Print Friendly and PDF

Translate

Hayalet Dünya (2006)Gwai wik

|

108 dk

Yönetmen:Danny Pang, Oxide Pang Chun

Senaryo:Cub Chin, Sam Lung, Danny Pang

Ülke:Tayland, Hong Kong

Tür:Fantastik, Korku, Gizem, Gerilim

Vizyon Tarihi:28 Temmuz 2006 (Türkiye)

Dil:Çince, Çin Lehçesi

Müzik:Payont Permsith

Nam-ı Diğer:Re-cycle

Oyuncular

Angelica Lee

Pou-Soi Cheang

Ekin Cheng

Lawrence Chou

Viraiwon Jauwseng

Özet

Yazar Ting-yin farklı bir isim altında yazdığı aşk romanı ile Güneydoğu Asya'da en çok satanlar arasına girmeyi başarmıştır. Menajeri bu romanından uyarlanan filmin tanıtım gününde Ting-yin'in Hayalet Dünya isimli doğa üstü güçlerle ilgili bir roman yazmakta olduğunu duyurur. Ting-yin kitabını yazmayı sürdürdüğü sırada kahramanına çok benzeyen bir kadın sürekli olarak karşısına çıkmaya başlar. Ve kitabında yazdığı olaylar bir bir gerçekleşmeye başlar. Delirdiğini düşünen Ting-yin gerçekle hayal arasında sıkışmaya başlar. En sonunda Hayalet Dünya'ya gitmeye karar verir ve bugüne kadar yüzleşmekten korktuğu gerçeklerle karşı karşıya kalır.

Altyazı

Şu kitapları dışarı çıkartır mısın lütfen?

  Neyin var?

  Beni mahvettin.

  Sana ne yaptım ki?

  Bu hep senin suçun.

  "Geri Dönüşüm" romanımı çok çabuk lanse ettin.

  Bitirmeye yaklaşana kadar beklemen gerekirdi?

  Şimdi, bayan karakteri yaratmak bile beni strese sokuyor.

  Önceki romanımdaki baş erkek karakter Guo Rong için   tatmin olana kadar dört tane karakter çıkardım.

  Anladım, gerçekten anladım.

  Aslında bitirmek için acele etmene gerek yok.

  Yavaş olması problem yaratmaz.

  Çok erken lanse etmek tamamen satış stratejisi.

  Kitap ne kadar geç çıkarsa   okuyucular da bir o kadar sabırsızlanır.

  Zamanı geldiğinde  "Geri Dönüşüm" kitabının yayımlanmasıyla   seni temin ederim ki kitap en çok satanlardan biri olacak.

  "Aşk bizi doğru yoldan saptırdığında ve devam etme imkânı kalmadığında   Chu Xun'un romanından uyarlanmıştır. " "Sonsuz Aşk"

Yılın Melankolik Aşk Filmi Sonsuz Aşk İyi akşamlar, şirketimiz ve Bayan Chu Xun adına   gazeteci arkadaşlarımıza teşekkür etmek isterim.

  "Sonsuz Aşk" filminin basın toplantısına hoş geldiniz.

  Bu, bizim ilk defa   Bayan Chu'nu romanından uyarlanmış bir film yapışımızdır.

  Bir soru sorabilir miyim?

  "Sonsuz Aşk" romanının üç cildi içinde   neden senaryo olarak bu cilt seçildi?

  "Sonsuz Aşk"ın üç cildini de okuduktan sonra   Bayan Chu'un sadece üç yılda   üç mükemmel aşk romanı yazması beni en çok şaşırtan ve etkileyen olay oldu.

  İnanılmaz hayal gücü ve yaratıcılığı   hayran bırakıcı.

  Bunun yanında, üçüncü cildin sonu   aşkın sadakatini en iyi şekilde tasvir etmek için en güzel kısım.

  Bayan Chu Xun,    Guo ve and Yong Lin karakterleri arasındaki aşk hikâyesi   "Sonsuz Aşk" kitabınızda büyük bir içtenlikle anlatılmış.

  Çoğu okuyucu bunun sizin başınızdan geçtiğini düşünüyor.

  Gerçekte nedir?

  Tahminimce, bir kısmı benim şahsî tecrübemdir.

  Yazarken   gayri ihtiyari yaşadıklarımı   Yong Lin karakterine yansıtmış olabilirim.

  O sebepten, her bir "Yong Lin"   benim bir parçam.

  Siz ve Yong Lin ayrılmaz olduğunuza göre   sanırım okuyucular Guo Rong'un kim olduğunu bilmek isteyecekler.

  Bu insan, artık yok.

  Aslında Bayan Chu, yeni kitabını yazmaya başladı bile.

  Yeni kitabın konusu hakkında bilgi verebilir misiniz?

  Bu kitap doğaüstü olaylar hakkında.

  Kitabın ismi ne?

  Bu kitabın ismi "Geri Dönüşüm" "Geri Dönüşüm" Gerçekten bir hayalet gördünüz mü?

  Hayır görmedim;    ama çok garip şeyler duydum.

  Ne gibi garip şeyler?

  "Geri Dönüşüm"ü okuduğunuzda öğreneceksiniz.

  Hayalet görmekten korkuyor musunuz?

  Tabii ki!

  Kanımca çoğu insan korkar.

  Ama ben korkuyorum.

  Aynı zamanda birini görmek istiyorum.

  Neden?

  Bence, bu gibi bir korku tecrübesi   en derin duygularımı harekete geçirir.

  Kişisel deneyimlerin bir yazar için çok hayatî olduğunu bilirsiniz.

  Giriş izniniz var mı?

  Hayır, yok.

  Üzgünüm, içeri giremezsiniz.

  Ama onu tanıyorum.

  İzniniz yoksa giremezsiniz.

  Kural böyle.

  - Bana bir iyilik yapın lütfen?

  - Olmaz.

  - Çok acil bir şey.

  - Olmaz dedim!

  Baylar ve bayanlar, birazdan   Bayan Chu Xun'un yukarıda imza günü başlayacak.

  Bugünkü basın toplantısını burada noktalayalım.

  Rahatsızlık için üzgünüm.

  Ting-Yin,    tebrikler.

  Teşekkürler.

  Ne zaman geri döndün?

  Dün gece.

  Bugün müsait misin?

  Seninle konuşabilir miyiz?

  Ting-Yin,    işte burdasın.

  Selam!

  Yukarı çıkmamız lâzım.

  İmza günü başlamak üzere.

  Sana söyleyecek bir şeyim yok.

  Bugün meşgulüm, sonra konuşuruz.

  Hadi gidelim.

  Ne zaman döndü?

  Dün olduğunu söyledi.

  O zaman "Aşkım"ın devamını ne zaman yazacaksın?

  İmza günü, hadi.

  "Başroldeki kadının ismi Fang Yu-ling.”

 "Çok çok uzun saçları var.”

 "Boyu o kadar uzun ki onu biraz garip gösteriyor.”

 "Güçlü bir hayatta kalma isteği var.”

 Bir gün, Yu-ling evde yalnız kalır.

  "Kahramanın ismi, Fung Sin-mei.”

 "Maceracı bir bayan.”

 Alo?

  Alo?

  Alo, Xu Xun, ben-Sandy.

  Evet, ne vardı?

  Yarın zamanın var mı?

  Olur.

  Yarın ne olacak?

  Hiçbir şey.

  Sadece konuşmak istiyorum.

  Ağabeyim, Hong Kong'a döndü.

  Bu durumda müsait değilim.

  Hadi, benimle yemek yemek fena mı?

  Uzun zamandır görüşmüyoruz.

  Tamam, ama onun hakkında konuşmayacaksın.

  Nerede görüşelim?

  Saat 2'de Sogo Alışveriş Merkezi girişinde tamam mı?

  Tamam, yarın görüşürüz.

  Yarın seni görmek güzel olacak, hoşça kal.

  Alo?

  Hao Ran geri döndü, biliyor muydun?

  Tekrar tekrar söyletme!

  Ondan bahsetmek istemiyorum.

  O ve Xu Fen boşandılar.

  Ona bir şans daha vermeyecek misin?

  Ne şansı?

  Bana bunu söylemeni o mu istedi?

  Özür dilerim.

  Yakın zamanda yazdığım şey sinirlerimi yıprattı   ve iyi bir durumda değilim.

  Gerçekten onun hakkında konuşmak istemiyorum.

  Aslında, benim özür dilemem gerek.

  Ağabeyim böyle yapmamı istedi, ne yapabilirdim?

  Eve döndüğümde de seni soracak.

  Gerçekten seni görmek istiyor.

  Ne zaman boşandı?

  Üç ay önce.

  Gördün mü!

  Er ya da geç boşanacaklarını söylemiştim.

  Buna ne dersin, seni bulmasını istedim.

  Biliyorum istemiyorsun; ama lütfen onu dinle.

  Evet, senin yeni kitabın nasıl?

  Ne zaman yayımlanacak?

  Yazmaya yeni başladım.

  Ama nedenini bilmiyorum, beceremiyorum.

  İlhamın gelecek.

  Muhtemelen.

  Son zamanlarda evde garip şeyler gördüm.

  İnsanlar böyle şeyleri yazmanın garip şeyler getirdiğini söyler.

  Dün akşam, öyle hissettim ki   evimde başka biri vardı.

  Başka biri mi?

  Mutfak tezgahında benimkilerden   çok daha uzun bir tutam saç buldum.

  Sanırım çok fazla yazmak seni hassaslaştırmış.

  Bununla birlikte   bir insan silueti gördüm.

  Göz yanılması olmasın.

  Gözlerini böyle dikme?

  Gerçekten korkutucu.

  Öyle mi yaptım?

  Birçok insan böyle söylüyor.

  Alo?

  "Sin-mei bir tutam uzun saç bulur.”

 "Suyun üzerinde yüzen, duş perdesinin arkasında.”

 "Hiç cevap yok.”

 "Ahizenin öbür tarafından sadece kısık bir ses gelir.”

 "Başroldeki kadının ismi Fang Yu-ling.”

 "Çok uzun saçları var.

  Boyu çok uzun.”

 "Bir gece, Fang'ın ev telefonu arka arkaya üç kere aranır.”

 "Ahizeden garip sesler gelir.”

 Sen  sen iyi misin?

  Neden böyle görünüyorsun?

  Bir şey mi oldu?

  Ne var?

  Niye buraya geldin?

  Sana telefon ettim; ama hat meşguldü.

  Ben de gelip bir bakayım dedim.

  Sen iyi misin gerçekten?

  Ben iyiyim.

  Ne istemeye geldin?

  Ben, seni görmek istedim.

  Seninle konuşmak istediğim bir konu var.

  Girebilir miyim?

  Hayır, giremezsin!

  O zaman, bir yemek için biraz zamanını ayırabilir misin?

  Çok korkmuş görünüyorsun.

  Doğru mu?

  Bu yazı yazmanın zorluğundan mı?

  Eğer öyleyse, biraz dinlenmelisin.

  Hayır.

  Ben boşandım.

  Biliyorum, Sandy söyledi.

  O zaman, Ting-yin  Düşünüyorum da biz  Bana artık ne istediğini söyleme.

  Her neyse, istediğini sekiz yıl önce yapmalıydın.

  Şimdiye kadar beklememeliydin.

  Evet, haklısın.

  Ama 8 yıl önce gerçekten düşünmüştüm ki  Düşünmüş!

  Sekiz yıl önce Xu Fen'e boşanmak istediğimi söylemeye çalıştığımda   bana bir anda dedi ki: Hamileymiş.

  Ben de  Onu o zaman kırmak istemedin.

  O yüzden söylemedin değil mi?

  Evet, sebebi bu.

  O zaman sadece kayınpederini görmeye kısa bir seyahat yapacağını söyleyip   neden bu kadar uzun süre kayboldun?

  Çünkü kayınpederim bir kazada öldü.

  Ben de onun işini devraldım.

  Ama  ama sana beni beklemen için yazdım.

  Senden çok mektup aldım.

  Her bir mektup şunun için bekle, bunun için bekle diyordu.

  Sonlara doğru aldıklarımı hiç okumadım.

  Burada keselim.

  Daha fazla dinlemek  istemiyorum.

  Ama gerçekten beklemiş olsaydım   bugüne kadar sekiz yıl beklemem gerekirdi.

  "Ting-yin  " "Emiş gücü artıyor.”

 "Koridorun sonunda, bir ışık demeti belirir, kırmızı ve daha güçlü bir hâle döner.”

 "Hemen eve git.”

 "Kız birinci kat düğmesine basar.”

 "Ama asansör 7'nci katta durur ve kapı açılır.”

 "Koridor.”

 Büyükanne, asansör burada!

  Biz daha gelmedik.

  İçeri gir.

  Biz daha aşağıya gideceğiz.

  Sen neden buradasın?

  Buraya otur?

  Amca, bana söyler misin   burası neresi?

  En başından düşün.

  Buraya nasıl geldiğini biliyor musun?

  Sokağa indiğimde   her şey değişikti.

  Asansörde bir büyükanne ile torununu gördüm.

  Sonra  sonra 

Ben  Bilmiyorum.

  Aslında, burası senin olmaman gereken bir yer.

  Ama, sen neden buradasın?

  Senin gibi olduğumu mu düşünüyorsun?

  Neler yaptığını hatırlıyor musun?

  Tüm bu garip şeyler "Geri Dönüşüm"ü yazmaya başladıktan sonra başladı.

  Bunun yüzünden mi?

  Bu yer sizin tarafınızdan kurgulandı.

  Size ait değil, diğerlerine de ait.

  Burada   siz hepiniz yaratıcılarsınız.

  Daha detaylı anlatabilir misin?

  Bir şey anlamadım.

  Burası terk edilmişler için bir yer.

  Yaratılıp terk edilmiş şeyler   burada tekrar ortaya çıkar.

  Aynı zamanda, hepsi birden yok olmuşlar.

  Bunların hepsi bir çeşit döngüdür, bir geri dönüşüm.

  Biz buradayız;    çünkü bir grup terk edilmişiz.

  Görünen o ki senin hemen buradan kaçman lâzım.

  Neler oluyor?

  Konuşmayı kes artık!

  Bayım, siz içeri girmeyecek misiniz?

  Ben her yere giremem.

  Eğer her şeyin parçalanmaya başladığını görürsen uzaklaş oradan.

  Yoksa sen de onlarla beraber yok olursun.

  Unutma, burada uzun süre duramazsın.

  Beni takip et.

  Sen kimsin?

  Ben kendimin kim olduğunu bilmiyorum.

  Bizim ismimiz yok.

  Bana anlatabilir misin, burası neresi?

  Neden bu kadar çürümüş şey var?

  Burası terk edilmiş ve unutulmuş şeylerin olduğu bir dünya.

  Terk edilmiş?

  Evet, istemediğin her şey buraya iner.

  Hiç düşünmediğin ve yapmadığın şeyler bile   burada olurlar.

  Düşündüğüm "ruhanî dünya" gerçekten var mı?

  Arkana bir bak!

  Hatırlıyor musun?

  Çocukluğunda, birçok oyuncak bebeği attığına eminim.

  Hepsini burada bulabilirsin.

  Neden terk edilmiş olarak anıldığını anladın mı?

  Sen burada kalamazsın.

  Kendi dünyana geri dönmelisin.

  Peki, buradan nasıl gidebilirim?

  Bana yolu gösterebilir misin?

  "Geçit" olarak bilinen bir yer biliyorum.

  Ama oraya nasıl gidileceğini bilmiyorum.

  Hatta oraya gitsen bile, bunun bir anlamı yok.

  Neden?

  Geri dönüşüm hızla yaklaşıyor.

  Koşmamız gerek.

  Neden?

  Neler olacak?

  Eğer koşmazsak parçalara ayrılacağız.

  Büyük bir belânın içinde kalacağız!

  Yürü!

  Hey!

  Az önce tam olarak ne oldu?

  Eğer oradan zamanında çıkmasaydık parçalara ayrılacaktık.

  Seni biriyle tanıştırayım.

  O, Geçit’in nerede olduğunu biliyor olmalı.

  Büyükbaba, sen neden buradasın?

  Hatırlarsan önceden, sana buraya ait olduğumu söylememiştim.

  Ona anlatmalıydın.

  En kısa zamanda buradan ayrılmalı.

  Burası tehlikeli.

  Ben de gitmek istiyorum; ama dışarı nasıl çıkacağımı bilmiyorum.

  Kitabını yazmak için fikirler istiyordun.

  İlhamını bekledin   ve bu seni umutsuz duruma soktu.

  Bize Geçit’e nasıl gidildiğini anlat.

  Geçit’e mi gitmek istiyorsunuz?

  Büyükbaba, lütfen bana yardım et.

  Gerçekten böyle olmasını beklemiyordum.

  Size nerede olduğunu söylesem bile   kendi başınıza bulamazsınız.

  Ben onu o yere götüreceğim.

  Benimle gelin, buradan.

  Buradan oraya kadar çok uzun bir yol var.

  Maalesef, burada oranın gerçek konumunu tam netliğiyle belirtilmemiş.

  Kitapta sadece birkaç ipucu var.

  Ne gibi ipuçları?

  Vahşi çiçekler, al onu.

  Yolda kâğıt para, üzerinde yürü.

  Hilal ay, kırmızı dünya solan gök, solan yer 

Kökü olmayan yeşil otlar, o yakında.

  Geçit'e ulaştığında, ayrılma zamanı.

  Sonra, bir dahaki ne?

  Bu kitap çok eski olduğundan daha fazlası okunamıyor.

  İlk olarak bu kâğıt paraları alın.

  Abla, bu köprüden geçerken nefesini tutmayı unutma.

  Aksi hâlde problem olur.

  Merak etme, beni takip et.

  Abla, hemen koşmaya başla.

  Nereye gideceğim?

  Kuyu bir çıkış.

  Koş!

  Seni bulurum.

  Küçük kız.

  Burada mısın?

  Küçük kız.

  Onu boş ver, buraya gel.

  Bakma, çabuk ol!

  Ne tarafa?

  Dosdoğru!

  Çabuk ol!

  Arkamızdan kimse gelmez.

  Hâlâ korkuyor musun?

  O şeyler neydi öyle?

  Onlar bir süre önce aldırılmış bebekler.

  Ne kadar talihsizler.

  Aldırılmış bebekler?

  Orada büyümeye devam ederler.

  Büyüdüklerinde orayı terk etmek zorunda kalırlar.

  Ait oldukları başka bir yere giderler.

  Bir daha beni arkanda bırakmazsan sevinirim.

  Çok garip hissediyorum.

  Burada gördüğümüz şeylerin terk edilmiş olduğunu söyledin.

  Ama neden o kadar berbat gözüküyorlar.

  İyi misin?

  Neden böyle solgun gözüküyorsun?

  Geçit'e yaklaştıkça ışığın gücü kuvvetleniyor.

  Ben  Ben iyi olacağım.

  Seni buradan çıkartmam lâzım.

  O tarafta bir sürü çiçek var.

  Vahşi çiçekler, hilal ay, kırmızı dünya solan gök, solan yer, yeşil köksüz otlar 

Vahşi çiçekler, hilal ay, kırmızı dünya solan gök, solan yer, yeşil köksüz otlar 

Vahşi çiçekler, hilal ay, kırmızı dünya solan gök, solan yer, yeşil köksüz otlar 

Vahşi çiçekler, hilal ay  Bu çiçekleri toplama amacımız ne?

  Henüz emin değilim.

  Büyükbaba toplamamız gerektiğini, muhakkak lâzım olacaklarını söylemişti.

  Nedenini bilmiyorum.

  Bir yerlerde seni gördüm gibi hissediyorum.

  Beni nasıl daha önceden görebilirsin ki?

  Neden  neden bana bir isim vermiyorsun?

  Güzel fikir!

  Bütün gün sana ne diye hitap edeceğimi bilmiyordum.

  İsmin şöyle olsun: Ting-yu.

  Nasıl?

  Ting-yu?

  Güzel!

  Kulağa çok hoş geliyor.

  Ting-yu, Ting-yu!

  Benim adım Ting-yin, bu güzel.

  Onlar kim?

  Onlar mezara gömülmüşler.

  Ama daha sonra insanlar hatırlamamış.

  Kimse mi?

  Kimse onlara uzun zaman dua etmemiş.

  Böylece buraya gelmişler.

  Yolumuzu kapatıyorlar.

  Biz, nasıl geçeceğiz oradan?

  Korkma, beni takip et.

  Ne oluyor?

  Kimsenin onlara uzun süre ziyarete gelmediğini söyledin   değil mi?

  Evet, doğru.

  Ting-yu sende hiç çiçek kaldı mı?

  Hayır!

  Ne yapabiliriz?

  Hadi yürü!

  Bu dilek paralarını yanına al.

  Kullanışlı olabilir.

  Geçit'e ulaşana kadar daha ne kadar yolumuz var?

  Ellerin neden bu kadar soğuk?

  Ben iyiyim sanırım.

  Şimdi Geçit'teyiz.

  Benimle beraber bu yeri terk eder misin?

  Yapamam.

  Yaşayanların ülkesine gidersem gezen bir ruh olurum.

  O zaman benim için çok üzücü olur.

  Ne yapmalıyız?

  Seni bu şekilde bırakamam.

  Merak etme, ben buraya aidim?

  Vahşi çiçekler, topla.

  Kâğıt para yolu, üzerinde yürü.

  Hilal ay, kırmızı dünya,    solan gök, solan yer, yeşil köksüz otlar, yakında.

  Geçit'e vardığında, ayrılma zamanı.

  Ting-Yu.

  Ne oluyor?

  Geçit.

  Ulaştım.

  Çabuk olsan iyi olur.

  Sen iyi misin?

  Sen bizi yarattın.

  Bizi yaratın ve sonra bizi terk ettin.

  Senin burada sonsuza kadar kalmanı sağlamalıyım;    bir ömür boyu buradan ayrılmamalısın.

  Ting-yu, bana ne yapmam gerektiğini söyle.

  Ting-yu!

  Hikâyenin sonunu burada çoktan yazdı.

  Çoktan burada?

  O mu yazdı?

  Ne söylüyorsun?

  Sen kimsin?

  Anne!

  Bana ne dedin sen?

  Gerçekten beklemek zorunda olsaydım eğer   bugüne kadar sekiz yıl beklemem gerekirdi değil mi?

  Ting-Yin!

  Sekiz yıl önce   ben de senin çocuğunu taşıyordum.

  Senin açıklamanı, keşke dinlemeseydim.

  Merak etme.

  Ben çocuğu aldırdım.

  Bunun ne kadar acı verici bir karar olduğunu biliyor musun?

  Lütfen, seni   bir daha görmek istemiyorum.

  Buraya ilk geldiğimde sana çok kızgındım.

  Büyükbabama annemin beni neden istemediğini sordum?

  Büyükbaba herkesin diğerlerine anlatamadığı kendi sorunları olduğunu söyledi.

  İlk başta beni aldırmak istememiştin   değil mi anne?

  Terk edilmiş bebeklerin olduğu yeri hatırlıyor musun?

  Ben de orada büyüdüm.

  Çok korkunç!

  Ne kadar korktuğumu tahmin edebilirsin   değil mi?

  Ting-Yu, bu annenin seni istemediği anlamına gelmiyor.

  Bu yüzden annen 

Annen çok üzgün!

  Bu yüzden annen  Büyükbaba!

  Sonunda büyükbabanı tanıdın ha?

  O senin buraya gelmeni ve nedenini sormak istedi.

  Neden annenle beraber gelmiyorsun?

  Benimle gel.

  Seninle kalmamı mı istiyorsun?

  Aslında, benimle yaşayabilirdin.

  Ama sen vazgeçtin.

  Sendin, sen vazgeçtin!

  Ting-yu!

  Ting-yu!

  Ting-yu, kendi ismini hatırlamalısın.

  Kendi ismini!

  Beni duyuyor musun?

  "Tin-yu'ya adını unutmamasını hatırlatır.”

 "Beyaz ışık içinde yavaş yavaş gözden kaybolur.”

 "SON"

Abby, başka bir versiyon yazdım.

  Kitabın konusu değişti.

  İlk taslaktaki, kadın yazar hakkındaki hikâye   benim hayat hikâyeme çok benziyordu; o yüzden onu bıraktım.

  Şimdiki, Çin'de geçen reenkarnasyon hakkındaki bir hikâye.

  Sana e-mail ile göndereceğim.

  Tamam mı, hoşça kal!

  Yazarken bilinçaltımda   kendimi karakterin yerine koyarım.

  Burası sadece sana ait değil;    diğerlerine de ait.

  SON

 


Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar