Alone (2020)
| |
92 dk
Yönetmen:
Johnny Martin
Senaryo:
Matt Naylor
Ülke:
ABD
Tür:
Korku, Gerilim
Vizyon Tarihi:
16 Ekim 2020 (ABD)
Dil:
İngilizce
Donald Sutherland
Tyler Posey
Robert Ri'chard
John Posey
Eric Etebari
Özet
Bir salgın meydana geldiğinde Aidan, dairesine barikat
kurar. İnsanlar salgından kurtulmak için şehirden kaçmaya çalışır. Dairesinde
tek başına kalan Aidan, kapana kısılmış bir şekilde dışarıda olanları takip
eder ve salgından kurtulmayı başaranlara ulaşmaya çalışır. Bu sırada karşı
apartmanda Eva adında bir kadının da kendisi gibi eve kapandığını fark eder.
Eva ile iletişim kuran Aidan, zor da olsa kadının yanına gitmeyi başarır. Dünya
kaosa sürüklenirken Aidan ve Eva hayatta kalmak için savaşmak zorunda kalır.
Altyazı
Ben Aidan.
Bugün 42. gün.
Üzgünüm çünkü denedim.
Merhaba?
Merhaba?!
Oh, güzel.
Babana gel.
Hadi tatlım.
Hadi.
Sıradaki mesaj Sivil
Savunma Dairesi'nin/i> talimatı gereğince
iletilmektedir.
Bu bir acil durum
yayınıdır.
Test değildir.
Yüce İsa Oh, Tanrım Acele edin, koşun!
- Koşun!
- Koşun.
Yardım edin!
Hey!
Hey, tatlım!
Sorun yok.
Seni almaya geli Birileri seni kurta Hayır!
Yüce İsa!
- Hop hop!
- Hop!
Hey!
Hey!
- Ne olu - Sorun yok Hey, hey, hey.
- Ben komşunum!
- Dairemden defol!
- Ben senin komşunum!
- Çık dışarı!
Yüzümü tanıyorsun!
Değil mi?
Beni görmüştün.
Tanıyorsun!
yan dairede
oturuyorum.
Ben brandon.
Lütfen Lütfen.
Yardım et.
Burada ne yapıyorsun?
Kapı kilitli değildi.
Evet, neden
dairemdesin?
- Ne - Bir şey oldu.
Evet, kahretsin!
Neden buradasın?
!
Yalnız mısın?
?
Neler oluyor?
Ev arkadaşım bana
saldırdı.
Onu beşinci sınıftan
beri tanırdım.
Tanrım!
Büyük şehirler
tamamen kargaşa içinde!
Hastalık kapmış
insanlar çok tehlikeliler!
Gözlerinde kanama ve çığlık
attıklarını görüyoruz.
Ayrıca yamyamlık da
görüyoruz.
Virüs kan yoluyla, öncelikli
olarak ısırılmayla derideki çiziklerle bulaşıyor.
Enfekte olanların
sayısı Sıradaki mesaj Sivil Savunma
Dairesi'nin talimatı gereğince iletilmektedir.
Ben enfekte değilim.
İyiyim.
Ben iyiyim.
Ben iyiyim Beni buradan çıkartma.
- Hayır!
- Üzgünüm.
- Öleceğim!
- Sana burada yardım
edemem.
Gitmen gerek.
Dostum!
Hayır!
Hayır!
Defol git buradan!
Çık dışarı!
Üzgünüm.
Git.
Git!
Tommy!
Tommy!
Kimse yok mu?
Bazı insan grupları
görüyoruz Yani mücadele eden insanlar.
Bunu önermiyoruz Saldırıya
uğrarsanız, kesinlikle kendinizi korumalısınız.
Ama şimdiye kadar
gördüklerimiz, hayatta kalmanın en iyi yolunun, enfeksiyondan kaçınmak için enfeksiyona
yakalanmamak, ve temastan tamamen kaçınmak olduğudur.
Saklanacak bir yer
bulun ve orada kalın.
Umarız bu çok uzun
sürmez.
Üzgünüz.
Çevirdiğiniz numara
aranamıyor Lütfen numarayı kontrol edin ve Birisi yardım etsin.
Babam: İyi misin?
Babam: Hey evlat,
televizyonda korkunç şeyler var.
Kızkardeşinden haber aldın mı?
Babam: Sana geliyoruz.
kapıyı açmadan biz
olduğumuza emin ol.
Babam: Sana gelemiyoruz evlat.
Bizi merak etme,
birlikteyiz.
Kızkardeşine göz
kulak ol, güçlü ol ve HAYATTA KAL!
Neler oluyor?
Annem: Sana ulaşmayı
deniyoruz.
Lütfen bizi ara.
Tüm hatlar şu anda
meşguldur.
Lütfen sonra tekrar
deneyin.
İmdat!
Bu adamı hücuma
koymalarını seviyorum.
yani, herşeye vuruyor.
Ona bir bak.
Onun vurduğu topu
tutamazlar.
Üstüne üstlük güç
için vuruyor.
Harika.
Yani, biyolojik bir
zorunluluğun yokluğunda Enfekte olan insanlarda sadece canlı ve enfekte
olmayanları yeme isteği uyandıran psikolojik bir dürtü olabileceğini öğrendik.
Beyin
fonksiyoyonlarını önemli ölçüde etkileyen.
kimyasal değişimler
oluyor.
.
Gözlemler öfke ve
utanc duyularının aynı anda
çalıştıklarını gösteriyor.
Aradığınız kişi
müsait değil.
Yani eğer yiyecekleri
paylaşmayı düşünüyorsanız bu akıllıca olur Ama suyunuzu da göz ardı
etmemelisiniz.
Şimdilik hala
sularımız akıyor, Ama diğer büyük şehirlerden suya erişimi kaybettikleri hakkında haberler
alıyoruz.
Bir insan yemeden üç
haftaya kadar hayatta kalabilir, Ama susuz ancak üç gün Beni rahat bırak!
Selam!
Bu benim ilk video
günlüğüm, sanırım.
Sanırım kaydediliyor.
Şey, benim adım Aidan.
Ve bu şey başladıktan
bu yana yedi gün oldu.
Haberler bunun evrensel
bir salgın olduğunu söylüyor.
Birinci günden beri
yalnızım.
Gariptir ki ben daha
önce hiç hayatımda üç günden fazla bir
başıma kalmamıştım.
Buradan çıkamıyorum.
Ve telefonlar da Uzak dur!
Bunu duyabiliyor
musunuz?
Bu Bu devamlı oluyor.
Her zaman.
Ve, şey Ben şey şey Deniyorum
Şimdi, enfekte olmuş bir beyinde yanlış
giden iki şey var.
Birincisi hasta beyin
özellikle öfke ve saldırganlığı kontrol eden alanlarda aşırı derecede hassaslaşıyor.
Gördüğümüz kadarıyla
enfekte olmayan canlılarla temas olunca tetiklendi.
Hasta beyin devreye
girince, ön korteksin doğal faaliyetlerini baskıladı.
Davranışı etkilemek
için yeterli değil, but enough to ama
çığlık atmak için yeterli.
Evet ve sebep istemsiz
hareket.
İstemsiz hareketler
de olsa bile isimlendirme yanlış Kasılma.
.
enfeksiyondaki son
hareketlerdir Sen delisin!
Yani sen onların ne
yaptıklarını bildiklerini mi söylüyorsun?
Bazı temel
düzeylerde, evet.
Ve neredeyse
kendilerini durdurmak için çığlık atıyorlar.
Ama yapamıyorlar.
Hey, ben Aidan.
Bu sanırım benim
onaltıncı video günlüğüm.
İlk yaptığımdan beri hergün
bir tane yaptım Hemen hemen her gün bir
tane.
Her şey gibi yavaş yavaş tükeniyorum.
Ve, şey Yani, buradan çıkıp gitme noktasına geldim.
Ama Haber kanalları yeni bir şeyler çekmeleri için
muhabir göndermeyi bıraktı.
Tekrar tekrar aynı
klipleri oynatıyorlar ve aynı şeyleri söyleyip duruyorlar.
Sanki hiçbir şey
olmuyormuş gibi sakin kalmaya ve sakin davranmaya çalışmaları tuhaf.
Ama sen bunun birşey olduğunu söyleyebilirsin.
Ben hala yine de
izliyorum, çünkü, bilmem belki ailemi TV de görürürüm.
Bunun aptalca
olduğunu biliyorum.
İhtimaller nelerdir?
"Duyusal
Yoksunluk" hakkındaki bu şeyi uzun zaman önce okumuştum.
İnsanları Duyusal
Yoksunluk Odaları'na koyarlar, ses yok, görüş yok, hiçbir şey yok.
Bir süre sonra
halisünasyon görmeye başlarsın.
Aklı tamamen başında
olan insanların görmeye başlayacağı gibi.
Sadece birşeyler
görürsün Sanki beynine yerleştirilmiş gibi.
Sanırım sınırlarımdan
çıkmaya başladım.
Bilmiyorum, sanırım
şey gibi olacak Bu gerçek.
Hayır.
Hayır.
Bana neler oluyor?
Bu sanki şey gibi Hayır, Ne olduğunu bilmiyorum.
Bu bir gizem değil.
Aklımı kaçırıyorum.
Düşünmeye Bir adamın iki kırık bacak üzerinde güvenli bir yere ulaşmak için karda
kilometrelerce süründüğü bu hikayeler hakkında düşünmeye devam ediyorum.
Ve Ön kapımı bile açamıyorum.
Bir korkak olduğunun
farkına varmak bunu bilmek büyük bir
şey, bilirsin.
Pekala, üç gün içinde
açlıktan ölmeye başlayacağım.
Ne ?
Duydun mu ?
Ne- ne bu ?
Bütün hatlarımız şu
anda meşguldür.
Lütfen sonra tekrar
deneyin.
Aidan.
Tatlım orada mısın?
Ben annen.
Baban ve ben senin
için gerçekten endişeleniyoruz.
Umarım evdesindir.
Kızkardeşin yollar
kapanmadan - şehirden ayrıldı.
- Kızkardeşinin
yanına git.
- Kulübemize gidiyor.
- Güvende ol.
Biz buradan yeterince
hızlı ayrılamayız.
Lütfen ona ulaşmaya
çalış.
Aramalarımıza cevap
vermiyor.
Telefonların orada
çalışıp çalışmadığını bilmiyorum.
Lütfen, onunla
irtibata geçmek için her şeyi yap.
- Ve, tatlım
endişelenme.
- Hayır, baba Burada ofisteki herkesle birlikte kilitliyiz.
- Biz iyiyiz.
- Hep birlikte olmayı
umuyorum.
Beni dinle tatlım.
Dışarı çıkma, ve
kapını kilitli tut.
Kapının önünde birisi
var.
Yapma.
Defol buradan.
Mary, masanın altında
kal.
- Neler oluyor?
- Geri geleceğim.
Beni rahat bırak!
Beni rahat bırak!
Burada kal.
Lütfen, hayır.
O benim kızım!
Lütfen, hayır,
öldürmel - Tom.
- Hayır, lütfen!
Tom Uzak dur!
Tom.
İnanamıyorum Alo?
Neden Neden Anne
Baba Anne Lütfen.
Dur.
Lütfen.
Dur.
Ben iyiyim!
Ben iyiyim!
Buraya gel!
Lütfen, yardım et!
Buraya gel!
Buraya.
Buraya gel!
Buraya gel!
Buraya gel.
Buraya gel!
Buraya gel!
Ben Aidan.
Bugün Bugün
42.
gün.
Üzgünüm.
Pekala.
Kahretsin.
Bu benim son video
günlüğüm.
Pilim bitmek üzere, ve
şarj etmemin şimdilik bir yolu yok.
Yani Bugün bir kızla tanıştım.
Pekala,
"tanıştım" iddialı bir sözcük olabilir, çünkü Gerçek olduğuna nerdeyse eminim Ve o da yalnız
olabilir.
ve suya, yiyeceğe ya
da herhangi bir yardıma ihtiyacı vardır.
Ona yardım
edebilirim, sanırım.
Pekala, yarın denerim.
Gerçek olduğuna
eminim.
Öyle olmalı.
Ve Oh, evet.
İşte pilim bitiyor.
Hayır, hayır, hayır,
hayır!
Bu taraftan!
Selam.
Tanrım, bir psikopat gibi
görünüyorsun.
Aidan.
Hayır, hayır, hayır,
hayır, hayır.
Ne ?
Hayır.
Eva.
Yalnız mısın?
Selam.
Evet?
Evet, ben de.
Kahretsin.
Bu berbat.
Sen gördüğüm Evet?
Evet?
ilk kişisin Ah, haydi.
Nereye koydun?
Hadi Aidan.
Sersem.
Tamam, seni görebilir.
Kendi kendine
konuşmayı kes.
Sana zarar
vermeyeceğim.
Bunları önceden yazıp
hazırladın mı?
Bu garip değil mi?
Yiyecek ve suyun var mı?
Kahretsin.
Tamam.
Çok şişe suyum var.
Kahretsin.
Tanrım, işe
yaradığına inanamıyorum.
Çevre için kötü.
Şaka yapıyor Tanrım.
Aptalca.
biliyorum.
Özür dilerim.
Hayır, hayır, hayır,
hayır, hayır.
Hayır.
Hey, bekle, bekle,
bekle.
Dur biraz.
Yarın yine konuşalım
mı?
Hoşçakal, Eva.
Bu iyi değil.
Pekala.
Uyandın mı?
Dün ne oldu?
Duvarıma vurdular.
Beyzbol eldivenin var
mı?
Evet!
Şimdi, sadece Lütfen çalış.
Oh, tanrım.
Dur!
Hayır!
Hey, hayır!
Hayır!
Buraya!
Evet, Evet.
Buraya!
Buraya!
Buraya!
Buraya!
Buraya!
Evet!
- Öldür beni!
Öldür beni!
- Kahretsin.
Öldür beni!
Oh, Kahretsin.
Hey, hey!
Hayır!
Hayır!
Hey!
Hayır, hayır!
Buraya gel!
Buraya gel!
Hey, hey, hey!
Buraya Gel!
Buraya!
Buraya!
İçeri gir!
Hayır!
Hey!
Haydi.
Kes şunu Ne
yapacağımı bilmiyorum.
Oldu mu?
Ne yapacağımı söyle.
Burada kalırsam
ölürüm.
Bunu biliyorsun.
Pekala, öyleyese ne
yapayım?
Koridorlardan geçip
ona ulaşamazsın.
Koridor olmazsa.
Yakınına git.
Ama nasıl
yaklaşacağım?
Koridordaki bütün
kapılar kilitli.
Belki şey yapabilirim
Evet, buldum.
Oh, hayır!
Hayır.
Bundan nefret
ediyorum.
Fıstık ezmesi Oh,
evet, bu şey hiç bozulmaz.
Oh, evet.
Mm, tamam.
Tabii, o bir dağcı.
Haydi.
Evet, evet, evet.
Birşey, birşey, ne
olursa.
Birşeyler olmalı,
haydi.
Burada bir şeyler
olmalı.
Haydi.
İşte Sağlam.
Bana dokunma!
Bana dokunma!
Hayır!
Bana dokunma!
Bana dokunma!
!
Bana dokunma!
Uzak dur benden!
Yardım et.
Yardım et.
- Benimle dalga mı
geçiyorsun?
- Yardım et.
Bu iş hiçte kolay
olmayacak!
Uzak durun.
Uzak durun.
Uzak durun.
Kurtar beni.
Uzak durun.
Kurtar beni.
Uzak durun.
Hayır!
Teşekkür ederim.
Tamam.
Merhaba.
Ne?
Oh, bir dakika, bunu
ona nasıl ulaştıracağım?
Tamam.
Pekala, herşey
yolunda.
Tamam, tamam.
Sen kahrolası bir
ninjasın.
Sen bir ninjasın.
Evet!
Merhaba?
Uh, Aidan?
Merhaba?
Eva.
Hey.
- Aidan?
- Bu Bekle.
- Orada mısın?
- Evet.
Hey.
Eva, selam.
Ben Aidan.
Evet, buradayım.
Beni duyabiliyor
musun?
Oh, tanrım.
Evet.
Evet, seni
duyabiliyorum.
Hey.
Selam.
Merhaba.
Selam.
Bunu yapatığına
inanamıyorum.
Özür dilerim, şey,
biraz zaman aldı.
Nasılsın?
Şimdi harikayım.
Sen nasılsın?
İyiyim.
Sesini duymak
gerçekten çok güzel, Eva.
Seninkini duymak da
öyle.
.
Bekle, hey Eva, unutmadan önce Hala duvarına vuruluyor mu?
Çünkü düşünüyordum da
Hey, Aidan?
Evet.
Evet, buradayım.
Pardon, gerçekten
çok, çok uzun zamandan sonra birsiyle konuşuyorum.
Evet, ben de öyle.
Belki sen biz sadece Yani yaknda bu şeylerle haberleşmek zorunda
olacağız, ama belki ama bir kaç
dakikalığına başka şeylerden de
bahsedebilir miyiz?
Sen sörf yapıyorsun
değil mit?
Bazen senin sörf
tahtanı görüyorum.
Balkonda da ıslak giysiler.
Şey, evet, sörf
yapıyorum.
Doğru.
Kız arkadaşın var
değil mi?
Sanki görmüştüm O benim kız arkadaşım değildi.
Peki ya sen?
Bir erkek arkadaşın ya da kız arkadaşın var mı ?
Hayır.
Yani bir kaç yıl önce
nişanlıydım.
Ama hayır, ondan
sonra olmadı.
Hiç aşık oldun mu?
Bir kez oldum.
Evet, beşinci sınıfta
Jenny Caldwell.
Çok tatlıydı, ve
elimi tutmuştu.
Sonra ben ağladım, ve
kustum.
Bu neslin en romantik
aşk hikayesiydi I see that you like to draw.
Sen ?
Çizmeyi seviyor musun?
Evet, severim.
Benim modelim
olmuştun - Bir veya iki kez.
- Sen beni mi çizdin?
Kulağa aslında
olduğundan çok daha garip geliyor.
Şiddete uğramış
hissediyorum Yani, sadece son zamanlarda görecek çok şeyim yoktu, özür dilerim.
Dün gece ne yaptığını
gördüm.
Çok cesur ve
cüretkardı.
Yeterince teşekkür
edemem.
Teşekkürler, Eva.
Sonra konuşalım mı?
Evet, sonra konuşuruz.
Pekala.
Hep bunlardan birinin
içinde bulunmak istemiştim.
Aynı filmlerdeki gibi.
Burası berbat kokuyor.
.
Kahretsin.
O ölü.
Ölü.
Gerçekten ölü Ölü.
Tamam.
Tamam.
Haydi, lütfen.
Yok artık.
Twinkies!
(Kremalı kek) Oh,
bana iyi davran.
Aman tanrım, Eva'ya
söylemeliyim.
Oh, Tanrım.
Çıldırmıştır.
Hey, Eva?
Aidan?
Eva, ne bulduğuma
inanmayacaksın.
Nerelereydin?
Yiyecek bulmaya
çıktım.
Ne?
Eva, bak, bir şey
buldum.
Ne düşünüyordun ki?
Biz Biz kavga mı ediyoruz?
Evet Aidan.
Çünkü öylece
gitmişsin.
Neden kızdığını
gerçekten bilmiyorum.
Bana söylemedin.
Bunun hakkında
konuşmadık.
Son 20 dakikadır
senden haber almaya çalışıyordum, öldüğünü sandım.
Yalnız olmaktan mı
korkuyorsun?
Ben de korkuyorum.
Özür dilerim Eva.
Böyle şeyleri
birlikte yapacağız, tamam mı?
Yiyeceklerin gerçekten
bittiği gerçeğini saklamıyorsun.
Bunun hakkında
konuşacağız ve birlikte bunu halletmenin yolunu bulacağız.
Bu ilişkide birisine
bağlanan .
tek kişi ben değilim,
biliyorsun değil mi?
Kapa çeneni.
Nerdesin?
- Yan dairemde, sanırım.
- Güvenli mi?
Evet, evet, evet.
Yani, burada kimse
yok.
Banyomun üzerindeki
boşluktan sürünerek geldim, ve burada canlı hiçbir şer yok.
- Yani - Peki yiyecek buldun mu?
Eva, inanmayacaksın.
Biz biz bu şey geçinceye kadar bekleyebilirdik.
Bu şeyler belki
açlıktan ölecektir, bilirsin.
Sonra da sonra da kızkardeşimi bulabilirim.
Aileni bulabiliriz.
Ve-ve buradan
çıkıp gidebiliriz.
Bizim gibi başka
insanlar da olmalı.
Bilirsin, hayatta
kalanlar.
Ve güvenli bir yer
bulabiliriz.
Eva?
Daha ne kadar
bekleyebilirim bilmiyorum.
Yine duvarındalar mı?
Kahretsin.
Bekle Şimdilerde günde dört, beş defa.
Haberler; umutsuz
olduklarında rutinleri tekrarladıklarını söyledi.
- Pekala - Seninki gibi bir ip yaptım.
- Sen ne?
- Çarşaflardan Kendi
tarafıma inebilirsem, Senin tarafına da çıkabilirim, ne dersin?
Evet evet.
Şey, evet, belki.
- Ya da belki
koridorlardan?
- Hayır, hayır.
Koridorlar olmaz, Eva.
Koridorlar olmaz.
İp iyi bir fikirdi, tamam
mı?
- Sana geleceğim.
- Hayır, hayır.
Bu senin için çok
riskli.
Seni orada tek başına
bırakmayacağım.
Aidan, hayır, lütfen.
Orada konuşmanın güvenli
olduğundan emin misin?
Evet, evet.
Budolabı kapıya
dayalı vaziyette.
Bekle.
Ne?
Ne?
- Buzdolabını hareket
mi ettirdin?
- Hayır.
Peki orada kimse yoksa
budolabı kapıya nasıl dayanmış?
Aidan?
Aidan?
Buradayım.
Oradan çıkman gerek.
Yapamam Eva, ben Yiyecek ve sırt çantası için geri dönmeliyim.
Hayır, hayır, hayır.
Beni dinle, onları
unut.
Güvenli değil.
Güvenli değil.
Çıkmalısın.
Hayır, hayır.
Eva, yapamam.
Açlıktan ölürüz, Geri
dönmeliyim.
Telsizimi
kapatmalıyım, tamam mı?
O zaman ses çıkarmaz.
Eva, sana bir şey
olursa, avluya bir şarap şişesi veya birşeyler at, kırıldığını duyar ve senin
için gelirim.
Eva?
Lütfen, bana geri dön.
Lütfen, güvende ol.
Olacağım.
Bu da ne ne?
Sen çığlık atmıyorsun.
Sen de öyle, fakat
üstünde kan var.
Oh, kendimi kestim,
ya da öyle bir şey.
Elindeki havalı bir
mızrak.
Ben yaptım.
Gerçekten mi?
Bunu marketten
alamazsın.
Ben hasta değilim,
tamam mı?
Eğer olsaydım canımı
alman için sana yalvarırdım.
Nasıl olduğunu gördüm.
Seni bununla tehdit
ettiğim için özür dilerim.
Başka türlü davranmış
olsaydım, sanırım şimdi iyi olurdu.
Evet.
Ben Ben senin yemeğini almaya gelmiştim.
O benim yemeğim değil.
Bir kaç hafta önce
duvardan geçerek geldim.
İkimiz de yağmacıyız.
Pekala.
Yalnız mısın?
Ha?
Evet.
Yalnızım evet.
Sen?
Şey, evet.
Öyleyse az önce
kiminle konuşuyordun?
Ne?
Az önce konuştuğunu
duydum.
Oh, o bendim.
Bazen kendi kendime
konuşurum.
Ben onu her zaman
yapıyorum.
Ama ben yaşlıyım.
Bunu yaşlılar yapar.
Yani, burada yaşayan
her kimdiyse salgın başladığında binanın dışındaymış.
- Onu tanımıyor
muydun?
- Hayır, sen?
Yani, birazcık.
Benim komşumdu.
Ama dışarda değildi.
Şurada arkadandaki
banyoda kendini öldürmüş.
- Şunları açtın mı?
- Ne?
Perdeleri.
Evet, içeri ışık
girsin diye.
Kendini mi öldürdü?
Yapma bunu, tamam mı?
- Tamam.
- Evet.
Küvette bileklerini
kesmiş.
Ben geldiğimde ne
kadar yiyecek olduğununa bakılırsa, ilk günlerde yapmış
olmalı.
Ceset nerede?
Battaniyeye sarıp
bantladım, ve salona sürükledim.
İhtiyacın olan tek bu
çanta mı?
Evet, evet.
Bekle.
Sana başka bir tane
getireyim.
Çok aç görünüyordun.
Oh, evet.
Evet, kesinlikle.
- Çiğne.
Yavaş ye.
- Haklısın Teşekkür
ederim Bu, şey, gerçekten çok iyi Teşekkür ederim.
Kendim hazırlıyorum.
Nerdeyse tamamdır.
Bu şeyden önce
biriyle beraber miydin?
Ne?
Yavaş ye.
Çiğne.
- Çiğneyerek ye.
- Pardon.
Bilirsin işte, ev
arkadaşı?
Kız arkadaş?
Hayır.
Hayır, sadece ben
vardım.
.
Oh.
Tüm bu zaman
süresince yalnız mıydın?
Yani, sadece diyorum
ki başkaları da varsa, yiyeceklerinin olup olmadığından emin olmalıyız.
Evet Birsini öldürdün mü?
Oh, bunu
sormamalıydım.
Özür dilerim.
- Gerçekten
yapmamalıydım - Hayır, hayır.
Gerçekten, sorun yok.
Öldürdüm.
Ama, şey Ama öldürmediğim biri var.
Hala aklımda olan bir
kişi.
Öldürmek zorunda
değildiysen, neden birini öldürdün?
Evet.
Hey, elektrik
gitmeden önce haberleri izlemiş miydin?
Evet, bu insanların ne yaptıklarını bildikleri söylendi.
Bunu hayal edebiliyor
musun?
Ben de birisinin beni
öldürmesini istemiyordum.
Belki bir tedavi
bulunur.
Kahretsin, yüzyılı
aşkın bir süre önce kanser için çare
arıyorduk.
Ve bu Dünya boka
batmadan önceydi, yani Bırakayım da
yemeğini ye.
Özür dilerim.
Bu bu hiç yardımcı olmadı.
Çok kibar davrandın.
Ben Mecbur kaldın mı?
Neye mecbur?
Birini öldürmeye.
Ben mi?
Hayır.
Hayır, asla.
Bu güzel.
Evet.
Hey, tüm bunlarla iyi
olduğundan emin misin?
Burada bize bir ay
yetecek kadar yiyecek var.
Ve ona ulaştığımızda
köprüyü geçeceğiz.
Evet, ve eğer mümkün
olduğunca uzun süre dayanabilirsek, eninde sonunda açlıktan öleceklerini
düşünüyorum.
Muhtemelen haklısın, aslında,
şu yamyamların yedikleri şeylerden sınırlı miktarda temin edilse.
Senin için bir şeyler
bulmamı istersen bana söyle.
Evet.
Bir karısı olduğunu
sanıyor musun?
Ne?
Burada yaşayan adamın.
Jonathan.
Adı Jonathan.
Evet, pardon.
Karısı hayır, sanmıyorum.
Burada hiç bayan
elbisesi yoktu.
Evet, sadece
hayatından vazgeçmesi için bir sebep
olabileceğini düşündüm.
Yani, eşin böyle
hastalansaydı, evet, bazı insanların bunu yapabileceklerini tahmin ediyorum.
Belki.
Hayır, o benim.
Birilerini kaybettin
mi?
- Ebeveynlerimi - Ah,
özür dilerim.
Ve kızkardeşim,
sanırım.
Bilmiyorum.
Ama olan bu,
gerçekten.
Onlar dünyada umursadığım
ve beni umursayan üç insan.
Ya kızkardeşin.
Yani hayatta olabilir
Aslında bunu bilememek çok kötü.
Bilirsin.
Onu aramak için orada
olmalımıyım diye merak ediyorum.
Yani, sanırım bu çok
kötü.
Sana bu konuda
katılıp katılamayacağımı bilmiyorum.
Evet.
Özür dilerim.
Pekala , bunu bir
dakikalığına düşün.
Hayatının büyük bir
bölümünde biriyle olduğunu ve birlikte uzun bir ömür geçirdiğinizi hayal et.
Kim olduğunu değil, kiminle
birlikte olduğunu.
Ve birlikte olmak
gerçekten kendini tanımanın tek yoludur.
Herkesin sorunları
olduğu gibi senin de sorunların olduğunu hayal et.
Ama ne zaman ona
baksan, kimin sana baktığını kesinlikle bilirsin.
Ve kesinlikle onun
senin için, senin de onun için ne hissetmiş olduğunuzu bilirdin.
Etrafında başka neler
olup bittiğinin önemi olmadığını bilirdin.
Bilirdin.
Özünde bunun değişmez
olduğunu bilirdin.
.
Ve sonra o hastalanır.
Ya da orada olup
biten her neyse.
Ve artık sana aşkla
bakmıyordur.
Sana nefretle
bakmaktadır.
Sadece senin
görünüşün onu nefretle doldurmaktadır.
Bunun nasıl bir şey
olabileceğini hayal et.
Sanırım çok kötü
olurdu.
Evet, özür dilerim.
Ne diyeceğimi
bilmiyorum.
- Ben - Hadi.
Aptal olma.
Ben sadece eğlenen
yaşlı bir adamım.
Genç bir adamla
tartışıp hoş vakit geçiriyorum.
Sohbet için birşeyler
uyduruyorum.
Tamam.
Eğlenmem lazım.
Bu defa değil.
Sen genç bir adamsın,
ve geleceğin bu şeyle mahvoldu, ve Bu
eğlenceli değil.
Senin için üzülüyorum.
Evet, çok üzgün
hissediyorum.
Oradaki en üst rafta
biraz içki var.
Git kendine bir
şeyler bul.
Evet.
Teşekkürler.
Öldür beni.
Öldür beni.
Öldür beni.
Öldür beni.
Öldür beni.
Öldür beni.
Öldür- Öldür beni.
Ayılman gerekiyordu.
Bayağı zaman aldı.
Umarım seni
incitmedim.
Neler oluyor?
Tanrı aşkına lütfen sesini
alçalt.
Öldür beni.
Öldür beni.
Lucy, dur!
Ben Üzgünüm.
Gerçekten.
Bunun çoktan bitmiş
olması gerekiyordu.
Ama bilincin yerindeydi ve o yapmazdı Neyi yapmazdı?
Neyi yapmazdı?
Öldür beni!
Öldür beni!
Lucy, dur!
Adını bilmiyorum.
Aidan.
Aidan?
Ben Edward.
Lütfen!
Yapamazsın.
Sessiz durman daha
iyi.
Seni duyarsa uyanır.
- Ne Hayır!
Oh, Tanrım!
- Öldür beni!
Öldür beni!
Öldür beni!
- Öldür beni!
Öldür beni!
- Lucy, lütfen.
Öldür beni!
Oh,t anrım.
Öldür beni!
Hayatım boyunca
kimseye zarar vermedim.
Asla.
Bu ben değilim Ama
başka- başka- başka ne yapabilirim?
- Onu seviyorum.
- Öldür beni!
Sevdiğin insana göz
kulak olursun Böyle zamanlarda, herkese göz kulak olamazsın.
Ama ailene göz kulak
olursun.
Bu nasıl yanlış
olabilir?
Beni öldürürsen, beni
yiyemez.
- Biliyorum.
- Öldür beni!
Yapacağımız şey senin
bu ağrı kesici haplardan almandır.
İstediğin kadar.
Sonra etki
gösterdiklerinde, atar damarında küçük bir kesik açacağım, ve kanayacaksın,
yeterince kanadığında direnmek için çok zayıf düşmüş olacaksın.
Sonra ayaklarını
bağlayıp senin onun yanına götüreceğim.
Ondan sonra hiçbir
şey hissetmeyeceksin.
Hiçbir şey.
Öldür beni!
Ne zamandan beri
böyle?
Başladığından beri.
- Öldür beni.
- Bunu önce de yaptın!
- Komşuna yaptığın
gibi!
- Hayır, o zaten
ölmüştü.
Ona dokunmadı.
Hayır, sen ilk normal
insansın.
İki köpeğimi.
İki köpeğimi aldı.
Bu delilik!
Benim güzel, sevgili,
sadık köpeklerim.
Karım onların
köpeklerimiz olduğunu anlamadı.
Oh, tanrım, bende çok
hayal kırıklığı yarattı.
Onun karın olduğunun
tek göstergesi ne istediğini sana söylemesi.
O ne istediğini
bilmiyor!
Sana ölmek için
yalvarıyor!
Oh, o hasta.
- Bir tedavisi
olabilir.
- Ya sonra ne olacak?
İnsanları yediği için
kendini asla affetmeyecektir.
Bundan kurtulacak her
insan affedilebilir şeylerden affedilecektir.
Ama sen
affedilmeyeceksin Sen edilmeyeceksin Yapmak
zorundayım.
Başka seçeneğim yok.
Hayır, lütfen!
Hayır, sen lütfen!
- Yapmam - Öldür beni.
- Acı çekiyor - Acı
mı çekiyor?
Acı çeken benim.
Yüce İsa, Tanrım!
O bir öğretmendi Bunu
biliyor muydun?
Sana bunu söylediğimi
sanmıyorum.
Aidan!
Yüce İsa!
- Hayır!
hayır,hayır, hayır,
hayır!
- Dışarıda biri var.
- Hayır, hayır!
- Birisiyle mi
birlikteydin!
Öldür beni!
Oh, hayır!
Aidan, yardım et!
- Eva?
- Aidan, beni dinle.
İçerideler.
Evimdeler.
Seni almaya geliyorum.
Hadi!
Odamdalar.
Tamam, seni almaya
geliyorum.
Nasıl?
Hayır, hayır,hayır,
hayır,hayır.
Uzak dur!
Uzak dur.
Uzak dur.
Uzak dur.
Uzak du Aidan?
!
Çabuk, Aidan.
Çabuk, Aidan!
Geliyorum!
Dikkat et Defol!
Defol!
Aidan, acele et, kurtul
ondan!
- Onu üstümden al!
- Kurtul ondan, Aidan!
Eva?
Aşağıya bana gelmen
gerek.
Yapabilirsin!
Hey, sadece bana bak!
Bana bak!
Aidan, Ben Yapamıyorum Eva, yapmalısın!
Yapmalısın, tamam mı?
Sadece aşağıya sark!
Yapabilirsin!
Evet.
Aynen öyle.
Tuttum seni.
Tuttum seni.
Aynen öyle, mükemmel.
- Selam.
- Selam.
Muhtemelen gitmemiz
gerek.
- Hazır mısın?
- Evet.
Tamam.
Eva!
Tuttum seni!
Yürü, yürü.
- Öldür beni.
- Oh!
Tanrım!
Aidan.
Aidan.
Çekici aldım.
Çekici aldım.
- Öldür beni.
- Haydi!
Öldür beni.
Boşver.
Onu bırakalım.
Haydi.
Haydi.
Öldür beni.
Pekala, herşey
yolunda, vardık.
Dışarı çıkacağız, sağa
dönüp, köşeyi döneceğiz, sonra doğruca 4327'ye.
- Dört-üç-iki-yedi.
- Tamam mı?
- Tamam.
Evet.
- Hazır mısıny?
Eva!
Aidan!
Aidan, dikkat et, dikkat
et, dikkat et!
Hayır!
Haydi!
Haydi!
- İyi misin?
- İyiyim.
- Seni ısırdı mı?
- Hayır.
Hayır.
- Tamam.
Tamam.
Sorun yok.
- Ben iyiyim.
Oh, my God!
İşte burada!
Yürü!
Yürü!
Yürü!
Yürü!
Haydi!
Aidan!
Aidan.
Haydi!
Hayır!
Aidan.
Hay aksi!
Buna deli oluyorum Bekle.
Hayır!
Dut, bana dokunma!
Hayır.
Dur.
Uzakta kal.
İşte.
Eva, bunu al.
- Hayır.
Hayır - Beni uzak tut.
Beni beni uzak tutmalısın, lütfen.
Hayır.
Lütfen, bana bunu
yaptırma.
- Hayır, yapamam.
- Eva, ne kadar
zamanımız var bilmiyorum.
- Aidan, lütfen.
- Kötüye giderse Eva, yukarda tutmalısın!
Yukarıda tut!
Lütfen, bana bunu
yaptırma!
Lütfen, sana
yalvarıyorum, Aidan.
Yapma.
Dur!
Hayır!
Aidan!
Lütfen.
Dur!
Aidan, lütfen dur.
Lütfen, bunu yapma!
Lütfen, bunu yapma.
Lütfen.
Aidan.
Aidan, hayır.
Lütfen, lütfen.
Lütfen, aşağı in.
Aidan, bunu sensiz
yapamam.
Lütfen.
Bunu yapma.
Lütfen.
Lütfen.
Eva, iyi olacaksın.
Hayır, olmayacağım.
Olmayacağım.
Banyomdaki tavan
arasına çık ve komşumun dairesine geç.
Orada sana ay sonuna
yetecek kadar yiyecek var.
Orada beklersin.
Sen burada olmazsan
yapmayacağım.
Lütfen, gitme.
Lütfen.
Eva, hayatımı
kurtardın.
Ve seni seviyorum.
İyi olacaksın.
Yapamazsın Hayır, yapma Oh, tanrım.
Oh, tanrım.
Güzel.
- Senden nefret
ediyorum - Ben-Özür dilerim.
Buraya gel!
Eva, bununla başa
çıkamayız.
Birlikte daha
güçlüyüz.
Tamam.
« Prev Post
Next Post »