Kayıp Gençler (1987) The Lost Boys
| |
97 dk
Yönetmen:Joel Schumacher
Senaryo:Jan Fischer, James Jeremias, Jeffrey Boam
Ülke:ABD
Tür:Komedi, Korku
Vizyon Tarihi:31 Temmuz 1987 (ABD)
Dil:İngilizce
Müzik:Thomas Newman
Oyuncular
Jason Patric
Corey Haim
Dianne Wiest
Barnard Hughes
Edward Herrmann
Devam Filmleri
1987 - Kayıp Gençler(123,266)7.3
2008 - Lost Boys: The Tribe(9,657)4.5
2010 - Lost Boys: The Thirst(4,101)5.1
Özet
Sam ve ağabeyi
Michael sıradan zevkleri olan sıradan Amerikan gençleridirler.
Fakat anneleriyle sakin ve huzurlu Santa Carla'ya taşındıktan sonra hayatları
gizemli bir şekilde değişmeye başlar.
Michael son zamanlarda bambaşka biri
olmuştur ve annesi ondaki bu değişimden kesinlikle memnun
kalmayacaktır.
Yürek hoplatan bir korku, güldürü ve kıpır kıpır rock
müziğini bir araya getiren The Lost Boys, vampir geleneğini yeniden
şekillendiriyor. Joel Schumacher'in yönetiminde bir araya gelen müthiş oyuncu
kadrosu -Jason Patric, Jami Gertz, Kiefer Sutherland, Corey Feldman, Corey
Haim, Barnard Hughes ve Edward Herrman - sizi hem korkutacak, hem de güldürecek
Altyazı
Size lunaparktan uzak durmanızı söylemiştim.
Hadi çocuklar,
gidelim.
Sen de uzaklaş
bakalım.
Geçsene.
Hey, ben bu şarkıyı
severdim.
Geçsene anne.
-Buna ne dersiniz?
-Dur biraz.
Ben gulyabani veya
kötü adam falan görmüyorum.
Geçsene.
Kanalı değiştirsene.
-Geçsene!
-Durun yahu.
Bu benim zamanımdan!
Neredeyse geldik.
Bu koku da nesi?
Okyanus havası.
Sanki birisi ölmüş
gibi kokuyor.
Geçen yıl zor geçti
biliyorum, ama sanırım Santa Carla'da
yaşamak gerçekten hoşunuza gidecek.
DÜNYANIN CİNAYET
BAŞKENTİ YARDIM EDİN!
KAYIP ÇOCUK Hemen
plajda bir eğlence parkı var.
Sam, şu çocuklara
söyle de yiyecek bir şeyler alsınlar.
Buralarda iş var mı?
Yasalara uygun bir
iş yok.
YARDIM EDİN!
KAYIP ÇOCUK Gel
Nanook.
Baba!
Baba!
Galiba ölmüş.
Hayır, sadece uykusu
ağırdır.
Eğer ölmüşse, Phoenix'e
geri dönebilir miyiz?
Ölü numarası yapıyor ve anladığım kadarıyla, bayağı da iyi yapıyor.
Burası bayağı kıyak
bir yer.
Tam Teksas
Katliamı'na göre.
Hadi ama Sam,
annemin üstüne varma.
Buranın sorunu ne
biliyor musun?
Televizyon yok.
Sen televizyon gördün mü?
Ben görmedim.
Televizyonun
olmaması ne demek biliyor musun?
MTV de yok.
Sammy, paralarımız
suyunu çekmiş durumda.
Lucy, sen boşanarak
ekonomik durumunu düzeltmeyen tanıdığım
yegane kadınsın.
Biliyorum.
Ama büyük bir hukuk
savaşı kimsenin durumunu düzeltmezdi.
Bu kadar
uğraştığımız yeter.
Her neyse, ben iyi
yetiştirildim.
Uf, saçım.
Anne, bana yardım
etsene.
Hey çocuklar, evde
koşuşturmaca yok!
Teksas Katliamı mı
diyordun?
Kurallar!
Burada bir takım
kurallar var.
İkinci raf benimdir.
Gazozlarımla
katmerli çikolatalı gofretlerimi oraya koyarım.
İkinci rafa benden
başkası dokunamaz.
Bu evde bir kural
daha var, buna çok dikkat etmelisiniz.
Hiçbir şeye
dokunmayın.
Her şey aynen
koyduğum yerde duracak.
Dede Santa Carla'nın dünyanın cinayet başkenti
olduğu doğru mu?
Buralarda nahoş
olaylar olur.
Durun, şunu açıklığa
kavuşturalım.
Yani dünyanın
cinayet başkentine mi taşındık?
Sen ciddi misin dede?
Pekala, şöyle
anlatayım.
Eğer buralarda
gömülü bütün cesetlerin hepsi birden ayağa kalksaydı bayağı bir nüfus sorunumuz olurdu.
Harikasın baba.
Şimdi, çarşamba
günleri postacı televizyon dergisini
getirdiğinde bazen adres etiketi birazcık
kalkmış olur.
Öyle ki onu
yırtıvereceğiniz gelir.
Yırtmayın.
Yoksa kapağı
yırtarsınız o kadar, ben de bundan hiç hoşlanmam.
Hem buradan da uzak
durun.
-Televizyonun mu var?
-Yok.
Sadece televizyon
dergisini okumayı severim.
Onu okudun mu, televizyona
gerek kalmaz.
YARDlMCl ARANlYOR Annemi
bulamıyorum.
Ne var?
Kayıp mı oldun?
Şuraya bir soralım.
Afedersiniz, bize
yardım edebilir misiniz?
Bu çocuk kaybolmuş, belki
annesi buradadır dedik.
Hiç bilmiyorum.
O kadar korktum ki!
Bir daha uzaklaşma.
Al bakalım.
Teşekkürler.
Hoşçakal Terry.
Buraya yalnızca bir
şey izlemeye geldik.
Aferin size.
Almayayım,
teşekkürler.
Eh, aslında belki de Size buraya bir daha gelmemenizi söylemiştim.
Yabani çocuklar.
Gençler işte.
Biz de bir zamanlar
onların yaşındaydık.
Ama onlar daha iyi
giyiniyor.
Hoşçakalın.
Açık görüşlü
birisiniz.
Bir insanda bunu çok
tutarım.
-Benim adım Max.
-Ben de Lucy.
-Bu da köpeğim Diken.
-Merhaba Diken.
Merhaba desene Diken.
Eee, size nasıl
yardımcı olabilirim?
Her şeyimiz var.
Santa Carla'daki en
iyi video kaset seçkisi.
Yo, ben kaset
aramıyorum.
Bana gereken şey Bir iş mi?
bir iş.
Ya Çok muhtaç görünüyorum, değil mi?
-Nereye gidiyoruz?
-Hiçbir yere.
Öyleyse acelemiz ne?
O kızın peşindesin,
değil mi?
Hadi, kabul et işte.
Onun peşindesin.
Senin hormonlarının merhametine
kaldım.
Senin bütün gece
beni takip etmekten başka yapacak işin yok mu?
Aslına bakarsan var.
KAYIP Bir sorun mu
var çocuklar?
Hiç, sadece senin
sivil kıyafetine bakıyorduk.
Bayağı kıyak, ha?
Tam bir moda
kurbanına göre.
Eğer diyet dondurma büfesini
arıyorsan o geçen yaz iflas etti.
Aslında ben
Batman'in 14.
sayısını arıyorum.
O çok ciddi bir
dergidir oğlum.
Piyasada sadece beş
tane var.
Aslında dört.
Öteki üçünün
peşindeyim.
Superman'in 77.
sayısını 200'lerle bir araya koyamazsınız.
Daha kırmızı
kriptoniti bile bulmadılar ki.
98.
sayısını da 300'lerle bir araya koyamazsınız.
Lori Lemaris daha
hikayeye girmedi bile.
Sen nereden
geliyorsun yahu?
Kripton'dan mı?
Aslında Phoenix'ten.
Ama, şansıma bak,
taşındık Buraya.
Bunu al.
Korku çizgi
romanlarını sevmem.
Bunu seveceksin Bay
Phoenix.
Bu hayatını
kurtarabilir.
VAMPİRLER HER YERDE!
Hadi, kız seninle
ilgilenmiyor işte.
-Neydi o?
-Ne neydi?
-Bir şey duyduğumu
sandım.
-Boşversene.
-Bu yavruyu nasıl
buldun?
-Pek güzel.
Hadi gel, binelim.
Dönüşte ben kullanabilir miyim?
Şansına küs.
Bu yavruyu benden
başkası kullanamaz.
Biraz ısınmasını
beklemek gerek.
Şu sese baksana.
Sanırsın yavru kedi.
Pekala, şehre
gidelim.
Bakıyorum da keyfin
yerinde.
Hani şehre
gidiyorduk.
Ben şehre ancak bu
kadar yaklaşırım.
Tam adamına çattık.
Daha Santa Carla'da
tuhaf bir şey fark etmedin mi?
Yoo, bayağı hoş bir
yer.
-Tabii eğer
Marslıysan.
-Ya da vampirsen.
Sen uhu falan mı
kokluyorsun?
Burada neler
döndüğünü bildiğini sanıyorsun.
Bak, sana bir şey
söyleyeyim mi?
Bir bok bildiğin yok
ahbap.
Altı üstü bir çizgi
romancıda çalıştığımızı mı sanıyorsun?
Aslında burayı fırın
sanmıştım.
Bu sadece paravan.
Biz kendimizi daha
yüksek bir amaca adadık.
Biz ''Doğruluk ''Adalet ve Amerikan Ruhu'' uğruna savaşırız.
Pekala.
Oku şunu.
BÜTÜN VAMPİRLERİ YOK
EDİN Size korku çizgi romanlarını sevmem demiştim.
Bunu hayatta kalmak
için bir el kitabı gibi gör.
Arkasında numaramız
var.
Dua et de bizi
aramana hiç gerek kalmasın.
İnşallah sizi aramama hiç gerek kalmaz.
Evet.
Harika görünüyor.
Kesinlikle.
Keyfini çıkar.
Sağol.
Afedersiniz.
Acımayacak.
Parana yazık.
Merhaba.
Kulağını deldirmek
istiyorsan, ben yaparım.
Adın ne?
Yıldız.
Ha, seninkiler de mi?
-Ne demek istiyorsun?
-Eski hippiler.
Benim adımın Ay
lşını veya Ay Çocuğu olmasına ramak kalmış.
Ya da bunun gibi bir
şey işte.
Ama Yıldız bir
harika.
Yıldız hoşuma gitti.
Ben de severim.
Ben Michael.
Michael harika.
Michael hoşuma gider.
Bir şeyler yiyelim
mi?
Olur.
Nereye gidiyorsun
Yıldız?
Dolaşmaya.
Bu Michael.
Gidelim.
Yıldız Bütün manzarayı gören Hudson Kayalığı'nın
yerini biliyor musun?
Senin motorunla başa
çıkamam.
Başa çıkmak zorunda değilsin
ki Michael.
Bana ayak uydurmaya
çalış yeter.
Gezmeye gidiyoruz.
Hadi!
Hadi Michael!
Ne yapıyorsun sen be?
Teke tek!
Hadi!
Teke tek!
Hadi, teke tek.
Ne kadar ileri
gitmeye varsın Michael?
Müzik setini alıver
ahbap.
Fena değil, ha?
Burası 85 yıl önce
Santa Carla'nın en revaçta dinlence merkeziymiş.
Burayı fay üzerine
kurmuş olmaları çok yazık.
1 906'da San Francisco'da büyük deprem olduğunda yer yarılmış, burası da olduğu gibi yarığın içine düşmüş.
Artık bizim.
Etrafı bir gez Mikey.
Marco!
Yemek.
Burada hoşuma giden
şey de bu.
İstiyorsun ve önüne
geliyor.
Aperitif?
Burayı seveceksin
Michael.
Saat on.
lşıklar sönüyor.
Dişlerini fırçaladın
mı?
Pekala, iyi geceler
tatlım.
Anne!
Afedersin.
Ben de dolap kapısı
açıkken uyuyamam.
Aralık olsa bile.
Sam, bunu kabul
etmek korkunç bir şey, ama galiba babandan
boşanmamın nedenlerinden biri de dolaptaki
canavarlara hiç inanmamış olmasıydı.
Baba!
İnsanları böyle korkutmasana!
Sana odanı süslemen
için bir şey getirdim Sam.
Hoşuna gitti mi?
Sağol dede.
Aman baba!
Hiç gereği yoktu!
Geldiği yerde
bunlardan daha çok var.
lşıklar Sam.
Şu çizgi romanı
bitirir bitirmez, olur mu?
Senin işin bitti
ahbap.
Beslenme zamanı.
Gelin de alın çocuklar.
Çin yemeği.
İyi seçim.
Buraya da atıver
dostum.
Önce misafirlere.
Pilav sevmez misin?
Söylesene Michael,
nasıl olur da milyarlarca Çinli yanılmış olabilir?
Hadi ama.
Kurtlar nasıl?
Kurtlar Michael.
O yediğin kurt.
Tadı nasıl?
Onu rahat bıraksanıza.
Kusura bakma.
Darılmadın değil mi?
Neden bir de
erişteleri tatmıyorsun?
-Bunlar solucan.
-Ne demek solucan?
Alt tarafı erişte
Michael.
Bu kadar yeter.
Biraz şundan iç
Michael.
Aramıza katıl.
Yapma!
Bunu yapmak zorunda değilsin Michael.
Kan bu.
Evet ya, tabii.
Bravo!
Haklıymışsın Marco.
Artık bizden birisin
dostum.
Mükemmel zamanlama.
Neler oluyor?
Michael neler
olduğunu bilmek istiyor.
Marco?
Neler oluyor?
Bilmem.
Neler oluyor Paul?
-Kim bilmek istiyor?
-Michael bilmek
istiyor.
Bence Michael'a
neler olduğunu söylemeliyiz.
Marco!
İyi geceler Michael.
Hoppa.
Fondip oğlum.
Bizimle gelsene
Michael.
Michael Emerson!
Gel bize, katıl bize.
Gemiye hoşgeldin
Michael.
Eğlenceli ha?
Sıkı tutun!
Korkma Michael!
Michael, sen bizden
birisin.
Gidelim!
Ne yapmaya?
Sen bizden birisin
Michael.
David!
Mike, uyansana.
Annem.
-Annem eve mi geldi?
-Hayır, telefonda.
Saat kaç?
İki.
Bana şu güneş
gözlüklerini versene.
Telefonda konuşmak
için güneş gözlükleri mi lazım?
Kokain mi çekiyorsun?
Meraklı beyinler
bilmek ister.
-Alo -Michael, hala yatakta mısın?
Hayır, kalktım.
Michael, bana bir
iyilik yapar mısın?
Max bu gece işten
sonra beni yemeğe davet etti.
Evde Sam'le kalır
mısın?
Sam kendi başına
kalacak kadar büyüdü.
Benim bebek
bakıcısına ihtiyacım yok Mike.
Michael, eve gecenin
bir yarısı geliyorsun bütün gün
uyuyorsun.
Ben bütün gün
çalışıyorum.
Sam hep yalnız
kalıyor.
Birisi beni yemeğe
son kez davet edeli epey oluyor.
Gitmek istiyorum.
Tamam mı?
Tamam anne.
Sağol, büyük iyilik
ettin.
Hoşçakal.
Buralarda
after-shave yerine geçecek bir şey var mı?
Cam-Sil'e ne dersin
dede?
Olur, bir deneyeyim
şunu.
Bu gece önemli bir
randevun mu var dede?
El işlerimden
bazılarını Dul Johnson'a vereceğim de.
Onun için neyi
doldurdun?
Bay Johnson'ı mı?
Sonra görüşürüz
çocuklar.
Hiç de komik değildi!
Sana bir sandviç
yapayım.
Zahmet etme.
Şu küpeden kurtul
Michael.
Sana yakışmıyor.
Hiç yakışmıyor.
Git başımdan.
Bu aralar pek bir
havaya girdin.
Çok fazla Hanedan
seyrediyorsun.
Mike, kapıyı açma!
Neler oluyor Mike?
Sen git banyonu yap.
Michael, orada mısın?
Nanook?
Michael, ne oldu?
-Nanook!
-Ne olmuş Nanook'a?
Köpeğime ne yaptın
adi herif?
Hiçbir şey.
Ona zarar vermedim.
Beni ısırdı.
Bu benim kanım.
Neden seni ısırdı ha?
Ne yaptın ona?
Seni koruyordu.
Aynadaki yansımana
baksana.
Sen bir gece
yaratığısın.
Çizgi roman
dergisinden fırlamış gibisin.
Sen vampirsin
Michael!
Öz be öz ağabeyim
kan emici vampirin teki!
Hele bir annem bunu
öğrensin!
Dur Sammy!
Sam!
-Yaklaşma!
-Sadece Dur biraz!
Sam!
Bana yaklaşma Mike!
Bizi aramakla iyi
ettin.
Ağabeyin çok uyuyor
mu?
Evet, bütün gün.
Güneş ışığı rahatsız
ediyor mu?
Evin içinde güneş
gözlüğü takıyor.
Nefesi kötü kokuyor
mu?
Tırnakları uzun mu?
Evet, tırnakları
biraz daha uzun.
Ama nefesi hep kötü
kokardı.
Tamam işte, o bir
vampir.
Bak şimdi ne
yapacaksın.
Şöyle iyice sivri
bir kazık bulacaksın ve tam kalbine
saplayacaksın.
Bunu yapamam!
O benim ağabeyim!
Tamam, biz gelip
senin yerine yaparız.
Olmaz!
Sen iyisi mi kendine
sarmısaklı bir tişört ayarla dostum.
Yoksa sonun gelir.
Alo.
Sam, her şey yolunda
mı?
Anne, sanırım
seninle önemli bir konu hakkında konuşmamız gerek.
İmdat!
Orada neler oluyor?
Sam, bak endişelenmeye başlıyorum ama.
Ne yapıyorsun?
O Michael mı?
Kim öyle soluyor?
-Sakin olmalıyız.
-Sakin mi?
Ne içn sakin olacakmışız?
-Hiç, hiç.
-O sesi kim
çıkarıyor?
Anne, telefonda
söyleyemem.
Michael hakkında.
Onu dinleme anne.
Ne dediğini bilmiyor.
Kes sesini!
Anne!
İmdat!
Beni yakalamaya geliyor!
Aman Tanrım!
Beni öldürecek!
Tatlım, hemen
geliyorum.
Söyle ona gitsin!
Olamaz!
Anne!
Aç şu camı!
Yaklaşma!
Sammy, bana yardım
et!
Camı aç!
Yardım et!
Sammy, pencereyi aç!
Asla!
Biliyordum zaten!
Ben vampir değilim!
Nesin peki,
''kanatlı rahibe'' mi?
Ben senin ağabeyinim
Sammy.
Yardım et!
Sammy, camı aç!
Lütfen Lütfen!
Sağol.
Birbirimizden
ayrılmamalıyız Sam.
Ya annem ne olacak?
Ona bir şey söyleme
yeter.
Bilmiyorum Mike.
Bu okulda zayıf
almaya benzemiyor.
Bu işi halledeceğiz.
Bu işi halledeceğim.
Güven bana, tamam mı?
Sam, iyi misin?
Ödümü patlattın.
İyiyim.
Korku çizgi romanı okuyordum.
Penceremde birini
gördüğümü sandım, ama galiba kendimi fazla kaptırmışım.
Kendini çizgi romana
mı fazla kaptırmışsın?
Biliyor musun,
ikinizden de bıktım.
Nedir bu arbede?
Yere süt döküp temizlemeye
bile zahmet etmediniz ha?
Ben dökmedim.
İnanamıyorum.
Buzdolabının kapağı
ardına kadar açık!
Bütün mahalleyi
dondurmaya mı niyetlendiniz?
Ama bu haksızlık.
Ben de özel yaşamım
olsun istiyorum.
Michael nerede?
Erkenden yattı.
Anne, bu gece burada
seninle uyuyabilir miyim?
Burada mı?
Sen iyi olduğuna
emin misin?
İyiyim.
Ama çok korkunç bir
çizgi romandı.
-Sakıncası var mı?
-Hayır, yok.
Pizza mı yediniz?
Hayır.
Niye?
Sarmısak kokuyorsun.
Kim var orada?
Merhaba Diken.
Bütün bu gürültüyü
sen mi yapıyorsun Diken?
Buradayım Michael.
Bana neler oluyor
Yıldız?
Bana neler oluyor
Yıldız?
Ah Michael!
Michael, sana
söyleyemem.
Sana nasıl yardım
edeceğimi bilmiyorum.
Neler oluyor?
Merhaba.
Artık arkadaş değil
miyiz?
Tabii ki.
Bu olduğumuz
anlamına mı geliyor, yoksa Arkadaşız.
O zaman arkadaşlar
gibi davranalım.
Konuşalım.
Michael,
gözlüklerini çıkarsana.
Michael, yüzüme bak.
Eğer bir kız varsa Yorgunum anne.
-Bunu konuşabiliriz -Yorgunum.
Konuşmak istediğin
her şey hakkında konuşabiliriz.
Kafamda kızlardan
daha ciddi şeyler var.
Uğraştığım şeyler Benim anlamayacağım şeyler mi?
Anlaşılan dün gece
şansı yaver giden tek ben değilmişim.
Her şeyin icabına
baktın mı Michael?
Şarap ne için?
Dün gece ekip
gittiğim için Max'dan özür dileyeceğim.
Ki, genç adam, bunu
senin yapman gerekirdi.
En iyisi bunu eve
götüreyim, yoksa birisi alıp gidiverir.
Tamam, ben buradayım.
CEHENNEM KÖPEKLERİ Merhaba
Diken.
Anne!
Tatlım, arabaya bin!
Arabaya bin!
Köpek annemi
Vampirler Her Yerde'ki Cehennem Köpekleri gibi kovaladı.
Uzun zamandır
şehirde olan ciddi boyutlardaki vampir etkinliklerinden
haberdarız.
Santa Carla
ölmeyenler için bir sığınak olup çıktı.
Aslına bakılırsa,
neredeyse eminiz ki gulyabaniler ve kurt
adamlar belediyede yüksek mevkilerde.
Öldür ağabeyini.
Kendini daha iyi
hissedeceksin.
Bakın çocuklar, ağabeyim
bir kan emici değil.
Burada diyor ki, eğer
baş vampiri öldürürsen bütün yarı
vampirler normale dönermiş.
Bakın, ağabeyim
vampirse, inanın, yalnızca yarı vampirdir.
Baş vampirin kim
olduğunu biliyor muymuş?
Hayır, sanmıyorum.
O halde onu öldürmen
gerekecek.
Ve eğer sen
öldürmezsen biz öldürürüz.
Her şey annem Max'ın
video dükkanında işe girince başladı.
Max eve hiç hava
kararmadan dönmüyor.
Bu sabah annemi
kovalayan köpek onundu.
Şunu bir dinleyin:
''Vampirler, uyudukları zaman onları kollayacak
''bir koruyucuya ihtiyaç duyarlar.
''Bu amaçla çoğu
zaman vahşi köpekler, Cehennem Köpekleri kullanılır.
'' Ya annem baş
vampirle çıkıyorsa?
Onu zımbalayıp Santa
Carla'yı kurtarabilirsiniz.
''Doğruluk, Adalet
ve Amerikan Ruhu'' zafere ulaşır.
İkinizin sayesinde.
Max'ı yoklayacağız.
Güzel kokuyor.
Ne zaman yiyoruz?
Max'a saat sekiz
dedim.
Max mı?
Yine konuklarımız mı
var?
Yine mi?
Annem sekiz yıl önce
öldüğünden beri bu eve konuk gelmedi ki.
Doğru.
Şimdi yine gelmeye
başlayacaklar.
Michael, Max yemeğe
geliyor.
Onunla tanışmanı
istiyorum.
Olmaz.
İşim var.
Michael Okul başlayınca bu evde işler değişecek.
Merhaba.
Sen Michael'sın
herhalde, değil mi?
Sen de Max'sın
herhalde.
Eee, sen evin
erkeğisin.
Sen beni buyur
etmediğin sürece içeri girmem.
Buyur o zaman.
Çok teşekkürler.
Merhaba.
Ah merhaba.
Geldiğini duymadım.
Konuğun yemekleri
önceden görmemesi mi gerekiyor?
Damadın gelini
düğünden önce görmemesiyle karıştırıyorsun.
Evet ya.
Bunları hep karıştırırım işte.
Diken özürlerini
iletmemi istedi.
Ona yeniden
yürüdüğümü söyle.
Bir daha gelirsen
terbiyeli olacağına söz verdi.
Anne?
İşte yemeğe
çağırdığım konuklar.
Edgar ve Alan.
Kurbağa kardeşler.
Konuk çağırdığını
bilmiyordum.
Eğer sizi rahatsız
edeceksek, mutfakta fıstık ezmesi yiyebiliriz.
Yok, yok, herkese
yetecek kadar yemek var.
Max, bu oğlum Sam,
ve Edgar ve Alan Kurbağa mıydı?
Müthiş görünüyor
Lucy.
Eh, inşallah tadı da
iyidir.
Tadı bir harika.
Tanrım!
Burada birinin ağzı kokuyor!
Nanook, üstüme solumasan
olmaz mı!
Nanook, yukarı çık.
Hadi git.
Üstüne biraz
Parmesan peyniri ister misin?
Evet Sam.
Çok sağol.
Sam peyniri kendi
rendeledi.
Benim oğlum.
Aile içinde kendini
yetiştiren bir şef.
İyi misin?
Bu peynir değil ki,
sarmısak.
Sarmısaktan nefret edersin ha?
Yo, sarmısak severim.
Ama bu çok fazla Çiğ sarmısak.
Sarmısak mı?
Nasıl oldu bu?
Çocuklar, sarmısak
seviyormuş.
Al bakalım, biraz su
iç!
Sam, neyin var senin?
Yakıyor mu?
Ne yakması?
Sen deli misin?
Buz gibi!
Şu elbisenin haline
bak Max.
Ya pantalonun Ah, çok özür dilerim.
Bu da nesi şimdi?
Devrede bir kopukluk
var herhalde.
Parlamıyor.
Biliyorum.
lşıkları yak.
Sam!
Bu gece sana ne oldu böyle?
Galiba ben neler
olduğunu biliyorum.
Öyle mi?
Evet.
Ne düşündüğünü
biliyorum Sam.
Ama yanılıyorsun.
Öyle mi?
Ben babanın yerine
geçmeye ya da anneni senden çalmaya çalışmıyorum.
Ben sadece senin
dostun olmak istiyorum.
Hepsi bu.
İyi geceler Lucy.
Çok teşekkürler!
Özür dilerim anne.
Max, çok özür
dilerim.
Büyük hata.
Ona o kadar iyi
davrandın ki.
Ona ne oldu
anlamadım.
Böyle değildir.
Sam'in yaşındaki
çocuklara disiplin gereklidir, yoksa tepene çıkarlar.
O tepeme çıkmıyor ki.
Annesini koruyor.
Bir kez daha
deneyelim.
Akşam yemeği, benim
evimde, yarın gece.
Yemekleri ben
yapacağım.
Nerede o?
Sakin ol Michael.
Yıldız nerede David?
Eğer Yıldız'ı bir
daha görmek istiyorsan en iyisi şimdi
bizimle gelmen.
Michael, buraya
gelsene.
Bunu kaçırmamalısın.
Kabul töreni bitti
Michael.
Artık kulübe katılma
zamanı.
Artık bizim ne
olduğumuzu biliyorsun.
Artık kendinin ne
olduğunu biliyorsun.
Hiç yaşlanmayacaksın
Michael.
Ve hiç ölmeyeceksin.
Ama beslenmen gerek.
Dedem bu aptal
şeyleri bana vermekten bir vazgeçse.
Artık kim olduğumu
biliyorum Sam.
Öldürme beni Mike!
Aslında ben iyi bir
çocuğum, beni öldürme!
Sana yardım
edebilirim.
Yeter ki bana baş
vampirin kim olduğunu söyle.
Max olduğunu
sanmıştım, ama yanılmışım.
Benimle çalış, sana
yardım edebilirim.
Düzeleceksin.
Michael!
Michael!
Bu o lunaparktaki
kız.
O da onlardan mı?
Seninle konuşmam
gerek.
Yukarı geleyim mi?
Hayır!
Pencereyi kapat ve
kapını kilitle.
O da onlardan!
Sakın bana, bunun
onu kötü biri yapmadığını söyleyeyim deme Mike!
David'in beni nereye
götürdüğünü biliyorsun, değil mi?
David de kim?
Evet ve bu benim
suçum.
Eğer benimle
karşılaşmasaydın, eğer senden hoşlanmasaydım
Seni uyarmaya çalıştım.
O mağaraya
gittiğimiz gece oldu, değil mi?
Bana içmem için
verdikleri şarap değildi.
Kandı.
David'in kanıydı.
Birinin kanını mı
içtin?
Deli misin sen?
Ben de artık David
gibiyim işte Yıldız.
Hayır, değilsin.
Laddie ve benim gibisin.
-Biz onlardan
değiliz -Ta ki ilk kez birisini öldürene
dek!
Neden dün gece beni
öldürmedin?
Güya benim ilk
öldürdüğüm sen olacaktın.
David'in istediği
buydu.
Ama yapamadım
Michael.
Neden?
Bana çok değer
verdiğin için mi?
Evet, öyle.
Ne yapıyorsun burada?
Benden ne istiyorsun?
Senin için çok geç
olmadığını söylemek istedim.
Ama benim için
dayanmak giderek daha da güçleşiyor.
Zayıfım.
Neden bu gece buraya
geldin Yıldız?
Laddie ile bana
yardım edeceğini umuyordum.
Yıldız!
Biz sizi bulana
kadar kimseyi öldürmeyin.
Ne yapıyorsun?
Bağlantılarım var.
Pekala.
Nosferatu nerede?
-Kim?
-Karanlıklar Prensi.
Gece sürüngeni.
Kan emici.
El Vampiro.
Mike, geldiler!
Dede, arabayı ödünç
alsak olur mu?
Silah kontrolü.
Aşağı inmeni
istemiyorum.
Ben de geleceğim.
Bu çizgi roman değil
Sammy.
Bu adamlar vahşi
katil.
Kurbağa kardeşler de
öyle.
Sen de benimkilere
bak.
Seninle kimin
gelmesini isterdin?
Onların mı, benim mi?
Aşağıda bir şey
olursa, seni koruyacak gücüm olmayacak.
Bu sefer ben seni
koruyacağım.
Vampir bile olsan, ne
de olsa ağabeyimsin.
Bak ama şunu
bilesin: Eğer bizi durdurmaya veya bir vampir numarası çekmeye kalkarsan hiç düşünmeden kazığı kalbine sokarım, ona
göre.
Sakin ol Edgar.
YAKLAŞMAYlN Bu
heriflerle nerede tanıştım dedin?
Vay anasına!
Vampirler oteli!
İşte bir tane.
Kazığı sokalım!
Ona dokunayım
demeyin!
Ondan uzak durun!
Hadi, vampirlerin
böyle nalet kaprisleri olur.
Diğerleri buralarda
bir yerde olmalı.
Onları bulalım.
Yıldız -Seni buradan götüreceğim.
-Hayır, önce
Laddie'yi götür.
Lütfen Cereyan var.
Galiba burada
yukarıda bir şey var.
-Bir yoklayalım Sam.
-Hadi gel.
Hemen döneceğim Mike.
İnşallah.
Hadi Sam, gidelim.
Çabuk olun!
Çabuk!
Sinekler!
Doğru iz üstündeyiz.
Sineklerle
ölmeyenler birliktedir, mermiyle silah gibi.
Hadi!
Bu koku da nesi?
Vampirler dostum.
Vampirler.
Burası buz gibi.
Buradan çıkış yok
gibi.
Geri dönelim.
Tabutlarını
buralarda bir yere saklamış olmalılar.
Hiçbir şey yok.
Gidelim arkadaşlar.
Tanrım!
Ben tabutta
olacaklarını sanıyordum.
Bu mağara öyle zaten.
Dev bir tabut.
Şu an en hassas
oldukları zaman.
Sinek gibi avlarız.
Unutmayın,
önderlerini öldürseniz yeter.
Hangisi olduğunu
bilmiyoruz ki.
Galiba hepsini öldürmek
zorunda kalacağız.
Bu da ne böyle,
vampir mizahı falan mı?
Hiç de komik değil.
Hayır!
İyi geceler kan
emici!
Siz artık ölü
etsiniz!
Onu gün ışığına
çıkar!
Bu gece Mike!
Arabayı çalıştır!
-Batırdık oğlum!
Kaybettik!
-Kapa çeneni!
-Düşman bizi ezdi
geçti!
-Bizim hatamız değil.
Bize oyun ettiler!
Gözlerini açıp
konuştular!
Ben sürerim.
Vampirlerle aynı
arabada gitmeyiz.
İyi o zaman.
Burada kalın.
Bu seferlik gidelim.
Hadi!
Sam, gidelim buradan!
Hadi kökle!
Köklemek manyakça
sürat demek değildir!
Sakin ol Nanook!
Köpeğin et yiyiciyi
kokusundan anlıyor.
Onu dışarı çıkar Sam.
Gel Nanook.
Michael.
Arabayı izinsiz
aldığın zaman depoyu doldurma kuralını
bilir misin?
Hayır dede.
Artık biliyorsun.
Plan A'yı kesinlikle batırdık.
Plan B'yi
uygulayalım.
-Plan B nedir?
-Henüz yok.
Bir plan yapmak için
2,5 saatimiz var.
O zaman ne olacak?
Güneş batacak.
Bizi arayacaklar.
Sam, burada ne
arıyorsun?
Sana bir şey
söylemem gerek.
Gerçekten çok önemli.
Santa Carla vampir
kaynıyor.
Anne, ben ciddiyim!
Edgar birine kazığı
sapladı.
Bağırıyor,
cızırdıyordu!
Bak, montumun
üstünde kanıt var!
Anne, birilerine
söylemelisin!
-Birilerine
söylemelisin!
-Hiç de komik değil!
Şaka yapmıyorum!
Hava kararınca eve
gelecekler!
Kes artık!
Derhal!
Kes şunu!
-Ama anne -Bir kelime edeyim deme!
Bunu yaptığına
inanamıyorum.
Max'ı görmek
istiyorum, sense işi bozmaya çalışıyorsun.
Hayır, çalışmıyorum.
Max'ın nesi var ki, anlamıyorum
neden benim Ben Max'dan söz etmiyorum ki!
Max'ın canı
cehenneme!
Seninle sonra
hesaplaşacağız genç adam!
Arkadaşlar, kendi
başımızayız.
İyi.
Biz de böylesini severiz zaten.
Dul Johnson aradı.
Onu saat sekizde değil, yedide almanı söyledi.
Bu gece randevumuz
mu varmış?
Anlaşılan evet.
Gecikmemeni söyledi.
Öyleyse, iyisi mi
temizlenip paklanayım.
Öl bakalım Vampir
Efendi!
Laddie ve benim için
gelecekler, değil mi?
Hepimiz için
gelecekler.
Laddie, uyan.
-Ah, nefis.
-Teşekkürler.
Diken, kes şunu!
Neyin var Lucy?
Hiç, eski anılar
canlandı da.
Yo, cidden.
Neden bu gece sinirlerin bu kadar gergin?
Şey, işte Sam Dükkana geldi
Alt tarafı bir çocuğun hayal gücü, bu kesin, ama o kadar samimi görünüyordu ki, ama Bu delice.
Söyle bana.
Gülmeyeceğime söz
veriyorum.
Cidden.
Sanırım hepinizi
uyarmalıyım.
Bir vampirin ölüşü asla
hoş bir manzara değildir.
İki kan emicinin
aynı şekilde öldüğü görülmemiştir.
Kimisi bağırıp
çığlık atar.
Kimisi sakin gider.
Kimisi patlar.
Kimisi göçer.
Ama hepsi sizi de
yanlarında götürmeye bakar.
Nanook!
Onu dışarıda bıraktım.
Dışarı çıkma!
Durdur onu!
-Sam, geri dön!
-Hayatta olmaz!
Michael, geliyorlar!
Geliyorlar!
Acele et oğlum!
Onları yukarı çıkar!
-Bunların hemen
işini bitirelim derim.
-Kaç Laddie!
Sen benimsin.
Marco'yu öldürdün.
Evet.
Sıra sende.
Hayır.
Sıra sende.
Sarmısak işe yaramaz
çocuklar.
Bir de kutsanmış
suyu dene, kokuşmuş nefes!
Uyan Mike.
lskaladın piçkurusu.
Yalnızca bir kere
dostum.
Stereo ölüm yayını.
Hey, benim ben.
İyi misin?
Bir tanesini aşağıda
ok ve yayla zımbaladım.
Twisted Sister gibi
görünenini temizledik.
Gece askıntısı
kıçını tamamen ortadan kaldırdık!
Eh, Nanook da biraz
yardım etti.
Bütün vampirlere
ölüm!
Hepsini gebertelim.
Biz en sıkı canavar
ezicileriz!
En zalimleri!
En kötüleri!
Vay anasına!
Vampirin saldırısı!
Yakalayın onu!
Durun!
Ona yaklaşmayın!
Ondan uzak durun!
O alt tarafı ufacık
bir çocuk!
Benimle yüzleşmeye
korkuyor musun David?
Seni ölümsüz yapmaya
çalıştım.
Beni katil yapmaya
çalıştın!
Sen zaten katilsin.
Benim sıram.
Benimle dövüşmeyi
bırak Michael.
Seni öldürmek
istemiyorum.
Katıl bize.
Asla!
Artık çok geç.
Kanım damarlarında
dolaşıyor.
Benimki de öyle!
Beni böyle
görmesinler.
Git buradan Sam.
-Michael, ne var?
-Git dedim sana!
Sorun ne ki?
Baş vampiri yok ettin.
Artık her şey bitti.
Hiçbir şey değişmedi.
Haklı.
Ben kendimi hiç de
farklı hissetmiyorum.
Demek ki bir tane
daha var.
Ben annemi
hallederim.
Hadi gelin.
Cesetleri görmesin.
Ne oldu?
Michael nerede?
Yüzüne ne oldu?
Yüzüne ne oldu?
Ben Michael'la
konuşana kadar tek kelime etmeni istemiyorum.
Özür dilerim Lucy.
Hepsi benim suçum.
David ve benim
çocuklar edepsizlik ettiler.
Dedim sana, oğlanların
bir anneye ihtiyacı var.
Max, sen neden
bahsediyorsun?
Biliyordum zaten!
Baş vampir sensin!
Sam, yeniden başlama.
David'in koruduğu
sır sendin.
Bu da kim?
Ama testi geçtin.
Bir daha bir vampiri
evine davet etme aptal çocuk.
Seni güçsüz kılar.
Bunu biliyor muydun?
Elbette.
Bunu herkes bilir.
Herkes aklını mı
kaçırdı?
Hepinize ne oldu
böyle?
Başından beri
peşinde olduğum hep sendin Lucy.
Ne?
Biliyordum ki Sam'le Michael'ı aileye katabilirsem asla hayır diyemeyecektin.
Michael nerede?
Her şey o kadar
mükemmel olacak ki Lucy.
Tıpkı kalabalık,
mutlu bir aile gibi.
Senin çocukların ve benim çocuklarım.
Harika.
''Kan Emiciler Küçük Evde.
'' Seni hala
istiyorum Lucy.
Bu konuda fikrimi
değiştirmedim.
Bu kez seni buyur
etmedim Max!
Michael!
Anneme dokunayım
deme!
Direnme Lucy.
Direnmezsen çok daha
iyi olur.
Yapma anne!
Yapma anne!
Anne, yapma!
-İyi misin?
-Evet.
Artık bitti.
Herkes iyi mi?
Oğullarım benim.
Onlara bunun için ne
kadarlık fatura kesmeliyiz dersin?
Baba?
Baba, iyi misin?
Santa Carla'da
yaşamakla ilgili hazmedemediğim bir şey varsa
o da bütün şu kahrolası vampirler.
Subtitles by
SOFTlTLER||
« Prev Post
Next Post »