Print Friendly and PDF

Translate

İnsanları Öldüren Bir Adam (2011) Some Guy Who Kills People

|

 

 


97 dk

Yönetmen:Jack Perez

Senaryo:Ryan A. Levin

Ülke:ABD

Tür:Komedi, Korku, Gerilim

Vizyon Tarihi:14 Nisan 2011 (Hollanda)

Dil:İngilizce

Müzik:David Kitchens, Ben Zarai

Oyuncular

 

    Kevin Corrigan

    Barry Bostwick

    Karen Black

    Leo Fitzpatrick

    Ariel Gade

 

Özet

İntikam zamanı geldi çattı.Ken Boyd,hayatını karartan herkesi tek tek öldürmeye karar verir.

Altyazı

 Bizi aptal sandın değil mi?

 Bunu görmediğimizi mi düşünüyorsun?

 İnsanları güldürmekten hoşlanıyor musun Boyd?

 Gördün mü?

 Bence bu komikti.

 Yine geç kaldın.

 - Biliyorum, kızgın mı?

 Hoşnut değil.

 Alabilirsiniz şerif.

 Her zamankinden.

 - Teşekkürler Al.

 İyi görünüyor.

 Benim için çikolatalı ve üzerine sprinkle lütfen.

 Yavaş ol kovboy, işteyiz.

 Ona şerbet ver.

 Bu arada şehri güvende tutmaya devam et.

 Merhaba miskin!

 Herkes bana akıl hastanesinden yeni çıkmış birini çalıştırmamamı söylerken onları görmezden geldim.

 Size teşekkür borçluyum efendim.

 - Beni mahcup etme Boyd.

 Eğer alarmı kursaydın bu ibnenin zırvalarına maruz kalmazdın.

 Her zamanki gibi lezzetli, Kenny.

 - Teşekkürler Şerif.

 Sen ne düşünüyorsun?

 - Nefis olmuş rüyada gibiyim.

 Bu arada birazdan bazı egzotik tatlar için annenin yanına uğrayacağım.

 Yakında okaliptus gibi kokmaya başlarım.

 Boyd parti malzemelerini al ve git.

 Doğum günü partisinde çalışacaksın.

 Bazıları için büyük gün ha.

 Evet, Marty Prichard, 34e giriyor.

 İyi haber.

 Herkes bunu kutluyor.

 Marty Prichard?

 - Evet.

 Bir sorun mu var?

 Öyleyse biraz çabuk.

 Dondurma alabilir miyim?

 - Tabii ki.

 Lezzetli külahının tadını çıkar.

 - Teşekkür ederim.

 Mesajı anlamadı galiba.

 Siz ne düşünüyorsunuz?

 Bu onu yeterince korkutur.

 Selam.

 -Selam.

 Ne önerirsin?

 - Çikolatalı muz gerçekten iyidir.

 Mus?

 - Muzlu gibi ama değil  Saçma.

 - Tadı yapışkan değil fakat içinde fındık olabilir.

Eğer alerjin varsa alma.

 Fındığa alerjim yok.

 - Öyleyse bu senin için ideal.

 Tabi kuru üzümler tatmak istemiyorsan.

 En iyisi hepsinden bir kaşık vereyim.

 Teşekkürler.

 Ken.

 - Stephanie.

 Çok teşekkürler.

 Stephanie.

 Kenny Boyd, nasılsın dostum?

 Bir şeyleri başardığını görmek güzel.

 Kendine bir bak şöyle.

 Kenny Boyd  - Hey, bebeğim.

 Kenny Boyd'u gördün mü?

 - Hey, Kenny.

 Harika bir parti, tatlım.

 Teşekkür ederim.

 Kenny Boyd 

Beni rahat bırak!

 Aspirinin var mı?

 Şiddetli bir baş ağrım var.

 Her zaman yanımda taşırım böylece baltaya(sormaya) ihtiyacım olmaz.

 Bu kaza değil.

 - Bu birinin cennete giden baltalı geçişi.

 Balt 

- Ne yapıyorsun?

 Kelime oyunu yapabileceğimi düşündüm.

 - Niye bunu yapalım ki?

 Adam doğum gününden sonra kafasında baltayla kendi avlusuna bırakılmış.

 Adamımız kurbanı tanıyordu ve ondan nefret ediyordu.

 Niçin birisi cesede benzin döker ama onu yakmaz ki?

 Onu bulabiliriz.

 Sorgu yargıcı bu iki kartı ağzına yerleştirilmiş şekilde bulmuş.

Ne düşünüyorsun, patron?

 Bilemiyorum.

 Eski karımın yapabileceği bir şey gibi görünüyor.

 Günün nasıl geçti?

 - İyiydi.

 34 yıl geçti ve tek alabildiğim cevap "iyi".

 Şimdi olmaz anne.

 - Evet, birisine cevap vermen gerektiğinde söylediğin diğer şey.

 İyi.

 Şimdi olmaz.

 İyi.

 Şimdi olmaz.

 Marty'nin kusurları vardı ama en azından bildiğim kadarıyla kumarbaz değildi.

 Kimseye borcu var mıydı?

 - Zannetmiyorum.

 Öyleyse iyi biri olmalı.

 - Bu konuşmak istediğim bir şey değildi fakat Marty zamanının çoğunu diğer kızlarla geçirirdi.

 Doğum günü partisinin akşamında ortadan kaybolduğunda yeni bir sürtük buldu sandım.

 Sürtükler?

 Bu adam?

 Cidden mi?

 - Dürüst olabilir miyim?

 Tabii ki olabilirsin.

 Marty'i öldürmedim ama ölümüne üzülmedim.

 Bu beni kötü birisi mi yapar?

 Hayır elbette yapmaz.

 Boyd!

 Yeni evine mi taşınıyorsun?

 Senin tımarhane odası gibi kendi pisliğinin içinde olduğun bir yerde olman gerekmiyor mu?

 Bizi aptal yerine koymak istiyorsun, değil mi?

 Hayır mı?

 Yaptıkların öyle gibi görünüyor.

 Sana bir şey söyleyeyim?

 Seni aptal gibi göstereceğim.

 Buna ne dersin?

 Tutun onu.

 Oops  Titriyor.

 Korkuyorsun.

 Onu hareketsiz tut dostum.

 - Bundan hoşlandın mı seni orospu çocuğu?

 Boyd?

 Boyd, sokak görevindesin.

 Son kez diyorum şunu kapatacak mısın iğrenç gözüküyor.

 Ney?

 O haklı hoş değiller.

 Dikkatli ol dostum.

 Sağol.

 - Bi şey değil.

 Sen iyi misin?

 Sırtım  Çok teşekkür ederim.

 - Önemli değil, görüşürüz.

 Ronald gelmeden önce basketbol oynamamla ilgili bir problemin yoktu.

 Çünkü Ronald hayatımızda yaptığımız hataları ve yanlışları görmemi sağladı Ronald ile birlikte şu anda senin için en iyi olanın sporla harcadığın vakit yerine bizimle birlikte incil okuman olduğunu düşüyoruz.

 Gidelim mi?

 İsa geç kalanları sevmez.

 - Görünüşe göre çirkin kazaklarla bir sorunu yok.

 Tanrım, bu değerli çocuğa yardım etmesi ve doğru yola sokması için birini gönder.

 - Amin.

 Son zamanlarda sesindeki ifadeden hoşlanmıyorum.

 - Ben onunla konuşurum.

 Umarım Tanrı pizza getirir çünkü açlıktan ölüyorum.

 Haklısın kimsenin görmesine izin verme.

 Hepsini kendine sakla.

 Ben de halledebilirdim.

 - Kabuğundan çıkarak mı?

 Nasıl bir anne buna izin verebilir ki?

 Doktor intihar denemesine girişenlerin %70nin tekrar denediğini söyledi.

 Bunu yapmak istiyorsan hak etmelisin.

 Kahretsin!

 Sevgilerimle Baban Güle güle.

 Tammyn'nin kıyafetini kilise için uygunsuz buldum.

 Müzik kutusunun senden olduğunu söylemiştin.

 - Amy, bizi korkuttun.

 Müzik kutusunun altında "sevgilerinle, baban" yazıyordu.

 Bunu bilmiyordun sanırım?

 Ben papatya çayı yapmaya gidiyorum.

 Onunla tanıştığım zaman depresyon ya da onun gibi bir şeyden dolayı hastanedeydi.

 O benim hayatımda bir hataydı ve arkamda bırakmaya karar verdim.

 Benim ne istediğimi düşünmedin.

 - Senin için en iyi olanı düşündüm o tehlikeli biriydi.

 11 yıl.

 11 yılımı babamın ortadan kaybolduğunu düşünerek geçirdim.

 Üzgün olduğunu anlayabiliyorum.

 - Cidden mi?

 Nerede olduğunu bililiyor musun?

 Tanrı yalan söylemek hakkında ne yapar anne?

 Onun bu konudaki fikri nedir?

 Galiba Green Oaks'da yaşıyor.

 İsmi ne?

 - Amy lütfen.

 Babamın ismi ne?

 Hey, puşt bana 100 dolar borçlusun.

 Kafam iyi olduğundan buraya süremeyeceğimi söyledin.

 Noldu tahmin et ibne.

 Burdayım işte.

 Kapa çeneni gitmem lazım.

 Paramı hazır tut.

 Orospu.

 Umarım bu içtiğim şeyden daha iyi bir şeye sahipsindir.

 Noluyor lan?

 Bu da nesi?

 Buraya film izlemek için gelmedim.

 Ne buldun, Ernie?

 - Bir ceset daha.

 Wade Hutchinson.

 Benim için de yemek var mı?

 - Hayır  Sadece bunu aldım.

 Tanık var mı?

- Hayır, yöneticiye göre projeksiyon odasına girilmiş ama kayıp bir şey yok.

 Wade'den de kaybolan bir şey yokmuş.

 Cebinde 200 dolardan fazla varmış.

 Bunun kafası yok.

 -Biliyorum efendim.

 Cesetlerin genelde kafaları olurdu.

- Kesinlikle.

 Kafası nerde?

- Şimdilik bilmiyoruz efendim.

 O zaman bulalım.

.

- İyi fikir efendim.

 Çok fazla sinirlenmeden birinin kafasını kesmezsin.

 Kafa bulundu, efendim.

 - Getir onu buraya.

 Gördün mü?

 Eğlenceli miydi?

 Hak ettiğini aldın.

 Şerif yardımcısı Dockins.

 - Şerif, gazeteci 1.hatta.

 Alo.

 Basına haber vermeyelim mi?

 - Belediye başkanının dediğini duydun.

 Basın yok, telaş yok.

 O piçi bulucaz ve derisini yüzücez Ernie.

 Sonra tekrar derisini giydircez.

 Dün ikinci bir ceset bulduk.

 - Sahi mi?

 Wade Hutchinson'ı tanıyor musun?

 - Okul arkadaşıydınız.

 Evet diyor.

 - Birisi temiz bir not almış.

 Kafasını kesmişler.

 Pis bir mesele.

 Bunun hakkında kimseye bahsetme.

 Curcuna çıkarabilir.

 Peki, Şerif.

 Benden bu kadar.

 İyi çocuk  noel hediyesi alamayacak kadar olmasa da iyi çocuk.

 Bir darbede kafasını kesmiş.

 Temiz kesim.

 Tek seferde palayla.

 Belki samuray kılıcıyla.

 Harika olabilirdi.

 Sanki gözleri seni takip ediyor gibi.

 Bence bu da ilgini çekebilir.

 Niçin göğsü "Teepee" olarak oyulmuş ki?

 - Teepee?

 Bence o bir "V" Evet.

 - Belki.

 Fooger'in seni itip kakmasına niye izin veriyorsun ki?

 - İşimi seviyorum problem çıkarmak istemiyorum.

 Orada sorun olduğunu göremiyor musun?

 Önceleri çöpleri atmak için dört gözle beklerdim.

- Evet - tımarhanedeyken.

 Çöpleri çıkarırdık atık yerine ve orada ormanı resmeden bir duvar resmi vardı.

 Uzun zaman önce bir hasta tarafından çizilmiş.

 Konteynerın arkasında kalıyordu.

 Nerdeyse hiç kimse onun orada olduğunu bilmiyordu.

 Konteyner biraz hareket ettiğinde  gölgede kaldığı için renkleri her zaman parlak görünüyordu.

 Demek birkaç delinin parmak boyasına göre hareket ettin?

 Hastane seni zombiye çevirdi.

 Orada olmak için bir nedenin yoktu.

 Özellikle de özgürlüğü hak etmeyen bu kadar insan etrafta gezerken.

 Hadi ama dostum kahrolası bir şakasın.

 Haydi gidelim parayı saydın mı?

 - Elbette.

 Havuzu sildim, kovaları yıkadım - Kapıyı kitlemeyi unuttun.

 Merhaba.

 - Merhaba.

 Üzgünüm kapalıyız.

 O kapıyı kitlemeyi unutmuş.

 - Bir şey ister misin?

 Tamam öyleyse.

 Mekan kapalı.

 - Ben sadece müzik kutusu için teşekkür etmek istedim.

 Annem senin bana verdiğini söyledi

Ama bilmemi istemiyordu çünkü seni tanımamı istemiyordu.

 Amy?

 - Evet.

 Teşekkürler demek için gelmiştim.

 Bir şey değil.

 O zaman  İyi akşamlar.

 - Sana da.

 Teşekkür ederim.

 Şapkan güzelmiş.

 Kızın mı?

 -Evet Kaç yaşında?

 - 11.

 Annesi kim?

 - Janet Wheeler.

 Bir hafta filan çıktığın kız değil mi?

 Onu hamile mi bıraktın?

 Beni terk ettikten sonra öğrendim.

 Duyduğum zaman Clifton'da izlerini buldum.

 Yapılması gereken en doğru şeyi yaptım.

Tüm paramla ona nişan yüzüğü aldım ve evlilik teklif ettim.

 Benimle hiçbir şey yapmak istemiyordu.

 Eğer hiç varolmamış gibi davranırsam daha iyi olacağını söyledi.

 Onu suçlayamam

Öyleyse sen ?

 Evet.

 Merhaba, baba.

 Bir şeylerin olduğunu biliyordum.

Kızın burada.

 - Evet.

 Fark ettim.

 Bir saat önce geldi.

 Büyük sürprizlere alışık olduğumdan.

 Sen de onu öylece içeri aldın?

 - Önüne birkaç engel çıkardım ama geçti.

 Bana bundan bahsetmiş miydin?

 - Bu konuda konuşmak istemiyorum.

 Sence de çok geç olmadı mı artık?

 Oraya git ve normal bir insan gibi "Merhaba" de.

 Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

 - 11 yaşında ve senin aksine konuşkan  ve o kız bunun için çabalıyor.

 - O burada kalamaz.

 Oh, tabiki kalacak ama sen ayrılabilirsin.

 Arkanı dön ve devam et.

 Merhaba diyebilir misin?

 Sadece merhaba de diyebilir misin?

 O senin kızın.

 İşte benim oğlum.

 Senin evine mi gelmiş?

 İyiymiş Ken.

 - İyi falan değil ne yapacağımı bilmiyorum.

 Hayatını rayına oturt.

 34 yaşındasın ve dondurmacıda çalışıyorsun.

 Sen de dondurmacıda çalışıyorsun.

 - Evet ama ben zavallıyım.

 Eskiden heyecanın ve hırsın vardı.

 Sen zavallı değilsin.

 Dilerim ki yanlış yolda değilsindir.

 Sen gittikten sonra farklı şeyler denedim.

 Gazete dağıttım çöpleri topladım hatta karları temizledim.

 Polis olmak bile istedim ama Şerif bana güldü.

 Polis olmak mı istedin?

 - Konumuz bu değil.

 Konumuz o kız senin ve senin onunla olmaya hakkın var.

 Tamam ama bunun için iyi bir zaman değil.

 Sen söylemedin mi Janet senin başarısız olmanı istiyor.

 Niye burada takılmak yerine evine gidip çabalamıyorsun?

 Kendin için değilse bile benim için yap lütfen.

 Merhaba.

 Merhaba.

 Babam nereye gitti?

 - Onu görmezden gelmeye çalışıyorum.

 Bu onun için garip olmalı.

 Kendi işlerini yaparken ben ortaya çıkıyorum.

 Ne dediğimi anlıyor musun büyükanne?

 Bana Ruth de.

 Büyükanne kulağa yaşlı gibi geliyor.

 - Ruth seni yaşlı gibi gösteriyor.

 Senden hoşlandım.

 Biraz konuşalım.

 İyi akşamlar.

 Hoşuna gitti mi, orospu çocuğu?

 Lanet olsun.

 Günaydın.

 Günaydın.

 - Dün gece nereye gittin?

 Yapmam gereken işler vardı.

 - Ne gibi?

 Arkadaşımla buluşmalıydım.

 - İyi.

 Annem burda olduğumu biliyor.

 Ona 11 yıl yalanın ardından en azından babamla bir hafta geçirmeyi borçlu olduğunu söyledim.

 Okulda olman gerekmiyor mu?

 - Bugün pazar.

 Doğru ya.

 11 yaşında olduğuna göre sanırım 6.  sınıfta okuyorsun.

 7. sınıf.

 Bir sınıf atladım.

 İyi bir beynim var.

 Karşılaştığımıza inanabiliyor musun?

 Bu bir çeşit işaret olmalı.

 birlikte zaman geçirmemiz gerektiği anlamına geliyor.

 Belki de.

 Kahve ister misin?

 -Hayır,teşekkürler bir keresinde denemiştim ama bir hafta uyuyamamıştım.

 Yapmamız gereken birçok şey var.

Senin hakkındaki her şeyi bilmek istiyorum.

 Babam nelerden hoşlanır?

 Bir şeyleri düzeltmeyi sever misin?

 Pek sayılmaz.

 -Bowling?

 Bowlingte iyi misin?

 Oldukça eminim ki değilim.

 Basketbol takımında oynadığımı biliyor muydun?

 Defanstayım.

 Güzel iyi oynuyor olmalısın.

 - Evet, aslında takımın en iyisi benim.

 Gitmem gerek, antrenmanım var.

 Hoşçakal, baba.

 Belirli bir çalışma programı olmaması gerçekten zor oluyor.

 Halledeceksindir.

 Bu işi bana ayarladığın için minnettarım.

 Keşke daha fazlasını yapabilsem.

 Yapmak isterdim.

 Ne antrenmandı ama.

 Genelde iyiyimdir ama bu akşam muhteşemdim.

 Tak tak tak üçlükleri salladım.

 Dürüst olmak gerekirse diğer kızlara acıdım.

 Dondurma ister misin?

 - Hayır iş yerine birbirimizi biraz daha iyi tanımak için geldim.

 - Boyd.

 Burası kokteyl barı değil.

 - Elbette değil efendim.

 Alttaki masa 4 sipariş vermek istiyor.

 Git kendini tanıt.

 Hey bayım?

 Siz zenginsiniz değil mi?

 Evet oldukça iyiyim.

 - Eminim, arabanızın markası ne?

 Champagne Camry.

 - Çok tatlı bir araba bayım hızlı gidiyor mu?

 Bir keresinde 145 basmıştım.

 Süper.

 Aileme büyüdüğümde bana o Camry almalarını söylicem.

Teşekkürler bayım.

 Sevimli çocuk.

 Şimdi altına sıçacaksın.

 Alo.

 - Ne cehennemdesin?

 İşim var.

 - O kıçını eve getir.

 Bu resimde babam kaç yaşında?

 - Acelem var anne.

 Sürekli konuşuyor.

 - Bu sakallı olan babam mı?

 Eve gel.

 Hemen!

 -10 dakika ver bana.

 Adres bıraksaydı daha kolay olabilirdi.

 "Adaleti getiriyorum" İşte  bu  garip.

 Benim şehrimde neler oluyor Şerif?

 - Elimizden geleni yapıyoruz efendim.

 Görünüşe göre yeterli değil.

 Dışardan yardım alamadığımıza göre saygı gösterip Ernie ve beni yalnız bırakın.

 Şu diğer iki adam zorla okuyabiliyor zaten.

 Ayaklarımızı arkamıza bağlayıp koşmamızı isteyemezsin.

 Ya takviye güçlerini çağırıp rozetimi alırsın ya da lanet çeneni kaparsın.

 Ne tablo ama.

 - Tablo?

 Geniş bir perspektifden bak.

 Boşluğun bir parçası.

 Katil soyut dışavurumculuk kullanmış.

 ve tataaa.

 Marcel Duchamp'in başarılı çalışmalarına açık bir övgü.

 Bundan önceki cesetler sanki sadelikçi bir sınırlama anlayışı vardı.

 Konteynır ve hasır sandalye gibi.

 Şimdikisi küvette.

 Hapishane gibi.

 "Adaleti getiriyorum"

Ceza.

 - Neyin cezası?

 Hiçbir fikrim yok.

 Niçin okaliptus gibi kokuyorsun?

 - Spagetti nasıl hayatım?

 Güzel.

 Teşekkürler.

 - Sen yemek yapar mısın baba?

 Bir zamanlar lazanya yapardım.

 - Oldukça iyiydi.

 - Gerçekten mi?

 Ken, bana iki kere yalan konuşturma.

 Green Oaks hakkında ne düşünüyorsun?

 - Hoş yer.

 Çok fazla bir şey olmuyor.

 Birkaç hafta sonra baykuş festivalimiz var.

 Biraz cinayet de var.

 - Walt, burada bunu konuşmak gerekmiyor.

 Kocaman kız.

 19 var mısın?

 -11.

 - Oldukça yaklaşmışım.

 Bunu kimin yaptığı hakkında bir fikrin var mı?

 - Şöyle belirtmeme izin ver.

 Eğer tüm liderlerimizi bir kovaya doldursaydık ve kafanı içine soksaydık boğulmazdın.

 Bunu Belediye Başkanına söylemeyin.

 Baba?

 Napıyorsun?

 - Alışveriş.

 Clifton'da mı?

 Beni eve götürmek için geldin değil mi?

 Bunu evet olarak alıyorum.

 Bunlar ne için?

 - Yağmur yağdığı zaman taban ıslak oluyor.

 Suyu emmeleri için kullanıyorum.

 Araban kokuyor - Üzgünüm Önemli değil.

 Araba kullanman iyi.

 Sekiz kere falan alkolden yakalanmıştım.

 Şaka yapıyorum.

 Haydi gidelim.

 Bu ney?

- Dondurma.

 Sıkıcı gibi.

 -İstemez misin?

 Olabildiğince farklı tadı karıştırmalıyız.

 Kızılcıklar, şekerli yoğurt, rendelenmiş hindistan cevizi, karamel sosu.

 Lezzetli olmalı.

 Şekerli solucanlardan var mı burda?

 - İğrenç oldu.

 Kendinden utanmalısın.

 - Utanıyorum.

 Benzin istasyonundan ne aldığıma bak.

 "Aşağılık herifin tekiyim korna çal" Buna ihtiyacı olan birkaç kişi tanıyorum.

 - Evet ben de.

 Daha fazla alacaktım ama bu sonuncusuydu.

 Şimdi bakma kadının biri seni tamamen süzüyor.

 Bakmayı bırak.

 Git ona yardım et.

 - Betsy ona yardım eder.

 Betsy, buraya gelebilir misin?

- Napıyorsun?

 Babam müşteriye yardım eder.

Kuşlar ve arılar hakkında sorum olacak.

 Kenny, yardımcı olur musun?

 Merhaba.

 Ken, sen?

 Stephanie.

 Merhaba, Stephanie.

 - O senin kızın mıydı?

 Aaa  evet.

 -Babalık testinin sonucunu mu bekliyorsun?

 Hayır o benim kızım.

 Seni çok seviyor.

 - Öyle mi dersin?

- Evet elbette.

 Biliyor musun bence ben sana telefon numaramı yaziyim sen de bana şu "mus" lu şeyden yap.

 Elbette, 2.

90 dolar ödersen anlaşabiliriz.

 Ciddiyim.

 Eğer patronum kasada paranın eksik olduğunu anlarsa sinirlenebilir.

 Bunu sevdin değil mi?

 - Yoksa niye sipariş edeyim.

 Teşekkürler.

 Hoşçakal.

 - Güle güle.

 Onu nereye götüreceksin?

 - Hayır onu aramayacağım.

 Güzel fikir kadınlar buna bayılır.

 - Pek buluşma havamda değilim.

 O havana gir öyleyse.

 Benim ödevim var.

 Onu nereye götüreceğini düşün ondan sonra konuşuruz.

 Bu arada Betsy seks hakkında çok şey biliyor.

 Otursana.

 - Bir şeyi mi bölüyorum?

 Şu anda randevudayız.

 - Randevu?

 - Pratik yapman lazım.

 Pek konuşkan olmadığın dışında senin hakkında bir şey bilmiyorum.

 Senin durumunda bu önemli değil.

Onun konuşmasına izin ver.

 Kadınlar konuşmaya bayılırlar.

 Sen dinle.

 Dinleyecek miyim?

 Kolaymış.

 Soru sorman lazım.

 - Soru mu sormalıyım?

 O zaman konuşmak zorundayım.

 Birazcık, birazcık yardımcı olabilir.

 - Peki.

 Bir şey yok mu?

 Hiçbir şey?

 - Biraz zaman ver.

 Tamam.

 Başlıyorum.

 Bu nerde oldu?

 - Bunun hakkında konuşmak istemiyorum.

 Ayı saldırısı?

 -Hayır.

 Kılıç savaşı?

 -Hayır.

 Kilitli kafes dövüşü?

 -Pek sayılmaz.

 Her neyse yara izin Harry Potter'ınkinden daha güzel.

 Sanırım basketboldaki son amacım lakabım olması.

 -Lakap?

 Evet.

 Iceman, Admiral, The Postman.

 Lakabın olursa insanlar bir şeyleri başarabileceğine önem verir.

 Ayrıca Amy biraz sıradan.

 Kendimi daha çok Georgina gibi görüyorum.

 Ben Amy'i seviyorum.

 - Bugün eğlendim.

 Öyle mi?

 - Evet, bunu daha sık yapalım.

 Beni yatağa sokacak mısın?

 Haydi çok kolay.

 İstatistiklere göre her sene insanların %50si kızlarını yatağa yatırırken ölüyor.

 11 yaşındaki kız kimmiş bakalım.

 İyi uykular.

 Açık mı kalsın kapalı mı?

 - Açık.

 Yeterli mi?

 - Oldukça iyi.

 Teşekkürler.

 Bunu sakın mahvetme.

 Yatak odasından tuhaf sesler gelebilir.

 Ben sebze tabağı alayım.

 Ben de kebap ve yanında da pirzola alayım.

 Ben burada 8 aydır yaşıyorum.

 Cincinnati'den dolayı değişikliğe ihtiyacım vardı.

 Cincinnati?

 - Oradan önce Londra'daydım.

Amerika'ya dönen bir adamı yavru köpek gibi takip ettim daha sonra birbirimiz hakkında kesinlikle hiçbir şey bilmemize rağmen ki önerdiğim bir şey değil onunla evlendim.

 Green Oaks nasıl bir yer sence?

 - Evet şimdiye kadar iyiydi.

 Oldukça sıradan bir seyahat acentasında çalışıyorum.

 Oradaki diğer kadınlar kömür gibi kokuyor.

 Fakat ucuz biletler alabiliyorum.

 İngiltere'ye geri dönüp ailemi ziyaret etmeyi ve biraz da pasta yemeyi umuyorum.

 Seyahat etmeyi sever misin?

 - Bilmem.

 Bilmez misin?

- Hiç seyahat etmedim.

 Hiçbir zaman?

 Hiçbir yer?

 Bu nasıl mümkün olabilir ki?

 Bir süredir içerdeydim.

 - İçerde?

 Hapishane gibi mi?

 Bir bakıma.

 Cotton Valley Hospital.

 Eee  orası şey.

- Evet, deliler için.

 Gözlerimi kapatıp gitmen için şans veriyorum.

 Gücenmem.

 Eski kocam Harvard mezunu çocuk dokturuydu.

 Sonraları beni uyurken videoya kaydeden alkolik bir ibne olduğu ortaya çıktı ve sahte evliliğimiz boyunca beni kandırdı.

 Kimseyi suçlamıyorum.

 İnsanların böyle ayrıntılarıyla çizmesi her zaman aklımı başımdan almıştır.

 Eğer sopa figürü çizseydim ve yanına ok çekip "bu bir sopadır" yazsam bu kadın ne çizmiş böyle diye düşünebilirsin.

 Hayranlık uyandırıcı.

 Evet, iyiymiş.

 Bu kim öyleyse?

 Hayal kırıklığına uğramış bir artist mi veya acımasız bir eleştirmen mi?

 Hiç kimse.

 Ben sanatı sanatçıdan ayırırım.

 Zorla satın aldırdıklarına inanamıyorum.

 Tuhaf.

 -İyi zaman geçirdim teşekkürler.

 - Ben de.

 Eğlendim.

 - Güzel.

 İyi geceler o zaman.

 - Bu resmi senin için aldım.

 Harika.

Teşekkür ederim.

 Nereye gideceğimi bilemiyorum 

Kapıyı açabilir misin?

 Kendine iyi bak.

 Şimdilik hoşçakal.

 - Güle güle.

 Kenny burda ne yapıyorsun?

 - Merhaba Şerif.

 Sadece çizmek için kendime zaman ayırdım.

 Kafamı saran düşünceler.

 Bu günlerde birçok şey oluyor değil mi?

 Yani çizmek sana yardımcı oluyor de mi?

 Bana da satranç yardım eder.

 Aslında oyunu oynamam ama bazı nedenlerden dolayı satrancı düşünmek beni rahatlatır.

 Bakmama izin ver.

 Haydi ama Kenny, büyük bir yeteneğin olduğunu duydum.

 Kim söyledi bunu?

 - Yakın arkadaşın Irv.

 Onun seni baykuş festivalini yapman için zorladığını duydum.

 O adam senin broşürleri, el ilanları gibi şeyleri yapman için uğraşıyordu.

 Cidden mi?

 - Evet gerçekten.

 Glen'a baskı yapıyordu ama Glen başka birisini zaten bulmuştu sanırsam.

 Irv'in özellikle kendini ilgilendirmeyen bir konuda bu kadar fazla çalıştığını daha önce görmemiştim.

 Sakız ister misin?

 Olur.

 - Alabilirsin.

 Haydi bakmama izin ver.

 Bekle.

 Şuna bak hele.

 Çok güzel Kenny.

 Gerçekten.

 Sana söylemiştim  - Öyle mi dersin?

 Bakış tarzın var evlat.

 Seni çizmen için yalnız bırakayım.

 İyi çalışmalar.

 Göremiyorum Ernie.

Tüm gördüğüm lastik izleri ve çamur.

 Burada İsa'nın gizlenmiş görüntüsünü mü görmem gerekiyor dersin?

 Hayır efendim sadece izler var.

 Açık hava sinemasından topladığımız teker izleri.

 Yokohama Avid T4s lastiğiyle oluşmuş ancak yaygın bir lastik türü.

 Ne kadar yaygın?

- Lastik merkezindeki Gary bu modeli sadece bu sene yüzlerce müşteriye sattığını söyledi.

 Gary'den listesini al ve Green Oaks Lisesi mezunlarıyla karşılaştır.

 Green Oaks Lisesi?

 Tüm kurbanlar o lisede okumuşlar ve şu anda aralarındaki tek bağ bu.

 İşte alabilirsin Mildred.

 Bir kaşık ekstra pralin benden.

 Teşekkür ederim.

 - İyi günler.

 Irv, bana büyük bi iyilik yapar mısın?

 - Evet olur.

 Amy'nin antrenmanının sonuna yetişmek istiyorum benim yerime bakar mısın?

- Evet dostum tabii ki.

 - Çok teşekkürler.

 Bir sayı daha ve dışarı çıkacam.

 Mükemmel!

 Harika!

 Devam edin.

 Haydi acele edin.

 Tamam bu iyiydi işte.

 Bravo!

 Tamam herkes buraya baksın.

 Ben dışarı çıkacağım.

 Siz oynamaya devam edin.

 Amy gibi mi olmak istiyorsunuz?

 Hayır istemezsiniz.

 Nasıl oynandığını biliyorsunuz devam edin.

 Sadece anlamaya çalışıyorum.

 Hiçbir zaman oyuna giremeyecek olduğunu bildiğin halde niye takımdasın ki?

 Formayı giymek seni oyuncu basketçi yapmaz tamam mı?

 Saflık yüzüğü takmak da seni bakire yapmaz.

 Ne dedin sen?

 Git al!

 Hey!

 Bir dahaki sefere kendi ölçülerinde birine sataş  Vay.

İyi iş dostum.

 Afedersin gülmek istememiştim.

 Önemli değil.

 Bir dahaki sefere diğer arabayı gördüğüm zaman sakar olacaktır.

 Araba sürmekten kaçınıyorum.

 Direksiyonla ilgili kafamdan atamadığım bir şey var.

 Birazcık yanlış çevirmişsin ve birisini öldürmüşsün.

 Bu benim için fazla ağır bir yük.

 Sanırım o yük nerde olursa olsun elde edeceğim.

 - Sen babasın.

 Dünyadaki tüm yük üzerinde.

 Dünyanın şimdiye kadarki en kötü tebrik mesajı olmalı.

 Hey.

 Niye bir ara üretim fazlası deposuna uğramıyorsun?

 Görünüşe göre mallara zarar veriyorsun.

 Başlayalım.

 Beş parasızın teki de mi?

 Ne yapmalıyız biliyor musun?

 - Ney?

 Bence Amy'e bir şeyler almalıyız.

- Ne gibi?

 Bilmiyorum.

 Hayal gücünü kullan.

 Hazır mısın?

 - Çok yorgunum.

 Antrenman kötü geçti.

 Biliyorum.

 -Neyi?

 Kötü oynadığını.

 Seni antrenmandan almak için uğradım.

 Gördüm.

 Koçun takım için 8 kişiye ihtiyacı var ve seçmeler için sadece 8 kişi var.

 Önemli değil.

 Ne bildiğini görelim.

 Eğer istersen bu atışı öğretebilirim.

 Dengeli ol.

 Omuz bacaklarını hizala.

 Dizlerini de.

 Topu bu elinle tut ve bu elinle de at.

 Güzel.

 Beni izle.

 Sen okul takımında mıydın?

 - Pek sayılmaz.

 Nasıl yani?

 Gizemli olmayı seviyorsun değil mi?

 Takım kurmadım.

 - Aaa, bir cevap!

 Gördün mü pek de zor değilmiş.

 At bakalım.

 Bu sefer gerçekten çok yaklaştın.

 Anlamadığım berbat oturma odası oyunlarından bir tanesi gibi.

 6 tane daha olsa bezbol takımını oluşturabiliriz.

 Uygun zaman değildi özür dilerim.

 - O yıllıklar nerede?

 Dışarı mı gidiyorsun?

 - Birkaç dakikalığına.

 Nereye gidiyorsun?

 - Birkaç şeyi halletmem gerekiyor.

 Perşembe günü önemli bir maçımız var.

 Senin gelmeni istiyorum.

 Gelir misin?

 Elbette.

 - Stephanie'yi de getir.

 Ondan hoşlanıyorsun değil mi?

 - Hayır.

 Seni yalancı.

 Tamam onu ararım.

 - Güzel.

 Yedekte olacam.

 İyi geceler.

 - İyi geceler.

 Hepsi de aynı takımda!

 - Ney?

 - Şuraya bak!

The Bee, the Black Cat, the Map of the U.

S.!

 -Tüm takımı topluyor.

 - Yaşayan sadece bir tanesi kalmış.

 Miller's.

 Hayır kapalıyız.

 9'da açıyoruz.

 9.

 Lanet olsun.

 Kim var lan orda?

 Bunu dahaca yeni temizledim.

 Bunu yapmak istemezsin.

 Özel birlik askeriydim ibne.

 Özel donanma askeri de oldum.

 Gettysburg'deydim.

 Noluyor lan?

 Halen mermim var.

 Kahretsin.

 Niçin cesedi böyle bıraktı?

 - Dışarda patinaj izleri var.

 Acelesi vardı.

 Birisi işini yarıda kesti.

 Korkmuştu.

 Her şey bitti mi dersin?

 Efendim?

 Teşekkürler tatlım.

 Dün gece başka bir ceset bulduk.

 - Öyle mi?

 - Evet.

 Eline ne oldu?

 Sprinkle kutusunu açıyordum ve kutu açacağı elimden kaçtı.

 Orada tehlikeli bir işin varmış daha dikkatli olmalısın.

 Öyleyse bileğindekinin yeni arkadaşı olmuş elini kesince.

 Buna bakmam lazım.

 Miller'in mağazasının ordaki lastik izleriyle açık hava sinemasının çamurundaki lastik izleriyle uyuşuyor.

 Lastik merkezindeki Gary'e göre Ken birkaç ay öncesinde o lastikten almış.

 Evet aynı tip lastik ama Boyd'u yakalamak için yeterli değil.

 Ama o da Green Oaks Lisesi'ne gitti.

 - Evet fakat basketbol takımıyla bağlantısı nedir?

 En azından onu sorgulamak için getiremez misin?

- Hayır henüz değil.

 Boyd tuhaf olabilir ama onu böyle bir tuhaflık için tutuklayamam.

 Ayrıca eğer Ruth'un oğlunu içeri alır ve hatalı çıkarsam beni terk eder hem son zamanlarda ondan hoşlanmaya başlamıştım.

 Naber?

 İşe gidiyorum.

 Sigara almaya gidiyorum.

Gelmek ister misin?

 - Hayır teşekkürler.

 Çarpmam gereken kesirler var.

 Yakında dönerim.

 Amy?

 Merhaba.

 - Ne yaptın?

 Ney?

 - O ayrıldı.

 Dışarı çıkmıştım ve geri geldiğimde o gitmişti.

 Sana bunu mahvetme demiştim.

 Amy 

- Yürümedi.

 Bunu söylemekten nefret ediyorum ama "Sana söylemiştim"

- Öyleyse söyleme!

 Şimdi seni niye ondan uzak tuttuğumu anlıyorsun.

 O bir ezik Amy.

 Aşağılık herif!

 Üç gündür nerdeyse zamanında geliyorsun.

 Haydi gel içeri.

 Niye yaptığını biliyorum.

 Senin hızına uyacak değilim.

 "Aşağılık herifin tekiyim kornaya bas"

Bu gece çalışıyor musun?

- Betsy ile değiştirmek istedim.

 Amy'nin maçı var sanıyordum.

- Hayır gitmiyorum.

 Niçin?

 -Terk etti.

 Terk mi etti?

- Evet Niçin?

 - Bilmiyorum.

 Onu aramadın mı?

 - Hayır.

 - Haydi ama niye ki?

 Çünkü yapmadım.

 Kimi kandırıyorum ki benden baba olmaz.

 Benim var olmadığımı düşündüğü zaman her şey güzeldi.

 Sana söylemiştim benimle birlikte olmamalıydı.

 Her neyse

 Ekstra külah yok mu?

 - Bugün yok.

 Alo, benim  Stephanie.

 İyi olup olmadığını öğrenmek için aramıştım çünkü bu gece Amy'nin maçına gitmeyi planlamıştık.

 Geri ara  Fraserman, sen çakalsın güçlü ol haydi be.

 Amy, sen giriyorsun.

 - Ha ha  Çok komiksin koç.

 28 sayı farkla öndeyiz ve 6 saniye kaldı.

 Aslında ne yapabileceğini görmek için meraklıyım.

 Süper.

 Burada ne yapıyorsun?

 - Seni görmek de güzel.

 Ne istiyorsun?

 Beni niye beklettiğini görmek için gelmiştim.

 Çalışmam gerekiyordu.

 - Aramadın ya da 

Bu yürümeyecek.

 Anlamadım çünkü birlikte iyi vakit geçirdik.

 Küçük yerleşim yeri olan Green Oaks'da 4 cinayet işlendi Bölge sakinlerinden 34 yaşındaki Kenneth Boyd dün gece geç saatlerde dört Green Oaks sakininin tüyler ürpertici cinayetleriyle ilişkisinden dolayı gözaltına alındı.

 Polisin söylediğine göre hepsi de balta, pala, kasap bıçağı kullanılarak işlenen kasıtlı cinayetlerdi.

 Boyd yakınlarda klinik depresyon ve intihara eğilimden sonra Cotton Valley State Hastanesi'nden serbest bırakılmıştı.

 Kurbanlar Marty Prichard, Wade Hutchinson Lyle Bagwell ve Brett Miller olarak belirlenmişti.

 Hepsi yerel iş adamıydı.

 Gelişmeler için  İtiraf etmem gerekirse senin olmamanı umuyordum Kenny.

 Şunu açar mısın lütfen?

 Kırmızı tuş.

 Odana girdiğim için üzgünüm ama bu çizimler  Gerçekten güzeller.

Hepsi de.

 Şunlara bak.

 Yani durumun berbat.

 Ayrıca bu suç yerlerinden geçmişsin.

 Lastiklerin hakkında.

 Bıraktığı izler.

 Tüm bunlarla bağlantını çözmek biraz zaman aldı Kenny.

 Yani kim bir basketbol takımından onları seneler sonra öldürmek için bu kadar nefret edebilir ki?

 Bugün belediye başkanının ofisine gittim ve sakız ister misin?

 Yaklaşan festivali tartışıyorduk.

 Sonradan aklıma geldi.

 Motif kim olabilirdi ki?

 Kim?

 Kim?

 Kiiiimmm?

 Aynen öyle.

 Baykuş.

 Irv, arkadaşın hakkında üzgünüm.

 Sen ona dayandın ama o seni hayal kırıklığına uğrattı.

 Fakat cidden nasıl bu kadar sarsılabilirsin ki?

 Yani tüm yaşamını harcadın.

 Ani şeylere alışıksındır.

 Haydi.

 Kendine gel.

 Amy.

Hey - Hey, Irv.

 Seninle babam hakkında konuşup konuşamayacağımı merak ediyordum.

- Ne konuda şimdi mi?

 Senin onu oldukça iyi tanıyorsun.

 Benim için belki bazı şeyleri aydınlatabilirsin diye düşündüm.

 Evet.

 İçeri gel.

 - Teşekkürler.

 İçerdeyken babamı sık sık ziyaret eder miydin?

 Hayır gitmedim.

 Otur sadece.

 Niye gitmedin?

 Gerçekten istedim ama zordu.

 Onu o halde görmek istemedim.

 Niye o basketbol oyuncularından bu kadar nefret ediyordu?

 Takımda olmak istiyordu  ve takıma giremediği zaman kahrolmuştu.

 Onlar da onu maskot yaptılar.

 Bir süreliğine onlardan biri olduğunu sandı.

 Fakat takımdaki ibneler o şekilde düşünmedi  ve her şey daha da kötüye gitmeye başladı.

 ona her şeyi yapabileceklerini düşündüler.

 Daha sonra bu mizah dergisi ortaya çıktı.

 Bu onları aptalmış gibi gösterdi.

 Yani bu adamlara krallarmış gibi davranılıyordu.

 Ve şimdi tüm okul onlarla dalga geçiyordu.

 Bir gece. bunu ona ödetmeye karar verdiler?

 Ne yaptılar ona?

 Su ister misin?

 Sana su getireyim bekle.

 İtiraf etmedi mi?

- Evet.

 Fakat reddetmedi de.

 Sadece orada oturdu.

 Birini incitebileceğini hiç düşünmemiştim.

 O adamların ona ne yaptığını tahmin etmek güç.

 Fakat ne olursa olsun canımı sıkıyor.

 Oğlunu bir grup insanın cinayetinden dolayı tutuklamamın biraz tuhaf olduğunu biliyorum fakat umarım zamanla atlatabiliriz.

 Pek sanmıyorum.

 Sakıncası yoksa yol için soğuk bir bira içecem.

 - Hayır.

 İçicem ve araba kullanacam, polislere söyleme.

 Amy bunu benim için yaptı.

 Çok güzel değil mi?

 Keşke ben de o kadar yaratıcı olabilsem.

 Daha rahat olabilirdi.

 İçebilirsin.

 - Teşekkürler.

 Bu da neydi?

 - O benim kedim.

 Kitli kalmayı sevmiyor da.

 Kedin olduğunu bilmiyordum.

 Cinsi ne?

 Bilmiyorum, kedi işte bildiğin normal bir kedi.

 Diğer derken  diğer türler neler ki?

 Elbette, 40 farklı çeşit tür var.

 - Bilmiyordum bunu.

 İşte bunlar büyük zevk.

 Yani kim mail almayı sevmez ki?

 Harfi harfine uyuyor.

 Favorimi bilmek ister misin?

 "Ben bir canavarım".

 Ürperdim.

 İyi iş çıkarmışsın.

 - Teşekkürler.

 Burada ne işin var Kenny?

- Pardon?

 Bu mesajı hiçbir zaman almadık: " Ben bir canavarım" " Sam'in oğlu " ya da bunun gibi şeyler.

 Su güzelmiş teşekkürler.

 İstediğin başka bir şey var mı?

 - Kedinin sesi iyi gelmiyor.

 Merhaba diyebilir miyim ona?

 - Hayır o sadece biraz yaramaz.

 Bu yüzden zil sesini duyduğumda onu odaya bıraktım.

 - Kedilerle aram iyidir.

 İzin veremem.

 -Niye olmasın ki?

 - Biraz aşırı korumacıyımdır.

 Nazik olurum söz veriyorum.

 - Şimdi olmaz Amy.

 Tamam mı?

 Sesi hasta gibi geliyor.

 - Kediciğim iyi!

 Erkek kedi değil miydi?

 - Lanet olsun evlat!

 Buna şu anda ihtiyacım yok.

 Amy, en iyisi sen evine git.

 Tamam gidiyorum.

 Özür dilerim.

 Evet iyi olur.

 Güle güle Amy.

 Tamamen yanlış olan bu kanıtlara bakıyordum.

 Bu çizimler seni suçlamıyordu aksine seni temize çıkarıyorlardı.

 Demem o ki ne yapman gerektiğini bulmuştun.

 Onları sayfalarda öldürüyordun böylece gerçekten öldürmene gerek kalmıyordu.

 Bu sikko adamlardan şüphesiz nefret ediyordun ve ölmelerini istedin.

 Belki emin değilim ama suç mahallilerini gezdin.

 Belki de kendini bunları işlediğine ikna etmeyi denedin.

 Fakat sen sanatçısın Kenny.

 Katil değilsin.

 İncitebileceğin tek insan kendinsin.

 Evlat bu iş gerçekten ilginç yerlere gitmeye başladı.

 Sen sayfa üzerinde bir grup insanı öldürüyorsun ve bu insanlar ölüyor.

 Bu kişi sen olmayabilirsin ama şu kesin ki o kişi de bu insanlardan senin kadar nefret ediyordu.

 Kim cezalandırmaya adalete bu kadar susamış olur ki?

 İğrenç sadece  Dostun Irv son zamanlarda nasıl?

 Sessiz ol.

 Lütfen.

 Baban ona sahip olduğu her şeyi verdi ama o babanı mahvetmek istedi.

 Babanın ruhunu parçaladılar hayatını bitirdiler bunu durdurabilirdim.

 Canımı yakıyorsun.

 - Bir şeyler yapılması gerekiyordu.

Bundan sıyrılmalarına izin veremezdim.

 Beni bırak lütfen.

 - Yapamam.

 Söylersin.

 Her şey bitti adamım her şey sona erdi.

 Sakinleş.

 Daha önceden kimseyi öldürmemiştim.

 Prichard'ı öldürdüğüm zaman iyi hissettim.

Wade Hutchinson'ı öldürmekse süper bir histi.

 Nefretim büyümeye başladı ve öldürdüğüm her adam işleri iyiye götürüyordu.

 Ken bunu yapamazdı.

 Yapılması gerekeni hiçbir zaman yapamadı.

 Beş kişinin icabına baktın.

 Fooger niçin?

 Onu korumakta bir kere başarısız olmuştum.

 Bunun tekrar olmasını istemiyordum.

 Kötü insanlar cezalandırılmalı.

 Sen gerçekten iyi bir arkadaşsın, Irv.

 Ama senden kötü bir polis olurdu.

 Onları öldürmek istedim Şerif.

 Onları öldürmeyi her şeyden çok istedim.

 - Evet biliyorum ama sen yapmadın.

 Eğer birkaç kalleşi öldürmek bizi suçlu yapsaydı hepimiz hayat boyu hapis yatardık.

 Bir dakika bekle.

 Bunu sana sormam lazım Kenny.

 Niye hapse girmek için bu kadar hevesliydin?

 Bu dünyada nereye uygun olduğumdan emin değilim Şerif.

 Eğer buradaki gayenin ne olduğunu bilmiyorsan gerçekten avanaksın.

 Yardımcı olabilir miyim?

 - Evet kızım için geldim.

- Üzgünüm sen  Babası.

 Amy!

 - Ken, burada ne işin var?

 -Baba?

 - Gelmek ister misin?

 Kesinlikle evet.

 Eşyalarını al.

 Ken buraya gelip onu bu şekilde alamazsın.

 -11 yıl oldu.

 Şimdi sıra bende.

 Nasıl gidiyor?

 İyi?

 Bu senin için.

 - Nedir bu?

 Küçük bir şey işte.

 - Yavru köpek mi?

 SAVIOUR

Şimdiye kadarki en iyi lakap.

 Teşekkürler baba.

 Özür dilerim.

 Önceki gün için özür dilerim.

 Gerçekten üzgünüm.

 ve suçsuz.

 Bu hafta için heyecanlıyım.

 Başka kim heyecanlı?

 - Ne planlıyorsun?

 Baykuş Festivali var.

- Başka ne planın var?

 Potaya atış atabiliriz.

Atışların nasıl?

 Halen berbat.

 Ama artık tabelayı vurabiliyorum.

 - Güzel.

 O da bir şeydir.

 Anne Amy geldi.

 - Dalga geçme Ken.

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar