Dragonheart: Vengeance (2020)
| |
97 dk
Yönetmen:
Ivan Silvestrini
Senaryo:
Matthew Feitshans, Patrick Read Johnson, Charles Edward
Pogue
Ülke:
ABD
Tür:
Aksiyon, Macera, Dram, Fantastik, Bilim-Kurgu
Rating:
5.3
Vizyon Tarihi:
04 Şubat 2020 (ABD)
Dil:
İngilizce
Nam-ı Diğer:
Ejder Yürek: İntikam
Oyuncular
Helena Bonham
Carter
Joseph Millson
Jack Kane
Arturo Muselli
Carolina Carlsson
Özet
Ailesi kırsal kesimde vahşi akıncılar tarafından öldürülen
genç bir çiftçi olan Lukas, intikam için destansı bir arayışa başlar ve
görkemli bir ejderha ve paralı asker Darius ile beklenmedik bir üçlü oluşturur
Altyazı
Ülkemizde hiç kimse daha önce bir ejderha görmemişti.
Ejderhal ar sadece
sisli ada Britanya 'dan gelen efsanel erdi.
Sonra efsaneler
gerçek oldu.
Kral Gareth
döneminde saygıdeğer Drago tarafından yetiştirilen
yedi ejderha, Britanya 'yı terk ederek yedi
düvele yayıldı ve aralarından biri,
buraya indi.
Geldiğinde, savaşla
parçalanmış krallığımıza umut getirdi ama
bir şeyler ters gitti ve sürgün edildi.
Zamanla halk bundan
sadece fısıltıyla bahseder oldu ve
ejderhaya bir lakap taktılar "Hain.
" Ancak
krallığımızın hâlâ umuda ihtiyacı var.
Ve bazen umudu
bulmanıza yardım edecek kişi hiç
beklenmedik birisi çıkar.
Koy içine.
Hadi çocuklar!
Son sırayı sürmemiz
gerek.
Evet Radu, soğuk
olduğunu biliyorum ama bu yılki hasat kötüydü ve tohumlar kıttı, o yüzden her
şeyin sağ salim toprağa girdiğinden emin olmalıyız.
Hadi, Pincu ve Radu.
Ahırın sıcaklığını
bir düşünün.
Boyunduruğu da çıkaracağız.
Anlıyorum.
Çocuklar, zaten az
ektiğimiz ürünü de alamazsak sizi yememiz gerekecek.
Anne?
Hayır!
Bu altıncı baskınımız.
İşimiz bitti o zaman.
Dağılma vakti.
Ben kuzeye gideceğim.
Adam toplayacağım.
Ben de sürümle batıya
gideceğim.
Ben de inimizi
hazırlamak için güneye, çöle gideceğim.
Bana da doğu kaldı.
Yeni zehir hazırlama
vakti.
Bir hafta içinde
tekrar saldırmak için toplanırız.
- Kral!
Kral geliyor!
- Kral!
Takım, Kral geliyor!
Kral Razvan!
Kral Razvan!
Kral'a yol açın!
Leziz.
Teşekkür ederim.
Majesteleri?
Her yerde kıtlıktan
bahsediliyor.
Liderliğinize
güveniyoruz.
Hazineyi açın.
Bir sulama planı
uygulayıp Kırsal kesimde yağmacılar var.
Onceliği buna vermem
gerekiyor.
Ama endişelerini
dikkate alacağım.
Ekselansları.
- İyi günler.
- Kralım, çocuklarım
açlıktan ölüyor.
Tarlalar boş.
Bu tohumları sana Kraliyet
ambarından veriyorum çünkü siz acı çektikçe ben de çekiyorum.
Teşekkür ederim.
Majesteleri!
Kral'Ia konuşmam
gerek.
Huzura kabul sona
erdi.
İyilik istemiyorum.
Bir suç bildirmek
istiyorum.
Dört acımasız katil çeteleriyle
beraber kırsal kesimde baskınlar yapıyor.
Kral bütün kanun
kaçaklarını adalet önüne çıkarır.
- Eninde sonunda.
- Eninde sonunda
yetmez.
- Altı köyü
yağmaladılar!
- Geri çekil dedim!
Ailemi öldürdüler!
Evimizi yaktılar, intikam
almak istiyorum.
O zaman bir meyhane
bulup paralı asker tut.
Hapse girmek
istemiyorsan kaybol!
İmkânsız.
Yön duygum harikadır.
Bütün gün hayranlıkla
kendine mi bakacaksın?
Evet" Sorun şu
ki hepsini istiyorum.
Pekâlâ çocuklar.
Sizi özleyeceğim.
En azından beraber
olacaksınız.
Tamam.
İşte dukaların.
Teşekkür ederim.
Meyhane nerede, bilmiyorsunuzdur,
değil mi?
Evet - Merhaba.
Nasılsın?
- Merhaba.
- Bluzunu beğendim.
Yeni mi?
- Sağ ol.
Güzelmiş.
Gerçekten çok hoş.
- Görüşürüz.
- Hoşça kal.
- Affedersiniz.
Kurtboğan var mı?
- Hayır, bende yok.
- Kurtbpğan yok mu?
- Uzgünüm.
- Meyan kökü var mı?
- Söğüt kabuğu var.
Nasıl ağrı kesici
yapabilirim?
- Haşhaş çekirdeğiyle.
- Güz öksürüğünü
iyileştirir mi?
- Merhaba genç bey.
- Affedersiniz.
Erikler ne kadar?
Lezzetli, evet.
- Oana!
- Geliyorum baba.
Oana.
Affedersiniz.
Bir avcı tutmak
istiyorum.
Burada sadece seni
soyup soğana çevirecek sarhoşlar var.
Bir avcıya ihtiyacın
varsa benden iyisi yok.
Adım Darius.
- Bana insan avcısı
gerekli.
- Evet, biliyorum.
Kırsal kesimde yağma
yapan dört katili arıyorsun.
Yanında kaç adam var?
Bir.
Yalnız çalışırım.
Param insan avı
yapmak için, cenaze için değil.
İki haftadır buradan yetimler
ve ağlayan dullar geçiyor, hepsi o vahşiler yüzünden ama ben, bu konuda bir
şeyler yapmak isteyen birini bekledim.
Yani zaman harcamayı
bırak, beni tut, avımıza çıkalım.
HeY!
Çiçek çocuk!
Elimizden iş mi çalmaya
çalışıyorsun?
_Ig0r, seni görmek
çok güzel.
Işin sizde olduğu ne
malum?
Elindeki dukalar
bizim.
Demek sizin.
Bak, asıl istediğin
kılıç kiralamak.
Biz, onun fiyatına
dört kişiyiz.
- Evet.
- Evet.
Tabii bu teklif daha
iyi.
Ayrıca bizim
hamurumuzda bununki gibi delilik yok.
Bak, bir şey gerçek
olamayacak kadar iyi görünüyorsa - genelde iyi değildir.
- Hey!
Çok geç.
Teklif süresi doldu.
Tabii bu, danışma
ücretimizi karşılar.
Şerefe.
Üzgünüm.
Diğer elini
hedeflemiştim.
Öldürun şunu!
Demek hapse girmek
istiyorsun.
Bana bir el borçlusun!
Siz ikiniz,
tutuklayın.
Hepsini tutuklayın.
Sen, yukarıdaki!
Tanrım!
Pekâlâ, pekâlâ,
geliyorum!
- Hadisene!
- Bekle biraz!
- Evet.
- Nallar hazır mı?
- Hepsi hazır.
- Çok iyi.
- Hemen şuradalar.
- Bir görelim.
Bakayım?
İşte burada beyler.
Tekrar bekleriz.
Çok iyi.
Önümüzdeki hafta
öderim.
- Gayet iyi
görünüyorlar.
- Tabii.
İyi günler efendim.
Cehennemin dibi!
Sen de nereden çıktın?
Size sunmak istediğim
bir fırsat var, bence Bu dükkânda satış
yapıyorum.
Satın almıyorum.
Hayır, hayır,
kılıçlarınızdan birini satın almak istiyorum.
Annemle babamın intikamını
almak için yola çıktım ve kasabanın namussuz paralı askerlerini görünce Kılıçlar altı duka.
Dükat açısından biraz
sıkıntıdayım.
Ama elimde toprak var.
Nehir kenarında, dört
hektar.
Daha sakalın bile yok.
- Anlaştık mı?
- Elindeki tek şey,
sözün.
Onun da pek bir
anlamı yok.
O giden çiftçiler
için anlamı olabilir.
Dövme demirine hurda
karıştırıyorsun.
O nallar normalden
bir hafta önce kırılacak.
Sana gelip yenilerini
istemelerini sağlıyorsun.
Öyle bir söz işini
mahvedebilir.
Peki ne diyorsun?
Sözüm, kılıcına
karşılık mı müşterilerine karşı mı olsun?
Şantaj yapıyorsun.
Pazarlık yapıyorum.
Sana değerli bir şey
karşılığında Konuşmayı kes artık.
Bu.
AI.
Bu işe yalnız
kalkışma evlat.
- Yardım iste.
- Denedim.
Hiç kimse yanaşmadı.
Belki sana o yardımcı
olabilir.
Ejderha.
İstediği bir şey
götürürsen iyilik yaptığı söylenir.
- Ejderha gerçek mi?
- Evet.
Ama sakın onunla pazarlık
yaptım diye övünme.
Kralına ihanet etti.
Yine de vahim
sorunlar vahim çözümler gerektirir.
Bir ejderham olsaydı hiç
şansları olmazdı.
Peki ne ister?
Bir torba tohumla
ödeme yapıyorlar.
Teşekkür ederim.
Arkadaş edinmek güzel.
Arkadaşım falan
değilsin.
Benim için yatırımsın.
Paranı ödeyeceğim.
Bunlardan birini
alabilir miyim?
Tabii ya.
AI.
Ama bu eski ve
yıpranmış.
Başka bir tane
alabilir miyim?
Peki ya Kafanda bir delik daha açmama ne dersin?
Defol git!
Demek tohumla.
Affedersiniz.
Affedersiniz.
Merhaba.
Ejderhayı nerede
bulabileceğimi biliyor musunuz?
- Ejderhalarla işim
olmaz.
- Bas git!
Tanrım, derdiniz ne
sizin?
Affedersiniz.
Nerede bir ejderha bulabileceğimi
biliyor musunuz?
Defol git!
Harika.
- Şu tarafta.
- Teşekkürler.
Teşekkür ederim.
Umarım buna değer.
Umarım gerçekten
varsındır.
Ejderha, ortaya çık.
Hey, onu geri ver!
İnsanlara yardım
ettiğini söylediler.
Ara sıra.
Bana dört katili
bulmam için yardım et.
Evimi yaktılar, ailemi
ve başkalarını öldürdüler.
Yardım edecek misin?
Bulmak için mi?
Yoksa öldürmek için
mi?
Demek kız ejderhasın.
__ Kız mı?
Ustümde elbise
görebiliyor musun?
Hayır, affedersin.
Dişi demek istedim.
Bak, bir hata yapmış
olabilirim çünkü bu iş belli bir miktar vahşet gerektiriyor ve cinsilatifler
için uygun olmayabilir.
Belli ki türümün
yanında pek vakit geçirmemişsin.
Geri alıyorum!
Geri alıyorum!
İnsanlar.
Kendini beğenmiş ve
küstah.
Kurtulmak için
haykırıyor.
Sen bile kendi
tavsiyene kulak asmazsın ki!
- Affedersin?
- Ne?
- Kendi kendine konuşuyordun.
- Hayır,
konuşmuyordum.
- Konuşuyor muydum?
- Yine yaptın.
Konuşacak başka kim
var ki?
Rica etsem Seni zaten yemem.
Yıllar önce et
yememeye yemin ettim.
Eskiden insanlar
karşılık olarak her türden kıymetli eşya getirirdi.
Sonra onları yemeğe
çevirdim.
Artık karşılık olarak
tohumlardan oluşan besleyici kaba yemlerden getiriyorlar.
- Ejderha Hanım?
- Siveth.
Adım Siveth.
Adımı duymayalı
yıllar oldu.
Benim adım da Lukas.
- Peki anlaştık mı?
- Hayır.
- Ne?
- Bunda işitme
zorluğu mu var?
- Belki de az
gelişmiştir.
- Neden hayır?
İntikam seni
mahyeder, tehlikeye sürükler.
Olürsün.
Çiftçiliğe geri dön.
Ve ailemin başına
gelenleri kabulleneyim mi?
Bazen kaderi
kabullenmek tek seçenektir.
Boğazında kalsın.
Yardımına ihtiyacım yok.
Kendim hallederim.
Bir ömür bile sürse kendim
hallederim.
Tekrar olmasın.
Tekrar olmasın.
Ne?
Merhaba.
Nereden çıktın sen?
Pekâlâ güzel kız.
Merhaba.
Belki şansım
dönüyordur.
Biraz su ister misin?
Sen bilirsin.
Yüzünü görmeliydin!
Kasabın geldiğini
gören koyun gibiydin!
Aman tanrım!
Affedersin.
Bir saattir oradaydım.
Kesinlikle değdi.
Tanrım.
Tanrım.
Gel.
Gel.
Merak etme.
Hadi dostum.
Küçük bir yürüyüşe
çıkalım.
Neden hapiste
değilsin?
Kralın
muhafızlarından nasıl kaçtın?
Kılıç ustalığı, göz
korkutma, kurnazlık Bir fıçıda saklandım.
Ama bunu kurtarmayı
başardım.
Sonra da peşine
düştüm.
' ÖYİQ mi?
' Oyle.
- Peki beni nasıl
buldun?
- Küçük bir kuş
söyledi.
Hayır, gerçekten,
nasıl Beni nasıl buldun?
Kuşlar söyledi.
Hatta bir şahin.
Bak, eğer buraya
benimle alay etmeye geldiysen Hâlâ bu
kafirleri bulup haklarını vermesi için birini tutmak istiyor musun?
- Evet.
- Harika.
Kabul ediyorum.
Dur, orada 12 duka
var.
- Evet.
- Piyasaya bakılırsa -
paralı askerler 7 ediyor.
- Evet ama benim
ederim 12.
Artı, şu anda sahip
olduğun tek seçenek benmişim gibi duruyor.
Tamam.
O zaman 8.
Ve yakaladığımız her
adam için 1 duka ikramiye.
Yani eğer işini
yaparsan 12 eder.
Anlaştık.
Ben şunu Ben güvende tutarım.
Şunu tut.
Gel, eyerini seyahat
için bir kontrol edelim.
Daha hafif olabilir.
Hop!
- Hey!
Hey!
- Bunlar sadece
ağırlık.
Bu, annemindi.
Evet, ne yaparsın, insan
avında yeri yok.
Salak.
Senin için işleri
kolaylaştırıyorum.
- Yağmaqlar
dağılıyordu.
- Oyle mi?
Her yöne biri gitti.
A yı kürkl Ü olan,
asker toplamak için kuzeye gideceğini söyledi.
Peki.
Bak, o canavarların
her birinin korkunç bir ünü var.
En iyi şansımız
onları ayrıyken yakalamak, tamam mı?
Burası Raznov Kalesi,
sizin çiftlik ve bu da biziz.
Zaten nispeten
kuzeydeyiz, yani devam ediyoruz.
İri olan, yani Ayı, eğer
adam topluyorsa Bozuk Topraklar'a gidecektir.
Yani?
Barbarlar.
- Hiç bir barbarla
tanıştın mı?
- Hayır.
Tabii ki.
Yüzün hâlâ kafatasına
yapışık.
Tamam o zaman.
Ayı.
Şansımız yaver
giderse onu çete toplamadan önce buluruz.
Ejderha seni
reddetti, değil mi?
- Hiç şaşırmadım.
- Ejderha hakkında ne
biliyorsun?
Yıllar önce, ben
çocukken Hızla giden bir at arabası bizi
yoldan çıkarttı.
Arabamız ters döndü.
Ailem öldü Ama ben hayatta kaldım.
Yeterince büyüdüğümde
sorumlusunu bulmama yardım etmesi için ejderhayı aradım ama sefil yaratık beni
reddetti.
- Bu at kafasına göre
hareket ediyor.
- Tamam, dur ben bir
konuşayım.
Ne oldu?
Neden?
Ne oldu?
Hasta mısın?
Nalın mı düştü?
Bana her şeyi
söyleyebilirsin.
İşte bu yüzden kaçmış.
Kafasında tek düşünce
yok.
Tamamen aptal.
Diyene bak, atlarla
konuşuyor.
Her neyse, ejderha.
Bana yardım etseydi
Tek Gözlü Adamımı bulurdum ama bulamadım, ben de kimse aynı hikâyeyi anlatmak
zorunda kalmasın diye kılıcımı başkalarına kiralıyorum.
Bana neredeyse
edecekti Ne?
Manzara.
Muhteşem.
Gidelim.
Bozuk Topraklar.
Pekâlâ, burada
duralım.
Artık işe koyulalım.
HangHşe?
Sana o kılıcı kullanmayı
öğreteceğim, böylece kendi parmaklarını kesmezsin.
- Seni dövüşmen için
tuttum.
- Sakar gibi
görünmekten utanma.
- Kız arkadaşın
izlemiyor.
- Kız arkadaşım mı?
Pazardaki o tatlı
fıstık.
Onu takip ettiğini
gördüm.
Adı Oana, ayrıca onu
takip etmedim.
Ettin.
Bayağı sapıkçaydı.
Şimdi kılıcını çek.
Çok yavaşsın.
Tekrar.
- Yapma.
- Daha hızlı
olmalısın.
Bu aralar kendini gerçekten
savunman gerekebilir.
Şimdi ayaklarını
hareket ettir.
İyi.
Duruş çok önemlidir.
Şimdi saldır.
Sapladın.
Kesmen gerek.
- Kes demiştin.
- Evet ama fazla
kestin.
Daha az kes.
Böyle.
İyi.
Çok iyi.
Hâlâ fazla kesiyorsun.
Bundan biraz daha
fazla Ne?
Konu ciddi.
Harika.
Teşekkürler çocuklar.
Evet Bu taraftan
gelip kuzeye doğru gitmişler.
Yine bu yoldan
dönecekler.
Onları pusuya
düşüreceğiz Yukarıdan.
Affedersiniz.
Affedersiniz çocuklar.
Solucanlar ne zaman
geleceklerini de söylediler mi?
Hayır.
Solucanlar kuşlar
kadar konuşkan olmaz.
Hadi.
Deli atını da getir.
Lütfen bana ayak
uydur.
Lütfen.
Peki 0 dereden 100'ü
birden gelirse ne yapacağız?
Sadece Ayı'nın
peşindeyiz.
Tek ihtiyacımız olan bir
iyi ve temiz atış.
Peki.
Ya geri kalanlar peşimizden
gelince ne olacak?
Kaçacağız.
Evet Yani
solucanların söylediği yerde bekleyeceğiz.
- Evet.
- Sonra çok sayıda
barbarı kızdırıp kendi mekanlarında onlardan kaçmaya çalışacağız.
- Şapşalca bir şeymiş
gibi söyledin.
- Evet, öyle.
Kim bilir, belki biz
burada yatarken başka bir köye baskın yapıyor olabilirler.
Sana parayı otur diye
vermedim Bir uzmana işini nasıl
yapacağını anlatma.
Başka kimse gelmek
istemedi, değil mi?
Ne o sarhoşlar ne de
o hain ejderha.
Anlamıyor musun?
Her şeyi senin için
yapıyorum.
- Herkes ona hain
diyor.
- Zaten hain.
O kadar kötü ne yaptı?
Sen doğmadan önceydi.
Sınır savaşları
şiddetleniyordu.
Krallığımız durup
dururken saldırıya uğradı Krallığımız
haksız yere saldırıya uğramıştı.
Korkmayın!
Size ben liderlik
edeceğim!
Kral Razvan zaferi
kazanmak için halkın moralini yüksek tutuyordu.
Sonra o geldi.
Huzur bul mamıza yardım
edeceğine söz verdi.
Kısa süre sonra Kral
savaşta yaralandı.
Ağır yaral andı.
Efsaneye göre
ejderhalar, birinin hayatını kurtarmak için kalplerinin bir parçasını verip sonsuza dek duyu ve acılarını onunla
paylaşabilir.
Yardım edeceğine söz
vermesine ve Kral ölümün eşiğinde olmasına rağmen işi oluruna bırakması gerektiğinde ısrar etti.
Ama Kral hayatta
kaldı.
Krallığın en karanlık
anında ben sizin için kan dökerken bizi reddetti.
- Hain!
- Hain!
- Hain!
- Hain!
- Hain!
- Hain!
Halk onu dışl adı.
O da yalnız başına
yaşamaya başl adı.
Tanrım!
Hey Seni Dur!
Yapma!
Hey, hey, hey!
Seni gidi Hey, hey, hey!
Asıl sana "Hey,
hey, hey!
" O atın deli olduğunu biliyordum.
- Ejderhalar şekil
değiştirebilir mi?
- Evet.
Erkekler su veya kaya
gibi görünebilir.
Biz de hayvan
biçimine gireriz.
Fena da olmuyor.
Aksi takdirde bunun
kafanı yalanlarla doldurmasını - engellemek için yanında olamazdım.
- Ben yalan söylemem.
Neden bunca zamandır bir
şey söylemedin?
Başka bir biçimdeyken
konuşamam.
Ve değişim Beni yoruyor.
Bak.
Gördün mü?
Hatta nefessiz kaldım.
Yani bu, bize yardım
edeceğin anlamına mı geliyor?
Sadece
incinmediğinizden emin olmak istedim.
Sadece vicdanını
rahatlatıyor.
Gerçekte kim olduğunu
saklayan birine güvenemezsin.
Hayır, aksine.
Sır saklamada muhteşem
olduğumu gösteriyor.
Saçmalıklarını sessizce
çekmek hiç kolay olmadı.
"Ederim, 12 duka.
" "Dizginleirni daha sıkı tut.
" "Ayaklarını hareket ettir.
" Ne otoriter.
- Ve mızmız.
- Hayır, ciddiyim.
Gidip hep beraber Ayı'yı
bulabiliriz.
Yardım etmeyecek.
Ayrıca Ayı hemen
şuradan geri dönecek.
- Böyle iyiyiz.
- Sana yardım
edeceğim, tabii eğer bu adamları bulduğumuzda tavsiyemi dinlersen.
Seni uyarıyorum.
Seni hak ettiğin
intikamdan mahrum edecek.
Anlaştık.
Dinleyeceğim.
Anlaştık mı?
Hayır.
Anlaşmadık.
Onunla mı çalışacağız?
Herkes bana ejderha
sevici mi desin?
- Aman ha.
- Hayır, seçimin yap.
Ya hain ya da ben.
Bak, yine de paranı
alacaksın.
Artık fazladan
yardımımız var.
Tamam.
Şampiyonunu seç evlat.
Bir sürü barbar o yoldan
aşağı gelirken kimin yanında olmayı tercih edersin?
İyi soru.
Gerçekten mi?
Belki de seninle
anlaşmazlıklarımızı - bir yana bırakıp -
Affet ve pişman ol!
Hep öyle derim.
Seni uyardım.
Et.
Siveth!
Siveth!
- Ne yapıyorsun?
- Seni kurtarıyorum.
Beni unut.
Onları patlat!
- Daha yapamıyorum.
- O zaman ye, bir şey
yap.
İğrenç.
Gözleri!
Gözleri!
Canavarı kör edin!
Saldırın!
Saldırın!
Lukas!
Onları kaçırdık.
Ölüm, ne kadar hak
edilmiş olursa olsun çirkin bir görüntü.
Yaptığımı gördün mü?
İnanılmazdı!
Beni yakalamıştı.
Kesin gidiyordum.
Ama sonra kemerim
koptu ve düşüp çığlık attı.
Sonra kafasını vurdu.
Biri gitti, üçü kaldı.
Peki onu ne yapacağız?
Anlaşma buydu, değil
mi?
Birini yakaladığımızda
seni dinleyecektim.
Bunu sonra konuşuruz.
Şimdi Kurt'un peşine
düşeceğiz.
Başlıklı olan.
Sürüsüyle batıya
gideceğini söylemişti.
Bahse girerim izini
bulabiliriz.
İkimiz de uçsaydık daha
hlZII gidebilirdik.
Yürümek sana iyi
gelir.
Vazgeçeceğimi
umuyorsun.
Değil mi?
Kanatlarımı
esnetebilmek çok güzel bir his.
Neye benziyor?
Uçmak?
Hiçbir şey seni
engelleyemezmiş gibi.
Şey, bir
deneyebiliriz.
Bütün yolculuk
boyunca değil, sadece eğlence için.
Tamam.
Uçabiliriz.
Gerçekten mi?
Ne yapacağımızı çok
iyi biliyorum.
Kasabaya geri uçup sıcak
bir yemek yiyeceğiz, peşinde olduğumuz bu hayvanlardan haber bile olabilir.
Evet, bir daha
düşündüm de kasabaya gidemeyiz.
Herkes senden nefret
ediyor.
Ağzın iyi laf yapıyor.
Neden Kral'a ihanet
ettin?
Uzun zaman önceydi.
Şimdi onu bırak, bir
kızdan bahsettiğini mi duydum?
Oana mıydı?
Ona çiçek
götürebilirsin.
Kızlar çiçekleri ilgi
çekici bulur.
Tabii, sen nereden
bileceksin?
Kız olmadığını çok
net belirtmiştin.
Ama dişiyim.
Biz her türlü
güzelliğe daha fazla önem veririz.
Hayır, daha işimiz
bitmedi.
Bana Kral'a aranızda
ne olduğunu anlatmak istemezsen anlarım.
Herkes hatırlamak
istemeyeceği bir şeyler yapmıştır.
Ne hatırladıkların
ne de unuttukların önemli değil.
En önemli şey,
yaşamını nasıl geçirdiğindir.
Etrafına bak.
Yaşam, yaşamak
içindir.
Yaşam için yaşa,
ölüm için değil.
Seni at halindeyken daha
çok seviyordum.
Ayrıca uçacaksan en
azından ileride ne olduğunu keşfet.
Orman.
14 kilometre ötede.
Tam da kurt bulunacak
yer.
Geldiğin yer nasıl
bir yer?
Britanya?
Sisli, yeşil.
Göz alabildiğine
çiftlik.
Çiftliğimizi çok
severdim.
Annem çok komikti.
Babam çok sakardı.
Annem sürekli
dırdırlanırdı.
Babam ekmeğin
tereyağlı yüzünü yere düşürmeden ekmeğe yağ bile süremezdi.
Çok değerliydiler.
Bu avın bir hata olduğunu
düşündüğünü biliyorum.
Ama hiç yaptığı
kötülükler için birini gerçekten cezalandırmak istemedin mi?
Ceza, arzulanacak
bir şey değildir.
Tek istediğim,
asil bir hayat yaşamak.
Ve bir gün türümün
arasına, yıldızlara yükselmek.
Sonsuza dek.
Bu yolda biraz da
gülsem fena olmazdı.
Belki biraz da
parti.
Yıllardır parti
yapmadım.
Biliyorum, acı
çekiyorsun ama intikam en asil yüreği bile karartabilir.
Hayır, Lukas, nereye
gidiyorsun?
O küçük serseriler
soğuğa dayanamaz.
Geliyorum!
Lukas!
Eğil!
Kurtlar avlanılmayı
sevmez.
Bize gizlice
yaklaşabileceğini mi sanmıştın ejderha?
Bizi yeterince takip
ettin.
Bizden uzak dur, bu
küçük rehine ölmesin.
Kıpırdama.
Sürün olmadan o kadar
da sert değilsin.
Ayı'ya katılmaya
hazır mısın?
Öldürme konusunda bu
kadar aceleci olma.
Hayattayken bizim
için daha değerli.
Sizi ötekilere
götürebilirim.
Şimdilik ölmeyeceksin.
Komik bir şey mi oldu?
Orada mı
toplanırsınız?
- Yılan İni'nde.
- Evet.
Sizi oraya
götürebilirim.
' Neden ö yle ya _ AğaÇlaTSl
Orsun?
- Burnumu
kaşındırıyor.
- Hayır.
Neden insan
öldürüyorsun?
Sana hiçbir şey
yapmamış olanları?
O yara izi Birisi sana zarar verdiği için mi başkalarına
mı veriyorsun?
Kafamın derisini
yüzen adam öyle bir övgüyü hak etmiyor.
Beni, kız kardeşimi,
abimi incitti; ben de canını aldım.
Hatırlayabildiğim en
güzel gün hâlâ o gün.
Ama alıştıkça
öldürmek kolaylaşıyor.
Ben senin gibi
değilim.
Birileri evde, orası
kesin.
Planımız şu.
Ben yukarıda
döneceğim.
- Kurt onları dışarı
çıkaracak.
- Peki ya ben?
- Ben bir şey
yapmıyorum.
- Sen, gözcümüz
olacaksın.
Burada.
Ama aşağıda olmak
istiyorum.
O da kim öyle?
Bizi takip edeceğini tahmin
etmeliydim.
- Meraklı işgüzar.
- Ne yapıyor öyle?
Kendini öldürtecek,
yaptığı bu.
- Dumanla onları
dışarı çıkartacak.
- Delirmiş.
Sesini keser misin?
İşe yarayabilir.
Hayır.
Kılıcını düşürmüş.
İşte o kadın.
O kadın, Yılan.
Hey!
Onu öldürecekler.
Nerede Kalmıştık?
Mesajlardan kurtul.
Hemen yak!
Kaçıyor.
Halledebilirdim!
Ne oluyor?
Biri bana ne olduğunu
söyleyebilir mi?
Sana anlatmıştım.
Sınır savaşı
yüzünden ailem, evimizden kaçmak zorunda kalmıştı.
Her şeyi yanımıza
almıştık.
At arabası
arkamızdan geldi ve hiç durmadı.
Beni o halde buldu.
Bana kalbinin
yarısını verdi.
İkimizin de hayatını sonsuza
dek değiştirdi.
O hain ve ben Birbirimize bağl ıyız.
Ne başrahip ne de
ben manastıra nasıl ulaştığımı bilmiyorduk.
Rahipl er ailemi
gömdü.
Herkes yaramın
kazadan kaynaklandığını düşündü.
Hatırladığım tek şey
Tek Gözlü Adam'dı.
Okumayı ve yazmayı
öğrendim.
Hayat basitti.
Ta ki bir gün yeni
bir dil öğrenene kadar.
Orman canlılarl nın
içgüdül erini kanımda hissettim.
Ötüşleri ve sesleri anlamlı
gelmeye başladı.
Yalnızca benim
anlayabildiğim yeni bir dünya.
Sonra başka bir
şeyin gözlerinden görerek uyandım.
Başka birine bağlı
olduğumu Ve onu bulmam gerektiğini anlamıştım.
Bana hayatımı nasıl
kurtardığını anlattı.
Tek Gözlü Adam
hakkında bilgi almak istedim.
Onu bulup intikam
almam için bana yardım etmesini.
Verdiği cevabı biliyorsun.
Daha gençtin.
Merhaba.
Ejderhanın soğuk bir
kalbi var, değil mi?
Bu güzelmiş.
Şuna bak.
Neler çeviriyordun?
Kâğıt mı yakıyordun?
Affedersin.
Planımı mahvettin.
Çatıdan düşme planını
mı?
Evet, ayrıca
görüntümü çaldığını fark etmediğimi sanma.
Gel buraya.
En azından benim gibi
ona boyundurukla bağlı değilsin; bir öküz gibi.
Bilmiyorum.
Bir kalbi paylaşmak kulağa
hoş geliyor.
- Öküz o mu?
- Bir şeylere bağlı
hissetmek - Yoksa öküz biz miyiz?
- Her konuda aynı
anda iki farklı şekilde hissetmek mi?
Bir an iyi
hissediyorum, bir bakıyorum ağlıyorum, öfkeleniyorum, açım, susamışım,
yanıyorum, üşüyorum İkiniz harika bir
takım oldunuz.
Birini yakalamaya
gelip diğerini kaybettiniz.
Evet, Kurt ne olacak?
Sen onu merak etme.
Onu sonra da bulabilirim.
Neden şu Sürüngen
suratlının yanına gidip dördüncüsü nerede, bir sormuyorsun?
Kampı hazırlamaya
geldiğini söylemiştin.
Hep beraber mi
buluşacaktınız?
Yani Akrep buraya mı
geliyor?
Güzel çocuk.
Akrep ortaya çıkana
kadar beklemeliydin.
Şimdi seni
hissedecek, sen gardını indirene kadar bir kayanın altına saklanacak.
O zaman bizi ona
götüreceksin.
Pekâlâ, madem tek
söyleyeceği şey bu, işini hallet, gitsin.
Lukas, beni
dinleyeceğini söylediğini unutma.
Onu kasabaya
götürelim.
Hapse atarlar.
Evlat, kaçırdığın
fırsat için bir ömür boyu pişman olma.
O yılan, aileni
öldürdü.
Kasabada adaletle
yüzleşecek.
Bunu yapmak zorunda
değilsin.
Yap.
İkimiz için.
Boş ver onu.
O kadar sarhoş ki ben
bile çift görüyorum.
Hayır.
Hayır, hayır.
O ilk seferden beri seninle
hiç gördüğümü paylaşmadım ve bir daha paylaşacağıma ölürüm daha iyi.
Biliyor musun Keşke bıraksaydın da ölseydim çünkü bütün bu
olanlar bana sadece sana ihtiyacım olduğunda beni yüzüstü bıraktığını
hatırlattı.
Tıpkı seni yüzüstü bırakacağı
gibi.
- Lukas, yapma.
- Yap!
Bu caninin yaşamasına
izin verirsen hayatının kalanında kendi Tek Gözlü Adamını kovalarsın.
Yap şunu!
Yap şunu!
- Tek Gözlü Adam diye
birisi yok.
- Ne?
O adam, Kraldı.
Ülkenizin sınırlarına
geldiğim andan itibaren Kral Razvan 'a
güvenmedim.
Sınır savaşı korkunç
bir zarar veriyordu ama yine de halk ona
kahraman diyordu.
Ne seçenekleri vardı
ki?
Halkım Kimsenin haberi olmadan sa vurganca yaşadı.
Ona barış anlaşması
yapması için talepler gönderdim.
Kral gizlilik içinde
harekete geçti.
Savaş başlatmak için
ajan kullanacağından şüphel enmiştim.
Düşmana saldırmak
için bahanesi olsun diye.
Ama bunu
ispatlayamadan dövüşe çok yaklaştı.
Onu kasabaya götürüp benim kurtarmamı bekleyecekl erdi.
Onları yoldan çıkart!
Onları yoldan çıkart,
dedim!
Kralına yardım et.
Onu bana ver.
Onu bana ver!
Kalbini paylaş!
Vazifen bu!
İnsanlar Kral 'ı neden
reddettiğimi merak ediyor.
İşin aslı,
kalbimi yaşamayı daha fazla hak eden birisiyle
ÇOktan paylaşmıştım.
Seninle.
Ama Kral hayatta
kaldı.
Ve iki hafta içinde halkın karşısına çıkıp bir hain olduğumu ilan
etti.
Hain!
Yazıklar olsun sana!
Popülerliğini ve
savaşın doğurduğu korkuyu yanlış değerlendirdim.
Halkın güvenini
kaybettim.
Ama hemen saldırıp Kralı
yenebilirdin.
Kimse bir ejderhayı
durduramaz.
Herkesi bana itaat
etmeye mi zorlasaydım?
Güvenin yerine korku
getirirsen, geri dönüşü olmaz.
Peki Tek Gözlü Adam?
O gün kullandıkları
at arabası düşmana aitti.
Onların renkleri ve
bayrağını taşıyordu.
Tek Gözlü Adamın
işte buydu.
Gerçek olduğunu
söylemiştin.
Bana yalan söyledin.
Hayır, seni korudum.
Bundan sorumlu olanın
Kral olduğunu bilseydin kendini öldürtürdün.
Daha ne kanıta
ihtiyacın var?
Yap şunu!
Eli ayağı tutuyor.
Hiç senlik bir durum
değil.
Evet.
Artık çok değiştim.
AI.
Oana!
Oana!
Geliyorum baba.
Aferin Darius.
- Sağ ol.
- Tamam.
Bu olanlar biraz
fazla medeni.
Darius?
Bizi Yılan İni'ne
kadar takip ettin, değil mi?
Takip mi?
Hayır.
Hayır, sadece
verdiğin işin Yapılmayı hak ettiğini
düşündüm.
Tabii.
Sana teşekkür
borçluyum.
Aslında üç tane
borçluyum.
Ne zaman birine
gerçekten ihtiyacım olsa İnlerindede,
yolda, kasabada; hep yanımdaydın.
Cesur adamsın.
Hak ettin.
Oana?
- Adımı doğru
söyledin.
- Evet.
Şey Bana bir şey satmaya çalışmayacaksın, değil
mi?
- Hayır!
Hayır, şey - Bir düşündüm de Akrep.
Artık bir başına
kaldı ama yine de tehlikeli.
Yarın sabah erkenden
yola çıksak Siveth!
Affedersin.
Siveth, yapma!
Bundan emin misin?
Tamam.
Hadi başlayalım.
İşe yaramayacak.
Sadece söylediklerimi
tekrar et.
Daha önce birine hiç
kur yaptın mı?
- Ejderha ya da başka
birine?
- Tabii ki.
Ne zaman?
20 yıldır yalnız
yaşıyorsun.
Bazı şeyler unutulmaz.
Hadi!
Önce ona iltifat et!
Hayır, adını söylesin!
Ne?
Adını söylesin.
Evet, adı.
- Siz ikir_ıiz bir
karar verir misiniz?
- Iltifat et.
Kesinlikle.
Merhaba?
Çok güzel Panjurların var.
Teşekkür ederim.
İyi.
Şimdi "Kokunu
çok kuvvetli buluyorum.
" Kokunu çok kuvvetli buluyorum.
Ta oradan mı?
Mükemmel bir koku
alma duyusuna sahip olmalısın.
- Gözlerinde
yıldızları görüyorum.
- Gözlerinde
yıldızları görüyorum.
Görme duyun da çok
üstünmüş.
Evet Koku, görme; bütün
duyularım oldukça sağlamdır.
- Orada biri mi var?
- Seni çene kilidine
davet ediyorum.
Seni çene kilidine mi
davet ediyorum?
Tetanosu mu
kastediyorsun?
Hasta mısın?
Seni ilk gördüğümde pençelemek
istedim.
Seni ilk Tamam, bu işe yaramıyor.
Adım Lukas.
Geçen gün seni
pazarda gördüm.
Bitki satın alıyordun.
- Şifalı ot.
- Evet.
Şifacı mısın?
Ve sen de Meydanda yürümek ister misin, merak ediyorum.
- Babam bizi görürse - Ateşim çıkmış gibi yaparım.
Öğürmekte çok
iyiyimdir.
Çok iyiyiZ, değil mi?
Büyülüyüz.
Tanrı aşkına, çene
kilidi de ne?
Kur yapma adeti.
Karşılıklı dişlerinizi
kenetleyip sonra Bak, bu ka_dar yeter.
İşimiz bitti.
Işimiz bitti.
Ne kadar tatlısın.
Evet, çiçekleri falan
sevdiğini düşündüm.
Severim.
Bunları nereden aldın?
Pazardan işte,
bilirsin.
Bunlar komşunun
çiçeği.
- Hayır, değil.
- Kesinlikle
komuşumun.
Yine de beğendim.
Rengi beğendin mi?
Evet.
Kırmızı en sevdiğim
renk.
Yok canım!
Benim de en sevdiğim
renk, kırmızı.
Aslında benimki mavi.
- Ne?
- En sevdiğim renk,
mavi.
Kral için
çalışıyorlar.
Dur bakalım!
Peki, peki.
Peki.
Demek Yılan'ı tuzağa
düşüren sensin.
Bu.
Ve genç bir çocuk.
Bir köylü.
Yılan'ı nasıl buldun?
Küçük bir kuş söyledi.
Küçük bir kuş.
Dinle ayakçı velet, o
hayvanları yakalayıp katlettiği için kutlanacak kişi sadece ben olabilirim.
Ve bu işi bana ne zaman
uyarsa o zaman yaparım.
Yoluma tekrar
çıkarsan seni ezer geçerim.
Tutun şunu!
Bak sen.
Zarda iddiaya girmek
için fazladan param oldu.
Yüzüme vurma, tamam
mı?
Merhaba Siveth.
Evet.
Sakın bunun oyun
falan oynayacağımız anlamına geldiğini sanma.
Yani sadece ikiniz
miydiniz?
Seninle şu paralı
asker.
Evet.
Ve ejd Köpeğim.
Evet.
O bizim gizli
silahımız.
Köpek, gizli silahın
mı?
İşte bu hoşuma gitti.
- Çok azılı bir şey
olmalı.
- En azılısı.
Evet, hapishane işte
orada.
Babam her an çıkabilir.
Yarın pazarda
buluşalım mı?
Sana ısırgan otu ve
deve dikeni hakkında her şeyi öğretirim.
Karşı koyamayacağım
bir teklif.
Yanaklarım ağrıyor.
Gülümsemekten.
Aman ha.
Korkma.
Zihnini hapse çevirir.
- Şifreli.
- Evet.
Kağıtları yakmaya
çalışan adam çok ÇOk iyi giyimliydi.
Talimat taşımak, Kral'ın
onayını gerektirir.
O katiller O katiller plan yapmak için buluşmuyorlardı.
Yeni emir alacaklardı.
Ne oldu?
Kral'Ia özel bir
görüşme.
Onu tek başına
indirmeye çalıştın, değil mi?
Bak, işte yine
yaptın, şapşalca bir şeymiş gibi söyledin.
- Yiyecek yüzünden.
- Ne?
Yiyecek kıtlığı
yüzünden.
Açlık korkusu.
Bir kralı
devirebilecek korkular.
Daha büyük bir korku
gelmedikçe.
Ama bu kağıtlar onu bizim
yerimize devirecek.
Halk, onun ahlaksız
olduğunu ve benim haklı olduğumu görecek.
Onca yıl önce
haklıymışım.
Şimdi de bir şeylerin
peşini sen bırakamıyorsun.
Sana gerçeği
söylemediğim için özür dilerim Darius.
Ama acı çeken yalnız
sen değildin.
30 yıldır
sürgündeyim, adım bir lanet gibi.
Bu gece sona eriyor.
O kağıtları geri
almazsak sona ermez.
Kağıtları bulurlarsa
yok ederler.
Yangın!
' Yangın!
' Çabuk ge” Su
getirin!
Yangın!
Yangın!
Hayır evlat, gel.
Geri gel.
Geri.
Hayır.
İmdat!
- _Oanal - Imdat!
Yangın söndü.
- Oana!
- Lukas!
Oana.
Biri mahkûmu almaya
geldi.
Elinde bir asası
vardı, babamın yüzünü soktu!
Akrep.
Zehirlenmiş.
Tedavi edebilir misin?
Evet!
Acele edersek.
Sen.
Onu sen tut.
Yürüyün.
Yürüyün!
Gelin, Kral'ı tuzağa
düşürmek için o kağıtları geri almalıyız.
Ama YıIan'Ia Akrep
uzaklaşıyor.
Onları bulmaya vakit
var.
Beni dinle.
Seni dinledim ama
Yılanı öldürseydik bunların hiçbiri olmazdı.
- Bu senin hatan.
- Evlat, yapma.
Hayır, peşlerinden
gideceğim.
Emirlerini Kral'dan
alıyorlar.
Sorumlu olan, o.
Daha fazla beklersek
bunu kanıtlamanın bir yolu olmayabilir.
Yardım edeceğini
söyledin.
Gelecek misin?
Yapamam.
Başından beri
haklıymış.
Bu kağıtların daha
önemli olduğunu görmüyor musun?
Git.
Ben onunla kalırım.
Hadi git.
Harika.
Atımı çalmış.
Tabii ki atımı çalar.
Bu akşam işin var mı?
Hadi evlat.
Bu taraftan.
İşte izleri.
Buradalar.
Hiç hoşuma gitmedi.
Her yerde olabilirler.
Bir kuşa soramaz
mısın?
Hiç kuş görüyor musun
deha çocuk?
Sana söylüyorum SanH_.
- İşte oradalar!
- Tuzak!
Paralı askerler.
Ne Yılan'ı ne de
Akrep'i göremiyorum.
Muhtemelen hazır biz
meşgulken kaçıyorlardır.
Pekâlâ.
Şansları eşitleme
vakti.
Kaybetmeye hazır
mısınız çocuklar?
Tabii ya.
Göreceğiz.
Yapacağını biliyordum.
Yapacağını biliyordum.
Hayır!
Ne geldi öyle?
Ne geldi öyle?
ŞU tepeyi görüyor
musun?
Seni koruyacağım.
Hızlıca oraya çık, atları
bul, kasabaya geri dön.
- Hayır, hayır!
Seni burada bırakmam!
- Av bitti evlat.
Yaşam mücadelesi
başladı.
Lütfen.
Hadi.
Hayır.
Mücevherlere dokunma.
Lukas.
Hemen Kral'ı görmem
gerek.
Gör bunu!
Gör!
Gör bunu!
- Siveth.
- Hayır!
Aşağıdakiler, dikkat!
Darius!
Artık teksin, kiralık
savaşçı.
Güzel çocuk.
Aileni öldürenin ben
olduğuma emin misin?
Bugünlerde itibarsız
çok karakter var!
Her şeyden haberim
var.
Senden.
Kral'dan.
Çiftliğimden!
Evet Güzel topraklar.
Belki oraya geri
dönerim.
Sen de gelebilirsin.
Hoşuna gider miydi?
Annen ben olabilirim.
Yolda yım.
Kapat gözlerini artık.
İyi geceler.
Teslim oluyorum.
Beni bağışlarsan
herkese bizi Kral'ın tuttuğunu söylerim.
En aç olanları
öldürmemiz için bize nasıl para ödediğini
Önce en aç olanları.
Beni anlıyor musun
aptal hayvan?
Lukas?
Hepsi benim suçum.
İntikamın kalbimi
karartmasına izin verdim.
Özür dilerim Siveth.
Seni elimden
aldıklarını sandığımda ben de izin verdim.
Geri alamaz mısın?
Geri alıp ona veremez
misin?
Yapamam.
Gel.
Seni de taşırım.
Sizi yavaşlatırım.
Git.
Kurtar onu.
Geri geleceğim.
Sana inanıyorum.
Sana inanıyorum.
Hadi.
UÇUyOrum.
Evet Uçuyorsun.
Siveth bak, yıldızlar.
Bir gün orada
olacaksın, adım gibi biliyorum.
Gözlerini
yıldızlardan ayırma Lukas.
Bakmaya devam et.
İyisin.
Artık güvendesin.
Haftalarca seni
kaybedeceğimizi sandık.
Uzman çağırmak
zorunda kaldık.
Kendine gelmiş.
Nasıl hissediyorsun?
Bu sefer benimle
konuşmana yardım edecek gizli silahın da yok.
Sorun var.
Hadi.
Eİderha!
Suçlulara kucak
açarak kendini bir kez daha utandırdın.
Buradaki tek suçlu
sensin.
İşte buradaymış, genç
köpek.
Canilerin hapisten
kaçmasına yardım ettin, kasabamı ateşe verdin.
O yangını ben
söndürdüm.
Hatırlamaya çalışırız.
Bir 20 yıl daha sonra
senden ne bekleyelim?
Belki bir çit
onarırsın, ağaçtan bir kedi falan kurtarırsın.
Tebaasını korumak
yerine kendi amaçlarına alet etmeyen şerefli bir kral bulmama ne dersin?
Yeter!
Sürgününe devam
etmeni emrediyorum.
Kenara çekil ve o
vicdansızı bana ver.
Tutuklanacak biri
varsa o da sensin.
Bu krallığı harap
eden haydutlarla iş birliği içindesin.
- Kral mı?
- Hadi bakalım, benim
sözüme karşı seninki.
Hain!
Kime inanmalarını
bekliyorsun?
Ona!
Tam olarak nasıl
işliyordu?
Bu suçlulara verdiğin
emirler şifreliydi, böylece haberciler emirlerini okuyamadı.
Verdiğin saldırı
emirlerini iletiyorlardı.
Kapılarında ölüm
olduğu sürece yiyecek kıtlığıyla başa çıkmadaki başarısızlığından daha az
şikayetçi oldular.
Ben öyle bir emir
vermedim.
Ejderha gerçeği
söylüyor!
Majesteleri'nin
talimat verdiği zaman ve yerlere baskın yaptık.
Tıpkı yıllar önceki sınır
savaşları gibi.
Askerlerinizden bazıları
nasıl yozlaştığınızı anlamaya başlamıştı, siz de daha popüler olmak adına hiç
çıkmayacak bir savaşı çıkarmaları için başkalarına para verdiniz.
Ben, o adamlardan
biriydim.
Boynunu ilmikten
kurtarmak için her şeyi söyler.
Ateş etmeye
hazırlanın!
Konuşmak isteyen
başkaları varsa onları koruyacağıma söz veriyorum.
Ben de öyle bir mesaj
taşıdım.
Ona.
Ben de taşıdım!
- Hem de Kral adına.
- Yerine dön!
Ben de mesajları
şifreledim.
Çok üzgünüm.
Ben senin
hükümdarınım.
Bırak beni!
Muhafızlar!
Koruyun beni!
Bana dokunma!
Ben senin Bırakın beni!
Haydi.
Yürü, yürü!
Sakin ol.
Sakin ol, sakin ol.
Canımı yakma.
Ne kadar büyümüşsün.
Bunca yıldan sonra.
Yani sen ve 0 Bir takımız.
Belki bir gün iyi bir
kral olursun.
- Değil mi?
- Kral Darius mu?
Kral Darius, Canavar
İdarecisi.
- Evet.
- Canavar idarecisi
mi?
Şapşal bir şeymiş
gibi söyledin.
Zaten şapşalsın.
Sonuç olarak kimse
aç kalmadı.
Siveth, ona ödeme
olarak veril en tohumların yarısını buzdan
mağarasında saklayacak kadar öngörülüydü.
Anlaşma anlaşmadır.
Yatırımının
karşılığını aldın.
Birinci kalite arazi.
Doğruyu söylemek
gerekirse bir arkadaşı tercih ederim.
Ayrıca artık
nallarımı satın alabilirsin.
Yüksek kalite.
Artık hurda yok.
Karlar eridikten
sonra Lukas'a çiftliğini yeniden inşa
etmesinde yardım ettik.
Yeni bir hayata başla
yabileceği bir yeri oldu.
Yalnız kaldığımızda hüzünlerimiz içimizdeki en karanlık tarafı
ortaya çıkarabilir.
Gel bakalım.
- Ama kalplerimizi
paylaşmak daha iyi bir yolu aydınlatır.
Yeni aileme kadeh
kaldırıyorum.
Bana mutluluk
verdiniz, ben de hepinize aynısını diliyorum.
Ne parti ama!
Yarın bir tane daha
yapabilir miyiz?
Dediğim gibi,
bazen umudu bulmanıza yardım edecek kişi
hiç beklenmedik birisi çıkar.
Sonra umut
kanatlarak sizi göklere taşır ama siz
yukarılara bakmaya devam edersiniz.
||
« Prev Post
Next Post »