Mein Blind Date mit dem Leben...HAYATLA KÖR RANDEVU...Kör Talihim (2017)
| |
111 dk
Yönetmen:Marc Rothemund
Senaryo:Oliver Ziegenbalg, Ruth Toma, Saliya Kahawatte
Ülke:Almanya
Tür:Biyografi, Komedi, Dram
Vizyon Tarihi:02 Ocak
2017 (Almanya)
Dil:Almanca
Oyuncular
Kostja Ullmann
Rouven Blessing
Ludger P Pistor
Herbert Forthuber
Anna Maria Mühe
Tüm Kadro
Özet
Bütün hayâli bir otelde çalışmak olan Sali'nin hayâlleri,
görme yetisini kaybetmesiyle suya düşer. Ama hayâllerinden vazgeçmez ve bu
uğurda elinden gelen her şeyi yapmaya karar vererek görme özürlü olduğunu
gizleyerek dünyanın en ünlü otellerinden biri olan Bayersicher Hof'a staj
yapmak için başvurur
Altyazı
HAYATLA KÖR RANDEVU
GERÇEK BİR HİKAYEYE DAYANMAKTADIR
Dediklerimi dinle ve her şeyi benim gibi yap.
Tamam.
Tarhun otu soslu
limonlu istakoz mezesi ve şeker fasülyesi.
Afiyet olsun.
Fena iş yeri değil.
Adım Saliya Kahawatte.
Buda adında bir
adamın şu sözlerini okumuştum.”
Mutluluğa giden bir yol yok.
Mutluluk bir
yoldur.”
Artık onunla aynı
fikirdeyim.
Ama boşverin Buda'yı.
Yolda bu kadar taş
olmasaydı keşke.
Misafirlere servis
yapmama izin veriyorlar ki, iş yerleri normalde bunu yapmaz.
Personel şefi
diplomanı alırsan daha rahat kabul edilirsin dedi.
-Vay be, bu harika.
-Gururdan patlamak
üzere.
Otel sahibi olduktan
sonra gururlanabilir.
Dedi fakir Sri Lanka
soylusu.
Ne origamisi bu?
Bir klasik, papaz
gönyesi.
Sorun ne?
Sali?
Hiç.
Dönüşüm, Franz
Kafka'nın 1912'de yazdığı romanıdır.
Immm Ah Iı Neyin var Saliya?
El yazısını
okuyamıyor musun?
Kendini aptal
durumuna düşürüyorsun.
Otur.
Neyi var bunun?
Bir şey görüyor musun?
Hayır çok bulanık.
Şimdi?
Hayır.
Sali, benimle gelir
misin lütfen?
Şöyle oturabilirsin.
Muayenemize göre, kalıtsal
bir göz hastalığın var.
Ne yazık ki senin
durumunda çok kısa bir sürede retina yırtılmasına neden olabilir.
Görüşünün yüzde
seksenini kaybettin.
Optik sinirlerin
de yıpranmış ve sinyalleri zor iletiyor.
Görüşünü biraz
olsun koruyabilmek için derhal ameliyat etmeliyiz.
En azından hala yüzde beş görüyorum.
Aslında şanslıyım.
Ben yardım ederim.
Özel bir okula
gitmiyorum.
Diplomamı burada,
normal bir okulda almak istiyorum, sonra da otel yönetimi.
Aptal gözlerim
yüzümden esas planımdan vazgeçecek değilim.
Oku.
Oku bana.
Hadi, oku bana.
Normal okulmuş.
Sen normal değilsin.
Okulumda kalacağıma
söz ver bana.
Evet.
Söz veririm.
Zincir kuralına bir
başka örnek.
Y dört x artı ikiye
eşittir.
Dört x artı ikiyi
u'nun yerine, harici fonksiyonu, y'nin e'nin gücüne eşitliyoruz.
Hızlı gidersem bana
söyle Saliya.
Söylerim Bay Dönges.
Teşekkürler.
Dört x artı ikinin iç
türevi dört olduğunda y'nin dış türevi x'in gücüne eşittir.
Ne anlatıyor?
Bu eşitliği bozmadan türevleri
aldığımızda Türevleri aldığımızda Demektir ki
-Demektir ki - y'nin u'nun
gücündeki e'nin y'nin u'nun gücündeki e'nin dört katına eşittir.
Etken olarak ikinci
numara.
Etken olarak ikinci
numara.
Ara vermek ister
misin?
Yorulmuş olmalısın.
Sınavlarımdan sonra
ara veririm.
Devam edelim.
İki kesir İki kesir
-X'in -X'in -arksinüs ve ark kosinüslerinin -arksinüs ve ark
kosinüslerinin -toplamı eşittir.
-toplamı eşittir.
-Ve değerleri .
-Ve değerleri .
Seni anlıyorum Saliya
ama bu hiç olmuyor, bu tekrarlayıp mırıldanma.
X'in arsinüsü, 1'in
eksi x karesinin köküne bölünür; bu, x'in arksinüs ve ark kosinüsünün toplamına
eşittir ve pi'nin yarısı veya 1.
570796327'dir.
Devam edelim o zaman.
Anne?
Sheela?
Diplomamı aldım.
İki nokta yedi.
Tebrikler.
Muhtemelen seni bir
daha görmemek için kör oldum.
Otelinizdeki stajyer
pozisyonuna başvurmak için yazıyorum.
Ailemle çok fazla
seyahat ettim ve her zaman otelcilik sektöründe çalışmak istedim.
Bu yaz Neustadt Kent
Okulu'ndan iki nokta yedi ortalamayla diplomamı aldım.
Ne yazık ki, görüşümü
ciddi şekilde etkileyen bir göz hastalığı teşhisi kondu.
Yine de normal bir
okuldan diplomamı aldım.
Özrümün stajımı
zorlaştıracağının farkındayım ama yolunda gitmesi için her şeyi yapacağım.”
Ne yazık ki
başvurunuz kabul edilmedi.
Çok sayıda başvuru
aldık.
Özürlü insanlar
kolayca işten atılamıyor bu yüzden işe alınmıyorlar.
Beş yıldızlı otel mi?
Bay Kahawatte, lütfen
gerçekçi olun.
Böyle ciddi bir
bozulmayla tek seçeneğiniz resepsiyon stajı ya da engelli insanlar için bir
tesiste masaj terapistliği.
Size hayal kurmaktan vazgeçmenizi
öneririm.
Bunu nasıl yapacağım?
Hayal kurma engellesi
mi olayım?
NE YAZIK Kİ, GÖRÜŞÜMÜ
CİDDİ ŞEKİLDE ETKİLEYEN Münih'teki
Bayerischer Hof'a başvuruyorsun ve onlara söylemiyorsun ha?
Evet.
Bu benim tek
seçeneğim.
Hayatımı kendim
yönetmek istiyorum.
Sen engellisin, bunu yapamazsın
denmeden.
Beş yıldızlı lüks
otelin farklı stillerde 340 odası, 65 süiti, terasında bir kahvaltı odası var.
40 konferans odası, 5
restoranı ve çatı terasında bir kahvaltı odası var.
Göz teması.
En önemli şey bu.
Aynı zamanda
benimle konuşmayı unutma.
Tamam.
Pekala Bay Kahawatte stajınızı
bizimle yapmak mı istiyorsunuz?
Evet çok istiyorum.
Bu yüzden başvurdum.
Çok yavaş.
Yüzde 15 daha yukarı
ve gözlerdesin.
Harika, işte bu.
Şimdi göz temasını
sürdür.
Tamam.
Nasıl davranırlarsa
davransınlar müşterilere kibar olmaya hazır mısın?
Her türlü
kaprislerine kibarca hitap edeceğim.
Harika, aramıza hoş
geldin o zaman.
Teşekkürler.
Elimi sıkman gerek.
Önce elini uzat, diğeri
sıkacaktır.
Tekrar.
Aramıza katıldığın
için– Eli sıkman lazım göğsü değil.
Pardon.
Bir daha, giriş,
döner kapılar sonra koridora kadar 12
yönünde 20 adım.
Koltuklara kadar 45
derece sağa on adım.
Duruyorum, etrafa
bakıyorum ve personel müdürünü bekliyorum.
Harika.
Bol şans.
Ne olursa olsun seni
seviyoruz.
Bay Kahawatte?
Bay Fried, personel
şefi.
Davetiniz için
teşekkürler.
Gel, konuşurken
etrafı göstereyim.
Sınavını geçmişsin.
Neden üniversiteye
gitmedin?
Otelinizde staj
yapmaya karar verdim.
Bakar mısınız lütfen.
-Ben Max Schröder.
-Randevumuz bir saat
önceydi.
Evet biliyorum ama tramvaya
kamyon çarptı.
Raydan çıktı, bir
evin girişine sıkıştı ve yolu tıkadı.
Haberlerde duymuş
olmalısınız.
Ben duydum.
Merhaba.
Sağ ol.
Peki.
Bize eşlik
edebilirsin.
En üstten
başlayacağız.
İşe girdikten sonra
beş yıldızlı otelde çalışmaya mı karar verdin?
Çok daha önce,
aslında, 14 yaşındaydım.
Babam Sri Lankalı.
Yaz tatillerimizde
orada büyük bir otelde çalışan amcamı ziyarete giderdik.
14 yaşında seni
etkileyen ne oldu?
Neustadt'da
büyüdüm, pek kozmopolit sayılmaz.
Ama otelde, tüm
dünya bir yerde toplanmış gibi hissediyorum.
Bir sürü dil,
kültür, din, kıyafet.
Ve hepsi birbirine
kibar ve saygılı davranıyor.
Dünyamızda olması
gerektiği gibi.
Bu taraftan Bay
Kahawatte.
-Sen iyi misin?
-Sağ ol.
Tamam, bu
süitlerimizden biri.
Oda temizliği de sorumluluklarınızdan
biri sizi işe alırsak Bay Schröder.
Gördün mü onu?
Çekiciydi değil mi?
Mutfak alanında lüks
mutfağın temellerini öğreneceksiniz.
İki tavuk yosunu, bir
fileto dana eti, bir çipur istiyorum.
-Tamam.
-Ve çabuk.
Tamam.
Ne?
Evet.
Hayır.
Olabilir.
Defol!
-Derhal!
-Baya özgür değil mi?
Hep burada çalışmayı
mı istedin?
-Hep.
-Bay Kahawatte gibi 14
yaşından beri mi?
Evet tabii.
Baş şefimiz Bay Krohn.
-Merhaba.
-Merhaba.
Kendisi bize
katılmadan önce gemi şirketindeydi burada sıkı bir disiplin uyguluyor.
Size
restoranlarımızdan birini göstereyim.
Burada onbeş masamız
var, hep rezervasyonludur, çok yoğun.
Restoranın ve
bitişikteki barın başında Bay Kleinschmidt var.
Bu üçüncü uyarın.
Stajını gençlik
otelinde bitirip bir daha dönmeyebilirsin.
Stajyerlere çok zaman
ayırıyor.
Bir dakikan var mı?
Bu gece olacak.
Bekleyin.
Hemen dönerim.
Sizinle devam
edeceğiz Bay Schröder.
Ne olduğunu
bilmiyorum ama sende bir şey var.
Hep bu otelde
çalışmak istediğini söylemiştin.
Bu bir yalandı.
Bunu gerçekten
isteseydin dünden kalma sigara kokan kıyafeti giymezdin.
Bütün gece içmezdin
ve kokuyu yirmi sakızla kapatmaya çalışmazdın.
Kahretsin.
Ve geceyi bir kızla
geçirmezdin.
Herhalde bu yüzden
geç kaldın.
-Sen nasıl -Parfümden.
Tabii Vera Wang'ın
küçük prenses kokusunu kullanmıyorsan.
Nesin sen, Hintli
Yağmur adam mı?
Bu kokuyu her burun
alır.
Belki Bay Fried
hiçbirini duymadı.
Ama neden özellikle
bu oteli seçtiğini bilmek isteyecek.
Hep burada çalışmak
istedin.
Yok artık.
Burası 1841'de inşaa
edildi.
Kısa sürede çok
ünlendi hatta kral burayı iki kez ziyaret etti çünkü kendi sarayında küveti
yoktu.
Devamlı en yüksek
hasılatı yapan Alman oteli dünyanın en iyi otelleri arasında.
Nerede kalmıştık?
Bay Schröder, 10 yıl
sonra kartvizitinizde ne yazsın istersiniz?
Otel müdürü.
Peki neden özellikle
bu otel?
Yoksa sırf babanız
gönderdiği için mi görüşmeye geldiniz?
Babamla hiç ilgisi
yok.
Tamamen bu otelle
ilgili.
En yüksek hasılatlı
alman oteli, dünyanın en iyi otelleri arasında.
Kral bile banyo
yapmaya buraya geliyor.
-Geliyordu.
-Geliyordu.
Beni izleyin.
Lütfen burada
bekleyin Bay Schröder.
Oturun Bay Kahawatte.
Sri Lanka'daki otelle
ilgili söylediklerinizi sevdim.
Beklenmedik bir
cevaptı.
İşi gerçekten
istiyorsunuz değil mi?
İstiyorum.
Dürüst bir insan
olduğunuzu düşünüyorum.
Otelimize bu yakışır.
Sorun ne?
Bay Kahawatte?
Hiç.
Peki.
Yeni personelimiz
olarak sana hoş geldin diyorum.
Teşekkürler.
Bay Schröder, oturun.
-Beni aldılar -Ne?
Kimse fark etmedi, normal
gördüğümü sandılar.
İğrenç bir manzara, iyi
ki göremiyorsun.
Tabii ya.
Buraya park edemezsin!
Tamam, trafik
lambasına kadar 28 adım var.
Oradan sola dön.
Sonra durağa kadar
yol boyu yürü.
Oradan herhangi bir
tramvaya binebilirsin.
Beşinci durak
Bayerischer Hof'un hemen dışında.
Gidelim.
Geçeceğimiz son yol
bu.
Adımına dikkat et.
Otuz kişi falan var.
-Artık tek başınasın.
-Evet.
Bunu yapabilirsin.
-İyi şanslar.
-Sağ ol.
Hey Sali.
İşte bu kadar.
Yalanlara elveda.
Herkes burada mı?
Beni izleyin.
Gidelim.
Sevgili stajyerler,
sizi neredeyse 300 başvuru arasından seçtik çünkü bu kariyer için yeteğiniz olduğuna
inandık.
Bu yetenekle en
iyisini yapmak sizin elinizde.
Bugünden itibaren
Bayerischer Hof'u, geleneğini, repütasyonunu ve en önemlisi bizim için hep
başta gelen müşteri servisini temsil ediyorsunuz.
Bu sorumluluğun
farkında olun.
Elbette hepiniz aynı
anda aynı birimde olmayacaksınız bu yüzden sizi gruplara ayırdık.
Bayan Riedinger -Hannah Kümmerle -Evet.
Saliya Kahawatte Tim Wasmuth
Irina Saizew-Müller Jala Asgari
ve Max Schröder.
Stajınıza benimle
başlayacaksınız, lütfen beni izleyin.
Pekala benim
grubumdakiler Size yatak köşelerini
nasıl yapacağınızı göstereceğim.
Bunu bir daha asla
görmeyeyim Bay Schröder.
Eğer birinizi
otururken yakalarsam sonuçlarına katlanırsınız.
Şimdi yakından bakın,
bunu okulda öğretmezler.
Bitirdikten sonra
geri çekilip odayı misafirin gözlerinden inceleyin.
Başta zor gelecektir
ama birkaç haftaya tüm odayı bir saatten az sürede bitireceksiniz.
Şimdi bunu deneyelim,
herkes bir oda alsın.
İlk gününüz olduğu
için iki saatiniz var.
Beni izleyin lütfen.
Buna inanamıyorum.
Niye gitmiyor?
Senin bir sorunun
olduğunu biliyordum.
Derdin ne?
Nasıl yani?
Hadi, büyüteci gördüm.
Retina yırtılması.
Senin gördüğünün
yüzde beşini görüyorum.
Yani hiçbir şey.
Ve onlara söylemedin
mi?
Sen olsan beni işe
alır mıydın?
Hayır.
O zaman lütfen
söyleme.
Bunu yapamam.
Bayan Riedinger'a
söylemem gerek.
Sahtekarlığı
saklayamam.
Dostum, biliyorum
göremiyorsun.
Yüzünü görmeliydin!
Tabii ki kimseye
söylemem.
Ben pislik değilim.
Sana aynada yardım
edeceğim.
İki temiz havlu lazım.
Bu paçavrayı boşver.
Ve bir sürü cam
temizleyici.
Özgürce dök.
Ve şimdi birinci
havlu.
Kurulamak için.
Al bunu.
İkinci havlu da parlatmak
için.
Ayna bitince ıslak
havluları çamaşır kanalına at.
Sakın yakalanma.
Tüm hileleri
biliyorsun.
Babam bu sektörde, birkaç
restoranı var.
Bunu bu yüzden mi
yapıyorsun?
Tersine.
Okulda iki kere
başarısız oldum.
Bizim peder para
çeşmesini kapattı.
Bu bizim anlaşmamız.
Ben isteyip
yapamıyorum, sen yapabiliyorsun ama istemiyorsun.
Körle sağır müzik
yapmışlar.
Kör "dans
ediyorlar mı?
" demiş.
Sağır "çalıyor
muyduk?
" demiş.
Şimdi, küçük süitler
sağ tarafta, büyük süitler bir kat üstte.
Sola dön.
Sekiz adım.
Altı adım.
Pardon, yedi adım.
Elektrik süpürgeniz
yok mu?
Merhaba.
İyi günler.
Bir de Almanya modern
derler.
Ayrıca çatal bıçak
takımlarını da öğrenmelisiniz.
Çatal bıçak takımları Başlangıçlara hangisi, ana yemeklere hangisi.
-Hepsini
hatırlayabiliyor musun?
-Evet.
Camların farkını
anlıyor olmanız gerek.
Kahvaltınız.
Pencerenin önüne
koyar mısın lütfen?
Elbette.
-Günaydın.
-Günaydın.
Bir şeye ihtiyacınız
olursa haber verin.
İyi günler.
Rest.
Ben yokum.
21 mi var?
Neden öğrenmiyorsun?
Neyin var görelim.
Evet!
Evet!
-Evet!
-Blöf yaptığımı nasıl
anlıyorsun?
Oda temizliği.
Merhaba, oda
temizliği!
Merhaba!
-Odacı çocuk.
-Ah!
-Özür dilerim.
-Saliya.
Max?
İçeri gelsene.
Epey yerimiz var.
Oda temizliği.
Saliya?
Fena değil.
110 dakikada bütün
süit.
Stajyer için epey iyi.
İtiraf edeyim başta seninle
ilgii şüphelerim vardı.
Ama çok iyidin
Saliya, aferin.
Teşekkür ederim.
Biftek hazır olsun.
Stevie Wonder'dan bir
alıntı: Siyah olacağıma kör olurum.
Bunu sevmiyor musun?
Aah.
-Birileri seni
izliyor.
-Kim?
Bilmiyorum,
bulaşıkçılardan biri.
Hızlı çalış.
Max, bulaşık sepetini
getir.
Çabuk ol.
Şunu düzgün temizle
yoksa hepimizin başı derde girecek.
Gözlerinle ilgili bir
sorunun mu var?
Yardıma ihtiyacın
olursa söyle.
Teşekkürler.
-Nerelisin?
-Afganistan.
Seni buraya getiren
ne?
Kabil'den kaçtım.
Orada hastanede
çalışıyordum.
Cerrahtan bulaşıkçıya.
Hey!
Hamid, muhabbet
etmeye gelmedin.
Tabakları yıkmaya
devam et.
Umurumda değil.
Önemli olan
Almanya'dayım ve sağlık sigortam var.
Hadi millet,
kıpırdayın.
-Ee?
-Kabil'den gelmiş.
Biliyor ve bana
yardım edecek.
Kawasaki, çöpü dışarı
çıkar.
Neyi bekliyorsun?
Hadi.
-Yani bütün mesele
seste mi?
-Aynen öyle.
Ve hayatının aşkı
olduğunu mu söylüyorsun?
Aynen öyle.
Ya aşırı çirkinse?
Umurumda değil.
Doğru, onu zaten
görmüyorsun.
Öyle bir sesle çirkin
olmasının ikmanı yok.
Dikkat et, su.
Bir tane daha.
-Evet!
-Aptal.
Ne peki?
"Kör randevu mu?
" Bu çok klişe.
Önünde üç basamak var.
Bernd Kögel değil mi?
İnsan kaynaklarından
arıyorum.
Size harika
haberlerimiz var.
Öyle mi?
Bana mı?
Tabii odanıza gelirim.
Görüşürüz.
Dinle Kahawatte, beni
idare et olur mu?
Organik teslimatı var.
İnsan kaynaklarını
göreceğim.
-Uzun sürmez.
-Merak etmeyin.
Günaydın.
Bernd nerede?
İnsan kaynaklarına
gitti.
Yerine ben bakıyorum.
İyi.
-Başlayalım mı?
-Olur.
Teşekkürler.
Ben Sali bu arada.
Ben Laura.
Burada yeni misin?
Stajıma yeni başladım.
Teslimat taze, her
zamanki gibi.
Sıradışı bir isim.
Sali.
Saliya'nın
kısaltılmış hali.
Sanırım Sri Lanka
dilinde dindar demek.
Sri Lankalı mısın?
Babam oralı.
Ben Bavaryalıyım.
Neustadt.
-Bu da iyiymiş.
-Hı hı.
Çok.
Dindar mısın peki?
Evet.
Bana bu oyunu
oynayanı bir bulursam pişman edeceğim.
Pislik herif.
Ne oldu?
Ayın elemanı.
İK müdüründen
diplomamı almam söylendi.
Bunu yiyecek kadar
aptalım.
-Geri alabilirim.
Sağ ol Kahawatte.
-Bir şey değil.
Bay Fried bana kafayı
yemişim gibi baktı.
Sali?
-Geri dönmem gerek.
-Sali!
Memnun oldum.
Ben de.
Hoşça kal.
Sali, ne
cehennemdeydin sen?
Mortadella doğruyor
olmalıydın.
Doğrayıcıyı
biliyorsun, aç, kapa, kalınlığı ayarla.
Mortadella burada.
Çok kolay.
Dilimlerin arkasını
görebilmek istiyorum.
Anladın mı?
Dikkat et.
-Çok mu derin?
-Çok kötü değil.
-Hamid, ilk yardım
kiti!
-Hemen!
İlk yardım kiti!
İlk yardım kiti!
-Son tetanoz aşını ne
zaman oldun?
-Bilmiyorum.
Kanı durduralım.
Sali, işten sonra
gelip beni gör tamam mı?
Yarın görüşürüz.
İyi akşamlar.
Görüşürüz.
-İyi akşamlar.
-Sana da.
Sali?
Buraya gel lütfen.
Tamam.
Senin derdin ne?
İki seçeneğin var.
Ya bana neyin
olduğunu söylersin ya da yarın buraya gelmezsin.
Bir retina sorunum
var.
Görüşüm çok zayıf.
Ne kadar zayıf?
Sizin gördüğünüzün
yüzde beşi ve çok bulanık.
Bunu neden
saklıyorsun?
Çünkü görme engelimle
kimse bana şans vermedi.
Üzgünüm ama
mutfağımda böyle kazalarn riskini alamam.
Doğrayıcıyı parçalara
ayıracağız.
Sana anlatacağım, sen
geri toplayacaksın ve ustası olacaksın.
Tamam mı?
-Teşekkür ederim.
-Gel.
Önce mutlaka güç
kablosunu ara.
Böyle çıkaracaksın.
Devam et.
Oraya asla uzanma, elini
hep dışarıda tut.
Kesme bıçağının
tersine hareket et.
Böyle ayarla.
Yukarıdan tut.
Şimdi merkeze
yerleştir.
Kaydır, kilitlendi.
Aferin.
Sanırım bu kadarı
yeter.
-Ee?
-Güzel.
Ama güzelliğiyle
tanımlayamayız.
-Başka?
-Zarif, güzel kolları
var.
Muhtemelen organik
çiftlikte inek sağmıştır.
-Başka?
-Çok uzun değil.
Sarı saçları var,
örgülü.
Mükemmel.
Çok gülümsüyor ve erkek
arkadaşı var.
-Ne?
-Üzgünüm.
Emin misin?
Kesin eminim.
Hala öpüşüyorlar.
Hadi efkarını
dağıtalım.
Herkesin hayatında
bir sürü aşk olur, katılmıyor musun?
Herhalde.
Yani hayatının diğer
aşkına doğru ilerlemen gerek.
-O kadar kolay mı?
-Evet, o kadar kolay.
Belki gizlice bize
bakan şu ikisinden biridir.
Evet tabii.
Yemin ederim.
Saat iki yönünde.
Biliyor musun bu gece
bardan Hintli bir çocuğu kaldırmaya karar verdim.
Bir tanesi bu gece
Hintli birini kaldıracakmış.
Biliyordum.
Harika.
Birincisi, Hintli
değilim.
İkincisi hala
yastayım ve öyle bir sesle hiç şansı yok.
İtiraz reddedildi.
Tamam, buraya geliyor.
Yeşil elbise, kızıl
saç.
Sarı saçı tercih
ederim.
Hem kör hem de seçici
misin?
Merhaba güzel
hanımlar.
Ben Max bu da Sali.
Selam ben Tina.
Temel kokularla
başlayın.
Meyve.
Çoğu şarapta meyve
aromaları vardır.
Daha spesifik
olmalısınız.
Çilek mi?
Doğru.
Başka?
Bekliyoruz.
Böğürtlen?
Fena değil Bay
Schröder, oturun.
Fistolar nasıl?
-Bitti.
-Çıkar onları?
-Bu kuzuya ne kadar
var?
-Üç dakika patron.
Sali, bunun
çıkarılması gerek.
Bir karışık sebze,
bir mısır keki.
Ne kadar?
Bitmek üzere.
Mısır unu için üç
dakika.
Tadına bak.
Hadi.
Max, adım at, somonun
fırına girmesi gerek.
Jan sana nasıl
yapılacağını gösterecek.
Umarım düzgün
ayarlamışsındır.
İşte böyle.
-Tim.
-Patron geliyor.
-Jala.
Hannah.
-Teşekkürler.
-İrina.
Aferin.
-Teşekkürler.
Sonraki görevin resepsiyon
değil mi?
-Evet.
Ben bulaşıklara devam.
Bol şans.
Teşekkürler.
Her şey için
teşekkürler.
-İyi günler.
-Anahtarınız.
Ah 641'di, 642 değil.
Ona yine kendi
anahtarını mı verdin?
Arkadaşım adına özür
dilemek zorundayım.
-Ama güzel kadınları
çok seviyor.
-Peki sağ olun.
-İyi günler.
-Teşekkürler.
Hey!
Sali!
Sali!
Kleinschmidt Hey.
Boşver Hubert.
Gel.
Tamam Kleinschmidt
gitti.
-Oğlunuz üniversiteye
girdi mi?
-Bunu hatırlıyor
musun?
Evet yerleşti.
-Tebrik ettiğimi
söyleyin.
-Söyleriz.
291 numara.
İyi tatiller.
Teşekkürler.
Yalaka öğrenci.
Aynen öyle.
Tamam.
Her tarafta dört
masa, hepsi birbirinden üç adım uzak.
Bar onbir adım
uzunluğunda, üç adım genişliğinde.
On bir adım.
Bu son göreviniz.
Ama en zorlusu olacak.
Oteli otel yapan
servistir.
İlk misafir gelmeden
başlar, sonuncusu gittikten sonra gidersiniz.
Ne gerekirse
verirsiniz.
Sessiz, mütevazi, ve
en önemlisi güler yüzlü.
Unutmayın, kalpten
gülümserseniz müşteriler işinizi sevdiğinizi anlar.
Yüzeyselliği,
yavaşlığı, tembelliği ya da otelin şöhretini zedeleyecek hiç bir şeyi affetmem.
Şimdi hanımlar stok
yaparken beyler içkileri getirecek.
Nefis.
Bana yardım eder
misin Sali?
-Yine mi yetkililer?
-Evet bir mektup daha.
-Selamın aleyküm.
-Selamlar.
Dinle.
Sayın Hamid Mustafa.
Geçici iş
sözleşmenizin değiştirilmesi isteğinizin reddedilmesiyle ilgili yapmış
olduğunuz yapmış olduğunuz başvuruya Laura
sana el salladı, sen karşılık vermedin, ben de senin yerine verdim.
-Gitti.
-Nereye gitti?
-Dışarı çıktı.
-Hemen dönerim.
Laura?
Hamid bana el
salladığını söyledi.
Özür dilerim görmedim.
Tamam.
-Hamid için ne
yapıyorsun?
-Resmi evraklarda
yardım ediyorum.
O aslında doktor ve
paramedik olmak istiyor.
Ama pasaportuyla
sadece burada çalışma izni var, bulaşık yıkıyor.
Biraz karışık.
Nasılsın?
Fena değil.
Ya sen?
İyiyim.
Irina'yla nasıl
gidiyor?
Berabersiniz değil mi?
Hayır, değiliz.
Beraber değiliz, iki
taraf için de.
Peki ya sen?
Senin iş arkadaşınla nasıl
gidiyor?
Ayrıldık.
Tek taraflıydı.
-Duyduğuma üzüldüm.
-Üzülme.
Pislğin tekiydi.
Bu çok ani gelebilir
ama yemeğe çıkalım mı?
Bu fikre nereden
kapıldı?
-Bil -Şaka yapıyorum.
Yarın?
Pazar nasıl?
Yarın olmaz.
Cumartesi olur mu?
Tabii.
Harika.
Sonra kayıt
cihazından kartı geçirin.
Masayı seçin numaralar
listede var ve sonra fişi çıkartın.
Sorusu olan?
İşte!
Benim ihtiyarın restoranına
hoşgeldin.
Etrafa bakmak serbest.
8962 Campari ve soda.
Klasik.
Mohito.
Cuba libre.
Kaç si el?
Dört si el beyaz rom.
-Küba romu.
-Küba romu.
-12 si el kola ve iki
limon.
-12 si el kola ve iki
limon.
-Bir, iki, üç.
-Dur!
Çok fazla.
Bir daha.
Tamam.
Bir, iki, üç.
Neredeyse.
Yerine su kullanmamız
gerekmez mi?
Saçma.
Suyun yoğunluğu
votkadan tamamen farklı.
Tekrar dene.
Sanırım Laura'yı
buraya getireceğim.
Menü ve şarap
listesini yanına al ve iyice öğren.
-Sağ ol -Onu alıyor musun?
Çok karmaşık ve çok
riskli.
Burada buluşmayı
önereceğim.
Ona gerçeği söylesen
daha kolay olmaz mı?
Bunu yapsaydım tek
konu ben olurdum.
İlk buluşmada bunu
istemiyorum.
Ben de bunu
unutabilirim.
Peki ona ne zaman
söyleyeceksin?
Bilmiyorum.
Ama ilk buluşmada
değil.
Bana öyle tuhaf bakma.
Sokaktaki kıza
bakıyorum.
-Hayır bakmıyorsun.
-Evet bakıyorum.
Biliyor musun, gnoççi
sipariş et, hiç bakmadan yiyebilirsin.
Fena değil.
Schröder, iyi doldurulmuş
pilsen birası.
Sert içkilerde
uzmanımdır.
Ben daha çok
sabahları nasıl göründüğüne bakıyorum.
Bira sert içki değil
bu arada.
Daha ince dilimle.
Long Island Buzlu Çay.
Afiyet olsun.
Fena değil Kahawatte.
Ama kör bir adam
bile hedefi vurabilir.
Selam.
Selam.
Çok bekledin mi?
Daha az önce geldim.
Güzel mekan.
Bir şey tavsiye eder
misin?
Risottoları harikadır.
İkinci sayfa,
Primi'nin altında.
Tamam.
Harika, ondan
söyleyeceğim.
-Kuşkonmazlı
risottonuz.
-Teşekkürler.
-Ve gnoççi.
-Teşekkürler.
Afiyet olsun.
-Afiyet olsun.
-Sana da.
Çiftlikte ne kadar
oldu?
Üç yıl.
Ondan önce şehirde yaşıyordum.
Burayı seviyor musun?
Patronların iyi mi?
Çok iyi.
Patronlarım ailem.
-Çok iyi.
Patronlarım ailem.
-Evet.
Orada büyüdüm.
Ve oraya geri döndün.
Evet.
Planladığım gibi
olmadı, tekrar ailemle yaşamak ama bir anne olarak tamamen kopmak istemedim.
En iyi çözüm de buydu.
Çocuğun mu var?
Hı hı.
Oskar.
Beş yaşında.
-Vay be.
-Evet, vay.
Öğrendiklerinde ailem
de tam böyle demişti.
-Şimdi ona bakıyorlar
değil mi?
-Hı hı.
Evet, bunun bir klişe
olduğunu sanırdım ama giderek seçici oluyorsun.
Yeni bir konsept
sayılmaz ama bir konuda uzmansam o da en iyi et ve sebzenin geldiği yerdir.
Sıradan bir et değil,
benzersiz olması gerekir.
-Sri Lanka mutfağı.
-Evet.
Çünkü konunun uzmanısın
ya.
Ama öyleyim.
Güzelmiş.
Oskar'ı Pazar günü
nehre götüreceğim, gelir misin?
Zorunda değilsin, sadece
istersen gel.
İsterim tabii, çok
isterim.
-Pazar görüşürüz.
-Görüşürüz.
-Hoşça kal.
-Hoşça kal.
Karar verdiniz mi?
Evet.
Bundan lütfen.
Hemen geliyor efendim.
İşte bu.
Kibirli Kurbağa.
Pardon.
Jameson.
Gold serisi.
-Laura'yla nasıl
gitti?
-Harika.
Ee?
Ona söyledin mi?
Hayır.
Nerede kalmıştık.
Kibirli Kurbağa.
Adını veren amfibinin
soyu, neredeyse tükendi ama bu bağına hala sağlıklı bir şekilde yaşıyor.
Bir kadeh kurbağa
şarabı deneyeceğim o zaman.
Zevkle.
Cin tonik alayım
lütfen.
-Hemen.
-Evet hemen geliyorum.
Ben yatacağım.
İyi geceler.
Ee, bitirdin mi?
Evet.
Çekil şöyle.
Şimdi tüm bardakları
tekrar yıkayıp parlat.
Ve hala lekeler
görünürse tekrar yıkayıp tekrar parlatacaksın.
Beni anladın mı
Kahawatte?
-Evet.
-Güzel.
-Bitirdin mi?
-Sayılır.
Bardakları parlatmayı
öğrenene kadar kalıyorsun.
Devam et.
Tekrar yap.
Ver bana.
Hayır, hala temiz
değil Kahawatte.
Tekrar yap.
Hayır, söyle bana bu
temiz mi?
Bu bardak temizmi
değil mi?
Bardağın temiz mi
kirli mi olduğunu görüyorsun değil mi?
-Bilmiyorum.
-Ne?
Bilmiyorum.
Çok yoruldum.
Çok bunaldım.
Öğrenene kadar devam
edeceğiz.
Bir daha, yıka ve
parlat.
Bir şey daha
Kahawatte, bu davranışın Misafirlere
olan ilgini de mi kaybettin?
Bu ilk uyarın,
üçüncüde gidersin.
-Burası güzel değil
mi?
-Çok güzel.
Hadi Sali.
Futbol oynayalım.
-Olur mu?
-Evet tabii.
Tamam.
-Kale orası.
-Oraya mı?
Tamam.
Direklerin arası.
Direkler.
Tamam.
Tamam.
Oleeey!
Biraz dinleneceğim.
Oskar'ın enerjisi
bitmiyor.
Laura?
Ne yapıyorsun?
Özür dilerim,
uyuyorsun sandım.
Bir kadınla yatarken
böyle mi yaparsın?
Hayır ben Sali gel de bizimle oyna.
Oğlunun bana ihtiyacı
var.
Ona sorarım tatlım.
Oskar sana bir şey
sormak istiyor.
Hey, Oskar.
-Ne oldu?
-Sen uzaylı mısın?
Neden böyle düşündün?
Çünkü sizin
gezegeninizde futbol oynanmıyor.
Merak etme.
-Uzaylı değilim.
-Tamam.
Ama öyleyse annemle
beni yemeyeceğine söz ver.
Kimsenin sizi
yemeyeceğine bile söz veririm.
Tamam, ben uyuyorum o
zaman.
Uyumlu bir çift
oldunuz.
Bir içki için kalır
mısın?
Çok isterim.
Oskar'ın babasına ne
oldu?
Görüşmüyoruz.
-Ah.
-Evet.
Başta çok iyidi ama
Oskar doğunca eski hayatını geri istedi.
Berlin' e taşındı.
Bir daha aramadı.
-İnanılmaz.
-Onsuz daha kolay.
Ayrıca onun
yalanlarıyla uğraşmak zorunda değilim artık.
Ne oldu?
Sorun ne?
Her şey yolunda.
-İyi geceler.
-İyi geceler.
Dikkatli git.
Şimdi ana yemek.
Aynı temel prensip,
asla misafirin tabağına uzanmayın.
Servis yönüne hep
bağlı kalmayı unutmayın.
Restoranda ilk günün
ve geç mi kalıyorsun?
Özür dilerim.
Alarmın sesini duymadım.
Bu senin ikinci
uyarın.
Bunu yazılı olarak
alacaksın.
Kırmızı çizgiye fazla
yakınsın.
Ne bu?
Kravatının nesi var
Kahawatte?
Sana bundan sonra
Kravatte diyebilir miyiz?
Bu daha mı kolay olur?
-Sadece sizin için.
-Ne dedin sen?
Sizin için daha kolay
olur.
Umarım sevilmemeyle
ilgili bir sorunun yoktur.
Sorun değil, tıpkı evdeymişim
gibi.
Burada kendini evinde
hissetmeni isteriz.
Pekala, sıradaki
alıştırmamız masa kurmak.
3 CEVAPSIZ ÇAĞRI Tüm
mücevherleri ve değerli şeyleri almış.
Banka hesaplarını da
boşaltmış.
Geçen hafta Sri
Lanka'da başka bir kadınla evlenmiş.
Hayat sigortasını
onun üstüne geçirmiş.
Bir şekilde
evliliğimizi orada geçersiz göstermiş.
Evin taksitlerini
ödemek için annemin acilen iş bulması gerek ve zor olmamalı.
-Babanız asla
çalışmamı istemezdi.
-Biliyorum.
Yapabileceğim bir şey
var mı?
Sınavlarını geç.
Senin düşünmen gereken
tek şey bu.
Üzgünüm.
Ayda iki yüz Euro
gönderebilirim.
Ve ikinci bir iş de
bulurum.
Hamid yarı zamanlı
fırında çalışıyor.
Nasıl olacak bu?
Zaten çok
çalışıyorsun.
Yapabilirim.
Annem iş bulana kadar.
Ama ona söyleme tamam
mı?
Yanlış yön.
Bu tempoyla sınavı
asla geçemezsin.
Çok yükseğe çıkma
Oskar.
Bak ne kadar uzunum!
Ne sipariş
vereceğinizi seçtiniz mi?
Evet biz Bu nedir?
Sali!
Yakala beni!
Hayır yapma, bu işte
iyi değilim!
-Bir -Hayır.
-İki.
-Yapma!
Yapma!
-Üç!
-Hayır!
Bu çok iyiydi!
Bir daha!
Yaptığın kağıttan
evin yıkılmasına çok az kaldı.
Dikkat etsen iyi
olur.
Hadi be!
Sali.
Çok teşekkürler.
Babamın siparşlerini
hazırlamalıyım.
Sadece bir saat sürer.
Hiç sorun değil.
Oskar onunla oynamanı
tercih eder zaten.
-Nerede o?
-Kum havuzunda.
Senin Ufo'nu yapıyor.
Birazdan görüşürüz.
Hızlı olacağım.
Hoşça kal Oskar.
Merhaba uzaylı.
Aah!
Merhaba.
Zormuş.
Bu kim şimdi?
Tamam.
Max naber?
Kleinschmidt her an
burada olabilir, gelmezsen işin biter.
Hadi be!
Tamamen unutmuşum.
Oskar'a bakıyorum.
Gelebildiğim kadar
çabuk geleceğim.
Laura birazdan gelir.
Görüşürüz.
Lanet olsun.
Kahretsin.
Laura dinle, otelde
düğün resepsiyonu var, ben tamamen unutmuşum, servis listesindeyim.
Saatler önce orada
olmalıydım.
Dönüyor musun sen?
Harika.
Görüşürüz.
Hoşçakal.
Oskar?
Oskar!
Oskar?
Oskar!
Bu bir oyunsa bırak
artık.
Oskar!
Hey!
Hiç komik değil.
Neden bağırıyor?
Oskar?
Oskar?
Oskar!
Sali?
Ne oldu?
Oskar'ı kaybettim.
Bir dakikalığına
telefondaydım.
Oskar gitmiş.
Ne zaman?
Birkaç dakika oldu.
Bir dakika önce
buradaydı.
Oskar!
Oskar!
Hadi Sali, aramama
yardım et.
Oskar!
Ne oldu?
Aramana yardım edemem.
Göremiyorum.
Oskar!
Oskar!
Oskar!
Mavi şapkalı beş
yaşında bir çocuk gördünüz mü?
Oskar.
Hey.
Böyle kaçıp
gidemezsin.
Asla böyle gitme.
Nereye gittiğini bana
söylemelisin.
Ne demek göremiyorum?
Göz özürüm var.
Senin gördüğünün
sadece yüzde beşini görüyorum.
Görmediğini
söylemeden çocuğuma mı baktın?
Kleinschmidt geldi.
Çabuk gel yoksa
bittin.
Beş dakikaya oradayım.
Telefonunu
kullanmamalısın.
Bir daha olmaz.
Hey!
Üçüncü masa senin, saat
iki yönünde 25 adım.
Kleinschmidt'in
geciktiğini fark ettiğini sanmıyorum.
-Sen iyi misin?
-Evet.
Geri dönmeliyim.
Sali.
Demek buradasın.
Üçüncü masa
şampanyasını bekliyor.
Dikkat et, kendini
kesme.
Sali?
Sali!
Bunun anlamı yok.
Yapamıyorsun.
Bırakayım mı yani?
Dostum kafan hiç
yerinde değil.
Böyle çalışamazsın.
-Hey!
-Bırak.
Sali, ben arkadaşınım
ama tam bir aptala dönüştün.
Geri dönmezsen sana
yardım edemem.
Tek başınasın o zaman.
Aptal!
Ne yapıyorsun?
Kör müsün?
Evet kahrolası.
Körüm!
Ne?
Ve bunca zaman fark
etmedin!
Defol git buradan.
Hemen çık!
İlaçları bırak Sali.
İşlemeyen göz ve beyin
biraz fazla.
Kendi işine bak.
Fazla oldun!
Dikkat etsene!
-Ambulans çağıracağım.
-Sen iyi misin?
Adın ne?
Adını söyleyebilir
misin?
Beni duyuyor musun?
Beni görüyor musun?
Dostum, seni bir
dakika bile gözümün önünden ayırmamalıydım.
Öyle davrandığım için
özür dilerim.
Pislik gibi davrandım.
Öyle davrandın Evet.
İnanılmaz güzel kız
kardeşinden bahsetmedin.
Koruma içgüdüsü.
Benimle Neustadt'a
gel.
Annem çok sevinir.
Bir sigorta
şirketinde iş buldu.
Yani ev bizde
kalabilir.
Engelime karşı yaşayamam.
İşe yaramıyor.
Bunu biliyorum artık.
Oteller beni istemiyorsa görme engellileri işe alan bir patron bulurum.
Ama burada.
Münih'te.
Bu taraftan lütfen.
Operatörlerimizden
görme engelli ya da görme hasarlı olanların oranı yüzde 30-40 arası bu da bizi
Münih'in en büyük eşitlikçi işvereni yapıyor.
Engelli
çalışanlarımıza özel eğitimler ve kurslar sunuyoruz.
Onlardan da
faydalanabilirsin.
Ee?
Orada çalışamam.
İmkanı yok.
Bence de.
Şimdi ne olacak?
Masaj tesapisti mi
olacaksın?
Seninle hep yapmak
istediğim bir şey vardı.
Şimdi tam zamanı.
Hayatta olmaz!
Basamak yok.
Hem artık düşme
konusunda deneyimlisin.
Şimdi sağa tamam mı?
Sağa.
Sağa sağa sağa.
Devam et.
Benimle kal.
Benimle kal.
Sağa.
Fren.
Fren, fren, fren,
fren.
Fren.
Fren, fren, fren,
fren.
Şimdi sola dön.
Benimle kal.
Benimle kal.
Fren.
Fren fren fren fren.
Şimdi sola dön.
Düz, düz, düz.
Düz, düz, düz.
Düz.
Sola dön.
Sol, sol, sol, sol,
sol.
Kasis!
-Barikat!
-Barikat mı?
Fren!
Ben iyiyim.
İyiyim.
Bu onun hatası değil.
Bir yarasa kadar
kördür.
Gidelim.
Fren!
Fren!
Frene bas!
Frene bas!
Dur dur dur dur!
Sınav ne zaman?
Evet!
Burada ne işin var?
Özür dilemeye geldim.
Sizden Bay
Kleinschmidt, sizden Bay Fried, ve eğitim boyunca yalan söylediğim herkesten.
Gerçekten özür
dilerim.
Ve düğünlerini
mahvettiğim o çift Bağışlanamaz.
Ne istiyorsun?
Lütfen beni sınava
alın.
Buraya başvurmadan
önce insanlar, gerçekçi olmamı, hayal kurmamamı, stajı unutmamı söylediler.
Belki dürüst olmak
yerine yalan söyleyerek fazlasını elde ettim ama vazgeçmek benim için bir
seçenek değildi.
Şu andan itibaren,
olduğum kişi olarak varım.
Ama hayal
kurmaktan vazgeçmeyeceğim.
Asla.
Hiçbir şey
göremediğin için arkadaşları olmadan yapamayan biriyim.
Bırakın
yapabileceğimi kanıtlayayım.
Lütfen bana bu
şansı verin.
Lütfen Bay
Kleinschmidt.
Masaları
ayarlayışımdan başarısız olacağıma ikna oldunuz zaten.
Haklısın.
Fazla yavaşsın.
O zaman
yanıldığınızı kanıtlayayım.
Hadi Bay
Kleinschmidt, karmanız için bir şey yapın.
-Bir şansı hak
ediyor.
-Evet, sınava
katılsın.
Tamam o zaman.
dene bakalım.
Teşekkür ederim.
Lütfen kurula
engelli bonusu vermemelerini söyleyin.
Merak etme
Kahawatte, vermeyecekler.
Ben de
aralarındayım.
Hadi, hadi, hadi,
hadi.
Bu kaşık, bu da çatal.
Evet, kaşık hep üstte.
Karıştırma.
-Tekrar mı?
-Evet.
Kahretsin!
Sakin ol.
Tekrar Daha hızlı!
Daha hızlı!
Votka Beyaz rom.
B elli on.
Cin.
Likör.
Bir iki üç, O zaman
bu cin.
30.
Paragrafa göre, tarafınıza
geniş çaplı bir iyi hal belgesi çıkarılacaktır.
Paramedik olarak
çalışmak için bu belgeyi sunmalısınız.”
Pasaportunla göçmen
bürosuna gitmen gerekiyor.
Evet.”
Lütfen ekteki başvuruyu imzalayın.”
Laura burada ama bu
sefer sana el sallamadı.
Hemen dönerim.
Buraya geliyor.
Konuşmanı duydum.
Çok iyiydi.
Artık resmen görme
engelliyim.
O kadar da kötü değil.
Numara yapmıyorum
aslında okuyabiliyorum.
Sınava girmene izin
verecekler mi?
Yarın sabah başlıyor.
İçecekler ve
bardaklar.
Senin için dua
edeceğim.
Teşekkürler.
Gitmem gerek.
Sali.
Aptal bir afgan
olabilirim ve burada işler farklı olabilir ama yerinde olsam peşinden giderdim.
Laura!
Dikkat et, sağında.
Seni özledim.
Görüşürüz.
Duymak istemesen de
seni özledim.
Soruya bak.
Zamanın var, acele
etme.
Brendi bardağı.
Küçük viski bardağı.
Kokteyl bardağı.
Acapulco kokteyli.
Şampanya bardağı ya
da flüt.
Lale kadeh.
Kokteyl bardağı.
Ve bu da martini
bardağı.
-Martini nedir?
-Vermut.
Neden yapılır?
Hafif acı pelinotu
bitkisi.
-Diğer vermutu
biliyor musun?
-Cinzano.
Bu son bölüm.
Gong sesini duyunca
derhal bırakın.
Sonra çabanızı
değerlendireceğiz.
İyi şanslar.
Süreniz şimdi başladı.
En üstte hangisi
vardı, kaşık mı çatal mı?
Seks yaparken en
sevdiğin pozisyon hangisi?
Üstte olmak.
-Kaşık sensin.
-Sağ ol.
Pardon.
Bir dakika kaldı.
Su bardakların eksik.
Çabuk.
30 saniye kaldı.
Kimse bir şeye
dokunmasın.
Bardaklar harika
değil ama mesele bu değil.
Fena değil.
Bir gençlik oteli
için.
Gel.
Sana sanat eserimi göstereyim.
Teşekkürler.
Evet, sıradaki masa.
Desenleri kendin mi
yaptın?
Bunları gül yaprağı
ahmak.
Bay Kahawatte,
masanıza lütfen.
Pekala Bay Kahawatte,
bakalım.
Masanız bir felaket,
hiç şüphesiz.
Tek kelimeyle
söylemek gerekirse, yetersiz.
Ancak, diğer
bölümlerde iyi iş çıkardığın ve yazılı sınavda iyi olduğun için diğer
sonuçlarına dayanarak seni diplomayla ödüllendirme kararı aldık.
Çok iyi!
Tebrikler.
-Şanslıydın.
-Ve biraz da
yetenekli.
-İyiydin -Teşekkür
ederim.
Açıkçası, bir aydan
fazla dayanacağını sanmıyordum.
Ben de öyle.
Tebrikler.
Teşekkürler.
Bunu tüm kalbinle
istediğinden hiç şüphem yoktu.
Aferin.
Teşekkürler.
Bunu duydun mu?
Hey Max!
Hamid!
Seni seviyorum Sali.
Teşekkürler!
Onu bu kadar
zorlamaları inanılmaz.
Ehliyeti var mıydı?
Bu işi benden daha
çok isteyen birini hiç görmemiştim.
Ama sanırım şimdi o
kişiyi tanıyorum.
Teşekkürler.
Şarap için harika bir
burnun var.
İstersen restoranımda
şarap garsonu olarak çalışabilirsin.
Çok gurur duydum.
Ama korkarım
teklifinizi kabul edemeyeceğim.
Max ve ben kendi
işimizi kurmayı planlıyoruz.
Beni şaşırtmaya devam
ediyorsun Kahawatte.
Pekala, bol şans.
Bunu gerçekten hak
ettin.
Teşekkürler.
Nasıl biri bu adam?
Buradan lütfen.
Yardım ister misin?
Laura?
Oskara seni artık
neden görmeyeceğimizi açıklamaya çalıştım.
Bana bir kere yalan
söylediğini çünkü onu sevmekten vazgeçmemden korktuğunu söyledi.
Yardıma ihtiyacınız
var gibi görünüyor.
Evet var.
Güzel.
Sanırım Sali
hayatının en iyi dakikalarını yaşıyor.
Bu ben ve Oskar'dan
bir hediye.
Ne bu?
İçinde zili olan bir
top.
Görmeyen insanlar
için futbol topu.
Böyle daha eğlenceli
olabilir.
Gel.
Herkesin ayağına
basacağım.
Bende iki göz var.
İkimize de yeter.
SALIYA KAHAWATTE'YE
VERDİĞİ İLHAM VE DESTEK İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ
« Prev Post
Next Post »