Şeytan (1973) The Exorcist
| |
122 dk
Yönetmen:
William Friedkin
Senaryo:
William Peter Blatty
Ülke:
ABD
Tür:
Korku
Vizyon Tarihi:
04 Mayıs 2001 (Türkiye)
Dil:
İngilizce, Latin, Yunanca, Fransızca, Almanca, Arapça
Nam-ı Diğer:
The Exorcist: The Version You Haven't Seen Yet | The
Exorcist: The Version You've Never Seen | William Peter Blatty's The Exorcist
Oyuncular
Ellen Burstyn
Max von Sydow
Lee J. Cobb
Kitty Winn
Jack MacGowran
Tüm Kadro
Devam Filmleri
1973 - Şeytan
(364,111)8.0
1977 - Şeytan II:
Aykırı (22,157)3.8
1990 - Şeytan 3
(26,288)6.4
2004 - Exorcist:
The Beginning (33,619)5.2
2005 - Dominion:
Prequel to the Exorcist (10,645)5.2
Özet
Chris MacNeil , 12 yaşındaki kızı Regan ile Georgetown'daki
evlerinde yaşamaktadır. Kocasından ayrılmış olan Chris , kızı Regan'ın
doğumgünü için bir parti planlar. Chris , Regan'ın doğumgünü sırasında dengesiz
davranışlar sergilemesi üzerine kızının bir hastalığa yakalanmış olabileceğini
düşünür. Regan , bir çok doktora gösterilir ve bir çok kez tedavi edilmeye
çalışılır. Ama zaten kesin bir teşhis koyamayan doktorlar Regan'ı tedavi
edemezler. Bu zamanda küçük kızın şeytanca hareketleri günden güne artmaktadır.
Regan'ı tedavi edemeyen doktorlar son çare olarak Chris'e şeytan çıkarma
işlemini uygulayabilecek bir rahip bulmalarını tavsiye ederler. Chris , dindar
olmamasına rağmen , arkadaşı Burke Dennings'in boynu kırılarak kızının odasının
camından atılması üzerine korkuları artar ve peder Damien Karras'tan yardım
ister.
Altyazı
SEREM ŞEYTAN
KUZEY IRAK
Bir şeyler buldular küçük parçalar.
Nerede?
Tepenin altında.
İlginç bulgular Lambalar, ok uçları, sikkeler Bu çok tuhaf.
Aynı dönemden değil.
Başka bir şey?
Hayır, teşekkürler.
Kötülüğe karşı
kötülük.
Peder Keşke gitmek zorunda olmasaydınız.
Yapmam gereken bir
şey var.
Seni çok seviyorum.
- Günaydın.
- Günaydın Bayan
MacNeil.
- Bugün nasılsın?
- İyiyim,
teşekkürler.
Tamam, ben
hallederim.
Sağ ol.
- Günaydın
hanımefendi.
- Günaydın Karl.
Karl, tavan arasında
fare var.
Birkaç tane kapan
alsan iyi olacak.
Fare mi?
Ne yazık ki evet.
Ama tavan arası
tertemiz.
O zaman tertemiz
farelerimiz var.
- Fare yok.
- Onları duydum Karl.
Su boruları olmasın?
Sakın fare olmasın?
Şimdi gidip şu
kapanları alır mısın?
Hemen giderim.
- Şimdi gitme,
dükkanlar daha açılmadı.
- Gidip bakacağım.
Daha açılmadılar!
Şuradaki kalabalığın
içinde birkaç rahiple bir rahibe görünsün istiyorum.
İşte istediğim şey
bu.
Bu sahne gerçekten
gerekli mi?
Bu sahneyi iptal
etmeyi düşünür müsün?
Şu kahrolası şeye
baksana.
Çok anlamsız.
Bence çok açık.
Sen burada hocasın.
Binanın yıkılmasını
istemiyorsun.
- Ben de okuma yazma
biliyorum!
- Sorun ne?
Binayı niye
yıkıyorlar?
Yazarı mahkemeye mi
verelim?
Sanırım bu aralar
Paris'te.
Kaçıyor.
Sevişiyor.
Sahne 39, otel.
Çekim 4.
Tamam.
Herkes yerine
ve motor Bu sizin kampusunuz mü?
Savunma Bakanlığını
kampustan defedelim!
Burası bizim
okulumuz!
Buna hakları yok!
Hayatımda yeterince
cinayet gördüm!
Daha fazlasına gerek
yok!
- Bir dakika!
- Bir dakika susun!
Bir dakika!
Tanrı aşkına, hepimiz
insan haklarından yanayız.
Ama eğitim isteyen
gençlerin de hakları var!
Anlamıyor musunuz?
Bu sizin
prensiplerinize de uymuyor!
Gençleri
okullarından kovarak hiçbir yere varamazsınız!
Bir değişiklik
yapmak istiyorsanız, bunu düzene uyarak yapmalısınız.
Tamam kes!
Bugünlük bu kadar.
- Yürüyerek
gideceğim.
- Tamam.
Şunu alıp eve
götürsene.
- İyi akşamlar Tom.
- İyi akşamlar Kendimi sahtekar gibi hissetmediğim tek bir
gün yok.
Rahiplerle,
doktorlarla, avukatlarla konuşuyorum.
Aynı durumda olmayan
tek bir kişi bile yok.
Merhaba!
Buradayım.
- Selam, günün nasıl
geçti?
- Fena değil.
Sanki Disney için Ho
Şi Minh'in hayat hikayesini çekiyoruz.
Onun dışında
müthişti.
Burada işler nasıl?
Heyecan verici bir
şey var mı?
Bir davetiye geldi.
Nedir bu?
Beyaz Sarayda yemek.
Dalga geçiyorsun!
Büyük bir parti falan mı?
Sanırım 5-6 kişi
olacaksınız.
Perşembe mi?
Tamam.
Selam anne.
Bugün ne yaptın?
- Bir şeyler.
- Bu da ne demek?
- Sharon'la arka
bahçede oyun oynadık.
- Evet.
Nehir kenarında
piknik yaptık.
Anne, görmeni
isterdim!
Güzel, kül rengi bir
atı olan bir adam geldi.
Gerçekten mi?
Ne cins?
Kısrak mıydı, yoksa
aygır mıydı?
Sanırım aygırdı.
Kül rengi.
Çok güzeldi.
Adam ata binip
dolaşmama izin verdi.
Yarım saat atla
dolaştı.
Çok sevdim!
Anne, bir at alamaz mıyız?
- Washington'dayken
olmaz tatlım.
- Neden anne?
Eve döndüğümüzde
bakarız, tamam mı?
Ne zaman?
Bakarız Regan,
bakarız.
Şu davetiyeye de bir
cevap yazsam Regan yapma!
Gel buraya!
Tamam, bırak şunu!
Hayır!
Pişman olacaksın!
Hayır hayır Peder!
Eski bir rahip çömezine
yardım eder misin?
Ben Katolik’im.
Anne!
- Seni gördüğüme çok
sevindim.
- İyi görünüyorsun.
İyiyim.
- Bacağın nasıl?
- Sen nasılsın?
İyi misin?
Anne, ben iyiyim.
Dayın John ziyaretime geldi.
Öyle mi?
Ne zaman?
Geçen ay.
- Çok mu sıkı oldu?
- Hayır.
Fazla zorlamamalısın
anne.
Sürekli merdiven- lerden inip çıkamazsın.
Biraz dinlenmelisin.
Tamam.
Seni daha iyi bir
yere götürebilirim anne.
Yalnız olmayacağın
bir yere.
Çevrende insan olur.
Sürekli oturup radyo
dinlemek zorunda kalmazsın.
Anladın mı?
Burası benim evim ve
hiçbir yere gitmiyorum.
Dimmy, canın mı
sıkkın?
- Hayır anne.
- Mutlu değilsin.
Söyle, derdin ne?
Anne, ben iyiyim.
Gerçekten iyiyim.
Geliyor.
İşte!
- Şuna bak!
- Beğendin mi?
Çok sevimli, değil
mi?
Şuraya koyayım da
kurusun, hala kurumamış.
Hey, bu da nereden
çıktı?
- Ben buldum.
- Nerede?
Dolapta.
Bununla oynuyor
musun?
- Evet.
- Nasıl oynandığını
biliyor musun?
Göstereyim.
Bir saniye, iki kişi
lazım.
Gerekmez, ben hep
tek başıma oynuyorum.
İkimiz oynayalım.
Oynamamı gerçekten
istemiyorsun ha?
Ben istiyorum,
Kaptan Howdy istemiyor.
- Kaptan kim?
- Kaptan Howdy.
Kaptan Howdy de
kim?
Bilirsin, ben
soru soruyorum, o cevap veriyor.
- Kaptan Howdy Anladım.
- Çok tatlı biri.
Eminim öyledir.
Dur da sana
göstereyim.
Kaptan Howdy, sence
annem güzel mi?
Kaptan Howdy, bu hiç
de hoş değil.
- Belki de uyuyordur.
- Öyle mi dersin?
Neden bunları
okuyorsun?
Çünkü hoşuma gidiyor.
Hem güzel bir
fotoğraf da değil.
- Yaşından büyük
gösteriyorsun.
- Sen kendine bak!
Kendine bak ha!
Makyajcım orada
değildi.
Dur da şu kirpiği
alayım.
Alamadım.
Doğum gününde ne
yapacağız?
Bu sene pazar günü,
çok iyi, değil mi?
İşim de yok.
Ne yapabiliriz?
Bilmiyorum.
Ne yapmak istersin?
Bir fikrin var mı?
Biraz düşüneyim.
Washington'u tam
olarak gezemedik.
Lee Mansion'a, daha
bir sürü yere gitmedik.
Ne dersin?
Washington'u gezeriz.
- Tabii hava güzel
olursa.
- Tamam, öyle
yapalım.
Yarın akşam da
sinemaya gideriz.
Seni seviyorum!
Ben de seni Regs.
Çok iyi vakit
geçireceğiz.
İstersen Bay
Dennings de gelebilir.
Yani bence bir
sakıncası yok.
Teşekkürler ama neden Burke'ün de bizimle gelmesini
isteyeyim?
Ondan hoşlanıyorsun.
Evet, ondan
hoşlanıyorum.
Sen ondan hoşlanmıyor musun?
Neler oluyor?
Onunla evleneceksin,
değil mi?
Dalga mı geçiyorsun?
Burke Dennings'le
evlenmek mi?
Saçmalama.
Tabii ki hayır.
Bu da nereden çıktı?
Ama onu seviyorsun.
Evet, onu seviyorum.
Pizzayı da seviyorum, ama bir pizzayla
evlenmiyorum.
Onu babamı sevdiğin
gibi sevmiyor musun?
Regan, babanı
seviyorum.
Babanı her zaman
seveceğim tatlım.
Burke sık sık buraya
geliyor, çünkü yalnız biri.
Yapacak başka işi yok.
Ben başka türlü
duydum.
Öyle mi?
Ne duydun?
Bilmiyorum.
Düşünmüştüm de.
Yanlış düşünmüşsün.
Nereden biliyorsun?
Çünkü Burke ve ben
sadece arkadaşız.
Tamam mı?
Gerçekten.
Uyumaya hazır mısın?
İyi geceler tatlım.
O benim annem Tom.
Çok yalnız, onun
yanından ayrılmamalıydım.
Hiç olmazsa New
York'ta yanında olurdum.
Yakınında olurdum.
Naklin için bir
şeyler yapmaya çalışırım.
Bana gereken yeni
bir meslek Tom.
Bu işi istemiyorum.
Bu iş yanlış, doğru değil.
Sen en iyisin.
Gerçekten öyle mi?
Bu psikiyatriden öte
bir şey, biliyorsun.
İnsanların
sorunlarının bir kısmı inançla ulvi
amaçlarıyla, hayatın anlamıyla ilgili ve ben artık bunları kaldıramıyorum.
Bu işi bırakmalıyım,
ben uygun değilim.
Sanırım inancımı
yitirdim Tom.
Alo?
Evet, ben Bayan
MacNeil.
Bakın, dalga mı
geçiyorsunuz?
20 dakikadır
hattayım.
Tanrım, inanabiliyor
musun?
Doğum gününde bile
kızını aramıyor!
Belki de düşüremedi.
Daha neler!
Umurunda bile değil!
- Bırak da ben - Ben hallederim Sharon.
Sorun değil.
Bana cevap vermiyor
demeyin.
Excelsior Oteli,
Roma!
Bir daha dener
misiniz lütfen?
Hayır, size numarayı
dört defa verdim!
Siz okuma yazma
biliyor musunuz Tanrı aşkına!
Allah kahretsin!
Bana sakin ol falan demeyin!
Dalga geçiyorsun!
Ama daha demin
yatmıştım.
Ne yapıyoruz, sahne
61'i mi?
Flo'ya mavi kemeri
hatırlat, tamam mı?
Sen ne yapıyorsun
burada?
Yatağım sallanıyordu.
Uyuyamadım.
Kahretsin!
Karl, bir daha yapma
bunu!
Çok üzgünüm.
Gördünüz mü, hiç fare yok.
Fare yok.
Çok sağ ol.
Harika.
Aman Tanrım!
Yumruğunu bırak.
Kolunu kaldır.
Çok iyi.
Kötü bir şey oldu mu?
Hareketsiz bir
şekilde dur.
Normal nefes al.
Yaptığım titreşimi
hissediyor musun?
Regan?
!
Herhangi bir şey
hissediyor musun?
Bunu hissediyor
musun?
Hiçbir şey
hissetmiyorum.
Ağzında sıkıca
tut.
Bunu orda tut.
Bu senin vücut
sıcaklığını gösteriyor.
Bu ilerleyen kırmızı ışık da senin vücut
sıcaklığın.
Bunu istemiyorum.
Bir sinir düzensizliği
var zannettiğimizden daha az düzeyde ama.
Ne kadar
uğraştırır, ne boyutta tam bilmiyoruz.
Ergenlik
döneminde sık görülen bir şey bu.
Onda bütün
semptomları görülüyor.
Hiperaktiflik.
Onda daha hafif.
Matematiksel
çalışmalar.
Matematiksel mi?
O da nedir?
Ona zarar
vermeden yoğunlaşması için.
Şimdi bu Ritalin.
Günde 10 miligram.
Bu sakinleştirici
mi?
Bir
sakinleştirici.
Bir
sakinleştirici!
Tanrım, o
şimdiden uçacak Bu onun durumunda
görünenler için önemli değil.
Hiperaktif
çocuklar hakkında kimse bilgi sahibi değil.
Ritalin onların
bu durumdan kurtulması için şart.
Ve ne kadar ve
nasıl biz gerçekten bilmiyoruz.
Fakat ondaki
semptomlar depresyonu geçebilir Bu
alanımın dışında Kızım depresif olamaz Babasından bahsetmişsin.
Onunla
ayrılmışsın.
Onu bir
psikiyatra mı göstereceğim Hayır Bekleyeceğiz ve Ritalin'in yardımcı olmasını
dileyeceğim.
Cevapları
düşüneceğim.
İki - üç hafta
bekleyeceksin.
Tamam.
Ve onun yalanlarını engelleyecek.
O kaç parça?
Yalan mı?
Yatağını
salladığını söylüyorum Kızının sürekli
küfretmesini mi istiyorsun?
Müstehcen kelimeler Hayır, asla.
Kesişiyoruz yalan söylemeye benzer - bu
bağışlanamaz.
- Anlamıyorum O asla küfretmez Onu bir süre gevşek bırakmayın onu sorguya
tabi tutun.
Buna inanmak için
derinlemesine araştıracağım.
O ne söylüyor peki?
Sözlük dağarcığı
hayli geniş Örnek verin bana.
Neye benziyor.
Kendine özgü ne
söylüyor?
Kendine özgü Bayan
MacNeil Ona tavsiyelerde bulundum.
O ise parmağımı
tutup bana şunu söyledi becerdiğim
kahrolası Buna inanamıyorum Bir psikiyatr düşünüyor musunuz?
Hayır.
Daha iyi bir açıklamayı tercih ederim her
zaman.
Bekleyeceğiz.
Bekleyeceğiz ve
göreceğiz.
Bu süreç içerisinde kaygılanmayın asla.
Nasıl?
Ödem beynine zarar
vermiş, anlıyor musun?
Yanına doktor
yaklaştırmıyor.
Sürekli bağırıyordu,
hatta radyoyla konuşuyordu.
Bana hemen haber
vermeliydin.
Normal bir hastane bu
tip hastalarla ilgilenmiyor Dimmy.
Onu uyutup buraya
öyle getirdik.
Bacağı iyileşinceye
kadar burada kalacak, sonra çıkartacağız.
2-3 ay sonra
çıkacak, hem de eskisinden daha iyi olarak!
- Bayan!
- Evet.
Bayan Karras'ı
görmek istiyoruz.
- Randevunuz var
mıydı?
- Var.
- Akrabası mısınız?
- Ben kardeşiyim, o
da oğlu.
Bir saniye.
Çok garip.
Rahip olmasaydın
şimdi New York'un en ünlü psikiyatrı olurdun.
Annen de çok güzel
bir evde yaşardı.
Sen git Dimmy.
Ben seni burada
bekleyeceğim.
Bayan Karras en
sonda, solda.
Anne, benim Dimmy.
Bunu bana neden
yaptın Dimmy?
Anne, seni buradan
çıkaracağım.
Seni eve götüreceğim.
Anne, her şey
düzelecek.
Seni eve götüreceğim.
Onu başka bir yere
yatıramaz mıydın?
Nereye?
Özel bir hastaneye mi?
Parasını kim
verecekti Dimmy?
Sen mi?
İçkimde yabancı
birinin kılı var.
Anlayamadım.
Daha önce hiç
görmemiştim.
Ya siz?
Yukarıda çok rahatız.
Gemini ve Mercury
projelerine göre çok fazla yerimiz var.
Altı metreküp
yerimiz var, bu sayede hareket edebiliyoruz
Bir daha giderseniz beni de götürür müsünüz?
Niye?
Mars'ın ilk
misyoneri!
Baksana, Gestapo'da
halkla ilişkilerle mi, yoksa iç işleriyle mi ilgileniyordun?
Ben İsviçreliyim!
Evet, tabii.
Eminim Goebbels'le
birlikte bowlinge de gitmemişsindir.
Pis Nazi!
Kilisenin arkasında.
Neresi olduğunu anladınız mı?
Kırmızı tuğlalı bir bölme var.
Orası ne işe yarıyor?
Orada sürekli
gördüğüm rahip kim?
Hep orada.
Siyah saçlı, çok
güçlü birine benziyor.
Kim o?
Damien Karras.
Kilisenin
arkasındaki yer onun ofisi.
Psikiyatri
danışmanımız.
Zavallı, dün gece
başına çok kötü bir şey geldi.
Annesi öldü.
Kadın tek başına
yaşıyordu ve sanırım onu bulmalarından bir
iki gün önce ölmüş.
Domuzun Almanı!
Tanrının belası pis
Nazi kasabı!
Kes şunu!
Seni öldüreceğim!
Senin derdin ne?
Tatlı olarak ne var?
Uyuyor musun?
Burke, araban
kaldırımın kenarında.
Louie seni bekliyor.
Hava da güzel.
Evet tatlım Ne?
Boş ver.
- Kendini iyice
kaybetmiş!
- Küfelik olmuş,
hepsi bu.
Hey, harika bir
parti!
Durmayın, devam edin.
Beni
cesaretlendirmenize gerek yok.
Bence cennet beyaz
bir gece kulübü.
Assolist olarak da
ebediyen bendeniz ve herkes bana bayılıyor.
Bir konuğumuz var.
Yukarıda
gebereceksin!
Aman Tanrım!
Tatlım!
Tatlım, neyin var?
Üzgünüm, hastaydı.
Söylediklerinin
farkında değil.
Bunu sana ne
söyletti Regan?
Biliyor musun tatlım?
Anne.
Benim neyim var?
Doktorun da
söylediği gibi, çok gerginsin, hepsi bu.
Sen haplarını al
yeter.
İyileşeceksin,
gerçekten.
Leke çıkıyor mu
Willie?
Evet, sanırım.
İyi.
Anne!
Chivas Regal alacak
parayı nereden buldun, bağış kutusundan mı?
Bu bir hakaret.
Ben yoksulluk yemini ettim.
Öyleyse nereden
buldun?
Çaldım.
İnanırım.
Fakülte başkanları
içki içmemeli, kötü örnek olur.
Onu büyük bir günah
işlemekten kurtardım.
Tanrım!
Yanında olmalıydım.
Orada değildim.
Yapabileceğin hiçbir
şey yoktu.
Uzan.
Şu sigarayı ver.
Hadi.
Artık uyuyabilecek
misin?
Evet.
Şimdi de benim ayakkabılarımı mı çalacaksın?
Hayır.
Ayak falına
bakıyorum.
Şimdi çeneni kapat
ve uyu.
İyi geceler.
Çalmak günahtır.
İstemiyorum!
Tatlım sana yardım
etmeye çalışıyorlar.
İstemiyorum!
Aşağılık piç!
Kulun Mary Karras'ı
hatırla ulu Tanrım.
O, inanan biri
olarak aramızdan ayrıldı ve şimdi huzur içinde uyuyor.
"Tanrım, senden
yücesi yok, ben değersiz bir kulum.
"Ama bir sözün
yeter, ruhum yaralarını sarar.
"İsa'nın bedeni
sana sonsuz hayatı sunsun.
" Bu tip şeyler beynin kimyasal elektrik aktivitesindeki bir
bozukluğun belirtisidir.
Kızınızın durumunda
bozukluk yan lopta.
Burada, beynin yan
tarafında.
Sık görülmez, garip
sanrılara sebep olur genellikle de
kasılma nöbetlerinden önce.
Kasılma nöbeti mi?
Yatağın sarsılması
şüphesiz kas spazmlarından kaynaklanıyor.
Hayır, spazm değildi.
Ben de yatağın
üstüne çıktım.
Yatak zıplıyordu,
yerden havalanmıştı.
Koca yatak
sallanıyordu!
Ben de üstündeyken!
Bayan MacNeil, kızınızın
sorunu yatağıyla ilgili değil.
Beyniyle ilgili.
Sebebi ne?
Beynin yan lopundaki
bir lezyon.
Bir çeşit felç
durumu.
Ama doktor, kişiliği
nasıl değişti anlamıyorum.
Yan loptaki
sorunlarda bu sık görülür.
Öyle mi?
Günlerce, hatta
haftalarca sürebilir.
Yıkıcı, suç işlemeye
yatkın davranışlar da sık sık görülür.
Ne olur iyi bir
şeyler de söyleyin.
Sakin olun, eğer
sorun bir lezyonsa şanslı sayılır.
Yapılması gereken
tek şey yarayı almak.
Regan, doğrulup
buraya yaklaşır mısın?
Tüpe dikkat et.
Biraz daha.
Çok iyi.
Şimdi seni aşağı
doğru biraz kaydıracağım, tamam mı?
Çok kısa sürecek.
Yapış yapış.
Regan, şimdi biraz
soğuk ve ıslak bir şey hissedeceksin.
Şimdi şuranda bir
batma hissedeceksin.
Kıpırdama.
Çok iyi.
Şuranda biraz baskı hissedeceksin.
Kıpırdama.
Başlat!
Burada hiçbir şey
yok.
Damarlarda da bir
sorun yok.
Başka testler de
uygulayayım mı?
Gerekmez.
Onu yine muayene
etmek isterim.
Affedersiniz doktor,
Chris MacNeil arıyor.
Çok acilmiş.
- Vaktin var mı?
- Tabii.
Doktor Klein?
Ben Doktor Klein, bu
da Doktor Tanney.
Konuşmamızdan sonra durum
daha da kötüleşti.
Gelin.
- Yine kasılmalar mı
var?
- Evet, ama daha
şiddetli.
- İlaç verdiniz mi?
- Evet.
- Ne verdiniz?
- Thorazine.
Ondan önce de
Ritalin.
Doktorlar geldi.
Anne lütfen!
Lütfen anne, durdur onu!
Yakıyor!
Bir şeyler yapın
doktor.
Lütfen ona yardım
edin!
Durdur onu!
Beni öldürmeye çalışıyor!
Anne!
Tamam Regan, bakalım
sorun Yaklaşmayın!
Bu domuzcuk benim!
Becer beni!
Becer beni!
Becer beni!
Benden uzak durun!
Onu sıkı tutun!
Anne, onlara izin
verme!
Onu uyuttuk.
Yarına kadar uyur.
Neler oluyor?
Yataktan nasıl öyle
havalanıyor?
Patolojik vakalarda
anormal güçlenme görülebilir.
Ya da fiziksel
hareketlerde artış.
Mesela 40 kiloluk bir kadın, çocuğunun bir kamyon
lastiği altında sıkıştığını görür ve
kamyonu yerden 15 santim havaya kaldırır.
Gördüğünüz gibi,
burada olanlar da aynı şey.
Yani prensip aynı.
Yani nesi var?
Hala beynin yan
lopunda Siz neden bahsediyorsunuz?
Onu görmediniz mi?
Tamamen kafayı yemiş
biri gibi davranıyor!
Bir psikopat gibi,
iki kişilikli biri gibi, ya da Bayan
MacNeil, şimdiye kadar sadece yüz tane kişilik
bölünmesi vakasına rastlanmıştır.
Biliyorum,
psikiyatrik tedavi istiyorsunuz ama
sorumlu bir psikiyatri uzmanı da öncelikle vücutla ilgili sorunlara bakar.
Şimdi ne
yapacağız?
Pnömoansefalogram
yaptırarak lezyonun yerini bulmak istiyorum.
Yine omurilikten
sıvı alacağız.
Tanrım!
EEG ve
arteriyogramlarda gözümüzden kaçan şeyi bu
şekilde bulabiliriz.
En azından bazı
olasılıkları ortadan kaldırmış oluruz.
Doktor Tanney
röntgenlerde bir soruna rastlamadı.
Yani her şey normal.
Evde uyuşturucu
bulunur mu?
Tabii ki hayır.
O tip şeyler bulunmaz.
Emin misiniz?
Tabii eminim.
Size söylerdim.
Ben esrar bile içmem.
Yakında eve dönmeyi
mi planlıyorsunuz?
Yani Los Angeles’e.
Hayır, düşünmüyorum.
Ben yeni bir ev
yaptırıyorum.
Bundan önceki
satıldı.
Ben onu Okullar tatil olunca Regan'ı Avrupa'ya
götürmek istiyordum.
Niye sordunuz?
Sanırım bir
psikiyatr aramanın vakti geldi.
Alo?
Kahretsin!
Tanrım!
Neden Regan'ı tek
başına bırakıp gittin?
Çıldırdın mı sen?
Penceresi açıktı!
- Sana söylemedi mi?
- Kim?
- Burke!
- Burke'ün bu işle
ne ilgisi var?
Kimse yoktu.
Thorazine almaya giderken Burke'e onunla kalmasını söyledim ve Tahmin etmeliydim.
Bence de!
Test sonuçları nasıl?
Bir psikiyatr
arayacağız.
Selam Chuck, gel.
Sanırım duydunuz.
Neyi duyduk?
Duymamışsınız.
Burke öldü.
Herhalde sarhoştu.
Dışarıdaki
merdivenlerden aşağı düşmüş.
M sokağına kadar
yuvarlanmış.
Boynu kırılmış.
Tanrım!
Evet, biliyorum Ben alnına dokununca gözlerini aç.
Rahat mısın Regan?
Evet.
Kaç yaşındasın?
12.
İçinde biri mi var?
Bazen.
Kim o?
Bilmiyorum.
Kaptan Howdy mi?
Bilmiyorum.
Ona sorarsam, cevap
vermesine izin verir misin?
Hayır.
Neden?
Korkuyorum.
Benimle konuşursa,
senin içinden çıkar.
İçinden çıkmasını
istiyor musun?
Evet.
Şimdi Regan'ın
içindeki kişiye sesleniyorum.
Eğer oradaysan, sen
de hipnotize oldun demektir.
Bu yüzden sorularıma
cevap vereceksin.
Öne çık ve bana cevap ver.
Sen Regan'ın
içindeki kişi misin?
Kimsin sen?
- Yardım edin!
- Bırak onu!
Peder Karras?
Tanışıyor muyuz?
Hayır, ama sizi
hemen tanıyacağımı söylemişlerdi.
Bir boksöre
benzediğinizi söylediler.
Cinayet Masasından
William F. Kinderman.
Sorun ne?
Doğru.
Gerçekten de boksöre benziyorsunuz.
Beden ve Ruh'taki John
Garfield'a benziyorsunuz.
Kesinlikle, John
Garfield.
Bunu daha önce
söyleyen oldu mu?
Sizi de Paul
Newman'a benzeten oldu mu?
Çok.
Burada film çeken
yönetmeni, Burke Dennings'i tanıyor musunuz?
Onu görmüştüm.
Onu görmüştünüz.
Geçen hafta öldüğünü
biliyor musunuz?
Gazetede okuduğum
kadarıyla.
Sevgili peder, büyücülük
konusunda ne biliyorsunuz?
Cadı avcılığı değil,
büyü yapma açısından.
Bu konuda bir makale
yazmıştım.
Öyle mi?
Psikiyatrik açıdan.
Biliyorum.
Okudum.
Kiliselerdeki
kutsal eşyalara yapılan saldırılarla büyücülüğün
bir ilgisi var mı?
Belki.
Kara ayinlerde
uygulanan bazı yöntemler.
Şimdi de Dennings.
Nasıl öldüğünü
okudunuz mu?
Düşmüş.
Durun da size
anlatayım, ama lütfen aramızda kalsın.
Burke Dennings,
sevgili peder M sokağına giden merdivenlerin
dibinde bulundu.
Kafası tamamen
dönmüştü.
Arkaya bakıyordu.
Düştüğü için olmamış
mı?
Mümkün.
- Mümkün, ama - Pek olası değil.
Kesinlikle.
Bir tarafta, sanki
büyüyle işlenmiş bir cinayet var.
Diğer bir tarafta da
kara ayinlerde uygulanan yöntemlerle kiliseye saldırı.
Sizce kiliseye
saldıran kişiyle katil aynı kişi mi?
Belki de çılgın biri Kiliseden nefret eden biri.
Bilinçsiz bir isyan.
Hasta bir rahip ha?
Bakın peder,
anlıyorum, sizin için zor bir durum ama
bu kampustaki rahiplerin psikiyatrik danışmanı sizsiniz.
Yani kim hasta, kim
değil siz bilirsiniz.
Yani o tür bir hasta
olsa bunu siz bilirdiniz.
Bu tarife uyan
birini tanımıyorum.
İş ahlakı.
Bilseydiniz bile söylemezdiniz ha?
Büyük ihtimalle
söylemezdim.
Sizi rahatsız ediyorum, ama bir psikiyatr hem de güneşli Kaliforniya'da bir hastası hakkında bildiklerini polise
söylemediği için kodesi boyladı.
Tehdit mi?
Yok, laf olsun diye
söylemiştim.
Laf olsun diye bir
şey söyleyeyim yargıca rahatlıkla "günah
çıkarıyordu" diyebilirim.
Peder, bir saniye!
- Film seyretmeyi
sever misiniz?
- Çok.
Şehirdeki en iyi
filmler için bedava biletler verirler.
Karım hep yorgun
olduğu için hiç gelmek istemez.
Çok yazık.
Yalnız gitmeyi
sevmem.
Filmler hakkında
konuşmayı tartışmayı, eleştirmeyi
severim.
Benimle sinemaya
gelmek ister misiniz?
Crest'te Othello
oynuyor, biletim var.
Oyuncular kim?
Debbie Reynolds
Desdemona rolünde, Groucho Marx da Othello.
İyi mi?
Ben o filmi gördüm.
Son kez soruyorum, tarifime
uyan bir rahip tanıyor musunuz?
Hadi!
Hayır, soruma cevap
verin Rahip Paranoya.
Tamam.
Kim yaptı, biliyor
musunuz?
Kim?
Dominikenler.
Onların peşine düşün.
Biliyor musunuz,
sizi sınır dışı ettirebilirim.
Yalan söyledim.
Sal Mineo'ya
benziyorsunuz.
Çağımızda pek
görülmeyen bir psikolojik rahatsızlık.
Ancak ilkel
toplumlarda görülen bir şey.
Buna
"uyurgezerlik durumunda cinnet" diyoruz.
Açıkçası bu konuda
fazla bir şey bilmiyoruz.
Sadece bir çelişkinin ya da suçluluk
duygusunun hastada şöyle bir kuruntu yarattığını
biliyoruz hasta, bedeninin yabancı bir
varlık tarafından ele geçirildiğini sanır.
Ya da bir ruh.
Bakın, inansanız iyi edersiniz, size
bir kere daha söylüyorum onu kahrolası
bir tımarhaneye kapatacak değilim!
Siz ne isim
koyarsanız koyun, o benim yanımda kalacak!
Üzgünüm.
Üzgün müsünüz?
Bir sürü doktor bir
araya gelmişsiniz tüm söyleyebildiğiniz
saçma sapan şeyler.
Tabii tedavi için
ufak bir olasılık daha var.
Şokla tedaviyi
düşünüyorum.
Söylediğim gibi
küçük bir olasılık.
Ne olduğunu söyler
misiniz Tanrı aşkına!
Neymiş o?
Dini inançlarınız
var mıdır?
Hayır.
Ya kızınızın?
Yoktur.
Niye?
Şeytan çıkarmak hakkında bir şey
duydunuz mu?
Hahamın ya da rahibin bedeni ele geçirmiş ruhu kovmak için
uyguladığı özel bir merasimdir.
Günümüzde bu yöntemi uygulayan pek kimse
kalmadı.
Utandıkları için gizli gizli yapan Katolikler
haricinde.
Ama işe yaradığı görüldü.
Aslında zannettikleri sebeplerden dolayı
değil.
Sebebi telkin gücü.
Hastanın ruhunun ele geçirildiğine olan inancı nasıl bu hastalığa sebep olduysa, aynı
şekilde şeytan çıkarmaya olan inancı da iyileşmesine
sebep olabilir.
Yani bana kızımı bir büyücüye mi götürmemi
söylüyorsunuz?
Söylediğiniz bu mu?
Bunu Regan'ın
odasına sen mi koydun?
İyileşecek mi?
Karl, bunu sen
koyduysan bana söylemeni istiyorum.
Sen mi koydun?
Hayır.
Ben koymadım.
Bu, Regan'ın
yastığının altındaydı.
Siz mi koydunuz?
Ben koymadım.
Ben de koymadım.
Özür dilerim.
Ne var?
Biri sizi görmek
istiyor.
Kimmiş?
Belki kızınız o gece
Bay Dennings'in odasına gelip
gelmediğini hatırlıyordur.
Bunu niye
soruyorsunuz?
Hatırlıyor olabilir
mi?
Hayır, uyutulmuştu.
Ciddi bir şey mi?
Korkarım öyle.
Ne olduğunu Hala bilmiyoruz.
Cereyanda kalmasın.
Sonbaharda evin içi
sıcakken cereyanda kalmak mikroplara
davetiye çıkartmaktır.
Affedersiniz, başka
bir arzunuz var mı?
Yok Karl,
teşekkürler.
Böyle iyiyiz.
Bütün bunları niye
soruyorsunuz?
Çok garip.
Merhum ziyaretinize
geliyor, sadece 20 dakika kalıyor ve
hasta bir kızı tek başına bırakıp çıkıyor.
Açık konuşmak
gerekirse pencereden düşmüş olması pek
olası değil.
Hem de boynunun
düşme sonucu o hale gelme ihtimali herhalde
binde bir.
İçimden bir ses Bence bir,
çok güçlü biri tarafından öldürüldü.
İki, kafatasındaki
çatlaklar ve daha başka bir sürü şey bir durumun çok olası olduğunu gösteriyor.
Olası, kesin değil.
Bu da kurbanın
öldürüldükten sonra kızınızın penceresinden aşağı atılma olasılığı.
Ama odada kızınızdan
başka kimse yoktu, öyleyse bu nasıl olmuş olabilir?
Tek bir seçenek var.
Bayan Spencer'ın
evden çıkışıyla sizin eve dönüşünüz arasında
biri gelmiş olabilir.
Tanrım, bir saniye.
Hizmetçileri ziyaret
eden olur mu?
Hiç olmaz.
O gün bir paket
falan bekliyor muydunuz?
Bildiğim kadarıyla
hayır.
Yiyecek, kuru
temizleyiciden bir paket?
Ben hiç bilmem.
Bunlarla Karl ilgilenir.
Anlıyorum.
Ona sorabilir
misiniz?
Boş verin.
Çok düşük bir
ihtimal.
Boş verin.
Bir fincan kahve
daha ister misiniz?
Lütfen.
Çok güzel.
Bunlar kızınızın
marifeti mi?
Teşekkürler.
Bu arada kızınıza, o gece Bay Dennings odasına gelmiş mi gelmemiş mi sorabilirsiniz.
Bakın, kızımın
odasına gitmesi için hiçbir sebep yok.
Biliyorum,
farkındayım, ama eğer bazı İngiliz
doktorlar "bu mantar da ne" diye sormasalardı bugün penisilin diye bir şey olmazdı.
Öyle değil mi?
Biraz daha iyi
olunca ona sorarım.
Bir zararı olmaz.
Bu arada Önemli değil.
Bundan nefret
ediyorum, ama kızım için bir imza
verebilir misiniz?
Tabii.
Kalem nerede?
Bende var.
Çok sevinecek!
Adı ne?
Yalan söyledim.
Benim içindi.
Adım arkada yazıyor,
Kinderman.
Melek diye bir
filminiz var ya onu altı defa seyrettim!
Gerçekten mi?
Çok güzeldi.
Teşekkürler.
Çok iyi birisiniz.
- Teşekkürler.
- Siz de çok iyi
birisiniz.
Kızınız biraz
iyileşince yine gelirim.
- İyi günler.
- Güle güle.
Lütfen, hayır!
- Dediğimi yap!
- Lütfen, yapma!
Orospu!
Dediğimi yap!
Lütfen, hayır!
Bırak da İsa seni
becersin!
Ver şunu bana!
Yala!
Yala!
- Bayan MacNeil!
- Kapıyı aç!
Senin o aşağılık
kızın ne yaptı, biliyor musun?
Bayan MacNeil?
Gidin lütfen.
Ben Peder Karras.
Özür dilerim.
Merhaba.
Önemli değil.
Günlük kıyafetimle geleceğimi söylemeliydim.
Evet, iyi olurdu.
- Sigaranız var mı
peder?
- Tabii.
Sağ olun.
Hava soğuk.
Evet.
Nasıl oldu da bir
psikiyatr rahip oldu?
Tam tersi oldu.
Beni tıp fakültesine
Kilise gönderdi.
Hangisine?
Harvard'a, sonra
Bellevue'ye ve Johns Hopkins'e.
İşte bunun gibi yerler.
- Peder Dyer'ın
arkadaşısınız, değil mi?
- Evet.
- Yakın mısınız?
- Çok yakınız.
Benim partimden
bahsetti mi?
Tabii ki.
Kızımdan bahsetti mi?
Hayır, kızınız
olduğunu bilmiyordum.
- Ondan bahsetmedi
ha?
- Hayır.
Ne yaptığını
söylemedi mi?
Ondan bahsetmedi.
Rahiplerin ağzı sıkı
oluyor ha?
Değişir.
- Neye göre değişir?
- Rahibine göre.
Elbette.
Peki, ya biri size
gelip de yani bir katil ya da bir suçlu gelip de sizden yardım isterse?
Onu ele verir
misiniz?
Ruhsal yardım
peşindeyse onu ele vermem.
- Vermez misiniz?
- Vermem.
Ama onu teslim
olması için ikna etmeye çalışırım.
Peki ya şeytan
çıkarma meselesi?
Anlayamadım.
Ya kişinin ruhu, bilirsiniz, bir iblis
tarafından ele geçirilmişse şeytan
çıkarma ayini için ne yaparsınız?
Onu bir zaman makinesine yerleştiririm ve 16.
yüzyıla
gönderirim.
Anlayamadım.
Şeytan çıkarma artık yapılmıyor.
Öyle mi?
Ne zamandan beri?
Ruh hastalıklarını,
paranoya ve şizofreniyi öğrendiğimizden beri.
Bunlar Harvard'da
öğretilen şeyler.
Bayan MacNeil,
Cizvitlere katıldığımdan beri şeytan
çıkarma ayini yapmış bir tek rahip görmedim.
Evet, şey çok yakınım olan birinin başına geldi.
Büyük ihtimalle
ruhuna şeytan girdi.
Şeytan çıkarma
ayinine ihtiyacı var.
Peder Karras, o
benim kızım.
Şeytan çıkarma işini
unutmak için bir sebep daha.
Niye?
Anlamıyorum.
Bu her şeyi daha da
zorlaştırır.
Nasıl yani?
Kilise şeytan
çıkarma iznini vermeden önce gerçekten
gerekli mi diye bir araştırma yapar.
Bu da zaman alır.
Tek başınıza yapın.
Yapamam.
Kilisenin onaylaması lazım, bu da çok seyrek
olur.
Gelip onu görün.
Tabii, bir psikiyatr
olarak.
Psikiyatra değil,
bir rahibe ihtiyacı var!
Dünyadaki bütün
psikiyatrlara gitti.
Onlar size
gönderdiler, siz de onlara mı göndereceksiniz?
- Tanrım, kimse bana
yardım etmeyecek mi?
- Siz
anlamıyorsunuz, kızınız Tanrım, ona
yardım edemez misiniz?
Ona yardım edin!
Bağlanmak istemiyor.
Merhaba Regan.
Ben annenin bir
arkadaşıyım.
Sana yardım etmek
istiyorum.
O zaman beni çöz.
Kendine zarar
verebilirsin Regan.
Ben Regan değilim.
Görüyorum.
O zaman tanışalım.
Ben Damien Karras.
Ben de şeytan.
Şimdi lütfen çöz
beni.
Eğer şeytansan niye
o kemerleri yok etmiyorsun?
Bu, çok basit bir
güç gösterisi olurdu.
Regan nerede?
Burada, bizimle.
Bana Regan'ı göster,
ben de seni çözeyim.
Eski bir rahip
çömezine yardım eder misin peder?
Annen de bizimle
birlikte Karras.
Ona mesaj bırakmak
ister misin?
Eline geçmesini
sağlarım.
Eğer bu doğruysa o zaman annemin kızlık soyadını da bilirsin.
Nedir?
Nedir?
Teşekkürler.
Bakın, ben ona daha
fazla zarar verme taraftarı değilim.
Ne yaparsanız yapın,
daha kötü olamaz.
Yapamam.
Kiliseye ruhun ele
geçirildiğini kabul ettirmek için kanıt lazım.
Ne gibi?
Daha önce bilmediği bir dili konuşması gibi.
Başka?
Bilemiyorum, bakmam
lazım.
Sizin uzman
olduğunuzu sanıyordum.
Bu konunun uzmanı
yok.
Büyük ihtimalle bu
konuda birçok rahip kadar bilginiz var.
Kızınız kötü bir ruh
olduğunu değil şeytanın ta kendisi
olduğunu söylüyor.
Siz de benim kadar
çok hasta görseydiniz bunun "ben
Napolyon'um" demekten farklı olmadığını anlardınız.
Bana kızınız için neyin
yararlı olduğunu sordunuz.
Bulabileceğiniz en
iyi hastanede altı aylık gözetim.
Bana Regan'a
benzeyen birini gösterdiniz.
Aynı yüz, aynı ses,
her şey aynı ama onun Regan olmadığını
biliyorum.
Bunu bana yüreğim
söylüyor.
Size söylüyorum, o
yukarıdaki şey benim kızım değil.
Söylemenizi
istediğim tek şey kızımın sorununun
sadece kafasında olduğu!
Bana, "şeytan
çıkarma hiçbir işe yaramaz," demenizi istiyorum!
Bana söylediğiniz bu
mu?
Regan bir rahibin
geleceğini biliyor muydu?
Hayır.
Annemin kısa bir
süre önce öldüğünü biliyor muydunuz?
- Evet, çok üzgünüm.
- Hayır.
Regan da biliyor
muydu?
Hayır.
Niye sordunuz?
Önemli değil.
İyi geceler.
"İsa ekmeği
böldü, havarilerine dağıttı ve şöyle dedi
" 'Alın bunu, hepiniz yiyin.
" 'Bu benim
bedenimdir.
' "Yemek bitince
İsa kadehi aldı.
"Yine hepinize
şükran ve övgülerini sundu.
"Kadehi
havarilerine verdi ve şöyle dedi: 'Alın bunu
" 'hepiniz için.
" 'Bu kadehte
benim kanım var.
" 'Bu, yeni
ahitle günahların bağışlanması uğruna dökülen kandır.
'" Şeytan kovmak
için ne güzel bir gün!
Hoşuna mı gitti?
Hem de nasıl.
Ama Regan'ın
bedeninden kovulacaksın.
Bu bizi
birleştirecek.
Seninle Regan'ı mı?
Seninle bizi.
Bunu sen mi yaptın?
Bir daha yap.
Zamanı gelince.
Hayır, şimdi.
Zamanı gelince.
Mirabile dictu,
sence de öyle değil mi?
Demek Latince
biliyorsun.
Regan'ın içinde ne
kadar kalmayı düşünüyorsun?
Gövdesi çürüyüp
kokuşuncaya kadar.
O da ne?
Kutsanmış su.
Onu benden uzak tut!
Yakıyor!
Kimsiniz siz?
Biliyorsun, inzivaya
çekilmiş gibiyim.
Hayır, sadece iş
beni çok yordu.
O iyi.
Sadece Bu
konuda konuşmak istemiyorum, tamam mı?
Tamam, seni ararım.
Bu iş biter bitmez,
tamam mı?
Yok, şimdi başka bir
şey yapmaya çalışıyorum ve Hayır, hayır.
Bir şey yok.
Çok teşekkürler.
- Bir içki alır
mısınız?
- Lütfen.
Ne içersiniz?
Skoç.
- Buzlu ve sulu.
- Tamam.
Buz yok.
Gidip mutfaktan alayım.
Öyle de içerim.
Sorun değil.
Lütfen oturun.
- Emin misiniz?
- Evet, oturun.
Babası nerede?
Avrupa'da.
- Ona olanları
söylediniz mi?
- Hayır.
Bence söylemelisiniz.
Ona kutsanmış su
dedim.
Üstüne serptim ve
çok sert tepki verdi.
Musluk suyuydu.
Farkı ne?
Kutsal su
kutsanmıştır.
Bu da durumu
kanıtlamamızı zorlaştırıyor.
Burke Dennings'i
öldürdü.
Ne?
Burke Dennings'i
öldürdü.
Onu pencereden
fırlattı.
Hiç kimse.
Kimsiniz siz?
Hiç kimse!
Evet, bu bir dil.
Bu İngilizce.
İngilizce mi?
Tersten okunmuş
İngilizce.
Dinle.
Bize zaman tanı.
Bırak kız ölsün.
Ben hiç kimseyim.
Rahibi korkut.
Merrin!
Ben hiç kimseyim.
Merrin!
Rahibi korkut!
Evet?
Hemen geliyorum.
Chris'in görmesini
istemedim.
Sorun ne?
Ne oldu?
BANA YARDIM EDİN
Gerçek olduğundan
emin misiniz?
Bilmiyorum.
Pek değil, bu bir
varsayım.
Ama Roma Dua Merasimleri'nde yazan şartlara uyup
uymadığına dikkatlice baktım.
Şeytan çıkarma
ayinini siz mi yönetmek istersiniz?
Evet.
Tecrübeli birini
bulsak daha iyi olabilir.
Belki de misyonerlik
yapmış biri.
Anlıyorum efendim.
Birini bulmaya
çalışalım.
Bu arada birini
bulur bulmaz sizi ararım.
Teşekkür ederim
efendim.
Evet, olayın
geçmişini biliyor.
Onun yardımcı
olmasında bir sakınca yok.
Nasıl olsa bir
psikiyatrın da bulunması gerekiyor.
Peki ayini kim
yönetecek?
Bir fikriniz var mı?
Lankester Merrin'e
ne dersiniz?
Irak'ta olduğunu
sanıyordum.
Ninova'da kazı
yaptığını duymuştum.
Haklısınız, ama işi
bitti.
3-4 ay önce geri
döndü.
Şu anda Woodstock'ta.
Ne yapıyor, ders mi
veriyor?
Bir kitap daha
yazıyor.
Çok yaşlı olduğunu
düşünmüyor musunuz?
Sağlığı nasıl?
İyi olmalı.
Baksanıza, sürekli
kazı yapıp duruyor.
Hem de bu konuda
tecrübeli.
Bilmiyordum.
Sanırım Afrika'da
10-12 yıl önce bu işi yaptı.
Ayin aylarca sürmüş.
Neredeyse ölüyormuş.
Peder.
- Siz Bayan MacNeil
misiniz?
- Evet.
Ben Peder Merrin.
Buyurun.
Teşekkürler.
- Peder Karras
burada mı?
- Evet, çoktan geldi.
- Peder
Sizinle tanışmak bir şeref peder.
- Çok yorgun musunuz?
- Hayır.
Hemen yurda gidip bana bir papaz cüppesi iki tane beyaz ayin cüppesi, mor ipek atkı,
biraz kutsanmış su ve Roma Dua Merasimleri kitabını almanızı
istiyorum.
Kalın olanı.
Başlamamız
gerektiğini düşünüyorum.
İlk önce olayın
gelişimini dinlemek ister misiniz?
Niye?
En önemlisi kötü ruhla karşılıklı
konuşmaktan kaçınmak.
Konuyla ilgili şeyler sorabiliriz, ama onun
dışındakiler çok tehlikeli.
Yalancıdır.
Kötü
ruh yalancıdır.
Kafamızı karıştırmak için yalan söyleyecektir.
Ama yalanla gerçeği karıştırır bize saldırmak için.
Sana psikolojik saldırılarda bulunacak.
Çok etkilidir.
Onu dinleme.
Sakın
unutma, onu dinleme!
Gördüğüm farklı kişilikler hakkında bilgi
vermem sanırım size yardımcı olur.
Şimdiye kadar üç kişilik gördüm diyebilirim.
- Kendisini
- Sadece bir kişi var.
Bayan MacNeil kızınızın
orta ismi nedir?
Teresa.
Ne güzel bir isim.
Şu aşağılık şıllığı
becersene peder!
Sus!
"Ey
göklerdeki Babamız, ismin mukaddes olsun.
"Egemenliğin
kurulsun.
Gökte olduğu gibi yerde de senin istediğin
olsun.
"Bugün de
bize gündelik rızkımızı ver.
"Bize karşı
suç işleyeni bağışladığımız gibi "sen
de bizim suçlarımızı bağışla.
"Ve bizi
doğru yoldan ayırma.
"Bizi
kötülükten azat eyle.
"Kurtar beni
yüce Tanrım.
Kudretinle benim
davamı koru.
"Kibirli
insanlar karşıma dikildi ve zorbalar hayatımı almak istiyor "ama Tanrı benim yardımcım ve O benim
hayatıma hayat katıyor.
"O,
ihtiyacım olduğunda beni korudu.
"Babaya,
Oğula, Kutsal Ruha şükranlarımızı sunalım.
"Başlangıçta
olduğu gibi, şimdi ve daima, dünya ebedidir.
" -
"Sana güvenmiş olan - "bu
kulunu kurtar Tanrım.
"Tüm
kudretini, ey Tanrım, ona siper et.
" "Karşı
karşıya olduğu düşman "ona gücünü
geçiremesin.
"Kötülüğün
Çocuğu ona karşı güçsüz olsun.
" Annen
cehennemde herkese veriyor Karras!
İnançsız köpek!
"Tanrı
sizinle olsun.
" - "Ve
seninle olsun.
- "Dua
edelim.
"Ulu Tanrım,
her şeye kadir Babamız, ölümsüz Tanrım "ve
peygamberimiz İsa'nın Babası "o
düşmüş zorbayı sonsuza kadar cehennemin alevlerine hapseden "yegane Oğlunu o kükreyen aslanı ezmek için
dünyaya yollayan yüce Tanrım "yardım
çığlığımıza karşılık ver "ve kendi
suretinden yarattığın bu kulunu "bu
korkunç yıkımdan "ve Şeytanın
pençelerinden kurtar.
"Senin üzüm
bağını kurutan canavarın "yüreğine
korku sal Tanrım.
"O kudretli
ellerinle onu "kulun Regan Teresa
MacNeil'in içinden kov.
"Böylece kendi
suretinden yarattığın bu naçizane kulun "onun
ellerinde esir olmasın "ve sonsuza
değin seninle Kutsal Ruhun birliğinde yaşayacak
"ve hüküm sürecek olan Oğlun sayesinde günahlar affedilsin.
- "Amin.
- "Tanrım,
dualarımı duy.
" Peder Karras.
Damien.
Lütfen devam et
Damien!
"Ve izin ver
yakarışım sana erişsin.
"Her şeye kadir
Tanrım, Tanrı Babanın Kutsal Kelamı Hazreti İsa
"tüm varlıkların Yaratanı "sen
ki kutsal havarilerine "yılanların
ve akreplerin başını ezme gücünü verdin.
"Bu değersiz
kulunun "bütün günahlarını - "bağışla " - Piç!
"ve bu vahşi
iblise karşı koyma gücünü ihsan eyle.
"Tanrının haçını
gör.
Defol düşman güç.
"Tanrım,
dualarımı işit.
"Yakarışlarım
sana ulaşsın.
- "Tanrı
sizinle olsun.
- "Ve seninle
olsun.
"Seni dışarı
atıyorum pis ruh!
" - Seni
düzeceğim ibne!
- "Tanrı ve
Hazreti İsa adına.
"Sana emreden
O'dur!
"O ki seni
cennetin zirvesinden cehennemin derinliklerine atmıştı !
" - Becer onu!
- "Defol.
" - Becer onu
Karras!
- "Bu Tanrının
kulundan çık git.
"Defol!
"Baba, Oğul "ve Kutsal Ruh adına.
"Babayla ve
Kutsal Ruhla birlikte yaşayan ve hükmeden
"Efendimiz Hazreti İsa'nın kutsal haçıyla.
" Damien!
"Amin.
"Tanrım, insan
ırkının yüce koruyucusu "bizden
merhametini " Anneni sen öldürdün!
Onu ölüme terk ettin!
Sus!
Annen seni hiç
affetmeyecek!
"Yaşayanların
ve ölülerin yüce yargıcı adına sana emrediyorum
"Tanrının bu kulunun gövdesinden çık!
"İsa'nın gücü "
Kutsanmış su!
"İsa'nın gücü
seni buna zorluyor!
"İsa'nın gücü
seni buna zorluyor!
"O seni kanlı
haçıyla aşağı bir mertebeye düşürdü!
"Beni bir
günahkar olarak tanıdığın için emrimi küçümseme.
"Sana emreden
Tanrının ta kendisidir!
"Sana emreden
İsa'nın ta kendisidir!
"Tanrı Baba
sana emrediyor!
"Tanrının Oğlu
sana emrediyor!
"Kutsal Ruh
sana emrediyor!
"Haçın kudreti
sana emrediyor!
"Şehitlerin
kanı sana emrediyor!
"İsa'ya yol ver Karanlıklar Prensi!
"Her şeye
kadir Tanrı karşısında suçlusun.
"Oğlu
karşısında suçlusun.
"Bütün insan
ırkı karşısında suçlusun.
"Tanrı seni
kovuyor "O ki tüm yaşayanları ve
ölüleri "ve dünyayı alevlerle
yargılayacaktır.
"
Yoruldun mu?
Devam etmeden önce
biraz dinlenelim.
Müsaadenle Damien.
Dimmy, bunu bana
neden yaptın?
Lütfen Dimmy.
Korkuyorum.
Sen annem değilsin.
Dimmy lütfen!
Ne oluyor?
Kalbi.
Ona bir ilaç veremez
miyiz?
Komaya girer.
Sen benim annem değilsin!
Dinleme.
Neden Dimmy?
Damien!
Dimmy lütfen!
Dışarı çık.
"Göklerdeki
Babamız, ismin mukaddes olsun.
" Bitti mi?
Kızım ölecek mi?
Hayır.
Seni orospu çocuğu!
Benim ruhumu al!
Benim içime gir!
Kahretsin, benim
ruhumu al!
Benim ruhumu al!
Hayır!
Anne.
Biri mi düştü?
Şu merdivenlerden
düştü!
Rags?
Günah çıkarmak
istiyor musun?
Yaşamın boyunca yaşamın boyunca Tanrıya karşı işlediğin günahlardan
dolayı pişman mısın?
- Bunu nereye
koyayım?
- O ne?
Pikap.
Şu kutuya koy.
Hepsi bu.
Seni özleyeceğim.
Ben de.
Kararında ısrarlı
mısın?
Bunu odasında buldum.
Acele etseniz iyi
olacak.
Ragen haydi tatlım,
gitmemiz lazım.
Hiçbir şey
hatırlamıyor.
Bu iyi.
- Her şey tamam.
- Oldu.
Tatlım, bu Peder Dyer.
- Merhaba peder.
- Merhaba.
Hazırız hanımefendi.
- Hoşça kalın.
- Güle güle.
Sizi ararım.
Hoşça kalın.
- Hoşça kalın.
- Belki yine
görüşürüz.
Umarım.
Peder Dyer!
Sanırım bunun sizde
kalmasını istersiniz.
Niçin siz saklamıyorsunuz!
ŞEYTAN ÇIKARAN (Exorcist
şeytan çıkaran anlamına gelir) YÖNETMEN WILLIAM FRIEDKIN WILLIAM PETER
BLATTY'nin kitabından uyarlanmıştır
« Prev Post
Next Post »