Tam Gaz (2017) Baby Driver
| |
113 dk
Yönetmen:Edgar Wright
Senaryo:Edgar Wright
Ülke:İngiltere, ABD
Tür:Aksiyon, Suç, Dram
Vizyon Tarihi:30 Haziran 2017 (Türkiye)
Dil:İngilizce, American Sign Language
Müzik:Steven Price
Oyuncular
Ansel Elgort
Jon Bernthal
Jon Hamm
Eiza González
Micah Howard
Özet
Hırsızlık çetelerinin suç mahalinden kaçışını sağlayan
yetenekli genç bir sürücü olan Baby (Ansel Elgort), yaptığı işte en iyi
olabilmek için kişisel "şarkı listesi"nden güç almaktadır.
Rüyalarının kızına (Lily James) rastladığında ise, suç batağındaki hayatından
temiz bir kaçış için bir fırsat görür. Ancak onu bu işlere zorlayan ve de
tehdit eden suçlu patronundan (Kevin Spacey), aşk ve özgürlüğe kaçabilmesi için
müzikle de yüzleşmesi gerekecektir.
Altyazı
- Ellerinizi havaya kaldırın!
- Hemen yere yatın!
Yere yatın!
Yatın dedim!
Yat!
Sakın kıpırdayayım deme!
Hadi, hadi, hadi!
Yürü, yürü, yürü!
Kimse kıpırdamasın!
Hop!
Hop!
Hop!
Kırmızı bir Subaru WRX kullanıyorlar.
TAM GAZ Geldim.
Geciktin.
Her zamanki gibi.
Acele et.
Şerefsiz!
Taksi!
İşte bu.
Harikasın, kızım.
Ne sandın, tatlım.
Hey!
Pislik.
Oktan kahve Ben
kahve sevmem bile.
Sıradaki?
Sıradaki.
Siparişinizi
alabilir miyim?
Evet, evet, evet.
Dört sade kahve.
Orta boy.
- İsim?
- Baby.
- Bebek olan Baby mi?
- Evet.
B-A-B-Y.
Baby.
Baby.
Subaru WRX'in Peachtree'deki soygunla bağlantısı olduğu
düşünülüyor Günah nehri boyunca güçlükle
ilerleyecek.
Günah düşmanınızdır.
Günah yalnızca
Tanrı'yı bulursanız yok olur.
Günahlarınızdan
kaçmayın!
- O kadın orada mı?
- Sana yok dedim.
Şu an seninle
uğraşamam!
Zamanında gel.
Soyguncuların 200,000$ ile kaçtığına inanılıyor.
Bunun olayı ne?
Baby mi?
Tam pay, herkesle
aynı.
O değil, Doc.
Yani, özürlü falan mı?
- Özürlü yavaş demek.
Yavaş mıydı?
- Hayır.
Öyleyse bana özürlü
gibi gelmedi.
İyi bir çocuk ve
direksiyon başında şeytan.
Başka ne haltı
bilmen gerekiyor?
Yani onda garip bir
şey olmadığını düşünüyorsun hiç
konuşmuyor?
Biraz sessiz
kalmakta garip bir şey yok.
Neden Baby
dediklerini biliyor musun?
Hala bebek gibi ilk
sözünü bekliyorlar.
Demek bir dilsizsin,
Baby?
Mesele bu mu?
Dilsiz misin?
Hayır.
Peki, ne dinliyorsun?
- Müzik.
- İşte bu.
Kudurt onu, Baby.
Sorun yok.
Tanrı aşkına, Griff.
Çocuğu rahat bırak.
Birazcık bile suçlu
olmadan suça bulaşmış olmazsın, değil
mi?
Sadece iki kulağı
arasından neler geçiyor bilmek istiyorum
tabii, elbette, şu "Egyptian
Reggae" şarkısı dışında.
Sana ne ki?
Bizden daha üstün
olduğunu düşünüyor.
Orada arabada
bekleyip, beyaz tişörtüne leke bulaştırmadan, bizim çamur içinde debelenmemizi istiyor.
Çok yakında Baby, ellerine
kan bulaştıracaksın.
Ve göreceksin ki, o
pislik yıkanınca çıkmaz.
Sakin ol.
Çocuk işini yaptı,
tamam mı?
Çocuk işinde iyi
değildi falan dedim mi?
Hayır.
Bence tam bir yıldız.
Öyle olmasa ona
kefil olur muydum?
Hakkını vermek
gerek, totem direği.
Ya tırnak kadar
sertsin ya da korkudan altına
dolduruyorsun.
Hangisi?
Buna ne diyorsun,
Baby?
Anniş ve Babiş iş
üstünde.
Yeter.
Evet, nerede
iniyorsun?
Tam burada.
Pekala, millet.
Beni bir daha
görmezseniz, ölmüşümdür.
Bu gece ne var,
Buddy?
Bu gece, Darling,
Bacchanaliâda, soygun after party'si var.
Öyle mi, orası
şehirdeki tüm yeme içme mekanlarının zirvesi.
Burası bizim kat.
Pekala, bunlar
suyunu çekince direkt kapınıza damlarız, efendim.
Ve Baby, harikaydın,
evlat.
Bana bir iyilik yap.
Doc ararsa
sakın açma.
Onu dinleme.
Bebeğin elinden
şekerini almaktan hiç zevk almıyorum ama
O güne hızla yaklaşıyoruz, sen de
bir gün tam ödeme alacasın.
Bir iş daha ve artık
yokum.
Bir iş daha ve
ödeşeceğiz.
Kulağa hoş geliyor
mu?
Ödeşene kadar
bekleyecektim ama ne fark eder.
Bunlar senin için.
Şimdi telefonu ver.
Çok yakında benim
için yine direksiyona geçmen gerekecek.
Ara beni, gelirim.
Bildiklerimiz şöyle.
İki adam ve bir kadın şubeye girmiş siyah takım elbiseleri, paltolar,
bandana ve güneş gözlükleri varmış.
Silahları çekip herkese yatmalarını emredip sonra da
kasaları boşaltmışlar, ve şunu dinleyin.
Bazı müşterilerin üzerinden mücevherleri bile yürütmüşler.
Uyanık mısın?
Onları bekleyen bir arabaya koşmuşlar.
Sürücü dışarıda
hazır bekliyormuş.
Kırmızı bir Subaru Aç
mısın?
Her zaman.
Anlaşıldı.
Kenarlarına da sür!
genç beyaz bir erkek.
Kimliği henüz bilinmiyor ve polis onu tanıyabilecek
herkesten yardım istiyor.
Şüphelinin araştırılması devam ediyor.
Polis Atlanta merkezinde ve I-85 otobanında kaçan aracı
helikopterle takip etti.
O para nereden geldi?
İş.
Bir iş daha.
Sonra yokum.
O dünyaya ait değilsin.
Üzgünüm, seni
duyamıyorum.
Kulağımda muz var.
Beni duydun.
Çok güzelsin Çok hızlı büyüyorlar, değil mi?
Sen ve ben bir takımız.
Hiçbir şey arkadaşlığımızdan daha değerli
değil.
İşe yarıyor mu bari?
Ama boğa halen direniyor, yaralı ama pes etmiyor.
Gaston'un zamanı azalıyor.
At üstünden
şanslarını tüketti.
Şimdi bu işi yerde halletmeli.
- Özürlü yavaş demek.
Yavaş mıydı?
- Hayır.
- Yavaş mıydı?
- Hayır.
- Yavaş mıydı?
- Hayır.
- Özürlü yavaş demek.
Yavaş mıydı?
- Hayır.
KAYIT OYNAT - Özürlü
yavaş demek.
Yavaş mıydı?
- Hayır.
Yavaş-Yavaş-Yavaş.
Ya-Ya-Ya yavaş mıydı?
- Hayır.
Hayır.
- Yavaş mıydı?
Direksiyon başında şeytan.
OYNAT - Yavaş mıydı?
- Hayır.
Hayır.
İyi-İyi bir çocuk ve bir şeytan-şeytan-şeytan direksiyon
başında.
Yavaş mıydı?
YAVAŞ MIYDI?
ŞEHİR ACELE İÇİN ÇOK
MEŞGUL GOKART'TAKİ MOZART ANNEM Pişkin soyguncular bağlantılı mı?
Buna engel olmak istemiyorum biliyorsun B-A-B-Y Baby B-A-B-Y Baby Ne
zaman güneş parlamasa B-A-B-Y Baby
Evet, bu güzel sabah ne arzu edersin?
Merak etme, rahat
düşün.
Çünkü benim hiç
acelem yok.
Nasıl yani, bunları
kaydediyor musun?
Hizmet kalitemi
ölçmek için gözlemleniyor muyum?
Hayır.
Ben Hayır.
Merhaba, merhaba?
Test test.
Bu güzel sabah ne
arzu edersiniz, efendim?
ÇOCUKLAR İÇİN O
çocuk menüsü, biliyorsun değil mi?
Evet, şey.
Anladım.
Çok erken.
Güne yeni mi
başlıyorsun, yoksa bitirdin mi?
Hiç bitiyor mu, emin
değilim.
Ararlar, giderim,
bilirsin?
Peki, ne yapıyorsun?
- Sürücüyüm.
- Yani şoför gibi.
- Önemli insanları
taşıyorsun.
- Sanırım öyleyim.
Tanıdığım biri var
mı?
Umarım yoktur.
Demek gizemli olmayı
seviyoruz.
Belki.
Belki mi?
Peki en son ne zaman
keyfin için yola çıktın?
Dün.
Ah, kıskandım.
Bazen tek istediğim otoyolda
batıya sürmek çok pahalı bir arabayla, hiç
olmayan planımla.
Sadece ben, müziğim
ve yol.
Bunu ben de isterdim.
Pekala karar
verebildin mi?
Çok güzelsin.
Buna mı karar verdin?
Pekala, teşekkür
ederim.
İltifat ettiğine
eminim.
İltifat değil "Jonathan" mı?
E, pardon.
Şey, bu benim değil.
Daha yeni işe
başladım, yani "Jonathan"
olarak mı?
Evet.
"Jonathan" olarak.
Tamam, daha başka
sorun olursa, seslen yeter.
B-A-B-Y Baby Bir sorum var.
Söylediğin şarkı ne?
B-A-B-Y CARLA THOMAS
onaylıyorum.
Şarkıyı mı?
Kızı.
Sonunda.
Sana ulaşamıyorum,
Baby.
- Öyle mi?
- Öyle.
Tavuğum çok büyük bir tane yumurtladı.
- Var mısın?
- Var mıyım derken?
Cevabı belli bir soruydu, Baby.
Varsın.
Geleceğim.
Yeni ekibinle tanış.
Bu Eddie Burunsuz, eskiden
Eddie Burun diye bilinirdi.
Neden, ne oldu?
Sakın bunu sorma.
Neden burun yok
demek yok, kural bir.
Bu da JD.
Haneye tecavüzde
"Asyalı" farkını yarattı.
Ve bu arkadaş da meşhur
Bats.
Tanıtıma gerek yok,
Doc.
Bataklıktaki her
sinek, kaçık Bats'i bilir.
Bu senin oğlan, öyle
mi?
Şu her zaman müzik
dinleyen?
Bir sürücünün gözleri
ve kulakları hep açık olmalı sadece
gözleri değil.
Neden her zaman
müzik dinliyor, Doc?
Kafasında sorun mu
var?
Hayır, hayır, hayır.
Ekipte kafasında sorun olan benim.
O rol kapıldı.
Onda tinnitus var.
Tinni ne?
Çocukken bir kaza
geçirmiş.
Halen kulakları
çınlıyor.
Bastırmak için müzik
dinliyor.
Tamam ama sen beni
anladın.
ŞAPKA "Şapka"
ne?
Dövmende
"şapka" yazıyor.
Evet.
Eskiden "sapla" yazıyordu.
Ama iş bulma şansımı
arttırmak için bir iki harfle oynattım.
İşe yaradı mı bari?
Şapkaları kim sevmez?
Peki, Doc, bu
çocukla kaç iş yaptınız?
Benim sözüme
güvenmiyorsan, şimdi geldiğin asansöre bin git.
1985 Ruhu'nu hiç
duymadın mı?
- Çılgın sürücü mü?
- Evet.
85.
Otoyolda 200 basarken polisleri tuzağa düşüren
hayalet.
Farlar kapalı, fren
ışıkları sökülmüş.
Spagetti Kavşağında onları
döndürüp durdu.
Her seferinde onları
ekti.
Bunu yapan bizim
çocuktu.
10 sene önce değil
miydi?
Dediğim gibi, bizim
çocuk yaptı.
Ayakları yetiştiği
andan beri araba yürütüyor.
Benim Mercedes'i çaldı,
araba yüklüydü.
Çalarken onu izledim.
Ama durdurmadım
çünkü o çocuktaki cesaret beni büyülemişti.
Elbette beni
tanımıyordu ya da bagajdaki malın değerini bilmiyordu.
Ama izini sürüp
yakaladığımda, kim olduğumu neler
yapabileceğimi, ve ne kadar borcu olduğunu öğrendi.
Bana borcunu öderken
o da bana neler yapabileceğini gösterdi.
Vay be.
Çene çalarken bile koca haritayı tebeşirle
çizdim.
Harbiden etkileyici,
değil mi?
İş zamanı, hadi
konuşalım.
Baby, bizimle misin?
PERIMETER TRUST BANKASI
Sabah 8.
30'da hazır olacak.
Sorusu olan?
Benim sorum var, Doc.
Neden bu Müzik
Kutusu'nun söylediğin tek bir kelimeyi bile duymadığını düşünüyorum?
Bütün planı anlattın.
Seni dinlemedi bile.
Baby?
Hedef Dunwoody
Perimeter Trust zırhlı aracı, sabah tam 10'da.
Güzergah detaylarını
içeride bazı Özel sorunları olan birisinden aldık.
Banka Buford Otoyolu
kenarında yani 60 saniye içinde otoyola
çıkmış olmalıyız.
Bir de oyalama
ekibimiz var.
Yakınlarda bir
kamyonu uçuracaklar ve aynasızları meşgul edecekler.
Kıyafet kodu Michael
Myers Halloween maskesi.
Ama maskeleri aynı
anda satın almayın.
Şüphe çekersiniz.
Geçici araç hazır
ama benden Hartsfield-Jackson'daki uzun kalmalı otoparktan daha geç fark edilecek bir araç
çalmamı istiyorsunuz.
Bilindik bir araç,
aile arabası, sabah trafiğinde dikkat çekmeyecek bir tane.
Büyükçe bir şey
olmalı ki polisleri yol dışına atabilelim.
Bir Escalade, Yukon,
Avalanche.
Her neyse.
8. 30'da hazır
olacak.
Sabah.
Sorusu olan?
Aman, ne tatlısın.
İşte benim Baby.
Başlarım Baby'ne.
PERIMETER TRUST EMNİYETLİ
ZIRHLI TAŞIMACILIK İçindeki her şey bizim.
Bize ait.
Bin bir emekle
kazanılmış paramızı aldılar.
Biz dün gece uyurken
odamıza sızıp pantolonları aldılar cüzdanları
boşalttılar.
Bizim hakkımız olanı
aldılar.
Hadi gidip hakkımızı geri alalım.
- Bu lanet maske de
ne?
- Austin Powers.
Doc Michael Myers
demişti.
- Bu Mike Myers!
- Halloween maskesi
olmalıydı.
- Bu Halloween
maskesi!
- Hayır, Halloween
filmindeki katil herif.
Ah, sen Jason'ı
diyorsun.
- Hayır!
- Hayır!
Tanrım!
Kahretsin!
- Gidelim.
- Durun.
Şarkıyı baştan çalacağım.
Nasıl ya?
Ne?
Tamam, şimdi.
Evet, bu kadar!
Gidelim!
- Lanet olsun, çabuk!
- Tamam.
- Hadi!
- Gidelim!
Takılma!
Bu pis bir iş.
- Şür!
Bas gaza!
- İşte bu, Baby!
Dikkat et!
Ne oluyor be?
- Bir kahramanımız
var!
- Sür!
Lanet olsun!
Kahretsin!
Hakla şunu!
İşini yap, Baby!
Hadi!
Dikkat!
Dikkat!
Yaşa!
Bu iş böyle yapılır,
Baby!
Hadi!
Bu ne lan?
Asker çocuk.
Demek pes etmeyecek?
Haydi gel, Asker
Çocuk.
- Kahretsin!
- Hayır, hayır,
hayır, hayır!
Şimdi işin bitti.
Kahretsin!
O kamuflaj budalasının kellesini alacaktım!
Lanet olsun!
Başka araca.
Gidelim.
Hadi, baylar!
Daha hızlı.
Çabuk, Çabuk, çabuk!
Tatlım.
Aşkım benim.
- Çık arabadan!
- Bir çocuğum var!
Benim de var.
Çık dedim kahrolası.
Hadi!
Binin.
Gidelim!
Sakin ol.
Gel artık işe
yaramaz herif!
- Kahretsin!
- Baby, ne
yapıyorsun?
Bebeği arabada bırak.
Çabuk gel şuraya sen
de!
- Hadi!
Çabuk!
- Geliyorum!
Gazlayalım!
Gidelim!
Kahretsin!
Hayır.
Kahretsin!
Pompalıyı unuttum.
- Ne?
- Pompalıyı almadım.
Hiç klas değil, JD.
Hiç klas değil.
Aynasızlar, aynasızlar, aynasızlar!
Kahretsin.
Eğilin.
Öyle kalın.
Öyle kalın.
Tüm ekipler aranan araç kırmızı bir Saturn Aura.
Şu JD'yi görüyor
musun?
Şimdi, JD bir salak.
Ama sen akıllısın.
O yüzden sana bir
sorum var.
O atışı bilerek mi
yaptırmadın?
Hadi ama.
Bana söyleyebilirsin.
Hayır.
İyi bir sürücüsün.
Ama berbat bir
yalancısın.
Bu işte, duygusallaştığın
anda mermiyi yersin.
Şimdi, cüzdanını al ve
git kahve al.
Neden bu kadar sürdü?
JD'yi mi arıyorsun?
Uluslararası Gizem
Adamını mı?
Artık o çok
uzaklarda, Baby.
Sen masaya koy.
Biz içeceğiz.
Evet hepsi bu.
Ben sözümü tutarım.
Artık ödeştik, Baby.
- Bu kadar mı?
- Evet öyle.
Borcunu ödedin.
Kutlama için iyi bir
sebep.
Evet, eminim öyle.
Evet, neyse, dağıtmadan
önce şundan ebediyen kurtulman lazım.
Dikkatli sür, Baby.
24 SAAT AÇIK Bo'nun
Yeri - Döndün.
- Aynen öyle.
Pekala o zaman, siz
efendim, son müşterim olacaksınız çünkü
tam olarak 30 saniye sonra şu kapıdan çıkıyorum.
- Gidiyor musun?
- Evet, efendim.
- Seninle gelebilir
miyim?
- İşin ya da yapacak
bir şeyin yok mu?
Yok.
İşimle işim bitti.
- Vay be.
Buna çok sevinmiş gibisin.
- Evet, aynen öyle.
- Lanet olsun!
- Senin suçun değil.
Benimle gelebilirsin ama çamaşırhaneyi ne kadar heyecanlı
bulursun bilmem.
Günlük işleri
halletmem lazım.
Ama senin istediğin
başka, o yüzden sırf senin için kalacağım.
Kahve?
Lütfen.
Sütlü ve şekerli.
Söyle bakalım,
aranız nasıl?
Güzel.
- Tatlı biri, değil
mi?
- O çocuk mu?
O burada benden bile
eskidir.
Galiba eskiden
annesi burada çalışıyormuş.
Ne istediğine karar
verdin mi?
İsmini?
Yani, o bedava.
İsmim Debbie.
Debora.
Şarkıdaki gibi.
Beck şarkısı mı?
Evet.
Yani, benim D-E-B-O-R-A
olmam dışında, bence o şarkıdaki sadece D-E-B-R-A.
O şarkıyı bilmiyorum.
Bak, şöyleSeninle
JCPenney'de tanıştım Galiba
isimliğinde yazıyordu Jenny Jenny mi?
Şarkı Jenny'yi
istemesi ile alakalı, ve bir de kız
kardeşini de, ismi Debra.
Yani hiç öyle
benimle alakalı değil.
Kız kardeşi ile
alakalı.
Benimkinin adı Mary.
Tüm şarkılarda o var.
"Mary, Mary,
nereye gidiyorsun?
" "Gururlu
Mary yakmaya devam et.
" "Rüzgar
Mary diye eser.
" Beni geçti.
Yine.
Sayısız şarkısı var.
Benim tek.
Hayır, iki tane var.
- Diğeri ne?
-
"Debora," bahsettiğim şarkının adı bu.
- Kimin?
- Trex.
T.
Rex mi?
Evet Onları
duymuştum, ama o şarkıyı bilmiyorum.
Nasıldı?
Oh, Debora Her zaman
zebra gibi gözükür Ze-bo-ra mı?
Zebra gibi, galiba.
Yani üzerimdekiler
siyah ve beyaz, yani bana Deebra diyebilirsin.
Aslında bende bir
"Debora" var.
Nasıl yani?
Bundan kaç tane var
sende?
Her farklı gün ve
moduma göre farklı iPod'larım var.
Ve modun pembe ve
parlak.
Şimdi öyle.
İsmin ne?
- Baby.
- Nasıl yani?
İsmin Baby mi?
B-A-B-Y, Baby mi?
Evet Yani, o zaman,
sen herkesi geçiyorsun.
Bütün şarkılarda
varsın.
Sonsuza dek
eyaletler arası gidip gelsek "Baby" şarkılarını tüketemeyiz.
Yine de, yakıtımız
tükenebilir.
Çocukken annen sana
"Baby" mi derdi?
Bazen.
Burada mı
çalışıyordu?
Bazen ama şarkı da
söylerdi.
Şimdi ne yapıyor?
Hiçbir şey.
İstersen
"Debora"yı bulabilirim.
Debbie!
Tanrı aşkına.
Buradan gitmem
gerekmediği bir zaman çal.
- Anlaştık mı?
- Evet, anlaştık.
Pekala, ne
istediğine karar verdin mi?
Buradan gitmek.
Haklısın.
Çok sevdim.
İyi.
Peki, senin hikayen
ne, Baby?
Buralı mısın?
Öyleyım.
Devam et.
Devam et.
Buralısın.
Sürücüsün.
Müziği seviyorsun.
Çok konuşmuyorsun.
Hayır.
Bütün sene
konuştuğum kadar daha fazlasını bugün seninle konuştum.
Vay be.
Pekala.
Düşük çeneli değiliz.
Anlaşıldı.
Evet, evet.
Bir de şu duyum şeyi
var.
Küçükken bir kaza
geçirdim.
Annene olan da bu
muydu?
Evet.
Evet ve babama da.
Onu özlüyorum.
- Üzgünüm.
- Hayır, üzülme.
Bakıcı babamla
yaşıyorum ama o da yaşlandı yani ona
daha çok ben bakıyorum.
Evet.
Nasıldır bilirim.
Hastalandığında
anneme benim bakmam gerekti.
Bu kulağa zor gibi
geliyor ama bir kez kaybedince, bakacak
biri olmasını özlüyorsun.
Artık beni burada
tutacak pek bir şey yok.
Hiç mi?
Biliyor musun başka bir zaman, başka bir yerde de buluşabilirdik?
Yani bir lokanta ya
da çamaşırhane dışında bir yerlerde mi?
Evet, yani, bu da kötü
değil ama Belki başka yerde Bacchanalia'da.
Hiç gitmedim.
İyiymiş diye duydum.
Orası şehirdeki tüm
yeme içme mekanlarının zirvesi.
Çok iyiymiş.
Ama bu hafta bana
hep çift mesai yazmışlar.
Gelecek haftaya ne
dersin?
Takvimin nasıl?
Bilmiyorum.
Unutmuşum.
Ararlar, gidersin.
Hayır, yani
çalışmıyorum.
- Sürücülüğü
bıraktın mı?
- Hayır.
Üzgünüm.
Hayır, olma.
Benim tercihim.
Demek şanslı olan
sensin.
Peki kim bu Debora?
O kız.
Adı, Malik Kelly, yerel bir gazi.
Ne yaptıklarını gördün.
Harekete geçtin.
Neden?
Artık yokum.
Adamları Halloween maskeleri ile bankaya girdiklerini gördüm.
ellerinde silah vardı.
Saldırıyorlardı- Yer burası mı?
- Evet.
Burası.
Sıkı Dostlar Pizza?
Kutlama mı yapıyoruz?
Evet kutluyoruz, gerçek
bir iş sahibi olmanı.
Ne gibi bir iş?
Sürerken aynı zamanda insanları neşelendirmek güzel olmaz mıydı?
Pizza?
SIKI DOSTLAR SÜRÜCÜLER
ARANIYOR
- Ne çabuk.
- Biliyorum.
Pizza!
BakBunları saydıktan sonra ellerini sadece bir kez yıkamak zorundasın.
Biliyorum.
Ve başka hayatları tehlikeye atmıyorsun.
Sana kötü bir şey olmasına
izin vermem.
Bahsettiğim ben değilim.
Hesabınız tamam.
Bir beyefendi bunu
çoktan halletmiş.
Beyefendi mi?
Kim o?
Eski patronum.
İzninle lütfen.
Yemek güzel miydi, Baby?
Şu foie gres terrine
dehşet bir şey, değil mi?
Evet Beni gördüğüne
sevinmiş gibi değilsin.
Neden?
Sana ödeştik dedim, ama
ne düşündün, işimiz bitti?
Hepsi bu kadardı?
Galiba öyle düşündüm.
O zaman, sana iyi ve
kötü haberlerim olabilir ama kötü
haberim yok.
İyi haberse çok para
kazanmak üzeresin.
Ve iyi haberse çok
para kazanmak üzeresin.
Bir işim var, Doc.
Evet, ama neden
böyle bir gece için ufak adamlar için pizza dağıtarak köle gibi çalışacağına adam gibi bir adamla para basmayasın?
Benim gibi.
Hatununu haftanın
her gecesi buraya yemeğe getirmek varken?
Borucunu ödedin.
Şimdi kar zamanı.
Bu zevkli kısmı,
Baby.
Bu iş
tamamlandığında, para içinde yüzeceksin
Maserati'lere binip, hatununu altın soslu dil balığıyla besleyeceksin.
Evet, ne diyorsun?
Var mısın?
Var mıyım?
Hayır, soruma başka
soruyla cevap verme.
İki cevaptan birini
söyle.
Evet ya da hayır.
Hayır, Doc.
Bilirsin asla aynı
ekiple iki iş yapmam, değil mi?
Evet Ve tanıştığımızdan
beri her işimde sürücüm sendin.
Evet Yani, sen benim
şans meleğimsin ve bu işi de sensiz
yapmıyorum.
Hayır dediğinde
neler olacağına dair vaaza gerek yok bacaklarını
kıracağım, sevdiklerin ölecek, çünkü
bunları zaten biliyorsun, değil mi?
Evet Peki, hangisini
süreceksin?
Tekerleri mi yoksa
tekerlekli sandalye mi?
Birinciyi.
Sabah seni alacağım.
Şimdi, çok geçe
kalma.
Ve garson sevgilin, çok
tatlı.
Bırakalım öyle
kalsın.
İyi geceler, efendim.
Yani, harika bir yeme içme oldu.
Orada masa ayarlamak için güçlü tanıdıkların olmalı.
Bundan emin değilim.
Her şey yolunda mı,
Baby?
Olacak.
Konuşmak ister misin?
Çok pis kahve
yaparım.
Yani, tam öyle değil.
Berbat kahve
yapıyorum.
İsterdim ama şu an
olmaz.
Benim için endişelenmene
gerek yok.
- Bana her şeyi
söyleyebilirsin.
- Senin için
endişelenmiyorum.
Yani, ben Uzun zamandır başıma gelen en iyi şey sensin.
Ve endişem de senin için yeterince iyi olamamak.
Yani endişelenme.
Nazik ve farklı
olduğunu görebiliyorum.
Ve sen hazır olunca
buradayım.
Yarın ne yapıyorsun?
Sen söyle.
Günaydın.
Bu yerler asla
soyulmaz.
Kimse farkında değil ABD POSTANESİ
bu toprakların altı üstü altın.
Ve farkında
olanlarda da bu kadar meydanda olan bir
yerde iş çevirecek yürek yok.
Yarın bu vakitler
burayı kaldıracağız ama bugün bir şey yapman lazım.
İçeride görünemem
ama sen yapabilirsin.
O yüzden içeri gir.
Kamera sayıları ve
açılarını not al, açık olan gişe
sayısını çalışanlar ve müşteri
sayılarını da.
Muhafız var mı?
Silahlı mı?
Koruma camları var
mı?
Ve sıraya gir, biraz
pul satın al.
Kulaklıklarını ve gözlükleri
çıkar.
Ve yeğenini de getir.
Daha az dikkat çek.
ABD Posta Hizmetleri.
Haftanın yedi günü, sizin için çalışıyoruz.
Bugünlerde sammyapıştırmaktan daha fazlasını yapıyoruz.
Size Sunduklarımız karşısında şaşıracaksınız.
Evet, Jack.
Burada sorun yok.
Tamam.
Cam yok, bir silahlı
koruma, on kamera sekiz gişe, ikisi
açık on bir müşteri ve dört çalışan.
Sağ ol.
Pullar.
Oğlun mu?
Elbette.
Evet, elbette oğlum.
Kaç yaşında?
4. 8.
Çok çabuk
büyüyorlar, değil mi?
Bir ismi var mı?
- Bir ismin var,
değil mi?
- Samm.
Pekala, Samm, ismin
yazılı bir şekerim var.
Üstünde
"Samm" yazan şekerin mi var?
Çok tatlı.
- Yarın burada mısın?
- Elbette.
Dolly gibi 9'dan 5'e çalışıyorum.
Dolly Parton.
Evet.
Onu severim.
Kim sevmez?
"Herkes mutluluğu ister, kimse acıyı
istemez.
Ama azıcık yağmur
yoksa gök kuşağını göremezsin.
" Bilge
kadın.
Evet, elbette öyle.
Hoşça kal.
Anlat bakalım.
Cam yok, bir silahlı
koruma, on kamera sekiz gişe, üçü açık-
Ve on bir müşteri.
Ve dört de çalışan.
Başka bir şey?
Veznedar iyi gibiydi.
Bana şeker verdi.
- Öyle mi?
- Evet.
Muhtemelen ona silah
doğrultman bile gerekmez.
Sadece biraz korkut,
anında paraları sökülür.
Hık demiş burnumdan
düşmüş.
Kaçıncı kat?
Üçüncü.
Bu merdivenler
Joe'yu bayağı zorluyordur, değil mi?
Her şeyi bilmek
benim işim.
Evet, zorluyorlar mı?
Asansör var.
Güzel!
Peki, bu gece seni
görecek miyim?
Evet, göreceksin.
Duymak istediğimi
düşündüğünü Söylemiyorsun, değil mi?
Beni arkadaşın
olarak görüyorsun, öyle değil mi?
Sen ve ben bir
takımız.
Hiçbir şey
arkadaşlığımızdan daha önemli değil.
Bunu bilmek güzel.
Yakında bu çöplükten
kurtulacaksın.
Zirveye
tırmanacaksın!
Bo'nun Yeri,
siparişinizi alayım?
Debora orada mı?
Debbie, telefon.
Kısa tut.
- Alo?
- Ben Baby.
Hey!
Bu onuru neye borçluyum?
Sadece sesini duymak istedim.
Seni yine de
göreceğim ama, değil mi?
Yine sürmem gerekti.
Tamam.
O iş tamamen bitti
zannediyordum.
Ben de.
İstediğim bu değil.
Peki istediğin ne,
Baby?
İkimizin otoyolda
batıya gitmesi çok pahalı bir arabada olmayan planımızla.
Sürekli sürmek ve
hiç durmamak.
Ciddi misin?
Ciddiyim, Debora.
Var mısın?
Varım, Baby.
Yakında görüşürüz.
İşte geldi.
Hey, Baby!
Kulaksız Şeytan
dönmüş.
- Bu çocuğu iş
başında gördün mü?
- Evet, gördüm.
Galiba Doc onu
bankaların özürlü alanına park edebilmek için yanında tutuyor.
Özürlü alanı mı?
Evet, kulaklarında
bir sıkıntı var.
Tinnitus mu ne, öyle
bir şey.
Her neyse, günde 24
saat müzik dinleyerek çınlamayı
bastırmak zorunda.
Hadi be!
Kimde tıpatıp aynısı
var ve aynı şeyi yapıyor, biliyor musun?
Barbra Streisand.
Barbra kahrolası
Streisand hakkında bir şey bilen biri gibi miyim?
Hey!
Ağzını topla.
Konuştuğun benim
hatunum.
Evet Ağzını topla.
İstediğim zaman
toplarım.
Doğru mu bu?
O yüzden mi sürekli
müzik dinliyorsun?
Gürültüyü boğmak
için?
Evet.
Devam etmemi sağlıyor.
Bir kaçış.
Anladım.
Hey, Buddy, hiç
keman gördün mü?
Burada bir kemanım
var.
Kes sesini.
Çocukken arabalara
takıktım.
Hız manyağı gibi
bütün gece sürer, radyo dinlerdim.
Müthiş parçası olan
özel bir kasetim vardı.
Beni uçuruyordu.
- Sende de var mıydı?
- Elbette.
- Peki, neydi?
- "Brighton
Rock.
" Ne?
Oueen mi?
Evet!
Manyak gitar solosu vardır.
O şarkıyı biliyorum.
Kardeşim yan odadan hep Sheer Heart Attack çalardı.
- O da var mı?
- Bunda var.
Çalsana.
Dinleyelim şu müthiş şarkını.
- Siz hanımlar ne
dinliyorsunuz?
- Oueen.
Oueen?
Streisand, şimdi de Oueen.
Ne oluyor lan?
Oldu olacak işe giderken bir de müzikal çalın.
Ödül için senfoni
şart değil.
O lanet ayağını gaza
bastır ve kahrolası arabayı sür yeter.
- İhtiyacın olan tek
müzik budur.
- Hadi ama ya.
Hiç sürücü oldun mu?
Hiç şanslı şarkın
oldu mu?
Yani, sigara şarkım
vardı.
Apres vurgunu, bir bardak Scotch.
Kesinlikle.
Ama işten önce değil.
Sürekli müzik
dinleyen yeteri kadar şeytanım var zaten.
Evet, buna inanırım.
İşten hemen önce
çekip giden biri vardı, neden biliyor musunuz?
Çünkü radyoda çalan
bir şey hoşuna gitmemişti.
Tam içeri girmek
üzereyiz, lanet arabadan çıkmıyor.
Neden?
Çünkü radyoda
"Knock, Knock, Knockin' on Heaven's Door" çalıyordu.
Lanetli şarkıymış.
Boyz ll Men'den
"End Of The Road", Eagles'tan "Hotel California".
Hepsine lanetli
şarkılar dedi.
Sonra hepimiz
öleceğiz falan diye zırvalamaya başladı.
- Peki ne oldu, iş
patladı mı?
- Tabii ki hayır,
işi patlatmadım.
Girdim ve parayı
aldım.
Ve de ölmedik.
Bir süre sonra göçtü
gitti ama bunun vurgunla bir alakası yok.
Bütün hikayelerinin
sonunda biri ölüyor mu?
Bunu yaşayıp
öğreneceksin artık.
Dört çift göz ve üç
çift kulak lazım.
Toplanın.
Posta idaresi ölüyor.
İnsanlar mektupları
iplemiyor artık.
Bizim şansımıza, bu
kayıp kazancımız.
Posta çekleri.
Makinesi olan birini
tanıyorum bu yavruları banknota
çeviriyor.
Her bir kutu içinde
250 adet çek var.
Her çek bir binlik
değerinde.
Yani her bir kutuda
çeyrek milyon var.
Vesaire, vesaire.
Gerisini hesaplayın.
Darling ana kapıdan
girer.
Buddy beşe kadar sayar ve onu takip eder.
Güvenlik
kameralarını kör etmek için bu gözlüklerini takacaksınız.
Bir kez daha beş
sayılacak.
Darling sıraya girer.
Buddy pompalıyı kafasına dayayıp, onu rehin
alır.
Bu da sizi arka
ofise götürecek.
Bunu sık sık oynarız
zaten.
Baby, Bats'i arkaya yükleme
alanına götürür.
İçeriden bazı
sorunları olan birisinin temin ettiği güvenlik kartıyla personel kapısından girer ve arkayı alır.
Tüm kutuları
toplayıp, arkada bekleyen Baby'nin arabasına sızarsınız.
- Her şey açık mı,
Baby?
- Evet.
Tamam.
Bir şey daha.
Bizimle veya eski
işlerle bağlantısı olmayan taze aletler lazım.
Temiz silahlar için
bazı tanıdıklarım var, yani teslimat bu gece.
Ama teslimat
sonrası, direkt buraya geleceksiniz.
Sabah erken işe
koyulacaksınız, ve her yerde gözler var, yani
bu gece burada kalıyorsunuz.
Bir beraber
uyumadığımız kalmıştı.
Şurada dur.
Bir su dökeyim.
Sakız ister misin?
- Sakız ister misin, Buddy?
- Evet, biraz
isterim.
Bana o kadar parayla
ne yapacağımızı anlat.
Vegas'a gideceğiz.
Hepsini kırmızıya
basacağız.
Tekrar evleneceğiz.
Çok romantik olacak.
En çok ne
romantikti, biliyor musun?
Neymiş en çok
romantik olan?
O adamı bıçaklaman.
Hangi adamı?
Seni soyan adamı mı, sana fahişe diyeni mi yoksa seni pis pis
keseni mi?
Sonuncusu.
Evet.
Hatırlıyorum.
Bats de demin beni
öyle pis pis kesti.
Bats'i öldürmemi mi
istiyorsun?
İşten önce değil,
şapşal.
Sence bunu Baby'nin
yanında konuşmalı mıyız?
O hiçbir şey
anlatmaz.
Değil mi, Baby?
Tanrım.
Ne yaptın, hepsini
çaldın mı?
Biraz sakız istiyorum
dedin.
Yok bir de para mı
verecektim?
Gidelim.
Gidelim.
Mezbaha açık gibi.
Mezbaha mı?
Evet.
Doc, Kasap 'la buluşacaksınız dedi.
Hadi, sen de
geliyorsun.
Bununla
dönmeyebiliriz.
Daha sıkı bir parça
bul bakarsın hızlıca tüymek gerekir.
Al şunu.
Kullanmayı biliyor
gibi yap.
Neden lazım olsun ki?
Belalı biri gibi
durmalısın, bizi bir grup ezik zannetmesinler.
Darling hariç.
Kulaklıklar ne ayak?
Kayıt falan mı
yapıyorsunuz?
- Sadece müzik.
- Evet, hafif kaçık,
müziği gibi.
Ne dinliyor?
Nereden bileyim be?
Bir bakayım.
"Tekila!
" Aklıma şunu
getirdi, neden bu Meksikalı herif tekila yerine çoğula içmiyor?
İğrençti.
Değil mi, çok kötüydü?
Seninle tanışıyoruz,
değil mi?
Bilmem.
Yaşıyorsun, değil mi?
O zaman tanışmadık
demektir.
- Kes lan sesini!
- Bana bırak.
Bana bırak.
Şarküteriye hoş
geldiniz.
Bu gece, baylar,
madam kasap reyonunda sadece en iyi
parçalar var.
Siz de tecrübeli
kasaplarsınız.
Eminim sizin de
bildiğiniz gibi hakir domuzun her yeri burnundan kuyruğuna kadar işe yarar her şeyi bir tek ciyaklaması hariç.
Size dokuz nadide
parça sunabilirim hem de bu alemdeki en iyi fiyatlarla.
O zaman, buyurun ilk
kafayla başlayalım.
Gıdıdan tanrılara
layık gerçek İtalyan pastırması.
Hayvanın omzundan Boston omzu, zor ama
lezzetli bir parça.
Piknik omzu Atlanta Polisi tütsülenmiş eti sevenlerin favorisidir.
Kontrfile parçası, çift
doğranmış pirzolalar, kaburgalar ve
elbette arka bacaktan, Serrano butu.
- Hepsi leziz.
- Enfes.
Ve tabii ki, harika
bir sosis koleksiyonumuz var.
- Var ya, acıktım.
- Fantastik.
Tercihiniz Yani benim tercihim piknik omzu olacak çünkü tütsülenmiş ete bayılırım.
Son kararım.
Seni aptal şerefsiz.
Bats, neydi lan bu?
Karım vuruldu.
Bunu hiç sevmedim.
Sakin ol, Buddy.
Hallettin.
Derdin ne senin Ian,
pislik herif?
Silahçıları vurdun.
Doc'ın tanıdıkları
değiller miydi?
Doc'ın
tanıdıklarıydı.
Ayrıca tahmin et?
Aynasızlardı.
Kutuya bakın.
"Atlanta Polisi" yazıyor.
O çakma Louis Vuitton şapkalı et yığınını
hemen tanıdım.
98'de beni
tutuklamıştı.
Siz aşk kuşları
korunur musunuz bilmem ama eğer biri
beni kevgire çevirmeye niyetlenirse, ben ateş kusarım Yakalayın!
- Baby, sakın
kaçmasın!
- Bir şey yap!
Kahretsin!
Çıkar bizi buradan,
Baby.
Gidelim.
Hadi, gidelim.
Yürü.
Tekila.
Bats, lanet olası bir manyaksın.
Ailen kaçık bir isim verince, böyle olman doğal.
Kaçık olduğundan şüphem yok.
Ama gerçek ismin
Bats değil.
Sana göre öyle.
Benim gerçek ismim
Darling mi sence?
Evet, ya da Buddy?
Hayır, bunlar takma isimler.
Kod isimler.
Lakaplar.
Peki, gerçek ismin
ne, Darling?
Monica.
Gerçek isimleri
konuşmamız yasak sanıyordum.
Değil.
Baby, senin gerçek
ismin ne?
Hey, burada dur.
Burada dur.
Bo'nun YERİ Dur
dedim.
Açım.
Hayır.
Arabayı durdur!
Nasıl hayır?
Bana hayır mı
diyorsun?
Orayı istemiyorum.
"Orayı
istemiyorum.
" Vay be, adam
konuştu.
Orada adamlar
vuruldu, tek kelime etmedin.
Şimdi birdenbire, bir
lokanta için mi öfkeleniyorsun?
Orayı istemiyorum.
Berbat bir yer.
Bu tavsiyeden sonra,
artık kesin gidiyoruz.
Neden herkes asabi?
Bats'e teşekkür
etmelisiniz.
Ölümle burun buruna
getirdiğin için mi?
Ben tüm işlerimi son
işim gibi ele alırım.
Peki ama beraberken
yaptığın şey hepimizi etkiliyor.
Yarın paranızı
alacaksınız.
Ayrıca
beslenecek burunlarınız olduğu da malum.
- Sanki sen Bay
Yeşilay'sın?
- Bay Kahrolası Kim
Olmak İstersem oyum.
İçecek ne alırsınız?
Sanırım herkes kola
alacak, değil mi?
Sizin dilinizde
nasıl deniyor, koka?
Tamam üç kola ve bir
koka getir.
- Dört kola.
- Evet.
Bakın, durum şu.
Siz uyuşturucu için
soyuyorsunuz.
Ben soygun için
uyuşturucu alıyorum.
- Bu zekice.
- İşim bu.
Tatilde olan
sizsiniz.
- Geçmişimizden
şüphen mi var?
- Wall Street, değil
mi?
- Doc mı söyledi
bunu?
- Doc bana bir halt
söylemedi.
Sadece eğitimli bir
tahmin eğitimsiz bir adamın yaptığı.
Bats, bu konudaki
fikirlerini öğrenmekten zevk alacağım.
Yanılıyorsam düzelt,
Buddy.
Eskiden borsacıydın.
Belki başka bir
eşin, belki de çocuklar vardı.
Çok para yaptın ama
kötü bir huyun vardı, "sıkı çalış, daha sıkı oyna," ama biraz fazla
oynadın.
Borç yaptın, öyle
borç ki beyaz adamı utandıracak cinsten.
Belki başın belaya
da girdi.
Belki şirket
kumbarasından aşırırken enselendin.
Belki bırakıp çöle
kaçtın.
Belki yedekte tuttuğun en sevdiğin dansçıyla.
Belki üç şeyden
oluşan dünyada kayboldun, para, seks, uyuşturucu ve aksiyon.
Kahretsin, dört etti.
Nasıl gidiyorum?
Bence olay şu.
Size göre bu iş bir
macera.
Her şekilde, Wall
Street bile olsan, benden çok daha büyük bir sahtekarsın.
Lafı uzatmadan, ikimiz
adına da konuşacağım.
Bizi tanıdığını mı
zannediyorsun?
Tanımıyorsun.
Delilikte son nokta
olduğunu mu zannediyorsun?
Değilsin.
Ve inan bana
ciddiyim, Buddy deliliğini görmek istemezsin.
Ne kadar acımasız
bilmiyorsun.
Çünkü kırmızı
görürse tek göreceğin karanlık olur.
Dinliyor musun,
Hızlı Çocuk?
Bu tam Oscar'lıktı.
Harikaydı.
Prova yaptın mı?
Bunu görüyor musun,
Baby?
Bak, bu kadınını
Seven gerçek bir adam.
Birbiriniz için
yaratılmışsınız.
Ciddiyim.
Yemek için ne arzu
edersiniz?
Bu kediciklere çocuk
menüsü getir, ben de faturayı halledeyim
"Debora.
" Bu arkadaşım
burayı sevmiyor ama bence hiç fena yer değil.
O yüzden, sana bir
sorum var, Debora.
Sorunu nedir?
Belki arkadaşın öneri
formu doldurmak ister.
Nasıl daha iyi
hizmet verebileceğimizi söyler.
Baby, o kaltağı
tanıyor musun?
Hayır.
Peki.
Tamam o vakit.
Ben hallederim.
Senin lanet sorunun
ne?
Tamam.
O tatlı hanıma iyi
bahşiş bırakmayı unutma.
Yol Gezisi Sabah
2'de.
"Delilik.
" "Delilik"
şifreli bir kelime.
Müşterilerimden
biriyle anlaşma tamamlanınca beni
ararlar, telefonda "delilik" der ve kaparlar.
Bu gece
"delilik" kelimesini duymadım.
O yüzden kimin
öldüğünü söyleyin.
Şöyle, tanıdıkların
polisti, Doc.
Biliyorum.
Benim polislerimdi.
Tamam ama ilk onlar
ateş etti.
Ne senin için ne de
buradaki hiçbir şerefsiz için kurşun yemem.
Bu doğru mu?
İlk onlar mı ateş etti?
Evet - Baby?
- Bu gezegenden
birine sor.
Kime istersem ona
sorarım.
Eve gidin.
İş iptal.
- Hop.
Dur biraz.
- Ne oluyor be?
Bütün şehrin
peşimize düşmesine 24 saat var.
O domuzları domuz
cennetine yolladık.
Bizi ancak Ouija
tahtası ile falan ele verebilirler.
Ve senin ismin de sadece
dört harf tek hece.
Ancak Doc, Bats
benim gerçek lanet ismim değil.
Bitti, Leon.
Şehir dışına çıkın.
Vay be.
Kaçmayacağım, Doc.
Fırtınanın içine
dalalım.
Kasırgayı sürelim.
23 saat içinde
suçluların iade edilmediği bir plajda, iade edilmeyecek kokteyller içebilir, iade edilmeyecek
paramızı sayabiliriz.
Peki o posta
çeklerini bozacak adamı vurduysan, kime bozduracağız?
Buddy'nin bildiği
biri var.
Yani, tamamen
sallıyorum ama Buddy'nin bildiği biri var.
Doğru değil mi, Wall
Street?
Evet, biri var.
O vakit yapalım şu
lanet işi.
Sadece üç ses
duyuyorum ve son baktığımda, arabada dört vardı.
Baby?
Karar senin.
Büyük adam kararı
verme vakti.
Yapıyor muyuz,
yapmıyor muyuz?
Çoğunluk bizde.
Yapıyoruz.
Bırak konuşsun.
Ben derim ki hepimiz
uyuyalım.
Şu lanet işe
hazırlanalım.
Baby?
Karar senin.
Büyük adam kararı
verme vakti.
Yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz?
Yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz?
Yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz?
Yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz?
Yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz?
Nereye böyle, Baby?
Kahve.
Sabahın ikisinde mi?
Çok akıllıca değil.
Dalga mı geçiyorsun?
Zaten Bats yeterince başımda bela.
Bir de seninle mi
uğraşacağım?
Bak, bana bir iyilik
yap.
Yarın o posta
ofisinde bizi satacaksan bu ufak kafein
kaçamağına git ve geri dönme.
Sadece kulağındaki
çınlama içinse, sürmek senin için bir
tür kaçışsa git.
Ne yapıyorsunuz
burada?
- Yarın için her şey
hazır mı, emin oluyoruz.
- Evet.
Sabahın ikisinde bir
yere gidiyor gibi duruyor.
Gidiyor musun?
Hayır.
Güzel.
Çok güzel.
Çünkü bunu
konuşmamız lazım.
Yok, yok, aradığın
bu.
Baby?
Karar senin.
Büyük adam kararı verme
vakti.
Yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz?
Neden böyle bir şey
yaparsın ki?
Oyalanıyorum işte.
Kaydetmeyi seviyorum.
Neden kaydediyorsun?
Polis misin?
Asfaltı ağlatman
lazımdı, polise ağlaman değil.
Konuş, Baby.
Sözleri tekrar
dinlemeyi seviyorum.
Kelimelerden müzik
yapıyorum, şarkılar, miksler.
Öylesine yaptığım
bir şey.
Bu duyduğum en aptal
mazeret.
Açıkçası, polisler
bile bu kadar aptal bir mazeret üretemezdi.
Peki mikslerinden
bir tane çalabilir misin?
Hayır.
Evdeler.
Öyleyse, sabahın
ikisinde hepimiz bir yere gidiyoruz demek.
Hadi bakalım.
Çok uzakta yaşıyorum.
Hayır, yaşamıyorsun.
Uyan, Baby!
Hesap vakti.
ANNEM - Joe.
O nerede?
Ona ne yaptınız?
- Sakat adam mı?
Onu merak etme.
O iyi.
Bir yere gideceği yok.
Hadi bize bir şeyler
çal, Baby.
ŞEHİR EVLERİ - 1
Haziran YAVAŞ MIYDI?
OYNAT - Yavaş mıydı?
- Hayır.
Hayır.
İyi-İyi bir çocuk ve şeytan-şeytan-şeytan direksiyonun
başında.
Yavaş mıydı?
Özürlü yavaş demek.
Yavaş mıydı?
Hayır.
Hayır.
Başka-Başka-Başka ne haltı bilmen gerekiyor?
Bu tam delilik, Doc.
D-E-L-İ-L-İ-K.
Merhaba, merhaba?
Test test.
İsmim Debbie.
Debora.
Evet.
Benim D-E-B-O-R-A olmam dışında.
Debora.
Lokantadaki garson kız değil mi bu?
O kaltağı
tanımıyorum demiştin.
Neden tanıyorum
diyesin ki?
Debora'ya bizden
bahsettin mi?
- Hiçbir şey demedim.
- Peki kötürüme?
O konuşamaz.
Ama lanet olası
dudakları okuyabiliyor, değil mi?
Bu salağı o bok
çukuruna geri götürün.
Yarına başka sürücü
bulurum.
Bana bırak.
Gitmesi gereken yere kazasız belasız götüreyim.
Hayır!
Başka sürücü bulmayacaksın.
Tanıştığımızdan beri
her işinde varım.
Polislere
ağlamıyorum.
Asfaltı ağlatıyorum.
Ve yavaş değilim,
hızlıyım.
Yarın sürücünüz
benim.
Sürüyorum.
Pekala, çocuğu
duydunuz.
Sürüyor.
Atlanta bölgesi için gök gürültülü fırtına uyarısı var bu
öğleden sonra dört itibarıyla.
bugün Atlanta
merkezinde Ted Turner kavşağında devam eden inşaat SebebiyleGün boyu gök
gürültülü fırtınası görülecek.
Gece soğuk 5 derece.
Yarın, güneşli, 18
derece.
ABD POSTANESİ Unutmayın, içeride olan bizim.
Bize ait.
Bizim paramızı
aldılar.
Annemizin
mücevherlerini aldılar.
O yüzden oraya
girelim ve bize ait olanı geri alalım.
Hadi bas gaza.
Zaman tamam, Baby.
Nasıl gözüküyorum?
At silahını!
Hadi, Baby, gidelim.
- Yürü!
- Gidelim!
Gidelim!
- Yürü!
- Hadi, Baby,
gitmeliyiz!
- Sür lan şu
arabayı, geri zekalı!
- Baby, yürü!
Bas şu lanet olası
gaza!
- Hadi!
- Yürü!
Sürmeye başlasan iyi
edersin.
Yoksa kafanı
kopartacağım!
- Üç!
- Yürü!
- İki!
- Hadi sür!
“Bir!
"Şimdi!
- Kahretsin!
- Kahretsin.
Kahretsin!
Hadi, hadi, bana
elini ver!
Hadi!
Hadi!
Ne yaptın sen, Baby?
Ne yaptın lanet
olası?
Sürdüm.
Sürdün.
Seni geberteceğim!
Jason!
Silahları atın!
Durun!
Silahları bırakın!
Yere yatın!
Geri gidin!
Hey, Pongo!
Hey-Hey-Hey!
Hey!
Yavaş ol!
- Kıpırdamayın ya da
ateş açacağız!
Durun!
- Orada kal!
- Yoldan çekilin!
- Çekil!
Şehir merkezi postanesinde silahlı çatışma İşte orada!
Hadi, hadi, hadi!
Lütfen etrafa ateş etmeyin- Dur ya da ateş edeceğiz!
Hey!
Oraya“ Kıpırdama!
Orada kal!
Arabanın sürücüsü yaya olarak kaçtı.
Silahlı ve tehlikeli Pislik!
Hadi be artık!
Baby, lanet olası
cenabet herif!
Gidelim, gidelim,
gidelim!
Kahretsin!
Baby, çıkart bizi
buradan!
Bu senin enkazın!
Senin hatan!
Silahlarınızı
indirin!
- Yatın!
- Geri çekilin!
Hemen doktor çağırın!
Silahını at!
Şimdi!
Hepsi senin suçun.
Ellerini
görebileceğim bir yere koy!
Kahretsin!
Sen!
Dur!
Arabadan çık.
Arabadan çık, bayan.
Tamam.
Çıkıyorum.
Çıkıyorum.
Çıktım.
Tanrım!
Çantam!
Peachtree Center civarında çatışma.
çatışmalı postane soygunu.
Üzgünüm, hanımefendi.
Ne oluyor Ian?
Atlanta şehir merkezindeki silahlı çatışmadan canlı
bildiriyoruz.
Polise göre öğlen 1.
00 civarı, üç
soyguncu merkezdeki postane binasına girdi.
Ama bir soygun
olarak başlayan Lanet olsun.
Kahretsin, Joe!
Joe, Joe, Joe!
İyi misin?
Çok üzgünüm.
Hepsi benim suçum.
Buradan gitmeliyiz.
İşler çok kötü.
Kör değilim!
Hayır!
Hayır!
Kirli paranı istemiyorum!
Biliyorum, biliyorum!
Ama seni burada
bırakamam!
Bo'nun Yeri,
siparişinizi alayım.
Debora orada mı?
Debbie mi?
Müşterinin yanında.
Beklemek ister misin?
Ona Baby geliyor de,
yeter.
Baby mi?
B-A-B-Y.
Baby.
Aranan araba 1986 model bir Chevy Caprice.
Suçluların oldukları yer bilinmiyor.
Çatışmada dört polis memuru yaralandı.
Halen kaçak olan iki şüpheli, çok tehlikeli olarak
bildirildi.
Merhaba, benim ismim Joseph.
Villa TATİL ÖZEL
HUZUR EVİ Televizyonu severim.
Ve müzik dinlemeyi de bazen, eski plakların yaydığı
titreşimler yardımıyla.
Donmuş bezelye ve
köfte severim beyaz ekmek ve fıstık
ezmesini de.
Kenarlarına da sürün.
Lütfen benimle
ilgilenin.
Teşekkür ederim.
Dönecek misin?
Bilmiyorum.
Her şey yoluna girecek mi?
Sana hiçbir şey
olmasına izin vermeyeceğime söz verdim.
Ama başaramadım.
Neyse ki artık
güvendesin.
Bahsettiğim ben değilim.
Atlanta Polisi konuşuyor.
Herkes evlerinde kalsın.
Silahlı ve tehlikeli bir kaçak suçlu var.
İyi şanslar.
Arkadaşın burada.
Hey, aşk kuşları.
İkinizi birden
yakalamayı istiyordum.
Ve işte buradasınız.
Polis dört soyguncunun üçünün kimliğini belirledi.
Öldürülen, Monica Castello
Monica.
Sevgilim.
İyi bir kızdı.
Onu Onu sevdim.
Debora nasıl biri,
Baby?
İyi bir kız mı?
Onu seviyor musun?
Evet, seviyorum.
Bu çok kötü.
Silahlı ve tehlikeli olarak bildirildi.
Tuvalet açık mı?
Sağ ol.
Bu yeterli.
Sağ ol.
Şarkı bitti, Baby.
Ama korkarım müziğin
sonuçlarına katlanacaksın.
Nasılsınız?
Çok iyiyiz.
Öyle değil mi, Baby?
Lanet olsun!
Hadi, hadi, Gidelim.
Hadi!
Sürekli kaçamazsın,
Baby.
Kaçış yok!
- Hadi!
Çıkalım buradan!
- Seni bulacağım!
Kahretsin!
Kahretsin!
Ne oluyor, Baby?
- Gitmem lazım.
- Hayır.
Seninle geleceğim.
Az önce birini vurdu!
- Kim?
- O!
Atlanta Polisi.
Sen yerdeki, iyi
misin?
Nereden vuruldun,
gösterebilir misin?
Evet Tam buradan.
Memur vuruldu.
Ateş edildi.
Tekrarlıyorum,
Bo'nun Yerinde ateş edildi.
412 no'lu ekip olay yerinde, destek istiyor.
Olası kadın rehine.
Kim o?
Baby.
Dediğim gibi, kim o?
Yardımına ihtiyacım
var.
Korkarım bu hat size kapalı.
Baby, gitmemiz lazım.
Önce bir şey
yapmalıyım.
Ve sonra sadece biz,
müzik ve yol.
Ama arabamız yok.
Ya da müziğimiz.
Evet, var.
Çıkın.
Bonnie ve Clyde
geldi, kanka.
Daha çok Bonnie ve
Bonnie.
Arabadan çıkın.
Yüklü müsün?
Daha önce hiç adam
vurdun mu, kanka?
- Biraz önce.
- Tam olarak beş
dakika önce.
Bari şu lanet
telefonumu alabilir miyim?
Hayır.
Şoför değilmişsin.
Anlaşıldı.
Her şey bitti, evlat.
Beni unut.
O kasetler bana
lazım.
Sana kasetleri
vermeyeceğim.
Posta çekleri bende.
Kasetlere karşılık
onlar.
Sana yardım edemem,
Baby.
Buddy'yi vurdum.
Tebrikler.
O zaman her temiz ve kirli polis peşinde demek.
Beni de vuracak
mısın?
Asla.
Sen ve ben bir takımız.
Monsters, Inc.
filminden daha fazla replik kasma.
Sinirimi bozuyor.
Samm'in en
sevdiklerinden.
Benzer bir şey
söylüyordum, seni ufak pislik.
Artık şans meleğin
değilim.
Ama burada durmuş yardımını
istiyorum.
Senin için
yapabileceğim bir şey yok, evlat.
Hem neden yapayım, bana
yaptığından sonra?
Boş ver.
Gidelim.
Lanet olsun.
Şunlara bak.
Tamam, al şu lanet
olası kasetini.
ANNEM İkinizi bu
işten sıyırmak için bir kasetten fazlası gerekli çünkü haberler hiç iyi değil.
Yani, bazı iyi
haberler de var.
İyi haber sürmeyi
seviyorsun.
Çünkü gelecek 25 yıl
ayağını pedaldan kaldıramayacaksın.
Bu sizi sınırın öte
yanına geçirmeye yeter.
Oradan sonrası, size
kalmış.
Birbiriniz dışında
kimseye güvenmeyin.
Ve asla geri
bakmayın.
Bir sefer ben de
sevdim.
Delilik.
Kaçın.
Sanırım Sanırım size kaçın dedim.
Gidin.
Polislerle ben ilgilenirim.
Bu polis değil.
Bunu dinle, Baby.
Müthiş parçan.
Kahretsin.
Çekil.
Çanta!
Çantayı al!
Lanet olsun!
- Çıkıyoruz.
- Çıkıyor muyuz?
Buna son vermeliyim.
Hadi çık dışarı,
Baby.
“Romeo, Romeo.
Neden Romeo“ sun sen?
“ Şimdi!
Lanet olası.
Aranan araç 3204 no'lu ekip aracı Jason Van Horn tarafından çalınmış
olabilir.
Göster kendini, Baby.
Seni kahrolası çocuk!
Hey, iyi misin,
dostum?
Silahlı ve çok tehlikeli.
Kahretsin!
Tanrım!
Beni vurdu!
Yardım!
Lütfen, yardım edin!
Defol git, Buddy.
Kahretsin,
kahretsin, kahretsin!
Baby!
İyiydin, evlat.
Ama benden sevdiğim bir
şeyi aldın.
Benim de aynısını
yapmam lazım.
Onun çığlını duymanı
çok isterim.
Ama galiba sadece
izlemen gerekecek.
Baby.
Ne yapıyorsun?
Yol gezisi.
Müzik dinliyorum.
Bu gerçekten annen
mi?
Evet Çok güzel sesi
var.
Biliyorum.
Onları kıstırdık.
Herkes yerinde
kalsın.
Bu dünyaya ait
değilsin.
Hayır.
Eller arkaya!
Üzgünüm.
Lütfen, onu rahat
bırakın!
MONROE BÖLGESİ POLİS
DEPARTMANI Sanık ile ilişkinizi nasıl tanımlarsınız?
Arkadaştık.
Ve sanırım ikimiz de daha fazlasını istedik.
Kendini kötü bir hale soktu.
Ben de onu
kurtarmaya çalışıyordum.
Sanığın iyi biri
olduğuna inanıyorum.
Başına gelenleri hak
etmedi.
Çok garipti.
Yanımdan geçip giderken çantamı bana doğru fırlattı.
Ve gerçekten "Üzgünüm" dedi.
Bana baktı ve kafasını salladı.
Sanki içeri girmemem için beni uyardı.
Endişeli gözüküyordu, beni kurtarmaya çalışıyor gibiydi.
Gençken bir hata yaptı ve o zamandan beri peşinde.
Kurtulmaya çalıştıkça, daha derine battı.
Hiçbir zaman onun
suçu değildi.
İyi bir kalbi var.
Her zaman öyleydi, her zaman öyle olacak.
1 'den 19'a kadar ve 21.
maddeye göre
sanığı federal ceza evinde 25 yıl cezaya mahkum ediyorum cezasının 5 yılını çektikten sonra şartlı
tahliye oturumu olacaktır.
Mektubun var, evlat.
Hey, Baby.
Biliyor musun, aslında bu komik.
Mahkemede defalarca
duymama rağmen halen gerçek isminin Miles olduğuna alışamadım.
Aslında çok güzel isim.
Aklıma birçok harika Miles şarkısı geliyor.
Ama önce tüm o Baby şarkılarını dinlememiz lazım.
Düşündükçe sabırsızlanıyorum, sadece biz müzik ve de yol.
Görüşürüz, Baby.
Tüm kalbimle Debora.
« Prev Post
Next Post »