden dolayı “Bijjaladeva'ya taç giydirilmedi.
“Bijjaladeva,
kötürüm olmasından dolayı ayrıma tabi tutulduğunu düşündü.
“Tüm
öfkesini içine gömdü.
“Kral,
birkaç yıl içerisinde öldü.
“Geriye
tebaası “ve altı aylık hamile kraliçesi kaldı.
“Üç
ay geçti ve Mahishmati yas tutmaya devam etti.
“Kralın
üvey kız kardeşi, Bijjaladeva'nın karısı Sivagami “krallığın idaresini eline
aldı.
“Zeki
bir kadın olarak “insanların refahı “ve krallığın korunmasına yoğunlaştı.
“Tahta
karşı hamle yapan çakalların “inlemelerini işitebiliyordu.
“Karanlık
bir hilal gecesiydi.
“Kraliçe
doğum sancısı çekiyordu.
Kraliçeyi
kurtaramadık, Efendim!
Erkek
oldu!
Baahubali!
Boş
taht bana dul bir kadının kaderini anımsatıyor.
Ondan
ona ben oturup eski ihtişamını geri getireceğim!
Çok
yaşa, Marthand!
Hepiniz
bu tahta sadık kalmak için kutsal bir ant içtiniz.
Krallık
hâlâ yas tutarken isyan çıkarmak savaşçılığın tüm ilkelerine aykırıdır
Marthanda!
Lider
olmak, savaşçı olmanın ilk ilkesidir, Bakan.
Sivagami
Devi?
Kraliyet
ailesini destekleyenler bir adım öne çıksın.
Kim
bir kadını destekler, Sivagami?
Kattappa!
İsyan
ederek Mahismathi topraklarını lekelediler.
Bu
toprağı onların kanlarıyla yıka!
İnsanlarımız
katledilmesini nasıl izleyebiliyorsunuz?
Kımıldayın!
Şu köleyi ve Sivagami'yi öldürün!
Öldürün
Kattappa'yı!
Rüşvetle
adamlarımı satın aldın!
Ne
kadar kalleşçe!
Kalleşçe
değil, Marthanda.
Buna
devlet idaresi denir!
Hanımım,
siz doğuştan savaşçı ve yöneticisiniz, bu ayrıcalığa şahit olduk.
Lütfen
tahta çıkın ve Mahishmati'yi yönetin!
Hayır,
Bakan.
Orası bana ait değil.
Taht
kime ait?
Bu
ne biçim bir soru, Bakan?
Bu
taht oğlum Bhallaladeva'ya ait.
Anlat
onlara, Sivagami!
İki
oğlumun da tahtta eşit hakkı var.
Kim
daha cesaretli, merhametli ve bilge olursa Mahishmati Kralı o olacak.
Bu
benim sözümdür ve benim sözüm kanundur!
“Onun
içinde “Sevgi deryasını buldu “"Sen çok yaşa" “"Sevgili
Baahubali" “Lezzet ve zehir “Akıllar yine ikisinin birleştiği yerde “Mahishmati'nin
evladı “Tahtın varisi Sadece Baahubali “Er meydanında bir aslan gibi kükrer Şimdi
dinlenin.
“O
şimşekten farklı değildir.
Kattappa!
Çok acıktım.
Alabilir
miyim?
Prensim!
Neden
ayaktasınız?
Oturun.
Biraz
ver.
Prensim!
Burada olmanız doğru değil.
Bizimle
yemek paylaşmamalısınız.
Karnım
aç.
Derslerin
bana yardımcı olmuyor.
Hanedan
odanızda lezzetli bir dizi yemek var.
Biliyorum.
Bu yemeğin nesi var?
Kokusu
bile ağzımı sulandırıyor.
Nesi
yanlış biliyorsunuz.
Prensim.
Siz
soylusunuz biz ise köleler.
Tamam!
Mahishmati Prensi olarak, size emrediyorum.
Karnımı
doyur, amca.
“Şimdi
ceza verecek kılıç havaya kalktı “Şimdi paramparça edecek ok fırladı “Düşmanları
afalladı “Kaçıp saklanacak yer bulamıyorlar Bhallaladeva!
Aferin,
Bhalla!
Ben
Kral olunca, sen de benim komutanım olacaksın!
İki
prens de savaş ve eğitimlerinde üst seviyeye ulaştı.
İkisi
de eşit durumda.
Kimin
Kral olacağına nasıl karar vereceksiniz, Kraliçem?
Tanrı
çocuklarının her ikisini de eşit güçle kutsadı.
Şimdi
de vermek zorunda olduğum bu zor kararla beni test ediyor.
Bir
sonraki görevleri çok daha zor olacak.
“Kraliçe
tahta kimin çıkacağına karar vermeden önce “yeni bir krizle karşılaştı.
“Güvendiği
adamı Saketa'nın ihaneti.
Saketa
muhafızları öldürerek askeri sırlarımızı çaldı.
-Prensleri
çağırın!
-Emredersiniz.
“Genç
Prensler haini umutsuzca “komşu ülkelerin krallıklarında aradı.
“Sonunda
onu hırsızların saklandığı “Singapuram denen yerde buldular.
“Burası
hırsızların “kanunsuz mekânı “dikkat çeken yabancılar için ölümcül tehlikeli
bir yerdi.
-Seni
hiç görmemiştim.
-Buraya
yeni geldim.
Gizlenmiş
bir hançer!
Bu ne için?
Sen
bir casus musun?
Muhafızlarımız
bu kadar iyi olsaydı Bu kadar krallık
görme fırsatımız olmazdı.
Kılıç
mı yoksa akıl mı?
Hangisi
daha keskinse.
İçecek
bir şey var mı?
Büyüğünden.
Daha
büyüğünden.
Paran
var mı?
Yeterince
büyüğüne ihtiyacım var, tüm kardeşlerim için!
Bak, neler oluyor orada!
Haydi!
Sadece
içki değil.
Burada
daha çok şey var.
“Bu
gece sarhoşuz Sihrin beni uçuruyor “Aşkın beni ele geçiriyor, aşkım “Dudakların
dudaklarımla buluşsun “Gel, beni benden çal “Çok büyüleyicisin “Çok
büyüleyicisin “Kelimelerin sarhoş ediyor “Tıpkı balla demlenmiş Ham üzümler
gibi “Kalbime giden yolu biliyorsun Sen ruhuma giden anahtarsın “Bırak aşk
iksirini içeyim “Sen benimsin, sadece benim “Bu gece sarhoşuz Sihrin beni
uçuruyor “Aşkın beni ele geçiriyor, aşkım “Yaşamak istediğim Güçlü kollarına al
beni “Kimsede olmayan bir sihrin var “Kendi içime katmak istediğim bir şeysin
sen “Sen benim, ben de senin olsam “Gel ve benimle eğlen “Çok büyüleyicisin “Evet,
öyleyim “Çok büyüleyicisin “Aşkın hançerini kalbime saplama “Lütfen beni dinle,
aşkım “Bırak aşk iksirini içeyim “Sen benimsin, sadece benim “Bu gece sarhoşuz Sihrin
beni uçuruyor “Aşkın beni ele geçiriyor, aşkım Sizden işkence göreceğime, kendimi Bhalla!
Kattappa.
Sırlarımızı
kime sattın?
Konuş!
Kalakeya!
Kalakeyalar
taktik savaşa inanmazlar.
Gaddarlıklarının
sınırı yoktur.
Eğer
krallığa saldırırlarsa tüm masum
çocukları öldürecek ve kadınlara
tecavüz edeceklerdir.
Her
şeyi yakıp yıkacaklardır.
Bu
tehlike bazı küçük krallıkları korkutabilir.
Hazır
25,000 kişilik ordumuz var.
Neden
korkalım ki?
-Kalakeya'nın
ordusunda kaç kişi var?
-100.
000.
Vahşi
boğaları ekinlere dalıp Kalakeyalar buraları yağmaladığında, elinize bir tek
çorak toprak kalır.
Aynı
anda hem krallığımızı savunmak hem düşmanımıza saldırmak zorundayız.
Saldırı
için hangi taktiği kullanalım?
Çatallı
mızrak yöntemi.
Bu
kitaplarda geçiyor.
Daha
önce hiç kimse bunu kullanmadı.
Denenmemiş
şeyle mi savaşacaksın?
Daha
önce kullanılmamışsa, Kalakeyalar da bunu beklemeyecektir.
Bu
nedenle onu kullanmalıyız.
-Planı
destekliyorum.
-Bunu
onaylıyorum.
Bu
krallığımıza girecekleri tek yol.
Kattappa,
onları durdurmak için kaç askere ihtiyacın var?
Beş
bin, Majesteleri!
Demir
bir duvar dikmek için zırh ve mızrakları kullanacağım.
Orayı
ele geçirilemez hale getireceğim.
Ben
kuzeydeki birliklere komuta edeceğim.
Ben
de güneyin sorumluluğunu alıyorum.
Kaynaklarımıza
göre, Kalakeya komutanı cephe arkasında kalacak ve ordusunun yarısını
gönderecekmiş.
Ordu
düzenimiz ve silahlarımız bu tür bir saldırıya ancak üç saat dayanabilir.
Fakat
bu süre içinde kumandanlarını öldürmek zorundayız.
Kumandansız
orduları dağılacaktır!
Bu
savaşın ortasında her iki prens de süvarileriyle iki yandan kumandanlarına
saldıracak.
Onlar,
bize karşı saldırıya geçmeden önce en az üç saat vaktimiz olacak.
Yeterli
olacaktır.
Zafer bizim olacak.
Kafasını
kesmem için yarısı yeter.
Harika!
Bu
aynı zamanda kimin kral olacağı bilmecesini de çözecek.
Evet!
Kalakeyaların kumandanını öldüren Mahishmathi
tahtına çıkacak!
-Efendimin
çözümü harika.
-Evet.
Ordunun
kalanını Prensler arasında eşit olarak bölüştürün!
Bhalla,
Baahu.
Bu
vatanınıza borcunuzu ödemek için iyi bir fırsat!
Kabul
edin.
-Çok
yaşa Mahishmati!
-Çok
yaşa Mahishmati!
Amcan
sana adaletsiz davrandı.
Sadece
kale duvarlarında yarık açacak aletleri sana verdi.
Açık
alanda yapılacak savaşta bunlar neye yarar?
Tüm
ok makineleri ve kılıç arabaları Bhallaladeva'ya gitti.
İtiraz
etmeliydin, Baahu!
Mahishmathi
tahtına senin oğlun geçecek.
-Baahubali'yi
zekice kandırdın!
-Ne
kandırması?
Eğer
ihtiyacı olan doğru silahları istemekten bile acizse, yarın savaş alanına
gittiğinde ne yapacak?
Ben
güçlü olanı daha da güçlü yaptım!
Buna
kandırma değil, yöneticilik denir!
-Hey!
Kimsin sen?
-Bağışlayın,
Efendim!
Baahubali,
çadırları söküp götürmemizi istedi.
Hoş
geldin, Bhallaladeva!
-Yenilmez!
-Yenilmez!
Yenilmez!
Hoş
geldin, Baahubali!
Baahubali!
Baahu,
bu çok eski bir gelenektir.
Kurban
etmemek uğursuz olur.
Evet,
Prensim!
Savaşa
gitmeden önce kurban sunmazsanız, Tanrıça kızacaktır.
Tanrının
susuzluğunu niye bu masum hayvanla gidereyim
kendi kanım dururken?
-Çok
yaşa Mahishmati!
-Çok
yaşa Mahishmati!
Çok
yaşa Mahishmati!
Çok
yaşa Mahishmati!
Bağışlayıcı
ve merhametli Mahishmati!
Bu
sizin son şansınız.
Silahlarınızı
bırakıp gidin, hayatınızı bağışlayalım.
Oğullarına
söz verdiğini duydum.
Beni
öldüreni kral yapacakmışsın.
Peki
ikisi de benim elimde ölürse?
Krallığını
fethedeceğim ve sonra benden bir oğul dünyaya getireceksin.
Onu
kral yaparsın!
Onu
canlı istiyorum.
Kolları
ve bacakları kesilip kanlar içinde yatsa bile onu canlı istiyorum!
Akbabalar
gözlerini oyup bağırsakları ile ziyafet çekebilsin.
Bu
yüzden canlı istiyorum.
-Kattappa!
-Hanımın!
Savaşı
başlatacak savaş borusunu çal.
-Her
şey hazır.
-Silahı
hazırlayın!
Doldurun!
Baahubali'nin
emriyle!
Hazır!
Savaş
düzeni al!
Ateş!
Şimdi!
-Tebrikler
Baahubali!
-Tebrikler.
Asker.
Hazır ol!
Hazır!
Dayanın!
Güçlü tutun!
Öncü
birlikler, öne çıksın!
Sağlam
tutun!
Mızrak
Taktiği'ne geçiyoruz!
Bhallaladeva!
Prensim!
-Prensim!
-Askerler!
Hattınızı
koruyun!
Hattınızı
koruyun!
Koruyun!
Hattınızı
koruyun!
Koruyun!
Savunmamız
düştü.
Mahishmati
toprağında ilk defa düşman bayrağı dalgalanıyor.
Bu
bizim için ölüm demek.
Ölüm!
Öleceğiz!
Öleceğiz!
Öleceğiz!
Öleceğiz!
Askerler!
Ölüm
nedir?
Ölüm,
düşmanın kararlılığımızdan daha güçlü olduğunu düşünmektir!
Ölüm,
savaş alanında korkaklık göstermektir!
Bu
gaddar adam annemize hakaret etti ve o hâlâ hayatta.
Kafasını
kesip annemizin ayakları önüne atacağımıza arkamızı dönüp kaçıyoruz, işte ölüm
budur!
Ben
gidip ölüme meydan okuyacağım!
Hiçbir
haydut anneme ve anavatanıma zarar veremez.
Onları
parçalara ayırıp burayı savaş çığlıklarımla inleteceğim!
Kimler
benimle birlikte?
Ben!
-Kim
benimle ölecek?
-Ben!
-Kim
ölümü yenecek ve kim yaşayacak!
-Ben!
Ben!
Yaşa
Mahishmathi!
Yaşa
Mahishmathi!
Yaşa
Mahishmathi!
Yaşa
Mahishmathi!
Sethupathy!
“Akbabalar
gözlerini oyup bağırsakları ile “ziyafet çekerken onu canlı istiyorum.
“Uzuvları
kesilip kanı akıtılmalı!
Benim
oğlum!
Bhallaladeva!
Benim
oğlum!
Benim
cesur oğlum Kalakeya'yı öldürdü ve savaşı kazandı!
Gelecekteki
Kral Bhallaladeva!
Çok
yaşa Bhallaladeva!
Bhallaladeva'nın
kahramanlığı gelecek nesillerin dilinde olacak!
Zaferinin
hikâyeleri tapınakların ve evlerin duvarlarına çizilecek.
Bugün,
oğlum Bhallaladeva'yı Mahishmathi ordusunun kumandanı ilan ediyorum!
Oğlum
Baahubali'yi ise Mahismati'nin Kralı ilan ediyorum!
Sivagami,
bu ne biçim bir karar?
Oğlum,
oğlumuz Kalakeyaların komutanını öldürdü!
Kendi
gözlerinle gördün!
Kral
o olmalı!
Sadece o!
Kralın
gücü öldürdüğü düşman sayısıyla değil kurtardığı insan sayısıyla ölçülür.
Savaş
sırasında Bhallaladeva tüm dikkatini düşmanı yok etmeye verdi.
Baahubali
ise düşmanı yok ederken halkını korumayı da başardı.
Bu
askerle kral arasındaki farktır.
Eğer
100 adam öldürürsen sana mükemmel savaşçı derler.
Fakat
bir kişinin hayatını kurtarırsan, Tanrı diye çağrılırsın!
Yani
birkaç adamın hayatını kurtarmak mı yeterlilik kuralı oldu?
Baahubali
Mahishmati Kralı olarak bu kutlu günde tahta çıkacak.
Bu
benim sözümdür ve benim sözüm kanundur!
Baahubali!
Baahubali!
Amarendra
Baahubali!
Tanrı
onu korusun!
Amarendra
Baahubali!
Tanrı
onu korusun!
Benim
Shivam böyle yüce bir kralın oğluymuş!
Bunu
duymaktan büyük onur duyduk.
Umarım
bu büyük adamı bir kez daha görürüz!
O
artık yok.
Kurtarıcı
artık yok!
Hiçbir
düşman ona yaklaşamaz dedin.
Hatta,
silahlar ondan çekinir, demedin mi?
Böyle
mükemmel bir savaşçı nasıl ölür?
Dostun
ihaneti sırtına saplanan kılıç veya mızrak yarasından çok daha ölümcüldür,
Mahendra.
Kim?
Kim yaptı?
O
hain bendim!
“Altın
hayaller “Ve büyük kalp sızıntısı “Hayat adı verilen bu nehrin “Ruhunun
derinliklerinde çırpınır “Yüce dağlar “Yoluna çıktığında “Kayaların arasından
derin bir vadi yarar “Akmaya devam etmek için “Bu durdurulamayan “Yorulmak
bilmeyen nehre “Hayat adı verilir “Hayat nehri
Önceki Yazı
« Prev Post
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »
Next Post »