Print Friendly and PDF

Translate

Serenity (2005)

|

 


119 dk

Yönetmen:Joss Whedon

Senaryo:Joss Whedon

Ülke:ABD

Tür:Aksiyon, Macera, Bilim-Kurgu

Vizyon Tarihi:02 Aralık 2005 (Türkiye)

Dil:İngilizce, Çince

Müzik:David Newman

Nam-ı Diğer:Firefly | Firefly: The Movie

 

Oyuncular

Nathan Fillion

Gina Torres

Alan Tudyk

Morena Baccarin

Adam Baldwin

Devam Filmleri

2002 - Firefly (238,827)9.0(Tv Dizisi)

2005 - Serenity(279,709)7.8

Özet

Galaksiler arasında çıkan savaşın kaybeden tarafında yer alan Yüzbaşı Malcolm Reynolds, görevinden ayrıldıktan sonra sahibi olduğu Serenity adlı uzay gemisiyle taşımacılık yapmaya başlamıştır. Kendisine çok sadık bir ekiple çalışır. Ekip üyeleri arasında kavga ve anlaşmazlıklar hiç bitmese de hepsinin ortak özelliği Malcolm Reynolds'a son derece sadık olmalarıdır. Günün birinde Serenity adlı gemisine iki yeni yolcu alır. Bunlar genç bir doktor ile telepatik güçleri olan kız kardeşidir. Pazarlık yaptıkları fiyattan fazlasını ödemişlerdir. Her ikisi de kainata hükmeden koalisyon güçlerinin elinden kaçmayı başaran kaçaklardır. Koalisyon güçlerinin özellikle genç kızı ele geçirmek için yapmayacağı şey yoktur.

Altyazı

Sayıca o kadar çoktuk ki,Yerkürenin kaynakları tükendi.

Biz de onlarca gezegen ve yüzlerce aydan oluşan yeni bir güneş sistemi bulduk.

Bu yeni Yerkürelerin insan yaşamını destekler hale gelmesi için her biri onlarca yıl süren yer şekillendirme işleminden geçti.

Merkez gezegenler İttifak'ı kurdu.

Gezegenlerarası bir Parlamentoca yönetilen İttifak,uygarlığın feneriydi.

Aydınlanmamış vahşi dış gezegenler İttifak'ın idaresine karşı koydu.

Çıkan savaş yıkıcıydı.

İttifak'ın Bağımsızlar'a karşı kazandığı zafer evrenin güvenliğini garanti altına aldı.

 Bugün herkes gerçek uygarlığın sunduğu  rahatlıktan ve aydınlıktan yararlanabiliyor.

 Bağımsızlar bizimle neden savaştı ki?

 Uygarlaşmak istemiyorlar mıydı?

 - Bağımsızlar yamyammış.

 - Sadece Haydutlar yamyamdır.

 - Haydutlar diye bir şey yok.

 - Kesinlikle var.

 Uzaydan gelen göçmenleri öldürdüklerini  derilerini giysilerine diktiklerini  ve onlara saatlerce tecavüz ettiklerini duydum.

 Dış gezegenlerde tehlikeler olduğu doğru.

 Bizler Bağımsızlar'ın sosyal ve tıp alanlarında  gelişmesine onca yardımcı olabilecekken  sence neden bizimle öylesine savaştılar?

 Onların işlerine karıştık.

 River?

 İnsanlar kendi işlerine karışılmasından hoşlanmaz.

 Onlara ne yapacaklarını ve düşüneceklerini söylüyoruz.

 Koşma, yürüme.

 Evlerinin ve akıllarının içindeyiz.

 Bunu yapmaya hakkımız yok.

 Başkalarının işlerine karışıyoruz.

 River.

 Bizler başkalarına ne düşüneceklerini söylemiyoruz.

 Sadece nasıl yapacaklarını göstermeye çalışıyoruz.

 - Rüya görüyor.

 Bunu kaydettin mi?

 - Kaydedilemez düzeyde.

 Korkunç canavarlar görüyor.

 İlacın miktarını arttıralım.

 Sekiz damla Delsiyum.

 Uyurlarken onlarla daha rahat çalışıyoruz.

 Bilinçaltlarını izleyebiliyor, yönetebiliyor  telkinlerde bulunabiliyoruz.

 Olanları izlemek başlangıçta ürkütücü  ama sonuçlar müthiş.

 Özellikle bu vaka.

 River Tam en başarılı öğrencimiz.

 Bunu duymuştum.

 Kız, yan etkilere rağmen  savunma sistemimiz için ideal olacak.

 Bana yan etkilerden söz edin.

 Dengesiz olduğu açık.

 Sinirlerin ayrılması, gerçeği parçalar halinde algılamasına  neden oluyor.

 - Dengesizlik olarak  - Deliyse, bu psişiğin  ne yararı olabilir ki?

 O sadece bir psişik değil.

 Doğru şekilde tetiklendiğinde bir silaha dönüşür.

 Bilincinin açık olduğu dönemler oluyor.

 Umut ediyoruz ki 

Affedersiniz bayım, sormak zorundayım.

 Bu denetimin bir nedeni var mı?

 Sizi tedirgin mi ediyorum?

 Parlamentonun en önemli üyeleri bu deneği bizzat gözlemledi.

 İttifak'ın, projeyi oybirliğiyle  desteklediği söylendi bana.

 - Güçlerini sergilemesi 

- Fiziksel durumu nasıl?

 Bir ilkle karşı karşıyayız.

 Tüm deneklerimiz dövüşmeye koşullanır, ama River  o, olağanüstü zarif bir varlık.

 Evet.

 Dans etmeyi hep sevmiştir.

 River.

 Benim, Simon.

 Lütfen.

 Benim, Simon.

 Ağabeyin.

 Simon.

 Geldiğini biliyorlar.

 İçeriden yukarıya ulaşamayız.

 Bir yolunu bul.

 Denek kaçıyor.

 Güvenlik alarmı verildi.

 7.

 Bölge.

 Dur.

 Geriye sar.

 Dur.

 Afedersiniz  benim iznim olmadan  kimse kayıt odasına giremez.

 Bağışlayın, ama olayı tarafsız bir şekilde  yalnız izlemek istiyorum.

 - Yetki belgenizi görmek istiyorum.

 - Israr etmekte haklısınız.

Parlamentoca atanmış sınırsız yetki.

 Özür dilerim.

 Bir Parlamento görevlisiyle  işbirliği yapmaya hazırız elbette.

 Ancak tam olarak  - Rütbe ya da isim göremiyorum.

 - İkisine de sahip değilim.

 Aynı bu tesis gibi.

 Hiçbir yerde kaydıma rastlayamazsınız.

 Tam'ler hakkında konuşalım.

 Kayıtları taradığınızı varsayıyorum  River en büyük başarınızdı.

 Bir mucize.

 Olağanüstü bir fenomen.

 Ama bu durum, ağabeyi gelip, onu sizden alana kadar sürdü.

 - Durum o kadar basit değil.

 - Bunun farkındayım.

 - Bunun olacağını tahmin edemez  - Hayır.

 Hayır.

 Elbette.

 Çocuk buraya girmenin bir yolunu bulmak için  tüm servetini harcadı.

 Tıpta umut vaat eden geleceğini de bir kenara attı.

 - Yaptığı delilik.

 - Delilik mi?

 Bu holograma dikkatle baktınız mı Doktor?

 Ya da Simon'ın yüzüne?

 Aslına bakarsanız bu, sevgidir.

 Bu çok daha tehlikeli bir şey.

 Neden buradasınız?

 Çünkü mesele sandığınızdan çok daha karmaşık.

 En büyük günahınızın ne olduğunu biliyor musunuz, Doktor?

 - Acaba  - Gururunuz.

Parlamentonun en önemli üyeleri bu deneği bizzat gözlemledi.

İttifak'ın projeyi oybirliğiyle "Parlamentonun en önemli üyeleri.

" En önemli.

 Galaksideki tüm askeri, diplomatik ve  gizli operasyonların arkasındaki beyinler  ve siz onları bir psişikle  aynı odada bulundurdunuz.

 Eğer kız bazı gizli bilgileri  Kız bundan hiç söz etmedi.

 Ne olduğunu bilmiyorum.

 Ben de bilmiyorum.

 Kızın giderek bozulan akıl sağlığına bakılırsa  bu ikimiz için de daha iyi olmuş.

 Sırlar beni ilgilendirmiyor.

 Beni ilgilendiren şey, sırları saklamak.

 Kız kazara bazı sırları öğrendiyse bile  büyük olasılıkla bunun farkında bile değil.

 Bu sırlar psikoz katmanları altında gömülüdür.

 Bazı eski, uygar kültürlerde  insanlar sizin gibi  tamamen başarısız olduklarında, kendilerini  kılıçlarının üzerine atarmış.

 Ne yazık ki, yanımda kılıç yok.

 Yerinizde olsam onu indirirdim.

 Yaralı bir hayvan gibi uyurken mi öldürülmek isterdiniz?

 Genç bayan?

 Davranış değişikliğine yol açan  tetikleyicilere dair tüm kayıtları istiyorum.

 River Tam'e ulaşıp, bize dönmesini  sağlamak için ona yardım etmeliyiz.

 Simon ne kadar uzağa gitmiş  Bu onurlu bir ölüm.

 Bundan, bu şekilde ölmekten utanmamalısın.

 Çok iyi işler başarmış bir adam.

 Biz daha iyi bir dünya yaratıyoruz.

 İttifak'a bağlı tüm gezegenler  daha iyi dünyalar olacak.

 Genç bayan, hemen başlamanızı istiyorum.

 Uzun bir yolculuk yapmam gerekecek sanırım.

 Nerede saklanıyorsun küçük kız?

 - O da neydi?

 - Sen de gördün mü?

 Ana şok emici panel olabilir mi?

 - Ona benziyordu sanki  - Ana şok emici panel  kahrolası gemimden durduk yere mi düştü?

 Öyle görünüyor.

 Kaylee giriş bağlantılarını kontrol etmişti.

 - Bunu açıkça hatırlıyorum.

 - Atmosfere girerken  oluşacak ısınmayı dengeleyecek akışı sağlayamazsak  çok ilginç bir iniş olacak.

 - "İlginç"i tanımla.

 - "Tanrım, hepimiz öleceğiz" nasıl?

 Kaptanınız konuşuyor.

 Atmosfere girişle ilgili  ufak bir sorun var.

 Hafif bir türbülansa girip  ardından patlayabiliriz.

 - İniş açısını değiştiremez misin?

 - Yapıyorum!

 - Ama bu yeterli değil.

 - Ne yap et, bizi yere indir!

 Yere bir şekilde ineceğimize emin olabilirsin.

 Patlayacak mıyız?

 Ben patlamak istemiyorum.

 Yanına kaç tane silah alıyorsun Jayne?

 - Sadece iki silahın var.

 - Seçim yapmak beni  heyecanlandırır.

 Seçenekler hoşuma gider.

 Silah kullanılmasını gerektirecek bir plan yapmıyorum.

 Planladıklarınla gerçekleşenler hiçbir zaman birbirini tutmamıştır.

 El bombası istemiyorum.

 - Yine mi çakılacağız?

 - Kocanla konuş.

 - Katır hazır mı?

 - Kalkışa hazır, efendim.

 Sadece yüklüyoruz.

 - El bombaları?

 - Kaptan el bombası istemiyor.

 Jayne, orayı işgal etmeyeceğiz, soyacağız.

 Kaylee!

 Kaylee, bu kez neyle oynuyorsun?

 Ana şok emici panel düş  Her şey yolunda, Kaptan.

 Endişelenme.

 Bu giriş cihazları bir hafta daha dayanır demiştin bana!

 - Bunu altı ay önce demiştim Kaptan.

 - Benim gemim çakılamaz!

 Çakılırsa buna sen neden olmuşsundur!

 Doktor.

 Gezegene inmeden aşı olmalıyım.

 Yolculuğumuz biraz sarsıntılıydı.

 - Ama endişelenecek bir şey yok.

 - Endişelenmiyorum.

 Doktor, korku, utanılacak bir duygu değildir.

 Korkmuyorum.

 Kızgınım.

 Sendeki bu suratla ikisini ayırt etmek çok zor.

 Korksaydım, gözlerim fal taşı gibi açık olurdu herhalde.

 Bir dahaki sefere dikkat ederim.

 Onu götüremezsin.

 Hayır!

 Bu konuyu seninle konuşmaya hiç niyetim  Seninle gelmeyecek.

 Bu son sözüm.

 Bir daha "Bu son sözüm" dersen  gerçekten de son sözlerin olur.

 Bu gemi benim evim.

 Sizler de konuksunuz.

 Konuk mu?

 - Bu yolculuğu hak ettim, Kaptan  - Kardeşinin seni  örnek almasının zamanı geldi.

 Ben bu yolculuğu, kurşun yaraları  bıçak yaraları ve lazer yanıkları tedavi ederek hak ettim.

 Bazı görevler, diğerlerinden daha ilginçtir.

 Kardeşimi kullanmak, bu işlere sokmak istiyorsun.

 "İstiyorum" demedim.

 Kullanacağım.

 Bir tek iş yapacak.

 Güvende olacak.

 O daha 17 yaşında.

 - Zihinsel travma geçirmiş 17  - O zihin okuyor.

 Olayların arkasındaki gerçekleri görüyor.

 Gelecek tehlikeleri de görebilir ki, bu benim işime yarar.

 Demek rehber edindiğin ilke bu, bir şeyin "işe yararlılık" derecesi.

 Dürüst olmam gerekirse, bu kez çakılsak da fark etmez.

 River'ı İttifak'tan kurtarmak için  neler çektiğimi biliyor musun?

 Biliyorum.

 Bizler de bu gerçeğin reklamını  yapmamaya özen gösterdik.

 - Beni tehdit mi edi  - Ben kendimi ve yakınlarımı korurum.

 Sen bu gruba henüz dahil değilsin.

 Sen İttifak'ın pençesine bir diken batırdın.

 Bu hoşuma gitti.

 Ama bu yüzden daha çok kaçmam ve  birçok işi geri çevirmem gerekiyor.

 Yasadışı olmayanları bile.

 Bu ekibi iş vaadiyle topladım.

 Ama İttifak yüzünden  iş almak her yıl daha da zorlaşıyor.

 Çok yakında, bizim gibiler ortalarda  böyle özgürce dolaşamayacak.

 Bu seferkini başaramazsak bir daha hiç iş alamayabiliriz.

 Ve işte buradayız, böylesine riskli bir noktada.

 Sen beni zora sokamazsan, ben de seni zora sokmam.

 Zoe, hepimiz dümdüz olmadan Wash gemiyi düzeltecek mi?

 Merak etmeyin, efendim.

 Kimse kocam gibi gemi kullanamaz.

 River?

 Biliyorum.

 Kısa bir gezinti yapacağız.

 Küçük.

 Görevinin ne olduğunu biliyor musun?

 Sen biliyor musun?

 Benim işim bu, tatlım.

 Benim işim bu.

 Acele edin!

 Oyalanmayı bırakın.

 Döndüğümde gemi tamir edilmiş olsun.

 - Güven bana, Kaptan.

 - Bugün kimseye güvenemiyorum.

 Yedek şarjörler arka bölmede.

 Şehre Pazar ayini sırasında girelim.

 Etrafta kalabalık olmaz.

 Fanty ve Mingo yanılmıyorsa bizim için  kârlı bir gün olabilir.

 River, diğerlerinin gerisinde kal.

 Çatışma çıkarsa yere yat ya da koş.

 Onları ölüme terk etmende bir sakınca yok.

 Doktor, kardeşin benim himayemde olacak.

 Ona en ufak bir şey olursa  yemin ederim ki çok üzülürüm.

 Cidden.

 Gözyaşı bile dökebilirim.

 Kaptanın söylediklerine kulak asma.

 Onu koruyacaktır.

 Yere tükürmeye fırsatın olmadan geri dönmüş olurlar.

 Yani lafın gelişi, yere tükürdüğünden değil.

 Bu kadar değerli ne bulmayı umuyorsun?

 Güvenlik personeli maaşları.

 İttifak dış gezegenlerin hepsinde  huzuru sağlayacak güce sahip değil.

 Krediyle çalışmayan özel şirketlerle anlaşırlar.

 Bu şirketlere nakit para ödenir.

 Ayda bir, para buraya gelir.

 İttifak'ın bundan haberi olmaz mı?

 Hiçbir özel şirket, maaşlarının çalındığını bildirmez  yoksa güçsüz görünürler.

 Sözleşmeleri iptal olabilir.

 Hayaletlerden farkımız olmayacak.

 Hiç kimsenin ruhu duymayacak.

 Harika.

 Haydi, kötü adamlar olalım.

 El ve dizlerinizin üzerine çökün, başınızı eğin!

 Doğru yerdeyiz.

 Şu anda hepiniz göbek deliklerinize bakıyor olmalısınız.

 Birinizin başını kaldırdığını görürsem, şiddet yaşanır.

 Siz de anlamışsınızdır, amacımız hırsızlık yapmak  ama sizlere ait olanın peşinde değiliz.

 Bu yüzden telaşlanmanıza gerek yok.

 Kasa kilitli.

 Kahraman sözcüğünün tanımını biliyor musun?

 Başkalarının ölmesine neden olan kişi.

 Bir ara sözlüğe bakarsın.

 Kocaman mutlu bir aile olmadık mı?

 Sonunda emekliye ayrılıp suç işlemeyi bırakabiliriz.

 Baksanıza!

 Kahverengi Ceketlilerden misiniz?

 Bağımsızlık için savaşmadınız mı?

 Askerler hırsızlık yapmaz.

 Savaş çoktan bitti.

 Bizler artık siviliz.

 Beni iyi dinleyin!

 Kasayı boşaltmaya geliyoruz!

 Parolayı söylemek zorundasınız!

 Tamam.

 Duydum diyorum.

 Otomatik silahtı.

 Gerçekten de silah sesiydi.

 Belki de Yasa Uygulayıcısını uyarmalısın.

 Neler oluyor?

 İyi misin?

 Ne oluyor?

 Haydutlar!

 Bacak en iyisi.

 Hem çok kanar hem de iç organlarını zedelemeyiz.

 Bence ufak bir sıyrık yeterli olur.

 Bize teslim olduğunu düşünürler.

 Anlıyorum.

 Mal!

 Her soygunda adımı haykırıyor.

 Mal!

 Haydutlar!

 Kız kriz geçiriyor!

 Ya buradalar ya da gelmek üzereler!

 Katıra bin!

 - Bu kapı içeriden mi kilitleniyor?

 - Evet.

 Herkesi üst kata çıkart.

 Onları buraya sokup, kapıyı kilitle.

 Havasız kalmadığınız sürece açma, anladın mı?

 - Ama  - Herkesi kasaya indir!

 - Onları görüyor musunuz?

 - Zoe, katırı sen sür!

 Onları görüyor musunuz?

 Beni de alın!

 Kasaya gir, diğerlerinin yanına git!

 - Burada kalamam!

 Lütfen!

 - Hepimizi taşımaz.

 Devam edelim.

 Lütfen!

 Daha hızlı!

 Daha hızlı!

 Daha hızlı gitsen iyi olur!

 Neden bize doğrudan ateş etmiyorlar?

 Bizi yakalamak istiyorlar.

 Yakından ateş edecekler.

 Bizi canlıyken yemek istiyorlar.

 Keşke yanımızda el bombası olsaydı, değil mi?

 - Wash?

 Bebeğim, beni duyuyor musun?

 - Kalkışa hazırız.

 - Takip mi ediliyorsunuz?

 - Haydutlar!

 Kaylee!

Motorları çalıştır.

 Haydutlar burada!

 - Sana zamanında ulaşamayacağız!

 - Devam et.

 Size doğru geliyoruz.

 - Şarjörlerim nerede?

 - Arka bölmede.

 Jayne!

 Beni yemelerini istemiyorum!

 Ellerine geçersem beni vur!

 Haydutların eline geçersem dedim!

 Arayı açmaya çalış.

 Düzlüklere gel ve hızla geriye dön.

 Ambar Yutuşu'nu deneyeceğiz.

Simon!

 Kargo bölümünü aç!

 İyice yaklaştılar!

 Şu kayaları gönder, onlara bir öpücük yolla!

Bunu nasıl yapacağını konuşmuştuk.

 Konuşmak ayrı, yapmak ayrı.

 - River?

 - Bir böcek yuttum.

 - İyi misin?

 - Sen iyi misin?

Herkes burada mı?

 Neler oluyor?

 Size soruyorum!

 Yaralı yok.

- Takip ediliyor muyuz?

 - Çok iyiydin, bebek.

 Olumsuz.

 Temiz bir kaçış oldu.

 Beaumonde'ye doğru yol al.

 Önce bu cesedin  Simon!

 - Seni orospu çocuğu!

 - Seni delik deşik etmeme  ramak kaldı Doktor.

 - "Tek bir iş.

 Güvende olacak!

" - Güvende işte!

 Hala deli olmasını saymazsak, son derece sağlıklı!

 River olmasaydı, işimiz bitmişti.

 Onların geldiklerini hissetti.

 Bu tekrarlanmayacak.

 Anlıyor musun?

 Gemimde emir vermen hakkında konuştuğumuzu hatırlıyorum.

 Artık geminde değiliz.

 River payına düşeni aldıktan sonra geminden ayrılıyoruz.

 - Aceleci davranma.

 - Hayır!

 Bu harika bir fikir!

 10 saat sonra Beaumonde'da oluruz.

 Payınızı alırsınız ve yollarımızı ayırırız.

 Ama o zamana kadar işini yapacaksın.

 Ekibimin yaralarıyla ilgilen.

 Huzur içinde ölmedi.

 Hiçbiri huzur içinde ölmez.

 River ve Simon olmayınca  her şey bizim için daha rahat olacak.

 Sizce ne kadar yaşarlar?

 Doktor kararını verdi.

 Evet.

 Onları aldığımızda bebekler kadar masumlardı.

 Yeterince barındırdık.

 İnsan özgür yaşamalı, ayakları üzerinde durmayı öğrenmeli.

 Şehirdeki adam gibi mi?

 Onu vurmaktan başka çarem yoktu.

 Haydutlar onu yakalasaydı  - onu öldürmeden önce neler  - Biliyorum.

 Ona iyilik ettin.

 Ama onu vurmadan önce onu da almamız için bize yalvarıyordu.

 Katır hepimizi birden taşımazdı.

 O yük bizi yavaşlatırdı.

 - Bundan emin misin?

 - Katır beş kişiyle uçamaz.

 Kızı, seni ya da Jayne'i mi atsaydım?

 Aslında Jayne'i atabilirdim.

 - Parayı atabilirdik.

 - Parayı atmak mı  Zoe, gemim dökülüyor, ekibimin maaşlarını ödeyemedim ve  bu ay esaslı bir yemek yeme ihtiyaçları olacak.

 Fanty ve Mingo işi mahvettiğimizi duysalar  ne yaparlar biliyor musunuz?

 Burada hiçbir şeyimiz kalmadı.

 Bir iş aldığımızda başarmak durumundayız.

 Efendim, hiçbir konuda itirazım yok.

 Sadece  savaş zamanında geride asla birini bırakmazdık.

 Belki de o yüzden kaybettik.

 Haydutlardan kıl payı kurtulduk.

 Anlamıyorum.

 Bir adam nasıl böylesine çıldırabilir?

 Kendi yüzünü keser, insanlara tecavüz edip, öldürür.

 Ben sadece adil bir dövüş sırasında birini öldürürüm.

 Ya da adil bir dövüş başlatacağını düşündüğümde.

 Ya da canımı sıkarsa.

 Ya da bir kadın için.

 Ya da karşılığında para alacaksam.

 Çoğunlukla para alacaksam yaparım.

 Bu Haydutlar, son on yıldır  masallardaki umacılar gibi bir anda beliriveriyorlar.

 İnsanları canlı canlı yiyorlar.

 Bunun nesi eğlenceli?

 Çoban Book bu insanların  uzayın kıyısına ulaşıp engin bir boşluk gördüklerini ve  bu yüzden tırlattıklarını söyledi.

 Her neyse.

 Ben de kıyıya ulaştım.

 Uzayın devamı gibiydi.

 Bilemiyorum.

 Uzay çok korkunç bir yalnızlık hissi uyandırır.

 Bu gemide biraz daha kalırsak biz de çıldırabiliriz.

 Kaptan hepimizin çekip gitmesine neden olacak.

 Simon ve River'a yaptığı gibi.

 Inara'ya yaptığı gibi.

Kaylee, kaydediciyi kapatır mısın?

Her şeyi kaydetmeliyiz Inara.

Gerçek bir fahişe müşterilerini bu gemide eğlendiriyordu.

- Hem de bu yatakta!

 - Burada işimi yapamıyorum.

Ayrıca Kaptanın bunu onayladığını sanmıyorum.

Kaptan kalmanı istiyor O adam ne istediğini bilmiyor.

 Benim o kadar vaktim  Kaptanlarla konuş, çığırtkanlarla değil.

 Kaptanın gözlerinin içine bak.

 Kiminle muhatap olduğunu bil.

 Keşke bir  Bu kadar temiz olmamalısınız.

 Bu sizi kolaylıkla ele verir.

 Kimseye peşin ödeme yapma.

 Ve Capissen 38 motorla çalışan  hiçbir şeye binme.

 Düşüverirler.

 Kaylee.

 River, onlarla kalmak istiyor musun?

 Bu, güvenli olmaz.

 Haklısın.

 Burada kalmamız artık güvenli değil.

 Onlar için güvenli olmaz.

 MAIDENHEAD GÜVENLİK HABERLERİ  katliamdan kurtulanların kendilerini tren istasyonun kasasına kilitledikleri anlaşıl  Kaylee, burası bir işyeri.

 Simon hakkında sonra konuşabiliriz  Bizden dört dünya uzağa gittiği zaman mı?

 Veya İttifak, onu ve River'ı bulunca mı?

 Bu benim umurumda değil.

 Bu işi bitirip, sonra başka iş almalıyım.

 O ikisi bana yük olurken bunu yapamam.

 Nasıl bu kadar duygusuz olabiliyorsun?

 Kaçak olmaları Kaptanın suçu değil.

 Onları aileden sayabilirdi.

 Simon'ın beni görmesine engel olmayabilirdi.

 Ben onun için böylesine sevgi beslerken  Son bir yıldır bacak aram pille çalışan aletlerden  başka bir şey görmedi.

 Aman Tanrım!

 Bunu bilemem!

 Ben biraz daha katlanabilirim.

 Duygulara biraz olsun önem versey  Bir gün gideceğini biliyordun.

 Bu ikisi için biz sadece geçici bir duraktık.

 Hem onun ne hissettiğini biliyor musun?

 Şu anda River için endişeleniyor, ama isteseydi yine de sana  Birini gerçekten çok isteseydim  evrendeki hiçbir şey beni durdurmazdı.

 Bunu Inara'ya anlat.

 Ailevi bir mesele mi?

 Ailevi bir mesele mi?

 Öyleyse karışmak istemeyiz.

 Bir erkek evinin düzenini sağlayabilmelidir.

 Fanty.

 Mingo.

 - O Mingo.

 - O Fanty.

 Sen Mingo'sun.

 - Yanılmamayı nasıl başarıyorsun?

 - Fanty daha yakışıklı.

 Biraz iş konuşmak ister misiniz?

 Çabalar.

 Çok iyi bir ekibin var.

 Bir grup başarılı taşralı.

 Bu ekibi o boktan gemide tutmayı  nasıl başardığını çözemiyoruz.

 - Aramızda sürekli bunu konuşuyoruz.

 - Farkındayım.

 Bir sorun mu var?

 Ayağınızın dibinde bekleyen  % *25'lik payı alsanız da yeni işi konuşmaya başlasak.

 Biz yüzde 40 alırız.

 - Kaslı kıçıma anlat bunu.

 - Bundan sonra  böyle.

 Beğenmiyorsanız başkasını bulun.

 Sizin gibi zavallılarla  çalışacak başkasını bulun bakalım.

 Ne yapacağını kestirmek zor, Mal.

 Savaşman gerektiğinde kaçıyorsun.

 Razı olman gerektiğinde ise savaşıyorsun.

 Bu da seninle iş yapanları tedirgin ediyor.

 Miranda.

 Bakın!

 Kavga çıktı!

 Jayne?

 Bu kızı tanıyor musun?

 Hayır, onu gerçekten tanımıyorum.

 Kahrolası, kız!

 Benim, ben!

 MALCOLM REYNOLDS Beş Kez Tutuklandı: Gümrük Kaçakçılığı Yasadışı Kargo Nakli YÜZBAŞI, BAĞIMSIZ ORDU 57. TUGAY, GÖNÜLLÜ GÖNÜLLÜ KAHRAMANLIK ÖDÜLÜ: SERENITY VALLEY SAVAŞI Onu görebilir miyim?

 Bize bir açıklama borçlusun.

 Orada neler oldu?

 40 kg ağırlığında bir kızın Jayne'i nasıl yere serdiğinden başla.

 Çünkü, bu gerçekten çok ilginç.

 - Ölen oldu mu?

 - Olabilir.

 Kız tam beni öldürecekken doktor müdahale etti.

 Sahi, bunu nasıl yaptın?

 Bir güvenli sözcükle.

 River'ı kurtarmama yardım edenler  ona ve diğer deneklere bazı  koşullu davranışlar öğretildiğini öğrenmiş.

 Her ihtimale karşı bana  - bir güvenli sözcük öğrettiler.

 - Anlamadım.

 Bu, onun uyumasını sağlayan bir söz.

 - Eğer şu sözleri söylersem  - Sakın söyleme!

 Bu sadece onda işe yarıyor, Jayne.

 Öyle olduğu belli.

"Her ihtimale karşı.

" Sözünü ettiğin o "ihtimal" nedir?

 - Bunu söylemediler  - Sen de sormadın.

 Ellerini çek  Sekiz ay!

 Yanlış bir sözcükle her an delirebileceği halde  onu sekiz aydır gemimde tutuyorsun!

 Bana hiçbir şey söylemedin!

 Onu İttifak'ın elinden kurtarmak için kaçırdım.

 - Ne yaptıklarını bilmiyordum  - Benim gemim!

 Benim ekibim!

 Aramızda bir saatli bomba yaşıyormuş!

 Uyandığında içeride kimi bulacağız?

 Kızı mı?

 Yoksa bir silah mı?

 İyileştiğini sanıyordum.

 Onların gideceğini sanıyordum!

 Onların gitmesini kararlaştırmamış mıydık?

 - Onları bu durumda bırakamayız.

 - Hayır, o artık bir  katil olduğundan, ona çay ve Çin böreği ikram etmeliyiz.

 Cidden Mal, onu niye geri getirdin?

 Onu görebilir miyim?

 Bir daha delirirse, onu öldürmemiz gerekecek.

 Bunu ben de düşündüm.

 Yanlış insanlarla beraber değilsem, şiddet içermeyen  - bir şey önerebilir miyim?

 - Hayatım.

 Şu anda tam anlamıyla kör uçuş yapıyoruz.

 Neler olup bittiğini öğrenmeliyiz.

 Bay Universe ile görüşmeliyiz.

 Bu çok iyi.

 Bana en iyi şiddet sahnelerini hep sizler gönderiyorsunuz.

Tehlikede olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?

Biz de bunu merak ediyoruz.

 Olayla ilgili bir haber var mı?

 "Haber" diye bir şey yok.

 Sadece sinyaller var, tek gerçek onlar.

 Bana göre öyle.

 Bir de, Parlamento soytarılarının  uyurgezer halka yutturduğu kukla tiyatrosu var.

 Peki ya bu mesele?

 Kukla tiyatrosuna konu oldu mu?

Hayır bayım.

 Yasa gücüne de bildirilmemiş.

Güvenlik kanalına girmem gerekti.

 - Bunu yapabiliyor musun?

 - Sinyali durduramazsın, Mal.

Her sinyal bir yere ulaşır ve ben de her yere ulaşırım.

Güvenlik kanalına girmek kolaydır ilk giren de ben değilim.

- Bunun üzerinde izler var.

 - Bu görüntüleri biri daha izlemiş.

Zoe, seni ateşli kevaşe, vazgeç bu sevdadan.

Hüsrana uğrarsın.

Ben başkasına bağlıyım.

 Aşkbot'uma.

 Çok güzel bir tören oldu.

 Lenore yeminini kendi yazdı.

 Bebek gibi ağladım.

 Aç, kızgın bir bebek gibi.

 Sonunda uyuyor.

 Ne de olsa yorgun düştü.

 Geriye sarıp bakar mısın?

 Kavgadan önce onunla konuşan olmuş mu?

 Onunla herhangi bir ilişkiye girmişler mi?

- Miranda.

 - "Miranda" mı?

 Biraz daha geriye sar.

 Yo.

Lütfen?

 Çok zekisin, Mal.

 - Biri onunla gerçekten de konuşmuş.

 - Yulaflı gofret mi?

 Bilinçaltı.

 Kızın bilinçaltını tetiklemek için yayınlanmış bir mesaj bu.

 Son birkaç haftadır her yerde bu şifreye rastlıyorum.

 Bu İttifak'ın, üst düzey askerlerin işi.

Küçük dostunuzu bulmak için çok büyük zahmete girmişler.

Ve onu bulmuşlar da.

Siz ne taşıdığınızın farkında mısınız?

 Benden korkuyorlar.

 - Üzgünüm.

 - Korkmalılar da.

 Ama onlara göstereceğim.

 Aman Tanrım.

 Geçti.

 Hepsi geçti.

 Bir köpekmişim gibi benimle hava attılar.

 Üstleri kan içinde yaşlı adamlar.

 Bu kanın içinde boğuluyorlar.

 Ne dediğimi bilmiyorum.

 Ne dediğimi asla bilmiyorum.

 Maidenhead'deyken bir şey söyledin.

 Tetiklendiğinde.

 Hatırlıyor musun?

 Kaptan görüntüleri izlerken bir şey söylediğini gördü.

 Miranda.

 Miranda.

 Ona sor.

 Miranda kim?

 Şu anda  Şu anda Miranda'yla mı konuşuyorum?

 Hayır.

 Tamam.

 Ama sanırım, seni tetiklediklerinde  bu anıyı uyandırdılar.

 - Bu anı  - Bana ait değil.

 Bu anı bana ait değil.

 Onu hatırlamak zorunda olmamalıyım.

 Bana ait değil.

 - Beni tekrar uyutma.

 - Uyutmam.

 Uyutmam.

 Beni vur.

 Beni başımdan vur.

 Böyle konuşma.

 Bunu asla söyleme.

 Bunların hepsini atlatacağız.

 Yakında her şey daha da kötüye gidecek.

 BÖLGE 0518-02 Bizi tekrar kabul ettiğin için teşekkürler, Çoban.

 Bir planın var mı?

 Saklanmak da bir plan değil mi?

 Bir süreliğine işe yarayabilir.

 Buradakiler de ek paraya hayır demez.

 Ama İttifak yakında buraya gelir.

 Bu kızı bulmakta çok kararlılar.

 Her an postalların seslerini duyabiliriz.

 Duymazsın.

 Mal, bu resmi bir askeri operasyon değil.

 Bu konuda haber yayını yapılmadı  tutuklama emri çıkartılmadı.

 Kızı istiyorlar, ama olayın bilinmesini istemiyorlar.

 Bu da "Gizli Operasyon" demektir.

 İşin içinde Ajan var demektir.

 Bu da, başın emsalsiz bir dertte demektir.

 Kızı orada bırakabilirdim.

 Onsuz kaçma fırsatım vardı.

Onu orada bırakıp demir almak için pek çok nedenim vardı.

 Bu senin tarzın değil, Mal.

 Benim bir tarzım mı var?

 Bu bir planımın olmasından daha mı iyi?

 Bu olaydan sağ çıkmanı sağlayacak bir tek şey var, Mal.

 O da inanç.

 Bilirsin Çoban, sana her konuda danışırım  ama vaazlar uykumu getiriyor.

 Yukarıdan yardım gelmesini beklemiyorum.

 Bu, gelmeyecek bir treni boşuna beklemek gibi bir şey.

 "İnanç" dediğimde neden hep Tanrı'dan söz ettiğimi düşünüyorsun?

 Sana ummadığın bir yandan yaklaşacaklar.

 Onlar böyle düşünürler.

 Böyle hareket ederler.

 Gülümseyerek yanaşırlar ve seni en zayıf noktandan vururlar.

 Gönderecekleri adam büyük olasılıkla inançlı biridir.

 Öldürür ve nedenini asla sormaz.

 Onların dünyası hakkında çok şey bilmene şaşıyorum.

 Mal, ben Çoban olarak doğmadım.

 Bir ara bana bunu anlatmalısın.

 Hayır.

 River?

 River, yorgun görünüyorsun.

 Bence herkes yorulmuş.

 Hepimiz biraz uzanalım.

 Biraz huzur ve sessizlik her şeyi yoluna koyar.

 - River.

 Sana söylenileni yap.

 - Hayır.

 - Kendini iyi hissedeceksin.

 Uzan.

 - Hayır!

Öldür onları.

- Ne?

 - Mal?

 Uyandın mı?

Bir mesaj geldi.

 Sana aktarıyorum.

 Inara?

Şey  kötü bir zaman mı?

 Hayır  daha iyi bir zamanlama olamazdı.

- Dünyan nasıl?

 - Soğuk.

 Burada sonbahar var.

 Hala Eğitim Merkezi'nde misin?

 Bu mesajı neye borçluyum?

 Seni gördüğüme sevinmediğimden değil - Çok iyi görünüyorsun.

 - Teşekkür ederim.

Peki, neden Buradaki yerlilerle bazı sorunlar yaşıyoruz - ve düşündüm ki  - Adama ihtiyacınız var, öyle mi?

Umarım olmaz, ama sen ve ekibin yakınlardaysanız buraya uğrar mısınız?

 Ekibin dinlenir de.

 Ödeme de yapılacak.

 Bu çok iyi.

 Yani, isterim.

 Kaylee seni çok özledi.

- Demek öyle.

 - Ben de onu özledim.

Bazen mekiğimi bile özlüyorum.

 Evet, onu bırakmıştın  Bende bazı eşyaların var.

 Sana getirmeye fırsatım olmadı.

- Eşyalarımı bırakmak istemezdim.

 - Eşyalarını karıştırmadım.

 Sadece  Sanırım ufak tefek şeyler.

 En kısa zamanda mesaj yollarım.

Teşekkür ederim.

 Inara.

 Onu tekrar görmek güzeldi.

 - Tuzak mı, ne dersin?

 - Tuzak.

 - Gidecek miyiz?

 - Sadece birkaç saatlik mesafedeyiz.

 Tuzak olduğunu unutmuyorsun değil mi?

 Tuzaksa, Inara zor durumda demektir.

 Bizi isteyerek tehlikeye atmaz.

 Belki de perde arkasında kimin olduğunu öğrenme fırsatımız olur.

 Bu tuzağa gireceğiz.

 Inara'nın seni görmek istemediğini nereden biliyorsun?

 Bazen insanlar duygulanır.

 Tabii, burada insanlardan söz ediyorum.

 Herkes izliyordu değil mi?

 - Evet.

 - Kavga ettiğimizi gördünüz mü?

 - Hayır.

 - İşte, bu bir tuzak.

 Eğitim Merkezi'ne 110 kilometre var.

 Radarda kimseyi görmüyorum.

 İttifak buradaysa iyi saklanmışlar.

 Bu civardalar.

 Gemiyi bir yere sakla.

 Ben mekikle yaklaşacağım.

 Zoe, geminin komutası sende.

 Unutma.

 Bana bir şey olursa ya da  bir saat içinde haber almazsan  bu gemiyi al ve beni kurtarmaya gel.

 Ne?

 - Gemimi riske mi atayım?

 - Ben ciddiyim.

 Orası soğuk ve beni almadan gitmenizi istemiyorum.

 Sevgili Buda, lütfen bana bir tay, bir plastik roket  Mal!

 Burada ne işin var?

 Sen çağırdın.

 Aptallık edip geleceğini düşünmemiştim.

 Bu kadar şakacı biri olduğunu bilmiyordum.

 Davetimin ciddi olmadığını biliyordun.

 Bu bana başının dertte olduğunu düşündürdü.

 Ben iyiyim.

 Keyfim yerinde!

 Yalan söylemek konusunda eğitimli  - bir kadın için çok başarısızsın.

 - Mal, bu adamla baş edemezsin.

 Kaptan, şunu söylemeliyim ki  ona bizzat gelmenizden çok etkilendim.

 Ve onca yolu bu kıyafetle gelmenden de.

 İstediğimde çok zarif olabilirim.

 Bundan eminim.

 - Ne yapıyorsun?

 - Senin için dua ediyorum.

 Çok düşünceli.

 Ama sana zarar vermeyi düşünmüyorum.

 Sadede gel.

 Sanırım, River Tam'in ne kadar  tehlikeli olduğunu anlamaya başladın.

 Ne yapacağı belli olmuyor.

 Gelgitleri olan bir kız.

 - Durum sandığından daha kötü.

 - Hep öyledir zaten.

 O kız, seni ve gemini felakete sürükleyecek.

 Onun bir albatros olduğu söylenebilir, Kaptan.

 Sersemin biri onu öldürene  kadar albatros geminin uğuruydu.

 Evet, bir şiir okudum.

 Bayılmana gerek yok.

 Askeri sicilini okudum.

 İttifak için neler hissettiğini biliyorum.

 - Asla bilemezsin.

 - Haklı olabilirsin.

 Ama umarım, bizi alt edemeyeceğini biliyorsundur.

 Sizi alt etmek istemiyorum.

 - Sadece hayatımı yaşamak istiyorum.

 - Bunu yapabilirsin de  River Tam'ı evine götürmeme izin verince.

 Hayır, pazarlığa yanlış yerden girdin.

 - Önce para teklif etmelisin.

 - O bir tuzak.

 Ben para teklif edersem onurlu adam rolü oynar, alınırsın.

 Doğru olanı yapmanı istiyorum ama sen eşkıya rolü oynuyorsun.

 Oyun oynamaya niyetim yok.

 Makul davranmayacağını biliyorum.

 İttifak, makul davranmamı istiyorsa  bir suikastçi göndermemeliydi.

 Yörüngenin derinliklerinde bir savaş gemim var, Kaptan.

Atmosfere girdiğiniz anda Serenity'nin sinyaline kilitlendik.

 Tek bir kelimeyle, bulunduğu bölgeye  üç dakika içinde bir füze gönderebilirim.

 Bunu yapacaksan  sevgili ve tüylü Tanrına kavuşmaya hazır ol.

 Sinyal verici.

 Eski bir izciden tavsiye.

 Birini bulmak istiyorsan gözlerini kullan.

 Daha ne kadar kaçabileceğini sanıyorsun?

 İttifak'ın zeki olduğu söylenemez.

 - Ellerindeki en iyi ajan sensen  - Kaptan Reynolds  Zamanını boşa harcamaman için söylüyorum  - beni sinirlendiremezsin.

 - Lütfen, onunla bir saat geçir.

 Bu olayı, uygar insanlar gibi çözmek istiyorum.

 Bu bir tehdit değil.

 - Silahsızım.

 - Güzel.

 Üzerimde çelik yelek var elbette.

 - Geri zekalı değilim.

 - Durun, önce  Destek kuvvet gelmeyecek mi?

 - Çok gürültü çıkarıyoruz.

 - Gerekirse gelirler.

 Islık çalmaya başlasan iyi edersin.

 Burada ne elde edeceğini sanıyorsun, Kaptan?

 Hiçbir şey göründüğü gibi değil.

 O yürekli bir kahraman değil.

 İttifak kötü bir imparatorluk değil.

 Burası da büyük arena değil.

 Bunlar da tütsü değil.

 Beni duyabiliyor musunuz efendim?

 Bu sadece bir ışık bombası.

 Gidin.

 Gidin!

 - Mekiğime ne yaptın?

 - Bu senin mekiğin değil.

 Doğuya doğru sür.

 Fazla yükselme.

 Pekala, sinyal vericiyi unutun.

Onu izlemenin başka bir yolunu bulmalıyız.

 Seyir uydusundan bilgi alın.

 Araç kayıtlıdır, yerini bulmanız gerekir.

Efendim.

 Seyir uydusundan rota bilgisi aldınız mı?

Efendim, yedi değişik rota saptadık.

Korkmamız için ciddi nedenler var.

 Adam Mal'ı dövdüğü için mi?

 Bu zor bir şey değil ki.

 O beni dövmedi.

 Kimse böyle bir şey demedi.

 O adam görevine inanıyor.

 Zeki, sistemli ve River'ı öldürmenin yapılacak  en doğru şey olduğuna bütünüyle inanıyor.

 Demek işin ucunda ödül yok?

 Miranda diye bir şeyden söz etti mi?

 Nedir o?

 Ne olduğunu bilmiyorum ama River'ın aklından çıkmıyor.

 Bu yüzden onun peşinde olabilirler.

 Sence bu, İttifak için bir tehdit mi?

 Umurumuzda mı?

 Bunu umursuyor muyuz?

 Sizi aptallar!

 O sadece bizim için  bir tehdit!

 Birkaç saate kadar Haven'de  - oluruz.

 - Ah, evet.

 Çoban'ın arkasına saklanacağız.

 Tam bir cesaret örneği.

 - Bu gemiyi yönetmek mi istiyorsun?

 - Evet.

 Ama yapamazsın.

 Senden çok daha iyi komuta ederdim.

 İki kaçak yüzünden başımızı derde soktun.

 Üzerine alınma, Doktor.

 River'ı kollaman  asil bir davranış.

 Ama o ne benim kardeşim ne de senin ekibinden.

 Ayrıca o hiç de çaresiz değil.

 Onun için ölmemiz mi gerekiyor?

 Bu derdi başımıza sen sardın.

 Bu olanlar benim suçum değil.

 Hayır tabii, sen masumsun.

 İttifak ne zaman savaş başlatsa, sen gönüllü oluyorsun.

 Serenity Savaşı, Mal.

 Zoe dışında oradan kaç  Sana söylüyorum!

 Birliğinden kaç kişi sağ kurtuldu?

 Bence dışarı çıksan iyi edersin.

 Çok haklısın.

 Bu bir savaş değil, Mal.

 Bunu bilmediğimi mi sanıyorsun?

 Merkeze savaşa gider gibi geldin.

 Seni aramaya geldim.

 Sadece karşımdakinden emin olmak istedim.

 Senin o kadar çok farklı halini gördüm ki.

 Savaşmaya başladığımda, yeni bir şey göreceğinden emin olabilirsin.

 Biz ayrılacağız.

 River ve ben Haven'de gemiden ayrılacağız.

 - Artık başka bir  - Kimse bunu istemiyor.

 Jayne dışında.

 Mal.

 Sana verecek cevabım yok Inara.

 Benim dümenim yok.

 Rüzgar kuzeye eserse kuzeye giderim.

 Ben böyleyim.

 Beni paylamak istiyorsan  - bunu içinden yap.

 - Seni paylamak istemiyorum.

 Ama ortalığı bulandırıyorsun!

 Sen hep böyleydin.

 Dikkatimi dağıtıyorsun.

 Keşke başka bir yerde olsaydın.

 Öyleydim zaten.

 Sorun çıkarma, küçük deli.

 Seninle güzel bir mekik gezisine çıkacağız.

 Kız kaçmış.

 Jayne kendinde değil.

 Diğer taraftan.

 Onu bulun ama onunla dövüşmeyin.

 Her şey yoluna girecek  Köprüye girişi kapatmış.

 Orada olması hoşuma gitmiyor.

 Mekiğe bakın.

 Saklanmış olabilir.

 Kaptan.

 Hükümetin adamı, bizim için tehdit oluşturduğunu söylüyor.

 Sana yardım etmeye değmezmiş.

 Adam haklı mı?

 Sen sahiden sadece bir silah mısın?

 Senin gerçek bir insan olduğunu varsayıp  ekibimin hayatını tehlikeye attım.

 Yanıldıysam beni şimdi vur daha iyi.

 Tabii biraz daha konuşabiliriz de.

 Miranda.

 Nasıl olur da Miranda adında bir gezegen olduğunu  hiçbirimiz bilmiyoruz?

 Çünkü öyle bir gezegen yok.

 Sadece çorak kaya.

 Orada yaşam yok.

 Yer şekillendirme işe yaramadı.

 Yerleşen birkaç göçmen öldü.

 Bunlar savaştan önce mi oldu?

 Onlara göstermek zorundaydım.

 Beni uyutmayacağından emin olamadım.

 - Bana sorabilirdin.

 - Dur bir dakika.

 Birkaç yıl önce, Miranda'ya yerleşecek işçiler aranıyordu.

 - Babam bundan söz etti.

 - Kortekste bu konuda  hiçbir bilgi yok.

 Ne tarih ne de astronomi kısmında.

 Zaten tarih, gerçeği yazdığı kadar gerçeği gizler de.

 O kayada, İttifak'ın bilinmesini istemediği bir şey var.

 Miranda, Burnham Çeyrek Dairesi'nin kıyısında.

 En dış gezegen mi?

 Buraya o kadar da uzak değil.

 - Yavaş.

 Hayır!

 Tatlım  - Bu kötü bir fikir.

  onlara kötü olduğunu göster.

 - Anladım.

 Biz buradayız, burası Haven.

 Miranda da burada.

 Bu ikisinin arasındaki uzay boşluğu, Haydut bölgesi.

 O bölgede gezinip, etrafa akınlar düzenlerler.

 Oraya kimse gitmez.

 İttifak birlikleri bile.

 Oraya giden Haydutlarca yenilir.

 Her zamanki "kaç ve saklan" taktiğimizi uygulayalım derim.

 Varmak üzereyiz  Durun.

 - Bu Haydutların işine benzemiyor.

 - Onlar değildi.

 Çoban!

 Çoban!

 Çoban Book!

 Doktoru çağır!

 Çoban?

 - Kıpırdama.

 - Fazla uzağa gidemem zaten.

 Bunu size yapmamalıydılar.

 İttifak bize saldırmalıydı.

 Bana saldırmalıydı.

 Bunu ben de düşündüm.

 - Onu vurdum.

 - Evet.

 Gördüm.

 Bizi vuran gemiyi vurdum.

 Hıristiyanlığa yakışmadı ama  Sen doğru olanı yaptın.

 Bunu sen söylediğin için pek bir anlam ifade etmiyor.

 - Zamanım azaldı.

 - Hayır, doktor seni iyileştirir.

 Daha birçok vaazını dinleyip sıkılacağım.

 Kıpırdama.

 Bana emir verme, evlat.

 Ben ekibinden biri değilim.

 Öylesin.

 - River.

 - Acele et!

 Hey.

 Neye inandığın umurumda değil.

 Sadece inan.

 Ne olursa olsun  Neden bizi burada beklemediler?

 Geleceğimizi biliyorlardı.

 Neden sadece bir gemi yolladılar?

 Geleceğimizi bilmiyorlardı.

 Kortekse bağlan.

 Li Shen'e, Sanchez kardeşlere ve  şimdiye kadar sığındığımız herkese haber ver!

 Kaçmalarını söyle.

 Hemen kaçsınlar!

 SANCHEZ GEMİ TAMİR-DEPOLAMA BOROS GÜVENLİK HABERİ WHITEFALL: K-3 MADENCİLİK MERKEZİ ÖZEL OFİS HABERİ

Özür dilerim.

Avın saklanırsa, saklanabileceği yerleri yok edersin.

Teklifimi kabul etmeliydin.

Yoksa suçsuz olduğunu mu düşünüyorsun?

 Ben çocukları öldürmem.

Ben öldürürüm.

- Mecbur kalırsam.

 - Neden?

 Seni neden gönderdiklerini biliyor musun?

Ben soru sormam.

Kendimden daha önemli olan bir şeye inanıyorum.

Daha iyi bir dünyaya.

Günah işlenmeyen bir dünyaya.

 Daha iyi bir dünyada yaşaman için  sevdiklerimle beraber ölmem mi gerekiyor?

Ben orada yaşamayacağım.

Orada bana da yer yok sana da yer yok.

 Malcolm Ben bir canavarım.

Kötülükler yapıyorum.

Hayalim bu değildi ama biri bunu yapmalı.

 Konuşmaya devam et.

 Bu haber sinyalinden yerimizi saptayamayacaksın.

River Tam'ı bana teslim etmezsen başka insanlar da ölecek.

- Sence umurumda mı?

 - Elbette umurunda.

Sen bir Haydut değilsin, Mal.

Sen bir insansın ve hiçbir zaman anlayamayacak  Cesetleri toplayın.

 Mezar kazacak zamanımız var mı?

 Zoe, Simon'la birlikte onları bağlayın.

 Beş, altı ceset alın, onları geminin burnuna bağlayın.

 Aklını mı oynattın?

 - Bu ölülere saygısızlık etmeyeceğim.

 - Anlamıyorum.

 Ne demek istiyorsun, cesetlerle  Reaktör çekirdeğine biraz hasar ver.

 Arkada iz bırakacak şekilde ayarla  korunmasız uçuyormuşuz gibi görünsün ama yanmayalım da.

 - Bu insanlar bizim dostlarımızdı.

 - Kaylee  bir günde bitecek bir işi iki saatte yapacaksın.

 Jayne!

 Sen ve Wash top bataryasını yukarıya kaldırın.

 Diğer gemiden bir iki parçayı da  gövdeye zarar vermeden monte edin.

 Boya bulmalıyız.

 Kırmızı boya lazım olacak.

 Efendim  Haydut bölgesinden geçmek için gemimizi iğrenç bir şeye  dönüştürmeyi mi amaçlıyorsunuz?

 Bunun bir intihar girişiminden farkı yok.

 Hayatta kalmayı amaçlıyorum.

 Hayatta kalmamızı amaçlıyorum.

 İttifak'ın niyeti başka.

 Biz de, gelemeyecekleri bir yere gideceğiz.

 Tanrı aşkına, oraya asla gitmeyeceğiz!

 - Bizden istediğin şeyi tekrar düşün.

 - Haydutlar bizi canlı canlı yiyecek.

 Kararım kesin.

 Benimle gelmek istemeyen varsa  bu limanda kalabilir.

 Ölmenin birçok yolu vardır.

 Ama benimkini İttifak belirleyemeyecek.

 Bu sersemleri şaşırtmak ve Miranda'ya ulaşmak istiyorum.

 Bu işten kurtulmak için bir yol bulmaya niyetliyim.

 Bu yüzden bana yardım etmek veya veda etmek dışında  bir şey söyleyeni vururum.

 İşinizin başına dönün.

 - Efendim  - Yaklaştığımızda haber ver.

 Wash.

 "Kayboldu"yu tanımla.

 Aldığım tüm ölçümler normal.

 Okyanuslar ve kıtalar var.

 Tektonik hareketlilik ya da radyasyon yok.

 - Evet ama enerji de yok.

 - Hiç mi yok?

 Bekle.

 Bir şey yakaladım.

 Bir sinyal olabilir ama çok zayıf.

 Bul onu.

 Yerçekimi Yerküre standartlarında.

 Oksijen ve hava basıncı normal.

 Tarayıcıya göre hiçbir terslik yok.

 Ama bir terslik olduğu kesin.

 Burası küçük bir yerleşim bölgesi değil.

 Bu büyüklükte onlarca şehrin üzerinden uçtuk.

 Nasıl oldu da burayı duymadık?

 Sinyal ileriden geliyor.

 Hey!

 Yara izi yok.

 Kırıklar var.

 Zehirlenme olabilir mi?

 Bir ceset daha buldum.

 Öylece oturuyorlar.

 Çakılmadıkları kesin.

 Kaylee.

 Sakın  Bunlar nasıl korunmuş?

 Enerji sistemi aşırı yüklemeyle patlayınca  - burası hava geçirmez olmuş.

 - Ne yapıyorlar?

 Herkes ne yapıyor böyle?

 Anormal bir renk değişimi yok.

 Kimse iki büklüm değil, acı çekmişe benzemiyorlar.

 Acı çektirmeden öldüren gazlar vardır, değil mi?

 Hiçbiri düşmemiş.

 Hiçbiri.

 Sadece yere uzanmışlar.

 Durdurun şunları!

 Her yerde onlar var!

 Her şehirde, her evde  her odada.

 Hepsi içimde.

 Hepsinin seslerini duyuyorum ama hiçbir şey söylemiyorlar!

 Kalkın!

 Lütfen, kalkın.

 Lütfen, Tanrım, beni taşa çevir.

 Bu kız sinirlerimi bozmaya başladı.

 - Jayne.

 - Kız haklı!

 Herkes ölmüş.

 Bütün bu dünya nedensiz yere ölmüş.

 Sinyalin geldiği yere gidelim.

 Sinyal buradan mı geliyor?

 Bu gemi feci şekilde hasar görmüş.

Bunlar kaydedebildiğimiz görüntülerin küçük bir kısmı.

Gördüğünüz gibi buradaki durum düşündüğümüz gibi değil.

Burada savaş olmadı yer şekillendirme işlemi de gerçekleşmedi.

 Çevre istikrarlı.

Ölüm nedeni Pax.

Hava işleyicilere kattığımız G23 Paksilon Hidroklorür.

Halkı sakinleştirecek, saldırganlığa son verecekti.

İşe de yaradı.

Buradaki halk kavga etmeye son verdi.

Sonra her şeye son verdiler.

İşe gitmeyi bıraktılar.

Çiftleşmeyi, konuşmayı, yemek yemeyi bıraktılar.

Buradaki 30 milyon insan ölüme öylece teslim oldu.

Acele etmeliyim.

Nüfusun binde birinde Pax'ın yan etkisi görüldü.

Saldırganlık tepkilerinde deliliğin sınırlarını aşan ölçüde artış oldu.

Öyle bir hale geldiler ki Çoğumuzu öldürdüler.

Hatta öldürmekle kalmayıp başka şeyler de yaptılar.

 Haydutlar.

 Onları İttifak yaratmış.

Kalan ömrüm bunları anlatmaya yetmeyecek.

 Ama insanlar öğrenmeli.

Bunları iyi bir amaç uğruna yaptık.

İnsanların daha güvende olmaları için.

Tanrım!

 Kapat şunu.

 - River?

 - İyiyim.

 İyiyim.

Bu rapor muhtemelen 12 yıl öncesine ait.

 Parlamento bunu gizledi ve River onu keşfedene kadar gizli kaldı.

 Onun bilmesinden korktukları şey işte bu.

 Korkmakta da haklılarmış.

 Çünkü bir evren dolusu insan bunu öğrenecek.

 Bunu görecekler.

 Birisi bu insanlar adına konuşmalı.

 Hepiniz bu gemiye farklı nedenlerle bindiniz  ama aynı yere ulaştınız.

 Bu kez sizden her zamankinden daha fazlasını istiyorum.

 Belki de her şeyinizi istiyorum.

 Çünkü bunu tekrar deneyeceklerinden eminim.

 Belki başka bir dünyada veya tüm hayatın yok edildiği burada.

 Bundan bir ya da on yıl sonra  insanları daha iyi bir hale sokabileceklerine  tekrar inanacaklar.

 Ben bu inanca karşıyım.

 O yüzden artık kaçmayacağız.

 Uslu durmamak niyetindeyim.

 Çoban Book derdi ki  "akıllıca bir şey yapamıyorsan "doğru olanı yap.

" - Bir planımız var mı?

 - Bay Universe.

 Bu mesajı her kanaldan yayınlayacak aletimiz yok  ama o bunu 30 dünyadaki ekranlara iletebilir.

 Hem ona çok yakınız.

 Onunla aramızda hala Haydutlar var.

 Herhalde İttifak da bizi bekliyordur.

 Bir tane küçük topumuza karşı iki ordu.

 İttifak, Bay Universe'ü mutlaka biliyordur.

 Bunun olacağını tahmin ediyorlardır.

 Hayır.

 Bunun olacağını tahmin etmiyorlardır.

Sorun değil.

 Getirin.

 Getirin.

 Getirin.

Buradan tüm evrene ulaşır.

 Sloganım bu.

 Daha doğrusu bir sloganım olmasına karar verirsem bu olabilir.

 Çok yakında oradayız.

Bir iyon bulutuna yakalanacaksınız.

Radarınızı bozacaktır, ama birkaç kilometre sonra yörüngeme girersiniz.

 Sana saldıran olursa, bize haber verir misin?

 İlk sizin haberiniz olacak.

 İşte.

 Otuz sikkemi verin, size bir haberim var.

 Çeyrek dairedeki tüm gemileri çağırın.

 Onları karşılayacağız.

 Her şeyi yok edin.

Wash, çıkmamıza az kaldı değil mi?

Şimdi!

 Hızlan!

 Hızlan!

 - Bulutta bir hareketlilik saptadık.

 - Kilitlenin, ateş etmeye hazır olun.

 Onu görmeme izin vermeliydin, Kaptan.

 Bu meseleyi aramızda çözmeliydik.

 Çatışmaya gerek kalmamalıydı.

 Efendim?

 Gemi menzile girdi.

 Hedefe kilitlenin.

 Sersem rotasını bile değiştirmiyor.

 Efendim!

 Haydutları hedef alın.

 Haydutları hedef alın!

 Herkesi hedef alın!

 Birileri ateş etsin!

 Rüzgarla savrulan bir yaprağım.

 Bak nasıl süzülüyorum.

 Ne ekersen onu biçersin.

 - Bu da ne?

 - Önemli değil!

 - Rüzgarda savrulan bir yaprağım!

 - Ne demek bu?

 Çok az kaldı.

 - Hayır.

 Hayır!

 Hayır!

 - Evet!

 Evet!

 Yalnız değiliz!

 Elektromanyetik Bomba!

 Kemerlerinizi bağlayın!

 - Jayne?

 - Yakaladım!

 Kaylee, benimle gel!

 - Sistem yandı!

 Kontrol edemiyorum!

 - Yedek sisteme ne oldu?

 Yedek sisteme ne oldu?

 Tamam!

 Tamam!

 - Kalk!

 - Kes şunu!

 Yedek sistem %20 güce sahip.

 Bizi indirebilir misin?

 - Süzülerek ineceğiz.

 - Bunu yapabilecek misin?

 Ben rüzgarda savrulan bir yaprağım.

 Bak nasıl  Wash!

 Bebeğim!

 Hayır.

 Haydi bebeğim!

 Gitmeliyiz.

 Hadi gel!

 Bebeğim, kalk!

 Gidelim!

 Haydi bebeğim.

 Acele etmeliyiz!

 Zoe!

 Dışarı çık!

 Hemen!

 Acele edin!

 Gidin!

 İçeriye girin!

 Jayne, sen artçı korumasın!

 - Durum nedir, Zoe?

 - Efendim  Burası iyi bir kontrol noktası.

 - Birlikte hareket edeceğiz.

 - Hayır.

 Bu taraftan gelmek zorundalar.

 Orası dar, çoğunu öldürebiliriz.

 Eğer bizi geriye iterlerse, arkadaki kapılar basınca dayanıklı.

 Kapandıktan sonra tekrar açılmalarını önleyebilirim.

 O zaman kapıları kapat ve saklan.

 Ama önce onları buraya çekmeliyiz.

 Burası doğru yer.

 Sana zaman kazandırabiliriz.

 Sandıkları siper olarak dizelim.

 İçlerine bakın, patlayıcı olmasın.

 Durun  Wash nerede?

 O gelmeyecek.

 Lanet sandıkları taşıyın!

 Bu kez yanında bomba olduğunu söyle.

 Zoe?

 - Bizimle misin?

 - Gerekeni yapalım efendim.

 Burayı tut.

 Ben dönene kadar burada kal.

 Kaptan haklı.

 Bu durumdan sağ çıkmak istiyorsak, intikamı düşünemeyiz.

 İçimizden birinin gerçekten sağ çıkacağına inanıyor musun?

 Belki ben çıkarım.

 Hayır, olamaz.

Mal.

Beni o adam öldürdü, Mal.

Beni bir kılıçla öldürdü.

 Tuhaf değil mi?

Çok az zamanım kaldı.

Aletlerimi mahvettiler.

Ama yedek bir sistemim var.

Binanın en alt katında, jeneratörün üstünde.

Ulaşılması zor bir yerde.

 Gözden kaçırdıklarına eminim.

Sinyali durduramazlar, Mal.

Sinyali asla durduramazlar.

 Haydutlar.

 Hepsi öfkeden kuduruyor!

 - Sakin ol.

 - Seslerini susturamıyorum!

 Ayağa kalkma.

 Çaresiz kalmak için harika bir zaman seçti.

 İlk grup Jayne ve benim.

 Bizi geçmedikleri sürece ateş etmeyin.

 Böyle ölmeyi planlamamıştım.

 Bence doğru olanı yaptık, ama  Ben hiçbir şey planlamamıştım.

 Tek isteğim River'ı korumaktı.

Serenity'de geçirdiğim onca zaman boyunca  kendim için hiçbir şey istemedim.

 Bir tek şey için pişmanım  seninle birlikte olmadığıma.

 Benimle mi?

 Demek istediğin şey  seks mi?

 Kast ettiğim şey bu.

 Hepsinin canı cehenneme.

 Buradan sağ çıkacağım.

Mal.

 Beni o adam öldürdü, Mal.

Beni bir kılıçla öldürdü.

Demek "ulaşması zor bir yerde".

 İşte bunda çok haklısın.

 Zoe!

 Lanet olsun!

 Zoe, siperin arkasına geç!

 Beni sırtımdan vurdun!

 Seni kızdıracak bir şey yapmadım, değil mi?

 Şu anda havada birçok masum insan ölüyor.

 Bunun ne kadar doğru olduğunu bilemezsin.

 Sırrın ne olduğunu biliyorum.

 River Tam'ın beynini kavuran gerçeği.

 Evrenin geri kalanı da öğrenecek, çünkü bunu bilmek zorundalar.

 - Buna gerçekten inanıyor musun?

 - İnanıyorum.

 Bu inanç uğruna ölmeye razı mısın?

 Razıyım.

 Ama asıl planım bu değil.

 - Omurga sağlam.

 - Bana bir sargı ver.

 Yukarıda, sol tarafta!

 Kaylee!

 Buraya gel!

 Geri çekilin!

 Herkes geri çekilsin!

 Hemen geri çekilin!

 Jayne, el bombası!

 Bu sonuncusu!

 İçeri girecekler.

 Kapıyı dıştan kapatabilirim.

 Kimse ellerinden sağ kurtulamaz.

 Ne kadar cephanemiz var?

 Üç şarjör, bir de aletim.

 Hepsi bu.

 Asansör çalışmıyor.

 Gelmeye başladıklarında cesetlerle aralığı doldurun.

 Şurayı hissetmemeye başladım.

 Kıpırdamadan yat.

 Sana bir şey vereceğim  Çantam.

 Buraya basınç uygula.

 Çantam.

 Adrenalin ve bir doz  kalafara ihtiyacım var  Kaylee için.

 Yapamıyorum.

 River?

 - Özür dilerim, River.

 - Hayır.

 Hayır.

 İstemezdim  - gitmek istemezdim.

 - Bir yere gitmiyorsun.

 Sen bana göz kulak oluyorsun Simon.

 Bana hep göz kulak oldun.

 Sıra bende.

 Günahının ne olduğunu biliyor musun, Mal?

 Yapma.

 Yedi ölümcül günahın yedisini de işlemişimdir.

 Ama şimdi  öfke günahını işleyeceğim.

 Fazla zamanımız kalmadı.

 Sence Mal mesajı yayınlamış mıdır?

 Herkes öğrenmiş midir?

 Evet, başardı.

 Yayınladığından eminim.

 Özür dilerim.

 Bu şekilde ölmekten utanmamalısın.

 İnanılmaz işler yaptın.

 Ama çoktan kaybettiğin bir savaş için  mücadele ediyorsun.

 Zaten bu özelliğimle tanınırım.

 Ordudayken bir şarapnel parçası o bölgedeki siniri parçaladı.

 Ben de tamamen aldırdım.

 Boğazın için özür dilerim.

 Herhalde son sözlerini söylemek istiyorsundur.

 Ama bir sorun var.

 Seni öldürmeyeceğim.

 En büyük dileğini yerine getireceğim.

 BÜTÜN KANALLARDA YAYINLA

 Sana günah işlenmeyen bir dünya göstereceğim.

Bunlar kaydedebildiğimiz görüntülerin küçük bir kısmı.

Gördüğünüz gibi buradaki durum düşündüğümüz gibi değil.

Burada savaş olmadı yer şekillendirme işlemi de gerçekleşmedi.

 Çevre istikrarlı.

Ölüm nedeni Pax.

Hava işleyicilere kattığımız G23 Paksilon Hidroklorür.

Halkı sakinleştirecek, saldırganlığa son verecekti.

Bunları iyi bir amaç uğruna yaptık.

İnsanların daha güvende olmaları için.

Tanrım!

 - Efendim?

 - Başardım.

 Durum nedir?

 River?

 - Silahlarınızı atın!

 - Şimdi!

 - Silahlarınızı atın!

 - Şimdi atın.

 Ellerinizi havaya kaldırın!

 - Geri çekilin.

 - Çabuk olun.

 Hedef ele geçirildi.

Öldürme emri verecek misiniz?

Öldürme emri verecek misiniz?

Geri çekilin.

Geri çekilin.

 Görev sona erdi.

Görevimiz sona erdi.

 Henüz hiçbir şey sona ermiş değil.

 Peşine düşmeyecekleri konusunda garanti veremem.

 Parlamento.

 Miranda'yla ilgili yayının, rejimi zayıflattı ama henüz çökmediler.

 Hala buradalar, ayrıca bu yaptığını affetmeyecekler.

 Bizi serbest bırakma emri verdikten sonra  senin de durumun pek iç açıcı değil artık.

 Tamlerin artık tehdit olmadığını söyledim.

 Korkulan zaten oldu.

 Sözümü dikkate alabilirler.

 Ama sanırım artık onların adamı olmadığımı biliyorlar.

 Seni öldürürlerse, yas tutacağımı sanmıyorum.

 Hatta tekrar karşılaşırsak seni öldürürüm.

 Karşılaşmayız.

 Artık görecek bir şey kalmadı.

 Efendim, kalkışa hazırız.

 Sistem kontrolü yapıldı.

 Ateşlemeye hazırız.

 Sence dayanır mı?

 Çok zarar gördü, ama dayanır.

 Her şeyin yolunda olduğuna emin ol.

 - Sarsıntılı bir yolculuk olabilir.

 - Hep öyle zaten.

 Yola çıkıyoruz.

 Bir günlük yolculuğun ardından kızlarına kavuşursun.

 Haklısın.

 Bu külüstürden kurtulup uygar yaşama dönmeye hazır mısın?

 Ee ben  Bilmiyorum.

 Cevabını sevdim.

 Yardımcı pilot koltuğuna oturup gemiyi uçurmama yardım mı edeceksin?

 Öyle yapmayı planlıyorum.

 Peki nasıl uçuracağını  Pekala.

 Bu konuda yetenekli olduğun kesin  Ama bu iş düğme ve haritalarla bitmiyor, küçük albatros.

 Uçmanın ilk kuralı nedir, biliyor musun?

 Ne söyleyeceğimi bildiğine göre, bunu da biliyorsundur.

 Biliyorum.

 Ama senden duymak isterim.

 Sevgi.

 Evrendeki bütün ilimleri öğrensen de  aşksız bir gemiyle uçarsan  mutlaka arıza çıkarır.

 Düşmesi gereken bir gemiyi havada tutan şey aşktır.

Aşk, o daha inlemeden, yaralandığını anlamanı sağlar.

 Onu evin olarak görürsün.

 Fırtına artıyor.

 Yakında geride kalır.

O da neydi?

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar