Karanlık Sır (2017)Marrowbone
| |
110 dk
Yönetmen:Sergio G. Sánchez
Senaryo:Sergio G. Sánchez
Ülke:İspanya
Tür:Dram, Korku, Gerilim
Vizyon Tarihi:02 Ekim 2017 (İspanya)
Dil:İngilizce
Müzik:Fernando Velázquez
Çekim Yeri:Barcelona, Catalonia, İspanya
Kelimeler:ikizler
Nam-ı Diğer:El secreto de Marrowbone
Oyuncular
Anya Taylor-Joy
George MacKay
Charlie Heaton
Mia Goth
Kyle Soller
Özet
Genç bir adam olan Jack ve kendisinden küçük olan kardeşleri
Billy, Jane ve Sam'in büyük bir sırları vardır. Dört kardeş bir arada kalmaya
devam edebilmek adına sevgili annelerinin ölümünü herkesten saklamak zorunda
kalmıştır. Ancak bu şartla birlikte yaşamaya devam edebilecek olan kardeşlerin
hayatını zorlaştıran bir diğer etmen daha vardır ki, bu sakladıkları sırdan çok
daha kötücüldür. Genç kardelşlerin yaşadıkları malikanede şeytani bir varlık
kol gezmektedir ve kardeşlere rahat vermemektedir...
Sergio G. Sánchez’in yönetmen koltuğunda oturduğu ve
senaryosunu kaleme aldığı filmin oyuncu kadrosunda George MacKay, Charlie
Heaton, Mia Goth, Anya Taylor-Joy, Matthew Stagg, Nicola Harrison yer alıyor.
Altyazı
BİZİM HİKÂYEMİZ
Çok uzaklara gittik, zorluklara göğüs gerdik.
En sonunda, güvende
olacağımız bir yer bulduk.
Bir arada.
Okyanusun diğer
tarafında.
Hatırladığım gibi
değil.
Annem tüm umutlarını doğup
büyüdüğü eve bağlamıştı.
Tam 30 yıl boyunca, zamanda
buz kesmiş, bizi bekliyordu.
Kim var orada?
Ceketin aynadaki
görüntüsü Sam.
Korkma.
Büyük bir adım
atıyoruz.
Artık Fairbairn
değiliz.
Bundan böyle
"Marrowbone" soy adını kullanacağız.
Tıpkı yeni yuvamız
olacak olan bu ev gibi.
Bu çizgiyi geçtikten
sonra, geçmişi unutacağız.
Hikâyemiz burada
başlıyor.
Bizi bulacak mı anne?
Kim?
Ben çizgiyi
geçtim.
Çoktan unuttum
bile.
Hiç kimse bizi
rahatsız etmeyecek.
Asla.
Güvende olduğumuza
inanmak istedik.
Mutlu olmak için bir
şansımız olduğuna.
Diğer sorunlar gibi,
annemin hastalığının da yok olduğuna.
Aydınlık yaz
günlerinde, arkada bıraktığımız karanlık artık görünmez olmuştu.
Bizi kimse
tanımıyordu.
İlk kez özgür olduğumuzu
hissediyorduk.
Üstelik yeni bir
arkadaş edinmek üzereydik.
Hayatlarımızı sonsuza
dek değiştirecek bir arkadaş.
Sam, şuna baksana! "Kızıl
Cadı Kayası" dedikleri yer bu olmalı.
Kafatasına benziyor.
Geri dönelim Billy.
Hiç hoşuma gitmedi.
Kim var orada?
Mekânımı istila
etmeye cüret eden de kim?
Adım Sam Marrowbone.
Ağabeylerim, Billy ve
Jack.
Bu da ablam Jane.
Kızıl Cadı'nın
topraklarına girdin.
Sağ taraftaki geçidi
görüyor musun?
Oradan geçmek
zorundasın.
Eğer iyi yürekliysen,
geçip gidersin.
Fakat kalbinde
kötülük varsa, duvarlar kapanır ve sonsuza kadar içeride kalırsın.
Cesaretin var mı?
Jack, yapma.
-Hadi gel! -Gel
Sammy! Cesur ol.
Duvarlar kapanıyor, buraya
girmemeliydik.
İyi kalpli birisin.
Yerler çok kaygan.
Merhaba ufaklık.
Az daha yaklaş.
Benim adım Allie.
Kızıl Cadı'nın
tutsağı mısın?
Evet.
Bahçesine girdiğim
için beni cezalandırdı.
Beni hapsetti.
Cesur birinin gelip geçitten
geçerek beni kurtarmasını bekledim.
O kişi sen misin?
Karşılık olarak bu
meşe palamutunu al.
Şimdilik fazla büyük
değil ama dostluğumuzla birlikte büyüyüp güçlenecek.
Sihirlidir.
Artık özgür olduğuna
göre, nereye gitmek istersin?
O unutulmaz günün
sonunda Allie bizden biri olmuştu.
Durun.
Bekleyin, tamam.
Gelin şöyle.
Neden?
Öyle güzel ki.
Fotoğraf Birbirinize yaklaşın, hadi.
Hazır mısınız?
Bir, iki,.
.
Harika.
Mükemmel.
Yeniden başladık.
Geçmişi unuttuk.
Yeni bir hayata adım
attık.
Bu hayal dünyasının
gerçek olduğuna tüm kalbimizle inandık.
Amerika yolculuğu annemin
az olan kuvvetini iyice tüketmişti.
Ailece
geçireceğimiz son yaz olduğunu bilmiyorduk.
Beni bahçeye gömün.
Sana gösterdiğim yere.
21 yaşında olman
gerekiyor.
O zamana kadar
saklanın.
Hiçbir kanun
kardeşlerini senden ayıramaz.
Yemin et.
Bir arada kalacaksınız.
Hep bir arada.
Yemin ederim.
Saklanacak bir yer
bulun.
Sizi bulma ihtimaline
karşı.
Dolabın içinde.
Sol tarafta.
Yalan söyledin.
Mahkemede yalan
söyledin.
Bunca zamandır para
sendeydi.
"Sevgili Jack, Büyürken
yanında olamayacağım için çok üzgünüm.
Artık takatim kalmadı.
Jane, Sam'e annelik
yapsın, olması gerektiği gibi.
Billy'ye söyle, o
güzel yüreğinin öfkeye yenik düşmesine izin vermesin ve sen sevgili Jack,
zamanı geldiğinde kalbinin kapılarını aşka açmayı unutma.
Kardeşlerini korumalısın.
Her zaman.
Sizi seven anneniz,
Rose Marrowbone.
" Hiçbir şey, hiç kimse, asla, bizi ayıramaz.
Hepimiz biriz.
Dediklerimi tekrar
edin.
Hiçbir şey.
Hiçbir şey.
Hiç kimse.
Hiç kimse.
Asla.
-Asla.
-Asla.
Asla.
Hepimiz biriz.
-Hepimiz biriz.
-Hepimiz biriz.
Birbirimize söz
verdik ve dünyadan saklanmaya başladık ben
21 yaşına gelene kadar.
Jack! Jack! ALTI AY
SONRA Eve hapsolmaktan bıktım.
Doğum gününe az kaldı
Jack.
Parti için plan
yapmaya başlamalıyız.
Avukat Porter geçen
hafta bahçede dolanıyordu.
Yakında onun da
çaresine bakacağız.
Noel geldiğinde her
şey çok farklı olacak.
Göreceksin Billy.
Billy! Ne var Sam?
Aynanın arkasından
bir ses geliyor ve üzerindeki örtü düşmek üzere.
Eğer bir şey
yapmazsan hayalet bizi görebilir.
Bebek gibi davranmayı
kes.
Korkmana gerek yok.
Sam, hayalet aylardır
ortalarda yok.
Tamam, ver onu bana.
Scoundrel?
Scoundrel, gel
kahvaltı edelim.
Duvarların
arkasındaki sesin kaynağını bulduk.
Şu kocaman fare.
Sam, besleme onu.
Evin her yerini kemiriyor.
Açlıktan ölsün mü
yani?
Nerelerde dolaştığını
bilmiyoruz.
Kuduz bulaştırabilir.
Beni ısırmaz.
O benim arkadaşım.
Kuduz çok kötü bir
şey.
Ağzından köpükler
çıkar.
İç organların
çürümeye başlar.
Son kurşunu sana
sıkmak zorunda kalırım.
Ben de aynanın
arkasına saklanır, bütün gece çığlık atarım.
Gözüne uyku girmez.
Evet ama ölüler
çığlık atmaz.
Gelecek sefer
hayaleti duyduğunda bunu bana hatırlat.
Siktir.
Ah! Jack! Fazladan
para yok, saçmalamak yok.
Bakarız.
Merhaba.
Seni haritadan takip
edeceğiz Jack, yalnız hissetme diye.
Marrowbone evinden
çıktı.
Ormanın içine doğru
ilerliyor.
Bu bir kuş.
Sonra tünele giriyor.
Tünelden geçiyor.
Şimdi de tünelden
çıkarak köprüye geliyor.
Sonra Allie'nin çiftliğini çoktan görmüştür.
-Allie'ye
"merhaba" de! -Merhaba Allie.
-Merhaba, seni
özlüyoruz! -Seni özlüyoruz! Çamurlu tümsekten geçiyor.
Patikaya doğru
ilerliyor.
Yol boyunca yukarı
çıkıyor ve kasabaya yaklaşıyor.
Neredeyse varmak
üzere.
Şimdi de markete
giriyor.
Dikkatli ol Jack.
Cesur ol Jack.
Sıkıysa yakala! İki
hafta önce bugün Ah, Jack.
Bu hafta da
gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım.
Harika kokuyorlar.
Listeyi getirdin mi?
Binlerce insan Amerikan
Bayrağı'nı selamladı.
Dalgalanması için
teller gerildi.
Sonra da ay kapsülünün
durumunu incelediler Annen nasıl?
Daha iyi mi?
Pek değil.
Hava değişikliği
yüzünden.
Bunu duyduğuma
üzüldüm.
Çok yakında
iyileşeceğine eminim.
Ona sevgilerimi ilet,
olur mu?
Bu kitaplar da ne
böyle?
Cuma günü getirdiler.
Portland'da eskiden
çalıştığım bir kütüphanenin istemediği kitaplar.
Onların
istemedikleri, bizim göz bebeğimiz oldu.
Özledim seni.
Geçen hafta
gelemediğim için üzgünüm.
Sorun değil.
İstediğin kitabı
buldum.
Teşekkür ederim.
Rica ederim.
Sam'in okuması nasıl
gidiyor?
Başka kitap istiyor
mu?
Nasıl bu kada hızlı
okuyabiliyor?
Neredeyse 300 sayfa.
Ufaklığı çok özledim.
Jane ve Billy'yi de.
Aslında bir ara
uğrayabilirim Annem biraz iyileşsin de.
Merhabalar.
Bay Porter.
Pekâlâ.
Nasıl buldun?
Çok şıksın.
Sana New York'taki
pozisyondan bahsetmiştim.
Hatırladın mı?
Parker & Jameson.
Yoksa ?
Cazibeme kapıldılar
ve işi aldım.
Bu harika Tom.
Senin adına çok
sevindim.
Her neyse, kıyıda
dolaşıyordum ve Birden aklıma sen geldin.
Nedir bu?
Kütüphane için bir bağış,
eğer kabul edersen.
İlk baskı bu.
Kesinlikle kabul
edemem.
Orayı görmeni çok
isterim.
Çok seversin.
Belki bir gün götürürüm
seni.
New York'a hiç gittin
mi?
Jack Fairbairn.
Artık soy adım
Marrowbone.
Annemin soy adını
kullanıyoruz.
Evet, pekâlâ Annen demişken, diğer mirasçıların hepsi
belgeleri imzaladı.
Tapu devir
masraflarının ödenmesi gerek.
Yarın size uğrarım.
Annene 200 dolarlık bir
çek hazırlamasını söyle.
Annem hasta.
Belgeleri bana verin anneme
imzalattıktan sonra size geri getiririm.
İmzaları teyit etmem
gerek.
Yarın geleceğim.
Öğle vaktinde.
Güle güle Jack.
Sonra görüşürüz.
Şerefsiz avukatlar.
O puştun başımıza
bela olacağını biliyordum.
Annemin ne kadar
birikmiş parası var?
Kahretsin.
50 dolar bile değil.
Bin tane kek satsam
bile o parayı toplayamam.
Ne yapacağız Jack?
Bilmiyorum ama gerçek
ortaya çıkarsa bizi ayırırlar.
Jack.
Jack.
Kutu.
Ne fark eder?
Artık bizde değil ki.
-Geri alabilirim.
-Hayır! Başka çaremiz
yok.
Jack, o paraya bir
daha dokunmayacağımıza söz verdin.
Lütfen?
Size bir çok söz
verdim.
Geri alabilirim Jack.
Zengin olduk! Evet
Sam! Evet, zengin olduk! Hadi ama! Yapma Jane.
Derdin ne?
Kanlı para.
Nereden geldiğini hepimiz
biliyoruz.
Ona dokunmamalıyız.
Lanetli.
Jack.
Başka seçeneğimiz yok.
Porter yarın geliyor.
Hazır olmalıyız.
İşe yaramayacak.
Yarayacak.
Anneminkine benzemesi
lazım.
-Lütfen! -Hayır.
Orası annemin odası,
ben de girebilirim.
Giremezsin, içeride
aynalar var.
Lütfen.
Sığınak ne olacak?
Evin içine girmeyecek.
Ne yapıyorsun?
Annemin içmediği ağrı
kesiciler.
Billy, bu onu
öldürebilir.
Acil durum ihtimaline
karşı.
Geldi.
Herkes planı anladı
mı?
Kilidi açmayı
unutmuşum.
Kusura bakmayın.
Nedir bu?
Annemin biriktirdiği
para.
Dolara çevirecek
zamanımız olmadı.
Sterlin bunlar.
Evet, 200 sterlin.
Yani?
Sterlinin değeri
doların iki katı.
Tüm masrafları
karşılaması lazım ve tüm giderleri de.
Banka çeki demiştim.
Size içecek bir şey
getireyim.
Sizden son bir ricam
var.
Eğer sorun
olmayacaksa.
Annemiz, yataktan
çıkamıyor.
Onu bu hâlde
görmenizi istemiyor çünkü çok utanıyor.
Belgeleri yukarı
götürüp imzalatsam olur mu?
Her iki nüshayı da
imzalasın.
Bırak şimdi
limonatayı.
Fazla vaktim yok.
İki nüshayı da
imzalayacaksın.
İkisini de mi?
Jack, aynı imzayı iki
defa atamam! Farklı olduklarını anlayacak.
Yapmak zorundasın.
-Jane, yap lütfen.
-Bir saniye! Vakit
yok.
İkinciyi de imzala.
İmzala.
Jane, o burada.
-Jane, o burada.
-Kes sesini Jack.
Jane, zamanımız yok.
Lütfen.
Anne, yatağında kal.
Hayır anne, doktor
ayağa kalkma dedi.
İmzala.
Az kaldı.
Yataktan çıkamazsın.
Geliyor Jane.
Anne.
Yatakta kal anne.
Şimdi! Anne,
Porter'la görüşmeye gidiyorum.
Hemen dönerim.
Özür dilerim, ben
sadece Annen iyi mi?
Hiç hâli yok.
Bu kadar kötü olduğunu
bilmiyordum.
Sanırım bunu
hallettik.
Marrowbone evi artık
resmî olarak annenize ait.
Bu olayı kimse fark etmeden halletmemize sevindim.
Anlarsın ya Babanla ilgili mesele.
Size minnettarız.
Özellikle
ketumluğunuz için.
Yağmur yağmaya başlamadan
gitsem iyi olacak.
İyi şanslar Bay
Marrowbone.
Sonra dedi ki
"Buraya piknik yapmaya gelmedim Bay Marrowbone.
Banka çekini almaya
geldim.
" Ona limonatayı vermeden önce bekledim.
Kaçınılmaz olanı
erteleme.
Ölümle tanışma vaktin
geldi sevgili kardeşim.
Bugün Alaska marşı Kuzeybatı bölgesi mağlup edilemez.
Unutma küçük cesur
asker, kuzeybatı bölgesi hiçbir zaman fethedilmedi.
Bugüne kadar.
Altı! Evet! Hayır! -İşin
bitti.
-Jack! Kaç gelmiş Sam?
Altı! Zarı getir.
Bu sayılmaz, zar
masanın dışına çıktı.
Elbette sayılır! -Üzgünüm!
-Kes sesini Sam.
Benim Moğollarımı
böyle öldürmüştün.
Çok doğru.
Öyle olsun.
-Peki.
-Üzgünüm Billy! Tamam,
öyle olsun.
Yere düşen de
sayıldığına göre Aman be Billy! Ne kadar
gıcıksın! Yere düşenler de sayılır dediniz.
Sam, sayı ne?
Kaç atmış?
Gidip baksana.
Bir.
Ah, çok fena! -Üzgünüm
Billy.
-Çok fena.
Diğeri kaç gelmiş?
Sinirlendin galiba
Billy.
Sinirlisin.
Bir.
Altı! Altı! Bundan
sonra Brezilya'ya saldırmasa iyi olur.
Jack?
Jack, hayalet geri
döndü! Herkes sığınağa.
Dışarı çıkmadan önce
adamın üzerini ört.
Güzel olmaz mıydı Daha
büyük olsak Burada kalın.
O zaman bu kadar çok Beklemek
zorunda kalmazdık Güzel olmaz mıydı Bir arada yaşasak Güzel olmaz mıydı Hep
birlikte uyansak Hiçbir zaman peşimizi bırakmayacak.
Ölümde bile.
Bayıldın.
Seni uyandırmak için çıkmak
zorunda kaldım.
Hayaletle yaşamak
hoşuma gitmiyor.
O para yüzünden.
Paraya dokunduğumuz
için hayalet geri döndü.
Sabah ilk iş o parayı
geri vereceksin.
Cehenneme götürsün.
Selam! Merhaba.
Seni eve bırakayım mı?
Teşekkürler Bay
Porter.
Otobüse binsem daha
iyi olur.
Bay Porter mı?
Neden Tom demiyorsun?
Israr ediyorum.
Sana bir şey sormak
istiyorum Allie.
Marrowbone çocukları
hakkında.
Onları ne kadar iyi
tanıyorsun?
Yakın arkadaşız
diyebilirim.
Beni tedirgin
ediyorlar.
Dünyadan soyutlanmış
gibiler.
Herkesten
saklanıyorlar.
Saklanmıyorlar.
Yapma Allie.
Zavallı Sam okula
bile gitmiyor.
Evleri çok uzakta.
Ayrıca Sam evde
öğrenim görüyor.
Jane ödevlerine
yardım ediyor ben de kontrol ediyorum.
Hiç yoktan iyidir.
Babaları yüzünden böyle
yaşamak zorunda kalmaları çok üzücü.
Sanırım Jack sana
ondan bahsetmiştir.
Zalim bir adam
olduğunu biliyorum.
Zalim mi?
Bu hafif kalır.
Onlara yardımcı
olmaya çalıştım.
Nihayet, evi teminat
altına almayı başardım ama yine de Gerçekler
ortaya çıkarsa ileride başlarına gelebilecek şeylerden korkuyorum.
Bu kasabanın
insanlarını bilirsin.
Sam?
Sam! Sam neredesin?
Hâlâ korkuyor musun?
Er ya da geç
sığınaktan çıkacaksın.
Annemi özlüyorum.
Ben de.
Annem şimdi nerede?
Güzel bir yerde.
Yanında olmak
istiyorum.
Bu evde saklanmak,
sürekli yalnız olmak hoşuma gitmiyor.
Yalnız değiliz.
Allie var.
Sana bir şey
göstereceğim.
Görüyor musun?
Parmağımın ucuna bak.
Allie'nin çiftliğini
görüyor musun?
Evet.
Ne arıyoruz?
Biraz bekle.
Gerçekten o mu?
Ne diyor?
Merhaba diyor.
-Onunla konuşmak
ister misin?
-Ne diyeceğim?
Adını söylemeye ne
dersin?
Seninle konuştuğunu
anlaması için.
Nokta, nokta.
Nokta, çizgi.
Merhaba Sam.
Nasıl olduğunu
soruyor.
Çok mutluyum.
Nasıl söyleyeceğim?
Nokta, nokta.
Nokta, çizgi Bu evden çıkmak istiyorum.
Hepimiz istiyoruz.
Jack.
Babandan hiç
bahsetmedin.
Babam bir canavardı.
Tarif edilemeyecek
kadar korkunç şeyler yaptı.
Babam yüzünden buraya
kaçtık.
Ondan uzaklaşmak
zorundaydık.
Hâlâ İngiltere'de mi?
Öldü.
Artık bize zarar
veremez.
Jane?
Sam?
Ben geldim.
Neredeydin?
Dışarıda.
Dışarıda mı?
Çok önemli olmadıkça,
kimse evden çıkmayacaktı Jack.
Senin kuralın, benim
değil.
Parfümünün kokusunu
alabiliyorum.
Hem de her defasında.
Çok garip.
Ne demek istediğimi
biliyorsun.
Sürekli evde olmasını
bekleyemezsin.
Birbirlerini
seviyorlar.
Allie onu tanımıyor
ki Jane.
Bizi soruyor mu?
Elbette soruyor.
Her zaman.
Öyle mi?
Ona ne söylüyorsun?
Tabii ya, tahmin
etmiştim.
Çok konuşuyorsun.
Başımızı derde
sokacaksın.
Birileri kıskandı
galiba.
Kes sesini Sam.
Neden kıskanayım ki?
Çünkü Jack'in
sevgilisi var ve senin yok.
Umurumda değil.
Öpüştünüz mü?
Seni ilgilendirmez.
Ya günün birinde bizimleyaşamaya
başlarsa?
O zaman evimiz daha
da güzelleşir.
Ciddi olamazsın Jane.
Sevdiğim kızla
birlikte yaşayamaz mıyım?
Yeminimiz ne olacak?
Senin için bir anlamı
yok mu?
Sizi güvende tutmak
için her şeyi yapıyorum.
Güvende mi?
Söylesene, bunun
neresi güvenli?
Bizi buraya kapattın ve
canının istediğini yapıyorsun.
Öyle olsun Jack.
-Bağırma.
-Öyle olsun.
-Belki o kız da -Sus.
bizimle yaşamaya
başlar.
Neden?
Neden susacakmışım?
-Kes sesini.
-Annemize ne olduğunu
anlat.
-Billy! -Babamla
ilgili gerçeği söyle.
-Neden bunu
kaldıramıyorsun?
-Çık dışarı! Çünkü
gerçek bu.
-Neden ona gerçeği
anlatmıyorsun?
-Dışarı çık! -Billy! -Jane,
dokunma bana! Kapıyı yüzüme kapatma! -Çık dışarı! -Neden?
-Çık dışarı! -Neden,
gitmemi mi istiyorsun yoksa?
-Gitmemi mi
istiyorsun?
-Rahat bırak .
Senin bana daha çok
ihtiyacın var.
Git! Daha iyi misin?
Başım çatlıyor.
Fazla üzerine gitme.
Kafese kapatılmış bir
kuş Jack.
Sam seninle.
Allie seninle.
Onun hiç kimsesi yok.
Anne.
Seni korurum bu
gece
Ayrılmam gözünün önünden
Olur da kaybolursan
Sesimi takip et
Sen ve ben, ikimiz biriz
Tozlu raflardan çıkarız
Bizi kimse ayıramaz
Hayalet.
Burada bulursun beni Sen
ve ben, ikimiz Jack! Ayna! Ne?
Sam annemin odasına
girmiş.
İçeride bir şey
gördüğünü söylüyor.
Gardırobun üzerindeki
aynada.
Hayaleti gördüğünü
sanıyor Jack.
Gerçeği öğrenmemesi
için Sam'e söylediğimiz bir yalan bu.
Kapıya duvar ördük ve
onu ölüme terk ettik.
Üzerimizde çürüyor.
Kendi öz babamız.
O bir katil Jane.
Buraya bizi öldürmek
için geldi.
Peki biz neyiz?
Çığlıkları hâlâ
kulağımda.
İlk haftalarda.
Sanki hiç ölmeyecek
gibiydi.
Hayaletinin hâlâ
yukarı olduğunu düşünmek delilik mi?
Artık bize zarar
veremez.
Öldü.
Gitti.
Gitmedi.
Onu düzgünce
defnetmeliyiz.
Oraya bir daha asla
girmeyeceğiz.
Anlaşıldı mı?
Asla.
Bir mezarda
yaşayamayız.
Allie! Merhaba.
-Toplanıyor musun?
-Evet.
Seninle biraz
konuşabilir miyiz?
-Elbette.
-Harika.
Teşekkürler.
Dağınıklığın kusuruna
bakma.
Hiç önemli değil.
Evet?
Sana vermek istediğim İşte.
Nedir bu?
Açsana.
Tom, ben Benimle gelir misin?
Sana göstermek
istediğim bir sürü yer var.
Tom, ben Keşke bunu hiç söylemeseydin.
Sıkboğaz ediyorum
galiba.
Hayır.
Öyle değil, ben Sence
yaşlı mıyım?
Babam annemden 15 yaş
büyüktü.
Tam 40 yıl süren -mutlu
bir evlilikleri oldu.
-Tom, sus lütfen.
Sana hiç o gözle
bakmadım.
Üzgünüm.
Jack yüzünden, öyle
değil mi?
Bu seni ilgilendirmez.
Onun hakkında hiçbir
şey bilmiyorsun.
Neye bulaştığın
hakkında hiçbir fikrin yok.
Sadece seni korumaya
çalışıyorum.
Ait olmadığın bu
yerden seni kurtarabilirim.
Bence bunu bir düşün.
Scoundrel?
Nerelerdeydin sen?
Sakın beni ısırma
yoksa öğle yemeğimiz olursun.
Hadi, çık oradan.
Korkma.
Thomas D. Porter.
Bay Porter.
Ben Sam Gouldman.
Bay Gouldman! Sesinizi
duymak ne büyük şeref.
Ben de tam
toparlanıyor Az önce yönetim kurulu toplantısı
yaptık ve uzun müzakerelerden sonra firmamızın geleceği hakkında önemli bir
karar aldık.
Dinliyorum.
Artık büyümenin
zamanı geldi.
O nedenle, bahsettiğimiz
pozisyondan ziyade size firmamızda ortaklık teklif etmeye karar verdik.
Ne dersiniz?
Onur duydum efendim.
Acaba doğru mu
anladım Sizin için büyük bir fırsat.
Hisselerimizin
%10'unu teklif ediyoruz.
Orada mısınız?
Aşağı yukarı ne kadar
paradan söz ediyoruz?
Yaklaşık olarak 5.000
dolar civarında diyebiliriz.
Sanırım sizin için
sorun olmaz.
Öyle değil mi Bay
Porter?
Evet.
Eğer istersem diğer
pozisyona da Yeterince açık konuştuğumu
düşünüyorum.
Şu an bir ortak
arıyoruz, eleman değil.
Porter?
Porter?
Biraz düşünmem lazım.
Fazla uzun sürmesin.
Teklif ilginizi
çekmiyorsa, diğer adayla görüşeceğiz.
Beni anladığınızı
düşünüyorum.
Pazartesi günü
arayacağım.
Teşekkür ederim bay
Gouldman.
Sağ olun.
Hayır! Olamaz.
Billy?
Jane?
Annen nasıl oldu?
Galiba bir sorunumuz
var.
Evrakta sahtecilik
suçuna ortak olamam Jack.
Lütfen.
Yalnızca aileme göz
kulak olmaya çalışıyorum.
Bana yalan söyledin.
Beni kandırmaya
çalıştın ve küçük maskaralığına beni alet ettin.
O nedenle senden
tazminat talep ediyorum.
Hiçbir şeyimiz yok
ki! 10.
000 sterlinin olduğunu biliyorum, onu bana vereceksin ben de
bu bok çukurundan kurtulacağım ve gerçek ayakkabılarım olacak.
Sanırım bu konuyu kardeşlerine
danışacaksın.
Yarın uğrarım.
Ne yapacağız?
Parayı bacadan aşağı
attık.
Geri almamız mümkün
değil.
Her şey bitti.
Ah! Billy, bana ver Onu bana ver! -Evet, tut şunu.
-Tamam.
Ah! -Billy?
-Ne?
Ne yaptın sen?
Sen Duvarı yıkmaya cesaret edemedin.
O yüzden tavan
arasına çıkacak başka bir yol buldum.
Birinin o parayı geri
alması gerekiyordu.
Sana oraya gitmemeni
söylemiştim! O hayatta Jack.
Ölmemiş Jack.
Yukarıda yiyecek
bulmuş.
Gözlerimle gördüm.
Hepimizi öldürecek.
Gördüm.
Tavan arası hayvan
kemikleriyle dolu.
Güvercin, rakun, fare.
Nasıl pis koktuğunu
hayal bile edemezsin.
Yağmur suyunu
biriktirmenin bir yolunu bulmuş.
Yağmur suyu.
-Yaşıyor.
-Bunca zamandır
hayattaymış.
Çık artık.
-Gitmek zorunda.
-Lütfen kes artık.
Hayır! Kes mi?
Beni duyuyor musunuz?
O yaşıyor diyorum.
Bize zarar vermek
için fırsat kolluyor.
Orospu çocuğuna
gününü göstereceğim! Yapacağımı biliyorsun.
Yemin ederim, yukarı
çıkıp onu öldüreceğim! Beni duyuyor musun?
Duyuyor musun?
Jack! Jack! Jack.
Sakin ol Jack.
Jack! Jack! Allie'ye
söylemeliyiz.
Ona yardım edebilecek
bir tek Allie var.
Olmaz, çok korkar.
Jack'le bir daha
görüşmez.
Ona âşık Billy.
Şu an önemli olan tek
şey Jack'i kurtarmak.
Allie'ye gerçeği
anlatmalıyız.
Merhaba?
Kimse yok mu?
Paramı almaya geldim!
Merhaba! Babamı odaya kilitlediğimiz gün diğer günlerden farksızdı.
Nihayet bizi
bulduğunda, bizi uyaracak hiçbir şey yoktu.
Jack! Sam! Sam'i al.
Hadi, bu taraftan! -Seninle
geleyim.
-Hayır, Jane ve
Sam'le kal.
Hayır! Jack! -Jack! -Jack?
Burada güvende
olursunuz.
Hey Jack! -Jack! -Ben
onun hakkından gelirim.
Jack! Hayır! Jack! Paran
bende! Buradayım! Bu mesele ikimizin arasında! Evden uzaklaşırsan paranı geri
veririm.
Benim yüzümden oldu.
Seni ihbar ettim.
Paranı çaldım.
Kardeşlerimin suçu
yok.
Parayı al ve bizi
rahat bırak.
Jack?
Öldür onu Billy.
Geliyorum! Geliyorum!
Sam! Geliyorum Sam! Jane.
Jane, Billy, Sam! Sam!
Kapıyı aç Jack.
Cesaretin varsa.
Ne yaptın sen?
Ne yaptın sen?
Jane, Billy, Sam! Sam!
Lütfen, Jane, Billy! Sizi koruyamadığım için üzgünüm ama sözümü tutacağım.
Bu gece korurum seni Ayrılmam
gözünün önünden Olur da kaybolursan Sesimi takip et Sen ve ben, biz biriz Birlikte
bir sığınak inşa ederiz İçinde güvende oluruz Güvende oluruz Hiç derdimiz olmaz
Jane.
Sam.
Eğer yanımda kalırsan
Jack! Hatıraları unutacağız.
Her şey burada
başlıyor.
Hikâyemiz burada
başlıyor.
Bu çizgiyi
geçtiğimizde geçmişi geride bırakacağız.
Saatlerce kapıyı
yumrukladı.
Kaçması mümkün
değildi.
Jack kapıya tuğla
örmüştü.
Billy de bacayı
tıkamıştı.
Sesler kesilene kadar
günler boyu bekledik.
Jack?
Tom?
Duydun mu?
Dışarıda biri var.
Jack yokken benim
sözüm geçer.
Yapamazsın.
Sessiz ol.
Sorun yok.
Sam, sakın korkma.
Hadi, elimi tut.
Bir arada kalmalıyız
Jack.
Hiçbir şey.
Hiçbir şey.
Hiç kimse.
Hiç kimse.
Hiç kimse.
Asla.
Hepimiz biriz.
Hepimiz biriz.
Hepimiz biriz.
Kurşunum duruyor,
yukarı çıkabilirim! Buna son verebilirim.
Billy, bunu yapamayız.
Bizi burada tutmaya
çalışıyor.
Kıpırdamama izin
vermiyor.
Kavga etmeyin.
Jack.
Jack uyuyor.
Başı ağrıyormuş.
Jack kendini
öldürmeye çalıştı.
O yüzden geri döndük.
Lütfen Allie.
Jack'e göz kulak
olmalısın.
Jane?
Affet beni.
Ne?
Sen.
Burada olmamalısın.
Sen varken gelmezler.
Lütfen bizi rahat
bırak.
Jack, kanaman var.
-Jane.
-Bakmama izin ver.
Sam.
Billy.
İzin ver Jack.
Kes şunu.
Her şeyi biliyorum.
Jack.
-Jack, bak bana.
-Neredeler?
-Sam.
-Jack.
-Sam! -Jack.
-Jane! -Jack.
Jack, bana bak.
Kes artık! -Jane.
-Yapma.
-Sam.
Çekil.
-Dur.
Yapma.
-Hayır! -Kes şunu! -Jack.
-Burada olursan
giderler.
Onları koruyamadım.
Hayır.
Rahat bırak bizi! Lütfen,
bizi yalnız bırak.
Bizi yalnız bırak.
Git! -Git! -Olmaz.
Git! Tom?
Tom?
Tom! Tom, bırak
bakayım.
Tamam mı?
Sadece Jack! Tom, bunu kim yaptı?
Jack, yardım et! Jack!
Jack.
Niye saklanıyorsun?
Senden korktuğumu mu
sanıyorsun?
Sakın bu kadar kolay
olacağını düşünme.
Çık oradan! Yalnız
değilim.
Duvarların içinden
gelen seslerini duyabilirsin.
Ben de
duyuyabiliyorum.
Onları yok
edebileceğini sandın ama yapamazsın.
Allie.
O kadar güçlü değilsin.
Asıl ölü olan sensin.
Jane.
Sam, Billy.
Beni duyduğunuzu
biliyorum! Orada olduğunuzu biliyorum.
Billy, ortaya çık.
Billy! Jack, bunu
yapmama izin ver.
Hayır! Ondan uzak
dur! Buraya ait değilsin.
Burası bizim evimiz.
Bu harika bir haber.
Jack, 12 haftadan
beri kişilik bölünmesi yaşamıyor.
Jane, Billy ve Sam,
Jack'in zihninde nihayet uykuya dalmış.
Fakat böyle bir
travmanın zihin üzerinde tahmin edemeyeceğimiz etkileri olabilir.
O nedenle tedbirli
davranmalıyız.
Biliyorum, bunu daha
önce de konuştuk.
Sen sağlıklı, genç
bir kadınsın önünde parlak bir gelecek var.
O korkunç olayın hatırasını taşıyan evde yaşamayı tercih
etmeni anlamıyorum.
Üzülürsün.
Jack?
Yalnız kalırsın.
O bir akıl hastası ve
seninle gerektiği gibi ilgilenemez.
Jack?
Hayatının sonuna
kadar bu yükü taşımana hiç gerek yok.
Aşk hasta bir zihinde
büyüyemez.
Jack'le yaşamayı
tercih edersen asla gerçek bir ailen olmayacak.
İlginiz için teşekkür
ederim doktor bey.
İlaçlarını almayı
unutmasın.
Jane, Billy ve Sam'i
ondan uzak tutmanın tek yolu bu.
Gelmişsin.
Kalk hadi.
Doğum gününü
kutlayamadık.
Muhteşem değil mi?
O kadar zaman sonra
bozulmamış.
Onlar gelene kadar
içeride bekleyeceğim.
« Prev Post
Next Post »