Print Friendly and PDF

Translate

İnternet'te Av (1995) The Net

|

 


114 dk

Yönetmen:Irwin Winkler

Senaryo:John Brancato, Michael Ferris

Ülke:ABD

Tür:Aksiyon, Suç, Dram

Vizyon Tarihi:09 Şubat 1996 (Türkiye)

Dil:İngilizce, İspanyolca

Nam-ı Diğer:The Internet

Oyuncular

Sandra Bullock

Jeremy Northam

Dennis Miller

Dennis Miller

Wendy Gazelle

Devam Filmleri

1995 - İnternet'te Av(60,391)5.9

1999 - The Net (380)6.2(Tv Dizisi)

2006 - The Net 2.0(3,400)4.6

Özet

Angela Bennett (Sandra Bullock) bir bilgisayar uzmanıdır. Genç ve güzel kadın yıllardır modemsiz ve bilgisayarsız bir yerde bulunmamıştır. Bilgisayarlar dışındaki tek aktivitesi, annesini görmek olan Bennett birgün İnternet üzerinden konuştuğu arkadaşı Dale Hessman'dan (Ray McKinnon) bir program alır. Program bir şifre-çözücü olarak tasarlanmıştır. O gece, Hessman bir uçak kazasında ölür. Angela bu sırada elindeki diskte gizli bilgiler olduğunu keşfeder. Ancak sanal dünya, Bennett'e acı sürprizler hazırlamış durumdadır.

Altyazı

 

İNTERNETTE AV Bilgi için teşekkür ederim.

  Bir hata olmuş olamaz mı?

  Yanlış anlama?

  İnsan hatası?

  Bunlar olur şeyler.

  Bu, o olasılığı ortadan kaldırır o zaman, değil mi?

  Yani bu hakikaten gerçek.

  Sayın Bakan, arabanız.

  Evet, teşekürler.

  Eddie, park yolundan gidelim.

  Tamam, son teklifim.

  Pazarlık yok.

  Cebir dersine çalıştığın her bir saat için   Nintendo ve Sega ile harika iki saat geçireceksin.

  Sakın annene söyleme ama.

  Güzel.

  Şimdi telefonu ona ver.

  Tamam tatlım.

  Bir numaralı oğlan tekrar yola geldi.

  Ben mi?

  İyiyim, kafamı toparlamak için biraz gezintiye çıktım.

  Kabus gibi bir gün.

  Sonra görüşürüz.

  Elbette.

  Seni seviyorum, Liz.

  Bu çok hareketli bir oyun, Bay Depina.

   Dürüst olabilirsin Angela.

  Kanlı bir oyun bu.

   Çocuklar buna bayılacak.

  Ama neden hep donuyor?

  Virüs bulaşmış.

  Bu iyi değil.

  ÖLDÜN  Sen en iyisisin.

  Ne yapabiliriz?

  Sakın escape tuşuna basmayın.

  Bütün sisteminizi çökertir.

   Bu nasıl oldu?

   Daha geçen hafta o koruma programını aldım, Gatekeeper.

  Hep bunu derler.

  Yüklediniz mi?

   Kesinlikle.

  Alır almaz.

  Sanırım.

  Merak etmeyin, her şey düzelecek.

   Bu hafta bitmeden sence bunu satışa sunabilir miyiz?

  Evet.

  Virüs hariç her şeyi.

  Bir arkadaşım onları topluyor.

  Bazıları iplik bile toplar.

   Sen bir dehasın.

  Ne kadar teşekkür etsem azdır.

  Cathedral'dan ücretim gelene kadar bekleyin.

   Buna değer.

   Sana minnettarlığımı göstermek istiyorum, içki veya yemek ile.

   Seni dışarı çıkarmak.

  Çok naziksiniz, minnettarım, ama   Yemek yemelisin.

  Malesef önceden yapılmış yemek planlarım var.

   Peki ya yarın?

  Veya öteki gün?

  Bu planlar genellikle her zaman için geçerli.

  Ama yine de teşekkürler.

  Sağ olun.

   - Yine de en iyisisin.

  - Hoşça kalın.

  Selam.

  Büyük.

  Sarımsak.

  Pizzanız 45 dakika içinde orada.

   Kimse evden çıkmıyor artık.

   Kimse seks yapmıyor.

   İnternet en üstün prezervatif.

  SANAL SOHBET

Iceman, bu tür konuşmalar neslimizin tükenmesine sebep olabilir.

   Kesinlikle!

  Haydi buluşalım ve üretelim.

  Benimle değil.

  İki gün sonra tatile çıkıyorum.

  Sadece ben   kumsal   ve bir kitap.

   Ben de oradayım bebek!

  Uzaklara bakma.

  Üzgünüm, tipim değilsin.

   Kahroldum!

   Bir erkekte ne ararsın?

  Erkeksi   yakışıklı   akıllı.

  Captain America ile   Albert Schweitzer karışımı bir şey.

  Sabahları   savaşa atılıp   dünyayı demokrasi için güvenli   yapmaya çalışan biri.

  Akşamları da   Bach'ın Cantata'larını çalıp   kansere çare bulan biri.

   Klozetin kapağını indiren bir erkeğe ne dersin?

   Dinle, hayal görüyorsun.

   Sen bizden birisin.

   Biz seni kabulleniyoruz.

   Sen bizden birisin.

   Bizden biri.

  Evet, biliyorum.

  Harikaydı.

  Chopin'a bayılırım.

  Bu parçayı bilir misin?

  Bilmeliyim.

  Sen bana öğretmiştin.

  Sana bir şey getirdim.

  Bu sefer hepsini hemşirelerin yemesine izin verme.

  En sevdiğim!

  Nasıl bildin?

  İster misin?

  Beraber çalabiliriz.

  Bir haftalığına Yucatán'a tatile gidiyorum.

  Bana ulaşman gerekirse   telefon var mı bilmiyorum, ama bir hemşireye sor  Sen öğrencilerimden biri olmalısın.

  Hayır, anne.

  Benim adım Angela.

  Bir daha geldiğinde bana şeker getirir misin?

  - En sevdiklerim şey  - Bademli Roca.

  En sevdiklerini biliyorum.

   Angela Bennett?

   - Kim o?

  - FedEx.

   Rezervasyon servisimizi kullandığınız için teşekkürler.

  İyi uçuşlar dileriz.

  Merhaba.

  Beş numaralı yere lütfen.

  - Benim de göndereceğim bir tane var.

  - Oldu.

  Buyrun.

  İşte virüsün, Dale.

  - Kalemini kullanabilir miyim?

  - Tabii.

  Güzel bir ev.

  Sağ ol.

  - İyi günler bayan.

  - Sana da.

  BU ÇOK GARİP!

  DERHAL DALE'İ ARA.

  Mozart'ın Hayaleti, İnternet'teki en harika grup.

  ARABİRİM için BASIN HİT LİSTESİ

 - Cathedral Yazılım.

  - Dale Hessman.

   - Alo?

  - Selam, ben Angela.

  FedEx formunu üç dakika önce imzaladın.

  Nerede kaldın?

   Mozart'ın Hayaleti   ile eğleniyordum.

  Sana müthiş bir virüs yolladım.

  Escape tuşuna dikkat et.

  Sorun şu.

  Konser bilgilerine gir.

  "Houston Kamu Hizmetleri.

 " Sanırım yanlış yere girmişsin.

  Bilet alım yeri değil.

  Tuhaf bir şey görüyor musun?

  Normal gözüküyor, şu ufak şey dışında  Şu ufak bir ikon mu?

  Ona tıkla ve control-shift'e bas.

   - Aman Tanrım.

  - Ne düşünüyorsun?

  İZİNSİZ GİRİŞ

Seni yanlış İnternet adresine yollayan bir program hatası.

  Dün gece beni Amtrak'ın ana bankasına ve Mayo Kliniği'ne yolladı.

  Aynı şebekede olmadıkları halde.

   Girmemem gereken bir sisteme girdim.

   Biri o diski ele geçirirse, inanılmaz bir güce sahip olur.

  Neden program hatasını bulup silmiyorsun?

  Bunu yapmaya hazır değilim henüz.

  Yarın ne yapıyorsun?

  Hayır!

  6 yıldan beri ilk kez tatile çıkıyorum.

  Rezervasyonumu yaptım.

  Geri ödeme yok.

   Uçağın saat kaçta?

  12:00.

  Ama bavul hazırlamalıyım.

  İşim başımdan aşkın olacak.

  Gelene kadar bekle.

  Hayır.

   - Bu ne ile ilgili, söylesene.

  - Telefonda olmaz.

  Bu gece planörümle uçup, kahvaltı vaktinde orada olurum.

  Beş saatimiz olur.

   Bu boku herkesden daha iyi biliyorsun.

  Tamam.

  Saat 7'de görüşürüz.

  Harika.

  En sonunda tanışacaklar demek.

  Uzun adam ben olacağım.

  Alnında "karaktersiz gerzek" dövmesi olan da benim.

   - Hoşça kal.

  Yarın görüşürüz.

  - Hoşça kal.

  Neden bunu yapıyorum?

   Burbank Kulesi, Cessna 739 Mike Bravo.

  ILS rotasına yaklaşmak üzereyim, sekizinci piste.

   3-9 Mike Bravo, radar bağlantısını kaybettik.

   Konum ve irtifanızı bildirin.

  Orta çizgiyi 400 metre sonra geçeceğim.

   Olumsuz.

  Konumunu tespit et ve cihazlarını kontrol et.

  Işıklarımı görüyor olmalısınız.

   Olumsuz.

  Derhal yanlış yaklaşım uygula.

   Yaklaşım kontrole 124.

 5'ten bağlan.

  Tamam, Burbank.

  Ama her şey yolunda  Kahretsin!

  Tanrım   - Cathedral Yazılım.

  - Russ Melbourne.

   Bir saniye.

   - Russ.

  - Ben Angela.

  Gittin sanıyordum.

  Gitmek üzereydim.

  Geri geldiğinde konuşmalıyız.

  ABD ATOMİK ENERJİ KOMİSYONU  - Senin dehana ihtiyacımız var.

  - Ben dahi değilim.

  Özellikle omzumun üzerinden bakan insanlarla.

  Bir düşün.

  Dale'in yerine yeni birini işe alamam    geçmişte olan güvenlik ihlallerini göz önünde tutarsak.

  YETKİSİZ Dale'in yerine mi?

  Şaka yapıyorsun, değil mi?

   Üzgünüm, biliyorsun sandım.

  Ne oldu?

  Dale öldü.

  Dün gece uçağı L.

 A.

  Civarında düşmüş.

  Onunla daha dün konuştum.

  Beni görmeye geliyordu.

  Parçalar birleşiyor, değil mi?

   Döndüğünde konuşalım.

   Ve güzel bir tatil geçirmeye çalış.

  Tamam, sonra konuşuruz Russ.

  H-4 çıkış Daha vakit var.

  Son bir saattir gelen veya giden hiç uçuş yok.

   Bayanlar ve baylar, bir bilgisayar arızası olduğunu bildirmek istiyoruz.

   Bütün uçuşlar geçici olarak ertelendi.

  Bütün havaalanı çöktü.

  GECİKMELİ İPTAL EDİLDİ Pardon.

  KAÇIRILDI KAYIP   geçen hafta yapılan bir kan testi    Savunma Bakanı Bergstrom'un    AIDS'li olduğunu kanıtladı.

  İyi misiniz?

  Evet, sadece tüm bu insanlarla  İçeceğinizden bahsediyordum.

  - Bir tane daha ister misiniz?

  - Hayır, üç tane içtim bile.

  Bir tane daha içersem, Meksika'ya kendim uçabilirim.

  Sanırım buna gerek kalmayacak.

  VAKTİNDE Garson?

  Bir Gibson lütfen.

  Zeytin yerine içinde soğan olan bir martini.

  Tamam mı?

  Sağ ol.

  Pardon.

  Ben de bir tane alabilir miyim lütfen?

  Ben barda içeceğim.

  Artık fazla içilmediğini sanıyordum.

  Sanırım eskiden olduğum kadar modaya uymayan biri değilim.

  İş için mi, yoksa keyif için mi?

  İkisinin farkı mı var?

  Eğer hacker isen bu pek iyi bir iş değil.

  Güzel bir makina.

  Sanırım sen de bu işin içindesin.

  Herkes değil mi?

  Hayır.

  Tanrım, çok gülüncüz, değil mi?

  Pardon?

  Yani, buradayız.

  Dünyadaki en mükemmel sahilde oturuyoruz   ve tek düşünebildiğimiz şey  Modemimi nereye bağlayabilirim?

  Kesinlikle.

  Ben Jack Devlin.

  - Angela Bennett.

  - Angela.

  Merhaba.

  En utandırıcı sırrım mı?

   Breakfast at Tiffany's filmini bilir misin?

  En sevdiğim filmdir.

  Videocu aboneliğimi onu kiralayarak tükettim.

  O zaman neden bahsettiğimi anlıyorsun.

  Yaklaşık 13 yaşındayken   bir tür   kimlik bunalımına girmiştim.

  - Karakterlerden biriyim sanardım.

  - Audrey Hepburn mü?

  - Hayır, kedi olduğumu sanardım.

  - Kedi mi?

  Orada oturup   filmin son sahnesini oynardım.

  Tekrar tekrar.

  Son sahneyi bilir misin?

  Arka sokakta, sağnak yağmurun altında.

  İliğime kadar ıslanmışım, ve korkmuşum   ve ben   terk edilmişim.

  Yalnızım.

  Hepsi bu.

  Benimle bu akşam yemek yer misin?

  Haydi, son gecen.

  Biliyor musun?

  Gerçekten de çok isterim.

  Harika.

  - Şirketin armağanı.

  - Bu şirketin armağanı mı?

  Ne armağanmış ama.

  Sanırım Cathedral'dan geçen sene bir takvim gelmişti.

  Nerelisin?

  Colorado mu?

  Evet, doğudan olmalısın  Belki de eyaletin güneydoğu civarındansın.

  La Junta adlı kalabalık bir metropol.

  Nüfus: 50.

  Çok iyi.

  Onca yıldan sonra aksanım hala koyu mu?

  Hayır, sadece takılıyorum.

  Neden "onca yıldan sonra"?

  Ne kadar oldu ki?

  Hay Allah.

  Bir ömür boyu gibi.

  Bakalım   15 yaşındaydım, 10'uma basacaktım   ve La Junta'dan, San Jose'ye taşındık   oradan Tulsa'ya  - Baban çok mu transfer oldu?

  - Aslında hayır.

  Bilmiyorum, o sadece   bir gün dışarı transfer oldu.

  Neye bakıyorsun?

  Sana.

  Bana mı?

  Bilgisayarlar senin hayatın, değil mi?

  Evet, en iyi saklanma yeri.

  Bu senin resmin.

  Başka ilgi alanlarım da var.

  Ne gibi?

  Bilgisayarlardaki uzmanlık alanın nedir?

  Hemen hemen her şey.

  Beta testleri, genelde.

  Korkarım bu beni aşıyor.

  İnsanların sistemlerine girip   hataları bulup, düzeltiyorsun.

  Ya hataları yoksa?

  Henüz hatası olmayan çıkmadı hiç.

  Üşüyor olmalısın.

  O kadar değil.

  Evet, biraz.

  - Al.

  - Ne?

  Buraya bağlayacağım.

  - İster misin?

  - Tanrım, eskiden içerdim.

  Ama bıraktın, öyle mi?

  Ben bırakmayı reddediyorum.

  Hayatta güvenli olmayan bazı şeyleri denemelisin.

  Yoksa hayatta olduğunu nasıl bileceksin?

  Ben de risk alırım bazen.

  Hep diş ipi kullanmam.

  Yeni yastıklarımın etiketlerini sökerim.

  Tam bana göre bir kadın.

  Maceraperest hissediyor musun?

  Bilmem.

  Aklında ne var?

  Risk almaya var mısın?

  Kahretsin!

  Çantam!

  Öldürülmeye değmez!

  Geri gel!

  Sen!

  Dur!

  Burada değil.

  Otelde de değil.

  Her yere baktım.

  Dediğin gibi buraya geldim.

  Sihirbaz gibi.

  Evet, sen cüce bir Houdini'sin.

  Jack?

  Her şeyim o çantadaydı.

  Pasaportum, kredi kartlarım  Affedersin.

  Bunu yaptığın için sağ ol.

  Ölümüne kanayan sensin.

  MasterCard'ım için mızmızlanan benim.

  - Salaklığım için özür dilerim.

  - Ne demek istiyorsun?

  Salak olan benim.

  Seni etkilemeye çalışıyordum.

  İlerisi için aklında bulunsun   yaşayanlar beni ölülerden daha çok etkiler.

  Sanırım bu daha sağlıklı.

  Sanırım Cancún polisini aramalıyız   gemideki telsizden.

  Tamam.

  Çalışmıyor.

  Daha açığa çıkmalıyız.

  Fas'a bile gidebilirsin, umurumda değil.

  Burası çok güzel.

  Gelişme var mı?

  Hala sinyal yok.

  Aşağıya ineceğim.

  Hemen dönerim.

  - Belki yeteri kadar açığa çıkmadık.

  - Hayır, bu yeterli.

  Bu akşam oldukça kontrol dışıydı.

  Evet.

  Umarım bunu yanlış anlamazsın   ama bu pek benim tarzım değil.

  Risk almayı sevdiğini sanıyordum.

  Evet, ama ne demek istediğimi biliyorsun.

  - Ne?

  - Bilirsin.

  İlk randevu   seks, bir gecelik ilişki.

  - Ha, seks.

  - Evet, o tür şeyler.

  - Sen ilişki tarzı bir kız mısın?

  - Kesinlikle.

  Her iki seferde de.

  En son ne zamandı?

  1933.

  Anlıyorum.

  Kimdi?

  Kolejden erkek arkadaşın mı?

  Eminim   içki içme takımının kaptanıydı.

  Bir ilişkiye hazır değildi.

  Keşke o kadar şanslı olsaydım.

  Hayır, aslında benim psikiyatristimdi.

  Hikayeyi bilirsin.

  Yalnız olduğumu sanıyordum   ve o da evli olduğunu unuttu.

  Fazla sürmedi.

  Sonra annem Alzheimer's oldu ve sonrasında  Biliyor musun?

  Şimdi çenemi kapayıp sessiz olacağım.

  Sorun değil.

  Duymak istemeyen benim.

  Affedersin.

  Çenem düştü   çünkü biraz heyecanlıyım.

  İçki ister misin?

  Evet, çok minnettar kalırım.

  Sağ ol.

  Bu ne için?

  O  O köpekbalığı avlamak için.

  Köpekbalığı avlamak mı?

  Susturucuyla mı?

  Evet.

  Savaş aletlerini biliyorsun.

  Colorado'da silahlarla büyürsün.

  Peki   kimsin sen Jack?

  Kim miyim?

  Sana söyleyeyim.

  Captain America ile Albert Schweitzer karışımı bir şeyim.

  İstediğin buydu.

  Evet, hatırlıyorum.

  Erkeksi, yakışıklı   akıllı.

  Savaşa atılan   yumruklarını savuran.

  Üzgünüm, ben hiç   org cantatası bilmem.

  Öyle miydi?

  Müsade edersen, dünyayı demokrasi için güvenli   yapma vakti geldi.

  Şarjör nerede?

  Ver onu bana!

  Kaltak!

  Birisi, yardıma ihtiyacım var.

  Alo, birisi?

  Lütfen.

  Yardıma ihtiyacım var.

  Lütfen.

  Tamam, anahtarlar.

  Affedersiniz?

  Ne?

  Hayır.

  Buraya nasıl geldim?

  Bir balıkçı buldu sizi.

  Buraya getirdi.

  Orada oldukları için çok şanslısınız.

  - Ne kadar süredir buradayım?

  - Üç gün.

  Konuşmamaya çalışın.

  Bir adamın para dolu cüzdanını bulduk.

  Ona ulaşmaya çalıştık  Hayır.

  Hayır, o  Hayır, bu adamı bulmakta hiç şansımız yoktu.

  Şey vardı   bir disk.

  Yeşil, kare, plastik disk.

  Ha, evet.

  Güneş diski mahvetmişti.

  Sen rahatla ve iyileş.

  - Şeye ihtiyacım  - Bir iki gün dinlen.

  Haline bak.

  Hiç gücün yok.

  - Giysilerime.

  Borcum ne kadar?

  - Lütfen, dinlenmelisin.

  Giysilerime ihtiyacım var.

  Gitmeliyim.

   Ulusal haberleri almak için muhabirimiz Daniel Schorr.

   Wall Street, hisse fiyatları düşmeye    başlayınca panikledi.

   Ticaret, düşüşlerin bilgisayar düzenbazları tarafından yapılan    bir uydurma olduğu anlaşılınca durduruldu.

  Odamın anahtarları lütfen.

  2806.

  Angela Bennett.

   Wall Street yarın açılacak    Gregg Microsystem'in güvenlik programı "The Gatekeeper"    tarafından korunarak.

   Şehrin merkezindeki eşek şakasına ne dersiniz?

   Birinin yatağını ıslatmak eşek şakasıdır.

   Bu "Pretoryalılar" ciddi bir hasara yol açabilirlerdi.

   LAX'teki son gelişmeler gibi  Bayan Bennett geçen cumartesi çıkmış.

  Anlamıyorsunuz.

  Angela Bennett benim.

  - Tam burada duruyorum.

  - Üzgünüm, bilgisayarda değil.

  Geçen cumartesi ayrılmış.

  Hayır, ayrılmadım.

  Ayrılsaydım bilirdim.

  Bilgisayara göre ayrılmışsınız.

  Yapabileceğim hiçbir şey yok.

  - Pardon, bayım?

  - Buyrun beyefendi.

  - O oda güzel, tutuyoruz.

  - Bu sizin için.

  Müsade edin bayan.

   Lütfen kart numaranızı tekrar girin.

   Girdiğiniz kart numarası geçerli değil.

  Bayan Marx?

  Ruth Marx?

  Pardon, siz Ruth Marx mısınız?

  Hayır.

  - Geçici vizeye başvurmadınız mı?

  - Evet, ama  Sosyal güvenlik numaranız 915-30-1717 mi?

  407 Finley Avenue Venice, California'da oturmuyor musunuz?

  Evet.

  O zaman California DMV bilgisayarlarına göre   siz Ruth Marx'sınız.

  Eğer bu siz iseniz, burayı imzalayın ve biz de size vizenizi verelim.

  Ama değilim  Ne değilsiniz?

  Bir şeyden emin değilim.

  Bu olmadan, Amerika'ya geri giremem, değil mi?

  Doğru.

  Yani tek yapmam gereken "Ruth Marx" diye imzalamak ve?

  Evet.

  Şurayı.

  H-4 çıkış Tamam, düşün.

  SATILIK SERBEST GİRİŞ Aman Tanrım.

  Aman Tanrım!

  Nereye gidiyorsun?

  Sakinleş!

  Stan Whiteman, Whiteman Emlakçılık.

  Gel, sana etrafı gezdireyim.

   Onun taşındığını gördüm.

  - Ne zamandı bu?

  - Üç gün önce.

  Taşınma kamyonu, taşıyıcılar.

  Bir haftadır Meksika'daydım.

  Nasıl evimi satabilirim?

  Senin evin değil ki!

  Bu Angela Bennett değil!

  Ben Angela Bennett'ım!

  Gerçek olanda tapu senetleri vardı.

  Bilgisayarlarımız var.

  Tüm kayıtlarına baktım.

  O değil!

  Bir tür kimlik gösterirseniz çok yardımcı olacak.

  Katılıyorum!

  Ama size bin kere söyledim, her şeyim çalındı.

  Pasaportsuz nasıl girdi o zaman?

  - Geçici bir tane verdiler.

  - Bunu yaptıklarını sanmıyorum.

  Tanrım.

  Bu saçmalık!

  İşte burada.

  Sadece başka bir isim altında.

  - Nedenmiş?

  - Ben ben değilim sanıyorlar.

  Bu sizin imzanız mı?

  Benim el yazım, sadece bana verdikleri ismi imzaladım.

  Bu federal bir suç.

  Koskoca bir evi çalmak ne peki?

  - Mike, bunu kontrol etsene.

  - Hemen dönerim.

  Bütün bilgilerimi ve parmak izlerimi mahvettiler.

   - Kim "onlar"?

  - Hiçbir fikrim yok.

   Nerede çalışıyorsun?

  Buralarda mı?

   Evimde.

  Ofisim San Francisco'da ama oraya hiç gitmedim.

  ESKİ TUTUKLANMALAR Yok Burada dört yıldır yaşadın ve kimse seni tanımıyor mu?

  KAYITI YENİLE  Annem iyi değil ve babam da  Hayır.

  Fuhuş Yankesicilik  Terapistim, Alan Champion.

   - Terapistin mi?

  - Eski terapistim.

  Ruth Marx bir evde olay çıkarıyor.

   Fuhuş ve narkotik için aranıyor.

  Onu getiriyoruz.

  Müsade eder misiniz?

  Hemen dönerim.

  Şeyi kullanmam lazım  Bayan Raines?

  O mu, yoksa değil mi?

  Hep eve kapalıydı, kimseyle konuşmazdı.

  Kız nerede?

  Telefonum nerede?

  Telefonumu gören var mı?

  Evden koşarak çıkan bir kadın gördünüz mü?

  - Hayır, kimseyi görmedim.

  - Sağ olun.

   - Ne oldu, Devlin?

  - Merak etme, diski alacağız.

   Kiminle konuştuğunu da öğreneceğiz.

  O yalnız.

  Tehlikeye açık hissediyor.

   Cozumel adasında olan bir daha olmasın.

  O senin sorumluluğun.

   İcabına bakacağımı söyledim.

   Cathedral Yazılım.

   - Russ Melbourne.

  - O artık bu şirkette çalışmıyor.

   - Ne demek bu?

  - Başka birine bağlayayım mı?

  Yönetimden başka kimse ile konuşmadım.

   - Kime bağlamamı istersiniz?

  - Güvenlik Müdürü.

   - Angela Bennett deyin.

  - Sizi Bayan Bennett'a bağlayayım.

  Ne?

  Hayır.

  Angela Bennett benim.

  Alo?

  Ben Angela Bennett.

   - Kimsiniz?

  - Ben Angela Bennett.

   Sana yardımcı olabilirim.

  Bize diski ver Angela.

  Beni birisiyle karıştırdınız.

  Neden bahsettiğinizi anlamıyorum.

  Bize diski ver, biz de sana hayatını geri verelim.

  Diskiniz bende değil.

  Neden bahsettiğinizi anlamıyorum.

   Bize diski ver.

  Bu da ne?

   - Numara ne?

  - 555-7605.

  Adres?

   3100 California.

   Merhaba, ben Doktor Alan Champion.

   Sinyal sesinde, adınızı ve numaranızı bırakın.

  Gerisini bilirsiniz.

   - Evde misin?

  Lütfen evde ol.

  - Alo, evdeyim.

  Selam, benim.

  Yardımına ihtiyacım var.

  Başım belada.

  Kahretsin!

   - Başka ne yapmamı istersiniz?

  - Bu bir cep telefonu, değil mi?

   - Evet, izini süremiyoruz ama.

  - Dinle, sorun değil.

  Numarayı bul, ama arama.

  Sadece sinyal gönder.

   Esas üsten mi gönderelim?

  Sinyali alabilecek iki tane cep telefonu bul   bana eşit bölümünü ver, bu onu birkaç yüz metre çapında bulur.

  Haydi!

  KADINLAR GECESİ TOMBALA - Angie?

  - Alan?

  Sür.

  - Seni görmek de güzel.

  - Sadece sür.

  - Haydi, ben taksi değilim.

  Merhaba de.

  - Merhaba.

  Gidebilir miyiz şimdi?

  Evet, şimdi gidebiliriz.

  - Sana verdiğim o laptop duruyor mu?

  - Şu an onu giyiyorum.

  - Ben ciddiyim.

  - Evet, duruyor.

  Onu alıp, beni bir otele götürmen lazım.

  - Bunu yapabilirim.

  - Sadece sür!

  Sadece sür.

  Sür.

  Yemin ederim, ondan bozuk para istedim, bana telefon verdi!

  Akıllı kız.

  Buyrun!

  Alan, eğer istemiyorsan   kalmak zorunda değilsin.

  - Eminim şey  Adı neydi?

  - Amy.

  Merak etme, Amy'den ayrıldım.

  Üzgünüm.

  Olma.

  Biz değiliz.

  Bu çok garip.

  Seni uzun süredir görmedim.

  - Burada ne yapıyoruz?

  - Senin güvenli olduğunu düşündüm.

  Demek aşağılık heriften, "güvenli"ye dönüştüm.

  Çok teşekkür ederim.

  Benim izimi sana kadar takip edemeyeceklerini düşündüm.

  - Hasta kayıtların gizli, değil mi?

  - Hasta kayıtlarım mı?

  Ufak cazibelerim olduğunu biliyordum.

  - Güvenebileceğim tek insan sensin.

  - Biliyor musun Angie?

  Bunu büyük bir iltifat olarak kabul edeceğim.

  Bil bakalım ne vakti?

  Gibson.

  Ama soğanımız yok, sadece Seldane var.

  Şampiyonların antihistamini.

  - Seni hep güldürebiliyorum.

  - Ben almayacağım.

  - İçki istemiyor musun?

  - Hayır.

  Sana hediye getirdim.

  Amy'nin birkaç elbisesi.

  Bunları giy.

  Bu bir kabus.

  Ben artık ben değilim sanki.

  Hey, gel buraya.

  Bak bana.

  Beni korkutuyorsun.

  Nefes al.

  Mola ver.

  Eğer sen sen değilsen, bana kim olduğunu söyle.

  - Dinlemiyorsun.

  - Dinliyorum!

  Biri çantanı çaldı.

  - Bana inanmayacağını biliyordum.

  - İnanıyorum.

  Bu doğru değil.

  Neye inanıyorum biliyor musun?

  Bence sen çok korkmuş bir kadınsın.

  İnsan ırkından kopmuşsun, tek başına kalmışsın.

  - Babanın seni bırakması  - Hayır.

  Onun, arabamın yok olmasıyla hiç bir ilişkisi yok   ya da evimin bomboş olmasıyla   ya da polisin beni kovalamasıyla ve birinin beni öldürmek istemesiyle.

  Bir şeyler olduğunu biliyorum, ama bu hiç mantıklı değil.

  Basitleştirmek istemiyorum   ama bence sen sadece bir arayış içindesin.

  Evet, arayış içindeyim.

  Beni tanıyan, beni dinleyecek olan ve bana inanan birini   ve dostum olacak birini, güvenebileceğim birini  Üzgünüm.

  Bazen dinlemektense, doktor rolüne bürünmek daha kolay geliyor.

  Anlamıyorum.

  Neden ben?

  Ben hiç kimseyim.

  Ben bir hiçim.

  Ama her şeyi biliyorlardı!

  Yediğimi, içtiğimi, izlediğim filmleri   nereli olduğumu, eskiden içtiğim sigara markasını  İnternetten takip etmiş olmalılar.

  Tüm hayatlarımız orada.

  Yok edilebileceğimi ve kimsenin aldırmayacağını biliyorlardı.

  Ve önemli olmayacağını da.

  Her şey düzelecek.

  Ben ne yapabilirim?

  Annemi alıp, başka bir yere götürmeni istiyorum   sahte bir isimle.

  Çünkü ne yapacaklarını bilmiyorum.

  Anneni ilçe sanatoryumuna koyabilirim.

  Tamam mı?

  Bu benim için çok önemli.

  Tek sahip olduğum o.

  Tek sahip olduğun mu?

  Gerçekten senin kafanla oynamışlar.

  Kendini benim yerime koy.

  Senden hiç haber almıyorum   sonra beni arayıp bu hikayeyi mi anlatıyorsun?

  Dinle, bütün bu anlattıklarına inanmıyorum   ama FBI'da bir arkadaşım var.

  Adı Ben Phillips.

  Hayır.

  Ben polisten kaçıyorum.

  İhtiyacım olan son şey bu.

  O zaman neden hayatının geri kalanını bu otel odasında geçirmiyorsun?

  Ona güveniyor musun?

  Partilerde tuvalete kusarken kafasını tutardım.

  Ciddiyim.

  Ona güveniyor musun?

  Evet, Ben'e güveniyorum.

  Tamam.

  Planımız şu.

  Anneni sanatoryuma nasıl nakledeceğimi düşüneyim.

  Sonra Ben'i arayayım.

  Ve eğer bir bilgi alırsam, seni ararım.

  Bu kadar üzülme.

  Gel buraya.

  Her şey düzelecek.

  Ben arkanı kollayacağım.

  Eğer benimle kalsaydın bunların hiçbiri olmazdı.

  Alan?

  Teşekkür ederim.

  Her şey için.

  Bir şey değil.

  Sen burada bekle.

   Merci, şimdi beni bağla lütfen.

  Tamam, bunu etrafta taşıdın Alan, çünkü çok önemliydi.

  BAĞLANIYOR Bethesda Denizci Hastanesi.

  Şifre mi?

  Tamam.

  Seni deneyelim.

  Hayır.

  Peki.

  Seni hatırladım, seni bir daha deneyeyim.

  Haydi.

  ÇOK GİZLİ Michael Bergstrom, yanlış teşhis enfeksiyon BULUNMADI AIDS virüsü BULUNMADI Aman Tanrım!

  Şebeke adresini arıyor  - Biri bağlandı.

  - Sence bizim kız mı?

   Her kim ise, izini siliyor, şimdilik 12 değişik istikamet.

   İsviçre'de bir tane, Montana'da bir Unix vericisi    Berkeley'de beş yönlendirici.

  Akıllılar.

   - Ne kadar sürede tespit edebiliriz?

  - Ne kadar bağlı kaldığına bağlı.

   - En fazla yarım saat.

  - Onu bulur bulmaz beni ara.

   Ve o diğer mesele?

   O müesseseden.

  Sağ ol.

  SANAL SOHBET ICEMAN KİM Kelly Mann Yaş: 12 GANDALF KİM Yer: Hindistan CYBERBOB KİM Batı Hollywood, California Robert Fox, 39 Cyberbob - YARDIM ET uzmanlığına ihtiyacım var Benimle   özel odada buluş Özel Odaya Giriş Cyberbob odaya girdi Hiç bir programa bağlı olan   Pi işareti gördün mü?

  Pi = Pretoryalılar Pretoryalılar.

  Pretoryalılar mı?

  Daha fazla bilgi.

  "Büyük Hain Kurt, Sanal-teroristler.

 " Daha fazla bilgiye ihtiyacım var.

  "LAX, Wall Street, oldukça tehlikeli.

  Onlarla uğraşma.

 " Onlar benimle uğraşıyor.

  "GH'de benimle buluş, özel bir yerde.

 " Gerçek hayat da.

  Hayır, halka açık bir yer olmalı.

  Güvenli bir yerde, bir sürü insanın olduğu.

  Santa Monica İskelesi.

  Neresinde?

  Dönme dolap.

  Kabul, bu akşam saat 7'de.

  Giyeceğim şey  İletişim Hatası TCP/IP bağlantısı koptu  - Şansımız nasıl?

  - 8833 Rosewood, Batı Hollywood.

  Size güzel bir şey almamı hatırlatın bana.

  Alo?

  Angie!

  - Gireyim.

  Yemekler beni öldürecek.

  - Pardon.

  - Pardon, şey sandım  - Boş ver.

  Acıkmış olacağını düşündüm, ve yol üstünde durdum.

  En sevdiğini aldım, Çin yemeği.

  O senin en sevdiğin.

  Ben o kadar sevmedim hiç.

  - Birinin sevdiği olduğunu biliyordum.

  - Annem nasıl?

  Annen çok iyi.

  İlçe sanatoryumunda güvende.

  Teşekkürler.

  Şu Çin yemeği hakkında   gel seni şu Yunan lokantasına götüreyim.

  - Olmaz.

  Gitmeliyim.

  - Gerçekten mi?

  Seni ne zaman görsem, hep kaçıyorsun.

  İnternetten bir adam var, olan bitenle ilgili bilgisi olabilir.

  Hiç olmazsa arkadaşım Ben Phillips'in dediğini anlatayım mı?

  Hikayeni anlattım.

  Seninle yarın sabah görüşmek istiyor.

  - Bekleyemez misin?

  - LAX, Wall Street olayını biliyor mu?

  Tabii ki.

  Ne oldu ki oralarda?

  Bir iki velet, elektrikleri kesiyor.

  Bu acil bir durum mu?

  Cyberbob biliyor.

  Onunla konuşmazsam, çok geç olacak.

  Kendini bir dinle, Cyberbob diye birisi ile buluşacaksın.

  Onu hiç gördün mü?

  Yalnız gidemezsin.

  - Benimle gel o zaman.

  - Olur.

  Nerede buluşuyoruz?

  Santa Monica İskelesi Selam, Bob Fox?

  Dale'i öldürdüler.

  Şimdi de program bende sanıyorlar.

  Anladım.

  Ama önce biri seni öldürmeye kalktı, şimdi de Dale'i mi?

  Cathedral'a benim yerime birini koydular ve izleri sildiler.

  Niye birisi bunu yapmak istesin?

  Cathedral'de, programları tekrar yazacak birine ihtiyaçları var   ki bunun bir daha olmayacağından emin olsunlar.

  Bu haftalar sürer.

  Ve bunu dışardan yapamazsın.

  Devlin'in internet numarasını hatırladın mı?

  Bana Güvenlik Bakanı   Michael Bergstrom'un hastane raporlarını gösterdi.

  - Kafasını uçuran adam mı?

  - Bir bilgisayar testi AIDS'li demiş.

  Ama otopsi yaptıklarında HIV virüsü bulunmamış.

  Benim otopsim yapıldığında R.

  Marx olmadığım kanıtlanır.

  Senin sabuklamadığını düşünmeye başlıyorum.

  Cathedral'e gidip Mozart'ın Hayaleti programına tekrar girmem lazım.

  Bütün bastığın tuşları takip eden bir program var   eğer hata yaptıysan diye.

  İyi misin?

  Neyin var?

  Kenara çek.

  - Beni korkutuyorsun.

  - Haplar.

  Konuş benimle, ne hapları?

  Tamam, hastaneye gidiyoruz.

  İyileşecek, değil mi?

  Penisiline karşı alerjisi var.

  Midesini yıkadılar.

  - Ne dediğinizden hiçbir şey  - İyileşecek.

  İsterseniz, gidip onu görebilirsiniz.

  Evet, bunu isterim.

  Teşekkürler.

  Nasıl hissediyorsun?

  Açlıktan ölüyorum.

  Taburcu olduğunda, yediğin en güzel mikrodalga yemeğini pişiririm.

  Beni burada ne kadar tutacaklar?

  Sanırım bir gün daha.

  Ve taburcu hastaya siz mi bakacaksınız, hemşire hanım?

  Sorun olur mu?

  Köpüklü banyo imgeleri kafamda dans ediyor.

  Gitmeliyim.

  İyi olacak mısın?

  Ben iyiyim.

  Senin için kaygılanıyorum.

  İyi olacağım.

  Keşke bitse, ama iyi olacağım.

  Biliyorum.

  Buraya gel, sana bir şey demek istiyorum.

  Yaklaş.

  Dünden beri bunu yapmak istedim.

  Biliyor musun   iyileştiğinde bir daha yapmana izin verebilirim.

  - Hala deli olduğumu düşünüyor musun?

  - Tabii ki düşünüyorum.

  Hep düşündüm.

  Harika bir resim!

  Hey, nasılsın?

  Herkes kazanıyor.

  Yaklaşın.

  Dans edelim mi?

  Haydi, Benny'e bir sarıl.

  Gelsene.

  Ben break dansçısıyım.

  Burada kalmak daha güvenli.

  Üzgünüm.

  Bob gelemedi.

  - Eski aşklarını böyle mi karşılarsın?

  - O senin kategorin değil.

  Beni öldürüp, becermediğine çok şaşırdım!

  Zordu, çünkü seni çekici bulmuştum.

  Hala da buluyorum.

  Eğer gitmezsen ben de polisi çekici bulacağım.

  O evden kaçtığından beri onlardan çekindiğini biliyorum.

  Eminim Dale'in uçağını nasıl düşürdüğünü ve beni nasıl öldürmeye   kalktığını duymak isterler.

  - Haydi o zaman yap.

  Seninle tanışmak isterler.

  Ruth Marx'ın suç dosyasının olduğunu biliyor muydun   uyuşturucu için?

  Ve fuhuş için?

  - Sicilin oldukça kalın.

  - Evet, eminim   Bergstrom'un ki kadardır.

  - Ne?

  Onun intiharını biliyorum, ve de Pretoryalıları.

  Eminim bunları da duymak isterler.

  Herkesin bir düğmesi vardır.

  Bergstrom'unki de eşcinsellik korkusu idi.

  İnsanları, hangi düğmelerine basacağını bilmek için   iyi tanımalısın.

  Diskin bende değil.

  Olsaydı, sana verirdim.

  - Meksika'da mahvoldu.

  - Sorun değil.

  Şimdi ihtiyacımız olan şey kafanda, bu yüzden benimle gel.

  Sana söz veriyorum ki sana bakacağım.

  Ne istiyorsun?

  Benim istediğimle ilgili değil   patronlarımın istedikleriyle ilgili.

  Etrafına bir bak.

  Sence her şey yolunda mı?

  Bence değil.

  - Onlar her şeyi daha iyi yapacaklar.

  - Öldürerek mi?

  Ben soru sormam.

  Senin de aynısını yapmanı tavsiye ederim.

  Hey, dur!

  İtme!

  Gerzek herif!

  Yangın çıkışı Herkes açılsın!

  Haydi!

  Herkes açılsın!

  Tamam, nabzı yok.

  - Onu çıkarın buradan!

  - O benim dostum.

  - Bekle, o benim dostum.

  - Yardım edin bana.

  Hayır, bırakın beni!

  Alan, hayır!

  Çekilin üstümden!

  - Bakın, Bayan Champion, üzgünüm.

  - Ben Bayan Champion değilim.

  Bazı komplikasyonlar vardı.

  - Size taksi çağırayım mı?

  - Sizi alacak biri var mı?

  Bayan?

  Bir terapist ile konuşmak ister misiniz?

  Belki biraz uzanmalısınız  Anlamıyorum.

  İyi olacağını söylemiştiniz.

  Biliyorum.

  Üzgünüm.

  Ensülinin sebep olduğu  Hayır, penisilin almıştı.

  - O şeker hastalığı için buradaydı.

  - Hayır!

  - Ensülin şokuna girdi.

  - Hayır!

  - O şeker hastası değildi!

  - Ama kayıtları diyor ki  Senin sesini duymak bana neler yapıyor bilemezsin.

   Ama kapatma Angela, lütfen.

  Bu önemli.

  Eğer bütün bu olaylardan biraz kafanı temizlersen   seninle benim o kadar farklı olmadığımızı göreceksin.

   İkimiz de yalnızız, ikimiz de    izoleyiz, ikimiz de kimseye güvenmiyoruz.

  İkimiz de aynı şeyin peşindeyiz.

  Açıklık.

   - Sen benim için çok önemlisin.

  - Sen benim için bok gibisin.

  Seni anlamakta biraz kibirli davrandığımı itiraf etmeliyim.

   Bir dostumu ziyarete geldim.

  Dostum eski bir piyano öğretmeni.

  Annemi rahat bırak.

   Sanırım başka seçeneğim yok.

   Doktor Champion tarafından nakledilmiş.

  Rahmetli Doktor Champion.

  Araç plaka teyitine başla ÇALINTI İHBARI Kahretsin.

   Bu anayol devriyesi.

   Hızınızı azaltıp, kenara çekin ve motoru durdurun.

  İşte orada!

  İşte orada!

  Polis!

  Dur!

  - Kımıldama!

  - Angela Bennett.

  Benim adım Angela Bennett.

  Yat aşağıya!

  Eğil!

  Ellerini arkana koy!

  Sessiz kalma hakkına sahipsin.

  Söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhine karşı   kullanılabilir.

  Avukat tutma hakkına sahipsin  REFERANS UYUM UYUM ORANI KİŞİSEL GEÇMİŞ Annesi aşırı doz uyuşturucudan öldü Size yardımcı olmak istiyorum, ama anlattığınız her şeye inanmak çok zor.

  Adınız, dostunuzun hastane kayıtlarını değiştirmeler, uçak düşürmeler  Ama bir düşünün.

  Tüm dünyamız bir bilgisayarın içinde.

  Her şey bilgisayar içinde.

  Her şey: Ehliyet kayıtların, sosyal güvenlik kayıtların   kredi kartların, hastane kayıtların.

  Hepsi de orada.

  Enselerimizde elektronik bir gölge var, birinin mahvetmesini bekliyorlar.

  Bunu bana yaptılar ve aynısını size de yapacaklar.

  Bakın, Bayan Marx  Ben Ruth Marx değilim.

  Onu yoktan yaratıp bilgisayarınıza koydular.

  Söylemek istemezdim, ama California Adalet bilgisayarları   son altı aydır Gatekeeper adlı program tarafından korunuyor.

  Yani anlattığınız şey, asla olamaz.

  Aman Tanrım, programdan olmalı.

  Gatekeeper programında bir hata var.

  Eğer kimliğimi değiştirdilerse, Pretoryalılar biliyor olmalı.

  - O zaman olay çözüldü.

  - Bir düşünün!

  Bana niye çalıntı bir araba içinde bulunduğunuzu söyler misiniz?

  Dinleyin beni.

  Şey gibi   bir Truva atı gibi, bu Pretoryalılar.

  Bilgisayarlara izinsiz girip bu karmaşaya sebep oluyorlar.

  LAX, Wall Street, Atlanta'daki Su ve Elektrik Şubesi.

  İnsanlar gidip bu programı alıyorlar, ve güvenli olduklarını sanıyorlar.

  Ama aslında Pretoryalılara, kendi bilgisayarlarına   giriş izni veriyorlar.

  Bu güç ile yapabileceklerini düşünün.

  Bu gerçekten çok ilginç Bayan Marx.

  Lütfen, benim adım Bennett.

  Eğer istiyorsanız yazın.

  Adım Bennett.

  B-E-N-N-E-T-T.

  Bennett.

  Bunu uydurmak için hiçbir sebebim yok.

  Size atanan avukat olarak, istediğinizi yapmaya mecburum.

  Eğer isterseniz size Kleopatra bile diyebilirim.

  Ama eğer yargıcın önüne bu saçmalıklarla çıkarsanız   sizi temin ederim ki davaya çıkmaya yetersiz bulup   sizi sonsuza dek burada tutarlar.

  Merhaba.

  Evet, ben kızıyım.

  Merhaba, anne.

  Benim.

  Nasılsın?

  İyi misin?

  O yeni hemşire sana nasıl davranıyor?

  Ben Angela, anne.

  Ben Angela.

  Anne dinle.

  Benim için bir şey yapman lazım.

  Burada bir bayan var ve seninle  Ona telefonu vereceğim ve ona benim ben olduğumu söylemen gerek.

  Çünkü bana inanmıyor.

  Ona bunu söyleyebilir misin, anne?

  Anne, yapma.

  Hayır.

  Orada mısın?

  Seni sevdiğimi bilmeni istiyorum ve de  Bayan?

  Ne?

  Ne?

  Birisi şu lanet telefona bakabilir mi?

  - İşte burada.

  - Beni almaya kim geldi?

  Özel ajan Ben Phillips, FBI.

  Alan'ın arkadaşıyım.

  Ona olan şey çok acı verici.

  Burada olduğunuz için çok mutluyum.

  Hikayeni duyar duymaz   ajanlarımızın yarısı bu işin peşine düştü.

  Çoğu her yeri aradı seni bulmak için.

  Böyle bir yerde bulduğum için üzgünüm.

  Evet, ben de.

  Seni güvenli bir yere götürelim.

  - Buradan 40 dakika ötede bir büro var.

  - Sonra ne olacak?

  Sonra balığa çıkıyorum.

  - Devlin diye bir balık tanır mısın?

  - Evet.

  Tek kişilik bir kirli iş uzmanı.

  Akıllı verimli ve ölümcül.

  Bir testerenin vicdanına sahip.

  Ne kadar korkunç olsa da, klavye arkasındakiler daha da berbat.

  - Pretoryalılar.

  - Yıllardır onları kovalıyoruz.

  Ama çok hızlı olmalıyız, o yüzden sen bana hemen bu olayı anlat.

  Tamam.

  Onların sistemlerine nasıl oldu da girdin?

  Ben yapmadım, Cathedral'da çalışan bir programcı bana bir disk yolladı.

  Baş belası bir disk.

  Bütün bunlara sebep o mu?

  Disk Meksika'da mahvolmadan hiç bir kopyasını yaptın mı?

  Hayır.

  Kahretsin!

   O disk bu herifleri yakalamamız için tek umudumuz.

  Biriyle konuştun mu?

  Diskin kopyasını hiç birisine verdin mi?

  - Sizler müthiş orospu çocuklarısınız.

  - Pardon?

  Müthiş, müthiş.

  Diskin mahvolduğunu nasıl bildin?

  Nasıl?

  Sadece Devlin'e söyledim, sen nasıl bildin?

  Sen FBI'dan bile değilsin.

  Fark etmez artık.

  O diske dokunduğumdan beri bir kabusun içindeyim.

  Yoruldum artık.

  Ben bu işte yokum.

  Yoruldum.

  Ne yapıyorsun?

  Bırak.

   Bırak, ikimizi de öldüreceksin!

  Bırak!

  Bırak!

  Emniyet kemerim!

   Bir aydır süren muzip ama pahalı bilgisayar kurcalamalarından sonra    olaylar daha karanlık bir yola saptı.

   Canlı olarak Chicago'dan Dermot Conley'e bağlanıyoruz.

   Bilgisayar hataları artınca, polis müdahele etmek zorunda kaldı.

   Chicago'nun 6 bankası, ekonomik hayatı alt üst eden    devasal bilgisayar hatalarından dolayı kapılarını kapattı.

   Gördüğünüz gibi durum ümitsiz.

   Bütün şehir hizmetleri artık, bu hatalardan etkilenmeyen    tek bir bankadan işlem görecek.

   Bu banka, Gregg Systems'ın Gatekeeper adlı programıyla korunuyor.

   - Chicago'dan canlı, ben Dermot Conley.

  - Teşekkürler.

   Gregg Systems'ın kurucusu Jeff Gregg bugün, yeni tayin edilen Güvenlik    Bakanı C. Shoemaker'ın bulunduğu basın toplantısındaydı.

   Bütün federal devlet, Gatekeeper kullanmaya başlayacak.

   Yaşadığımız bu çağda, bilgi kutsaldır.

  Bilgi güçtür.

   Halk bunu ne pahasına olursa olsun korumalıdır.

   Bugünün toplantısı, Gatekeeper'a karşı olan eski bakan Michael    Bergstrom'un intiharından tam iki hafta sonra gerçekleşti.

   Yerel haberlerde, kimliksiz bir adam, bir araba kazasında öldü.

   Kaza mahaline canlı olarak bağlanıyoruz.

   Kafasına bir kurşun sıkılmış cesedin bulunduğu yerden    birkaç metre ötedeyim.

   Polis, araçta yolcu olarak bulunan    20'li yaşlarında olan ve araba hırsızlığından da aranan    Ruth Marx adlı, genç bir kadını arıyor.

   Tüm Cathedral çalışanları: Bu bir hatırlatmadır    Cathedral'ın fuardaki standı    fuar salonunun kuzeybatı bölümündedir.

   Bizim standımız, fuar salonunun kuzeybatı bölümündedir.

  Pekala   Mozart'ın Hayaleti!

  YASAK Bana bunu yapma.

  Angela Bennett benim.

  Terminal Seçimi: KAPALI ÇALIŞMA ALANI SEÇİN

- Cathedral Yazılım.

  - Angela Bennett lütfen.

   Programcılık, ben Angela Bennett.

  Alo?

  Kimsin sen?

  - Alo?

  Eğer bir şey demeyeceksen  - Sakın kapatma.

  Angela?

  ŞİFRE PRETORYALl: Şüpheli ANGEL yakınlarda Derhal tavsiye verin!

  Nerede olduğunu biliyorum.

  Şimdi seni makinenden uzaklaştıralım.

  Ya tam şurada, ufak bir yangın   başlatırsam?

   Yangın alarmı!

   Lütfen en yakın acil çıkış kapısına ilerleyin.

  Angela, binada lanet olası bir yangın var!

  - Bir saniye.

  - Başlatma saniyene.

  Gidelim!

  Şimdi!

  Haydi!

  Hoş geldin Angela Bennett Zamanı gelmişti.

  ATOMİK ENERJİ KOMİSYONU Şifre, natoar23ae?

  Dış Bağlantı Neredesin?

  Zührevi hastalık uyuşturucu Dosyayı Silmek İçin Merkezi İşlem Biriminden Bağlanmalısınız - Yangın varsa duman nerede?

  - Kontrol ediyoruz.

  Yeni Mesaj Bu nedir?

  "Tüm Mozart'ın Hayaleti dosyalarını yok et " PRETORYALI Elimdesin işte, değil mi?

  Bakalım Pretoryalı kimmiş?

  Peki, seni arayalım.

   Bütün çalışanların dikkatine, çalışma alanlarınıza geri dönün.

   İtfaiye, bunun yanlış bir alarm olduğunu bildirdi.

  Her şey yolunda!

  Neredesin?

  İşte burada.

   Bütün çalışanların dikkatine, çalışma alanlarınıza geri dönün.

   İtfaiye, bunun yanlış bir alarm olduğunu bildirdi.

  Demek bunu sen yaptın, öyle mi?

  - Haydi ama!

  - Senin de mi tuvalete gitmen lazım?

  Disk, disk, neredesin?

  Disklerin nerede?

  Virüs.

  Sağ ol, Dale.

  Kaydet DOSYAYI KAYDEDİYOR Çabuk, çabuk.

  Haydi!

  Sen fuara gidiyorsun.

  Aman Tanrım!

  Güvenlik!

  Beşinci kata izinsiz giriş oldu.

  Kadın, 1.

 60 boylarında, esmer  Esmer birini gördünüz mü?

  - Buraya kimse gelmedi.

  - Burada sadece itfaiyeciler var.

  Devlin.

  - Nerede?

  - İtfaiyecilerin arasında olmalı.

  - Diski kopyaladı.

  - O diski yok etmeliydin.

  Eğer bir hafta önce onu öldürseydin, diskin kopyasını yapamazdı.

  Akıllıca.

  Gregg'i ara.

  PAN-PASİFİK BİLGİSAYAR FUARI Moscone Merkezi'ne gitti!

  - Orada olduğuna emin misin?

  - Kesinlikle orada.

  Bir yerde saklanmayacak.

  Buraya bir bilgisayar kullanmaya geldi.

  E-posta FBI/ADALET BAKANLIĞI FBI E-POSTA MERKEZİ Jeff Gregg tarafından veya adına işlenmiş çok ciddi   suçlara tanık oldum.

  Mesajıma bütün bu olayların kanıtlarını ekliyorum.

  EKLEME DİSKİ SOKUN MESAJI YOLLA MESAJ YOLLANDI Çekil o bilgisayardan.

  Ne yapmaya çalıştığını sanıyorsun?

  Dünyayı mı kurtaracaksın?

  Dünyayı değil, sadece kendimi.

  Bu çok geç.

  Teklifimizi geri çekiyoruz.

  O ekrana bir bak.

  O diskteki her şey FBI'a gönderildi.

  - Her şey.

  - Yani?

  Gatekeeper'ın bir arka kapısı olduğunun kanıtı.

  - Vay be.

  - Gregg'in   Bergstrom ve Dale'in ölüm emrini verdiğinin kanıtı.

  Ona dikkat et.

  Gatekeeper'ın güzelliği: FBI'a, devlet kütüphanesiymiş gibi girip çıkıyoruz.

  Mükemmel bir sistem.

  İşi bitirip buradan çıkalım.

  Bu insanlar sinirlerimi bozuyor.

  Yaptığın her şey, programdan çıktığımda silinmiş olacak.

  Gerçekten mi?

  Kahretsin, merkezi işlem birimindesin!

  Gregg'in bütün sistemini yiyor!

  Gatekeeper programını yiyen bir virüs bu.

  Her şeyi mahvediyor.

  İleriyi kontrol et!

  Angela, dur!

  Kahretsin!

  İŞÇİ KÖPRÜSÜ SADECE YETKİLİ PERSONEL Sadece sen ve ben kaldık.

  Her şeyi değiştirdiğinin farkında mısın?

  Bir tuşa basıldı ve işverenimi yok ettin.

  Kontratımı iptal ettirdin.

  Sana yapılan her şeyi geriye çevirdin.

  Hayatını geri aldın, bunu istiyordun.

  Doğru şeyi yapacağını biliyordum.

  - Yanıt vermiyor.

  - Yeni bir şifre dene.

  Affedersiniz, bayan.

  Bana neyi ekmemi söylediğinizi hatırlamıyorum.

  Ben de dışarı gelip sana yardım edeyim.

   Bugün FBI ajanları    Jeff Gregg'i özel gökdeleninde yakaladılar.

   Gregg, komplo, sahtekarlık ve Bakan Bergstrom'un ölümünde    suç ortaklığından mahkemeye çıkacak.

   Bir FBI yetkilisi, tutuklamayı, Angela Bennett adlı bir sistem analisti    tarafından İnternet aracılığıyla gönderilen bir mesaja bağladı.

   Diğer haberlerde, polis, Pan-Pasifik Bilgisayar Fuarı'nda bulunan    iki cesedi inceliyor.

   Vurularak öldürülen genç bir kadın    Ruth Marx olarak teşhis edildi.

   30 yaşlarında bir erkek olan öteki cesedin kimliği belirlenemedi.

   Şimdi hava durumu.

  Hafta sonu günlük güneşlik olacak.

   Görünüşe göre yaz nihayet geldi.

 ||

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar