Hiç Hesapta Yokken (1998) Very Bad Things
| |
100 dk
Yönetmen:Peter Berg
Senaryo:Peter Berg
Ülke:ABD
Tür:Komedi, Suç, Gerilim
Vizyon Tarihi:16 Temmuz 1999 (Türkiye)
Dil:İngilizce
Oyuncular
Jon Favreau
Leland Orser
Cameron Diaz
Christian Slater
Rob Brownstein
Özet
Kyle Fisher (Jon Favreau)'ın tek istediği hayatının kadını
olan Laura Getty (Cameron Diaz) ile evlenmek. Laura'nın tek isteği ise
rüyasında görebileceği bir düğün. Kyle evlenmeden önce hayatını paylaştığı
erkek arkadaşları tarafından kendisine önerilen tek gecelik özgürlük planını
uyguluyor. Striptizci çağırdıkları bu gecede, kaza sonucu striptizci ölüyor. Bu
olayı örtbas etmek isterlerken gruptan biri olan Adam, karısına herşeyi
anlatıyor. Buna kızan Michael da Adam'ı sinir krizi geçirirken öldürüyor.
Olaylar daha da sarpa sarıyor ama Laura ne pahasına olursa olsun düğünü
gerçekleştirmeyi istiyor.
Altyazı
Tatlım, bütün mevduat
faturalarını yolladın, değil mi?
Evet, sanırım.
Ne demek, sanırım?
Ne mi demek?
Yani, bir sürü fatura
gönderdim.
Sanırım hepsini
gönderdim.
Düğün pastası faturası?
Yolladım.
Tamam, fotoğrafçı
peki?
Gönderdim.
Tamam, ailem için otel?
Gönderdim.
Orkestra?
Bir tane gönderdim
onlara, evet.
Ya?
öyle mi.
Çadır ve yargıç.
Yargıç Townsend.
Tatlım, çadır mı?
Bunu bilmiyordum.
Çadır faturasını
unuttun mu?
Ben şey Neden?
Nasıl Neden çadır faturasını unuttun?
Neden mi unuttum?
Unuttum işte.
Çadırcılarla oynayamazsın.
Yapamazsın.
Onlarla oynayamazsın.
Biliyorum.
Onları idare edebilirim ve inan bana, onlarla oynamıyorum.
Kyle Bütün bunları hep ben yapıyorum, tamam mı?
-Biliyorum.
-Eşşek gibi
çalışıyorum.
Her şeyi hep ben
yapıyorum her şeyi, her şeyi, her şeyi;
kendi başıma yapıyorum.
Biliyorum.
Anladın mı, her şeyi tek
başıma yapıyorum, tamam mı?
Hepsini ben yapıyorum.
İddiaya girerim Bekârlığa
veda partisi faturalarını
unutmamışsındır.
Tamam sebep bu
demek-- olanlar bunun yüzünden mi?
Hayır!
- Çünkü bunu
konuşabiliriz.
- Hayır.
- Tekrar başlayalım
hadi.
- Hayır, hayır, hayır.
Hayır, sorun o değil.
Hayır, sadece bu faturaların
posta kutusuna gittiği bilmek istiyorum.
Hepsi bu.
Bilemedim.
Hayret ediyorum
doğrusu, İş Vegas'a gitmek olunca senin
ve o küçük eğlenceli arkaşların öyle bir
organize oluyor ki.
Bunu Bunu yapan ben değilim.
Her şeyi ayarlayan
onlar.
Eminim ki bütün
bunların arkasında Boyd'un yaratıcı gücü vardır.
Evet, Boyd Her şeyi ayarlayan
o.
Robert Boyd üç
kâğıtçı herifin önde gideni.
Robert Boyd.
Tina güzel, tamam.
Anlaşma şöyle 5 adam ayarlıyoruz.
İyi adamlardır, Tina.
Benim arkadaşlarım.
Evet.
Peki, herhangi bir
ajansa gitme diye doğruca seni arıyorum.
Lütfen eve girmeyin olur
mu?
Bu doğru.
Para doğruca sana.
Bir saniye bekler
misin?
Evin boşalmasını bekleyebilir
misiniz lütfen?
Sadece şöyle bir göz
atıyoruz.
Öyle olsun, sadece konuşmam
bitene kadar uzak durun.
Neden?
Çünkü bu yolla çalışırız.
Marş, marş.
Pekâlâ, 5 adam eder 900
dolar, sadece dans.
Bunun dışındaki her
şey ekstraya girer.
Kabul mü?
Yalnızca hissettiğim
bu.
Kısa bir süre içinde
olsa hissettiğim Bazı arkadaşlıklarını
yeniden gözden geçirmek zorunda olduğun.
Peki tamam.
Özellikle-- Özellikle
kim mesela?
Charles Moore.
Moore'u sevmiyor
musun?
Onu, bir parçanız olarak
görmüyorum.
Tamam ama unutma ki onu üçüncü sınıftan beri tanıyorum.
Tamam ama, o tuhaf
biri.
Sadece sakin.
Tuhaf.
Tatlım, sadece fazla
konuşmuyor o kadar.
Neden?
Yani, zekâ geriliği
mi var?
Hiç konuşmuyor!
O bir tamirci.
Peki, o tuhaf, Kyle, ve
açıkçası, ben gerçekten, senden daha fazlasını
beklerdim.
Peki, tamam, ne neyin fazlasını bekliyorsun?
3 gün boyunca, fahişelerle
yatan sonrada yemin edip devam eden ayyaşlar gibi akşamdan kalma bir durumda olacaksın.
O yeminlerini ucuz otel
fahişesinin pis kokusu üzerlerine sinmiş
bir şekilde ederler.
Bu çok anlamsız.
Ne dediğinin farkında
mısın!
.
Bu iğrenç, Kyle.
Hiç te bile.
Televizyonda gördüm.
Seninle Ne demek iğrenç değil ya?
!
Seninle otel fahişesinin ucuz kokusu üzerimdeyken evlenmeyeceğim Sıradan bir kız olmayacağım Kyle, tamam mı?
Ben bildiğin kızlara benzemem.
- Biliyorum.
- Hem de hiç benzemem.
Ve asla da sıradan
biri olmayacağım.
Anladın mı?
Anladım.
Çok mu şey istiyorum,
kyle?
çok mu şey istiyorum?
Sıradan biri
olmayacaksın!
Tatlım, al şunu.
Bir şeyler yiyecek
miyiz yoksa ben Tatlım Beni seviyor musun?
Elbette seni
seviyorum.
Tabii ki de seviyorum.
Ne kadar seviyorsun?
Bütün kalbimle seni
seviyorum.
Öp beni.
Bak, bu sadece güvenle
ilgili.
Bilemiyorum.
Çok stresli şu
sıralar.
Güvensizlik bu.
İçi içini yiyor.
Ne demek bu?
Endişeli demek.
Hangi konuda?
şu Mike Berkow.
Bir saniye.
Tamam, koca oğlan.
14.3.
Teşekkürler.
17.5. 4-6 29.83 9'da.
Şuna bak.
Bu ruhsuz kertenkelelerin içinde pencerelerin tüm öfkesini kusarak kahrolası göz yuvalarını parçalamamasına hayret ediyorum.
Ben sadece-- Sadece
onun mutlu olmasını istiyorum.
Her sabah aynı çalar
saat aynı alarm düğmesi aynı duş, havlu, dişfırçası, tıraş bıçağı,
ceket saç spreyi, jöle.
bu kahrolası Beatrice hesapları.
Tam bir salgın, Fisher.
Evleniyorsun ulan.
Sana moral verecek
değilim Bu işleri daha da kötüleştirir.
18 tekerli bir çimento
kamyonu koca vücudundaki bütün kemikleri
ezip geçmesi gibi.
O zaman nefes de alamam.
Tabii ki alamazsın.
Gözü kararmış bir sersem
gibi hissetmeye başlıyorum sonra da
farkediyorum ki 2 dakika kadar nefes almamışım.
Bunun sebebi de 3 saat sonra evimden yola çıkıyoruz, tamam mı?
Gelmek istiyorsanız,
o zamana kadar numarınızı sırayla alsanız iyi olur.
Tamam, ilk önce "ilk önce.
" yok Oyun havamda değil, tamam mı?
Biz de burada bir şey
konuşuyoruz, tamam mı?
İnsan bi
"Afedersiniz.
" der.
Özür dilerim.
Fisher, özür dilerim.
Sorun değil.
Geleceğiz, Adam.
Hazır olacağını
biliyorum.
Michael 3 saat.
Tamam.
Anladık.
Şu koca, kör budala herife
bak.
O senin kardeşin.
Beni deli ediyor,
adamım.
Neden biliyor musun?
Tam bir ızdırap, Ona
vurmak istiyorum.
Bunu haketmiyorum.
Kyle Fisher.
Bir sorunumuz var.
Sorun mu?
Sandalye sorunu.
Tamam, şey Başta altın süslemeli kapitone sandalye istediğimizi sandıklarını söylediler
tamam mı?
Ve şimdi de kalkmış bana
diyorlar ki bir yanlış anlaşılma oldu ve şimdi kapitoneli olmayanlarla idare etmek
zorundayız.
Tamam, o zaman elimizde
ne var?
Kapitonesiz olanlar!
Ne yapalım peki?
Oraya gideceksin.
Nereye?
Oraya gidip koltukçularla bu sorunu düzelteceksin.
Ne Tatlım, 3 saat sonra
Vegas'a gidiyorum.
Yardımın lazım!
Yoldan ararım seni.
Beni seviyor
musun?
Evet hiç kimseyi
sevmediğim kadar çok hem de.
Sandalyeleri halledecek
misin?
Peki, dinle,
Adam'lardan yola çıkıyoruz.
Neden gelip beni uğurlamıyorsun?
Bakarız.
Timmy, Adam Junior, iyi
bakın şunlara ne kadar düzgün ve edepli olduklarını görün.
Hepsi de modern toplumun saygıdeğer birer üyesi.
Aynı biz.
Pekâlâ, çocuklar gülümseyin.
Gülümse, baba.
Gül biraz.
Gülümseyin!
Gülümseyin gülümseyin, gülümseyin - Gülümsüyoruz!
- Tamamdır.
Düzeltiyorum!
Hoşçakal.
Seni seviyorum.
Seni seviyorum.
Çok çok iyi vakit
geçirin.
Yarın dönüyorum.
Hayır, asla Sakın kimsenin arabada sigara içmesine izin
verme tatlım.
Çünkü Adam Junior rahatsız
oluyor, tamam mı?
Olur, ben Duydun mu, Boyd?
Sigara içmek yok.
Çok ciddiyim.
- Ben sürerim.
Hadi.
- Hayatta olmaz.
Boyd, kameraya sigara
içmeyeceğine söz verir misin?
Şey söz veriyorum.
Güzel.
Sağol.
Geliyorum, tatlım!
Güle güle, baba.
İçmek yok!
İçmeyeceğiz.
Güle güle!
Güle güle!
Hoşçakalın!
vegas!
Tamamdır Köpekleri yıkama vakti.
Gidelim.
Ya yanlış şeyi
getirdiysem?
Cacık getirdiysem ya?
Kimin umrunda!
Tam bir gerizekalısın!
Kapa çeneni!
Kahrolası benim
fikrim.
Tam salakça bir fikir
bu, tamam mı?
Teşekkürler.
Bu sinir bozucu alışkanlığı
sadece kendi konuştuğunu duymaktan zevk
aldığın için edindin.
Dinleyin, Boyd istatistikleri
getirdi Beni karıştırma.
Ne yaptım ki.
Ne yapmadın ki.
Şöyle dedin Ne dedim
Her iki evlilikten birinin boşanmayla bittiğini söyledin.
- Söyledin.
- Hiç te bile Çok adisin, Adam.
Adisin.
Öyle mi, niye adiyim?
Birden fazla sebebi
var.
- Bir sebep söyle.
- Olmaz.
- Söyle birini.
- Hayır!
Bana bir sebep söyle.
Sana sebebini Bir sebep gösteremezsin.
Göstermek zorunda Bir sebep göster.
Söyle bakalım.
Susun lan!
Sadece bir sebep
istiyorum.
İki dakka susun be.
Bana bir sebep söyle.
Sebep istiyorum.
Sus ulan!
Sus!
Adinin tekisin.
Öyle de kalacaksın.
Culver Parti Dükkânı
mı?
Yetkili biriyle konuşabilir
miyim, lütfen?
Dönene kadar bekleyemez
misin?
Parası neyse veririz,
tamam mı?
Aylık limiti var o
telefonun.
Kimi aradın derlerse ne
cevap vereceğim he?
Al benimkini kullan.
Hıyarlık yapma.
Hayır, asıl hıyarlığı
yapan sensin.
Pinti herif.
- Pinti, öyle mi?
- Evet!
Neden açıkça
söylemiyorsun?
Yahudi diyeceksin
değil mi?
Durma, söyle!
Tamam, Sen bir
yahudisin!
Evet, "yahudi.
" Biliyordum.
Yahudisin!
Bunu diyeceğini
biliyordum seni ırkçı herif.
Susun!
Merhaba?
Ucuz piç!
Yetkili biriyle konuşmak
istiyorum, lütfen.
Tıpkı bir yahudi gibi
kullanıyorsun.
Ya, yahudiler nasıl kullanırmış
peki?
4 saat 15 dakika oldu.
Ben 3 saatte
Vegas'taydım ve Ceza yemek istemiyorum.
Senin için ceza
yiyecek değilim.
Seni hantal pezevenk!
Evet?
Bu Gidelim!
Tony, Ben Kyle Fisher.
Bir hafta sonra düğünüm
var.
Bizim düğünümüz için
sandalye yapıyorsunuz.
Bizi sollamayan kalmadı.
Tamam, bekliyorum.
Beklemek mi?
Bekleyecek misin?
Allahaşkına,
Vardığımızda ararsın onları.
Yahudilik yapıyorsun!
Lütfen kapat şu lanet
telefonu Evet, Tony'yle konuşmayı
bekliyorum - Daha fazla bekletmeyin!
- Kapa telefonu!
Dakikası 45 sent ediyor!
Hayır, Ben Tony
değilim.
Tony'i bekliyorum.
Alo?
Selam Alo?
Alo, aşkım sen misin?
Selam.
Selam.
-Hapisten mi arıyorsun
beni.
- Daha değil.
Sandalye işini hallettin
mi?
- Ne?
- Sandalyeler ne oldu
diyorum?
Sandanyeler mi?
3 kez aradım Duyamadım?
3 kez mi aradın?
Fakat seni ne kadar
sevdiğimi düşünmeden edemedim.
- Elbette, edemezsin.
- Edemiyorum zaten.
Ne yapıyorsun?
Şey, biraz düzenleme yapıyorum.
Düzenliyor musun?
Evet, düzenliyorum.
Eğlenmene bak.
Abartma ama, tamam mı?
Tamam, arkadaşlarımla
eğleneceğim ama çok fazla değil.
Bunun an meselesi olduğunu biliyorsun Bütün gün, kurşunlar uçuşuyor, bebekler
çakırkeyif oluyor.
İsrail'in kralı olursam İsrael'de kral olmaz.
Ne olur peki?
Başbakan olur Başbakan Yahoo.
Tamam, kendime, "yahoo"
diyeceğim "Haritaya bir bak, tamam
mı?
" "çevrende olup bitenlere bir bak.
"sana ve halkına
iğrenç ve kötü şeyler olmasını isteyen
insanlar var.
" Sorumluluk bana ait, dostum.
Benimle olmayacak.
Oğlum İngiltere'nin
kahrolası 6 eyaleti olduğunu bilmiyor coğrafyası
çok kötüdür ama bunu onun suratına
vuracak değilim.
Ona yardım edeceğim, anladın
mı?
Doğru.
Arabaya bindir.
Maine'e ıstakoz
yemeye götür.
Bir çocuğa böyle
öğretirsin işte.
Vermont'ta kaymaya
gidin.
Tabii ya.
Kaymaya götürürüm!
Ya da sosisli yemeye Yankee
Stadyumuna.
Olay bu.
Sen Sadece, bu
Onu aşağılama.
Hayır, onu aşağılamam.
Bunu yapmayacağım!
Yapma Çocuklarınla ilgilen.
Benim gelmeye
çalıştığım nokta da bu.
Ne?
Nedir peki?
Onu Meksika'ya götür!
Bir düşün.
Meksikalılar bunu
sevebilir.
Azıcık düzen için her
şeyini verirler.
Demek istediğimi anlıyorsun.
Tam olarak ne demek istediğimi
biliyorsun.
Bırakalım İsrailliler
halletsin bunu!
Hepsi birbirine benziyor.
Yahudiler ve Meksikalılar!
Genel olarak
baktığımızda, lanet olası assimilasyon
zırvalıkları Joe Mexican'nın başına daha
az sorun olacak Haksız mıyım?
Yani, benim fikrim Küçük adam onlar.
Onlara güçlü olduklarını
söylerim.
Beni mutlu hissettirdiklerini.
Bilmelerine izin
veririm, dostum.
Yani, gerçekten Gerçekten onların önemli olduklarını ve öyle olduklarını bilmelerini sağlarım.
- Demek istediğimi anlıyor
musun?
- Evet.
- Öyle, adamım.
- Evet, evet.
Ve sen de onların babasısın.
Biliyorum, onun
duydum.
Hayır, hayır, hayır, hayır,
hayır.
Hayır mı?
Değilim o zaman.
Hayır, hayır, sen
babasın ama ben söylemek istediğim Bana bir şey olursa Kardeşim, sakın bunu tamam.
Bu konuda endişen
olmasın.
Çünkü gelmek
istediğimiz nokta bu, değil mi?
Demek istediğim buydu
işte.
Çünkü, dostum, büyük
fırtına olduğunda bütün ormanlar yerle
bir olduğunda kayalar düştüğünde ve yapraklar döküldüğünde Geriye ne kalır?
Ne kalır?
Küçük ağaçlar kalır.
Fırtınanın göremediği
küçük arkadaşlar.
Minnacık, küçük
arkadaşlar.
Bu Striptizci geldi.
Harika.
Baylar bu Tina.
Selam, çocuklar.
Selam.
Fish!
Kız senin, dostum.
İstediğini yapabilirsin
dostum.
Parası ödendi.
Yapamam.
Yapamam.
Özür dilerim.
Üzgünüm.
Sıra bende.
Erken davranmadım, değil
mi?
Heyecanlandım Heyecanlandım.
Ben Michael.
İçeride iyi miydim?
Tabii ki, dalga mı
geçiyorsun?
Vegas'a kumar oynayıp
para harcamak için geldim.
Çok güzelsin.
Bir şeyler kazandın
mı peki?
Şuna bak.
Bunu düşünmedin, değil
mi?
"Çok kötü bir
yumruk yedi.
" 500 dolar olduğunu biliyorsun, değil mi?
Evet, sorun değil.
Ama tabii ben
ödeceyeğim değil mi?
Evet.
Ama sanıyordum ki Boyd ödemedi mi?
Hayır, ödemedi.
500.
Sadece seks, sapıkça
istekler yok.
Hayır, hayır, seni bir
kukla gibi kullanacağım.
Sadece seninle tatlı bir
aşk yapayacağım çünkü neye sahip olduğun
konusunda en ufak bir fikrin yok.
"Bacağını
kaldırmaya çalışıyor, bunu " Böyle olacağını düşünmemiştin değil mi?
Serseri biri olduğumu
düşündün değil mi.
Küçük bir serseri olduğumu
düşündün.
işte bu!
İşte bu!
İyi çocuk.
Kesmedi, değil mi?
"Şu zıplayışa bir
bakın onu sıkıştırdı.
" Al!
Al!
Al!
Yavaş, bebeğim.
Havalı.
Koduğumun delisi!
Sen Mahvoldum.
Aman tanrım!
Yüce İsa!
Dokunma ona!
Sakın dokunma!
911'i ara!
Dur.
Sevişiyorduk.
Sevişiyorduk.
Sanırım ölmüş.
Nereden biliyorsun öldüğünü?
Lanet nabzı atmıyor
çünkü!
Dinle, ne bok yediğini
bilmiyorsun.
Çık şurdan.
Tamam, Neresinden
nabza baktın?
Boynun hangi
tarafından?
Sol, Sol, sol
tarafından.
Her iki taraftan da, aptal!
911'i arıyorum.
Sadece sevişiyorduk
ve kafasını çarptı.
Çarptı mı?
!
Çarptı mı?
!
Kafasına lanet bir
çivi saplanmış!
- Adam, bekle!
- Ne?
Ne yapıyorsun?
Ne yaptığını zannediyorsun
sen?
Ambulans çağırıyorum!
Bekle bir bekle bir saniye.
Tamam mı?
Michael?
Michael?
Çiviyi çıkaracağım.
Çıkarabilirim.
Ne yaptın lan sen
böyle!
Neden ambulans çağırıyorsun
ki?
Çoktan öldü.
Üzgünüm.
Üzgünüm.
- Tanrım, polisi arasanıza.
- Olmaz.
911'i arayın.
Kaydım.
Ne yaptın lan, Allah'ın
belası?
Hiç.
Ne halt ettin lan bok
herif?
!
Defol git!
Pekâla, pekâla, sakinleşin.
Kazaydı!
Herkes bi' kendine
gelsin, tamam mı?
Seni yalancı sapık!
Kazaydı diyorum!
- Kaza olduğuna emin
misin - Evet, eminim!
Ne yapıyordun peki?
Yerler ıslak olduğundan
kaydım.
Neden yerler ıslaktı?
!
Ne bileyim ben.
Neden, kahrolası?
!
Neden, seni şerefsiz sapık?
!
Hadi, lanet olsun, sakin
ol.
Bi' sikim bilmiyorsun!
Sakin olun.
Bu şekilde
davranırsak hiç bir şey yapamayız.
Kafa kafaya verip düşünelim.
Tamam mı?
Sinir sistemimizde her
neyi ilişkilendirirsek davranışlarımızı belirler.
Sizi aşağılık
herifler.
Sizi aşağılık
herifler.
Sizi aşağılık
herifler.
Sizi aşağılık
herifler!
Şimdi iki dakika şurada
durup durumu yeniden gözden geçirip seçeneklerimize
bakalım.
Polisi arayalım!
Tamam, ara bakalım Güzel.
Bir seçeneğimiz oldu.
Bu bir seçenek değil!
Bu durumda seçenek
meçenek olmaz.
Bal gibi olur!
Her zaman için seçenekler
vardır, Adam.
Sizi aşağılık
herifler!
Kesinlikle polisi aramalıyız.
Bu kolay bir şey.
Şimdi, polisi aradık
diyelim ne olacak?
Buraya gelip banyoda ölü bir fahişe bulacaklar sonra da bize ne olduğunu soracaklar.
Onlara ne demeyi düşünüyorsun?
Hiç bir şey bilmediğini
mi söyleyeceksin?
Onun fahişe olduğunu bilmediğini
mi?
Yani, sadece Michael
mı buradaydı?
Kardeşin, bu arada.
Cinayeti örtbas edemezsin Peki ya içki, uyuşturucu Sakın bana seçenek olmadığını söyleme.
Her zaman kahrolası bir
seçenek vardır.
Alternatif var mı?
Seçeneğimiz nedir?
Cesedi çölde yakabiliriz.
Tabii, neden olmasın?
Hayır, hayır, o
haklı, haklı.
Doğru söylüyor.
Haklı.
Onu Red Rock'a götürebiliriz.
ıssız bir yer bulup onu gömeriz.
Bunu yapabiliriz.
Cesedi buradan çıkarabiliriz.
Kahrolası aklını mı kaçırdın?
Burada olduğunu kimse
bilmiyor.
Şahsen çağırdım onu.
Hiç kimse bilmiyor.
Banyo kan gölüne
döndü.
Ufak bir DNA
sorunumuz olduğunu hiç düşünmüyor musun?
Zemin mermer.
Rahatça
temizleyebiliriz.
Biz de suç ortağı
sayılırız, Adam.
Bu suç ortaklığı
değil, tamam mı?
Ben bi'bok yapmadım.
Olay bu değil, Adam.
Yani, odada kokain kaynıyor Moore kahrolası bir dağ aslanıyla kapışmışa
benziyor.
Yani, sanki odada bir
ay boyunca Manson ailesi kalmış gibi.
Burada çok ciddi bir
durum söz konusu.
Ben evleneceğim,
beyler.
Benim de karım ve iki
çocuğum var, tamam mı?
Bana konuşma.
Oylama yapalım, basip
bir oylama.
İki seçeneğimiz var: birincisi,
hemen bu pisliği temizleyip çölde yakıp eve gitmek, ve asla arkamıza bakmamak.
Ya da, sakin sakin polisi
arar zarı sallar, riski göze alırız ve Tanrı'ya sadece Michael'ın tutuklanması için
dua ederiz.
Durum gayet açık: Çöl
ya da polis.
Çöl.
Kahrolası çöl.
Fish Sana borçluyum, kardeşim.
Sana minnettarım,
dostum.
Çöl.
Burada olduğunu kimse
bilmiyor.
Tanrım Tanrım.
Onu buradan nasıl çıkaracağız?
Battaniyeye sarıp otelin arkasından arabaya götürürüz Balkondan yavaşça indirip arabaya koyarız.
Hallettik.
Tanrım, bunu daha
önce yaptın mı?
Gerçek şu ki, durumun
vahametini uzaklaştırıyorsun.
Ölümün acısını uzaklaştırıyorsun.
Tüm bu zırvalıkların ahlaki
ve manevi içerimlerini birinci sınıftan
beri kafanda koşulandırıp duruyorsun.
Elimizde ne var?
Ne?
48 kiloluk bir sorun var.
A noktasından B
noktasına taşınması gereken 48 kilo.
Şimdi, doğru; iki
nokta arasındaki en kısa mesafedir ama
görünür bir doğru olduğunu atladık ama
bu doğru çizgi var, ve bunu görüyorum.
Bu çizgiyi görüyorum.
Bana güven.
Adam, bana güven.
Güvenlik.
Lütfen kapıyı açar
mısınız?
Siktir.
Kimse yok mu?
Güvenlik.
Ne istiyorlar?
Kahretsin.
Siktir.
Biliyorlar.
Sakin ol.
Lanet olsun,
biliyorlar!
Onlara anlatalım!
Sesini alçalt.
Tavanda kameralar var.
Kapa çeneni!
Zamanımız yok.
Kapa çeneni.
Sus.
Gitti.
Gitti.
Kimse yok mu?
Güvenlik.
Selam, nasılsın?
Kapıyı çaldığımı duymadınız
mı?
Hayır, sizi duyduk.
Evet.
Beyler bu gece çok
gürültü yaptınız.
Nedir bu, Eski Roma
kıyafet partisi mi?
Bekârlığa veda
partisi.
Pekâla, biraz sessiz
olmak zorundasınız.
Olacağız.
Olacağız.
Kesinlikle sessiz
olacağız.
Dinleyin, Biz, çok,
çok üzgünüz.
Özür dileriz.
Sıkı bir parti yapıyorduk ama şimdi hepimiz uyumaya gideceğiz.
İşte, bu bir sorun.
Birisi bunun parasını
ödemeli.
Evet, sabah ilk halledeceğimiz
iş bu olacak.
Evet, öyle.
Ne aldınız siz böyle?
İçki ve uyuşturucu.
Şimdi, bununla ilgili
bir sorunum kalmadı.
Doktor Eliaçık.
Bira içer misin?
Yok.
Belki başka zaman.
Dinleyin, Biz, çok,
çok üzgünüz.
Özür dileriz.
Saygısızlık etmek
istemedik.
Çok üzgünüz.
Endişe etmeyin.
Boşverin bunları.
Sadece sessiz olun
yeter.
Bu ne lan böyle?
Efendim, lütfen, oraya
girmeden önce açıklamama izin verin.
Bir saniye
konuşabilir miyiz, lütfen?
Oraya girmeyin.
Geldiğinizde biz de
tam 911'i arıyorduk, yemin ederim.
Göründüğü gibi değil.
Git de pantalonunu
giy.
Olmaz, giyinmem.
Hayır, giyinsene.
Kahretsin, ben
hallederim bunu.
Çekilin.
Çekilin.
Herkes geri Girmeyin.
Yerler ıslaktı.
Ayağı kaydı.
Telefonu getirin.
Bana telefonu getirin.
Geri gidin, geri!
Girmemizi istemiyor.
Hepinizin çıkmasını istiyorum.
Çek o kahrolası ellerini
üstümden!
Açılın!
Kanı halıya
damlamasın sakın!
Durmayın!
Çıkın!
Çıkın!
Kapıyı kapayın!
Buraya gel!
Yardım et!
Tanrım!
Lanet olsun!
Orospu çocuğu!
Kanaması var.
Kanıyor!
Tanrım!
Aşağılık herifler!
Tamam, Yaralandı.
Kanaması var.
Geber!
Hiç kimse Geber!
Geber, orospu çocuğu!
Geçti.
Hadi.
Hadi.
Bingo.
Yeni plan.
Hayır, hayır eskisini değiştirecek kadar yeni bir plan değil.
Polisi arıyorum.
Ya sabır, o koduğumun
telefonuna dokunursan seni cesetlerle birlikte
yakarım.
Teslim olmak seçeneklerimiz
arasında yok.
Tekrarlıyorum, bu bir
seçenek olamaz.
Bunu anlamayan var mı?
Ufak bir dayanıklılık
testinin vakti, arkadaşlar.
Ciddi özünü-keşfetme vakti.
Ne yapabilirim?
Gerçekten, daha fazla
saçmalık yok.
Tepemin tasını
attırdıkları zaman ya da şarkımı
çalmadıkları zaman sükûnetimi koruyabilecek miyim?
Anladınız mı?
Beni anladınız mı?
Pek sayılmaz,
anlamadık.
Sorun değil.
Dediklerimi
anlamasanız da, emirlerime uyacaksınız.
Emirlerime
uyacaksınız.
Başarılı bir koç olmama
izin verin.
Bir dakika.
Bir dakika.
Durun, durun, durun,
durun.
- Ne?
- Bunu yapamayız.
Yaptık bile.
Hayır, hayır, bavulu diyorum.
Bavulun içindeyken
onları yakamayız.
Nedenmiş?
Çünkü günah.
Nerden çıkardın bunu?
Musevi inancına göre,
kan ve organlar insan ruhunun kutsal
kısımları olarak kabul görür.
Vücut birleşik
olmalı, aksi halde ruh huzur içinde yatamaz.
Yapma ya?
Biz ne yapıyoruz peki!
.
Hayır, hayır, olmaz.
Uzuvlarını
birleştirmeliyiz.
Onlara bunu yapamayız.
Kız Asyalı.
Asya'da yahudi olmaz.
Hiç de bile.
Michael, Asya'da yahudi
var mı?
He?
Var Evet, var.
Asya'da yahudi var.
Haklı.
Ne halt etmemizi bekliyorsun?
Bavulu açmak zorundayız.
Cesetleri boşaltıp uygun olan organları birleştireceğiz.
Hayatta olmaz, lan!
Bunu yapacağız!
Asla olmaz!
Bunu yapmak
zorundayız, Allah'ın belası!
Adam, gitmemiz gerek.
Güneş doğmak üzere.
Yapma!
Bu konuda çok hassasım.
Yapalım hadi.
Kafası bende.
Bu kızın kafası.
Burda durum karışık.
Herhangi bir parçası
var mı?
Var bu o.
Dikkatli ol, tamam.
Paspas sopam var.
Açın şu lanet bavulu!
Kafa geliyor.
Tanrım!
Sağa sola fırlatılır mı
lan bu!
Biraz saygı gösterin
be!
Bacağın alt tarafı
bende.
Tamam, bende de üst ve
al bacak kısmı var.
Üst ve alt bacak
kısmı bende nasıl birleşecek bunlar ya!
Nereden başlayalım,
Adam?
Bakın, bunu yapmak istemiyorsanız,
kıçınızın üstüne oturun!
- Güzel fikir lan!
- Herkes kahrolası aklını
kaybetmeye başladı.
Bunlar kızın
parçaları mı?
Bu kızın!
Bu da adamın!
Pekâlâ, halledelim şu
işi.
Pekâlâ, biri
gövdesini alsın, gövdesini bulun.
Başını boşverin, Yeniden
başlıyoruz.
Kafası var.
Zenciyle başlıyoruz, sonra
da Asya'lıyı hallediyoruz, tamam mı?
Seni bayağı mutlu edeceğiz.
Tamam, sen bir şeye
karışma.
Ayakları!
Pekâlâ, sakin ol.
Ayakları.
Birinin ayakları var
bende.
Tamam mıdır?
Tamamdır.
İzin verirseniz şunu
söylemek istiyorum burada yaptığımız hiç
de iyi bir şey değil.
Kesinlikle hiç iyi
değil ama durumun vahameti bunu
gerektirdi; zekice oldu.
Kendimizle gurur
duyuyorum.
Her birinizle gurur
duyuyorum.
Her şey düzelecek.
Sinir bozucu bir
durumun üstesinden gelmeyi başardık.
Yani, her birimiz hızlı
davranıp, işi halletti.
İftahar ediyorum.
Cehenneme gideceğiz cehenneme ya da hapise hangisi ilk denk
gelirse artık.
Yanlış.
Tamamen yanlış, Adam.
Cemiyetini değiştirmelisin.
Cehennem korkaklar ve
ikiyüzlüler içindir kendi inançlarıyla yaşamaktan
korkan insanlar içindir.
Şimdi, bu bir savaş!
Bizim yaşayıp onların
ölü olmasını göz önüne alırsak Ölmek yerine yaşamayı hakettik.
Yani, yanlışla yanlışı
çözemezsin Yani suçumuz ve infazımız daha az değil, daha çok ölüm anlamına geliyor.
Bilemiyorum, Boyd.
Bu s.ktiğimin kişisel
gelişim, öz-yardım zırvalıklarına başladığından
beri her şey daha boktan oldu!
O konuyu hiç açma.
Ne dediğinin farkında
bile değilsin, tamam mı?
Kişisel gelişimin bununla
ilgisi yok.
Doğru, enerjimi açığa
çıkarıp seçenekleri açık şekilde görmemi sağladı ama hakkını verelim bundan biraz daha fazlasını hakettiler.
Ölülere bir kaç
kelime etmemiz gerektiğini düşünmüyor musun?
Nasıl kelimeler?
Mesela dua.
Durma.
Yüce Tanrım Nasıl dua edilir bilmiyorum ki.
Aklından geçeni söyle
işte.
Gönlünden geçenleri; akışına
bırak.
Yüce Tanrım İşe yaramaz.
Sensin işe yaramaz.
Ne dedin sen?
Takım oyuncusu
değilsin.
Beni gösterme.
Asla bir takım oyuncusu
olamadın.
Bu yüzden hiç
arkadaşın yok.
Neden bahsediyorsun sen?
Arkadaşlarım var.
Hiç sanmıyorum.
Evet, var.
Tanıdıkların var.
İş arkadaşları, samimimiyetsiz
golf ahbapların.
Her zaman takımın dışındasın.
İndir elini.
Kendi cinsinle dost
olmak konusunda ciddi sorunların var.
Ne diyorsun lan sen?
Erkeklerle anlaşamıyorsun!
Beyler, bunun için
uygun zaman değil.
Yapma, Fisher, bence
tam zamanı.
Bu gerçek zaman.
Anın içindeyiz.
Adam, kardeşin ve ben diğerlerinin söylediği gibi senin tamamen itilmiş, dışlanmışlık içinde
yaşayan ispitçi, biri olduğunu düşünüyoruz.
Ne?
Patlamaya ramak
kaldı, koca oğlan.
Ne?
Yüce Tanrım, lütfen
bu gece burada yaptığımız şeylerden dolayı bizi bağışla.
Yoldan saptık.
Kendi adıma
konuşursam yürekten sevdiğim bir kadın
var; onunla evleneceğim ve bir aile kurmak
ve topluma faydalı biri olmak
niyetindeyim.
Bizi bağışlarsan, bu
felaketi asla unutmayacağımıza söz
veriyoruz Bunu, bu dünyada kötülük değil
iyilik yapmak için olduğumuzun hatırlatıcısı olarak benimseyeceğiz.
Bugünden itibaren yeni
bir ruh ve amaçla ilerlememize izin ver.
Bize ikinci bir şans
verdin onun için bu şansı alıp verimli olmamıza katkıda bulunmasına izin ver.
Bu gece, burada yaktığımız
iki insanın ruhu salih amellerimiz ve
başarılarımızla sonsuza dek yaşayacak Bugünden
itibaren, hayatımıza çeki düzen vereceğiz.
Teşekkürler, Tanrım ve
bir kez daha bize yol göster ve bizden
merhametini esirgeme.
Amin.
Alo?
Benim.
Yoldayım.
Biraz geç kalabiliriz.
Sahi mi?
Ne kadar geç?
Şey yaklaşık bir saat
kadar.
Tatlım, sandalyeleri hallettin
mi?
Ne?
- Sandalyeleri hallettin
mi?
- Tamam.
- Ne tamamı?
- Ne?
Ne.
Evet.
Sandalyeler ne
durumda?
Mesaj bıraktım.
Her şey tamam.
Öyle mi?
Sesin bir garip
geliyor, tatlım.
Dün gece kokain mi çektin?
Şey yok.
Yaklaşık 4 saat sonra
evde olurum, tamam mı, canım?
Eğlendiniz mi?
Nasıl geçti, tatlım?
Çocukları olduğunu düşündün
mü?
Ne?
Çocuklar.
Adamın baba
olabileceğini düşündün mü?
Bilmiyorum.
Çocukları olduğuna dair
içimde kötü bir his var.
Bilmiyorum.
Baba olmak için çok
genç bence.
Cehennemde yanacağız.
Hadi, çocuklar.
Babanız geldi.
Gidelim.
Küçük Adam.
Nereye gittin, baba?
Bugün hayatımızın geri
kalan kısmı başlıyor.
Selam, baba!
Tatlım!
tatlım, gitmeliyiz.
Bugün maçımız var.
Arkadaşlarımla beni
götürecektin.
Hiç kimseye, hiçbir
şey bahsetmek yok asla.
Gecikiyoruz.
Anlaştık?
Gidelim.
Asıl mesele şu ki, herkese
bakıp hepsinin aynı düğünde olduğunu bilmek,
değil mi?
Yani, hiçbir şeyin aceleye
gelmediğinden emin olmak istiyorum.
Sürekli put gibi durmalarını
istemiyorum.
Hepsinin Hepsinin temiz görünmesini istiyorum.
İşte, izin ver Yardım edeyim
Tırnakların kirli.
Banane ki-- bugün
kirli olsa ne olur Düğünde temiz olsun
yeter.
Ondan sonrası, beni
ilgilendirmez, tamam mı?
Evet.
- Selam, Boyd.
- Selam.
Pekâlâ, şey, esasen bu şekilde mi duracaksın?
Nasıl durmamı arzu edersen
öyle dururum.
Michael Mike Nedir
durum?
Yakası sıkıyor çünkü
anormal bir bedenim var.
Neyin Bedeni uymadı.
Boynum geniş, ve acıtıyora benziyor.
- Evet.
- Acıtıyor mu?
- Evet.
Nefes alamıyorum.
Gömlek senin mi?
Sen mi getirdin yoksa
onlar mı verdi?
- Onlar verdi.
- Pekâlâ, bu şekilde kesinlikle
olmaz.
Rahat mısın?
Kollarını indir.
Buradan, buradan ve buradan
daraltabilirsen Ben demedim mi iki
çocuğu var diye!
Kahrolası 2 çocuk, lanet
olsun!
Sakin ol lan!
Geçmişi
değiştiremezsin.
Pekâlâ, nereden aldın
bunu?
Gazete bayiinden.
Ulan Boyd, salak
herif!
- Allah kahretsin, Peşimizdeler!
- Değiller.
Boyd, gazeteyi okudun
mu?
O mu?
O mu?
Bana ver!
Sakin ol be.
Boyd, lan gerizekâlı!
Planımız suya düştü,
dostum!
Bir şey olduğu yok.
Sadece salakça bir
kayıp durumu, o kadar.
Bu belayı sen açtın
başımıza!
Ben mi?
Hatırladığım
kadarıyla fahişenin lanet kafasıyla
Chop Suey oynamaya karar veren senin üç
kâğıtçı ağabeyindi.
- Susacak mısın lan?
!
- Sakin ol.
Sus lan!
Koduğumun telefonları
güvenli değil, lanet olsun!
Biraz sakin ol,
lütfen, Adam?
Tamam mı?
Erkek ol biraz.
Lanet korkunu yen
artık.
Bana erkeklikten bahsetme,
dostum.
Sesini yükseltme arkadaşım,
tamam mı?
- Siktir git, Boyd!
- Ver şu telefonu.
Sen siktir, hep-yek, saksocu!
- Siktir!
- Kapa çeneni.
Boyd?
Kredi kartımı takibe aldılar,
bunu biliyor muydun?
Kapattı, Allah'ın
cezası!
Amına koduğumu çocuğu!
Kahrolası Yediğiniz halta bir bak!
Bir bak!
Aklına mukayet ol!
Korkunu kontrol et!
Kesin şunu!
Niye bağırıyorsun ki.
Tepemi attırıyorlar!
Hayır, sadece şarkı
söylüyorlar.
İğrenç bir şarkı.
Ne garip, bu şarkıyı sen
öğrettin.
Çocuklar!
çocuklar, sessiz olun.
Babanızın morali gerçekten
çok bozuk, uslu durursanız
Whizzer şekerlerinden alabilirsiniz Söz veriyorum.
Whizzers!
Whizzers isteriz!
Whizzers isteriz!
Pekâlâ, tamam.
Çakın bakalım.
Whizzers isteriz!
Whizzers isteriz!
Whizzers isteriz!
Whizzers isteriz!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
Whizzers isteriz!
Whizzers isteriz!
Whizzers isteriz!
Minivanı beğendin mi?
Whizzers isteriz!
Whizzers isteriz!
Whizzers isteriz!
Whizzers isteriz!
Whizzers isteriz!
Whizzers isteriz!
Minivanı sevdin mi?
Güzel.
whizzers!
Whizzers isteriz!
Hayır, hayır, tatlım.
Tatlım, çocuklara
biraz whizzers alır mısın.
- Ne?
- Whizzers diye yırtınıyorlar.
Sadece gidip biraz whizzers
al.
Oraya girmeye niyetim
yok.
Hayvan gibi
bağırıyorlar.
Başımın etini yediler.
Kredi kartını
kullandım; bu yüzden oraya girmek zorunda değilim!
Gidip şunlara
kahrolası whizzers'lardan al!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
whizzers!
Sağol.
Git.
Lütfen.
whizzers.
Whizzers isteriz!
Seni seviyorum!
Lanet Whizzers!
Afedersiniz.
Tamam.
Pekâlâ.
Sorun yok.
Tanrım!
Özür dilerim.
Tuttum.
Tuttum.
Üzgünüm!
Özür dilerim.
Bırak şunu.
Bırak ve defol.
Üzgünüm.
İyi misiniz?
Derdin ne senin ya?
Defol git!
Yaşasın!
Babam whizzers aldı!
Babam whizzers aldı!
Babam whizzers aldı!
Babam whizzers aldı!
İşte geliyor!
whizzers'lar nerde?
Whizzers yokmuş.
Ne demek yokmuş?
Kahrolası whizzers yok
işte, tamam mı?
!
Ne yapıyorsun?
- Sorunun ne?
- Asıl senin sorunun ne?
Baba!
Seni görmek güzel.
Aman tanrım!
Çok güzel
gözüküyorsun!
Elbiseni beğendim.
Tanrım Amanda'yı gördün mü?
Gel buraya.
Heidi'nin düğününde giydiği
elbisenin aynısını giyinmiş.
Dayanamıyorum artık,
Fish.
Nasıl gidiyor?
Sizi gördüğüme
sevindim.
Migrenim başladı, sanki
lanet bir maymun başımın Anlıyorum,
anlıyorum.
Selam.
Selam, Cynthia.
Seni gördüğüme
sevindim.
Merhaba, Bay ve Bayan
Wilshire.
Fish.
Fish Özür dilerim, çok heyecanlıyım.
Lütfen, şimdi sırası
değil.
Lavabo ne tarafta?
- Barı - Kahrolası lavabo nerde!
- Barı geçince!
- Afedersiniz.
Kyle'ın 4 yaşındayken
çekilmiş resmi ve en iyi dostu, katır
jo-jo.
Şimdi Açıkça görüyoruz ki, kamp yaptıkları zaman Kyle ve Boyd'un ciddi bir tartışma
içerisindeler.
Ağzıma sokmaya çalış.
Kyle'ın en iyi
arkadaşı kimdi peki Boyd mu yoksa katır
mı?
Bu kıçla zaten, daha
fazla ilişkisi de olamazdı.
Kıskanıyorsun, Boyd.
Pekâlâ, her neyse kamptan sonra futbolla tanıştı ve 1977'deki spor sayfalarını takip etmeyenleriniz Oklahama'nın Peewee Powerhouse'unu hatırlamayabilir Aslında sizin de katkılarınız olan takım 12 - 0 bir skora imza atmayı başardı hem de lanet bir gol bile atamadan.
Nereye gidiyorsun?
İri yarı bir çocuktu,
ve şimdi yine iri bir çocuk en büyük
yeteneği istikrarlılık.
Sahaya çıktılar.
Çok fazla sayı
yapamadılar.
Aslında hiç sayı
yapamadılar.
Ama yine de
vazgeçmediler.
Şimdi kadehimi damada
ve onun güzel eşine kaldırıyorum.
Şerefe.
Şerefe.
Şerefe.
Adam, sorun ne,
dostum?
Nefes Nefes alamıyorum.
Ne oldu?
- Fish, üzgünüm.
- Pekâlâ!
Beni
endişelendiriyorsun, kardeşim.
Bu kesinlikle iyi olmadı
kesinlikle yersiz bir davranıştı.
İki dakka sus be.
Olumsuz!
Bu mu senin kendine
mukayet olma konusunda gösterdiğin çaba,
Adam.
Hadi ama!
Toparlan.
Biraz sorunları var?
Sorun nedir, Adam?
Lanet olasıca sorun
ne, he?
Hadi.
Ben ben Yakalanacağız.
Yakalanmayacağız.
Yakalanacağımızı biliyorum.
Minivanımı
izliyorlardı.
- Kim?
- Ne?
Minimart'ta.
Neden bahsediyorsun
sen?
- Beni mimlediler!
- Kim onlar?
Kimsenin seni mimlediği
filan yok!
Kapa çeneni!
Kyle!
Söyle, canım?
- Tatlım Her şey yolunda mı?
Evet, sorun yok.
Pekâlâ.
İçeriye girebilir
miyiz?
Evet.
Tabii.
Canım, şimdi.
Şimdi.
İçeri girebilir miyiz?
Ben de tam şey, biz yani
Sağdıçların son dakika hazırlıklarını yapıyorduk.
İçeride yemek devam
ediyor.
Baba, her şey yolunda,
tamam mı?
Tam da lanet kadehimi
kaldırmıştım!
Neden içeriye dönmüyorsunuz kadeh kaldırmaya devam edin, ben hemen
geliyorum, olur mu?
Rica ediyorum şimdi
gidin.
Canım, burada arife
yemeğindeyiz, tamam mı?
Her şey çok güzel.
Karın da çok güzel tabii kahrolası burnunu kırman dışında.
Adam, hiç sırası değil
şimdi.
Arife yemeğindeyiz şu
an.
Kendin dışında asla
kimseyi düşünmüyorsun.
Dışlanmış köpeğin
tekisin, tamam mı?
Götümü ye sen!
Götümü!
Faydasız!
Bir daha arabama
vurursan senin için hiç iyi olmaz,
kardeşim!
Hem de hiç iyi olmaz!
- Ezik herif!
- Ezik mi?
!
Ezik!
Sen Yediğin haltın çok mu doğru olduğunu
sanıyorsun?
Sen de oradaydın, bizimleydin
yan yanaydık.
Kızı öldürdün!
Onu öldürdün!
Katilsin!
Katil!
Sakin olun lan!
Sesinizi alçaltın Kahrolası çenenizi kapayın.
- Ben hiç bir şey yapmadım,
tamam mı?
- Bal gibi yaptın.
Seni polise ihbar
ederim bak.
Buna ne diyeceksin,
dostum?
Duydunuz değil mi?
Adam, sakin ol, tamam
mı?
Sakin makin olamam!
Bunu yapamam!
Bunu yapamam!
Sana onların İşe yaramayacak!
İşe yaramıyor!
İşe yaradı!
Yarıyor!
Bitti!
Fiber optikleri var
diyorum size DNA örnekleri var FBI bilim adamları kahrolası internet var, Allah kahretsin ya!
Olayı çözüyorlar!
Her geçen saniyede olayı
çözüyorlar!
Yapamazlar.
Sakin olmalısın.
Çocuklarım var.
Güzel bir hayatım var!
Çocukların aşırı
telefon konuşmalardan bir koltuk değneği uzaktalar.
Koca götlü aseksüel karın
yüzünden Siktir!
kyle!
Neler oluyor?
!
Tanrım!
Neden kavga ediyorlar?
- Olmaz, bebeğim - Kavga ediyorlar ama!
Neler oluyor Ayrıl, Michael!
Bu kadar yeter!
Lanet olsun, ayrıl!
Bunu bize yapamazsın!
Yapmayacaksın da!
Yeter artık.
Siktir git evine!
Aşağılık katil!
Dur işte!
Gitti!
Eziksin sen oğlum!
Eziksin!
Biraz soluklanman gerek.
Yürü git evine!
Yürü git lan, aşağılık
katil!
Koduğumun eziği!
Siktir git lan evine,
katil!
Sakin, sakin!
İçeriye dönüyoruz.
Geçti artık, tamam mı?
Mola zamanı.
Ha siktir.
İçeriye dönmeliyiz.
Dinleyin.
İçeriye giriyoruz kendimize gelelim.
Adam iyi misin?
Hayır, Boyd.
Hayır!
Hiç iyi değilim!
Pekâlâ, problem çocuk
gidiyor.
İçeri girelim, tamam
mı?
Anca gidersin!
Yürü git, pislik
herif!
Toparla kendini.
Bütün sülalem içeride.
Tamam anladım.
Ne istiyorsun?
!
Bay Aşağılık Minivan.
Defol git, Mike!
Arabama çarpacak!
Sakın!
Tanrım!
Lanet olsun!
Yani bir nevi kazaydı
öyle mi?
Evet.
Şey Ne olduğunu anlayamadı.
Sanırım aracın kontrolünü
kaybetti.
Kavga filan olmadı değil
mi?
Hayır, öyle birşey
olmadı.
Bir tartışma olduğunu
duyduk.
Kardeşler arasında gövde
gösterisi mi oldu?
Hayır, hayır, hayır.
Birbirlerini severler.
Şey Hepimiz dışarıya
sadece konuşmaya çıktık.
Sadece konuşuyorduk.
Ne konuşuyordunuz?
Şey, düğün evlilik düğün Evet, büyük ihtimalle evlilik öncesi birbirimizi son görüşümüz olacaktı Ben evleniyorum da.
Bir çok insan arada
bir husumet olduğunu düşünüyor.
Elalemin
söylediklerine ne dememi bekliyorsunuz?
Yani, bakın Burada hepimiz şoktayız ve derin bir üzüntü içerisindeyiz yani, sorularınız için hiç uygun bir zaman
değil.
Anlıyor musunuz?
Çok teşekkür ederim, Memur
Randone.
Sakin, Boyd.
Sakin makin olamam.
Çok şeyimdeydi.
Yahu, arkadaşım orda parçalara
ayrılmış.
Biraz daha hassas olamaz
mıyız, he?
Kavga filan ettikleri
yoktu.
Arkadaşın ismi neydi?
Robert Boyd.
Afedersiniz Durumu çok ağır.
Şey karısıyla konuşmak
istiyor.
Öyle mi?
Durumu kötü.
Görecekleriniz karşısında
sizi şimdiden uyarıyorum Nabzı durdu.
Lütfen çekilin,
hanımefendi.
Lidocaine.
Hazır.
Daha fazla kan lazım.
300'e şarj et.
Hazır.
Tepki yok.
Kalbi cevap vermiyor.
Yapacak bir şey yok.
Yazıyorum o zaman.
Ölüm saati, 23:58.
Çok üzgünüm.
Öldü.
Ne dedi o?
Üzgünüm, öldü.
Ne?
Neden gidiyorsunuz?
Neden gidiyorsunuz?
Neden gidiyorsunuz?
Öğrenmemiz gereken şey belli: Adam'ın Lois'e ne söylediği?
Oyunun ismi bu.
Adam Lois'e ne
söyledi?
Lois'in bildiği ne?
Evet.
Kardeşimi öldürdüm.
Kardeşimi öldürdüm.
Kardeşimi öldürdüm.
Pekâlâ.
Kardeşime hiç
acımadan çarptım.
Ona çarptım.
Kardeşimi öldürdüm.
Kardeşimi öldürdüm.
Hadi.
Kardeşimi öldürdüm.
Kardeşimi öldürdüm.
Hesap verme vakti.
Kahretsin!
Hesap vakti dostum!
Sakin ol!
- Hesap verme vakti!
- Sakin ol!
- Beni dinleyin.
- Sakin!
Birini öldürdün mü katilsin
demektir, değil mi?
Herkesi öldürürsünüz ve
Tanrısınız.
- Tamam, sakin ol.
- Kardeşimi Sakin Şerefsizler!
Asla!
Doğrular övgüyle Kötüler nefretle anılır!
Arabaya bin.
İnsanların yaptığı
kötülük bizden sonra yaşar.
Duydunuz mu beni?
- Sakin.
- Kalkın üstümden!
Kalkın lan!
Doğrular övgüyle, Kötüler Kaldırın şunu.
Günahlarınızı çıkarma
vakti!
Günahlarınızı çıkarın!
Bağırma, Michael.
Aç kapıyı!
Bin hadi!
Hadi!
Doğrular övgüyle Kötüler nefretle anılır!
Michael!
Michael!
Şartlı tepkini kontrol
edeceksin.
Kendini toparlayacaksın,
beyefendi!
- Tamam!
- Beni duyuyor musun?
Evet.
Tanrım.
Kafayı yedi.
- Kafayı yemedim!
- Kafayı yediği filan
yok!
Ne yaptık biz?
Ne dedin sen?
Ne yaptık, dedim?
Evet, sen yaptın.
Şimdi, soru şu.
Kesinlikle kendimize sormamız
gereken soru şu.
"Biz ne yaptık?
" Neden bize anlatmıyorsun.
Ne yapmışız?
- Sadece evlenmek istiyorum.
- Kesinlikle!
- Tam benim düşüncem.
- Neymiş senin lanet
düşüncen?
Seninle konuşmuyorum,
Moore.
Düşündüğün ne?
Düşündüğün ne?
Ne yaptığımızı bilmek mi istiyorsun?
Tam bir aşk böcüğüsün.
Bütün bunların, yeni
doğmuş bebekle, günbatımıyla ve şiirle
ahenk içinde güzel ve kutsal olduğunu savunuyorsun.
Hareketlerin bunu
gösteriyor.
İşin gerçeği bu,
Fisher Bu kadını seviyorsun ve
hiçbir şey kesinlikle hiçbir şey aşkın yerini tutamaz, dostum.
Hiçbir şey!
Seni seviyorum, Moore'u
seviyorum, Michael'ı seviyorum.
Arabanın içi aşk
ateşiyle dolu.
Ama bana güven, Ne
gerekiyorsa yapacağız ne pahasına
olursa olsun.
Aşk hiçbir zaman
kaybetmez.
Michael.
Michael Michael
Çok üzgünüm.
Çok üzgünüm.
Hayır, senin suçun
değil.
Senin hatan yok.
Sana yeni bir minivan
alacağım.
O zaman çocuklarını maça
götürebilirsin.
- İyi bir annesin!
- Sakin, evlat.
Senin hatan değildi.
Hayır Michael, burnuma
dikkat et.
Burnum!
Michael.
michael, hadi,
gidelim.
Tanrım!
Üzgünüm!
Üzgünüm!
Üzgünüm!
Tanrım!
Üzgünüm!
İptal mi ettin?
!
İptal mi?
Kafayı mı üşüttün sen.
Kimsenin iptal edecek
dediği yok.
Sadece biraz düzeltme
olacak.
İmkânı yok.
Hayatta olmaz!
Tartışabiliriz istersen?
Neyi tartışacağız ya?
Şu halimize bak Birbirimize girmek üzereyiz, öyle değil mi?
Yani, geri dönüşümüz
yok.
Ailem havaalanından buraya evlendiğimizi görmek için geliyorlar.
Anladın mı?
Bir masa dolusu hediyem
var şurda.
Cevap ver şuna!
Alo?
Kyle, ben Lois.
Adam'ın çalışmalarına
bakarken bir not buldum.
İtiraf gibi bir şeye benziyor.
Las Vegas'ta kadının
birine çok korkunç şeyler yapıp onu
yaktığından ve Boyd'un da işin elebaşı olduğundan bahsediyor Neler olduğunu bilmek istiyor.
Yavaş yavaş tırsmaya
başlıyorum.
- Lanetlendik.
- Hayır lanetlenmedik.
Tavrı nasıldı?
- Neye karşı?
- Sinirli miydi,
korkmuş muydu, saldırgan mıydı?
Polisi arayacağım
filan dedi mi?
Hayır, ama kesinlikle
sinirli ve saldırgandı ve bir şeylerin yanlış
olduğunu düşünmeye başladı.
Lanetlendik Tanrı bizi lanetledi!
Michael, biraz sakin
olur musun, lütfen?
Ona ne söyledin?
Adam'ın yazmış olduğu
mektup konusunda hiçbir fikrim olmadığını söyledim.
- İnandı mı peki?
- Hiçbir fikrim yok.
İnsanların sana
inanıp inanmadığını anlayabilirsin Bu belli olur.
Öyle bir yeteneğim
yok, ama tahmin yürütecek olursam bana
hiç de inandığını söyleyemem.
- Lanetlendik!
- Kapa çeneni.
- Lanetlendik!
- Kes şunu.
- Lanetlendik!
- Ne lanetlenmesi?
- Ona bir hap daha verir
misin?
- İki tane aldı bile.
İki tane daha ver o
zaman.
Lanetlendik!
Açıl susam açıl.
- Tanrım, Boyd, aşırı
dozdan öldüreceksin adamı.
- Götümü ye!
Lanetlendik!
Seni hiç sevmedim,
zaten Boyd.
Seni küçük sinsi
Hiç değişmemişsin.
Neden bahsediyorsun?
Yeme beni şimdi.
Bu şahsi saldırının nerden
kaynaklandığını anlayamıyorum.
Yalancısın.
Vegas'ta neler
olduğunu bilmek istiyorum.
Vegas'ta hiçbir şey olmadı.
Bunu bir yalancıdan dinlemek
istemiyorum Bu yüzden yalanlarını kendine
sakla, Boyd.
Fisher, Vegas'ta ne
oldu?
Hiçbir şey olmadı.
Moore?
Hiçbir şey olmadı,
lois.
Michael Bana söylemek istediğin bir şey var mı?
Michael, Lois'e
Vegas'ta hiçbir şey olmadığını söyle.
Kapa çeneni, boyd!
Sus.
Michael Michael
- Lanetlendik.
- Ne?
Lois, biz kötüyüz.
Biz çok, çok, çok Biz çok kötüyüz.
Adam yüzünden üzgün.
Hepimiz üzgünüz.
Michael, Michael,
Michael Ne yaptınız?
Şey Hiçbir şey.
Vegas'ta hiçbir şey
olmadı.
Pekâlâ, polisi
arayacağım.
Adam gibi cevap vermezseniz polisi arayacağım.
- Lütfen sakin ol,
Lois.
- Siktir git, Boyd.
- Yalnızca sakin ol,
tamam mı?
- Yetti artık.
Hiçbir şey olmadı, Lois.
Hiçbir şey olmadı.
Hiçbir şey olmadı.
Hiçbir şey olmadı.
5'e kadar saydıktan sonra
polisi arayacağım.
Sonra da neler
olduğunu öğreneceğiz.
Bir Lanetlendik!
- İki - Lütfen bu durumu - 3 - daha beter yapma, tamam mı?
- 4 - sakin olur musun?
Kahrolası polisi arıyorum!
Pekâlâ, anlaştık!
Adam bir fahişeyle yattı.
Suçluluk duyuyordu.
Evet.
- Bu doğru.
- Hayır.
İlk kez olmuyordu.
Adam Adam'ın fahişerle ilgili düşünceleri vardı.
Benim Adam'ım mı?
Adam'ım?
Hayır Buna inanmıyorum.
İnanmıyorum.
Doğru değil bu.
Adam'ım yapmaz!
Çok, çok üzgünüz.
Yalan söylüyorsunuz!
Yalancı sürüleri!
Size inanmıyorum!
Parmaklarınıza dikkat
edin.
Pekâlâ, arkadaşlar, beni
dinlemenizi istiyorum.
Şimdi, anneniz biraz dinlenecek Bunker size arkadaşlık edecek.
Her şey yoluna girecek
Söz veriyorum.
Tamam mı?
Tamam.
Telefonumu al.
Çocukları bıraktıktan
sonra Micheal'ı evine götür.
Bir kaç kadeh içirdin
mi uyuyacaktır.
Bunun iyi bir fikir olduğunu
sanmıyorum.
Dediğimi yap.
Seni ararım.
Ne yapıyorsun?
Kolları sıvama vakti geldi.
Ne demek oluyor bu?
Ne mi demek oluyor?
Delirdin mi sen?
Gerçekten Lois'e
zarar vereceğimi mi düşündün?
Tanrı aşkına, şu çocukların
annesine bunu yapamam.
Derdin ne senin?
Çok fesatsın.
Bak,üzgünüm.
Yalnızca bu
geceliğine.
Lois zor durumda, Michael
üzgün, Herkes üzgün.
Sus be!
Pekâlâ, düğünü ertelemiyorum.
Ben istemiyorum.
Tartışmaya gerek bile
yok.
Kimsenin tartıştığı filan
yok, tamam mı?
Onları evlerine
bırakıp hemen geliyorum.
Sabah erkenden pastayı
almalısın.
Başkası olsa bizim
için bunu yapmaz mıydı?
Senden başkası
yapmazdı.
Ne ?
Pekâlâ, Pekâlâ.
Neden ben Lanet olsun!
Aşağılık herifler!
Vızıltıyı duyuyor
musun, Fish?
Vızıltı mı?
Evet, sanki sanki kafamın arkasında kımıl kımıl bir
şeyler var.
Ben bir şey
duymuyorum.
Pekâlâ, Bu berbat bir
şey.
Küçükken babam bize havayi
fişek alırdı?
Fişekler!
Üçümüz dışarı çıkar fişekleri gökyüzüne doğru tutup, fırlatır ve ışık şölenini izlerdik.
Babam da hep; "Dikkat
edin.
İşte geliyor.
Dikkat edin.
" derdi.
Pekâlâ, işte geliyor.
Wah-hoo geliyor.
" Wah-hoo mu?
Wah-hoo!
Fişekler çok sıcak
olurdu sonra daha sıcak, daha da sıcak ve en sonunda fişekler iyice kızıştığında saf bir yanma meydana gelir.
Bu sadece bir saniye
sürerdi, ama olay bu saniyedeydi işte.
Olay buydu.
Babam bizi bu yüzden severdi.
- Var mısın?
- Wah-hoo'ya mı?
Kesinlikle doğru.
Demek istediğim şu: Tümüyle
yanan adam tüm güçler bir araya geliyor muazzam yanıyor harika bir ahenk.
Demek istediğim bu
işte.
Var mısın?
Sanırım.
Bu ışıltıyı arıyordum
hep.
Aradıkça aradım ama bulamadım.
Ya çoktan gerçekleştiyse?
Benim anım.
Ya gerçekleştiyse ve
ben göremediysem?
Lois?
Lois?
Adam Hayır, ben Boyd.
Sadece şunu bilmeni istiyorum
ki bana karşı olan saldırganlığın hiç hoşuma gitmedi.
Gerçekten çok alındım!
Yanlış kadına
bulaştın, aşağılık herif!
Tanrım!
Bitti, bebeğim.
Teslim olacağım.
- Olmaz.
- Düğünden sonra, tabii
ki.
Düğünden sonra, o da
sizin hatrınız için.
Bunun iyi bir fikir
olduğunu sanmıyorum Hayır, hayır, hayır,
hayır, hayır.
Anlamıyorsunuz.
Fisher'ın hatırı için.
Sizin hatırınız için Beni dinle, beni dinle Karının ve
düğünün hatırı için, tamam mı?
Anlaştık?
Ne demek istediğimi anlıyor
musun?
Takdir ediyorum.
Kendini çok yıpratıyorsun.
Hayır, hayır, hayır,
hayır, hayır.
İşim bu, tamam mı?
Bi'dur.
Kendi fişeğimi alacağım,
tamam mı?
Tanrım!
Kalk!
Elimden kurtulamazsın!
Bunu Lois ve kardeşim için yapacağım ve çocuklar için de Teslim olacağım, çünkü bütün bunlara ben
sebep oldum.
İyice düşündüm, Fish.
Neyi?
Dinle İsim düşünürseniz yani bebek için ismi Michael olsun.
Biliyor musun?
Bu olay kapanacak,
tamam mı?
Fish?
Fish?
Dediğimi anladın mı?
Alo?
Pekâlâ, anlaşmamız şu.
Hem de iyi bir
anlaşma.
Lois sakin.
Durumu sakin.
Ne demek istiyorsun?
Dinleniyor, rahatı
yerinde.
Tek sorun Micheal hâlâ yanınızda değil mi?
Evet.
Güzel.
Onu bizzat kendisi görmek
istiyor.
O, şey Acısını ailesiyle gidermeye ihtiyacı var.
Yalnızca ufak bir
aile ziyareti.
- Şimdi mi?
- Evet Geç olmadı mı?
Bencillik yapmayı bırak
da buraya gel!
Pekâlâ, beyler arabada
bekleyin.
Onu getiriyorum.
Sadece onunla yalnız
görüşmek istiyor.
Lois beni mi görmek
istiyor?
Hadi bakalım, koca
oğlan.
Hoppala!
Evet.
Kucaklanmaya ihtiyacı
var, aile kucaklaşması.
Hadi.
Bir ayağını diğerinin
önüne at işte gidiyoruz.
- Fisher?
- Ne oldu?
Bu iş bitince hamburger
yemeye gidelim mi?
Gideriz, koca oğlan.
Lois içeride.
Hadi, Michael, içeri
gir.
Biliyor musun Bir örgüte katılmak gerektiğini düşünüyorum.
Ne örgütü?
Greenpeace.
Greenpeace mi?
Evet.
Evet.
Evet.
Belki de kuzey
kutbuna, Arktike gitmeliyiz.
Dart tabancasıyla kutup
ayılarını damgalayabilirim.
Çok iyi nişancıyımdır.
Michael Lois'le aşk yaşıyor.
Bu yüzden Michael'la
Adam otoparkta tartışıyordu.
Michael Adam'ı kıskançlık
yüzünden öldürdü Lois Michael'ı reddetti.
Lois'i boğarak
öldürdü sonra da kendi kafasına sıktı.
Her zaman olan şeyler.
Bu Lois, kahrolası
Komançiler gibi dövüşüyor.
Pekâlâ, bundan nasıl
haberiniz olmaz anlamıyorum.
Geçen ay, Adam ve
Lois vasiyetlerini değiştirdiler.
İkinizin, evli bir
çift olarak arsalarının varisi olmanızı
talep ettiler bütün mal varlıkları nakit
tahvilleri ve çocukları.
Adam'ın $500,000
vadeli yaşam sigortası vardı.
Ne demek oluyor bu?
Şu demek oluyor, çocukları
yetiştirmek için 500,000 dolarımız var.
- Hayır!
- Evet.
- Hayır!
- Evet.
Aslında, hayır.
Adam son ödemesini yapmadığından
sigortası geçersiz durumda.
Fakat emeklilik
hesabında $150,000 var.
Ev de 350,000 eder.
Pekâlâ, bize ne kaldı?
150 artı 350 500,000 ediyor.
Pek sayılmaz.
Emlâk değeri düştü.
Evin değeri 100,000
eksi 3 kredi kartı minivan ödemeleri gelirler ve i.
r.
a'sı üzerine tahakkuk edilmiş vergiler Size kalan miktar aşağı yukarı 14,223 dolar.
Dalgamı geçiyorsun sen
ya?
Bunu neden yaptın,
seni küçük götlek?
Ne yapacaksın he, seni
bacaksız şey?
Hadi, vur!
Tamam, yeter bu kadar
şımarıklık.
Peki Düğün ne zaman?
Yarın.
Yarın evleniyoruz.
Yettiniz ama sizi
yaramazlar!
Yeter!
Yeter!
Bir saniye izin verin.
Yeter!
Neler oluyor?
Müşterilerinin çocukları!
Şunlara bak ya Her şey düzelecek.
Hayır.
Düzelmeyecek.
Düzelmeyecek.
İyi olacağız.
İptal etmeliyiz.
Hayır.
Hayır, edemeyiz, Hayır,
olmaz.
Düzelecek, canım Her şey yoluna girecek.
Beni seviyor musun?
Kyle Yoluna girecek diyorum.
Bir kadını öldürdük.
Neden bahsediyorsun sen?
Vegas'ta.
Michael kadının birini
öldürdü.
Michael onu öldürdü Kafasını vurdu ve kanamaya başladı.
Sonra da öldü.
Ama yapabileceğimiz hiçbir
şey yoktu.
Bu yüzden onu yaktık.
Ölen kim?
Bir fahişe.
Bir fahişeyle mi yattın?
Hayır.
Michael yattı.
Sadece bir kazaydı.
Kadın nerede?
Çölde yanmış vaziyette.
Bir fahişeyi çölde
yalnız başına mı bıraktınız?
Yalnız değil.
Boyd Boyd çılgına döndü.
Aklını kaçırıp herkesi
öldürmeye başladı.
Korumayı öldürdü.
Michael'ı öldürdü.
Lois'i öldürdü Kes artık, tamam mı?
Kes.
Bunları daha fazla duymak
istemiyorum, tamam mı?
Sana bu kahrolasıca bekârlığa
veda partisini yapmamanı söylemiştim.
Biliyorum.
- Seni uyarmıştım!
- Biliyorum.
- Seni uyarmıştım,
Kyle!
- Seni uyarmıştım!
Arkadaşlarının beş
para etmez olduğunu söylemiştim.
Biliyorum!
Üzgünüm.
27 sene bekledim, tamam
mı?
27 yıldır bu anı yaşamak için bekledim.
Buna kimse engel
olamaz.
Engel olup da kimse beni mahçup duruma düşüremez!
Bu yüzden yarın, iki
elin kanda da olsa o düğün olacak.
Pekâlâ!
Gösteri zamanı.
İki dakikamız kaldı.
Moore?
Yerini alsan iyi olur.
Marş-marş!
Dur sana bir bakayım.
Tamamdır.
İyi görünüyorsun,
dostum.
Göster onlara.
Alışılmadık bir durum
içerisindeyiz.
Eşi benzeri görülmemiş bir cesaret örneği gösterdik.
Allak bullak bir
haldesin.
Kafan darmadağın.
Ne dersen de, Kojak.
Ciddiyim.
Hayır, hayır, hayır
Burada ciddi olan benim, tamam mı?
Ciddi olan benim.
Her şeyi halleden benim.
Yahu deli gibi koşturdum
be paramı isterim!
Ne parası?
Kan parası!
Şimdiye kadar, nasıl
olduysa bana söylemeyi unutmuş olduğunuz
sigorta parası!
Sıyırmışsın sen.
Beni kazıklayacağını sanıyorsan yanılıyorsun Fish, tamam mı?
Her şeyi yedekledim.
Dokunulmazım, bebeğim!
Diskete kayıtlı her
şey, Anladın mı beni?
Kahrolası parayı
istiyorum!
Tanrım, payımı
isterim!
Zırnık alamazsın.
Kahretsin!
Lanet bir deniz
feneri gibiyim, dostum!
Senin için hep
yanarım!
Hiç sönmem!
Asla karanlık olmam!
Asla!
Yardıma ihtiyacın var.
Paramı isterim lan!
Boyd'a iki dakika demiştim.
Paramı isterim!
Düğünün güzel olacağını
mı sanıyorsun, beyinsiz herif!
Beni keklemeye
çalışıyorsun, aşağılık herif!
Boyd!
Bugün benim günüm!
Tatlım, dur!
Dur!
Dur, canım.
Pekâlâ.
Onu klozete tıkıp hemen
yukarı gel.
Nikâh şahidi olmayacak.
Direkt başlıyoruz, tamam
mı?
Olur.
Güzel.
Boyd nerde?
Tuvalette.
Başlıyoruz, tamam mı?
Sevgili misafirler Bugün, iki özel insanın, Laura ve Kyle'ın birlikteliği için burada bulunmaktayız.
Bana bunu yapamazsınız!
İki genç insanın aşk
yaşadığını görünce kendimi yenilenmiş
ve capcanlı hissediyorum, çünkü gönüller
Kalk!
yarınlara umutla dolar.
Geliyorum!
Başlayalım.
Yüzükleri alabilir
miyiz, lütfen?
Gelmek üzereyim!
Yüzükler.
Yüzükler lazım.
Bende yüzük filan yok.
Yüzükler bende!
Yüzükler Boyd'da.
Yettim Afedersiniz.
Aman Tanrım.
Olamaz Yüzükler neredeymiş?
Yüce Tanrım!
Aldım.
O zaman
başlayabiliriz.
Sen Kyle, İyi günde
kötü günde hastalıkta ve sağlıkta her
zaman ve her yerde ölüm sizi .
.
ayırıncaya kadar Laura'yı
karın olarak kabul ediyor musun?
Evet.
Ve sen, Laura, Kyle'ı Evet.
Gelini öpebilirsin.
Kızlar?
Onunla iki dakika yalnız
kalmama izin verin.
Hemen geliyorum.
Tatlım, şunu bilmeni istiyorum
ki bütün yaptıklarım seni sevdiğim ve her zaman hayalini kurduğun bu düğünün olmasını istediğim içindi, tamam mı?
Moore'la beraber o
cesetleri taşıyacaksınız.
Anladın mı, beni?
Ve de Boyd'un
cesedini de onlarla birlikte yakacasınız.
İşin gerçeği ne, biliyor
musun?
Moore'u da onlarla birlikte
gömecek olman.
Benden Moore'u öldürmemi
mi istiyorsun?
Kalan tek arkadaşının
o olduğunu biliyorum ama raydan çıkıyor.
Ve sen de koca
oğlanlar gibi sifonu çekmeye başlamak
zorundasın.
Anladın mı?
Laura?
Ne var be!
Biliyorsunuz Kızlar, dinleyin İki dakika, lütfen.
Özürlerimi iletin.
İşinize bakın.
Yılanın başını küçükken ezeceksin.
Yılan mı?
Ne yaparsan yap umrumda
değil, yeter ki ondan kurtul.
Çölde bitir işini.
Onu öldürmemi mi istiyorsun?
- Beni seviyor musun?
- Evet.
- Seviyor musun?
Beni seviyor musun?
Beni seviyor musun?
Yapacak mısın?
Laura!
Ne var be!
İki dakka müsaade edin
demedim mi size!
Şeyi düşünüyorum.
O gün söylediğin şeyi Duayı.
Bütün bu beladan içimdeki
iyi tarafı ortaya çıkarmak konusunda.
Bunun çok doğru
tarafları olduğunu düşünüyorum.
Bazı seçenekleri gözetiyorum.
Bu büyük birader
olayına girmek istiyorum.
Evet.
Siyah olanını
istiyorum.
Küçük siyah bir
kardeş.
Bu büyük bir sorun, bana
öyle geliyor anlıyor musun?
Irk entegrasyonu olmadan,
bu büyük bir sorun.
Öyle değil mi?
Kyle?
Beni seviyor musun?
Bunun son olması gerekir.
Evet.
Çünkü gelmek
istediğim nokta bu, tamam mı?
Demek istediğim işte
bu.
Büyük fırtına
olduğunda bütün ormanlar yerle bir
olduğunda bütün kayalar düştüğünde ve bütün yapraklar döküldüğünde, geriye ne
kalır?
Ne kalır?
Küçük ağaçlar.
Fırtınanın göremediği
küçük arkadaşlar.
Minnacık küçük
arkadaşlar.
Pekâlâ, çocuklar,
izcinin yeminini dinleyelim.
Hadi, çocuklar, Bir
kez daha dinleyelim.
İzci iyidir.
Bir izci büyük zorluklarla
karşılaşır İzci tutumludur kara gün için para biriktirir.
İzci sıhhatlidir zihnini ve vücudunu temiz tutar.
Evet.
Haydi, izcinin selamını
görelim.
Hayır!
Yapmayın, izcinin selamını
görelim.
Evet.
Siktir!
Canı cehenneme.
Hadi, elini ver.
Yardıma ihtiyacım yok!
Bana uzanamazsan yardım
edemem.
Rahat bırak beni!
Yeni annen geliyor.
Yeni annen Hadi.
Hadi.
Şimdi.
Başaracağız.
Duygularımızdan bahsedelim.
Senden ve cadaloz karından
nefret ediyorum!
Kendi değneğini
kullan, özürlü herif!
Lütfen banyoyu temizle.
Duygularımızdan bahsedelim.
Nasıl hissediyorsun?
Ufak bir yardıma ne
dersin?
Nefes alamıyorum, götlek!
Biraz yardım, lütfen?
Kalk üstümden, özürlü
herif!
Azıcık yardım?
Canım, tekerlekli
sandalyeye binmeme yardım eder misin?
Tatlım?
Yardıma ihtiyacım var.
Sorun yok, senden kaçmıyor.
Yardım et, canım.
Konuşmak ister misin?
Çeviri: Gökhan Akca||
« Prev Post
Next Post »