İnsanları Öldüren Bir Adam (2011) Some Guy Who Kills People
| |
97 dk
Yönetmen:Jack Perez
Senaryo:Ryan A. Levin
Ülke:ABD
Tür:Komedi, Korku, Gerilim
Vizyon Tarihi:14 Nisan 2011 (Hollanda)
Dil:İngilizce
Müzik:David Kitchens, Ben Zarai
Oyuncular
Kevin Corrigan
Barry Bostwick
Karen Black
Leo Fitzpatrick
Ariel Gade
Özet
İntikam zamanı geldi çattı.Ken Boyd,hayatını karartan
herkesi tek tek öldürmeye karar verir.
Altyazı
Bizi aptal sandın
değil mi?
Bunu görmediğimizi
mi düşünüyorsun?
İnsanları
güldürmekten hoşlanıyor musun Boyd?
Gördün mü?
Bence bu komikti.
Yine geç kaldın.
- Biliyorum, kızgın
mı?
Hoşnut değil.
Alabilirsiniz şerif.
Her zamankinden.
- Teşekkürler Al.
İyi görünüyor.
Benim için çikolatalı
ve üzerine sprinkle lütfen.
Yavaş ol kovboy,
işteyiz.
Ona şerbet ver.
Bu arada şehri
güvende tutmaya devam et.
Merhaba miskin!
Herkes bana akıl
hastanesinden yeni çıkmış birini çalıştırmamamı söylerken onları görmezden
geldim.
Size teşekkür
borçluyum efendim.
- Beni mahcup etme
Boyd.
Eğer alarmı kursaydın
bu ibnenin zırvalarına maruz kalmazdın.
Her zamanki gibi
lezzetli, Kenny.
- Teşekkürler Şerif.
Sen ne düşünüyorsun?
- Nefis olmuş rüyada
gibiyim.
Bu arada birazdan
bazı egzotik tatlar için annenin yanına uğrayacağım.
Yakında okaliptus
gibi kokmaya başlarım.
Boyd parti
malzemelerini al ve git.
Doğum günü partisinde
çalışacaksın.
Bazıları için büyük
gün ha.
Evet, Marty Prichard,
34e giriyor.
İyi haber.
Herkes bunu kutluyor.
Marty Prichard?
- Evet.
Bir sorun mu var?
Öyleyse biraz çabuk.
Dondurma alabilir
miyim?
- Tabii ki.
Lezzetli külahının
tadını çıkar.
- Teşekkür ederim.
Mesajı anlamadı
galiba.
Siz ne düşünüyorsunuz?
Bu onu yeterince
korkutur.
Selam.
-Selam.
Ne önerirsin?
- Çikolatalı muz
gerçekten iyidir.
Mus?
- Muzlu gibi ama
değil Saçma.
- Tadı yapışkan değil
fakat içinde fındık olabilir.
Eğer alerjin varsa alma.
Fındığa alerjim yok.
- Öyleyse bu senin
için ideal.
Tabi kuru üzümler
tatmak istemiyorsan.
En iyisi hepsinden
bir kaşık vereyim.
Teşekkürler.
Ken.
- Stephanie.
Çok teşekkürler.
Stephanie.
Kenny Boyd, nasılsın
dostum?
Bir şeyleri
başardığını görmek güzel.
Kendine bir bak
şöyle.
Kenny Boyd - Hey, bebeğim.
Kenny Boyd'u gördün
mü?
- Hey, Kenny.
Harika bir parti,
tatlım.
Teşekkür ederim.
Kenny Boyd
Beni rahat bırak!
Aspirinin var mı?
Şiddetli bir baş
ağrım var.
Her zaman yanımda
taşırım böylece baltaya(sormaya) ihtiyacım olmaz.
Bu kaza değil.
- Bu birinin cennete
giden baltalı geçişi.
Balt
- Ne yapıyorsun?
Kelime oyunu
yapabileceğimi düşündüm.
- Niye bunu yapalım
ki?
Adam doğum gününden
sonra kafasında baltayla kendi avlusuna bırakılmış.
Adamımız kurbanı
tanıyordu ve ondan nefret ediyordu.
Niçin birisi cesede
benzin döker ama onu yakmaz ki?
Onu bulabiliriz.
Sorgu yargıcı bu iki
kartı ağzına yerleştirilmiş şekilde bulmuş.
Ne düşünüyorsun, patron?
Bilemiyorum.
Eski karımın
yapabileceği bir şey gibi görünüyor.
Günün nasıl geçti?
- İyiydi.
34 yıl geçti ve tek
alabildiğim cevap "iyi".
Şimdi olmaz anne.
- Evet, birisine
cevap vermen gerektiğinde söylediğin diğer şey.
İyi.
Şimdi olmaz.
İyi.
Şimdi olmaz.
Marty'nin kusurları
vardı ama en azından bildiğim kadarıyla kumarbaz değildi.
Kimseye borcu var
mıydı?
- Zannetmiyorum.
Öyleyse iyi biri
olmalı.
- Bu konuşmak
istediğim bir şey değildi fakat Marty zamanının çoğunu diğer kızlarla geçirirdi.
Doğum günü partisinin
akşamında ortadan kaybolduğunda yeni bir sürtük buldu sandım.
Sürtükler?
Bu adam?
Cidden mi?
- Dürüst olabilir
miyim?
Tabii ki olabilirsin.
Marty'i öldürmedim
ama ölümüne üzülmedim.
Bu beni kötü
birisi mi yapar?
Hayır elbette yapmaz.
Boyd!
Yeni evine mi
taşınıyorsun?
Senin tımarhane odası
gibi kendi pisliğinin içinde olduğun bir yerde olman gerekmiyor mu?
Bizi aptal yerine
koymak istiyorsun, değil mi?
Hayır mı?
Yaptıkların öyle gibi
görünüyor.
Sana bir şey
söyleyeyim?
Seni aptal gibi göstereceğim.
Buna ne dersin?
Tutun onu.
Oops Titriyor.
Korkuyorsun.
Onu hareketsiz tut
dostum.
- Bundan hoşlandın mı
seni orospu çocuğu?
Boyd?
Boyd, sokak
görevindesin.
Son kez diyorum şunu
kapatacak mısın iğrenç gözüküyor.
Ney?
O haklı hoş değiller.
Dikkatli ol dostum.
Sağol.
- Bi şey değil.
Sen iyi misin?
Sırtım Çok teşekkür ederim.
- Önemli değil,
görüşürüz.
Ronald gelmeden önce
basketbol oynamamla ilgili bir problemin yoktu.
Çünkü Ronald
hayatımızda yaptığımız hataları ve yanlışları görmemi sağladı Ronald ile
birlikte şu anda senin için en iyi olanın sporla harcadığın vakit yerine
bizimle birlikte incil okuman olduğunu düşüyoruz.
Gidelim mi?
İsa geç kalanları
sevmez.
- Görünüşe göre
çirkin kazaklarla bir sorunu yok.
Tanrım, bu değerli
çocuğa yardım etmesi ve doğru yola sokması için birini gönder.
- Amin.
Son zamanlarda
sesindeki ifadeden hoşlanmıyorum.
- Ben onunla
konuşurum.
Umarım Tanrı pizza
getirir çünkü açlıktan ölüyorum.
Haklısın kimsenin
görmesine izin verme.
Hepsini kendine sakla.
Ben de
halledebilirdim.
- Kabuğundan çıkarak
mı?
Nasıl bir anne buna
izin verebilir ki?
Doktor intihar
denemesine girişenlerin %70nin tekrar denediğini söyledi.
Bunu yapmak
istiyorsan hak etmelisin.
Kahretsin!
Sevgilerimle Baban Güle
güle.
Tammyn'nin kıyafetini
kilise için uygunsuz buldum.
Müzik kutusunun
senden olduğunu söylemiştin.
- Amy, bizi korkuttun.
Müzik kutusunun
altında "sevgilerinle, baban" yazıyordu.
Bunu bilmiyordun
sanırım?
Ben papatya çayı
yapmaya gidiyorum.
Onunla tanıştığım
zaman depresyon ya da onun gibi bir şeyden dolayı hastanedeydi.
O benim hayatımda bir
hataydı ve arkamda bırakmaya karar verdim.
Benim ne istediğimi
düşünmedin.
- Senin için en iyi
olanı düşündüm o tehlikeli biriydi.
11 yıl.
11 yılımı babamın
ortadan kaybolduğunu düşünerek geçirdim.
Üzgün olduğunu
anlayabiliyorum.
- Cidden mi?
Nerede olduğunu
bililiyor musun?
Tanrı yalan söylemek
hakkında ne yapar anne?
Onun bu konudaki
fikri nedir?
Galiba Green Oaks'da
yaşıyor.
İsmi ne?
- Amy lütfen.
Babamın ismi ne?
Hey, puşt bana 100
dolar borçlusun.
Kafam iyi olduğundan
buraya süremeyeceğimi söyledin.
Noldu tahmin et ibne.
Burdayım işte.
Kapa çeneni gitmem
lazım.
Paramı hazır tut.
Orospu.
Umarım bu içtiğim
şeyden daha iyi bir şeye sahipsindir.
Noluyor lan?
Bu da nesi?
Buraya film izlemek
için gelmedim.
Ne buldun, Ernie?
- Bir ceset daha.
Wade Hutchinson.
Benim için de yemek
var mı?
- Hayır Sadece bunu aldım.
Tanık var mı?
- Hayır, yöneticiye göre projeksiyon odasına girilmiş ama
kayıp bir şey yok.
Wade'den de kaybolan
bir şey yokmuş.
Cebinde 200 dolardan
fazla varmış.
Bunun kafası yok.
-Biliyorum efendim.
Cesetlerin genelde
kafaları olurdu.
- Kesinlikle.
Kafası nerde?
- Şimdilik bilmiyoruz efendim.
O zaman bulalım.
.
- İyi fikir efendim.
Çok fazla
sinirlenmeden birinin kafasını kesmezsin.
Kafa bulundu, efendim.
- Getir onu buraya.
Gördün mü?
Eğlenceli miydi?
Hak ettiğini aldın.
Şerif yardımcısı
Dockins.
- Şerif, gazeteci 1.hatta.
Alo.
Basına haber
vermeyelim mi?
- Belediye başkanının
dediğini duydun.
Basın yok, telaş yok.
O piçi bulucaz ve
derisini yüzücez Ernie.
Sonra tekrar derisini
giydircez.
Dün ikinci bir ceset
bulduk.
- Sahi mi?
Wade Hutchinson'ı
tanıyor musun?
- Okul arkadaşıydınız.
Evet diyor.
- Birisi temiz bir
not almış.
Kafasını kesmişler.
Pis bir mesele.
Bunun hakkında
kimseye bahsetme.
Curcuna çıkarabilir.
Peki, Şerif.
Benden bu kadar.
İyi çocuk noel hediyesi alamayacak kadar olmasa da iyi
çocuk.
Bir darbede kafasını
kesmiş.
Temiz kesim.
Tek seferde palayla.
Belki samuray
kılıcıyla.
Harika olabilirdi.
Sanki gözleri seni
takip ediyor gibi.
Bence bu da ilgini
çekebilir.
Niçin göğsü
"Teepee" olarak oyulmuş ki?
- Teepee?
Bence o bir
"V" Evet.
- Belki.
Fooger'in seni itip
kakmasına niye izin veriyorsun ki?
- İşimi seviyorum
problem çıkarmak istemiyorum.
Orada sorun olduğunu
göremiyor musun?
Önceleri çöpleri
atmak için dört gözle beklerdim.
- Evet - tımarhanedeyken.
Çöpleri çıkarırdık
atık yerine ve orada ormanı resmeden bir duvar resmi vardı.
Uzun zaman önce bir
hasta tarafından çizilmiş.
Konteynerın arkasında
kalıyordu.
Nerdeyse hiç kimse
onun orada olduğunu bilmiyordu.
Konteyner biraz
hareket ettiğinde gölgede kaldığı için
renkleri her zaman parlak görünüyordu.
Demek birkaç delinin
parmak boyasına göre hareket ettin?
Hastane seni zombiye
çevirdi.
Orada olmak için bir
nedenin yoktu.
Özellikle de
özgürlüğü hak etmeyen bu kadar insan etrafta gezerken.
Hadi ama dostum
kahrolası bir şakasın.
Haydi gidelim parayı
saydın mı?
- Elbette.
Havuzu sildim,
kovaları yıkadım - Kapıyı kitlemeyi unuttun.
Merhaba.
- Merhaba.
Üzgünüm kapalıyız.
O kapıyı kitlemeyi
unutmuş.
- Bir şey ister misin?
Tamam öyleyse.
Mekan kapalı.
- Ben sadece müzik
kutusu için teşekkür etmek istedim.
Annem senin bana
verdiğini söyledi
Ama bilmemi istemiyordu çünkü seni tanımamı istemiyordu.
Amy?
- Evet.
Teşekkürler demek
için gelmiştim.
Bir şey değil.
O zaman İyi akşamlar.
- Sana da.
Teşekkür ederim.
Şapkan güzelmiş.
Kızın mı?
-Evet Kaç yaşında?
- 11.
Annesi kim?
- Janet Wheeler.
Bir hafta filan
çıktığın kız değil mi?
Onu hamile mi
bıraktın?
Beni terk ettikten
sonra öğrendim.
Duyduğum zaman
Clifton'da izlerini buldum.
Yapılması gereken en
doğru şeyi yaptım.
Tüm paramla ona nişan yüzüğü aldım ve evlilik teklif ettim.
Benimle hiçbir şey
yapmak istemiyordu.
Eğer hiç
varolmamış gibi davranırsam daha iyi olacağını söyledi.
Onu suçlayamam
Öyleyse sen ?
Evet.
Merhaba, baba.
Bir şeylerin olduğunu
biliyordum.
Kızın burada.
- Evet.
Fark ettim.
Bir saat önce geldi.
Büyük sürprizlere
alışık olduğumdan.
Sen de onu öylece
içeri aldın?
- Önüne birkaç engel
çıkardım ama geçti.
Bana bundan bahsetmiş
miydin?
- Bu konuda konuşmak
istemiyorum.
Sence de çok geç
olmadı mı artık?
Oraya git ve normal
bir insan gibi "Merhaba" de.
Onun hakkında hiçbir
şey bilmiyorum.
- 11 yaşında ve senin
aksine konuşkan ve o kız bunun için
çabalıyor.
- O burada kalamaz.
Oh, tabiki kalacak
ama sen ayrılabilirsin.
Arkanı dön ve devam
et.
Merhaba diyebilir
misin?
Sadece merhaba de
diyebilir misin?
O senin kızın.
İşte benim oğlum.
Senin evine mi gelmiş?
İyiymiş Ken.
- İyi falan değil ne
yapacağımı bilmiyorum.
Hayatını rayına oturt.
34 yaşındasın ve
dondurmacıda çalışıyorsun.
Sen de dondurmacıda
çalışıyorsun.
- Evet ama ben
zavallıyım.
Eskiden heyecanın ve
hırsın vardı.
Sen zavallı değilsin.
Dilerim ki yanlış
yolda değilsindir.
Sen gittikten sonra
farklı şeyler denedim.
Gazete dağıttım
çöpleri topladım hatta karları temizledim.
Polis olmak bile
istedim ama Şerif bana güldü.
Polis olmak mı
istedin?
- Konumuz bu değil.
Konumuz o kız senin
ve senin onunla olmaya hakkın var.
Tamam ama bunun için
iyi bir zaman değil.
Sen söylemedin mi
Janet senin başarısız olmanı istiyor.
Niye burada takılmak
yerine evine gidip çabalamıyorsun?
Kendin için değilse
bile benim için yap lütfen.
Merhaba.
Merhaba.
Babam nereye gitti?
- Onu görmezden gelmeye
çalışıyorum.
Bu onun için garip
olmalı.
Kendi işlerini
yaparken ben ortaya çıkıyorum.
Ne dediğimi anlıyor
musun büyükanne?
Bana Ruth de.
Büyükanne kulağa
yaşlı gibi geliyor.
- Ruth seni yaşlı
gibi gösteriyor.
Senden hoşlandım.
Biraz konuşalım.
İyi akşamlar.
Hoşuna gitti mi,
orospu çocuğu?
Lanet olsun.
Günaydın.
Günaydın.
- Dün gece nereye
gittin?
Yapmam gereken işler
vardı.
- Ne gibi?
Arkadaşımla
buluşmalıydım.
- İyi.
Annem burda olduğumu
biliyor.
Ona 11 yıl yalanın
ardından en azından babamla bir hafta geçirmeyi borçlu olduğunu söyledim.
Okulda olman
gerekmiyor mu?
- Bugün pazar.
Doğru ya.
11 yaşında olduğuna
göre sanırım 6. sınıfta okuyorsun.
7. sınıf.
Bir sınıf atladım.
İyi bir beynim var.
Karşılaştığımıza
inanabiliyor musun?
Bu bir çeşit işaret
olmalı.
birlikte zaman
geçirmemiz gerektiği anlamına geliyor.
Belki de.
Kahve ister misin?
-Hayır,teşekkürler bir
keresinde denemiştim ama bir hafta uyuyamamıştım.
Yapmamız gereken
birçok şey var.
Senin hakkındaki her şeyi bilmek istiyorum.
Babam nelerden
hoşlanır?
Bir şeyleri
düzeltmeyi sever misin?
Pek sayılmaz.
-Bowling?
Bowlingte iyi misin?
Oldukça eminim ki
değilim.
Basketbol takımında
oynadığımı biliyor muydun?
Defanstayım.
Güzel iyi oynuyor
olmalısın.
- Evet, aslında
takımın en iyisi benim.
Gitmem gerek,
antrenmanım var.
Hoşçakal, baba.
Belirli bir çalışma
programı olmaması gerçekten zor oluyor.
Halledeceksindir.
Bu işi bana
ayarladığın için minnettarım.
Keşke daha fazlasını
yapabilsem.
Yapmak isterdim.
Ne antrenmandı ama.
Genelde iyiyimdir ama
bu akşam muhteşemdim.
Tak tak tak üçlükleri
salladım.
Dürüst olmak
gerekirse diğer kızlara acıdım.
Dondurma ister misin?
- Hayır iş yerine
birbirimizi biraz daha iyi tanımak için geldim.
- Boyd.
Burası kokteyl barı
değil.
- Elbette değil
efendim.
Alttaki masa 4
sipariş vermek istiyor.
Git kendini tanıt.
Hey bayım?
Siz zenginsiniz değil
mi?
Evet oldukça iyiyim.
- Eminim, arabanızın
markası ne?
Champagne Camry.
- Çok tatlı bir araba
bayım hızlı gidiyor mu?
Bir keresinde 145
basmıştım.
Süper.
Aileme büyüdüğümde
bana o Camry almalarını söylicem.
Teşekkürler bayım.
Sevimli çocuk.
Şimdi altına
sıçacaksın.
Alo.
- Ne cehennemdesin?
İşim var.
- O kıçını eve getir.
Bu resimde babam kaç
yaşında?
- Acelem var anne.
Sürekli konuşuyor.
- Bu sakallı olan
babam mı?
Eve gel.
Hemen!
-10 dakika ver bana.
Adres bıraksaydı daha
kolay olabilirdi.
"Adaleti
getiriyorum" İşte bu garip.
Benim şehrimde neler
oluyor Şerif?
- Elimizden geleni
yapıyoruz efendim.
Görünüşe göre yeterli
değil.
Dışardan yardım
alamadığımıza göre saygı gösterip Ernie ve beni yalnız bırakın.
Şu diğer iki adam
zorla okuyabiliyor zaten.
Ayaklarımızı arkamıza
bağlayıp koşmamızı isteyemezsin.
Ya takviye güçlerini
çağırıp rozetimi alırsın ya da lanet çeneni kaparsın.
Ne tablo ama.
- Tablo?
Geniş bir
perspektifden bak.
Boşluğun bir parçası.
Katil soyut
dışavurumculuk kullanmış.
ve tataaa.
Marcel Duchamp'in başarılı
çalışmalarına açık bir övgü.
Bundan önceki
cesetler sanki sadelikçi bir sınırlama anlayışı vardı.
Konteynır ve hasır
sandalye gibi.
Şimdikisi küvette.
Hapishane gibi.
"Adaleti
getiriyorum"
Ceza.
- Neyin cezası?
Hiçbir fikrim yok.
Niçin okaliptus gibi
kokuyorsun?
- Spagetti nasıl
hayatım?
Güzel.
Teşekkürler.
- Sen yemek yapar
mısın baba?
Bir zamanlar lazanya
yapardım.
- Oldukça iyiydi.
- Gerçekten mi?
Ken, bana iki kere
yalan konuşturma.
Green Oaks hakkında
ne düşünüyorsun?
- Hoş yer.
Çok fazla bir şey
olmuyor.
Birkaç hafta sonra
baykuş festivalimiz var.
Biraz cinayet de var.
- Walt, burada bunu
konuşmak gerekmiyor.
Kocaman kız.
19 var mısın?
-11.
- Oldukça yaklaşmışım.
Bunu kimin yaptığı
hakkında bir fikrin var mı?
- Şöyle belirtmeme
izin ver.
Eğer tüm
liderlerimizi bir kovaya doldursaydık ve kafanı içine soksaydık boğulmazdın.
Bunu Belediye
Başkanına söylemeyin.
Baba?
Napıyorsun?
- Alışveriş.
Clifton'da mı?
Beni eve götürmek
için geldin değil mi?
Bunu evet olarak
alıyorum.
Bunlar ne için?
- Yağmur yağdığı
zaman taban ıslak oluyor.
Suyu emmeleri için
kullanıyorum.
Araban kokuyor -
Üzgünüm Önemli değil.
Araba kullanman iyi.
Sekiz kere falan
alkolden yakalanmıştım.
Şaka yapıyorum.
Haydi gidelim.
Bu ney?
- Dondurma.
Sıkıcı gibi.
-İstemez misin?
Olabildiğince farklı
tadı karıştırmalıyız.
Kızılcıklar, şekerli
yoğurt, rendelenmiş hindistan cevizi, karamel sosu.
Lezzetli olmalı.
Şekerli solucanlardan
var mı burda?
- İğrenç oldu.
Kendinden utanmalısın.
- Utanıyorum.
Benzin istasyonundan
ne aldığıma bak.
"Aşağılık
herifin tekiyim korna çal" Buna ihtiyacı olan birkaç kişi tanıyorum.
- Evet ben de.
Daha fazla alacaktım
ama bu sonuncusuydu.
Şimdi bakma kadının
biri seni tamamen süzüyor.
Bakmayı bırak.
Git ona yardım et.
- Betsy ona yardım
eder.
Betsy, buraya
gelebilir misin?
- Napıyorsun?
Babam müşteriye
yardım eder.
Kuşlar ve arılar hakkında sorum olacak.
Kenny, yardımcı olur
musun?
Merhaba.
Ken, sen?
Stephanie.
Merhaba, Stephanie.
- O senin kızın mıydı?
Aaa evet.
-Babalık testinin sonucunu
mu bekliyorsun?
Hayır o benim kızım.
Seni çok seviyor.
- Öyle mi dersin?
- Evet elbette.
Biliyor musun bence
ben sana telefon numaramı yaziyim sen de bana şu "mus" lu şeyden yap.
Elbette, 2.
90 dolar ödersen anlaşabiliriz.
Ciddiyim.
Eğer patronum kasada paranın
eksik olduğunu anlarsa sinirlenebilir.
Bunu sevdin değil mi?
- Yoksa niye sipariş
edeyim.
Teşekkürler.
Hoşçakal.
- Güle güle.
Onu nereye
götüreceksin?
- Hayır onu
aramayacağım.
Güzel fikir kadınlar
buna bayılır.
- Pek buluşma havamda
değilim.
O havana gir öyleyse.
Benim ödevim var.
Onu nereye
götüreceğini düşün ondan sonra konuşuruz.
Bu arada Betsy seks
hakkında çok şey biliyor.
Otursana.
- Bir şeyi mi
bölüyorum?
Şu anda randevudayız.
- Randevu?
- Pratik yapman lazım.
Pek konuşkan
olmadığın dışında senin hakkında bir şey bilmiyorum.
Senin durumunda bu
önemli değil.
Onun konuşmasına izin ver.
Kadınlar konuşmaya
bayılırlar.
Sen dinle.
Dinleyecek miyim?
Kolaymış.
Soru sorman lazım.
- Soru mu sormalıyım?
O zaman konuşmak
zorundayım.
Birazcık, birazcık
yardımcı olabilir.
- Peki.
Bir şey yok mu?
Hiçbir şey?
- Biraz zaman ver.
Tamam.
Başlıyorum.
Bu nerde oldu?
- Bunun hakkında
konuşmak istemiyorum.
Ayı saldırısı?
-Hayır.
Kılıç savaşı?
-Hayır.
Kilitli kafes dövüşü?
-Pek sayılmaz.
Her neyse yara
izin Harry Potter'ınkinden daha güzel.
Sanırım basketboldaki
son amacım lakabım olması.
-Lakap?
Evet.
Iceman, Admiral,
The Postman.
Lakabın olursa
insanlar bir şeyleri başarabileceğine önem verir.
Ayrıca Amy biraz
sıradan.
Kendimi daha çok
Georgina gibi görüyorum.
Ben Amy'i seviyorum.
- Bugün eğlendim.
Öyle mi?
- Evet, bunu daha sık
yapalım.
Beni yatağa sokacak
mısın?
Haydi çok kolay.
İstatistiklere
göre her sene insanların %50si kızlarını yatağa yatırırken ölüyor.
11 yaşındaki kız
kimmiş bakalım.
İyi uykular.
Açık mı kalsın kapalı
mı?
- Açık.
Yeterli mi?
- Oldukça iyi.
Teşekkürler.
Bunu sakın mahvetme.
Yatak odasından tuhaf
sesler gelebilir.
Ben sebze tabağı
alayım.
Ben de kebap ve
yanında da pirzola alayım.
Ben burada 8 aydır
yaşıyorum.
Cincinnati'den dolayı
değişikliğe ihtiyacım vardı.
Cincinnati?
- Oradan önce
Londra'daydım.
Amerika'ya dönen bir adamı yavru köpek gibi takip ettim daha
sonra birbirimiz hakkında kesinlikle hiçbir şey bilmemize rağmen ki önerdiğim
bir şey değil onunla evlendim.
Green Oaks nasıl bir
yer sence?
- Evet şimdiye kadar
iyiydi.
Oldukça sıradan bir
seyahat acentasında çalışıyorum.
Oradaki diğer
kadınlar kömür gibi kokuyor.
Fakat ucuz biletler
alabiliyorum.
İngiltere'ye geri dönüp
ailemi ziyaret etmeyi ve biraz da pasta yemeyi umuyorum.
Seyahat etmeyi sever
misin?
- Bilmem.
Bilmez misin?
- Hiç seyahat etmedim.
Hiçbir zaman?
Hiçbir yer?
Bu nasıl mümkün
olabilir ki?
Bir süredir
içerdeydim.
- İçerde?
Hapishane gibi mi?
Bir bakıma.
Cotton Valley
Hospital.
Eee orası şey.
- Evet, deliler için.
Gözlerimi kapatıp
gitmen için şans veriyorum.
Gücenmem.
Eski kocam Harvard
mezunu çocuk dokturuydu.
Sonraları beni
uyurken videoya kaydeden alkolik bir ibne olduğu ortaya çıktı ve sahte
evliliğimiz boyunca beni kandırdı.
Kimseyi
suçlamıyorum.
İnsanların böyle
ayrıntılarıyla çizmesi her zaman aklımı başımdan almıştır.
Eğer sopa figürü
çizseydim ve yanına ok çekip "bu bir sopadır" yazsam bu kadın ne
çizmiş böyle diye düşünebilirsin.
Hayranlık uyandırıcı.
Evet, iyiymiş.
Bu kim öyleyse?
Hayal kırıklığına
uğramış bir artist mi veya acımasız bir eleştirmen mi?
Hiç kimse.
Ben sanatı sanatçıdan
ayırırım.
Zorla satın
aldırdıklarına inanamıyorum.
Tuhaf.
-İyi zaman geçirdim
teşekkürler.
- Ben de.
Eğlendim.
- Güzel.
İyi geceler o zaman.
- Bu resmi senin için
aldım.
Harika.
Teşekkür ederim.
Nereye gideceğimi
bilemiyorum
Kapıyı açabilir misin?
Kendine iyi bak.
Şimdilik hoşçakal.
- Güle güle.
Kenny burda ne
yapıyorsun?
- Merhaba Şerif.
Sadece çizmek için
kendime zaman ayırdım.
Kafamı saran
düşünceler.
Bu günlerde birçok
şey oluyor değil mi?
Yani çizmek sana
yardımcı oluyor de mi?
Bana da satranç
yardım eder.
Aslında oyunu oynamam
ama bazı nedenlerden dolayı satrancı düşünmek beni rahatlatır.
Bakmama izin ver.
Haydi ama Kenny,
büyük bir yeteneğin olduğunu duydum.
Kim söyledi bunu?
- Yakın arkadaşın Irv.
Onun seni baykuş
festivalini yapman için zorladığını duydum.
O adam senin
broşürleri, el ilanları gibi şeyleri yapman için uğraşıyordu.
Cidden mi?
- Evet gerçekten.
Glen'a baskı
yapıyordu ama Glen başka birisini zaten bulmuştu sanırsam.
Irv'in özellikle
kendini ilgilendirmeyen bir konuda bu kadar fazla çalıştığını daha önce
görmemiştim.
Sakız ister misin?
Olur.
- Alabilirsin.
Haydi bakmama izin
ver.
Bekle.
Şuna bak hele.
Çok güzel Kenny.
Gerçekten.
Sana söylemiştim - Öyle mi dersin?
Bakış tarzın var
evlat.
Seni çizmen için
yalnız bırakayım.
İyi çalışmalar.
Göremiyorum Ernie.
Tüm gördüğüm lastik izleri ve çamur.
Burada İsa'nın
gizlenmiş görüntüsünü mü görmem gerekiyor dersin?
Hayır efendim sadece
izler var.
Açık hava
sinemasından topladığımız teker izleri.
Yokohama Avid T4s
lastiğiyle oluşmuş ancak yaygın bir lastik türü.
Ne kadar yaygın?
- Lastik merkezindeki Gary bu modeli sadece bu sene yüzlerce
müşteriye sattığını söyledi.
Gary'den listesini al
ve Green Oaks Lisesi mezunlarıyla karşılaştır.
Green Oaks Lisesi?
Tüm kurbanlar o
lisede okumuşlar ve şu anda aralarındaki tek bağ bu.
İşte alabilirsin
Mildred.
Bir kaşık ekstra
pralin benden.
Teşekkür ederim.
- İyi günler.
Irv, bana büyük bi
iyilik yapar mısın?
- Evet olur.
Amy'nin antrenmanının
sonuna yetişmek istiyorum benim yerime bakar mısın?
- Evet dostum tabii ki.
- Çok teşekkürler.
Bir sayı daha ve
dışarı çıkacam.
Mükemmel!
Harika!
Devam edin.
Haydi acele edin.
Tamam bu iyiydi işte.
Bravo!
Tamam herkes buraya
baksın.
Ben dışarı çıkacağım.
Siz oynamaya devam
edin.
Amy gibi mi olmak
istiyorsunuz?
Hayır istemezsiniz.
Nasıl oynandığını
biliyorsunuz devam edin.
Sadece anlamaya
çalışıyorum.
Hiçbir zaman oyuna giremeyecek
olduğunu bildiğin halde niye takımdasın ki?
Formayı giymek seni
oyuncu basketçi yapmaz tamam mı?
Saflık yüzüğü
takmak da seni bakire yapmaz.
Ne dedin sen?
Git al!
Hey!
Bir dahaki sefere
kendi ölçülerinde birine sataş Vay.
İyi iş dostum.
Afedersin gülmek
istememiştim.
Önemli değil.
Bir dahaki sefere
diğer arabayı gördüğüm zaman sakar olacaktır.
Araba sürmekten
kaçınıyorum.
Direksiyonla ilgili
kafamdan atamadığım bir şey var.
Birazcık yanlış
çevirmişsin ve birisini öldürmüşsün.
Bu benim için fazla
ağır bir yük.
Sanırım o yük nerde
olursa olsun elde edeceğim.
- Sen babasın.
Dünyadaki tüm yük
üzerinde.
Dünyanın şimdiye
kadarki en kötü tebrik mesajı olmalı.
Hey.
Niye bir ara üretim
fazlası deposuna uğramıyorsun?
Görünüşe göre mallara
zarar veriyorsun.
Başlayalım.
Beş parasızın teki de
mi?
Ne yapmalıyız biliyor
musun?
- Ney?
Bence Amy'e bir
şeyler almalıyız.
- Ne gibi?
Bilmiyorum.
Hayal gücünü kullan.
Hazır mısın?
- Çok yorgunum.
Antrenman kötü geçti.
Biliyorum.
-Neyi?
Kötü oynadığını.
Seni antrenmandan
almak için uğradım.
Gördüm.
Koçun takım için 8
kişiye ihtiyacı var ve seçmeler için sadece 8 kişi var.
Önemli değil.
Ne bildiğini görelim.
Eğer istersen bu
atışı öğretebilirim.
Dengeli ol.
Omuz bacaklarını
hizala.
Dizlerini de.
Topu bu elinle tut ve
bu elinle de at.
Güzel.
Beni izle.
Sen okul takımında
mıydın?
- Pek sayılmaz.
Nasıl yani?
Gizemli olmayı
seviyorsun değil mi?
Takım kurmadım.
- Aaa, bir cevap!
Gördün mü pek de zor
değilmiş.
At bakalım.
Bu sefer gerçekten
çok yaklaştın.
Anlamadığım berbat
oturma odası oyunlarından bir tanesi gibi.
6 tane daha olsa
bezbol takımını oluşturabiliriz.
Uygun zaman değildi
özür dilerim.
- O yıllıklar nerede?
Dışarı mı gidiyorsun?
- Birkaç dakikalığına.
Nereye gidiyorsun?
- Birkaç şeyi
halletmem gerekiyor.
Perşembe günü önemli
bir maçımız var.
Senin gelmeni
istiyorum.
Gelir misin?
Elbette.
- Stephanie'yi de
getir.
Ondan hoşlanıyorsun
değil mi?
- Hayır.
Seni yalancı.
Tamam onu ararım.
- Güzel.
Yedekte olacam.
İyi geceler.
- İyi geceler.
Hepsi de aynı takımda!
- Ney?
- Şuraya bak!
The Bee, the Black Cat, the Map of the U.
S.!
-Tüm takımı topluyor.
- Yaşayan sadece bir
tanesi kalmış.
Miller's.
Hayır kapalıyız.
9'da açıyoruz.
9.
Lanet olsun.
Kim var lan orda?
Bunu dahaca yeni
temizledim.
Bunu yapmak
istemezsin.
Özel birlik
askeriydim ibne.
Özel donanma askeri
de oldum.
Gettysburg'deydim.
Noluyor lan?
Halen mermim var.
Kahretsin.
Niçin cesedi böyle
bıraktı?
- Dışarda patinaj
izleri var.
Acelesi vardı.
Birisi işini yarıda
kesti.
Korkmuştu.
Her şey bitti mi
dersin?
Efendim?
Teşekkürler tatlım.
Dün gece başka bir
ceset bulduk.
- Öyle mi?
- Evet.
Eline ne oldu?
Sprinkle kutusunu
açıyordum ve kutu açacağı elimden kaçtı.
Orada tehlikeli bir
işin varmış daha dikkatli olmalısın.
Öyleyse
bileğindekinin yeni arkadaşı olmuş elini kesince.
Buna bakmam lazım.
Miller'in mağazasının
ordaki lastik izleriyle açık hava sinemasının çamurundaki lastik izleriyle
uyuşuyor.
Lastik merkezindeki
Gary'e göre Ken birkaç ay öncesinde o lastikten almış.
Evet aynı tip lastik
ama Boyd'u yakalamak için yeterli değil.
Ama o da Green Oaks
Lisesi'ne gitti.
- Evet fakat
basketbol takımıyla bağlantısı nedir?
En azından onu
sorgulamak için getiremez misin?
- Hayır henüz değil.
Boyd tuhaf olabilir
ama onu böyle bir tuhaflık için tutuklayamam.
Ayrıca eğer Ruth'un
oğlunu içeri alır ve hatalı çıkarsam beni terk eder hem son zamanlarda ondan
hoşlanmaya başlamıştım.
Naber?
İşe gidiyorum.
Sigara almaya
gidiyorum.
Gelmek ister misin?
- Hayır teşekkürler.
Çarpmam gereken
kesirler var.
Yakında dönerim.
Amy?
Merhaba.
- Ne yaptın?
Ney?
- O ayrıldı.
Dışarı çıkmıştım ve
geri geldiğimde o gitmişti.
Sana bunu mahvetme
demiştim.
Amy
- Yürümedi.
Bunu söylemekten
nefret ediyorum ama "Sana söylemiştim"
- Öyleyse söyleme!
Şimdi seni niye
ondan uzak tuttuğumu anlıyorsun.
O bir ezik Amy.
Aşağılık herif!
Üç gündür nerdeyse
zamanında geliyorsun.
Haydi gel içeri.
Niye yaptığını
biliyorum.
Senin hızına uyacak
değilim.
"Aşağılık
herifin tekiyim kornaya bas"
Bu gece çalışıyor musun?
- Betsy ile değiştirmek istedim.
Amy'nin maçı var
sanıyordum.
- Hayır gitmiyorum.
Niçin?
-Terk etti.
Terk mi etti?
- Evet Niçin?
- Bilmiyorum.
Onu aramadın mı?
- Hayır.
- Haydi ama niye ki?
Çünkü yapmadım.
Kimi kandırıyorum ki
benden baba olmaz.
Benim var olmadığımı
düşündüğü zaman her şey güzeldi.
Sana söylemiştim
benimle birlikte olmamalıydı.
Her neyse
Ekstra külah yok mu?
- Bugün yok.
Alo, benim Stephanie.
İyi olup olmadığını
öğrenmek için aramıştım çünkü bu gece Amy'nin maçına gitmeyi planlamıştık.
Geri ara Fraserman, sen çakalsın güçlü ol haydi be.
Amy, sen giriyorsun.
- Ha ha Çok komiksin koç.
28 sayı farkla
öndeyiz ve 6 saniye kaldı.
Aslında ne
yapabileceğini görmek için meraklıyım.
Süper.
Burada ne yapıyorsun?
- Seni görmek de
güzel.
Ne istiyorsun?
Beni niye
beklettiğini görmek için gelmiştim.
Çalışmam gerekiyordu.
- Aramadın ya da
Bu yürümeyecek.
Anlamadım çünkü birlikte
iyi vakit geçirdik.
Küçük yerleşim yeri
olan Green Oaks'da 4 cinayet işlendi Bölge sakinlerinden 34 yaşındaki Kenneth
Boyd dün gece geç saatlerde dört Green Oaks sakininin tüyler ürpertici
cinayetleriyle ilişkisinden dolayı gözaltına alındı.
Polisin
söylediğine göre hepsi de balta, pala, kasap bıçağı kullanılarak işlenen
kasıtlı cinayetlerdi.
Boyd yakınlarda
klinik depresyon ve intihara eğilimden sonra Cotton Valley State Hastanesi'nden
serbest bırakılmıştı.
Kurbanlar Marty
Prichard, Wade Hutchinson Lyle Bagwell ve Brett Miller olarak belirlenmişti.
Hepsi yerel iş
adamıydı.
Gelişmeler için İtiraf etmem gerekirse senin olmamanı
umuyordum Kenny.
Şunu açar mısın
lütfen?
Kırmızı tuş.
Odana girdiğim için
üzgünüm ama bu çizimler Gerçekten
güzeller.
Hepsi de.
Şunlara bak.
Yani durumun berbat.
Ayrıca bu suç
yerlerinden geçmişsin.
Lastiklerin hakkında.
Bıraktığı izler.
Tüm bunlarla
bağlantını çözmek biraz zaman aldı Kenny.
Yani kim bir
basketbol takımından onları seneler sonra öldürmek için bu kadar nefret
edebilir ki?
Bugün belediye
başkanının ofisine gittim ve sakız ister misin?
Yaklaşan festivali
tartışıyorduk.
Sonradan aklıma geldi.
Motif kim olabilirdi
ki?
Kim?
Kim?
Kiiiimmm?
Aynen öyle.
Baykuş.
Irv, arkadaşın
hakkında üzgünüm.
Sen ona dayandın
ama o seni hayal kırıklığına uğrattı.
Fakat cidden nasıl bu
kadar sarsılabilirsin ki?
Yani tüm yaşamını
harcadın.
Ani şeylere
alışıksındır.
Haydi.
Kendine gel.
Amy.
Hey - Hey, Irv.
Seninle babam
hakkında konuşup konuşamayacağımı merak ediyordum.
- Ne konuda şimdi mi?
Senin onu oldukça iyi
tanıyorsun.
Benim için belki bazı
şeyleri aydınlatabilirsin diye düşündüm.
Evet.
İçeri gel.
- Teşekkürler.
İçerdeyken babamı sık
sık ziyaret eder miydin?
Hayır gitmedim.
Otur sadece.
Niye gitmedin?
Gerçekten istedim ama
zordu.
Onu o halde görmek
istemedim.
Niye o basketbol
oyuncularından bu kadar nefret ediyordu?
Takımda olmak
istiyordu ve takıma giremediği zaman
kahrolmuştu.
Onlar da onu maskot
yaptılar.
Bir süreliğine
onlardan biri olduğunu sandı.
Fakat takımdaki
ibneler o şekilde düşünmedi ve her şey
daha da kötüye gitmeye başladı.
ona her şeyi
yapabileceklerini düşündüler.
Daha sonra bu
mizah dergisi ortaya çıktı.
Bu onları aptalmış
gibi gösterdi.
Yani bu adamlara
krallarmış gibi davranılıyordu.
Ve şimdi tüm okul
onlarla dalga geçiyordu.
Bir gece. bunu ona
ödetmeye karar verdiler?
Ne yaptılar ona?
Su ister misin?
Sana su getireyim
bekle.
İtiraf etmedi mi?
- Evet.
Fakat reddetmedi de.
Sadece orada oturdu.
Birini
incitebileceğini hiç düşünmemiştim.
O adamların ona ne
yaptığını tahmin etmek güç.
Fakat ne olursa
olsun canımı sıkıyor.
Oğlunu bir grup
insanın cinayetinden dolayı tutuklamamın biraz tuhaf olduğunu biliyorum fakat
umarım zamanla atlatabiliriz.
Pek sanmıyorum.
Sakıncası yoksa yol
için soğuk bir bira içecem.
- Hayır.
İçicem ve araba
kullanacam, polislere söyleme.
Amy bunu benim için yaptı.
Çok güzel değil mi?
Keşke ben de o kadar
yaratıcı olabilsem.
Daha rahat olabilirdi.
İçebilirsin.
- Teşekkürler.
Bu da neydi?
- O benim kedim.
Kitli kalmayı
sevmiyor da.
Kedin olduğunu
bilmiyordum.
Cinsi ne?
Bilmiyorum, kedi işte
bildiğin normal bir kedi.
Diğer derken diğer türler neler ki?
Elbette, 40 farklı
çeşit tür var.
- Bilmiyordum bunu.
İşte bunlar büyük
zevk.
Yani kim mail almayı
sevmez ki?
Harfi harfine uyuyor.
Favorimi bilmek ister
misin?
"Ben bir
canavarım".
Ürperdim.
İyi iş çıkarmışsın.
- Teşekkürler.
Burada ne işin var
Kenny?
- Pardon?
Bu mesajı hiçbir
zaman almadık: " Ben bir canavarım" " Sam'in oğlu " ya da
bunun gibi şeyler.
Su güzelmiş
teşekkürler.
İstediğin başka bir
şey var mı?
- Kedinin sesi iyi
gelmiyor.
Merhaba diyebilir
miyim ona?
- Hayır o sadece biraz
yaramaz.
Bu yüzden zil sesini
duyduğumda onu odaya bıraktım.
- Kedilerle aram
iyidir.
İzin veremem.
-Niye olmasın ki?
- Biraz aşırı
korumacıyımdır.
Nazik olurum söz
veriyorum.
- Şimdi olmaz Amy.
Tamam mı?
Sesi hasta gibi
geliyor.
- Kediciğim iyi!
Erkek kedi değil
miydi?
- Lanet olsun evlat!
Buna şu anda
ihtiyacım yok.
Amy, en iyisi sen
evine git.
Tamam gidiyorum.
Özür dilerim.
Evet iyi olur.
Güle güle Amy.
Tamamen yanlış olan
bu kanıtlara bakıyordum.
Bu çizimler seni
suçlamıyordu aksine seni temize çıkarıyorlardı.
Demem o ki ne yapman
gerektiğini bulmuştun.
Onları sayfalarda
öldürüyordun böylece gerçekten öldürmene gerek kalmıyordu.
Bu sikko adamlardan
şüphesiz nefret ediyordun ve ölmelerini istedin.
Belki emin değilim
ama suç mahallilerini gezdin.
Belki de kendini
bunları işlediğine ikna etmeyi denedin.
Fakat sen sanatçısın
Kenny.
Katil değilsin.
İncitebileceğin
tek insan kendinsin.
Evlat bu iş
gerçekten ilginç yerlere gitmeye başladı.
Sen sayfa üzerinde
bir grup insanı öldürüyorsun ve bu insanlar ölüyor.
Bu kişi sen
olmayabilirsin ama şu kesin ki o kişi de bu insanlardan senin kadar nefret
ediyordu.
Kim cezalandırmaya
adalete bu kadar susamış olur ki?
İğrenç sadece Dostun Irv son zamanlarda nasıl?
Sessiz ol.
Lütfen.
Baban ona sahip
olduğu her şeyi verdi ama o babanı mahvetmek istedi.
Babanın ruhunu
parçaladılar hayatını bitirdiler bunu durdurabilirdim.
Canımı yakıyorsun.
- Bir şeyler
yapılması gerekiyordu.
Bundan sıyrılmalarına izin veremezdim.
Beni bırak lütfen.
- Yapamam.
Söylersin.
Her şey bitti adamım
her şey sona erdi.
Sakinleş.
Daha önceden kimseyi
öldürmemiştim.
Prichard'ı öldürdüğüm
zaman iyi hissettim.
Wade Hutchinson'ı öldürmekse süper bir histi.
Nefretim büyümeye
başladı ve öldürdüğüm her adam işleri iyiye götürüyordu.
Ken bunu yapamazdı.
Yapılması gerekeni
hiçbir zaman yapamadı.
Beş kişinin icabına
baktın.
Fooger niçin?
Onu korumakta bir
kere başarısız olmuştum.
Bunun tekrar olmasını
istemiyordum.
Kötü insanlar
cezalandırılmalı.
Sen gerçekten iyi bir
arkadaşsın, Irv.
Ama senden kötü bir
polis olurdu.
Onları öldürmek
istedim Şerif.
Onları öldürmeyi her
şeyden çok istedim.
- Evet biliyorum ama
sen yapmadın.
Eğer birkaç
kalleşi öldürmek bizi suçlu yapsaydı hepimiz hayat boyu hapis yatardık.
Bir dakika bekle.
Bunu sana sormam
lazım Kenny.
Niye hapse girmek
için bu kadar hevesliydin?
Bu dünyada nereye
uygun olduğumdan emin değilim Şerif.
Eğer buradaki
gayenin ne olduğunu bilmiyorsan gerçekten avanaksın.
Yardımcı olabilir
miyim?
- Evet kızım için
geldim.
- Üzgünüm sen Babası.
Amy!
- Ken, burada ne işin
var?
-Baba?
- Gelmek ister misin?
Kesinlikle evet.
Eşyalarını al.
Ken buraya gelip onu
bu şekilde alamazsın.
-11 yıl oldu.
Şimdi sıra bende.
Nasıl gidiyor?
İyi?
Bu senin için.
- Nedir bu?
Küçük bir şey işte.
- Yavru köpek mi?
SAVIOUR
Şimdiye kadarki en iyi lakap.
Teşekkürler baba.
Özür dilerim.
Önceki gün için özür
dilerim.
Gerçekten üzgünüm.
ve suçsuz.
Bu hafta için
heyecanlıyım.
Başka kim heyecanlı?
- Ne planlıyorsun?
Baykuş Festivali var.
- Başka ne planın var?
Potaya atış
atabiliriz.
Atışların nasıl?
Halen berbat.
Ama artık tabelayı
vurabiliyorum.
- Güzel.
O da bir şeydir.
Anne Amy geldi.
- Dalga geçme Ken.
« Prev Post
Next Post »