Tehlikeli Nokta (2021)Red Dot
| |
86 dk
Yönetmen:Alain Darborg
Senaryo:Alain Darborg, Per Dickson
Ülke:İsveç
Tür:Dram, Korku, Gerilim
Dil:İsveççe, İngilizce
Müzik:Carl-Johan Sevedag
Oyuncular
Nanna Blondell
Anastasios Soulis
Johannes Kuhnke
Kalled Mustonen
Thomas Hanzon
Özet
İlişkilerinde sorun yaşayan David ve Nadja, ilişkilerine
yeni bir soluk getirmek için İsveç'in kuzeyinde kamp yapmaya gider. Başlarda
her şey yolunda gider ve ikili ilişkilerin yeniden canlandırmayı başarır. Ancak
çadırda aniden kırmızı bir lazer nokta belirdiğinde kendilerini büyük bir
kabusun içinde bulurlar. Bir tetikçin peşlerine düşmesinin ardından David ve
Nadja, acımasız vahşi doğaya kaçmak zorunda kalır
Altyazı
Onun suçu değildi.
Yüksek mühendis Isabel
Nylund, lütfen öne çıkın.
Farhad Darborg,
lütfen öne çıkın.
Yüksek mühendis David
Daftander, lütfen öne çıkın.
MEZUNİYET TÖRENİ Sağ
olun.
Şerefe!
Şerefe!
MÜHENDİSLİK
MEZUNLARINA TEBRİKLER Merhaba.
Seninle çok gurur
duyuyorum.
Bittiğine inanamıyorum.
Beklediğin için sağ
ol.
Bu çöplüğe git gel
yapmak zorunda kaldın.
Eh, şimdi bekleme
sırası sende.
Bir sorun yok ya?
- Ne konuda?
- Benimle Stokholm'e
taşınman konusunda.
Tabii ki yok.
Harika olacak.
- Tuvalete gitmem
gerek.
- Tamam.
ERKEK Erik, Magnus
Rehn'in "Skrubbsår" parçasını Tove'a armağan etti.
Çift, üçüncü
yıllarını kutluyor.
Müzik ve aşkın adresi
Mix Megapol'desiniz.
Şimdi bir diğer
âşığımızın özel mesajını dinleyelim.
Merhaba, benim adım
David.
Merhaba.
Kime sevgilerini yollayacaksın?
Kız arkadaşım
Nadja'ya.
Affedersiniz,
heyecanlıyım da.
Dert etme ama elini
çabuk tut.
Fazla vaktimiz
kalmadı.
Tüh.
Tamam.
Nadja, sen başıma
gelen en güzel… - Hangi şarkıyı istersin?
- Bir saniye… Birlikte
yeni başlangıçlara adım atıyoruz ve… Siktir, çok gerildim.
"Sen okyanus
olsan… …ben dalga olurdum.
Sen gökyüzü olsan
ben kanatlanırdım.
" Çok güzel.
Niklas Strömstedt'in
"Om" parçası geldi.
Hayır, durun.
Nadja, benimle… Benimle
evlenir misin?
Ulan… Lanet olsun.
Sen delisin.
Bana İsveç'in en leş
tuvaletinde evlenme teklifi ettin.
Gerçek… Gerçek
gözyaşı mı geliyor, mutluluk gözyaşı mı?
Seninle tabii ki
evlenirim!
Evet.
Affedersiniz, çok
güzeldi.
Teşekkürler.
- İşin için tebrik
ederim David.
- Sağ olun.
- Artık hep yan
yanayız.
- Her zaman.
Her şey şimdi
başlıyor.
BİR BUÇUK YIL SONRA
Hay sıçayım!
Başlayacağım ya!
Alo?
Bir yardım etsen?
Ders çalışmam lazım!
Doktor olmak
istiyorum, ev hanımı değil.
- Niye bu kadar
sinirlendin ki?
- Sürekli
dürtüklemekten bıktım.
Halledeceğini
söylemiştin ama kapak hâlâ kırık.
Doğru.
Vakit bulamadım.
Ama Battlefreed
oynamaya vakit buluyorsun.
Battlefield o.
Neyse.
Ben yaparım.
Diğer her şeyi
yaptığım gibi.
Yapma.
Sürekli çalışıyorum.
Dinlenmeyeyim mi?
Taşın o zaman.
Yokluğun hissedilmez.
- Şimdi yapayım.
- Hayır, çok geç.
- Ne yapmamı
istiyorsun?
- Başkalarını da
düşünmekle başla mesela.
Nasıl yani?
Durmadan çalışıyorum.
Ne yapıyorsam bizim
için yapıyorum.
Ben bizim için… Ne de
iyi oldu!
Durma, kaç tabii.
Kaçmakta üstüne yok.
Onda bir numarasın
işte!
- Tomas… - Affedersin.
Sen kusura bakma.
Senin sıranı aldım
galiba.
- Durdurayım.
- Önemli değil, sonra
gelebilirim.
- Boş ver.
- Olmaz.
Bir dakika.
İyi misin?
Affedersin, ben… Midemde
bir şey yok.
Canım, ne oldu?
Hamileyim.
- Bir çocuğun mu
olacak?
- Aramızda kalsın.
David'e söylemedim.
Anne baba olmaya… …hazır
mıyız bilmiyorum.
Her şey giderek… Ne?
Bilmiyorum.
Her şey benim üzerime
kalıyor sanki.
David sürekli
çalışıyor, her şeyi benim yapmam gerekiyor ve… Bir bebeğimiz olursa onunla da
tek başıma uğraşacağım.
Ben ev hanımı olmak
istemiyorum.
Ev hanımı mı?
Sen mi?
Doğru.
Kendimden
hatırlıyorum.
"Benim çocuktan
aşağı kalır yanım yokken nasıl çocuk yaparım?
" Çocuk sahibi olmak hayattaki en güzel şey.
Bir yandan da bunu
kaybetmekten korkuyorsun.
- Affedersin, yaranı
deşmek… - Saçmalama, konuyu ben açtım.
Evet.
David'le müthiş birer
anne baba olacağınızdan şüphem yok.
Sen sorumluluk
sahibisin.
Doğru olduğuna inandığın
şeyi yapacaksındır.
Tomas.
Sağ ol.
- Hep çok yardımcı
oluyorsun.
- Komşular bugünler
içindir.
Tamam.
Ben sonra gelirim.
Boris, gel hadi.
BANYODA BULUŞALIM MERDİVENLERDE
BULUŞALIM ARABANIN ORADA BULUŞALIM Anne sevinecek mi sence?
Dur bakalım Boris.
Özür dilerim.
Bu ne?
Bir süreliğine
buradan uzaklaşıp baş başa vakit geçirelim dedim.
Ayılar Vadisi mi?
Evet.
Dağlarda yürür, kuzey
ışıkları altında kamp yaparız.
- Vaktin olur mu?
- Hastalık izni aldım.
David Daftander
hastalık izni mi aldı?
Dünyanın en iyi işini
yapıyor olabilirim ama dünyanın en süper kızını kaybetmek istemiyorum.
- Biraz vıcık vıcık
oldu.
- Abartmış olabilirim.
Vıcık vıcık mı?
Don Juan Daftander'im
ben.
İyi misin?
Araba tuttu.
- Dikkat.
- Pardon.
- Ne yapıyorsun?
- Sakin ol oğlum.
- Ben mi sürsem?
- Bana bırak.
BENZİN İSTASYONU
Gel.
Merhaba.
- Merhaba diyebilir
miyim?
- Tabii.
Merhaba.
Aferin sana.
Kokumu mu aldın?
Benim de köpeğim var.
Alman kurdu.
Muhteşem yaratıklar.
Hayır.
Sakin ol Boris.
Kimmiş güzel çocuk?
Sensin, evet.
Evet!
Sensin güzel çocuk.
Tabii, öyle.
Güzel.
Kız arkadaşın da
güzel.
- Evet, öyle.
Sağ ol.
- Dalga geçiyorum.
- Hadi.
Gel.
- Gel bakalım.
Gel hadi.
Boris.
Ne… Boris, ne
yapıyorsun?
Burası olmaz.
Dur.
Boris, gel artık.
Hayır.
İn.
Buraya gel.
- Vay anasını.
- Ne oldu?
Şu kamyonda kanlar
içinde bir geyik kafası var.
- Yok artık.
- Aynen.
Yemekte geyik var
anlaşılan.
- Al işte.
- Anasının amı.
- David.
- Bir şey olmaz.
Fark etmezler.
Şöyle çekeyim… -
Haber vereyim mi?
- Fark etmezler.
ARABADA KÖPEK VAR
Aman be.
Tutsana.
Tamam.
Gel oğlum.
Merhaba.
Rezervasyonumuz vardı.
Daftander.
Duyuldum mu?
Ne oluyor abla?
Bu neydi şimdi?
Merhaba.
Mona'nın kusuruna
bakmayın.
Yabancıları pek
sevmez.
Irkçı değil ama işte…
Hoş geldiniz.
Nasıl yardımcı
olabilirim?
Rezervasyonumuz vardı.
David Daftander adına.
Buyurun.
Bir bakalım.
Üç gece.
- Yarın dâhil değil
mi?
- Hayır, kamp ve
yürüyüş yapacağız.
- Ne güzel.
Kuzey ışıklarını
görürsünüz.
- Evet.
Gerçi görüp
göremeyeceğiniz belli olmaz.
Dünyanın öbür ucundan
Çinlileri ağırlıyoruz burada, fotoğraf makineleriyle gelip bir şey göremeden
dönüyorlar.
Ama şansınız yaver
gidebilir.
Çok da güzeldir kuzey
ışıkları.
Telefonlarınızı bir
kenara kaldırın.
Kuzey ışıkları
fotoğraflamak için değil.
Altında sevişmek için.
Böylece üşümezsiniz
hem.
Aklımda bulunsun.
Şaka değil bu arada.
Birbirinizden
ayrılmayın.
Gece ayazı şakaya
gelmez.
Ödünüzü kopardım.
Korkmayın.
Ortalık sakindir.
- Anahtarları vereyim.
- Evet, teşekkürler.
Daftander.
- Mona!
- Efendim?
Kuzeyliler… Biraz… Biraz
soğuk oldukları söylenmez miydi?
Buyurun,
anahtarlarınız.
Oda numarası 369.
Ana kapıdan girince sola dönüp düz devam edin.
Bir de harita vereyim.
Yürüyüş yolunu
gösteriyor.
Soğuktan ve yürümekten
bıkarsanız yürüyüş yapanları kulübemde ağırlarım.
Soğuk biram ve saunam
var.
- Süper.
- Teşekkürler.
Size iyi geceler.
- Sağ olun.
- Size de.
Koş hadi.
Bu ne lan?
ARABADA KARA SURAT
VAR
Adamlar… Ne oldu?
Milletin derdi ne?
Onlara haber versen
böyle olmazdı.
- Tatlım, alt tarafı
küçük bir çizikti.
- Tabii.
- Dur!
- Ne?
Arabayı durdur!
- Onların mı bu?
- Pis ırkçılar.
- Tornavida nerede?
- Boş ver gitsin.
Lütfen.
Her an gelebilirler.
Ne… Niye geldin?
Ne oluyor?
Niye arabayı çiziyorsun?
Canın cehenneme ırkçı
pislik!
Gel çabuk!
- Koş!
- Sür sen!
- Sürsene!
- Tamam!
Bu ne lan?
Çok iyi geldi.
Sence iyi bir fikir
miydi?
Çiziğe çizikle cevap
verdim.
Adil oldu.
Otur Boris.
- Sakin ol.
- Otur.
Gel.
Kafaya dikkat.
İşte geldik.
Evet.
Şuraya bak.
- Hoş geldiniz
komşularım.
- Siksinler sizi.
Evet, sizi de
siksinler.
- Boris!
- Beni bekle!
- Yavaşla Boris.
- David!
Canım!
- Burada duralım.
- Burada mı?
- Evet, çok yoruldum.
- Tamam.
Hadi!
Kurulum kılavuzu yanında
mı?
Aklımda.
David, ciddi
olamazsın.
Getirdin herhâlde?
- Bu dördü… - Al,
beşinci.
- Bu nereye giriyor
ki?
- Götüne.
İyi ki bir şey sorduk.
Bunun nereye şey
yapılacağını çözsem… Nereye… Buradan herhâlde.
- Buraya girecek ve
bükeceğiz.
- Beni deli ediyorsun.
O ses neydi?
Salak.
Ne oluyor lan?
Dağlarda kadife sesli
bir kurt var.
Aman ne komik.
- Selam.
- Çekil.
Şişko.
- David.
- Dur, önce… Sana
şunu söylemek istiyorum… Ben hamileyim.
Ne?
Siktir.
Nasıl?
Emin misin?
Beş tane test yaptım.
Ne?
Harika.
Yani bebeğimiz oluyor
o zaman?
Sevindin mi gerçekten?
Biliyorum, bazı
hatalarım… - David.
- Evet?
Tamam… Sakin ol.
Kim var orada?
Boris.
Kimsiniz?
Dur Boris.
Hayır, bekle.
Sessiz ol Boris,
sakin.
Ne yapıyorsun?
Dışarı mı çıkacaksın?
- Veledin tekidir.
- Burada çocuğun işi
ne?
Bir gidip bakayım.
Merhaba?
Ne oluyor lan?
Nereden geliyor?
Merhaba?
- Aptal veletler işte.
- Burada ne alaka?
Üstüne tuttular.
Çekil.
Alo?
Kesin şunu!
Sikeyim.
Kim var orada?
- Yeter!
- Hiç komik değil.
Alo?
Kim var, diyorum.
Kes artık.
Tamam oğlum.
Yapma!
Yeter dedim!
- Sıçayım!
- İyi misin?
- Evet.
- Affedersin.
Kes şunu!
Lazerli nişancımız
eksikti.
Çok komik.
Toparlanıp gidelim
hadi.
- Gecenin köründe mi?
- Fark etmez.
Tamam oğlum.
Sakin ol oğlum.
Tamam.
- Sakinleş oğlum.
- Bir şey yok canım.
David… - Merhaba?
- David.
Hayır Boris!
Boris!
Nasıl yani?
Boris?
Boris!
Sence… - Buradan
gitmemiz gerek.
- Hadi!
Bu ne böyle?
Ne bu?
Ne oluyor?
Gel hadi!
Koş!
Eğil!
Ne oldu?
Önemli bir şey değil.
Bilmiyorum.
Kahretsin.
Gel!
Şuraya geçelim.
- İyi misin?
- Evet.
- Ne manyak bir şey
bu!
- İki kişiler.
- Ne oluyor böyle?
- Bilmiyorum.
O iki ensest
çocuğunun işidir.
Boris bu!
Bekle.
Ne yapıyorlar?
Manyaklık bu.
Ne oluyor?
Yaklaşıyorlar.
Devam etmemiz lazım.
Hadi.
- Çadıra dönmeliyim.
- Buradan gitmemiz
gerek.
Eşyalarımızı alıp
polisi arayalım.
Arabaya gidelim.
- Arabayı buradan
bulamayız.
- Siktir!
Neredeyiz bilmiyoruz.
Arabaya ulaşsak bile
anahtarlar çadırda.
Düz kontak yaparız.
Ben yapamam.
Ya sen?
Hayır.
Burada bekle.
İçerisi boş.
Telefonlar, her şey…
Her şey gitmiş.
İçeri girme.
Normal değil bu.
Geberteceğim onları.
Geberteceğim sizi!
Adi puştlar!
Sessiz ol!
Seni duyacaklar.
Onu bırakmamalıydık.
Ne yaptık biz?
Biz bir şey yapmadık.
Hiçbir şey yapmadık.
Hiçbir şey.
Tamam mı?
Ben anahtarları
arayacağım.
Hay sıçayım!
Sıçayım!
Yardım et!
Nadja!
- Ne yapayım?
- Çıkar şunu!
- Nasıl?
- Zorlayarak aç işte.
- Siktir.
- Hadi!
Lütfen durdur şunu.
Yardım et!
- Üstüne bastır!
- Tamam.
- İyice bastır.
- Tamam.
Bakma.
Hastaneye gitmen
gerek.
İyi de sen doktorsun.
Sen… Dört yıl var
daha.
- Oldu.
- Alt tarafı
arabalarını çizdik.
- Hâlâ oradalar mı?
- Bilmiyorum.
- Bıraktığımız izleri
takip edelim.
- Tamam.
Neredeyiz biz?
Orada biri var.
Ağaçların oraya
gitmeliyiz.
Sikeyim!
Tek el.
Ne?
- Tek el atıp tekrar
dolduruyorlar.
- Ne diyorsun sen?
Silahı diyorum.
Galiba arabalarında
gördüm.
Battlefield'daki gibi.
Tek el ateş edip tekrar
dolduruyorsun.
On saniye sürer.
Gerçek hayatta da mı
öyle?
Bilmiyorum.
Bir daha ateş
ettiklerinde koşuyoruz, tamam mı?
Tamam.
- Hadi!
- Koş!
David!
David!
David!
David!
Nadja!
Nadja!
David!
Nadja!
Buza dikkat et!
Nadja!
David!
David!
Nadja, neredesin?
Nadja!
Buza dikkat et!
Nadja!
David!
David!
İmdat!
David!
Yardım et!
Yardım et!
İmdat!
Seni tutacağım!
Yardım et!
Yardım et!
Vuruldun mu?
Kıyafetlerini çıkar.
Çıkar hadi.
Ne durumda?
Dağ Kurtarma.
Yardımcı olabilir
miyim?
Yardım edin!
Kısa sürede yardım
göndereceğiz.
Kıpırdama, olur mu?
Nasıl görünüyor?
Geçecek.
Bunu yapmayı biliyor
musun?
Dikiş derslerinden
kaldım.
Ama biçkiden anlarım.
Soğuk espri.
Tamam.
Güzel.
Nasılsın?
Bakabilir miyim?
Bekle.
Vay canına.
Çok hızlı atıyor.
Normal mi?
Galiba.
Hamster gibi.
Küçük bir hamsterımız
mı olacak?
Hamster Herald.
- Geldiler.
- Ne?
Geldiler.
Merhaba!
Irkçı kardeş bu.
Dağ Kurtarma'danmış.
Şaka mı lan bu?
- Çabuk!
- Tamam.
Hadi!
Kahretsin.
Gel hadi.
Gel.
Hey!
Hadi.
Kimse var mı?
Devam edemiyorum.
Gel hadi!
David!
İyi misin?
Duyuyor musun?
Sakinleş.
Soluklan.
Yüzüme bak.
Yüzüme bak.
Soluklan.
Nefes al.
Geçti.
Nefes al.
Ne oluyor?
- Sürekli beynimin içinde.
- Nefes al.
- Nefes al.
- Haklıydın.
Polisi aramalıydık.
Hangi cehennemdeyiz
biz?
Bak.
Buradan geldik.
Şu, acil durum
kulübesi herhâlde.
Barmenin kulübesi de
çok uzakta değildir.
- Dayanabilecek misin?
- Evet.
Görüyor musun?
Onu aklımdan
çıkaramıyorum.
Sürekli görüyorum.
- Tamam.
- Niye seni
dinlemedim ki?
Ben baba olmayı hak
etmiyorum.
Böyle söyleme.
Yapma.
Kulübe şu ötede.
Fazla uzak değil.
Hadi, lütfen.
Anlamıyor musun?
Bu bir işaret.
Bunu hak etmiyoruz.
Bizden ebeveyn olmaz.
- Ben bunu hak
etmiyorum.
- Bunu söyleme.
- Hak etmiyoruz işte.
- Kes artık.
David, beni dinle.
Çok uzak değil.
Hadi.
Eve vardığımızda
polise bildiririz.
Çok geç değil.
Tamam mı?
Kalk hadi.
Gel.
Hadi!
Yapamıyorum.
Devam edemiyorum.
Yürüyemiyorum.
Tamam.
İçeride biri var mı
bakıp yardım isteyeceğim.
Merhaba!
Ne oldu?
Ne yapıyorsun?
Yapmak zorundaydım.
Seni vuracaktı, değil
mi?
Seni vuracaktı, değil
mi?
Gel.
David!
Kimse var mı?
Siktir.
Kalk!
Sakın uyuma.
- Merhaba!
Ambulans çağırın.
- Ne oldu?
Yardım çağırın.
Tamam, arıyorum.
İyileşeceksin.
Sakın uyuma.
Yüzüme bak.
Hepsi geçecek.
Evet, benim.
Şimdi geldiler.
Sağ ol.
Tamam.
Acele et!
Önemli değil.
Ne yapıyorsun?
Bir dakika… Ne?
Birazdan gelirler.
Oturup bekleyin.
Birazdan yardıma
gelecekler.
Ne oldu?
Gitmeliyiz.
Gel.
Durun.
Durun orada!
Yakında bitecek.
Söz veriyorum, yakında
bitecek.
Size bir şey
olmayacak.
- Gir şuraya!
- Yakında bitecek.
Ne yaptık lan biz?
Sakin olun yeter.
Size bir şey yapmayacağım.
İnsan, ailesine
yardım etmeli.
Bir arabayı çizdik, o
kadar!
Ne anlatıyorsun
bilmiyorum.
Yeter artık!
Daha fazla
dayanamıyorum.
Nadja.
Nadja!
Bu ne… Gözleri hayat
doluydu.
Tomas?
Düşünmeden edemiyorum.
Yaşasaydı nasıl
görünürdü acaba?
Bunu hiç düşündünüz
mü?
Küçücük tabutunda
öylece yatıyor.
Toprağın altında.
Nerede şimdi?
Sahi, ne yaptınız siz
Nadja?
Bana söylemeni
istiyorum.
Tomas, biz… Söyle.
Seninle tabii ki
evlenirim!
- Artık hep yan
yanayız.
- Her zaman.
Her şey şimdi başlıyor.
Bana o pis tuvalette evlenme
teklifi ettiğine inanamıyorum.
Kafede etmeyi
planlıyordum ama aşağı geldin.
- Senin yüzünden oldu.
- Ben de
pisleşebilirim.
- Bekle.
Durdurayım.
- Sür sen.
Seksi oluyor.
Bu bekâret kemeri ne?
Kopçası sert biraz.
Benimki gibi.
O neydi öyle?
- İnanmıyorum!
- Hayır.
Bekle Nadja.
Dur!
Nasıl?
Hayır!
Küçük bir çocukmuş.
Çocuk… Çocuk ölmüş.
Her şey şimdi
başlayacaktı.
Ne yapıyorsun?
Şey, bence… Biraz
yola devam edip iyice düşünelim.
- Sonuçta… - Polisi
aramalıyız.
İlerleyelim.
Önce düşünmemiz gerek.
Sonra ararız.
Sorun yok.
Bir şey yok.
Yapamıyorum.
Polisi arayıp ona
bizim çarptığımızı söyleyeceğim.
- Hayır.
Acele davranma.
- Arayacağım.
Bekle bir.
Gerçekten ölüp
ölmediğini… David, basbayağı ölmüştü.
Yüzünü gördüm.
- Bununla yaşayamam.
- Beni dinle.
Dinle, ben yaptım.
Arabayı ben
kullanıyordum.
Polisi ararsan hapse
girerim.
Hayır… Benim de suçum.
Dur şimdi.
Biz… Hayır.
Beni dinle.
Dinle!
Ben yaptım.
Tek başıma.
Sen bir şey yapmadın.
Polis İmdat.
Hatta biri var mı?
- Bekle… - Alo?
- Bırak, kendim
halledeyim.
- Alo?
Bana biraz zaman ver.
Arayacağım.
Söz.
Üstüne sünger
çekebilmiş olmanız müthiş.
Hayata devam ettiniz.
Hiçbir şey olmamış
gibi.
Nasıl şerefsizler
olduğunuzu anlamaya çalıştım.
Şuna bak!
Tomas.
Bir şey gördün mü?
ARAÇ BİLGİLERİNİ
KONTROL ET ARACIN SAHİBİ/SÜRÜCÜSÜ İşimize yarayabilecek bir şey biliyor musun?
Herhangi bir şey?
Şunu söyleme.
Kendine gel.
- Yardım lazım mı?
- Yok.
- Emin misiniz?
- Ağırlar biraz.
Şuraya taşınıyorum da.
- Bizim tam karşımız.
- Öyle mi?
- Şu iki pencere.
- Harika.
- Karşılıklı el
sallarız.
- Evet.
- Selam.
- Hoş geldin.
Dayanamadım.
Lort "D"
ile yazılmıyor.
Sağ ol.
- Çok yardımcı
oluyorsun.
- Komşular bugünler
içindir.
Sana bunu vermek
istedim.
Ben taşınırken çok
yardımcı oldun.
Hiç gerek yoktu.
Ayılar Vadisi mi?
Gerçekten gerek yoktu.
Yani bu… Sen
kullanmaz mıydın?
Yok, sen al.
Benim gibi acı
çekmeyi hak ediyorsunuz.
Oturun.
- Lütfen… - Otur!
Tomas, lütfen.
Çok özür dilerim.
Gerçekten çok üzgünüm.
Polise gidip her şeyi
anlatacağım.
- Elveda David.
- Tomas, lütfen.
Sen bu değilsin.
Ben de bizi öldürmek
isterdim.
Oradan
ayrılmamalıydık.
Geri gitmeliydik.
Bizim yaptığımız
affedilemez bir şey ama… …bir bebeğimiz olacak.
Bana ne dediğini
hatırlıyor musun?
İnsan… İnsan bir anda
kaybedecek çok… …çok şeyi olduğunu anlıyor.
Günaydın.
Einar.
Uyandı.
Ona ulaştın mı?
Bunu kaçırmak istemez.
Einar?
Arıyorum ama açan yok.
Ablamın telefonunda
bir sıkıntı var.
Tomas, insaf et.
Tomas?
- Lütfen.
Bu kadar yeter.
- Kes.
Şimdi sıra bende.
Sizi vuracaktım.
Ama fırtına çıktı.
Şanslıymışsınız.
Haklısın Nadja.
Sizi öldürmenin
kimseye yararı yok.
Ama niye kılınıza
bile dokunmayayım?
Hem de karnında değerli
bir şey taşıyorken.
Acınası
hayatlarınızdan değerli.
Tomas… Lütfen.
Pişman olacaksın.
Bana ne olacağı
umurumda değil.
Hapsi boylayabilirim.
Hayatım bitmiş zaten.
Lütfen Tomas.
Seni anlıyorum.
- Ben bu suçlulukla
yaşadım.
- Bir bok anladığın
yok.
Ama anlayacaksın.
Başlayalım.
Hadi David.
Yapabilirsin.
Belki annesi sağ
kalır.
Ne yapmamı istiyorsun?
Matkabı çalıştır.
Lütfen… Başla.
Neden?
Bunu paylaşalım.
Hissettiklerimi
hisset istiyorum.
Hayır.
Yapmazsan Nadja'yı
vuracağım.
O zaman ikisi de ölür.
Seçim senin.
Tamam.
Beş saniyen var.
- Tomas, dur.
- Ne yapıyorsun?
Beş.
Dört.
Üç.
İki.
Bir.
Yapamam.
Peki.
O hâlde… Hayal
ettiğim kadar dokunaklı olmayacak ama… Hoşça kal Nadja.
Buldum sizi.
Yaptığının farkında
mısın?
Yardım çağır.
Sen kimsin şimdi?
- Asıl sen kimsin?
- Polisi ara.
- Jarmo… - Bu kim?
- Neden geldin?
- Bunlar psikopat.
- Neler dönüyor
burada?
- Bir dur.
- Yardım çağır!
- Bir sakin ol.
- Yardım et!
- Ne yapıyorsunuz?
İndir elindekini!
- Oyuncak değil o.
- Ne diyor bu kadın?
İmdat!
David!
Koş!
Siktir.
Binemiyorum.
Devam edemem.
Hadi David.
Dur.
Yapamıyorum.
Kalk!
Kalk hadi!
Özür dilerim.
Özür dilerim.
Hepsi benim yüzümden
oldu.
Böyle bitemez.
Kalk.
Kalk!
Lütfen.
Buradan kurtulmalısın.
Git buradan.
Koş!
Yapamam.
Zorundasın.
Çabuk git.
Koş.
Seni seviyorum.
Ben de seni.
Kaç.
Koş.
Nerede?
Onun suçu değildi.
Nerede?
Kaçmaya devam edemem.
Bu iş bitiyor.
Duydun mu?
Bu iş burada bitiyor.
Ne gülüyorsun?
Dönmek için çok geç
kaldın.
Hayır.
Hayır.
Öldür beni.
Lütfen öldür beni.
Vur!
Gerek kalmadı.
Yaşayacaksın.
Beni öldürmeni
istiyorum.
Artık hissediyorsun.
Ölmek istiyorum!
Biliyorum.
Hayır.
Lütfen.
Anladım.
Artık anladım.
Öldür beni!
Hayır… Nadja… Alt yazı
çevirmeni: Ece Nihal Karluk||
« Prev Post
Next Post »