Print Friendly and PDF

Translate

Mein Blind Date mit dem Leben...HAYATLA KÖR RANDEVU...Kör Talihim (2017)

|

 


111 dk

Yönetmen:Marc Rothemund

Senaryo:Oliver Ziegenbalg, Ruth Toma, Saliya Kahawatte

Ülke:Almanya

Tür:Biyografi, Komedi, Dram

 Vizyon Tarihi:02 Ocak 2017 (Almanya)

Dil:Almanca

Oyuncular

Kostja   Ullmann

Rouven   Blessing

Ludger P  Pistor

Herbert   Forthuber

Anna   Maria Mühe

Tüm Kadro

Özet

Bütün hayâli bir otelde çalışmak olan Sali'nin hayâlleri, görme yetisini kaybetmesiyle suya düşer. Ama hayâllerinden vazgeçmez ve bu uğurda elinden gelen her şeyi yapmaya karar vererek görme özürlü olduğunu gizleyerek dünyanın en ünlü otellerinden biri olan Bayersicher Hof'a staj yapmak için başvurur

Altyazı

HAYATLA KÖR RANDEVU

GERÇEK BİR HİKAYEYE DAYANMAKTADIR

Dediklerimi dinle ve her şeyi benim gibi yap.

 Tamam.

 Tarhun otu soslu limonlu istakoz mezesi ve şeker fasülyesi.

 Afiyet olsun.

 Fena iş yeri değil.

 Adım Saliya Kahawatte.

 Buda adında bir adamın şu sözlerini okumuştum.”

Mutluluğa giden bir yol yok.

 Mutluluk bir yoldur.”

 Artık onunla aynı fikirdeyim.

 Ama boşverin Buda'yı.

 Yolda bu kadar taş olmasaydı keşke.

 Misafirlere servis yapmama izin veriyorlar ki, iş yerleri normalde bunu yapmaz.

 Personel şefi diplomanı alırsan daha rahat kabul edilirsin dedi.

 -Vay be, bu harika.

 -Gururdan patlamak üzere.

 Otel sahibi olduktan sonra gururlanabilir.

 Dedi fakir Sri Lanka soylusu.

 Ne origamisi bu?

 Bir klasik, papaz gönyesi.

 Sorun ne?

 Sali?

 Hiç.

 Dönüşüm, Franz Kafka'nın 1912'de yazdığı romanıdır.

 Immm  Ah    Neyin var Saliya?

 El yazısını okuyamıyor musun?

 Kendini aptal durumuna düşürüyorsun.

 Otur.

 Neyi var bunun?

 Bir şey görüyor musun?

 Hayır çok bulanık.

 Şimdi?

 Hayır.

 Sali, benimle gelir misin lütfen?

 Şöyle oturabilirsin.

 Muayenemize göre, kalıtsal bir göz hastalığın var.

 Ne yazık ki senin durumunda çok kısa bir sürede retina yırtılmasına neden olabilir.

 Görüşünün yüzde seksenini kaybettin.

 Optik sinirlerin de yıpranmış ve sinyalleri zor iletiyor.

 Görüşünü biraz olsun koruyabilmek için derhal ameliyat etmeliyiz.

 En azından hala yüzde beş görüyorum.

 Aslında şanslıyım.

 Ben yardım ederim.

 Özel bir okula gitmiyorum.

 Diplomamı burada, normal bir okulda almak istiyorum, sonra da otel yönetimi.

 Aptal gözlerim yüzümden esas planımdan vazgeçecek değilim.

 Oku.

 Oku bana.

 Hadi, oku bana.

 Normal okulmuş.

 Sen normal değilsin.

 Okulumda kalacağıma söz ver bana.

 Evet.

 Söz veririm.

 Zincir kuralına bir başka örnek.

 Y dört x artı ikiye eşittir.

 Dört x artı ikiyi u'nun yerine, harici fonksiyonu, y'nin e'nin gücüne eşitliyoruz.

 Hızlı gidersem bana söyle Saliya.

 Söylerim Bay Dönges.

 Teşekkürler.

 Dört x artı ikinin iç türevi dört olduğunda y'nin dış türevi x'in gücüne eşittir.

 Ne anlatıyor?

 Bu eşitliği bozmadan türevleri aldığımızda  Türevleri aldığımızda  Demektir ki  -Demektir ki  - y'nin u'nun gücündeki e'nin y'nin u'nun gücündeki e'nin dört katına eşittir.

 Etken olarak ikinci numara.

 Etken olarak ikinci numara.

 Ara vermek ister misin?

 Yorulmuş olmalısın.

 Sınavlarımdan sonra ara veririm.

 Devam edelim.

 İki kesir  İki kesir  -X'in -X'in -arksinüs ve ark kosinüslerinin -arksinüs ve ark kosinüslerinin -toplamı eşittir.

 -toplamı eşittir.

 -Ve değerleri .

 -Ve değerleri .

 Seni anlıyorum Saliya ama bu hiç olmuyor, bu tekrarlayıp mırıldanma.

 X'in arsinüsü, 1'in eksi x karesinin köküne bölünür; bu, x'in arksinüs ve ark kosinüsünün toplamına eşittir ve pi'nin yarısı veya 1.

570796327'dir.

 Devam edelim o zaman.

 Anne?

 Sheela?

 Diplomamı aldım.

 İki nokta yedi.

 Tebrikler.

 Muhtemelen seni bir daha görmemek için kör oldum.

 Otelinizdeki stajyer pozisyonuna başvurmak için yazıyorum.

 Ailemle çok fazla seyahat ettim ve her zaman otelcilik sektöründe çalışmak istedim.

 Bu yaz Neustadt Kent Okulu'ndan iki nokta yedi ortalamayla diplomamı aldım.

 Ne yazık ki, görüşümü ciddi şekilde etkileyen bir göz hastalığı teşhisi kondu.

 Yine de normal bir okuldan diplomamı aldım.

 Özrümün stajımı zorlaştıracağının farkındayım ama yolunda gitmesi için her şeyi yapacağım.”

 Ne yazık ki başvurunuz kabul edilmedi.

 Çok sayıda başvuru aldık.

 Özürlü insanlar kolayca işten atılamıyor bu yüzden işe alınmıyorlar.

 Beş yıldızlı otel mi?

 Bay Kahawatte, lütfen gerçekçi olun.

 Böyle ciddi bir bozulmayla tek seçeneğiniz resepsiyon stajı ya da engelli insanlar için bir tesiste masaj terapistliği.

 Size hayal kurmaktan vazgeçmenizi öneririm.

 Bunu nasıl yapacağım?

 Hayal kurma engellesi mi olayım?

 NE YAZIK Kİ, GÖRÜŞÜMÜ CİDDİ ŞEKİLDE ETKİLEYEN  Münih'teki Bayerischer Hof'a başvuruyorsun ve onlara söylemiyorsun ha?

 Evet.

 Bu benim tek seçeneğim.

 Hayatımı kendim yönetmek istiyorum.

 Sen engellisin, bunu yapamazsın denmeden.

 Beş yıldızlı lüks otelin farklı stillerde 340 odası, 65 süiti, terasında bir kahvaltı odası var.

 40 konferans odası, 5 restoranı ve çatı terasında bir kahvaltı odası var.

 Göz teması.

 En önemli şey bu.

 Aynı zamanda benimle konuşmayı unutma.

 Tamam.

 Pekala Bay Kahawatte stajınızı bizimle yapmak mı istiyorsunuz?

 Evet çok istiyorum.

 Bu yüzden başvurdum.

 Çok yavaş.

 Yüzde 15 daha yukarı ve gözlerdesin.

 Harika, işte bu.

 Şimdi göz temasını sürdür.

 Tamam.

 Nasıl davranırlarsa davransınlar müşterilere kibar olmaya hazır mısın?

 Her türlü kaprislerine kibarca hitap edeceğim.

 Harika, aramıza hoş geldin o zaman.

 Teşekkürler.

 Elimi sıkman gerek.

 Önce elini uzat, diğeri sıkacaktır.

 Tekrar.

 Aramıza katıldığın için– Eli sıkman lazım göğsü değil.

 Pardon.

 Bir daha, giriş, döner kapılar sonra  koridora kadar 12 yönünde 20 adım.

 Koltuklara kadar 45 derece sağa on adım.

 Duruyorum, etrafa bakıyorum ve personel müdürünü bekliyorum.

 Harika.

 Bol şans.

 Ne olursa olsun seni seviyoruz.

 Bay Kahawatte?

 Bay Fried, personel şefi.

 Davetiniz için teşekkürler.

 Gel, konuşurken etrafı göstereyim.

 Sınavını geçmişsin.

 Neden üniversiteye gitmedin?

 Otelinizde staj yapmaya karar verdim.

 Bakar mısınız lütfen.

 -Ben Max Schröder.

 -Randevumuz bir saat önceydi.

 Evet biliyorum ama tramvaya kamyon çarptı.

 Raydan çıktı, bir evin girişine sıkıştı ve yolu tıkadı.

 Haberlerde duymuş olmalısınız.

 Ben duydum.

 Merhaba.

 Sağ ol.

 Peki.

 Bize eşlik edebilirsin.

 En üstten başlayacağız.

 İşe girdikten sonra beş yıldızlı otelde çalışmaya mı karar verdin?

 Çok daha önce, aslında, 14 yaşındaydım.

 Babam Sri Lankalı.

 Yaz tatillerimizde orada büyük bir otelde çalışan amcamı ziyarete giderdik.

 14 yaşında seni etkileyen ne oldu?

 Neustadt'da büyüdüm, pek kozmopolit sayılmaz.

 Ama otelde, tüm dünya bir yerde toplanmış gibi hissediyorum.

 Bir sürü dil, kültür, din, kıyafet.

 Ve hepsi birbirine kibar ve saygılı davranıyor.

 Dünyamızda olması gerektiği gibi.

 Bu taraftan Bay Kahawatte.

 -Sen iyi misin?

 -Sağ ol.

 Tamam, bu süitlerimizden biri.

 Oda temizliği de sorumluluklarınızdan biri sizi işe alırsak  Bay Schröder.

 Gördün mü onu?

 Çekiciydi değil mi?

 Mutfak alanında lüks mutfağın temellerini öğreneceksiniz.

 İki tavuk yosunu, bir fileto dana eti, bir çipur istiyorum.

 -Tamam.

 -Ve çabuk.

 Tamam.

 Ne?

 Evet.

 Hayır.

 Olabilir.

 Defol!

 -Derhal!

 -Baya özgür değil mi?

 Hep burada çalışmayı mı istedin?

 -Hep.

 -Bay Kahawatte gibi 14 yaşından beri mi?

 Evet tabii.

 Baş şefimiz Bay Krohn.

 -Merhaba.

 -Merhaba.

 Kendisi bize katılmadan önce gemi şirketindeydi burada sıkı bir disiplin uyguluyor.

 Size restoranlarımızdan birini göstereyim.

 Burada onbeş masamız var, hep rezervasyonludur, çok yoğun.

 Restoranın ve bitişikteki barın başında Bay Kleinschmidt var.

 Bu üçüncü uyarın.

 Stajını gençlik otelinde bitirip bir daha dönmeyebilirsin.

 Stajyerlere çok zaman ayırıyor.

 Bir dakikan var mı?

 Bu gece olacak.

 Bekleyin.

 Hemen dönerim.

 Sizinle devam edeceğiz Bay Schröder.

 Ne olduğunu bilmiyorum ama sende bir şey var.

 Hep bu otelde çalışmak istediğini söylemiştin.

 Bu bir yalandı.

 Bunu gerçekten isteseydin dünden kalma sigara kokan kıyafeti giymezdin.

 Bütün gece içmezdin ve kokuyu yirmi sakızla kapatmaya çalışmazdın.

 Kahretsin.

 Ve geceyi bir kızla geçirmezdin.

 Herhalde bu yüzden geç kaldın.

 -Sen nasıl  -Parfümden.

 Tabii Vera Wang'ın küçük prenses kokusunu kullanmıyorsan.

 Nesin sen, Hintli Yağmur adam mı?

 Bu kokuyu her burun alır.

 Belki Bay Fried hiçbirini duymadı.

 Ama neden özellikle bu oteli seçtiğini bilmek isteyecek.

 Hep burada çalışmak istedin.

 Yok artık.

 Burası 1841'de inşaa edildi.

 Kısa sürede çok ünlendi hatta kral burayı iki kez ziyaret etti çünkü kendi sarayında küveti yoktu.

 Devamlı en yüksek hasılatı yapan Alman oteli dünyanın en iyi otelleri arasında.

 Nerede kalmıştık?

 Bay Schröder, 10 yıl sonra kartvizitinizde ne yazsın istersiniz?

 Otel müdürü.

 Peki neden özellikle bu otel?

 Yoksa sırf babanız gönderdiği için mi görüşmeye geldiniz?

 Babamla hiç ilgisi yok.

 Tamamen bu otelle ilgili.

 En yüksek hasılatlı alman oteli, dünyanın en iyi otelleri arasında.

 Kral bile banyo yapmaya buraya geliyor.

 -Geliyordu.

 -Geliyordu.

 Beni izleyin.

 Lütfen burada bekleyin Bay Schröder.

 Oturun Bay Kahawatte.

 Sri Lanka'daki otelle ilgili söylediklerinizi sevdim.

 Beklenmedik bir cevaptı.

 İşi gerçekten istiyorsunuz değil mi?

 İstiyorum.

 Dürüst bir insan olduğunuzu düşünüyorum.

 Otelimize bu yakışır.

 Sorun ne?

 Bay Kahawatte?

 Hiç.

 Peki.

 Yeni personelimiz olarak sana hoş geldin diyorum.

 Teşekkürler.

 Bay Schröder, oturun.

 -Beni aldılar -Ne?

 Kimse fark etmedi, normal gördüğümü sandılar.

 İğrenç bir manzara, iyi ki göremiyorsun.

 Tabii ya.

 Buraya park edemezsin!

 Tamam, trafik lambasına kadar 28 adım var.

 Oradan sola dön.

 Sonra durağa kadar yol boyu yürü.

 Oradan herhangi bir tramvaya binebilirsin.

 Beşinci durak Bayerischer Hof'un hemen dışında.

 Gidelim.

 Geçeceğimiz son yol bu.

 Adımına dikkat et.

 Otuz kişi falan var.

 -Artık tek başınasın.

 -Evet.

 Bunu yapabilirsin.

 -İyi şanslar.

 -Sağ ol.

 Hey Sali.

 İşte bu kadar.

 Yalanlara elveda.

 Herkes burada mı?

 Beni izleyin.

 Gidelim.

 Sevgili stajyerler, sizi neredeyse 300 başvuru arasından seçtik çünkü bu kariyer için yeteğiniz olduğuna inandık.

 Bu yetenekle en iyisini yapmak sizin elinizde.

 Bugünden itibaren Bayerischer Hof'u, geleneğini, repütasyonunu ve en önemlisi bizim için hep başta gelen müşteri servisini temsil ediyorsunuz.

 Bu sorumluluğun farkında olun.

 Elbette hepiniz aynı anda aynı birimde olmayacaksınız bu yüzden sizi gruplara ayırdık.

 Bayan Riedinger  -Hannah Kümmerle  -Evet.

 Saliya Kahawatte  Tim Wasmuth  Irina Saizew-Müller  Jala Asgari ve Max Schröder.

 Stajınıza benimle başlayacaksınız, lütfen beni izleyin.

 Pekala benim grubumdakiler  Size yatak köşelerini nasıl yapacağınızı göstereceğim.

 Bunu bir daha asla görmeyeyim Bay Schröder.

 Eğer birinizi otururken yakalarsam sonuçlarına katlanırsınız.

 Şimdi yakından bakın, bunu okulda öğretmezler.

 Bitirdikten sonra geri çekilip odayı misafirin gözlerinden inceleyin.

 Başta zor gelecektir ama birkaç haftaya tüm odayı bir saatten az sürede bitireceksiniz.

 Şimdi bunu deneyelim, herkes bir oda alsın.

 İlk gününüz olduğu için iki saatiniz var.

 Beni izleyin lütfen.

 Buna inanamıyorum.

 Niye gitmiyor?

 Senin bir sorunun olduğunu biliyordum.

 Derdin ne?

 Nasıl yani?

 Hadi, büyüteci gördüm.

 Retina yırtılması.

 Senin gördüğünün yüzde beşini görüyorum.

 Yani hiçbir şey.

 Ve onlara söylemedin mi?

 Sen olsan beni işe alır mıydın?

 Hayır.

 O zaman lütfen söyleme.

 Bunu yapamam.

 Bayan Riedinger'a söylemem gerek.

 Sahtekarlığı saklayamam.

 Dostum, biliyorum göremiyorsun.

 Yüzünü görmeliydin!

 Tabii ki kimseye söylemem.

 Ben pislik değilim.

 Sana aynada yardım edeceğim.

 İki temiz havlu lazım.

 Bu paçavrayı boşver.

 Ve bir sürü cam temizleyici.

 Özgürce dök.

 Ve şimdi birinci havlu.

 Kurulamak için.

 Al bunu.

 İkinci havlu da parlatmak için.

 Ayna bitince ıslak havluları çamaşır kanalına at.

 Sakın yakalanma.

 Tüm hileleri biliyorsun.

 Babam bu sektörde, birkaç restoranı var.

 Bunu bu yüzden mi yapıyorsun?

 Tersine.

 Okulda iki kere başarısız oldum.

 Bizim peder para çeşmesini kapattı.

 Bu bizim anlaşmamız.

 Ben isteyip yapamıyorum, sen yapabiliyorsun ama istemiyorsun.

 Körle sağır müzik yapmışlar.

 Kör "dans ediyorlar mı?

" demiş.

 Sağır "çalıyor muyduk?

" demiş.

 Şimdi, küçük süitler sağ tarafta, büyük süitler bir kat üstte.

 Sola dön.

 Sekiz adım.

 Altı adım.

 Pardon, yedi adım.

 Elektrik süpürgeniz yok mu?

 Merhaba.

 İyi günler.

 Bir de Almanya modern derler.

 Ayrıca çatal bıçak takımlarını da öğrenmelisiniz.

 Çatal bıçak takımları  Başlangıçlara hangisi, ana yemeklere hangisi.

 -Hepsini hatırlayabiliyor musun?

 -Evet.

 Camların farkını anlıyor olmanız gerek.

 Kahvaltınız.

 Pencerenin önüne koyar mısın lütfen?

 Elbette.

 -Günaydın.

 -Günaydın.

 Bir şeye ihtiyacınız olursa haber verin.

 İyi günler.

 Rest.

 Ben yokum.

 21 mi var?

 Neden öğrenmiyorsun?

 Neyin var görelim.

 Evet!

 Evet!

 -Evet!

 -Blöf yaptığımı nasıl anlıyorsun?

 Oda temizliği.

 Merhaba, oda temizliği!

 Merhaba!

 -Odacı çocuk.

 -Ah!

 -Özür dilerim.

 -Saliya.

 Max?

 İçeri gelsene.

 Epey yerimiz var.

 Oda temizliği.

 Saliya?

 Fena değil.

 110 dakikada bütün süit.

 Stajyer için epey iyi.

 İtiraf edeyim başta seninle ilgii şüphelerim vardı.

 Ama çok iyidin Saliya, aferin.

 Teşekkür ederim.

 Biftek hazır olsun.

 Stevie Wonder'dan bir alıntı: Siyah olacağıma kör olurum.

 Bunu sevmiyor musun?

 Aah.

 -Birileri seni izliyor.

 -Kim?

 Bilmiyorum, bulaşıkçılardan biri.

 Hızlı çalış.

 Max, bulaşık sepetini getir.

 Çabuk ol.

 Şunu düzgün temizle yoksa hepimizin başı derde girecek.

 Gözlerinle ilgili bir sorunun mu var?

 Yardıma ihtiyacın olursa söyle.

 Teşekkürler.

 -Nerelisin?

 -Afganistan.

 Seni buraya getiren ne?

 Kabil'den kaçtım.

 Orada hastanede çalışıyordum.

 Cerrahtan bulaşıkçıya.

 Hey!

 Hamid, muhabbet etmeye gelmedin.

 Tabakları yıkmaya devam et.

 Umurumda değil.

 Önemli olan Almanya'dayım ve sağlık sigortam var.

 Hadi millet, kıpırdayın.

 -Ee?

 -Kabil'den gelmiş.

 Biliyor ve bana yardım edecek.

 Kawasaki, çöpü dışarı çıkar.

 Neyi bekliyorsun?

 Hadi.

 -Yani bütün mesele seste mi?

 -Aynen öyle.

 Ve hayatının aşkı olduğunu mu söylüyorsun?

 Aynen öyle.

 Ya aşırı çirkinse?

 Umurumda değil.

 Doğru, onu zaten görmüyorsun.

 Öyle bir sesle çirkin olmasının ikmanı yok.

 Dikkat et, su.

 Bir tane daha.

 -Evet!

 -Aptal.

 Ne peki?

 "Kör randevu mu?

" Bu çok klişe.

 Önünde üç basamak var.

 Bernd Kögel değil mi?

 İnsan kaynaklarından arıyorum.

 Size harika haberlerimiz var.

 Öyle mi?

 Bana mı?

 Tabii odanıza gelirim.

 Görüşürüz.

 Dinle Kahawatte, beni idare et olur mu?

 Organik teslimatı var.

 İnsan kaynaklarını göreceğim.

 -Uzun sürmez.

 -Merak etmeyin.

 Günaydın.

 Bernd nerede?

 İnsan kaynaklarına gitti.

 Yerine ben bakıyorum.

 İyi.

 -Başlayalım mı?

 -Olur.

 Teşekkürler.

 Ben Sali bu arada.

 Ben Laura.

 Burada yeni misin?

 Stajıma yeni başladım.

 Teslimat taze, her zamanki gibi.

 Sıradışı bir isim.

 Sali.

 Saliya'nın kısaltılmış hali.

 Sanırım Sri Lanka dilinde dindar demek.

 Sri Lankalı mısın?

 Babam oralı.

 Ben Bavaryalıyım.

 Neustadt.

 -Bu da iyiymiş.

 -Hı hı.

 Çok.

 Dindar mısın peki?

 Evet.

 Bana bu oyunu oynayanı bir bulursam pişman edeceğim.

 Pislik herif.

 Ne oldu?

 Ayın elemanı.

 İK müdüründen diplomamı almam söylendi.

 Bunu yiyecek kadar aptalım.

 -Geri alabilirim.

 Sağ ol Kahawatte.

 -Bir şey değil.

 Bay Fried bana kafayı yemişim gibi baktı.

 Sali?

 -Geri dönmem gerek.

 -Sali!

 Memnun oldum.

 Ben de.

 Hoşça kal.

 Sali, ne cehennemdeydin sen?

 Mortadella doğruyor olmalıydın.

 Doğrayıcıyı biliyorsun, aç, kapa, kalınlığı ayarla.

 Mortadella burada.

 Çok kolay.

 Dilimlerin arkasını görebilmek istiyorum.

 Anladın mı?

 Dikkat et.

 -Çok mu derin?

 -Çok kötü değil.

 -Hamid, ilk yardım kiti!

 -Hemen!

 İlk yardım kiti!

 İlk yardım kiti!

 -Son tetanoz aşını ne zaman oldun?

 -Bilmiyorum.

 Kanı durduralım.

 Sali, işten sonra gelip beni gör tamam mı?

 Yarın görüşürüz.

 İyi akşamlar.

 Görüşürüz.

 -İyi akşamlar.

 -Sana da.

 Sali?

 Buraya gel lütfen.

 Tamam.

 Senin derdin ne?

 İki seçeneğin var.

 Ya bana neyin olduğunu söylersin ya da yarın buraya gelmezsin.

 Bir retina sorunum var.

 Görüşüm çok zayıf.

 Ne kadar zayıf?

 Sizin gördüğünüzün yüzde beşi ve çok bulanık.

 Bunu neden saklıyorsun?

 Çünkü görme engelimle kimse bana şans vermedi.

 Üzgünüm ama mutfağımda böyle kazalarn riskini alamam.

 Doğrayıcıyı parçalara ayıracağız.

 Sana anlatacağım, sen geri toplayacaksın ve ustası olacaksın.

 Tamam mı?

 -Teşekkür ederim.

 -Gel.

 Önce mutlaka güç kablosunu ara.

 Böyle çıkaracaksın.

 Devam et.

 Oraya asla uzanma, elini hep dışarıda tut.

 Kesme bıçağının tersine hareket et.

 Böyle ayarla.

 Yukarıdan tut.

 Şimdi merkeze yerleştir.

 Kaydır, kilitlendi.

 Aferin.

 Sanırım bu kadarı yeter.

 -Ee?

 -Güzel.

 Ama güzelliğiyle tanımlayamayız.

 -Başka?

 -Zarif, güzel kolları var.

 Muhtemelen organik çiftlikte inek sağmıştır.

 -Başka?

 -Çok uzun değil.

 Sarı saçları var, örgülü.

 Mükemmel.

 Çok gülümsüyor ve erkek arkadaşı var.

 -Ne?

 -Üzgünüm.

 Emin misin?

 Kesin eminim.

 Hala öpüşüyorlar.

 Hadi efkarını dağıtalım.

 Herkesin hayatında bir sürü aşk olur, katılmıyor musun?

 Herhalde.

 Yani hayatının diğer aşkına doğru ilerlemen gerek.

 -O kadar kolay mı?

 -Evet, o kadar kolay.

 Belki gizlice bize bakan şu ikisinden biridir.

 Evet tabii.

 Yemin ederim.

 Saat iki yönünde.

 Biliyor musun bu gece bardan Hintli bir çocuğu kaldırmaya karar verdim.

 Bir tanesi bu gece Hintli birini kaldıracakmış.

 Biliyordum.

 Harika.

 Birincisi, Hintli değilim.

 İkincisi hala yastayım ve öyle bir sesle hiç şansı yok.

 İtiraz reddedildi.

 Tamam, buraya geliyor.

 Yeşil elbise, kızıl saç.

 Sarı saçı tercih ederim.

 Hem kör hem de seçici misin?

 Merhaba güzel hanımlar.

 Ben Max bu da Sali.

 Selam ben Tina.

 Temel kokularla başlayın.

 Meyve.

 Çoğu şarapta meyve aromaları vardır.

 Daha spesifik olmalısınız.

 Çilek mi?

 Doğru.

 Başka?

 Bekliyoruz.

 Böğürtlen?

 Fena değil Bay Schröder, oturun.

 Fistolar nasıl?

 -Bitti.

 -Çıkar onları?

 -Bu kuzuya ne kadar var?

 -Üç dakika patron.

 Sali, bunun çıkarılması gerek.

 Bir karışık sebze, bir mısır keki.

 Ne kadar?

 Bitmek üzere.

 Mısır unu için üç dakika.

 Tadına bak.

 Hadi.

 Max, adım at, somonun fırına girmesi gerek.

 Jan sana nasıl yapılacağını gösterecek.

 Umarım düzgün ayarlamışsındır.

 İşte böyle.

 -Tim.

 -Patron geliyor.

 -Jala.

 Hannah.

 -Teşekkürler.

 -İrina.

 Aferin.

 -Teşekkürler.

 Sonraki görevin resepsiyon değil mi?

 -Evet.

 Ben bulaşıklara devam.

 Bol şans.

 Teşekkürler.

 Her şey için teşekkürler.

 -İyi günler.

 -Anahtarınız.

 Ah 641'di, 642 değil.

 Ona yine kendi anahtarını mı verdin?

 Arkadaşım adına özür dilemek zorundayım.

 -Ama güzel kadınları çok seviyor.

 -Peki sağ olun.

 -İyi günler.

 -Teşekkürler.

 Hey!

 Sali!

 Sali!

 Kleinschmidt  Hey.

 Boşver Hubert.

 Gel.

 Tamam Kleinschmidt gitti.

 -Oğlunuz üniversiteye girdi mi?

 -Bunu hatırlıyor musun?

 Evet yerleşti.

 -Tebrik ettiğimi söyleyin.

 -Söyleriz.

 291 numara.

 İyi tatiller.

 Teşekkürler.

 Yalaka öğrenci.

 Aynen öyle.

 Tamam.

 Her tarafta dört masa, hepsi birbirinden üç adım uzak.

 Bar onbir adım uzunluğunda, üç adım genişliğinde.

 On bir adım.

 Bu son göreviniz.

 Ama en zorlusu olacak.

 Oteli otel yapan servistir.

 İlk misafir gelmeden başlar, sonuncusu gittikten sonra gidersiniz.

 Ne gerekirse verirsiniz.

 Sessiz, mütevazi, ve en önemlisi güler yüzlü.

 Unutmayın, kalpten gülümserseniz müşteriler işinizi sevdiğinizi anlar.

 Yüzeyselliği, yavaşlığı, tembelliği ya da otelin şöhretini zedeleyecek hiç bir şeyi affetmem.

 Şimdi hanımlar stok yaparken beyler içkileri getirecek.

 Nefis.

 Bana yardım eder misin Sali?

 -Yine mi yetkililer?

 -Evet bir mektup daha.

 -Selamın aleyküm.

 -Selamlar.

 Dinle.

 Sayın Hamid Mustafa.

 Geçici iş sözleşmenizin değiştirilmesi isteğinizin reddedilmesiyle ilgili yapmış olduğunuz yapmış olduğunuz başvuruya  Laura sana el salladı, sen karşılık vermedin, ben de senin yerine verdim.

 -Gitti.

 -Nereye gitti?

 -Dışarı çıktı.

 -Hemen dönerim.

 Laura?

 Hamid bana el salladığını söyledi.

 Özür dilerim görmedim.

 Tamam.

 -Hamid için ne yapıyorsun?

 -Resmi evraklarda yardım ediyorum.

 O aslında doktor ve paramedik olmak istiyor.

 Ama pasaportuyla sadece burada çalışma izni var, bulaşık yıkıyor.

 Biraz karışık.

 Nasılsın?

 Fena değil.

 Ya sen?

 İyiyim.

 Irina'yla nasıl gidiyor?

 Berabersiniz değil mi?

 Hayır, değiliz.

 Beraber değiliz, iki taraf için de.

 Peki ya sen?

 Senin iş arkadaşınla nasıl gidiyor?

 Ayrıldık.

 Tek taraflıydı.

 -Duyduğuma üzüldüm.

 -Üzülme.

 Pislğin tekiydi.

 Bu çok ani gelebilir ama yemeğe çıkalım mı?

 Bu fikre nereden kapıldı?

 -Bil  -Şaka yapıyorum.

 Yarın?

 Pazar nasıl?

 Yarın olmaz.

 Cumartesi olur mu?

 Tabii.

 Harika.

 Sonra kayıt cihazından kartı geçirin.

 Masayı seçin numaralar listede var ve sonra fişi çıkartın.

 Sorusu olan?

 İşte!

 Benim ihtiyarın restoranına hoşgeldin.

 Etrafa bakmak serbest.

 8962  Campari ve soda.

 Klasik.

 Mohito.

 Cuba  libre.

 Kaç si el?

 Dört si el beyaz rom.

 -Küba romu.

 -Küba romu.

 -12 si el kola ve iki limon.

 -12 si el kola ve iki limon.

 -Bir, iki, üç.

 -Dur!

 Çok fazla.

 Bir daha.

 Tamam.

 Bir, iki, üç.

 Neredeyse.

 Yerine su kullanmamız gerekmez mi?

 Saçma.

 Suyun yoğunluğu votkadan tamamen farklı.

 Tekrar dene.

 Sanırım Laura'yı buraya getireceğim.

 Menü ve şarap listesini yanına al ve iyice öğren.

 -Sağ ol -Onu alıyor musun?

 Çok karmaşık ve çok riskli.

 Burada buluşmayı önereceğim.

 Ona gerçeği söylesen daha kolay olmaz mı?

 Bunu yapsaydım tek konu ben olurdum.

 İlk buluşmada bunu istemiyorum.

 Ben de bunu unutabilirim.

 Peki ona ne zaman söyleyeceksin?

 Bilmiyorum.

 Ama ilk buluşmada değil.

 Bana öyle tuhaf bakma.

 Sokaktaki kıza bakıyorum.

 -Hayır bakmıyorsun.

 -Evet bakıyorum.

 Biliyor musun, gnoççi sipariş et, hiç bakmadan yiyebilirsin.

 Fena değil.

 Schröder, iyi doldurulmuş pilsen birası.

 Sert içkilerde uzmanımdır.

 Ben daha çok sabahları nasıl göründüğüne bakıyorum.

 Bira sert içki değil bu arada.

 Daha ince dilimle.

 Long Island Buzlu Çay.

 Afiyet olsun.

 Fena değil Kahawatte.

 Ama kör bir adam bile hedefi vurabilir.

 Selam.

 Selam.

 Çok bekledin mi?

 Daha az önce geldim.

 Güzel mekan.

 Bir şey tavsiye eder misin?

 Risottoları harikadır.

 İkinci sayfa, Primi'nin altında.

 Tamam.

 Harika, ondan söyleyeceğim.

 -Kuşkonmazlı risottonuz.

 -Teşekkürler.

 -Ve gnoççi.

 -Teşekkürler.

 Afiyet olsun.

 -Afiyet olsun.

 -Sana da.

 Çiftlikte ne kadar oldu?

 Üç yıl.

 Ondan önce şehirde yaşıyordum.

 Burayı seviyor musun?

 Patronların iyi mi?

 Çok iyi.

 Patronlarım ailem.

 -Çok iyi.

 Patronlarım ailem.

 -Evet.

 Orada büyüdüm.

Ve oraya geri döndün.

 Evet.

 Planladığım gibi olmadı, tekrar ailemle yaşamak ama bir anne olarak tamamen kopmak istemedim.

 En iyi çözüm de buydu.

 Çocuğun mu var?

 Hı hı.

 Oskar.

 Beş yaşında.

 -Vay be.

 -Evet, vay.

 Öğrendiklerinde ailem de tam böyle demişti.

 -Şimdi ona bakıyorlar değil mi?

 -Hı hı.

 Evet, bunun bir klişe olduğunu sanırdım ama giderek seçici oluyorsun.

 Yeni bir konsept sayılmaz ama bir konuda uzmansam o da en iyi et ve sebzenin geldiği yerdir.

 Sıradan bir et değil, benzersiz olması gerekir.

 -Sri Lanka mutfağı.

 -Evet.

 Çünkü konunun uzmanısın ya.

 Ama öyleyim.

 Güzelmiş.

 Oskar'ı Pazar günü nehre götüreceğim, gelir misin?

 Zorunda değilsin, sadece istersen gel.

 İsterim tabii, çok isterim.

 -Pazar görüşürüz.

 -Görüşürüz.

 -Hoşça kal.

 -Hoşça kal.

 Karar verdiniz mi?

 Evet.

 Bundan lütfen.

 Hemen geliyor efendim.

 İşte bu.

 Kibirli Kurbağa.

 Pardon.

 Jameson.

 Gold serisi.

 -Laura'yla nasıl gitti?

 -Harika.

 Ee?

 Ona söyledin mi?

 Hayır.

 Nerede kalmıştık.

 Kibirli Kurbağa.

 Adını veren amfibinin soyu, neredeyse tükendi ama bu bağına hala sağlıklı bir şekilde yaşıyor.

 Bir kadeh kurbağa şarabı deneyeceğim o zaman.

 Zevkle.

 Cin tonik alayım lütfen.

 -Hemen.

 -Evet hemen geliyorum.

 Ben yatacağım.

 İyi geceler.

 Ee, bitirdin mi?

 Evet.

 Çekil şöyle.

 Şimdi tüm bardakları tekrar yıkayıp parlat.

 Ve hala lekeler görünürse tekrar yıkayıp tekrar parlatacaksın.

 Beni anladın mı Kahawatte?

 -Evet.

 -Güzel.

 -Bitirdin mi?

 -Sayılır.

 Bardakları parlatmayı öğrenene kadar kalıyorsun.

 Devam et.

 Tekrar yap.

 Ver bana.

 Hayır, hala temiz değil Kahawatte.

 Tekrar yap.

 Hayır, söyle bana bu temiz mi?

 Bu bardak temizmi değil mi?

 Bardağın temiz mi kirli mi olduğunu görüyorsun değil mi?

 -Bilmiyorum.

 -Ne?

 Bilmiyorum.

 Çok yoruldum.

 Çok bunaldım.

 Öğrenene kadar devam edeceğiz.

 Bir daha, yıka ve parlat.

 Bir şey daha Kahawatte, bu davranışın  Misafirlere olan ilgini de mi kaybettin?

 Bu ilk uyarın, üçüncüde gidersin.

 -Burası güzel değil mi?

 -Çok güzel.

 Hadi Sali.

 Futbol oynayalım.

 -Olur mu?

 -Evet tabii.

 Tamam.

 -Kale orası.

 -Oraya mı?

 Tamam.

 Direklerin arası.

 Direkler.

 Tamam.

 Tamam.

 Oleeey!

 Biraz dinleneceğim.

 Oskar'ın enerjisi bitmiyor.

 Laura?

 Ne yapıyorsun?

 Özür dilerim, uyuyorsun sandım.

 Bir kadınla yatarken böyle mi yaparsın?

 Hayır ben  Sali gel de bizimle oyna.

 Oğlunun bana ihtiyacı var.

 Ona sorarım tatlım.

 Oskar sana bir şey sormak istiyor.

 Hey, Oskar.

 -Ne oldu?

 -Sen uzaylı mısın?

 Neden böyle düşündün?

 Çünkü sizin gezegeninizde futbol oynanmıyor.

 Merak etme.

 -Uzaylı değilim.

 -Tamam.

 Ama öyleyse annemle beni yemeyeceğine söz ver.

 Kimsenin sizi yemeyeceğine bile söz veririm.

 Tamam, ben uyuyorum o zaman.

 Uyumlu bir çift oldunuz.

 Bir içki için kalır mısın?

 Çok isterim.

 Oskar'ın babasına ne oldu?

 Görüşmüyoruz.

 -Ah.

 -Evet.

 Başta çok iyidi ama Oskar doğunca eski hayatını geri istedi.

 Berlin' e taşındı.

 Bir daha aramadı.

 -İnanılmaz.

 -Onsuz daha kolay.

 Ayrıca onun yalanlarıyla uğraşmak zorunda değilim artık.

 Ne oldu?

 Sorun ne?

 Her şey yolunda.

 -İyi geceler.

 -İyi geceler.

 Dikkatli git.

 Şimdi ana yemek.

 Aynı temel prensip, asla misafirin tabağına uzanmayın.

 Servis yönüne hep bağlı kalmayı unutmayın.

 Restoranda ilk günün ve geç mi kalıyorsun?

 Özür dilerim.

 Alarmın sesini duymadım.

 Bu senin ikinci uyarın.

 Bunu yazılı olarak alacaksın.

 Kırmızı çizgiye fazla yakınsın.

 Ne bu?

 Kravatının nesi var Kahawatte?

 Sana bundan sonra Kravatte diyebilir miyiz?

 Bu daha mı kolay olur?

 -Sadece sizin için.

 -Ne dedin sen?

 Sizin için daha kolay olur.

 Umarım sevilmemeyle ilgili bir sorunun yoktur.

 Sorun değil, tıpkı evdeymişim gibi.

 Burada kendini evinde hissetmeni isteriz.

 Pekala, sıradaki alıştırmamız masa kurmak.

 3 CEVAPSIZ ÇAĞRI Tüm mücevherleri ve değerli şeyleri almış.

 Banka hesaplarını da boşaltmış.

 Geçen hafta Sri Lanka'da başka bir kadınla evlenmiş.

 Hayat sigortasını onun üstüne geçirmiş.

 Bir şekilde evliliğimizi orada geçersiz göstermiş.

 Evin taksitlerini ödemek için annemin acilen iş bulması gerek ve zor olmamalı.

 -Babanız asla çalışmamı istemezdi.

 -Biliyorum.

 Yapabileceğim bir şey var mı?

 Sınavlarını geç.

 Senin düşünmen gereken tek şey bu.

 Üzgünüm.

 Ayda iki yüz Euro gönderebilirim.

 Ve ikinci bir iş de bulurum.

 Hamid yarı zamanlı fırında çalışıyor.

 Nasıl olacak bu?

 Zaten çok çalışıyorsun.

 Yapabilirim.

 Annem iş bulana kadar.

 Ama ona söyleme tamam mı?

 Yanlış yön.

 Bu tempoyla sınavı asla geçemezsin.

 Çok yükseğe çıkma Oskar.

 Bak ne kadar uzunum!

 Ne sipariş vereceğinizi seçtiniz mi?

 Evet biz  Bu nedir?

 Sali!

 Yakala beni!

 Hayır yapma, bu işte iyi değilim!

 -Bir  -Hayır.

 -İki.

 -Yapma!

 Yapma!

 -Üç!

 -Hayır!

 Bu çok iyiydi!

 Bir daha!

 Yaptığın kağıttan evin yıkılmasına çok az kaldı.

 Dikkat etsen iyi olur.

 Hadi be!

 Sali.

 Çok teşekkürler.

 Babamın siparşlerini hazırlamalıyım.

 Sadece bir saat sürer.

 Hiç sorun değil.

 Oskar onunla oynamanı tercih eder zaten.

 -Nerede o?

 -Kum havuzunda.

 Senin Ufo'nu yapıyor.

 Birazdan görüşürüz.

 Hızlı olacağım.

 Hoşça kal Oskar.

 Merhaba uzaylı.

 Aah!

 Merhaba.

 Zormuş.

 Bu kim şimdi?

 Tamam.

 Max naber?

 Kleinschmidt her an burada olabilir, gelmezsen işin biter.

 Hadi be!

 Tamamen unutmuşum.

 Oskar'a bakıyorum.

 Gelebildiğim kadar çabuk geleceğim.

 Laura birazdan gelir.

 Görüşürüz.

 Lanet olsun.

 Kahretsin.

 Laura dinle, otelde düğün resepsiyonu var, ben tamamen unutmuşum, servis listesindeyim.

 Saatler önce orada olmalıydım.

 Dönüyor musun sen?

 Harika.

 Görüşürüz.

 Hoşçakal.

 Oskar?

 Oskar!

 Oskar?

 Oskar!

 Bu bir oyunsa bırak artık.

 Oskar!

 Hey!

 Hiç komik değil.

 Neden bağırıyor?

 Oskar?

 Oskar?

 Oskar!

 Sali?

 Ne oldu?

 Oskar'ı kaybettim.

 Bir dakikalığına telefondaydım.

 Oskar gitmiş.

 Ne zaman?

 Birkaç dakika oldu.

 Bir dakika önce buradaydı.

 Oskar!

 Oskar!

 Hadi Sali, aramama yardım et.

 Oskar!

 Ne oldu?

 Aramana yardım edemem.

 Göremiyorum.

 Oskar!

 Oskar!

 Oskar!

 Mavi şapkalı beş yaşında bir çocuk gördünüz mü?

 Oskar.

 Hey.

 Böyle kaçıp gidemezsin.

 Asla böyle gitme.

 Nereye gittiğini bana söylemelisin.

 Ne demek göremiyorum?

 Göz özürüm var.

 Senin gördüğünün sadece yüzde beşini görüyorum.

 Görmediğini söylemeden çocuğuma mı baktın?

 Kleinschmidt geldi.

 Çabuk gel yoksa bittin.

 Beş dakikaya oradayım.

 Telefonunu kullanmamalısın.

 Bir daha olmaz.

 Hey!

 Üçüncü masa senin, saat iki yönünde 25 adım.

 Kleinschmidt'in geciktiğini fark ettiğini sanmıyorum.

 -Sen iyi misin?

 -Evet.

 Geri dönmeliyim.

 Sali.

 Demek buradasın.

 Üçüncü masa şampanyasını bekliyor.

 Dikkat et, kendini kesme.

 Sali?

 Sali!

 Bunun anlamı yok.

 Yapamıyorsun.

 Bırakayım mı yani?

 Dostum kafan hiç yerinde değil.

 Böyle çalışamazsın.

 -Hey!

 -Bırak.

 Sali, ben arkadaşınım ama tam bir aptala dönüştün.

 Geri dönmezsen sana yardım edemem.

 Tek başınasın o zaman.

 Aptal!

 Ne yapıyorsun?

 Kör müsün?

 Evet kahrolası.

 Körüm!

 Ne?

 Ve bunca zaman fark etmedin!

 Defol git buradan.

 Hemen çık!

 İlaçları bırak Sali.

 İşlemeyen göz ve beyin biraz fazla.

 Kendi işine bak.

 Fazla oldun!

 Dikkat etsene!

 -Ambulans çağıracağım.

 -Sen iyi misin?

 Adın ne?

 Adını söyleyebilir misin?

 Beni duyuyor musun?

 Beni görüyor musun?

 Dostum, seni bir dakika bile gözümün önünden ayırmamalıydım.

 Öyle davrandığım için özür dilerim.

 Pislik gibi davrandım.

 Öyle davrandın Evet.

 İnanılmaz güzel kız kardeşinden bahsetmedin.

 Koruma içgüdüsü.

 Benimle Neustadt'a gel.

 Annem çok sevinir.

 Bir sigorta şirketinde iş buldu.

 Yani ev bizde kalabilir.

 Engelime karşı yaşayamam.

 İşe yaramıyor.

 Bunu biliyorum artık.

 Oteller beni istemiyorsa  görme engellileri işe alan bir patron bulurum.

 Ama burada.

 Münih'te.

 Bu taraftan lütfen.

 Operatörlerimizden görme engelli ya da görme hasarlı olanların oranı yüzde 30-40 arası bu da bizi Münih'in en büyük eşitlikçi işvereni yapıyor.

 Engelli çalışanlarımıza özel eğitimler ve kurslar sunuyoruz.

 Onlardan da faydalanabilirsin.

 Ee?

 Orada çalışamam.

 İmkanı yok.

 Bence de.

 Şimdi ne olacak?

 Masaj tesapisti mi olacaksın?

 Seninle hep yapmak istediğim bir şey vardı.

 Şimdi tam zamanı.

 Hayatta olmaz!

 Basamak yok.

 Hem artık düşme konusunda deneyimlisin.

 Şimdi sağa tamam mı?

 Sağa.

 Sağa sağa sağa.

 Devam et.

 Benimle kal.

 Benimle kal.

 Sağa.

 Fren.

 Fren, fren, fren, fren.

 Fren.

 Fren, fren, fren, fren.

 Şimdi sola dön.

 Benimle kal.

 Benimle kal.

 Fren.

 Fren fren fren fren.

 Şimdi sola dön.

 Düz, düz, düz.

 Düz, düz, düz.

 Düz.

 Sola dön.

 Sol, sol, sol, sol, sol.

 Kasis!

 -Barikat!

 -Barikat mı?

 Fren!

 Ben iyiyim.

 İyiyim.

 Bu onun hatası değil.

 Bir yarasa kadar kördür.

 Gidelim.

 Fren!

 Fren!

 Frene bas!

 Frene bas!

 Dur dur dur dur!

 Sınav ne zaman?

 Evet!

 Burada ne işin var?

 Özür dilemeye geldim.

 Sizden Bay Kleinschmidt, sizden Bay Fried, ve eğitim boyunca yalan söylediğim herkesten.

 Gerçekten özür dilerim.

 Ve düğünlerini mahvettiğim o çift  Bağışlanamaz.

 Ne istiyorsun?

 Lütfen beni sınava alın.

 Buraya başvurmadan önce insanlar, gerçekçi olmamı, hayal kurmamamı, stajı unutmamı söylediler.

 Belki dürüst olmak yerine yalan söyleyerek fazlasını elde ettim ama vazgeçmek benim için bir seçenek değildi.

 Şu andan itibaren, olduğum kişi olarak varım.

 Ama hayal kurmaktan vazgeçmeyeceğim.

 Asla.

 Hiçbir şey göremediğin için arkadaşları olmadan yapamayan biriyim.

 Bırakın yapabileceğimi kanıtlayayım.

 Lütfen bana bu şansı verin.

 Lütfen Bay Kleinschmidt.

 Masaları ayarlayışımdan başarısız olacağıma ikna oldunuz zaten.

 Haklısın.

 Fazla yavaşsın.

 O zaman yanıldığınızı kanıtlayayım.

 Hadi Bay Kleinschmidt, karmanız için bir şey yapın.

 -Bir şansı hak ediyor.

 -Evet, sınava katılsın.

 Tamam o zaman.

 dene bakalım.

 Teşekkür ederim.

 Lütfen kurula engelli bonusu vermemelerini söyleyin.

 Merak etme Kahawatte, vermeyecekler.

 Ben de aralarındayım.

 Hadi, hadi, hadi, hadi.

 Bu kaşık, bu da çatal.

 Evet, kaşık hep üstte.

 Karıştırma.

 -Tekrar mı?

 -Evet.

 Kahretsin!

 Sakin ol.

 Tekrar Daha hızlı!

 Daha hızlı!

 Votka  Beyaz rom.

 B elli on.

 Cin.

 Likör.

 Bir iki üç, O zaman bu cin.

 30.

 Paragrafa göre, tarafınıza geniş çaplı bir iyi hal belgesi çıkarılacaktır.

 Paramedik olarak çalışmak için bu belgeyi sunmalısınız.”

 Pasaportunla göçmen bürosuna gitmen gerekiyor.

 Evet.”

Lütfen ekteki başvuruyu imzalayın.”

 Laura burada ama bu sefer sana el sallamadı.

 Hemen dönerim.

 Buraya geliyor.

 Konuşmanı duydum.

 Çok iyiydi.

 Artık resmen görme engelliyim.

 O kadar da kötü değil.

 Numara yapmıyorum aslında okuyabiliyorum.

 Sınava girmene izin verecekler mi?

 Yarın sabah başlıyor.

 İçecekler ve bardaklar.

 Senin için dua edeceğim.

 Teşekkürler.

 Gitmem gerek.

 Sali.

 Aptal bir afgan olabilirim ve burada işler farklı olabilir ama yerinde olsam peşinden giderdim.

 Laura!

 Dikkat et, sağında.

 Seni özledim.

 Görüşürüz.

 Duymak istemesen de seni özledim.

 Soruya bak.

 Zamanın var, acele etme.

 Brendi bardağı.

 Küçük viski bardağı.

 Kokteyl bardağı.

 Acapulco kokteyli.

 Şampanya bardağı ya da flüt.

 Lale kadeh.

 Kokteyl bardağı.

 Ve bu da martini bardağı.

 -Martini nedir?

 -Vermut.

 Neden yapılır?

 Hafif acı pelinotu bitkisi.

 -Diğer vermutu biliyor musun?

 -Cinzano.

 Bu son bölüm.

 Gong sesini duyunca derhal bırakın.

 Sonra çabanızı değerlendireceğiz.

 İyi şanslar.

 Süreniz şimdi başladı.

 En üstte hangisi vardı, kaşık mı çatal mı?

 Seks yaparken en sevdiğin pozisyon hangisi?

 Üstte olmak.

 -Kaşık sensin.

 -Sağ ol.

 Pardon.

 Bir dakika kaldı.

 Su bardakların eksik.

 Çabuk.

 30 saniye kaldı.

 Kimse bir şeye dokunmasın.

 Bardaklar harika değil ama mesele bu değil.

 Fena değil.

 Bir gençlik oteli için.

 Gel.

 Sana sanat eserimi göstereyim.

 Teşekkürler.

 Evet, sıradaki masa.

 Desenleri kendin mi yaptın?

 Bunları gül yaprağı ahmak.

 Bay Kahawatte, masanıza lütfen.

 Pekala Bay Kahawatte, bakalım.

 Masanız bir felaket, hiç şüphesiz.

 Tek kelimeyle söylemek gerekirse, yetersiz.

 Ancak, diğer bölümlerde iyi iş çıkardığın ve yazılı sınavda iyi olduğun için diğer sonuçlarına dayanarak seni diplomayla ödüllendirme kararı aldık.

 Çok iyi!

 Tebrikler.

 -Şanslıydın.

 -Ve biraz da yetenekli.

 -İyiydin -Teşekkür ederim.

 Açıkçası, bir aydan fazla dayanacağını sanmıyordum.

 Ben de öyle.

 Tebrikler.

 Teşekkürler.

 Bunu tüm kalbinle istediğinden hiç şüphem yoktu.

 Aferin.

 Teşekkürler.

 Bunu duydun mu?

 Hey Max!

 Hamid!

 Seni seviyorum Sali.

 Teşekkürler!

 Onu bu kadar zorlamaları inanılmaz.

 Ehliyeti var mıydı?

 Bu işi benden daha çok isteyen birini hiç görmemiştim.

 Ama sanırım şimdi o kişiyi tanıyorum.

 Teşekkürler.

 Şarap için harika bir burnun var.

 İstersen restoranımda şarap garsonu olarak çalışabilirsin.

 Çok gurur duydum.

 Ama korkarım teklifinizi kabul edemeyeceğim.

 Max ve ben kendi işimizi kurmayı planlıyoruz.

 Beni şaşırtmaya devam ediyorsun Kahawatte.

 Pekala, bol şans.

 Bunu gerçekten hak ettin.

 Teşekkürler.

 Nasıl biri bu adam?

 Buradan lütfen.

 Yardım ister misin?

 Laura?

 Oskara seni artık neden görmeyeceğimizi açıklamaya çalıştım.

 Bana bir kere yalan söylediğini çünkü onu sevmekten vazgeçmemden korktuğunu söyledi.

 Yardıma ihtiyacınız var gibi görünüyor.

 Evet var.

 Güzel.

 Sanırım Sali hayatının en iyi dakikalarını yaşıyor.

 Bu ben ve Oskar'dan bir hediye.

 Ne bu?

 İçinde zili olan bir top.

 Görmeyen insanlar için futbol topu.

 Böyle daha eğlenceli olabilir.

 Gel.

 Herkesin ayağına basacağım.

 Bende iki göz var.

 İkimize de yeter.

 SALIYA KAHAWATTE'YE VERDİĞİ İLHAM VE DESTEK İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar