Print Friendly and PDF

Translate

Beynimdeki Düşman (1995) Johnny Mnemonic

|


96 dk
Yönetmen:Robert Longo
Senaryo:William Gibson
Ülke:Kanada, ABD
Tür:Aksiyon, Suç, Bilim-Kurgu
Vizyon Tarihi:15 Eylül 1995 (Türkiye)
Dil:İngilizce, Japonca
Nam-ı Diğer:Fugitivo del futuro | JM
Oyuncular
Keanu Reeves,
Dina Meyer
Dina Meyer
Ice-T
Takeshi Kitano
Denis Akiyama
Tüm Kadro

Özet

Johnny kafasında bir bilgisayar çipiyle bilgi taşıyan bir taşıyıcıdır. Yeni görevi Pekinden Newark'a bilgi taşımaktır. Peşinde Pharmakam endüstrisinin adamları ile bir teknoloji grubu vardır. Amaçları Johnny'nin beyninde taşıdığı çipi çalmaktır. Beyni bilgi sızdıran Johnny'nin 24 saati vardır. Bilgiyi bu süre içinde aktarmazsa hayatı tehlikededir.

Altyazı

21.Yüzyıl'ın ikinci yarısı 
Dünya yeni bir belayla tehdit ediliyor.
S. Z. S. Sinir Zayıflatıcı Sendrom.
 Öldürücü ve bulaşıcı.
 Nedeni ve tedavisi bilinmiyor.
 Şirketler loteks denilen düşük teknoloji kullanıcılarına karşı.
 Direniş hareketi sokaklardan yükseliyor.
 Hacker'lar, data korsanları, gerilla savaşçıları bilgi savaşlarında  şirketler kendilerini savunuyorlar ve Yakuza'yı kiralıyorlar.
 Tüm suç örgütleri içinde en güçlüsü.
 Onların bilgileri kara buzun içinde.
 Ölümcül virüsler davetsiz misafirlerin beynini yakmak için bekliyor.
 Ama loteksler güçlü kalelerinde bekliyorlar.
 Eski şehrin merkezinde.
 Dünyanın duvarlarındaki fareler gibi.
 Bazen en değerli bilgi hatırlama kuryelerine veriliyor.
 Bilgi için mücadele eden seçkin ajanlar ıslak kablolu beyin aşılarıyla implante ediliyorlar.
 Günaydın.
 Bu bir uyandırma aranmasıdır.
 Yeni Darwin otelinde kaldığınız için teşekkür ederiz.
 Şu anda saat sabah 10:30 Johnny?
 - Evet?
 - Boş ver.
 Sinir Zayıflatıcı Sendrom.
 Senin evin nerede Johnny?
 Ev?
 Ev mi?
 Bunu bilmediğime inanır mısın?
 - Evet.
 İnanırım.
 - Çıkıyor musun?
 Sadece buz alacağım.
 Buzumuz  vardı.
 Kes şunu Ralphi.
 Buna ne dersin Ralphi?
 Prosedür için randevun olduğunu söylemiştin.
 Sana da merhaba.
 Ralphi randevu ne zaman?
 Özür dilerim Johnny.
 Operatörler masraflarını değiştirdiler.
 Bana 800 bin yeterli olur demiştin.
 Şimdi implantı 1,5 milyona çıkarıyorlar.
 Bu maliyet bütün hafızayı yerine getiriyor.
 Eğer hepsini geri istemiyorsan fiyatı biraz indirecekler.
 Sadece beynimin arkasını çıkarmalarını isteseydim Meksika’ya giderdim.
 Ben tam bir geri dönüşüm istiyorum.
 Hepsini geri istiyorum.
 Johnny operatörler fiyatı arttıracaklar.
 - Ben elimden geleni yaptım.
 - Hadi Ralphi!
 Bir görev daha Johnny.
 Sonra bunu karşılayabilirsin  zengin biri olursun.
 - Evet nedir o?
 - Bu değişir.
 Konuştuğumuz gibi, beynini yenilettin mi?
 - Evet.
 - Çok iyi.
 Çok iyi.
 Yarın gece Pekin merkezinde ol.
 Saat 10’da.
 Bu büyük bir iş.
 Sakın geç kalma Johnny.
 Bay Smith aranıyor.
 Bay Smith aranıyor.
 Lütfen bir numaralı hatta geliniz.
 İlk kez 2010’da Norveç bilgilerine göre küçük bir grupta tanımlandı  beynini çabucak kapar zombi.
 Onu kapar ve öylece tutar.
 Üzgünüz teknik zorluklar var.
 Lütfen girin.
 Hafıza katlayıcısı aktive edildi.
 Kapasiteniz 80 gigabayt.
 Katlayıcı yükleniyor.
 Sizin saklama kapasiteniz 160 gigabayt oldu.
 Uyarı kapasiteyi sakın aşmayın.
 - Kurye geç kaldı.
 - Sakin ol.
 Çift peynirli ançuvezli?
 - Siz bay  - Smith.
 - Geç kaldın.
 - Doğru.
 - Sorum var.
 - Evet?
 Siz genellikle çalıştıklarım gibi değilsiniz.
 - Biz bu işte yeniyiz.
 - Bu açık.
 Sana doğru kanallardan ulaştık.
 Yarısını İsviçre hesabına yatırdık.
 Tam menajerinin belirttiği gibi.
 İşte senin biletin.
 1. sınıf.
 Yüklenmesini istediğiniz şeye bakalım?
 Bu bir hareket dedektörü.
 Ne kadar taşıyacağım?
 320 gigabayt.
 Senin saklama kapasiten?
 - Nereye götüreceğim?
 - Newark.
 Senin saklama kapasiten?
 Yeterince var.
 Eğer yükleme hacmin  saklama kapasiteni geçiyorsa bu çok tehlikeli.
 Sinaptik sızıntı seni iki üç günde öldürebilir.
 Artı bilgi yok olabilir.
 Ve onu yeniden indirmek artık olanaksız olabilir.
 Bunda bir sorununuz olmaz tamam mı?
 Yüklüyor muyuz söyleyin?
 Biletin.
 Ralphi, Newark’taki menajerin  indirmeyi ayarlayacak.
 Sayıcı 0’a yaklaştığında televizyondan 3 kareyi kopya ederim.
 Herhangi üç kare.
 Bu datayla karışır ve ben ne olduklarını anlamam.
 Bu indirme şifresidir.
 Böylece kopyayı alırsın.
 Bir kopyayı diğer taraftaki bağlantına fakslarsın.
 Ben oradayken şifreyi besleriz ve indirme yapılır.
 Anladın mı?
 Yükleme buraya basınca başlayacak.
 - Hedef kim?
 - Bilim adamları.
 Pharmakom araştırma personeli.
 Kaçanlar.
 Şimdi yükleyin.
 Giriş şifresi.
 Bay Smith?
 Banyo nerede?
 - Ne?
 - Tuvalet?
 Orijinali yok et.
 Görüntüyü Newark’a faksla.
 Oh Tanrım.
 Tanrım.
 Kahretsin!
 Su sıcaklığı 17 derece.
 Gelecek sefere kapıyı çal Kel.
 İleti başlıyor.
 İleti kesildi.
 Yakalayın onu!
 Sen!
 O nereye gidiyor?
 Datayı nereye götürüyor?
 Newark!
 Göçmenlik kontrolü.
 Pasaportunuzu giriniz.
 Tarama başlıyor.
 Uyarı implant bulundu.
 Tarama implantta okuma zorluğu protezi buldu.
 Hükümetçe onaylı.
 Uyarı sinaptik sızıntı bulundu.
 Uyarı sinaptik sızıntı bulundu.
 24 saat içinde sinir sistemi çökecek.
 Acilen tıbbi tedavi gerekli.
 - Teşekkür ederim.
 - Newark’a hoş geldiniz.
 Son çağrı yapılıyor Batı Pasifik hava yolları  uçuş 86, kapı 113.
 Geç kaldın.
 Bana ne söylemen gerekiyor?
 Anlaşılan utancı bir şekilde beceriye çevirmişsin.
 Son üzüntü ve kaybınız için baş sağlığı dilerim.
 Sen ne dedin?
 Japoncan berbat.
 Benimle İngilizce konuş.
 Tokyo benden Zurich Pharmakom Sanayi'nden  çalınan datayı yerine koymamı istiyor.
 Devam et.
 Pekin’deki operasyonumuz sınırlı bir başarıda kaldı.
 Pharmakom tüccarları öldüler.
 Kurye datayla birlikte kaçtı.
 Şu anda Newark yolunda.
 - Neden beni bilgilendirmedin?
 - Sizi rahatsız etmek istemedim.
 Tek çocuğunu kaybetmek çok zor olmalı.
 Sen gidip kendi işine bak.
 Datanın doğası nedir?
 Bunu söyleyemem.
 Veya bilmiyorsun.
 Taşıyıcı kuryenin kafasını açmakla görevlendirildim.
 - Sirojenik olarak korunuyor.
 - Korunmak mı?
 Tüccarlar ana bilgileri sildiler.
 Eğer kuryeyi kaybedersek data sonsuza dek kaybolacak.
 Eğer kurye Newark’taysa bu benim sorumluluğumda.
 Sende kuryenin indirme şifresinin bir kısmı vardır.
 Onu bana ver!
 - Burada neler oluyor?
 - Johnny oğlum.
 "Johnny oğlum" muş.
 Kıçımın kenarı.
 Burada neler oluyor ha?
 Ben aşırı yüklendim dostum.
 Ne kadar olduğuna inanamazsın.
 Bana yenilendiğini söylemiştin.
 Evet evet yenilendim.
 Malı aldım Ralphi.
 Sadece onu kafamdan çıkarmak istiyorum.
 Şifre ellerinde mi?
 Merak etme.
 Onlar çıkartabilir.
 Çıkartabilir mi?
 Çı  Neler oluyor Ralphi?
 Anlaşmanın bozulduğunu hissediyorum ben.
 Sen datayı çıkarmak zorunda olduğunu söyledin.
 Sadece onlar bunu yapabilir.
 Başka seçeneğin yok.
 Bana güven.
 Sürücüye nereye gideceğini söyleyeceğim.
 Evet tabii.
 Spider biraz çalışmam gerekiyor.
 Bu bölümden sonra senin  bazı testlere girmeni istiyorum.
 Hey beni dinliyor musun?
 Artık oyun oynamak yok doktor.
 Kastettiğim şey bu değil.
 Şunlara bak.
 Şehirdeki en yaşlı korumalar.
 Ben iki kat daha hızlıyım.
 Senin sinir sistemini merak ediyorum.
 Özellikle böyle koruma olarak kalmak istediğin zaman.
 Buradan hemen çık fahişe.
 - Ah!
 - Sakin olun.
 Senin kiralık adamın çok yaşlanmış Ralphi.
 Seni öldürebilirdim.
 Genç ve hızlı birini kirala.
 - Yani senin gibi mi?
 - Sen korumalar için en iyi menajersin.
 - Ben de bulabileceğin en hızlısıyım.
 - Elini öne uzat.
 Tamam.
 İyi.
 Sadece öylece dur.
 - Evet?
 - Öylece dur.
 Öylece durabilirsin değil mi?
 Evet tabii.
 - Gördün mü?
 - Ucuz implantlar.
 Aletlerin tahrip edilmiş.
 Gücünü Spider yükseltti değil mi?
 Sonuna kadar sıkıştırılmış.
 Seni kullanamam.
 Koruma olarak olmaz.
 Daha az fiziksel güç isteyen bir şeyi düşündün mü?
 Sırt üstü yatmak gibi bebeğim?
 Ah.
 Ya da dizlerinin üstünde.
 İşi alacağım.
 Sonra sana geri geleceğim.
 Tamam.
 Hey J-Bone.
 Nereye bakıyorsun?
 - Şehirden birkaç iş adamına.
 - Neden?
 Bilmiyorum.
 İş adamları buraya hiç gelmez.
 - Sen Johnny misin?
 - Öyle miyim?
 Umarım öylesindir.
 İçeri gel.
 Yardım için buradayız.
 Bu şekilde buluşmayı bırakmalıyız.
 - Evet öyle.
 - Doktor şimdi seni görecek.
 Yalan söyledin.
 Evet.
 - Ölme zamanı.
 - Zamanı mı?
 Bütün gece seni arayacağız!
 Ben bir bakayım.
 Tod kes sesini.
 Hey, hey, J-Bone.
 Sen menüde yoktun.
 - Benim için bir şey yapmanı istiyorum.
 - Yapmak mı?
 Evet hoşça kal de.
 Sakın kıpırdama.
 Bu adamlarla bir gece mi geçireceksin?
 Bir şeyi anlamalısın.
 Biz ödeştik.
 Sana bir şey borçlu değilim.
 - Sen kimsin?
 - Ben J-Bone'um.
 Cenneti yönetirim.
 Lotek karargahını.
 - Johnny!
 Ne oluyor?
 - Beni bekliyorlardı Ralphi.
 İki büyük iğrenç adam.
 Johnny bak lütfen bırak açıklayayım Johnny!
 Bana tuzak kurdun dostum.
 Johnny bu benim hatam değil.
 Anlaşma bozuldu!
 Bu ürünü benim kafamdan çıkarmazsan öleceksin.
 Kahretsin!
 Kafadan olmaz.
 Onun kafasına vurma.
 Bu taraftan.
 Hooky bana eşyalarımı ver.
 Hadi.
 Anlaşılan kendine geliyor.
 Nasıl hissediyorsun Johnny?
 Ne yüklediler Ralphi?
 Lanet kongre kütüphanesini mi?
 Beynim patlayacak sandım.
 Sanırım burada bir dostun var bu işleri halledebilir.
 Ralphi, seni pislik, yalancı bok.
 Lütfen şu işi çözelim baylar.
 Johnny bu işte Yakuza’ya karşı tek bir hata yapabilirsin.
 Bana kovayı ver.
 Onu masanın yanına koy.
 - Bunu konuşalım mı?
 - Konuşmak mı?
 Bende şifrenin birinci görüntüsü var, sende ikinci.
 Sana bilgiyi vereceğim.
 Herkes mutlu olacak.
 Anlamıyorsun.
 Onlar datayı istemiyorlar onun saklandığı yeri istiyorlar.
 Bilginin bozulması tehlikesi daha az.
 Ve kimsenin hatırlatıcı sensörleri taşımayacağından emin olacağız.
 Bu günlerde ölü adamların  hikayeler anlatabileceğini göreceksin.
 Bu işi çözmenin başka bir yolu olmalı!
 Evet var.
 Acele edin.
 Lütfen.
 - Neler oluyor burada?
 - Onun boğazını keseceğim.
 Yani?
 Bu da onun kafasını kesecek?
 Jane, Jane eğer çekip gidersen sana bunun karşılığını öderiz.
 Sana 20 bin kağıt veririm.
 - Burnunu soktuğun boka inanamazsın.
 - 50.
 Anlaştık.
 Ah fahişe!
 Hey silahı aldım.
 Gidelim.
 Gitme zamanı!
 Fahişe!
 Yavaş beni öldürebilirdin.
 Çekil yolumdan!
 - Ne yapıyorsun?
 - Eşyalarım.
 Buraya gel.
 - Arka kapı.
 - Sağ ol J-Bone.
 Sizi yeniden bulacağız.
 Buna inanın!
 Aşağı!
 Buna pişman olacaksınız!
 Hatta girmem gerek.
 Konuşabileceğim biri olmalı.
 50 bin dedin.
 - Parayı görmeliyim tamam mı?
 - Tamam.
 Sen harikaydın.
 Sadece çıkış yolunu göster ve bana hesap numaranı ver.
 Hesap numarası mı?
 Ödeyene kadar senin yanındayım.
 Neden kafanı kesmek istiyorlar?
 - Genellikle sadece öldürürler.
 - Uzun hikaye.
 Tamam ödememi alıncaya kadar buradayım yani  kafamda neredeyse 80 gigabayt data taşıyabilirim.
 Katlayınca 160 oldu.
 Birisi bundan daha fazlasını sıkıştırdı ve şimdi onu çıkartamıyorum.
 Dur bir dakika sen kaçakçı mısın?
 Kafanda mı?
 Buraya gel.
 Otur.
 Otur.
 Ooh dostum.
 Sen berbat bir durumdasın.
 Sessiz ol oğlum.
 -Tamam mı?
 Tamam mı?
 Sessiz kal.
 Tamam mı?
 Tamam mı?
 Ben buradayım Baba.
 Bir çocuk kaybetmek çok üzücü.
 Senin hayattaki amacının kaybolduğunu biliyorlar.
 O Mikiyo ile öldü.
 Artık onlar için bir risksin.
 Onların ayakçı çocuklarına dikkat et.
 Biri kuryenin kafasını istiyor.
 Seni yok etmeyi planlıyor.
 Onu nötralize etmelisin Takahashi.
 Sana söz veririm.
 Kurye  her ne taşıyorsa sana hayatın için yeni bir amaç verecek.
 Ben Pharmakom başkanıydım.
 Ve ben  Onlar dinliyor.
 Onlar her yerdeler.
 Bu sadece benim eşyam.
 Gaz, fırlatma çivisi, el bombası.
 Bir kızın ihtiyaç duyacağı her şey.
 Uyumama izin mi verdin?
 İhtiyacın vardı.
 Sana acelem olduğunu söyledim.
 Bunu kafamdan çıkaramazsam öleceğim.
 Hey taşıdığın şeye hiç baktın mı?
 Genellikle bir şifre vardır.
 Bir kilit gibi.
 Olmadığı zaman?
 Hayır.
 Ne taşıdığımı bilmem.
 Bu benim için daha güvenli.
 Müşteri için de güvenli.
 - Onları nasıl tanıdın?
 - Ooh onlara Loteks de.
 Çocukluktan beri onlarla takılırım.
 Bütün o bilgiyi kafanda nasıl tutuyorsun?
 Bu oldukça güzel bir şey olmalı?
 İmplant ıslak kablolama.
 - Uzun dönemli hafızamı yitirdim.
 - Ne kadarını kaybettin?
 - Çocukluğumu.
 - Çocukluğunu mu?
 Sahi mi?
 Hepsini mi?
 Hiçbir şey hatırlamıyor musun?
 Belki bazı küçük izleri.
 Bazen bir şey oluyor, ama asla onu tutamıyorum.
 Bu gerçekten çok garip bir şey.
 Belki de saklamak istediğim hiçbir şeyi kaybetmemişimdir.
 Çalışmak için yere ihtiyacım var.
 Ailen falan var mı?
 Senin ailen var mı?
 Evet vardı.
 - Ama onları yıllardır görmedim.
 - Evet.
 Her neyse ben bunu çok fazla düşünmüyorum tamam mı?
 Peki yalnız kaldığında  ne düşünüyorsun?
 Bu fare deliğinden çıkmak istiyorum.
 İnternete girmek istiyorum.
 Bir bilgisayar istiyorum!
 Bunu yapmayı nereden öğrendin?
 Yazın çalışmıştım.
 Kırma ve girme işleri.
 Sino locig 16.
 Sono 7 bilgi eldivenleri gerekiyor, Bir GPL gizli modülü, bir zeki çevirmen ve Tomson göz telefonu.
 Şifreyi girin.
 BRT hattına hoş geldiniz.
 Evrensel ağ seçildi.
 - Ne yapıyorsun?
 - Uluslararası telefon konuşması.
 Pekin’de bir otel.
 Pekin seçildi.
 Giriş reddedildi.
 Giriş kabul edildi.
 Otel Pekin seçildi.
 Genel hesaplar seçildi.
 Faks ücretleri, suit 2571.
 15 Ocak 2021, 11:15’ten, 11:30’a kadar.
 O kaçmaya çalışacak.
 Ağ bağlantılarını kullanacak.
 Dar bant genişliği.
 Düşük düzeyde ara.
 - Çeviri.
 - Çevirmen seçildi.
 Kahretsin.
 Bu bütün gece açık kopya dükkanı.
 Onlar Newark’taki bir kopya dükkanına faks yollamışlar.
 Yerel ağ seçildi.
 - Dur.
 Dur.
 - Kumanda sona erdi.
 Hadi gel bebeğim.
 Bütün yolu Newark’a geri gideceğiz.
 Kopyayı araştır.
 - Evet İşte burada.
 - Faks dosyası bulundu.
 Bunun bir bölümü onların modemlerinde.
 İsimden başka bir şey yok.
 Doktor Allcom.
 Gelen hiçbir şey yok.
 Kahretsin!
 - Hadi gidelim olur mu?
 - Hayır başka bir şey deneyeceğim.
 Strike adında biri.
 Sektörde yaşıyor ve bana iyilik borçlu.
 Bu şekilde belki de doktor Allcom’a ulaşabiliriz.
 Onu buldum.
 Sino locig 16, GPL gizli modülü kullanıyor.
 Çılgın Bob’un bilgisayar dükkanı.
 5326 Satin Plaza, arka oda.
 Virüsü harekete geçir.
 - Giriş reddedildi.
 - Hadi dostum bırak gireyim.
 - Hadi Bırak gireyim.
 - Giriş kabul edildi.
 Bilgisayarımdan çık.
 Çok tehlikelisin.
 Çok yakında öldürüleceksin.
 Dışarı.
 Off.
 Bana borçlusun Strike.
 - O kadar da değil.
 - Buradan senin o lanet bilgisayarını  mahvedebilirim dostum.
 Johnny yapma dostum.
 Bu benim hayatım.
 Bana yalan söylemeyi bırak.
 Ne taşıdığımı bilmek zorundayım.
 Yakuza ne anlama geliyor?
 Doktor Allcom kimdir?
 Tüm bildiğim kafanda bütün Pharmakom bilgisinin olduğu  ve onu çıkarmak için onlar Yakuza’yı tuttular.
 Pharmakom?
 Kahretsin.
 Üzerimize virüs attılar.
 - Kahretsin!
 - Çık buradan dostum.
 Ben doktor Allcom’u hiç duymadım.
 Johnny, Johnny acele et.
 Geliyorlar.
 Sen kimsin?
 Gitmek zorundayız.
 Haydi.
 Şuna bak.
 Takahashi’ye  iz sürücünün kuryeyi belirlemekte geç kaldığını bildir.
 Görünüşe göre adam çoktan gitmiş.
 Bay Takahashi, kuryeyi belirlemekte yine başarısız oldu.
 Bana Karl’ı bul.
 Yeni yücelik kilisesi.
 Aradığınız için teşekkür ederiz.
 Hizmetine ihtiyacım var.
 Geceleri hizmet vermiyoruz.
 Bize katılmanız gerekir.
 - Bu özel bir hizmet.
 - İsa’ya gönderilecek  biri mi gerekli?
 Yoksa bu sen misin?
 Sadece bir bölümü.
 Kafası.
 Peki bu kayıp ruh kimdir?
 Bu günahkar kimdir?
 Bir kurye.
 En son Drom’da görüldü.
 Adı Johnny.
 Kafasını 24 saatte bana getirirsen  ödemen üçe katlanır.
 Karl beni sakın yanıltma.
 Hey, sen, sen ne yapıyorsun?
 - Bunu alabilir miyim?
 - Bana 50 bin borçlusun ve telefon kartımı aldın.
 Ve hala ilk buluşmamız.
 Merhaba A. T. N. T.
’ye hoş geldiniz.
 Şifreyi girin lütfen.
 Bu numara listelenmemiş.
 Nereden buldun?
 - Sürprizleri sevmez misin?
 - Hayır bu yasa dışı girişlere karşı federal bir saldırı.
 Beynimde 320 gigabayt Pharmakom bilgisi var.
 Zahmet etmeyin.
 20 saniye içinde gideceğim.
 Peki istediğin tam olarak nedir?
 Bilginin silinmesi.
 - Bu ayarlanabilir.
 - Buluşalım.
 -Nerede?
 Sen delisin lanet kafanı parçalayacaklar.
 Hayır onlar tartışıyorlar.
 Onlar şirketten.
 Yani Yakuza.
 Dinle eğer gelmeyeceksen tamam.
 Bu bir iş toplantısı.
 Eğer başarılı olursa, sana borcumu öderim.
 - Olmazsa.
 - Eğer olmazsa sen öleceksin Johnny.
 Kafamdan bu boku atmazsam zaten öleceğim.
 Dinle  Şu adam, Spider, eskiden bir doktordu.
 - O yardım edebilir.
 - Seni tamir eder.
 Hey senin neyin var?
 - Ben iyi olacağım.
 - Tanrım sen hastasın.
 Uyuşturucu mu aldın yoksa?
 S. Z. S.’ misin?
 - Hayır.
 - Kara sallantılar var.
 Sende her ne varsa hiç hal bırakmamış.
 Bu toplantıya gitmek zorundayım.
 Hey, hey beni duyuyor musun?
 Spider.
 O sana yardım edebilir.
 Bana da yardım edebilir.
 Sen davet edilmedin.
 Yani çekip git tamam mı?
 Bu Jane.
 Onu tanıdığını söylüyor.
 Hadisene be adam.
 O hasta.
 - Bak benim gitmem gerek.
 - Kapa çeneni.
 Bırak kaslarını rahatlatayım.
 Kırmızı olan.
 - Bu S. Z. S.
 değil mi?
 - Evet dünyadaki insanların yarısı gibi.
 Sana bir şey söyleyeyim.
 Benim işim onu bu tarafa almamak.
 İşim son derece açıktır.
 Ayrıca bu yüklenme işini yapmamalısın.
 Bu bir efsane.
 - Peki nedeni ne?
 - Nedeni ne mi?
 nedeni dünya.
 Nedeni bu.
 Buna neden oluyor.
 Buna neden oluyor.
 Aşırı yüklenmiş bilgi.
 Senin çevrendeki bu elektronik hava ona dalgalarını zehirliyor.
 Lanet olası teknolojik medeniyete.
 Ama hala bu boka sahibiz, onsuz yaşayamayız.
 Bırak ta işimi yapayım.
 Ha!
 Sokak duacısı çıktı  J- Bone beni duyuyor musun?
 O piçin vücudunda tek bir doğal kemik bile yok.
 O gerçekten duacı mı J-Bone?
 Duacı?
 O pislik herif tanrıyı ve teknolojiyi aynı şey gibi değerlendirir.
 İmplantlarla doldurmak için para karşılığı herkesi öldürür.
 - Onu izlememi ister misin?
 - Hayır uzak dur.
 O delinin tekidir Anna Kalmann, kurucu.
 Zurich Pharmakominat çok uluslu enstitünün eski başkanı ve kurucusu.
 1965, 1 Ağustos’ta doğdu.
 - 3 Eylül 2015’te öldü.
 - Öldü mü?
 - 6 yıl önce mi?
 - Pharmakom’un sinirsel ağ  ağ kurulumuna dahil edildi, ölümsüzlük bulununcaya kadar.
 - İmplant mı?
 - Hayır onun sinir ağı kişiliği  2006 yılında İsviçre yapay zeka yasaları altında vatandaşlığa alındı.
 - Şu andaki yönetime bu varlık durumuyla tavsiyelerde bulunuyor.
 Makinedeki bir hayalet.
 Pharmakom, Newark.
 - Johnny.
 - Sen ne yapıyorsun?
 - Sadece bakıyorum.
 - Hiçbir şeye dokunma.
 Bu arada sen kimsin ha?
 Johnny.
 Johnny kim?
 Sadece Johnny.
 Görünüşe göre burası tam hizmet veriyor.
 Beyin implantlarında nasılsınız?
 Silikon implantlarda?
 Hafıza yenilemede?
 Burada Newark’ta bunlara pek rastlamıyoruz sadece Johnny.
 Operasyon bizim için çok pahalı biliyor musun?
 - Benimki Singapur’da yapıldı.
 - Öyle mi?
 Senin öykün ne, sadece Johnny?
 Bir sorunum var.
 Buradan.
 "Onların bir görüşü var.
 Onların yargıları yanlış  bütün masalar kusmuk ve iğrençlikle dolu  yani artık temiz hiçbir yer kalmamış.
" Bunu önceden görmen gerekirdi.
 - Isaiah.
 - Isaiah benimki de Hokky.
 Hey.
 Hey!
 Kız  Ralfi’nin adamını arka odadan alan kız.
 - O kimdi?
 - Benden her şeyin yarısını hatırlamamı mı bekliyorsun?
 İyileş.
 Oh dostum bunu neden yaptın ha?
 - O kimdi?
 - Bir başı boş.
 Her zaman buralarda dolaşır ve iş arar.
 - Adı ne?
 - Jane.
 Daha çok.
 - Ooh, Spider’ın işlerinden biri.
 - Spider mı?
 O insan tamircisi.
 İmplantları ve böyle şeyleri.
 Bilirsin işte.
 Bir zamanlar yasal doktor olduğunu söylüyorlar ama  Nerede?
 Buraya koymak için çok ciddi bir sıkıştırma yapmışlar.
 Teknik eleştiriyi bırak.
 Yardım gerekiyor.
 Buna emin olabilirsin.
 Çok acı verebilir.
 Bana söylemene gerek yok.
 Orada 320 gigabayt var.
 Öyle mi?
 nedir bu?
 Ne çeşit bir malzeme?
 Hiçbir fikrim yok.
 Ve indirme şifresini de bilmiyorum.
 Hey.
 Sen iyi misin?
 İyi kız Janie.
 Onu doğru yere getirdin.
 Onu yapabilir misin?
 Bilmiyorum.
 Bu sızıntıyla indirme yapmaya kalkarsam data okunamaz hale gelebilir.
 Datayı boş ver.
 Çıkar onu.
 O kadar kolay değil.
 Allcom Doktor Allcom onu hiç duydun mu?
 - Belki - Nerede?
 Sana belki dedim.
 Neden onu görmek istiyorsun?
 Oh hadi ama Spider.
 Johnny’nin kimi görmesi gerektiğine emin olmam gerek.
 Ama dinlenmen gerekli.
 Yatma zamanı.
 O benim müşterim.
 Sana söylüyorum artık uyuman gerek!
 Nereye gideceğimi söyle.
 Pekala.
 Seni götüreceğim.
 Tamam.
 Durun günahkarlar!
 - Kahretsin!
 - Spider dikkat et.
 O da kimdi?
 Bilmek istemezsin.
 Tanrım.
 - Neredeyiz?
 - Göreceksin.
 Bir saattir bu halde.
 Ona ne yapacağımı bilmiyorum.
 Paralon B varsa ona 20 miligram ver.
 Lanet olası Pharmakom dostum.
 O pisliğin her ünitesi 2 bin ediyor.
 Tamam.
 Onu sıcak tut ve dosyalarını bana getir.
 Lütfen  Lütfen.
 - İşte dosyaları burada.
 - Doktor?
 Doktor Allcom nerede?
 Doktor Allcom bir sorunumuz olduğunda hastanede  kullandığımız isimdir ve hastaları korkutmak istemediğimiz zaman  - Ne?
 - "Doktor Allcom koğuş 7’ye " Her şeyi bırakın ve hızlı hareket edin demek.
 Genellikle deli ve vahşi biri olduğunda söyleriz.
 Onu faks dosyasında görmüştüm.
 O faks bizim içindi.
 Kim biz?
 Hey, hey bekle!
 - Biz kim?
 - N. Z. S.
 yer altı örgütü.
 Burayı yürüten insanlar.
 Benim gibi insanlar.
 Masaya yat.
 - Neden?
 - Daha büyük bir pislik olmana hiç gerek yok.
 Hadi yat.
 Pekala.
 Bunu sok.
 Sen yat.
 Şu pisliğe bir bakalım.
 - Giriş şifresi yok mu?
 - Bir görüntü dışında yok üçte biri.
 Yardımı olmaz.
 Ne kullandılar?
 Rasgele görüntüler mi?
 Evet televizyondan.
 Peki şifre çözücüm var.
 Onu çalıştıracağım bakalım ne olacak.
 - Janie, sen gerçekten yatmalısın.
 - Şifreyi bulabilecek misin?
 Eğer şanslıysak.
 Gerçekten şanslıysak.
 - Kahretsin!
 - Olmadı mı?
 - Hayır ama çıkarabilirim.
 - Nasıl?
 Genel anesteziyle kafatası matkabı ve forsepsle.
 - Ve ben ölebilirim değil mi?
 - Çıkarmazsam zaten öleceksin.
 Büyük olasılıkla yaşarsın, bazı motor yeteneklerini kaybedersin.
 Belki son 3 dakikayı hatırlamazsın.
 Boş ver gitsin.
 Sana bir şey söyleyeyim.
 Senin içinde ne var biliyor musun?
 Değerini biliyor musun?
 Dünya için değeri ne biliyor musun?
 Sen S.
 Z.
 S.
 tedavisini taşıyorsun.
 - Yani senin dediğin şey  - Pharmakom S.
 Z.
 S.
 tedavisi  araştırmalarını bitirdi.
 Ve alan araştırmaları bunun işe yaradığını gösteriyor.
 Gerçekten.
 Gerçek tedavi mi yani?
 Seni üç haftada ayağa kaldırabilir Janie.
 Seni ve herkesi.
 Herkes kafamı kesmek istiyor.
 Sonra onu Saygon’a götürecekler ve kuantum paraziti dedektörüne sokacaklar.
 Sonra da tedaviye onlar sahip olacak biz değil.
 Onu kafanda tutarsan seni kimse koruyamaz ve tedavi de yok olur.
 Ben tedaviyi koruyabilirim.
 Şifreye sahip olsak bile sızıntı çok kötü, data yok olabilir.
 Eğer ölürsem bunun benim için yararı ne?
 Beni anladın mı?
 Tedavi ile milyonları kurtarabilirim, onu çıkartamazsam sen zaten öleceksin.
 Tüm bildiğim kafamda her ne varsa çok fazla para ediyor.
 Sana neden güveneyim?
 Senin benim korumam olman gerekiyordu.
 Korumaymış.
 Buradan çekip gidemezsin.
 Bu tedaviyle birlikte yaşayamazsın.
 Tedavi benimdir.
 Kurtarıcına bakıyorsun!
 Janie, onu Jones’a götür.
 Bu senin tek şansın.
 Git.
 Onu Jones’a götür!
 Git!
 Jones kim?
 Senin anneni düzen adam.
 Onlar nerede?
 Toplantıyı kaçırdım ama şimdi hazırım.
 Ya siz?
 Kesinlikle.
 Bu sefer köprüde, landfil 5’te Şifreyi getir.
 Ben seni bulurum.
 - Orada olacağım.
 - Tartışmak istemiyorum.
 Evet Bayım.
 Harika.
 Eğer seni onlar öldürmezse J-Bone öldürecek.
 Çok geç olmadan önce Takahashi lütfen beni dinle.
 Zamanımız bitiyor.
 O tedaviyi taşıyor.
 Ona söyledim, benimle olmak isterse ben de onunla olmak isterim.
 Fiziksel yoksunlukları boş ver.
 Beni anladın mı?
 Orada kimse var mı?
 Hey!
 Çünkü bu duygularla.
 İlgili bir şey değil mi?
 Ne bu?
 Rüzgardır belki de.
 Hey!
 Sen ne düşünüyorsun?
 Yani bu çılgınlık.
 Eğer bu benim kafamdaysa seni kurtarabilir.
 Herkesi kurtarabilir.
 Bak, Spider’ın tek şansımız olduğunu söylediği bu Jones kim?
 O donanmadaydı evet savaşta.
 Kafasına bir sürü şey soktular tıpkı senin gibi.
 - Oh evet hafıza arttırıcı gibi mi?
 - Bilmiyorum.
 Göreceksin.
 - Hey!
 Hey!
 - Burada birileri çıldırmış.
 - Sinirlerime dokunuyorlar.
 - Uyan!
 Her yer delilerle dolup taşıyor.
 Onu boş ver.
 - Uyan dedim sana hadi.
 - Bu da delinin biri işte.
 Boş ver gitsin.
 - Hey!
 - Hayır dostum.
 - Aşağı gel.
 - Hey!
 - Bu Spider’ın arabası.
 - Evet J-Bone’a söyle.
 Bir fikrim var.
 Bırak o arabadan insin, ve sonra  Unut gitsin Stik.
 - Bir kontrol et.
 Ben bakıyorum.
 - Söylemene gerek yok.
 - J-Bone kızacak.
 - Hayır ben yapıyorum.
 Hey lanet olsun.
 - Kahretsin dostum.
 - İşte bu yüzden dostum.
 Bırak şunu!
 Kahretsin neler oluyor ha?
 Ne halt oluyor.
 Biliyor musun bütün hayatımda  her zaman kendimi korumayı öğrendim.
 Her zaman ben önemliydim.
 Şikayet yoktu.
 Şimdi aniden  Aniden bütün lanet dünyadan sorumlu oldum.
 Herkes beni öldürmeye çalışıyor.
 Ama önce, önce benim başım patlayacak.
 Belki artık sadece sen olmazsın.
 Dinle.
 Sen dinle beni.
 Oradaki şehri görüyor musun?
 Benim orada olmam gerek.
 Köpekler ve çöplüklerle  Burada değil ve geçen ayın gazeteleriyle.
 Bıktım artık.
 Senden bıktım!
 Her şeyden bıktım!
 Oda servisini istiyorum.
 Bir kulüp sandviç istiyorum.
 Bir de soğuk Meksika birası.
 Bir de 10 bin dolarlık bir fahişe istiyorum!
 Gömleklerimin yıkanmasını istiyorum.
 Tokyo’da Imperial otelde.
 Hep yaptıkları gibi.
 Jones’u görmemiz gerek.
 Spider bizi yolladı.
 Spider nerede?
 O öldü.
 Orada değil daha önce.
 Hastanede.
 Eğer seni Spider yolladıysa gel.
 Ha!
 J- Bone bana yardım et.
 Hadi gel.
 Bir arada olmamız gerek.
 Hadi gel.
 Yardım edin, buraya gelin.
 Siz ikiniz.
 Onu tutun.
 - O iyi olacak.
 Devam et.
 - Onu tuttum.
 Shinci’ye söyle benimle köprüde buluşsun.
 O yolda efendim.
 - Helikopterim?
 - Bekliyor efendim.
 İyi misin?
 Gördüm neredeyse görüyordum.
 Sanki bir  anıydı.
 Bu iş için özel bir odamız var.
 Jones’la buluşma zamanı.
 Kuralların dışında yaşayan bir dünya yarattık.
 Onu parça parça kurduk.
 Spider ve adamları için çalışırız ve sistemle kavgası olan herkes için.
 Ona bilgiyi aktaralım.
 Ne demek istiyorsun sen?
 Cennet.
 Kalp ve ruh.
 İşte burası savaştığımız yer.
 Onların 500 kanallık evrensel görüntülerinden resimler alıyoruz.
 Sonra hepsini geri püskürtüyoruz.
 Özel bilgiler.
 Bunlar insanlara yardımcı oluyor.
 Spider’dan aldıklarımız gibi.
 Biz geniş banttayız.
 - Ne?
 - Onu yayınlıyoruz.
 Evrensel yayındayız.
 Jones bizim için bir sürü iletişim uydusu buldu.
 Donanma onu yetiştirdi ve o en zor şifreleri bile kolayca kırıyor.
 Şifre çözücü.
 İyi.
 Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
 Bu taraftan.
 Jones.
 Bu bir balık.
 Bir memeli.
 Dost, bu bir dost, denizci.
 Spider’ın en iyi bahsi bu muydu?
 Hey Spider aptal değildir.
 Jones düşman denizaltılarının programlarını çalmak için kuruldu.
 Ses ötesi tarama yapar.
 Gövde üzerinden.
 Jones seni konserve açıcı şifrelerle besleyecek.
 Seni zamanında çözmeye çalışacağız.
 Dur bir dakika.
 Bunu daha önce yaptın mı?
 Bu balık mı?
 - Bu ne kadar tehlikeli?
 - Sadece başını sabit tut.
 Etrafında dönsün, mikrodalga beynini tarasın.
 - Unut gitsin.
 - Bak dostum.
 En azından bir şansın var.
 Bu sana kalmış.
 Yapman gerekeni yap.
 Sendeki indirme şifresini bana ver.
 İlk görüntüyü giriyorum.
 Yayın antenlerini kur.
 Şimdi.
 Sanki benim hatamdı.
 Biz sadece eğleniyorduk.
 Artık hiçbir şey yapmak istemiyorum.
 Neye mal olduğu umurumda değil.
 Ne dediğimi duydun mu Badi?
 Hey Badi?
 Maroni!
 Lanet pislikler!
 İstasyonlar.
 Görevi biliyorsunuz.
 - Ne buldun?
 - Hiçbir şey.
 Şu anda bir şey alamıyoruz.
 Kendi beynini taraman gerek.
 Sonra bizi bilgilendirmelisin.
 J- Bone yakıt tankları!
 Kahretsin.
 Bu yakuza.
 Ver onu bana.
 Az kalmıştı.
 Başladığını hissediyordum.
 Bay Smith?
 Pharmakom?
 Pek değil.
 Beni vuramazsın.
 Başından değil.
 Takahashi?
 Bu adamın başında ne taşıdığını biliyor musun?
 O S. Z. S.
 tedavisini taşıyor.
 Kızın Pharmakom’un yararını korumak için öldü.
 Hastalığı tanımlamak onu tedavi etmekten çok daha yararlı.
 Tedaviyi 8 ay önce buldular Takahashi.
 Pharmakom, benim yarattığım şirket.
 Kızını ölüme terk etti.
 Shinji.
 Merhaba Johnny.
 Çeneni kaldır.
 Şu işi bitirelim.
 Eğer düşersem sen kafamı kurtaramazsın.
 Eğer kafamı kaybedersen mahvolursun.
 Ölme zamanı.
 Dur.
 Hayır!
 İsa’ya gel.
 Tedavi.
 O seni bu insafın bir aracı yaptı tıpkı benim onun gazabının aracı olmam gibi.
 Jones.
 Sen nasıl bir şeytansın?
 Şimdi!
 Jane.
 Ben iyiyim.
 Bir parça pislik.
 Beni götür.
 İkinci görüntü.
 Gücü yükseltin!
 Johnny.
 Yunus seni dataya götürebilir.
 Üçüncü görüntüyü bulun.
 Onların sırrını biliyorum.
 Görüntü  Şirket benim için unutuldu.
 Şimdi beni siliyorlar.
 Beni ana makineden kaldırıyorlar.
 Bir hafıza öbürünün üzerinde, ne kadar da nazikler.
 Johnny.
 John- Bu indirmeyi yapacağız, onu hemen yapmamız gerek.
 Güç kaybediyoruz.
 Unutma, onu Jones’a doğru yollamalısın.
 Johnny.
 Tamam hadi şunu yapalım.
 Dikkat et dostum.
 Orada Pharmakom’un hangi savunmaları olduğunu bilmiyoruz.
 Herhalde virüs programları vardır.
 Hazır mısın?
 Johnny hadi başlat.
 Dinleyin.
 Bu Loteks dünya karargahından son yayındır.
 Biz artık gidiyoruz.
 Videolarınızı hazırlayın.
 İhtiyacınız olan şey bizde.
 S. Z. S.
’nin tedavisi elimizde.
 Evet doğru kara sallantı.
 Ve şimdi size Pharmakom’dan canlı olarak ulaşıyor.
 Şuna inanın ki sizin bu bilgiyi almanızı onlar istemiyor.
 Yani bu size elbette Lotek tarzıyla ulaşıyor.
 Hadi başla.
 O yola çıktı.
 Yetkili olmayan giriş denemesi.
 Davetsiz giriş alarmı.
 Davetsiz giriş alarmı.
 Son uyarı.
 Virüs programı çalışıyor.
 Kendini kopyalıyor.
 Virüse ulaşıldı.
 Doğrudan vuruş.
 Bu kopyası merak etme.
 Kendi beynini keşfetmesinin tek yolu bu.
 Gönder onu.
 Hazır mısın?
 Şimdi yolla.
 İndirme başlıyor.
 Mutlu yıllar Johnny.
 Teşekkür ederim anne.
 Artık geri ödeme zamanı  Bu çöplük, çıkarın onu buradan.
||

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar