Print Friendly and PDF

Translate

Keskin Nişancı (1993) Sniper

|

 

 


98 dk

Yönetmen:

Luis Llosa

Senaryo:

Michael Frost Beckner, Crash Leyland

Ülke:

ABD   Peru

Tür:

Aksiyon, Gerilim, Savaş

Vizyon Tarihi:

29 Ocak 1993 (ABD)

Dil:

İngilizce, İspanyolca

 Oyuncular

    Tom   Berenger

    Billy   Zane

    J.T  Walsh

    Aden  Young

    Ken  Radley

Devam Filmleri

 

    1993 - Keskin Nişancı (22,804)6.2

    2002 - Keskin Nişancı 2 (5,676)5.2

    2004 - Keskin Nişancı 3 (3,845)5.3

    2011 - Keskin Nişancı: Ölümcül Hedef (7,222)5.4

    2014 - Keskin Nişancı: Miras (4,196)5.3

    2016 - Hayalet Tetikçi (2,600)5.4

    2017 - Keskin Nişancı 7 (3,522)5.6

 

Özet

Filmde, Kolombiya sınırında Panama'da Amerikalı denizcilerle onlara karşı gelen grup arasındaki amansız mücadele anlatılıyor

Altyazı

Uzaklık.

Ayaklardan 3,5 m.

 Geliyorlar.

 Etrafı araştır, Cabrera'yı bul.

 Buldum jipte.

 Büyük güneş gözlüklü.

 O olduğuna emin misin?

 Rütbesini gördüm ve isimliğini okuyabiliyorum.

 Hareket ediyor.

 Uzaklık: 6-5-0 Uzaklık doğru: 6-5-0.

 Siviller uzaklaşınca, benimdir.

 - Herhangi bir şey?

 - Hayır, yok.

 Daha 2 saat var.

 Lanet olsun!

 Beklemekten nefret ediyorum.

 Yakında ayrılıyorsun, değil mi?

 Evet.

 Bizi almaya gelmiş olamazlar!

 Geri zekalılar!

 Onlara gündüz vakti gelmeyin demiştim!

 -Sis bombasını kullanayım mı?

 -Hayır Bu herifler, bizim burda olduğumuzu herkese duyurmadan, önce gidelim burdan!

 Acele et !

 Deli misin!

 Gel buraya!

 O öldü!

 Bekle!

 Önce Makinalının etrafı taramasını, niye beklemedin?

 Gözcüm, Siz salakların buraya çok erken gelmeniz yüzünden öldü!

 Size, bizi hava kararınca almanızı söylemiştim!

 Sizi orada bırakmalıydım.

 Seni o.

çocuğu!

 Onların ikiside gerekli.

 Bir tanesi yeter.

 Albay Weymuth, bu Richard Miller.

 -Panama'da bizimle çalışacak.

 - Nasılsınız?

 - Sizinle ilgili çok şey duydum.

 - Şöyle buyrun.

 Edindiğimiz istihbarata göre, şecim gününde   Panama'da hükümeti devirmeyi, planlıyorlar.

 Bu işin arkasında Kolambiyalı uyuşturucu kralı Raoul Ochoalis var.

 Planı, asi General Miguel Alvarez'i başa getirmek.

 Bu planı engellemek için 1 haftadan daha az vaktimiz var.

 Alvarez ülkenin yönetimini ele geçirirdiği takdirde.

 Ochoa, Panama Kanalı'ndan kolaylıkla yararlanacak.

 General Alvarez'i öldürmek için tek bir şanşımız var   ve bunu şeçimlerden önce mutlaka başarmalıyız.

 Simdi, bu operasyon kongre tarfından kesinlikle duyulmamalı.

 Tamamiyle gizli olmalı.

 Bu görev için size madalya verilemeyecek   fakat başka bir takım yararları olacak.

 Birincisi Alvarez.

 Bu fotoğrafı, yaklaşık 10 gün önce çekildi.

 Saçı atkuyruklu olan, Ochoa.

 Ochoa, daha önce Kolombiya dışında hiç görülmedi.

 Onu Alvarez'in çiftliğinde bulacaksın.

 Nişancın bu.

 Kıdemli Başçavuş, Thomas Beckett.

 Deniz Kuvvetleri'nin en iyi adamlarından.

 Elimizdeki  nişancılar arasında, saha tecrübesi en fazla olanıdır.

 Bu özel görevde sizin vazifeniz, Beckett'ın gözcülüğünü yapmak.

 Bay.

 Miller, Beckett'ın başına herhangi birşey gelecek olursa   kişisel olarak sizin göreviniz, Alvarez'i öldürmektir.

 Öldürmek konusunda endişelenmemelisin.

 Beckett en iyisidir, eminim işler o noktaya kadar varmaz.

 Kimseyi öldürmemiş olabilirim   fakat bunu yapan öğrencilerim oldu.

 Güzel.

 Bu görevde komutayı size veriyoruz, görev kodunuz: GS-9.

 Bu görev artık sizin sorumluluğunuzda.

 İyi şanslar.

 Bu işi olmuş bilin, beyler.

 Son bir şey.

 Bu çok kritik bir görev.

 Eğer Beckett görevi yerine getiremez   veya görevin gizliliğini tehlikeye atacak olursa.

 O'nu öldürmek zorundasın.

 Elçilik çok memnun.

 Cabrera'yı öldürdüğün doğrulandı.

 Gözcün için çok üzgünüz.

 Gözcümü öldüren o nişancı hala dışarda bir yerlerde.

 Washington yaklaşan şeçimlerden dolayı çok tedirgin.

 Niye efendim?

 Politikamız, bu ülkede özgürce bir şeçim olmasını sağlamak.

 Hemde bir kaç ay içersinde.

 İkimizde bunun mümkün olamayacağını biliyoruz.

 Halk, gene oy kullanmaya korkucakdır.

 Sen ve ben ne düşünürsek düşünelim, Tom   Washington'un görüşü, bunun asi liderleri yakalamak için doğru bir zaman olduğu yönünde.

 Bu görevi bana mı vericeksiniz, efendim?

 Evet, aynen öyle.

 Artık bu tür işler için yaşlandık, Tom.

 Ancak bu son görevin, iyi bir kariyer açısından harika bir kapanış olacağını düşünüyorum.

 Ulusal Güvenlik Konseyi, bu adamı sana yardımcı olması için görevlendirdi.

 - Planlarla birlikte geliyor.

 - Bir sivil mi?

 Sabırlı ol.

 Dosyaya bir göz at.

 Kara Kuvvetleri Atıcılık Takımı, bu adamı Yedek Subay Eğitim Okulu'ndan şeçmiş.

 88 Olimpiyatlarında gümüş madalyası kazanmış.

 Daha sonra Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından, Washington'da SWAT takımını eğitmesi için işe alınmış.

 Bütün bilgileri dosyada yazıyor.

 Bir gözden geçir.

 Daha önce hiç arazide bulunmuş mu?

 İspanyolca konuşabiliyor mu?

 İnan bana, bu bir tercih meselesi değil.

 Ulusal Güvenlik Konseyi'nin buraya gönderdiği her kim ise, işinin ehlidir.

 Hey, sen!

 O şeyin içinde ne taşıyorsun?

 Bir saksafon.

 Sen Deniz Kuvvetleri Bondosu'ndansın değil mi?

 Aynen öyle.

 Yeni stratejimiz, düşmalarımızın psikolojilerini etkileyerek, onları yılanlar gibi büyülemek.

 Sen bunu büyüle!

 Süpersin, adamım!

 'Sen bunu büyüle' demek!

 Şundan bir yudum içsene.

 Belki, bütün buzlarını eritir.

 Bana sargı bezini ver, hemen!

 Aman Tanrım!

 Yaralımız var!

 Aman Tanrım!

 Baker, beklemede kalın!

 Lanet olsun vurulduk!

 Nerede?

 Onu görebiliyor musunuz?

 İşte orada!

 Ateş edin!

 - Sizin tarafta!

 Ateş edin!

 - Hepimizi öldürteceksin!

 Allah aşkına, indir bizi ne olur!

 Bizi öldürecek!

 Lanet olası silahlarınızı kullanın!

 Neler.

 Hepimiz öleceğiz!

 Tanrım!

 Hepimiz öleceğiz!

 Öldürün!

 Uzaklaştır bizi burdan!

 Hadi !

 Ateş et!

 Öldürün!

 Hadi!

 Vurun!

 Hadi artık!

 Aman Tanrım!

 Onu, nasıl da vurdun öyle!

 Evet.

 - Bir oyuna ne dersin?

 - Şuan zaten oynuyorum.

 - Bir bira alabilir miyim?

 -Hemen geliyor.

 Güney sınırına doğru gidiyorsun demek.

 Görevim hakkında konuşamam.

 Büyülü künyeliğe eklenme konusunda neler hissediyorsun?

 Anlamadım?

 Baş Çavuş Beckett'ın künye koleksiyonuna, daha yakından bir bak istersen.

 Paran var mı?

 Evet.

 Parasına oynarım.

 Sana zaten oynadığımı söylemiştim.

 Ben, sen ormandan dönene kadar   paranı saklamaktan bahsediyorum.

 Dediğini dinlesen iyi olur, adamım.

 Asiler, senden alacakları herşeyi silah almak için kullanırlar.

 Şimdi, oyun oynamaya hazırım!

 O'nun oyuna ayıracak zamanı yok.

 GS-9 Miller?

 Davranışları biraz garip değil mi?

 ""Denizci dünyasına'' hoş geldin.

 Seni 'Nişancı' gördükleri için böyle davranıyorlar.

 Buralarda pek sevilmeyen bir meslektir.

 Onlar her zaman bir takım olarak hareket ederler.

 Biz ise iki kişi, hatta bazen tek başımıza hareket ederiz.

 Onların savaş anlayışı, milyon dolarlık ağır silahlarıyla   etrafı yakıp, yıkmaktan ibaret.

 Biz ise tek bir atış ile öldürmek için günlerce bekleriz.

 Sanırım savaş anlayışımız, onlardan çok farklı.

 Onlar gibi düşünenlerden çok var, bizim gibi olanlar ise cok az.

 Ne yapıyorsun?

 Bazen mermilerin üzerinde pürüz ve çentikler oluyor.

 Bu küçücük piç kurusu, yaklaşık 1000 m'den kafanı uçurabilir.

 Operasyon planlarına bakma şansın oldu mu?

 Evet baktım, fakat üzerinde biraz daha çalışmak istiyorum.

 Peki.

 Detayları geçersek, genel olarak düşüncen nedir?

 O, konuyu sonra konuşuruz.

 Önce yapmam gereken bir kaç şey var.

 O zaman saat 5'te, 0500.

 Yaparken.

 Neyi yaparken?

 Kahvaltımızı.

 Bu onbaşı Papich'in arazi kıyafeti.

 Helikopterle mi gidiyoruz?

 Hayır.

 Tren ile gidiyoruz.

 Ormanın içlerine gideceğiz sanıyordum.

 Helikopter kullanmamız gerekmez mi?

 Evet, Standart Operasyon Prosedürü o şekilde.

 Ancak taburda ki bu pervane kafalılarla olmaz.

 Birçok kere beni, çok zor durumda bıraktılar.

 Oraya yürüyerek gideceğiz.

 Nişanlım.

 Evli misin?

 O da ne öyle?

 D.C.'de SWAT ekibindeyken hazırlamıştım.

 Adını ""Gucciflaj'' koymuştum.

 - Onu kullanacak mısın?

 - Evet.

 Bakabilir miyim?

 - Güzel atış!

 - Bu avda Peter Pan'a ihtiyacımız yok.

 Sana verdiğim Onbaşı Papich'in malzemelerini kullanacaksın.

 Onlarda ne için öyle?

 Saygı.

 Hala helikopter kullanmamızın, daha akıllıca olduğunu düşünüyorum.

 Bu arada, helikopterden inanılmaz bir atış yaptığını duydum.

 Böyle söylentiler çabuk yayılır.

 Evet.

 Söylentiler!

 Evet.

 Miller, giysinin kollarını aşağıya doğru indir, çalılardan geçeceğiz.

 Ne?

 Bir yeri mi, atlamışım?

 Hadi, ayaklan gidiyoruz.

 Bir sürü SWAT eğitimi aldım, Anti-Terörist Taktikleri'nde bile   böyle bir şey yapmamıştım.

 Ordudayken daha önce araziye hiç çıkmadın mı?

 Eğer Kuzey Carolina'yı derin ve karanlık bir orman sayıyorsan, evet bulundum.

 Buradan sağ dönmek istersin değil mi?

 Sormana gerek var mı?

 O zaman sana söyleyeceklerimi harfiyen yaparsan  - bence bir şansın olabilir.

 - Hey!

 Bekle biraz!

 Benden daha tecrübeli olabilirsin, fakat tüm saygımla   bu bir Ulusal Güvenlik Konseyi'nin görevi.

.

 Bunun anlamı, sen ne düşünürsen düşün, rütbem seninkinin üzerinde.

 Üzgünüm ama senden emir alacak değilim.

 Peki öyleyse.

 Bu yöndemi gidiyoruz?

 Sen gayet iyi hallediyorsun.

 Tamam iyiyim.

 - Emin misin?

 - Evet.

 Devam et.

 Oh, Kahretsin!

 Allah kahretsin!

 - Evlat, iyi misin?

 - İyiyim.

 -Lanet olsun!

 - Hey!

 Sakinleş.

 Gayet iyiydin.

 Çok sağol.

 Demek oradan inmenin daha kötü yollarıda vardı, öylemi?

 Silahın, Miller!

 Senin 'Hayatın'!

 Bunu öğrendin ve onu korudun.

 Öğreniyorsun, evlat.

 Trenle doğuya doğru gitmemiz gerekiyordu.

 - Şimdiyse batıya doğru gidiyoruz.

 -Biliyorum.

 Planda böyle birşey yoktu.

 - Plan yeterince iyi değildi.

 - Nasıl yani?

 Yönümüzü değiştiriyoruz.

 Peki.

 Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından   bize kesin emirler verilmişti.

 Önce helikopterle gitmemiz gerekiyordu ki, biz bunu yapmadık.

 Sonra sözüm ona doğuya doğru gitmemiz gerekiyordu.

 Doğu bu tarafta demek istediğim.

 Sence Washington, bu araziyi benden daha mı iyi biliyor?

 Hangi nehirlerin taştığını yada hangi yolların bubi-tuzaklı olduğunu?

 Bütün bunları biliyorum, evlat   çünkü, buradayım.

 Yönümüzü değiştiriyoruz.

 Harika!

 Kuzey.

 Yüce Tanrım!

 Bu da nedir böyle?

 "Hotel Europa.

'' Ne tür bir kaçık, ormanın ortasında bir hotel inşa eder?

 İkimiz içinde, ne güzel bir mola oldu böyle.

 O'na silah doğrultuyorum ve o gülüyor?

 Sakin ol, genç ajan dostum.

 Trenden beri bizi takip ediyorlar.

 Eğer ona doğru ufacıkta olsa bir hareket yaparsan, daha 10 adım atamadan öldürülürüz.

 Gözlerimi mi istiyor?

 Demek istediği 'ante ojos'.

 Senin, atış gözlüklerin.

 O'na ver.

 - Nedenmiş?

 - Çünkü, onlardan hoşlanmış.

 S.

keğim onu!

 Hoşlanmışmış.

 Bak, bu bölge asi devriyesi kaynıyor.

 Bu yerliler onları  atlatmak için bize yardım edebilirler.

 Şimdi, ona gözlüğünü ver.

.

 Umarım kör olursun.

 Bu yerlileri izlemek tamamıyle çılgınlık.

 - Onlarında, bizimde gündemimiz ortak.

 - Ne gündemi?

 Cacique'nin elini görüyormusun?

 O'na bunu yapan   hayvanın adı 'El Cirujano'.

 Bir cerrah.

 Bu tarafa doğru gitmiş ve biz onu öldüreceğiz.

 Karşılığında ise, devriyeleri geçmemize yardım edecekler.

 Sangre Köyü'ne daha kısa sürede varmış olacağız.

 Görevimiz de yerliler için suikast düzenlemek yoktu!

 El Cirujano, zaten 'Muhtemel Hedef' listesinde.

 Bunun anlamı onu gördüğümüz yerde öldürmeliyiz.

 Nerde bu liste?

 Ben böyle bir emir almadım.

 El Cirujano nehrin yukarısında, ve Miller   bu görevde 'Nişancı' sensin bu yüzden.

 Gidelim.

 Bekle bir saniye!

 Ben buna inanmıyorum.

 O zaman ben de uçan bir helikopterden birini vurduğuna.

 Onun bununla bir alakası yok!

 Cirujano'nun gözlerinin içine bakıp, lanet kalbine bir kurşun yerleştirdiğini görmeliyim.

 Çünkü sen o adamı öldürmeden, senin bu görev için yeterli olduğuna inanmam.

 Ben, bunun için burada değilim!

 Belki, ancak Alvarez'in çiftliğine vardığımızda 2 tane hedefimiz olabilir!

 - Neden bahsediyorsun?

 - Dediğimi duydun.

 İstihbarat herhan değişebilir.

 Alvarez, Raoul Ochoa ile bir toplantı ayarladı.

 Raoul Ochoa, Kolambiyalı uyuşturucu kralı ve asilerinde finansörü.

 - Her ikisinide öldürebilmek için sanşımız var.

 - Bu bilgileri de nereden alıyorsun?

 Her yeni istibarat bilgisi, benden geçmek zorunda!

 Yerel bir kaynak  Peder Ruiz.

 Sangre köyünün rahibi.

 Oraya vardığımızda toplantı ile ilgili detayları öğreneceğiz.

 Rüzgar sudan saat 3 yönünde esiyor.

 1 tırnak sağa.

 Şunu 2 tırnak yap.

 İçlerinden hangisi?

 Hangisi olduğunu seçemiyorum.

 Beyzbol taraftarı olan.

 O lanet bir Amerikalı!

 O, eski CIA'li lanet bir casus.

 Onunla daha önce El Salvador'da karşılaşmıştım.

 Şimdiyse, uyuşturucu tüccarlarının elinde maymun olmuş.

 Teğmeni ben hallederim.

 Sen ona konsantre ol.

 Şimdi, onun lanet kalbine kurşunu yerleştir!

 Yap hadi!

 Atışı hisset!

 Derin bir nefes al.

 Şimdi, çivile şu o.

çocuğunu!

 Az önce yaptığın neydi, nişancı?

 Sana, olayla nasıl başa cıktığımı göstermek istedim.

 Şaçmalık!

 Resmen uyarı atışı yaptın.

 Düştüğünü gördün.

 O öldü!

 Ben bir halt görmedim!

 Onu vurduğunu görmedim!

 Tanrı aşkına!

 Ona uyarı atışı yaptın!

 Onu vurdum!

 Görüş alanımdaydı, kesinlikle eminim.

 Emin olsan iyi olur.

 Bundan sonra artık  Tek atış, tek hedef.

 İstisnasız.

 Anlıyor musun?

 -Ne?

 Şimdide bizi mi suçluyorlar?

 -Hayır Yalnız, bize de yardım etmeyecekler.

 Devriye.

 Bu işten gerçekten kurtulmak istiyorsun, değil mi.

 Sadece bir iş.

 Üzerinde çok fazla düşünmem.

 Demek senin sırrın bu: 'Düşünmemek'.

 Burada ne işin var, senin?

 Bu görevin güya, tereyağından kıl çeker gibi, çok kolay olması gerekiyordu.

 İçeri gir ve çık.

 Sonrada eve dönüp ödülleri kabul et.

 Washington, cüretkarlığı sever.

 Ama ormanda sürünmekten bahsetmeyi unutmuşlar, orası kesin.

 Evet.

 Bundan bahsetmezler.

 Çok uzaklarda kalmış gibi.

 - Ne?

 - Hayatım.

 Gelmeden önce siciline bakmıştım.

 74 onaylı öldürmen var.

 Sayıların bir önemi yok.

 Yalnızca önemli olanı, ilk seferidir.

 Senin içinde en zoru oydu değil mi?

 İlk seferin?

 Evet.

 74 kişi   bu, çok fazla kişi bununla yaşamak zor olmalı.

 Evet, öyle.

 Sen hepsini geçmişte bıraktım sanırsın   ve yoluna devam edersin.

 Ta ki onlar geçmişte kalmamaya karar verene dek.

 Belki inanmayacaksın söyleyeceğime   ama güzel bir ofiste oturup günümü gün edebilirdim.

 Ofiste oturup, birilerinin ölüm emrini vermekle   bir insanın kalbine bir kurşun sıkmanın, hiç bir farkı yoktur, inan bana.

 Sana bir şey söyleyeyim.

 İkiside aynı lanet şey.

 - Duydun mu?

 - Keleş sesi.

 -Bu sesi nerede duysam tanırım.

 - Evet.

 Ve bende sanırım bu tek atışın kimin tarafından yapıldığını biliyorum.

 Bizi takip ediyor.

 Kim bu adam?

 Sanırım bu adam Papich' öldüren kişi.

 Bu peşime ilk takılışı değil.

 Benim eğittiğim bir Panamalı.

 Adı, DeSilva.

 Şimdiyse, lanet bir paralı asker.

 Bu çok saçma.

 Ben burada uyuyamam.

 Saklanmak için güzel bir yer.

 Sıtma ve durgun bir su, sağlıklı bir insanın uzak duracağı şeyler.

 Kimsenin burada saklanacak kadar, aptal olduğunu düşünemez.

 Biz hariç.

 Sadece sakın horlama.

 Ve sakın işeme.

 Yoksa böcekler aletinin etrafına üşüşürler.

 İyi geceler.

 Zorlu, değil mi?

 İşte orada ve lanet olsun çok uzakta!

 Geldiğimiz yöne bakıyorumda.

 Hiç bir şey göremiyorum.

 Çünkü o senden daha akıllı.

 Buraya gel.

 Baktığım yere doğru bir göz at.

 Saat 11 yönüne doğru bak.

 - Ortada.

 - Gördüm.

 Batıya doğru yol alıyor.

 İzimizi kaybetmiş.

 Yanlış.

 O sadece öğrendiği seyi yapıyor.

 Etrafımızdan daire çiziyor.

 Kendine, geniş alan bırakıyor.

 Bizi bir yerlerde bekliyor olacak.

 Tam olarak nerede olduğumuzu biliyor.

 Onu öldürmemiz gerek.

 -Mola mı veriyoruz?

 -Evet Hassas olmasını sağlar.

 Parmağı, tetik boşluğuna alıştırır.

 Sırada ne var, pedikür mü?

 Sanırım bazıları bu iş için doğar, bazıları da doğmaz.

 Belki bu senin meslek seçimin olabilir fakat benimkisi bu değil.

 Bu meslek adamı seçer, başka türlüsü olamaz.

 Dediğim gibi  - başka planlarım var.

 - Öyle mi?

 Benimde planlarım vardı.

 Halada varlar.

 - Nedir bunlar?

 - Eve dönebilmek için uğraşıyorum.

 Nerelisin?

 Montana.

 Boseman.

 Hadi ordan?

 Üniversiteye orada gitmiştim.

 Miller, benimle kafa bulma, havamda değilim.

 Bulmuyorum.

 1.

 ve 2.

 yılımda oradaydım.

 Daha fazla kalabilirdim ama kayak merakım yüzünden derslerim kötü gitti.

 Vay canına.

 Livingston'nu daha önce duymuş olamazsın değil mi?

 Duymuştum.

 Şey  Orada tepelerin yakınında bir akarsu var.

 Orası, tam bilemiyorum eyaletin doğu tarafında.

 Eğer akarsuyu takip edersen, 'Kaya Havzası''na çıkarsın.

 Geniş bir yer ama çok derin değil.

 Orayı daha çoçukken keşfetmiştim.

 Herneyse, Madison nehrinin bir kolu tarafından beslenir   ve orası dünyanın en iyi aynalı sazanının olduğu yerdir.

 Planım, oraya geri dönmek.

 Bilemiyorum, belki küçük bir sazan avlama yeri açarım.

 Rehberlik filan, neyse işte.

 Oraya en son ne zaman gitmiştin?

 Bir kaç yıl önce.

 ""Bir kaç yıl önce.

'' Öylemi.

 O havza yok olalı tam 7 yıl oluyor!

 Senin havzayı doldurup üzerine bir lise bile diktiler.

 Tenis kortları bile var!

 Belli ki aynı yerlerden bahsetmiyoruz.

 İster inan ister inanma, aynı yerden bahsediyoruz.

 Öldürmek, senin tüm hayatın, değil mi?

 Bir şey mi oldu?

 Burada ters giden bir şeyler var.

 Tanrım.

 Nasıl bir insan.

 Bu tür bir şeyi kim yapmış olabilir?

 Bence, senin öldürdüğünü zannettiğin adam yapmış.

 El Cirujano olduğunu da nereden çıkarıyorsun.

 Muhtemelen, Alvarez'in adamlarıdır.

 Rahibin ne işler çevirdiğini öğrenmişlerdir.

 Onlara bizimle ilgili herşeyi anlatmıştır.

 Oraya gittiğimizde bizi bekliyor olucaklar.

 Belki de.

 Ama onlara herşeyi anlattıysa, işimizi burada niye bitirmediler?

 Çiftliğe sadece bir kaç yüz metrelik uzaklıktayız.

 Atış için, günün ağarmasını bekleyeceğiz.

 Ne diyorsun?

 Bu görev bitmiştir.

 Bağlantımız öldü!

 Şimdi tek yapacağımız buradan defolup gitmek!

 Şimdiye kadar ki hiç bir görevimi yarım bırakmadım.

 Buna, bundan sonrada başlamaya niyetim yok.

 Tamamen saçmalık!

 Eğer bilgi alamazsak bu bir intihar görevi olur!

 Bütün görevler öyledir!

 Ölmeden de bu görevi bırakmaya niyetim yok!

 Elimizde, yerimiz ve hedefimiz var.

 - Ve zamanınıda biliyoruz!

 - Sen lanet aklını oynatmışsın!

 Ben gelmiyorum!

 Mızmızlanman yetti artık!

 Kapa o lanet çeneni artık!

 - Seninle gelmiyorum!

 - Öyle bir geliyorsun ki!

 Başka bir seçeneğin yok!

 -Asla işe yaramaz.

 -Bizi beklemedikleri bir yere gidiyoruz.

 Kavanoz kafa, lanet olası bir vatansever.

 Burada kamp kuruyoruz.

 Çiftliğe şafak vakti yol alacağız.

 Bekle bir dakika, Tamam mı?

 Şimdi, köydeyken çiftliğe bir kaç yüz metre uzaklıktayız demiştin.

 Sadece bir kaç yüz metre.

 Biz ise saatlerdir yürüyoruz.

 Dolambaçlı ilerliyoruz.

 Şimdi biraz uyu.

 İlk nöbeti ben alırım.

 Saat 4'te hareket edeceğiz.

 Burada uyu.

 O.

çocuğu!

 Beni yem mi yaptın?

 Gerçekten, bir tehlikede değildin.

 Yaklaşık 100 m uzaktayız.

 Burası bizim buluşma noktamız.

 Eğer ben gelmezsem, en yakın nehri   akıntı yönünde takip edip, sahile ulaş.

 Her neyse.

 Çiftlik saat 12 yönünde.

 Atışımız için en mantıklı pozisyon   şurdaki ağaçların hizası.

 Ama bunu bekliyor, olacaklardır.

 Dolasıyla, bir şekilde temiz bir atış için bir yer bulmalıyız.

 Ochoa geldiği zaman.

 Sanırsam, karşılamadan sonra 10 sn'miz olacak   ve ardından onları indirmeliyiz.

 Mutlaka aynı anda ateş etmiş olmalıyız   yoksa yerimizi belli ederiz.

 İşte Ochoa.

 Senindir.

 Şurada temiz bir atış yapabilmek için bir yer var.

 Metal gövde iyi bir paravan olur.

 Senin pozisyonun orası olacak.

 Ben köyün diğer tarafında olacağım.

 İkimiz yaklaşık   1000 m uzaklıkta olacağız.

 Beni dinliyor musun, Miller?

 Aşağıya in.

 Bu sefer kesin bir atış yaptığına emin olsan iyi olur.

 Tek atış.

 Tek hedef.

 Burada lanet bir oyun oynamıyoruz!

 -Eğer batırırsan, bende seni  - Ben de seni ne?

 Beni öldürür müsün?

 Durma, hadi söyle, Beckett.

 Bu sefer doğru yap, yeter.

 O.

çocuğu!

 Seni yalancı piç kurusu!

 Lanet olası kamyon görüşümü engelliyor.

 Ne halt çeviriyorsun?

 Nerede bu?

 Oh, kahretsin, Miller!

 Kendini açık etmişsin!

 Lanet olsun.

 Kahretsin!

 Miller, seni gördüler.

 Ne yapıyorsun?

 Alvarez.

 Ochoa.

 10  9  8, 7  Çekil be, kadın!

 1. 1, Beckett!

 1!

 Oh, kahretsin.

 -Ochoa'yı öldürdün mü?

 - Evet, Ochoa'yı öldürdüm.

 Sana ne oldu?

 Ambarda ne işin vardı?

 Önemli değil.

 Hava kararınca bir yol bulup oraya dönmeli ve Alvarez'i öldürmeliyiz.

 Ne, başka bir atış mı?

 Sen delirdin mi?

 Hedefimi vurdum.

 Ben bu işte yokum artık!

 - Hala 2 hedefimiz var.

 - Bir tanesini sen çok iyi tanıyorsun!

 Seni o.

çocuğu.

 Adam sana doğru nişan almıştı.

 Seni, öldürmek üzereydi, seni ben kurtardım.

 Canın cehenneme!

 Senin künye kolleksiyonuna girmeyeceğim, Beckett.

 Vazgeç, Miller!

 Kaybedeceksin!

 İkimizide buna sürükleme.

 Çok güzel.

 Miller, bitti artık.

 Mermim kalmadı.

 Yap hadi.

 Öyleyse neden beni vurmuyorsun.

 Paniği hissettin mi?

 Ben hissettim.

 Sana doğru nişan aldığımda hissettim.

 Ardından sen tetiği çekince   o içimde ki panik sona erdi.

 Acıtıyor, değil mi?

 Şuan hissettiğin acı en kötüsü değil.

 En kötüsü   artık acıyı hissedemez duruma gelmektir.

 Bunu atlatabilirsin.

 Hepsi geçer.

 Hey.

 Hala evine dönme şansın var.

 Burdan hemen gitmelisin.

 Ben, seni korurum.

 Evlat, sana buradan gitmeni söylüyorum.

 Şimdi git.

 Ben hemen arkandayım.

 Kıpırda şimdi!

 Bana kim olduğunu söyle.

 Lee Harvey Oswald.

 Bizde seni arıyorduk.

 Davamıza çok zarar verdin.

 Senide, davanıda s.keğim.

 Arıyan her zaman belasını buluyor.

 Değil mi, Beckett?

 Uzun zamandır görüşememiştik.

 Öğren bakalım, başkalarıda varmıymış.

 Beckett ve ben uzun uzun konuşacağız.

 Bildiği ne varsa, her şeyi anlatacakdır.

 Herkes çiftliğe geri dönsün.

 Tetiği hisset, nişancı.

 Bu son dokunuşun olacak.

 Ortağın nerede?

 Şimdi, Kolambiyalı bir sivili, Ochoa'yu hedef aldınız.

 Amerikan Ordusu şimdi de Kolombiya karteline mi el attı?

 Kıdemli Başçavuş Thomas Beckett   Birleşik Devletler Deniz Kuvvetleri.

 Bağlılığın hoşuma gidiyor, Beckett.

 Kafa tutuyorsun demek.

 Uyan bakalım!

 Daha ölmek yok, Beckett.

 Eğlenmeye daha yeni başladım.

 Bekle.

 Bekle mi?

 Lütfen.

 Tek atış, İki hedef.

 Tek atış   iki hedef.

 Organizasyonda ki   kişi - Ne?

 - Kişi Ne?

 Şimdi.

 Biraz daha gitmemiz gerek.

 Başarabilir misin?

 - Evet.

 - Tamam o zaman.

 Gidelim.

 Buluşmaya 1 dk.

 orada olsalar iyi olur.

 İndir bizi.

 Beckett, git.

 - Tüfeği bana ver, seni koruyayım.

 - Devam et!

 Bu bir emirdir.

 Gidelim!

 Her zaman Montana.

 

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar