Print Friendly and PDF

Translate

Alacakaranlık Efsanesi : Şafak Vakti

|

 

 Bölüm 1 (2011) The Twilight Saga: Breaking Dawn - Part 1

117 dk

Yönetmen:

Bill Condon

Senaryo:

Melissa Rosenberg, Stephenie Meyer

Ülke:

ABD

Tür:

Macera, Dram, Fantastik

Vizyon Tarihi:

18 Kasım 2011 (Türkiye)

Dil:

İngilizce, Portekizce

Nam-ı Diğer:

Breaking Dawn | Breaking Dawn: Part 1 | Twilight 4

Oyuncular

    Taylor Lautner

    Gil Birmingham

    Billy Burke

    Sarah Clarke

    Ty Olsson

Özet

Bir vampiri sevdiğinizde, seçim hakkınız kalmaz. Bunun sevdiğiniz kişiyi inciteceğini bile bile nasıl kaçar, nasıl savaşırdınız? Sevdiğinize verebileceğiniz tek şey hayatınızsa, nasıl vermemezlik ederdiniz? Ya onu gerçekten seviyorsanız?

Vazgeçilmez bir şekilde bir vampire âşık olmak, Bella Swan için, bir fantezi ve kâbusun gerçeğe karışmasıdır. Edward Cullen'a duyduğu yoğun tutkuyla bir tarafa, kurt adam Jacob Black ile arasındaki derin bağ ile öbür tarafa çekilmiş bir halde, nihai dönüm noktasına ulaşmak için kayıplar ve mücadele dolu çalkantılı bir yıl geçirmiştir. Artık kaçınılmaz bir seçimle karşı karşıyadır; ya ölümsüzlerin karanlık ama çekici dünyasına katılacak, ya da iki kabilenin arasında insan olarak hayatına devam edecektir.

 

Bella artık kararını vermiştir ve kendisini muhtemelen yıkıcı ve anlaşılmaz sonuçları olacak benzeri görülmemiş bir olaylar zincirinin içinde bulur. Önce Alacakaranlık'ta yıpranmış olduğunu, ardından Yeniay ve Tutulma'da da dağılıp koptuğunu gördüğümüz ipler, artık tamamen düzeltilip bir araya gelecek gibi görünüyor. Peki ya bu sonsuza kadar gerçekleşmezse?

Altyazı

Çocukluk doğumdan belli bir yaşa kadar sürmez.

 Çocuk bir yaşta büyür ve çocukça şeyler yapmayı bırakır.

 Çocukluk kimsenin ölmediği bir krallıktır.

  Jake!

  Jacob!

  Phil!

  Zamanı geldi.

  Şey, alışmaya çalışmalısın.

  Zaten öyle yapıyorum.

  3 gündür.

  Yalınayak olsam?

  Hayır.

  Tabi ki olmaz.

  Ama bunlar bana fazla geliyor.

  Gelinlik, ayakkabılar  Hepsi işte.

  Hayır.

  Her şey böyle olmalı.

  Yarın mükemmel olmalı.

  Bunlar nereye gidiyor?

  Mihrabın diğer tarafına.

  - Hangi mihrap?

  - Hepiniz kör mü oldunuz?

  Sen.

  Doğru eve.

  Güzellik uykunu alman lazım.

  Bu bir emirdir.

  Tamam.

  Korkuyor musun diye bir baktım.

  Hayır.

  Hayır gayet rahatım.

  Fikir değiştirmek için geç değil.

  Neden, sen değiştirecek gibi misin?

  Öylesin.

  Ben seninle evlenmek için bir asır bekledim.

  Ama?

  Sana kendim hakkında her şeyi anlatmadım.

  Ne o?

  Bakir değil misin?

  Beni korkutup kaçıramazsın.

  - Carlisle beni yarattıktan birkaç yıl sonra ben   ben ona isyan ettim.

  İştahımı körelttiği için ona kızgındım.

  Bir süre kendi başıma idare ettim.

  Avlanmak nasıl bir duygu bilmek istedim.

  İnsan kanını tatmak istedim.

  Öldürdüğüm herkes   birer canavardı.

  Benim gibi.

  Edward onlar hep katildi.

  Öldürdüğünden fazla kurtarmışsındır.

  Ben de kendime hep böyle dedim.

  Ama onların hepsi insandı.

  Ölürlerken gözlerine baktım ve kim olduğumu gördüm.

  Tabi neler yapabileceğimi de.

  Benim yapabileceklerimi de.

  Bunları neden bu gece anlatıyorsun?

  Seninle ilgili düşüncelerim değişir mi sandın?

  Belki kendinle ilgili düşüncelerin değişir.

  1 yıl sonra aynaya bakıp görmek istediğin kişi.

  Biliyorum, yapabilirim.

  Neden söyleyeyim mi?

  Çünkü sen yaptın.

  Kendini takdir etmelisin bence.

  Ve umarım bir yıl sonra.

   aynaya bakıp senin gibi birini görürürüm.

  Cesur ve fedakar olabilen, seven birini.

  Bu neydi?

  - Haydi, gidelim!

  - Bekarlığa veda partime geç kaldım.

  Yolla onu Bella.

  Yoksa biz buraya doluşuruz.

  Demek parti var.

  Striptizci olacak mı?

  Hayır, sadece birkaç puma.

  Belki birkaç ayı.

  Merak etme Bella, erken bir saatte geri gelecek.

  Tamam git.

  Yoksa evimi yıkacaklar.

  Haydi, haydi dedik!

  Mihrapta görüşmek üzere.

  Beyaz giyiyor olacağım.

  Çok açıklayıcı oldu.

  Güzellik uykusuyla ilgili ne demiştim?

  Üzgünüm.

  Kabus gördüm.

  Belki stres yüzündendir.

  Yardım ister misiniz?

  Saçını yapabilirim.

  Gerçekten mi?

  Lütfen.

  Damat seçimine bozulmuş değilim.

  Kızdığın insanlığıma saygı duymamam.

  Kısaca o.

  Düğünler herkesi bir araya getirir.

  Charlie ne yaptın?

  Kızımızı buldun mu?

  Şunlar mezuniyet kepleri mi?

  Çok yaratıcı!

  Ya da tuhaf.

  Alice!

  Bella!

  Buradayız anne.

  Aman Tanrım.

  Ne kadar güzelsin!

  Hayatım.

  Rimelim akacak şimdi.

  Anne.

  Sağol.

  Charlie, gelsene!

  Emin misiniz?

  Şey olmasın  Biliyorum.

  Çok yakışıklıyım.

  Mavi bir şeye ihtiyacın var biliyoruz.

  Eskimiş bir şeye de.

  - Annen dışında.

  - Sağol.

  - Bu şey, büyükannenin canım.

  - Safirleri biz eklettik.

  Gerçekten çok güzel.

  Vay canına.

  Çok teşekkür ederim.

  İlk aile yadigarın.

  Sen kızına vereceksin o da kızına.

  Anne seni seviyorum.

  Hayır.

  Hayır.

  Şaheserimi bozamazsın.

  Çok haklı.

  Teşekkür ederim.

  Pekala.

  Şimdi sıra gelinlikte!

  - Görmek istiyor musun?

  - İstemez miyim?

  Bunlar akrabaları olmalı.

  Müthiş gen havuzu.

  Ben ciddiyim.

  Ağzındaki ne?

  Salya mı?

  Sizce Bella'nın karnı belli olacak mı?

  Jess, kız hamile değil.

  Lütfen.

  Kim 18'inde evlenir ki?

  Hazır mısın?

  Evet.

  Düşmeme izin verme baba.

  Asla.

  Bayanlar ve baylar, bugün bu güzel günde burada   Edward Cullen ve Bella Swan'ı bir araya getireceğiz.

  Benden sonra tekrar edin.

  Ben, Edward Cullen.

  Sen, Bella Swan'ı  - Sen, Bella Swan'ı  - Sahiplenip korumaya  Sahiplenip korumaya  İyi günde kötü günde  Zenginlikte, yoksullukta  Hastalıkta, sağlıkta  Sevip  Sayacağıma  İkimiz de yaşadığımız sürece yemin ederim.

  Yemin ederim.

  Seni seviyorum.

  Daha büyük bir şey beklerdim.

  Ben de.

  - Merhaba.

  - Merhaba çocuklar.

  Tam da şey diyorduk, her şey ne kadar güzel diyorduk.

  Teşekkür ederiz.

  Abartmamışız değil mi?

  - Hayır.

  - Hiç de değil.

  Hayır.

  Dostum.

  Seni görmek güzel.

  - Sizin adınıza sevindim.

  - Teşekkür ederiz.

  Umarım mutlu olursun Bella.

  Sağol Billy.

  Ondan haber var mı?

  Eminim sana mutluluklar diliyordur.

  Ben sarhoş olmayı planlıyorum.

  Eminim kaliteli şampanya servisi vardır, Sue sana da getireyim mi?

  Köpüklü ateş suyu.

  Harika fıkir.

  Bella.

  - Tebrikler Edward.

  - Teşekkürler.

  Bella.

  Eleazar ve Carmen değil mi?

  Evet.

  Evet.

  Bunlar da Alaska'dan kuzenlerimiz.

  - Tanya ve Kate.

  - Hakkınızda çok şey duyduk.

  - Aileye hoş geldin.

  - Bienvenida.

  Teşekkür ederim.

  lrina.

  Gel Bella'yla tanış.

  - Ben yapamayacağım.

  - Söz verdin.

  Bir tanesi burada.

  O bizim dostumuz.

  Laurent'ın katili onlar.

  O Bella'yı öldürmeye kalktı.

  Buna inanmıyorum!

  O bizim gibi olmak istedi.

  İnsanlarla barış içinde yaşamayı.

  Benimle.

  Üzgünüm.

  - lrina!

  - Neyse   gelini meşgul etmeyelim.

  Tekrar tebrikler.

  Teşekkür ederiz.

  İzninizle.

  Aile dramı olmadan düğün olur mu?

  - Evet.

  - Affedersiniz.

  Açık mı?

  Merhaba?

  Ben kadeh kaldırmak istiyorum.

  Yeni kız kardeşime.

  Bella umarım şu 18 yılda iyi uyumuşsundur.

  Çünkü bir süre uyumayacaksın Bella da tıpkı diğer kızlar gibiydi, yani Edward'dan gözlerini alamıyordu.

  Ya da ''Kıllı'' dan.

  Ben öyle diyorum da.

  Evet.

  Sonra birden  Edward da ona kapılıverdi.

  Bella voleybol takımının kaptanı bile olmadığı halde.

  Tabi ki şakaydı, sadece şaka.

  Öğrenci birliği başkanı bile değildi.

  Edward iyi bir eş olacak.

  Bunu biliyorum, çünkü ben polisim.

  Yani anlarım.

  Birini dünyanın öbür ucuna kadar kovalamak nasıldır bilirim.

  Sen artık benim kardeşimsin.

  Moda anlayışını değiştirmemiz şart oldu.

  Silah kullanmayı da bilirim.

  Etekler, topuklular, çantalar.

  Uyu artık tatlım.

  Uyu artık.

  Uyandığında   ben buradayım.

  Renee'yle Charlie'ye teşekkür ederim.

  Dünyaya ve hayatlarımıza böyle harika bir insan getirdikleri için.

  Onu sonsuza dek sevip kollayacağız.

  Bu olağanüstü bir şey.

  Yani ruhunuzu adayacağınız birini bulmak.

  Sizi olduğunuz gibi kabul eden birini.

  Bu anı sanırım çok uzun bir süredir bekliyordum.

  Kendimi aşacağım anı   Bella'yla   nihayet buna başlayabilirim.

  Şimdi kadeh kaldıralım istiyorum.

  Benim güzel gelinime.

  Zaman bizim için yeterince uzun olmayacak.

  Ama ''Sonsuza dek'' diyelim.

  Hediyelerinden biri daha geldi.

  Ne?

  Haydi gel.

  Düğün hediyesinin burada ne işi var ki?

  Bu biraz özel bir şey canım.

  Sağdıcın smokin almaya vakti olmadı.

  Jacob!

  Jacob.

  - Merhaba.

  - Merhaba, Bella.

  - Merhaba.

  Çok naziksin Jacob.

  Nezaket benim göbek adım.

  Gidip biraz Rosalie'yle dans edeyim.

  Üzgünüm geciktim.

  Önemli değil.

  Her şey şimdi mükemmel.

  Dans edelim mi?

  Nerelerdeydin?

  Fotoğrafını süt kutularına bastıracaktık.

  Çoğunlukla Kuzey Kanada'da.

  Sanırım.

  Yeniden iki ayaklı olmak tuhaf geldi.

  Giyinik olmak.

  İnsan olma konusunda deneyimsiz kalmışım.

  İyi misin?

  Yani burada.

  Ne o?

  Partiyi bozmamdan mı korktun?

  Başkaları da öyle ya.

  Sana veda etme fıkrine alıştım sandım ama  Yapma, ağlaması gereken sen değilsin Bella.

  Düğünlerde herkes ağlar.

  Seni hep böyle hatırlayacağım.

  Pembe yanaklı.

  Çok sakar.

  Kalbi atan.

  Beni içinde öldürecek misin yoksa?

  Hayır.

  Özür dilerim.

  İnsan olarak son gecen benim için de önemli.

  Bu son gecem değil.

  Ben şey sanıyordum  Balayımı kıvranarak geçirmek istemedim.

  Ne farkeder?

  Yani onunla gerçek bir balayı yapmayacaksınız.

  Herkesinki kadar gerçek olacak.

  Çok kötü bir şaka bu.

  Şaka yapıyorsun.

  Ne?

  Sen hala insan mısın?

  Hayır ciddi olamazsın Bella, bu kadar aptal olmadığını söyle.

  Bak bu seni hiç ilgilendirmez.

  - Hayır, hayır bunu yapamazsın!

  - Jake.

  - Bella beni dinle.

  Bak  - Bırak beni!

  Jacob, Biraz sakin ol.

  Çıldırdın mı sen?

  Onu öldürecek misin?

  Jake, git buradan.

  Jacob, yeter!

  Sen karışma Sam.

  Senin başlattığın şeyi biz bitiremeyiz evlat.

  O ölecek.

  Bu artık seni ilgilendirmiyor.

  Haydi yürü Seth!

  Gerçekten çok ama çok aptalım.

  Hayır.

  Üzülme.

  Haydi insanlar merak ediyorlardır, dönelim.

  Seni nereye götürecek, gerçekten söylemiyor mu?

  Hayır.

  Sürpriz olacak.

  Bari şapka al.

  Güneş kremi de.

  Kendine iyi bak.

  Tamam.

  Pekala.

  Seni seviyorum Bella.

  Ben de seni.

  Hem de çok.

  Teşekkür ederim.

  Bavulların yola çıkmak için hazırlar.

  Harika.

  - Onu da bir göreyim.

  - Tamam.

  Baba.

  Evet.

  Çok tuhaf olacak.

  Artık benim çatım altında değilsin.

  Evet.

  Benim için de çok tuhaf olacak.

  Burada hep bir evin var ama, biliyorsun.

  Seni seviyorum.

  Hep seveceğim baba.

  Ben de seni kızım.

  Hep sevdim ve seveceğim.

  Pekala.

  Git artık.

  Yoksa uçağı kaçıracaksınız.

  Nereye uçuyorsa artık.

  Pekala.

  Hoşça kal.

  Hazır mısın?

  Evet hazırım.

  Kenara çeker misin?

  Ne yani Rio'da kalmıyor muyuz?

  Hayır, geçerken uğradık.

  Yaklaştık mı?

  Bak, Esme Adası.

  Carlisle'dan bize hediye.

  Bu gerçekten şart mıydı?

  Geleneklere uymazsak olmaz.

  Haydi etrafa bir göz at.

  Yorgun musun?

  Biraz yüzmek ister misin?

  Evet.

  Güzel olur.

  Bir iki insanca ihtiyacım var.

  Fazla sürmesin Bayan Cullen.

  Pekala.

  Pekala.

  Alice!

  Ne kadar güzelsin.

  Deneyeceğiz demiştik.

  Eğer olmazsa da 

Sana güveniyorum.

  Önemli değil.

  Çok acıdı mı?

  Ne?

  Hayır.

  Bella.

  Bak  Ne kadar üzgünüm anlatamam.

  Ben değilim.

  Gerçekten değilim, ben iyiyim.

  İyiyim deme bana.

  Yapma.

  Asıl sen yapma.

  Bunu mahvetme.

  Çoktan mahvetmedim mi?

  Ben ne kadar mutluyum, neden görmüyorsun?

  Yani 5 dakika önce öyleydim.

  Şu an kızgınım bile diyebilirim.

  Kızman gerekir zaten.

  Kolay olmayacağını bilmiyor muyduk?

  Bence ikimiz de harikaydık.

  Yani bana göre öyleydik.

  Senin tek derdin bu mu?

  Zevk alıp almadığım mı?

  Senin için aynı değil biliyorum.

  Ama bir insan, daha iyisini yaşayamaz bence.

  Dün gece   tüm varlığımın en güzel gecesiydi.

  Sen en iyisin.

  Bana bir daha hiç dokunmayacak mısın?

  Biliyorsun bunu kastetmedim.

  Gidip kahvaltı hazırlayayım.

  Ben kazandım.

  Bella?

  Kabus mu görüyordun?

  Hayır.

  Sadece rüyaydı.

  Çok güzel bir rüyaydı.

  Peki neden ağlıyorsun?

  Çünkü gerçek olsun isterdim.

  Anlat bana.

  Bella yapamam.

  Lütfen.

  Belki trafık kazasında öldü derler.

  Ya da ''Uçurumdan yuvarlandı'' falan.

  Haydi, uyumayın haydi!

  Haydi.

  Haydi!

  Haydi!

  En azından bundan bir çıkarım olur.

  Hayır olmaz.

  Cullen'lar tehlikeli değil.

  Ne kasaba ne kabile için.

  Bella'yı ya öldürecek ya değiştirecek.

  - Anlaşma diyor ki  - O değil Jacob.

  Ben diyorum.

  Madem her şey farklı olsun istiyordun, Alfa olsaydın o zaman.

  O zaman reddetmek daha cazip gelmişti.

  Jacob, Bella vampir olursa onu gerçekten öldürebilir misin?

  Hayır.

  Birimize yaptırır, sonra da ömür boyu kin kusar bize.

  Leah, kapa çeneni.

  Unut gitsin artık.

  Ona mühürlenmiş değilsin ya.

  En azından onlar mutlu.

  Bazıları şanslı oluyor sanırım.

  Şanslı mı?

  Onların hiçbiri kendinde değil artık.

  En kötü yanı da genleri onlara ''Mutlusunuz'' diyor.

  Başka birine odaklansan Bella'yı unutabilirsin Jacob.

  Yani her türlü mutluluk sahip olamadığın biri için   üzülmekten iyidir.

  Bella, bunlar hizmetlilerimiz.

  Gustavo ve Kaure.

  Bu hanım benim eşim Bella.

  Memnun oldum.

  Neyse biz işlerine karışmayalım.

  Kapıda ne oldu öyle?

  Kadın senin için korkuyor.

  Neden?

  Çünkü burada benimle yalnızsın.

  Vampir olduğunu biliyor mu?

  Şüpheleniyor.

  O bir Ticuna yerlisi.

  Güzel kadınların kanını içen iblislere inanırlar.

  Efsaneler var.

  Geç kaldın.

  Bella?

  Girme lütfen.

  Görmeni istemiyorum.

  Hastalıkta sağlıkta dedik.

  Tavuktan olmalı.

  Çantamı versene.

  Sorun ne?

  Evlendiğimizden beri kaç gün geçti?

  14, neden?

  Ne oluyor söyler misin?

  Ben geciktim.

  Adetim gecikti.

  Hayır bu imkansız.

  Mümkün olabilir mi?

  - Alice.

  - Bella?

  İyi misin?

  Bundan tam olarak emin değilim.

  Neden?

  Ne oldu?

  Az önce  Az önce ne?

  Alice söyle ne gördün?

  - Carlisle'ı veriyorum.

  - Bella?

  Neler oluyor?

  Bilmiyorum, biraz korkuyorum, vampirler şok yaşar mı?

  Edward'a kötü bir şey mi oldu?

  Hayır.

  Biliyorum bu imkansız ama ben galiba hamileyim.

  Carlisle yemin ederim bir şey içimde hareket ediyor - Böyle bir şey olabilir mi?

  - Bilmiyorum.

  Bilmiyorum.

  Buraya ne kadar erken dönerse o kadar erken anlarız.

  Bir an önce karaya çıkmanız lazım.

  Tamam, geliyoruz.

  Evet?

  Lanet olsun.

  Kaure hala hayatta mısın diye bakacaktır.

  Sen bu kıza ne yaptın böyle?

  Sen bu konuda ne biliyorsun?

  Senin şeytan olduğunu biliyorum.

  O küçük kızı öldürmüşsün.

  Ne?

  Efsaneleri var, bunu daha önce görmüştür.

  Lütfen.

  Söyle, ona nasıl yardım ederim?

  Senin ona ancak kötülüğün dokunur.

  Lütfen, sana yalvarıyorum.

  Herşeyi yapmaya hazırım.

  Onu seviyorum.

  Lütfen.

  Söyle bana, bundan nasıl kurtulabilir?

  Ölüm.

  Sana asla zarar veremeyecek.

  Carlisle onun icabına bakar.

  ''Şey'' mi?

  Bekle, biz yükleriz.

  - Alo?

  - Rosalie.

  Bella?

  - Neler oluyor?

  - Bana yardım et.

  Oğlum.

  Neler oluyor?

  Bella aramış.

  Merhaba.

  Ne zamandır görüşemedik.

  - İyi misin?

  - Bella'dan herhangi bir haber var mı?

  Tatili uzatıyorlarmış.

  Sanırım hastalık kapmış.

  Seyahat edecek hale gelene kadar beklemeleri lazım.

  Hasta mı?

  Evet, gerçi ''Endişelenme'' dedi ama   sesi, bilmiyorum kötüydü.

  İyileşecek Charlie.

  Haydi.

  Yemeğimizi yiyelim.

  Jacob unut onu.

  Doğru mu?

  Merhaba Jacob nasılsın?

  Dinle, benimle açık konuşun.

  Jake, sen misin?

  - Burada mı?

  - İki hafta önce döndüler.

  Jake.

  Gelmene sevindim.

  - Yaklaşma.

  - Derdiniz ne?

  Rose, sorun değil.

  Berbat görünüyorsun.

  Evet.

  Seni görmek de çok güzel.

  Neyin olduğunu bana da söyleyecek misin?

  Rose beni kaldırır mısın?

  Sen yaptın!

  Mümkün olduğunu bilmiyorduk bile.

  - İyi de neyin?

  - Emin değilim.

  Ultrason ve iğneler embriyo kesesinden derine geçemiyor.

  Ben de göremiyorum.

  Bella'nın geleceğini artık göremiyorum.

  Efsaneleri araştırıyoruz ama hala fazla bir şey bulamadık.

  Tek bildiğimiz, güçlü bir şey olduğu   ve hızlı büyüdüğü.

  Peki neden hiçbir şey yapmadınız?

  Onu içinden çıkarın!

  Bu iş seni ilgilendirmez, köpek!

  Rose!

  Tartışıyorsak Bella'nın iyiliği için.

  Bir fetüsün Bella'ya iyiliği dokunmaz.

  Açık söyle Alice.

  ''Bebek.

 '' O sadece küçük bir bebek.

  Olabilir.

  Carlisle, bir şey yapmak zorundasın.

  Hayır.

  Karar ona ait değil, hiçbirinize ait değil.

  Jacob seninle konuşmalıyız.

  Onu mahvedeceğini biliyordum.

  Carlisle son anda her şeyi düzeltir sanıyor.

  Esme'yle benim için yaptığı gibi.

  - Yapar mı?

  - Bu olasılık biraz zayıf.

  Kalbi dayanmazsa  Jacob dinle, senden bir iyilik istiyorum.

  Onun için.

  Onunla aranızda benim anlamadığım bir bağ var.

  Belki onunla konuşursan fıkri değişir.

  Senin sayende yaşar.

  Ya yapamazsam?

  Eğer ölürse   hep istediğin şeyi yap.

  Beni öldür.

  Rose, ben iyiyim.

  Gerçekten.

  - Edward seni benimle konuş diye mi yolladı?

  - Sayılır.

  Beni dinleyeceğini nereden çıkardı anlamadım ama.

  Daha önce hiç dinlemedin ki.

  Şu sarıyla ne zaman dost oldunuz?

  Rose ne istediğimi anlıyor.

  Ne düşünüyorsun Bella?

  Gerçekten.

  Biliyorum bu ürkütücü gibi görünüyor   ama öyle değil.

  Bu bir mucize, yani öyle bir şey ve erkek.

  Hissediyorum.

  Demek zıplayan bir erkek bebek?

  Üzgünüm bilmiyordum, yoksa mavi balonlarla gelirdim.

  Sadece tahmin.

  Hayalimde erkek olarak canlanıyor.

  Göreceğiz.

  Bella.

  Hayır.

  Jake, yapabilirim.

  - Yeterince güçlüyüm.

  - Haydi ama.

  O kan emiciye yutturabilirsin ama beni kandıramazsın.

  Ben bunun sana ne yaptığını görüyorum.

  O bir katil Bella.

  - Yanılıyorsun.

  - Peki öldüğünde   bu neye yarayacak?

  Ben seni seviyorum, sen onu seviyorsun.

  Hangimiz için en iyisi olacak?

  Ben bir iyilik göremiyorum.

  Bella, beni dinle.

  Lütfen.

  Yapma şunu.

  Yaşa, lütfen.

  Lütfen.

  Jake korkma her şey güzel olacak.

  Jacob, gitme.

  Sonunu biliyorum.

  Durup seyretmeye hiç niyetim yok.

  Jake, yapabilirim.

  Yapma şunu, yapma.

  Ben yeterince güçlüyüm.

  Bu iş seni ilgilendirmez köpek.

  Jacob gitme.

  Bunu sen yaptın!

  Herşey güzel olacak.

  Bir fetüsün Bella'ya iyiliği dokunmaz.

  Sonunu biliyorum.

  O bir katil, seni öldürüyor.

  Jake!

  Jake!

  Jake!

  Jake!

  Jake!

  Jake!

  Bebek doğru mu?

  Doğru olamaz.

  Doğal bir şey değil bu.

  Doğru olamaz.

  Gerçek olamaz bu.

  - İzin veremeyiz.

  - Doğal bir şey değil bu.

  Kabileyi korumalıyız.

  Onlardan yeni doğan kana susamışlığını bastıramayacak.

  Bütün insanlar tehlikede olacaklar.

  - Engel olmalıyız.

  - Asla olmamalı.

  Şimdi?

  Onu doğurmadan önce yok etmeliyiz.

  Ne yani Bella'yı mı?

  Onun tercihi hepimizi etkiliyor.

  Bella insan.

  Onu da diğerleri gibi korumamız gerekir.

  Bella ölecek zaten!

  Bu gece gerçek düşmanlarımızla savaşmalıyız.

  Bu gece mi?

  Sen de bizimle savaşacaksın Jake.

  Hayır, ben savaşmayacağım!

  Ben Ephraim Black'in torunuyum!

  Ben bir şefın torunuyum anladınız mı?

  Sizi takip etmek için doğmadım.

  Başkalarını da tabi.

  Merak etme.

  Peşimizden gelmeyecekler.

  Burada ne yaptığını sanıyorsun?

  - Sam'in sürüsünden ayrıldım.

  - Evine dön Seth.

  - Sam'i asla desteklemeyeceğim.

  - Destekleyeceksin.

  Ben çok ciddiyim.

  Git buradan.

  Bu bir emir mi?

  Boynumu da eğdirecek misin?

  Kimseye emir verdiğim yok.

  Bak, ben yalnız hareket ediyorum anladın mı?

  Harika.

  Ben de seninleyim.

  Hayır, olma!

  Sam Bella'nın peşine düşerse   öz kardeşlerinle savaşmaya gerçekten hazır mısın?

  Ablanla?

  Olması gereken buysa.

  Boşver.

  Ben gidip Cullen'ları uyarmalıyım.

  İstediğini yap.

  Bu iş harika olacak.

  İki kişilik sürü.

  İkimiz dünyaya karşı!

  Seth, beni sinir ediyorsun.

  Tamam sustum.

  Susabilirim.

  Hazır olun.

  Bella için gelecekler.

  Ona dokunamayacaklar.

  Bence de.

  Tanrım, kokuları buraya kadar geliyor.

  Leah sen burada ne arıyorsun?

  Kardeşimin ölmesine izin mi verecektim?

  Git buradan Leah.

  Ben kendimi korurum.

  Bunu söylemen bile dadı gerektiğinin kanıtı.

  İkiniz de susar mısınız?

  Seni Sam mi yolladı?

  Sam'in gittiğimden bile haberi yok.

  Anlaşılan şimdi farketti.

  Jake.

  Sam'in planını biliyorum.

  Sam şaşırtma avantajını kaybetti   sayıca da azken saldırmak istemeyecektir.

  Yani aniden saldırması imkansız.

  Burayı saracaklar ve uygun bir fırsat kollayacak.

  Savaşmadan teslim olmayız.

  Savaş yok.

  Anlaşmayı bozan biz olmayacağız.

  Anlaşma hükümsüz.

  En azından Sam'e göre.

  Bize göre değil.

  Carlisle haftalardır avlanmadık.

  Sorun olmaz.

  Bize çok yardım ettin Jacob.

  Sağol.

  Buralardalar biliyorum.

  Ama artık duyamıyorum.

  Etraf çok sessiz.

  Ben de duymaz oldum onları.

  Gitme kararı aldığımdan beri.

  Çok güzel.

  Kalamazsın biliyorsun.

  - Ama gidecek başka yerim  - Cullen'lar konusunda sana güvenmem.

  Onlara nefret dolusun.

  Beni de sevmiyorsun.

  Sevmeme gerek yok.

  Sadece takip etmeliyim.

  Seth burada olmanı istemiyor.

  Tabi ben de.

  İstenmemek benim için yeni bir şey sayılmaz.

  Bak.

  Yoluna çıkmam tamam mı?

  Benden ne istersen yaparım.

  Sürüye dönüp Sam'in başından atamadığı eski dalgası olmamı isteme yeter.

  Birilerine mühürlenmiş olmayı nasıl istiyorum bilemezsin.

  Kime olursa.

  Sırf o bağı koparmak için mi?

  Tamam Etrafı bir kolaçan edeceğim.

  Beni kollar mısın?

  Kaburgan kırılmış.

  Ama tek sıyrık yok.

  Hiçbir şeye zarar vermemiş.

  - Henüz.

  - Edward.

  Kemiklerini kırıyor.

  İçini dışını parçalıyor.

  Carlisle, bana ne dediğini bilsin.

  Söyle ona.

  Carlisle, söyle.

  Sorun değil.

  Vücudunla bir uyumsuzluk içinde.

  Fazla güçlü.

  Gerektiği gibi beslenmeni önlüyor.

  Seni aç bırakıyor   onu durduramıyorum yavaşlatamam da  Bu gidişle kalbin doğuma kadar dayanmayabilir.

  Ben de yapabildiğim kadar direnirim.

  Bella.

  Vampir zehirinin de çözemeyeceği sorunlar var.

  Anlıyor musun?

  Üzgünüm.

  Edward üzgünüm.

  Ben sensiz yaşayamam.

  Öyle olmayacak, bir parçam seninle olacak.

  Sana ihtiyacı olacak.

  Gerçekten ölümüne neden olsa bile onu seveceğime inanıyor musun?

  Onun suçu yok.

  Olduğu gibi kabul etmemiz şart.

  Bana başka çare bırakmıyorsun!

  Bu işte ortaktık, hatırladın mı?

  Ama kendi başına karar verdin.

  Beni bırakmaya karar verdin.

  Bunu böyle görme.

  Görebileceğim başka bir yanı yok.

  Ben seni kaybetmiş olacağım.

  Bunu seçmediğim halde.

  Ben bunu seçmedim.

  Cold Sing for the lion and lamb Yours completely Yours As we go over Sing for the lion and lamb Washington driving in the red zone.

  İnanılmaz hızlı oynuyor.

  Bu hızlı oyun bu sezon kendisine  Üşüyor musun?

  Ben hallederim.

  Bunu yapma.

  Neyi?

  Bana en sevdiğin insanmışım gibi gülümseme.

  Biri sensin.

  Sen varsan her şey tamam oluyor.

  Midesine yemek sokmanın bir yolunu bulmalıyız.

  - Keşke fetüsü görebilseydim.

  - Bebeği.

  O zaman ne istediğini de anlayabilirdim.

  Sanırım haklısın.

  Jacob bir şey düşündü.

  Bir şey düşünmedim.

  Alaycı bir yorum yaptım.

  Aklından ne geçti?

  Belki de bebek dişlerini geçireceği birini arıyor.

  Susadı.

  O duyguyu bilirim.

  Doğruysa istediği hayvan kanı olmayacak.

  Bella için sıfır negatif ayırmıştım, getireyim.

  Biraz yürüyelim.

  Dur dur dur dur.

  Kız o şeyi mi içecek?

  Teoriyi denemenin en hızlı yolu.

  İçin rahat olacaksa yap.

  Herşeyi denerim.

  Dur bekle.

  Tanrım şimdi kusacağım.

  Böyle içmen daha kolay olur dedim.

  Tadı   güzel.

  Nabzın anında yükseliverdi.

  İşe yaradı.

  - Sesin daha iyi geliyor.

  - İyiyim.

  Çok daha iyiyim.

  Hastalık olayı balayınızı mahvetmiştir.

  Öyle de denebilir.

  Bunlar dışında evlilik güzel gidiyor mu?

  Edward hala su üstünde falan yürüyor mu?

  Evet.

  Ama o da değişti tabi.

  Neyse önemli olan iyi olman.

  Çabucak döneceksiniz değil mi?

  Baba dinle bak lütfen korkma.

  Ben İsviçre'de bir tıp merkezine yatacağım.

  Ne?

  Hayır.

  Hayır.

  Hayır olmaz.

  İsviçre'ye gitmek falan yok.

  Hani iyiyim demiştin?

  İyiyim.

  Hayır.

  Bella.

  İlk uçakla oradayım.

  Hayır.

  Bak, orası bir tür şey.

  Spa.

  Hem.

  hem sen gelene kadar çoktan iyi olurum zaten.

  Hayır.

  Bak ben bilemiyorum.

  Baba gelme.

  Beni sağlıklı hayal et.

  Seninle koltukta oturup pizza yerken mesela.

  Seni hayal edeyim öyle mi?

  İşe yarar diyorlar.

  Sen beni öyle hayal et.

  O halimle.

  Bu bana da iyi gelecektir.

  Artık kapatmalıyım tamam mı?

  Bella.

  Seni seviyorum.

  Bella  Sana kızdığım için affet.

  Ben de kızardım.

  Seni bir başına bıraktım.

  Evlilik işte.

  En zoru ilk yıldır demezler mi?

  Kimdi o?

  Ne?

  Bir ses duydum sanki.

  Bir şey daha söyle.

  Ne gibi?

  Edward, ne oluyor?

  Sesinin tonu hoşuna gidiyor.

  Duyabiliyor musun?

  Beynimde.

  Benim sesimi de seviyor.

  Ne?

  Ne duydun?

  Çok tuhaf.

  Bana benziyor sanıyordum ama hayır, o sana benziyor.

  İyi kalpli.

  Tertemiz.

  Şimdi mutlu.

  Mutlusun tabi.

  Mutlu olmayıp da nasıl olacaksın öyle değil mi?

  Seni çok seviyorum.

  Peki şimdi ne diyor?

  O da seni Bella.

  Tanrım.

  Jacob.

  Demek bu sonuncu.

  Bence Bella en erken yarın doğurur.

  Bir şansı olması için daha fazla kan gerekiyor.

  Sen de beslenmelisin.

  Onun için gücünü toplamalısın, bu gece avlanacağız.

  Carlisle, artık düşman sensin.

  Sam hiç çekinmez, seni katledecekler.

  Emmett de bizimle gelir.

  - Emmett yetmez ki.

  - Başka çare yok Jake.

  Onu kurtarmanın yolu her ne ise, denemeliyiz.

  - Canınızı riske atar mısınız?

  - Tabi atarız.

  Bella artık ailenin bir üyesi.

  Evet.

  Bunu görüyorum.

  Bu gerçek bir aile.

  Benim içinde doğduğum aile kadar.

  Yapmam gerekeni biliyorum.

  Jake!

  Geliyorlar!

  Biliyorum.

  Dönüşmeliyiz Jacob.

  Bu şekilde kendimizi koruyamayız.

  Bunu tehdit gibi görürler.

  Konuşmak istiyorum!

  Ben de sizi duysam daha kolay olurdu.

  Burası senin bölgen değil artık.

  - Yeni ailenle işler nasıl?

  - Bitti mi?

  Evine mi döneceksin?

  Bu iş bitene kadar olmaz.

  Ne demek bu?

  Sam Leah'yla Seth'i geri alsın istiyorum.

  - Ne?

  - Asla!

  Susun.

  Güvende olsunlar.

  Bu iş de bitsin artık.

  Sam Bella'nın sorunu çözülene kadar beklesin istiyorum.

  Yani ölene kadar.

  Paul, yapma.

  O zaman?

  Sam'e söyle, zamanı gelince o bebeği ben yok edeceğim.

  Jake!

  Bir tek ben yapabilirim.

  Bana güveniyorlar.

  Kandırdın bizi!

  Daha sıradan bir isim düşünemiyor musunuz?

  Sağol.

  - Güvendeler değil mi?

  - Evet.

  Güzel.

  Merhaba.

  Sen iyi misin?

  Karnında küçük bir şeytan taşıyan ben değilim.

  Bu gerçekten önemli Bella.

  Jacob'a kararını açıklasana.

  Ne oldu?

  Rose bebek ismi seçimine müdahale ediyor.

  Hiç sevmedi.

  Seçtiğim isim ne olursa olsun ben beğenirim.

  Çok kötü değillerdi.

  Erkek olursa.

   EJ.

  Edward Jacob.

  Peki tamam, o kadar da kötü değil.

  Kız ismini de söylesene.

  Annelerimizin isimlerini düşündüm.

  Renee ve Esme.

  Dedim ki şey olsun  Reneesme.

  Tuhaf mı?

  Hayır, hiç fena değil.

  Bence güzel.

  Eşsiz bir isim.

  Bence durumumuza da çok uydu.

  Reneesme'yi sevdim.

  Bunu seviyor.

  Rosalie, morfıni ver.

  Carlisle plasenta ayrılmıştır diyor.

  - Çabucak gelmeye çalışacakmış ama  - Bunu biz halletmeliyiz.

  Rose, bırak morfin dağılsın.

  Zaman yok, bebek ölüyor!

  Çıkarın!

  Hemen çıkarın onu!

  Bella, bana bak.

  Rosalie, yapma!

  Alice, götür onu buradan!

  Rosalie!

  Kurtar onu.

  Onu değiştirmelisin.

  Yapamam, bebek içerideyken olmaz.

  Önce onu çıkarmalıyım.

  Bella yapma.

  Dikkatini ona ver, kalp ritmini hisset.

  Hayır!

  Aman Tanrım, boğuluyor!

  Tamam Bella.

  Merhaba.

  Bak, Reneesme.

  Tanrım, çok güzel.

  Bella?

  Bella?

  Bella!

  Jacob bebeği al.

  Uzak tut o bebeği benden.

  Edward.

  Ben alırım.

  İyiyim gerçekten, ver bana.

  O nedir?

  Benim zehirim.

  Haydi.

  İşe yaramalıydı.

  Seni öldürmeyeceğim.

  Senin kolayına gelir bu.

  Bu yaptığınla yaşamalısın.

  Öldü değil mi?

  Hayır ölmedin sen.

  Ölmedin.

  Haydi!

  Haydi, yapma.

  İşe yaramalı.

  Lütfen.

  Lütfen.

  Ne olur geri dön Bella.

  Lütfen.

  Lütfen geri dön.

  Merhaba.

  Merhaba.

  Ne yaptığı umrumda değil.

  - O hala benim oğlum!

  - Üzgünüm Billy.

  Bilmen gerektiğini düşündük.

  Bella öldü.

  Bebek sonu oldu.

  Gidelim!

  Bu tıpkı yer çekimi gibi.

  Bütün dengen değişir.

  Birden seni ayakta tutan şey dünya değil o olur.

  Onun istediği her şeyi yapar, istediği her şey olursun.

  Dostu, kardeşi olur.

  Onu korursun.

  Alice!

  Jasper!

  İyileşeceksin.

  - Sayıca fazlalar.

  - Çok fazla.

  Aileme zarar veremeyecekler.

  Durun!

  Bitti artık!

  Onu öldürürseniz ben de ölürüm!

  Jacob mühürlenmiş.

  Zarar veremezler.

  Bir kurdun kendini mühürlediği kişiye zarar gelmez.

  Bu onların değişmez kanunu.

  Böyle hareketsiz olmamalı.

  Morfinden öyle.

  - Belki de çok geç kaldım.

  - Hayır Edward.

  Kalbini dinle, bak.

  Carlisle'dan gelmiş.

  Carlisle ''S''yle yazılır.

  Sevimli Bianca.

  Ailesine yepyeni bir üye katılmış.

  Ya?

  Daha da güçlenecek.

  Hem yazım hatası var   hem gramer.

  En azından Cullen'larla olan davamız bitti.

  Bitti mi?

  Hayır, bitemez.

  Aramızdaki anlaşmazlık, sıradan insanın kaderinden daha eski.

  Peki konu neydi?

  Bildiğini sanıyordum kardeşim.

  İstediğim bir şey onlarda.

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar