Print Friendly and PDF

Translate

Tuhaf Günler (1995) Strange Days

|


145 dk

Yönetmen:Kathryn Bigelow

Senaryo:James Cameron, Jay Cocks

Ülke:ABD

Tür:Aksiyon, Suç, Dram

Vizyon Tarihi:26 Nisan 1996 (Türkiye)

Dil:İngilizce

Müzik:Graeme Revell

Oyuncular

Ralph Fiennes

Angela Bassett

Juliette Lewis

Tom Sizemore

Michael Wincott

Özet

1999 yılında‚ yeni milenyuma geçişin arifesinde‚ batı toplumu yarı anarşik kontrolden çıkmış bir hayat yaşamaktadır. Kendi geçmişinin hayaletlerinden kurtulamayan Los Angeleslı genç bir polis eskisi olan Lenny Nero‚ şimdi artık kısaca klip denilen‚ başkalarının yaşadığı anıların satıldığı karaborsanın simsarlarından biridir. Kaybettiği eski kız arkadaşı Faith ile olan kendi kliplerinin de bağımlısıdır. Los Angeles polisinden iki dedektif‚ Lennynin elinde bulunan bir klibi ele geçirmek için hayatını cehenneme çevirir. Yılbaşı kutlamaları yaklaşırken‚ bu esrarengiz klip Lennyyi umduğundan daha büyük bir komplonun içine itecektir. Kathryn Bigelowun kendi filmografisi adına bu sıradışı sayılabilecek yakın gelecek bilim kurgusu‚ görsel olarak baştan çıkarıcı olmanın yanısıra‚ meraklıları için hafif bir siber punk lezzeti de sunuyor. Tuhaf Günler‚ sürükleyici ve uzun finaliyle de izleyende bir tatmin duygusu bırakmayı biliyor.

Altyazı

Hazır mısın?

  Evet, başlat.

  İşte bu.

  İşte bu!

  Mükemmel.

  Kayıttayım.

  Sen delirdin mi?

  Şunu indirene kadar beklesene.

  Beni teşhis mi ettireceksin!

  Bas şu gaza!

  Lanet olsun, seni aşağılık serseri.

  Seni korkak tavuk!

  Bana korkak deme!

  Yoksa seni teşhis ettiririm!

  İşte, al şu silahı.

  Bu bok parçasını mı?

  İnanılır gibi değil.

  Acaba bu dolu mu?

  Ben otomatiği istiyorum.

  Piç kurusu.

  Dokunma bana öyle!

  Canın cehenneme!

  Ha ha ha!

  Hemen sağda.

  Sağa dön.

  Pekala, sakin olun.

  Sakin olun!

  Sağdan, sağdan.

  Gidiyoruz.

  İşte burası.

  Şşşt.

  Sakin olun.

  Bir.

   iki.

   üç.

   gidelim!

  Hadi!

  Hadi!

  Al şunu içeriye!

  Başlarınızı yere eğin!

  Aah!

  Yere dedim!

  Lanet olası beynini patlatırım!

  Bu bir soygundur!

  Eller yukarı!

  Sen, arka tarafa git.

  Eller yukarıda!

  Hayır.

  Hayır.

  Seni sürtük nereye gidiyorsun?

  Şuraya geç.

  Şuraya.

  Kahrolası parayı ver!

  Sen!

  Aç su lanet kasayı!

  Ölmek mi istiyorsun piç kurusu?

  Tamam.

  Lütfen ateş etmeyin!

  Nerede bu lanet olası para?

  Burada işte!

  Bize ateş etme!

  Bu taraftan.

  Tamam.

  Kıpırda!

  Hadi adamım kıpırda!

  Ölmek mi istiyorsun?

  Hadi, hadi!

  Dön önüne, seni aşağılık Çinli.

  İçeri gir!

  İçeri gir seni aşağılık herif!

  - Parayı aldın mı?

  - Evet.

  Seni piç kurusu, ne yaptığını zannediyorsun?

  Hadi, gidelim!

  Parayı aldın mı almadın mı?

  Ne kadar?

  Bu polis!

  Kahretsin!

  Ben gidiyorum.

  Lanet olsun.

  Bu taraftan.

  Hadi, beni takip et!

  Hadi adamım, kaç!

  Lanet olası kapılar kilitli!

  Hadi!

  Polisler nerede?

  Canın cehenneme!

  Sen ne yapıyorsun?

  Kaç adamım, kaç!

  Kahretsin!

  Dur!

  Bırak şu lanet olası silahını!

  Hadi!

  Hemen arkamızdalar.

  Lanet olsun!

  Hadi, oh kahretsin!

  Koş adamım, koş!

  - Hadi.

  - Kaç.

  Aaah!

  Hadi!

  Hadi, atla!

  Bu çılgınlık adamım.

  Hey, sen orada kal!

  Hadi, elimi tut!

  Öleceğim!

  Tutun bana adamım!

  Seni orospu çocuğu!

  Aah!

  Allah kahretsin.

  Snuff'larla ilgilenmediğimi biliyordun.

  Sakın kalp krizi falan geçirme.

  En azından beni uyarabilirdin!

  Bu fazlasıyla gerçekçiydi.

  Tanrı aşkına, bu bütün bir gününü mahvetmeye yeter, Tick.

  Üzgünüm.

  Nasıl oldu da polisler bunu delil olarak almadılar?

  O kadar kanın içinde peruğu görmemişlerdir.

  Peruğun altındaydı işte.

  Bu eline nasıl geçti?

  Bazı bağlantılarım var, Lenny.

  Bir kaç sağlık görevlisiyle anlaşma yaptım.

  Beni çağırdılar, ben de gidip onu morgdan aldım.

  Bu klip bir servet değerindedir öyle değil mi?

  Tick, umudunu kırmak istemem  ama bu tür ürünler almıyorum.

  Bunu sen de biliyorsun.

  Sana son kısmını kırpmak şartıyla 4 kağıt veririm  ama müşterilerim bundan hoşlanmaz.

  Sen delirdin mi.

  En iyisi son kısmı.

  Koşturan zavallı insanlar, patlayan silahlar!

  Büyük siyahın içine girdin sen.

  Black-jack klipleriyle ilgilenmiyorum.

  Tedbir aldım.

  Etik kurallarım var.

  Ne zaman başladı peki bu?

  İnsanlar bunu görmek istiyor.

  Bunu sen de biliyorsun.

  O halde başkasına parala.

  Lenny, Lenny.

  Teybi tamir etmem lazım, bazı borçlarım var.

  Baş kısmı kanla kaplı.

  - Çek şunu gözümden.

  - En azından 6 kağıt ver.

  Bu harika bir klip.

  Seni büyük bir heyecana sürüklüyor.

  İlk bölümü güzeldi  tabii daha önce verdiğin pembe dizileri saymazsak.

  Bu kadar yüzsüz olma.

  Sana hep bir seçme hakkı verdim.

  Buradaki ucuz saçmalıklar gibi mi?

  Erkek arkadaşıyla dövüşen kızlar falan.

  Bunlar deneme amaçlı olur ancak.

  Uykumu getiriyorlar.

  Lenny, sen bana hep dersin ki  Bana sokak hayatını getir, gerçek hayatı getir  Bir adamın sıradan ve umutsuz yaşamı  başka bir adam için renkli bir dünyadır.

  Öyle mi derim?

  Her zaman.

  Bu çok güzel bir alıntı.

  5 kağıda alıyorum.

  Hemen hazırla tamam mı, Mutlaka bir talipli çıkar.

  Kullanıcılar için hiçbir şeyi kırpmak zorunda değilsin.

  Evet, sonunda anladın.

  - Pekala.

  - Başka neler var bakalım?

  Bu gece biraz tuhaf geçiyor.

  Saat 02:00 sularında tarih 30 Aralık 1999.

  Yeni bir yüz yıla sadece bir kaç saatimiz var.

  Jer, selam.

  Parayı yarın bırakacağım.

  Önümüzdeki gün son.

  Şu an işler biraz karışık.

  Yalan mı?

  Yo, sana asla yalan söylemem Jer.

   Haksız değilsin.

  Haksız değilsin.

  Geri zekalı.

  Dan, yeni yılı kutlayacak mısın?

  Sanmıyorum.

  Yani bunu neden yapayım ki?

  Yeni yılda değişen bir şey olmayacak.

  Ekonomi berbat durumda.

  Benzin fiyatları uçmuş durumda.

  Beşinci sınıf öğrencileri okullarda birbirlerini vuruyorlar.

  Dünya batmış durumda.

  Biz neyi kutluyoruz böyle?

  Klibi çektin mi.

  Pazartesiye kadar getir.

  Müşterim bir erkek ve iki kız istiyor.

  Erkeğin üzerinde  Evet.

  Hayır, biliyorum.

  Orjinal olmasını istiyor.

  Kızlar genç olacak tamam mı?

  Her zaman yaptığın gibi anneni kullanma.

  Evet, senin de ananı  Kim arıyordu!

  Şu an yayındasınız.

  Ben Dewayne.

  Polise yeni yıl için çözüm önerilerim var.

  Bakın polis dostlarım, en iyisi 2K ile bir işe başlayın.

  2K mi?

  O da ne?

  2K.

  Büyük 2000.

  Yarın gece gelecek hani.

  Eskiler out!

  Yeniler in!

  Değil mi adamım her yeni haber iyi değildir.

  Biz kendi başımıza onu alıp yenileyeceğiz.

  Tarih burada başlayacak.

  Dewayne- Buradan seslenmek istiyorum Sizi- Yayındasın, Lori.

  İncili okuduğunuz zaman  başka bir bin yıl olmadığını görürsünüz.

  İncil'de söylenilenlere göre son günlerimizi- Son günlerimiz mi?

  Kıyametten mi coşkudan mı?

  Bize işaret verildi.

  Savaşlar ve savaş söylentileri  O halde dünyanın sonunun gelmesi için  ne kadar vaktimiz kaldığı belli, öyle değil mi?

  - Yani yeni yıl tam gece yarısında?

  - Evet, öyle.

  Peki L. A.  saatine göre gece yarısı mı  Yoksa doğu zaman dilimine göre mi, yoksa ne?

  Tanrı hangi zaman diliminde yaşıyor?

  Dualarım hepiniz için.

  Pekala.

  Bu işime yarar.

  Dinle, o kadar da kötü değildi  ama, bir dahaki sefere gözlerini daha yavaş oynatmalısın tatlım.

  Daha yavaş.

  Sanki gözlerinle sevişiyormuşsun gibi.

  Tam olarak anlamam lazım.

  Bana, kafama bir ağ takıp bir kaç piliçle düzüşmem şartıyla  200 dolar mı vereceksin?

  Bunu bir düşünmem lazım.

  Şu sensörleri bir takalım.

  Umarım yağlı saçların  SIKPA alıcılarını bozmaz.

  Bu SIKPA saçmalığı da neyin nesi?

  Süper iletken kuantum parazit aracısı-SIKPA Başına yerleştirmiş olduğum alıcı, kayıt aracına sinyal gönderir.

  Biz buna "kablo bağlantısı" deriz ama ortada kablo falan yok.

  Kayıt aracını 5-10 metre yakınında tutmalısın.

  Cebinde, yatağın altında, sana yakın olan her yerde.

  - Anladın mı?

  - Evet.

  Teybin kayıt süresi yarım saattir o yüzden acele et.

  Uzun süre bekleme.

  Senden bir sanat eseri istiyorum.

  Endişelenme.

  Halledeceğim.

  - Anlaştık mı?

  - Sorun değil.

  Harika görünüyorsun.

  Güzel.

  Güzel görünüyorsun.

  Aah!

  Lanet olsun!

  Çekilin!

  10-17 zanlıyı yakaladın mı?

  Negatif.

  Zanlı, siyah erkek.

  35-40 yaşlarında.

  Çaresine bakarız.

  - Orada!

  - Kaçma, seni sürtük!

  Seni lanet fahişe!

  Kahretsin!

  Kahretsin!

  Lanet olsun.

  Şuna bak!

  Selam, ben Lenny.

  Aklından geçeni söyle.

  Lenny Lanet olsun, neredesin?

  Yardımına ihtiyacım var.

  Telefonu aç, lütfen.

  Hadi, aç şunu.

  Lenny, aç şu lanet olası telefonu, hadi!

  Peki, sonra ararım.

  Nasıl yaptığımı seyret.

  Sen iyi misin?

  İyi gidiyorsun, bir tanem.

  Çok iyi görünüyorsun.

  Faith, geri gel.

  İyi misin?

  Yardıma ihtiyacın var mı?

  Tatlım, çok iyi gidiyorsun.

  Oh!

  Lenny  Özür dilerim.

  Ha ha ha!

  Özür dilerim bebeğim.

  İyi misin?

  - Nasıl hissediyorsun?

  - Şanslı.

  Kurula beni.

  Seyredecek misin, yoksa yapacak mısın?

  Seyredip göreceğim.

  Çok güzelsin.

  Gözlerini seviyorum, Lenny.

  O bakışlarını seviyorum.

  Yeni yıl arifesi, 1999.  Yüz yılın partisi olacağından bahsediliyor  ama en görkemlisi olacağı kesin.

  Daha önce bu kadar yoğun hazırlıklara rastlanmamıştır  faka bu hazırlıkların dikkate ve güvenliğe ihtiyacı var  Kazaların olmasını istemeyen LAPD ise  bu güvenliği sağlayanlardan biri.

  Hollywood çevre yolunda iki erkeğin cesedi bulundu  ölenlerin, bir rap müzik grubunun üyeleri.

  Jeriko One ve 'Replay' adıyla bilinen James Polton olduğu belirlendi.

  Polisler iki adamın infaz şeklinde öldürüldüğünü  raporlarında belirttiler.

  Aynı zamanda kimliği belirsiz bir kadın cesedi  ölenlerin yanında bulundu, ve bir kaç el ateş edildiği tespit edildi.

  Polis, cinayetin bir çete savaşı sırasında gerçekleşmiş olabileceğini belirtti.

  Grubu 'Prophets of Light' ile  Jeriko One'ın politik eleştiri ve şiddet dolu şarkıları  ülke çapında büyük ayaklanmalara yol açmıştı.

  Bu arada, astrologlar gelecek yüz yıl için  tahminler yürütmeye devam ediyorlar.

  Yaptıkları bazı tahminler ise inanılır gibi değil.

  Muammer Kaddafi, Nobel Barış Ödülü ile onurlandırılacak.

  Türkiye, Ermenilere ölüm tazminatı ödeyecek.

  2025 yılında ikinci bir kadın başkan göreve gelecek

 - Hey, Lenny.

  - Nasıl gidiyor, ahbap?

  Hey, dostum.

  Keith.

  - Keith sen misin?

  - Evet.

  Merhaba.

  Lenny.

  Lenny Nero.

  Telefonda konuşmuştuk.

  Merhaba.

  Pekala.

  Üstüne alınmanı istemem ama sormak istedim; sen polis misin?

  Anlıyorum.

  Hayır değilim.

  Sen avukatsın, öyle değil mi?

  Doğru.

  Tassel marka ayakkabılar.

  Eğlence dünyası, daimi müşterilerimdendir.

  İnsanların isteklerine kulak vermek, zevklerini belirlemek  benim görevimdir.

  Pekala, söylesene daha önce bir deneyimin oldu mu?

  Alıcılardan kullandın mı?

  Hayır.

  El değmemiş bir beyin.

  Birazdan ilk tecrübeni yaşayacaksın.

  Ama önce biraz süre verip, bildiklerinden bahset.

  Okuduklarıma göre  Bu teknoloji hükümet için  iletişim amacıyla geliştirildi, şimdi ise karaborsaya düştü.

  Doğru, pekala  biz bu konuşmayı hiç yapmadık, tamam mı?

  - Tamam, kesinlikle.

  - Güzel.

  Peki bana şu teyplerden de verecek misin?

  Sana bir teyp sağlarım ama.

  Asıl işim yazılım.

  Klipler, değil mi?

  Klipler, evet.

  Bak, burada ne konuştuğumuzu gerçekten anlamanı istiyorum.

  Bu TV'ye benzemez.

  Daha gelişkindir.

  Hayatın kendisidir.

  Bir insanın hayatından kesitlerdir.

  Katıksız ve sansürsüzdür, direkt beynine etki eder.

  Orada olursun, dokunursun.

  Görürsün, duyarsın.

  Hissedersin.

  Ne gibi şeyler mesela?

  Her türlü şey.

  Ne istersen yapar, kim olmak istersen olursun.

  Hiç evini terk etmeden kayak yapmak ister misin?

  ama bahse girerim senin gibi bir beyefendi  kayak için Aspen'a uçmak ister.

  Bu senin ilgilendiğin şey değil.

  Bu  Bu tür şeyler sana hafif gelir.

  Yasak elmayı istersin, değil mi?

  Elinde bir a357 Magnum ile likör dükkanına dalmak  o adrenalini hissetmek; katıksız heyecan yaşamak istersin, değil mi?

  Ya da, şurada Filipinli sevgilisiyle takılan adamı görüyor musun?

  Yirmi dakikalığına, o adamın yerinde olmak istemez miydin?

  Tam yirmi dakika.

  Bunu sağlayabilirim  ve evlilik yüzüğünü saklamak zorunda kalmazsın.

  Kulağa hoş geliyor.

  İstediğin her şeyi sana sağlayabilirim.

  Ne istersen.

  Benimle konuşman yeterli.

  Bana güvenmeni istiyorum.

  Artık senin rahibinim.

  Ruh doktorunum.

  Ruhlar santraline giden ana bağlantınım.

  Ben Sihirli Adam'ım.

  Bilinçaltının Noel Baba'sıyım.

  Söyle, düşün ve ona sahip ol.

  Bir kız mı istersin?

  Belki de iki kız istersin.

  Fantezilerin, meraklı olduğun şeyler neler bilmiyorum.

  Bir erkek mi istersin?

  Belki de bir kız olmak istersin.

  Nasıl olduğunu düşünebilir misin.

  Bir kız olmanın.

  Nasıl olduğunu hissetmek ister miydin?

  Belki de bir rahibenin seni bağlamasını isterdin.

  Hepsi mümkün.

  Ücret hakkında konuşalım.

  Ücretimize geçmeden önce, Bir denemeni istiyorum.

  Yanımda bir teyp var.

  - Burada mı deneyeceğiz.

  - Ofisime geçelim.

  Duş alan 18 yaşında genç bir kızdın.

  Olasılıkları görmeye başladın mı?

  Hey.

  Lenny nerede?

  - Arkada bir iş görüşmesi var.

  - Oh.

  Bir dahaki seferi bu işi gizli bir yerde konuşalım.

  Çekinmene gerek yok.

  Polislerin bizle uğraşmaktan çok yapacakları daha önemleri işleri var.

  Ya, öyle mi?

  Ellerini başının üstüne koy seni teknoloji budalası!

  Defol git buradan!

  Max, o müşterimdi!

  Bu hiç te komik değil.

  Geri zekalı.

  Hanım evladının suratındaki ifadeyi gördün mü?

  Neredeyse altına edecekti.

  Komik olabilir ama bu bana pahalıya patladı.

  Yapma amigo, bu dünyada sana müşteri mi yok!

  Kimse senin yaptığın gibi onlarla konuşamaz, dostum.

  Sen aşağılık bir fareyi bile evlenmeye razı edebilirsin.

  Evet, edebilirim.

  Sana bir içki ısmarlayayım.

  Bobby!

  Bobby!

  İki duble Tekila, lütfen.

  Meksika usulü olsun.

  Lenny için en iyisini yaparım.

  Ne de olsa emniyetten kovulmuş en iyi polis.

  - Canın cehenneme - Ha ha ha!

  Evet, güzel kravat.

  Sağol, Max.

  Hep böyle serseri gibi giyinmek zorunda mısın?

  Bu kravat senin tüm gardırobundan da pahalıya patladı.

  Hiç belli etmiyor.

  Tek bir şey  beni bu ortamlardan ayrı tutmaya yarar.

  Bu ortamda  bir kaç kuş gelip kafana sıçarsa. sana tüm gününü zehir edebilir.

  Sen şanslıydın, Max.

  Hem de ne şanslı.

  Her sabah başıma dayatılmış bir silah  ve asla yeterli olmayan emekli maaşımla uyanıyorum.

  Kahretsin!

  Daha önce bu kadar da şanslı değildim.

  Bobby, bir tane daha.

  Son zamanlarda Faith'i gördün mü?

  - Artık aramıyor.

  - Anlıyorum.

  Tabii, Faith senin gibi bir adamın sahip olmayı.

  isteyebileceği en seçkin kızlardan biriydi  seni terk ettiğinde aşağılanmış olabilirsin  ama artık gittiğini kabullenmen gerekiyor.

  Sağolun, Peder.

  Merhametinize duacıyım.

  Sadece seni böyle güçsüz görmeye dayanamıyorum.

  Biz arkadaşız.

  Artık kusmaya başlayacağım.

  Hey, lris.

  İyi misin sen?

  Seninle konuşmam lazım.

  Çok önemli.

  Ne oldu tatlım?

  Birileri sana kabalık mı yaptı?

  Hayır.

  Özel konuşmamız lazım.

  Lütfen.

  Başım belada.

  Faith'in de öyle.

  İşte sihirli sözler.

  Benimle arabana doğru gelir misin?

  Görmen gereken bir şey var.

  Neler oluyor?

  - Durum çok vahim.

  - Ne?

  Beni yakalarlarsa  Kim?

  Lanet olsun!

  Hey!

  Bekle, o benim arabam!

  Artık değil.

  Bundan böyle bankanın.

  - Bir saniye bekle.

  - Oooh.

  Harika.

  İki milyon yıllık insan evrimin  gelebileceği en son noktayla bana karşı koyuyorsun.

  Arabayı çekmen için ne kadar ödüyorlar?

  200?

  250?

  Ben sana 350 öderim.

  - Üzerinde nakit var mı?

  - Çek yazabilirim.

  Görüşürüz.

  Tamam anlaştık.

  Bunu nakite çevirebilirim.

  Gidip içeride nakite dönüştüreceğim.

  Bana sadece iki dakika ver.

  Bak, teminat olarak sana saatimi verebilirim.

  Rolex'tir.

  Hemen döneceğim.

  İki dakikada.

  İki dakika?

  Orospu çocuğu.

  Ne oldu gene arabana?

  Anladın mı Lenny.

  Eğer sen de silah doğrultsaydın.

   adamla anlaşmanız daha kolay olurdu.

  Bobby, şunun sesini aç.

 

 Bizi izleyip, her şeyi alıyorsunuz

 Ve acımızı anlamak istemiyorsunuz

 İhbar edeceğiz hepinizi

 Acıdan yerlerde süründüreceğiz

 Kızılı, beyazı, maviyi seversiniz

 Ama siyahtan nefret!

  nefret!

  edersiniz

 Bunu bir düşünmemi mi istiyorsunuz

 Bunu ben kendim yaptım

 Aldığım uyuşturucular da

 Ateşlediğim silahlar da

 Hepsi sizin yüzünüzden oldu

 Asla rüya görmem, çünkü

 Kabus gibi bana bu hayat

 Kabus gibi bana Amerika

400 yıldan beri

Sizce nasıl mı hissediyorum?

  Aynı Jeriko gibi.

  Onun her zaman yanındayız.

  LAPD kendi insanlarına karşı koyan  askeri bir güç haline geldi.

  Artık bir polis devleti olduk  - Hey, Macey.

  - Şşşt.

   sosyal kalkınma programları artık işe yaramıyor.

  Titanik'teki kamaraları yeniden düzenliyorlar.

  Artık yeni bir dönem başlıyor.

  2K geliyor.

  Artık hesaplaşma günümüz geldi.

  Tarih  burada sona erip  burada başlıyor  hemen şimdi!

  Şerefe!

  Sona eren her şey adına!

  Dünyanın sonunun geldiğini nereden biliyorum, biliyor musun?

  Hayır.

  Söyle.

  Çünkü yapabileceğimiz her şeyi yaptık  Her çeşit müzik türü denendi  her çeşit hükümet   her çeşit saç stili denendi  Püsküllü, kahküllü, her çeşit!

  Yapacak ne kaldı ki.

  1000 yılı daha nasıl geçireceğiz.

  Söylemedi demeyin, artık bitti.

  Her şeyi tükettik.

  Haftanın kötü haberi ne?

  Arabamı çektiler.

  Bu sıralar bankaların yaptığı bilgisayar hataları çok çirkin.

  Sen de fark ettin mi?

  Hayır, çünkü ben ödemelerimi peşinen yaparım.

  Ee, Max Pelter, P. I.  işleri nasıl gidiyor?

  Berbat.

  Ama şu yeni logoyu yaptırdığım zaman 

Ben şu aşağılık herifi izlemek istiyorum.

  Hey, bir açıklama yapacak mısınız?

  Neden Jeriko One için yeterli güvenlik önlemleri alınmadı?

  O her zaman kendisi için yeterli olan önlemleri almıştı.

  Hayatının bu kadar sıkı denetlenmesi pek hoşuna gitmezdi.

  Neden ona aşağılık dedin?

  Onun için kim Lenny'i terk etti biliyor musun?

  - Faith, bu herif için Lenny'i mi terk etti?

  - Ona Faith deme.

  Lenny'i, etrafında biri "F" harfiyle başlayan bir şey söylerse  yatıştırmak çok güç olur.

  Şşşt.

  Bir arkadaşımı, herkesin düşündüğünden de  çok cesareti olan bir insanı kaybettim.

  - Eğer araban yoksa.

   - Hadi gidelim!

  Canım cehenneme!

  Bay Lenny'nin şoförü.

  Büyük bir gece olacak.

  Hissedebiliyor musun?

  Havadaki enerjiyi.

  Kazanılacak paralar, satılacak rüyalar var.

  Seyyar satıcılar gibi konuştun.

  Bu tür fikirlere kapılma.

  Ben deneyim satıyorum.

  Kendimi bildim bileli insanlara yardım etmeye çalışıyorum.

  Bazen bir hayat kurtarıyorum.

  Bu kısmı dinlemek istiyorum.

  Herkes, karanlık bir sokağın sonuna kadar yürümek ister.

  İşte biz buyuz.

  Artık risk falan kalmadı.

  Sokaklar savaş alanına döndü.

  Seks seni öldürebilir.

  Tüm arzularını gerçekleştirip istediğine sahip olabilirsin  gerçeğine yakın ve daha güvenli olarak.

  Porno.

  Bununla yüzleş.

  İnsanlara porno satıyorsun.

  Bu çok sert bir eleştiri.

  Müşterilerim profesyonel; zevkleri olan insanlar.

  Bazı ünlüler de var.

  - Kim bu ünlüler?

  - Şu haberlerdeki adam.

  - O hava durumunu sunuyor.

  - Bu da sayılır.

  - Hey, La Cienega'yı geçtin.

  - Oraya gitmiyorum.

  Orası kulübe giden en kestirme yoldu.

  Orada işlerim var.

  Bazı insanlarla buluşacağım.

  Mace, sen benim dostumsun.

  Ayrıca bu gece kazandığımın %25'ini sana veririm.

  Bunu anlaman çok güç olabilir belki  ama arkadaşlar birbirlerinden karşılık beklemez.

  - Faith şarkı söyleyecek.

  - Bunu bilmeliydim.

  Bak  12 saattir çalışıyorum.

  Biraz uykuya ihtiyacım var.

  St.  James Kulübü'nden son müşterimi alacağım.

  Seni o civarda indiririm sonra da taksiye binersin.

  Taksiye mi?

  Beni gören olabilir.

  Hemen şuraya çekim madam.

  Hey!

  Şuraya çekin.

  Kahretsin Lenny, senin yüzünden geciktim.

  Müşterinin adı ne?

  Onu bulabilirim.

  - Fumitsu.

  - Fumitsu?

  Fumitsu.

  Fumitsu.

  Arabanızı burada bırakabilirsiniz.

  Oh, kahretsin.

  - Nero.

  - Strickland.

  Komiser Strickland.

  Kariyerimi bitirdiğinizden beri size "efendim" diye hitap etmiyorum.

  Bu hayatın küçük zevklerinden biri.

  Kendi satış bölgenden biraz uzakta değil misin?

  Buraya yakın bir arkadaşım, Bay Fumitsu tarafından davet edildim.

  Hemen şurada.

  Düş kırıklığına uğramayı sevmem, Nero.

  Beni düş kırıklığına uğratan nedir biliyor musun?

  Seks hayatın mı?

  İzninle.

  Bay Fumitsu.

  Leonard Nero, BLS Limuzin ve Güvenlik Servisi'nden.

  Güvenliğinizi sağlaması için en iyi şoförlerimizden  biri olan Lornette Mason'ı görevlendirdik.

  Kendisi bir yakın dövüş ve güvenlik uzmanıdır.

  Tabii ki arabamız da kurşun geçirmez ve tam teçhizatlıdır.

  Ben de, periyodik sürücü değerlendirmesi dahilinde size eşlik edeceğim.

  İzin verirseniz, tabii ki.

  Bunu, VIP müşterilerimize en değerli  misafirlerimiz olduklarını temin etmek için yapıyoruz.

  İyi akşamlar, Bay Fumitsu.

  Lütfen başınıza dikkat edin.

  Afedersiniz, Bay Nero.

  Afedersiniz efendim!

  Sen ne yaptığını sanıyorsun?

  Seninle geliyorum.

  Başıma bela olmadan duramıyorsun.

  Gazla.

  Siz polis misiniz?

  Hayır.

  Güzel.

  Hiç daha önce klip denediniz mi?

  Klip mi?

  En son teknoloji.

  Oh.

  Bu çok iyi.

  Şuna bir bakmanızı tavsiye ederim.

  Evet.

  Bunu seveceksiniz.

  - Eliniz de daha var mı?

  - İstemediğiniz kadar.

  Gerçekten, istemediğiniz kadar.

  Ha ha ha.

  Hey!

  Ceketime dikkat et.

  Armani'den aldım.

  Kızdın mı?

  Arabama bu saçmalığı getirmemeni söylemiştim.

  Yürüyerek git!

  L. A. 'de mi?

  Sen delirdin mi?

  Girebilir miyim?

  Sürmeye devam edersen beni öldürürsün!

  Çantama ihtiyacım var.

  Hala içeride.

  İki yetişkin gibi konuşabilir miyiz biraz?

  Bir daha olmayacak.

  Tamam mı, bana dersimi verdin.

  Bu beynime kan gitmesini engelliyor.

  Umurunda mı?

  Macey.

  Bir şey yok.

  İki dakikada döneceğiz.

  Bu karakteristiksizce bir şey Bayan atar damar.

  Sabrımı taşırıyorsun!

  Neredeyse müşterimi kaybediyordum.

  Kovulabilirdim.

  - Hala arkadaş mıyız?

  - Bilmiyorum.

  Arkadaşlık daha çok bir insanın.

   ötekine iltimas göstermesi demektir.

  Ben arkadaşlarımı aptal yerine koymam.

  Ama senin tek yaptığın çevirdiğin dolaplarla insanları kandırmak.

  Hala dost muyuz?

  Vaktimi bir sonraki lafının ne olacağını  düşünmeme neden olarak harcama.

  - Beni dinliyor musun?

  - Evet.

  Lenny, yerinde duramıyorsun, sürekli oradan oraya koşturmaktan zayıf düşmeye başladın.

  Bunun farkında değilsin.

  Bu senin beynin, onunla ne yaparsan yap.

  Ama seni koruyamam.

  Beni anlıyor musun?

  Çocuğum var, kira ödüyorum  eski kocamın ise azıcık yardımda bulunmaktan  yapacak daha önemli işleri var.

  Bunlara karşı direnmeye çalışıyorum.

  Biliyorum, eğer beni önemsemiyor olsaydın böyle konuşmazdın, değil mi?

  Teşekkürler Mace.

  Gerçekten.

  Fumitsu ile gidiyorsun ve bu mevzuyu kapatıyoruz.

  Sizi Templars'a 10 dakika içinde ulaştıracağız.

  Beklettiğimiz için özür dileriz.

  Planımı değiştirdim.

  Denetçiniz "Retinal Fetish" adında mükemmel  bir kulüp tavsiye etti.

  La Cienega'da.

  Peki, efendim.

  Keyfinize bakın Bay Fumitsu.

  Ben eşlik ederim.

  Teşekkürler.

  Pekala, gelin.

  Afedersiniz.

  Afedersiniz.

  Afedersiniz.

  Selam, Lenny.

  Bu, arkadaşım Bay Fumitsu.

  Ona göz kulak olur musun?

  Temiz.

  Geçebilir.

  Bu beyefendiyle ilgilenir misin?

  Teşekkürler.

  Görüşmek üzere.

  Selam Lenny.

  Nasıl gidiyor?

  Gant'ın takıma yeni katılmış olan şu eleman da kim?

  Wade Beemer, 96-97 sezonunda Rams'de oynuyordu.

  Kahrolası bir aygır gibi.

  Rams.

  Futboldu değil mi?

  Yok ping-pong.

  Iris seni arıyordu.

  Merhaba, Lenny.

  Tamam, Wade.

  Eski bir dostum.

  Lenny Nero.

  Eski günlerin hatırına bir kaç klip vermek için mi geldin  yoksa tatil için biraz para mı biriktirmeye çalışıyorsun?

  Sen artık müşterim değilsin.

  Ölü bir köpeğin taşşakları bile olsa sana satmam.

  İhtiyacım olan her şeyi senden aldım.

  Teşekkürler.

  Kes şunu, Philo.

  Adamın Jeriko'ya üzüldüm.

  Altın yumurtlayan tavuğunu kaybettin.

  Biraz saygı göster.

  O, önemli bir sanatçıydı.

  Şirketin için önemliydi, ama üzülmene gerek yok.

  Plakları daha çok satar ve sen de kazanırsın.

  Her zaman kazanırım.

  Faith, bir saniyeliğine konuşabilir miyiz?

  İyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.

  Sadece bir saniye konuşacağım.

  Ne hakkında?

  İkimiz hakkında Faith.

  Hoş, sen ve Faith'in arasında bir şey göremiyorum.

  Biliyor musun, bu en büyük problemin Lenny  çok hayali takılıyorsun.

  Ortada bir şey yokken varmış gibi davranıyorsun.

  İnsanların hayatından kesitler  kendi hayatından da kırık parçalar sattığın zaman  bir getirinin olduğunu zannediyorsun.

  - Faith.

  - Onu arabasına götürün.

  Ara beni, tamam mı?

  Faith!

  Beni ara!

  Zavallı Lenny.

  Onu rahat bırak Philo, tamam mı?

  Bu olanlardan sonra bir daha ne onunla  ne de bir başkasıyla konuşmana izin vermiyorum.

  Biliyor musun Philo, lanet olası bir paranoyaksın.

  Paranoya   sadece gerçeğin ikinci bir yüzüdür.

  Teşekkürler.

  Hey.

  Ne haber Tex?

  Ne haber kardeşim?

  Bu ufaklıklar henüz büyümedi mi?

  Hayır.

  Ama bir gün büyüyeceklerine eminim.

  Sana bir şey getirdim.

  Bir hediye.

  Senin için özel yaptırdım.

  Milenyumun kutlu olsun.

  Benim de sana bir hediyem var.

  Bu akşam geldi.

  Kimden olduğunu bilmiyorum.

  Hayranlarımdan bir mektup falan mı?

  Mmm.

  - Selam.

  - Selam.

  Selam, bebeğim.

  Seni özledim.

  Lenny, buradan gitsen iyi edersin.

  Iris başının belada olduğunu söyledi.

  - Iris'le mi konuştun?

  Ne zaman?

  - Bu akşam.

  Onu aylardır görmüyorum bile, ne bilebilir ki?

  O kaltağın başına kim bilir ne gelmiştir?

  Ama, o senin en iyi arkadaşındı.

  Yanıma gelebilmek için türlü  bahaneler uyduruyorsun, değil mi?

  Seni tanıyorum, Faith.

  Korktuğun bir şeyler var.

  Neler oluyor?

  Bunu barak bırak Lenny.

  Kendi başımın çaresine bakabilirim.

  Gant değil mi?

  O herif zehir gibi.

  Seni içine hapsediyor.

  Klipleri aşırı olarak kullanıyor.

  Teyplerle ilgileniyor, seninle değil.

  Bunu senden duymak çok güzel bir şey.

  Neden onu terk etmiyorsun?

  - Çünkü istemiyorum.

  - Onu seviyor musun?

  Sanmıyorum.

  Senin onun için sadece bir tutkusun.

  Ferrari gibi.

  Arkadaşlarına hava atacağı bir objesin.

  Öyle mi?

  Bazı hedefleri de var, biliyor musun?

  Ne?

  Sana kaset mi yapacak?

  Yapabilir.

  Hiç düşünemedin, değil mi?

  Faith  Faith, beni dinle.

  Sen, çok yeteneklisin, bunu sahnede fark ettim.

  Varmak istediğin hedefe roket  gibi ulaşırsın, ve ulaşacaksın da.

  Bunu biliyorum.

  Sahnede olan sensin, o değil.

  Ona ihtiyacın yok.

  Artık gitsen iyi olur.

  Philo seni görürse, canını yakabilir.

  Canım zaten yanıyor.

  Hayır ben ciddiyim.

  Deli gibi davranıyor.

  Gereğinden çok kliplerle ilgileniyor.

  Tam bir paranoyağa dönmüş durumda.

  Artık tam bir kontrol manyağı  Max'e de beni gözetlemesi için para veriyor.

  Max mi?

  Şaka mı yapıyorsun?

  Evet, neredeyse bir ay oldu.

  Lanet olsun.

  Bak, Lenny.

  Sadece Philo'dan  ve benden uzak dur.

  Beni kurtarmaya falan çalışma.

  O günler mazide kaldı.

  Artık büyüdüm.

  Değiştim.

  Beni korumaktan vazgeç.

  Korunmaya ihtiyacım yok.

  Unut artık beni.

  Sadece iyi olup olmadığından emin olmak istedim.

  Neden filmlerin, kliplerden daha iyi olduğunu bilir misin?

  Müzik gelir, isimler akmaya başlar  filmin bitmiş olduğunu anlarsın.

  Artık bitti!

  Bu harikaydı.

  Hey, dostum.

  Ne düşündüğünü biliyorum.

  Bana yeni işinden bahsetti.

  Bu sadece bir iş.

  Ama bok gibi hissediyorum.

  - Bok gibi hissetmelisin zaten.

  - Evet.

  Beni Gant ile sen tanıştırdın.

  Onunla Faith'i de ben tanıştırdım.

  Ama ayak işlerini yapmadım.

  Tarihsel açıdan bakarsak bu tartışılabilir.

  İnanmazsın belki ama, ben o budalanın parasını  yürütüp aynı zamanda  Faith'in iyi olup olmadığını görme şansına sahibim.

  Gözüm hep onun üzerinde.

  Senin için.

  Tamam mı?

  Senin yapamayacağın şekilde  başıma bela almadan işleri yürütmeye bakıyorum.

  Paraya ihtiyacım var.

  Bunun için bana kızmazsın herhalde.

  Düz mantıkla düşünüyorsun Max, her zamanki gibi.

  - Hey, artık bir işin var.

  - Evet, sonunda.

  Tamam.

  Özür dilerim.

  Artık bir işin var, bu harika!

  Bak, onun yakınında ol.

  Benim için ona göz kulak ol.

  Oluyorum.

  - Tamam.

  - Kafana göre takıl.

  Sakin ol, tamam mı?

  Gel bakalım.

  Gel bakalım çiki çiki çiki  Bir dakika.

  Seni tanıyorum.

  Sen Wade Beemer'sın değil mi?

  96-97 sezonunda Rams'de oynuyordun.

  Evet.

  Bu doğru.

  Seni izlerdim, dostum.

  Büyük bir hayranındım.

  Kahrolası bir aygır gibiydin.

  Sonra ne oldu?

  Sakatlık falan mı.

  Bazı anlaşmazlıklar falan oldu.

  Hep anlaşmazlık olur.

  Şu an içinde bulunduğumuz mevzudaki gibi.

  Sana beni dövmen için para veriyor değil mi Ben de sana dövmemen için veririm.

  Hemen şimdi bir çek imzalarım.

  - Bunu yapmam lazım.

  - Peki nakit veririm.

  Üzerimde olan her şeyi veririm.

  Ne dersin?

  Mesela bir Rolex?

  Bende gerçeği var.

  Hadi.

  Fazla acıtmayacak.

  Kişisel algılama.

  Bir saniye, lütfen!

  Ceketim çok pahalıdır.

  Ve, gözüme vurma.

  Yaralısın.

  Herifin teki merdivenlere kusmuş benim de ayağım kaydı.

  Bunu dava etmeliyim.

  Benim için mi geldin?

  Müşterimi almak için geldim.

  Hayır, benim için geldin.

  Biraz yatmam lazım Macey.

  Arka taraf müsait mi?

  Nasıl bir adamsın sen, Lenny Nero.

  Ağzına kadar bok dolu bir küvete düşersin  ama başına asla bir şey gelmez.

  Herhalde polislikten şu an ki  sözde mesleğine kadar  her türlü istismara uğramışsındır.

  Ama aynı teflon gibisin.

  Hala de romantizmini kaybetmiş değilsin.

  Romantizm benim kılıcım ve kalkanım, Macey.

  Pekala.

  Bu eğlenceli olacak.

  - Ne dedin sen?

  - Hiç.

  Lanet olsun!

  Hayır, hayır.

  Lütfen.

  Lütfen.

  Lütfen.

  Bırak gideyim, ne olur.

  Yüzünü görmedim, lütfen.

  Bırak beni.

  Bırak beni, lütfen.

  Tanrım, olamaz  Aah!

  Lenny.

  Lenny!

  Hemen Sunset Konutları'na doğru sür!

  Hadi!

  Hadi!

  Aman tanrım.

  Ona kendi başlığından takıyor.

  Onun gördüklerini görüyor.

  O.   Kendisini görüyor.

  Hayır  Oh  Aman Tanrım!

  Tanrım!

  Aman Tanrım!

  Aman Tanrım!

  Lenny, neydi o?

  Black-jack.

  Black-jack mi?

  Snuff klibi.

  Bu Iris'ti.

  Orospu çocuğu onu öldürdü!

  Gerçek olduğundan emin misin?

  Lanet olsun.

  Bir yıllık iştahımı  kaçırdın.

  Bakmak ister misin?

  Hayatta o alete elimi sürmem.

  - İyi misin?

  - Evet.

  - Kendine geldin mi?

  - Hayır.

  Tam olarak değil.

  Şunu iç.

  Pekala.

  Şunu bir inceleyelim.

  Hayır, yapamam.

  Yapma, Lenny, bu işlerde iyi olman lazım.

  Şimdi konuşalım.

  Şu orospu çocuğu ne yaptı?

  Yapamam.

  Sen kahrolası bir polistin, değil mi?

  Bu da kahrolası bir cinayet.

  Ne yapıyordu?

  Onu takip ediyor  sonra ona tecavüz edip  öldürüyordu.

  Ve bunu kaydediyordu.

  Zanlı bir sapık-katil.

  Yaptığını seyretmek istedi.

  Ona tecavüz edip öldürürken kaydetti.

  Ama ona da sinyal gönderdi.

  Böylece Iris, herif onun içindeyken onun hissettiklerini hissetti.

  Onu öldürürken ki gerilimi   ona gönderdi  korkusunu daha da arttırdı  bu da yaptığını daha heyecanlı bir hale getirdi.

  Bunun gibileriyle çok karşılaştım.

  Ben de öyle.

  - Bu çok kötüydü.

  - Evet.

  Ona kendi ölümünü görmesini sağladı.

  Tepki göstermedi.

  Hepsini kaydetti.

  Hepsini.

  Ve sana verdi.

  Paylaşmak istemiştir.

  Tabii ki paylaşmak istedi, adamım.

  Kendi marifetinin başkalarının da seyretmesini istedi.

  - Bu adam hastanın teki.

  - Neden ben?

  Çünkü sen Sihirli Adam'sın Lenny.

  İnsanların rüyalarını gerçeğe dönüştürürsün, değil mi?

  Eğer bunun kliplerle bir ilgisi varsa   önünde sonunda senin ayağının altına düşer.

  Black-Jack klipleriyle hiç ilgilenmedim.

  - Bunu herkes biliyor.

  - O sadece beynini sikmek istiyordur.

  Bir tepki göstermeni bekliyordur.

  Yapmak istemediğin şeyleri yapmanı sağlamak istiyordur.

  Belki de Lenny'nin klipten hoşlanacağını düşünmüştür.

  Burası yolun karanlık sonu.

  Şimdi nasıl buluyorsun?

  Öyle konuşma Mace.

  Hayır.

  Bu adam senin teyp sattığın müşterilerinden biri.

  Tanıdığın biri.

  Buradaki sorun aslında Lenny herkesi tanır.

  Klibi polise teslim edelim.

  Olmaz.

  Olmaz.

  Beni çarmıha gererler.

  O halde bu klip-manyağı ortalıkta başı boş dolaşıp dursun, öyle mi?

  Lenny haklı.

  Polis katilin o olduğunu düşünür  ya da müşteri listesini gözden geçirir ve kariyerini mahveder.

  Falan filan.

  Emniyetteki arkadaşları arayacağım.

  Onlara Iris'in arkadaşım olduğunu söyleyeceğim  ve boka batacağım.

  Bütün adli tıp raporunu falan öğrenirim.

  Git, biraz uyu.

  Gelişme olursa seni haberdar ederim.

  Dinlen!

  Lenny!

  Devam et, dostum.

  Seni düşünen biri var.

  Beni rahat bırak.

  Uzak dur evimden.

  Hayatımı mahvetmek mi istiyorsun.

  Iris öldü.

  Cinayete kurban gitti.

  Kim yaptı bunu?

  Bilmiyoruz, ama yapan tam bir sapığın teki.

  Iris onu takip eden birileri olduğunu biliyordu.

  Senin de tehlikede olduğunu söylemişti.

  - Ben tehlikede değilim.

  - Bu kadar oyun yeter.

  Sakladığın, olup biten her ne varsa  hemen buradan gitmen lazım.

  Sonra ne?

  Beni koruyacak mısın?

  Sen koca haşin erkek misin?

  Sadece ağzın laf yapıyor.

  Bir silahın bile yok.

  Var.

  Yatağımın altında.

  Neyle uğraştığını bilmiyorsun.

  Söyle bana.

  Söyle ona Faith.

  Devam et.

  Lenny, kötü bir haberi iletmek için uğramış.

  Eski bir arkadaşım öldürülmüş.

  Iris, hatırladın mı?

  Buraya nasıl geldin sen?

  Cazibemle.

  Sana bir şey söyleyeyim mi, Lenny.

  Senin için, hmm?

  Bir anlaşma yapalım.

  Neden onu alıp gitmiyorsun?

  Eğer burada çok mutsuzsa ve gitmek istemiyorsa, gidebilir.

  Kalması için zorlamam.

  Faith her zaman ne istediğini bilir.

  Değil mi bebeğim?

  Ellerimi çektim, gördün mü?

  Sana bir şey söyleyeceğim.

  Şunu söyleyeceğim, baş belası.

  Eğer kalıyorum derse, sen gideceksin.

  Kendi çöplüğüne geri dönüp  gözüme bir daha gözükmeyeceksin.

  Faith  Hadi gel.

  Hadi gel.

  Ben seçimimi yaptım, Lenny.

  Götürün şunu.

  Götürün!

  Sen aklını kaçırmışsın, Faith!

  Benimle gel!

  Faith!

  Seni artık sevmiyorum!

  Anlamıyor musun?

  Bana bir şey ifade etmiyorsun.

  Beni rahat bırak Lenny, lütfen!

  Iris'i bu durumdan kurtaracağını söylemiştin.

  Şimdi içinde bulunduğumuz tehlikeyi anladın mı?

  Orada söylediğin şey çok tatlıydı.

  Çok dokunaklıydı.

  Neredeyse söylediğine inandım.

  Bunu, onun iyiliği için yaptığını anladığını zannetmiyorum.

  Neler olup bittiğini bilmiyor.

  Onu rahat bırak!

  O sürekli peşimizde dolanmayı, bıraksa sen de onunla konuşmayı  kesseydi onu rahat bırakırdım!

  Bir orospu ağzını sadece  ağzına aldığı zaman açar.

  Lanet olsun, Mace!

  Yardım et!

  Çekinme, Lenny.

  Burası senin katın.

  Hadi.

  Lenny, bil bakalım kim hastanelik olacak?

  Biraz sakin olabilir miyiz?

  Size daha fazlasını ödeyebilirim.

  Bir kaç yumruğu dert edeceğimi söylemiyorum.

  Tek istediğim biraz yumuşak olmanız.

  İşte bak.

  Rolex'imi al.

  Ooh, güzel saat.

  - Darbelere dayanıklı mı?

  - Evet, tabii ki.

  Aah!

  Seni aptal serseri!

  Seni aşağılık.

  Kalk ayağa!

  Hadi, kalk!

  Oh, ho.

  Acıyor!

  Acıyor!

  Hey, Lenny, seni gebertmek için daha kısa bir kız  bulmak isterdik ama.

   Bu kısa bir bildiriydi.

  Kısa bir bildiri!

  Oh!

  Çok acıtmış olmalı!

  Kilidi açık.

  Hadi, gidelim.

  Hey, bekle.

  İçmem lazım.

  Biraz dinlen.

  Polisler daha odaya girer girmez  bu herifin yakalayacaklarını düşünmemiştir.

  Gördüklerinde yanılgıya düşerler.

  Ölü bir fahişe, kelepçeler, tecavüz.

  Polisler tembeldir.

  Kimsenin ölü bir fahişeyi sallamayacağını bilirler.

  Ne yapacakları belli, değil mi?

  Bir kaç resim çekerler, bir kaç hile ile dosyayı  sıradan bir cinayetmiş gibi gösterip rafa kaldırırlar.

  İşe yaramaz numaraları vardır.

  Asla çözemeyeceğimiz türden.

  Bunu hesaba katmıyoruz ama değil mi?

  Çünkü Iris peşinde birilerinin olduğunu biliyordu.

  Bu sıradan bir olay değil.

  Beni yakalarlarsa  "Onlar" diyordu.

  "Beni yakalarlarsa.”

  Bu 'rastgele tecavüz eden katil' olayı tam bir saçmalık.

  Onu öldürmesinin bir sebebi vardı.

  O halde bu herif sapık değil mi?

  Yoo, sapık.

  O klipte yaptığı şey  o iyi gelişmiş bir insan değil.

  Biraz uyuyacağım.

  Tamam Lenny.

  Şu şişeyi bırak.

   ve yarın seni kontrol edeceğim.

  Hey, boynumu ovmak ister misin?

  Berbat bir ağrı var.

  Peki, tamam.

  Gel bakalım.

  - Burası mı?

  - Oh, evet.

  Ohh  Durma.

  Zander nasıl?

  İyi.

  Onu özledim.

  O da seni özledi.

  Sana kaba davrandığım için özür dilerim.

  Sadece, seni böyle  dibe batmışken görmek.

   ve  Macey, yapma.

  Beni hala sevdiğini biliyorum.

  Bunu çocuğunun gözü önünde nasıl yaparsın?

  - Kendi oğlunun gözü önünde?

  - Macey, sakin ol.

  Kendi oğlunun gözü önünde!

  Zander!

  Zander!

  "Bir çocuk seni uzun süredir seviyorsa.

   "oynamak için değil bir dost olarak seviyordur.”

  - Selam, tatlım!

  - Selam, Anne!

  - Bu Lenny.

  - Merhaba.

  Hadi.

  Selam, ben Lenny.

  Aklından geçeni söyle.

  Dünyanın son gününü yatarak mı geçiriyorsun?

  - Ne oldu, Max?

  - Pek bir şey yok, dostum.

  Hala Jeriko hakkında konuşmaya devam ediyorlar.

  Gerilim oldukça yükselmiş durumda.

  - Faith iyi mi?

  - Evet.

  Gant'le beraber gidiyorlar, bu yüzden sözü kısa keseceğim.

  Iris dün gece konutlara sahte bir isimle girmiş.

  Parasını ödemiş.

  - O saklanıyordu.

  - Evet.

  Dün gece Gant ile atıştığını duydum.

  Çılgınca bir Lenny hareketi mi?

  Nasıl olduğunu bilmiyorum ama o bu işin içinde.

  Sadece Faith'e yakın ol, tamam mı?

  Endişelenme kardeşim.

  Gitsem iyi olur.

  Lanet olsun.

  Ne oldu, Lenny?

  - Nereye gidiyoruz?

  - Herhangi bir yere.

  Tuhaf davranıyorsun.

  Neler oluyor?

  - Sşşt, Mace.

  - Ne?

  Bunu arabada konuşalım.

  Şu diskleri verir misin.

  Tamam.

  - Lanet olsun.

  - Gene ne oldu?

  Kravat maviyle gitmiyor.

  Lenny, sakin olur musun?

  Kimse bizi takip etmiyor.

  Bu kadar paranoyak olma.

  Herif odamdaydı ve gırtlağıma bıçak dayıyordu.

  Sakin olmamı nasıl beklersin.

  Aah!

  Oh, adamım.

  Bu inanılmaz bir göz sikiciydi!

  Sanat eleştirmenliğini geç, Tick.

  Bana katil hakkında ne söyleyebilirsin?

  - Bu herif aklını kaçırmış.

  - Bunu biliyoruz.

  Hayır.

  Katilin göz tabakasında  bir bozukluk var.

  Renkli ve gri değerler berbat durumda.

  Renk körlüğü gibi.

  Şu sivri dalgaları görüyor musun?

  Bir çeşit tümör ya da beyin rahatsızlığı olabilir.

  Bunu yapan her kimse sinyali dağıtmak için özel bir kutu kullanıyor.

  Hiç böyle bir kutu yaptın mı?

  Evet, ama kutunun benim olduğundan emin değilim, göremedim!

  Bundan hiç hoşlanmadım.

  - Bu hiç iyi değil.

  - Ne?

  Benim çok yakınımda oluyor.

  O buradaydı, dostum.

  - Kim?

  - Iris!

  Dikkatini versene!

  Iris burada mıydı?

  Geçen gece bir keş gibi yanıma  geldi ve benden bir klibi kopyalamamı istedi.

  - Neydi peki?

  - Görmeme izin vermedi.

  Onu korumanı falan istiyordu  diski de sana verecekti.

  - Bana disk falan vermedi.

  - Ne söylediğini tekrar düşün.

  Ağlayarak gelmişti.

  Arabama gitmek istedi.

  Benimle arabana doğru gelir misin?

  Görmen gereken bir şey var.

  - Arabam hakkında.

   - Arabanın içinde.

  Nasılda bir anda kuzuya döndü.

  Kahretsin, arabam.

  Ne yazıyordu?

  Hiçbir şey.

  Şunu teybe bir takalım.

  Diski hemen geri ver.

  Sadece arabama bakmaya gelmiştim.

  Burası kapalı.

  Kapa çeneni!

  Aah!

  Diski ona ver.

  Çantamın içinde.

  Çantamı açmam lazım.

  Bize dönük ol da görelim.

  Alın ve onu rahat bırakın, tamam mı?

  Evet.

  Kesinlikle.

  Aah!

  - Aah!

  - Aah!

  Lanet olsun "Kimse bizi takip etmiyor, Lenny.”

  "Bu kadar paranoyak olma, Lenny.”

  Aah!

  Oh, lanet olsun!

  Sakin ol.

  Cam kurşuna dayaklı.

  Kurşuna dayanıklı mı?

  Kurşun geçirmeze ne oldu?

  Lanet olsun!

  Sakin ol bebeğim.

  Bu benim işim.

  Sıkı tutun.

  Oh, Tanrım.

  Allah kahretsin.

  911 meşgul çalıyor.

  Boş ver, Lenny.

  Zaten asla vaktinde gelmezler.

  Açılmıyor.

  Kahretsin.

  Bunlar delirmiş.

  Tanrım.

  Bu çok kötü.

  Depo her an havaya uçabilir.

  Sıkı tutun.

  Sen aklını mı kaçırdın?

  En azından ateşi söndürdük değil mi?

  Bu tarafa gel, Lenny.

  Hadi!

  Kıpırda biraz!

  Nefesini tutmaya hazırlan.

  Bagajı açtığım anda benimle beraber fırla.

  Hadi buradan gidelim.

  Onlara kahrolası diski vermiş olduğuna inanamıyorum.

  Evet.

  Ben de öyle.

  Favorilerimden birisiydi- Ben ve Faith doğum günümde ateşli bir parti verirken.

  Nasıl, etkilendin mi?

  Evet.

  Oldukça etkilendim.

  Kıçlarınızı kurtaracağım diye  yüz yılın partisini kaçırıyorum- Bak Curtis, sen sadece sür, tamam mı?

  Bu tam bir saçmalık!

  O adamlar polisti.

  Emin misin?

  Yürüyüşlerinden fark ettim.

  Kimliğini teşhis edip adresini öğrenirler.

  Kaçmamız lazım.

  Lornette, sorun ne?

  Zander, Cecile halana gidiyoruz.

  Havai fişekleri orada seyrederiz, tamam mı?

  - Ama anne!

  - Hadi oğlum.

  Hadi, Zander.

  Ufak bir tura çıkıyoruz.

  - Neler olup bittiğini söyler misin?

  - Arabaya bin, Cecile.

  - Neler oluyor?

  - Yürü.

  Yo, n'aber?

  Nasıl gidiyor?

  - Yo, Mace.

  - Selam, Ronnie.

  - Ortalıkta gözükmüyordun.

  - İşlerim vardı.

  Bu Lenny.

  Benimle birlikte.

  N'aber?

  - Havai fişekleri seyret, bebeğim.

  - Nasıl gidiyor?

  - Selam.

  - Selam.

  Seni gördüğüme sevindim.

  Anlat bana.

  Anlatamam.

  Bunu görmen lazım.

  Bunu yapamam.

  Klipler hakkında ne düşündüğünü biliyorum  ama bunu görmen lazım.

  Bu çok önemli.

  Tamam mı?

  İlk bağlantın olduğu için özür dilerim.

  Gözlerini kapalı tut, yoksa çift görürsün.

  Evet, bebeğim.

  Sana teşekkür etmek istiyorum, Jeriko.

  Lanet olsun, şu ışıklara bak adamım.

  Oh lanet olsun, adamım.

  Jeriko, sakin ol biraz.

  Hızlı sürmüyorum, adamım.

  Derdin ne dostum- Siyah bir adam cip kullanamaz mı?

  Biraz yavaşla!

  L. A'de kanuna karşı gelen siyah bir adamla beyaz bir kız mı?

  Sen de biliyorsun.

  Biz sakin olursak, onlar da sakin olur.

  Bunu yapma.

  Başıma bela almak istemiyorum.

  Sinirlerim bozuldu.

  Bu şehirde hiç rahat vermezler!

  Ben geri dönemem, lris.

  Umurumda bile değil.

  Geri dönemem.

  Şoför, araçtan dışarı çık.

  Dizlerinin üstüne çök.

  Ellerini başının üstüne koy, hemen!

  Herkes arabadan dışarı çıksın!

  Kahretsin, adamım.

  Neden kenara çektiriyorsun?

  Eğer daha yavaş gidiyor olsaydım, park ediyor olurdum.

  Dizlerinin üstüne.

  Ellerini de başının üstüne koy.

  Ellerini arabanın üstüne koy.

  - Kıpırdama.

  Sen de sürtük!

  - Aah!

  Tahmin edeyim, bizi kenara çektirdin çünkü  kurallara uymadığımıza dair bazı şüpheleriniz var!

  Bana söyleyeceğiniz şey bu mu?

  Kurallara aykırı olan ne?

  Bir arabada iki siyah adamın olması mı?

  Evet, öyle.

  Kahretsin!

  Biliyor musunuz?

  Bu gece yanlış siyah adamı durdurdunuz  Memur, ne adın.

   "Steckler.”

  Memur Steckler.

  Ben senin, sisli arazindeki 850 pound’luk gorilim, kahrolası!

  Bir yılda kazandığın parayı bir günde kazanırım!

  Ve avukatım sizin gibi beyaz kıçlı  Robocop'ları mahkemelerde süründürmek için para harcamaya bayılır.

  Ortada bir şey yokken bir adama diz çöktürmenin hesabını verirsiniz.

  Kapa şu çeneni!

  O bir şey yapmadı!

  Kapa çeneni ve şuraya geç!

  - Sen iyi misin?

  - Orospu çocuğu beni itti.

  Bu o, dangalak rapçi.

  Sen şu adi rapçisin.

  Jeriko One?

  Sen şu bütün çete üyelerini bir araya getiren  şehirde sivil toplum örgütleri kurarak  LAPD'ye kafa tutmaya kalkışan o herif değil misin?

  Evet bu doğru.

  Bir sonraki şarkımda da senden bahsedeceğim.

  İsmini de "Robo-Steckler" koyacağım.

  Konusu ise en büyük kabusu, politik gücü olan.

   bir zenciyle karşılaşmak olan bir polisin  bok böceği gibi ezilmesi olacak.

  Kahrolası bir ünlü olacaksın!

  Hiç sanmıyorum.

  Ne?

  Kahretsin!

  Şu sürtük kaçıyor!

  Aah!

  Olamaz, lanet olsun!

  Aah!

  Yakalayalım şunu!

  Olamaz!

  Oh, Tanrım.

  - Orada!

  - Yakala onu!

  Aah!

  Seni sürtük!

  Aah!

  Onu göremiyorum!

  Biraz bekle, Max.

  Mace.

  Gördün mü?

  Görmen gerekiyordu.

  Dünyanın ağzını açıp hepimizi yuttuğunu gördüm.

  Evet.

  Biliyorum.

  Max, orada mısın?

  Yarım saat içinde Tick'in orada buluşalım.

  Ve, Lenny.

  Sakın arabanı kenara çektirtme, tamam mı?

  Eğer bu diski ifşa etseydik ne olurdu biliyor musun?

  Evet.

  Çok iyi bir fikrim var.

  İnsanlar öğrenebilir  görebilir  LAPD'nin Jeriko One'a usulsüz bir şekilde infaz uyguladığını.

  Tanrım.

  Tanrım.

  Belki görseler iyi olur.

  Belki  ama ne yazık ki bu gece en uygun gün değil.

  Mace.

  Hadi.

  Çıkalım.

  Iris'i o polislerin öldürdüğünü zannetmiyorum.

  Iris'i kliple alakası olan her kimse öldüren de odur.

  Neden?

  Eğer polisler onu peşine düşselerdi  o klibi kimler için hazırladığını öğrenmek isteyip  onların da peşine düşerdi.

  Katilimiz korktuğumuzdan daha hızlı davranıyor  bu da onu daha tehlikeli yapıyor  korktuğum da başıma geldi.

  Kenara çekin.

  Geçebilir.

  Galiba Tick hala kutlamalara devam ediyor.

  Parti için mi böyle giyindin.

  Sana şık görünmek istedim.

  Hey, Tick, konuşmamız lazım.

  Lanet olsun!

  Beyni pişmiş.

  Ölmüş mü?

  Hayır, ama ön lobları pişmiş yumurtaya dönmüş.

  Devrelere girerek sinyalin frekansını arttırmışlar  bu da beynini kızartmış.

  Tick!

  Benim Lenny!

  Hey, hey,Tick, hadi!

  Tick, benim.

  Lenny.

  Hadi.

  Uyan!

  Tick!

  Hadi!

  Hadi, Tick!

  Hadi!

  Dış dünya ile bağlantısı tamamen kopmuş.

  Bu ne kadar sürer?

  Sonsuza kadar.

  Bu sapık polisler işledikleri cinayetin üstünü örtmek için  önlerine geleni yakıp yıkıyorlar.

  Tick tanınmış bir çoğaltıcıydı.

  Onun bir bildiğinin, kopyanın olup olmadığını ya da Iris'in  teybi kullanmasını kimin sağladığını öğrenmek istemişlerdir.

  Teknik olarak hayatta olduğundan  bu bir cinayet olarak soruşturulamaz.

  Evet.

  Bu doğru.

  Teknik olarak hayatta.

  O kadar da zeki insanlar olmasalar gerek, işleri berbat etmişler.

  Düşündüğünden de fazlası var.

  Ne demek istiyorsun?

  Demek istiyorum ki  besin zincirinin ne kadar kuvvetli işlediğini bilmiyorsun.

  Bir olay duydum.

  Ne olayı?

  Boş laflar, dedikodular işte.

  Kulağıma çalındı.

  Bir ölüm timi hakkında konuşulanlar vardı.

  Anarşist gruplara bağlı adamlar, polisler falan varmış.

  Belediyeye, teftiş heyetine, ve kahrolası basına  yıllarını vermiş herifler polislerin elini kolunu bağlayarak  onları bozuk para gibi harcamaya bayılıyorlar.

  Bir yandan da "Koruyun bizi!

 .

   Koruyun bizi!

 " "Bir şeyler yapın şapşallar" "Suç artık kontrol dışı oldu".

  diye serzenişlerde bulunuyorlar.

  Saçmalık Max.

  Bu paranoyakça bir komplo.

  Konumuz paranoyak olup olmadığın değildir, Lenny.

  Konumuz, yeterince paranoyak olup olmadığındır.

  Tanrım.

  Aynen öyle, biraz inançlı ol, adamım.

  Seni öz kardeşim gibi severim Lenny  ama kamusal alanlarda yanıma yaklaşma, tamam mı?

  Oynamamız gereken terk kart bu disk.

  Onu basına verelim.

  Bu doğru.

  Açığa vuralım.

  Tabi sonra da gece 11 haberlerinde yayına versinler  ve tarihin en büyük isyanı gerçekleşsin.

  Kanada'ya kadar halk yerle bir olsun.

  Sen ne dediğini sanıyorsun.

  Hiç olmamış gibi mi davranalım?

  - Ben öyle demedim.

  - Bu olmuş bir olay.

  LAPD, Amerika'nın  en önemli siyah adamlarından birine infaz uyguladı.

  Ne diye sen bunu gizlemeye yanaşıyorsun?

  Sen LAPD'ye kafa tutmaya kalkışan o herif değil misin?

  Sokaklarda kan gövdeyi götürsün istiyorsanız, gidip onu verin.

  İki yüz bin çete üyesi şehrin her tarafına dağılır  ve ortalığı yerle bir eder, Mace.

  Ayaklanma başlayınca da  polis, hareket eden her şeyi yakalamaya başlar.

  Yok yere savaş çıkar.

  Ben öyle düşünmüyorum.

  Belki de savaş vakti gelmiştir.

  Kendi söylediğine gerçekten inanıyor musun Mace, ha?

  Gerçekten?

  Tick'e bunu yapan Iris'e.

   yapanla aynı kişi.

  Bu aynı sapık-katil.

  İz bırakmak için aynı sebep.

  Eğer Faith, bu konu hakkında bir şey biliyorsa.

   - ki biliyor.

  Faith'i de mi öldürecek?

  Aah!

  Kahretsin Lenny, ödümü bokuma karıştırdın.

  Ne istiyorsunuz?

  Jeriko'yu öldürenin kim olduğunu biliyoruz.

  Iris diskin bir kopyasını yapmış.

  Seni bundan uzak tutmaya çalışıyordum.

  Biliyorum.

  Nasıl oldu?

  Iris neden başlığı takmış Jeriko ile dolanıyordu?

  Faith, dinle, bana bak.

  Bize güvenmelisin.

  Sana yardım etmeye geldik.

  Pekala.

  Seninle yalnız konuşacağım.

  Mace de benimle.

  Anlat.

  Faith.

  Philo, şu klipleri takıntı haline getirdi.

  Tam anlamıyla bir klip bağımlısı oldu.

  Tam bir kontrol manyağı, insanların gözetlenmesini istiyor.

  İş ortaklarının telefon görüşmelerini kaydediyor.

  İnsanları başlık takmaya zorluyor.

  Philo ve Jeriko'nun arası pek iyi değildi.

  Jeriko'nun ona yamuk yapmasından korkuyordu  fakat bundan emin değildi, ve onu gözetim altına almaya başladı.

  Bir kaç gün önce, Iris'e o başlıklardan birini verip.

   onu diğer kız Diamanda ile beraber  Jeriko'nun masasına gönderdi.

  Selam, bebeğim.

  Selam.

  Ben Iris.

  Hey.

  Senin için bir hediyem var.

  Çok güzelsin.

  Sonra o gece Iris ağlayarak telefon açtı.

  Tuhaf davranıyordu.

  Daha sonra gelip, klibi izlettirdi.

  Philo küplere bindi.

  Iris'in kendisini nasıl bir felakete sürüklediğine inanamadı.

  Polislerin Iris'in kimin için çalıştığını  ortaya çıkarıp gelip onu aramalarından korkuyordu.

  Neden bu diskten halka bahsetmedi?

  Kendisini bu şekilde mi korudu?

  Eğer ortaya çıkartsaydı bu kendi sanatçıları.

   üzerinde kötü bir etki yaratır, ve onları kaybetmesine sebep olurdu.

  Şşşt.

  Sonra Iris'e bir miktar para verdi.

  Ona, ne yapacağına karar verene kadar sahte bir isimle  bir otele yerleşmesini söyledi.

  Ne yapacağına karar verdi mi?

  Sizce o mu öldürdü?

  Katil onun nerede olduğunu biliyordu, çünkü onu oraya o gönderdi.

  Ne kabus ama.

  Faith, hangi cehennemde bilmiyorum ama çok geç kaldık.

  Gidelim.

  Philo, Bonaventure'da nasıl çalışmamı istiyorsun?

  Aşağıda partide mi, yoksa yukarıda dairede mi?

  Lenny.

  Sende bizimle geliyorsun, hemen.

  Hadi.

  - Bunu daha sonra konuşuruz.

  - Hayır adamım.

  Şimdi bilmek istiyorum.

  Joey, ne sikime bekliyorsun.

  Gidip onu getir.

  Soruları bir kerede yanıtlarım, canım.

  Bunu daha sonra konuşacağız.

  Tamam, adamım.

  Sakin ol, üzgünüm adamım.

  Hey, Wade, topu yakala kardeşim!

  Lanet olsun!

  Çekilin yolumdan!

  Hadi!

  Hadi!

  Lenny!

  Koşun!

  Koşun!

  Afedersiniz!

  Afedersiniz!

  Çekilin yolumdan!

  Koşun!

  Koşun!

  Faith?

  Lenny!

  Merhaba Lenny, seni kahrolası!

  Gidelim sevgilim, gel benimle.

  Mutlu yıllar!

  Çekilin yolumdan, önüne bak!

  - Çekilin yolumdan!

  - Lenny!

  Üzgünüm.

  Afedersiniz!

  Çekilin yolumun üzerinden!

  Vita, Vita, şimdi olmaz bebeğim.

  Hadi gel.

  Burada olmaz.

  İşte, bu o.

  Bay Gant bir kaç soru sorabilir miyiz?

  Eh, ben de tam bir parti havasındayım.

  Wade, onu üst kattaki daireye götür.

  Sorun değil.

  Gidip bir ya da altı bardak şampanya iç.

  Rahatla.

  Birazdan yukarı geleceğim, yeni yılı beraber kutlarız.

  Ben anı yaşarım.

  Gözü dönmüş, zavallı orospu çocuğu!

  Yavaş olsana.

  Şu anda neredeler?

  Kızı korumasıyla beraber odaya gönderdi.

  Hala bir şey olmamış gibi  etrafına gülücükler saçıyor, normal davranıyor.

  - Dinle, bir anlaşma yapalım.

  - Ne demek istiyorsun?

  Klibi ona ver.

  Bu parlak bir fikir.

  Faith için olan diski.

  Onun peşinden gider, ben de onu kapana kıstırırım.

  Güle oynaya bu planı kurduk yani, öyle mi?

  Sen sadece kıçını kaldır.

  Eğer aşağıda olmazsam, odaya gel.

  Oda numarası 2-2-0-3, yazıyor musun?

  2-2-0-3.

  Eğer adamlarını üzerimize salarsa  hepsini öldürüyoruz.

  Ne diyorsun?

  Onları çil yavrusu gibi dağıtalım.

  Gitmeliyiz.

  Cecile'den uygun bir kıyafet falan alabilir misin?

  Ben gelmiyorum.

  Gant onu oracıkta öldürecek.

  Kapa çeneni.

  Lenny, bir sus ve beni dinle.

  Bu bir düzmece.

  Düşünsene!

  Neden sana diskleri gönderiyor?

  Olayı çözmeye kalkışmanı sağlayıp  ikinizi öldürüp sonra da silahı eline tutuşturmayı planlıyor.

  Evet, doğru söylüyorsun.

  Ben gidiyorum.

  Bunun için kendini mi öldürteceksin?

  Bu, kıymet bilmez orospu yüzünden?

  Sen ne yapıyorsun?

  Senin hayatın bu!

  Burası!

  Şimdiki zaman!

  Gerçek zaman, beni duyuyor musun?

  Gerçek zaman!

  Gerçeği o kliplerde aramamalısın!

  Anlıyor musun?

  O artık seni sevmiyor.

  Belki önceleri seviyordu, ama artık sevmiyor.

  Bunlar tüketilmiş duygular.

  Onları kendinden uzak tutmalısın.

  Anılar unutulmak için vardır.

  Bu sebepten dolayı yaratıldılar.

  Daha önce hiç aşkına karşılık  vermeyen birini sevdin mi?

  Evet, Lenny  sevdim.

  Bu seni, onu sevmekten vazgeçirmedi, değil mi?

  Ya da onu anlamaktan  ve affetmekten.

  Olabilir.

  Onu korumayı istemenden vazgeçirmedi  değil mi?

  Faith'le tanıştığım zaman, o başka bir tür.

   başka bir tür kaçıktı.

   20 dolar için tanıştığı insanların ağzına verirdi.

  Bir çeşit kayıp ruh gibiydi.

  Ve çok tatlı bir sesi vardı  Ama korkunç görünüyordu.

  Sanki o sesiyle, dünyanın bütün dert ve sorunlarını.

   sana unutturup  cennette yükselmeni sağlardı.

  Ona yardım ettim.

  Ve ona daima yanında olup onu koruyacağıma dair  söz verdim.

  Anlayacağın, mesele onun kafasında olanlar değil.

  Benim kafamda olanlar.

  Sözümden uzak duramam.

  Sahip olduğum tek şey bu.

  Hayır, değil.

  Hadi gel.

  Partiye gidelim.

  Dünyanın sonu değil mi!

  Lanet olsun!

  Hadi çıkalım.

  Hey, Mace.

  Bu elbiseyle çok güzel görünüyorsun.

  Olabildiğince güzel.

  Sağol, aynı fikirdeyim.

  Hadi, gidelim.

  Kıpırdamadan orada kal!

  Biletleri yok satan  tarihteki en büyük parti için planın nedir?

  Rahatla, Mace.

  Ben öyle yapıyorum.

  Gant'ı gördün mü?

  Lanet olsun.

  Hadi Max, Hadi dostum.

  Hadi, dostum.

  Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor  lütfen daha sonra- Pekala.

  Hala oynayacak bir kartım var.

  Benim istediğim şey Gant'da Onun istediği ise bende.

  Bu orjinal.

  Bir kopyası yok.

  İşte bu da anlaşmayı yapılabilir kılar.

  Bu disk Tanrı'nın bize verdiği bir şans.

  Bu senden, benden ya da  Faith'den daha önemli.

  Anladın mı?

  Hepimiz yolun sonuna varmadan  değişmesi gereken şeyleri değiştirecek.

  Bunu takas için kullanma hakkına sahip değilsin.

  Eğer gidersen  yalnız gidersin.

  Seni çok önemsiyorum, Lenny  düşündüğünden de çok  bazen aptalca davranmamıza da sebep oluyor, değil mi?

  Eğer bu diski ona verirsen  benim için bir anlamın kalmaz.

  Afedersiniz.

  Afedersiniz.

  Oradaki adamı görüyor musun?

  O komiser yardımcısı Palmer Strickland  beni polislikten atan gerici düzenbaz.

  O kadar şanslı bir piçtir ki  osuruğunu sadece köpekler duyar.

  Eğer ortalıkta sicili temiz bir polis varsa, bu odur.

  Bunu ona götür.

  Bir polise mi güvenmemi istiyorsun?

  Hayır.

  Bana güven.

  Al şunu.

  Ya yanılıyorsan?

  Git.

  Afedersiniz.

  Komiser  burada hemen görmeniz gereken bir klip var.

  Eğer yeni yıl arifesi olmasaydı sizi yasadışı alet  bulundurmaktan tutuklardım.

  Sadece klibi seyredin.

  Jeriko'yu kimin öldürdüğünü bilmek istiyor musunuz  o halde hemen bir yere geçin ve "play" e basın.

  Bir sorun mu var?

  Lanet olsun, biliyordum.

  - Hadi gidelim.

  - Bırak beni!

  Efendim?

  Wade, şurada iki yetişkin gibi konuşabilir miyiz?

  Bunu kişisel algılama.

  Beni hatırladın mı kahrolası sürtük?

  Gel hadi, gel!

  Ne bakıyorsun?

  Kahretsin!

  Partinin tadını çıkar.

  Steckler Steckler!

  Kahretsin!

  Geldiğini duymadım.

  Aah!

  Hayır!

  Şşşt.

  Oh!

  Lanet olsun!

  Max.

  Hayır.

  İyi misin?

  Mmm?

  Bir yerin incindi mi?

  Seni seviyorum, Max.

  Sen çok özelsin, Faith.

  Lanet olsun!

  Gel buraya, buraya gel, seni kahrolası!

  Gebermek mi istiyorsun?

  Ölmek mi istiyorsun?

  Bu aşağılık herif seni öldürmem için beni kiraladı, bebeğim.

  İnanabiliyor musun Bu doğru değil mi, Gant?

  Bunun olduğuna inanamıyorum.

  İnansan iyi olur!

  Bana başlığı ve teybi getir.

  Acele et!

  Gel bakalım, al şunu ağzına!

  Ağzına almak istediğin bir şey var mı?

  Ne yapacaksın?

  Onu öldüremezsin, Max!

  Onu öldürmeyeceğim.

  Sadece biraz yumurta pişireceğim.

  Ohhh!

  Kapa çeneni!

  Kapa!

  Yoksa kahrolası tetiği çekerim!

  Aah!

  Kahretsin!

  Bu sana olan sevgimin göstergesi, bebeğim.

  Tanrım, Max!

  Umarım şov hoşuna gider, Philo  kahrolası.

  - Al şunu, geri zekalı!

  - Hayır, Max!

  Yapma!

  Al şunu!

  Al şunu!

  Al şunu!

  Arkadaşlarına fazla güvenme, Lenny.

  Renk körü olduğunu bilmiyordum, Max.

  Kravatlarına nasıl tahammül edebilirdim ki.

  Eller yukarı, amigo.

  Ooh.

  Glock-23.

  Güzel.

  Faith nerede?

  Onu partiye gönderdim Sen Gant'ı öldürene kadar burada bekleyebileceğimi fark ettim.

  Gant'ı öldüreceğimi de nereden çıkardın?

  Az önce öldürdün.

  Tanrım!

  İstatistiklere göre insanların ölmeden önce ağızdan  çıkan 2 numaralı sözmüş "Tanrım" "Kahretsin" ise bir numaralı.

  Yani, şimdi  Gant'ı ben öldürdüm ve sen.

   koşarak geldin, ve onun sağ kolu olarak beni vurdun.

  Gerçekten de öyle oldu.

  Şimdi hatırladım.

  Iris'i de ben öldürdüm, değil mi?

  Onun orjinal snuff klibini  senin apartmanında bulacaklar.

  Klüpte bıraktığım kopyasıydı.

   O kadar meşgul muymuşum?

  Trick'i de ben hallettim, değil mi?

  Kazandın.

  Bunu sevdin mi?

  Peki niye, Max?

  Iris'e neden bunu yaptın?

  Çok mükemmeldi, ben de bunu birileriyle  paylaşmak istedim.

  Sana hiçbir şey demiyorum.

  Oh, biliyorum.

  Ben bu salak için çalışıyordum, öyle değil mi?

  O fahişeyi öldürmem için bana yüklü miktarda ödeme yapacağını söyledi  aynı zamanda sürtük kız arkadaşını da gözetleyecektim.

  Çünkü o sonucun ne olduğunu biliyor, ve kontrol dışındaydı.

  Faith ve benden haberi olmayan bir tek o vardı.

  Ben de kendi kendime dedim ki; eğer işi kabul etmezsem  yerime başkasını getirir, ve fırsatım varken  Faith'i kaybederim.

  Vakit kazanmak için dansımı yaptım  ama hala Gant'la anlaşmam gerekiyordu.

  Ya o, ya da ben.

  Fakat bir enayi olmadan  dengeyi sağlayamazdım.

  Bu da onun kız arkadaşının.

   bir katil olarak bilinen ve onları  sürekli rahatsız eden eski erkek arkadaşından başka kim olabilirdi?

  Kim tabii ki?

  Maalesef kahrolası en yakın arkadaşın.

  Hiç bir plan mükemmel değildir, Lenny.

  Biraz neşelen.

  On dakika içinde dünyanın sonu gelecek.

  Yaptığınla gurur duyuyor olmalısın.

  Yani, bir salak gibi senin küçük tavşanını  buraya kadar takip ettim.

  Bana pek çok kez bir sersem gibi davrandın.

  Ölüm timi hakkında söylediklerimi hatırlıyor musun?

  Senin polise gitmeni engellemem gerekiyordu.

  Bir ölüm timi hakkında konuşulanlar vardı.

  Konumuz paranoyak olup olmadığın değildir Lenny.

  Konumuz, yeterince paranoyak olup olmadığındır.

  - Ölüm timi diye bir şey yok muydu?

  - Hayır.

  Sadece düştükleri hatanın üstünü örtmeye çalışan iki zavallı polis vardı.

  Çok komik değil mi?

  Sadece rastgele bir trafik denetiminde meydana geldi.

  Hiçbir şey, hiçbir şey demek değildir, adamım.

  Bunu sen de biliyorsun.

  Tüm gezegen kahrolası bir kaosun eşiğinde.

  Artık hesaplaşma günümüz geldi.

  Fırsat varken ne yapman gerekiyorsa yapmalısın  çünkü her an bir bok kafalı gelip beynini  bir 22'lik ile patlatabilir.

  Her an.

  Aah!

  Faith'le nasıl yakınlaştınız?

  Hmm  Bu piç, bir kaç ay önce ona göz kulak olmam için beni tuttu  senden başka Faith'i tanıyan bir ben vardım.

  Sonra yanıma gelip bana sordu, "Max, neden beni takip ediyorsun?

 " Ben de dedim ki, "Sana bir içki ısmarlayayım.

  Öyle anlatırım.”

  O da bana dedi ki.

   "Beni izlemekten hoşlanıyor musun?

 " Sen aşağıda olmalıydın, bebeğim.

  Biliyorum.

  Her zaman bana söylenileni yapmam.

  Sen de biliyorsun.

  Ben de "Beni izlemekten hoşlanıyor musun?

 " dedim.

  Hadi, Max.

  Oyna benimle.

  Sonra sen ne dedin?

  "Bunu bedavaya bile yaparım" dedim.

  Ben de dedim ki; "Bu güzel  "çünkü birinin beni seyretmesinden hoşlanırım.”

  Bu huyu Lenny'den edindim.

  Sonra o bana dedi ki  "Madem bu kadar vakti birlikte geçiriyoruz " "Neden işi daha da ilerletmeyelim ki?

 " En iyi şekilde.

  Bunların hepsini biliyordun değil mi Lenny?

  Faith ve ben, senin asla erişemeyeceğin  bir dünyaya sahiptik, Max.

  Asla.

  Faith  O gitti, biliyorum.

  Ama sen Max  Ona asla dokunamazsın!

  Keyfine bak.

  Lenny!

  Kahrolası sürtük!

  Lanet olsun.

  Seni orospu!

  Seni piç kurusu!

  Tanrım!

  Aah!

  Canın cehenneme!

  Gel buraya!

  Cehenneme git!

  Seni orospu çocuğu, aşağıya gidiyorsun!

  Gel buraya!

  Aah!

  Gel buraya, Lenny!

  Benimle beraber öleceksin orospu çocuğu, gel buraya!

  Benimle gel!

  Orospu çocuğu!

  Gel buraya!

  İşte orada!

  Canın cehenneme!

  Çekilin önümden!

  Kıpırdama!

  Sana kıpırdama dedim!

  Eğil!

  Yere eğil ve kıpırdama!

  Dikkatli ol, orospu çocuğu!

  Orada kal.

  Yere!

  Yere!

  Yere!

  Yere eğil!

  Seni orospu çocuğu hiçbir yere gitmiyorsun!

  Yürüyün!

  Adamı duydunuz!

  Kesin sesinizi ve yürüyün!

  Silahını yere indir!

  Yere eğil!

  Eğil!

  Yavaşça!

  Burada neler olduğunu söylememe izin verin.

  Neler olduğunu söylememe izin verin.

  Yere eğil, hemen şimdi!

  Şimdi!

  Bırakın da ne olduğunu söyleyeyim!

  Sadece dinleyin.

  Hayır!

  İyi mi?

  Çıkartın şu lanet olası şeyleri!

  Onları çözmeyin!

  Kes sesini!

  Yere eğil!

  İndirin şu orospuyu yere!

  Bekleyin!

  Ne olduğunu bilmiyorsunuz!

  Evet!

  Gebertin onu!

  Vurun ona!

  Vurun!

  Onu rahat bırakın!

  Kafasına vurun!

  Gebertene kadar dövün!

  Kıpırdayın!

  Komiser Strickland!

  Hepsinin sorumlusu bu!

  Şuradaki sürtük karı!

  Bu ikisi cinayet sebebiyle tutukludur!

  Onlara haklarını okuyun!

  Hadi!

  - Peki, efendim.

  - Peki, efendim.

  Sessiz kalma hakkınız var.

  Söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinize delil  olarak kullanılabilir.

  Avukat tutma hakkınız var.

  Eğer avukat tutacak paranız yoksa, size biz sağlayabiliriz.

  Şu kadına bir ambulans çağırın.

  Buraya hemen bir doktor getirin!

  Mace, iyi misin?

  Onları yakaladım.

  Herkes geri çekilsin!

  Herkes!

  Geri çekilin!

  Silahını yere bırak!

  Hemen şimdi!

  Hayır!

  Hayır!

  Hayır!

  Silahı hemen yere bırak!

  - Silahı yere bırak!

  - Silahı hemen yere bırak!

  Şimdi!

  Bırak Onu!

  Onu hemen yere bırak!

  - Silahını yere bırak!

  - Ateş edin!

  Seni.

   kahrolası  zenci.

   orospu!

  Lenny!

  Lenny!

  Lenny!

  Hayır, hayır, Lenny, Lenny.

  Lenny!

  Lenny!

  İyi misin?

  Ne?

  Tutuklu muyuz?

  Hayır, sadece bir altı saat kadar  soru sormaları gerekiyor.

  Pekala, yaranız ne tarafta efendim?

  Bayan, siz iyi misiniz?

  Bayan?

  Evet.

  Ceketinizi çıkaralım.

  Hiç yaranız var mı?

  On.

   dokuz  sekiz.

   yedi  altı.

   beş  dört  üç  iki  bir!

  Ambulansa ihtiyacınız var mı?

  Gelin bu taraftan.

  Bu taraftan, efendim.

  Hey Lenny, başardık.

  Evet, biz başardık.

  Gitsen iyi olur.

  Tamam.

  Merkezde görüşürüz.

  Görüşürüz.

  Çeviren: pandaren||

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar