The Highwaymen 2019
| |
132 dk
Yönetmen:John Lee Hancock
Senaryo:John Fusco, John Lee Hancock
Ülke:ABD
Tür:Biyografi, Suç, Dram, Gizem, Gerilim
Vizyon Tarihi:29 Mart 2019 (Almanya)
Dil:İngilizce, İspanyolca
Müzik:Thomas Newman
Web Sitesi:Resmi Netflix
Bütçe:$49,000,000
Çekim Yeri:New Orleans, Louisiana, ABD
Nam-ı Diğer:Emboscada Final
Oyuncular
Kevin Costner
Woody Harrelson
Kathy Bates
John Carroll Lynch
Thomas Mann
Özet
FBI ve en son adli tıp teknolojisinin tüm gücü bile ülkenin
en kötü şöhretli suçlularını yakalamak için yeterli olmamaktadır. Teknolojinin
altından kalkamadığı bu iş için, emekliye ayrılmış iki eski Teksas korucusundan
yardım istenir. 1934'te Frank Hamer ve eski ortağı Maney Gault, Bonnie ve
Clyde'ı yakalamak için emeklilikten geri dönerler. Bonnie ve Clyde döneminden
önce görevden ayrılmış olan ikili, suç çılgınlığına son vermek için özel
soruşturmacı olarak görevlendirilmiştir. Çiftin 13 cinayetin yanı sıra birkaç
soygun ve hırsızlık yaptığı bilinmektedir. İçgüdülerine ve eski usul yöntemlerine
güvenmek zorunda olan ikili işe koyulur. Amerikan suç tarihinin en ünlü
suçluları ile girişilen kedi fare oyunu böylece başlamış olur. Hamer ve Gault,
gangster çifti yakalamak için bütün detayları incelikle hesaplamak zorundadır
Altyazı
EASTHAM HAPİSHANESİ ÇİFTLİĞİ TEKSAS 1934 - Bu sene Reds
nasıl gidiyor Joe?
- Sonlarda sürünüyor.
Yankees, Ruth'u geri
aldı.
Otuz beş bin dolar,
inanabiliyor musun?
Bir insan on ömür
boyu çalışsa o parayı kazanamaz.
- O parayla bütün
ömür geçinirim.
- Aynen.
Hamilton!
Neredeydin?
Gel buraya!
- Crowson, Hamilton
yine gruptan ayrılmış.
- Onu götürürüm.
Ray, yürü!
Tüfeğini at.
At.
Joe.
Bekleyin!
Bekleyin!
Bekleyin!
- Kaçış hakkında
yorumunuz var mı valim?
- Günaydın çocuklar.
Anne, hapishanenizden
kaçan olmamıştı.
Bonnie ve Clyde içeri
girdi?
İki senedir kaçaklar
Anne.
Umudu asla kesmeyin.
Şaşırabilirsiniz ama
umudu asla kesmeyin.
Parker ve Barrow için
kahraman diyenler var, onlara Robin Hood diyorlar.
Onlar Robin Hood mu
Anne?
Robin Hood bir benzinlik
çalışanını dört dolar ve bir depo benzin için direkt kafadan vurdu mu?
Clyde Barrow ve suç
ortağını yakalayacağız.
Bunu yazıp altını iki
kez çizin.
Bir soru daha, lütfen?
Bugün bir balık
olsaydı o şerefsiz balığı denize salardım.
CLYDE BARROW MAKİNELİ
TÜFEK SALDIRISIYLA BEŞ MAHKÛMU HAPİSHANE ÇİFTLİĞİNDEN KAÇIRDI - Bu nasıl oldu?
- Clyde, Eastham'de
beş yıl yattı.
Sistemi biliyordu,
silahları koydu, askeri operasyon gibi gerçekleştirdi.
- Durumumuz ne?
- Hoover ve
Federaller yürütmeye Bizim durumumuz ne?
- Dallas
Dedektifleri, Otoyol Devriyesi.
- Ferguson polisim.
Altı ay önceki gibi, ufukta
sonuç görünmüyor.
Senin hapishaneni
bastılar Lee.
Haklısın, bastılar.
Bir gardiyanı öldürüp
diğerini yaraladılar, beni yüzüstü bıraktığı için kollarımda özür dileyerek
öldü.
Çözüm yolu için söz
almak istiyorum.
Peki.
Dinleyelim.
Bir çift katili
peşlerine takıp işi onlara yaptırmanın vakti gelmişti.
Teksas Polislerine.
Gelmişti ve o vakit geçti.
Sene olmuş 1934 Lee.
Bonnie ve Clyde'ın
peşine kovboy mu takacaksın?
Önerin bu mu?
Frank Hamer.
Önerim bu.
Tabii.
Wyatt Earp'ü
çıkaralım.
Wild Bill Hickok.
Meclis Teksas
polislerini dağıttı Lee.
Bundan gurur
duyuyorsunuz, değil mi Bayan Vali?
Elbette.
Hiçbir emre itaat
etmiyorlar ve dökülen kanın hesabı bana yüklediler.
Yine size kalmış gibi
görünüyor.
Sayın Vali Bonnie ve Clyde iki yıldır yollarda.
Onlar, film
yıldızlarından çok sevilen acımasız katiller.
Bu artık son bulmalı.
Evet.
Nerede?
Ünlü bir silahşorun
evine benzemediği kesin.
Çoğu silahşorun sonu
tabutta biter ama Hamer evlendi ve petrol şirketleri için özel güvenlik işinde
iyi iş çıkardı.
İşe ihtiyacı varmış
gibi durmuyor efendim.
Hayır Luther, bence
de durmuyor.
Bu da ne böyle?
Domuzcuk!
Hayır.
Isırmaz.
Frank.
Lee.
Bekçi köpeğin
müthişmiş.
Hediye.
Alpine'daki bir
duldan, yenilemeyecek kadar sert, kaçmamış.
Glady ondan nefret
ediyor ama o, benim arkadaşım, Glady'nin
değil.
Hadi.
Eve dön.
Lafı açılmışken Gault nasıl?
Neyin lafı açılmışken?
Arkadaşların.
Bilmiyorum.
Nerede, hiç fikrim
yok.
Lubbock.
Maney, Lubbock'ta.
Seni hangi rüzgâr
attı?
Hapishane firarını
duymuşsundur.
Huntsville?
Anne Ferguson, her ay
yüz mahkûma af çıkarıyor.
Valiye bir çek yazıp
onca zahmetten kurtulurlardı.
Barrow çetesinin işiydi.
Bonnie ve Clyde.
Onları enseleyebilen
olmadı.
Şu an sahada binlerce
adam var.
İyi olmalı.
- Şu ana kadar altı
memuru vurdu.
- Senin için ne
yapabilirim?
Onlardan hesap sor.
Bu fikri Bu fikri valinin malikanesinde açma yoksa sana gülerler.
Açtım, güldüler de,
vali benim yanımda.
- Teksas polislerini
geri mi getirecek?
- Hayır, asla.
O zaman hangi
yetkiyle?
Özel otoyol görevi.
Özel otoyol görevi.
Otoyol polisi mi?
Bu günlerde maaş ne
kadar, aylık 150 dolar mı?
Yüz otuz.
Rütbenin bir önemi
yok Frank.
Sadece onları
öldürmemiz lazım.
Manny'yle yaparsın
diye düşündüm.
Altı polisi mi
öldürdü?
Bu adamı öldürmen
gerektiğini biliyorsun.
Vali, gerekeni yapman
için tam yetkin olduğunu söyledi.
Onun sözleri.
Üzgünüm Lee ama Bir söz verdim.
Yüzünü gören
cennetlik Lee Simons.
Aynı kasabada
yaşıyoruz, seni hiç görmüyorum.
Selam Gladys, her
zamanki gibi çok hoşsun.
Ordu mu
doyuruyorsunuz?
Kadınlar derneği.
Yeni Henry Ford'uma
baksana Lee.
Seksen beş beygir,
keyifli değil mi?
Evet, hanımefendi,
kesinlikle öyle.
- Seni hangi rüzgâr
attı?
- Selam vermeye
geldim.
Bayan Vali bana aylık
130 dolar teklif ediyor Gladdy.
Ne yapman için?
Bonnie ve Clyde'ı
öldürmem için.
Ofisime dönsem iyi
olur.
Katılıyorum Lee.
Bir şey demeyecek
misin?
Mutfağı yeniden
boyayacağım.
Kafandaki bu demek?
Sanırım sarıya.
Yüce Tanrım.
Kızarmış yumurtan
nasıl, çok mu küçük?
- Hayır, yeterince
büyük.
- Tavuk yumurtası.
Ama çok küçükse oradaki
horozu alıp sıkarak içinden yumurta çıkarırım.
CBS haberi paylaşmak
için programa ara veriyoruz.
Hortum havası var,
demiştim.
Reed Springs Missouri
polisi, haydut Bonnie ve Clyde'la polis memurları arasında şiddetli çatışma
olduğu haberini paylaştı.
Kanunsuz sevgililer
sayıca az memurlara makineleri tüfekle ateş açtı.
Can kaybı hakkında
bir sayı verilmedi.
Yayın takvimindeki
programınıza dönüyoruz.
- İhtiyar Salazar
için mi çalışıyorsunuz?
- Evet efendim.
Çit onarır, kanyaş
keseriz.
Sanırım sizi önceden
gördüm.
Ara vermenizi
söylemem için gönderdi.
Hadi çocuklar.
Hanginiz iyi fırlatır?
Ben.
Şuradaki şişeleri
çıkar, birkaç tane yükseğe fırlatmaya çalış.
Tamam ve vurduğum her şişe için beş sent veririm?
Fırlat.
Evet, bir tane daha.
Olacak iş değil.
İhtiyarlamışım.
Fırlat.
Bir kısmını vurdunuz.
Evet, vurdum.
Sadece bir kısmını.
Hadi.
Alın çocuklar.
Ağzınızı açmamanız
için.
Tabii efendim.
Oradaki çantayı
getirir misin?
Bayım.
Gerçekten Frank Hamer
mısınız?
İşe dönseniz iyi
olur, tamam?
Hadi.
Yüzündeki ifade Gladys çok hoş ama başkomiser Hamer aksinin
teki.
- Bayan Hamer,
yardımcı olabilir miyim?
- Leanne, içeceğine
alkol katmasın.
Katılım iyi.
Domuzcuk nerede?
Boş odada kilitli.
Onu da götürme
ihtimalin yoktur herhâlde.
Bunu benden saklamış
gibi davranma.
THE AUSTIN STATESMAN 1000'DEN
FAZLA MERMİ ATEŞLENDİ Yeni Ford'umu almak istersin sanırım.
Sana bunun için çok
yaşlı olduğunu sana düşmediğini veya silahlardan uzak kaldığını
söyleyebilirim.
Ama boşuna olacağını bildiğimden
söylemeyeceğim.
Bunları söylemediğin
için teşekkür ederim.
Üzgünüm Gladdy.
Üzülme.
Evlenirken nasıl biri
olduğunu biliyordum.
Sandviç hazırladım.
Soğutucudalar.
Teşekkürler.
Bir şey daha var.
Uzun yol gideceksen
yağı eksik etme.
Tabii hanımefendi.
O ikisi beni
korkutuyor Frank.
Sen söyle.
Geri döneceğim.
Ofisi kendine
yakıştıramadın mı?
Aynı şekilde göze
batmayı istemem.
Dosyalar.
Yetkilendirme belgen.
Yetki sınırın teknik
olarak eyalet sınırında bitiyor.
Teknik olarak.
Sanırım rozetim bu?
Evet.
Beni haberdar edersin.
Yol boyu arar mısın?
Aradığımda ararım.
Önce nereye
gidiyorsun?
Texarkana, El Paso,
Dallas Lubbock?
YOLUNUZ AÇIK OLSUN
BONNIE VE CLYDE NEWTON BÖLGESİ POLİS MEMURU WES HARRIMAN, MISSOURI ŞERİF
YARDIMCISI MALCOLM DAVIS Uyan büyükbaba.
Tamam.
Annem işin olmasa
bile kahvaltıya uyanmanı söylüyor.
Evet.
Evet, haklısın.
Dan'i iş için biriyle
görüştürmem lazım.
Nate okula geç
kalmasın, olur mu?
Garaja bir saman
balyası daha koymayı düşünüyorum.
Pete birkaç haftaya
aramamı söyledi.
İdare ediyoruz baba.
Gerçekten.
- Hayır, amacım
üzerime düşeni yapmak.
- Teşekkürler.
Geliyorum!
Teşekkürler büyükbaba.
Bu acayip güzel bir
kurabiye.
BU YER BANKADAN
SATILIK Sen araba tamir ediyorsun.
Babamınkini de
edebilirsin?
Yanına yaklaştırsa
ederim.
Ama eskiden ünlüydün,
değil mi?
Bunu kim söyledi?
Timmy Hess, bir sürü
haydut vurmuşsun.
Evet, Timmy başka ne
dedi?
Hiçbir şey, bunun
yüzünden cehenneme gidebileceğini.
Yürü.
Günaydın.
Yardımcı olabilir
miyim?
Thompson yarı
makineli tüfeğe bakmak istiyorum.
Ve Colt gözcü, makineli
tüfeğe ve yukarıdaki özel, tabanca
kabzasına.
Carter.
Colt otomatik tabanca.
Ve arkasından 1917
Smith.
Ve şu B-A-R 30 sıfır
altıya bakmak istiyorum.
Ve yukarıda camın
arkasındaki sıfır üç Springfield'a.
- Şuradaki Remington
Model 11 tüfek.
- Yetmiş iki
santimetrelik mi, 50'lik mi?
Hayır efendim.
Kısa namlulu
istiyorum.
- O 12 mi?
- Evet efendim.
Şuradaki eski
Winchester'a bakayım, 30-30'a.
Yok, alayım.
Bana tutukluk
yapmayacak silah lazım.
Tommy için düz şarjör
mü, tambur şarjör mü istersiniz?
- Düzde kaç mermi var?
- Yirmi.
On iki tane alayım ve
iki tane de tambur.
Ve varsa Smith için birkaç
tane yarım tambur alayım.
Nikel kaplama yerine
siyahı var mı?
Bu fazla parlak.
Sanırım var efendim.
Tamam, o zaman Alayım.
Hangisini?
Hepsini.
Hepsini mi?
Evet efendim.
Dört kasa 45'lik
mermi Otuz sıfır altı için de aynısı Hatta diğerleri için yüzer mermi.
Bunca silaha ihtiyaç
duyarak kadar neyin peşindesiniz?
Sormamın sakıncası
yoksa.
Hayır efendim.
Hiç yok.
- Benim olduğumu
nasıl anladın?
- Takım elbise ve
arabaya bakınca seni banka sandım, sonra ne kadar kötü sürdüğünü görünce
anladım.
Onca silahın o hıyar
ve sevgilisiyle bir ilgisi var mı?
Manşetlerdeki kadar
kötü mü?
Evet.
Eve kadar geldin.
Fikrini değiştiren ne?
Bilmem, belki 85
yaşındaymış gibi yürümendir.
Dürüstsün.
Biraz fazla dürüst.
Bana sorup kararımı
bekleyebilirdin.
Kibar olurdu.
Dediğin gibi, fikrimi
değiştirdim.
Ayrıca Kaçsan kızın ne der?
Omuzlarımdaki yükün
kalktığını.
Nasıldır, bilirsin.
Onlar gibi
yaşamalıyım Gault.
Bu dava arabada
uyumak, haftada binlerce kilometre gitmek demek.
Zaten çok uyumam.
Uyuduğumda da rüyamda
ölü Meksikalıları görürüm.
- Sanırım Ledbetter'ı
arayacağım.
- O öldü.
Ya da Cuthbert.
O da öldü.
Alvarez de ve beni
listenin altına göndermeye devam edersençok alınacağım.
Yapma Pancho, ben
mezarda değilim ve gitmeye hazırım.
Tabii benim işe yaramayacağımı düşünmezsen.
Keyfin yerinde mi?
İçip içmediğimi çok
kibarca sordun.
İçiyor musun?
Kanımda bulunmuyor.
Sürmede yardım
edebilirim.
Hayır.
Ya da etmem.
Tanrı aşkına.
Bin.
Şarkı söylemek yok.
Yeni kolluk
kuvvetleri programımı karşılayabilmek için vergileri artırdım ve bu
yönetmeliğin ihtiyacı olan son şey miladı geçmiş bir çift kovboyun bu ekonomik
kriz süresince programınmükemmelliğine leke sürmesi.
İşitiyorsan kafanı
salla.
- Haydutları
yakalayacağız.
- Sen değil, sen
Eastham Hapishane Çiftliği'nde nöbette olacaksın.
Barrow'u onlardan
önce yakala.
İşte orada.
Hepiniz buradasınız.
Sizi gördüğüme çok
sevindim.
Çek defterlerinizi
çıkarın!
maaşımı almaya patrona gidiyorum Beni anladı dokuz
dolar borcu vardı Ayr Dağı, Iowa.
Ayr Dağı, Iowa.
Yoruluyorsun.
Yerine her zaman ben Ge Sadece
söyledim.
Sence oradaki
cephaneliği soyanlar onlar mıydı?
Büyük ihtimalle.
Illinois'da araba
çalıp çevirmeden çatışarak geçtiler.
Üç yıldır aynı
döngüdeler.
Kansas veya Iowa'ya
doğru kuzeye, Illinois veya Indiana doğru güneye, Arkansas'ya doğru güneye.
Baştan başlamak için
Teksas'a döndüler.
Red River'ın kuzeyi
yetkimizin dışında.
Onları orada Hoover
yakalayabilir.
Carthage Carthage
Carthage, Missouri.
Eyer bile adamın
kıçını bu sert koltuklar kadar acıtmaz.
Daha önce hiç kadın
vurmadım Pancho.
Clyde'ı uzun
menzilden vurursak kız Kız da teslim
olur.
- Uyarmadan adam mı
vuracağız?
- Clyde'ın vurduğuna
Tanrı şahit.
Evet ama bizi ondan
ayıranın bu olduğuna da şahit.
Clarksdale,
Mississippi.
- Sonra nereye?
- Gittikleri yere.
Eve.
DALLAS, TEKSAS Batı
Dallas viyadüğü.
Şeytanın arka
verandası.
Ben de kendimin kötü
koşullarda yaşadığını, sanırdım.
Dosyaya bir bakayım.
Bernal Sokağı.
Şuradaki, annesinin
evi.
Birbirleriyle çok
yakınlar.
Köşedeki Barrow'unki
olmalı.
Eagle Ford Yolu.
Burada iki ailenin
günde bir kez telefonda konuştuğu yazıyor, - bir hafta önce kesilmiş.
- Bunu nereden
biliyorlar?
Federal dinleme
cihazları.
FBI ajanları hatlara
bağlanıp konuşmaları kaydedebiliyor.
Yok artık.
İnanamıyorum.
Poncho.
Bu çocuk neyin
peşinde?
Poncho!
Onu hemen
yakalamalısın.
Birini mi
kovalıyordunuz?
Jim Thorpe, sen
kimsin?
John Quinn.
Ferguson Eyaleti
Polis Memuru.
Bu, Kendale, ABD
Soruşturma Dairesi'nden.
Özel bir görevde olduğunuzu
duyduk efendim.
Müdür Hoover selam
söylüyor.
Ve güneydeki
bağlantıları aracılığıyla ipucu gönderiyor.
Ne oluyor?
Ona sor.
İyi misin?
Hani arkamı
kolluyordun?
Şimdiye ölmüştüm.
Bir blok daha
koşsaydın ikimiz de ölürdük.
Bilgilerimize göre
Barrow, Brownsville'de saklanıyor olabilir.
Bilmiyor
olabilirsiniz ama bu oldukça koordine bir operasyon.
Sağlayacağınız yardımı
seve seve kabul ederiz.
- Brownsville'de.
- Hiç yabani at avlar
mısın Quinn?
Ne?
Tanrım!
İnanmıyorum.
Geniş alanda
avlanırlar.
Ama hep eve dönerler.
Binlerce kişiden
oluşan polis kuşatması var.
Barikatlar, havadan
gözetleme.
Barrow Çetesi'nin
yakın zamanda mahallesinedöneceğinisanmam.
Hayır efendim.
Haydut ve yabani
atlar her zaman eve döner.
Siz de eve dönseniz
iyi olur.
Burası Llano Bölgesi
değil.
Emekliliğinizde
başınıza bir şey gelmesi çok yazık olur.
Herhangi birine bir
şey olması çok yazık olur.
Efendim, izin
verirseniz Dedektif Quinn, Barrow
çetesinin cephaneliği soyduğunu söylüyor.
Ölümcül silahları var.
Buna çift frekanslı
sistem deniyor.
Heybenizde yoktur
herhâlde.
Polis kuşatmasının
olmazsa olmazıdır.
Bunun olmaması Timbuktu'da
olmanızla aynı şey.
Ya da Brownsville'de boktan tavsiyene uymamla.
Pek iyi karşılanmadık.
Evet.
Yeni dostlar edinsek
iyi olur.
Smoot Schmid, baylar.
Kendinizi tanıtmanıza
gerek yok, sizi tanıyorum ama tokalaşmayı çok isterim.
- Nasıl gidiyor?
- O, Bob Alcorn, Kola
makinesine dayanan ise Şerif Yardımcısı Ted Hinton.
Oturun.
Vay be.
Hamer ve Gault.
Candelaria hikâyesini
torunuma kaç kez anlattın, biliyor musunuz?
Her gece, uyumadan.
Bunu dinlemek istiyor.
Gerçekten her gece.
Nasıl uyuyor?
Şerif, biz aramanın
içindeyiz çok özel bir şekilde.
- O kadar özel değil.
Haber yayılıyor.
- Yayılıyor.
Clyde'ın senin
kellene ödül koyduğunu duyduk.
O şerefsiz uğramak
isterse diye ön kapımı hiç kilitlemem.
Onu öldüreceğiz.
- Ama bize yardım
etmelisin.
- Onur duyarım.
Mahallede güven istiyoruz.
Aileleri tanıyan ve
konuşmak isteyecek birisini.
Birlikte büyüdükleri
çocuk nasıl olur?
Clyde'la çalışmış,
Bonnie'yi küçüklüğünden beri tanıyan biri.
Görür görmez o
ikisini tanıyabilecek birisi.
Bir silecek kadar
aptal.
Ama güvenilir biri.
Onu nerede
bulabiliriz?
Kola makinesine
dayanıyor.
Burada büyümek zor.
Clyde her zaman
yaramazdı.
Çocukken hep hırsız,
polisçilik oynardık.
Tahmin edeyim, polis
sendin.
Tek olmak istediğim
buydu.
Ve Cleveland
Indians'da short-stop mevkisinde oynamak.
Ve Bonnie, onu - Bayan Parker'ı tanıyor musun?
- Verandanın arka
tarafında büyüdü.
Cement City yakınında.
Babası yok.
- Sert bir kadın
olmalı.
- Tam tersi efendim.
Ufak tefek bir şey.
Sadece 40 kilo.
Okulun en zeki
kızıydı.
Tüm oyunlarda yer
alır, heceleme yarışmalarını kazanırdı.
Evet.
Şiir yazardı.
- Evet.
- Yani çekici bir
kızdı.
Saçı pembemsiydi.
Bizim beyzbolcu, kıza
vurulmuş.
Adliye kafeteryasında
garsonluk yaptığı her erkek ona vurulmuştu.
Barrow gibi haydutla
yolu nasıl kesişti?
Çok sıkıldı.
Clyde da afili bir
arabayla geldi.
Bonnie, çalıntı
olduğunu anlayana kadar Clyde'a âşık oldu.
Romantik değil mi?
Karımla tanıştığımda
o, Oklahoma Eyalet Fuarı'nın ödül ineğini sağıyordu.
Bu tanışmaya şarkılar
yazıldığını hayal edemiyorum.
Dosyada, iki
barikatınızı geçtikleri yazıyor.
Oklahoma'da da
barikattan geçtiler.
Kansas'ta, New
Mexico'da.
Ayrıca onları vurma
şansın varmış.
Clyde için bir çeşit
Fu Mançu diyorlar.
Dokunulmaz olduğunu.
Time dergisi ona
süper insan dedi.
Gördünüz mü?
Belki de Bonnie'ye nişan
alamamışsındır Ted.
Anlamadım efendim?
Eskiden adliye
kafetaryasında sana pikan cevizli kek getiren kıza tetiği çekememişsindir.
Elinden gelmiyor.
Çekmeme gerek yok.
Benim görev yerim,
burası, Batı Dallas.
Arka verandaya balık
kavağa çıktığında gelirler.
Yoldalar Ted.
Dinleme cihazlarına
göre Bayan Parker, Paskalya pazarı kırmızı fasulye ve lahana pişiriyor.
Efendim, sizi
anlamadım.
- Telefon dinleme
cihazını bilmiyor musun?
- Dinleme cihazlarını
tabii biliyorum!
Kırmızı fasulye ve
lahananın ne alakası var, anlamadım.
Bonnie'nin annesi
kırmızı fasulye ve lahana pişirdiğini söylediği tarihler genel Dallas
bölgesinde ikisinin görülme veya çatışma tarihleriyle örtüşüyor.
Kırmızı fasulye ve
lahana.
Şifre bu.
Yani çocuklar eve
geliyor.
Sizinle geleyim mi?
Hayır efendim.
İki güne, Paskalya
pazarı buluşuruz.
Sabah ilk iş Eagle
Ford yolundan bir blok ötede buluşuruz.
Barrow ve Parker'ı
tanımlayacaksın.
Emrinizdeyim.
Kızı vurmaktan
korkuyorlar.
Clyde'ın silahı
doğrulması için gereken bir saniyeyi verir.
Sıska bunu biliyor.
"Jesse James'in
hikâyesini okudunuz, yaşam ve ölüm hikâyesi.
Hâlâ okuyacak bir şey
arıyorsanız işte karşınızda Bonnie ve Clyde'ın hikâyesi.
" Eskiden kitabının yayımlanması için yetenekli olmak
gerekiyordu.
Artık insan vurman
gerekiyor.
Burası da ne?
Bir ya da iki ay önce
buralarda kamp yaparken görüldüler.
GEÇMEK YASAK
İyi bir nişancıymış.
Veya yanına kadar
yürüdüler.
Şuna bak.
- Her atış aynı
delikten geçti.
- En son ne zaman
ateş ettin?
Karşımızda kim var,
biliyor musun?
Bir fikrin var mı?
Daha önce görmediğimiz
bir şey değil Pancho.
Joplin'de çatışma
oldu.
Binden fazla el ateş
edildi.
Bu da ne?
Colt gözcü, makineli
tüfeği.
Saniyede bir
kilometre hızla, 25 mermi ateşliyor.
Bizim Clyde, Browning
30 kalibrelik otomatik tercih ediyor.
Az çok aynı silah, tek
farkı bu silah 40 mermi ateşleyebilen
kaynaklı alttanşarjör kullanıyor.
- Yaşlı ihtiyarla
tanışmadı.
- Siktir.
O kadar şanslı
değilim.
Onlardan bana da var
mı?
Sorun olur mu?
Mutlu Paskalyalar.
İşemem lazım.
Evet, gece boyu 40
kez kalktıktan sonra bir şey kalmış olabilir.
Horultunu çektiği
için Gladys'in cenneteki yeri hazır.
- Buna ne zaman
başladın?
- Acele et.
İçeri gidip orada
beklesene.
Barrow ve Parker
yerlerinde, Clyde'ı etrafta gören yok.
Şaşırma Ted.
Clyde, eski
mahallesinden sirk geçiren silahlı küçük adamı fark eder.
Parker'ın evinde
kırmızı fasulye ve lahana varmış.
Açsanız Başkomiser
Hamer.
Belki de yaban
atlarıyla gelip tekrar gitmişlerdir.
Grapevine
yakınlarında çatışma olmuş, ölen polisler var.
Ben bir şey demedim.
Arabaya bin Ted.
Oradan manzara nasıl
görünüyor Bay Hoover?
Yüksekten uçan kancık.
Araba tüm sabah orada
duruyordu.
İki polis memuru
yanlarına çekti - Bekle.
- Ona sen açıkla Ted.
- Buna ne diyorsun?
- Çocuk silahını
dolduramamamış.
Parmak izi analizi
için bunu da merkeze götür.
Bastığın yere dikkat
et kovboy.
Burası aktif suç
mahalli.
Yürü git.
Haklıydın.
Geri döndü.
Dallas'a döndü.
Marul.
Çiti kontrol et.
- Ne yapıyorsun?
- İki tane daha var.
Ateş edilen üçüncü
silah, ya Joe Palmer'ın ya da Ray Hamilton'ın.
Balistik inceleme
yaparız, belki bir şey öğreniriz.
Hayır, izler Palmer
için çok büyük ve derin.
Bunlar sürücü tarafı.
O zaman o B-A-R'ı
ateşleyen Raymond olabilir.
Evet, ağır.
Bence Clyde on
kalibrelik pompalı kullanmış.
Küçük kız da
yirmilik, kısa namlulu.
Şunu görüyor musun?
Sol bacağını sürümüş.
Topal mı?
Clyde birkaç ay önce
bir sapağı kaçırdı.
Kazada kızın bacağı
yandı.
Neden Bonnie'nin
evcil tavşanı var?
Belki hediyedir.
Bonnie'nin annesi
için.
Veya Billie Mace'e.
Böyle cömerttir.
Evet, kasvetli havada
güneş açtırır, değil mi?
Ufak tefek bir şey,
sadece 40 kilo.
Ama yerdeki otoyol
devriyesini suratından vurabiliyor.
İzlerden anlaşılıyor
mu?
Bu topuk izini
görüyor musun?
Polis yan yatıyormuş.
Bonnie, olacakları
görmek için polisi çevirmiş.
Büyüdüğün çocuklar artık
insan değil.
Bana bak!
Bunu sonraki yol
bariyerinde hatırla.
İyi misin evlat?
Evet.
Haberleşiriz.
OKLAHOMA'YA
GİRİYORSUNUZ Red River.
Eyalet sınırı.
Oklahoma.
Vurgulamak istedim.
Teşekkürler.
Artık açık alandayız.
Evet, neredeler?
Emin değilim.
Neden?
- Senin için çalışıyorlar.
- Üç gün önce
Dallas'daydılar.
Bu kadarını biliyorum.
Hamer'ın sıkı
kontrolün altında olacağına söz vermiştin.
Değil mi?
Beni aptal konumuna
düşürürlerse bedeli ağır olur.
Birbirimizi anlıyor
muyuz Hapishane Yöneticisi Lee Simmons?
Evet hanımefendi.
Güzel.
Hiç görmedim.
Hiç görmedin mi?
Evet iki yüz altmış kilometre boyunca başka bir benzin istasyonu yok.
Siyah lastikli mavi
sedan görmedin mi hiç?
Hayır.
İki erkek, bir kadın.
Kuzeye gidiyorlar?
Bonnie ve Clyde'ı
arıyorsan onları görmedim.
Ve görseydim Yolları açık olsun.
Sadece benim gibi fakirlerden
çalan bankalardan çalıyorlar.
Evet?
Tanrım.
Ne var?
Bonnie ve Clyde
hakkında söyleyeceğim her şeyi söyledim.
Dallas'ta kendi
kanının gölü içinde ölen bir polis memuru var.
Fişekleri cebinden
çıkarmaya çalışırken kafası patlatıldı.
Paskalya pazarı
sabahı.
Ailesi gelecek hafta ekmek
kuyruğunda olacak.
Yolları açık olsun?
Yolları açık olsun?
Poncho!
- Gerçekten bunu mu
söyleyeceksin?
- Poncho!
Dün buradan geçtiler.
En yakın mülteci
kampının yerini sordular.
Eyalet haritasında
gösterdim.
Siyah lastikli mavi sedan.
Kadın beyaz bir
tavşan taşıyordu.
Bu günlerdeki benzin
fiyatları herkesin sinirini bozuyor.
Ne var?
- Arkadaş canlısı
olan sensin.
- Yani daha iyi yalan
atan benim.
Adam mı arıyorsunuz?
Ben de aynısını
soracaktım.
Ortağımla bir süredir
yollardayız.
İşimiz Fort Worth'da
battı.
Haczedildi.
Lanet bankalar.
İncil'de öyle yazıyor.
Bankalar şeytan işi.
Aynen, kızım ve erkek
arkadaşı kamp kamp dolaşıp iş arıyor.
Yeni Ford sedanla
gelmiş olmalı.
Onları görmüş
olabilir misiniz?
İki erkek ve kızıl
saçlı bir kız.
Ufak tefek bir kız.
Buradan geçmediler.
Karşılığında
tulumbanızı kullansam?
Çok teşekkürler bayım.
Yolunuz açık olsun.
Beni sevdiler.
Birinci kalite çamur
pastası yapmışsın.
Senin gibi bir kızım
vardı.
Artık kocaman oldu.
Kendi çocuğu var.
Bir erkek.
Hey.
Sana bir şey
sorabilir miyim?
Bu ikisini buralarda
gördün mü?
Kıyafetleri çok şık.
Bunlar kötü insanlar,
başkalarının canını yakıyor.
Onları bulamazsak daha
çok insanın canını yakacak.
Onları burada gördün
mü?
Tamam.
Müthiş.
Neden arabadan inip herkesi
bir güzel benzetmiyorsun?
Bunu bana o kadın
verdi.
Hâlâ sıcak mı?
Burada izmaritler
var, saçılmış.
Sarma Durham.
Bonnie, Camel içiyor,
değil mi?
Evet.
Clyde, Lucky içiyor.
Üçüncü kişiye hep
nöbet tutturuyorlar.
Genelde araba
yakınında, kendilerinden uzakta.
Ama o hangisi?
Hapisten üç kişi
kaçtı, yanlarında sadece bir kişi var.
Belki Hamilton'dır,
dediğin gibi.
Belki yanılmışımdır.
Pardon, anlayamadım.
Ne dedin?
Hamilton, o Elebaşı o, başı o çekiyor.
Şuradaki Durham, o
takipçi.
Tüm bunları
dosyalarından mı anladın?
Bir kurtla bir
köpeğin izini sürünce farkı anlıyorsun.
Üçüncü adamımız
Clyde'ın nöbet köpeği.
Clyde içmeyebilir ama - Bonnie kesin içiyor.
- Küçük kız ciddi acı
içinde.
Afyon ruhu.
Clara Bow'a bayılırım.
Sıkışmış görünüyor.
Yardıma ihtiyacınız
var mı?
Yüce Tanrım, bana
yardım et.
Selam tatlım.
Kansas mı, Oklahoma
batısı mı?
Dosyaya bak, yakınlarda kaçakların ailesi var mıymış, bak.
Buradaki radyo var ya?
Bu standart radyo
değil.
Sana ne kadara mal
oldu?
Glady'ye sorman lazım.
Sessiz sakin bir
yolculuğa taş koyuyor.
Lubbock'tan olmadı
zaten.
Evet, bu güzeldir.
Bu acil bir duyuru Polis
henüz bir detay paylaşmadı ama gelen bilgilere göre iki polis memuru Commerce,
Oklahoma'nın hemen kuzeyinde, taşradaki şehir yolunda vuruldu.
Ne kadar uzaklıkta?
Otuz kilometre.
Kötü görünüyor.
Bugün nasılız?
Görev başında bir
polisin ölmesi hiç iyi olmaz.
Geçmemiz gerek
efendim.
- Hemen.
- Sadece FBI'ın çok
eyaletli yetkisi var.
İzleri takip
etmeliyiz.
Bu belge burada işe
yaramaz.
Devlet görevlisi veya
Oklahoma polis memuru değilseniz bu barikatı geçemezsiniz.
Geri dönün.
Kahretsin.
Ne yaptığını
sanıyorsun?
Kız için ilaca
ihtiyaçları var.
En yakın büyük şehir
hangisi?
Biliyor musun Poncho?
Ben sürsem iyi olur.
Hangi kasaba?
O ne?
Gider raporu.
Ne kadar Ne kadar tuttuğumuzun.
Vücudunda kaç mermi
var?
Ne bileyim.
Sanırım 16.
İnsan mermileri böbrek taşı gibi vücuttan atamaz.
Sana Bir ara doktora muayyene olman iyi olabilir.
- Senin de muayyene
olman iyi olabilir.
- Vücudumda mermi yok.
Ben seni koruyordum
da ondan.
Clyde önümüzde.
Burada ne kadar daha
oturacağız?
Bilmiyorum.
Daha iyi bir fikrin
var mı?
Daha iyi mi, bilemem.
Dosyada Eastham
firarında kaçmaya çalışan ama otobüsü kaçıran bir mahkûmunolduğu yazıyordu.
Wade McNabb.
Neden?
Özgür olsaydın arkadaşlarınla
buluşmaya çalışmaz mıydın?
McNabb sadece
silahlar yüzünden yatıyor, katil değil.
Lee Simmons ona izin
verebilir.
Valinin imzalaması
gerekir.
Yetkimizi
genişletmemize pek sevineceğini sanmam.
Sadece söylüyorum.
Maney.
Bonnie Parker.
Onlardan bugün on
tane gördüm.
Evet, moda Moda bu oldu.
Revaçta.
Nereye?
Tuvalet ihtiyacı.
Tanrım.
Daha yeni gittin!
Kareye gir.
Bonnie ve Clyde!
Onlar, köşeden
dönünce.
Pompalıyı al.
Buradan çıkacağız.
Hadi.
Arkaya park ettiler.
Birisi girdi.
Ray Hamilton da
değildi.
Henry Methvin'di.
- Firardaki üçüncü adam.
- Biliyorum, gördüm.
Bıraktın mı?
Gözüm Clyde'ın
üzerindeydi.
Clyde mı?
Gözün Gözün Clyde'ın üzerinde miydi?
Vurma şansın var
mıydı?
Neden vurmadın?
Çok fazla insan var.
Hayran kulübü gibi.
Lanet olsun.
Orada!
Göremiyorum!
Evet.
Bu sabah durup güzel
bir kahvaltı etmişler.
Yumurtalı ekmek ve
kahve.
Clyde alakart menüden
yumuşak, haşlanmış yumurta söylemiş.
Amarillo'da tatlı,
küçük bir restoranda.
- Amarillo mu?
- Evet.
Clyde dün gece 650
kilometre mi gitti?
Yedi yüz yirmi.
Hiç düşündün mü belki Belki bizden geçmiştir.
Binlerce polisten
oluşan kuşatmayı annesine tavşan vermek için geçti.
Şimdi ne yapacağız?
Sadece bir fikrim
vardı.
Pancho!
CLYDE, HENRY FORD'A
MEKTUP GÖNDERDİ "MÜTHİŞ ARABA YAPIYORSUN" Teşekkürler efendim.
Otoyol biriminden olduğunuzu
söylediler ama Aslında kim olduğunuzu
biliyorum.
Katil görünce anlarım.
Eminim anlarsınız Bay
Barrow.
Bakın bayım.
Oğlumu öldürmeniz
gerektiğini biliyorum.
Sizin suçunuz değil.
O kurtulabilecek
noktayı geçti.
Söylemek istediğim
bir şey var.
Burada.
O böyle doğmadı.
Doğduğunda kötü ruhlu
değildi.
Küçük Huck Finn'im.
Cummie'yle ona böyle
derdik.
Bisikletleri severdi.
Ama aslında müzisyen
olmak istiyordu.
Şık giyinip kız
tavlamayı falan seviyordu tabii ama Kötü
bir çocuk değildi.
Umutlarım yüksekti.
İnsanlar kim olduğunu
ancak çok geç olunca anlar.
Yani kötüye dönüşünü
mü diyorsunuz?
Bunu mu diyorsunuz?
Bir tavuk çaldı.
Lanet olası bir tavuk
çaldı.
Ve kanunlar ona kötü
adam damgası vurdu, o günden sonra kanunlar
Clyde'ın peşinde.
- Peşinde mi?
- Evet efendim!
- Peşinde miydi yoksa
izledi mi?
- Sanırım hepsi size
aynı.
Polissiniz.
Evet, polisim.
Küçükken sadece vaazcı olmak istemiştim.
Vaazcı mı?
İnanmamı mı
bekliyorsunuz?
Papazlık okulu için
para biriktiriyordum.
San Saba'da ortak
tarlalarda çalışıyordum.
İyi bir nişancı
olduğum yayıldı.
Çiftlik sahibi
McSwain bir gün beni verandaya çağırıp yüz elli dolar teklif etti.
Gülüp "Kimi
öldürmem gerek?
" dedim.
Bana bakmaya devam
etti.
O an anladım.
Çakal veya kokarca
öldürmekten bahsetmiyordu.
İş ortağını öldürmek
istiyordu.
İş ortağına söyleyeceğimi söyledim.
- Çok akıllıca
hareket değil.
- On altı yaşındaydım!
Dediğim gibi papaz
okulu için para biriktiriyordum.
Birkaç hafta sonra evine birkaç torba taşımamı istedi.
Ben içeri girmeden
pompalı çıkardı.
Beni kafadan sırtımdan
bacağımdan vurdu.
Hâlâ anlamadığım bir
sebepten üzerime basıp içeri girdi.
Belki doldurmak için.
Bilmiyorum ama Sürünerek uzaklaştım.
Sulama hendeğine
saklandım.
Zenci tarla işçisi
olmasaydı ölürdüm.
Gelip beni buldu.
Eve taşıdı.
Annem tüm yaz bana
baktı.
Sonbahar gelince Papaz okulu için hazırlandım.
En azından onlara
böyle söyledim.
Kasabadan çıkarken
McSwain'e uğradım.
Bahçe zilini çaldım.
Çıktı.
Ve aynı verandada o
şerefsizi vurup öldürdüm.
Ve hayat gayem de
kayboldu.
Meğerse McSwain
aranan biriymiş ben de kanun adamı oldum.
Büyük değişim, değil
mi?
Evet efendim.
Büyük.
Bunları neden bana
anlatıyorsunuz?
Clyde'ın o tavuğu
çalmasına sebep olan şey ne, hiç
düşündün mü?
Belki açtı.
Belki hepimiz açtık.
Ona lafım yok.
Teslim olmayacak.
Onu zaten asacaksınız.
Kaçarken vurulmayı
tercih eder.
Oğlun doğduğunda kötü
ruhlu olmayabilir ama artık kesinlikle
öyle.
Beni anlamadınız
efendim.
Bir şey söylemeye
çalışıyorum.
Bunu söylemek kolay
değil.
Bunun sadece bir
şekilde bitebileceğini biliyorum.
Ve sizden rica
ediyorum, lütfen Hemen bitirin, lanet
olsun.
Ailem için bitirin.
Lee Simmons'ı
arayacağım.
Wade McNabb'e izin
vermesini söyleyeceğim.
Müthiş bir fikir.
Billy Mays'in seni
bırakmasına inanamadım.
Altmış gün.
Ve o süre içinde bir
iş bulup sorun çıkarmazsam şartlı tahliye olabilir.
Ama bu gece bir
şeyler çıkaracağım tatlım.
Tam benlik bir yer.
Nasılsın tatlım?
Doğru mu?
Clyde Barrow'u gerçekten
tanıyor musun?
Vurulmadan önce kardeşi
Buck'ı da tanıyordum.
Seninle ne yapacağız?
- Aklıma birkaç şey
geliyor tatlım.
- Öyle mi?
Çiftlikten ayrılmak
güzel mi Wade?
Bana isminizi
söylemediler.
Gerek yok.
Anlıyorum.
Bana bir içecek söyle
zeki dostum.
Ya da söyleme.
Hela nerede?
Benden ne
istiyorsunuz?
Söylesene büyükbaşı pazara mı getiriyorsun baba?
Yemin ediyorum koca
adam.
Meksika'ya kaçma
planları var.
Söylenen bu.
Sen ne biliyorsun Joe?
Evlat, küçük haydut
tavırlarını bırak da ciddi ol.
Yoksa bana yardım
edemezsin.
Lee Simmons'a
söylerim, seni bu akşam çiftliğe götürür.
Tamam efendim.
Sana bir şey
söyleyeyim bayım.
Bizim Wade'e bulaşmak
için yanlış yere geldiniz.
Aynen öyle ihtiyar.
Biliyor musun, Wade,
Clyde'la çalışır ve buranın kralı da
Clyde'dır.
Şık ayakkabılara
dikkat et.
Şuracıkta vurulmanız
çok kötü olur ama seve seve vururum.
Güzelce rahatlayan
birini soymaya çalıştığınıza göre çok
cesursunuz.
Şu bölmeye girin.
Gelip çıkmanızı söyleyene
kadar orada kalın.
Clyde kral olabilir ama ben Teksas polisiyim göt.
Billie Mace,
Bonnie'nin saçını yapacak.
- Ne zaman?
- Yarın.
Yemek vakti.
İki kız gibi
görünebilir.
Clyde bazen peruk
takar.
- Kendi kuyruğunuzu
kovaladınız, değil mi?
- Evlat, doğruyu
söylüyorsan kalan zamanını güzel, medeni
bir federal hücresinde tamamlarsın.
Ama bana yalan
attıysan çiftlikte taş kırmaya dönersin.
Ve dişlerini eline
verirler.
Neden bu kadar sürdü?
Tuvalette biri var.
Billie Mace sen misin?
Billy Mace olmalısın.
Selam büyükbaba.
Yine yarışalım mı?
Annen ayakkabı
bağlamayı öğretmendi mi?
- Bir daha görüşecek
miyiz?
- Hayır efendim.
Toz ol!
Toz ol.
Şair gibi konuştun.
"Daha iyi bir
yaşama gidiyoruz.
Sonra görüşürüz.
" McNabb uyarmış.
McNabb!
Aç şu lanet kapıyı!
Lanet olası hayvanlar.
O çocuk benim
yüzümden mi öldü?
Hayır efendim.
Senin yüzünden değil.
Bulaşmasaydık dokuz
aya çıkardı.
Adamın ölmesine gerek yoktu.
Olabilir ama o adam kendi
seçimlerini yaptı.
Bak Frank ikimizin arasındaki fark işte tam bu.
Doğru ve yanlış
kavramları arkasına saklanabiliyorsun.
Bense Ben kimin yaşayıp kimin öleceğine karar vermeyükünü hiç sevmedim.
Aramızda farklar var
Maney.
Ama bir şeyin
arkasına saklanmak değil.
McNabb'le birlikte on üç kişi öldürdüler ve insanlar onlara
kahraman diyor.
- Ne dedikleri kimin
umurunda - Benim!
Onları
idölleştiriyorlar.
Buna bir son
vermeliyiz.
Asla kolay olmaz.
Asla güzel olmaz.
Ama yolun sonunda her zaman kan vardır, biliyorsun.
Benim kadar sen de
biliyorsun.
Çok kan gördüm - onlarınki dışında.
- Lanet olsun Maney,
neden Neden geldin ki?
Gelmek zorundaydım.
Ama nedenini tam
olarak bilmiyorum.
McNabb'i ölüme
göndermişiz gibi görünecek.
Anne öğrenecek Ne seni ne de kendimi koruyabileceğimi
sanmıyorum.
Bu meseleyi
düzeltmemiz için Autin'e dönmelisin.
Anlıyorum Lee.
Eve dönmeye hazırsan
seni götürürüm.
Beni daha iyi bir
yaşama götür.
Bir şişe alıp oraya
kurulur Clyde'ın gelmesini beklerim.
Sence bunun bir
anlamı var mı?
Daha iyi bir yaşama gitmenin?
- Hiç gitmediği bir
eyalete mi gidiyor?
- Olabilir.
Hangi eyaletler
tutuklama emri çıkarmış?
Hayır, daha iyisi Hangilerinde çıkarmamış?
New Mexico.
Colorado.
Louisiana.
Haydutlar her zaman
eve döner.
Belki de yanlış eve
bakıyoruzdur?
Methvin, o nereli?
- Kansas.
- Orada hâlâ ailesi
var mı?
Hayır, babası Bienville Bölgesi'nde yaşıyor.
Shreveport'un
doğusunda.
BIENVILLE BÖLGESİ,
LOUISIANA Sahibi, iş karşılığında kalmalarına izin veriyor.
Henry'nin babası odun
nakliye işinde.
Bu onun kamyoneti.
Ivy Methvin.
Evcilik oynuyorlar.
Kız ufak tefek bir
şey.
Adam da.
İyi misin?
Evet.
Odayı düzelt.
Evde olmamaları iyi
oldu.
Bu bölgede tutuklama
yetkimiz yok.
Onları tutuklamaya
gitmedik Maney.
O zaman bir dahakine bölge
şerifini getirelim.
Tamam, ya o da yardım
ediyorsa?
Yozlaşmış bir şerif burada
görüşmemiş şey değil.
Öğrenmenin tek yolu
var.
- Clyde'ı gördüğünüzü
söylüyorsunuz.
- Evet efendim.
Nerede?
Kuzey otoyolunda mı?
- En son üç kilometre - O olduğunu biliyor musun?
İsmim Flavious Kern.
Barrow aile papazıyım.
Müsaade var mı?
Teşekkürler.
Şimdi geldiğimi kimse
bilmiyor ve beni hiç görmediniz.
Ama aile size çok
minnettar çünkü çocuklar Onlar iyi çocuklar.
Biraz boylarından
büyük işe kalkıştılar ama burada aranıyorlar, onları görmediğinizi biliyorum, bölgenizde
olduklarını hiç duymadınız ve bunun böyle kalmasını istiyoruz.
Clyde size minnetini
gösterecek ama aile de kendi göstermek
istiyor.
Bölge kilisesine
destek deyin.
Vaktinizi daha çok
almayayım.
Bu timsahı pompalıyla
mı Hayır, böyle bir tırpan kullandık.
Beni dinle göt herif.
O itleri Bienville'de
görürsem öldürürüm.
Rüşvetini alıp eve
dön yoksa seni de vururum.
Biz sahtekâr değiliz.
O zaman tam da
aradığımız adamlarsınız.
Ağaç!
Bay Ivy.
Orada birkaç kişi odun
kesip taşıyabilecek birini arıyor.
Ücreti iyiymiş.
Daha çok işçi
gerekirse ben ve adamlarımın işe ihtiyacı var.
Burada çalışın.
Başlayın.
Tabii efendim.
Bu da ne?
Ben Şerif Jordan.
Bu da şerif
yardımcısı Bay Oakley.
Siz kimsiniz?
Seni ilgilendirmez.
Tek bilmeniz gereken
Bonnie ve Clyde'ın fena çakılacağı Bay Methvin.
Vurulup ölmezlerse
idam edilirler.
- Oğlun Henry de
onlarla gidecek.
- Oğlum kimseyi
öldürmedi.
Grapevine, Teksas
yakınlarında otoyol devriye polisini öldürdü.
Tanığımız, balistik
raporlar gereken her şey.
Telefon kayıtları.
Eninde sonunda size
geleceklerini biliyoruz.
- Oğlunuza yaşama
fırsatı vereceğiz.
- Nasıl?
Onları göstermesi
gerek.
Gösterirse öldürmek
yerine tutuklarız.
- Yani Henry'yi
bırakacaksınız.
- Teksas bırakacak,
evet.
Bir kaç güne
gelebilirler.
Oğlunuzla yalnız
kaldığınızda ona ilk fırsatta ayrılmasını söyleyin.
Henry'yi görmeye
gelecekler.
Bekliyor olacağız.
- Size neden
güveneyim?
- Söyledim de ondan.
O böyle biridir.
Bir kuralları var.
Ayrılırlarsa ortalığın yatışması için birkaç gün
bekliyorlar ve evimde buluşuyorlar.
Clyde canlı ele
geçirilemez.
Oğlunuz da
geçirilemez efendim.
Elindeki bu fırsatı
değerlendirmezse.
Evimi seviyorum.
- Anlamadım?
- Evimi seviyorum!
Clyde bana aldı ve evde
kimseyi vurmanızı istemiyorum.
Henry için gelecekler.
Sadece bir giriş ve
çıkış var.
Ringgold Yolu.
Ringgold Yolu.
Oğlum güvenli alana
geçince Onları orada öldürürsünüz.
Tamam.
İki tane al.
- İki.
- Buyur.
Teksaslılar sayımızı
geçti Sanderson.
Evet, Dallaslılara
ihtiyacımız var, eşkâllerini bir tek onlar biliyor.
İhtiyar Ivy,
araçlarında silah dolu olduğunu söyledi.
Makineli tüfekler, el
bombaları, binlerce pompalı fişeği.
Dört tekerli
cephanelik gibi.
- Göreceğiz.
- Avlanmak gibi olacak.
Geyik derisi
yüzeceğiz.
Kahretsin, bir kere
de elim boş olmasın.
Dallas gazetesi
gerçekleştiğinde çekmem için bana kamera verdi.
Para vereceklermiş.
İnanabiliyor musunuz?
Bu dünya ne hâle
geldi böyle?
Hadi bakalım.
Üç yedili mi?
Belki de bahsi altı
yüze çıkarmalıydık, daha ilginç olurdu.
Hayır.
Başkomiser parasına
oyun oynamayı, pazarları içmeyi yasakladı.
Sıkıcı duruyor.
Evet, cennetteki
yerim hazır, bu kadarını söyleyeyim.
Dışarıda ne yapıyor?
Bazen yalnız kalmayı
sever.
Şerif Smoot, Hamer'la
aranızdaki elliden fazla kişiyi öldürdüğünüzü söyledi.
O sayıyı bir akşamda
geçtik.
Burnumu sokmak
istemedim.
Sorun değil evlat.
Ortaya koyun baylar.
Gençtim.
Senden gençtim.
Güney Teksas'ta, Candelario
adında bir yerde.
Teksas Polisi C Bölüğü.
Kuru nehir yatağında
yaklaşık 60 haydutu kıstırdık.
Adamlar yarım düzine
çiftliği yakmış, bir düzinesini öldürmüştü.
Bir o kadarına da
tecavüz etmişti.
Neyse, oraya her
gidişimizde karşılarına çıkıp "manos arribas!
" diye bağırırdık.
"Eller yukarı.
" derdik.
Onlar da bize ateş açardı, birini kaybederdik.
İki gün böyle sürdü.
Onlar da genç Başkomiser
Hamer'ı gönderdiler.
Arkadaşım Pancho'yu.
Başkomiser "Burada ne oluyor?
" dedi.
"Kanunlarda
olduğu gibi 'manos arribas' diye bağırdığımızda
bize ateş açıyorlar.
" O da "Gün doğmadan giriyoruz ve bu sefer kimse
'manos arribas' diye bağırmasın.
Direkt vurun.
" dedi.
O gece haydutlar kutlama yapıyordu, sarhoştu.
Çoğu ateşin yanında
uyuyordu.
Daldık.
Bazıları gelmeyi
reddetti.
Direkt vurmayı
reddetti.
Ama ben Frank'le
girdim, dediğim gibi o benim arkadaşım.
Başıyla sinyal verdi.
Günlerini gösterdik.
O vadideki herkesi çoğu
uyanmadan cehenneme gönderdik.
Kafam atmıştı.
Kaktüsün arkasından bir
katır çıktı ve ben süren adamı altı,
yedi kere vurdum.
Meğerse o on üç yaşındaki bir çocukmuş.
Kaçmaya çalışıyormuş.
Yüzünü hâlâ görürüm.
Her şey beş dakikada
bitti.
54 ölü sayıldı.
Sayım bitti,
başkomiser bir kayaya oturdu, silahını kılıfına soktu ve "Manos arribas, orospu çocukları.
" dedi.
Döndük.
Vali hepimize madalya
taktı.
Oğlum kaçtı.
Geldiğinde güneyden
gelecek.
Yani tam yanınızdan
geçecek.
Oradan sonrasını
halledersiniz, dedim.
Ivy.
Kamyonetini döndür,
ters tarafa park et.
Ne?
Bizimle kalıyorsun.
Anlaşma böyle değildi.
İş hallolana kadar anlaşma
tamamlanmaz.
Park et!
Ön sağ tamponu kaldır
ve lastiğini çıkar!
Clyde yavaşlayıp değiştirmesine
yardım eder.
- Ne?
- O arabaları sakla.
Vurulmayacağımdan
nasıl emin olacağım?
İyi misin?
Evet.
Evet efendim.
İkisini tanımlaman
lazım.
Tetiği çekmen
konusunda kimse bir şey demedi.
Yani çekmene gerek
yok.
Hallederim.
Emin misin?
Evet.
Buraya geldiklerinde siperden çıkmayın.
Kendimi göstereceğim.
Emrimle ateş açın.
Siperde kalacağız.
Evet.
Sen çıkacak mısın?
Bu bir emirdir Gault.
Manny bil diye söylüyorum 75 yaşındaymış gibi yürüyorsun.
O gün evine uğramama
sebebim seni buna karıştırmak
istemememdi.
Bunun yanında geldiğin için mutluyum.
Ben de Pancho.
Ben de.
Ivy!
Çık!
Acele et.
Onlar.
Ford V8.
Ted?
- Evet.
- Baksan iyi edersin.
Evet.
Bu, Clyde!
Onlar.
- Hey Ivy, yardım
lazım mı?
- Evet.
O zaman yardım edeyim.
Eller yukarı!
Manos arribas.
Bay Hamer?
Affedersiniz.
Bay Hamer, New
York'daki haber ajansından birisi telefonda.
Şimdi telefon
röportajı için size bin dolar vereceğini söylüyor.
Arkada hatta.
Bay Hamer?
Yazıklar olsun sana.
Ülke, tarihin gördüğü
en kanlı cinayet dizisinden kurtuldu.
Cezalarını çektiler ve J.
Edgar Hoover'ın
yayımladığı resmî bildiriyle Bonnie ve Clyde'ın işlediği suçların Bonnie ve Clyde'ın yakalanmasındaki rolünüz
hakkında yorum yapar mısınız?
Hamer ve Gault'un işi
halledeceklerini biliyordum.
Onları bu yüzden
seçtim.
Sözün özü bu.
BONNIE PARKER'IN
DALLAS'TAKİ CENAZESİNE 20 BİNDEN FAZLA KİŞİ KATILDI.
CLYDE BARROW'UN
CENAZESİNE 15 BİN.
1935'TE MIRIAM
"ANNE" FERGUSON GÖREVDEN AYRILDIKTAN SONRA TEKSAS POLİSLERİ YENİDEN
KURULDU.
BENJAMIN MANEY GAULT TEKSAS
POLİSİ OLARAK GÖREVE DÖNDÜ, 14 ARALIK 1947'DE VEFAT ETTİ.
TÜM ZAMANLARIN EN
ÜNLÜ TEKSAS POLİSİ FRANCIS AUGUSTUS HAMER, EVİNE, GLADYS'E VE EMEKLİ HAYATINA
DÖNDÜ.
10 TEMMUZ 1955'TE
VEFAT ETTİ.
FRANK VE MANEY,
AUSTIN ANIT MEZARLIĞINDA AYNI KÜÇÜK ALANA GÖMÜLDÜ.
ARCADIA, LA 23 MAYIS,
1934 İNTİHAR SAL'İN HİKÂYESİ BU DELİ İTLERE DİKKAT EDİN!
CLYDE VE BONNIE MAKİNELİ
TÜFEKLERLE DELİK DEŞİK EDİLDİ
« Prev Post
Next Post »